Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7EYLÜL1999SALI
HABERLER
DÜNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
0 Yalan Bu Yalan
Biraz da Sen Oyalan
Avrupa Birliği Dışişleri Bakanlan'nın Helsinki top-
lantısinda, Türkiye'nin "adaylığına" kapı aralan-
dı.
Kararı iyi okuyup, gelişmenin anlamını doğru
kavramak gerek.
Kimse bu karar ile Türkiye'ye, AB'ye tam üyeli-
ğin kapısının açıldığını sanmasın.
Aslında karar "statuco - ante" yani eski statüye
dönüş anlamını taşıyor.
Bilindiği gibi, Türkiye zaten 1964 Ankara Anlaş-
ması ile adaylık statüsünü kazanmıştı.
Adaylık statüsünden üyeliğe gıden yolun ne ka-
dar uzun ve çetın olduğunu anlamak^çin, o zaman-
dan bu yana meydana gelen gelişmelere göz at-
mak bile yeter.
Olay bu denli basit.
Doğrusu Avrupa'nın Türkiye'ye karşı oynadığı
oyun, iyi polıs-kötü polis taktiğine benzıyor.
Kimi zaman birileri adaylığımızı desteklerken,
başkalan karşı çıkıyorlar. Arada iyi polis ile kötü po-
lislerın yerlerı değişiyor.
Aslında Avrupa Türkiye'yi içine de almak iste-
miyor, Ankara ile ipleri tümden koparmak da.
Yapılan, Ankara'ya cennetin kapılannı açmadan,
cehenneme de göndermeden arafta tutmaktan
başka bir şey değil.
• • •
Gerçekte Avrupa, bir yandan Türkiye'nin aday-
lık statüsünü kabul ederken, bir yandan da kendi
"havuç ve sopa politikasrnın önünü açıyor.
Öyle ya! Türkiye ile ilişkilerı biraz daha gerince,
Ankara "Benim sizden bir talebim yok, ama siz
de artık bana kanşmayın!" diyor.
Bu da çeşitli konularda, AB'nin Türkiye'ye bas-
kı uygulama olanaklarını ortaya koyuyor.
Peki şimdi ne olacak?
Türkiye'nin adaylığını kabul edenler, ona üyelik
için öylesine koşullar ileri sürecekler ki, Ankara'nın
bunlan gerçekleştırmesi olanaksız değilse bile çok
güç olacak.
Her şeyden önce, Yunanistan ile ilişkiler ve Kıb-
ns var gündemde.
Ardından "Kürt sorununa siyasi çözüm" ge-
liyor.
Onları değişmeyen konular izliyor: Demokrasi
ve insan hakları.
Bu taleplerin bir bölümünün haksız olduğunu
kabul etsek bile bir kısmının da çok haklı istemler
olduğunu yadsıyamayız.
Haklı olanların yerine getirilmesi bile bugünden
yanna mümkün değil.
• • •
Deprem sonrası yaptığı yardıma karşın, yine de
Türkiye'nin üyeliğine de, mali protokoldeki 375 mil-
yon ecülük fonun serbest bırakılmasına da veto-
sunu kaldırmayan Yunanistan da değil, önümüz-
deki büyük engel. O engel günü geldiöinde aşıla-
bHir. , • • . . ^ , , , - f , : , , î i
Ama Türkiye'nin AB tam üyefiği için, h&t aday-
dan ratenmesi doğal olan Tiesnel koşufları yerine
getftTheküzefB.'bugünderf kollan sıvaması halin-
de bile geçecek süre 20 yıldır.
"Nereden çıkıyor bu 20 yıl?" diye düşündüğü-
müzde görürüz ki. bu süre, Türkiye'de ekonomi-
den, hızmetlerden eğitime, yargıdan demokrasi ve
insan haklanna kadar uzanan her alanda kalitenin
ön plana çıkmasını engelleyen nüfus patlaması ve
bölgesel dengesizlıkler sonucu ortaya çıkan büyük
göçün dengelenmesi için geçecek olan süredir.
Yoksa bugünkü haliyle Osman Durmuş ve Ne-
zir Aydın'lar üreten bir toplumsal yapıyla, AB'ye
girmek hayaldir.
Içinizde belki "Tarzan New York'ta" fılmini gö-
ren olmuştur.
Ama ınanın, "Osman Durmuş ve Nezir Aydın
AB'de" filmı, ondan daha az inandırıcı ve daha gü-
lünç olmaya mahkûm, nafile bir senaryoya daya-
nır.
'Yasalar yetersiz'
Adliyıl yine
sorunlarla açıldı
Haber Merkeâ - Yeni
adli yıl yine sorunlarla açıl-
dı. Adli yılın açılışında ko-
nuşan baro başkanlan
"yargı bağımsızhğına"".
"birçokyasanın ihtiyaçlara
cevap vermediğme". 'avu-
kaüık yasa tasansuunyeter-
siz olduğuna" değindiler.
1999-2000 adli yılı yurt
genelinde düzenlenen tö-
renlerle açıldı. Adana Ba-
rosu'nda düzenlenen tören-
de konuşan Baro Başkanı
Ziya Yergök, bazı suç ve ce-
zalann affina ilişkin yasa-
nm Cumhurbaşkanı tara-
findan veto edümesini
olumlu buldukJannı belirt-
ti. Cumhuriyet Başsavcısı
Cemal Sahir Gürçav.
DGM Savcısı Fevzi Elmas
ile çok sayıda savcı, yargıç
ve avukatın hazır bulundu-
ğu toplantıda. her yıl açılış
programında yer alan kok-
teyl ile 25 ve 40. yıllannı
dolduran avukatlara plaket
verilmesi gibi bölümlerin
ülkemizde yaşanan deprem
felaketı dolayısıyla bu yıl
yapılmadığını açıklayan
Yergök, yeni yargı yılını
milletçe acısını yaşadığı-
mız bir dönemde yapmanın
ûzüntüsünü yaşadıklannı
söyledi.
tzmir'de yeni adli yılın
açılışı, ödenek yokluğu ge-
rekçe gösterilerek 9.5 yıldır
sürüncemede kalan Bay-
raklı'daki yeni adliye sara-
yı şantiyesinde yapıldı. Yıl-
lardan beri SSK'ye ait bir
işhanında buiunan adlıye-
de. adaletin dağıtıldığı bir
mekânda bulunması gere-
ken huzurun giderek yerini
gerginlığe bıraktığını, adli-
ye personelinin üzerindeki
yükün çekilmeyecek kadar
ağırlaşnğını belirten Baro
Başkanı Çetin Turan, "tz-
mir gibi bir üde maddi ko-
şullar 5-6 ay sonrasına du-
ruşma gûnü vermeye yol
açacak kadar ağırlaşmışsa,
adalet teşkilaûnın damar-
ları tıkanmış demektir,der-
hal müdahaie edilmesi gere-
kir''dedı.
Eskişehır Baro Başkanı
Yusuf Sever de "Gerçekte,
bugfln acımız ve üzüntü-
müz devajn ettiğinden her
yıl adli yıl açıhşlanndaki se-
vinci ve mutluluğu yaşama-
mız mümkün ohnamakta-
dır"dedi.
Hatay'da protesto
Son üç yılda 15 avukatın
görev sırasında saldınya
uğradığı Hatay'dayeni yar-
gı yılı protesto ile açıldı.
Hatay Barosu Başkanı Av.
Nabi İnal ve îskenderunlu
avukatlar Adliye Sara-
yı'nda düzenlenen törende
saldınlan alkışlarla protes-
to ettiler.
Baro Başkanı tnal, Îs-
kenderunlu avukat Ali Av-
cı'nın Reyhanlı ılçesinde
Mehmet Çelik'in 1 milyar
liralık borcundan dolayı ha-
ciz ışleminı yerine getirme-
ye çalışırken 20 kjşinin sal-
dınsına uğradığını. olay ye-
rinde buiunan güvenJik
güçlerinin ise oiaya seyirci
kaldığını belirtti.
Barolann Adalet Bakanlığı'nın vesayetinde olmasından yakınan hukukçular, hukukumuzun yaşlandığını savladılar
'Haikın yargıya giiveni yok'
ÇETİNYİĞENOĞLU
Yeni adli yılın açılışı öncesınde eski
Yargıtay Başkanı Mehmet Uygun,
Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Eralp
Özgen. Ankara Baro Başkanı Hakkı
Suha Okay. Adana Baro Başkanı Ziya
Yergök ve eski tstanbul Baro Başkanı
Turgut Kazan ile yargı sistemimizin
içinde bulunduğu koşullar. savunmamn
sorunlan üzennde duruldu.
Hukukçular. "Bir dokun bin ah işit
kâseyi fağfurdan" sözünü
anımsatırcasına sorunlara parmak
basarken yapılan bir araştırmaya göre
halkın yüzde 65'ınin yargıya
güvenmediğini, yüzde 78"inin yargının
bağımsız olduğuna inanmadığını
belirterek. "Halkın yargıya
güven mediğûıi" söylediler.
Cezaev lennın suç okulu, mafya
lojmanı türünden tanımlanmasına
dikkat çeken. adliye binalannın
koşullannı "çok kötü" ya da
"mezbeiefik'' diye tanımlayan
hukukçular bir an önce "savunma
bağunsızüğı*'nın gerçekleştinlmesini,
"acilen yargı reformuna gjdilmesi"nı
istedıler.
Hukukçular sorulanmızı şöyle
yanıtladılar:
- Türk yargı sistenünin sorunlan ve
yargı reformu konusundald ,.
düşünceleriniz?
ÖZGEN - Yargunızın en önemli sorunu
tam bağımsızlığına hâlâ kavuşamamış
olmasıdır. Tam bağımsızhğın
sağlanabilmesi için Hâkimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu ile Anayasa
Mahkemesi'ne üye seçiminde, , .;
yürütmenin başı olan
Cumhurbaşkanf na tanınan yetkiler
kaldınlmalıdır. Günümüz uygar
ülkelennde "Barolar bağımsız
olmadıkça avukatlar: avukatlar
bağımsız olmadıkça yargı bağımsız
olamaz
7
" ılkesı kabul edılmektedir. Bu
nedenle barolarla Türkiye Barolar
Birliği üzerindeki Adalet Bakanlığı
vesayeti mutlaka kaldınlmalıdır.
Yargının bir diğer önemli sorunu maddi
olanaksızlıktır. Bu durum özellilde
ceza davalannda büyük sakıncalar
doğurmaktadır. Temel yasalanmızın
çoğu eskimiştir. Yeni yasalar
hazırlanmasında uygulanan yöntem de
yanlışnı;' Ülkemizde acilen biı yargı
reformu yapılmazsa halkın adalete olan
güven duygusu giderek azalacaktır.
Adalet devletin temeli olduğuna göre
bundan en büyük zaran yine devlet
görecektir. Unutmamak gerekir ki
adalet yıkılırsa bu enkazın altında
hepimiz kalınz.
OKAY - Sistematik olarak yargınm
sorunlan: Eğitim. bina, araç. hukuksal
normlar. düzenlemeler olarak
aynlabilir. Eğitim ülkemizin temel
sorunudur. "Bir bina, bir tabeta"
anlayışıyla siyasal amaçlarla açılan ve
sayılan 32'yi bulan hukuk fakülteleri,
bir bölümüne YÖK uygulamalannın
neden olduğu yetersiz öğretim
kadrolan ve eğitim araçlan nedeniyle
hukukçu değil. "huknklu"
yetıştirmektedir. Esasen, hukuk
fakültelerine son yıllara kadar Türkçe-
Sosyal puan ve belli bir zihniyetin
kendilennin arka bahçesı olarak
gördüğü imam-hatip lisesi çıkışlılann
alınması ile adliye ve idare adeta ele
geçirilmek istenilmektedir. Adaletin
dağıtıldığı yargı mekânlannın hali içler
acısıdır. îşhanlannda, hükümet
binalannda sığmtı halinde yapılan
yargılama, adalete olan saygı ve güveni
sarsmaktadır. Hâkimler ve Savcılar
Yüksek Kurulu'nda Adalet Bakanı ve
müsteşannın yer alması. kurulun ayn
bir sekretaryasının bulunmaması,
siyasal ıradeyi yargıda etkin
kılmaktadır. Sav- savunma-karar
üçlüsünün zorunlu öğesi olan Barolar
üzerinde Adalet Bakanlığı vesayetinin
sürdürülmekte oluşu. yargının
bağımsızlığı önündeki engellerden bir
dığeridır. Ülkemizde adalet geç ve güç
tecelli etmektedir. Böyle bir hukuk ise -
klasik bir söylem ile- hukuk sayılamaz.
Adaletin geç işlemesınden kaynaklanan
adaletsizliğin önlenmesi için usul
- S i z e g ö r e y a r g ı n ı n ç a l ı ş m a k o ş u l l a r ı n a s ı l d ı r ?
ÖZGEN - Son derece olumsuzdur. Adliye
binalan son derece kötüdür. Çoğu adliye valilik
binasının girişinde bir koridora sıkışmış
durumdadır.
OKAY - Saray olması gereken adliye binalannın
fiziki koşullan içler acısıdır. Türk Milteti adına
karar verenlerin ve tüm yargı mensuplannın
yaşam ve ekonomik koşullannın iyileştiriimesi
kaçınılmazdır.
YERGÖK - Adalet hizmetleri için yülardır
yeterli kaynak aktaniamamaktadır. Her şeyden
önce adli yargıda. yargıç ve savcı kadrolan ile
yardımcı adalet personeli kadrolan yetersiz olup
arttırılması gerekmektedir. Ağır iş yükü ve
çalışma koşullannın olumsuzJuğu, görevin niteliği
dikkate alınarak hâkim ve savcılann özlük
haklannda günün koşullanna uygun
iyileştirmeler mutlaka yapıImaİL, hâkim ve
savcıiık sıradan bir meslek menmriuğu olarak
göriilmemeüdir.
KAZAN - Adalet BakanlıgVnın bütçedeld
payina baktığımız zaman, yargıya nasıl
da> ranıldığuu kolayca anlanz. 1999 bütçesinde
aynlan pa\ yüzde 1.1'dir. Adliye
binalanm göriiyoruz. Hepsi utanılacak haidedir.
Bu bilgisayar çağında kınk daktilolatia tutanak
tutulup karar yazılryor. Dosyalar patlamış i >* -
dökülüyor.
Adapazan depreminde adliye çöktü, tavan
yıkıkİL, dosyalan konımak için bakanhk bir
naylon örtü gönderemedi. Mevcut dosyalann
büyük çoğunluğu deprem afetinden sonra
yağmur felaketine teslim edildi.
yasalanyla Avukatlık Yasası'nda
gerek]i değişikliklerin yapılmaması da
yargının diğer temel sorunlanndan
biridir. Çözüm. bir an önce yargı
reformunun gerçekleşmesidir.
YERGÖK - Ülkemizde ve dünyada
öylesine hızlı gelişim ve değişim
yaşanmaktadır ki. yapılan yeni
düzenlemelerde bu değişim hızı
yakalanamamıştır. Bütün bunlara hızlı
nüfus artışı, yoğun iş yükü ve çalışma
koşullannın olumsuzluğu ile gerçek
anlamda yargı bağımsızlığının
sağlanamamış olması da eklenince,
adalet mekanizması çağdaş ve
demokratik bir toplumun hizmet
beklentilerinın gerisinde kalmıştır.
yakalamalıyız. Dosyadaki kâğıtlann
içinde insan var, onun haklan var.
Bunu anlamahyız. Ve tabii ki, haklıya
hakkmı çabuk teslim etme duyarlılığını
taşımalıyız. Kısacası. yargıda reform
için kalite konusunu tartışmaya
başlamalıyız.
UYGUN - Yargının tüm sorunlannın
temelinde TC Anayasası'nın
'egemenük ve egemenliğin kullanılması1
ile ilgili 6. 7, 8 ve 9. maddeleri
hükümlerinin yasama ve yürütme
tarafindan göz ardı edilmesi yatar.
Yargının sorunlannı tek nedene
indirgemek olasıdır. Şöyle ki; yargı
yetkisınin 'yasamanm' ve Şürütroenin'
hiçbir yetkilendirmesine-verimine
gerekse cezaev lerimizm durumu son
derece olumsuzdur. Ceza tnfaz
Yasamıza göre cezasının 2'5'inı çeken
mahkûm şartlı salıverilmektedir.
Aslında şartlı salıvenne mahkûmun 'iyi
haü' koşuluna. yani ıslah olma
koşuluna bağlanmıştır. Bu yanlış bir
sistemdir. Eğer yasalanmızdaki cezalar
çok görülüyorsa yasa değişikliği ile
bunlann azaltılması yoluna gidilmeli,
ama mahkememn verdiği ceza
tamamıyla ınfaz olunmalıdır. lyı hali
saptama için ise cezaevlerine eğitim
düzeyi yüksek, psikoloji. pedagoji,
sosyoloji bilgisine sahip personel
alınmahdır. Cezaevlerimizm mutlaka
hücre nıteliğınde olmayan oda
d a v a S U i a e r t e l e m e ^«surJukdavaadaMarnıaraBöigea'nivTirandeprem-
den etkikndi. Depremde oğlunu kaybeden tstanbul
DGM Savcısı Aykııt Cengiz Engin'in raporlu olduğu için esas hakkındaki göröşûnü haaıiayajnaması ve Mehmet
Agar ile Sedat Edip Bucak hakkındaki yanrt yazısının gelmemesi nedenkriyk dunışma 27 Arahk tarihine ertelen-
di. tstanbul 6 No'lu DGM'deki duruşma için sabah erken saatkrde geten ve bahçedc bekkyen sanıkiann birbirle-
riyie "kafa tokuşturarak" selamlaşmas dikkat çekti. Duruşmaya, eski Özel Harekât Dairesi Başkan Veküi tbra-
hbn Şahin, özel tim polisleri Ayhan Akça. Oğuz Yorulmaz. Ercan Ersoy, Ziya BandırmaJıoğlu ve Avhan Çarkın.
kumarhaneter kraiı olarak tanınan Ömer Lütfii Topai'ın iş ortaklan Aİi Fevzi Bir ve Sami Hoştan ile OYT Şanb-
orfo Miltetv^kili Sedat Edip Bucak'ın şoförü Abdü^ani Ktalkaya kaökü. (Fotoğraf: BERTAN AĞANOĞLU)
Yargı reformu artık bir tören söylemi
olmaktan çıkanlmalıdır.
KAZAN - Bizde yargının iyi işlemediği
açık. Ve bazı alanlar yargı denetimi
dışına çıkanlmış. Üstelik. verilen
kararlann çoğuna devletin kendisi
uymuyor. îşte manzara bu. Açık
konuşalım, ülkemizde kimse adliyenin
adaletine ve dolayısıyla Türkiye'nin
oturmuş bir hukuk devleti olduğuna
inaranıyor. Hukuk eğitimi zayıf.
Haklıya hakkmı teslim görevi hep
unutuluyor. Yargıçlık, savcılık ve
avukatlık salt geçim aracı sayılıyor.
Hukukta ve yargıda kaliteyi
yükseltmek temel sorunumuzdur.
Refonn için ilk adım buradan
atılmalıdır. Önce dünva standardmı
gerek olmadan 'ilk elden ve doğmdan
doğnıya Türk Milieti tarafindan yargı
organîanna verikuğinin ve bu yetkinin
millet adına kullanıküğmın' (TC
Anayasası Md. 6-9) yasama ve
yürütme organlannca özümsenmemesi
ve bu bılinçle yargının ve yargılamanın
gereklennin gerçekleştirilinemesidir.
Bu anlayış kesin aşılmadıkça, bu
yöndeki yasalaştırmalar
gerçekleştirilmedikçe yargınm
sorunlan çözülemez. Bu temele
oturmayan her türlü girişim, gerçek ve
çağdaş anlamda bir reform olamaz ve
yargının sorunlannı asla çözemez.
- Ceza infaz sistemi ve cezaevierinin
dunımu hakkındaki görüşleriniz?
ÖZGEN - Gerek ceza ınfaz sistemimiz,
sistemine dönmesi gerekir.
OKAY - Ülkemizde cezaevleri sorunu.
kanayan bir yaradır. Bunun
düzelnlmesi için acil önlemler alınması
gerektiği açıktır. Cezaevlerimız, yasal
düzenlemeler yerine. günün siyasal
iktidannın eğilim ve ihtiyaçlanna göre
şekillenen ve çoğu zaman yasaya aykın
düşen yönetmelik ve genelgelerle
yönetilir hale gelmiştir. Öyle ki, bugün
cezaevlerinin dış güvenliği Içişleri
Bakanlığı'na, iç güvenliği Adalet
Bakanlığı'na bağlıdır. Bu ikibaşlılık
birçok sorunun çözümünde güçlük
yaratmaktadır. Fiziki mekânlann bu
olumsuzluğu, personel yetersizliği ve
eğitim eksikliğı, diğer etkenlerle
birleşince, cezaevlerinin tutuklu ve
hükümlüler için 'suçluluk okulu1
işlevi
görmekte olduğu da yadsınamaz bir
gerçektir. Yasal düzenleme yapılırken
öncelikle cezaevlerinin insani
koşullannı düzeltmek zonındayız.
Cezaevleri, çağdaş yaşam
standartlanna ve mahkûmlann yeniden
topluma kazandınlması amacına uygun
hale getirilmelidir.
YERGÖK - Bugün. ceza infaz
kurumlan ile tutukevlerinin sorunlan
sürekli ülke gündeminde yer
almaktadır. Hukuki altyapı eksiklikleri,
finansman yetersizliği. nitelikli
personel eksikliği, bilgı iletişim,
koordinasyon ve denetim eksikliği gibi
sorunlan buiunan bu yerlere sadece
asayiş ve düzenin korunması
bakımından değil, hükümlü ve
tutuklulann yaşam koşullannın
iyileştiriimesi açısından da bakılması
gereği vardır. Cezanın amacı
hükümlünün ıslahı ve topluma yeniden
kazandınlmasıdır. Bu nedenle infaz
yasalan yeniden ele alınmalı, ceza ve
tutukevlerinin kuruluş ve idareleri
yeniden düzenlenmeli, cezaevi
personelinin eğitimine özel bir önem
verilmelidir.
KAZAN - Ceza infaz sistemimiz
berbattır. Cezaevlerini de görüyoruz.
Çoğu ilkel ve hepsi birer suç yuvası.
İnfaz sistemini, cezaevleriyle birlikte
ele alıp düzeltmek gerekir. Elbet,
cezaevlerindeki yaşam
iyileştirilmelidir. Ama, birilerinin
hükümranlık alanı olmaktan da
çıkanlmalıdır. İnfaz yargı denetımine
alınmalı, infaz mahkemeleri kurulmalı
ve şartlı salıverme kurumu ayaklan
üzerine oturtulmah. yalnıziyilcştiği -'i i
saptanan mahkûmlar bundan • •»•
yararlanmalıdır. Yani, otomatiğe
bağlanmış, bize özgü şartlı salıverme
uygulaması son bulmalıdır.
UYGUN - Kesın hükmü küçümseten,
devletin ve yargının otoritesini sarsar
nitelikteki infaz yasalan '«/',
değiştirilmelidir. Ceza infaz . -
kurumlannın fıziksel yapılanması, '
yönetimi ve denetimi amaca uygun
hale getirilmelidir. Koşullu salıverme
gardiyanlann hükümlüye bakışı ve
bağışı olmaktan kurtanlrp İnfaz
Hâkimlıği denetiminde gerçek
nıteliğıne kavuştunılmalıdır.
- YargKİa iş yükü. geciken adalet ve
hukuk dışı odaklarda hak arama
eğilimlerinin artması konusuna nasıl
bakıyorsunuz?
OKAY - Yargınm temel sorunlan
aşılmadan, iş yükünün ve hukuk dışı
hak aramanın önüne geçmek mümkün
değildır. Yapılan bir araştırmada Türk
halkının yüzde 65'inin yargıya
güvenmediği. yüzde 78'inin ise
yargınm bağımsızhğına inanmadığı
ortaya çıkmıştır.
YERGÖK - Çalışma koşullannın
olumsuzluğu, iş yükünün ağırlığı,
mevzuatın yetersizliği gibi nedenlerle
yargınuı bireyler arasmdaki ilişkiyi
düzenlemekte yetersiz kalması ve
adalet hizmetlerinin gecikmesiyle
ortaya çıkan boşluğu doldurmayı
amaçlayan hukuk dışı gruplar
oluşmuştur.
KAZAN - Yargıda iş yükü, hukuk dışı
arayışlar, geciken adalet ve yargıya
güven konulan, hep birbirini
tamamhyor. Mevcut yüksek enflasyon
karşısmda uygulanan yargı faizi
hakknın hakkını korumuyor. Bu
yüzden, yargı dışı arayış kaçınılmaz bir
ihtiyaç oluyor.
Af k o n u s u n d a n e d ü ş ü n ü y o r s u n u z ? S a v u n m a n ı n s o r u n l a n n e l e r d i r ?
OKAY - Af, bir dönemin kapandığı, yeni bir
dönemin açılma koşulîannm oluştuğu,
toplumsal uzlaşma ve sosyal banşm gerektiği
aşamada düşünülmesi gereken yasal
düzenlemedir. Toplumdaki kınlmaîan
önleme ve yeniden yapıhnmaya yol açma
düşüncesi, affm öncelikle 'siyasal suçlar" için
düşünülmesini gerektirmektedir. TBMM'ye
sunulan af yasa tasansında, anayasanm 87.
maddesi arkasma saklanılarak siyasal suçlar
kapsam dışında bırakılmaktadır. 1950-1960-
1974 aflan bu amaçlar doğrultusunda
çıkanlmıştır. Sadece adli suçlulann afîı,
doğrudan mağdur olanlan bir kez daha
mağdur edecektir. Esasen, 1980'lerde İnfaz
Yasası'nda yapılan düzenkmeler ile
Türkiye'de infaz, başb başına süreğen bir af
sistemi haline getirilmiştir.
YERGÖK - Bir af çıkanlması için ortada
haklı, hukuki ve ahlaki hiçbir neden
bulunmazken Cumhuriyetimizin 75.
yıldönümünün bir affin gerekçesi olarak
gösterilmesini kesinlikle doğru bulmuyoruz.
Anayasa'daki engel hükümler nedeniyle
siyasi suçlann çoğu affedilmiyor. siyasi
olmayan suçlar affediliyor. Bu af banşa ve
adalete gölge düşürecektir.
KAZAN - Çıkanlan Af Yasası bir büyük
ayıptır. Bu ayıptan Sayıc Ecevit sorumludur.
Katiller, çeteciler ve soyguncular için
mutabakata vanp duvara yazı yazan çocuklan
içeride bıraktılar. 15 ve 18 yaşını
doldunnamış çocuklan bile ikiye ayırdılar.
Anasmj öldüreni kurtanp afiş asana acımasız
davrandüar. Böyle bir adaletsızliği
anayasanm 87. maddesiyle izah edemezler.
Basm yoluyla işlenen suçlarda 87. madde
engelini aşanlar, çocuklarda bunu
yapmadüar. Aynca, bir suçun ağır şeklini
erteleyip hafif şeklini ıhmal etmek, hukuku
inkâr etmektir. Bu koalisyon hukuku inkâr
etmiştir.
UYGUN - Af devletçe yapılan bir
bağışlamadır. Gerekliliği. zamanı, kapsamı
ve koşullan toplumun tüm gereksinimleri ve
duyarlıhklan titiz ve dengeli bir
değerlendirme ile belirlenmelidir. Çok büyük
zaman aralıklan ile yapılmahdır. Aksi halde
daimi oekJenti yaratır. Suçu, sucluluğu ve
infazı olumsuz yönde etkiler.
ÖZGEN- Avukatîık Yasası eskimiştir. Mevcut
yasamız şirketleşmeye olanak tammamaktadır.
Devletin savunucusu durumunda olan kamu
avukatlan hem statü bakımından hem de mali
haklar açısından son derece olumsuz
durumdadırlar. Siyasi parti yetkililerinin
verdikleri sözlere rağmen bu durum hâlâ
düzelöJeaıemişrJr. Yani devlet kendîsini
savunanlara üvey evlat muamelesi
yapmaktadır. Avukatlar vergi mahkemelerinde
müvekkillerinin haklannı savunmaktadırlar.
Yani yasalar avukatlann veıgi konusunu
büdiklerini kabul etmektedir. Ama Maliye
Bakanlığı'nın çıkardığı birtebliğ ile belirli
miktar üzerinde geliri olan avukatlann kendi
vergi beyannamelerini imzalama haklan
yoktur. Mutlaka bir mali müşavire ünzalatmak
zorundaduiar. Bunun tek bir anlamı vardır. Bir
meslek mensuplanna, diğer meslek
mensuplan sırtmdan haraç alma hakkı
verilmişrir. Avukatlar Sosy
r
al Sigortalar
Kurumu'na bağlıdırlar.
OKAY- 1969 yılında, halen yürüriükte olan
Avukatlık Yasası çıkanlmıştır. Aradan geçen
30 yıllık süreden sonra Avukatlık Yasası'nda
degişen/gelişen koşullara göre yeniden
değişiklik yapılması kaçınılmazdır. Yasa
değişikligi ile barolann bağmısızhğı,
avukatlann ekonomik olarak gû^lendirilmesi,
meslek eğra'minİTi korunması, mesleğe Iayık
olanlann katılımı sağlanmış olacaktır.
Savunmanın temel yasasmda değişiklik
yapılmadan, savunmanın sorunlannın
çözümlenmesi mümkün değildir.
YERGÖK- Barolann Adalet Bakanlığı'nın
vesayetinde olduğu ülkemizde bağımsız
savunmadan söz edilemez. Yargımn içinde
buhmduğu sorunlar, davalann uzaması ve geç
karara bağlanması nedeniyle son yıliarda
ortaya çıkan hukuk dışı güç odaklannda hak
arama eğilimi de avukatlık gibi çok kutsal
savunma mesleğini adeta gizli işsizlik sektörii
haline getirmiştir. Yıllardırgündeme
getirilmesine rağmen kamu avukatlannın statü
ve mali durumlanndaki aksaklıklar da
düzeltilmemiştir.
KAZAN - Yargınm sorunlan, bir yerde
savunmanın sorunlandır. Aruk. insanlanmızın
çoğunluğu avukata gitmiyor. Yarçı dışt
çözümlerde zaten avukata gerek kalmıyor.