Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 EYLÜL 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yurt-Kur bu yıl için fiyatlannı yüzde 150 arttırdı, özel yurtlarda ise fiyatlar 60 ile 120 milyon arasında değişiyor
Yurt ücretleri bütçeleri vurduEkonomi Servisi - Harçlara yapılan
yüzde 100'lük zammın ardından öğrenci
yurtlannın fıyatlanndaki artış, ögrencile-
rin bütçelerini altüst etti. Yurt-Kur bu yıl
için fiyatlarmı yüzde 150 arttınrken za-
ten pahalı olan özel yurtlarda ise fiyatlar
60 ile 120 milyon arasında değişiyor.
Ailelennden uzakta okuyan öğrencile-
re bannma imkânı sağlayan yurtlar, 1999-
2000 dönemi ücretlerini açıkladılar. Yurt-
Kur'a bağlı yurtlann aylık ücretleri yüz-
de 150 orarunda artarak 2 milyon 400 bin
liradan 6 milyon lıraya çıktı. Yurt-Kur'un
aldığı depozito tutan da 14 milyon lira-
dan 30 milyon liraya yükseldi.
Deprem sonrası ev kiralannın aşın art-
masına tepkiler sürerken Yurt-Kur'un ya-
nı sıra Istanbul'da hizmet veren bazı özel
yurtlar depremzede öğrencilerden gelen
yoğun talep karşısında fiyatlannı arttırdı-
İar. Özel yurtlarda ayhk kiralar. odalann
özelliklerine göre 60 milyon TL ile 120
• Yurt ücretlerinin memur maaşının yansı kadar olduğunu öne
süren yurttaşlar, artışa büyük tepki gösteriyorlar. Ancak yurt
sahipleri, ücretleri, masraflan karşılayabilmek için arttırmak
zorunda kaldıklannı öne sürüyor.
İstanbul'daki yurt ücretlerinden örnekler
milyon TL arasında değişiyor.
Bu yıl 300 öğrencıyle eğitime başlaya-
cak olan Sabancı Cniversitesi, 2 kişilik
odalarda yaklaşık 200 öğrenciye yurt im-
kânı sağlayacak. Her odasında duş ve tu-
valet bulunan yurtta öğrencıler, telefon
ve lnternet bağlantısuıdan da faydalana-
bilecek. Yurtta aynca, engelli öğrencile-
rin gereksinimlerini karşılayacak odalar
da bulunuyor. Geçen yıl eğitime başlayan
ve özellıkle radıkal Islamcı çevTelerin ter-
cih ettiğı, Türk Sağlık ve Tedavi Vakfı 'na
bağlı Fatih Üniversitesi bir yıllık yurt üc-
retinı 640 milyon TL olarak açüdadı. Ba-
zı vakıflara bağlı yurtlar da burs verdik-
leri öğrencilere ücretsiz bannma olanağı
sağlarken bu fırsattan yararlanamayanlar,
aylık 100 milyon TL ile 120 milyon TL
arasında değişen miktarlarda kıra ödeye-
cekler. Malatya Eğıtım Vakli'nın bu yıl
Istanbul'da hizmete açacagı Selami Ak-
barut Kız Öğrenci Yurdu'nun kirası 100
milyon TL olarak acıklanırken bu ücrete
kahvaltı ve akşam yemeğinın dahil oldu-
ğu, aynca depremzede öğrencilere 10 kı-
şilik kontenjan aynldığı belırtildi.
Yurt ücretlerinin memur maaşının ya-
nsı kadar olduğunu öne süren yurttaşlar,
artışa büyük tepki gösteriyorlar. Ancak
yurt sahipleri, ücretleri, masraflan karşı-
layabilmek için arttırmak zorunda kal-
dıklannı öne sürüyorlar.
Yurtlar
tarikat
yuvası
Ailelennden uzakta okuyan öğrencilere u-
cuz, hatta ücretsiz bannma imkânı sağlayan
bazı tarikat ve şeriatçı vakıflann açtıklan
yurtlar ise mürit yetiştinne yeri olarak kulla-
nılıyor.
Tarikat yaşamının aşılandığı bu yurtlarda
kalan öğrencıler, paralan olmadığı zaman
ödeme yapmadıklannı, hatta maddi dunımu
iyi olmayan çok sayıdaki arkadaşlaruun üc-
retsiz kaldıklannı, ödemelerin de belli bir sı-
nınnın olmadığını ve bağlı olduklan vakfa
"bağjş" adı altmda ödendigini ileri sürüyor-
lar.
Şeriatçı ve üikücü diye bilinen çevrelerce
birçok ilde açılan ve sayılan her geçen gün
artan mürit evleri, başka illerden gelen öğren-
cileri adeta kaparak kendi fikirleri doğrultu-
sunda "eğWm" venyor. Bu durumdan şikâ-
yetçi olan veli ve öğrenciler, dini kesimin eği-
tim merkezi olan yurtlara bir an önce çözûm
bulunmasını istiyorlar.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği yet-
kilileri, gençlerin maddi yetersizlikler nede-
niyle tarikatlartaranndan beyinlerinin yıkan-
masını önlemek amacıyla çağdaş ve Atatürk-
çü düşüncedeki gençlere ücretsız bannma
olanağı sağladıklannı belirttiler. Derneğin bu
amaçla Istanbul'da 5 öğrenci konukevi açtığı
ve bu yıl iki dairenin depremzede öğrencilere
aynldığı açıklandı.
YURTLAR
Yurt-Kur
Iştanbul Teknik
Üniversitesi
Boğaziçi
Üniversitesi
Şabancı
Üniversitesi
istanbul Bilgi
Üniversitesi
Fatih
Üniversitesi
Malatya Eğitim Vakfı
SeiamiAvbarutKız
Öğrenci Yurdu
özel Hacı Muharrem
Yüksek Öğrenim Erkek
Öğrenci Yurdu
ÜCRETLER
98-99 yıh
Depozito: 14 milyon TL
Aylık kira: 2 milyon 400 bin
99-2000
30 miJyon TL
6 milyon TL
3 kişilik odalar
50 milyon TL
2 ve 1 kişilik odalar
95 milyon TL
Üniversitenin Yurdu
Aylık 10 milyon TL
Kampus içindeki
özel yurtlar aylık
60 milyon TL
Yılhk 720 dolar+%15 KDV
4 kişilik odalar
aylık: 80 milyon TL
2 kişilik odalar
120 milyon TL
Yıllık 640 mıtyon TL 120 milyon TL
peşin, 65 milyon TL taksitle
Kahvaltı ve akşam
yemeğı içinde aylık
100 mılyon TL
Yılhk 300 milyon TL
Aylık 17 milyon
(tüm masraflar içinde)
98-99 yıh
6 kişilik odalar
4 kişilik odalar
2 kişilik odalar
30 milyon TL
50 milyon TL
65 milyon TL
99-2000
60 milyon TL
75 milyon TL
85 milyon TL
Açık lise
smavında
kopya
kuşkusu
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Eğitım
Bakanlığı'nın (MEB)
düzenlcdıği açık lise
sınavında, kopya
çekenleri saptayan
bilgısayar programının
'zaman darhğı'
gerekçesıyle
kullanılmadığı ortaya
çıktı. Yanıtlan aynı olan
yüzlerce kopyacının
sınavı geçerli sayıldı.
MEB Eğitim
Teknolojileri Genel
Müdürlügü Sınav Dairesi
Başkanı Selim Mutlu,
bilgısayar programı için,
"Onceki sene denedik,
karman çorman olmuştu"
dedı. Açık lise
sınavındaki skandal
boyutlanarak sürüyor.
Türbanlı kopyacı
öğrenciler hakkında salon
gözetmenlerinin
düzenlediği tutanağın
bakanlıkta
"kaybedilmesinin"
ardından sınavda kopya
Çekenlerin saptanması
için hazırlanan bılgisayar
programının da
kullanılmadığı ortaya
çıktı. Smavın
düzenlenmesini üstlenen
MEB Eğitim
Teknolojileri
Müdürlüğü'nün Sınav
Dairesi Başkanı Selim
Mutlu, ihmali kabul
ederek, "Açıköğretimde
çok çeşitli dersier >ar. 4
otunımda 300 bin
öğrenci, 1 milyon 200 bin
kâğıt. Bunlann hepsini 15
gün siirc içinde okumamız
iştenjyor. yetiştirikmiyor.
Önceki sene denedik, her
şey karman çorman oldu.
Açık lise için kopya
programını
değerlendirecek
zamanımız yok"
açıklamasını yaptı. Selim
Mutlu, kopya analız
programını, "zaman
darfığı, eleman ve
bilgisayar kısıthbgı
nedeniyle''
kullanamayınca,
öğrencilerin kopya
çektiklerini
saptayamadıklannı öne
sürdü.Açık lise sınavında
kopya çeken türbanlı
öğrenciler Şeyma ve
Selya Ünlü'nün
geçirildiğini
Cumhuriyet'in
belgelemesine karşın,
haklannda hiçbir şey
yapılamayacağı da
öğrenildi. Selim Mutlu,
Şe>Tna ve Selma
Ünlü'nün kopya
çektiklerini kabul
ederken. kazanılmış
haklan gen
alamayacaklannı ileri
sürdü. Mutlu, salon
görevlılerince düzenlenen
kopya tutanağının
kendilerine ulaşmadığını
savundu.
RulüSu Vakfi'ndmmüzjMyaşamaçağnRuhi Su'nun sanatçı kisüiğini ve kühürel geleneğini yaşat-
mak amacrvla kurulan ve kurulduğu günden bu yana ken-
di alanında sayısız etkinlik gerçekleştiren Ruhi Su Kiutür
ve Sanat VakfL öafimüzdeki dönem etkinliklerini bir çağn
ile başlatü. Vakıftan yapılan açıklamada. "Müzik kültürü-
müzü yaymak ve geliştirmek için çocuklanmızı \ e gençleri-
rnizi müziğe çağınyoruz" deniMi. "Müzikli yaşama siz de
katünT başbğı altında şu bilgiler verildi: "Hafta içi ve haf-
ta sonu seçenekleriyle haftada 4 saatolarakdüzenlenen mü-
zik kurslan pryano, soifej, bağlama. gitar, yan flüt veşan dal-
lannı kapsamaktadır. Bu kurslar, konusunun uzmanı eği-
timcilergözetimindenitetikliveakademikçalışmalarlaenst-
rüman becerisi kazandırma, müzikal işitme, ulusal ve ev-
renseJ müziğitanrtarakpratiktede müziği sevdirmeyi amaç-
tamaktadır." Açıklamanın son bölümünde ise "Müzik kiiî-
türii oluşrurarak, yaşamın her alanına ginniş müziğL ulu-
sal değerlerimizte birtikte gerçek yerine orurtmak gereğini
görev bflmekteyiz" deniklL Bu etküınkler kapsamında 16
Ekim 1999 tarihinde Kühür Bakanhğı'ıun da karJabnvla
Ankara Opera ve Balo Salonu'nda Ruhi Su adına bir kon-
ser verilecek. Vakıf merkezinde toplam 8 kur üzerinden 4
yıDık bir eğitim planlaması yapdarak müziğin çeşitli daJla-
ruıda düzenlenecek müzik kurslan için 25 Eylül'de ön gö-
riişmeler yapılacak. Öğrenci seciminde thiz davraıulacağı-
IU belirten vakıf yöneticikrL ders lerin de son derece dene-
yimü ve >etkin Idşilerden oluşan kadrolar ehyie yfirütühne-
sini hedeflediklerini söylemekteier.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Bal, isteklerini anlatacak yetkili bulamamaktan yakındı
^Sorunları ortak toplantdarda çözmeliyiz'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yeni
eğitim-öğretım yılının başlamasıyla eğitım-
deki sorurdar yenıden gündeme gelirken, egi-
timciler isteklerini ıletecek yetkili bulamı-
yor. lstemlerinı ancak meydanlarda dile ge-
tirebildiklennı belirten Eğitim-Sen Genel
Başkanı Kemal BaL Milli Eğitim Bakanı Me-
tin Bostanaoğlu ndan üç kezrandevu istedik-
lerini ancak yanıt alamadıklannı söyledi.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Bal. yeni eği-
tim-öğretim yılında eğıtimde yaşanan sorun-
larla ilgili olarak Cumhurij^t'in sorulannı
vanıtladı. u
Her yeni başlangıç bir bekknti
içerir'' diyen Bal, deprem
felaketi nedeniylebu eğıtim-
öğretim yılına heyecanlı gır-
mediklerini söyledi. Eğıtim-
deki sorunlann yalnızca bu
yıla özgü olmadığını, bütçe-
den eğitimciler için aynlan
payın giderek azaldığını be-
lirten Bal. hükümetlerle ıliş-
kilerinın kopuk olduğunu
belirtti. Maaşlann yetersiz-
liği nedeniyle birçok öğret-
menin ek iş yapmak zorun-
da kaldığmı kaydeden Bal.
"Sendikal mücadeleve rağ-
men toplusözleşme yapma
adunını gerçekleştiremediği-
miz için hükümetler maaş-
larda kendi uygun gördükle-
ri oranlarda arüş > apıyorlar.
1. derecedeki öğrebnen 201
milyon lira maaş abyor. Ge-
risinisizdüşünün" dedi. Ke-
mal Bal, Milli Eğitim Ba-
kanlığı'nın yeni bir yüzyıla
girerken eğitimcilerin. bilim
çevrelerinin, öğrencilerin
görüşlerini de alması gerek-
tiğini vurgulayarak şunlan
söyledi:
"Milli Eğitim BakanTyla üç kez görüşme
tsteminde bulunmamıza karşın yanıt alama-
dık. Kendisini ziyaret bile edemiyoruz, Ba-
kanlığın önce temsilcilerinin görüşlerini al-
ması laam. Sa> ın Bakan, çalışma koşullan-
ıun iyileştirihnesi için yapüması gerekenleri
dinlemek zahmetine kadanmıyor. İşi bizzat
yapan bizieriz."
Sorunlann bakanlık ile ortak çalışma yü-
rütülerek çözülmesı gerektiğini kaydeden
Bal, "Ömeğin, yönetkri atamalannda. ders
ücretlerinde düzenlemeler yapülar. Ama bi-
zim görüşjerimizi dikkate aimadılar. Hatala-
nnı sonra kendileri de anladL Ama işler ak-
sadı" diye konuşfu. Kemal Bal, isteklerini
mitinglerle yetkilılere ulaştırmaya çalıştık-
lannda da "ŞOT* yapmakla suçlandıklannı
bildirdi. Bakanlığin koordinasyon eksikliğı
nedeniyle öğretmen atamalannı gecıktirdiğı-
ni vurgulayan Bal. "Atamalann 1 Eylül'debi-
tirilmesi gerekir. Oysa öğretmen atamalan
eylül ayı sonunda yapüdı. 1.5-2 ay dersier boş
geçecek. Bakanlık bunu bilmiyor mu? Ken-
dilerine göre gerekçeler gösteriyorlar. Bu işin
gerekçesi oünaz" görüşünü dıle getirdi. Eği-
tim kadrolannda "anlayış" değışikhğine ge-
reksinim duyulduğuna dikkat çeken Bal şun-
lan söyledi "Eğra'mde hızla venfliklere ihti-
yaç var. Bakanhk sendikalann görüşlerini
dikkate almak zonındadır. Bunlar olmadığı
sûrece alınan kararlar yaşam koşullan fle
uyuşmuyor. Milli Eğitim Bakanhğı'ndaki
Türk- İslam Sentezci görüşlerin degişmesi ge-
rekjyor. Bakanlıkta birkaç atama yapmakla
bu sorunlar çözülmez. Genel müdürü görev-
den almışsın. genel müdür yardımcısını getir-
mişsin. Anlayışta yine degişiklik yok. Muha-
fazakâr yapı hâlâ mevcut 2000 yıhna giriyo-
nız. Bu aıüayışın degişmesi lazrnı."
ARAYIŞ
TOKTA3HŞ ATEŞ
Kandilli Rasattianesi ve Bîlim
Kandilli Rasathanesi'nin kuruluş rarihinı tam bil-
miyorum. Ama sanıyorum 1910'larda kuruldu ve
bu kuruluşun gelişmesinde, Atatürk'ün nefesi var.
önceleri İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi bün-
yesinde iken, YÖK yasasıyla biriikte Boğaziçi Üni-
versitesi'ne bağlandı.
Çok ilginç günlerdi o günler (Bugünler de az il-
ginç degil hani)... Kandilli Rasathanesi'nin, neden
Boğaziçi Üniversitesi'ne bağlandığını bilentek Al-
lah'ın kulunu bulamamıştım. Herhalde birinden
bakıldığı zaman, öbürünün görülebilmesidir...
Kandilli'nin Müdürü Sayın Ahmet Mete Işıka-
ra'nın, bu değişikliğı, "YÖK'ün en olumlu işi" ola-
rak değerlendirmesini de anlayamadım. Ifade et-
tiğine göre, yepyeni bir "vizyon" kazanmışlar... A-
ma bu vizyonun ne olduğu da pek belli değil.
Rasathanenin Türkçesi "gözlemevi"d'\r. Yani ra-
sathane çalışanları, yeri ve göğü gözleyecekler,
"değişimleri" haber verecek ve bu değişımlerin
nedenlerini açıklayacaklar...
"Yeri", yani denizlerin altındaki ve dışındakı ka-
ra parçalannın değişimıni "deprembilimciler", yıl-
dızlardaki degışim ve gelişimi de "astronomlar" in-
celeyecekler. Tabii bu değişimleri, "sebep-sonuç"
ilişkisi içinde ortaya koyacaklar ve böylece "bilim
insanı" sıfatını hak edecekler...
Deprem korkusunun yarattığı "toplumsal şizof-
reni" içinde, bilimin bu isimsiz kahramanlan, bir-
denbire toplumun gözünü diktıği ınsanlara dönüş-
tüler. Fakat gerek Kandilli'de çalışan bilim insan-
lanmız ve gerekse Kandilli dtşında değişik üniver-
sitelerde görev yapan jeolog ve jeofizikçilerimiz,
öylesine çelişik görüşler ileri sürdüler ki toplumu-
muz birtakım "falcı"ve "medyumun"sahtekâıiık-
lanna sanlmak zorunda bırakıldı.
Özellikle Kandilli Rasathanesi tam anlamıyla
"çuvalladı". Buradan 10 bin kilometre ötede iki
Amerikan rasathanesinden biri, Marmara felake-
tinin Richter ölçeğine göre büyüklüğünü 7.2; öbü-
rü, 7.8 olarak saptamışken, Kandilli, "Onlarne an-
lar" havası içinde 24 saat boyunca depremin Rich-
ter ölçeğine göre 6.7-6.8 olduğu konusunda ısrar
etti. Sonunda, anlayamadığımız birtakım açıkla-
malarla 7.4'ü kabul etti ve 6'lar unutuldu.
Merkezden 100 kilometre bile olmayan bir uzak-
lıktan, Richter ölçeğine göre saptama yapamayan
bir rasathanenin "bilimselliğr ne olabilir kı? Fakat
Kandilli bu "ayıpla" da yetinmedi.
19 Ağustos Perşembe sabahı çok tirajlı iki ga-
zetede, Sayın Işıkara'nın röportajları vardı. "Bun-
dan sonra 30 yıl böyle bir deprem olmaz" diyor-
du. Aynı akşamüstü, "öncü deprem işaretlerini"
saptadıklan için halkı sokağa davet ettiler. Sonra,
sabaha karşı 01.30'da, "Bu bir deprem fırtınası i-
miş" diyerek evlere dönülebileceğini duyurdular.
Sinirteri "laçka olan" insanlar ne yapacaklannı şa-
şırdılar.
"Artçı" depremlerin şiddetinin ve zaman içinde-
ki sıklıklarının gitgıde azalacağını söylemelerine
karşın artçı depremlerin şiddeti azalmayınca, "6
dereceye kadar olabilir" açıkfamasını yaptılar ve
sinirteri daha beter bozdular.
Değerli arkadaşım Ali Kırca, atv'de halkı "rahat-
latmaya" çabalarken gene Sayın Işıkara'ya baş-
vurdu. Sinema çıkışı "Siyaset Meydanı"na konu-
şan Işıkara, "Kuru yiyeceklerinizi hazır tutun" de-
yiverince, programı biriikte izlediğimiz ve bir türlü
korkusunu atamayan bir arkadaşım, "Bakgördün
mü" diye atıldı, "tehlike henüzgeçmemiş"...
Yani "Kandilli" çokkötü bir sınav verdi. Diğer je-
olog vejeofizikçiler, bizlere, yani iktisatçılara ben-
zedi. Birinin, "öeyazc/eo'/ö/ne"diğeri "siyah" de-
di. Ve özellikle "tehdit altmda" olan Marmara Böl-
gesi ve İstanbul halkı, kanaldan kanala "zaplaya-
rak", derin bir korku ve şaşkınlıkla, günlerce bun-
lan dinledi ve izledi (Açıldığı gün kapatılan bölge
okullarının durumlannın değerlendirilmesinı cu-
martesi günkü yazımda yapacağım).
Büyük bir çoğunluğu öğretim üyesi olan bu
"meslektaşlanm", farklı varsayırnlardan yola çık-
tıklan için farklı sonuçlara ulaşıyorlardı. Fakat en
azından kısa dönemde "doğrulanması" mümkün
olmayan varsayımlan, zaten panik içinde olan top-
lumun gözlerinin önünde tartışmanın ne yaran var-
dı? Kaldı ki bunu tartıştıranlar da en az bu tartış-
maları yapanlar kadar sorumluydular.
Bilim insanı, bazı varsayımlardan yola çıkacak
ve "deneme-sınama" ile bu varsayımlannın ger-
çekliğini araştıracak. Fakat "tahminlerini" "bilim-
selsonuç" diye açıklamak, hangi bilim namusu ile
bağdaşabilir? Hıncal Uluç'un üslubuyla, "Varmı
böyle bilim?.."
"Biz uyan görevimizi yapıyoruz" demek de boş
laf. AJınması gereken önlemlerin çoğu, "uzun va-
deli" işler. Kısa dönemde alınması gereken önlem,
evlerdeki hasarı saptamak ve hasarlı evlerde ya-
şayanlan başka yerlere taşımak. Oysaki bu konu-
da "kannca hızıyla" yol alınıyor ve millet evindeki
boya çatlaklannı bile "kolon çatlaması" olarak yo-
rumluyor. Her yeşil alan bir çadırkent oldu.
Halkı rahatlatmak gerek. Galiba bunun için ön-
ce "bilim insanlanmızı" rahatlatmak durumun-
dayız.
İnsanı, ülkeni, güzeli sevdiğın için; doğrudan, haktan,
haklıdan yana başkaldıran bir yüreğe sahip olduğun
için; kokuşmuş düzeni sarsacak bir başkaldınnın,
gençlik içinde filizlenıp örgutlenerek ülkeye
yayılmasından korktuklan için...
Sevgili
TAYLAN ÖZCÜRBundan tam 30 yıl önce ilk tetiğı Beyazıt
Meydanı'nda sana çektiler, seni sırtından
kurşunladılar. 30 yıl içinde aynı nedenle kaç güzel,
kaç yığit insan daha raıli meçhul ya da katıli bilinen
cinayetlerin kurbanı oldu, tam bilemiyoruz. Ancak
haklı ile haksızın, doğru ile yanlışın savaşı hiç
bitmeyecek. Haklılann, doğrudan yana savaşan
yiğitlerın öldürulmesi, hakkı, doğruyu ortadan
kaldırmayacak. Bedelı çok ağır da olsa sonunda hep
hak ve doğru, insanlık geçerli olacak.
Senı sevgı, özlem ve onuria kucaklıyoruz.
Kardeşim TAYLAN ÖZGÜR ve Annem NECLA
ÖZGÜR, Babam HASAN TAHSİN ÖZGÜR anısına
BAŞSAĞLICI
Yönetim Kurulu Başkanvekilimiz Sayın
ATİLLA COŞKUN un kayınvalıdesi, eşi
Sayın KIYMET COŞKUN'un annesi
RABİA
ELBAŞI
Hanımefendi'nin ölümünü üzüntüyle
öğrendik. Kendisine Allah'tan rahmet,
tüm ailesi ve yakınlarına
başsağlığı dileriz.
Cumhuriyet
VEFAT
* Mustafa Elbaşı'nın eşi
Ismet-Sevinç Elbaşı, Nimet-merhum Attila Oral, Fikret-Nesrin Elbaşı,
',.;.-. Hikmet-AzmiArslan, ' • .
Kıymet-Atilla Coşkun'un anneleri,
Kürşat, Ayça, Selçuk Oral, Başak Coşkun, Özgür Arslan'ın
anneanneleri, Deniz-Atilla Algül, Emre, Hande ve Zeynep Elbaşı'nın
babaanneleri, Ulaş Algül'ün büyükbabaannesi
RABİA ELBAŞI
(Develi'li)
vefat etmiştir. Sevenlerinin başı sağolsun.
Cenazesi 23.9.1999 (Bugün) Kadıköy Söğütlüçeşme Camii'nde
kılınacak öğle namazından sonra Nakkaştepe Mezariığı'nda
toprağa verilecektir.
AİLESİ