23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
a EYLÜL 1999 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI Çanakkale PB 28 Giresun Imir Yurtta yağış bek- lenmiyor. Bütün bökjelerimizazbu- O s l ° DIS MERKEZLER Y 14 Berlin Y 20 Moskova PB 20 lutlu ve açık geçe- H e l s i n k i Y 13 cek. Hava sıcaklı- ptockholm Y 14 ğ.nda önemli bir L o n d r a Y 1 8 değışıklık olmaya- Y 18 cak. Rüzgâr, kuzey P a n s * Y 19 ve doğu yöntefden gönrT Y 20 hafif olarak esecek. Münıh Y 21 Y 20 Zünh Budapeşte Madrıd Viyana Belgrad Sofya Roma Atına PB Y PB B Y Y 21 20 21 27 28 26 24 Y 20 Şam Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire A B B B A B A 25 25 2/ 20 28 21 31 A 36 • Yağmurtu Karlı Gök gCrtatûKj GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafi 1. Sayfada Kimi olaylar Başkan'ı sağlık duaımunu açıklama- yı zorluyor. llki gelecek yıl başkanhk seçimleriyle ilgili. Cumhuriyetçi Parti'nin güçlü başkan adayı, es- k Başkan Bush'un oğlu Teksas Valısi George W. Bush'un sağlık raporunu açıklamayı reddetme- syie bır tartışma başlıyor. Bu tartışmayaadı kanşan Bill Clinton'ı, sağlık ra- pmınu açıklaması için sürekli sıkıştıran VVashing- tcn Post ile Wall Street Journal sonuç alıyor. 14 uzman doktor, Clinton'ın sağhğını tehdit eden öiemli bir bulguya rastlanmadığını Amerikan hal- kna duyuruyor. Fakat bızde cumhurbaşkanlannın, başbakanla- m sağlık durumlan ile ilgili, bırakınız tartışmayı bir yana, bu konuda küçücük bir habere, bir dokun- djrmaya bile ayıpsanacak bir insanlık olayı gö- zûyle bakılıyor. Bu ayıpsamaya bir gerekçe de bulmuşlar: Insan sağlığı ile ilgili konuların "özel yaşama girdiğini" öoesürüyorlar.. Oysa sağlığı üzerinde titizlenilen kişi, "sokakta- kı adam" değil. ABD'de bir Başkan ve... Türkiye'de bir Başba- kan! Devleti yöneten, kudreti elinde tutan insanlar. Devlet sorumluiuğu omuzlannda. Yapacaklan en ufak hata; devleti, ulusu içinden çıkılması zor kimi serüvenlere sürükleyebilir. Elbette Amerikan kamuoyu, başkanlannın sağ- lığını öğrenmeyi istemekte haklı. Amacına ulaşıyor. Elbette Türk kamuoyunun, Başbakan Ecevit'in sağlık durumu ile ilgili gerçekleri bilmesi ve öğren- mesi en doğal hakkı. Ne çare; bizim yöneticilerimizde, heie Başbakan Ecevit'te doğal hak diye bildiklerimiz haksızlık di- ye yorumlanıyor. Sağlıksız belirtiler Ecevit, sağlığından söz edılmesine dayanamıyor. Başkent Unıversıtesi Hastanesı'ne on gün için- de üç kez kulak, bır kez göz muayenesi için gidi- yor. Ustelikeski birgazeteci; basından "haberde- ğeri olmayan bu ziyaretleri yazmamalannı" istiyor. TBMM'de oy sepetıni şaşınyor. Kimi zaman mer- divenleri, kolundan tutanlarla çıkıyor. Rusya'yı Sovyetler Birliği diye anıyor. Tanıklann anlattığına göre, iki kez canlı yayında bulunmak için gittıği Kanal D'den aynhrken, her gün birlikte olduğu korumalannın ellerini sıkryor, ve- dalaşıyor. Biz yazsak söyiemediğini bırakmayacak. Ama "-^'Hürriyet gibi, çogu zaman habere deger veren bir gazetede Ecevit'in ABD'ye gıtmek üzere uçağa binmeden önceki hali,ni anlatan haberde şu satır- lar yer alıyor: "Ecevit, önceden hazırtanmış elindeki yazılı ba- sın açıklamasını okurken, gezinin bir hafta süre- ceğini hatıhatarak '30 Ağustos Zafer Bayramı'nda yurtdışında olacağım için TSK'mizin ve aziz mille- timizin Zafer Bayramı'nı şimdiden kutluyorum' di- yor." Ecevit, 26 Eyiül'de, bir ay önceki Zafer Bayra- mı'nı kutlamasından şoke olan bakanlann, millet- vekillerinin, gazetecilerin şaşkın bakışlan ile neden sonra "gafın farkma vanyor", konuşmanın sonun- da özür diliyor. ABD'de hemen her gecesi "istirahate aynlıyor". Başbakan'da somut biçimde izlenen rahatsızlı- . ğın, Türk ulusu dışında, tabıi başta ABD, hemen herkes farkında. Fakat Ecevit, sağlıklı olduğunu belgeleyecek yerde, sürekli yadsıyor. Türk doktorian Ecevit'in sağlık sorunlarını gizliyor. fsmet Solak yakın dostluğunu kazandığı Ece- vit'in Esenboğa gaflannı anlatanlara, "yanında Hü- samettin Özkan veya Rahşan Ecevit yok muy- du?" diye soruyor. Bir siyasetçiden dinlediğıni anlatıyor: ABD Sa- vunma Bakanı'na Ecevit, iki kez olumsuz yanıt al- dığı halde Istanbul'a gidip gitmeyeceğini üçüncü kez soruyor. Bakan bu kez yanıt bile vermiyor, Ya- nından şaşkın aynlıyor. Karşımızdaki olay, geçiştirilecek bir sağlık soaınu değil. Bir devlet sorunu: Gerçeği bilmeye hakkımız var! Yorgo Papandreu, Türk-Yunan ve Kıbns konularmda net mesajlar verdi 'Duvarlar yıkılırsa sorun çözülür' MURATÎLEM ATtNA-Yunanistan Dışışlen Bakanı Yorgo Pa- pandreu, Başbakan Büknt Ecevit'in ABD temas- İannm başladığı saatlerde, bundan sonraki politi- kalannı netleştiren açıkJamalarda bulundu. Türk- Yunan ilişkileri ile Kıbns konusunda beklenen ge- lişmeleri Ta Nea gazetesine değerlendiren Papand- reu, halklar arasındaki duvarlann yıkılması ile Kıbns sorununun çözûlecegine dikkat çekti. Son dönemde Yunanıstan ile Türkıye arasındaki di- yaloğun, Rum yönetimı tarafindan da olumlu kar- şılandığmı belirten Papandreu, "Türk-YAınan ya- kuılaşmasının, Kıbns'a olumlu yansı>acağı görû- şû, adanın güney kesûninde güç kazanmtşür" şek- linde konuştu. Başbakan Bûlent Ecevit' in ABD temaslanndan önce New York'ta Amerikan yetkilileri ile görü- şüp önceki gün Atina'ya gelen Papandreu, "Ece- vit'in acıklamalannın ardından Amerikan yöneti- mi, Türkive'nin özeüikle Kıbns konusundaki poH- tikalannda bir değişUdik olmadıgı kausına var- mıştır. Amerikablara göre Kıbns'm çözfimü ko- nusundaki kilit isim, Bülent Ecevit'tir" dedi. Papandreu özetle şunlan söyledı: "ABD'ye gö- re Ecevit'in yanında Rauf Denktaş'ın tutuıiıu da çok önemlkür. BM Genel Sekreteri Kofı Annan'ın adadaki Bderteri bir araya getirme çağnsına Denk- taş'u verecegi cevap çok önemlidir. Biz de poütika- lannuzı bu ce\-aba göre tayin edeceğiz. Şimdilik beklemek durumundayız. Türk-Yunan ilişkileri ile Kıbns konusundaki açıklamalanmız sadece iyi ni- yet çercevesinde değiL aynı zamanda gerçeği araş- brmak. zemin yoklamak amacı ile yapUmaktadır. Tûrkiye-AB konusundaki açıklamalanmız da ay- nı çerçevede değeriendirümelidir. Tûrkiye'nin AB'ye aday uğı konusunda önünde bir yol haritası bulunmaktadır. Bu yol haritasına uymabdır. Tür- kiye 0e son aylardaki dialoğumuz, ilişkileri olumlu etkflemeye devam etmektedir. Ecevit'in açıklama- lannı da takdirle karşüıyoruz, ancak ortada yirmi beş yıihk bir Kıbns sorunu vardır. Hem bu sorun hem de son dönemde Ege'de meydana gelen olay- lar bizi düşündürmektedir. Eğer Sayın Ecevit'in Ecevh: Kıbns için kamıiıynz • Baştarafi 1. Sayfada nûz belli olmadtgına işaret eden kaynaklar, Türk tarannın görüş- melere katılmasının şartlara bağ- h olduğunu vurguladılar. Ecevit, Mayflower Oteli 'nde Türk işadamlannı kabulünde yaptığı ko- nuşmada, ABD ile Tûrkiye'nin as- keri ve siyasi başta olmak üzere pek çok alanda ilişkileri gelıştinrken ri- caretin geri kaldığmı söyledi. Başba- kan Ecevit, 1997 yılında ABD üe ti- caret hacmİDİn 6.3 milyar dolar ola- rak gerçekleştiğini, 1998 yılmda bu sayı sabit kalırken 1999 yıhıun ük yansında ise yüzde 29 oramnda ge- riledığmı belırtü. Türk girişimcılerin ABD'nin uyguladığı tekstil kotala- nndan haklı olarak yakındığını belir- ten Ecevit, "Yüksek beklentileri ka- nnıoyuna aşuamayı doğru bulmuyo- rum.BuhayaJkinkhgiyaratabUir.Bir şejierolacakamayeterikadardeğıl'' diye konuştu. Ecevit, «ABD lyi niyetfc Türld- ye'ain Avrupa Büt^'ne (AB) û>«d- masmda ısrarediyor, ama kota konu- sunda AB'ye taıudığı hakbn bize ta- nuruyor. Bunu da ABD'K dosdanmı- za haöriatmahyTz" dedi. Toplanüda konuşan Türkiye Oda- lar ve Borsalar Biriiği (TOBB) Baş- kanı Fuat Miras da TOBB olarak deprem felaketinin ardından Tûrki- ye'nin yaralannm sanlması için ABD'den katkı bekledıklenni söyle- di. TÜSİAD Başkanı Erkuf\ ücaoğ- hı ise "Önümüzde öy1e bir dönem var ki; belki de Tûrkiye'nin pek çok dö- nüşümleri sağlayabileceği a> laragiri- yoruz. LMF ik stand by kesin olarak uygulama sürecim girmcli, 2000 büt- çea reJbrm bütçesi ve enflasyionun in- dirilmesi hedeflerinin yotu açılmalı" diye konuştu. Bu arada Washington'da tekstil ko- talannm arttınlması müzakerelerine katılan Dış Ticaret Müsteşan Künjat Tüzmen. gelecek bir iki gün içinde, tekstil konusunda ABD ile bir orta noktaya vanlabüecegini söyledi. açıklamalan doğru ise bu durum flişkilerûnizi da- ha da olumlu etkiler" dedi. Yunanıstan Dışışlen Bakanı, Türkiye-AB iliş- kılerine değinırken de şunlan söyledi: "Yunanis- tan. Marmara depreminden sonra Türkiye'ye ya- pılacak yardımlar konusunda lider rolünü üstien- miştir. Aralık ayinda yapılacak AB toptanosında Türkiye'nin adaybk starüsü nedeşecektir. Bunu Türkiye' nin durumu \e üıtumu belli edecektir. Ara- lık ayuıdaki toplanoya kadar Türkiye'de n istenen smyaOer gdmezse Yunanistan, AB zirvesinde olum- lu adım atmayacakbr. Türkiye'nin AB'ye aday ol- masu Yunanistan'ın çıkannadır. Ancak bazı konu- larda kendi çıkarlanmızı da düşünmeliyiz. Menfa- atierimLan göz önüne alınmasını istemek en tabii hakkunızdır. Bu bizim için çok önemlidir. Yunanis- tan, Türkiye'nin AB'ye üyeligi konusundaki giri- şimlerine öncülük etaneye öe\ am edecektir. Bu du- rumun Türk-Yunanilişkileri ile Kıbns konusunda- ki gelişmeiere olumlu katkıda bulunacağına inam- yoruz" dedi. Kjbns konusunun Yunanistan'ın politikalann- da önemlı yer tuttuğunu bir kere daha dıle getiren Pa- pandreu, bu konuda da net mesajlar verdi. ABD'deki te- maslan sırasında edindiği iz- lenimlerden Kıbns sorunu- nun çözümü için şimdiki du- rumun tam bır firsat olduğu- nu belirten Papandreu. "Bu- nu Amerikan yönetimi de ka- bul etmektedir. Bugünkü ge- lişmelerin sorunun çözümü- ne önemli katkıda bulunaca- ğuu Amerikan yönetimi dü- şünmektedir. Amerikalılara göre Kıbns bir çıbandır ve 25 yılbk çıbam yok etmek için karariı. dinamik poHtikalar izteyeceklerdir. Aslında halk- lar arasındaki duvariar yılo- lırsa Kıbns sorunu çözülür. Temaslanmdanedindiğûniz- lenim; ABD'nin Kıbns soru- nuna yaklaşınu en öncetUdi konumdadır" şekhnde ko- nuştu. •'" •• Pendik'te pattama: 6 ldşi öldüistanbulHaberServisi-Pendik'te- kı bir boya fabrikasmda meydana ge- len yangın ve kısmi çökmeyle sonuç- lanan patlama sonucunda 6 kişi öldü, aralannda 3 itfaiye erinin de bulun- duğu 13'ü ağır olmak üzere 20 kişi yaralandı. Pendik Kurtköy Sanayi Caddesi 21 numaradaki tdris. H«yri ve Murat Demet kardeşlere ait Demet Boya Fabrikasf nın imalat kısmında, dün saat 14.45 sıralannda şıddetli bir pat- lama meydana geldi. Patlama sonu- cu binantn duvarlan yıkılır- ken boya unalatında kullanı- lan malzemelerin tutuşma- sıyla yangın çıktı. Yangının da etkisiyle birbiri ardına bi- nada patlamalar meydana gelirken alevler, çevrede bu- lunan Neşe Plastik ve Nev Yem fabrikalanna da sıçradı. tkı fabrikadaki yangın itfa- iye ekiplerince kısa sürede söndürüldü. 45 işçinin çalıştığı fabri- kada meydana gelen patla- mada Murat Demetoğhı ve Sefa Kma ile kımlıği belir- lenemeyen 4 kişi öldü. Patla- manın ardından çıkan yangı- na müdahale eden itfaiye er- leri Enver Yıhnaz, Halfl Kül- ce ve Aykut Berber dumandan zehır- lendiler. Patlama sonucu kimliklen belirlenen yaralılann isimleri ve teda- vi altına alındıklan hastaneler şöyle: Kartal Devlet Hastanesı: Şükrü Tabsk. Sadık Gezgin, Rasim Başer, Yficd llzûm, Serkan Y ıkuz, Perihan Demetoğlu. SSK Kartal Hastanesı. Ömer Yıl- dız, Haset Taşan, Nimet Turan, Nazif Ercan. Kartal Şifa Hastanesı: VâsfiTemel, i Özkan, BasriSo- mer. Göztepe SSK Hastanesi: Mefek Yıktz. Pendik De\ let Hastanesı: HaBIÖz- yürek. Bu arada, ilk patlama sonucunda çevredekı evlerin camlan kmlırken bazı binalann duvarlannda da çatlak- lar meydana geldı. Pendik Kaymaka- mı HalukTunçsu yaptığı açıklamada, Demet Boya Fabrikasrnda meydana gelen patlamanın sabotaj veya siyasi amaçlı bir eylem sonucu olrnadığını. elektrik kontağı veya teknik bir an- zadan kaynaklanmış olabileceğini söyledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Baka- nı Yaşar Okuyan da yaptığı açıklama- da, olaydan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Henüz nedeni belırlenmeyen patlama ile ilgili olarak Bakanlığı'na bağlı iş müfettişlennin derhal görev- lendirildığini belirten Okuyan, mü- feüişlerin, herhangi bir fhmal olup ol- madıgı yönünde ınceleme ve araşOr- malara başladıklartnı bildirdi. LA MITHAT BEREKET BEYAZ SARATDAN CANLI YAYINDA DSP'de af tarbşması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Çeteler, işkenceciler ve katillere af getiren yasa DSP'de büyük rahatsızlıklara yol açarken ta- san nedeniyle Başbakan Yardımcısı Hüsa- meta'n Ozkan ile Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in de arasırun açıldığı haber- len yaygınlaştı. DSP'li tüm milletvekilleri ile örgütlere gönderilen bir mektupta Hüsa- mettin Özkan'ın Başbakan BûlentEcevit'i af konusunda "kandırması'' üzerine Rahşan Ecevit'in istifaya kalkıştığı öne sürüldü. Par- ti yönetiminin yaptığı araştırma sonunda mektubun altında yer alan imza ve adresin sahte olduğu ortaya çıktı. Af Yasası'nm Cumhurbaşkanı Sûleyman Demirel tarafindan yeniden görüşübnek üze- re TBMM'ye geri gönderilmesi, DSP içinde- ki af çatlağının boyutlannı da ortaya çıkardı. Başbakan Bülent Ecevit, her fırsatta, parti olarak kendi ıstedikleri affın çerçevesinin farklı olduğunu söylerken Rahşan Ecevit de "Benim istedigim af bu değO" diye açıklama yapmaktan kaçınmadı. Ahmet Sevgi imzası ve Ankara Keçiören'de gösterilen bir adresin yer aldığı mektupta "Affin Perde Arkaa" baş- lığıyla bazı bilgi ve değerlendirmelere yer verildi. Afla ilgili olarak TBMM'dekı süre- cin anlatıldığı mektupta, "Masum du> gular- la meydana getirilen af. birdenbire toplum vicdanını rahatsız edecek şekle bürünmeye başjamışb. Cumhurbaşkanlığı rüyalan ile uyuyup uyanan Bakan Türk, olan biten kar- şısında direnmiyordu. Bazı rahatsızhklanıu, genel başkanhk ve başbakanlık sevdası ile > a- nıp tutuşan, tüm yetkileri elinde bulundura- rak kendini gölge başbakan gören Hûsamet- tin Ozkan'a Uetse de daha önceki konularda okluğu gibi Dunlar da Ecevit'e iletümeden, a- man koalisyon bozulmasuı, aman Başbaka- nımız üzülmesin, sözde iyi niyeti 3e hasır alt edUryordu" denıldı. Gazetelerde yer alan, özellıkle HalukKır- a ile ilgili haberlerin Rahşan Ecevit'i çok ra- hatsız ettiğine dikkat çekilen mektupta şu açıklamalara yer venldi: "Eşiyle görüştü.eşi araşürdL Hayır, öyle bir şey yoktu. Zaten Bahçeli de KırcTnın affi ta- lepierine karşı çıkmışü. Konu Bakanlar Ku- nilu'na geldiğinde. Ecevit'e her se> toz pem- be, istediği gibi gösterildi. Hüsamettin Ozkan da her şey sizin ve hanımefendinin istediği gi- bi oldu, hayırb otsun, dedl Işin ilginç yanı, ka- binedeki diger DSP'li bakanlar da tasanya bakma ihtiyacı du> madüar. Zaten baksalar- dı ne anlayacaklardı, hukukçu değillerdi. Evet, TC Başbakanı, yıllann kurt politikacı- sı, denerimli dürüst devlet adamı Bülent Ece- vit kendi bakanlan, güvendiği adamlar tara- findan aldatümıştL." Mektupla ilgili sorulanmızı yanıtlayan DSP Grup Başkanvekiü AB Göray, "Kİ-Ç*- ören'de öyle bir isim. adres yok. Amaç DSP içinde sanki başkaldıranlar ve hıyanet içinde olanlar varmış gibi partimizde parçalamay a dönük bir görüntü yaratmak. Mektuptaki ifadeler, asla olmay an, gerçek dışı beyanlar" dedi. Günay, "Rahşan Ecevit ile Hüsamettin Özkan arasında soğukluk yok mu" sorusuna da "Daha önce de öyle bir sayia çıkanlmak istendL Gerçekle ilgisi yok, Rakip gördükkri partiye zarar vermek isteyen. parti drşından kisilerin işi bu" yanıtını verdi. BUAKŞAM 22:05 G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada Şu ikilemle karşı karşıyayız: Ya yönetimde büyük bir irade dağılması var ya da son derece planlı gelişmelerle karşı karşıyayız. Biri ötekinden ürkütücü... Bayrampaşa'da cezaevi içindeki iki grup kapış- mış, en güvenli düello yeri olarak ıdari bölüm se- çilmiş, silahlar patlamış, 7 kişi yaşamını yrtirmişti. Çatışmalar sırasında cezaevi yönetimi taraflara şu çağnyı yapmıştı: - Lütfen çatışmayı bırakıp masaya oturun... Ulucanlar'da sabaha karşı 03.00'te "tünel ihba- n" alınıyor, koğuşlara girilmek istenıyor, direnişle karşılaşılıyor. ardından olanlar oluyor. Dün öğle sa- atlerinde ölü sayısı 11 'e çıkmtştı, akşam saatlerin- de 10'a indi. Otopsi sonucunda öfenlerin büyük çoğunluğunun "darp" nedeniyle yaşamını yitirdiği ortaya çıktı. İki ölüm nedeninı alt alta koyalım: -•- • ' Birinde cezaevındekiler çatışıyor, yönetim seyre- diyor. ötekinde yönetim koğuşlarla ilgili aldığı bir ihba- nn ardından içeri ginyor. ÖJü ve yaralı sayısı içen na- sıl girildiğini ortaya koyuyor Her iki cezaevinde de olaylar sonrası yapılan ara- mada çok sayıda silah bulunuyor. Silahlann içeri na- sıl sokulduğu bir türlü ortaya çıkanlamryor. Bayram- paşa için yerteşik kanı şu. Mafya içeride bir düzen kurdu. Bu duzenın ko- rumalığını da cezaevi yönetimi yapıyor. Içeriye si- lah, esrar, para giriş-çıkışı düzenli bir şekHde yapı- lıyor. Tarife<er, alım-satımlar o kadar düzenli kı dev- let maliyesi yanında bakkal defteri kahr! Ulucanlar Cezaevı'nde de sılah çıkıyor. Iddıaya göre, olaylara kanşanlann tümü öngüt elemanı. Ora- ya silahlar nasıl girdi? Geçen hafta boyunca yaşananlar gösterıyor ki, cezaevlerinde sorun içende değil dışarıda. Tünel nerede? Ikı cezaevini karşılaştırmayı bir tarafa bırakıp, Ulucanlar'a gelirsek.. Olayla ilgili bilgiler çelışki do- lu. Haber önce şöyle yayıldı: Güvenlik güçleri tünel ihbarını değerlendırmek isteyince olay çıkmış... Bu gibi durumlarda olay yatıştıktan hemen son- ra tünel gazetecilers gösterilirdi. Bu kez böyle bir durum yok. Yöneticıler, "tünel nerede" sorusuna, "Haa evet, onunte ilgili aynntılı açıklama daha son- ra yapılacak" karşılığını veriyorlar. Ikinci çengelli soru, ölenlerin üzerındeki yaralar. öncelikle şunu anımsatalım; cezaevlerindekı kişi- ler devletin koruması altındadır. Mafya üyesinden katiline, siyasi suçludan hırsıza kadar devlet ceza- evine koyduğu tüm hükümlülerin can güvenliğin- den ve sağlıklı olmasından sorumludur. Ulucan- lar'da yaşananlar bu ilkeyie çelışiyor. Siyasi tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu ceza- evlerinde farklı yakınmalar da var. örneğin, bir kişi tutuklu olarak bu koğuşlara geldiğinde orada kim hâkimse onun kontrolü altına girmek zorunda. Ki- mi aileler, çocuklannın cezaevlerinde militanlaştı- ğını söytüyoriar. Bunlar olayın bir yüzü. Öteki yüzü, devletin sorumluiuğu. Dıyelım ki Ulucanlar Ceza- evi'ndeki tutuklu ve hükümlüler gerçekten de tü- nel kazdılar ve içeri güvenlik gücunün gırmesını ıs- temediler Orası dağ başı değil, devletin kontrolü attında. Çevrede geniş güvenlik önlemleri alarak ve Bayrampaşa'daki mafya uyelerıne yapıldığı gibi çağnda bulunarak bır çözüm aranamaz mıydı? Yazının başındakı saptamaya dönersek, bu ya- pılanlar ya irade dağılmasının ürünü ya da cezaev- terindekiler 'korunacak-yok edilecek' gibi öngör- meye bile dilimizin varmadığı bir aynmla karşı kar- şıya... TBMM1 Ekim'de açılıyor. Hemen ardından af ko- nusu gündeme gelecek. Cumhurbaşkanı'ndan dö- nen af, son yaşanan olaylann gölgesinde tartışıia- cak. Yargının hukukçulara değil de sıyasetçılere teslimi halinde neler olabileceğini yaşayarak görü- yoruz. Af yasası nasıl çıkacak, şu aşamada kestirmek olanaksız. Hükümet ortaklarının o andaki anlaşma duygusunun karşılıklı izdüşümunün ortak yansı- malanndaki sınırsız uyuma bağlı... Ancak şu gerçek ki, son bir hafta içinde cezaev- lerinde meydana gelen olaylar affedılmez yönetim hatalanyla dolu... KKTC lideri Denktas 'Kıbrıs sorunu ABD 'de çözülmezJ TEVFtKAKBAŞ AYDEV- KKTC Cumhur- başkanı Rauf Denktaş, Baş- bakan Bülent Ecevit'in ABD gezisınde Kıbns sorunuyla ilgili kararlar almacağı yö- nünde ortaya atılan görüş ve yorumlann hiçbirinin dogru olmadığını belirterek "Kıb- ns meselesi iki halkın ana meselesklir. VVashington yar- dıma olmak Lstenıektedir.A- ma meselenin VVashing- ton'da halledilecegi beklen- tisi yanhşnr" dedi. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, Adnan Men- deres Üniversıtesi (ADÜ) Senatosu'nca kendisine fah- ri bilim doktorası unvanının verilmesi töremne katılmak üzere dün Aydın'a geldi. Tö- ren öncesınde gazetecılenn sorulannı yanıtlayan Denk- taş, basında Başbakan Ece- vit'in ABD gezisinde Kıbns sorununun karara bağlana- cağı yolunda hava yaratıldı- ğına dikkat çekerek Kıbns konusunun iki halk arasında çözümlenmesi gerektiğinı söyledı. Ecevit'in görüşme- sının ABD-Türkıye ilişkile- riyle ilgisi bulunduğunu ve Kıbns sorununun bu ılişkiy- le alakaJandırılmasının yan- lış olduğunu belirten Denk- taş şöyle konuştu. "Amerika'nın Türkiye ile ilişkileri başka. Amerika'nın çıkarian bambaşka şeyler- dir. ABD bu meseleji hallet- mek için tabiabyla iki ülke arasında bir mesele olmasın diye uğraşmaktadır ve uğra- şacakbr. "Amenka söyleye- cek biz yapacağız' gibi bir hava yaratmak, milli bir da- vamm geregince degerien- dirmemek demektir. Kıbns meselesi Türkiye'nin milK bir davasıdır. Türkiye'nin Kıbns üzerinde veremeyece- ği şeyler vardır. Bunlan iste- yen Yunan ve Rum tarandır. Amerika'yı kullanmak isti- yortar. Ecevit de Kıbns me- selesinin ne kadar önemli ol- duğunu toplantının içinde anlayacakür. Konuyla ilgili 'ABD'de ölçü alınıyor, fıs- tan bıçiliyor' gibi bir hava yaratmanın anlanu >ok."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle