Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 AĞUSTOS 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
'Tahkime karşı çıkanlar çağdışı solculardır' diyen DSP liderinin 'çağdışı' dönemleri
Kupürler Ecevit'i yâlanhyor
Yaz çorabı
• İstanbul Haber Servisi -
Istanbul Çorap Sanayi
tarafindan mat olma
özelligi ve özel dokusu
sayesinde yaz aylannda da
rahatlıkla giyılebilen
'•Müjdelux Süper lnce"
çoraplan iiretildi. Burun
kısımdan kaçmalara son
veren "burun kaçmaz"
özelligi laşıyan çoraplann
1 'den 5 'e kadar bedenleri
bulunuyor.
Şehit
gazeteciler
anıldı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Göreve giderken
geçirdikleri trafik kazası
sonucu hayatlannı
kaybeden Hürriyet
muhabiri Banş Selçuk ile
Show TV muhabiri Hande
Mumcu ve kameraman
Salih Peker. mezarlan
başında dûzenlenen
törenlerle anıldı. Banş
Selçuk ile Hande
Mumcu'nun
Karşıyaka'daki mezan
başında yapılan törene,
yakınlannın yanı sıra
çalışma arkadaşlan ve
mesiektaşlan katıldı.
Kameraman Salih Peker
için de Cebeci Asri
Mezarlığı'nda tören
düzenlendi.
Salihreis
Bulgaristana
hareket etti
• ZONGULDAK(AA)-
TCG Salihreis (F-246)
Firkateyni, Bulgaristan
Deniz Kuvvetleri'nin 120.
kuruluş yıldönümü
törenlerine katılmak üzere
dünsaat 18.00'de,
Bulgaristan'a hareket etti.
Zonguldak'm Ereğli ilçesı
lımanından hareket eden
118 metre uzunluğunda,
14.8 metre eninde. 4.30
metre denize derinliğinde.
3 bin 600 ton yük ile 340
ton yakıt kapasiteli. 22
subay, 104 astsubay ve 68
erolmak üzere 194
personelden oluşan
firkateyn, yann
Bulgaristan "m Vama
Limanı'na intikal edecek.
Kurtalan
Bcspresi
Avrupa'da
• İSTANBUL (AA)-
Banş Manço Kurtalan
Ekspresi adlı özel trenle
eylül ve ekim aylannda
Avrupa turu dûzenleneceğı
bildirildi. Türkiye
Cumhuriyeti Devlet
Demiryollan (TCDD)
tarafmdan yapılan
açıklamaya göre. TCDD
ve Raytur'un işbirliğiyle
gerçeİcleştirilecek rurun ilk
etabı 26 Eylül-5 Ekim,
ikincisi ise 5 Ekim-14
Ekim 1999 tarihleri
arasında yapılacak.
kflTden
kampanya
• ADANA (Cumhuriyet
Gfiney tlteri Bürosu) -
tnsan Haklan Derneği,
ülke genelinde "ölüm
cezasına hayır" adı altında
imza kampanyası başlattı.
İHD Adana Şube Başkanı
Süleyman Kıhnç,
kampanyanın şubat ayma
kadar süreceğini ve
toplanılacak imzalann
TBMM Başkanlığı'na
sunulacağinı belirterek
"tnsan yaşamına ve
onunma saygıyı
yaygınlaştırmak için
herkesin bu kampanyaya
destek vermelerini
istiyoruz" dedi.
8 soydaş
yakalandı
• EDtRNE (AA) -
Edime'nin Kapıkule Sınır
Kapısı'ndan yurda ginş
yapan bir TIR'ın
dorsesinde, yüklerin
arasına gizlenmiş olarak
Türkiye'ye giriş yapmak
isteyen 3'ü çocuk, toplam
8 kişi yakalandı. Bu arada
önceki gün Edirne'nin
Lalapaşa ilçesinde,
güvenlik kuvvetleri
tarafindan Bulgaristan
sımnndan Türkiye'ye
yasadışı yollardan giriş
yaparken yakalanan 7'si
çocuk 15 soydaş, dün
Bulgaristan'a iade edıldı.
IBtlUnb I.
Meşaleli atlılar
CHP G«..l Sıknttri BC
it, Snccki f*c« Afrı'd* :
ly« ludar hie bîr Yiâtn 3
hmn MrSk bir tino!» taretao-l
latiıkr »• ı
hrük ı
MtYASE İLKNUR
DSP grup toplantısın-
da tahkim yasasına karşı
çıkanlan "Bunlar Boğaz
Köprüsü'ne de karşı çık-
mışh" diyerek çağdışı
solculukla suçlayan Baş-
bakan BülentEcevit geç-
mişte kendisinin de ya-
bancı sermayeye ve Bo-
ğaz Köprüsü'ne karşı ko-
nuşmalar yaptığını unuttu. Bülent Ecevit, CHP
Genel Sekreteri olduğu 1969 yılında Boğaz
Köprüsü'nün ihaleye çıkanlışı sırasında parti-
si adına yaptığı konuşmalarda, Boğaz Köprü-
sü'nün arsa spekülatörlerine yarayacağı, parti-
sinin iktidara gelmesi halinde Boğaz Köprii-
sü'nü erteleyecekleri vaadinde bulunuyor. Ay-
nı dönemde yabancı sermayeyle ilgili olarak da
Ecevit, ülkeyi sömüren yabancı sermayeyi Tür-
kiye'den çıkararak bozuk düzeni değiştirecek-
lerinı söylüyor.
Boğaz Köprüsü'ne yabancı kredi bulma tar-
tışmalanrun yaşandığı gtinlerde dönemin CHP
Genel Sekreteri Bülent Ecevit, sel felaketi ya-
şayan Konya'da 31 Mart 1969 tarihinde Boğaz
Köprüsü ile ilgili olarak şunlan söylüyor.
"CHP'nin son iktidannda Konya'daki sel fe-
laketkrini önlemek için 3.5 milyar liralık bir
proje hazuianmıştı. Ancak AP iktidara gefclik-
ten sonra bu projeyi rafa kaklırarak yerine 3.5
milyaruk Boğaz Köprüsü'nü getirmiştir."
^öprü yapımını erteleyeceğiz'
Ecevit, aynı yılın ağustos ayında Doğu ille-
rine yaptığı geziler sırasında da iktidara gelme-
EceVitT
'Türkiye,
gazozla
calkınmaz/,
ANKA1U (Ounb.ri.rt I
""Koprifnün oir ayaftı
İle 1.200.000 çtf tçt
ailesl borçtan
kurtanlacak
Crt nrJSxn. CHF O«nel
TKtn BsilMt Ertr-.t. dOnk
1
yo fconuynaarad» CRP seçtm|
y»pü*n
Urm«!«re kmrşıhk ««rtnlslir E-|
Başbakan Bülent Eeevit, 20 yıl önce söylediklerinin tam tersini savunuyor.
leri halinde Boğaz Köprüsü'nün yapımını erte-
leyeceklerini belirtiyor. 24 Ağustos 1969 günü
yaptığı konuşmada "Sayın Demirel iktidan, Do-
ğu'daki sorunlar dururken birtakun arsa spe-
kulatörlerine yarayacak3.5 milyarliralık İstan-
bul Köprüsü ile meşguller" diyerek iktidan hal-
ka şikâyet etmıştı.
Seçimler öncesi partilenn radyo propaganda
konuşmalannda partisini temsilen konuşan
CHP Genel Sekreten Eeevit, çiftçi sorunlanna
değındiğı 7 Ekim 1969 tanhindeki konuşmasın-
da "tktidara geldiğimizde Boğaz Köprüsü'nün
yapımını erteleyeceğiz. Köprûnün bir ayağının
parasıyla 1 miryon 200 bin çiftçi aflesi borçtan
kurtulacaktırr
müjdesini veriyordu.
Yabancı sermaye düşmanı Eeevit
Tahkim yasasının geçmesi için yoğun birça-
ba içine giren Başbakan Bülent Eeevit. geçmiş-
te yabancı sermaye düşmanıydı. Siyasi yaşamı
boyunca yabancı sermayeye karşı ağır suçla-
malarda bulunan Eeevit. yabancı sermayenin
Türkiye'yi sömürdüğünü, bu sömürüye karşı
çıkmayanlann milliyetçi olamayacağını her fır-
satta söylüyordu.
Eeevit, 12 Şubat 1969
günü TBMM'de bütçe
görüşmeleri sırasında
partisinin görüşlerini
açıklarken yabancı ser-
maye ve Ortak Pazar ko-
nusuna da değinerek
şunlan söylüyordu:
"Türidye'de yabancı
plantasyonlar devri baş-
hyor. Tıpkı bazı Latin
Amerika memlckerJe-
rinde oklıığu gibi. Gözümüz kapalı geçiş döne-
mine girmeyi, yani tam üyelik yolunda ikinci
aşamaya geçme\i kabul edersek Türkiye, Ortak
Pazar'ın bir pazan otacak&rT
Eeevit, 7 Eylül 1969 tarihinde Karabûk ve
Safranbolu'ya yaptığı geziler sırasında yaban-
cı sermaye ile ilgili görüşlerini şöyle açıklıyor-
du: "Yabancı sermayenin TürkmiDetininasıl sö-
mürdüğünü millete anlarmayanlar. bu sömürü
dü/eninin Türkive'yi nasıl soyduğu üzerinde
durmayanlar. yabancı sömürünün karşısına çık-
mayanİar milliyetçi değflkrdir."
O yıllarda il il dolaşarak "ortanın sohı" po-
litikasını anlatan Eeevit, 4 Ekim 1969 tarihin-
de Konya'da yaptığı konuşmada düzeni, yaban-
cı sermayeyi ülke dışına çıkararak değiştirecek-
lerini belirtiyordu. Ecevit'in bu konudaki söz-
leri gazetelere şöyle yansıyordu: "Bu ülkeyi sö-
müren yabancı sermayeyi Türkiye'den çıkara-
rak bu düzeni değiştireceğiz.''
Başbakan Eeevit, 1969 yılı seçimleri önce-
sinde bir başka konuşmasında ise Amerikan
şirketlerine çatarak kaygılannı şöyle dile geti-
riyordu: "tkonomik düzeni değiştirmeyi dev-
let sektörünü sağlamlaştırmay ı düşünmeyen bir
Başbakan Bülent Eeevit gecmiste ne demişti:
Tarih 7 Ekim 1969; radyo konuşmast:
"iktidara geldiğimizde Boğaz Köprü-
sü'nün yapımmı durduracağ^z. Bir ayağı-
nın parasıyîa 1 milyon 200 bin çiftçi ai-
lesi borçtan kurtulacaktır."
Tarih 24 Ağustos 1969; Doğu gezisi:
"Saym Demirel iktidan. Doğu'daki so-
runlar dururken birtakım arsa speküla-
törlerine yarayacak 3.5 milyaruk Boğaz
Köprüsü ile meşguller."
Tarih 31 Mart 1969; Konya:
"CHP'nin son iktidannda Konya'daki
sel felaketlerini önlemek amacıyla 3.5
milyar liralık bir proje hazırlanmıştı. An-
cak AP iktidara geldikten sonra bu pro-
jeyi rafa kaldırarak yerine 3.5 milyarbk
Boğaz Köprüsü projesini getirmiştir."
Tarih 4 Ekim 1969:
iktktarm, ekonomikçıkmaza girildiğmi görün-
ce, büyük devietlerin vv de\ şirkederin, bek he-
le Amerika'nın ve Amerikan şirkerkrinin eline
teslinı ofanaktan başka çaresi yoktur."
Bülent Eeevit tarafindan 12 Şubat 1969 gü-
nü Cumhuriyet gazetesine seçim büdirgesiyle
ilgili bilgi verirken yabancı sermaye konusun-
da şunlan söylüyor. "Yabancı sermaye düzeni
değiştirflerek yabana sermayenin aşın kârtarel-
de etmesi, köksüz \e gereksiz sanayiler kurma-
SL, iç kredi kaynaklarımızı tüketmesi. dışanya
kâr transferi adı aronda büyük ötçüde döviz gö-
"Bu ülkeyi sömüren yabancı sermaye-
yi Türkiye'den çıkararak bu düzeni değiş-
tireceğiz."
Tarih 7 Eylül 1969; Karabük-Safianbo-
lu:
"Yabancı sermayenin Türk milletini
nasıl sömürdüğünü millete anlatmayan-
lar, bu sömürü düzeninin Türkiye'yi na-
sıl soyduğu üzerinde durmayanlar, ya-
bancı sömürünün karşısına çıkrhayanlar
milliyetçi değüdir."
Tarih 12 Şubat 1969:
"Devlet sektörünü sağlamlaştırma-
yan bir ikridann. ekonomik çıkmaza gi-
rildiğini görünce, dev şirketlerin, hele
Amerika'nın ve Amerikan şirketlerinin
eline teslim olmaktan başka çaresi yok-
tur."
türmesi önknecektir. Yabancı sermayeye ancak
kesin zaruret olan alanlarda ve yeterii ihracat
yapması şarü ile inn verilcıektir."
Ecevit'in, genel başkan olarak ilk seçim
sınavını verdiği 1973'te söyledıkleri, genel sek-
reterken söylediklerinden farklı değildi. Eeevit,
CHP'nin kuruluş yıldönümü olan 9 Eylül 1973
günü tstanbul'da Taksım Meydanı'nda 100 bi-
ni aşkın insana seslenirken şöyle konuşuyordu:
"Arap şey hleri petroUerini millileştinnek için
çalışırlarken Türkiye'deki sözde milliyetçiler,
madenlerimizi dışanya peşkeş çekmektedirler."
Partisinin programmda, yapılmasma güvence verdiği sözleri unuttu
Eeevit programıyla çeBştiANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Uluslararası tahkime ihşkin anayasa
değişikliğine karşı çıkanlan "her ye-
niliğe karşı çıkmayı devrimcilik san-
makla" suçlayan Başbakan Bülent
Eeevit, özelîıkle sosyal güvenlik, ver-
gi düzenlemeleri ve tahkim konusun-
da partisinin programıyla çelişiyor.
Hükümet ortaklannın haztrladığı
anayasa değışıklığı teklifıni toplum-
sal muhalefete karşın kabul ettirme-
ye çalışan Eeevit. partisinin progra-
mında '•anayasa ha/ıriıklannın her
aşamasında toplumun tartısması ve
katkısınaaçıkolacağr vaadinde bu-
lunuyordu. Anayasaya özelleştirme-
yi eldemeye hazırlanan Ecevit'in ge-
nel başkanı olduğu DSP'ninprogra-
mı devletçi bir anlayışı gözler önüne
seriyor. Eeevit, kendi hazırlattığı ve
kayıtdışı ekonomiyi kayıt altına alan
vergi reformunda sermaye çevreleri-
nin baskısı üzerine ödün verirken,
partisinin programı. •'Vergi yönetimi
ve denetimi etİoli kıhnarak. gereğince
vergilendirilmeyen bazı yüksek ka-
zanç alanlan vergileme kapsamına
aunarak, vergi geürleri arrünlacak;
ancaktoplam vergi gelirlerinde ücret-
lilerin payı azalnJacakUr" ifadesıni
içeriyor.
Ataturkün "Özgürlük v« bağun-
stdık benim karakterimdir" sözleri-
ne vurgu yapan programda partinin
ekonomiye bakışı özetle şöyle:
• Ekonomik kalkınma, sosyal ada-
letle. sosyal güvenlikle ve demokra-
sıyle bağdaştınlarak hızlandınlacak-
tır.
• Refah da. özveri de hakça bölü-
şülecek ve bubölüşümün nasıl olaca-
ğını halk belirleyecektir.
• Üretkenlik, baskıyla veya eme-
ğin sömürülmesiyle değil, demokra-
tik katılımla artunlacaktır. Sosyal gü-
venlik, tasarrufu çoğaltıcı ve kaynak
arttıncı biçimde yaygınlaştınlarak
doyurucu düzeye erişilecektır.
• Işçilerin. toplusözleşme, grev ve
sendikacılık haklan üzerindeki de-
mokrasiyle bağdaşmayan sınırlama-
lar kaldınhrken. aynı zamanda, belir-
li ölçütlere uygun işyerlerinde yöne-
time ve sorumluluğa katılmalan ve
kârdan pay almalan sağlanacaktır.
• Toplusözleşmelerin genel çerçe-
vesi, ilkeleri ve iç dengeleri ülke dü-
zeyinde toplumsal anlaşmalarla be-
lirlenecektır. Bu toplumsal anlaşma-
lar demokratik kurallara göre yapıla-
cak ve zorlayıcı olmayacaktır. Top-
lumsal anlaşmalar. yalnız ücretleri ve
• Hükümetin uluslararası tahkime ilişkin anayasa değişikliği
teklifini toplumsal muhalefete karşın kabul ettirmeye çalışan •
Eeevit, partisinin programında 'anayasa hazırlıklannın her
aşamasında toplumun tartısması ve katkısına açık olacağı' vaadinde
bulunuyordu.
• Anayasa değişiklikleri toplumsal uzlaşmayla gerçekleştirilecek.
• Özelleştirmede tckelleşme önlenecek.
• Para politikası toplumsal gerçeklerden soyutlanmadan
saptanacak. . ; »-.
• Vergi yönetimi ve denetimi etkili kıhnarak, gereğince
vergilendirilmeyen bazı yüksek kazanç alanlan vergileme
kapsamına ahnarak, vergi gelirleri arttınlacak; ancak toplam vergi
gelirlerinde ücretlilerin payı azaltılacaktır.
çalışrna koşullanm değil. genel eko-
nomik ve sosyal sorunlan da kapsa-
yacaktır. Böylece, ekonomik. mali ve
sosyal politikalann belırlenmesinde
demokratik işçi katılımı sağlanacak-
tır.
• Özel sektörde tekelleşme eğılim-
leri önlenerek hakça bir yanşma or-
tamı oluşturulacaktır.
• Devlet sektörünün genişliği de-
ğil, devletin ekonomiyi halk katılı-
mıyla vetoplumyaranna etkin biçim-
de yönetebilmesi önem taşıyacaktır.
• Altyapılar ve kamu hizmeti gö-
ren kuruluşlar devlet elinde buluna-
caktır; doğal kaynaklar devletçe işle-
tilecektir; savunma sanayii devlet
sektöründe yer alacaktır.
• Devlet sektöründeki ekonomik
işlevli işletmeler devletin kanşma ve
koruma alanı dışına çıkanlacaktır.
Bunlann yönetimlerine ve yatmmla-
nna siyasal iktidarlar kanşamayacak-
lardır. Hepsi, çalışanlann yönetimin-
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
de, denetıminde ve sorumluluğunda,
özel sektör işletmeleriyle eşit koşul-
lar altında çalışacaklardır. Pazar ku-
rallan içinde kendi yaratacaklan kay-
naklarla yeni yatınrnlar yapabilecek-
lerdir.
• tşletme düzeyinde kârlı olmasa
büe topluma ve makro düzeyde eko-
nomiye yararb olacak, geri kalnuş yö-
relerde yaueüdleriyle gelişmeyi hız-
landıracak, öncü ve doğurgan işlet-
meler, devletçe kurulacaktır ve bun-
lann sorumluluğunu devlet üstlene-
cektir.
• Planlamanın genel hedefleriyle
ilkeleri ve makro dengeleri, toplum-
sal örgütlerin, yerel yönetimlerin,
halk sektörünün ve özel sektörün ka-
tılımıyla, merkezde saptanacaktır; fa-
kat bu genel hedefler, ilkeler ve mak-
ro dengeler çerçevesinde, plarun içe-
riği. nerelerde ne yatınmlar yapılaca-
ğı, çevreden merkeze doğru beürlene-
cektir.
• Pazar kurallan özenle göz önün-
de tutulacaktır, fakat ekonomi ve top-
lumpazann tutsağı ohnayacaktır. Pa-
zarkurallan, ekonomininbaşka araç-
lanyla uyumlu olarak, toplum yaran-
na değerlendırilecektir.
• Devletin ekonomiyi toplum ya-
ranna yöneten denetleme işlevini,
ekonomide yapısal değişikliğe öncü-
lük görevini ve sosyal yükümlülükle-
rini yerine getirebihnesi için, kamu
gelirleri ve harcamalan büyük ölçü-
de arttınlacaktır.
• Vergi yönetimi ve denetimi etki-
li kılınarak, gereğince vergilendiril-
meyen bazı yüksek kazanç alanlan
vergileme kapsamına alınarak, vergi
gelirleri arttınlacak; ancak toplam
vergi gelirlerinde ücretlilerin payı
azaltılacaktır.
• Bir yandan halk sektörü güçlen-
dirilerek ve sermaye piyasası güven
verici ve çekici duruma getırilerek,
bir yandan da spekülatifkazanç kapı-
lan kapatılarak ve spekülatifkazanç
arayışlannın yapısal. psikolojik ve
sosyal nedenleri giderilerek, tasarruf-
lann ve kaynaklann üretken yaünm-
lara yönehnesi sağlanacaknı.
• Faiz oranlan, tasarrufu özendi-
ren fakat maliyet enfiasyonuna neden
olmayan ölçüler içinde tutulacaktır.
• Yapısal değişiklik sürecinde, iş-
sizlik sorununa geçerlı çözümler ge-
tnihnesi öncelikle gözetilecek, ancak
buçözümlerülkenin geleceği için ge-
rekli teknolojik atılunlan engelleme-
yecektiı.
Dünü bugününden solda
Ekonomi Servisi - "Bunlar renkli televizyo-
na da karşı çıkmışlardı" diyerek tahkime kar-
şı tavır alanlan eleştiren Başbakan Bülent Eee-
vit, 1995 yılında enerii alanında tahkimi ola-
naklı kılacak 3974 sayılı yasa ile yap-işlet-
devTet projelerini imtiyaz kapsamından çıkar-
mak isteyen 3996 sayılı yasalann iptali için
Mümtaz Soysal' m önderliğinde açılan davalar-
da yer aldığını unutmuş görünüyor.
KÎGEM tarafindan hazırlanarak Meclis'te-
ki tüm milietvekillerine sunulan "Kamu hiz-
metivetahkün" başlıklıkitapçıktabirzaman-
lar siyasilerin demeç ve tavırlanndakı rutarsız-
lık ortaya konuluyor. Kapitülasyonlarla eşde-
ğer olarak görülen uluslararası tahkimi yaban-
cı sermayenin gelmesi için şart olarak göste-
ren Başbakan Bülent Eeevit, bir yandan da
tahkime karşı olanlan eleştiri yağmuruna ru-
tuyor.
Eeevit, 1995 yılında enerjide tahkimi ola-
naklı kılacak yasalara karşı KİGEM Vakfı
Başkanı Mümtaz Soysal'la birlikte hareket et-
tiğini unutmuş görünüyor. Işin ilginç yanı tah-
kim için anayasa değişikliği teklifi hazırlayan
57. hükümetin bakanlanndan Mustafa Yıhnaz,
Nami Çağan, İsmail Cem ve İstemihan Ta-
lay'ın da aynı dönemde yasalann iptali için
imza verenler arasında yer alması. Bu arada
kitapçıkta. DSP lideri Ecevit'in 1995'te önce
kamu hizmetlerine tahkimi getirmek üzere çı-
kanlan yasalann iptali için imza verdiğine
dikkat çekıliyor.
4
Memur örgiitlenebilir'
ANKARA (CumhuriyetBûrosu) - Başba-
kan Bülent Eeevit, temel insan haklanndan
biri olan örgutlenme özgürlüğünün, aynm-
sız bir biçimde tanınmasının, çalışanlann
vazgeçilmez hakkı olduğunubelirtti. Eeevit,
yayımladığı genelgede kamu göreviilerinin
sendika ve konfederasyonlar şeklinde örgüt-
lenmelerine engel olunmamasını istedi.
Başbakan Eeevit imzasıyla Devlet Bakan-
hğı ve Başbakan Yardımcılıklan ile bağlı ve
ilgili kuruluşlar, valilik ve belediyeler, Yük-
seköğretim Kurulu Başkanlığı, Milli Gü-
venlik Kurulu Genel Sekreterliği, Başba-
kanlık ve bağlı kuruluşlan ve Başbakanlık
merkez teşkilatına gönderilen genelgede,
demokratik ve sosyal hukuk devleti olmanuı
en önemli göstergelerinden birinin örgütlen-
me özgürlüğünün oluşturduğu bildirildi.
Temel insan haklanndan biri olan örgut-
lenme özgürlüğünün, aynmsız bir biçimde
tanınmasının, çalışanlann vazgeçilmez hak-
kı olduğu belirtilen genelgede şöyle denil-
di:
"Esasen, ülkemizin de taraf olduğu tnsan
Haklan Evrensel Büdirisi, tnsan Haklan ve
Temel Özgürlükler Avrupa Sözleşmesi, Av-
rupa Sosyal Şartı gibi uluslararası metûüer
ile Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO)
onayladığımız 87,98 ve 151 sayüı sözieşme-
ierinde memuıiar dahiltüm çahşaıuann sen-
dikal örgütler kurmalan, bu sendikalar ile
üst kuruluşlannm amaçlan doğrurtusunda
etkinlikJerde bulunabUmeleri kabul edilmiş-
tir."
Rıdvan Budak
'Solculara
yönelik sözler•• •• •• •
uzucu
TÜREYKÖSE
ANKARA- Başbakan Bülent Ecevit'in
önceki günkü grup toplantısında tahkime
karşı çıkanlan "köprüye, televizyona karşı
çıkan solculara" benzetmesi partisinde ra-
hatsızlık yarattı. Grupta bu sözleri alkışla-
mayanlardan tstanbul Milletvekili Rıdvan
Budak, "Toprak işleyenin, su kuDanamn,
kim dedhse, bizim kuşak solculuğu ve dev-
rimcihği ondan öğrendi, onun peşinden git-
tL Köprüye solculuktan değil, plansızhktan
dolayı karşı çıkanlann bu ülkeyi hiç yönet-
mediğmi unurmamakgerekir" dedı. Budak
aynca. "sayüan binde birkrk ifade edflebi-
leceksoicuları hedefkyebikcek sözlerin üzü-
cû olduğunu" söyledi.
Eeevit, önceki günkü grup toplantısında
"tereddüthT milletvekillerini uluslararası
tahkim konusunda ikna etmeye çalışırken
"sofculuk"la ilgili olarak da ilginç değerlen-
dirmeleryaptı. Ecevit'in, "Geçmişteköprü-
ye, renkli çok kanallı tetevizyona karşı çı-
kanlann bugün ilericiük adınatahkime kar-
şı çıkbğmı" söy lemesi ve "Çok şükûr DSP,
böyle bir solculuk ankyışuıdan, kaü devlet-
çi anlayıştan kendisüıi kurtarnuşnr" deme-
si grupta rahatsızlık yarattı. Eeevit, bu söz-
ler üzenne dünkü Sabah gazetesinin man-
şetinde "75'ükdevrimci" ilan edilirken, di-
le getirilen solculuk anlayışı bazı milletve-
killerini rahatsız etti. Grup toplantısında bu
sözleri alkışlamadığı dikkati çeken millet-
vekilleri arasında yer alan Rıdvan Budak,
Cumhuriyet'in sorulanru yanıtlarken şu de-
ğerlendırmeyi
yaptı: "Toprak
işleyenin, su
kullanamn.
kim dedryse bi-
zim kuşak sol-
cıüuğu ve dev-
rimciliği on-
dan öğrendi ve
onun peşinden
gitti. Umuyo-
rum ki. saym
genel başkan
bugün dürıya-
daki entegras-
yonun ekonomik boyutunun topyekün red-
dedSmesine karşı bu sözleri soylemiş ofeun.
Birtakun gazetelerdeki, bizi kasteriği yo-
rumlanna katılmak mümkiin degfl. Gün-
gör Uras gibi siyasal tercihi liberalizmden
yana olan, Hasan Pulur gibi doğrulan yaşa-
mmın ve yaşının en ileri düzeyinde ifade e-
den tecrübeli gazetecilerin söyiediklerine
ben de katıuyorum. Köprüye karşı çıkanb-
nn solculuklanndan değil. plansızhktan do-
layı karşı çıktığmı ve bu insanlann ülkeyi
hiç yönetmediğini unutmamak gereldr."
Budak, ~l lusal çıkarlar ve ulusal benfik
korunmadan uluslarası anlaşmalara 'evet'
denemez. En azmdan TBMM denetimi mut-
laka olmalı" dedı. Budak, sözlerini şöyle
sürdürdü.
"Sayılanbinde birlerleifade edilebflecek
solculan hedefleyebilecek sözlerin, kamu-
oy unda bunca say gın ulusal birliği, ulusal çt-
kaıian ve dünyadaki değişimi çok iyi takip
eden bürün çevrelere bütün aydınlara yö-
nemlmesi üzücüdür. Dünyadaki gelişmele-
rl bu filkede liberal geçinip her şeyi serma-
yenin çıkar çevTelerinin devlete vergi ver-
mek istemeyenlerin takip ettiğinden çok da-
ha iyi takip ettiğimizi, anladığunızı herkes
bilmetidir. Bir başka boyut da.yalnıztkare-
tin entegrasyonunu savunanlar liberalizmin
demokratik boyutunu arnk görmeUdirler,
diyx>ruz. Ama itici olmanın. farklı görüşle-
ri reddetmenin, 'en doğrusu benim söyle-
dığimdır' demenin çağı ve dönemi geçmiş-
tir"
Rıdvan Budak