25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYM CUMHURİYET 6 AĞUSTOS 1999 CUMA HABERLER DÜNYADA BUGUN ALt StRMEN Ulus Yok, Devlet Yok, Şirket Var Telsmmarkaceptelefonununzili, "Amerikan Kovboyları" şarkısının ezgisiyle çalan bir dos- tum, ceçen gün, afi satıyordu: - Yaşasın benim Telsimimin de ligi var ar- tık. Ezilip büzüldüm. Benim telefonum Turkcell olduğj için, bırakın ligi bir yana, "bir kedim bi- teyo/c"tu. Biliyorsunuz, bu sene Türkiye 1. Futbol Ligi, Telsimfirmasınınverdiği birkaç mityon dolarlık sübvansiyon yüzünden, Telsim Ligi oldu. Türkiye Ligi yok artık, Telsim Ligi var. Statlarda küfür anarşisine, magandalığa kar- şı önlem almaktan, can güventiğini sağlayacak düzenlemeleri yapmaktan aciz olan Futbol Fe- derasyonu, birkaç kuruşa sattı Türkiye Ligi'ni, 60 milyonun gözü önünde. Herkes şaşkın, herkes çaresiz soruyor: - Ne oluyoruz kardeşim? Nasıl, hangi yetkiy- le satabiliyor bu adam, Türkiye Ligi'ni Telsim'e? Geçen gün bundan yakınan bir arkadaşıma. dayanamayıp çıkıştım: - Ne şaşırıyorsun, seni uyardığımızdaaldırmı- yordun. Şaşırmıştı. - Biz seninle bu konuyu hiç tartışmadık ki, de- di. - Tartıştık, tartıştık, dedim, kaç defa, kaç de- ğişik konuda tartıştık. Baktım ki hâlâ kavramış değil. Açtım: "Bak" dedim, "sen hep küreselleşiyonız, aman ne iyi diyordun. Küreselleşme, sana söylene- nin tersine, dünya nimetlerinin herkeseyayılma- sı anlamına gelmiyor. Tam tersine, yoksullardahayoksullaşırken, var- sıllar daha da zenginleşiyor; ve aslında serma- yenin akışkanlığını ve kânnı arttırmak anlamını taşıyan küreselleşme, sermayenin önünde hiç- bir engel istemiyor. O, ulusal devleti de kabul etmiyor. Daha doğ- rusu ediyor da, kendi çıkarlarına hizmet etsin, asker polis görevini yapsın, kendisiyle ilgili ol- mayan konulardayargıyetkisini kullansın, Ama sermaye söz konusu o/unca, ona da kanşma- sın istiyor. Durum böyle o/unca, artık ulusal lig de kal- maz. Her şey teslim olunca sermayeye, Türki- ye Ligide Telsim ligi oluverir. Devletin göreviar- tık, o Telsim Ligi'nin oynanacağı statlan, senin benim vergilehmden toplanan paralaıia, Tel- sim'in sahibi firmaya ihale etmektir. Üstelik ih- tilaf halinde de hakeme gitmek şartıyla. Anla- dın mı Koçum?" Şaşırmıştı; hiç, küreselleşme, ulusal devlet ve Telsim Ligi arasındaki ilişkiyi düşünmemişti. Oysa bu ilişki apaçık ortada. Küreselleşen dünyada, ulus, ulus devlet yok, şirketler var. Küreselleşen dünyada, halkyok, müşteri var. Küreselleşen dünyada kamu çıkanyok, kâr var. Küreselleşen dünyada, vatan yok. pazar var. Küreselleşen dünyada, kutsal olan şirkettir. Küreselleşen dünyada. amaç bireyin mutlu- luğu değil, şirketin kârlılığıdır. Küreselleşen dünyada, şirket mutluysa birey de mutludur. Küreselleşen dünyada, kişisel veya ulusal amaç yok, şirketsel amaç var. Küreselleşen dünyada, ona ayak uydurmak is- teyen Türkiye'de artık Türkiye 1. Futbol Ligi yok, Telsim Ligi var. Telsim Ligi bugün başlıyor. Yurdum şen çocukları, Telsim Ügi hepinize kutlu olsun! Prof. Dr. Alpaslan Işıklı 'Danıştay kamu yarannm tarafıdır' ANKARA / ADANA (Cumhuriyet) - Ankara Üniversitesi Siyasal Bil- giler Fakültesı ögretim üyelerinden Prof. Dr. Al- paslan Işıklı, uluslarara- sı tahkıme gidildiğinde Dünya Ticaret Orgü- tü'nün (WHO) karanlık koridorlannda soruna çö- züm aranacağını vurgu- ladı. Işıklı. Danıştay'ın dev- re dışı bırakılmasını eleş- tirerek kurumun kamu yarannın tarafı ve göze- ticisi olduğuna dikkat çekti. Prof. DT. Alpaslan Işık- lı, özellikle kamuyu ilgi- lendiren konularda yerli ve yabancı şirketlerin ta- raf olduğu uyuşmazlık- larda uluslararası tahkime gidilmesi ve Danıştay'ın devre dışıbırakılmasmm çok değişık yönleri oldu- ğunu söyledi. Böyle bir adımın yalmzca ulusal bir kurum olan Danış- tay'ın yerine uluslarara- sı nitelikteki tahkim ku- rumlannı sokmaktan iba- ret olmayacağını vurgu- layan Işüdı, şunlan söy- ledi: "Unutmayalım ki, Da- nıştay. kamu yarannın gözeticisidir ve tarafıdır. Oysa uluslararası tahki- me gidüdiğinde genellik- le kural olarak benimsen- diği üzere Dünya Ticaret Örgütü'nün karanhkko- ridorianndan bu soruna çözüm bulunmaya çalışı- lacaktır. Burada önem ta- şıyan nokta Dünya Tica- ret Örgütü'nün aynı za- manda uyuşmazlığın ta- raflanndan biri olan ser- mayenin etki ve denetimi arnrıdabulunmasıdır. Do- layısıyla kuvvetler aynh- ğıflkesiçiğnenmiş olacak- tır. Taraflardan biri aynı zamanda hâkim veya ha- kem olacaknr." Uluslararası tahkimin bir başka gelişmeyle dü- şünülduğünde, ayn bir boyut kazandığına işaret eden Alpaslan Işıklı, Çok Tarafh Yatınm anlaşma- lannın yabancı şirketle- re yatınm yaptığı ülkede eşit koşullarda rekabet olanağı sağlamaya yöne- lik olduğunu söyledi. Işıklı "Böyie olunca söz gelimi sağlık alanındabir kamu hastanesiyle, ya- bancı yatırımcının kâr amacıyla kurduğu hasta- ne eşit koşullara sokul- muş olacaktır. Öyle bir noktaya vardınlabilmek- tedir ki. kamusal amaçla faaliyet gösteren hastane- ye devletin katkısının re- kabet ilkelerini bozduğu büeileri süriilebilecektirr diye konuştu. Dünya Ticaret Örgü- tü'nün yürüteceği tahki- mi, Adalet Divaru'nın iş- levine benzetmenin yan- lış olacağını kaydeden Işıklı "Burada tarafsızve kamu yararı önceliğini veyahut hukukun üstün- lüğü gibi bir önceliği dü- şünme durumunda olan bir kurum yoktur" dedi. Kamu îşletmeciliğini Geliştirme Merkezi tahkim için milletvekillerini uyardı 6 Sonrasıyeııklen Sevr'ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Ka- mu Îşletmeciliğini Geliştirme Merkezi Vakfı (KÎGEM) Başkanı Prof. Dr. Müm- taz Soysal ve tlter Ertuğrul tarafından hazırlanan ve mılletvekillerine uyan ama- cıyla gönderilen "Kamu Hizmeti ve Tah- ktaı'' başlıkh raporda, tahkimin Türkiye'yi "uluslararası mahkûm*' yapacağı vur- gulandı. Milletvekillerine gönderilen raporda, anayasa ve yürürlükteki hukuk kurallan acısından kamu hizmetinin yerli ya da yabancı özel şirketlerce verilmesine en- gel olmadığı belirtildi. Devrin imtiyaz sözleşmesi ile yapıl- ması, bu sözleşmenin Danıştay'dan geç- mesi ve bu alandaki anlaşmazlıklann da yönetsel yargıda çözümlerunesi gerektı- ği kaydedildi. Yürürlükteki hukuk kural- lan acısından özel hukuk alanındaki bir anlaşmazhğın ulusal ya da uluslararası tah- kim yoluyla çözümlenmesine de engel ol- madığı ve yıllardır kullanıldığı anımsa- tıldı. Ancaİc. yönetsel hukukta ve kamu hizmetinin görülmesi sırasında çıkacak anlaşmazlıldarda tahkimin olmadığına dikkat çekilen raporda, "Anlaşmazuklar, idari mahkemelerce karara bağlanır. 1980'lerden beri kamu hizmetlerinin ba- • Idari yargı alanına giren uyuşmazlığın tahkime götürülmesinin Türk kamu düzenine ters düşeceğinin açık olduğu belirtilen KİGEM rapomnda, benzer biçimde Türk yasalanna göre idari uyuşmazlıklann tahkim yoluyla çözümlenmesinin de mümkün ohnadığı vurgulandı. zen tekerteker. bazen tophı halde unnyaz kapsammdan veidari yargı denetiminden nasıl çıkarümaya çalişıldığı anımsandı- ğmda bugün getinen noktanm bir dayat- ma ya da Türkiye'nin gereksinimleriıı- den kaynaklanan iyi niyedi bir çaha olup olmadığı daha kolay anlaşılabilir" denil- di. Tahkim müessesesinin. Hukuk Muha- kemeleri Usulü Kanunu'nun (HMUK) 516-536. maddeleri arasındadüzenlendi- ği kaydedildi. Raporda, gerçek ya da tü- zelkışi tacirler arasındaki ilişkilerde "ta- raflann serbestçe beürleyebüecekJeri her konuda" tahkimin olanaklı olduğu, şir- ketler arasında imzalanan sözleşmeye ko- nulacak bir hükümle düzenlenebileceği gibi ayn bir tahkim sözleşmesi de yapı- labileceğine dikkat çekildi. Raporda, 1982'ye kadar HMUK için- de yer alan yabancı hakem kararlanrun tanınma ve t'enfızinin. 1982'de 2675 sa- yıh Milletlerarası Özel Hukukve Usul Hu- kuku Hakkında Kanun (MÖHUK) hü- kümleri arasında düzenlendiği ve Türki- ye'nin tt toprakBkesi"ni değil u kanunlar ihtilafi" ilkesini benimsediği anımsatıl- dı. Yasaya göre, "yabancı mahkeme/ha- kemüamnun kesin delil veya kesin hüküm olarak kabul edilebümesu yabancı ilamın tenfEşartiannıtaşıdışnınmahkemecetes- pitine bağhdu-" (MÖMUK, m. 42) ve "Kesinleşmiş ve kra kabüiy eti kazanmış yabana hakem kararian tenfiz edilebilirr (MÖHUK, m. 43). Buradan hareketle. anayasa değişikligi yapılmadan da Türk hukukuna göre ticari sayılan anlaşmaz- lıklann yabancı/uluslararası tahkim yo- luyla çözümlenmesinin olanaklı olduğu belirtildi. Son yı1larda uluslararası tahkimin ağır- Ukkazanmasınınnedenleri arasında, özel hukuk alanındaki anlaşmazhklara baka- cak uluslararası bir mahkemenin bulun- maması ve şirketlerin, anlaşmazhğı ülke- nin yerel mahkemelerinde çözmek iste- mekten kaçınmalan gösterildi. Tahkimin savunulma nedenleri arasında, kararla- nn daha hızlı çıkmasının da sayıldığı be- lirtilen raporda. "Ancak, aksini gösteren ömekler de vardır. Ay nca. hakem kara- n kısa sürede çıksa bile. bu karann "ke- sinleşmesi" yani uygulanabiMr duruma gelmesi, örnefin kazanan tarafın diğer ülkede alacağını tahsil edebilmesi. her ül- kede tanınma ve tenfiz davalannın açıl- ması gibi ay n süreçlere tabidir ve bunlar da ayTica süre ahr" denildi. MÖHUK'ta yabancı hakem kararlan- nın kabul edilebilmesi için bazı koşullar getirildiğine dikkat çekilerek, bunlann en önemlisınin u hakem karannın kamu düzenine uygun olması" ve "hakem ka- ranna komı olan uyuşmazhğin Türk ya- salanna göre tahkim yoluyla çözümlen- mesinin mümkün olması'1 olduğu belir- tildi. Tahkimin özel hukuk kurumu olduğu için ticari ilişkilerde her zaman kullanı- labileceği, ancak idare hukukunda tahki- min olmadığı vurgulandı. Raporda, bu- nun gerekçesi şöyle açıklandı: "Çünkü idare hukuku, taraflann eşiüiği ilkesine değu, kamu yarannı korumakla yüküm- lü idarenin üstüıüüğü ilkesine dayanır. Anayasa değişikligi de idare hukukuna giren alanlarda da tahkimin getirilmesi- ne y önetiktir. Yabancı sermaye ve onunla işbirliği yapanlar. y ukandaki çekincenin kaldınlmasını ve kamuhizmetidevir söz- leşmelerinden doğan uyuşmazlıklann da ticarimahiyettesayTİmasını tstemektedir." 'Kendi dhte Dûyun-u Limumiye' Uluslararası tahkimin, Türkiye'yi "utas- lararası mahkûm" yapacağına işaret edi- len raporda şu görüşlere yer verildi: u Türkiyefleilgilibaşka nedenler değiş- medikçe uluslararası tahkim bugün ka- pıda beklediği söylenen kaynaklann gel- mesinisağlamaya tekbaşma yetmeyecek. Büyük olasüıkla Hazine garantili yaban- a kredfler Türkiy e'nin dıs. borcunu daha artürmaysı devam edecek. Türkiye ken- di elleriyie Düyun-u Umumiye'sini kur- mak zorunda kalacak. bunu Sevr'in rö- vanşı izleyecektir. Tarih. öğrenenler için, öğretkidir. Bugünbuhınduklan makam- lar nedeniylekendierinitidersayanlar, ta- rihinarkatarmdan neteryazacağmı düşün- meudirier" Tahkimin silahı büyüklerde MUTLUDEMİRKAN Uluslararası tahkim mekaniz- masının azgelişmiş ülkeler aley- hıne işleyen yapısı, uyuşmazlık davalan için oluşturulan heyetler- deki gelışmiş ülke temsilcilerinin ezici çoğunluğu ile ortaya çıkı- yor. Tahkim için yetkili kılınan uluslararası komisyonlann en et- kililerinden Dünya Bankasf na bağlı Yatınm U>"usrnazhklannın Çözümü İçin Uluslararası Mer- kez'in (ISCID) sonuçlandırdığı davalar için oluşturulan heyet- lerdeki üyelerinyüzde 75'i geliş- miş ülkelerden geliyor. Tahkim heyeti üyelerini Dün- ya Bankası 'nın elindeki 'yatmm ve ticaret uzmanlan' listesinden seçen ISCID'm ele aldığı dos- yalann büyük çoğunluğunu ço- kuluslu şirketlerin azgelişmiş devletlerin hükümetleri aleyhi- ne açuğı davalar oluşturuyor. Da- va açılan devletler arasında Pa- pua Yeni Gine, Fildişi Sahilleri, Jamaika, Burundi, Madagaskar, Kongo, Gabon, Senegal, Nijer- ya, Kamerun gibi 4. dünya ülke- lerinin ağırlıklı olarak yer alma- sına karşın tahkim komisyonu üyeleri arasındabu ülkelerin tem- silcileri yok denecek kadar az. Şikâyetler arasında enerji, teks- til, kimya sektörlerinin ağırlığı dikkat çekerken maden, tanm, tütün, kablolu tele\iz>'on, inşaat, petrol üretim ve dağıtımı, banka- cıhk, silah üretimi ve turizm gi- bi etkinlik alanlannda açılmış ve sonuçlandınlmış dosyalar bulu- nuvor. Yetenek sınavına EA 120 puan koşulu getirilmesine tepki gösterildi (Fotoğraf: UGUR GÜNYÜZ) MSÜ'ye OSS protestosuİstanbul Haber Servisi - Mimar Sinan Üniversite- si'nin (MSÜ) özel yetenek sınavlanna başvuruda ÖSS'den EA 120 puan istemesi ve YÖK'ün üniver- sitelerin güzel sanatlar bölümlerinegirişte uygulanan özel yetenek sınavını kaldırma karan, yetenek sınav- lanna hazırlanan öğrenci ve kurs yöneticilerince pro- testo edildi. MSÜ Rektörlügü'nünFmdıklı Kampusu girişinde dün toplanan 50 kadar öğrenci ve.yetenek sınavlan- tıa hazırlayan kurslann yöneticüeri, MSÜ'nün özel yetenek sınavlanna şimdıye kadar ÖSS SÖZ puanıy- labaşvuru kabul ederken ani bir değişiklikle OSS EA puanı koşulu getirmesini protesto ettiler. Puan türü- nün önceden duyurulmaksızın değiştirilmesi ve EA 120 koşuluna bağlanması nedeniyle yetenek sınavla- nna başvuramadıklannı vurgulayan öğrenciler. özel- likle güzel sanatlar liseleri ve ilgili alandaki meslek liselerinden mezun olanlann sayısal puanmın da ka- tıldığı ÖSS EA puan türünden yeterli puan alamadık- lannı ve MSÜ'nün getirdiği 120 puan koşulu enge- line takıldıklannı belirttiler. YÖK'ün önümüzdeki yıl özel yetenek sınavlannı kaldırma karanna da tep- ki gösteren öğrenciler ve kurs yöneticüeri, "Ressam ya da heykelüraş yetiştiren bir bölümeözelyetenek sı- navı yerine test tekniğine dayalı OSS ile öğrenci ahn- masi,sanateğitimi ve sanatçının kalitesini düşürür,sa- natçı adayi matematiği iyi bilmek zorunda değjldir" diye tepki gösterdıler. Mağdunyetlennin giderilme- si için MSU Rektörlügü"ne toplu halde dilekçe ver- mek isteyen öğrenciler, polis ve üniversitenin güven- lik görevlilerinin izin vermemesi nedeniyle dilekçe- lerini danışma görevlisine vererek dağıldılar. TTB, Manisalı gençlere yapılan işkenceyi belgelemeyen hekimlere ceza vermişti ^Doktorların tutumu doğru değiT YÜKSELGÖRDES MANİSA - Manisalı gençler davasında po- lis işkencesine "göz yummaktan" 10 doktoru cezalandıran TTB Yüksek Onur Kurulu kara- nnda ilginç görüşlere yer verildi. Kararda, "He- kimler yanlış tutunüannın yatıı sıra, hiçbir zo- runluluk bulunmamasma karşın,emniyet mü- düriüğüne giderek muayene yapıp, rapor tan- zim etmişlerdir. Aynca bu sırada nöbetçihekim olmamaları da dikkat çekicidir" denildi. TTB Yüksek Onur Kurulu'nun karanyla Manisalı gençlere işkence davasında suçlu gö- rülen doktorlar A>1aYücetürk. Canan Kus, Er- tuğrul Demirpehliyan, Erhan Keskin. Emine Keskin, Emine E.Öteyüzoğlu. Levent Mercan ve Müzeyyen Soyalp iş- kence görenlerin mu- ayenesi sırasında baskı altında olmalanna dik- kat etmedikleri. gereken özeni göstermedikleri için 3 ay, Yusuf tzzettin Küçfik ve Turgay Öz- can ise 6 ay tneslekten geçici olarak men edil- diler. Karann bir örne- ği, uygulanması için Sağlık Bakanlığı'na, ta- kip için de Manisa Ta- bip Ödası'na gönderil- di. Manisa ll Sağhk Mü- dürü Dr. tsmet Nardal. bakanlıktan doktorlann men cezasıyla ilgili he- nüz bir talimat gelmedi- ğini, geldiğinde gereği- nin yapılacağını söyle- di. Manisa Tabip Oda- sv Başkanı Dr. o â n Ge- diz de, sağlık ocagı ve devlet hastanesi hekim- lerinin tümünün suçlu • Manisalı gençler davasında işkence gören öğrencileri muayene ederken gerekli özeni göstermedikleri için 8 hekim 3'er ay, zorunluluk olmamasına karşın emniyet müdürlüğune giderek 'işkence yoktur' raporu veren 2 hekim de 6'şar ay meslekten men edildiler. olduğunu sanmadığmı belirtirken, "Ancak ne ilginçtir Id, bazılanıun görevi ohnadığı, nöbet- çi bulunmadığı sonra da pous tarafindan özen- le çağnlıp. emniyette muayene yaptıklan ve ra- por verdikleri sabit olmuştur. Yargrtay işkence >~apıtdığma dair hükmünü vermiştir. Bunun dı- şında işkence izlerine rağmen sağlam raporu verümesini TTBYüksekKunıhı incetemis,dok- Esas hakkındaki görüs hazırlanacak Topaldavası sona doğruİstanbul Haber Servisi - Kamuoyunda "KumarhaneierKralı''oİaraktanınanÖmer Lütfü Topal'ın, 3 yü önce Sanyer'de oto- mobilinin içinde otomatiksilahlarla tarana- rak öldürülrnesine ilişkin davada tanıklann dinlenmesi tamamlanarakdosya "esashak- kmdakigörüşünü hazırlamasıicin'" cumhu- riyet savcihğına verildi. Beyoğhı l.Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün görülmeye devam edilendava dunışmasın- da, tanıkolarak dinlenilenTopal'm şofSrü- nün eşi Hüha Ağac. Topal davası ile değil, Susurluk davasıyla ilgili bilgi sahibi oldu- ğunu söyledi. TehditleT alîğını belirten Ağaç, Halok Kma tarafından yakalanma- dan önce Erzurum'a kaçınldığını öne sür- dü. Duruşmada söz alan davanın tek tutuk- lu sanığı Haluk Kırcı'nın avukatlan Atatay Cebesw ve Hüseyin Ayan. delillerin toplan- dığmı belirterek Kırcrnın tahliyesini iste- diler. Sami Hostan ve Ali Fevzi Bir'in avu- katlan da müvekkilleri hakkındaki yurtdı- şına çıkma yasağının kaldınlmasını istedi- ler. Dosya kapsamına göre tutuklu sanık Ha- lukKncı'nıntahliye isterninireddedenmah- keme heyeti, Sami Hostan ve Ali Fevzi Bir'in yurtdışma çıkış yasağını da kaldır- madı. Esas hakkındaki görüşünü hazırlama- sı için dosyarun cumhuriyet savcihğına ve- rihnesini kararlaştıran mahkemeheyeti,bu amaçla davayı erteledi. Duruşmadan bir polis eşliğmde çıkan tanıkHüh/a Ağaç, ga- zetecilerin sorulannı yanıtlarken fazla ko- nuşamayacağını, çünküduruşmada Ali Fev- zi Bir'in çok kızdığını söyledi. torlan suçlu bulmuştur" dedi. TTB Yüksek Onur Kurulu'nun Manisalı doktorlan suçlu bularak meslekten geçici men cezası verdiği kararda, Manisa 2 No'lu Sağlık Ocağı hekimlerinden Yusuf lzzettin Küçük ve Turgay Özcan'm yanlış tutumlannın yam sı- ra, hiçbir zorunluluk bulunmamasma karşın, çağnlmalan üzerine emniyete giderek muaye- ne yapıp rapor düzenledikleri, aynca bu sıra- da nöbetçi olmamalannm da dikiat çekici ol- duğu vurgulandı. Kararda şöyle denildi: "Hekimlerden kah- ramanlık yapmalannın beklenmesi doğru de- ğildir. Ancak bu değeriendirme hiçbir şeküde görevin gerektirdiği titizüğin gösterilmemesinin mazereti olarak da öne sürülemez. Toplumda herkes, belirlenmiş ku- rallan ve yaptıklan gö- revin kendilerine yükle- diğiödevieri layıkry laye- rinegetirmekie yiiküm- lüdür. Bu yükümlütük- lerin bir kısmımn yerine getirflmesinden kaçuul- ması halinde işleyişinde- kisakatiıklardanyakuu- lan sistem aym şeküde devam eder. Polislerden çekinerek gerçeklerin ortayaçüanasıkonusun- da özensiz davranmak, olaymuzda onlarca lise çağında çocuğun işken- ce görmesûıe göz yum- mak şeklinde bir sonuç ortaya çıkarmıştır. İn- san vasam ve sağuğuıuı korunması için azami gayret göstermekle gö- revli hekimlerin buna aykın davranmış olma- lan meslek örgütü tara- fından kesinlikle kabul edflemez." T B M M Plan ve Butce Komisyonu Vergi reformu yasa tasansı kabul edildi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Vergi reformun- da değişiklik öngören yasa tasansı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda mu- halefetin de desteğiyle ka- bul edildi. tktidar ortağı ba- zı milletvekillerinin sert eleştiriler yönelttiği tasa- nyla mali milat ve 'nere- den buldun1 sorusu ile bor- sa kazançlannın vergilendi- rilmesi 2002 yıhna kadar ertelendi. Gelir vergisi ora- nının ücretliler dışında 5 puan arttınlmasına ilişkin maddenin 1 Ocak 1999 ta- rihinden itibarengeçerli ol- ması ise kabul görmedi. DSP'li Ramis Savaş, kayıt dışı ekonomi lobisinin ga- lip geldiğini vurgulayarak "Vergiye tabi geliri sınırla- mak,vergireformunu çöpe atmak anlamına gelir. Ma- limiladıertetemek, kayıt dı- şıekonomiye izin çıkarmak demektir" dedi. Vergi reformunda ödün- ler getiren yasa tasansı, dün TBMM Plan ve Bütçe Ko- misyonu'nda kabul edildi. Yasanın özünde bir deği- şiklik yapılmadığını savu- nan Maliye Bakanı Sümer Oral, bu düzenlemelerle ül- ke ekonomisinin önünün açılması ve psikolojik ra- hatlama sağlanmasının amaçlandığmı, hiçbir kesi- me ödün verilmediğini ile- ri sürdü. Oral, "Ödûneko- nomh'e verümiştir'' dedi. Muhalefet milletvekille- rinin destek verdiği tasan- ya, bazı iktidar ortağı mil- letvekilleri sert eleştiriler yönelttiler. DSP'li Ramis Savaş, vergi reformunakar- şı başlanlan ve oldukça akıl- hca yürütülen kampanya sonucunda "kayıt dışı eko- nomi lobisinin hükmen ga- lip gektiğuıi" söyledi. Ver- gi reformunu "camiavhısu- na bn-akdmış kimsesiz ço- cuk* olaraknitelendiren Sa- vaş, "Birileri 'nereden bul- dun' sorusunun bunahmm- dan kurtuhnuş olmanın se- vincini yaşıyor*1 diye ko- nuştu. Vergiye tabi geliri sı- nırlamanın vergi reformu- nu çöpe atmak, mali mila- dı ertelemenin de kayıt dı- şı ekonomiye izin çıkarmak demek olacağına dikkat çe- ken Savaş, "Bu da belirH çevTelere 'Üç yıl boyunca kaçırabildiğin kadar vergi kaçır' demektir" diye ko- nuştu. Bu dururnun "tipik bir tav şan kaç, tazı tut oyu- nundan başka bir şey olma- dığmı" vurgulayan Ramis Savaş, "Ciddi devlet, dü- riist yönetim" sloganıyla iktidara gelen DSP'lilerin, bu oyunun tarafi olmaya- cağma inandığını söyledi. ANAP'lı Yılmaz Kara- koyıınlu, vergi yasalannın hep alanlar tarafından dü- zenlendiğine dikkat çekerek u Bu yasalan bir de veren- lere düzenleteüm" dedi. Tasan neler getiriyor? Tasan, mali milat ve 'ne- reden buldun' sorusunun 2002 yılına kadar ertelen- mesini öngörürken gelirin tanımı yeniden yapılıyor. Mevduat faizi ve repo ge- lirlerinin vergilendirilme- sinde beyanname usulü 2002 yılına kadar ertelenir- ken stopaj nihai vergi olu- yor. Peşin vergide, beyan- name verme süresi 3 aydan 6 aya çıkanlırken kurumlar vergisi oranı da yüzde 25'ten yüzde 20'ye indiri- liyor. Gelir vergisi oranı, üc- retlilerin dışmdaki mükel- lefler için yüzde 15'ten yüz- de 20'ye çıkanlırken "150 trttyon lirahk gelir" olarak görülen bu maddenin 1 Ocak 1999 tarihinden iti- baren geçerli olmasına iliş- kin hüküm kabul görmedi. Komisyon bu maddenin, yasanın yayunlandığı tarih- te ya da 1 Ocak 2000 yüın- da yüriirlüğe girmesi konu- sunda düzenleme yapıhna- sı için Maliye Bakanlığı'na yetki verdi. Tasan, emlak vergisinde yeniden beyanname verme olanağı getiriyor. Vergi ce- zalannda mükellefle uzlaş- maya gidihnesi hükme bağ- lanıyor. Borsada işlem gö- ren hisse senetlerinin üç ay- dan fazla elde tutulması du- rumunda tanınan vergi mu- afıyeti ise 2002 yılına ka- dar uzahhyor. T a s a r ı l a r h a f t a y a k a l d ı Hükümet, muhalefetle uzlaşma sağlayamıyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Hükümetle muha- lefet arasındaki pazarlıkla- nn uzaması nedeniyle ulus- lararası tahkımle ilgili ana- yasa değişikligi önerisi ve sosyal güvenlik yasa tasa- nsı görüşmeleri gelecek haf- taya kaldı. FP'nin TBMM gündeminin belirlenmesi için "siyasi parti kapatma- yızoriaşuranveyasaklıNec- mettin Erbakan'abağunsız adayfak yolunu acan" yasa önerisinin çıkanlması koşu- lunu öne sürmesi görüşme- leri uzatn. DYP ise tahkime destek karşılığmda medya patronlanmn etkinliğini sı- nırlandıracak düzenleme konusunda ısrarlı oldu. DYP'nin bu önerisine ANAP ve diğer iktidar par- rilerinin sıcak baktıklan öğ- renildi. Tahkim konusunda hü- kümete destek veren Cum- hurbaşkam Süleyman De- mirel de. "Tahkim, sadece bu hükümetin meselesi de- ğUdir, bütün Türkiye'nin meselesidir. Türkiye'nin parlamentosu, kamuoyu iyi aydınlatıürsa meseleyi iyi bilirse doğru karariar vere- cektir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle