20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 AĞUSTOS 1999 PAZAR HABERLER Kosovalılar Türkiye'den memnun • EDİRİNE (AA) - Trakya Ünıversitesi'nce Kırklareli'deki göçmen misafirhanesinde kalan Kosovahlar arasmda yapılan ankette. mültecilerin yüzde 88"inin Türkiye'den memnun olduklan beliriendi. Trakya Lniversitesi Edirne Meslek Yüksekokulu Halkla İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Nejla Polat. Radyo Televizyon Bölümü öğretim görevlisi Nur Yılmaz ve ıkınci sınıf öğrencilerinden oluşan araştirma gnıbu, 250 Kosovalı mülteciye anket uyguladı. Ankete katılanlann. Türkıye'ye korku ve tedirginlik içinde geldiklerini. ancak son derece iyi şekılde karşılandıklannı ve ihtiyaçlannın giderildiğini belirttikleri kaydedildi. Devletin zipvesi Hacıbektaş'ta • NEVŞEHİR (Cumhuriyet) - 36. Ulusal ve 10. Uluslararası Hacı Bektaş Veli Anma ve Kültür Sanat etkinlikleri devlet zirvesini bir araya getırecek. Nevşehır'in Hacıbektaş ilçesınde 16 JAğustos tanhınde başlayacak etkinliklerin jaçılış törenine Cumhurbaşkanı ISüleyman Demirel. başbakan Bülent Ecevit, İBaşbakan Yardımcılan Pevlet Bahçeli ve pumhur Ersümer de katılacak. Hacı Bektaş Veli Anma \e Kültür İSanat Etkinlikleri Kutlama Komitesı ve Hacıbektaş Belediye Başkanı Mustafa Özcivan, 16-18 Ağustos lanhleri arasmda gerçekleştirilecek anma törenleri kapsamında bu yılkı etkinliklerde, geniş jcitlelere Hacı Bektaş Veli (düşünce ve felsefesinin anlatıldığı panellerin ağırlıkta oldugunu kaydetti. Komutanım, şehidim var...' Güneydoğulu yurttaşımız yaşadığı kenti, aracının plakasından silme gereksinmesi duyuyor Güneydoğu fotoğrafinın 'flu' yanlanERCAN ÇİTLİOĞLU Diyarbakır'la Batman'da insanın dikkatini çeken ilk şey, trafikteki özel araçlann neredeyse yanya yakınının 34 ve 06 plakalı oluşu. Başlangıçta, Güneydoğu'nun sancılı kentlerinin, Istanbul ve Ankara ile sosyal ve tica- ri ilişkilerindeki yoğunlufun bir yan- sıması olarak algılayıp mutlu oldugu- nuz bu görüntü aslında "mutsuz bir gerçeğfaı"belirtisi.. Hemen öğreniyorsunuz ki, Diyar- bakırlı, Batmanlı. ŞımakJı, özetle Gü- neydoğulu. araç almaya soyunduğun- da, galerilere arabadan önce Istanbul ya da Ankara plakası sipariş veriyor. Çünkü yaşadığı kent dışına. batıya doğru seyahat ettiklerinde. ülkeleri- nin bu bölgesinden olduklannın bi- linmesini istemiyorlar. Nedenini sor- duğumuzkimi Diyarbakırlılar, Batı'da 21 'lı plakanın dikkat çektiğini, kendi- lenne kuşku ile yaklaşılmasından ra- hatsızlık duyduklan için bu çözümü urettiklerinı söylüyorlar. Polis ise Gü- neydoğu illerinin plakalannı taşıyan araçlann, kontrol noktalannda ve metropol kentlerde daha sıkı denet- lendiğini, sonuçta ortaya böylesine çarpık bir görüntü çıktığını söyleye- rek konuştuğumuz Diyarbakırlılan bir anlamda doğruluyor. Güneydoğulu yurttaşımızL doğdu- ğu, >aşadığı kenti, sahibi olduğu ara- cın plakasından silme gereksinmesi duymaya iten nedir? Bu küçük gibi görünen aynntıdan yola çıktığınızda bir sorunlar yumağı- nın içinde kayboluyorsunuz. Kanlı bir terör kampanyasırun on beş yıl süre ile odak noktası olan bu bölge. geçmiş hükümetlerce verilen tüm sözlere, açılan tüm ekonomik pa- ketlere karşın yine de sorunlann kay- gan zeminmde yaşamını sürdürüyor. Ustdüzey bir güvenlik görevlisi "Ge- linen noktadaGüneydoğu Bolgesi'nde vatınmlann temel amacu terörk mü- cadelede başan kazanmak, halkın devtete bağhhk ve güvenini pekiştir- mek olmalıdır. Göiün suyunu kuruta- rak balıgı (teröristi) yaşayamaz hak getirmek ancak devletin alacağı sos- yal, ekonomik, psikolojik ve eğitime dayalı önlenüerle mümkündür. Bu ise her yönü ile tam bir entegrasyonu, uyumlu ve pozitif bir işbirliğini gerek- Terörün silahlı yönü kadar terörii besleyen ortam yok edilmedikçe, Gfineydoğulu, ptakasını aracına gönül rahatbğı ile takabilme özgürlüğüne kavuşamayacak. tirir. Bu \apilmaz. bölge shasal etkile- rin çekim alanı dışına çıkanlmaz, dev- let en deneyimli. bilgili, güçlü kadrola- nnı yörede görevlendirmez, devletin akrtüğıödenekier,önceliktt sıklet mer- kezlerine kaydınlarak "kayrıak israfı" engellenmezse, terörii besleyen vasati yok edemezsiniz 1 " diyor. Diyarbakır Valisı Nafız Kayata ise "_. ne ekono- mik vatınm. ne ekonomik paket, siya- sal güdümleınenin önünde bir baraj oluşturamaz-" sözleri ile bir anlam- da güvenlik görevlilerinin görüşleri- ni doğruluyor. Anlıyoruz kı terörün silahlı yönü kadar terörü besleyen ortam yok edil- medikçe. Güneydoğulu, kendi ilinin plakasmı aracına gönül rahatlığı ile takabilme özgürlüğüne bir süre daha kavuşamayacak. OHAL bölgesınde göriişme olana- ğını bulduğumuz hemen tüm yetkili- lerin üzerinde düşünce birliği içinde olduklan temel bir konu var "Terö- rün tek nedeni ekonomik kalkınma- mışlık, bölgesel dengesizlik degiL" En yoksul yerleşim blrlmlerl Bu; nedenlerden yalnızca birisi ve açıklaması en kolay olduğu için sürek- li ön planda tutuluyor. Bu görüşleri destekJerniteiikteçarpıcı bazı bulgu- lar var. Ömeğin dağ köyleri yörenin en yoksul yerleşim birimleri... Gidip görmeden, buralardaki yoksulluk sı- nınnı algılayabilmek ve aktarabilmek olası değil. Kendilerine biçilen ve de- ğiştirmeye güçlerinin yetmediği, o el- le tutulur yoksul luğun koynunda ses- sizce yaşamayı içlerine sindirmış dağ köylerinden. geçmişte PKK'ye hiç destek çıkmamış, çıktıysa bile son de- receCTIIZbir destek, söz konusu olan. Şu günlerde ise dağ köylerindeki er- keklerin büyük bir bölümü gönüllû korucu. Gönüllü korucular, kadrolu ISJFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Sıra Koh Kasetlerinde Şu bizim Amerikancı Türk 'vatanse- ver'lerini zaman zaman anlamakta güçlük çekiyorum. Daha dün, Avrupa ülkeleriyle kavga ederken, ABD'Iİ ağa- beylerine güvendiklerini söylemekten çekinmiyorlardı. Bu ilişkinin teorisi bile yapılmıştı. 'Vatansever'', 'stratejisf pro- fesöıierimizden birisi, birtoplantıdaay- nen şu tahlıli yapmıştı: "Önümüzdeki dönemde 'insan hak- lan', 'demokrasi'. 'özgürlükler' konu- sunda Avrupa çok baş ağrıtacak. Kom- şularımız da PKK'yi bize karşı kullanı- yoriar. Bu durumda Türkiye'nin kendi- sine çizeceğı yeni stratejinin esası, Is- rail üzerinden ABD ile ittifakı güçlendi- rerek Avrupa 'ya mesafeli davranmak olacak." Profesörün bu sözleri aslında, Avru- pa ile ilişkilerinde sıkıntı yaşayan Türki- ye'nin kendisıne bir çıkış arayışının ifa- desiydi. Avrupa'ya karşı Israil ve ABD'yi kullanmak. Ocalan ın Suriye'den çıka- rılması, Kenya'dan yakalanıp getirilme- si, bu konudaki umutları daha da arttır- dı. ABD desteğiyle sağlanan bu geliş- meler üzerine Türkiye, Avrupa'ya karşı daha 'sert' bir üslup kullanmaya baş- ladı. Tam bu sırada, ABD'nin de, Türki- ye'nin 7ç' sorunu olarak kabul edilen 'Kürtsorunu 'na ikji duyduğu ortaya çık- tı. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Koh, bu ilginin bir sonucu olarak Güneydo- ğu'da 'ıncelemeler'üe bulundu. Bölge halkıyla, HADEP'li belediye başkanla- rıyia, hatta Akın Birdal ve Leyla Zana ile görüştü. Koh'un gezi öncesi ve sonrası söyle- dikleri ise, sorunun çözümüne ilişkin yıllardır birçok çevre tarafından ısrarla dile getirilen, demokrasi ve insan hak- ları konusundaki söylenenin bir tekra- nydı. Durumun düzeltilmesi gerektiğini belirtiyordu. Artık siyasi adımların atıl- masına sıra geldiğini saptayanlardan biri de Koh'tu. Konunun özgür bir or- tamda tartışılıp bir çözüme ulaştınlma- $ı için bazı yasalann da degiştirilmesi gerekiyordu. Bizim Amerikancı Vafanseve/ier ön- ce bir şaşkınlık geçirdiler. Yüce dost ve müttefıkimiz öyle neler söylüyordu? lyi- ce anlamaya çalıştılar. Düşündüler, ta- şındılar Koh'un 'merakı'na bir anlam veremediler. 'Bölücü'ler gibi konuşu- yordu. Dostluk da böyle olmazdı ki!.. Ikinci, üçüncü gün hafif şikâyetçi bir üslup tutturdular. Baktılar, Ankara'dan yeterince tepki gelmiyor. O zaman biz de dikkatli davranalım dediler. Ne olur ne olmazdı!.. Sonunda bazı Dışişleri yetkililerinin durumdan rahatsız oldu- ğunu 'saptadı'\ar. Bir iki eleştiri yazısı yazılsa artık fena olmayacaktı. Yazıldı. Sonunda Koh gitti. Mahallenin küçük kabadayıları artık efelenebilirlerdi. On- ce küçük ve pervasız yayın organlan atışa başladı. Ardından büyükler. Küre- sel dünyanın küresel gazetecileri, düne kadar dünyanın artık küçük bir köy ol- duğunu söylüyorlar, artık ülkelerin içiş- leri, dışişleri gibi sorunları kalmadığını öne sürüyorlar, bu nedenle tahkimin. gümrük duvarlarının gereksiz olduğunu belirterek bizi uyanyorlardı. Bu neden- le liberal ekonomiyi benimsememiz ge- rektiği konusunda öğütlerini üzerimiz- den eksik etmiyorlardı. Daha da ileri gi- diyortar, ABD'nin çeşitli ülkelere askeri müdahalesini (en son Kosova'da oldu- ğu gibi) globalleşmenin gereğı görüyor- lardı. Global dünyanın efendisi ABD Türki- ye'ye gelip, küçük efendilerin egemen- lik alanına el atınca bizimkiler sinirlen- diler. Birden 'içişleri'ni hatırladılar. Glo- bal dünyayı unutuverdiler. Global dün- yada böyle şeyler olmayacak mıydı? Globalizm ekonomik alanda olurdu da siyasi alanda olmaz mıydı? Olurdu da, bu başkasına olunca iyiydi. Ben, Koh gıtti ya, bizim 'vatanse- ver'lerden yeni eylemler bekliyorum. Şöyle bir Koh kaseti furyası başlasa fe- na olmayacak. Bazı kasetler bize daha önce ABD'den gelmişti. Bu kez neden gelmesindi. Bu Koh'un da, Clinton gi- bi, oral moral bir numarası yok muydu? Ben beklemedeyim. Şu çekik gözlü Amerikalıya haddini bildirmenin za- manıdır. Haydi kasetçiler, görev başına! BAŞSAGLIGI Hain bir saldırı sonucu yaşamını yitiren Türk-Iş Genel Sekreteri, Genel Maden-İş Genel Başkanı, maden ocaklarının özelleştirilmesine karşı Zonguldak direnişinin sembolü ŞEMSİ DENİZER'in ölümü nedeniyle tüm işçi sınıfına, yakınlarına ve ailesine başsağlığı diliyor, faillerin bir an önce cezalandırılmasını bekliyoruz. İSTANBULTABİP ODASI YÖNETİM KURULU Sevgili dostumuz, Ergin Telci aramızdan ayrüışının yıldönümünde özlemle anıyoruz. YURTTAŞ GİRİŞİMİ P?Üflr ANMA RIZA ERDOĞAN veeşi BESİ ERDOĞANı sevgi ve özlemle anıyoruz. ERDEKSULHHUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 1998/330 Davacı Sefer Akın tarafından davalılar Gıyasi Güngör vs. aleyhine açtığı izale-i süyu davası- nın yapılan açık duruşması sırasuıda: Davacı Erdek ılçesi. Hamamlı köyü, Çeşme mevkiinde bu- iunan ada: 134. parsel: 21 ve yıne aynı yer Çeşme üstü mevkıı ada: 134. parsel: 23 'te kayıtlı her ıki taşınmazda hıssedar olduğunu, taraflar arasında taksim yapamadıklannı, bu nedenle her iki tasınnazın satılarak şüuyun gıdenlmesını talep etmış olduğundan. davalılardan Atatürk Cadde- >ı, Kırlangıç Sok. No: 14, Kartal-Maltep& Istanbul'da ıkamet eden Alı Paşa Süsen ile, Küçükya- lı Cumhuriyet Caddesi. Kent Sitesı 1. Blok Istanbul da ikamet eden Gıyasi Güngör adlanna du- nışma gününün yapılan tüm aramalara rağmen tebliğ edilemedığı. bu nedenle adı geçen davalı- lann mahkememizde yapılacak olan 08.10.1999 günü saat 15.00'teki duruşmada hazır bulun- malan veya kendilerini bir vekil ile temsil ettirmeleri. duruşmaya gelmedikleri ve vekille temsil ettirmedıklen takdirde yokluklannda davanın >oirütülüp karar verileceği. dava dılekçesinin teb- lığme ilişkin işbu ilan yazısınm yayımlandığı tarihten 5 gün sonra geçerli olmak üzere 8 gün son- ra tebhğ edılmış sayılacağı ılanen tebliğ olunur. 30 07.1999 Basın: 38065 Sevgili Aysel ve Okan'a Bir yıl oldu bizden aynlalı Ama her zaman sizinleyiz Bazen gün batımında Bazen güneşle birlikte Size doğuyor yüreğimiz Tam bir yıl oldu Gülen yüzlerinizi görmeyeli Ama kalbimizle hep size gülüyoruz O sevgi dolu sözlerinizi Hepimiz Çoközlüyoruz... ÇELİK - MECİT - ÇALIŞGAN AİLELERİ Askeri lumliğımi. ızın kâğıdımı ve hüviyetimi kaybettim. hükümsüzdür tSMAlL GÜÇ koruculardan farklı olarak devletten aylık almıyorlar. Bu nedenle gönüllü koruculuğu, ekonomik güçlüklerle ilişkilendirmek olası değil. Aşağılara, ekonomik zorluldannı bölge koşulla- n içinde aşmış ova köylerine inildığin- de durum tersine dönüyor. Resmi söy- lemle "PKK'ye müzahir" yerleşim birimleri genelde buralan olmuş geç- miş yıllarda. Ve zengin sayılabilecek ova köylerinden ne kadrolu ne de gö- nüllü korucu hemen hiç çıkmıyor. Dağ köylerinin bir ilginç özelliği da- ha var. 18 Nisan genel seçimlerinde HADER bu anlatılmaz yoksulluktaki köylerden hemen hiç oy alamamış. HADEP'in oy depolan kenl merkez- leri ve yakın ilçeler. Saklanma sürecl PKK yörede eylem gücünü tümüy- le yitirme sınınna gelmiş. Küçülmüş, dağınık. aralanndakı iletişrm korJmuş' örgüt unsurlan, yörede mutlak bir üs- tünlük kuran güvenlik güçlerinden kaçarak saklanma sürecine girmiş- ler. Gerçekleştirebildikleri eylemler maym döşeme ve seyrek de olsa pusu ile sınırlanmış. Gündüz vakti karayol- lannı keserek araçlanndan indirdikle- ri yolculara, bastıklan köylerin mey- danlanna topladıklan köylülere siya- si propaganda yaptıklan, il ve ilçe merkezlerine 100-150 kişilik gruplar- la inerek güvenlik güçleri ile saatler- ce çatıştıklan dönemler, sığındıklan kovuklarda ancak yaşamaya çalışan PKK'lilere artık asırlar kadar uzak... En önemlisi, bölgeden PKK'ye katı- lımlar hemen hemen bitmiş durum- da. Ancak bu, dağ kadrolannın takvi- ye almadığı anlamını taşımıyor. Az da olsa PKK'ye katılım hâlâ var. Bunlar daha çok tstanbul, tzmir, Adana, Ay- d i i metropol kentlerden gelerek, daha doğrusu "gönderilerek'' kırsaJa çıkıyorlar. Dağcı. mills ve cephecl... Bu arada yörede özel bir "terör jar- gonu" olusmuş. Bizim PKK'li diye an- dığımız kışilere Güneydoğu'da P- KK'ci deniyor. Dağ kadrosuna kısaca "'dağcı", kentlerdeki sempatizanlara "miHs", dağ kadrolan ile kentlerdeki militanlar arasmda bağlantıyı sağla- yan kişilere "cepheci" diyorlar. "Bu- gün üç Idşiakbk", üç teröristin ölü ola- rak ele geçirildiği anlamında. Arada bir "görüntü akük" cümlesini duyar- saruz bu da, teröristlerin varlığı ve yer- lerinin saptandığının bir belirtisi. En ilginç deyimlerden birisi "birük at- mak". Helikopterlerle operasyon böl- gesine indirilen birliklerden söz edilir- ken "tepesine iki birfik atük" deniyor kısaca. Hiç kimsenin ne söylemek ne de duymak istemediği bir deyim daha var zaman zaman telsizlerden yansı- >an... "Komutanım, şehidim var_" Yeni yapılanma Bölge halkınm kendisini PKK'den soyutlayarak desteğini çekmeye baş- ladığı bu çok krıtik dönemde, Güney- doğu'da devletin vizöre yansıyan gö- rüntüsünden ulaşılan fotoğrafin pek çok "flu" yanı var. Silahlı Kuvvetler Güneydoğu'da kendisini yörenin ko- şullanna uyarlayarak zaman yitirme- den yeni bir yapılanma içine girmiş. PKK'nin, kendine özgü askeri yapı ve kırsal alan stratejisi ile "mş tehdidi bertarafetmeye yönelik mevcut idasik yapılanma" içinde savaşımın müm- kün olmadığını gören Silahlı Kuvvet- ler, bu iç tehdidi yok etmeye yönelik biçimde süratle organize olmuş görev vesorumluluk alanlannı yenıden sap- tayarak "güvenlik komutannklan'' adı altında yeni bir yapılanmaya gitmiş, bu komutanlıklann emri altındaki bir- likleri, terörle mücadelenin gerekleri- ne göre çeşitlendirmiş, konuslandır- ma ve kontenjan planlannı yeniden düzenlemiş; kontrol noktalan, sabit ve geçici karakollar, devriyeler oluş- turmuş. Ve kurduğu sıklet merkezle- rinden, Güneydoğu'nun çetin coğraf- yasının her noktasına sıçrayarak PKK'nin alan egemenliği ve eylem gücünü yok etmiş... Sürecek H Türkiye sendikal hareketinin seçkin önderlerinden konfederasyonumuz Türk-lş'in genel sekreteri ve kardeş sendikamız Genel Maden-lş Sendikası Genel Başkanı ŞEMSİ DENİZER'in katledilmesini şiddetle protesto ediyor; işçi sınıfımıza, Genel Maden-lş Sendikası üyelerine ve acılı ailesine başsağlığı diliyoruz. Türk Harb-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu Dilimizin ustalarından ve sendikamızın kurucularından, uzun yıllar Ikinci Başkanlık görevini üstlenmiş BEKJR YILDIZ'I yitirişimizin birinci yıldönümünde Karacaahmet'teki gömütünde (12. Ada) anıyoruz. 8 Ağustos 1999 Pazar günü saat: 11 .OO'de Koşuyolu Cad. Lambacı Sokak kavşağının aşağısındaki Emlak Bankası Konutları'nın altında buluşacağız. TÜRKİYE YA2ARLAR SENDİKASI Türk-iş Genel Sekreteri Genel Maden-lş Başkanı ŞEMSİ DENİZER'in öldürülmesini kınıyor, ailesine ve tüm emekçilere başsağlığı diliyoruz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle