20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 AĞUSTOS 1999 PAZAR 14 İ UJLİ. [email protected] Kubilay Tunçer'in amacı, sanatın bir dalı olarak tanımladığı ilüzyonu Türkiye'de yerleştirmek Dikkat, kanchnkyorsımuz!CEYDAAKAŞ tlüzyon. ülkemizde hakettigi önemi ve ilgiyi görememiş, şaşırtıcı bir sanat. 27 Haziran'dan beri her pazar 20.00'de Ke- mancı Kültür Merkezi'nde 'Dikkat, Kandırdryorsunuz' başlıklı ilüzyon gös- tensı sunan Kubilay Tunçer de çok yön- lü kışıliğiyle bir o kadar şasırtıcı. Tiyatroyla on beş seneden beri -yani on beş yaşından ben- oyuncu, sahneye koyucu, çevirmen olarak ilgilenen Tun- çer. bu alanda daha çok oyun yazan ola- rak tanınıyor. Önce Liverpool'da sahne- lenetı "Anrico'nun Peşinde", dört yıl An- kara Dey let Tiyatrosu'nda oynandı, bu se- zon da İstanbul Şehir Tiyatrosu'na gel- mesı bekleniyor. Yeni oyunu "Nargüe" ise yine bu sezon İstanbul Şehir Tiyat- rosu tarafindan seyırciye sunulacak. 1991 senesinde Gece Yayınlan'ndan "Apok- rifa" isimli bir şiir kitabı da yayimlanan Tunçer, o tarihten beri mumkûn merte- be çok şiir yazmaktansa üzerine çok ça- lışılmış, çok düşûnülmûş şürleri dergi- lerde yayımlamak gibi birtavra sahip. Psi- koloji eğitimi ve arkeoloji mastınndan sonra şu anda ODTÜ'de bilim felsefesi üstüne çalışan ilûzyonist-şair- oyun ya- zannın bir diğer ilgi alanı da müzik. Uf- lemeliler ve ritim enstrümanlan çalan Tunçer dinlemek için ise senfonik mü- ziği tercih ediyor. Mahler, Debussy, Erik Satie, Ravd, Haydn, Haendd, Bach dö- nüp dolaşıp dmlediği bestecıler. Bazı günler de, halet-i ruhıyesi kendi kendi- sıne teşkil olacak motivasyonu bulamaz- sa hemen VVolfgang'ı imdada çağınyor ve bu haykınş hiçbir zaman yanıtsız kal- mıyor - İlüzyonist olarak Kubilay Tunçer, na- sıl başladı, birikim nasıl oluştu? - Bırhevesle başladım ilüzyonistliğe. Bundan 6-7 sene önce Amerika'da ilüz- yon asıstanı olarak çalıştım, San Fransis- co'da, Los Angeles'ta sahneye çıktım. Dünyanın birçok yerine seyahat olana- ğım olduğundan -tunzm sektöründe uzun yıllar rehberlik de yapmış- bu seyahat- lerimde her zaman ilüzyonla ilgili çalış- malar, araştırmalar yaptım. Yıllardan be- ri de Profesör Metin And'la ahbaplık edi- yorum, onunla ilüzyon yapıyoruz. Söy- lemek zorundayım kı hem dostluğuyla hem de yol göstericiliğiyle son derece cö- mert bir insandır kendisi. llk başta bir heves olan ilüzyonizmin, çok geçmeden teatral bir form oldugu- nu anladım ve böyle de olması gerekti- ğini düşündüm. Bunun üzerine teorik ça- Iışmalar yaptım. Bence ilüzyon literatü- rünü takip etmeden bir tiyatrocu kendi- ni tamam hissetmemelidir, ancak ben ilüzyonu klasik anlamda tıyatroya fayda- sı olsun dıye yapmıyorum. İlüzyon ya- parken onun tiyatronun bir formu oldu- ğunu akhmda tutuyorum, ama ilüzyo- nun kendi dinamiklerini ön planda tutu- yorum. Bir sahne sanat) olarak ilüzyon yani. Oyunculuk en önemli konu bura- da, sahneye koyuculuk, dramatık bir ak- siyon kurmak çok önemli.Öğrenmesi de, yapması da son derece zor. -Naslöğrendinizflüzyonu,sadece Me- JL lk başta bir heves olan ilüzyonizmin, çok geçmeden teatral bir form olduğunu anladım. Bunun üzerine teorik çalışmalar yaptım. Bence ilüzyon literatürünü takip etmeden bir tiyatrocu kendini tamam hissetmemelidir. ilüzyon bir sahne sanatıdır. tin And'ın kanafayla na, yoksa başka na- sd yoDardan geçtiniz? İlüzyon konusundatekrartekrarbelırt- tiğim bir nokta var: Maalesef insanlar ilüzyonu çok gizli bir pratik olarak gö- rüyorlar. Oysaki ilüzyon gizli degildir, ör- negin Batı'da her isteyen ilüzyon mağa- zalannı ziyaret edebilir, ilüzyon kitapla- nnı- kasetlerini satm alabilir, böylece birtakım oyunlar öğrenebilir vs. Türki- ye'de bu hiç yok. 'Ülkemizdeki literatfir kısıdı' - tlûzyon da bir ilüzyon yani. Evet, ilüzyon da bir ilüzyon, Türki- ye'de bunun öğrenilebileceği bilinmiyor. Benim önemli vazifem, bu alanda söy- lemek zorunda olduğum bir numaralı söz bu. İlüzyon öğrenilebilir, hayatın ke- yiflerinden biridir, bır sanat dalıdır ve bununla ilgilenen insanlar da bunun li- teratürüne ulasabilmelidir. Ben Tiyatro Tiyatro dergisine düzenli olarak yazı ve- riyorum. Metin And'ın da çok hoş yazı- lan vardır, aynca tnsanlıküstü Taslayan- lar isimli bir kitabı da vardır. - Bizegösterebileceğiniz başka kaynak- iardavarmı? Türkçede çok az. Ertuğrul Işınbak yani Mandrake ismiyle tanınan ilüzyo- nistin yayımladığı bir kitap mevcuttur. Za- ti Sungur'dan kalan bir katalog kitabı ve bir de yine onun masa oyunlannı öğret- tiği bir kitabı vardır. Sermet Erldn'ın program dergileri, yayımlanmış yazıla- nndandabahsedilebilir. Batı'daki litera- türle karşılaştırdığınız zaman yeterlı de- ğildir bunlar, son derece kısıtlıdır ve yol gösterici de değildir. Bir insanın ilüzyon ögrenmesi. oyun- lann nasıl yapıldığı konusunda bilgisi olması, bunlan tatbik etmesi, eşıni dos- tunu eğlendirmesi zihin açıcıdır, fakat birtakım oyunlan öğrenmek de o ınsanı ilüzyonist yapmaz. Ama kimse de pro- fesyonel ilüzyonist olmak zorunda değil- dir. tlk defa size itiraf ediyorum. Eğer bu alan Türkiye'de bu kadar az tanınan bir alan olmasaydı ben profesyonel ilüzyo- nist olma iddiasını sürdürecek motivas- Küttfir Servisi - 'Binyüın son güneş turulmasT, Amasya'da, TC Tunzm BakanlığTnın himayesinde düzenlenen Viyana Sinfonia Orkestrasrnm konseriyle ızlenecek. Şef Oaudius Traunfellner yönetimindeki 98 kişılik Viyana Sinfonia Orkestrasrmn konseri, açık bavada kuruiacak bir sahnede güneş tutulmasından yaklaşık 30 dakika önce başlayacak. Orkestra önce Gustav Holstun 'Gezegenier Süiti'ni yorumlayacak. Sessizlik içinde ızlenecek olan tutulmanın ardından Güneş geri geldiğinde Johann Stranss'un valslerini ve Beethoven'm 'Tiirk Marşı'nı seslendirecek orkestra. Saat 13.03'te başlayacak olan etkinlik saat 15.47'de sona erecek. Hakan Erdoğan Productions tarafindan gerçekleştirilen konserin sponsorlan Magac Life, Onur Air, Vakıfbank ve Uhısoy. Albert Camus 'nün 52yaşındaki hzı Catherine uzunyıllardır süren sessizliğini bozdu 'Asü seçenyaşamdır'Kültür Servisi - 4 Eylül 1960 yılında bir trafik kaza- sında ölen Cezayir asıllı ünlü Fransız yazar Albert Ca- mus'nün avukat kızı Catherine Camus bugün 52 yaşın- da. 14 yasında babasmı kaybeden Catherine annesinuı ölü- münden sonra, babasımn eserlerinın vekâletini üzerine al- mak zorunda kalmış ve bu görevle kendi ısmini, Ca- mus'nün arkasına atmış. Şu anda, babasımn ölümünden bir yıl önce satın aldığı, Proven- ce'dakı bir çiftlik evinde yaşayan ve uzun yıllardır sessizliğini koru- yan Catherine, Albert Camus'nün kızı olarak yaşamayı anlattı. "Be- nim yaşamun 4 Ocak 1960 yılında sarsıldı. Eğer ünlü bir babay a sahip oldımanız \e onu 14 yaşında kay- bettiv seıüz, hiç babanız olmamış gi- bidir. Osize aitdeğüdir. Bu asla açık- layam»acağınızaınahepiçüüzdeka- lacak bir acıdır. Mezan bile size ait değildir. Her gün mezarükta ola- mam," Ve çığlığa yakın bir sesle devam ediyor "Çalan,bozaıı,söken- lere karşı ne yapabilirim? Albert Camus sadece kmna ait değil. Her- keseait" Eh aznıalanndan romanı Albert Camus yaşarken vasiye- tinı yerine getirecek herhangi bir isim vermedığinden eserlerinın ve- kaletını annesi üstlenmiş. 1952 yı- lmda annesi hastaneye kaldınldığı gün. a\ııkatlık yemini eden Cathe- rine'ın hayalinde avukatlık kariye- ri yapmak olmasma karşın, annesi- nin ölümüyle babasımn vekâletini üstlenmiş. Catherine'in erkek kar- deşi ise a\nkat olmuş ve bir büro aç- mış. Bu olayı çok normal bulduğu- nu söyleyen Catherine, bunun Ce- zayir asıllı aılelerin geleneklerinden kaynaklandığını söy- lüyor: "*Bizim ailelerimizde en ağıryükleri sırdananlar her zaman kadınlar olmuştur." Yüklendığı bu sorumluluktan dolayı her zaman arka planda kalmak zorunda kalan Catherine yaşadıklannı şö\ le anlatıvor' "Belki de sadece kendimle banşmam ge- rekhor. 34 yaşına kadar hep Camus'nün kızı olma düşiin- cesinden kaçüm ve sonra 1980 yılında bir gün bu düşün- ceyi korkusuzca kabu] ettim. Ashnda hakka sahip olmak- cV^atherine, babası Albert Camus'nün her zaman özgürlükten yana olduğunu ve hiçbir güce bağraüı olmadığını vurguluyor. tan değil, yapmak zorunda olmaktan babsetmenvizn . Cathenne, bir kadın olarak kalmayı deneyerek Ca- mus'nün kızı olma görevini yerine getirdi. Ismini baba- sımn önüne koymayı reddederek arka plana gecti. îkı kez bu kuralına karşı geldi. Ilki, Camus'nün el yazmalann- dan oluşan ve kansına duyduğu aşkla dolu bir romanı 1994'te olduğu gibi yayımlamaya karar vermesiydi. Ya- ni köşelere alınmış notlan, sılinmiş bir yazı üzerine karalanmış açıkla- malanyla 144 sayfa sıkı ve ince bir yazı halınde... "Ben onun yazBmı okumayıçokseviyorum. Onun brak- bğı bu metinlere her okuvucunun sahip olmasını ktiyordum. Bu kitap o yüzden birçok Idşiye ulaşb." Yüreğe işleyen bu yazılan kitap haline getirmek ıçin Catherine bir metin yazmayı ve imzalamayı da kabul etti. Eserin hangi şartlar altın- da yazıldığım anlatmak için tama- mıyla bir sadelik örneği olan ve bu- gün kendisini hâlâ titreten 32 satır yazmıştı. Çünkü bumüsveddeleri ya- yımlamaya karar vererek Camus'yü de eleştiri ateşinin içine atıyordu. -Çok korktıun. O an, babann teh- Bkeye atuğun hissnıe kapüdnn." Babasımn admın önüne geçme- yi göze aldığı ikinci olay ise aynı yı- lın bahannda gerçekleşti. Radyo France, Roussillon'un. Vanchıse'ün ve Puy-de-Dome'un yerel radyola- n Albert Camus'yü anmak için çe- şitli programlar hazırlamak istiyor- lardı. Önce tereddüt etmiş ama son- ra kabuletmişti:' 4 Bunun halkaulas- mak için iyi bir yol olduğunu dü- şündüm. Onun diğerleri gibi bir adam olduğunu ve kitaplanmn her- kese hitap edebileceğini insanlara anlatabUirdik.'' Ancak bu programlardan tüm dünyada söz edileceğini tahmin etmemiştı. Böylece birdenbıre ön pla- na çıkmış oldu. Bu olay, Catherine'i Camus isminin önü- ne geçirme riskıni de taşıyordu. Her zaman engellenme- si gereken bir durumdu bu. "Aynı zamanda kendi kendi- me, benim gibi kendilerinden sürgün olan insanlar olabi- leceğini söyİeyerek avunuyordum." Şımdi, Provence"da, babasımn ölümünden bir yıl önce satın almış olduğu bir çiftlikte yaşıyor. Buradaki asma- Albert Camus, ikiz çocuklan Catherine ve Jean ile. lar ve bayırlar Cezayir'in ovalarmı anımsatıyor. Oğlu ve kızıyla ilgili bir şey söylemiyor. Ama bu soruyla yüzüne yayılan aydınlık, o rahatsız edici sessizlikten çok daha faz- İa şey anlatıyor. Hafif bir sıkıntıyla annesinden bahsedi- yor: "Hoşgörülü, yumuşak ve aydmlancıydı.'' Yaşamma giren erkek ya da erkekler hakkında ise hiçbir şey söyle- meyen Catherine, günlük yaşamından söz ediyor: "Sdan- üta okhığum zaman beni yabşüran çok az şey van Köpek- ler ve kedüer. Hiç olmazsa onlar,Camus'nün krn olmam- la dalga geçmiyorlar." 14 yıla Uişkin çok şe> anımsanuyor Babasımn yamnda geçen 14 yıla ılişkin çok şey anım- samıyor. 4 Ocak 1960 olayı tüm öncekileri silmiş gibi: "Başınıza böyle bir şey geldiği zaman, hanza kaybına uğ- ruyorsunuz.'* Arrık en iyi anılanm saklamak istıyor. Bu amlar da annesinden uzak, babası tarafindan tutkuyla se- vilen kadınlar üstüne: "O özgürdü ve onlar iyi kadmlar- dL Bu, anneme aa çektirrvordu ama hepimiz acı çeki- yorduk." Ona babasından kalan, öncelikk gühnek, gerçek bir gü- lüş, başkalanna saygısı ve Camus'nün kendısine bakış tar- zı (onu Mandarine diye çağınrmış). "Camus, her zaman özgürlükten yanaydı. hiçbir güce bağınilı olmadL" Güç- lü ve nazik, dingın ve aşın duygulu karşıtlıklarla dolu bu kadın tüm bunlan söylerken coşuyor: "Asıl sorun. kay- bolmamak. Ben kaybolmadığımı düşünüyonım. Annemin hastaneve gittiği gün (altı a> sonra öldü) ben avukathk ye- mini etmiştim. Bu bana bizim çok az şeyi seçebileceğimi- zj öğretti. Asıl seçen yaşamdır \e o bunu bizden çok daha kötü vapmıyor." yonu bulamazdım kendimde. - bklerden biri ofana misyonu mu? Tabiı. 'Türkiye'de ilüzyonyok'diyebır yazı yayımladım yıllarönce. Çünkü yok. Ama yok derken şunu da göz ardı etmi- yorum; Mandrake hakikaten yetkin bır isimdir, Sermet Erkin bu ülkede Zati Sungur'dan sonra ilk sahne şovunu Ken- ter Tiyatrosu'nda gerçekleştirmiş kişı- dır. Bizim kuşaktan Kemal Cömertoğlu çok marifetlidir. Bir şeyler var, ama bu, ilüzyon sanannın Türkiye'de tesis edil- diği anlamma gelmiyor. - Bu da bir baştangıç öyleyse? Şimdı burnu büyüklükle suçlanacağı- mı göze alarak söylüyorum bunu: Ben, Türkiye'deki ilüzyon sanatının önde ge- len birtemsilcisiyım ya da bir misyon ola- rak Türkiye'de ilüzyon sanatını tesis et- meye çalışan bir kişiyim. Tabii ki çafdaş anlamda ilüzyon sanatını. Bunu söyler- ken dikkatı çekmeye çalıştığım yerler var: Ne zaman bir konuşma yapsam ya da bir yerde bır izahat versem herkes Za- ti Sungur'dan bahseder. O müthiştir ta- bii, bir efsanedir. Bir efsane, ama meselaZati Sungur'un müt- hiş bir sahne karizrnası, ilericı kişiliği, sanatçı sezgilerinin ya- ni sıra mücadeleciliği de var, şovmenliği de var, ama Z. Sun- gur'un şovu ashnda dönemin büyük ilüzyonistlerinin, örne- ğın Dante'nin en azından form olarak birtaklıdidir. Yani Z. Sun- gur iyi bir yorumcuydu o an- lamda ve birtakım klasik ilüz- yon oyunlannı kendine göre yo- nımladığı ve bunlara kendi ki- şiliğıni katrığı doğrudur. Hatta bizim ince kesme dediğimız, sı- zin kız kesme olarak bildiğiniz oyunun ince bir masayla ger- çekleştinlme yemliğıni getu^n kişidir. Hatta kendi ismiyle anı- lır bu oyun literatürde. ^eşeli bir ciddiyettir' - Zati Sungur'dan önce Tür- kiye'de Düzyonistiik var mıydı? Zati Sungur'dan önce bır şey- ler vardı, buraya gelen yabancı- larvs. ama tesisolunma anlamın- da yoktu, kurumsallaşma anla- mında yoktu. Z. Sungur bir ef- sanedir, ama ondan sonra onun ölçeğinde birinin olmaması çok ayıp. Dünyada ınanılmaz oyun- lar yapıhrken, ınanılmaz efekt- ler icat edilirken. Türkiye'de hâ- lâ insanlann ilüzyonu 1930 mo- del 40 model bir şey olarak al- gılaması son derece ayıp. Özet- le, biz bu alanda çok geri kal- mış durumdayız. Bakm David Copperfield diyeceğim herkes hatırlayacak. Bu adarmn yap- tıklannı seyrediyorsunuz ve akıl almaz hepsi degil mi? Peki na- sıl yapabiliyor? Copperfield ben- den ya da sizden daha zeki bir insan değil. Ama öyle güçlü bir gelenek var ki onun gibi starlar çıkabihyor, büyük prodüksiyon- lar yapılabiliyor. -Bütün bu zorluklara rağmen seyircinüı tepkisi ne, ya da geniş bir kitleye ulaşabileceğinize ina- nıyor musunuz? Evet ulaşabiliyorum. Bundan önceyaptığım TV programlann- da vs. hep olumlu tepkiler aldım. Sadece benim değil. başka ilüz- yonistler çıktığı zaman da gayet güzel ve sevimli tepkiler alıyo- ruz da nedense müstehzi sıfat- lardan kurtulmamızpek kolay ol- muyor mılletin gözünde: Hok- kabaz, sahtekâr vs. Çok da ra- hatsız etmiyor bunlar beni. ha- yatnn ortada, akademik çalış- malan olan bir insarum, felse- feyle uğraşıyorum. Bunlann ya- mnda birçok kişinin gözünde benim yaptığım, ilüzyon, hoş bir espri, bir şaka gibi. Oysa hiç alakası yok. Benim gözümde ilüzyon çok cıddi bir iştir. Asık- yüzlü bir ciddiyet değil tabii, eğlenceli, neşelı bir ciddiyet. Bazen ilüzyona bunca anlamı yüklerken haksızlık mı ediyorum diye kendime soruyorum. Dip- siz bir kuyu bu, yıllardır araştı- nyorum, çalışıyorum ve bunlar beni sonsuzluğa doğru götürü- yor, okyanus gibi sürekli açılı- yor. Ashnda kırgın değilim Bir nevi mücadele verdiğimı düşü- nüyorum, gerçekçı bakıyorum. Jurassic Park 'a i öyeni yönetmen • Airtonio Banderas, Gabnei Garcia Marquez'in yayımlanmamış öykülerinden bir televizyon dizisi oluşturmaya hazırlanıyor. Yönettiği ilk film olan 'Crazy in Alabama'yla eylül ayında Venedik Fılm Festıvali'ne katılacak olan Banderas, televizyon dizisi projesinde de yönetmenliğı üstlenecek. • 'Sofla: Antlche ICOne RUSSe' başhklı sergide yüksek değer taşıyan Rus ikonlan sergileniyor. Vatıkan'dakı San Pıetro basılicasında açılan sergi 30 ekim tarihıne dek sürecek. Sergi, bırçoğu ilk kez izleyici önüne çıkan 140 ikondan oluşuyor. • Paul Mccartney radyo dj'i oluyor... Efsanevı Beatles grubunun üyelerinden McCartney 20 ekımden başlayarak uluslararası Ingilız radyosu BBC World Service'de program yapacak. Eskı Beatles üyesi, 'Paul McCartney's Routes of Rock' adlı programında kendisıne esin kaynağı olan rock'n'roll parçalannı sunacak. McCartney, 20 ekımdc yayımlanacak programda, 3 yeni ve 12 cover şarkıdan oluşan son albümü 'Run Devil Run'dan da örnekler verecek. • OaSİS grubunun solisti Lıam Gallagher ve eşi, şarkıcı- oyuncu Patsy Kensit, iki ay sonra dünyaya gelecek bebeklerine John Lennon'ın soyadını vereceklerini açıkladılar. Bebeğin cüısiyetini henüz bilmediklerini söyleyen çıft, kız olduğu takdirde bebeğe Grace adını vereceklerini belirttier. • Nicolas Cage, 2000 yılımn mart ayında Italya'da çekilecek olan 'Captain Corelli's Mandolin' fılminde rol alacak. Louis De Bernieres'in romanından sinemaya uyarlanan filmi Roger Michell yönetecek. • Paul Newman, evimn yakuundaki tarihi bir fabrika binasmın koruma altma ahnması ıçin 25 bin dolar bağışladı. Connecticut'da bulunan Lock Building isimli bina 1856 yılında inşa edilmiş. • Jerry Lewis m durumunun iyiye gittiği ve 1-11 eylül taribJeri arasında gerçekleşirilecek Venedik Film Festivali'ne katılabıleceğı açıklandı. Geçen hafta mikrobik menenjit tamsıyla hastaneye kaldınlan Levvis'e, 11 eylül akşarru düzenlenecek kapanış törenınde kanyer ödülü verilecek. Venedik'ten gelen son haberlerden bin de, Uluslararası Eleştirmenler Haftası jürisine Michele Placido'nun da katıldığı. • Robert Downey. 1996 yılında uyuşturucu bulundurmaktan aldığı hapis cezasımn ardından gözaltı sürecinde yeniden • - uyuşturucuyla yakalanarak hapse mahkûm oldu. Hollywood'un en yetenekli oyunculanndan bin olarak gösterilen ve 1993 yılında Charlie Chaplin yorumuyla Oscar'a aday olan Downey tam üç yıl demir parmaklıkJann ardında kalacak. Dovvney'in, Stevve Martin ve Eddie Murphy'le - birlikte rol aldığı " 'Bovvfınger' adlı yeni filmi ise önümüzdeki aylarda göstenme gırecek. • Jurassic Park filminin devamı çekiliyor. Ancak yönetmenliği bu kez Steven Spielberg değil, daha önce de Jumanji adlı filmi yöneten Joe Johnston üstlenecek. Öyküsü Craıg Rosenberg'e ait olan fılmin yapımcılan ise Unıversal ve Amblin Entertainment. • Peter Welr, Jane Campion, Bruce Beresford, GiUian Armstrong, Barz Luhrmann ve Avustralya ile Yeni ' Zelanda'dan diğer yönetmenler, ' çalışmalan televizyonda yayımlanan yapımcı, yönetmen ve yazarlann haklannı koruyan ancak kendi haklannı güvence altına almayan yasayı protesto ettiler. Yönetmenlerin, Avustralya başbakanı Johyn Hovvard'a yazdıklan mektuba henüz bir yanıt > alınamadığı bildirildi. • Ciuseppe Slnopoli, Belçıkalı Gerard Mortıer'in 2001 yılında görevinden aynlmasından sonra Salzburg Festivali'nin başma geçmek gibi bir amacı olmadığım açıkladı. 52 yaşmdaki Italyan şef Sinopoli, 2000-2004 yıllan arasında Beyrut'ta yöneteceği 'VVagner's Ring' projesi öncelikli olmak üzere gündeminin çok yoğun olduğunu ve Salzburg Festivali için girişilen yanşa katılmasmm mümkün ohnadığmı belirtti. • Pedro AlmodOVar tngilizce olarak çevireceği ilk filminin hazırlıklanna başladı. Pete Dexter'in romanından sinemaya aktanlan 'Paperboy' adlı fılmin yapımcılığını ise yönetmen Jan De Bont ve şirketi Blue Tulip üstleniyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle