20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21 AĞUSTOS 1999 CUMARTESJ CUMHURİYET SAYFA DEPREM Siyaset deprenıî sadece konııştu • Meclis'te yıllardır her deprem sonrasında kurtarma çalışmalannın yetersizliği, devletin koordinasyon eksikliği konuşuldu, doğal afetler sırasında hızlı hareket edilmesini sağlayacak ya da zaran en aza indirecek önlemlerin ahnması için yasal düzenlemeler önerildi ancak bunlar bir türlü hükümetlerin öncelikleri arasına giremedi. ANKARA (ANKA) -Marmara bölge- sindeki depremin üzennden 3 gün geç- mesine karşın arama. kurtarma ve yar- dım çalışmalanndaki yetersızlik, ceset- lerin koktuğu, enkazlardan hâlâ yardım çığlıklannın yükseldiği trajık bir tablo yaratirken. yıllardır benzer depremler sonrasında sadece konuşan sıyasilenn Meclis tutanaklarında kalan konuşma- lan, bu tablonun daha önceden görüldü- ğünü ancak gerekli önlemlerin alınma- dığını ortaya koydu. Her deprem sonrasında muhalefet devletin yetersızliğinden yakınıp yasa önerileri getirirken bakanlar yaralann sanlacağı sözü verip devletin depremle- re karşı hazırlıklı olduğunu savundu. Muhalefet hem inşaatlann sağlam ya- pılması hem de deprem sonrası hızla ha- reket edilmesi için genel bir yasa çıka- nlmasını istedi, hükümetler bütün uya- nlara rağmen genel bir yasal düzenleme yenne genellıkle deprem olan bölgelere ilişkin vergi. kredi ve prim affi, alacak- lann ertelenmesi gibi mali kolaylıklar getiren tasanlan Meclis gündemine ge- tırdi. lşte Dinar. Amasya, Hatay, Erzin- can ve Adana depreminden sonra Mec- lis gündemine gelen deprem konusunda tutanaklarda kalan acil yasa önerileri, ve vaadler: Yusuf Bahadır (DYP) Doğal afetlerın zararlannın mutlaka zaltüması gerekiyor. Türkiye, bu konu- daki çalışmalara 194O'lı yıllarda başla- mış olmasına rağmen, doğal afetlenn za- rarlannı beklenen düzeyde azaltamamış- tır; bu durumun temel nedenleri şöyle özetlenebilir: 1 - Afetlenn zararlannın önceden ya- pılacak çalışmalarla düşük tutulması ye- rine. sonradan yara sarma faaliyetlerine ağırlık veren politıkalara öncelik veril- miştir. 2 - Halkın bu konudakı eğitim düzeyi yetersizdir. Her deprem sonrasında muhalefet devtetin yetersiziiğin- den yakınıp yasa önerileri getirirken bakanlar yarala- nn sanlacağı sözü verip devletin depremlere karşı ha- zırtakb olduğunu savundu. Devlet biiyükJeri ise sadece deprem yerlerini gezip uzüntülerini dile getirmekle gö- revkrini yapmanın rahatiığını yaşadılar. 3 - Yürürlükteki yasa ve yönetmelik- lere uymamak, yerel yönetimler başta olmak üzere. alışkanlık haline getiril- miştir. 4 - Yerleşme ve yapılaşmalann etkin denetimi sağlanamamıştır. 5 - Üniversitelerde temel bilgiler eği- timi verilememektedir. 6 - Merkezi yönetim. yerel yönetim, özel sektör ve halkın görev, yetki ve so- rumluluklan arasında rasyonel dengeler kurulamamışür. 7 - Her olayın ekonomik maliyeti mer- kezin üzerine yıkılmaya çalışılmıştır. Doğal afetlenn ekonomimize getirdi- ği bu büyük yûkün ekonomik boyutu ka- dar, moral ve çevresel önemi de vardır; bu, üzerinde durulmaya değecek kadar önemlidir. Bu problemleri çözmek için, halkın eğitimi sürdürülmeli, üniversite- lerde konuyla ilgili ana bilim dalı baş- kanlıklan oluşturulmalı ve deprem mü- hendisliği eğitimine ağırlık verilmelidir. Yerel yönetimlerin yenıden ınşa faali- yetlerine aktif katılımı sağlanmalı, yapı- da denetim, sigorta ve sorumluluklar ya- sal olarak belirlenmeli, lmar Yasası ye- niden dûzenlenerek afet bölgelerindeki yapılaşmalara standart getirilmeli, aykı- n yapılaşmalara caydıncı ve ağır müey- yıdeler konulmalıdır. Fevzi Aytekin (DSP) Türkiye'de, yetmiş yıl içerisinde, 65 yıkıcı deprem olmuş ve yaklaşık 600 bi- nin üzerinde bina yıkılmıştır veya kulla- nılmayacak duruma gelmiştir. Bunlar, deprem, heyelan, su baskınlan ve kaya- lann düşmesiyle meydana gelmiştir. Afetler olduktan sonra yara sarma poli- tikalan yerine, önceden bilgilendirme ve eğitim programlan verilmelidir. Levent Mıstıkofllu (ANAP) Bu deprem olayından sonra yaşanan- lar, Hatay ve Hataylılar için çok daha acı olmuştur. Depremden sonra, Hatayhlar, dört gün boyunca, gecenin sıfır derece soğuğunda sokaklarda yatarak sabahla- maya çalışmışlardır. Yapılan tespitlerde toplam 1 052 binanın hasar gördüğü, bunlardan 116 adedinin ağır hasarlı. 408'inin ise orta hasarlı olduğu devletin ilgili bırimlen taranndan teşpit edilmiş- tir;ancak, bu geçen zaman içensınde, yi- ne de çok değerli hükümetimizden tık yoktur. Atllla Mutman (DSP) Dinar ve Senirkent'tc çok acı olaylar yaşandı; fakat, Dinar'da mevcut olan ya- pılara baktığınız zaman ve özellikle dep- remde yıkılmış olan yapılara baktığınız zaman, çoğunun ne ruhsatı ne de yasal- lığı söz konusu. Tabii ki, göreve gelmiş olan yerel yöneticiler, bu ciddi denetle- meyi, maalesef, zamanında yapmamış- lar. Yaşar Topçu (Bayındırlık Bakanı) Türkiye'nin deprem haritası var. Bü- tün matematiksel ve jeolojik bilgileri, Bakanlığımın Afet Işleri Genel Müdür- lüğü'nde kompütürde bölge bölge ade- ta metrekare hesabı ile mevcuttur. Bu konuda Japonya'ya muhtaç fılan değiliz. Japonya ile işbirliği halinde çahşıyonız. Türkiye'nin yüzlerce yerinde bizim dep- rem istasyonumuz var. lstanbul, Anka- ra, tzmır, Bursa, Sakarya gibi depreme fazla maruz olan bölgelerde de depreme senaryolanmız hazırdır. lstanbul depre- mi senaryosu hazırdır. Bunlar zamanın- da hazırlanmış böyle bir şeyle karşılan- dığı zaman ne yapılacağı önceden belır- lenmiştir. Izmir'in bitmek üzeredir. İsmall Köse (MHP) Son Erzıncan depremininde gördük. O depremi gözleriyle gören ve depremi iki saat sonra yaşayan bir arkadaşınızım. Genel bir yasanın, otomatik olarak dev- reye girmesi gereken bir yasanın, mu- hakkak surette, gündemde olması gere- kiyor. Mahmut Ytlbaş (DTP) Degerli arkadaşlarım, diğer bir konu, tabii afetlere müdahalede, bölgeler itiba- riyle, yetişmiş eleman sıkıntısı çekilme- sidir. Bir yerde sel olur, bir yerde deprem olur ve kîm duyar, kim konudan haber- dar olur ise, eline geçirdiği herşey ile o bölgeye koşar, belediyelerimiz, insanla- nmız, kamyon kamyon ekmek taşır; fa- kat, o bölgedeki bir sel felakenne, bir depreme müdahale etmede yetişmiş ele- man bulunmadığı için, can kaybımız, mal kaybımız, maalesef, çok fazla bo- yutlara ulaşmaktadır. Yine, tabii afetle- re müdahale etmede birinci derecede so- rumlu olan kuruluşlanmız olmasına rağ- men, bunlar, ülke genelindeteşkılatlan- madıklan için müdahaleyi anında yapa- mamaktayız; savunma teşkilatımız ol- masına rağmen, sivil savunma teşkilatı- mızın, ülke düzeyine yayılmış personel ve malzeme bakımından bir etkınliği yoktur. Mehmet Büyükyılmaz (DSP) Ülkemiz son yılarda sık sık tabi afet- ler yaşamaya başlamıştır. Erzincan dep- remi, Dinar depremi ve Karadeniz sel felaketi ile ilgili gözyaşı kurumadan Adana'dayaşanan deprem.... Buda şunu göstermektedir. Artık bu tür tabii afetle- re kanş her han hazır olmamız gerek- mektir. Halid Dağlı (DYP) Bu felaket bir kere daha göstermiştir ki benzeri sıkıntılan bir kez daha yaşa- mamak için önceden ahnması gereken tedbirler konusunda yerel yönetimlerin de, merkezi yönetimlerin de alacağı ve asla taviz vermeyeceği önlemler vardır. Çöküntü altındaki cesetlerin çıkanlması sürüyor. 66 saat sonra, 18yaşındaki Hakan Murat Köse kurtanldı Kocaeli bölgesi açık mezarhk oldu Sıcaklık nedeniyle cesetkr bir an önce gömülmeye çauşüırken, mezarhklarda dehşet verici sahneler yaşanıyor. Mezartıklann dışında ölüler yan yana dizilmiş beklerken kepçeler toplu mezarlan andıran uzun çukurlar kazıyor. (Fotoğraf: UGUR DEMİR) B e l e d i y e - b a k a n l ı k a n l a ş m a z l ı ğ ı AYŞE YILDIRIM KOCAELt - Kocaeli'nde günlerdir dinmeyen ağlayış ve feryatlar yerini acı bir bekleyişe bıraktı. Açık mezarhk gö- rünümündeki Kocaeli'nde enkaz altın- daki cesetlerin çıkanlmasına devam ediliyor. Çürüyen cesetlere, çöp ve pis- lik de eklenince kentteki yoğun koku ra- hatsız edici boyutlara ulaşıyor. Ölüleri gömmek için mezarhklarda, kepçeler- le toplu mezarlar açılıyor. Kimı zaman da 'yaşama dönüşün' mutluluğu yaşa- nıyor. Denizcıler Caddesi'nde yerle bir olan binanın enkazmdan Isviçreli ekip- ler ve gönüllüler tarafından. 66 saat son- ra sağ olarak çıkanlan 18 yaşındaki Ha- kan Murat Köse. kurtarma çalışmala- nna katılanlan 'hadi bir can daha' diye umutlandınyor. Deprem sonrası enkaz kaldırma ça- lışmalan sürerken diğer bölgelerde ol- duğu gibi Kocaeli'ni de salgm hastalık tehdidi sardı. Dört gündür enkaz altın- da bekleyen cesetlerin yaydığı kokuya. biriken çöpler, tuvalet yerine kullanı- lan sokaklar da eklenince kente ağır bir koku hâkim oldu. Kriz masası yetkili- leri, salgın hastalıklan engellemek için en büyük eksiğin tıbbi malzeme. cadır. bebekler için süt ve bebek bezi olduğu- nu söylediler. Kocaeli merkezde enkaz altından çı- kanlan cesetlerin sayısı konusunda net bilgi verilemiyor. Kızılay Şube Başka- nı Ersin Zarakolu. bugüne kadar 3 bi- ne yakın ceset çıkanldığını belirtirken, Devlet Bakanı Hasan Gemid ise ölü sa- yısının bin civannda olduğunu söyledi. Ancak yetkililer birçok vatandaşın ce- nazesini kriz masasına bildirmeden gömdüğünü anlatarak ulaşılamayan yerlerin ve kaldınlamayan enkazlann da hesaba katılmasıyla bu sayının daha da artacağını belirtiyorlar. Yardım kampanyası Kocaeli'nde sokakta yatıp kalkan halk için yardım kampanyası başlahl- dı. Gıda yardımlannın fazlalığına dik- kat çeken kriz masası yetkilileri, gıda- ya ihtiyaç duymadıklannı, yardımlann nakdi yapılmasını istediklerini söylü- yorlar. Gıda yardımlannın birçoğu da organizasyon bozukluğu nedeniyle şe- hir merkezi dışındaki yerleşim birimle- rine ulaştınlamıyor. Bu durumu fırsat bilenler de söz konusu bölgelerde yar- dımlan karaborsadan satıyorlar. Şehir merkezi dışında yarım litrelik pet şişe suyun en az 500 bin liraya satıldığından yakınılıyor. Kocaeli'nin en büyük ihtiyacı çadır, Hastane iıışaat yarunkaldı ı lstanbul Haber Servisi- Deprem ya- rahlannın tedavileri için, hastanelerde yatan hastalartaburcu edilip bahçeler- de ameliyat yapılırken, Haseki Hasta- nesi ek blok inşaatı, Büyükşehir Bele- diyesi ile Sağlık Bakanhğı'nın anlaşa- maması yüzünden dört yıldırdevrahn- dığı gibi duruyor. Büyükşehir Belediyesi, 14 yıl önce Zeynep Kamil ve Kuledibi hastanele- rinin yanı sıra Haseki Hastanesi'ni de, parasızlık gerekçesiyle Sağlık Bakan- lığı'na devTetmişti. 10 yıllık süre do- lunca Büyükşehir Belediyesi, hastane ile ek blok inşaatımn kendisine geri verilmesini istedi. Sağlık Bakanlığı yaptığı yatınmlan gerekçe göstererek isteğe karşı çıktı. Anlaşmazhk nedeniyle Danıştay'a başvuran Büyükşehir Belediyesi, açtı- ğı davayı kazandı. Ancak karar, yapıl- mış olan harcamalann karşılanması konusunda anlaşma sağlanamadığı için uygulanamadı. 24 Eylül 1993 günü ihaleye çıkan- lan ek blokun 30 Ekim 1996 günü ta- mamlanması öngörülüyordu. Hastane tamamlanmış olsaydı, 250 yataklı ve acil başvurulan da karşıla- yacak dokuz ameliyathaneli birbölüm hizmet yapıyor olacaktı. 600 yataklı Haseki Hastanesi'nde çeşitli illerden gelen 326 depremzede- ye tedavi ve hizmet verildi. Başhekim Doç. Dr. Mustafa Veni- giin, özel uzmanhk isteyen ameliyat- lar için de hastanenin hizmete hazır beklediğini belirtti. sağlık malzemesi ve su. Kızılay yetki- lileri üç bin çadınn kente getirildiğini belirtirken, Devlet Bakanı Hasan Ge- nad ise Yanmca, Gölcük, Doğukışla ve Derince'de 1500'er çadınn kurulmaya başlandığını söyledi. Gemici, çadır ih- tiyacını karşılamak için Ankara'daki özel şirketlere sipariş verildiğini söyle- di. Kentteki dört hastanenin de deprem nedeniyle iş göremez hale geldiğini an- latan Kızılay yetkilileri, sağlık görevli- lerinin alet ve ilaç sıkıntısı çektiğini bil- dirdi. Kızılay'ın bölgede kuracağı 3 mutfak çadınyla da bugünden itibaren Kocaeliliiere sıcak yemek verilmeye başlanacak. Enkaz kaldırma çalışma- lanna ABD'den 70 uzman, tsviçre'den 5 köpek ve 9 uzman, Almanya'dan 6 köpek ve 28 uzman, Avusturya'dan 15 köpek ve 18 uzman, Rusya'dan 90 uz- man, Gürcistan'dan 10 uzman katıhr- ken ttalya'dan da bir diğer ekibin bek- lendiği bildirildi. Yetkililer, sağlık uzmanlanna ihti- yaçlan olduğunu, Kızılhaç'tan gelen il- gihlere ihtiyaçlannı bildirdikJerini söy- lediler. Diyanet Işleri'nden gönderilen 5 bin kefen ve uyku tulumu da Koca- eli'nde vatandaşlara dağıtıldı. Üç gündür Kocaeli'nde bulunan Devlet Bakanı Gemici, hasar tespit ça- lışmalannın yeni başladığını anlatırken koordinasyon bozukluğu ne- deniyle kendilerine yönelti- len eleştirilerin haksız oldu- ğunu söyledi. Gemici, "tn- safh oiunması gereldr. Tarih boyunca dünyanın yaşadığı en büyük felaket bu. Eksik- likler olabilir. Ama normal karşılamak gerekir" diye ko- nuştu. Belediyepersonelinin yüzde otuzunu depremde kaybettiklerini söyleyen Ko- caeli Belediye Başkânı Sefa Sirmen de salgın hastalığın önlenebilmesi için çevre ille- rin belediyelerinden araç ve personel istediklerini söyle- di. umut oldu Haseki Hastanesf rün dört jıkfar çürümeye terk edüenekbtokinşaaü ve Bajnndırhk ve iskânBakanl^ıYapı İşkri'nin inşaat alanında duran tabelası. Depremin en çok etkiledi- ği kentte 66 saat enkaz altın- da kaldıktan sonra çıkanlan 18 yaşındaki Hakan Murat Köse sevinç yarattı. tzmit'in Denizciler Cad- desi'nde yerle bir olan bina- dan önceki akşam 21.00 sıra- lannda Isviçreli ekipler ve diğer gönüllüler tarafından kurtanlan Köse, Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde tedavi altında tutuluyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Yasalar ve Yasalara Uyulması Meclisimiz maşallah jet hızıyla çalışarak, toplum- sal yaşamımızı derinden etkileyecek bir dizi yasa çı- karttı. 1982 yılının nisan ve ekim aylan arasında bu- na benzer bir şey yaşamış ve gerek siyasal, gerek ekonomik ve gerekse toplumsal yaşamımıza yön ve- ren hemen tüm yasalann, yeniden kaleme alınmala- nnı hayretle gözlemiştik. Beklenirdi ki, bu yeni ham- le, o dönemde demokrasinin önünü kesmek ama- cıyla değiştirilen yasalan, demokrasiye daha uygun bir biçime dönüştürsün. Fakat olmadı. Bu kez amaç, dünya kapitalizmine "entegre olmaktı". Bakalım, na- sıl ve neler pahasına bu entegrasyonu yaşayacağız. • • • 1995 Martı'nda, Sarrnal Yayınlan'ndan "Bıktım Bu YÖK'ten" başlıklı bir kitabım yayımlanmıştı. Sanıyo- rum birkaç baskı yapmıştı. Son dönemde YÖK tar- tışmalan yoğunlaşınca, Işrtan Gündüz'e bu kitaptan elinde kalıp kalmadığını sordum. Hiç kalmamış. Bu kez Umit Yaymları'nda bastıracağım. Ve bunun için biraz eklemeler yapacağım. Kitapta 1980 önce- sinde yayımlanmış birkaç yazım da vardı. Bunlardan birinin bazı bölümlerini, "güncelliğini" dikkate alarak sizinle paylaşmak, daha doğrusu o esaslar çerçeve- sinde bir şeyier yazmak istiyorum. Zira yasa yapmak kolay gibi görünür ama, eger gereği gibi yapılmamış- sa, o yasayı uygulamak çok zordur. • • • Kimi siyaset bilimciler, devleti, "yaptınm gücünü tekelinde bulunduran örgüt" olarak tanımlariar. Bu tanım, konuyu tek yönüyle ele almasına karşın yine de doğrudur. Yaptınm, yasaya uymamanın pahasıdır. Fakat ya- salara uymanın "nedeni", çoğu kez, yaptınmlar ve bunlardan duyulan korku değil, insanlarda, yasaya uyma gereği konusundaki "düşünce ve anlayış" ve bu yöndeki toplumsal baskıdır. Işin bu aşamasına gelindiğinde. ayrı ayn ele ahn- ması gereken iki olguyla karşılaşılır. Bunlardan birin- cisi, yasalara uyulması konusundaki "toplumsalbas- kı"; ikincisi de, yasalara uyulması konusundaki "dü- şünce ve anlayış" olmaktadır. • • • Insanlar, yazılı yasalara geçmeden önce de birta- kım "kurallara" uydukları gibi, bu insanlann "kurum- laşmış" birtakım davranışlan olduğu konusunda kuş- ku duyulmaması gerekir. Yasalar, önemli ölçüde bu toplumsal kurallara dayanılarak kaleme alınmış ve toplumlann gelişme sürecinde ortaya çıkan gerek- sinmelerie btçimlenerek bugünkü yapılanna ulaşmış- lardır. Yasalar, gücünü temel olarak toplumsal yapıya olan uygunluklanndan alırtar. Örneğin bir Islam top- lumunda, birden fazla kadınla evlenmeyi yasaklayan bir yasa, ne denlı ağır yaptınmlar getirirse getirsin, fazla etkin olmaz. Oysaki aynı toplumda, domuz eti yemeyi, ya da şarap içmeyi yasaklayan bir yasa, çok hafrf yaptınmlan olsa bile, çok etkin bir biçimde işle- yebilir. ••• tkinci olguya gelince... Insanlar yasalara uyariar, çünkü yasalara uyulması "gerektiği" hakkmda, bir 'anlayışlan" ve "düşünceleri" vardır. Yasalann top- lumsal bünyeye uygun düzenlendiği varsayıldığına göre, yasalara uymamak, yaptırımlann yanı sıra "ayıp", "günah", "yanlış" vb. gibi, tüm sosyal "fep- ki° ve "tabulan" akla getirecektir. Örneğin, insanlann genel olarak hırsızlık yapma- malannın nedeni, ceza yasalanndaki hırsızlıkla ilgili yaptınmlar değil, hırsızlığın "kötü" bir şey olduğu ko- nusundaki "düşünce ve anlayışlar"d\r. Aynı şey ci- nayet, kundakçılık, rüşvet, zina vb. akla gelebilecek her suç için geçeriidir. Eğer bir toplumda yasalara uyulmuyorsa, bunun, yukardaki iki olguya bağlı olarak iki nedeni olabilir. Ya yasalar toplumun toplumsal yapısına uymuyordur ya da toplumun üyelerinde "yasalara uyma gerekti- ği" konusundaki olumlu anlayış sarsılmıştjr. Fakat ikinci nedeni düsündüğümüz zaman, bu ne- denin kolay ortadan kaldınlabileceğıni ve toplumsal yapıya uygun yasalar yapılarak uyum sağlanabilece- ğini görürüz. Fakat eğer bir toplumda insanlar yasa- lara uymamaya "alışmışlarsa", bu, o toplumun ge- leceği açısından düşünülebilecek en büyük "felaket- tir". Bu durum, anarşinin başlaması değil, anarşinin ta kendisidir. • • • Eğer bir toplumda yasalar, "çifte standartla" ha- zırianırsa, insanlann "itaatini" sağlamak çok güçle- şir. Örneğin, kalkınmanın yükünü salt bir toplumsal kesime yükler ve "sermayeyi" sürekli bir biçimde "rahatlatmaya çalışırsanız" eninde sonunda bunun faturası karşınıza çıkar. Ve bu fatura, kimi dar kafalı- lann algılayamayacağı kadar ağır bir fatura olur. Inanın bunu temenni etmiyorum. Ama korkusu içindeyim... TBMM gundemi degisti Öncelîk sivîl savunma tasarısında ANKARA(Cumhuriyet Bürosu) - Meclis çalışma- lanna ara verilmesine ne- den olan deprem felaketi, genel kurulun gündemini de değiştiriyor. Hükümet, deprem nedeniyle gerekli- liğı bir kez daha ortaya çı- kan Topyekûn Savunma Sivil Hizmetleri Yasa Ta- sansı'nın öncelikle Mec- lis'te görüşülmesi için giri- şimde bulunacak. Hükü- metin, Meclis tatile giraıe- den önce sosyal güvenlik, af, pişmanlık ve işkenceci- lere verilecek cezalann art- tınlmasını öngören tasan- lan da çıkarmayı planladı- ğı belirtildi. TBMM Genel Kurulu. Gölcük merkezli depremin ardından ara verdiğı çalış- malanna pazartesi günü yeniden başlayacak. TB- MM Plan ve Bütçe Komis- yonu Başkanı MetinŞahin. sosyal güvenlik yasa tasa- nsmın genel kurulda ele alınıp alınmayacağı konu- sunda. "Görüşmelere de- vam ediür. Bu tasanda ça- lışanlann aleyhine bir dü- zenleme yok. Sokağa işçfle- rin değil, işverenlerüı dö- külmesi gerekir"' dedi. Mu- halefet partileri ise "Yaşar Okuyan, binlerce insanın öldüğü bir ortamda nasıl gelip sosyal güvenlik tasan- sını çıkaracak? Bu tasan- nın görüşmeleri sonbaha- rakahr" görüşünü sa\un- du. Hükümet ortaklan ise gelecek hafta Meclis'te, görüşmeleri yanm kalan sosyal güvenlik tasansın- dan önce Topyekûn Savun- ma Sivil Hizmetleri Yasa Tasansı'nın ele alınmasını istiyor. Iktidar partilerinin gruplan, pazartesi günü TBMM Danışma Kuru- lu'nu toplantıya cağırarak Meclis' in gündemini yeni- den belirleyecek. Hükü- met, Meclis'i bir hafta da- ha çalştırarak af, pişmanlık ve işkencecilere ceza arttı- nmını öngören düzenle- melerle YSK Başkanı Tu- fan Algan'm görev süresi- nın uzatılmasına ilişkin ta- sanlann da çıkanlmasını planladığı belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle