Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8 AĞUSTOS 1999 PAZAR
HABERLER
Kosovalılar
Türkiye'den
memnun
• EDİRİNE (AA) -
Trakya Ünıversitesi'nce
Kırklareli'deki göçmen
misafirhanesinde kalan
Kosovahlar arasmda
yapılan ankette.
mültecilerin yüzde
88"inin Türkiye'den
memnun olduklan
beliriendi. Trakya
Lniversitesi Edirne
Meslek Yüksekokulu
Halkla İlişkiler Bölümü
öğretim üyesi Yrd. Doç.
Dr. Nejla Polat. Radyo
Televizyon Bölümü
öğretim görevlisi Nur
Yılmaz ve ıkınci sınıf
öğrencilerinden oluşan
araştirma gnıbu, 250
Kosovalı mülteciye anket
uyguladı. Ankete
katılanlann. Türkıye'ye
korku ve tedirginlik
içinde geldiklerini. ancak
son derece iyi şekılde
karşılandıklannı ve
ihtiyaçlannın
giderildiğini belirttikleri
kaydedildi.
Devletin zipvesi
Hacıbektaş'ta
• NEVŞEHİR
(Cumhuriyet) - 36. Ulusal
ve 10. Uluslararası Hacı
Bektaş Veli Anma ve
Kültür Sanat etkinlikleri
devlet zirvesini bir araya
getırecek. Nevşehır'in
Hacıbektaş ilçesınde 16
JAğustos tanhınde
başlayacak etkinliklerin
jaçılış törenine
Cumhurbaşkanı
ISüleyman Demirel.
başbakan Bülent Ecevit,
İBaşbakan Yardımcılan
Pevlet Bahçeli ve
pumhur Ersümer de
katılacak. Hacı Bektaş
Veli Anma \e Kültür
İSanat Etkinlikleri
Kutlama Komitesı ve
Hacıbektaş Belediye
Başkanı Mustafa
Özcivan, 16-18 Ağustos
lanhleri arasmda
gerçekleştirilecek anma
törenleri kapsamında bu
yılkı etkinliklerde, geniş
jcitlelere Hacı Bektaş Veli
(düşünce ve felsefesinin
anlatıldığı panellerin
ağırlıkta oldugunu
kaydetti.
Komutanım, şehidim var...' Güneydoğulu yurttaşımız yaşadığı kenti, aracının plakasından silme gereksinmesi duyuyor
Güneydoğu fotoğrafinın 'flu' yanlanERCAN ÇİTLİOĞLU
Diyarbakır'la Batman'da insanın
dikkatini çeken ilk şey, trafikteki özel
araçlann neredeyse yanya yakınının
34 ve 06 plakalı oluşu. Başlangıçta,
Güneydoğu'nun sancılı kentlerinin,
Istanbul ve Ankara ile sosyal ve tica-
ri ilişkilerindeki yoğunlufun bir yan-
sıması olarak algılayıp mutlu oldugu-
nuz bu görüntü aslında "mutsuz bir
gerçeğfaı"belirtisi..
Hemen öğreniyorsunuz ki, Diyar-
bakırlı, Batmanlı. ŞımakJı, özetle Gü-
neydoğulu. araç almaya soyunduğun-
da, galerilere arabadan önce Istanbul
ya da Ankara plakası sipariş veriyor.
Çünkü yaşadığı kent dışına. batıya
doğru seyahat ettiklerinde. ülkeleri-
nin bu bölgesinden olduklannın bi-
linmesini istemiyorlar. Nedenini sor-
duğumuzkimi Diyarbakırlılar, Batı'da
21 'lı plakanın dikkat çektiğini, kendi-
lenne kuşku ile yaklaşılmasından ra-
hatsızlık duyduklan için bu çözümü
urettiklerinı söylüyorlar. Polis ise Gü-
neydoğu illerinin plakalannı taşıyan
araçlann, kontrol noktalannda ve
metropol kentlerde daha sıkı denet-
lendiğini, sonuçta ortaya böylesine
çarpık bir görüntü çıktığını söyleye-
rek konuştuğumuz Diyarbakırlılan bir
anlamda doğruluyor.
Güneydoğulu yurttaşımızL doğdu-
ğu, >aşadığı kenti, sahibi olduğu ara-
cın plakasından silme gereksinmesi
duymaya iten nedir?
Bu küçük gibi görünen aynntıdan
yola çıktığınızda bir sorunlar yumağı-
nın içinde kayboluyorsunuz.
Kanlı bir terör kampanyasırun on
beş yıl süre ile odak noktası olan bu
bölge. geçmiş hükümetlerce verilen
tüm sözlere, açılan tüm ekonomik pa-
ketlere karşın yine de sorunlann kay-
gan zeminmde yaşamını sürdürüyor.
Ustdüzey bir güvenlik görevlisi "Ge-
linen noktadaGüneydoğu Bolgesi'nde
vatınmlann temel amacu terörk mü-
cadelede başan kazanmak, halkın
devtete bağhhk ve güvenini pekiştir-
mek olmalıdır. Göiün suyunu kuruta-
rak balıgı (teröristi) yaşayamaz hak
getirmek ancak devletin alacağı sos-
yal, ekonomik, psikolojik ve eğitime
dayalı önlenüerle mümkündür. Bu ise
her yönü ile tam bir entegrasyonu,
uyumlu ve pozitif bir işbirliğini gerek-
Terörün silahlı yönü kadar terörii besleyen ortam yok edilmedikçe, Gfineydoğulu, ptakasını aracına gönül rahatbğı ile takabilme özgürlüğüne kavuşamayacak.
tirir. Bu \apilmaz. bölge shasal etkile-
rin çekim alanı dışına çıkanlmaz, dev-
let en deneyimli. bilgili, güçlü kadrola-
nnı yörede görevlendirmez, devletin
akrtüğıödenekier,önceliktt sıklet mer-
kezlerine kaydınlarak "kayrıak israfı"
engellenmezse, terörii besleyen vasati
yok edemezsiniz
1
" diyor. Diyarbakır
Valisı Nafız Kayata ise "_. ne ekono-
mik vatınm. ne ekonomik paket, siya-
sal güdümleınenin önünde bir baraj
oluşturamaz-" sözleri ile bir anlam-
da güvenlik görevlilerinin görüşleri-
ni doğruluyor.
Anlıyoruz kı terörün silahlı yönü
kadar terörü besleyen ortam yok edil-
medikçe. Güneydoğulu, kendi ilinin
plakasmı aracına gönül rahatlığı ile
takabilme özgürlüğüne bir süre daha
kavuşamayacak.
OHAL bölgesınde göriişme olana-
ğını bulduğumuz hemen tüm yetkili-
lerin üzerinde düşünce birliği içinde
olduklan temel bir konu var "Terö-
rün tek nedeni ekonomik kalkınma-
mışlık, bölgesel dengesizlik degiL"
En yoksul yerleşim
blrlmlerl
Bu; nedenlerden yalnızca birisi ve
açıklaması en kolay olduğu için sürek-
li ön planda tutuluyor. Bu görüşleri
destekJerniteiikteçarpıcı bazı bulgu-
lar var. Ömeğin dağ köyleri yörenin
en yoksul yerleşim birimleri... Gidip
görmeden, buralardaki yoksulluk sı-
nınnı algılayabilmek ve aktarabilmek
olası değil. Kendilerine biçilen ve de-
ğiştirmeye güçlerinin yetmediği, o el-
le tutulur yoksul luğun koynunda ses-
sizce yaşamayı içlerine sindirmış dağ
köylerinden. geçmişte PKK'ye hiç
destek çıkmamış, çıktıysa bile son de-
receCTIIZbir destek, söz konusu olan.
Şu günlerde ise dağ köylerindeki er-
keklerin büyük bir bölümü gönüllû
korucu. Gönüllü korucular, kadrolu
ISJFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Sıra Koh Kasetlerinde
Şu bizim Amerikancı Türk 'vatanse-
ver'lerini zaman zaman anlamakta
güçlük çekiyorum. Daha dün, Avrupa
ülkeleriyle kavga ederken, ABD'Iİ ağa-
beylerine güvendiklerini söylemekten
çekinmiyorlardı. Bu ilişkinin teorisi bile
yapılmıştı. 'Vatansever'', 'stratejisf pro-
fesöıierimizden birisi, birtoplantıdaay-
nen şu tahlıli yapmıştı:
"Önümüzdeki dönemde 'insan hak-
lan', 'demokrasi'. 'özgürlükler' konu-
sunda Avrupa çok baş ağrıtacak. Kom-
şularımız da PKK'yi bize karşı kullanı-
yoriar. Bu durumda Türkiye'nin kendi-
sine çizeceğı yeni stratejinin esası, Is-
rail üzerinden ABD ile ittifakı güçlendi-
rerek Avrupa 'ya mesafeli davranmak
olacak."
Profesörün bu sözleri aslında, Avru-
pa ile ilişkilerinde sıkıntı yaşayan Türki-
ye'nin kendisıne bir çıkış arayışının ifa-
desiydi. Avrupa'ya karşı Israil ve ABD'yi
kullanmak. Ocalan ın Suriye'den çıka-
rılması, Kenya'dan yakalanıp getirilme-
si, bu konudaki umutları daha da arttır-
dı. ABD desteğiyle sağlanan bu geliş-
meler üzerine Türkiye, Avrupa'ya karşı
daha 'sert' bir üslup kullanmaya baş-
ladı.
Tam bu sırada, ABD'nin de, Türki-
ye'nin 7ç' sorunu olarak kabul edilen
'Kürtsorunu 'na ikji duyduğu ortaya çık-
tı. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Koh,
bu ilginin bir sonucu olarak Güneydo-
ğu'da 'ıncelemeler'üe bulundu. Bölge
halkıyla, HADEP'li belediye başkanla-
rıyia, hatta Akın Birdal ve Leyla Zana
ile görüştü.
Koh'un gezi öncesi ve sonrası söyle-
dikleri ise, sorunun çözümüne ilişkin
yıllardır birçok çevre tarafından ısrarla
dile getirilen, demokrasi ve insan hak-
ları konusundaki söylenenin bir tekra-
nydı. Durumun düzeltilmesi gerektiğini
belirtiyordu. Artık siyasi adımların atıl-
masına sıra geldiğini saptayanlardan
biri de Koh'tu. Konunun özgür bir or-
tamda tartışılıp bir çözüme ulaştınlma-
$ı için bazı yasalann da degiştirilmesi
gerekiyordu.
Bizim Amerikancı Vafanseve/ier ön-
ce bir şaşkınlık geçirdiler. Yüce dost ve
müttefıkimiz öyle neler söylüyordu? lyi-
ce anlamaya çalıştılar. Düşündüler, ta-
şındılar Koh'un 'merakı'na bir anlam
veremediler. 'Bölücü'ler gibi konuşu-
yordu. Dostluk da böyle olmazdı ki!..
Ikinci, üçüncü gün hafif şikâyetçi bir
üslup tutturdular. Baktılar, Ankara'dan
yeterince tepki gelmiyor. O zaman biz
de dikkatli davranalım dediler. Ne olur
ne olmazdı!.. Sonunda bazı Dışişleri
yetkililerinin durumdan rahatsız oldu-
ğunu 'saptadı'\ar. Bir iki eleştiri yazısı
yazılsa artık fena olmayacaktı. Yazıldı.
Sonunda Koh gitti. Mahallenin küçük
kabadayıları artık efelenebilirlerdi. On-
ce küçük ve pervasız yayın organlan
atışa başladı. Ardından büyükler. Küre-
sel dünyanın küresel gazetecileri, düne
kadar dünyanın artık küçük bir köy ol-
duğunu söylüyorlar, artık ülkelerin içiş-
leri, dışişleri gibi sorunları kalmadığını
öne sürüyorlar, bu nedenle tahkimin.
gümrük duvarlarının gereksiz olduğunu
belirterek bizi uyanyorlardı. Bu neden-
le liberal ekonomiyi benimsememiz ge-
rektiği konusunda öğütlerini üzerimiz-
den eksik etmiyorlardı. Daha da ileri gi-
diyortar, ABD'nin çeşitli ülkelere askeri
müdahalesini (en son Kosova'da oldu-
ğu gibi) globalleşmenin gereğı görüyor-
lardı.
Global dünyanın efendisi ABD Türki-
ye'ye gelip, küçük efendilerin egemen-
lik alanına el atınca bizimkiler sinirlen-
diler. Birden 'içişleri'ni hatırladılar. Glo-
bal dünyayı unutuverdiler. Global dün-
yada böyle şeyler olmayacak mıydı?
Globalizm ekonomik alanda olurdu da
siyasi alanda olmaz mıydı? Olurdu da,
bu başkasına olunca iyiydi.
Ben, Koh gıtti ya, bizim 'vatanse-
ver'lerden yeni eylemler bekliyorum.
Şöyle bir Koh kaseti furyası başlasa fe-
na olmayacak. Bazı kasetler bize daha
önce ABD'den gelmişti. Bu kez neden
gelmesindi. Bu Koh'un da, Clinton gi-
bi, oral moral bir numarası yok muydu?
Ben beklemedeyim. Şu çekik gözlü
Amerikalıya haddini bildirmenin za-
manıdır. Haydi kasetçiler, görev başına!
BAŞSAGLIGI
Hain bir saldırı sonucu yaşamını yitiren
Türk-Iş Genel Sekreteri, Genel Maden-İş Genel Başkanı,
maden ocaklarının özelleştirilmesine karşı
Zonguldak direnişinin sembolü
ŞEMSİ DENİZER'in
ölümü nedeniyle tüm işçi sınıfına,
yakınlarına ve ailesine başsağlığı diliyor,
faillerin bir an önce cezalandırılmasını bekliyoruz.
İSTANBULTABİP ODASI
YÖNETİM KURULU
Sevgili dostumuz,
Ergin Telci
aramızdan ayrüışının yıldönümünde
özlemle anıyoruz.
YURTTAŞ GİRİŞİMİ
P?Üflr
ANMA
RIZA
ERDOĞAN
veeşi
BESİ
ERDOĞANı
sevgi ve özlemle anıyoruz.
ERDEKSULHHUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1998/330
Davacı Sefer Akın tarafından davalılar Gıyasi Güngör vs. aleyhine açtığı izale-i süyu davası-
nın yapılan açık duruşması sırasuıda: Davacı Erdek ılçesi. Hamamlı köyü, Çeşme mevkiinde bu-
iunan ada: 134. parsel: 21 ve yıne aynı yer Çeşme üstü mevkıı ada: 134. parsel: 23 'te kayıtlı her
ıki taşınmazda hıssedar olduğunu, taraflar arasında taksim yapamadıklannı, bu nedenle her iki
tasınnazın satılarak şüuyun gıdenlmesını talep etmış olduğundan. davalılardan Atatürk Cadde-
>ı, Kırlangıç Sok. No: 14, Kartal-Maltep& Istanbul'da ıkamet eden Alı Paşa Süsen ile, Küçükya-
lı Cumhuriyet Caddesi. Kent Sitesı 1. Blok Istanbul da ikamet eden Gıyasi Güngör adlanna du-
nışma gününün yapılan tüm aramalara rağmen tebliğ edilemedığı. bu nedenle adı geçen davalı-
lann mahkememizde yapılacak olan 08.10.1999 günü saat 15.00'teki duruşmada hazır bulun-
malan veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri. duruşmaya gelmedikleri ve vekille temsil
ettirmedıklen takdirde yokluklannda davanın >oirütülüp karar verileceği. dava dılekçesinin teb-
lığme ilişkin işbu ilan yazısınm yayımlandığı tarihten 5 gün sonra geçerli olmak üzere 8 gün son-
ra tebhğ edılmış sayılacağı ılanen tebliğ olunur. 30 07.1999 Basın: 38065
Sevgili Aysel ve Okan'a
Bir yıl oldu bizden aynlalı
Ama her zaman sizinleyiz
Bazen gün batımında
Bazen güneşle birlikte
Size doğuyor yüreğimiz
Tam bir yıl oldu
Gülen yüzlerinizi görmeyeli
Ama kalbimizle hep size gülüyoruz
O sevgi dolu sözlerinizi
Hepimiz
Çoközlüyoruz...
ÇELİK - MECİT - ÇALIŞGAN
AİLELERİ
Askeri lumliğımi. ızın kâğıdımı ve hüviyetimi
kaybettim. hükümsüzdür tSMAlL GÜÇ
koruculardan farklı olarak devletten
aylık almıyorlar. Bu nedenle gönüllü
koruculuğu, ekonomik güçlüklerle
ilişkilendirmek olası değil. Aşağılara,
ekonomik zorluldannı bölge koşulla-
n içinde aşmış ova köylerine inildığin-
de durum tersine dönüyor. Resmi söy-
lemle "PKK'ye müzahir" yerleşim
birimleri genelde buralan olmuş geç-
miş yıllarda. Ve zengin sayılabilecek
ova köylerinden ne kadrolu ne de gö-
nüllü korucu hemen hiç çıkmıyor.
Dağ köylerinin bir ilginç özelliği da-
ha var. 18 Nisan genel seçimlerinde
HADER bu anlatılmaz yoksulluktaki
köylerden hemen hiç oy alamamış.
HADEP'in oy depolan kenl merkez-
leri ve yakın ilçeler.
Saklanma sürecl
PKK yörede eylem gücünü tümüy-
le yitirme sınınna gelmiş. Küçülmüş,
dağınık. aralanndakı iletişrm korJmuş'
örgüt unsurlan, yörede mutlak bir üs-
tünlük kuran güvenlik güçlerinden
kaçarak saklanma sürecine girmiş-
ler.
Gerçekleştirebildikleri eylemler
maym döşeme ve seyrek de olsa pusu
ile sınırlanmış. Gündüz vakti karayol-
lannı keserek araçlanndan indirdikle-
ri yolculara, bastıklan köylerin mey-
danlanna topladıklan köylülere siya-
si propaganda yaptıklan, il ve ilçe
merkezlerine 100-150 kişilik gruplar-
la inerek güvenlik güçleri ile saatler-
ce çatıştıklan dönemler, sığındıklan
kovuklarda ancak yaşamaya çalışan
PKK'lilere artık asırlar kadar uzak...
En önemlisi, bölgeden PKK'ye katı-
lımlar hemen hemen bitmiş durum-
da.
Ancak bu, dağ kadrolannın takvi-
ye almadığı anlamını taşımıyor. Az da
olsa PKK'ye katılım hâlâ var. Bunlar
daha çok tstanbul, tzmir, Adana, Ay-
d i i metropol kentlerden gelerek,
daha doğrusu "gönderilerek'' kırsaJa
çıkıyorlar.
Dağcı. mills ve cephecl...
Bu arada yörede özel bir "terör jar-
gonu" olusmuş. Bizim PKK'li diye an-
dığımız kışilere Güneydoğu'da P-
KK'ci deniyor. Dağ kadrosuna kısaca
"'dağcı", kentlerdeki sempatizanlara
"miHs", dağ kadrolan ile kentlerdeki
militanlar arasmda bağlantıyı sağla-
yan kişilere "cepheci" diyorlar. "Bu-
gün üç Idşiakbk", üç teröristin ölü ola-
rak ele geçirildiği anlamında. Arada
bir "görüntü akük" cümlesini duyar-
saruz bu da, teröristlerin varlığı ve yer-
lerinin saptandığının bir belirtisi. En
ilginç deyimlerden birisi "birük at-
mak". Helikopterlerle operasyon böl-
gesine indirilen birliklerden söz edilir-
ken "tepesine iki birfik atük" deniyor
kısaca. Hiç kimsenin ne söylemek ne
de duymak istemediği bir deyim daha
var zaman zaman telsizlerden yansı-
>an... "Komutanım, şehidim var_"
Yeni yapılanma
Bölge halkınm kendisini PKK'den
soyutlayarak desteğini çekmeye baş-
ladığı bu çok krıtik dönemde, Güney-
doğu'da devletin vizöre yansıyan gö-
rüntüsünden ulaşılan fotoğrafin pek
çok "flu" yanı var. Silahlı Kuvvetler
Güneydoğu'da kendisini yörenin ko-
şullanna uyarlayarak zaman yitirme-
den yeni bir yapılanma içine girmiş.
PKK'nin, kendine özgü askeri yapı ve
kırsal alan stratejisi ile "mş tehdidi
bertarafetmeye yönelik mevcut idasik
yapılanma" içinde savaşımın müm-
kün olmadığını gören Silahlı Kuvvet-
ler, bu iç tehdidi yok etmeye yönelik
biçimde süratle organize olmuş görev
vesorumluluk alanlannı yenıden sap-
tayarak "güvenlik komutannklan'' adı
altında yeni bir yapılanmaya gitmiş,
bu komutanlıklann emri altındaki bir-
likleri, terörle mücadelenin gerekleri-
ne göre çeşitlendirmiş, konuslandır-
ma ve kontenjan planlannı yeniden
düzenlemiş; kontrol noktalan, sabit
ve geçici karakollar, devriyeler oluş-
turmuş. Ve kurduğu sıklet merkezle-
rinden, Güneydoğu'nun çetin coğraf-
yasının her noktasına sıçrayarak
PKK'nin alan egemenliği ve eylem
gücünü yok etmiş...
Sürecek H
Türkiye sendikal hareketinin seçkin önderlerinden
konfederasyonumuz Türk-lş'in genel sekreteri ve kardeş sendikamız
Genel Maden-lş Sendikası Genel Başkanı
ŞEMSİ DENİZER'in
katledilmesini şiddetle protesto ediyor; işçi sınıfımıza, Genel Maden-lş
Sendikası üyelerine ve acılı ailesine başsağlığı diliyoruz.
Türk Harb-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu
Dilimizin ustalarından ve
sendikamızın kurucularından,
uzun yıllar Ikinci Başkanlık
görevini üstlenmiş
BEKJR YILDIZ'I
yitirişimizin birinci
yıldönümünde
Karacaahmet'teki gömütünde
(12. Ada) anıyoruz.
8 Ağustos 1999 Pazar günü saat: 11 .OO'de
Koşuyolu Cad. Lambacı Sokak kavşağının
aşağısındaki Emlak Bankası Konutları'nın
altında buluşacağız.
TÜRKİYE YA2ARLAR
SENDİKASI
Türk-iş Genel Sekreteri
Genel Maden-lş Başkanı
ŞEMSİ
DENİZER'in
öldürülmesini kınıyor,
ailesine ve tüm emekçilere
başsağlığı diliyoruz.