Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
( •
SAYFA CUMHURİYET 8 AĞUSTOS 1999 PAZAR
8 HABERLERIN DEVAMI
fTOKİYI
Istanbul Y 29 Sinop PB 28 Adana
Edıme Y 30 Samsun A 29 Mersin
Kocaeh PB 30 Trabzon A 29 Diyarbakır
A 29 ŞanlıurfaÇanakkale PB 30 Gıresun
Izmir A 35 Ankara Y 29 Mardin
Manısa A 35 Esktşehir Y 29 Siirt
Aydın A 36 Konya A 31 Hakkârı
Denızh PB 33 Sıvas A 30 Van
Zonguldak PB 28 Antalya A 35 Kars
f^% Parçah bututlu
Yurdun kuzeybatı ke-
stmlen parçalı bulutlu,
Trakya. Batı Karade-
nız'ın ıç kesımlen, Iç
Anadolu'nun kuzeybaü-
sı ıle kuzey Ege'nın ıç
kesımlerı sağanak ve
gok gürüllulü sağanak
yağışlı otekı yerier az
buiutlu ve açıkgeçecek.
Hava sıcakJığı yurdun
kuzeybatı kesımtennde
bıraz azalacak. otekı
yerterde onemlı bır değı-
şıkJık ofrnayacak
DIS MERKEZLER
Oslo
Helsınki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Bruksel
Paris
Bonn .
A
A
A
Y
A
A
PB
A
21
27
26
29
28
30
30
31
Münih A 32 Zürih
Berlın
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atina
A
A
Y
A
A
A
A
A
31
32
32
32
31
30
33
34
A 28 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bışkek
Tıflis
Kahire
A
A
PB
A
A
A
A
A
2B
42
33
39
35
35
37
34
A 39
^ Çok bulutlu • Yağmurlu Karlı
JL-A>
Sulukar , Gok gürüftüiû
GUNCELıCÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
çekleştirebilmek ıçın Ecevit'in FP'ye "ödün vere-
ceği" geçen perşembe Cumhurbaşkanı Demi-
rel'leyaptığı uzun görüşmeden sonrazaten kesin-
leşmiş gibiydi.
Çankaya kapısında FP'nin tahkim ve gümrük
yasasına "destek vermek için Siyasi Partiler Ya-
sası'yta ilgili (Erbakan'a siyasete dönmeyi sağla-
yacak) isteklerinin kabul edilmesini" istediğini söy-
leyen Ecevit, "Bu konu da partiler arasındaki uz-
laşı sürecınde ele alınır" dedı.
Bu söylem, "Tahkime destek karşılığı FP'ye
ödün vereceğiz" demekti.
Köşk, FP'ye çoktandır değişık bir gözle bakıyor.
Hele 7 yılda Çankaya'da kalmasını sağlayacak
anayasa değışiklığınden söz edildiği şu sıralarda!
Demirel, Köşk'e çağırdığı FP lideri Recai Kutan'ı
rahatlattı:
Yalanlanmayan habere göre, Kutan'a, "RP'nin
kapatıldığı dönemdeki şartlar bugün mevcut de-
ğil" ded\.
Söyleyen Cumhurbaşkanı. Elbet bir bildiği var ki,
FP'nin kapatılmayacağını genel başkanına gönül
rahatlığıyla duyurdu.
Karşılığında da Kutan'dan "tahkim konusuna
sahip çıkmasını" ıstedi.
Başbakan, Kutan'dan sonra Demirel'le konuş-
tu. Köşk'ün "sıcak bakmasını içeren tavsiyesini
alarak" Çankaya kapısında FP'nin öne sürdüğü
ödüne olumlu işaretler verdi.
Olaylara derınlemesıne bakınca, devletin yannı-
nı etkileyecek, devlet ıçinde değişik bir olgunun gi-
derek güçlendiği görülüyor.
Demirel-Ecevıt-Yılmaz arasındaki üçlü ittifak, 4.
üye olarak Devlet Bahçeli'nın katılımından sonra
daha da güçlendi. Tıkır tıkır işliyor.
Bu ittifak cumhurbaşkanı seçiminden hüküme-
tin geleceğine kadar aralarında hemen her konu-
da anlaşmış görünüyor.
İlgili ve etkili çevrelerı uyutan bir sistematik için-
de örneğin irtica ile savaşım konusunda da...
28 Şubat kararları... llk günlerde Demirel'in ha-
raretle savunur göründüğü irticaya karşı MGK ka-
rarları... Yavaş yavaş gündemden düşürülüyor.
Sonradan öğrenildi ki, Cumhurbaşkanı 8 yıl eği-
tim dışındaki 28 Şubat kararlarına mevcut yasa-
larda yer aldığı için fazla değer vermiyor.
Bir başka "bilinen gerçek" daha var Cumhur-
başkanı, ülke yönetimınde önemli ve kimi yerde
gerekli olan (örneğin REFAHYOL dönemini sona
erdiren) "asker etkisıntn 'bir süre daha' süreceği-
ne" inanıyor. Bu inanış doğrultusunda duyarlı ko-
nularda o çevreleri ürkütmeden adımlar atmayı ön-
görüyor.
Tekerteker
Nitekim, son süreçte Çankaya-hükümet arasın-
daki "ittifak" gereği, 28 Şubat kararlan teker teker
askıya alınmaya başlandı.
5. sınıftan sonra kız erkek çocuklar için Kuran
kurslan açılarak kesintisiz 8 yıl eğitim delindi..
Polise imam-hatip mezunlannın alınmasına de-
vam etmeyı sağlayacak çalışmalar başlatıldı.
İrtica kaynaklannın belli başlı amacı olan devle-
tin güvenlik güçlerıni içeriden ele geçirme planın-
da gericiler böylece somut bir adım attı.
Anımsayacaksınız; Başbakan Ecevit, "28 Şu-
bat'ın defterinin kapandığım" söyledi.
İrticaya karşı -MGK'de irdelenen- yasal düzen-
lemeleri gereksız buldu.
Mütedeyyin vatandaşlan rahatsız etmemek için
irtica yollanna "daha hangi ödünlerin verileceği"
tartışılırken...
28 Şubat karaıiarının alınmasında bir numaralı
sorumlu kişıye, Necmettin Erbakan'a fiili siyasete
dönmesıni sağlayacak hazırlıklar başlattı.
Köprüye karşı kampanyanın baş aktörü olan
Ecevit, "Çağ değiştiben de değiştim" diyor.
Doğru. Ecevit'teki değişim, önce beyazlaşan sa-
çını bıyığını siyaha boyatarak başladı. Sonra sıra
dişlerine geldi. Sonunda soldan sağa siyasal çark-
lara.
Soldan sağa yönelişi "tutarlılık" diye tanımlıyor.
Nasılbirtutarlılıksa?
Türkiye uluslararası sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmiyor
Çocıık lıaklan kâğıt üzerinde
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Türkiye çocuk haklan konu-
sunda uluslararası sözleşmelenn
gerektirdiği yükümlülüklerini yeri-
ne getirmiyor. Imza koyduğu Ulus-
lararası Çocuk Haklan Sözleşme-
si ve Uluslararası Çalışma Örgü-
tü'nün (ILO) 138 No'lu sözleşme-
siyle çocuklann çalıştınlamayaca-
ğını kabul eden Türkiye, 6-14 yaş
12 milyon çocuktan 4 milyona ya-
kınının iş hayatında veya aile içe-
risinde çalıştınlmasına göz yumu-
yor. Çalışmak zorunda olan çocuk-
lann 1.5 milyonu okula gidemiyor.
Türkıye'nin kabul ettiği 1973 ta-
rihli ILO'nun Istihdama Kabule
llışkin 138 No'lu Sözleşmesi 15
yaş altında çoçuk çalıştınlmasını
yasaklıyor. Uluslararası Çocuk
Haklan Sözleşmesi'nde de 18 ya-
şının altindaki her insan çocuk ola-
rak tanımlanırken 32. maddede ço-
cuklann, eğitimlerini ve gelişim-
lerini engelleyecek şekilde çalıştı-
nlmalanna karşı korunma haklan
vurgulanıyor.
Türkiye, uluslararası sözleşme-
lerle çocuklann çahşmalannı ya-
saklamayı taahhüt ederken ulusal
hukuk ve mevzuatta gerekli adım-
lan atmakta işı ağırdan alıyor. Tür-
kiye'de çalışma yaşamını düzenle-
yen çoğu 50-60 senelik mevzuatta
15 yaşın altındaki çocuklann ça-
lıştınlmasına olanak veren madde-
ler yer alıyor. Mevzuatta asgan ya-
şı bazı alanlarda 12'ye kadar ine-
biliyor. Değiştırihnesi gecıktirilen
bu maddeler, işverenın "çanştınl-
ması en uctız ve kovulması en kolay
işçi" olarak gördüğü çocuk işçile-
rin sömürülmesinin yolunu açık tu-
tuyor. Bu maddelerden bazılan
şöyle:
- Umumi Hıfzıssıhha Kanunu,
Madde 173: 12 yaşından aşağı bü-
tün çocuklann fabrika ve imalatha-
ne gıbi her türlü sanat müessesele-
riyle maden işlerinde amele ve çı-
rak olarak istihdamı memnudur
(yasaktır).
- Haftalık İş Günleri Çalışma Sü-
releri Tüzüğü, Madde 5: Haftalık iş
günlenne bölünemeyen Çalışma
Süreleri Tüzüğü kapsamına giren
işlerde 15 yaşını doldurmamış ço-
cuklar günde 7.5 saatten çok çalış-
tınlamaz.
- Iş Yasası, Madde 67: 15 yaşın-
dan aşağı çocuklann çalıştınlması
yasaktır. Ancak, çocuklann sağlık
gelişmelerine, okul veya mesleki
eğitim ve mesleğe yönelme prog-
ramlanna devamlanna yahut öğre-
nimden faydalanma kabiliyetleri-
ne zarar venneyecek nitelikteki ha-
fıf işlerde 13 yaşını doldurmuş ço-
cuklann çalıştınlması mümkün-
dür.
lstatistikler, ulusal yasalann ya-
nı sıra uluslararası sözleşmelerle
de taahhüt edilen çocuk haklannın
Türkiye'de kâğıt üzerinde kaldığı-
nı gösteriyor. Uluslararası Çocuk
Haklan Sözleşmesi'nin 26 ve 28.
maddelerinde "Bütün çocuklann
sağlıklan eğitim haklan, beslenme
ve bakımlan güvence alöna alınır.
Çocuklar, eğitimlerini eksiksiz ya-
pabilmeleri için desteklenir ve ko-
runur. tlköğretim herkes için para-
sızdır, kız olsun erkek oisun her ço-
cuk için zorunludur" denilirken,
Türkiye'de 6-14 yaş arası çocukla-
nn yüzde 12.8'ini oluşturan 1.5
milyonu aşkın çocuk okula devam
edemıyor. Okula gıdenlenn 3 mil-
yona yakın ise aynı zamanda çalış-
mak zorunda.
Aynı sözleşmenin 32 maddesın-
de "Tarafdevleder,çocuğunekono-
mik sömüriiye ve her türlü tehlike-
li işte ya da eğitimine zarar verecek
ya da sağlığını veya bedenseL zihin-
seL ruhsal. ahlaksal ya da toplum-
sal gelişmesi için zararlı olabilecek
nitelikte çalıştınlmasına karşı koru-
ma hakkını kabul eder" denilıyor.
Türkiye "de 11 milyon 900 bin ço-
cuğun 3 milyon 880 bıni çalışmak
zorunda iken bunlann I milyondan
fazlası çalıştığı için okula gidemi-
yor.
Oral
Çahşlar'a
ödül
ANKARA (Cumhu-
riyetBürosu)-1989 yı-
lında geçirdiği rahat-
sızlık sonucu yaşamını
yitiren eski Çağdaş
Gazeteciler Derneği
(ÇGD) Genel Başkanı
Rafet Genc, yann me-
zan başında düzenle-
necek törenle anılacak.
Genç'in anısını yaşat-
mak için ÇGD tarafin-
dan verilen "Rafet
Genç HaberÖdülü"ne
bu yıl gazetemiz yaza-
n Oral Çahşlar değer
görüldü.
ÇGD Genel Yöne-
tim Kurulu, yaptığı de-
ğerlendirmede bu yıl-
ki ödülün, "düşünceyi
ifadeözgürlüğünün ek-
siksizsaglanmasıvega-
zetecüik mesiek ilkele-
rinin korunması volun-
daki kanuiı mücadele-
si" nedeniyle gazete-
mizde yayımlandıktan
sonra bir kitapta topla-
dığı röportajı nedeniy-
le hapis cezasına çarp-
tınlan Oral Çalışlar'a
verilmesini kararlaştır-
dı.
Genç'i anma töreni
yannsaatl2.30'daCe-
becı Asn Mezarlı-
ğı'ndaki mezan başın-
da gerçekleştirilecek.
ÇGD yöneticilerinin
yanı sıra Genç'in mes-
lektaşlan ve yakınlan-
nın katılacağı törende
ödül Çalışlar'a verile-
cek.
Güneydoğu y
da
TanrıAy
y
dırl
• Baştarafı Arka Sayfada
se henüz yerim var. anlatabilirim.
Güneydoğu'da sadece Antep değil,
her yer insanı baştan çıkanr. Urfa'dan,
o peygamberler ve serin konaklar ken-
tinden başka bir zaman sözedeceğim.
Şimdi Urfa - Harran arasında biryerle-
re götürüyorum sızi Adı Sumatar. Bu-
rası sadece Arapça konuşan bir köyün
hemen yanıbaşında. bir tepe. Çok >ük-
sek değil. yirmi dakikada çıkılıyor ve
çıktığınızda sizi havaalanı gibi bir yer
karşılıyor. Zemininde henüz çözülme-
miş Asur yazılan bulunan bir havaala-
nı. Yazılann Ay'a gönderilmiş mesajlar
olduğu söyleniyor. Çünkü burası Ay
tannsı Sin'in henüz üst kısmı açığa çık-
mış en görkemli tapınaklanndan biri.
Çevrede yedi tepe daha var, hepsınde de
bir başka gezegeni simgeleyen tapınak-
lar. Ve tepenin her yerinde hilaller.
Donup kalıyorsunuz. Tek sorduğu-
nuz sonı: "Burası neresi, neredeyim
ben?" Az sonra bir uçan daıre gelip sizı
götürse şaşırmayacaksınız. Burası za-
man dışı bir yer ve Ay sıze ınanılmaz
derecede yakın, hani elınizi atıp cebı-
nize koyabilirsıniz.
Ben çölden bilırim. Ay böyle yakın
göründüğünde durum pek tekın değil-
dir. Her şey olabilir. İşte bu nedenden
bır gün eğer Sumatar'a gidip Ay tapı-
nağını ziyaret ederseniz, bu sözlerimi
unutmayın ve bir an önce dünyaya dön-
meye bakın. Neyse hâlâ yerim var. Su-
matar' ı da anlattım. Ama anlatmadı-
ğım ve anlatmak için can attığım bir
şey daha var. Şöyle:
Antep'te yolda gidiyorum, karşıdan
bir araba kaportasım kucaklamış beş
kişi bana doğru yaklaşıyor. Anlaşılan
arabada tek sağlam kalan yer kaporta.
Onlara gülerek bakıyorum, yanımdan
geçerken "bu bizim yazlık araba", di-
ye hem bana laf atıyorlar hem de ken-
dileriyle bir güzel eğleniyorlar. Ama
beni kandıramazlar, o nasılsa sağlam
kalmış kaporta çok geçmeden güzelim
bir arabaya dönüşecek, onlann işi bu.
Sözün kısası Antep'te yapılmayacak,
onanlmayacak araba yoktur. Bu neden-
den bütün yüzü gözü dağılmış arabalar
değişmek için Antep yolunu tutar. An-
tepli ustalann hepsi bana göre birer es-
tetik cerrahıdır. Bu neden böyledir bi-
linmez, kimi der suyundan, kimi der
kebabmdan.
Hay Allah artık sözü kesmeyelim.
Son bir sözüm var. Güneydoğu'da Tan-
n'nın Ay olduğuna karar verdim. Bu
böyle. Gidin görün, bana hak verecek-
smız.
BOZS0@ hotmaiLcom
Esenyurt Beiediye Başkanı Güroüz Çapan (soldan dördüncü), bürün etkinliklene ka&byor.
En büyük açıkhava sinemasıtstanbul HaberServisi -tstanbul da
Harbıye'den sonra ıkınci büyük açık
hava tıyatrosu olan Rdat Ugaz Açık
Hava Amfitiyatrosu, Türkiye'nin en
büyük yazlık sineması haline getinl-
di. Esenyurt-Esenkent'teki 4 bin 500
kişilik RJfat Ilgaz Açık Hava Tıyatro-
su, küçük düzenlemelerden sonra,
yurtiçi ve yurtdışında büyük ilgıyle
izlenen fihnlerin gösterimine başladı.
Türkiye'nın en büyük açık hava si-
nemasında ilk olarak, Reis Çelik'in
yönetmenliğini yaptığı, Deniz Gez-
miş ve arkadaşlannm mücadelesini
anlatan Hoşçakal Yann filmi gösteril-
di. tkinci olarak da dünya sinema ya-
zarlannın ilk 10'a aldıklan Cesur Yü-
rek fılminin rekoranu kırmak üzere
olan İnce Kırmızı Hat devreye girdi.
Bundan böyle. Türkiye ve dünyada
gişe rekorlan kırmış ünlü fîlmler, Rı-
fat Ilgaz Açık Hava Tiyatrosu'nda iz-
lenebilecek.
Esenyurt Beiediye Başkanı Dr.
Gürbüz Çapan, Esenyurt'un 30 bin
kişinin yaşayacağı çağdaş bir uj;du
kent haline geldiğinı belırterek "Un-
lü edebryatçunız Rdat Ilgaz'ın adım
ölümsüzleştiren açık harva tiyatromuz
da Esenkent projesinitaçlandmnış ol-
du. Hem de, devletin desteğini bekle-
meden, kooperatif üyelerinin kendi
çabalanyla yapdmış olması da Tiirki-
ye'de ilktir" dedi Çapan. Türkije
Türkhalk möziği sanatçısı Özlem Öz-
diL, bağlaması> la geceve renk katn.
Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu
yana, 300 bin nüfuslu bır uydu kent
kurulurken ilk kez bu kadar büyük; 4
bin 500 kişi kapasiteli bir açık hava
tiyatrosunun organizasyonun içine
ahndığını belirterek şunlan söyledi:
"tstanbul gibi bir kentte, arsa spe-
külatötierinin eline düşmeden, kaçak
gecekondularinşa etmek zorunda kal-
madan, orta ve alt gelir gruplan da
çağdaş bir vasam sürebilir. Çünkü
Esenkent, yalnızca konut değiL farklı
bir yaşam biçimi demektir. Bugünün
kola> çıkarlannı değil, yanna devTe-
dilecek uzun \e güç bir volu seçtik. Bu
>ol bize .\BD'den 'Uluslararası Çağ-
daş Kent Odülü, H.4BITAT ödülüge-
ü'rdi. Bu ödülleri Esenyurt'a annağan
ettik. Zor depdi, ama kolay da olma-
dı_
Geçen cumartesi gecesi Rdat Ilgaz
Açık Hava Tiyatrosu'nda konser >e-
ren Anf Sağ, Türkiye'de özellikle de
İstanbul'da birbiri ardına toplu konut
alanlan ve uydu kentlerin v ükseldiği-
ni, ancak hiçbirinde bö> lesine sanat ve
kültür için mekânlar yapılmadığını
sövledi. Bir tek Gürbüz (Çapan) bu-
nu akıl ettL Gürbüz'e'deli' derier.Öy-
leyse Türkiye'nin böyle delilere ihtiva-
cı var."
1999 ydı etkiıılikleri
Rıfat Ilgaz Kültür Merkezi'nde
1999 yıhnda, Ankara Birlik Tiyatro-
su Oyunculan Üyas Salman ve Zeki
Göker'in oynadığı 'Gurbet Kuşlan',
Ferhat Tunç Konseri, Esenyurt Bele-
diyesi Kültür Müdürlüğü'nün düzen-
ledığı 'EsemurtJuMüzisjenlerŞenli-
ği', Anf Sağ, Sabahat Akkiraz. Hoş-
çakal Yann. tnci Kırmızı Hat filmle-
ri, AynavMoğollar, LeventKırca-Se-
zen Aksu, Bulutsuzluk Özlemi. Cem
Karaca, Erkin Koray ve MahzuniŞe-
rif konserleri gerçekleştinlecek.
Etkinlikler kapsamında aynca; Rı-
fat Ilgaz Kültür Merkezi'nin kültür
ve sanata daha ıyi hizmet edebilmesi
için festival ve halk şölenı kapsarrun-
da bir dizi etkinlik düzenlenecek.
'MEZARDA
EMEKLtÜĞİ'
PROTESTO
İşsizükvePahalılığa
Karşı Savaş Derneği
üyesi Semra
Pektopal, 57.
hükümetin
"mezarda emeklilik
yasasr çıkarmak
istediğini söyledi.
Alibeyköy Güzeltepe
Mahaüesi Semt
Pazan'nda yapdan
basuı açıklamasında
konuşan Pektopal,
hükümet
yetkililerinin
"emeklilik yaşını
Batı'daki rakamlara
çekeceğiz" dediğini
anımsatarak
hükümetin ücretleri
Batı'daki seviyeye
getirmeyiasla
düşûnmediğini
vurguladı.
ŞStZUK
AHAULIâı
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
necek" dedi. Haber Müdürümüz Bülent Sanoğ-
lu'nun askere gitmesinin ardından onun görevini
devralan Alper Ballı da, "Hafta sonu aynntılı bir
haberyapanz" deyip, üzerine atladı.
Cuma gece yansı, Denizer'e düzenlenen suikast-
la sarsıldık.
Denizer'in yükseiip inen yaşam çizgileri ve yaşa-
mının sona erme biçimi için şunu söyleyebiliriz:
Bir Türkiye klasiği!
Anadolu geleneğidir, ölenin ardından kötü konu-
şulmaz. Yurttaş olarak Denizer'e ışıklar içinde yat-
sın diyoruz; ailesine, yakınlanna, Genel Maden-lş ve
Türk-lş çevresine başsağlığı diliyoruz.
Sendikacılık tarihimizin önemli bir kilometre taşı-
nı oluşturan maden işçilerinin 1991 Zonguldak-An-
kara yürüyüşünün önderi, Zonguldakspor Kulü-
bü'nün başkanı, siyaseti denemiş Şemsı Denizer'in
yaşam çizgisini ve öldürüluş nedenıni masaya ya-
tırmak ise kaçınılmaz bir gazetecilik görevi.
Ham bilgilere dayanarak derin yorum yapmak
sağlıklı olmaz. Ancak dikkatimizi çeken ve altını çiz-
mek istediğimiz noktalan maddeleyelim:
1- Olay, şu andaki görünümüyle faili meçhuldör.
Suikastı düzenleyen Cengiz Balık sadece tetiği çe-
ken kişidir. Balık'ı yakalayıp, "olayın faili ele geçıril-
miştir" demek suikastın çözümlenmiş olduğunu
göstermez.
2- Birbirini tamamlayan habertere göre, zanlı Cen-
giz Balık'la Şemsi Denizer'in arası iyiydi. Denizer'in
kardeşi Vedat Santaş, "Ağabeyimle Cengiz Balık
arasında ağabey-kardeş ilişkisi vardı" diyor. Balık'ın
geçmişi oldukça hareketli, 10 suçtan 7 yıl cezaevin-
de yatmış. Bir kişi suç işler, cezaevinde yatar, çıkar,
yeni bir yaşama başlar, onun da elbette Denizer gi-
bi sendikal-siyasal yaşamın önde gelen adlanyla
ağabey-kardeş ilişkisi olabilir. Ama suç işlemeyi alış-
kanlık edinmiş biriyle Denizer'in böyle bır ilişkisinin
olması normal değil!
3- Denizer, sendikal yaşama yürekle ve eli kürek-
le başlamıştı. Maden ocaklanndan geliyor. 1990'la-
nn başında dönemin Cumhurbaşkanı Turgırt Özal'ı
kamuoyu önünde mahkûm etti ve "Çankaya 'nin şiş-
manı, ışçi düşmanı" sloganını tarihin sendikal say-
falanna yazdırdı. Türkiye halkı onu, dönemin Polon-
ya sendikal hareketi liderliğinden cumhurbaşkanlı-
ğına ulaşan Lech Walesa'yla eş tuttu, "Walesa
Şemsi" dedi.
4- Son görevi Türk-lş Genel Sekreteriiği'nde de,
Genel Başkan Bayram Meral'e rağmen ciddi adım-
lar atmayı başardı. Sıcak temmuz-ağustosta emek
cephesinin olabildiğince parçalanmaması için ckj-
di çaba harcadı. Bu uğraşlan övgüye değerdi.
Sendikacılık dışındaki Denizer
5- Denizer'in siyasete girerken gösterdiği ikili tu-
tum tatsızdı. 1991 'de Zonguldakian aday olacaktı,
DYP ile SHP arasında gidip geldi. Bu dalgalı tutu-
mun ardından SHP'den aday oldu, ama kaybetti.
6- Adını sendikal yaşama altın harflerie yazdırmış
bir kişinin, siyasi başansızlığın ardından Zongul-
dakspor başkanlığına soyunması olumlu bir adım
değildi. Zonguldakspor, zaman zaman Birinci Lig'de
de oynamış başanlı bir kulüp. Ancak kulüp başkan-
lıklannın işyaşamındaki kişileriçin iyi bir "vitrin" ola-
rak kullanıldığı ülkemizde, sendikacılann "oyaşama"
geçmesi olağan değildi. Kulüp başkanı olunca işin
içine ihale giriyor, iş ilişkileri giriyor!
7- Denizer'in başını çektiği Maden-Koop olayını
Zonguldaklılar çok iyi bilirler. Bu kurumun toplum
üzerinde öylesıne etkili gücü vardı ki, değme ulus-
lararası mağazalar zinciri karşısında duramazdı. An-
cak kooperatif, bir dizi hesabı verilmemiş harcama
faturalan arasında yok olup gitti.
8- Denizer, Sanyer'de lüks bir yapı kooperatifıyle
de aynca ilgilendi. Ev sahibi olmasına elbette diye-
ceğimiz yok, ancak yine altını çizetim, toplumsal ha-
rekette öncü olan kişilerin, parayla ilgili işlerde ayn-
ca dikkatli olması gerekiyor. Denizer'in lüks araba
tutkusu, kullandığı Jaguar marka araç, onun Wate-
satitrinin hemen yanına konuldu!
9- Denizer'in sendikal başanlannı bir kez daha
kutlarken, maden işçilerinin yeni liderleryetiştirece-
ğine olan inancımızı da vurgulayalım. Son sözümü-
zü söyleyelim:
VValesa Şemsi'den Jaguar Şemsi'ye...
Güçlü, sağlam, ama telleri düzensiz bir şemsiye!
CHP Cönulluleri geliyor
'Aydınlanmanın
taraftanyız'
BAR1Ş DOSTER
"Atatürk'ün akJındaki
Türkiye ve CHP idealine
ulaşmak" ortak payda-
sında birleşen ve kendile-
rini hiçbir kişi ya da kli-
ğin değil, "Mustafa Ke-
mal'in ve CHP'nin tara-
fi" olarak tanrmlayan bır
gnıp gencin oluşturduğu
'CHP Gönüllüleri', kısa
sürede hızla gelişmeye
başladı.
Iç mimardan ekono-
miste, seramik sanatçı-
sından endüstri ürünleri
tasanmcısına çeşitli eği-
tim ve mesiek gruplann-
dan gençlenn, altı ok ve
Atatürk devTİmleri çerçe-
vesinde birleşerek kur-
duklan 'CHP Gönüllüle-
ri'nin öncülerinden Ha-
kan Sekmen. oluşumlan-
nın nedeninin ûlkemizm
ve CHP'nin içinde bulun-
duğu koşullar olduğunu
söyledi. Sekmen, çıkış
noktalannı sonımluluk
duygusu ve ülkemizin ge-
leceği endişesi olarak
özetleyerek "Törkiye'yi
21.yüzyüataşrvacaksiya-
sal örgütiülüğün. ancak
CHP'nin yeniden yapı-
landırunıası ve kendki o(-
ması Ueyaraalabileceğine
inanıyoruz. Bu yüzden
hareketimizi CHP'nin
ağır bir yenilgi aldığı dö-
nemde başlattık ve yine
bu yüzden yapacağımız
her eylemi CHP'yi yeni-
den yapılandırma amao-
na yönlendireceğiz'' diye
konuşta Altı okla şekille-
nen Atatürk devrimlerini
işler kılmayı amaçladık-
lannın altını çizen Sek-
men, Atatürk'ü hiçbir za-
man araç olarak kullan-
mayacaklannın sözünü
vererek "tçi boşaltdmış
Atatürk edebiyatı yap-
maktansa, Atatürk'ü an-
lamaya çalışacagc Çün-
kü Atatürk'e ulaşmadan
onu aşmanın olanaksız ol-
duğunu biliyoruz" dedi.