Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 1999 CUMA
HABERLER
MECLİS'İN KADINLARI / 4
Sorunları gündeme getirmek zorGURGUNSAY
Ülkemizde çağdaş kültür
ve sorunları ıle geleneksel
kültür ve sorunlan bir arada
yaşanıyor. Ekonomik ve
sosyal açıdan bin bir sorun-
la bocalayan ülkemizde ya-
şam şartlan ağır. Ülkede ya-
şam şartlan ağırlaştıkça ka-
dınlann şartlan daha da
ağırlaşıyor. Büyük şehirleri-
mizde yaşayan. Atatürk
devnmlerinden yararlana-
rak çağdaş dünyanın birer
üyesi halıne gelmiş olan ka-
dınlar. çağdaş ülkelerdeki
hemcinslerıne nasip olan
haklara kavuşamamanın
eziklıği içinde... Diğeryan-
dan Atatürk devrimlerinın
ulaşamadığı, yani gelenek-
sel kültürün egemen olduğu
bölgelerde özellikle Anado-
lu'da yaşayan kadınlann du-
rumu daha zor. DlE'nin
19% yıh kadın ıstatıstikleri
yerilerine göre tanm sektö-
ründe 4 milyon kadın **üc-
retsiz aile iypâ" olarak çalı-
şıyor. Ülke tanmının önem-
li bir bölümünü gerçekleştı-
ren bu kadınlar, hiçbir ücret
almıyor, yani köle statüsün-
de bulunuyor. Bu ülkede 6
milyon kadın okuma-yazma
bılmiyor, yani 5vdhkzorun-
hı eğitim hizmeti onlara u-
laştınlmamış. Anadolu'da
kadınlar töre gereği aile ka-
ranyla öldürülüyorlar. Bu-
ralarda kadınlar başlık para-
sı karşıhğında evlendirilme,
imam nikâtu, çok kanlılık
gıbı şeriat kuraDanna boyun
eğmek zorunda. Dahası böy-
le ihmal edilmiş, kaderi ik
baş başa bırakümış olan ka-
dınlar: suça, teröre, irticaya
kanşan çocuklann anaları
ohıyoriar. Bütün bunlar de-
mokrasımizin kadınla ilgilı
sıkmtılan... Çağdaş uygar-
lık düzeyıne ulaşmayı he-
defleyen ülkemizde, bu so-
runlanmıza çözüm ararken
kadınlann Meclisımızde
temsil edilmesi önem kaza-
nıyor Kadınlann temsil edil-
mesi. herhangi bir konuda
ülke bireylerine belli bir
standartta hizmet verilirken
kadınlann o standarda eriş-
mesini zorlaştıran gelenek-
selengellerin dedikkate alın-
masu özel bir önemle kadın-
lann da a>nı çizgiye çekilme-
si amacım taşıyor. Açıkçası,
nüfusun yansının daha dü-
şük bir gelişmışlık düzeyin-
ANKARA ÜNtVERStTESt REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Aşağıda anabılim dalı ve bılım dalı ıtıbanyla unvanı ve şartlan belırtılen ünıversıtemız fakülte. yûksekokuL enstıtu ve bölümlertnde açık buhman kad-
rolara 2547 savılı Yükseköğretım Kanunu'nun ılgılı maddelenne göre ogretım elemanı ahnacaktır
tsteklılenn 20 Agustos 1999 Cuma günü saal 17 OO'ye kadar yardımcı doçent ve öğretım görevlısı kadrolan ıçın ılgılı bınmlere. profesör, doçent ve
okutman kadrolan ıçın ıse Rektörtük PeriOnel Daıre Başkanlıgı'na bir dılekçe. ekınde öğremm durumlannı göstenr belge. ozgeçmty, nüfus cüzdanı öme-
|ı ıprofesör kadrosuna ba$vuracaklar. özgeçmışlennı, doçentlık belgelennı. bılımsel yayınlannı. kongre ve konferans tebhğlen ıle bunlara yapılan atıfla-
n. sanat eserlennı, ıcralannı ve bunlara ılışkın dokûmanı, eğıtım-öğretım faalıyetlennı. yönelımlennde devam edetı ve bıten dokiora. sanatta yeterlık ve-
ya yükseklısans "'bılım uzmanlığı" çalışmalanm. ünrversıte veya yûksek teknöloji enstılûsûne kalkılannı kapsayan eserlennı ve başlıca esenn belırtıldı-
gı yavm listesmı 6 Ukım. doçent ve yardımcı doçent kadrosuna başvuraeaklar ıse bılımsel çalışma ve >ayınlannı, özgeçmışlennı. doçentlık belgelennı ve
yayın lıstelennı 4 talum halınde) ıle bırlıkte başvurmalan nca olunur
NOT: 1 - Profesör ve doçent kadrolarma dannı statuye göre atama yapılacak olup. adaylarda ünıveratemızce belırienen koşullara uyıtıa şam aranacaktır
2- Yardımcı doçentlık ıçın başvurular hangı yabancı dılden sınava gıreceklennı dılekçelennde belırteceklerdır.
3- Yardımcı doçent kadrosuna başvuracak adaylarda ünıveratemızce belırienen koşullara uyma şartı aranacaktır
4- Ilgılı dallann gerektırdıgı dığer şartlar ıdarelerce adaylara duyurulacaktır
5- Posta ıle yapılan başvurular kabul edıhneyecektır
1
1
1
1
2
1
PROFESÖR DOÇENT VRD.DOÇ,
KD
2
2(2)
1
1
1
Dtl VE TARİH-COĞRAF\ \ F\K, PROFESÖR DOÇEYT VRD.DOÇ.
Yenı Tûrk Edebıyalı \BD
YenıçağTanhıÂBD
ItalvarTDılı ve Edb ABD
Protohıstorya ve Onasva Arkeo.ABD.
Alman Dılı've Edebıyatı ABD
Deneysel Psıkolojı ABD
Sınolojı ABD
Latın Dılı ve Edebıyatı ABD
Rus Dılı ve Edebıyatı \BD
Bılım Tanhı ABD
Tıyatro Tanhı ve Teonsı ABD
Fransız Dılı ve Edebıvan ABD
Amenkan Kürürü ve Edebıyatı ABD
Gelenekler ve Tdreler ABD
Leh Dılı ve Edebıyatı ABD
Hungarolojı ABD
Fızıkı Antropolojı ABD
Kürüphanecılık Bölûmü
Genel Sosyolojı ve Metodolojı ABD
Maddı Kültür ve Halk Oyıınlan ABD
DİŞ HEKİMLİf.l FAKlLTESt
Agız. Dı4
ve Çene Hast Cer ABD
Protetık Dış Tedavısı ABD
Dı$ Hastalüdan ve Tedavısı ABD
Oral Dıagnoz ve Radyoloı ABD
Pedodontı ABD
Penodontolojı ABD.
(1) Konservatıf Dıs Tedavısı Bünn Dalt,
(2| Bm Konservatıf Dış Tedavısı Bılım Dalı. dığen Endodontı Bılım Dalı ıçın
ahnacaktır
ECZACILIKFAKtLTESİ PROFESÖR DOÇENT YRD. POÇ.
AnahtıkKamvaABD 1 1
BıyokımyaABD - - 1
Farmasöûk Mıkrobıyolojı ABD - - 1
FarmasöakBotanıVABD - - 1
Eczacılık Işletmecılıgı ABD - 1
Farmakognozı ABD
Farmasönk Teknolojı ABD
Farmasötık Kımva ABD
Farmasötık Toksıkolojı ABD
ÇANKIR1 OR.MA.N f AKLLTESİ
Orman tibaatı \e Transpcrru \BD
EĞtitM BtLİMLERI FAKİLTESİ
Ep\onTef vePlan \eEko \BD - • 2|1)
Egıtımde Psıkolojık Hızmetler ABD • 1(2) 2(3)
ZıhınEngellılennOgretmenlıgıABD 1(4) - 4(5)
BılgısayarveÖgrenmTek.EfırımıABD - 1(5) 1(6)
OkulOncesıÖgretmenlıgıABD - 1(7) 2(8)
Sıruf Ûgretmenlıgı ABD - 2(9) 1(10)
Sosyal Bılgıler Ögretmenlıgı ABD. - 1(11) 2(12)
(1) Adavlardan bınnde Eğıtım Istanstıgı ve Arastırma alanında doktorasını ta-
mamlamış olma, dıgennde Halk Egınmın Kuramsal Temellen alanında dokto-
rasını tamamlamış olma;
(2) EJıtımın Psıkolojık Temellen alanında doktorasını tamamlamış olma;
(3) Adaylardan bınnde Psıkolojık Danışrna ve Rehberlık alanında doktorasını ta-
mamlamı; olma, dığennde Eğıtınnrı Psıkolojık Temellen alanında doktorasını
tamamlamıs. olma.
(4) Işıtme Engellılenn Egıtımı alanında yetısmı; olma;
(5) Adaylardan bınnde Zıhm Engellılenn Egıtanı. dığennde Oıl ve Konuşma
Bozukluklan, ılıger ıkısınde ıse lşıtme Engellılenn Egıtımı alanlannda yetışmı;
olma,
(6) Egttrm Teknolojisı alanında doktorasını tamamlamıs. olma;
(7) Gehştm ve öğrenme alanında yetışmış olma;
(8) Çocuk Gelışımı alanında yetışmış olma,
(9) Adaylardan bınnde Gûzel Sanatlar Egıtimı alanında doktorasuıı tamamlamıs
olma. diğennde Fen Bılgısı ögretımı alanında yetismış olma;
(10) Matematık öğretmı alanında yetışmış olma;
(11) Eğmm Felsefesı alanında doktorasmı tamamlamıs olma.
(12) \daylardan bınnde Cografya alanında yetışmış, dığennde tlkçağ ve Orta-
çağ Tanhı alanında yetışmış olma şartı aranacaktır
PROFESÖR DOÇENT YTtDJOÇ.
1
1
PROFESÖR DOÇENT
PROFESÖR
1
1
DOÇENT
lll)
1
I
YHD.POÇ
I
1
1
2
YRD.DOC
2(21
2(3)
2(4)
1
2
1
1
PROFESOR DOÇENT VRD.DOÇ.
1
PROFESÖR DOÇENT VRD.DOÇ.
HTJKUK FAKÜLTESI PROFESÖR DOÇENT VHDJOÇ.
Ekonomı ABD
Ticaret Hukuku ABD
Roma Hukuku ABD
Hukuk Felsefesı ve Sosyolojısi ABD
Vergı Hukuku ABD
tlAHİYATFAKtLTESl
TefsirABD
Hadıs ABD
K.elamABD.
Tasavvuf ABD
Dtnter Tanhı ABD
Dın Psıkolojısı ABD.
Dm Egıtımı ABD. ;
Islam Tanhı ABD
Tûric Dın Musta ABD ''
ŞTVASALBİLGtlERFAK.
Uretım Yonetımı ve Paz ABD
Sayısal Yöntemler ABD
Yönetım ve Çalışma Sosyolojısı ABD
UluslararasıflışkılerABD
Kentleşme ve Çevre Sorunlan ABD
Malıve Teonsı ABD
SAĞİlk EĞİTİM FAIvİLTESİ
Sağlık Egmmı ABD
Saglık Yönenmı ABD
Temel Saglık Bılımlen Bölûmü
1I) Tıp Fakültesı mezunu ve Halk Saglıgı docentı olması.
(2) Adaylann Egıtım Programlan ve ögretım bölûmü mezunu olmalan.
(3) Adavlardan bınnın. Saglık Kurumlan Yönetımı alanında doktora yapmış ve
Enformasyon Sıstemlen ve Kantıtatıf Yöntemlerden mezun olması. dığennın
ıse Bıvoıstatıstık ve Bılgısayar konusunda uzmanlaşmıs olması.
(4) Adaylardan btnnın, lum>a alanında doktora yapmış olması. dığennın ıse Tıp
Fakültesı mezunu ve Mıkrobıyolojı ıhtısası yapmıj olma şam aranacakür
T1PFAKÎLTESİ ' PROFESOR DOÇENT YRD.DOÇ
Deontolojı ABD • 1
Çocuk Saghgıve Hast ABD - 4(14)
FcıkseL Tıp \e Rehabıhtasyon ABD 1
Halk Saglıgı ABD - - 1
Gögus Hastalıklan ABD
İç Hastalıklan ABD 2(3)
Kardıvolo)i ABD *
Çocuk Cerrahbi ABD -
Plastık ve Rekonstrüktıf Cerrahı ABD
Genel Cerrahı ABD
Rıdyodıagnostık ABD
Hıstölojı ve Emfanyoloji ABD
Çocuk Ruh Saglıgı ve Hast ABD 1
Fızyok)]i ABD
Ortopedı ve Travmatokıj ı ABD
Bıyokım>aABD 1
Kalp ve Damar Cerrahısı ABD - 1
(1) Adaylardan bın Neonatolojı Bılım Dalı. bın Çocuk Endoknnolojısı Bılim
Dalı. bın Çocuk Immünolojısı Bılım Dalı ıçın alınacak olup, bınnde ıse Klınık
Baktenyolojı ve Infeksıyon Hastalıklan Uzmaru olma şartı aranacaktır
(2) Alerjık Hastalıklar Bılım Dalı ıçın,
(3) Tıbbi Onkolojı Bılım Dalı ıçm.
(4) Kan Bankacılıgı ve Transfüzyon Tıbbı Uzman olma şartı aranacak olup. He-
matolojı Bılım Dalı ıçm alınacaktır
(5) Tıbbı Onkolojı Bılım Dah ıçın Tıbbı Onkolojı Uzmanı olma şartı aranacak-
tır.
NOT: Yardımcı doçent kadrolanna atanacaklarda 3 yılhk uzman ohna şartı ara-
nacaktır
VETERtVERFAKÜLTESİ PROFESÖR DOÇENT VRP.DOÇ
ZooteknıABD !
Bıyometn ABD
Cerrahı ABD.
Bıyokımya ABD
Farmakolojı ve Toksıkolojı ABD.
Hayvancılık lşletme Ekonomısı ABD
(1) Vetenner Cerrahı Bılım Dalı ıçm alınacaktır
2<2)
1(4)
1
1
2
2
1
1
1
1
-
1(5)
1
-
1
KD
2
I
FENFAkİLTESt
Fıak Vlühendijlıft Bölûmü
Katıhal Fızığı ABD
Matematıkiel Fızık \BD
PROFESÖR DOÇENT YRDJOÇ.
1
Katıhal Fızığı ABD
Kımva Bölûmfi
Bıyokımya ABD 1
AnalıükkımyaABD 1
Fınkokımya ABD
Organık Kımva ABD
ktatıstık Bölmpu
Uygulamaiı lstatısnk ABD 1
tstatısnk Teonsi -\BD
Yöneylem Araştırması ABD
OlasıîıkTeo veOlas SûreçlenABD
Elektromk Mûhendıshgı Bölumû
DevTeler v e Sıstemkr ABD
Haberleşme ABD
Elektromanvetık Alan veMıkro Tek. ABD -
FEN FAKİLTESİ
Jeolop Mühendblı^ı Bölûmü
Genel Jeoloıı
Bıyoloıı Bölûmü
Bötanık ABD
Zoolojı ABD.
Bıyoteknoloıı ABD
Hı'drobıyolojı ABD 1
Mlküi B l
ZtRAATFAKLLTESt
Bahçe Bıtkılen .ABD
Entomolojı ABD
Fıtopatolojı ABD
Gıda Mühendıslıgı ABD.
Peyzaj Mımarlığı ABD
Tanrn Polmkası ve Yayın ABD
Tanm Makmalan ABD
Tanmsal YapılarveSulama ABD
Toprak ABD
EV EKONOMtSİ YİKSEKOKIU
Beslenme ABD
HEPATOLOİİENSTİTÎISÜ
BEDEN EG, \T SPOR YİX0K.
Spor Yönetım Bılımlen ABD
ÇNKIRISOLIKM'KSK
PROFESÖR
1
1
1
1
DOÇENT
2
YRP.DOÇ
1
PROFESOR DOÇEM VRD.DOÇ
PROFESÖR
PROFESÖR
PROFESÖR
DOÇENT VRD.DOÇ
1
DOÇENT
DOÇENT
ANKARA CEBECİSAĞ. \ İK.OK. PROFESÖR DOÇENT
1 !
11) Hemşırelık Bılım Dalı ıçm alınacaktır
DİKİMEVİSAĞUK HİZ. MES.Y .0. PROFESÖR
YRD.DOÇ
1
YRD.DOÇ
3
YRDJOÇ
KD
yj
Moleküier Bıyoloıı ABD
Genel Bıyolojı ABD
Kımva Muhendıslı^ı Bölûmü
Kımy asai Teknolojıler ABD
Temel tşlemler
Termodınamık ve Enerjı Tek. ASD
Astronomı ve Uzav Bılımlen Bölumû
Genel Astronomı ABD
DOÇEM YHD.DOÇ
1(1,
(1) Adaylarda Pretez-Ortez alanmda dokiora yapmış doçent olma şam aranacaktır
K.4LECİKMESUKYİKSEKOK. ÖĞR.GÖR.
2ıl)
(I) Gıda Teknolojisı Programı ıçın alınacak olup. adaylarda Gıda Mühendıslıgı
dalında doktora yı da master yapanlar tercıh edılecekur
LEKYLKSEKO Ö Ğ Ö
y
BEYPAZARIMESL
yapalar e e c e
LKSEKOK. ÖĞR.GÖR.
(1) Bankacılık programı ıçm ekonooııst funzm rehberhfı programı ıçın arkeolog
2 olma şartı aranacaktır
2 TÜRKDİLİBÖLİm OKITMAN
1 1
TtRKÇE ÖĞRETİM MERKEZİ OKITMAN
1 Ingılızce 7
B 37827
çkJ iyasi partilerimizin,
Meclisimize kadın milletvekillerini
taşırken "Ülkede yaşayan
kadınlann sorunlannı bu kadın
milletvekilleri yardımı ile çözeriz"
şeklinde bir düşünceye sahip
olduklannı söylemek zor. Siyasi
partiler, kadmlan
demokratikleşmenin sembolik ve
göstermelik bir öğesi olarak
düşünmüş, bu yüzden birkaçım
Meclis'e taşımak gereğini duymuş
gibiler.
de kalmaması için siyasi ka-
rarlara kadın boyutu kazan-
dırmak gerekiyor.
Seçılen kadınlarla 10 gün
boyunca yaptığım söyleşıler
ışığında, niteliklen ne olur-
sa olsun, kadın milletvekil-
lerinin çoğunun imkân bula-
bilirlerse kadın konulannda
çalışmak ısteğtnde oldukla-
n söylenebılir. Böyle olun-
ca. uygun bir çalışma orta-
mı bulup bulamayacaklannı
da araştırmak gerektı.
Partilerin kadın
milletvekillerine
bakışı
Sıyası partilenmizin,
Meclisimize kadın milletve-
killennı taşırken "Ülkede
yaşa>an kadınlann sorunla-
nnı bu kadın milletvekilleri
N^rdmuileçözeriz" şeklinde
bir düşünceye sahip olduk-
lannı söylemek zor. Siyasi
partiler, kadınlan demokra-
tikleşmenin sembolik ve
göstermelik bir öğesi olarak
düşünmüş. bu yüzden bırka-
çmı Meclis'e taşımak gere-
ğini duymuş gibiler. Oysa
kadınlann secilmesi değiL
seçildikten sonra ülke yara-
nna ne yapacakkn önemlL
Açıkça anlaşılan o ki. siyasi
partiler kadınlan Meclis'e
taşımakla yetiniyor ve onla-
nn ikincil görevlerde o\ alan-
malannı uygun buluyorlar,
Meclisimize türbanlı kadın-
lann girmesıne ızin verilmı-
yor ama çağdaş kadınlar da
hükümette bakanlık, baş-
kanlık dıvanmda üyelik.
grup sözcülüğü, komisyon
başkanhğı gibı görevlere
yaklaştınlmıyorlar. Oysabu
görevlerin bir kısmı özellik-
le mevcut 34 bakanlığın ba-
zılan, kadın duyarlığı ve ka-
dın karakteri açısından bir
kadın için daha uygun sayı-
labilir. Tartışmasız bir kadın
tarafından yürütülmesi ge-
reken kadından sonımlu
De\let Bakanbğfnı bir kena-
ra bırakıp dığer bakanlıkla-
ra da bakılabilir. Örneğin
Millı Eğitim Bakanımız
çağdaş bir kadın olsa, okul-
lardaki türban sorunu ken-
disini de direkt olarak ılgı-
lendırdiğınden, konuyla da-
ha titızlikle ılgılenebilır. Bu
bakanımız kadın olsa, kız
çocuklannın eğitim hizmet-
lerinden eşıt yararlanması
konusunda daha duyarlı ve
daha aktif olabilir. Genel
olarak eğitim hizmetleri ge-
liştirilirken kız çocuklannın
önündeki geleneksel engel-
ler için önlemler getirebilir.
Okul kitaplanndan kadınla-
n ikincil gösteren öğelen te-
mızleyıp yetışen nesillerin
çağdaş değerlen benimse-
mesine yardımcı olacak
öğeleri yerleştirme konusu-
na önem verebilir. Meclisi-
mızın içinde ve dışında bu
anlayışla adı geçen görevle-
n yetkinlikle yürütebilecek
onlarca kadın var. Kısacası
ay nmcıhk hastalığı dışında,
kadınlann yetkılı görevlere
getinlmesini önleyecek ma-
kul bir gerekçe bulmak zor.
Böyleyken siyasi partilerin
kadın milletvekillerini etkin
görevlerden dışlamalan. ül-
kenın çağdaşlaşması açısın-
dan talihsizlik.
Kadın
mllletvekillerinln
sayısal yeterslzllğl
Meclisimizde 22 kadın
milletvekıli bulunuyor.
Bunlann görev alabileceği
karar organlan da, hükümet,
TBMM Genel Kurulu, par-
ti gruplan, 16 adet Meclis
komisyonu, tali komisyon-
lar, özel konulaTda geçici
olarak oluşturulan arastırma
komisyonlan ve soruşturma
komisyonlan, belli ülkeler
ile ilişkileri düzenleyecek
dostluk gruplan (Türk-
Fransız dostluk grubu gibi),
Avrupa Parlamentosu, Av-
rupa Parlamentosu'nun ko-
misyonlan vb. Bu karar or-
ganlannm hepsinde nüfAısun
yansını oluşturan kadınlan
da ilgilendıren sorunlar ko-
nuşuluyor. Buralarda makul
sayıda kadın milletvekilleri-
nin de bulunması. yani ka-
dınlann da temsil edilmesi
demokrasi gereği. Oysa
Meclis'teki çalışma ünıtele-
rinın sayısına bakıldığında
toplam sayısı 22 olan kadın
mılletvekılınin, hıçbır karar
organında yeterh sayıda ola-
mayacağı, kadınlan savuna-
mayacağı açıkça görülüyor.
Nitekım kadınlar aleyhıne
olan kararlann Meclis'te
hiçbir dırençle karşılaşma-
dığı gözlenıyor. Omeğin
emeklilik yaşı kadınlarda
38, erkeklerde 43 iken her i-
ki cins için 62'ye yükseltıl-
mek isteniyor. Emekçilere
ödetilmek ıstenen bu fatura.
kadın emekçilere 5 yıl fazla
olarak kesiliyor. Çünkü
Meclis'teki karar organla-
nnda kadın haklannı savu-
nacak kadın temsilciler yok.
Seçilen kadınlar genel ola-
rak Meclis'in belli komis-
yonlannda bir veya ikı kişi
olarak bulunabiliyorlar. Ko-
misyonlann çoğunda ise hiç
kadın yok. Kısacası Mec-
lis'te kadının adı var, etkjsi
yok. Kadın milletvekilleri-
nin sayısal yetersizliğmin
gidenlmesi için, Türki-
ye'nin de imzalamış olduğu
"Kadınlara Karşı Her Tür-
lû A>Tuncıhğın Önlenmesi",
yani CEDAW sözleşmesi-
nin 4. maddesınin seçım ka-
nunumuza monte edilmesi,
böylece "kadın kotası" uy-
gulamalannın başlatılması
gerekiyor.
Kadın sorunlannı
gündeme getlrme
Nüfusun yansını oluştu-
ran kadınlann sorunlan,
Meclisimizin yüzde 96'sını
oluşturan erkek üyeler tara-
findan önemsenmiyor. Bu
nedenle kadın sorunlan 5
yılhk yasama dönemınde 5
saat bile gündeme gelemı-
yor. Bu konuda geçen yasa-
ma dönemınde de Meclisi-
mizde görev yapan DYP tçel
Mjlletvekili Ayfer Ydmaz;
"Üç yılhk geçmişe şöyie bir
baktıgım zaman ilginçtir. 8
Mart Dünya Kadınlar Gû-
nü için bile gündem dışı söz
istediğimiz zaman, 13 kadın
olarak iki gün üst üste söz
alabilmek için yanşük, o da
S dakika. Biz bunu aştıgımız
zaman, kadından sonımlu
kadın bakanımız da cevap
için kürsüye çıkıp hiç ohnaz-
sa bir-iki sorunu orada kür-
süden ifade edilmiş oklu"
şeklinde konuşuyor. Buna
benzer sıkıntılar hep dıle ge-
tiriliyor. Örneğin geçen dö-
nem görev yapan CHP Mil-
letvekili Ojn Arash da Mec-
lis'te kadın sorunlan ile ilgi-
lidoumlı bir komisvonun ol-
madığını vurgulamıştı. Oya
Araslı. CEDAW sözleşme-
sinin hayata geçırilmesıni
amaçlayan Meclis Araştır-
ması Komisyonu'nun rapo-
ru üzennde konuşurken ka-
dın sorunlannın böyle iki ay
süreli geçici komısyonlarda
ıncelenmesinın yetersiz ol-
duğunu. Meclis'te bir "cins-
lerarası eşitiik daimi komis-
yonu" kurulması gerektıği-
nı, raporun önerisi olarak
ifade etmıştı. Kadın sorunla-
nnın gündeme gelemeyişi-
nin gidenlmesi için, ülke so-
runlan çözüldükten sonra
sıra kadın konulanna gele-
cek şeklindeki düşüncelerin
değişmesL ancak kadın so-
runlan önemsendikten son-
ra ülke sorunlannın ço/üke-
bilecegi düşüncesinin be-
nimsenmesi gerekiyor. Çün-
kü ekonomik gelişmeye en-
geller koyan; hızlı nüfus ar-
tışlan, göçler, hatta terör,
hatta ırtica gibi temel ülke
sorunlannı kadınlan göz ar-
dı ederek çözmek mümkün
değil.
SÜRECEK
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Konudan Konuya...
Oktay Akbal'ın, 31 Temmuz günlü Cumhuri-
yef'te çıkan Üç Trilyona Osmanlı Kutlaması adlı
yazısına eklenecek bir şey yok aslında. Ama faz-
la mal göz çıkarmaz, bir iki hatıriatma da bizden
olsun: Tarihsel ya da kültürel konularda anma,
uygar ülkelerde ağır başlı bir program içinde olur.
Uzmanları bir araya getıren bir kollok ya da bir
sempozyum düzenlenır; arkasından tebliğler ki-
taplaştınhr. Gazete ve dergilerde ciddı yazılar ya-
yımlanırken konusuna göre bir iki de sergi düzen-
lenir. Bütün bunlar alabildiğine yoğunlukla yapıl-
dığı için, anılan da şanına layık biçimde anılmış
olur.
Bizde olan biten, anma değil, işin soytanlığa dö-
külmesidir. Osmanlı Devleti'nin kuruluşunu 700.
yılında anma son ömeğidir bunun. Söz konusu
olan "anma" da değil, "kutlama"\ Imparatoriuk
ayakta olsa, bir tutamağından söz etmek belki
mümkün. O da yok: Tarihe kanşip gitmiş. Olsa ol-
sa, 700. yılın olumlu- olumsuz bir dökümünü ya-
pabilirsiniz. Yıl, bitti bitecek, o da ortada yok! Bir
iki çeviri, hepsi bu!
Sayın Metin Toker, 25 Nisan 1999 günlü Mil-
liyet'te çıkan Osmanlı'nın 700. Yıh adlı yazısında
şunlan söylüyordu: "Cumhuriyet Türkiyesi için
Osmanlı Imparatohuğu ne birnostalji, ne birmo-
deldir. iyi ve doğnj biiinmesi gereken 'bizim tari-
himiz'd/r. Kunıluşunun 700. yıldönümü de o an-
layış içinde anılmalıdır. Ne 1299 birkutlama, ne
1918 bir karalar bağlama sebebidir."
Ama hayıri O "nostalji"y\ sürdürenler, o "mo-
del"\ kafalannda taşıyanlar var; 1918, bir "kara-
lar bağlama sebebi"ü\r kimi insanlar için, çünkü
laik Cumhuriyet'e giden yolu açmıştir.
Ve o Cumhuriyet, üstelik bir bağımsızlık simge-
sidiri
Işte Osmanlı'ya iç geçirirken maksat, o simge-
yi lanetlemektir. Fukara milletin trilyonlarını, gö-
çüp gitmiş, giderken de pek yaman gitmiş bir
devietin kutlama"s\na ayırmanın altında yatan
bu!
•
Bağımsızlık duygusunu yitiren, parlamentoya
kadar bulaşmış gerici güruhu değildir sadece;
aydınlanmız arasında da bu türden ınsanlara rast-
lıyoruz. "Tahkim" üstüne tartışmalar, bu bakım-
dan ibret verici olmuştur. "Kürese//eşme"nin, ile-
ri sanayi ülkelerinin, ama en başta onlann yarar-
landıklan, öyle olduğu için de çekip çevirdikleri bir
süreç olduğunu görmezlikten geleceksin; "özel-
leştirme" şarkılanna kapılıp "Türkiye'nin önünü
açmak" diye "ulusal"\/e "sosya/dev/eî"in temel-
lerine su üşürülmesine seyirci kalacaksın; çağnl-
dığın sofranın bir "kurtlar sofrası" olduğunu gör-
meyip elındeki bütün güvenceleri "liberalizm"\n
gereğidir diye etkisiz hale getireceksin; bütün
bunlann aslında°f/nans kapital"\n, emperyalizmin
yeni fırıldaklan olduğunu söyleyıp uyaranlara da
"ideolojik" davrandıklan suçlamasında buluna-
caksın.
Onlannki ideolojik, ama seninki değil, öyle mi?
•
Bağtmsızlığa karşı çıkarken, fıkre kayrtsızlığımı-
zı da sürdürüyoruz. Bilmiyorum "af" tartışmala-
nnı izliyor musunuz?
"Devlete karşı işlenmiş suçlar" deyip, düşün-
celeri demir parmaklıklann arkasındatutmak için
ne gerekiyorsa yapıhyor. Oysa konudan anlayan
uzmanlann söylediklerıdir; "fikirsuçlulan'rv hem
de genışliğine affın kapsamına almak, beklenen
banş ortamına hizmet edebilir. Buna da ihtıyacı-
mız var.
Af, ama böylesi!
Yoksa köylünün öyküsünde olduğu gibi, taşla-
n bağlayip köpekleri salıvermek değil!
•
3 Ağustos günlü Millıyet'te "Büyükada 'da Asa-
bî Düet" başlıkh bir haber: Adadaki Kültür Evi'nde
düzenlenen "opera ve müzikallerden düetler"
konseri yan evde oturan ANAP'lı bir bakan eski-
sini rahatsız etmiş. O da, teybi sonuna kadar açıp
konseri önlemeye çalışınca Çelîk Gülersoy po-
lis çağırmış.
İyi hatırlanm: Demokrat Parti iktidara geldiğin-
de, büyük sanatçı Ayhan Baran radyoda -otan-
tanalı sesıyle- türküler okurken, DP'den bir yük-
sek görevlı -belki bir milletvekiliydi- radyoyu ara-
mış ve müdürüne şunu sormuştu: "Su öküzü da-
ha ne kadar böğürteceksiniz?"
Günlerce gazetelerin konusu olmuştu olay.
Diyeceğim, uygarlığın sesine karşı nefretimiz
yeni değil!
UIFI^NOKTASI I ORAL ÇALIŞLAR [email protected]
Yeni Bir Dönemin Eşiğinde
Öylesine olumsuz bir ortam
içindeyiz ki, sevinilecek yeni
adımlar atıldığında bile tered-
düte kapılıyoruz. Öcalan'ın "Si-
lahı bırakın" çağnsının, binlerce
insanımızın yaşamına mal olan
bir sürecin sonuna geldiğimiz
umudunu doğurması gerekiyor.
Öcalan'ın çağrısıyla PKK'nin si-
lahlı mücadeleye son vermesi-
nin yolu açılıyor. Bu çağn, bir
kişi bile ölmesin diyen duyarlı
kesimi ancak memnun eder.
Dağlarda çocuklanmızın ölme-
diği yeni bir döneme girme ola-
nağının doğmasına nasıl sevi-
nilmez?
Ancak böylesine önemli yeni
bir başlangıç bile, bazı çevreler-
de, burun kıvnlarak görmezden
geliniyor. Bazılan, "Kendibilir, o
onlann sorunu" diyebiliyor. An-
cak dağlarda ölenlerin hepsi bu
ülkenin çocuklan. PKK'nin dağ-
lardan inmesi ve silahı bırakma-
sıyla en azından ölüm bitecek.
Onun dışında, yıllardır milyar-
larca dolara mal olan askeri
harcamalar, yüz binlerce insa-
nın yerinden yurdundan olduğu
göç sona erecek. Böyle bir ge-
lişme acaba bizi ilgilendirmez
mi?
Denebilir ki, "PKK zaten ye-
nildi, ona birkaç darbe daha
vururişi bitiririz.." Bu doğru bi-
le olsa, yine insanlanmız öle-
cek. Bugün hâlâ ölmüyor mu?
Kimse insanlann yaşamını orta-
ya koyarak kabadayıhk ede-
mez. Kimsenin, bu ülkenin ço-
cuklannın ölümünü durdurabil-
mek olanağı varken, onları ölü-
me göndermeye teşvik edecek
çıkışlar yapmaya hakkı yoktur.
Bu sorumsuzluktur, tuzu kuru-
luktur.
Çocuklan Güneydoğu'da as-
keriik yapanlar, çocuklan dağa
çıkanlar bunun ne demek oldu-
ğunu iyi biliyor. Askerlik yaşın-
da çocuklan olanlar bunu iyi bi-
liyor. Kimse benim oğlumun ya-
şamı üzerinden strateji çize-
mez. Üstelik, karşı taraf ben si-
Jahı bırakıyorum demişken...
Bundan sonra ne mi olur?
Türkiye, çok dinamik bir ülke.
Bu ağır ve çözümü zor sorunu
aşmak için yeni adımlar atabi-
lir. Etnik sorunlann ülkelerin ba-
şına neler açtığını hemen yanı-
başımızda görüyoruz. Şimdi,
Türkiye bu olumsuzlukların or-
tasında, çok acılara mal olan bu
sorunu olumluya çevirebilmek
için iyi bir fırsat yakaladı. Eğer
birileri hâlâ 'savaşın rant' hesa-
bı içinde değillerse, bu sorunu
çözmek bugün daha kolay. Sil-
van'ın Çiğdemli köyündeki top-
lu öldürme ciddi bir rantçı tep-
ki endişesini uyandınyor.
• • •
Artık, Türkiye yeni bir nokta-
ya geldi. Hiçbir şey, ne Kürtler
ne de Türkler açısından eskisi
gibi olmayacak. Silahlann ko-
nuşmadığı, insanlann ve yenı
anlayışlann konuşabildiği yeni
bir dönem başlayacak. Böyle
bir dönemin, geçmişe göre ko-
laylıkları olduğu gibi zorlukları
da olacak. Yeni tartışma biçim-
leri, yeni çözüm yöntemleri
gündeme gelecek. Bugüne ka-
dar, sorun askeri alanda dü-
ğümlenmişti. Diğer bütün alan-
lar onun gölgesinde kalıyordu.
Şimdi artık bu dönem aşıldı.
Bu yeni dönem, Türkiye'nin
yönelimini de belirleyecek. Tür-
kiye, bu olanağı demokrasi ve
özgürlükler yönünde, çağdaş
bir kurumlaşma yönünde kulla-
nabilir. Çağdaş dünyanın bir
parçası olmak için kullanabilir.
Zaten çok uzun zamandan be-
ri iki eğilim iç içe gidiyordu. Bir
yanda, bölgesel güç olmak,
tüm komşulanyla ve müttefikle-
riyle kavgalı yaşamak; öte yan-
da ise Batı'nın çağdaş ölçüleri-
ni benimseyerek uygar dünya-
nın bir parçası olmak. Türkiye,
bu iki eğilim arasında gidip ge-
liyor.
Öcalan'ın yakalanıp yargılan-
ması ve silahı bırakın çağnsını
yapacak yeni bir aşamaya gel-
mesi, içerideki şahin eğilimini
geri plana itebilir. Koşullar ve
olanaklar bu yönde gelişebilir.
Düşünmemiz, yeni döneme uy-
gun yeni stratejiler geliştirme-
miz gerekiyor. Tabii bu arada
yıllann ahşkanlıklan, geliştırilmiş
şoven politikalar da kolay terk
edilemez. Çok büyük olumsuz
birikimler bir engej olarak önü-
müzde duruyor. Önyargılar, in-
tikam duygulan kolay sökülüp
atılamaz. Sosyal barışa ulaş-
mak bu nedenle çok büyük en-
gellerle karşılaşacak.
Her türlü olumsuz birikime
karşın, teker yine de olumlu
yönde dönmeye başladı.
Umutlanmak için daha çok ne-
denimiz var. Kosova'dan, Bos-
na'dan farklı olarak, onca ölü-
me, yaşanmış büyük acılara
rağmen Türkler ve Kürtler bir
arada yaşama iradelerini yitir-
mediler. Araya düşmanlıklar gir-
medi.
Yeni ve olumlu bir dönemin
eşiğindeyiz. Bu olanağı iyi kul-
lanmak çok yeni kapılar açabi-
lir.