Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EYLÜL 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
kultur@cumhuriyet.com.tr 15
ALLECRO EVtN tLYASOĞLU
Osman Şengezer'in deneyimleri"Bence Dekorve KostüırT, operamı-
zın ünlü dekor ve kostümcüsü Osman
Şengezer'in kitabı. Elime ilk geçtiği
günden beri ilgiyle inceledim, ne yazık
ki bugüne dek birtürlü tanıtmaya firsat
bulamamıştım.
Aslında en az sahne tasanmcılanndan
söz ederiz yazılanmızda. Oysa perde
açıldığı anda, opera ya da balenin mü-
ziği ilk cümlelerini okumaya başladığın-
da sizi a\oıcunun içine alıveren ilk etki
alanı dekor, ışıkvekostümdür. îlk izle-
nım durağan bir görselliktir. Yavaş ya-
vaş müziğe girersiniz; yavaş yavaş de-
vingenlik, danslar ya da şancılann oyu-
nu (performansı) sizı etki alanına al-
maya başlar. Eğer başlangıçtaki görsel
izlenimimizle oyunun gelişen süresin-
deki diğer etmenler (faklörler) tutarh bir
uyum içindeyse, yapıtın tümüyle başa-
nlıolduğundansözedebilinz. "Sahne-
de kullanılması gereken şeyler, sıradan
şeylerdir. ama sahne tasanmcısının ön-
ce bakış açısuıın, sonra yorumunun şek-
line büründüğü yeni bir araç ve amaç
kazanır". di>or Şengezer. Önce sahne-
nin plastik, durağan görüntüsü ardından
buna insan öğesinin eklenmesi ve ışı-
gın potasında eritmek, sahneye koyucu-
nun ışbirliği ile oyunda (opera, bale, ti-
yatro) gerçekleştirmek.
Dekor ve kostümcünün imge zengin-
liği yapıtın başansındaki büyük etken-
dir. Osman Şengezer, kendi yaratıcılık
alanını.başlıbaşına bir birim olarak de-
ğil de alçakgönüllülükle. oyunun orta-
ya çıkmasındaki tüm ekiple paylaştır-
mış: "Dekor ve kostüm. yaratıcısının
kompozitör. yazar. yönetkri ve koreograf-
la ortak çalışması ile belirginleşir, bir
ordunun ortak çalışması ile gerçekle-
şir" diyor \e oorduyuanlatıyor. Bizler
koltuğumuza oturup sahneyı ızlemeye
koyulduf umuzda doğal olarak bu ordu-
dan hiç haberimiz yoktur. Maketçiler,
teknik ressamlar, marangozlar, tornacı-
lar, demirciler: realizatör. ressam. bo-
yacı, bez işçisi, alçı işçisi, heykeltıraş-
lar; aksesuvarcı, taforcu, sahne taşıyı-
cısı, kurucu, mekanik işçiler; terziler, giy-
dirici terziler, şapka ve çiçekçiler, ku-
aförler, perukacılar, makyajcılar, ışıkçı
ve elektrikçiler. kondüvitler, sahne mü-
dürleri, fotoğrafçılar...
1960'tan bugüne dek
Ankara, Istanbul ve Izmir
gibi büyük kentlerin hemen
her sahnesinde tasanmcılık
yapmış, Türkiye'nin hemen
her iline düzenlenen
rurnelerin dekor kostümünü
üstlenmiş Osman Şengezer.
Onun "Bence Dekor ve
Kostüm" adlı kitabı yeni
yetişen öğrencilere gerek
genel anlamda gerekse
Türkıye koşullan içınde bir
yol gösterici. Kendini
yinelemeden imzasını
koruyabilen bir sanatçının
deneyimleriyle.
Dekor-kostümcü imgegücünü kulla-
nırken "çağın getirdiği yeniliklere açık
olmab" diyor Şengezer. Doğal ki bir
başka sorumluluğu daha var. Yapıtın
özgünlüğüne, asltna karşı taşıdığı sorurn-
luluk. Özgün ile yeninin birleştiği çiz-
gıdeki o incecik aynntılar önemli olan.
Bir de seyircinin dûş gücünü smırla-
mamak, onu koşullamadan bireşime
(senteze) ulaştırmak sorumluluğu. Bu
kitabı okurken daha neler öğreniyorsu-
nuz: Türkiye'deki tiyatro-opera sahne-
lerinin boyutlannı ve olanaklannı, tur-
neye gidecek oyunlar için yapılacak de-
gışiklikleri, tasanm aru ile gerçekleşme
anındaki düş kınklıklannı ya da mut-
luluklan! Bir de dekorun ne çok etke-
ne bağlı olduğunu. Örneğin bir opera
temsilı için tam her şey tamamlanmış,
son provada bir de bakıyorsunuz, akus-
tik açıdan bir sorun çıkıyor. Dekorun or-
tasına yerleştirdiğiniz bir panodan ses
yankilanıyor! Ya da bir yüzey. sesi yu-
tuyor. Bu nedenle önceden düşünülme-
si gereken şeyler var. "Yüzeylerdeld se-
si etkileyecek gözeneklilik. pürüzlülük,
esneklik gibi malzemeye özgü özellik-
ter" incelenmeli! Daha ne aynntılar var.
Örneğin "Butafor AtöJjesi"nin ne iş
yaptığını bilirmiydiniz? "Şamdan, lo-
lıç, mızrak, ölü bir tavuk, artı katlı bir
düğün pastası. saplanınca içine giren
hançer,yapma çiçek, kemerter,çantatarJ"
Bütün bunlann önceden resmi veriliyor
burada çahşanlara. Tüm atölyelere za-
ten resimlerle çizimlerle bir liste halin-
de perde perde her sahnenin gereksini-
mi veriliyor. Ve dekoratör her şey hak-
kında bilgili olmalı. Tüm atölyeleri de-
netleyebilmek için dikişten de resimden
de boyacılıktan da tahta işçiliğinden de
elektrikçilikten de müzikten de anla-
malı! „
Kitabın içinde Şengezer'in bugüne
dek sahne tasanmını gerçekieştirdiği
büyük oyunlann ilk çizimlerinden baş-
layarak temsillerine dek gelişen fotoğ-
raflar yer alıyor. Aynca hemen her ya-
pıtın kendi öyküsünün yanı sıra bizim
sahnelerimize konuş öyküsüne de de-
ğinmiş. Kitabın arkasına eklediği bir
çizelgede 1960'tan günümüze tasan-
mını yaptığı tüm oyunlann listesini ver-
miş. Bu liste oyunlan anımsamak adı-
na, yazanndan bestecisine, çevirmenin-
den rejisörüne. orkestra şefine kadar
bir arşiv niteliği taşıyor. Evet, Osman
Şengezer 1960'tan bugüne dek Anka-
ra. Istanbul ve İzmir gibi büyük kent-
lerin hemen her sahnesinde tasanmcı-
lık yapmış. Türkiye'nin hemen her ili-
ne düzenlenen tumelerin dekor-kostü-
münü üstlenmiş. Onun bu kitabı yeni ye-
tişen öğrencilere gerek genel anlamda
gerekse Türkiye koşullan içinde bir yol
gösterici. Kendini yinelemeden imza-
sını koruyabilen bir sanatçmın dene-
yimleriyle.
Geçen hafta Bursalı özel şirketlere
bir çağn yapmıştık. Devletten kadro
bekleyen müzikçilerine sahip çıkmala-
n, bir an önce o potansiyel ile özel or-
kestralar kurmalan gereğinden söz et-
miştik. Aynı gün Kültür Bakanhğı ta-
rafından Bursa Senfoni Orkestrasf na
kadrolann verildiği bildirihniş. Bu se-
vindirici bir haber... Ancak yine de Bur-
salı özel şirketlere çağnda bulunmayı
sürdürüyoruz: Lütfen bu topluluğa sa-
hip çıkın. Her konseri bir büyük kuru-
luş üstlensin. Orkestrarun çalgısmdan sa-
lonuna kadar gereksinimlerini Bursah-
lar kendileri paylaşsın. O zaman daha
zengin programlarla, daha çeşitli şef ve
solistler getirtilebilir. Kendilerine sa-
hip çıkıldığmı sezen sanatçılarda daha
bir sorumluluk ve coşkuyla sanlırlar iş-
lerine. Daha düzeyli sonuçlar elde edi-
lir. Büyük kentlerimizdeki yıllanmış
kadrolu topluluklan kendi içlerine ka-
panıp coşkusuzluğa yönelten de onla-
ra sahip çıkılmaması değil midir? Şim-
di sınava hazırlanan genç müzikçilerin
kuracağı Bursa Senfoni Orkestrası'nın
bu taze coşkusunu hiç yitirmemesini
dileriz.
Cem Ertekin'den
Adapazan için bir öneri
"Çağdaş Bale Topluluğu"nun kuru-
cusu ve yöneticisi Cem Ertekin, Ada-
pazan'ndaki okurumuz NurtenErus'a,
yeni yapılanacak Adapazan için kültür
etkinliklerinde heran yardıma hazır ol-
duğunu bildirdi. "Yazınızdan anladı-
ğun kadanyla bir kez mahzun olmuş-
b r Ankara Devlet Balesi onlara söz ve-
rip de grtmeyince" diyor. u
Biz her an,
bir misyoner gibi bu hizmete vanz. ts-
tediklerinde, haarolduklannda bödirir-
ler, Adapazan'nda bir bale temsili ve-
rebiliriz bütün ekibimizle. Örneğin bu
yıl için hanrladıgımız Üç Akdeniz'i ser-
gfleyebiliriz onlara*7
diyor.
Gerçekten de deprem bölgesine da-
ha bu tür etkinliklerden söz etmek bi-
raz erken. Hâlâ ölüm-dirim savaşı
veriliyor. Ancak sanatın da yaşamın bir
parçası olduğunu unutmamak adına bu
tür girişimleri övgüyle selamlıyoruz.
Yeni sezona Buca'da yeni oluşturulan göletin yanındaki amfitiyatroda yereceği konserle girecek
IzmırSenfoni Orkestrası naa son durum-*:••>_
ONDER KUTAHYALI
Marmara depreminüı acısı tükenecek gi-
bi değil. Önûmüzdeki günler \ e aylar, Tür-
kiye'nin güzel sanatlara büyük gereksin-
me duyacağı dönem olacaktır. Kimılen-
ne garip gelebilir, ama depremzedelere
güzellikler sunmak. olanak bulunan her yer-
de sergiler açıp dinletıler vermek gereke-
cektir. Nitekim sağduyu sahıbi bazı değer-
li eğitimciler. küçükleri resim yoluyla ya-
şarna çekmeye çahşıyorlar.
Eğer insanımızın sanat etkinlikleriyle,
özellikle de müzikle yüreklendırilmesi is-
tenirse, İzmir, bu onurlu göre\e büyük
katkı yapabilir; ancak bir yandan müzik-
sever hemşehrilerimiz bir yandan da sa-
natçılanmız, sevgili orkestramızdaki de-
ğişimin üzerinden çeyrek yüzyıl geçme-
sine karşın kurumun dmleti verecek bir sa-
lonu. çalışacak binası olamadı. Hem dev-
let hem de İzmirliler. bunlan ona sunama-
dı. SSK işhanmdaki küçük prova salonu.
aynı yerdeki bürolar ve EÜ Atatürk Kül-
tür Merkezi'nin Ahmed Adnan Saygun
Salonu. kurumun kira ödeyerek kullandı-
ğı mekânlardı. SSK yönetimi. Ege Üniver-
sitesi ve TC Kültür Bakanhğı arasında ço-
ğunlukla bürokrasiden kaynaklanan an-
laşmazlıklar, geçen temmuz ayında or-
kestramızı sokakta bırakmanın eşiğine ge-
tirdi.
SSK, yasal olanaklan sayesinde kirala-
n her yıl yüzde 100 artırdı: ama Kültür Ba-
kanlığı yıllık kira artışını yüzde 60'ta sı-
nırlamıştı. Bu yüzden gerekli ödemeyi ya-
pamayan orkestra yönetimi icraya verildi
ve pro\ a salonundan atılmak üzereyken Sa-
yın Çalışma Bakanı ile sanatsever vali-
İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, bu yıl Kültürpark'taki tsmet tnönii Sanat Merkezi'nde çok güzel bir program sunacak.
miz araya girdı; süre biraz uzatıldı.
Öte yandan Ege Üniversitesi Rektörü Sa-
yın Prof. Dr. RefetSaygıh,kira bedeli olan
30 milyan alamamaktan yakınmaktaydı.
Salonun masraflan, öğrencilere aynlan
ödeneklerden karşılanıyordu. Dinletileri te-
dirgin etmemek için salon başka yerlere
de verilmiyordu. Geçen yıl yaptığrmız kı-
sa söyleşi sırasında hocamız bana, dinle-
tileri yanda kesmeyi düşündüğünü bile
açıklamıştı. Böyle bir şey elbette olmadı:
Fakat yaz aylannda orkestra yönetiminden
salonun boşaltılmasını istedi.
Bu olumsuz gelişmeler üzerine orkest-
ranın müdürü Sayın Kenan Gökkayave yö-
netim kurulundaki coşkulu çalışma arİca-
daşlan Baki Onur. Füsun Ann. Şükrü Ei-
bi ve Hakan Şevki Cem büyükşehir bele-
diye başkanı Sayın Ahmct Piriştina'ya
başvurdular; çünkü İzmir'e bir kültür mer-
kezi kazandırmak Sayın Piriştina'nın se-
Muti'nin New York Filarmoni Orkestrasrnın başına geçeceği yolunda söylentiler var
Ünlü Italyan şef
Âmerika yolunda
Kültür Senisi - Ünlü şef Riccardo
Muti'nin, New York Filarmoni
Orkestrası'nın yönetimine geçeceği
konusundaki söylentiler uzun zamandır
sürüyor. Müzik çevreleri. Muti'nin,
Scala Operası'yla imzaladığı kontratın
2001 yılında sona erecek olmasının bu
olasılığı güçlendirdiğini belirtiyorlar.
Özellikle Muti'yi Toscanini'yle
özdeşleştirenler, New York'un ünlü şef
için hiç de uzak olmadığı görüşündeler.
Muti, sıkça yaptığı seyahatlerle
Amerika'yla olan ilişkilerini sıcak
tutmaya her zaman özen gösteriyor.
Daha önce de 12 yıl boyunca
Philadelphia Orkestrası'nı yöneten
Muti'nin, heyecan verici birNevv York
macerasına gönüllü olabileceğini
düşünenler çoğunlukta.
Muti ise gelecek yıllarda Scala
Operası'nın başında olacağı konusunda
çok kararlı bir görünüm sergiliyor ve
New York Filaımoni Orkestrası'yla
yapabileceği çalışmalann îtalya'daki
görevine engel olmayacağmı belirtiyor.
Salzburg Festivali'nin yönetimini de
tam zamanlı bir çalışma gerektireceği '
ve Scala'daki görevini yürütmesine izin
vermeyeceği için kabul ermediğini
vurguluyor.
Muti. Amerika'nın en prestijli
orkestrasının başına geçecek mi? Bu
olasılığın geçerliliğini koruduğunu
savunanlar, Muti gibi dünya çapında
sanatçılann, kendi kariyerleri ve müzik •
adına cesur kararlar vermelennin doğal
karşılanması gerektiğini de sözlerine
ekliyorlar.
• Scala Operası'yla
imzaladığı kontrat
2001 'de sona erecek
Ricardo Muti'nin
Amerika'nın en
prestijli orkestrasının
başına geçeceği
söyleniyor. 12 yıl
boyunca Philadelphia
Orkestrası'nı yöneten
Muti'nin heyecan
verici bir New York
macerasına gönüllü
olabileceğini "**
düşünenler çoğunlukta.
İ
*^LX
çimler sırasında halka verdiği en önemli
sözdü. Orkestrarun isteği, Kühürpark'ta bu-
lunan tsmet Inönü Sanat Merkezi'ydi.
Kültür merkezi yapılıncaya dek sayın baş-
kan bu salonu. simgesel bir kira bedeliy-
le orkestraya verdi. 1999-2000 dinleti mev-
simine anılan salonda başlanacaktır. Ekim
ayında yönetim bürolan da buraya taşına-
caktır.
150 kotaık daha fazla
Ismet Inönü Sanat Merkezi, açıkhava ti-
yatrosundan bozma bir yerdir. Burayı özel-
likle akustik yönden dinletilere uygun du-
ruma getirmek gerekiyor. Konunun uz-
manı olan ODTU Genel Sekreteri Sayın
Prof. Dr. MehmetÇahşkan'a birprojeha-
zırlatılmıştır. Epey pahalı olan söz İconu-
su projenin gerçekleştirilmesi gelecek yı-
la bırakıldı. Şimdilik sahne gerisine, ses-
leri salona doğru yöneltecek olan panel-
lerin konulmasıyla yetinilecektir. Sayın
Kenan Gökkaya, kurumun geçirdiği deği-
şimi birtakım "güzeUikler" olarak nite-
lendirmektedir. Kaygılı günler geridekal-
mıştır. Kültürpark'ın dingin havası, sa-
natçılann daha rahat çalışmasına yardım-
cı olacaktır. Dinletileri izleyecek sanatse-
verler için park sorunu yoktur. Aynca her
dinletinin üç saat öncesinden başlayarak
biletini ya da davetiyesini gösteren sanat-
severler Kültürpark'a ücretsiz girebile-
ceklerdir. Olumlu yöndeki başka bir ge-
lişme de bu salonun kuruma 150 koltuk
daha kazandırmasıdır. Koltuk sayısuıı art-
tırma olanaklan da vardır.
Beethoven'ın 9. Senfonisi
Hem Sayın Gökkaya hem de çalışma ar-
kadaşlan, önûmüzdeki günlere umutla ba-
kıyor. Çok güzel bir yıllık program hazır-
lanmış. İlk dinleti, 1 Ekim 1999Cumaak-
şamı Buca'da yeni oluşturulan göletin ya-
nındaki 3000 kişilik amfitiyatroda verile-
cek. Beethoven'in 9. Senfonisi'yle korolu
fantezisinin seslendireceği dinletiye piya-
nist İdil Biret Ankara ve tzmir Devlet ope-
ralanndan sanatçılar ve tZDOB korosu ka-
tılacak. Durum böyle olunca orkestra yö-
netimi, karamsarhğı bir yana bırakıp ken-
dilerine karşı sabırlı davTanmış bulunan
EÜ Rektörü Sayın Prof. Dr. Refet Saygılı
hocaya, SSK kurumuna, çahşmalara des-
tek veren TC Kültür Bakanlığı'na, sayın \a-
limiz Kemal Nehrozoğlu'na ve özellikle
de Sayın Ahmet Piriştina'ya sonsuz teşek-
kürduymaktadırlar. Gelecek yazımda, ha-
zırlanan yıllık program hakkında aynnrıh
bilgi sunacağım. Daha sonra da yukanda
özetlediğim olay ile ilgili yorumlannı ve
orkestramızın yıllanmış sorunlannı ortaya
koymaya çalışacağım. Şimdilik sanatse-
ver olarak biricik dileğim, başka güçlük-
lerle karşılaşılmadan yıllık programın ek-
siksiz uygulanmasıdır.
Bu arada lzmirlı dostlara da önemli bir
görev düşüyor. Orkestramıza gösterdikle-
ri ilgiyi, ikiye, üçe, dahası dörde katlasın-
lar; salonu sonuna dekdoldursunlar. Böy-
lece IZDSO'nun ulaştığı yüksek sanat dü-
zeyi ve kazandığı başanlar, dağlara taşla-
ra, kurtlara kuşlara dek duyulacaktır ve
sevgili orkestramız 21. yüzyıla daha güç-
lenmiş olarak yeni umutlarla girecektir.
Montreal'in galibi
'Cennetin Rengi'
KiihûrServisi-23. Mont-
real Film Festivali'nin
ödülleri sahiplerini bul-
du. Festivalin büyük ödü-
lü Grand Prix, Iranlı yö-
netmen Majid Majidi'nin
'The Color of Paradise'
(Cennetin Rengi) adlı fil-
mine verildi.
Iki yıl önce aynı festival-
de "TheChildrenofHe-
aven' (Cennetin Çocukla-
n) adlı fılmiyle de büyük
ödüle değer bulunan yö-
netmen, festivalin 23 yıl-
lık tarihinde iki kez ödül
alan ilk yönetmen oldu.
Festivalin önceki gün ger-
çekleşen kapanış törenin-
de ödülünü alan Maji-
di'nin Cennetin Rengi ad-
lı fılmi, yoksul birmaden
işçisi olan babasıyla bir-
likte, Iran'ın kuzeyinde
bulunan köylerine dönen
sekiz yaşında kör bir ço-
cuğun öyküsünü anlatı-
yor. Film, çocuğun, kör
olmasına karşın doğanın
büyüsünü keşfedişi ve ba-
basının yeni bir eş arayı-
şına karşı duyduğu şaş-
kınlık üzerine odaklanı-
yor.
Majidi'nin daha önce
Montreal'de ödül alan fil-
mi, ABD'de gösterime gir-
diğinde büyük ilggi gör-
müş, aynı yıl 'En lyi Ya-
bancı Film' dalında Os-
car'a aday gösterilmiştı.
Montreal Film Festiva-
li'nin Jüri Özel Ödülü ise
iki film arasında paylaş-
tınldı. Italyan yönetmen
Giuseppe Piccioni'nin,
genç bir rahibenin bir gün
eline bir bebek tutuşturu-
luduktan sonra altüst olan
yasamının anlatıldığı 'Not
OfThisWorld'adhfilmi
ile Amerikalı yönetmen
Hampton Fancher'ın sı-
radışı bir kıaldenlinin öy-
küsünü anlatan 'The Mi-
nus Man' adlı yapıtı Jüri
Özel Ödülü'nün sahiple-
ri oldu.
Festivalde bu yıl En lyi
Yönetmen Ödülü'nü ise
yönetmen-senarist Louis
Belanger, ilk filmi 'Post
Mortem'le aldı. Film seks,
şıddet, cinayet. nikrofili
ve ronmantik aşk çembe-
rinde yer alan karanlık bir
öyküyü anlatıyor. En lyi
Kadm Oyuncu Ödülü, Al-
manya yapımı bir dönem
filmi olan The Volca-
no'daki rolüyle Nina
Hoss'a verilirken. En tyi
Aktör Ödülü ise deneyim-
li küçük bütçeli bir yapım
olan 'Poppoya'daki başa-
nsı dolayısıyla Japon ak-
tör Ken Takakura'ya ve-
rildi.
hisancıl AtiHyesi
açılıyop
•Kültür Servisi-Aylık
Kültür veSanat dergisi
Insancıl, 'lnsancıl
Atölyesi'admı verdiği
yeni bir çalışmaya
başhyor. Periyodik
seminerler ve uygulamalı |
çalışmalar şeklinde
düzenlenen atölye
çalışmalannın
yöneticiliğini Mehmet
Esatoğlu yürütecek.
Bunun yanı sıra felsefe semınerlerini Cengiz
Gündoğdu, ideoloji ve günlük hayat seminerlerini
Tevfik Taş. edebiyat seminerlerini Berrin Taş,
müziksel formasyonlar seminerlerini Server Acim,
tiyatro çalışmalannı Mehmet Esatoğlu, müzik
atöh/esinı Ekrem Ataer yürütecek. Ekim ayında
..basjayacak »laB çalışmalara katılmak isteyenler .-:
lnsancıl Dergisi'nin, Istiklal Caddesi Jpek Sokak
Zafer Han. No. 10 Beyoğlu adresine başvurabilnier.
Aynntıh bilgi için 0212 249 80 19 nolu telefon
aranabilir.
Londra'da bekârlar için özel
tiyatro temsili
•Kültür Servisi-Londra'daki Shaftesbury Tiyatrosu,
dünyanın en ünlü müzikallerinden biri olan 'Rent'i
bu ay 'bekâr' kadınlar ve erkekler sahneleyecek.
Tiyatronun bir yetkilisi yaptığı açıklamada, uzun
süredir süren bir anket sonucunda oyunu izlemeye
gelen kişilerin çoğunun evli olmadığı sonucuna
vardıklannı, gerçekleşecek özel temsillerin bu
kişileri birbiriyle tanıştırmak amacını taşıyacağım
belirtti. Böylece, kalbi boş olan herkes 56 dolar
ödeyerek gösteriyi izleyebilecek, ardından
tiyatronun bannda içkisinı yudumlayacak ve daha
sonra da orada tanıştığı 'yeni eşi'yle gece kulübüne
gıdip eğlenebilecek. Organizasyonun bir başka
ilginç tarafı ise, ilanlanmn gazetelerin 'yalnız
kalpler' köşelerine verilmiş olması.
Şakir Sağlam'dan Göçpesimleri'
•Kültür Servisi-Şakir Sağlam'ın 'Göçresimleri'
başlıklı sergisi, sanatçmın kendi adını taşıvan
atölyesinde 12 Eylül'de j — —|
açılacak. 24 Eylül'e
kadar sürecek olan
sergi, sanaçının tüm
çirkinliklere karşı var
olan, yaşayan
güzellikleri betimleyen
resimlerini içeriyor.
Yapıtlannda 'Insanca
olan her şey gibi aşk da
yaşacaktır' temasını
işlediğini belirten
Sağlam, Marmara
Üniversitesi Atatürk
Eğitim Fakültesi Resim Bölümü'nden mezun
olduktan sonra İTÜ Güzel Sanatlar Bölümü'nde
yüksek lisans eğitimini tamamladı. ilk kez 1967'de
karma sergiye katılan sanatçı. bugüne dek on bir
kişisel sergi a.qtı.(418 28 70)
Araovacık Höyüğii sponsor
bulunursa kurtulacak
• Kültür Servisi - Çanakkale ilinin sınırlan içinde
bulunan Araovacık Höyüğü, yakınlarda yapılmakta
olan sulama göletinden dolayı büyük zarar gördüğü
için acil kurtarma kazısına tabi tutulacak. Bir grup
duyarh kişinin konuyu Çanakkale Müze
Müdürlüğu'ne bildirmesi üzerine, zarar gören
alanda inceleme yapılarak, gölet inşaatı sırasında
höyük toprağının dolgu malzemesi olarak
kullanıldığı ve bu nedenle höyüğün önemli bir
bölümünün bozulduğu saptandı. Ancak, prehistorik
döneme ait olduğu saptanan höyüğün zarar
görmeyen kısımlannda yapılacak olan acil kurtarma
kazısıyla höyük tabakalanmasının ve tarihinin
saptanabileceği anlaşıldı. Yapılan incelemeler
sonucunda Köy Hizmetleri tarafından sürdürülen
sulama göleti inşaatının durdurulması ve höyüğün
üzerinden toprak alınmaması ıstendı. Aynca
Araovacık Höyüğü'nde acil bir kurtanna kazısının
başlablabilmesi için konu Kültür Bakanhğı ile
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğu'ne iletildi.
Toplam 8 milyar liraya mal olacağı düşünülen
çalışmalar için sponsor aranıyor. Konuyla
ilgilenmek isteyenler Çanakkale Müzesi'nin 0286-
217 32 52 ve 217 65 65 numaralı telefonlanna
başvurabilirler.