Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 EYLÜL 1999 PERŞEMBE
8 HABERLER
İzmit ve Adapazan'nda depremin insanlar üzerinde yaptığı yıkıntı tam anlamıyla görünüyor
Deprem yahıız kentlerde değil
GÜRAY ÖZ
İZMİT/ADAPAZARI - Biz Iz-
mit'e girerken şehir bir kere daha
sallanmış, duymadık. Yolun kıyı-
sında küçûk bir teksti] atölyesinin
önünde birikmiş kadınlartelaşla bi-
naya ginp çıkıyorlardı. Izmit'te
ise panik havası vardı. Yollar bir-
denbire tıkandı. Telefonlarbirden-
bire sustu. Caddelenn ortasına bi-
rikmiş insanlar. sağdakı soidaki
binalara bakıyorlardı. Havadaki
elektriği üüderimde hissettim. Ne-
reden bulduysa arabasına taktırdı-
ğı bir sirenie kendine yol açmaya
calışan ve karşıdan gelenlere aityo-
lutıkayan lüks arabanın şoförü. afı-
li delikanlı önce Hatke'den yedi
küfîirü; büyük bir öfke ile üstüne
yürüyen kızgın kalabalıktan
canını zor kurtardı. Araba-
dan inip yürüdük. İnsanlar
şaşkın, öfkeli, neşelı, umut-
suzdular. Bu kadar birbırin-
den farklı duygulann aynı in-
sanlarda aynı anda varolabil-
mesine şaştımsa da sonra an-
ladım. Panık denikn şey işte
buydu. Ne olup bittiğini öğ-
renmeye çahşırken konuştu-
ğumuz insanlardan hep fark-
lı rakamlar, farklı hikîyeler.
farklı yorumlar dinledik. On
ölü; üç ölü. sekiz ölü. kırk
yaralı. Iki yüz yaralı. seksen
yaralı. İnsanlar önceki sar-
sıntılann etkisinden yavaş ya-
vaş sıynlmaya başlamış. ev-
lerine girer çıkar olmuşlardı.
Bir önceki geceyi e\ lerinde
geçirenler vardı. Ama şimdi
her şey yeniden başlamıştı.
Kederi yüzünden kara birbu-
lut gibi inen birbınbaşı. "Tam
yeniden başlayacaktı hayat.
şimdi her şey gene sıfirlandı"
dedi. Adapazan'nı sorduk.
"Orayı unutun" dedi boşlu-
ğa bakarak.
uzaktan
aniaşılamaz
Büyük deprem olduğunda
ben Almanya'davdım. Alman
kanallannda haberleri izler-
ken alt >r
azılardan öğrendi-
ğimde depremi. saat sabahın
altısıydı. Telaşla diğer kanal-
lan tarayıp ne olup bittiğini
öğrenmeye çalışırken felaketin bü-
yüklüğıinü fark etmedim. Daha
doğrusu gözümde canlandırama-
dım. Daha sonra televizyon ka-
nallannda görüntüler beni çarpn.
Anladığımı. kavradığımı sandım.
Ama şimdi anlıyorum hiç bir şey
kavramamışım. Ne olduğunu, ya-
şananın enini boyunu, felaketin
derinliğini Izmit'te de degil, ancak
Adapazan'nda fark ettim. Tam
olarak anlayabildiğimden hâlâ da
emin değüim. Insanlarla konuşur-
ken, gerçeğin, her neyse o gerçek,
parça parça, kırıntılar halinde in-
sanlann yüzlerinde, ellerinde, kol-
lannda, bir saniyede bir duygu-
dan bir başka duyguya sıçrayıve-
ren telaşında görmeye çalıştım.
Aynı telaşa, aynı parçalanmışlığa
bende kapıldim. On dört yaşlann-
da mahzun yüzlü bir çocukla ko-
nuştum. "Ayın altısında sınavun
var abi"dedi. Okul yıkılmamış. sı-
navlar yapılacakmış. "Nerde ka-
hyorsunuz şimdi?" diye sordum.
Bir demirci ustası olan babası, ev-
lerinin yakınlannda birarsanın or-
tasına bir kulübe yapmış; dört ki-
şiymişler: yakınları, akrabalan
arasındaölenyokmuş. dı. Dört sa-
at yıkıntı altından kaldıktan son-
ra arkadaşlan tarafından kurtan-
lan yirmi beş yaşlanndaki bir de-
likanlı ise derin bir tevekkül için-
deydi. Orada konuşurken, boş ev-
lere girip eşya çalanlardan söz et-
ti bir diğeri. Onlan bile suçlamak-
tan yana değildi o. Ölümü gör-
dükten sonra ışığa çıkmış. hâlâ yı-
kıntının altında olan zeyrinyağı
tenekelerini kurtarmaya çalışır-
ken hiç bir şey umurunda değildi.
Ama zaten talan, soygun böyle
küçük hırsızlıkJarda değil, başka
yerdeydi. Vurgun hazırlıklannın
hızla ilerlediğini ise bana bir baş-
kası anlattı. Adapazan'nın ger-
çekten yokolduğuna evleri gör-
dükten sonra inandım. Adapaza-
n Ticaret Odası'nın ikınci başka-
ru "Yüzde 30 küçüldük" derken
gerçekte büyük bir iyimserlik ıçın-
deydi. Daha doğrusu iyimser ol-
mak istiyordu. Ote yandan herke-
sin yoğun bir yardım çabası için-
de olduğu da gözle görülüyordu.
Sivil toplum örgütleri. kriz masa-
lan, Japonlar, Israilliler, Almanlar,
Belçikalılar, gönüllü gençlık grup-
lan. askerler, Türkiye'nin diğer
şehirlerinden gelmiş gruplar, hep-
si umutla umutsuzluğun, bir şey-
ler yapma gayretiyle, koordinas-
yonsuzluğun çeiişkisi içinde koş-
turuyorlardı. Başında takkesi. çem-
ber sakah ile bir baba, kucağmda-
ki ateşi çıkmış çocuk için herhan-
gi bir doktor değil, Israillilerin
kurduğu hastaneyi anyordu.
MHP'Iilerin kurduğu kampın önû
bayraklarladoluydu. Kampın tam
önündeki arsaya ise büyük bir şaş-
kmlıkla yüzlerce kazak, gömlek,
pantolon ve ceketin serildiğini gör-
düm. Ihtiyacı olan gelip buradan
alıyormuş! Gerçekte Adapazarh-
lann şimdilik böyle bir ihtiyaçla-
n yoktu. Yann, bir ay, iki ay son-
ra ortaya çıkacak ihtiyaçlar için-
flf*i«i h i t m i v r t r ° torkunç gece pek çok insanı sevdikferinden ayırdı. Eşlerden, çocuk-
a i J M UlUUiyur ^ ^ ajınelerden, babalanian geriye. üzerinde isimkri yaaiı mezara
çakılı bir tahta kaJdı. TopaJoğhı aüesi, depreme Adapazan'ndaki evierinde yakalanmış. Engin Topaloğlu şimdi her gün 24 yaşın-
da kaybettiği eşi Ayten Hemşire'nin ve 5 yaşındakj km AyşegüTün mezanru ziyaret ediyor. Engin TopaJoğlu, Ayten Hemşire'nin
en sevdiği çiçeği evinin enkaândan çıkanp getirmiş, her gün gözyaşlan içerisinde suJuyor. (Fotoğraf: HATJCE TUNCHR)
se şimdi hiç kimse bir şey söyle-
miyordu.
Daha önceki depremlerin, daha
sonraki depremlerden korunabil-
mek için bir şeyler öğretmediği-
ni, ama kimilerinin talan konu-
sunda oldukça deneyim kazandı-
ğını. bundan sonra da Adapaza-
n'nda bir deprem ekonomisinin
harekete geçeceğini anlattılar. Bu
konuda fazla bir şey bılmiyorum.
Talana karşı bir önlem alınabile-
ceğini de hiç kimse ummuyor.
Adapazarı'ndan göç
Adapazan'nda konuştuğumuz
insanlar, şehrin sakinleıinin yüz-
de 30'unun şehri terk ettiğini, gel-
dikleri yörelere, köylere geri dön-
düklerini söylediler. Bütün
evlerin boşaltıldığı, içinde
oturulabilecek tek bir evin,
apartmanın kalmadığı birşe-
hirde her şeye rağmen trafi-
ğin yoğun bir şekilde aktığı-
nı görünce, buradadan bir ye-
re gidemej'enlerin, gidemeye-
cek olanlann günduz şehre
geldiklerini, gece ise başka
yerlerde uyuduklannı anlat-
tılar. Göç besbelli ki devam
edecek.
Emirdağ çadırfcentl
Adapazan'nda kurulmuş
çok sayıda çadırkent -çoğun-
luğuna çadır gecekondu de-
mek daha doğru olur- içinde.
Adapazan Emirdağ mezarlı-
ğının hemen yanmdaki genış
araziye kurulmuş çadırkent
gerçekten modern sayılabi-
lirdi. Askeri birliklerin bir
yandan yeni çadırlar kurarak
genişlettikleri bu çadırkentte
psikolojik tedavı merkezle-
rinden telefona, alanın orta-
sına kurulmuş geniş ekran te-
levizyondan danışma mer-
kezlerine kadar her şey var-
dı. Çatlamış kişilikler gör-
düm Adapazan 'nda. Yasaya-
bılmek için bir şeylere sanl-
ma ihtiyacı içindeolan insan-
lar, bir anda öfkeleniyor, bir
anda neşeleniyor, bir anda
gözyaşından kahkahaya geçi-
yorlardı. 'Yannneob£ak?'sp-
rusuna ise hiçv ama fcç kİHiM (
senin doğru dürüst bir cevabı
'• yoktu.
Iscı konfederasyonları
Ortakkampanya
başlatma kararı
Haber Merkezi -
Deprem bölgesi
Kocaeli'nde bir araya
gelen ve değerlendirme
toplantısı yapan DlSK,
Türk-lş. KESK ve Hak-
Iş genel başkanlan.
Uluslararası Hür Işçi
Sendikalan
Konfederasyonu
(ICFTU) ile Avrupa
Sendikalar
Konfederasyonu
(ETUC) bünyesinde
ortak kampanyalann
başlatılması karan
aldılar.
Kocaeli'nde salı günü
bir araya gelen DtSK.
Türk-lş, KESK ve Hak-
lş genel başkanlan,
deprem bölgesinde
yapılan ve yapılacak
olan çalışmalan
değerlendirdiler.
Konfederasyonlar adma
yapılan ortak
açüdamada ahnan
kararlar şöyle sıralandı:
• ICFTU ve ETUC
üyesi olan
konfederasyonlanmız
Türk-İş, Hak-İş, DİSK
ve KESK olarak ulusal
ve uluslararası
düzeyde depremden
zarar görenlerin
ihtiyaçlarının
sağlanması ve
dayanışma gösterilmcsi
için birlikte da\ranma
içinde olacaklardır.
• Konfederasyonlanmız
deprem gününden
itibaren gerek üyelerinin
gerekse bölge halkının
acil ihtıyaçlannın
sağlanması için
girişimlerde
bulunmuşlardır. Çadır,
sağlık, yiyecek. giyim
ihtiyaçlannm
giderilmesi konusunda
organizasyonlar
yapmaktadırlar.
•Konfederasyonlarımı
z ayrıca üyelerinin
maddi davanışmasını
örgütlemek için mali
kampan\alar açmış ve
diğer yandan
uluslararası
yardımların
gönderilmcsi için
hesap numaralan
bütün ülkelere
gönderilmişrir.
• Bugün gelınen nokta,
acil müdahaleier dışında
daha kalıcı çözümlerin
örgütlenmesi
aşamasıdır. Bu nedenle
konfederasyonlanmız
bir araya gelerek ETUC
ve ICFTU bünyesinde
de ortak kampanyalann
başlamasını
kararlaştırmışlardır.
• Bu nedenle
konfederasyonlannuz
genel başkanlannm
içinde olduğu "Merkez
Dayanışma Kurulu'
oluşturulmuştur. Bu
kurula bağlı olarak
dayanışma ve
koordinasyonun
sağlanması için İstanbuL
kocaeU. Sakarya, Valo\a
illerinde ortak 'Bölge
Dayanışma Kurullan'
oluşturulmuştur.
• ETUC ve ICFTU
nezdinde girişimleri
sürdürmek üzere dört
konfederasyon adına bir
koordinatör Bürükserde
görevlendirilmiştir.
• Yardımların akışının
hızlandırılması için
Başbakanhk Kriz
Merkezi ile ilişkiye
geçilerek gereken
külaylıkların
gösterilmesi talep
edilecektir. Türk-İş ve
Hak-İş bu konuda
görev üstlenmişlerdir.
• Özellikle ilk aşamada
acil olarak çadır-
battaniye sağlanması
gündeme ahnmış olup,
bu konuda tüm
uluslararası örgütlere
başvuruda bulunuhnası
kararlaştınlmıştır.
• ETUC ve ICFTU'ya
bağlı ulusal
konfederasyonlann
ülkelerinde dayanışma
etkinlikleri
düzenlemeleri ve
bunlann desteklenmesi
kararlaştınlmıştır.
Polis, 2 otomatik tüfek, 10 tabanca ve 2 bomba ele geçirdi, 10 kişi gözaltında
îstanbuFda çete operasyonu
ÖZKANGÜVEN
Çetelerin ve işkencecilerin
özgürlüklerinın yolunu açan
af yasası, Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel tarafın-
dan geri gönderilirken gü-
venlik güçleri, çetecilere kar-
şı operasyonlannı sürdürüyor.
Istanbul polisi. Bayrampaşa
Cezaevi'nde kalan ve örgü-
tünü içeriden yöneten Resul
Çakır'ın adamlanmn da bu-
hınduğu 2 ayn çete örgürü-
ne yönelik operasyonda 2
otomatik tüfek, biri kalem
şeklinde 10 tabanca ve 2
bombayla birlikte toplam 10
kişiyigözaltmaaldı.
Başbakan BülentEcevit'in
bile "içine sindiremediği''.
toplumun her kesimi tarafın-
dan karşı çıkılan af yasası,
Demirel'in geri gönderme-
siyle TBMM"de yeniden tar-
tışmaya açılırken güvenlik
güçleri, çetelere karşı ope-
rasyonlanna aralıksız devam
ediyor. Istanbul polisi, 28
Ağustos 1999 günü, "cüriim
tşlemek amacıyla" oluştunı-
lan ve liderleri Resul Çakır
ve Mustafa Burcu'ya bağlı 2
ayn gruba yönelik operas-
yon başlattı. 4422 sayılı Çı-
kar Amaçlı Suç Örgütleriy-
le Mücadele Kanunu'namu-
halefet ederek silahlı teşek-
kül oluşturduklan, 6136 sa-
yılı Ateşli Silahlar Kanu-
nu'na muhalefet ederek ruh-
satsız uzun namlulu ve oto-
matik silahlar, tabancalar ile
çok sayıda değişik fişekler
bulundurduklan belirlenen
Mustafa Burcu ve 3 adamı
gözaltına alındı.
Burcu'nun ortaği \e2. ada-
mı olan Nusret Kenar'ın da
aralannda bulunduğu bu kı-
şilerin üzerlennde, ev, ışye-
ri ve gösterdikleri yerlerde
yapılan aramalardada, 1 adet
Kaiaşnikof marka uzun nam-
lulu otomatik tüfek. 1 adet
Scorpion markaotomatik ta-
banca. 6 adet çeşitlı çapta
ruhsatsız tabanca. 1 adet ka-
lem tabanca, 1 adet savunma
tipi el bombası, 1 adet sis
bombası, 1018 adet çeşitli
çaplarda fişek ve 13 adet şar-
jörelegeçirildi.
Sultanahmet'te halıcılık
yapan Mustafa Burcu ile yi-
Istanbul polisi, dün yapügı operasyonlarda 10 kişiji gözalüna aldı.
ne aynı mesleği yapan Jbra-
him Sungur arasında 1992
yılında Sungur'un 2 adamı-
nın, daha sonra da Burcu ai-
lesinden Kadir Burcu'nun
öldüriilmesi nedeniyle husu-
metbulunduğu. Mustafa Bur-
cuveadamlannınyakalanma-
dan önce Ibrahim Sungur'a
yönelik saldın hazırlığı için-
de olduklan belirlendi.
Diğer operasyonda da,
adam yaralamak, işyeri kur-
şunlamak. yaralama olayını
gerçek fail yerine bir başka-
sının suçu üstüne almasını
sağlayarak adli makamlan
yanıltmak ve 6136 sayılı
Ateşli Silahlar Kanunu'na
aykın olarak ruhsatsız silah
taşımak suçundan halen Bay-
rampaşa Cezaevi 'nde tutuİc-
lu bulunan Resul Çakır'ın 6
adamı yakalandı. Bu kişile-
rin üzerlennde. ev, işyeri ve
merkezi Gazıosmanpaşa'da
bulunan bir sürücü kursunun
Kilyos'taki pistinde yapılan
aramalarda, 1 adet Thomson
marka otomatiktüfek, 2 adet
değişik çap ve markada ruh-
satsız tabanca, 1 adet av tü-
feği. 5 adet şarjör ve 168 adet
değişik çap ve markada fişek
ele geçirildi.
Akbulut 1. yasama yılını degerlendirdi
'Meclisi tıkanmamak için
dosyalar görüşülmedi'
Osman Öcalan Mecfya TV'de konuştu
'Öcalan asılırsa Türkiye
kan gölüne döner'
ANKAR4(CuıııtauriyetBiiro-
su) - TBMM Baskanı YıMınnı
Akbulut. aralannda. hakkında
"Yûce Divan'a sCT-k" raporu bu-
lunanANAP lideri Mesut Yümaz
ile DYP Genel Başkanı Tansu
ÇiDer'ın debulunduğu, geçen dö-
nemden kalan 16 Meclis soruş-
turması dosyasını. "Mecfisnkan-
masm" diye gündeme getirmedik-
lerini söyledi.
TBMM Içtüzüğü'nde. Meclis
soruşturrnalannm "kadükolnia-
yacağı"na ilişkin düzenlemeye
karşm Akbulut, geçen dönemden
kalan Meclis soruşturmaönerge-
feri ve raporlannın "hükiimsüzka-
fapkalmayacağına* genel kurulun
karar vereceğini iieri sürdü.
Deprem nedeniyle duyduğu
üzüntüyû aktaran Akbulut.
TBMMolarak kan ve maddi yar-
dım kampanyası başlamklannı,
Meclis personeli için açılan he-
sapta, yardım amacıyla 15 mil>
f
ar
lira toplandığını bildirdi.
TBMM'nin yasama faaliyet-
leri hakkında da bilgi veren Ak-
bulut,4 ay süren 1. yasama yılın-
da 374 saat 51 dakika çaiışılarak
68 yasa çıkanldığını bildirdi.
TBMM'nin yoğun bir çaiışma
dönemi geçirdiğini kaydeden Ak-
bulut, 16 Meclis sorusturmasm-
dan 3'ü hakkında ilgili komisyo-
nun rapor verdiğini ve akıbetle-
rinin ne olacağuıın tartışmalı ol-
duğu görüşünü savundu.
ENVERSEVtŞ
DİYARBAKIR-Medya TV'de
dün akşam 1 Eylül Dünya Banş
Günüdolayısıyladüzenlenenaçık
oturuma telefon bağlantısı ile ka-
tılan PKK Başkanlık Konseyı
Oyesi Osman Öcalan, ağabeyi
AbduIlahÖcalan'ın idanıı halin-
de Türkiye'yi kan gölüneçevire-
ceklerini söyiedi. Öcaian, Türki-
ye topraklanndaki PKK'lilerin
dörte birini ülke dışma kaydır-
dıklannı da söyledi.
PKK Başkanlık Divanı üyesi
Osman Öcaİan, canlı telefon bağ-
lantısı ile katıldığı Medya TV'de
soruları yanıtladı. Ağabeyinin
idamı halinde PKK'nin nasıl bir
politıka izleyeeeğine ilişkin bir
soruyu yanıtlayan Osman Öca-
lan, "Kürt halkı fedai e>lemleri-
negirişir.Savaşıgdiştiririz. Gefiş-
tirdiguniz bu savaşta da Türkiye
kan götüne dönerr
dedi.
Öcalan'ınavukatlan aracılığı ile
2 Ağustos"ta yaptığı "1 Eylül gü-
nünekadarTürkiye topraklann-
dançekün" çagnsının gereğını ye-
rine getirmekte zorlandıklannı
belirten Öcalan şunlan söyledi:
"Yapdan operasyonlar nede-
niyle. güçkrimLan ancak dörte
birini Kuzey Irak'a çekebildik.
Operas\onlar geri çekilmemzze
engei oluyor. Bu olumsuzluklara
rağmen geri çekilme işlemimiz
devam ediyor"
Cumhurbaskam'na baskı
'Sosyalgüvenlik
yasası da
onaylanmasın'
İLHANTAŞÇI
ANKARA-Cumhurbaş-
kanı Sükvman Oemirel,
hükümetin, sosyal tarafla-
n karşısına alarak çıkardı-
ğı sosyal güvenlik yasası-
nı onaylarsa zorunlu tasar-
ruflarla ilgili olarak 1996'da
sergilediği tavırla çelişe-
cek. Demirel, 11 Eylül
1996'da zorunlu tasarru-
ftın tasfiyesi ile ilgili yasa-
yı, yüzde 3 işveren katkı-
suıın ücretlere eklenme-
mesi. tasarrufkesintilerinüı
tasfıyesinin düzenlenme-
mesi gibi gerçekçelerle ve-
to etmişti. Bu gerekçeler,
yeni yasa için de geçerlili-
ğini koruyor.
Türk-lş Araştırma Bü-
rosu Müdürü Prof. Dr.
Oğuz Oyan, zorunlu tasar-
ruftaki işveren katkısı ve
işçi prim kesintilerini yeni-
den düzenleyen maddeler
başta olmak üzere Cum-
hurbaşkanı'nın yasayı ye-
niden düzenlenmek üzere
TBMM'ye geri gönderme-
si gerektiğini vurguladı.
54. hükümet döneminde
4164 sayılı yasa tasansı
Demirel'in onayına sunul-
muş. ancak Cumhurbaşka-
nı, bunu 11 Eylül 1996 ta-
rihinde yeniden görüşül-
mek üzere TBMM'ye iade
etmişti. Yeniden görüşülme
gerekçeleri şöyleydi:
• Zorunlu tasarruf uygu-
laması kaldınlırken devlet
veya işverenin yüzde 3 nis-
petındekı katkısının k
mük-
tesephak" oluşturduğu dik-
kate alınarak bu katkının
çalışanlann ücretlerine yan-
sıtılmaması.
• Yine çalışanlardan ya-
pılmakta olan tasarruf ke-
sintilerine son verilirken
çalışanlann hesabında bi-
riken tasarruf kesintileri-
nin ne suretle tasviye edi-
leceği hususunun düzen-
lenmemiş olması.
• Kanun sevkinde temel
amacı oluşturan ana mü-
essese ortadan kaldınhp o
müessesenin işleyişi ile il-
gili usul ve esaslan düzen-
leyen hükümlerin yürür-
lükte bırakılması.
Oyan, Demirerin onayı-
na sunulan yasada. zorun-
lu tasarruf fonuna yüzde
3 'lük işveren katkısının ge-
rekçede de belirtildiği gi-
bi kazanılmış hak olması-
na karşın, ücretlere eklen-
mediğini, işsizlik sigorta-
smın işveren katkısına dö-
nüştürüldüğünü vurgula-
dı.
Zorunlu tasarruf fonu-
nun geleceğinin de belirsız
olduğuna işaret eden Oyan.
daha önceki iade gerekçe-
lerinin bugün de geçerlili-
ğinı koruduğunu söyledi.
Oyan, Cumhurbaşkanı
Demirel'in geçmişteki tu-
tumunu bugün de göster-
mesinin "boynunun bor-
cu" olduğunu kaydettı.
Devletteki devamhhk, tu-
tarlılık ve ciddiyet adına
bunun iade edilmesi gerek-
tiğini vurgulayan Oyan,
"Dün dündür, bugün bu-
gündür gibi bir sö\ lemin
arkasına sığmılacaK birdu-
nım \okrur. Ortada huku-
ki birdunım vardır. Ana-
yasanın 89. maddesinden
da>anağını alan bir tasar-
ruf söz konusudur. Orta-
dan kaldınlamaz. Cum-
hurbaşkanı açısından ilave
prestij ka> bı oiur. Anayasa
Mahkemesi'nden zaten
dönecek olan bir uy-
gulamadır" diye konuştu.
1 Eylül
En buyuk
ihtiyaçbarış'
Haber Merkezi - Cum-
hurbaşkanı Süleyman De-
mireL l Eylül Dünya Banş
Günü'nde yayımladığı me-
sajda, insanlığın daha iyi
bir dünya ümidiyle yeni bir
binyıla hazırlandığını be-
lirterek "Uzun ve pek çok
oJaylarla dolu tarihten ab-
nacakönenıli derskr \ardır.
Bunlann en başta gelenide
tüm insanlık için en büyük
ihtiyacın banş olduğunun
ka\ranmasıdır* dedi.
Başbakan Bülent Ecevit
farklı kültür ve inançlann
Anadolu'da yüzyıllar bo-
yunca hoşgörü ve banşiçin-
de yaşadığını belirterek
"Lsiik. deraokratik bir hı>-
kuk devleti olan Türkiye
Cumhuriyeti Devleti, bu-
gün olduğu gibi gelecekte
de içte >e cîışta kalıcı bir ba-
nşın getirdiği her türlü fa-
ahyerin içinde olmaya de-
vam edecektir" dedi.
l Eylül Dünya Banş Gü-
nü, Istanbul'da çeşitli par-
ti ve demokratik kitle örgüt-
lerinin düzenlediği çeşitli
etkinliklerle kutlandı.
EMEP tstanbul II Başkanı
Cevriye Aydın tarafından
okunan basın açıklamasın-
da, deprem felaketinde dev-
letin çaJışmalannın yetersiz
kaldığmı belirtti. Insanlar
can derdindeyken sosyal
güvenlik yasa tasarısınm
yangından mal kaçınr gibi
çıkarüldığını kaydeden Ay-
dın, "Yıkınülar arasında
balkımız inim inim inler-
ken, hükümet bu acıiı in-
sanlara >ardun etmekyeri-
ne,yardım elini Haiuk Kır-
cılara, Alaaddin Çakıcıla-
ra, MehmetAğarlara, Mus-
tafa Kalemlilere uzattı" de-
di.
Yaklaşık 30 kişinin kaül-
dığı açıkJamanın ardından
pohs, II Başkanı Cevriye
Aydm. Il yönetiminden Se-
yitAslan ve Düzgün Uhıç'u
gözaltına aldı.
l Eylül Dünya Banş Gü-
nü'nde yasamını yitiren In-
san haklan savunucusu Di-
dar Şensoy, tstanbul'da Fe-
riköy mezarhğındaki kab-
ri başında dostlan, yakuı-
lan ve Insan HakJan Der-
neği (IHD) üyeleri tarafın-
dan alkışlarla anıldı.
özgürlük ve Dayanışma
PartisiGenel Başkanı Ufiık
Uras, hükümetin ve mecli-
sin toplumda banş olması-
nı istemediğinı. gerginlik
ve çatışma üzerinden poli-
tika yaparak, toplumu baf
kı altında tutarak ve sin
rerek ayakta durmaya cal
tığını öne sürdü. Uras,
Eylül Dünya Banş G\
nü'nde banş,demokrasi'
özgürlük isteyen. emeği
haklannı saMinan herk<
bu gerçeği görüyor" ded
Sosyalist Iktidar Parti
Genel Merkezi de açıkh
masında, "Düma BanşGû
nü, karliam bÖlgesindek
emekd insanlanmıan Tüıi
ve Kürt emekçilerinin gi1
nüdür" denildi.
1 Eylül Dünya Banş Gi
nü Ankara'da çeşitli etkir
liklerle kutlandı. CHPAr
kara GençUk Kollan üyek
ri, Kızılay'da yurttaşlara ku
mızı karanfil ve bildiri da
ğıttılar. CHP'li gençleriı
dağıtnğı bildiride şu görüş-
lereyerverildi: "Depretni'î
ilk günüflebirlikte dostel-
lerini uzatan dünya halkla-
n,insanlığın milliyeö olma-
dığını gösterdi. §0 yıldır ül-
kemizi yöneten sağ nhni-
yet.^merika'dan IMF'den
vahararak doiaralmak için
milli gurunı hiç düşünme-
dL Bugün. insan >aşacnı söz
konusu olunca milli duygu-
lan kabaran zihnjvet yar-
dımlan geri çevÜTJL"
Eğitim-Sen, yeni biryüz-
yıla hazırlanan dünyanın
savaş, yoksulluk ve işsizlik
gibi sorunlara hâlâ çözüm
üretemediğine dikkat çe-
kerek "Banş, tüm dünya
halklannın en acil talebiol-
maya devam etmektedir"
dedY
Dev Maden-Sen Başka-
nı Tayfun Görgün de "Sa-
vaşa trihonlann harcandı-
ğı dünyamızda; egemenkr
bu kan üzerinden politika-
lannı >ürütüp servederini
arünrken enıekçi halklar
banş özlemi)le >anıp tutu-
şuvor, banşuı egemen kılın-
ması için ciddi bedelleröde-
mek durumunda kalı>or"
diye konuştu.
Dünya Banş Günü ne-
deniyle IHD öncülüğünde
ÖDP, DBP, EMEP, HADEP
ve bazı sivil toplum örgüt-
leri Yüksel Caddesi'ndeki
Insan Haklan Anıtı önün-
de bir araya geldiler. Tiyat-
ro Akış, burada "Hiroşima-
lar Olmasın" adlı tiyatro
oyununu sunarken Edebi-
yatçılarDemeği üyeleri ba-
nş konulu şıirler okudu.