Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 İYLÜL 1999 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 19
CÜNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
UBaftarafı 1. Sayfada
/artığı Mesut Yılmaz'ın partideki yardımcısı Er-
siı Taranoğlu tam bir karşı çıkış sergiledi.
>yle ki ANAP'lılann sindirim sistemlerinde en u-
fiai anza olmadığı anlaşıldı.
Senel başkanlannı 7 kez Yüce Divan'a grtmek-
ter kurtaran af yasasını çoktaaan sindinmişlerdi.
"aranoğlu, "Sindirmemek olmaz" diye çıkıştı
Ecevit'e.
Müshil al. Kayısının, incirin üzerine bol soğuk
içeek yumuşat sindirim sistemini. Ne yaparsan
yao. Ama "sindiremedim" deme, diyot
Hükümetin sindirim sisteminin sağlam olduğu-
nadeğinen mantık da doğaı: "Uzlaşma olduğu-
nagöre sindirilmiş demektir" diyor ve "kim savu-
nacak bu kanunu" diye soruyor.
Ijte Vehbi'nin kerrakesini ortaya koyacak bu so-
ru önem kazanıyor. Çünkü; ANAP'ın yanı sıra MHP
lıderi Bahçeli de sindirmekten şikâyetini şöyle
açKİıyor: "Tamamen içimize sindi demek doğru
değil."
Evet, af yasasını sindirerek kim savunacak?
Başbakan'da hayır yok. Sindiremiyor!
Çankaya'nın demeçlerine bakmayın; değiştirir.
Iştt kanıtı: öncekı gün "kamuoyundaki tepkileri
dikote almayacağını" söyleyen Demirel, dün "af
karununa karşı oluşan tepkiyi göz önüne alaca-
ğın" söyledi.
"Yukansı" bal gibi "aşağıda" olup bitenleri kol-
luyor, tepkileri dosyalıyor. Köşk'te hazıriıklar kıva-
mırda. Dengeler neye elverişli ise Köşk ona göre
davranacak. Vetoya göre onaylamaya uygun ge-
rekçeler hazır.
Şkâyetleri artıkyedi düvel duydu. "Baba'ya ve-
to hakkını kullanma olasılığı belirdı gibi.
Üstelik görev süresinin uzatılmasının gündem-
de olduğu biraşamada, kimseyi kırmamaya özen
göstermesi doğal değil mi? Hele Meclis'te 350'lik
çoğunluğu elinde tutan Ecevit hükümetine ters
düşmeyi hiç ister mi? Elbette istemez.
Çankaya'ya çözüm yollan bugünlerde açılabilir.
Nasıl mı?
"Baba" ne dedi birzamanlan "Demokrasilerde
çare tükenmez."
Çare?
Evet, demokrasilerde gerçekten çare tükenmi-
yor, ama halkın sesini yükselttiği demokrasiler-
de...
Sabahki öykülerin birden noktalanması bu ger-
çeği doğruladı.
Demirel af yasasını bir kez daha görüşülmek
üzere TBMM'ye iade etti.
Affedılmesı gerekeni affetmeyen, affedilmeme-
si gerekeni affeden yasanın bu sonuca varması,
76'lık iki siyasetçinin kamuoyu karştsında yenilgi-
sini kanıtladı.
Ecevit, eşi Rahşan Hanım'la biriikte önderiiği-
ni yaptıMan af yasasının bu biçime dönüşmesin-
de bütün uyanlara karşın önce komisyonlardan,
sonra TBMM'den geçerken seyırci kaldılar.
Kamuoyundan ve halktan az ölçüde tepkı gele-
ceği sanısına kapıldılar. Bülent Ecevit sonradan bir
mazeret buldu. "Yasanın hem içerden hem de dı-
şardan" eleştjrilerie bu anlamsız biçime getdiğini
söyledi ve...
"Içine sindiremediğini" açıklayarak Vefo'nun
temeline ilk harcı koydu. Ya öteki 76'lık? Demirel:
önce her zamanki taktiğine başvurdu. Yasayı in-
celemeye aldığını söyleyerek tartışmalan zamana
bıraktı. Tartışmalann duraksayacağını sandı. Ak-
sinetartışmalaryoğunlaştı. Siyasal yaşamının gaf-
larından birini yaptı:
"Tepkilere değil, hukuka bakanm" dedi.
Hukuka bakmasına fırsat kalmadı.
"Tepki" öylesine tepti ki hukuku ve siyaseti,
76'lık iki ünlü siyasetçiyi...
Yenik düşürdü.
Hükümette isyan korkusu
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman DemireTin af ya-
sasını TBMM'ye iadeetme-
sinin ardından hükümet or-
taklan, cezaevindeki olası
ısy olar nedeniyle duyduğu
korku ve kamuoyunda yo-
ğun tepki nedeniyle "affedil-
meyen" olarak nitelenen ya-
sa arasında sıkıştı. Demi-
rel'in iade karannı açıkladı-
ğı saatlerde bir araya gelen
koalısyon liderleri "GeMnen
noktada aftan vazgeçflmesi,
bu yasayı yürürlüğe sokma-
ya oranla daha salancah
oJur" karanna vardı. Hükü-
mette genel eğilim, TBMM
olağanüstü toplanüya çagnl-
mayarak yasanın ekimde ele
alınması biçimınde şekille-
nirken, cezaevlerinde mey-
dana gelecek hareketlere gö-
re TBMM'nin olaganüstü
toplantıya çağnlabileceği
bildirildi. MHP ise, Türki-
ye'nin TBMM'nin yasayı
yasalaştırma zorunluluğuna
girdiği noktadan daha cıddı
çizgiye geldiği belırtılerek,
"Hafkımız ve özeDikle de ce-
zaevinde bulunan vatandaş-
lanmız ve yakınlan gelişme-
leri sükûnerle bekJemeİi ve
berfaangi biritidal dışı davra-
mşa kimsc baş\ urmamalı-
dır" dendı.
Bir yandan cezaevlerinde
isyan korkusu yaşayan hükü-
met ortaklan, diğer yandan
"yasa aynen mi çıkanbın,
yoksadeğişarilsin mi" konu-
lannı kendi içinde tarüşma-
ya başladı. Yasanın aynen
geçirilmesi durumunda,
Curnhurbaşkanı'nın yayun-
latmak üzere Resmi Gaze-
te'ye göndermesi gerekiyor
Yasada değişiklikler yapıl-
ması durumunda ise, Cum-
hurbaşkanı'nın yeniden iade
etmesi yolu açık bulunuyor.
Demirel'in karan, "yasa-
nın ban noktalannı içinesm-
diremediğini'" söylemekten
kaçınmayan Ecevit'le DSP
grubunu rahatiattı. Ecevit,
"gerekçeyi görmeden birşey
söylemeyeceğini'' ıfade et-
mekle yetinırken, "Tabü, Sa-
yuı Cumhurbaşkanının yet-
kisi ve takdiridir'' dedi.
Başbakan Yardımcısı
Devlet Babçeii ise, iade kara-
n açıklanmadan önce yaptı-
ğı değerlendirmede af yasa-
sının arkasmda olduklannı
bildirdi. Bahçeli, «AfYasa-
sı'nı hiçbir lider sahipienmi-
yor. YasaortadakaJdT diye-
rek yöneltilen bir soruya.
"Olur mu efendim. ortada
kahr mı? Meclis'te alnuş ol-
duğumuz bir karanmızdır.
Dolayısı>1a arkasındayız"
karşılığını verdi.
MHP kurmaylan, hükü-
met ortakJannrn af yasasını
eleştirmeleri ve sabiplenme-
meleri nedeniyle rahatsızhk-
laruu dile getirirken, bazı
Doğu ve Güneydoğulu mil-
letvekillerinin PKK'ye gö-
nüllü yardım edenlerin de af
kapsamına alınmasını iste-
diklerini, buna karşı çıka-
caklannı söylediler.
ANAP lideri Mesut Yü-
maz, hükümet ortağı parti li-
derlerinin yaptığı toplantıda
"bugün getinen noktada af
yasasından vazgeçmenin bu
yasayı yürürlüğe sokmaya
oranla daha sakuıcah sonuç-
lar doğuracağı noktasında
birleşildiğinir
bildirdi.
Mesut Yılmaz, af yasası-
nın TBMM'nin açıldığı 1
Ekim'de yeniden görüşüle-
ceğini bildirdi. ANAPGrup
Başkanvekili Beyhan Aslan
da "Yasasahipsiz kaküğı için
gerigönderiktr şeklınde ko-
nuştu.
FP Grup Başkanvekili
AbdüUatifŞenerde Demi-
rel'in tavnnı olumlu bulduk-
lannı belirterek, "Sayın
Cumhurbaşkanı bu yasayı
reddetmeseydi de b'iz FP
grubu olarak bu yasayı iptal
istemiyle Anayasa Mahke-
mesi'ne görürecektik" dedı.
DYP Grup Başkanvekili
Turhan Güven de, Demi-
rel'in "doğru olanı yapuğı-
nı" belırterek, "Aynışeyi sos-
yal güvenlik yasası konusun-
da da bekMyoruz" diye ko-
nuştu.
Oörîintüyii lcurtarryorlar
• Baştarafı 1. Sayfada
raıianılabilir. Böigede 50 binin üzerinde tati] e-
vi var. Aynca, haien inşaat aşamasmda olan 46
bin konuthık kooperatiflere de kredi kuüandıra-
rak bir an önce inşaatlan tamamlamalannı sağ-
tamahvtz" dedi.
Bakanlar Kurulu'nun önceki gün gerçekleş-
tırdiği toplantıda. depremzedelerin geçıci iskâ-
nı ve kalıcı konutlann yapımı konusu değerlen-
dirildi. Baymdırlık Bakanı Aydın, prefabrik ko-
nutlarla ilgili bilgi verdi. TOK.I ve Emlak-
bank'tan sorumlu Devlet Bakanı Sadi Somun-
cuoğlu ise öncelikle deprem bölgesindeki konut
kapasitesinin tam olarak değerlendirilmesi ge-
rektiğini söyledi. Somuncuoğlu, "Gerçek ihti-
yacı tespit edeüm. Ozaman belki bir miktar pre-
fabrik konut yapmamtz gerekh olabiür. Zaten,
Türkhe'de prefabrik konut yapabilecek şirket-
ierin kapasitesi belü" dedi.
Somuncuoğlu, Marmara Bölgesi'nde TO-
Kl'den kredi alan 32 bin konutluk kooperatifler
bulunduğunu belirtirken. "Burdarmdainsaatse-
viyeleri yüzde 15 ila yüzde 90'dır. Biz gecen ka-
sun ayuıdan bu yana bunlara kredi veremryoruz.
A\nca kredi almayan kooperatifler de var. On-
larda da 14 bin konut var. Biz bunlaruı tamamı-
na kredi vereüm. En geç birkaç a> içinde bunlar
tamambuur" dedi.
Somuncuoğlu, geçici iskân için Marmara
Bölgesi'nde bir bölümü kamuya ait olmak üze-
re 50 bin dolayında tatil evleri bulunduğunu be-
lirtirken de, "Bu konut sahiplerine birer yaa ya-
zarak, depremzedderi oturtmak üzere kirâia-
mak istiyoruz, kabul eder misiniz, diye soralım"
dedi. Ancak, Başbakan Bülent Ecevit, bunun
zor bir iş olduğunu söyledi. Kiracılann evlen
tahrip edebileceği de dile getırildı, bunun üze-
rine Somuncuoğlu. "Türkhe'de kiracı e>r
sahi-
bi münasebetini ilk kez keşfetmiyoruz. Bu yal-
nızca kira maihetine acil çözümdür" dedi.
Somuncuoğlu, Cumhuriyet'e yaptıği açıkla-
mada, prefabrik konutlara tümüyle karşı olma-
dığını ancak, gerçek ihtiyaç çıktıktan sonra az
bir oranda yapılabilecegini söyledi. Prefabrik
konutlann pek çok problemi de bulunduğunu
ifade eden Somuncuoğlu, şöyle konuştu: "Pre-
fabrik konutlar normal konutun yan fh-abna.
Ancak, bu konutlar geçici, sonunda sürekli ko-
nutlann yapılması gerekiyor. Üstelik bu konut-
lan söküp bir başka yere taşunak da zor. Diğer
deprem bölgekrinde yapılan konutlar uzun sü-
re boşalblmadL Çok çirkin tablolar oluştu. Üs-
tetik bunlar için de yoUar acıiması, alryapı yapd-
ması, elektrik, su götürülmesi gerekiyor. Geçici
iskân için en ucuz ve insani çözüm mevcut yaz-
lık konutlann kullambnası ve sürekli konutlar
için de kooperatiflcrin tuzlandınlmasL"
Somuncuoğlu, henüz kesin bir karar verilme-
diğini ve konunun değerlendirmesinin sürdü-
ğünü de ifade etti.
Somuncuoğlu, uluslararası bazı şirketlerin 10
bin konut yapabileceklerine ilişkin önerinin de
Japonya'daki Kobe depreminde kullanılan pre-
fabrik konutlar olduğunun anlaşıldığını söyle-
di. Japonya'nın Türkiye'ye bu prefabrik konut-
lardan inşa etme önerisinin, söz konusu konut-
lann tek kişilik olması nedeniyle kabul edilme-
diğini ve kendilerine teşekkür edildigini kayde-
den Somuncuoğlu, ancak 500 konutluk bir hi-
benin de geri çevrilmediğini söyledi.
Bayındırlık ve İskân Bakanı Aydın da dün
Afet lşieri Genel Müdüriüğü bahçesindedüzen-
lediği basın toplantısının ardından deprem böl-
gesinde yapılacak prefabrik evleri tanıttı.
Aydın, yapılacak konutlar için teknik şartna-
melerin ve fıyat analızlennin hazıriandığını, tek
fiyat belirlendiğini, bundaki amacın da bütün
şirketlerin işe dahil edilmesi olduğunu söyledi.
Aydın, prefabrik konutlar için su basmanı da-
hil 1.5 milyar lira fiyat belirlediklerini açıkladı.
Aydın, amaçlannm, bu sahada faalıyet gösteren
tüm firmalann üretım tiplerinin de dikkate alı-
narak, bu uygulamadan istifade edebılmenin
sağlanması olduğunu söyledi. Yapılacak en faz-
la 50 bin konutun hiç yardım almadan bilanço-
sunun 80-85 trilyon lira olduğunu bildiren Ay-
dın, bu paranın afet fonundan karşılanacağını
kaydetti.
Aydın, yardım etmek isteyen işadamlanna
çağnda bulunarak. el birliği ile devletin bu ko-
nudaki yükünü hafıfletmek suretiyle bu işm bir
an önce tamamlanmasını istedi. Geçici iskân
alanlannın altyapılannın Iller Bankası Genel
Müdürlüğü'nce yapılacağını bildiren Aydın, ev-
leri 30 metrekarelik ikiz konutlardan oluşan 60
metrekare olarak planJadıklannı kaydetti.
'Yaşanabilir de diyemem,
yaşanamaz da'
Aydın, konutlann ekim ayında büyük bir kıs-
mını, kasım sonuna kadar ise tamamını bitirme-
yi planladıklannı söyledi. Gazetecilerin "30
metrekarelik evlerde ailelerin yaşaması güç oJ-
mavacakmr sorusuna Aydın, "Çok zor bir so-
ru soruvorsunuz. Yaşanabüir dediyemem,yaşa-
namaz da. Ama çok zor şartlardan geçifiyor. 3.
Düuya görüntüsü vermeyen sağhldı yaşanabiMr
konuftur. Mükemmel ounasa büe güzel bir yu-
va olarak kullanılabilir. Aynca bölgede 40-50
metrekarelik yazuklann bulunması da, bunlaruı
fazla küçiik oİmadığuıın göstergeskiir" yanıtını
verdi.
Prefabrik evierin sökülüp takıiabıleceğini be-
lirten Aydın, "Türkive deprem bölgesinde. Bu
depremden ders çıkanp, evleri sökülüp taküa-
bilir şekilde planladık. Bunun fire payı yüzde
5'tir. Saklamp, oiusabilecek fetakette kullanıla-
bifir" diye konuştu. Aydın, konutlann ısınma so-
rununun bugün müsteşarlık düzeyinde yapıla-
cak bir toplantıda çözüme ulaştınlacağını söy-
ledi.
Aydın, depremzedelere ev eşyalan konusun-
da da yardımcı olacaklannı bildirdi.
Af tasarısı Cumhurbaşkanı'ndaıı döndü
• Baştarafı 1. Sayfada
Cumhurbaşkanı neyi isteyecektir?
Bir defa daha bunun tetkik edilme-
sinL"
Demirel'in açıklama yaptığı saat-
lerde hükümet ortağı partilenn lider-
leri Bülent Ecevit, Mesut Yıhnaz ve
Devlet Babçeii bir araya gelerek son
gelişmeleri değerlendırdiler. Toplan-
tı bittikten sonra gazetelere Cumhur-
başkanlığı'ndan göndenlen açıkla-
mada, Demirel'ın af yasasını TB-
MM'ye iade ettiği bildınldi.
Demirel, TBMM Başkanlığı'na
gönderdığı yazıda, "Kanunlaruı
ana>asa \t hukuka, adalet ve nesafet
kurallanna ve kamu vicdanına uy-
gunluğunu aramak Cumhurbaşka-
nı'nın görevidir" anımsatmasında
bulundu. Cumhurbaşkanf nın yasa-
lan "yerindeMk" açısından da ince-
leyebileceğine işaret eden Demirel,
şöyle dedi:
"Anayasanın 10. maddesinde'Her-
kes dil, ırk, renk, cinsıyet, siyasi dü-
şünce, felsefi inanç, mezhep ve ben-
zeri sebeplerle aynm gözetilmeksi-
zin kanun önünde eşittir. Hiçbir ki-
şiye, aileye, zümreye veya sınıfa im-
tiyaz tanmamaz. Devlet organlan ve
idare makamlan bütün işlemlerinde
kanun önünde eşitlik ilkesine uygun
olarak hareket etmek zorundadır'
hükmü yer aunıstır. Buna göre her-
kesüı kanun önünde eşh olması ge-
rektiği gibi, kanunlann genellik ilke-
ierine uygun olarak tedvin edilmesi
AdaletBakanı, afyasasını savundu
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk, Cumhurbaşkanı Sİüeyman Demirel af yasasını TBMM'ye iade
elmeo^önceyaphğıaçıklarnack, "İrnzaladıysakhepirnizsoruırduluk
taşryoruz'' diyerek af yasasını savundu. Türk. dün düzenlediğı basın
toplandsında, "Yasa,hepbdlihiikümk»riyJedegerJendirilr>or.Ovsaon-
lardan yararianacak Idsj sayısıçok fazla değiL O suçlarla iİgili otumsuz
tip4er ortaya konarakyorumvapdıyor. tmzaladıgımtziçinsorumhıhı-
ğumı taşryoruz" dedi. Türk iade sonrası yaptığı konuşmada da "Kişi-
sd görüşüm.Cumburbaşkam'nın uyaruaruım çok büyük önero taşıdjgı ve
dikkate «hnıtıan gerekrjgK&r. Bundan sonra Mecfis karar vvrecektir. Du-
zeHme, degjşildik yapdacaksa Mecüs karar verecek" yanıtını verdi.
hukukun temd ilkesidir. Bu bağbun-
da,kabul edilen4453sayıh Kanun'da,
Türk Ceza Kanunu'nun 313. madde-
si af kapsamı dışında tutuunakla be-
raber,ceza indirimi uygulanacak suç-
lar içine aünmışOr. Bunun sonucun-
da cürüm işiemek için örgüt oluştu-
ranlar bir bakıma ayncahkh konuma
getirilmiş bulunmaktadırlar."
Demırel, "Bazı Suç ve Cezalann
Arfina tlişkin Kanun"un 2. madde-
sının venlen cezalann bütün sonuç-
lannı kapsayacak şekilde genel af ge-
tirdiği halde. 4. maddesinde yapılan
düzenleme ile af kapsamı dışında ka-
lan bazı suçlarla diğer suçlarda ceza
indirimi sağlanarak "özd a f niteli-
ğine dönüştürüldüğüne dikkat çekti.
Demirel, yapılan bir başka düzen-
iemeyle de affedilen ve tndinm ya-
pılan bütün cezalara eneleme hükmü
getinlerek yasanın yapım tekniğinde
bütünlüğün korunmadığını bildirdi.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Bu kez de öyle oldu. Hükümet bu yasayı çıkaran-
lar için de ayn bir af tasansı hazırlarsa yerinde olur!
Kamuoyu affı günlerdirtartışıyor. Ancak dikkati çe-
ken o ki tartışmalar daha çok affın sonuçlan üzerin-
de yoğunlaşıyor. Affın gerisındeki cezaevleri gerçeği
yıllardır kangrenleşmiş bir başka boyut. TBMM'nin
yasayı yeniden görüşürken dikkate alması dileğiyle
konunun değişik yönlerini maddeleyerek gündeme
getirmeye çalışalım:
1 - Toplumsal değil, siyasal boyut ön plana çıkanl-
dı. Her parti kendi tabanına selam vermek için mad-
de koydurdu. Kamuoyu, Susurluk unutulmasın bek-
lentisi içindeyken, tüm Susurluk sanıklannın af kap-
samına alınması, zaman zaman yaptığımız şu tanı-
ma bir kez daha haklılık kazandırdı:
Demokratik Mafya Cumhuriyeti!
2- Muhalefet partileri bir afet. Son gelişmeler de
gösterdi ki Türkiye'de iktidar sorunundan çok muha-
lefet sorunu var. Bu partiler yasalar çıktıktan sonra
toplumla biriikte durumu protesto ediyorlar. O zaman
orada ne işiniz var? "Sayısal olarak yetersiziz" ma-
zereti geçersiz. Muhalefet kelle sayısıyla değil, kafay-
la yapılıri
3- Af yasasını okuyan değme hukukçular, İyice an-
layabilmek için bir kez daha okumam gerekir" diyor-
larJ Aslında bu yasanın tam adı şu olmalıydı:
Affedilecekleri tarif yasası.
Pek çok maddede suçlar değil, suçu işleyen kişi-
ler tarif edilmiş, ona göre af çıkmış. Bu bağlamda af-
fedilmesi düşünülen kışıleri tam olarak tanımıyoruz.
Yararianacak kişıler sayılırken, cezaevinde yatanlar
temel alınıyor. Halen yurt içinde ya da dışında kaçak
olup, yasanın bu halinden yararianacak kaç ünlü ol-
duğu tam olarak bilinmiyor.
4- MHP'nin Haluk Kırcı'yı Uğur Mumcu ile karşı-
laştjrmaya girişmesi, bu yasanın ruhu konusunda her
türlü bilgiyi veriyor. Ancak yasayı çıkaran partilenn
hiçbirinin yasanın arkasmda duramaması da iktida-
nn mantığını ortaya koyuyor. Ecevit, Bahçeli ve Yıl-
maz dün öğleyin bir araya gelerek yasanın neresin-
de duracaklanna karar vermeye çalıştılar. Tepkilen
sindiremeyecekleri kanısına vardılar. Bu sindirim işi
tuhaftır. Sindirirsin bir türlü, sindiremezsin bir başka
türlü!
5- Üçfü siyasi iradenin dördüncu ayağı olarak Cum-
hurbaşkanı da yasanın sindirilemeyeceğine karar ver-
di. önce "Tepkiye değil hukuka bakanm" dıyen De-
mirel, dün sabah "Tepkiye de bakanm" dedi. Bakın-
dı, öğteden sonra "Bir kez daha görûşün" dedi. Öy-
le anlaşılıyor ki üçlü zirve karannı Demirel'le paylaştı,
Demirel bu sonuca vardı.
Cezaevlerindeki dengesizlikler
6- Konunun kamuoyu önünde tartışılmayan yön-
lerine gelince... Cezaevlerinde doluluk oranı, turizm-
cileri çatlatacak düzeyde; yüzde 110. Özellikle
DGM'lerin olduğu kentlerdeki cezaevlerinde durum
daha vahim. Maf'yasal' suçlara siyasi suçlular da ek-
leniyor. Beklenti o ki af yasası çıkarsa cezaevleri bü-
yük ölçüde boşalacak. Ama istatistik o ki çıkanlar kı-
sa sürede yeniden dönecek. Bir örnek, 1991 affı son-
rasında cezaevleri sadece üç ay rahat kalmıştı.
7- Cezaevlerindeki uygulama dengesızliklerı ise
kamuoyu vicdanının onaylamayacağı düzeye ulaştı.
Görünüm o kadar kanşık ki kimi cezaevlerine nere-
deyse hükümlüler hâkim. Idari bölümlen bile onlaryö-
netiyorlar. Kimi cezaevlerinde siyasi hükümlülerie çe-
tetere uygulanan kurallar arasında farklılıklar var. Ki-
mi aileler de çocuklannın cezaevinde "terörist" oldu-
ğu iddiasıyla bakanlığa başvuruyorlar! Hukuk "hâkim
güç" olmayınca ortaya böyle bir tablo çıkıyor.
8- Bernard Shavv'ın bir sözü var
"Bir ülkede cezaevleri olduktan sonra, içinde kim
olursa olsun, önemlı değildir."
Türkiye'deki görünüme bakınca, bu çok doğru so-
ze bir ek daha yapmak gerekiyor:
Bir ülkede hukuk askıda olduktan sonra, yönetim-
de kim olursa olsun, önemli değildir!
Manisalı gençierin avukatı
'Devlet affetti, ama
ben aflfetmiyorııın'
NECATİAYGIN
tZMİR-TBMM'de kabul
ediien ve Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'ın incele-
meye aldırdığı Af Yasası'na
tepkiler yoğun biçimde sü-
rerken, Manisalı gençierin
avukatı Pelin Erda "Devtet
işkencecileri affetmiş otabilir,
ama ben devleti affetmiyo-
rum" dedı. Erda, aralannda
kardeşinin de bulunduğu
"Manisah gençfer" davasm-
da işkenceci polislerin suç-
lannın Yargıtay'da sabıt gö-
riihnesine karşın aftan yarar-
landınlmalannı değerlendı-
rirken "Kardeşime devletin
resmi bir dairesinde işkence
yapddı" diye konuştu.
Af Yasası'nın, kamuoyu-
nun tüm dikkatlerinın Mar-
mara depremine yöneldiği
bir dönemde, oldu bıtnye ge-
tırildiğini savunan Erda,
gençlere işkence yapan po-
lislerin affedılmesıni bir ''hu-
kuk ayıbı'' olarak nitelendır-
dı. Erda "Hükümetin işken-
ceyle mücadele kararuuğuıa
güvenmi>orum. İki gün önce
işkencecilere verilecek ceza-
lân arttırtlılar. sonra da onla-
n affettiler. Bütün dümada
hükümetkr devlete yönelik
suçlan arTedeıier. ki^ilerin
birbüierine karşı işlediklan
suçu affetmeye vetkileri yok-
tur. Kaldı ki. devletin yetkisi-
ni kullanarak suç işleyenler
asla affedilmemclidir" dedı.
HADEP'ten CHPyeziyaret
'87. madde değiştiriisin9
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-CHP Genel Başka-
nı Altan Oymen. af yasasını
veto eden Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'ın "aklın
gereğini" yerine getırdiğıni
söyledi. Öymen, Meclıs
açıldıktan sonra, düşünce
suçlan ve bazı suçlann affi-
nı engelleyen anayasanın 87.
maddesinin değiştirilmesine
ilişkin düzenleme yapılması
gerektiğini vurguladı.
CHP'nin, anayasanın 87.
maddesinin değiştirilmesinı
istediğini anımsatan Öy-
men, "Şimdi yapılması gere-
ken, TBMM açıidıktan son-
ra düşünce suçlan ve bazı
suçlann affinı önleyen bu
maddeninyeniden düzenlen-
mesidir" diye konuştu.
öymen, bunun gerçekleş-
tiribTiesi durumunda, "ka-
mu vkdanını rahatsız etnto-
yecek bir yasayla" dengelı
bir affın gerçekleşmesinin
ve bu affın toplumsal banşa
katkıda bulunmasınm ola-
naklı olduğunu söyledi.
HADEP Genel Başkan
Vekilı Ahmet Turan Demir
ve berabenndekı yönetıciler,
dün CHP Genel Merke-
zı'nde Öymen'i ziyaret etti.
Demır, Oymen'e genel baş-
kanlığa seçilmesı nedeniyle
"gecikmiş de olsa" kutlama
zıyaretinde bulunduklannı
belirtti. Demir, af yasasıyla
ilgili olarak da, yasasının ge-
nel affa dönüştürülmesinin
toplumsal banş için koşul ol-
duğunu söyledi.
Ülkede yaşanan doğal fe-
laketin ötesınde, 15 yıldırda
toplumsal bir trajedi yaşan-
dığmı ifade eden Demir,
"Şündi toplumsal banş za-
manıdır" dedı. Demir.
"İdam. dönuşü olmayan bir
yoldur. Toplumun muhtelif
kesimlerinin vicdanını ra-
hatsız edecek uygulamalar-
dan uzak durulmabdır" de-
di.