Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: Orhan Erinç
9 Genel Yayın Koordinatörü Hikmet
Çetinkaya 0 Yazıışlen Müdürü tbrahim
Yıldız • Sorumlu Müdür Fikret Ilkiz
# Haber Merkezı Müdürü: Hakan
Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser
Istihbarat.CengizYıldınm#Ekonomi Ö/lcm
YOzak • Kultür. Handan Şenkökeo • Spor
Abdülkadir Yücelman # Makaleler. Sami
Karaören • Düzeltmc Abdullah Yazıcı •
Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu • Bıleı-Belge
Edibe Buğra • Yuıt Haberleri Metımet Faraç
Yayın Kunılu: llhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç, Oktay
Kurtböke, Hikmet Çctinkaya,
Şûkran Soner. lbrahim Yüdız,
Orhan Bursah. Mustafa Balbay.
Hakan Kara.
Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No: 125. Kat:4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel. 4195020 (7
hat), Faks:4195027»lzmirTemsılcısi:SerdarKızık,
H.ZıyaBlv. 1352 S.2/3Tel.4411220, Faks:4419117
#AdanaTemsilcisı:ÇetinYigenoğiu. tnönüCd. 119
S.No:lKat:l,Tel. 363 12 11. Faks: 363 12 15
Müessest MûdürO. Üstûn Akmen •
K-Oordınatör Afcmct Korafeın # Muha-
sebe BMent Yener»ldare Hfaeyta
Gürer# Bılgı-tşlem Nail lnal • BılgJ
sayarSıstem Mürövet ÇUer#Sanş
FuHetKuz»
MEDYA C: • YöDetım Kurulu
Başkanı - Genel Mûdür Gülbin
Erduran # Koordinatör Reha
Işıtman • Genel MüdûrYarcfamcısı:
Sevdı Çotan Tel: 514 07 53 -
513 95 80-51384*0*1, Fafcs.5138463
)a)imla>an \e Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Basın ve Yaymcılık A.Ş.
Turkocagı Cad 3*3 41 Cagaloglu 34334 İManbul PK- 246 - Sı'rkeci 34435 Istanbul
Tel-(0-212)51205 05 (20 hat)
Faks (0'212|513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 18EYLUL1999 lmsak:5.12 Güneş: 6.40 Ögle: 13.06 Ikindi: 16.33 Akşam: 19.18 Yatsı: 20.40
Altın takı sengisi
• BOMBAY (Reuters) -
Bombay'de acılışı yapılan
bir mücevher dükkânın
defilesinde Hindistan'da
evlilik törenlerinde
kullanılmak üzere
tasarlanmış altın takılar
sergilendı. Hint
sinemasının sevilen
oyunculanndan Sonali
Bendre'nın taıııtımını
yaptığı geleneksel
motiflerin işlendiği takılar
ilgi çekti. Hindistan.
dünyanın sayılı altın
ihratcatçılan arasında
bulunuvor.
rekor başvuru
• ANKARA (AA)-Mılli
Eğitım Bakanlığı'nın
(MEB) 40 branşta açtıgı 30
bin öğretmenlik kadrosu
için 51 bin kişi başvurdu.
MEB. başvurulann
öğretmenliğe uygun olup
olmadığtnı tespit etmek
amacıyla belgeleri tek tek
inceliyor. MEB yetkilileri,
başvurusu kabul edilenlerin
sayısının 51 binın altına
inebıleceğinı bildırdiler.
Fazla başvuru yapılan
branşlarda, öğretmen
adaylan kura yoluyla
belirlenecek.
AKUT'a 'Altın
• ANKARA (ANKA)-
Türkiye Gençlik Birligi
Derneği (TGBD), Marmara
Bölgesi'nde ve
Yunanistan'da yaşanan
depremlerin ardmdan
kurtarma çalışmalan yapan
AKUT'a teşekkürerrnek
içm "Altın Gençlik Ödülü"
verecek. AKUT'un,
kurtarma çalışmalan ile
gönüllü örgütlerin ve
gençliğin simgesi haline
geldiği belirtilerek. ekibın,
Türkiye ve Yunanistan
arasında. dostluk ve barışın
geliştirilmesindeki
çabalarının önemi
vurgulandı.
'Sıkı rejimler'
aptal yapıyor
• LONDRA (AA) - Ingıhz
bilim adamlannca yapılan
araştırmalar, çabuk kilo
verebilmek için tercih edilen
sıkı rejimlerin kadınlarda
beyın gücünü kullanmada
güçlük yarattığını ortaya
koyuyor. Bilım adamlan,
kadmlann rejim boyunca
devamlı açlık duygusunun
etkisi altında olduklannı \e
kilo verdikten sonra nasıl
görüneceklerine taktıklannı
behrtirken. "Bu nedenle
beyin güçlenni günlük
yaşam ya da iş üzerinde
yoğunlaştıramıyorlar"' diyor.
115.5 güntatil
yapacağız
• İSTANBIL (AA) - 2000
yılında tam 115.5 gün tatil
yapılarak. yılın üçte biri
tatilde geçirilecek. 2000'de
ayrıca. Ramazan Bayramı
ocak \e aralıkta olmak
üzere 2 kez kutlanacak.
2000'de cumartesı ve pazar
günlerini içeren 106 günlük
hafta sonu tatili \ar.
Hepatit B, çocuk felci ve rotavirüs aşısıyla ilgili görüşler, zararlan dikkate alınarak gözden geçiriliyor
AşdarmyararısorgulanıyorÇeviri Servisi - Eskiden anne babalar çocuk-
lannın aşılanması söz konusu olduğunda. yal-
nızca çocuklannı salgm hastalıklardan koru-
mayı düşünüyorlardı. Bugün herçocuğun 10
ayn hastalık için 19 kez aşılandığı ABD'de ço-
cuk felci, difteri ve kızamık gibi hastahklar
neredeyse hiç görülmüyor. Ancak şimdi bazı
ebeveynler virüsün mü, aşılann mı daha teh-
likeli olduğunu tartışıyorlar.
Bu çok yerinde bir kaygı, çünkü virüs kor-
kusu artık yerini aşı tehlikesine bırakıyor. At-
lanta'daki Hastalık Kontrolü ve Önleme Mer-
kezi (CDC) son zamanlarda hepatit B, çocuk
felci ve rotavirüs aşısı ile ilgili görüşlerini, za-
rarlannı dikkate alarak yeniden gözden geçir-
di. CDC'nin bu son düzenlemesi, aşı karşıtı ey-
lemleri ile tanınan Virginia'daki Ulusal Aşı
Bilgi Merkezi'nin (NVIC) başkanı Barbara
Loe Fisher'ın işini kolaylaştırdı. Fisher, aşılar
ve kronik bastalıklar arasındaki ilişki hakkın-
da çok az şey bilindiğini öne sürerek ebeveyn-
• Son günlerde, bulaşıcı hastalıklara karşı kullanılan aşılann bazı durumlarda ölümcül
hastalıklara yol açabileceği bildiriliyor. Aşılar ve kronik hastahklar arasındaki ilişki hakkında çok
az şey bilindiğini belirten Virginia'daki Ulusal Aşı Bilgi Merkezi Başkanı Fisher, ebeveynlerin
aşılann yol açabileceği olası tehlikelere karşı uyanlmadığını ileri sürüyor.
lerin, aşılann yol açabileceği olası tehlikelere
karşı hiçbir şekilde uyanlmadığını belirtiyor.
Kaldı ki halk sağhğı uzmanlan da aşılann
hiçbir zaman yûzde yüz tehlikesiz sayılmama-
sı gerektiğini belirtiyorlar. Biitün aşılar ticari
birnitelik kazanmadan önce çok yoğun bir de-
neme evresinden geçer; ancak piyasaya sürü-
len aşılar çok geniş bir kitle tarafindan kulla-
nıldığı için önceden gözden kaçan bazı reak-
siyonlar, daha sonra ciddi hastalıklara yol aça-
bilir. Aşı toleransı söz konusu olduğunda bu-
laşıcı hastalık uzmanlan, bebeklerin birden
fazla aşıya dayanmamalan için hiçbir neden ol-
madığını belirtiyorlar. Bebeklerin bağışıklık
sistemi, yaşamlarının daha ilk haftasında do-
ğal yolla oluşmuş antijenlerin (organizmada an-
tikoryapan madde) hücumuna uğruyor. Ancak
doktoriar aşılann yarannın zaranndan daha
fazla olduğu konusunda hemfıkir. CDC'nin
Ulusal Aşı Programı sorumlusu Dr. Walter
Orensteia görüşlerini şöyle dile getiriyor: "Ço-
cugumızu aşılatma karan yalnızca sLrin çocu-
ğunuzu ügilendirmez, çevrenizdeki çocuklann
rümünü ugüerKnrir."
Zarar-yarar tablosu tartışılmakta olan baa aşı-
lar
HepatitB: NVIC, cinsel ilişki ve şınnga pay-
laşımı sonucu bulaşan bir virüse karşı çocuk-
lann niçin aşılandığını sorguluyor. Sağlık yet-
kilileri ise çocuklann virüsü diş firçalan veya
havlular yoluyla alabileceğini ileri sürüyorlar.
Çocuklarda hastalık riski çok düşük olmakla
birlikte, genç yaşta yakalanılması durumunda
(karaciğer kanseri dahil) ölümcül olabiliyor.
CDC. bu aşının doğar doğmaz değil. bebeİcler
6 aylıkken yapılmasını öneriyor; çünkü bebek-
lerin, aşının cıva içeren "thimerosal" adlı ko-
nıyucu maddesine mümkün olduğunca geç
maruz kalmasına çalışılıyor
Kızamık, kabakulak ve ktzamıkçık (MMR):
MMR aşısı son 30 yıldır giderek yaygınlaşı-
yor. Buna koşut olarak otızm de artıyor. Dok-
toriar bu ikısi arasında bir ilişki olmadığını ile-
ri sürmekle birlikte, CDC bu konudaki incele-
melerini sürdürüyor.
Difteri trtarıosvebo»maca(DTPve\aDTaF):
1991 yılında Washington Tıp Enstitüsü boğ-
maca aşısının seyrek de olsa ciddı alerjik re-
aksiyona veya beyin enflamasyonuna neden
olabileceğini bildirdi. Bu tarihten sonra aşı bi-
raz değiştirilerek piyasaya sunuldu (DTaP).
Bu yeni aşının yan etkilerinin minimuma in-
dirgendiği belirtiliyor.
Suçiçeği, çocuk fekt ve rotavirüs: Bazı ebe-
veynler çocuklannı suçiçeğine karşı aşılatma-
yı gereksiz buluyorlar, çünkü aşı seyrek de ol-
sa, zatürree ve beyin hasanna yol açabüiyor.
Çocuk felci konusunda CDC ağız yoluyla ve-
rilen aşıya da son verilmesi önerisinde bulu-
nuyor, çünkü ABD'de geçen yıl ağızdan veri-
len felç aşısının 10 çocukta felce neden oldu-
ğu tespit edildi. Enjekte edilen aşıda bu tür bir
tehlike bulunmuyor. CDC, aynca bebeklerde
ciddi bağırsak tıkanması vakalannın görülme-
si üzerine yeni rotavirüs aşısına da son veril-
mesi karan aldı.
ÖLÜMLERİN YÜZDE 10.6^SI SİGARADAN
Bebelder pasif
sigara içicisi
ENVERSEVİŞ
DtYARBAKIR (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye'de 35 yaş üstü
tüm ölümlerin yüzde 10.6'sının si-
garaya bağlı olduğu belirtildi. Be-
beklenn bile yüksek oranda pasıf
sigara içicisi olduğu Türkiye'de,
günde 100 kişinin sigaraya bağlı
hastalıklar nedeniyle yaşamını yi-
tirdığı kaydedildi.
Diyarbakır Devlet Hastanesi uz-
man doktorlanndan Zeld Mennan
tarafindan Devlet Hastanesi aylık
bülteninde yer alan bir araştırma-
da, Türkiye'nin kişi başına sigara
tüketimi yönünden Avrupa ülke-
leri arasında Yunanistan'dan son-
ra ikinci sırada olduğu vurgulan-
dı. Türkiye'deki yetişkin nüfusun
yüzde 30'unun (20 milyon kişi)
sigara içtiğine dikkat çekilen araş-
tıımada şöyle denildi:
"Bu oran her >d yüzde 3.1 ora-
lunda artmaktadır. Ülkemizde 15
yaş üstü sigara içme hıa erkekler-
de yüzde 62.8, kadınlarda ise yüz-
de 24J 'tür. Ülkemizde sigara auş-
kanlığı ve buna bağlı ölümlerin
önemli bir sağlık sorunu olduğu
giderek önem kazanan birgerçek-
tir. Ülkemizde sigara ölçüm hızı
yüzde 10.6 bulunmuştur. Bu, baş-
ka deyiş ile 35 yaş üstündeki tüm
ölümlerin yüzde 10.6'sı sigaraya
bağbdm Buise yilda yaklasık35 bin.
günde ise 100 sigara ölümü anla-
mı taşımaktadır.'"
Sigara içmenin giderek yaygın-
laştığı Türkiye'de bebeklerin bile
pasif sigara içicisi haline geldigi-
ne dikkat çekilen araştırmada ay-
nca şu görüşlere yer verildi:
"Çevreseltütüıı dumanının ma-
in stream ve side stream olmak
üzere Od kaynağı \ardir. Main strem
dumanı sigara içenlerin akciğerk-
rinden filtre edilerek e\pansium-
la dışan atılan tütün dumanıdır.
Side stream dumanı ise ortamda
yanmakta olan sigaradan çıkan ve
doğrudan havaya kanşan duman-
dır. Kapata bir ortamdaki duma-
lun yüzde 85'i side stream, yüzde
15'i main stream dumanıdır. Her
iki dumanın ortarmnda bulunan-
lan etkilemeleri. ortamda sigara
içenlerin sayısı. içilen sigaranın tü-
rü, sigara içme sıkiığu maruz kalı-
nan süre. yaşam koşullan ve sos-
yal abşkanlıklan gibi faktörlere
bağbdır. Bebekkrde pasif içicuikile
ilgili araştırmada. içinde nikotin
bulunan sigara dumanına maruz
kalan 114 bebeğin yüzde 53'ünde
pozitif bulunmuş. 1 yaşını doldur-
duğunda bu oran yüzde 77"ye>ük-
selmiştir. İstemsiz sigara içimi siga-
ra içmeyen kişilerde akciğer kan-
seri dahil bir çok hastakğın nede-
nidir. Ailesi sigara içen çocuklarda
solunum wlu enfeksiyonlan sıklt-
ğı ve semptanlannda beirgin artış
vanur."
BAŞARISIZ OLSANIZ DA VAZGEÇMEYtN
^Sîgarayı bırakma
kararını değiştirmeyin'
Ailesi sigara içen çocuklarda solunum yolu enfeksiyonlan sıkbğında artış var.
İSTANBUL (ANKA> Uzman-
lar. 'başansız olsanız dahi sigara-
yı bırakmaktan vazgeçmeyin' çağ-
rısında bulunuyor. Dr. Stephan
Davies ile Dr. Alan Stewart'a gö-
re, sağlıklı beslenme, stresten uzak
kalma, spor, sigara yerine çiklet
çığneme, C vitamini, kahve ve
çaydan uzak durmak sigarayı bı-
rakma yöntemlerinin incelikleri
arasında geliyor.
Türkiye Yeşilay Cemiyeti'ne
göre, sigaranın içinde nikotinin
yanı sıra 4 bin çeşit zehirli mad-
de bulunuyor.
Bu maddelerden bazılan, 'bo-
ya sökücü aseton, roketyakıtı me-
tanoU egzoz gazı karbon monok-
sit. kanser yapıcı madde piren,
naftalin, haşarat öldürücü DDT,
çakmak gazı bütan, temiztik mad-
desi amonyak, hidrojen siyanür,
farezehiri arsenik' şeklinde sıra-
lanıyor.
Mtamin azahyor
Araştırmalar sigaranın C vita-
mini tüketimini arttırdığını orta-
ya koyuyor. Sigara içenlerin vü-
cudundaki C vitamini oranı iç-
meyenlere göre daha düşük bulu-
nuyor.
Sigaranın öbür besin maddele-
rini nasıl etkiledigi henüz bilinme-
mesine karşın, B vitamini üzerin-
de olumsuz etkileri olduğu sanı-
hyor.
Bütün sigarayı bırakma yön-
temleri, öncelikle 'kendinizkesin
karar verin' uyansı ile başhyor.
Uzmanlara göre, başkalannın öne-
risi ile sigarayı bırakmaya çahş-
mak sonuç vermiyor.
'Hastalanmadan Yaşamak Bi-
zun Elimizde' adlı araştırma kıta-
bımn yazan Dr. Stephan Davies
ile Dr. Alan Stewart ise "Sigara-
yı bırakma>ii karar \p
erdikten son-
ra başardı olamasaıuz bile sigara-
yı bırakmaktan vazgeçraeyin" di-
yor.
Sigaradan vazgeçmek
Sigaranın insan ömrünü günde
5.5 dakika kısalttığını savunan
Davies ve Stewart sigarayı bırak-
mak isteyenlere şu önerilerde bu-
lunuyor:
"Sigarayı başkalan önerdi diye
bırakmaya çabalamanın bir yara-
n voktur. Hangi koşuüar içindey-
ken sigara içtiginizi bilirseniz siga-
rayı azaltmanızayardımcı olabile-
cek bazı önlemler düşünebiürsi-
niz. Eğer sigarayı stresinizi azalt-
makiçin içiyorsann, stresyaratan
durumlan azaltmaya çalışın. Ay-
nı zamanda ça>, sigara, kahve tir-
yakisi iseniz önce bunlan bırak-
ma>ı dene>in. Dengeli ve sağlıklı
beslenmesigara içmeisteğini azal-
or. Sigarayı bırakmaktan \uzgec-
meyin, unutmayın ki her zamanye-
niden deneyebilirsiniz. Saghkh bir
beslenme,beden harekeüeri, uygun
vitamin ve mineraller. evinizde ve
işinizde stres yaratacak dunınüa-
n azalrmaruz yararlı olabifin"
Dünya U7&yçöplüğüne çözüm arıyor
ANTALYA (AA) - Gökyüzüne
1957'de fırlatılan Sputnik 1 adlı
ilk roketin ardından. insanoğlu-
nun hayal gücünü zorlayan uza-
yın gizemli büyüsü, dünyarruzm he-
men çevresinde çekiciliğini kaybet-
mek üzere olan bir güzelliği andı-
nyor.
Fırlatılan roketlerden aynlan ve
kullanılmayan bölümler. gevşeyen
vidalar, çarpma etkisiyle bölünen
irili ufaklı parçalar, bilimden ile-
tişime, askeriyeye kadar pek çok
alanda kullanılan hatta casusluk
yapan uydular...
Yer yörüngesinde insan yapısı %«
görevini bitirmiş olan nesnelerin
yarattığı ortam için kullanılan 'uzay
çöplüğü' terimi, son aylannı yaşa-
dığımız yüzyıla ait.
İlk defa bu yüzyıhn ortalannda
• Bu yüzyıhn ortalannda uzaya fırlatılan roketle
kirlenmeye başlayan dünya yörüngesi, yeni yüzyılda ortaya
çıkabilecek ciddi problemlerden birini oluşturuyor.
Temizlenmesi mümkün olmayan bu uzay çöplüğü için
dünya çözüm anyor.
uzaya fırlatılan roketle kirlenme-
ye başlayan dünya yörüngesi, ye-
ni yüzyılda ortaya çıkabilecek cid-
di problemlerden birini oluşturu-
yor. 11-30 Temmuz tarihlerinde
arasında Viyana'da yapılan 'Uza-
yın Banşçıl Amaçlaria Kuuaıul-
ması' konulu sempozyumda da,
uzay çöplüğü gündemde ilk sıra-
larda yer aldı.
TÜBITAK Ulusal Gözlemevi
(TUG) Müdürü Prof. Dr. Zeki As-
lan, dünya yörüngesinde dolaşan
nesnelerin toplam kütlesinin 2000
ton civannda olduğunu belirterek.
şu an için temizlenmesi mümkün
olmayan uzay çöplüğü için çeşit-
li ülkelerden bir araya gelen bilim
adamlannın değişik öneriler sun-
duğunu belirtti.
Büyük bir çoğunluğunu gevşe-
me ve çarpışma yollanyla parça-
lanan nesnelerin oluşturduğu uzay
çöplüğünün. özellikle astronomi
için çok olumsuz etki yarattığını
anlatan Prof. Dr. Aslan, şunlan
söyledi:
"Dünya yörüngesindeki uydu-
lar ve bunlann parçalanmasıyla
gittikçe kirlenen uzayda, ciddi teh-
likeler oluşabilir. Astronomiyi çok
olumsuz etkileyen uzay çöplüğü
nedeniyle,bir süre sonra gozlem ya-
pılamayacak hale geUnecek."
Uzay çöplüğünün günümüz tek-
nolojisiyle tam olarak temizlen-
mesinin mümkün olmadığını be-
lirten Prof. Dr. Aslan. bu konuda
farklı görüşler olduğunu kayde-
derek, bazılannı şöyle açıkladı:
"Bu konuda çok uçuk projeler
üreten bilim adamlan var. Ancak
bu konuda ciddi çalışmalar yapılı-
yor. Bunlardan bir tanesi, 36 bin
metrede yanL görev yapan uydu-
lann bulunduğu bölgedeki nesne-
lerin düşük yörüngelere indirilme-
si ve yer atmosferine sürtünmele-
riyle yok olmaları."
A I D S K o n f e r a n s ı s o n u ç b i l d i r g e s i
Afrika'da mücadele arttınlmalı
Dış Haberter Servisi - Zambiya'nın
başkenti Lusaka'da beş gün süren
AIDS konferansırun sonuç bildirgesi,
Afrika kıtasındakı durumun tahmin
edilenden çok daha kötü olduğunu
gösterdi. Afrika ülkelerinden
yerkililerin yanı sıra uluslararası
yardım kuruluşlannın da katıldığı
konferansta, Afrika'da AlDS'e karşı
mücadelede işbirliğinin arttınlmasına
karar verildi. Birleşrniş Milletler
(BM) Çocuklara Yardım Fonu'nun
(UNICEF) Yöneticisi Carol BeUamy.
dünyada AIDS'ten ölümlerin yüzde
80'inin Afrika kıtasmda
gerçekleştiğini söyledi. HIV virüsü
taşıyanlara her yıl ortalama 40
bin kişinin eklendıği ABD'de,
hastalıkla mücadele için 880 milyon
dolarlık bütçe aynldığıru anunsatan
Bellamy. 4 milyon insanuı daha HIV
virüsü kaprığı Afnka'da aynlan bütçe
oranının sadece 149 ile 160 milyon
dolar arasında değiştiğini söyledi.
Bu arada. HIV virüsünün anne
sütûyle geçme riskini yan yanya
azaltan "Nevirapine" adlı ilaç sevinç
yaratsa da ilacın Afrika ülkelerinde
satış izni almasının 6 ay ila 1 yıl
sûrebileceği belirtiliyor. Afrika
kıtasında HIV virüsünü doğum
sırasmda ya da anne sütüyle alanlann
oranı yüzde 20 ile 35 arasında
değişiyor.
MESELA DEDIKERDALATABEK
i< T/'ükleme testi" bir tıp terimi-
*• l dir. ama hayatın her alanına
uygulanabilir. Insanm içinde var olan,
ancak görünür belirtileri bulunma-
yan bir hastalığın erken tanısı için
"yükleme testi"' yapılır. Bu ölçüm-
le, hasta olduğu düşünülen organın
ya da sistemin dayanıklılık derece-
si ölçülmüş olur.
Toplumlann hayatındaki önemli
olaylar da bu anlamda "yüklemetest-
teri"dir. toplumlann çeşitli alanlar-
daki dayanıklılıklannı ölçerler. Bu
gözle baktığırruz zaman "deprem"in
de bir yükleme testi olduğunu göre-
biliriz.
Psikolojik yükleme testi...
a rnsan gerilim altında iken >a-
1 şama istegi ve çalışma verimi
nasıl etkilenir" diye bir sorumuz ol-
saydı, yasadığımız deprem olayı böy-
le bir test için önemli bir örnek oluş-
tururduv Deprem olgusunda bütün
ruhsal sistemi en çok yük altında bı-
rakan özellik "belirsizlik''tır. Dikkat
edilecek olursa herkes şu soruyu so-
ruyor ve yanıtmı çok merak ediyor:
Yeni bir deprem olacak mı? Olacak
ise ne zaman. nerede ve ne büyük-
lükte? Bu sonılar belirsizliği aşma
sorulandır, ancak ne yazık ki yanıt-
lan yoktur.
Sadece yeni bir depremin olaca-
ğının işaretleri vardır, ancak nerele-
ri, ne büyüklükte ve ne zaman etki-
leyeceği belli değildir. Bu durum-
da, insanlann böyle bir bilgiyle ya-
Yükleme testi...
şamayı öğrenmeleri gerekir, bu da psi-
kolojik bir yüklenmedir. Görülüyor
ki baskı yapan bir gerilim altında
yaşamayı henüz bilmiyoruz. Ancak
bu durum, bunu başaramayız demek
degildir, elbette zaman içinde bu ge-
rilimle yaşamayı da öğreneceğiz.
Ancak, ortaya çıkan gerçek, günü-
birlik yasadığımız, çevre koşullan-
na pek önem vermediğimiz, nelere
dikkat etmemiz gerektiği konusun-
da doğru bir sıralamaya sahip olma-
dığımızdır. Işte şimdi öğrenmemiz
gereken de tam olarak budur. Yok-
sa, yasadığımız bölgeden kaçmak.
okullan süresiz tarile sokmak. hayat-
tan çekilmek, korkarak yaşamak çö-
züm değildir, olmadığı da anlaşıla-
caktır.
Psikolojik yükleme testinin sonu-
cu "başansız" çıktı. Bunu bilerek
her şeyi yeniden düşünelim, gere-
kenleri yapalım.
Sosyal yükleme testi nasıl?..
eprem olayı aynı zamanda bir
"sosyalyükleme testi'' sayılma-
hdır. Toplum olarak "deprem ola-
yı"na nasıl baktık, oradaki vatan-
daşlanmıza yardım için koştuk mu?
Oradaki acılan paylaştık mı, bu pay-
laştnada üzerimize düşenleri yaptık
mı? Bu testin sonucu büyük bir ba-
şandır. Gerçekten de duygusal ola-
rak da, düşünsel olarak da, edimsel
olarak da bütün ulusça deprem böl-
gelerinin yardımına koşuldu, gerek-
sinmeler ne olursa olsun hepsi kar-
şılanmak için yanşıldı. Bu test gös-
terdi ki, toplumumuz büyük felaket-
leri birlikte göğüsleme gücüne sahip-
tir. önemli krizlerde bunu göster-
mektedir. Sosyal dayanışmamızın
bu testte •'başanh" sonuç vermesi
üzerinde de düşünmeliyiz. Belki de
bundan sonraki ortak hayatımızda
böyle büyük bir kriz beklemeden
dayanışma ruhumuzu hayata geçir-
mek için yararlı alanlar buluruz ve
ortak gücümüzü kullanınz. Bazı yar-
dımlann kimi bölgede yığılması.
yardımlann yerini bulmaması gibi so-
runlann yaşanmasını doğal karşıla-
mak gerekir. Böyle büyük felaketler-
de olabilecek kanşıklıklann -kasıt
dışı olduğu zaman- daha hoşgörüy-
le karşılanması daha doğrudur. Fe-
laket bölgelerinin yeniden hayata
dönmesi, hepimizin birlikte yapa-
caklanna bağlıdır. Ancak, sosyal
yükleme testinin başanh sonuçlar
vermesi hepimiz için önemli bir işa-
rettir.
Yönetim yükleme testimizin
sonucu?.. . . •
< f TT önetim yükleme testi" so-
± nuçlannı birkaç alanda gör-
mek gerekiyor. Bu alanlardan birisi
"hız"dır, birbaşkası da "etkmlik"tir.
"Yönetim yükleme testi" sonuç ola-
rak başansız çıktı. Ancak kabul et-
mek gerekir ki bölgede çok iş yapıl-
mıştır. Gerek kamu kurumlaru gerek-
se özel örgütler ilk şok atlatıldıktan
sonra bölgede çok önemli çalışma-
lar başlatmışlar, bu çalışmalan sür-
dürmüşlerdir. Ancak "hız testi"nin
sonuçlan olumsuzdur, hız refleksi
düşük kahruştır, "etidnliktesti" de ba-
şansız sonuç venniştir. Bundan alı-
nacak dersler vardır. Bunlann ba-
şmda "her an her şey olacakmış gi-
bi hanr olmak" gelir ki burada ulu-
sal zayıflığımız vardır. Biz genelde
"olduktan sonra" anlayan ve hazır-
lanan bir yaşama kültürüne sahibiz-
dir. Oysa doğrusu, her zaman ne ya-
zık ki olaylarla doğnılandığı gibi
"ohnadanönce" düşünebilmek, an-
layabilmek ve hazır olmaktır. Şim-
di de yapılması gereken budur. Doğ-
nılanmızı, eğrilerimizi bilmekten
daha önemli ne var?