23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 EYLÜL 1999 PERŞEMBE 8 HABERLER İzmit ve Adapazan'nda depremin insanlar üzerinde yaptığı yıkıntı tam anlamıyla görünüyor Deprem yahıız kentlerde değil GÜRAY ÖZ İZMİT/ADAPAZARI - Biz Iz- mit'e girerken şehir bir kere daha sallanmış, duymadık. Yolun kıyı- sında küçûk bir teksti] atölyesinin önünde birikmiş kadınlartelaşla bi- naya ginp çıkıyorlardı. Izmit'te ise panik havası vardı. Yollar bir- denbire tıkandı. Telefonlarbirden- bire sustu. Caddelenn ortasına bi- rikmiş insanlar. sağdakı soidaki binalara bakıyorlardı. Havadaki elektriği üüderimde hissettim. Ne- reden bulduysa arabasına taktırdı- ğı bir sirenie kendine yol açmaya calışan ve karşıdan gelenlere aityo- lutıkayan lüks arabanın şoförü. afı- li delikanlı önce Hatke'den yedi küfîirü; büyük bir öfke ile üstüne yürüyen kızgın kalabalıktan canını zor kurtardı. Araba- dan inip yürüdük. İnsanlar şaşkın, öfkeli, neşelı, umut- suzdular. Bu kadar birbırin- den farklı duygulann aynı in- sanlarda aynı anda varolabil- mesine şaştımsa da sonra an- ladım. Panık denikn şey işte buydu. Ne olup bittiğini öğ- renmeye çahşırken konuştu- ğumuz insanlardan hep fark- lı rakamlar, farklı hikîyeler. farklı yorumlar dinledik. On ölü; üç ölü. sekiz ölü. kırk yaralı. Iki yüz yaralı. seksen yaralı. İnsanlar önceki sar- sıntılann etkisinden yavaş ya- vaş sıynlmaya başlamış. ev- lerine girer çıkar olmuşlardı. Bir önceki geceyi e\ lerinde geçirenler vardı. Ama şimdi her şey yeniden başlamıştı. Kederi yüzünden kara birbu- lut gibi inen birbınbaşı. "Tam yeniden başlayacaktı hayat. şimdi her şey gene sıfirlandı" dedi. Adapazan'nı sorduk. "Orayı unutun" dedi boşlu- ğa bakarak. uzaktan aniaşılamaz Büyük deprem olduğunda ben Almanya'davdım. Alman kanallannda haberleri izler- ken alt >r azılardan öğrendi- ğimde depremi. saat sabahın altısıydı. Telaşla diğer kanal- lan tarayıp ne olup bittiğini öğrenmeye çalışırken felaketin bü- yüklüğıinü fark etmedim. Daha doğrusu gözümde canlandırama- dım. Daha sonra televizyon ka- nallannda görüntüler beni çarpn. Anladığımı. kavradığımı sandım. Ama şimdi anlıyorum hiç bir şey kavramamışım. Ne olduğunu, ya- şananın enini boyunu, felaketin derinliğini Izmit'te de degil, ancak Adapazan'nda fark ettim. Tam olarak anlayabildiğimden hâlâ da emin değüim. Insanlarla konuşur- ken, gerçeğin, her neyse o gerçek, parça parça, kırıntılar halinde in- sanlann yüzlerinde, ellerinde, kol- lannda, bir saniyede bir duygu- dan bir başka duyguya sıçrayıve- ren telaşında görmeye çalıştım. Aynı telaşa, aynı parçalanmışlığa bende kapıldim. On dört yaşlann- da mahzun yüzlü bir çocukla ko- nuştum. "Ayın altısında sınavun var abi"dedi. Okul yıkılmamış. sı- navlar yapılacakmış. "Nerde ka- hyorsunuz şimdi?" diye sordum. Bir demirci ustası olan babası, ev- lerinin yakınlannda birarsanın or- tasına bir kulübe yapmış; dört ki- şiymişler: yakınları, akrabalan arasındaölenyokmuş. dı. Dört sa- at yıkıntı altından kaldıktan son- ra arkadaşlan tarafından kurtan- lan yirmi beş yaşlanndaki bir de- likanlı ise derin bir tevekkül için- deydi. Orada konuşurken, boş ev- lere girip eşya çalanlardan söz et- ti bir diğeri. Onlan bile suçlamak- tan yana değildi o. Ölümü gör- dükten sonra ışığa çıkmış. hâlâ yı- kıntının altında olan zeyrinyağı tenekelerini kurtarmaya çalışır- ken hiç bir şey umurunda değildi. Ama zaten talan, soygun böyle küçük hırsızlıkJarda değil, başka yerdeydi. Vurgun hazırlıklannın hızla ilerlediğini ise bana bir baş- kası anlattı. Adapazan'nın ger- çekten yokolduğuna evleri gör- dükten sonra inandım. Adapaza- n Ticaret Odası'nın ikınci başka- ru "Yüzde 30 küçüldük" derken gerçekte büyük bir iyimserlik ıçın- deydi. Daha doğrusu iyimser ol- mak istiyordu. Ote yandan herke- sin yoğun bir yardım çabası için- de olduğu da gözle görülüyordu. Sivil toplum örgütleri. kriz masa- lan, Japonlar, Israilliler, Almanlar, Belçikalılar, gönüllü gençlık grup- lan. askerler, Türkiye'nin diğer şehirlerinden gelmiş gruplar, hep- si umutla umutsuzluğun, bir şey- ler yapma gayretiyle, koordinas- yonsuzluğun çeiişkisi içinde koş- turuyorlardı. Başında takkesi. çem- ber sakah ile bir baba, kucağmda- ki ateşi çıkmış çocuk için herhan- gi bir doktor değil, Israillilerin kurduğu hastaneyi anyordu. MHP'Iilerin kurduğu kampın önû bayraklarladoluydu. Kampın tam önündeki arsaya ise büyük bir şaş- kmlıkla yüzlerce kazak, gömlek, pantolon ve ceketin serildiğini gör- düm. Ihtiyacı olan gelip buradan alıyormuş! Gerçekte Adapazarh- lann şimdilik böyle bir ihtiyaçla- n yoktu. Yann, bir ay, iki ay son- ra ortaya çıkacak ihtiyaçlar için- flf*i«i h i t m i v r t r ° torkunç gece pek çok insanı sevdikferinden ayırdı. Eşlerden, çocuk- a i J M UlUUiyur ^ ^ ajınelerden, babalanian geriye. üzerinde isimkri yaaiı mezara çakılı bir tahta kaJdı. TopaJoğhı aüesi, depreme Adapazan'ndaki evierinde yakalanmış. Engin Topaloğlu şimdi her gün 24 yaşın- da kaybettiği eşi Ayten Hemşire'nin ve 5 yaşındakj km AyşegüTün mezanru ziyaret ediyor. Engin TopaJoğlu, Ayten Hemşire'nin en sevdiği çiçeği evinin enkaândan çıkanp getirmiş, her gün gözyaşlan içerisinde suJuyor. (Fotoğraf: HATJCE TUNCHR) se şimdi hiç kimse bir şey söyle- miyordu. Daha önceki depremlerin, daha sonraki depremlerden korunabil- mek için bir şeyler öğretmediği- ni, ama kimilerinin talan konu- sunda oldukça deneyim kazandı- ğını. bundan sonra da Adapaza- n'nda bir deprem ekonomisinin harekete geçeceğini anlattılar. Bu konuda fazla bir şey bılmiyorum. Talana karşı bir önlem alınabile- ceğini de hiç kimse ummuyor. Adapazarı'ndan göç Adapazan'nda konuştuğumuz insanlar, şehrin sakinleıinin yüz- de 30'unun şehri terk ettiğini, gel- dikleri yörelere, köylere geri dön- düklerini söylediler. Bütün evlerin boşaltıldığı, içinde oturulabilecek tek bir evin, apartmanın kalmadığı birşe- hirde her şeye rağmen trafi- ğin yoğun bir şekilde aktığı- nı görünce, buradadan bir ye- re gidemej'enlerin, gidemeye- cek olanlann günduz şehre geldiklerini, gece ise başka yerlerde uyuduklannı anlat- tılar. Göç besbelli ki devam edecek. Emirdağ çadırfcentl Adapazan'nda kurulmuş çok sayıda çadırkent -çoğun- luğuna çadır gecekondu de- mek daha doğru olur- içinde. Adapazan Emirdağ mezarlı- ğının hemen yanmdaki genış araziye kurulmuş çadırkent gerçekten modern sayılabi- lirdi. Askeri birliklerin bir yandan yeni çadırlar kurarak genişlettikleri bu çadırkentte psikolojik tedavı merkezle- rinden telefona, alanın orta- sına kurulmuş geniş ekran te- levizyondan danışma mer- kezlerine kadar her şey var- dı. Çatlamış kişilikler gör- düm Adapazan 'nda. Yasaya- bılmek için bir şeylere sanl- ma ihtiyacı içindeolan insan- lar, bir anda öfkeleniyor, bir anda neşeleniyor, bir anda gözyaşından kahkahaya geçi- yorlardı. 'Yannneob£ak?'sp- rusuna ise hiçv ama fcç kİHiM ( senin doğru dürüst bir cevabı '• yoktu. Iscı konfederasyonları Ortakkampanya başlatma kararı Haber Merkezi - Deprem bölgesi Kocaeli'nde bir araya gelen ve değerlendirme toplantısı yapan DlSK, Türk-lş. KESK ve Hak- Iş genel başkanlan. Uluslararası Hür Işçi Sendikalan Konfederasyonu (ICFTU) ile Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) bünyesinde ortak kampanyalann başlatılması karan aldılar. Kocaeli'nde salı günü bir araya gelen DtSK. Türk-lş, KESK ve Hak- lş genel başkanlan, deprem bölgesinde yapılan ve yapılacak olan çalışmalan değerlendirdiler. Konfederasyonlar adma yapılan ortak açüdamada ahnan kararlar şöyle sıralandı: • ICFTU ve ETUC üyesi olan konfederasyonlanmız Türk-İş, Hak-İş, DİSK ve KESK olarak ulusal ve uluslararası düzeyde depremden zarar görenlerin ihtiyaçlarının sağlanması ve dayanışma gösterilmcsi için birlikte da\ranma içinde olacaklardır. • Konfederasyonlanmız deprem gününden itibaren gerek üyelerinin gerekse bölge halkının acil ihtıyaçlannın sağlanması için girişimlerde bulunmuşlardır. Çadır, sağlık, yiyecek. giyim ihtiyaçlannm giderilmesi konusunda organizasyonlar yapmaktadırlar. •Konfederasyonlarımı z ayrıca üyelerinin maddi davanışmasını örgütlemek için mali kampan\alar açmış ve diğer yandan uluslararası yardımların gönderilmcsi için hesap numaralan bütün ülkelere gönderilmişrir. • Bugün gelınen nokta, acil müdahaleier dışında daha kalıcı çözümlerin örgütlenmesi aşamasıdır. Bu nedenle konfederasyonlanmız bir araya gelerek ETUC ve ICFTU bünyesinde de ortak kampanyalann başlamasını kararlaştırmışlardır. • Bu nedenle konfederasyonlannuz genel başkanlannm içinde olduğu "Merkez Dayanışma Kurulu' oluşturulmuştur. Bu kurula bağlı olarak dayanışma ve koordinasyonun sağlanması için İstanbuL kocaeU. Sakarya, Valo\a illerinde ortak 'Bölge Dayanışma Kurullan' oluşturulmuştur. • ETUC ve ICFTU nezdinde girişimleri sürdürmek üzere dört konfederasyon adına bir koordinatör Bürükserde görevlendirilmiştir. • Yardımların akışının hızlandırılması için Başbakanhk Kriz Merkezi ile ilişkiye geçilerek gereken külaylıkların gösterilmesi talep edilecektir. Türk-İş ve Hak-İş bu konuda görev üstlenmişlerdir. • Özellikle ilk aşamada acil olarak çadır- battaniye sağlanması gündeme ahnmış olup, bu konuda tüm uluslararası örgütlere başvuruda bulunuhnası kararlaştınlmıştır. • ETUC ve ICFTU'ya bağlı ulusal konfederasyonlann ülkelerinde dayanışma etkinlikleri düzenlemeleri ve bunlann desteklenmesi kararlaştınlmıştır. Polis, 2 otomatik tüfek, 10 tabanca ve 2 bomba ele geçirdi, 10 kişi gözaltında îstanbuFda çete operasyonu ÖZKANGÜVEN Çetelerin ve işkencecilerin özgürlüklerinın yolunu açan af yasası, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafın- dan geri gönderilirken gü- venlik güçleri, çetecilere kar- şı operasyonlannı sürdürüyor. Istanbul polisi. Bayrampaşa Cezaevi'nde kalan ve örgü- tünü içeriden yöneten Resul Çakır'ın adamlanmn da bu- hınduğu 2 ayn çete örgürü- ne yönelik operasyonda 2 otomatik tüfek, biri kalem şeklinde 10 tabanca ve 2 bombayla birlikte toplam 10 kişiyigözaltmaaldı. Başbakan BülentEcevit'in bile "içine sindiremediği''. toplumun her kesimi tarafın- dan karşı çıkılan af yasası, Demirel'in geri gönderme- siyle TBMM"de yeniden tar- tışmaya açılırken güvenlik güçleri, çetelere karşı ope- rasyonlanna aralıksız devam ediyor. Istanbul polisi, 28 Ağustos 1999 günü, "cüriim tşlemek amacıyla" oluştunı- lan ve liderleri Resul Çakır ve Mustafa Burcu'ya bağlı 2 ayn gruba yönelik operas- yon başlattı. 4422 sayılı Çı- kar Amaçlı Suç Örgütleriy- le Mücadele Kanunu'namu- halefet ederek silahlı teşek- kül oluşturduklan, 6136 sa- yılı Ateşli Silahlar Kanu- nu'na muhalefet ederek ruh- satsız uzun namlulu ve oto- matik silahlar, tabancalar ile çok sayıda değişik fişekler bulundurduklan belirlenen Mustafa Burcu ve 3 adamı gözaltına alındı. Burcu'nun ortaği \e2. ada- mı olan Nusret Kenar'ın da aralannda bulunduğu bu kı- şilerin üzerlennde, ev, ışye- ri ve gösterdikleri yerlerde yapılan aramalardada, 1 adet Kaiaşnikof marka uzun nam- lulu otomatik tüfek. 1 adet Scorpion markaotomatik ta- banca. 6 adet çeşitlı çapta ruhsatsız tabanca. 1 adet ka- lem tabanca, 1 adet savunma tipi el bombası, 1 adet sis bombası, 1018 adet çeşitli çaplarda fişek ve 13 adet şar- jörelegeçirildi. Sultanahmet'te halıcılık yapan Mustafa Burcu ile yi- Istanbul polisi, dün yapügı operasyonlarda 10 kişiji gözalüna aldı. ne aynı mesleği yapan Jbra- him Sungur arasında 1992 yılında Sungur'un 2 adamı- nın, daha sonra da Burcu ai- lesinden Kadir Burcu'nun öldüriilmesi nedeniyle husu- metbulunduğu. Mustafa Bur- cuveadamlannınyakalanma- dan önce Ibrahim Sungur'a yönelik saldın hazırlığı için- de olduklan belirlendi. Diğer operasyonda da, adam yaralamak, işyeri kur- şunlamak. yaralama olayını gerçek fail yerine bir başka- sının suçu üstüne almasını sağlayarak adli makamlan yanıltmak ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na aykın olarak ruhsatsız silah taşımak suçundan halen Bay- rampaşa Cezaevi 'nde tutuİc- lu bulunan Resul Çakır'ın 6 adamı yakalandı. Bu kişile- rin üzerlennde. ev, işyeri ve merkezi Gazıosmanpaşa'da bulunan bir sürücü kursunun Kilyos'taki pistinde yapılan aramalarda, 1 adet Thomson marka otomatiktüfek, 2 adet değişik çap ve markada ruh- satsız tabanca, 1 adet av tü- feği. 5 adet şarjör ve 168 adet değişik çap ve markada fişek ele geçirildi. Akbulut 1. yasama yılını degerlendirdi 'Meclisi tıkanmamak için dosyalar görüşülmedi' Osman Öcalan Mecfya TV'de konuştu 'Öcalan asılırsa Türkiye kan gölüne döner' ANKAR4(CuıııtauriyetBiiro- su) - TBMM Baskanı YıMınnı Akbulut. aralannda. hakkında "Yûce Divan'a sCT-k" raporu bu- lunanANAP lideri Mesut Yümaz ile DYP Genel Başkanı Tansu ÇiDer'ın debulunduğu, geçen dö- nemden kalan 16 Meclis soruş- turması dosyasını. "Mecfisnkan- masm" diye gündeme getirmedik- lerini söyledi. TBMM Içtüzüğü'nde. Meclis soruşturrnalannm "kadükolnia- yacağı"na ilişkin düzenlemeye karşm Akbulut, geçen dönemden kalan Meclis soruşturmaönerge- feri ve raporlannın "hükiimsüzka- fapkalmayacağına* genel kurulun karar vereceğini iieri sürdü. Deprem nedeniyle duyduğu üzüntüyû aktaran Akbulut. TBMMolarak kan ve maddi yar- dım kampanyası başlamklannı, Meclis personeli için açılan he- sapta, yardım amacıyla 15 mil> f ar lira toplandığını bildirdi. TBMM'nin yasama faaliyet- leri hakkında da bilgi veren Ak- bulut,4 ay süren 1. yasama yılın- da 374 saat 51 dakika çaiışılarak 68 yasa çıkanldığını bildirdi. TBMM'nin yoğun bir çaiışma dönemi geçirdiğini kaydeden Ak- bulut, 16 Meclis sorusturmasm- dan 3'ü hakkında ilgili komisyo- nun rapor verdiğini ve akıbetle- rinin ne olacağuıın tartışmalı ol- duğu görüşünü savundu. ENVERSEVtŞ DİYARBAKIR-Medya TV'de dün akşam 1 Eylül Dünya Banş Günüdolayısıyladüzenlenenaçık oturuma telefon bağlantısı ile ka- tılan PKK Başkanlık Konseyı Oyesi Osman Öcalan, ağabeyi AbduIlahÖcalan'ın idanıı halin- de Türkiye'yi kan gölüneçevire- ceklerini söyiedi. Öcaian, Türki- ye topraklanndaki PKK'lilerin dörte birini ülke dışma kaydır- dıklannı da söyledi. PKK Başkanlık Divanı üyesi Osman Öcaİan, canlı telefon bağ- lantısı ile katıldığı Medya TV'de soruları yanıtladı. Ağabeyinin idamı halinde PKK'nin nasıl bir politıka izleyeeeğine ilişkin bir soruyu yanıtlayan Osman Öca- lan, "Kürt halkı fedai e>lemleri- negirişir.Savaşıgdiştiririz. Gefiş- tirdiguniz bu savaşta da Türkiye kan götüne dönerr dedi. Öcalan'ınavukatlan aracılığı ile 2 Ağustos"ta yaptığı "1 Eylül gü- nünekadarTürkiye topraklann- dançekün" çagnsının gereğını ye- rine getirmekte zorlandıklannı belirten Öcalan şunlan söyledi: "Yapdan operasyonlar nede- niyle. güçkrimLan ancak dörte birini Kuzey Irak'a çekebildik. Operas\onlar geri çekilmemzze engei oluyor. Bu olumsuzluklara rağmen geri çekilme işlemimiz devam ediyor" Cumhurbaskam'na baskı 'Sosyalgüvenlik yasası da onaylanmasın' İLHANTAŞÇI ANKARA-Cumhurbaş- kanı Sükvman Oemirel, hükümetin, sosyal tarafla- n karşısına alarak çıkardı- ğı sosyal güvenlik yasası- nı onaylarsa zorunlu tasar- ruflarla ilgili olarak 1996'da sergilediği tavırla çelişe- cek. Demirel, 11 Eylül 1996'da zorunlu tasarru- ftın tasfiyesi ile ilgili yasa- yı, yüzde 3 işveren katkı- suıın ücretlere eklenme- mesi. tasarrufkesintilerinüı tasfıyesinin düzenlenme- mesi gibi gerçekçelerle ve- to etmişti. Bu gerekçeler, yeni yasa için de geçerlili- ğini koruyor. Türk-lş Araştırma Bü- rosu Müdürü Prof. Dr. Oğuz Oyan, zorunlu tasar- ruftaki işveren katkısı ve işçi prim kesintilerini yeni- den düzenleyen maddeler başta olmak üzere Cum- hurbaşkanı'nın yasayı ye- niden düzenlenmek üzere TBMM'ye geri gönderme- si gerektiğini vurguladı. 54. hükümet döneminde 4164 sayılı yasa tasansı Demirel'in onayına sunul- muş. ancak Cumhurbaşka- nı, bunu 11 Eylül 1996 ta- rihinde yeniden görüşül- mek üzere TBMM'ye iade etmişti. Yeniden görüşülme gerekçeleri şöyleydi: • Zorunlu tasarruf uygu- laması kaldınlırken devlet veya işverenin yüzde 3 nis- petındekı katkısının k mük- tesephak" oluşturduğu dik- kate alınarak bu katkının çalışanlann ücretlerine yan- sıtılmaması. • Yine çalışanlardan ya- pılmakta olan tasarruf ke- sintilerine son verilirken çalışanlann hesabında bi- riken tasarruf kesintileri- nin ne suretle tasviye edi- leceği hususunun düzen- lenmemiş olması. • Kanun sevkinde temel amacı oluşturan ana mü- essese ortadan kaldınhp o müessesenin işleyişi ile il- gili usul ve esaslan düzen- leyen hükümlerin yürür- lükte bırakılması. Oyan, Demirerin onayı- na sunulan yasada. zorun- lu tasarruf fonuna yüzde 3 'lük işveren katkısının ge- rekçede de belirtildiği gi- bi kazanılmış hak olması- na karşın, ücretlere eklen- mediğini, işsizlik sigorta- smın işveren katkısına dö- nüştürüldüğünü vurgula- dı. Zorunlu tasarruf fonu- nun geleceğinin de belirsız olduğuna işaret eden Oyan. daha önceki iade gerekçe- lerinin bugün de geçerlili- ğinı koruduğunu söyledi. Oyan, Cumhurbaşkanı Demirel'in geçmişteki tu- tumunu bugün de göster- mesinin "boynunun bor- cu" olduğunu kaydettı. Devletteki devamhhk, tu- tarlılık ve ciddiyet adına bunun iade edilmesi gerek- tiğini vurgulayan Oyan, "Dün dündür, bugün bu- gündür gibi bir sö\ lemin arkasına sığmılacaK birdu- nım \okrur. Ortada huku- ki birdunım vardır. Ana- yasanın 89. maddesinden da>anağını alan bir tasar- ruf söz konusudur. Orta- dan kaldınlamaz. Cum- hurbaşkanı açısından ilave prestij ka> bı oiur. Anayasa Mahkemesi'nden zaten dönecek olan bir uy- gulamadır" diye konuştu. 1 Eylül En buyuk ihtiyaçbarış' Haber Merkezi - Cum- hurbaşkanı Süleyman De- mireL l Eylül Dünya Banş Günü'nde yayımladığı me- sajda, insanlığın daha iyi bir dünya ümidiyle yeni bir binyıla hazırlandığını be- lirterek "Uzun ve pek çok oJaylarla dolu tarihten ab- nacakönenıli derskr \ardır. Bunlann en başta gelenide tüm insanlık için en büyük ihtiyacın banş olduğunun ka\ranmasıdır* dedi. Başbakan Bülent Ecevit farklı kültür ve inançlann Anadolu'da yüzyıllar bo- yunca hoşgörü ve banşiçin- de yaşadığını belirterek "Lsiik. deraokratik bir hı>- kuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bu- gün olduğu gibi gelecekte de içte >e cîışta kalıcı bir ba- nşın getirdiği her türlü fa- ahyerin içinde olmaya de- vam edecektir" dedi. l Eylül Dünya Banş Gü- nü, Istanbul'da çeşitli par- ti ve demokratik kitle örgüt- lerinin düzenlediği çeşitli etkinliklerle kutlandı. EMEP tstanbul II Başkanı Cevriye Aydın tarafından okunan basın açıklamasın- da, deprem felaketinde dev- letin çaJışmalannın yetersiz kaldığmı belirtti. Insanlar can derdindeyken sosyal güvenlik yasa tasarısınm yangından mal kaçınr gibi çıkarüldığını kaydeden Ay- dın, "Yıkınülar arasında balkımız inim inim inler- ken, hükümet bu acıiı in- sanlara >ardun etmekyeri- ne,yardım elini Haiuk Kır- cılara, Alaaddin Çakıcıla- ra, MehmetAğarlara, Mus- tafa Kalemlilere uzattı" de- di. Yaklaşık 30 kişinin kaül- dığı açıkJamanın ardından pohs, II Başkanı Cevriye Aydm. Il yönetiminden Se- yitAslan ve Düzgün Uhıç'u gözaltına aldı. l Eylül Dünya Banş Gü- nü'nde yasamını yitiren In- san haklan savunucusu Di- dar Şensoy, tstanbul'da Fe- riköy mezarhğındaki kab- ri başında dostlan, yakuı- lan ve Insan HakJan Der- neği (IHD) üyeleri tarafın- dan alkışlarla anıldı. özgürlük ve Dayanışma PartisiGenel Başkanı Ufiık Uras, hükümetin ve mecli- sin toplumda banş olması- nı istemediğinı. gerginlik ve çatışma üzerinden poli- tika yaparak, toplumu baf kı altında tutarak ve sin rerek ayakta durmaya cal tığını öne sürdü. Uras, Eylül Dünya Banş G\ nü'nde banş,demokrasi' özgürlük isteyen. emeği haklannı saMinan herk< bu gerçeği görüyor" ded Sosyalist Iktidar Parti Genel Merkezi de açıkh masında, "Düma BanşGû nü, karliam bÖlgesindek emekd insanlanmıan Tüıi ve Kürt emekçilerinin gi1 nüdür" denildi. 1 Eylül Dünya Banş Gi nü Ankara'da çeşitli etkir liklerle kutlandı. CHPAr kara GençUk Kollan üyek ri, Kızılay'da yurttaşlara ku mızı karanfil ve bildiri da ğıttılar. CHP'li gençleriı dağıtnğı bildiride şu görüş- lereyerverildi: "Depretni'î ilk günüflebirlikte dostel- lerini uzatan dünya halkla- n,insanlığın milliyeö olma- dığını gösterdi. §0 yıldır ül- kemizi yöneten sağ nhni- yet.^merika'dan IMF'den vahararak doiaralmak için milli gurunı hiç düşünme- dL Bugün. insan >aşacnı söz konusu olunca milli duygu- lan kabaran zihnjvet yar- dımlan geri çevÜTJL" Eğitim-Sen, yeni biryüz- yıla hazırlanan dünyanın savaş, yoksulluk ve işsizlik gibi sorunlara hâlâ çözüm üretemediğine dikkat çe- kerek "Banş, tüm dünya halklannın en acil talebiol- maya devam etmektedir" dedY Dev Maden-Sen Başka- nı Tayfun Görgün de "Sa- vaşa trihonlann harcandı- ğı dünyamızda; egemenkr bu kan üzerinden politika- lannı >ürütüp servederini arünrken enıekçi halklar banş özlemi)le >anıp tutu- şuvor, banşuı egemen kılın- ması için ciddi bedelleröde- mek durumunda kalı>or" diye konuştu. Dünya Banş Günü ne- deniyle IHD öncülüğünde ÖDP, DBP, EMEP, HADEP ve bazı sivil toplum örgüt- leri Yüksel Caddesi'ndeki Insan Haklan Anıtı önün- de bir araya geldiler. Tiyat- ro Akış, burada "Hiroşima- lar Olmasın" adlı tiyatro oyununu sunarken Edebi- yatçılarDemeği üyeleri ba- nş konulu şıirler okudu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle