19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 1999 CUMA HABERLER MECLİS'İN KADINLARI / 4 Sorunları gündeme getirmek zorGURGUNSAY Ülkemizde çağdaş kültür ve sorunları ıle geleneksel kültür ve sorunlan bir arada yaşanıyor. Ekonomik ve sosyal açıdan bin bir sorun- la bocalayan ülkemizde ya- şam şartlan ağır. Ülkede ya- şam şartlan ağırlaştıkça ka- dınlann şartlan daha da ağırlaşıyor. Büyük şehirleri- mizde yaşayan. Atatürk devnmlerinden yararlana- rak çağdaş dünyanın birer üyesi halıne gelmiş olan ka- dınlar. çağdaş ülkelerdeki hemcinslerıne nasip olan haklara kavuşamamanın eziklıği içinde... Diğeryan- dan Atatürk devrimlerinın ulaşamadığı, yani gelenek- sel kültürün egemen olduğu bölgelerde özellikle Anado- lu'da yaşayan kadınlann du- rumu daha zor. DlE'nin 19% yıh kadın ıstatıstikleri yerilerine göre tanm sektö- ründe 4 milyon kadın **üc- retsiz aile iypâ" olarak çalı- şıyor. Ülke tanmının önem- li bir bölümünü gerçekleştı- ren bu kadınlar, hiçbir ücret almıyor, yani köle statüsün- de bulunuyor. Bu ülkede 6 milyon kadın okuma-yazma bılmiyor, yani 5vdhkzorun- hı eğitim hizmeti onlara u- laştınlmamış. Anadolu'da kadınlar töre gereği aile ka- ranyla öldürülüyorlar. Bu- ralarda kadınlar başlık para- sı karşıhğında evlendirilme, imam nikâtu, çok kanlılık gıbı şeriat kuraDanna boyun eğmek zorunda. Dahası böy- le ihmal edilmiş, kaderi ik baş başa bırakümış olan ka- dınlar: suça, teröre, irticaya kanşan çocuklann anaları ohıyoriar. Bütün bunlar de- mokrasımizin kadınla ilgilı sıkmtılan... Çağdaş uygar- lık düzeyıne ulaşmayı he- defleyen ülkemizde, bu so- runlanmıza çözüm ararken kadınlann Meclisımızde temsil edilmesi önem kaza- nıyor Kadınlann temsil edil- mesi. herhangi bir konuda ülke bireylerine belli bir standartta hizmet verilirken kadınlann o standarda eriş- mesini zorlaştıran gelenek- selengellerin dedikkate alın- masu özel bir önemle kadın- lann da a>nı çizgiye çekilme- si amacım taşıyor. Açıkçası, nüfusun yansının daha dü- şük bir gelişmışlık düzeyin- ANKARA ÜNtVERStTESt REKTÖRLÜĞÜ'NDEN Aşağıda anabılim dalı ve bılım dalı ıtıbanyla unvanı ve şartlan belırtılen ünıversıtemız fakülte. yûksekokuL enstıtu ve bölümlertnde açık buhman kad- rolara 2547 savılı Yükseköğretım Kanunu'nun ılgılı maddelenne göre ogretım elemanı ahnacaktır tsteklılenn 20 Agustos 1999 Cuma günü saal 17 OO'ye kadar yardımcı doçent ve öğretım görevlısı kadrolan ıçın ılgılı bınmlere. profesör, doçent ve okutman kadrolan ıçın ıse Rektörtük PeriOnel Daıre Başkanlıgı'na bir dılekçe. ekınde öğremm durumlannı göstenr belge. ozgeçmty, nüfus cüzdanı öme- |ı ıprofesör kadrosuna ba$vuracaklar. özgeçmışlennı, doçentlık belgelennı. bılımsel yayınlannı. kongre ve konferans tebhğlen ıle bunlara yapılan atıfla- n. sanat eserlennı, ıcralannı ve bunlara ılışkın dokûmanı, eğıtım-öğretım faalıyetlennı. yönelımlennde devam edetı ve bıten dokiora. sanatta yeterlık ve- ya yükseklısans "'bılım uzmanlığı" çalışmalanm. ünrversıte veya yûksek teknöloji enstılûsûne kalkılannı kapsayan eserlennı ve başlıca esenn belırtıldı- gı yavm listesmı 6 Ukım. doçent ve yardımcı doçent kadrosuna başvuraeaklar ıse bılımsel çalışma ve >ayınlannı, özgeçmışlennı. doçentlık belgelennı ve yayın lıstelennı 4 talum halınde) ıle bırlıkte başvurmalan nca olunur NOT: 1 - Profesör ve doçent kadrolarma dannı statuye göre atama yapılacak olup. adaylarda ünıveratemızce belırienen koşullara uyıtıa şam aranacaktır 2- Yardımcı doçentlık ıçın başvurular hangı yabancı dılden sınava gıreceklennı dılekçelennde belırteceklerdır. 3- Yardımcı doçent kadrosuna başvuracak adaylarda ünıveratemızce belırienen koşullara uyma şartı aranacaktır 4- Ilgılı dallann gerektırdıgı dığer şartlar ıdarelerce adaylara duyurulacaktır 5- Posta ıle yapılan başvurular kabul edıhneyecektır 1 1 1 1 2 1 PROFESÖR DOÇENT VRD.DOÇ, KD 2 2(2) 1 1 1 Dtl VE TARİH-COĞRAF\ \ F\K, PROFESÖR DOÇEYT VRD.DOÇ. Yenı Tûrk Edebıyalı \BD YenıçağTanhıÂBD ItalvarTDılı ve Edb ABD Protohıstorya ve Onasva Arkeo.ABD. Alman Dılı've Edebıyatı ABD Deneysel Psıkolojı ABD Sınolojı ABD Latın Dılı ve Edebıyatı ABD Rus Dılı ve Edebıyatı \BD Bılım Tanhı ABD Tıyatro Tanhı ve Teonsı ABD Fransız Dılı ve Edebıvan ABD Amenkan Kürürü ve Edebıyatı ABD Gelenekler ve Tdreler ABD Leh Dılı ve Edebıyatı ABD Hungarolojı ABD Fızıkı Antropolojı ABD Kürüphanecılık Bölûmü Genel Sosyolojı ve Metodolojı ABD Maddı Kültür ve Halk Oyıınlan ABD DİŞ HEKİMLİf.l FAKlLTESt Agız. Dı4 ve Çene Hast Cer ABD Protetık Dış Tedavısı ABD Dı$ Hastalüdan ve Tedavısı ABD Oral Dıagnoz ve Radyoloı ABD Pedodontı ABD Penodontolojı ABD. (1) Konservatıf Dıs Tedavısı Bünn Dalt, (2| Bm Konservatıf Dış Tedavısı Bılım Dalı. dığen Endodontı Bılım Dalı ıçın ahnacaktır ECZACILIKFAKtLTESİ PROFESÖR DOÇENT YRD. POÇ. AnahtıkKamvaABD 1 1 BıyokımyaABD - - 1 Farmasöûk Mıkrobıyolojı ABD - - 1 FarmasöakBotanıVABD - - 1 Eczacılık Işletmecılıgı ABD - 1 Farmakognozı ABD Farmasönk Teknolojı ABD Farmasötık Kımva ABD Farmasötık Toksıkolojı ABD ÇANKIR1 OR.MA.N f AKLLTESİ Orman tibaatı \e Transpcrru \BD EĞtitM BtLİMLERI FAKİLTESİ Ep\onTef vePlan \eEko \BD - • 2|1) Egıtımde Psıkolojık Hızmetler ABD • 1(2) 2(3) ZıhınEngellılennOgretmenlıgıABD 1(4) - 4(5) BılgısayarveÖgrenmTek.EfırımıABD - 1(5) 1(6) OkulOncesıÖgretmenlıgıABD - 1(7) 2(8) Sıruf Ûgretmenlıgı ABD - 2(9) 1(10) Sosyal Bılgıler Ögretmenlıgı ABD. - 1(11) 2(12) (1) Adavlardan bınnde Eğıtım Istanstıgı ve Arastırma alanında doktorasını ta- mamlamış olma, dıgennde Halk Egınmın Kuramsal Temellen alanında dokto- rasını tamamlamış olma; (2) EJıtımın Psıkolojık Temellen alanında doktorasını tamamlamış olma; (3) Adaylardan bınnde Psıkolojık Danışrna ve Rehberlık alanında doktorasını ta- mamlamı; olma, dığennde Eğıtınnrı Psıkolojık Temellen alanında doktorasını tamamlamıs. olma. (4) Işıtme Engellılenn Egıtımı alanında yetısmı; olma; (5) Adaylardan bınnde Zıhm Engellılenn Egıtanı. dığennde Oıl ve Konuşma Bozukluklan, ılıger ıkısınde ıse lşıtme Engellılenn Egıtımı alanlannda yetışmı; olma, (6) Egttrm Teknolojisı alanında doktorasını tamamlamıs. olma; (7) Gehştm ve öğrenme alanında yetışmış olma; (8) Çocuk Gelışımı alanında yetışmış olma, (9) Adaylardan bınnde Gûzel Sanatlar Egıtimı alanında doktorasuıı tamamlamıs olma. diğennde Fen Bılgısı ögretımı alanında yetismış olma; (10) Matematık öğretmı alanında yetışmış olma; (11) Eğmm Felsefesı alanında doktorasmı tamamlamıs olma. (12) \daylardan bınnde Cografya alanında yetışmış, dığennde tlkçağ ve Orta- çağ Tanhı alanında yetışmış olma şartı aranacaktır PROFESÖR DOÇENT YTtDJOÇ. 1 1 PROFESÖR DOÇENT PROFESÖR 1 1 DOÇENT lll) 1 I YHD.POÇ I 1 1 2 YRD.DOC 2(21 2(3) 2(4) 1 2 1 1 PROFESOR DOÇENT VRD.DOÇ. 1 PROFESÖR DOÇENT VRD.DOÇ. HTJKUK FAKÜLTESI PROFESÖR DOÇENT VHDJOÇ. Ekonomı ABD Ticaret Hukuku ABD Roma Hukuku ABD Hukuk Felsefesı ve Sosyolojısi ABD Vergı Hukuku ABD tlAHİYATFAKtLTESl TefsirABD Hadıs ABD K.elamABD. Tasavvuf ABD Dtnter Tanhı ABD Dın Psıkolojısı ABD. Dm Egıtımı ABD. ; Islam Tanhı ABD Tûric Dın Musta ABD '' ŞTVASALBİLGtlERFAK. Uretım Yonetımı ve Paz ABD Sayısal Yöntemler ABD Yönetım ve Çalışma Sosyolojısı ABD UluslararasıflışkılerABD Kentleşme ve Çevre Sorunlan ABD Malıve Teonsı ABD SAĞİlk EĞİTİM FAIvİLTESİ Sağlık Egmmı ABD Saglık Yönenmı ABD Temel Saglık Bılımlen Bölûmü 1I) Tıp Fakültesı mezunu ve Halk Saglıgı docentı olması. (2) Adaylann Egıtım Programlan ve ögretım bölûmü mezunu olmalan. (3) Adavlardan bınnın. Saglık Kurumlan Yönetımı alanında doktora yapmış ve Enformasyon Sıstemlen ve Kantıtatıf Yöntemlerden mezun olması. dığennın ıse Bıvoıstatıstık ve Bılgısayar konusunda uzmanlaşmıs olması. (4) Adaylardan btnnın, lum>a alanında doktora yapmış olması. dığennın ıse Tıp Fakültesı mezunu ve Mıkrobıyolojı ıhtısası yapmıj olma şam aranacakür T1PFAKÎLTESİ ' PROFESOR DOÇENT YRD.DOÇ Deontolojı ABD • 1 Çocuk Saghgıve Hast ABD - 4(14) FcıkseL Tıp \e Rehabıhtasyon ABD 1 Halk Saglıgı ABD - - 1 Gögus Hastalıklan ABD İç Hastalıklan ABD 2(3) Kardıvolo)i ABD * Çocuk Cerrahbi ABD - Plastık ve Rekonstrüktıf Cerrahı ABD Genel Cerrahı ABD Rıdyodıagnostık ABD Hıstölojı ve Emfanyoloji ABD Çocuk Ruh Saglıgı ve Hast ABD 1 Fızyok)]i ABD Ortopedı ve Travmatokıj ı ABD Bıyokım>aABD 1 Kalp ve Damar Cerrahısı ABD - 1 (1) Adaylardan bın Neonatolojı Bılım Dalı. bın Çocuk Endoknnolojısı Bılim Dalı. bın Çocuk Immünolojısı Bılım Dalı ıçın alınacak olup, bınnde ıse Klınık Baktenyolojı ve Infeksıyon Hastalıklan Uzmaru olma şartı aranacaktır (2) Alerjık Hastalıklar Bılım Dalı ıçın, (3) Tıbbi Onkolojı Bılım Dalı ıçm. (4) Kan Bankacılıgı ve Transfüzyon Tıbbı Uzman olma şartı aranacak olup. He- matolojı Bılım Dalı ıçm alınacaktır (5) Tıbbı Onkolojı Bılım Dah ıçın Tıbbı Onkolojı Uzmanı olma şartı aranacak- tır. NOT: Yardımcı doçent kadrolanna atanacaklarda 3 yılhk uzman ohna şartı ara- nacaktır VETERtVERFAKÜLTESİ PROFESÖR DOÇENT VRP.DOÇ ZooteknıABD ! Bıyometn ABD Cerrahı ABD. Bıyokımya ABD Farmakolojı ve Toksıkolojı ABD. Hayvancılık lşletme Ekonomısı ABD (1) Vetenner Cerrahı Bılım Dalı ıçm alınacaktır 2<2) 1(4) 1 1 2 2 1 1 1 1 - 1(5) 1 - 1 KD 2 I FENFAkİLTESt Fıak Vlühendijlıft Bölûmü Katıhal Fızığı ABD Matematıkiel Fızık \BD PROFESÖR DOÇENT YRDJOÇ. 1 Katıhal Fızığı ABD Kımva Bölûmfi Bıyokımya ABD 1 AnalıükkımyaABD 1 Fınkokımya ABD Organık Kımva ABD ktatıstık Bölmpu Uygulamaiı lstatısnk ABD 1 tstatısnk Teonsi -\BD Yöneylem Araştırması ABD OlasıîıkTeo veOlas SûreçlenABD Elektromk Mûhendıshgı Bölumû DevTeler v e Sıstemkr ABD Haberleşme ABD Elektromanvetık Alan veMıkro Tek. ABD - FEN FAKİLTESİ Jeolop Mühendblı^ı Bölûmü Genel Jeoloıı Bıyoloıı Bölûmü Bötanık ABD Zoolojı ABD. Bıyoteknoloıı ABD Hı'drobıyolojı ABD 1 Mlküi B l ZtRAATFAKLLTESt Bahçe Bıtkılen .ABD Entomolojı ABD Fıtopatolojı ABD Gıda Mühendıslıgı ABD. Peyzaj Mımarlığı ABD Tanrn Polmkası ve Yayın ABD Tanm Makmalan ABD Tanmsal YapılarveSulama ABD Toprak ABD EV EKONOMtSİ YİKSEKOKIU Beslenme ABD HEPATOLOİİENSTİTÎISÜ BEDEN EG, \T SPOR YİX0K. Spor Yönetım Bılımlen ABD ÇNKIRISOLIKM'KSK PROFESÖR 1 1 1 1 DOÇENT 2 YRP.DOÇ 1 PROFESOR DOÇEM VRD.DOÇ PROFESÖR PROFESÖR PROFESÖR DOÇENT VRD.DOÇ 1 DOÇENT DOÇENT ANKARA CEBECİSAĞ. \ İK.OK. PROFESÖR DOÇENT 1 ! 11) Hemşırelık Bılım Dalı ıçm alınacaktır DİKİMEVİSAĞUK HİZ. MES.Y .0. PROFESÖR YRD.DOÇ 1 YRD.DOÇ 3 YRDJOÇ KD yj Moleküier Bıyoloıı ABD Genel Bıyolojı ABD Kımva Muhendıslı^ı Bölûmü Kımy asai Teknolojıler ABD Temel tşlemler Termodınamık ve Enerjı Tek. ASD Astronomı ve Uzav Bılımlen Bölumû Genel Astronomı ABD DOÇEM YHD.DOÇ 1(1, (1) Adaylarda Pretez-Ortez alanmda dokiora yapmış doçent olma şam aranacaktır K.4LECİKMESUKYİKSEKOK. ÖĞR.GÖR. 2ıl) (I) Gıda Teknolojisı Programı ıçın alınacak olup. adaylarda Gıda Mühendıslıgı dalında doktora yı da master yapanlar tercıh edılecekur LEKYLKSEKO Ö Ğ Ö y BEYPAZARIMESL yapalar e e c e LKSEKOK. ÖĞR.GÖR. (1) Bankacılık programı ıçm ekonooııst funzm rehberhfı programı ıçın arkeolog 2 olma şartı aranacaktır 2 TÜRKDİLİBÖLİm OKITMAN 1 1 TtRKÇE ÖĞRETİM MERKEZİ OKITMAN 1 Ingılızce 7 B 37827 çkJ iyasi partilerimizin, Meclisimize kadın milletvekillerini taşırken "Ülkede yaşayan kadınlann sorunlannı bu kadın milletvekilleri yardımı ile çözeriz" şeklinde bir düşünceye sahip olduklannı söylemek zor. Siyasi partiler, kadmlan demokratikleşmenin sembolik ve göstermelik bir öğesi olarak düşünmüş, bu yüzden birkaçım Meclis'e taşımak gereğini duymuş gibiler. de kalmaması için siyasi ka- rarlara kadın boyutu kazan- dırmak gerekiyor. Seçılen kadınlarla 10 gün boyunca yaptığım söyleşıler ışığında, niteliklen ne olur- sa olsun, kadın milletvekil- lerinin çoğunun imkân bula- bilirlerse kadın konulannda çalışmak ısteğtnde oldukla- n söylenebılir. Böyle olun- ca. uygun bir çalışma orta- mı bulup bulamayacaklannı da araştırmak gerektı. Partilerin kadın milletvekillerine bakışı Sıyası partilenmizin, Meclisimize kadın milletve- killennı taşırken "Ülkede yaşa>an kadınlann sorunla- nnı bu kadın milletvekilleri N^rdmuileçözeriz" şeklinde bir düşünceye sahip olduk- lannı söylemek zor. Siyasi partiler, kadınlan demokra- tikleşmenin sembolik ve göstermelik bir öğesi olarak düşünmüş. bu yüzden bırka- çmı Meclis'e taşımak gere- ğini duymuş gibiler. Oysa kadınlann secilmesi değiL seçildikten sonra ülke yara- nna ne yapacakkn önemlL Açıkça anlaşılan o ki. siyasi partiler kadınlan Meclis'e taşımakla yetiniyor ve onla- nn ikincil görevlerde o\ alan- malannı uygun buluyorlar, Meclisimize türbanlı kadın- lann girmesıne ızin verilmı- yor ama çağdaş kadınlar da hükümette bakanlık, baş- kanlık dıvanmda üyelik. grup sözcülüğü, komisyon başkanhğı gibı görevlere yaklaştınlmıyorlar. Oysabu görevlerin bir kısmı özellik- le mevcut 34 bakanlığın ba- zılan, kadın duyarlığı ve ka- dın karakteri açısından bir kadın için daha uygun sayı- labilir. Tartışmasız bir kadın tarafından yürütülmesi ge- reken kadından sonımlu De\let Bakanbğfnı bir kena- ra bırakıp dığer bakanlıkla- ra da bakılabilir. Örneğin Millı Eğitim Bakanımız çağdaş bir kadın olsa, okul- lardaki türban sorunu ken- disini de direkt olarak ılgı- lendırdiğınden, konuyla da- ha titızlikle ılgılenebilır. Bu bakanımız kadın olsa, kız çocuklannın eğitim hizmet- lerinden eşıt yararlanması konusunda daha duyarlı ve daha aktif olabilir. Genel olarak eğitim hizmetleri ge- liştirilirken kız çocuklannın önündeki geleneksel engel- ler için önlemler getirebilir. Okul kitaplanndan kadınla- n ikincil gösteren öğelen te- mızleyıp yetışen nesillerin çağdaş değerlen benimse- mesine yardımcı olacak öğeleri yerleştirme konusu- na önem verebilir. Meclisi- mızın içinde ve dışında bu anlayışla adı geçen görevle- n yetkinlikle yürütebilecek onlarca kadın var. Kısacası ay nmcıhk hastalığı dışında, kadınlann yetkılı görevlere getinlmesini önleyecek ma- kul bir gerekçe bulmak zor. Böyleyken siyasi partilerin kadın milletvekillerini etkin görevlerden dışlamalan. ül- kenın çağdaşlaşması açısın- dan talihsizlik. Kadın mllletvekillerinln sayısal yeterslzllğl Meclisimizde 22 kadın milletvekıli bulunuyor. Bunlann görev alabileceği karar organlan da, hükümet, TBMM Genel Kurulu, par- ti gruplan, 16 adet Meclis komisyonu, tali komisyon- lar, özel konulaTda geçici olarak oluşturulan arastırma komisyonlan ve soruşturma komisyonlan, belli ülkeler ile ilişkileri düzenleyecek dostluk gruplan (Türk- Fransız dostluk grubu gibi), Avrupa Parlamentosu, Av- rupa Parlamentosu'nun ko- misyonlan vb. Bu karar or- ganlannm hepsinde nüfAısun yansını oluşturan kadınlan da ilgilendıren sorunlar ko- nuşuluyor. Buralarda makul sayıda kadın milletvekilleri- nin de bulunması. yani ka- dınlann da temsil edilmesi demokrasi gereği. Oysa Meclis'teki çalışma ünıtele- rinın sayısına bakıldığında toplam sayısı 22 olan kadın mılletvekılınin, hıçbır karar organında yeterh sayıda ola- mayacağı, kadınlan savuna- mayacağı açıkça görülüyor. Nitekım kadınlar aleyhıne olan kararlann Meclis'te hiçbir dırençle karşılaşma- dığı gözlenıyor. Omeğin emeklilik yaşı kadınlarda 38, erkeklerde 43 iken her i- ki cins için 62'ye yükseltıl- mek isteniyor. Emekçilere ödetilmek ıstenen bu fatura. kadın emekçilere 5 yıl fazla olarak kesiliyor. Çünkü Meclis'teki karar organla- nnda kadın haklannı savu- nacak kadın temsilciler yok. Seçilen kadınlar genel ola- rak Meclis'in belli komis- yonlannda bir veya ikı kişi olarak bulunabiliyorlar. Ko- misyonlann çoğunda ise hiç kadın yok. Kısacası Mec- lis'te kadının adı var, etkjsi yok. Kadın milletvekilleri- nin sayısal yetersizliğmin gidenlmesi için, Türki- ye'nin de imzalamış olduğu "Kadınlara Karşı Her Tür- lû A>Tuncıhğın Önlenmesi", yani CEDAW sözleşmesi- nin 4. maddesınin seçım ka- nunumuza monte edilmesi, böylece "kadın kotası" uy- gulamalannın başlatılması gerekiyor. Kadın sorunlannı gündeme getlrme Nüfusun yansını oluştu- ran kadınlann sorunlan, Meclisimizin yüzde 96'sını oluşturan erkek üyeler tara- findan önemsenmiyor. Bu nedenle kadın sorunlan 5 yılhk yasama dönemınde 5 saat bile gündeme gelemı- yor. Bu konuda geçen yasa- ma dönemınde de Meclisi- mizde görev yapan DYP tçel Mjlletvekili Ayfer Ydmaz; "Üç yılhk geçmişe şöyie bir baktıgım zaman ilginçtir. 8 Mart Dünya Kadınlar Gû- nü için bile gündem dışı söz istediğimiz zaman, 13 kadın olarak iki gün üst üste söz alabilmek için yanşük, o da S dakika. Biz bunu aştıgımız zaman, kadından sonımlu kadın bakanımız da cevap için kürsüye çıkıp hiç ohnaz- sa bir-iki sorunu orada kür- süden ifade edilmiş oklu" şeklinde konuşuyor. Buna benzer sıkıntılar hep dıle ge- tiriliyor. Örneğin geçen dö- nem görev yapan CHP Mil- letvekili Ojn Arash da Mec- lis'te kadın sorunlan ile ilgi- lidoumlı bir komisvonun ol- madığını vurgulamıştı. Oya Araslı. CEDAW sözleşme- sinin hayata geçırilmesıni amaçlayan Meclis Araştır- ması Komisyonu'nun rapo- ru üzennde konuşurken ka- dın sorunlannın böyle iki ay süreli geçici komısyonlarda ıncelenmesinın yetersiz ol- duğunu. Meclis'te bir "cins- lerarası eşitiik daimi komis- yonu" kurulması gerektıği- nı, raporun önerisi olarak ifade etmıştı. Kadın sorunla- nnın gündeme gelemeyişi- nin gidenlmesi için, ülke so- runlan çözüldükten sonra sıra kadın konulanna gele- cek şeklindeki düşüncelerin değişmesL ancak kadın so- runlan önemsendikten son- ra ülke sorunlannın ço/üke- bilecegi düşüncesinin be- nimsenmesi gerekiyor. Çün- kü ekonomik gelişmeye en- geller koyan; hızlı nüfus ar- tışlan, göçler, hatta terör, hatta ırtica gibi temel ülke sorunlannı kadınlan göz ar- dı ederek çözmek mümkün değil. SÜRECEK BIRBAKIMA SERVER TANİLLİ Konudan Konuya... Oktay Akbal'ın, 31 Temmuz günlü Cumhuri- yef'te çıkan Üç Trilyona Osmanlı Kutlaması adlı yazısına eklenecek bir şey yok aslında. Ama faz- la mal göz çıkarmaz, bir iki hatıriatma da bizden olsun: Tarihsel ya da kültürel konularda anma, uygar ülkelerde ağır başlı bir program içinde olur. Uzmanları bir araya getıren bir kollok ya da bir sempozyum düzenlenır; arkasından tebliğler ki- taplaştınhr. Gazete ve dergilerde ciddı yazılar ya- yımlanırken konusuna göre bir iki de sergi düzen- lenir. Bütün bunlar alabildiğine yoğunlukla yapıl- dığı için, anılan da şanına layık biçimde anılmış olur. Bizde olan biten, anma değil, işin soytanlığa dö- külmesidir. Osmanlı Devleti'nin kuruluşunu 700. yılında anma son ömeğidir bunun. Söz konusu olan "anma" da değil, "kutlama"\ Imparatoriuk ayakta olsa, bir tutamağından söz etmek belki mümkün. O da yok: Tarihe kanşip gitmiş. Olsa ol- sa, 700. yılın olumlu- olumsuz bir dökümünü ya- pabilirsiniz. Yıl, bitti bitecek, o da ortada yok! Bir iki çeviri, hepsi bu! Sayın Metin Toker, 25 Nisan 1999 günlü Mil- liyet'te çıkan Osmanlı'nın 700. Yıh adlı yazısında şunlan söylüyordu: "Cumhuriyet Türkiyesi için Osmanlı Imparatohuğu ne birnostalji, ne birmo- deldir. iyi ve doğnj biiinmesi gereken 'bizim tari- himiz'd/r. Kunıluşunun 700. yıldönümü de o an- layış içinde anılmalıdır. Ne 1299 birkutlama, ne 1918 bir karalar bağlama sebebidir." Ama hayıri O "nostalji"y\ sürdürenler, o "mo- del"\ kafalannda taşıyanlar var; 1918, bir "kara- lar bağlama sebebi"ü\r kimi insanlar için, çünkü laik Cumhuriyet'e giden yolu açmıştir. Ve o Cumhuriyet, üstelik bir bağımsızlık simge- sidiri Işte Osmanlı'ya iç geçirirken maksat, o simge- yi lanetlemektir. Fukara milletin trilyonlarını, gö- çüp gitmiş, giderken de pek yaman gitmiş bir devietin kutlama"s\na ayırmanın altında yatan bu! • Bağımsızlık duygusunu yitiren, parlamentoya kadar bulaşmış gerici güruhu değildir sadece; aydınlanmız arasında da bu türden ınsanlara rast- lıyoruz. "Tahkim" üstüne tartışmalar, bu bakım- dan ibret verici olmuştur. "Kürese//eşme"nin, ile- ri sanayi ülkelerinin, ama en başta onlann yarar- landıklan, öyle olduğu için de çekip çevirdikleri bir süreç olduğunu görmezlikten geleceksin; "özel- leştirme" şarkılanna kapılıp "Türkiye'nin önünü açmak" diye "ulusal"\/e "sosya/dev/eî"in temel- lerine su üşürülmesine seyirci kalacaksın; çağnl- dığın sofranın bir "kurtlar sofrası" olduğunu gör- meyip elındeki bütün güvenceleri "liberalizm"\n gereğidir diye etkisiz hale getireceksin; bütün bunlann aslında°f/nans kapital"\n, emperyalizmin yeni fırıldaklan olduğunu söyleyıp uyaranlara da "ideolojik" davrandıklan suçlamasında buluna- caksın. Onlannki ideolojik, ama seninki değil, öyle mi? • Bağtmsızlığa karşı çıkarken, fıkre kayrtsızlığımı- zı da sürdürüyoruz. Bilmiyorum "af" tartışmala- nnı izliyor musunuz? "Devlete karşı işlenmiş suçlar" deyip, düşün- celeri demir parmaklıklann arkasındatutmak için ne gerekiyorsa yapıhyor. Oysa konudan anlayan uzmanlann söylediklerıdir; "fikirsuçlulan'rv hem de genışliğine affın kapsamına almak, beklenen banş ortamına hizmet edebilir. Buna da ihtıyacı- mız var. Af, ama böylesi! Yoksa köylünün öyküsünde olduğu gibi, taşla- n bağlayip köpekleri salıvermek değil! • 3 Ağustos günlü Millıyet'te "Büyükada 'da Asa- bî Düet" başlıkh bir haber: Adadaki Kültür Evi'nde düzenlenen "opera ve müzikallerden düetler" konseri yan evde oturan ANAP'lı bir bakan eski- sini rahatsız etmiş. O da, teybi sonuna kadar açıp konseri önlemeye çalışınca Çelîk Gülersoy po- lis çağırmış. İyi hatırlanm: Demokrat Parti iktidara geldiğin- de, büyük sanatçı Ayhan Baran radyoda -otan- tanalı sesıyle- türküler okurken, DP'den bir yük- sek görevlı -belki bir milletvekiliydi- radyoyu ara- mış ve müdürüne şunu sormuştu: "Su öküzü da- ha ne kadar böğürteceksiniz?" Günlerce gazetelerin konusu olmuştu olay. Diyeceğim, uygarlığın sesine karşı nefretimiz yeni değil! UIFI^NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR [email protected] Yeni Bir Dönemin Eşiğinde Öylesine olumsuz bir ortam içindeyiz ki, sevinilecek yeni adımlar atıldığında bile tered- düte kapılıyoruz. Öcalan'ın "Si- lahı bırakın" çağnsının, binlerce insanımızın yaşamına mal olan bir sürecin sonuna geldiğimiz umudunu doğurması gerekiyor. Öcalan'ın çağrısıyla PKK'nin si- lahlı mücadeleye son vermesi- nin yolu açılıyor. Bu çağn, bir kişi bile ölmesin diyen duyarlı kesimi ancak memnun eder. Dağlarda çocuklanmızın ölme- diği yeni bir döneme girme ola- nağının doğmasına nasıl sevi- nilmez? Ancak böylesine önemli yeni bir başlangıç bile, bazı çevreler- de, burun kıvnlarak görmezden geliniyor. Bazılan, "Kendibilir, o onlann sorunu" diyebiliyor. An- cak dağlarda ölenlerin hepsi bu ülkenin çocuklan. PKK'nin dağ- lardan inmesi ve silahı bırakma- sıyla en azından ölüm bitecek. Onun dışında, yıllardır milyar- larca dolara mal olan askeri harcamalar, yüz binlerce insa- nın yerinden yurdundan olduğu göç sona erecek. Böyle bir ge- lişme acaba bizi ilgilendirmez mi? Denebilir ki, "PKK zaten ye- nildi, ona birkaç darbe daha vururişi bitiririz.." Bu doğru bi- le olsa, yine insanlanmız öle- cek. Bugün hâlâ ölmüyor mu? Kimse insanlann yaşamını orta- ya koyarak kabadayıhk ede- mez. Kimsenin, bu ülkenin ço- cuklannın ölümünü durdurabil- mek olanağı varken, onları ölü- me göndermeye teşvik edecek çıkışlar yapmaya hakkı yoktur. Bu sorumsuzluktur, tuzu kuru- luktur. Çocuklan Güneydoğu'da as- keriik yapanlar, çocuklan dağa çıkanlar bunun ne demek oldu- ğunu iyi biliyor. Askerlik yaşın- da çocuklan olanlar bunu iyi bi- liyor. Kimse benim oğlumun ya- şamı üzerinden strateji çize- mez. Üstelik, karşı taraf ben si- Jahı bırakıyorum demişken... Bundan sonra ne mi olur? Türkiye, çok dinamik bir ülke. Bu ağır ve çözümü zor sorunu aşmak için yeni adımlar atabi- lir. Etnik sorunlann ülkelerin ba- şına neler açtığını hemen yanı- başımızda görüyoruz. Şimdi, Türkiye bu olumsuzlukların or- tasında, çok acılara mal olan bu sorunu olumluya çevirebilmek için iyi bir fırsat yakaladı. Eğer birileri hâlâ 'savaşın rant' hesa- bı içinde değillerse, bu sorunu çözmek bugün daha kolay. Sil- van'ın Çiğdemli köyündeki top- lu öldürme ciddi bir rantçı tep- ki endişesini uyandınyor. • • • Artık, Türkiye yeni bir nokta- ya geldi. Hiçbir şey, ne Kürtler ne de Türkler açısından eskisi gibi olmayacak. Silahlann ko- nuşmadığı, insanlann ve yenı anlayışlann konuşabildiği yeni bir dönem başlayacak. Böyle bir dönemin, geçmişe göre ko- laylıkları olduğu gibi zorlukları da olacak. Yeni tartışma biçim- leri, yeni çözüm yöntemleri gündeme gelecek. Bugüne ka- dar, sorun askeri alanda dü- ğümlenmişti. Diğer bütün alan- lar onun gölgesinde kalıyordu. Şimdi artık bu dönem aşıldı. Bu yeni dönem, Türkiye'nin yönelimini de belirleyecek. Tür- kiye, bu olanağı demokrasi ve özgürlükler yönünde, çağdaş bir kurumlaşma yönünde kulla- nabilir. Çağdaş dünyanın bir parçası olmak için kullanabilir. Zaten çok uzun zamandan be- ri iki eğilim iç içe gidiyordu. Bir yanda, bölgesel güç olmak, tüm komşulanyla ve müttefikle- riyle kavgalı yaşamak; öte yan- da ise Batı'nın çağdaş ölçüleri- ni benimseyerek uygar dünya- nın bir parçası olmak. Türkiye, bu iki eğilim arasında gidip ge- liyor. Öcalan'ın yakalanıp yargılan- ması ve silahı bırakın çağnsını yapacak yeni bir aşamaya gel- mesi, içerideki şahin eğilimini geri plana itebilir. Koşullar ve olanaklar bu yönde gelişebilir. Düşünmemiz, yeni döneme uy- gun yeni stratejiler geliştirme- miz gerekiyor. Tabii bu arada yıllann ahşkanlıklan, geliştırilmiş şoven politikalar da kolay terk edilemez. Çok büyük olumsuz birikimler bir engej olarak önü- müzde duruyor. Önyargılar, in- tikam duygulan kolay sökülüp atılamaz. Sosyal barışa ulaş- mak bu nedenle çok büyük en- gellerle karşılaşacak. Her türlü olumsuz birikime karşın, teker yine de olumlu yönde dönmeye başladı. Umutlanmak için daha çok ne- denimiz var. Kosova'dan, Bos- na'dan farklı olarak, onca ölü- me, yaşanmış büyük acılara rağmen Türkler ve Kürtler bir arada yaşama iradelerini yitir- mediler. Araya düşmanlıklar gir- medi. Yeni ve olumlu bir dönemin eşiğindeyiz. Bu olanağı iyi kul- lanmak çok yeni kapılar açabi- lir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle