25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7EYLÜL1999SALİ DEPREM Yardını kampanyasına yasak • NEVŞEHİR (Cumhuriyet) - Nevşehir'de bir otobüs firmasının depremzedelere yönelik olarak başlattığı, bir haftalık gelirin yûzde 25'inin bağışlanması kampanyasına valilikçe yasak getinldi. Şehirlerarası taşımacılık yapan Göreme Seyahat Muhasebe Müdürü Recmı Gürbüz, valilik tarafindan haksız rekabet yapıldığı gerekçesiyle kampanyanın durdurulmasının mantığını anlamadıklannı söyledi. Gürbüz, durumu Cumhurbaşkanı'na ve Başbakan'a iletecekJerini ve kampanyaya devam etmek istediklerini belirtti. Doktor hakkmda sopuşturma • ZONGLLDAK (Cumhuriyet)-DSP Zonguldak Milletvekili Ömer Üstûnkol. kaza geçiren bir çocuğa Zonguldak Devlet Hastanesı'nde gerekJi ilgi gösterilmediği ıçin doktorlan valiliğe şikâyet etti. Üstûnkol, yaralanan Fatma Yıldız adlı çocuğu hastaneye götürdügünü, acil serviste doktor bulamadığını, Başhekim Sait Yıldırmak'ın da kendileriyle ilgilenmediğini. zarzor yaralıyı beyin cerrahi bölümünde tedavi altına aldırabildiğini belirtti Üstûnkol'un şikâyeti üzerine Vali Vekilı Halıs Peker, II Sağlık Müdûrii Dr. Murat Koyuncu'yu görevlendirerek sorumlular hakkında soruşturma açilmasını istedi. Bedelli askerlik • ANTALYA(AA)- Burdur Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Baskanı' Salih Dinçer, bedelli askerlik konusunda hazırlanan yasa tasansı ve bedelli askerlik için Burdur'un dûşünülmesinin, ildeki esnaf ve işadamlan tarafindan sevinçle karşılandığını kaydetti. Dinçer, bedelli askerlerin Burdur ekonomisıne doping etkisi yapacağını belirterek "Bedelli askerlikten yararlanabilecek 200 bın dolayında mükellef olduğu söyleniyor. Eğer bu gerçekleşirse, Burdur ekonomisine yüzde 2000 dolayında katkı sağlamış olacaklar" dedı. Dinçer, Burdur'da konaklama sektörünün kapasitesinin arttmlması için çalışmalar başlattıklannı söyledi. Evlatlık istemi • KONYA (AA) - Konya Sosyal Hizmetler Müdürü Ahmet Kalabas, depremden sonra evlatlık edinmek isteyenlerin sayısında yüzde 100'ün üzerinde artış olduğunu bildirdi. Kalabas daha önce ayda 20-25 dolayında olan evlatlık talebinin, depremden sonra 50"yı aştığını ifade etti. Evlathk edinmek isteyen aılelerin istemlerini bu aşamada karşılamalannın söz konusu olmadığını anlatan Kalabas, depremde anne- babasını kaybeden çocuklara şimdilik yakınlannın sahip çıktığını kaydetti. Dolu zararı • PEHLİ\ANKÖY(AA)- Kırklareli'nin Pehlivanköy ilçesinde meydana gelen dolu yağışı, çeltik ekili alanlarda zarara yol açtı. Dolu yağışının etkilı olduğu Hıdırca köyünde incelemelerde bulunan Kaymakam Ömer Lütfü Yaran, zarar tespit çaiışması için ilçe tanm müdürlüğü ekiplerini görevlendirdi. llk belirlemelere göre, Hıdırca köyünde ekili 1500dekar alanda dolunun hasara yol açtığı bildirildi. 'Tonpil' sıkmtısı • REYHANLI(AA)- Hatay"ın ilçesi Reyhanh'da personelin tembelliğinden yakınan Belediye Başkanı Bülent Bahadırlı, "Araya hatın sayılır kişileri koyarak gölge ve serin yerde oturmak isteyenlerin torpil isteklerinden bıktım" dedi. Başkan Bahadırlı, göreve geldiği 5 aylık süre içerisinde personelin tembelliğinin had safhada olduğunu anladığını, bu nedenle maaşının hakkını vermeyenlerin yerlerini değiştirdiğini söyledi. Murat Karayalçın, hükümetin en önemli smavı 'Mülkiyet Haklan' konusunda vereceğini belirtti 'Hiıkuk mühendisliği olııştıırıılmalı' CELALYDJVIAZ İZMİR- Dünyanın ikinci büyük toplu ko- nut projesi olan 30 büı konutluk Bankenfi ya- ratan CHP Parti Mecli- si Üyesi Murat KarayaJçuı. "prefabrike ko- nut üretilsin-üretilmesin" tartışmalan arasın- da en çok önemsenmesi gereken bir noktanın gözden kaçınldıfına dıkkat çekerek, "Afet böigesindeki imar-mülkiyet haklanyla kiracı- lık ilişkilerinin yeni yerleşim merkezlerine na- SJI taşınacağı son derece önem kazanmakta- dır. Bu konuda inşaat mühendisliğinin yanm- dabirde •hukukmühendıslıği'çahşmasmın çok gerekli olduğunu düşünüyorum. Bence • înşaat mühendisliği çahşmalannın yanı sıra hukuk mühendisliği hazırlıklannm da yapılması gerektiğini belirten Murat Karayalçın, "Bu kapsamda bazı pilot davalann mahkemeler aracılığıyla Yargıtay'a götürülüp o konuda içtihat oluşturulması söz konusu olabilecektir" dedi. hükümet sınavmı bu alanda verecektir'" dedi. Taşkent'deki 40 bın konutluk projenin ar- dından dünyanın ikinci büyük toplu konut projesini Ankara'da gerçekleştiren ve Türki- ye'ye "kent kooperatifçiliğr kavramını geti- ren Karayalçın, tüm kesimlerin tepkilerine neden olan prefabrikasyondan "kabcı konut- lar'' üretilmesinde yararlanılması gerektiği- ni belirtti. Karayalçın. "Az sayıdaki afetzede yurttaşı- Depremzedeler yazbk karap merkezkrinde başlannı sokacak bir yuva, sıcak aş ve ilgiden hoşnut Ne var ki gelecek kaygısı yer etmiş kafalannda. 'Bunun bu şekilde gjtmeyeceğini biliyonız' diyorlar. ŞimdUikntuûu, gelecek için kaygddar OZAN YAYMAN SEFERÖÖSAR- Marmara deprem felaketini ya- şayan insanlann yaralannın sanlması için uğraşlar sürüyor. Bu kapsamda öncelikli olarak, depremze- delerin bannma, beslenme ve sağlık gereksinimte- rinin karşılanmasına önem veriliyor. Türkiye'nin değişik bölgelenndeki yazlık kamp merkezleri dep- remde evleri yıkılan ve sokakta kalan insanlara açı- lıyor. Bu merkezlerarasında yeralan Seferibisar'da- ki 3 ayn kamp merkezinde 457 depremzede konuk edihyor. Depremden bir hafta sonra îzmir Valiliği'nin üst- lendiği organizasyon sonucu, Seferihisar'daki Do- kuz Eylül Üniversitesı, Milli Eğitim Bakanhğı ve Karayollan Genel Müdûrlüğu'nün kamp merkez- leri Izmit, Yalova, Adapazan ve Gölcük*ten gelen depremzedelere açıldı. Yetkili- ^ _ « « « • — _ _ ler, kamp merkezlerini kendile- rine ev edinen yurttaşlann, ye- niden toplumsal yaşam içinde yer edininceye değin Seferihi- sar'da konuk edıleceğini bildi- riyorlar. Sefenhisar hafkının da dep- rem acısını yaşayan yurttaşla- nn yaralannı sarmak için yo- ğun bir çaba içinde olduğu göz- leniyor. Felaket sonrasında bel- delerindeki kamp merkezlerine taşınan yurttaşlara günün her saatınde yardım elini uzatan yöre halkı, "Misafirteriıniz'' dedikleri depremzedelerle içten dostluklar kurmaya çahşıyor. Seferihisar Kaymakamı Murat Kocabaş'ın ver- diği bir örnek bu gerçeği net bir şekilde ortaya ko- yuyor. Yörede geçimini kendisine ait 3 ineğın ver- diği sütü satarak sağlayan bir köylünün, bayvanla- nndan ikisini kesip depremzedelere gıda yardımı olarak vermek istediğini anlatan Kocabaş, "Yapt- lao yardımlar gönüklen. yürekten ve bu felaketi ya- şayanlarla paylaşan insanlann dayanışmasKUr." Kamp merkezinde kendı evlerinde ne bulunuyor- sa olması gerektiğini belirten Seferihisarlılar. ara- Ç Ueferihisar'dakı üç ayn kamp merkezinde kalan depremzedeler, bir an önce ûretmek ve yeniden hayatuı içinde yer almak istiyorlar. lannda oluşturduklan işbölümü ile evleri ve köyle- ri tek tek dolaşarak ihtiyaç duyulan malzemeleri toplayıp, kamp merkezine ulaştınyorlar. Köy muhtarlan toplanan sütleri getirirken, bir başka grup çocuklann güleryüzü için oyuncaklan dağıtıyor. Yörenin gençleri kamp merkezindeki iş- gûcünü arttırmak ıçin her gijn belli sayıdaki arka- daşlarının merkeze gelerek gorev almak istedikle- rini bildiriyor. Seferihisar'da depremzedelere iş im- kanı sağlayan yurttaşlann gırişimlennden de söze- diliyor. Kampın tnisafîrleri de, Seferihisarlılar'ın kendi- lerine gösterdiği ilgiden memnun olduklannı belir- terek, yetkililenn kendilenni bir an önce topluma kazandırması için gerekli uygulamalan yapmalan- nı istiyorlar. Kampta hiçbir şey üretmediklerinı söy- leyerek, "Burada yryiyoruz, içij-oruz ve \Titiyoniz. .«.^•^____« Bunun bu şekilde gjtroeveceği- ni hepimiz büiyoruz. Oretmek veyeniden hayaün içinde ver al- mak istiyoruz" diyorlar. Temelde en büyük sıkıntmın "eksiklik duygusu" olduğu gözleniyor. Depremzede BaJd Klgel'in söyledikleri bunun yansıması: "Oturmaldaolmaz.Yükohı- yoruz. Çahşalım ve üreteüm. Burada ihtryaçlanmız karşıla- nıyor, aocak ben çok sıkdryor ve üzûlihorum. Bu- gün sigara içenlere 5*er paket sigara dağıttılar. çok eksiklik hissettim alırken. çok. Cebimizde bir kuruş para yok. Çoluk çocuk sahibi insanlanz. Zor geliyor bana bunlar. V'erilenieri akyorum anıa gel bir de ba- nasor." Depremi Adapazan'nda yaşayan Tahir Denârde, "Ealinekten kurtuialım" diye bir cûmlede özetli- yor sıkmnsını. 17 yaşındaki oğlunun bir an önce iş bulması en büyük isteği olan Nazife Demir ise be- hrsizliğin kendılerini ürkütrüğünü anlatıyor. Depremzedeler oluşan sıcak ilgi halkasından hoş- nut. Ne var ki, gelecek kaygısı kafalanndaki en bü- yük soru... mızın acil bannma ge- reksûümi için de bu uy- gulamaya gidilebilir. Ancak. asıl yapılması gereken kalıcı konutian üretmektir. Bakanımız ve Toplu Konut İdaresi (TOKİ) bu çözüme göre hazuiık yapmaudır" dıye konuştu. Murat Karayalçın, prefabrikasyondan çok katlı kalıcı konutlann yapılmasmda mutlaka yararlanılması gereğını vurgulayarak. asıl so- runlann "mülkiyet haklan" alanında yaşa- nabileceğıni söyledi. Karayalçın, konuya iliş- kin şu değerlendırmeyi yaptı: "İmar ve mülkiyet haklan, komşuluk iliş- kileriyenikurulacakkentparçalannanasılta- ^masmmmimmmr şınacak? Kanımca en önemli nokta bu. Insaat mühendisliği çahşmala- nnın yanı sıra 'hukuk mühendisliği' hazuiık- lan da yapilmalıdır. Bu kapsamda bazı pilot da- vaİann mahkemeler aracılığıyla Yargıtay'a götürülüp o konuda iç- tihat oluşturulması söz konusu olabilecektir. Bu a>nntı\a inen hazıruk- lar yapılmalıdır. Bence, hükümet sınavmı bu alanda verecektir. Özel- Mkle de Bayındırnk Ba- kanlığı bu konuda bü- yük bir sorumluluk ta- şımaktadır. Bu tür ha- zıriıklara şimdiden gi- rilmesinde \arar var- dır." Murat Karayalçın, Bayındıtiık Bakanhğı ve TOKl'nin kalıcı çö- züme göre hazırlanma- sı gerektiğini, üretıle- cek konutlar için çok büyük alanlara ve kay- naklara gereksinim ol- duğunu kaydederek. yeni üretilecek konut alanlannın kınk hatlar ve dolgu alanlar üzerin- de olmaması gerektiği- ni vurguladı. Karayalçın, şunlan söyledi: "Bu yeni yerteşmeler için 2-3 bin hektaruk alana gereksinim oldu- ğtmu düşiinüyorum. Konutlann kahcı ola- rak üretümesi için de Türkiye'nin 2 milyar dolann üzerinde bir harcama yapması gün- deme gelmektedir. İşte prefabrikasyon bu aşa- mada devreye girmeB- dir. Kalıcı konutlann yapunında prefabrikas- yondan mutlaka yarar- lanılmabdır. Geçici ba- nnma gereksinmesinin kamu tesislerinde, çev- redeki kooperatif evle- rinde ya da onanlan yazlık birimlerie karşı- lanmasmın doğru ve olanaklı olduğu kanı- sındayım. Bu konuda önemli adımlar ataküğı- nı da biliyorum. Sayisal olarak bir degeriendir- me yapamayacağım a- ma ciddi bir kapasite ot- duğunu düşünüyonım. Önıeğin tstanbuPdaki afetzedeler için sayin Gürbüz Çapan Esen- kent Projesi'ni rümüyle tahsis etmekte, Izmit'te belediyenin yaptığı sos- yal konutlar da aynı amaçla kullanılmakta- dır. Bunlarla kahcı çö- züm noktalanna ulaşü- maktadır. Bannma ge- reksinmesi bu biçimde çözülmelidir. Böylesine büyük bir üretimin ya- pılmasmda, organizas- yon veörgütienmedeel- bette güçlükler olabile- cektir. O nedenle şimdi- den bu konu üzerinde ciddi bir çahşmanın başlaması söz konusu ounaudu-." İstanbul'da yakalandı. Yalova'ya goturuldu Müteahhit VeK Göçer gözaltında tstanbul Haber Servisi-Yalova ve Çınar- cık'ta yaptırdığı sıtelenn tamamına yakını yıkılan ve hakkında Yalova Cumhuriyet Savcılığı'nca gıyabi tutuklama karan çı- kamlan müteahhit Vfefi Göçer istanbul'da gözaltına alındı. Göçer saat 17.30 sıralaruı- da Yalova'ya gönderildi. Istanbul'a 5 gün önce gelen Yalova Em- niyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlü- ğü'ne bağlı bir başkomıser ve 3 polis me- murundan oluşan tim, Veli Göçer'in, Eyüp'e bağlı Alibeyköy Yeşilpınar ve Sa- nyer'e bağh Tarabya'daki 2 evde olabile- ceği isuhbaratını tstanbul polisine bildır- dı. Istihbarat üzenne harekete geçen Istan- bul Organıze Suçlar ve Silah Kaçakçıhk Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekıpler, Yalo- va'dan gelen tımin de katılımıyla dün saat 13.30'da Yeşilpınar ve Tarabya'daki evlere aynı anda operasyon düzenledi. Operas- yon düzenlenen Tarabya'daki ev boş çıkar- ken Göçer Yeşılpınar'dakı evde gözaltına alındı. Operasyon sırasında Göçer'le birlikte, evde bulunan eşı Şükriye Göçer ve kendi- lenni saklayan ev sahibi Emine Nergiz ile Nergiz'in kimlıği açıklanmayan oğlu da gözaltına alındı. Gözaltına almdıktan son- ra Haseki Hastanesi'ne götürülerek sağlık kontrolünden geçirilen Göçer gözaltına alınmasından yaklaşık 2 saat sonra genış güvenlik önlemlen altuıda Vatan Cadde- si'ndeki lstanbul Emniyet Müdürlüğü bı- nasına getinldi. Göçer'in emnıyete getiri- lişi sırasında çok sayıda çevik kuvvet po- lisi koridor oluşturarak saldın olasılığına karşı önlem aldı. Polıs kordonundan oto- mobille geçirilen Göçer, hızla 3. kattaki Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'ne çı- kanldı. Göçer'in binaya gırişini görüntü- lemek isteyen çok sayıdaki gazeteci izdi- hama neden oldu. Emniyete elleri kelepçeli getirilen Gö- çer saat 17.30 sıralannda zırhlı araca bin- dırilerek Yalova'ya götürüldü. Göçer ile birlikte gözaltına alınan eşi, arkadaşı ve arkadaşının oğlu ise halen lstanbul Orga- nize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlü- ğü'nde tutuluyor. Göçer'in şubeden çıka- nlışı sırasında çevik kuvvet polislerinin oluşturduğu kortejden geçen eskort aracı 3 polis memurunun ayağını ezdi. Polis me- murlannın sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. İlk a s a m a d a 5 0 b i n m a r k v e r i l e c e k Aalen Belediyesi'nin yardun kampanyası lstanbul Haber Servisi - Al- manya'nm Baden-Würtenberg eyaletine bağlı Aalen Valiliği ve Anakent Belediye Başkan- lığı 'run desteğı ve kenttekı tüm sivıl toplum örgütlennın katı- lımıyla depremzedeler ıçın yardım kampanyası başlatıldı. " Aalen- Belediyesi Yabaneı- lar Meclisi Işyeri, lşçi ve Sen- dika Ternsilcisi tsa Dayan, fe- laketten hemen sonra Vali Kla- us Pavd ve Belediye Başkanı Ulrich Pfeifle ile birlikte dep- Dayan Türkiye'ye geidL rem sonrası hemen harekete geçtiklenni yardımına koştuklaruu ifade etti halkın dostluğunu simge- leyecek kalıcı bir eserin yapılmasının planlandığı- nıanlattı. Almanya'nın çeşitli vi- layetlerinde bulunan Türk takımlannın, Alman ta- kımlanyla yapacaklan tckrfılaşmalann gelirîni de depremzedelere bağışla- yacaklannı anımsatan Da- yan, ilk aşamada 50 bin marklık bir ilk yardım bût- çesiyle depremzedelerin belirterek yardımlann sürekli olacağını söyledi ve aynı zamanda iki halkın dostlu- ğunu güçlendirmeyı, kardeş şehirler olan Aalen ile Antakya arasındakı dayanışma- yı geliştırmeyı amaçladıklannı ifade etti. Dayan, kısa ve orta vadeli yardımlarda depremzedelerin gereksinimlennin göz önünde tutulduğunu, uzun vadede ise ikı Bu parayla Adapazan'ndaki depremze- deler için tıbbi malzeme, çamaşır makine- leri, temizlik maddeleri, çocuklar için kır- tasiye gereçleri alınarak kriz masalanna verildiğinı vurgulayan Dayan, Aalen'den gelen yardım TIR'ının da depremzedelere acil yardım malzemesi dağitacağını kay- detti. Keskin, yardun malzemelerinin geüşi güzel dağıöldığını söytedL (HATtCE TUNCER) toplum örgütlerine engefleme yapılmasın' tstanbul Haber Servisi - tnsan Haklan Derneği (İHD) lstanbul Şube Başkanı Eren Keskin, deprem yardımında tekele karşı ol- duklannı ve sivil toplum örgütlerinin böl- gede yaptıklan çalışmalann engellenme- mesıni istedi. Eren Keskin tHD'de dün düzenledıği ba- sın toplantısında. Sakarya kriz merkezıne aitdepolaragöndenlen lOmilyonmark tu- tanndaki yardım malzemesinin son derece düzensiz bir biçimde sağa sola dağıhlıp, döküldüğünü ve yağmur altında kaldığıru söyledi. Bir diğer sorunun da, yardım malzeme- lerinin dağıhmında belirli bir ölçü tutturu- lamadığım savunan Keskin. > '\vcılar'daku- rulan çadırlarda yaşayan mağduıiar, 'bize yiyecek maddelen dışında hiçbiryardım u- Jaşmıyor" eiestirisinde bulunuyor. Aynca kurulan çadır kenüer, gcnellikJe bataknk alanlarda kuruhnuş,çadıriarsoğuğaveyağ- mura dayanıkh değD" dedi. Keskin, insani amaçlı yardım gönderen ve gönderdikleri yardımlann abbetini soran kurumlara, "Bi- lemiyoruz, el konuktu" demek utancını ya- şamak istemedıklerini vurguladı. ŞIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net Depremle birlikte sivil güçlerin rolü ve önemi yeniden gündeme geldi. Halkın, bazı sivil toplum güç- lerinin dınamizmi ile bunun karşı- sında devlet kurumlannın hantallı- ğı dillerden düşmüyor. Bu gerçek- lerin ortaya çıkmasıyla, sivil top- lum-devlet ilişkisi yeniden tartışılı- yor. Bazılan, sivil toplumun geliş- mesinin liberalizm yanlılannca is- tendiğini söylerken, bazılan de- mokrasiyle sivil toplum arasında birebir j|jşki olduğuna dikkat çeki- yor. Bir toplumun sivil güçlerinin ge- lişmesiyle devlet otoritesinin yay- gınlık alanı arasında her zaman bir ters orantı olduğunu biliriz. Bu ne- denle, devletin kurumlannın yay- gınlık ve etkinliğiyle sivillerin özgür- lük alanı birbiriyle çakışır. Devlet otoritesi ne kadar yaygın- sa, devlet, toplum hayatının derin- lerine ne kadar nufuz ederse, o toplumun özgürlük inisiyatifi o ka- dar daralır. Işin esası, demokrasi- nin gelişkinliği ve geniş sınıflara yaygınlaşmasıyla devlet otoritesi- nin sınırlandırılması arasında bir paralelliR olduğudur. Sivıl toplumculuğun bir burjuva akımı olduğu, sivilleşmenin ve devlet otoritesini sınırîamanın li- berallik olduğu da öne sürülebilir. Bu, bir yönüyle doğru. Ancak ya- şanmış sosyalizm deneyimleri gösterdi ki bütün otoriteyi devle- tin elinde toplamak, devlet adına bir partinin egemenliğinde topla- mak, ekonomiyi bürokratik bir azınlığın tasarrufunda tutmak, bü- yük bir çürümeyi beraberinde ge- Sivilleşmek Üzerine... tirdi. Çünkü otoriteyi merkezde toplamak, halkın inisiyatifini kırdı; halk adına hareket ettiğini söyle- yen, denetlenemeyen küçük bir azınlığın her şeye egemen olma- sına yol açtı. Bu ise sosyalizmin eşitlik hedefine doğru yürümesi- nin önündeki büyük bir engel ha- line dönüştü. Devletin artan oto- ritesi, halkın iradesini küçülttü; emekçi devleti olduğu söylenen devletleri, azınlıklann bürokratik diktatörlüklerine dönüştürdü. Sosyalist ülkelerın yaşadığı bu deneyim, sosyalizmde zaten var olan devlet-sivil toplum ilişkisini de yeniden gündeme getirdi. Bir dev- letin, çoğunluğun çıkarları doğrul- tusundadönüştürülebilmesi için si- vil toplumun güçlendirilmesi gerek- tiğine, yeniden vurgu yapılmaya başlandı. ••* Yıllardır Türkiye'de de sürdürü- len bu tartışma, depremle ortaya çıkan manzara karşısında yeniden tazelendi. Sivil toplumu savunanlar, yıllardır devletin elini kolunu bağlamayı amaçladıklan söylenerek eleştirildi. Ancak, artık görüyoruz, devlet o kadar hantallaşmış, sivil toplumu öylesine hareketsız hale getirmiş ki halkın harekete geçmesı ıçin bile uzun zaman geçmesi gerekiyor. "Devlet yıkıalığı" sözcüğü son dönemde çok moda oldu. Ne za- man, özgürlüklerin geliştirilmesi ve sivil güçlerin önünün açılması yö- nünde bir talep gelse, bazılan ref- leks halinde bu taleplerin devleti yıkmayı amaçladığını söylüyorlar. Halbuki hepimiz biliyoruz ki her ül- kenin bir devleti var ve bu ülkelerin devletleri yıkılmıyor. Yalnızca ikti- darlar ve zaman zaman o devletle- re egemen olan anlayışlar yıkılıyor. Örneğin, Almanya'da Hitler'in egemen olduğu devlet yıkıldığı za- man Almanlar devletsiz kalmadı. Yunanistan'da albaylar cuntası yı- kıldığında da Yunanlılar devletsiz kalmadı, ama bu iki devleti yöne- ten anlayış ve kurallar kökten yıkıl- dı, yerini yeni anlayışlar aldı. Sivil toplumu, devlet otoritesinin sınırlandınlması ve halkın özgürlük alanının geliştirilmesi olarak kabul ettiğimizde, sivilleşmenin, insanlı- ğın eşitliğe doğru yürüyüşünde önemli bir adım olduğunu da kabul etmek gerekir. Tabii ki böyle bir özgüriük alanı- nın kitlelere doğru yaygınlaştınlma- sı, özellikle alttan gelen emekçi ha- reketinin bir unsuru olarak gelişti- rilmesi tayin edici. Soyut bir devlet otoritesi tartış- ması yerine, halkın, emekçilerin alt- tan gelen örgütlü dalgasıyla birieş- tirilmesi, sivil toplumu kalıcı hale getirebilir. Deprem, devletle sivil toplum arasındaki dengeleri sivil toplum lehine bozacak etkiler yarattı. Umanz, bu acı deneyim, yeni acı deneyimlere yol açmadan bazı adımlar atılmasının nedeni okır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle