Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 AĞUSTOS 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
J E J J V A _ f l ı U İ T J J . / ekonomi(flcumhuriyetcom.t 13
Müteahhitler suçlu. Ancak projeleri onaylayan ve denetim yapmayan belediyelere ne demeH...
Istr inşaat sorıımsuzlarıEkonomi Servisi - tnşaatlann en az
yüzde 60'ının kaçak yapıldığı büyük
kentlerde. lmar Kanunu'na uygun gibi
gösterilen ve yasal izni almarak yapılan
binalar da denetlenmiyor. Bınalann bir
anlamda sağlamlığını denetlemekten
sorumluolan belediyeler. inşaatlan onay
verdikleri "projeyeuygunluk''bakımın-
dan kontrol etmiyor. Belediyeler, ayrı-
ca, yapılann saglıklı olması ıçin çıka-
nlması zorunlu olan "zemin etüt rapo-
runu" da yapımcı firmalardan istemı-
yorlar. Böylelikle. yapımcı firma inşa-
atın kaç kat yükseleceğine, zemınin ya-
pısını dikkate almadan karar veriyor.
Belediyelerin inşaat projesıni onayla-
dıktan sonra, yapıyı projeye uygunluk
açısından denetlemediği. sadece planın
ölçüleri bakımından kontrol ettiği belir-
tiliyor. Belediyelerin denetimi göster-
melik yapması yanı sıra projeye uyul-
masını sağlaması beklenen. 'teknik uy-
gulamasonımlusunun' da görevlerini ye-
rine getirmesinin söz konusu olmadığı
vurgulanıyor. Bunun nedeni ise proje-
nin uygulanmasından sorumlu olan mü-
hendis ve mimar fırmalannın, verdiği hiz-
metin karşılığını, yapı sahibinden alma-
sına bağlanıyor.
TMMOB tnşaat Miihendısleri Odası
Istanbul Şubesi Başkanı Cemal Gökçe,
teknik uygulayıcının yaptığı işin bede-
lini bina yapımcısı firmalardan aldığı-
nı bildirerek "Siz işvereninizin çıkanna
denkdüşmeyen birşe\ \apabilir misiniz?
Teknik uygulama sorumlıısıı finnalar,
kendisinden para aldıklan yapı sahibi-
ni nasıl denetlesinler. Zaten \apılanlara
goz yummazlarsa, işveren konumunda-
ki yapuncı firma iş sözleşmesini tek ta-
raflı olarak bozuyor" dedi. Denetlen-
meyen fırmalann kendi çıkaıian doğrul-
tusunda hareket ettığıni kaydeden Gök-
çe. "bilimsel verilerdenu/.ak.gelişigü/el
planlar yapıldığına ve kat sayısına" da
böyle karar verildıgıne değindı. Gökçe.
denetımin kamu yararı adına hareket
eden meslek odalanna bırakılması ge-
rektiğini ifadeetti.
Yapımcı firmalann, inşaatın taşıyıcı-
lannın belirlendıği betonarme projesi-
Müteahhidi başıboş bırakan sistem nasıl işliyor?
/- Belediyeler zemin etüd raporunu
istemeyebiliyor, bilimsel verilere dayanıp
dayanmadığını ö'nemsemiyor.
2- Yaşamsal öneme sahip zemin etüd
raporunun önemsenmemesi, mimari ve
betonarme projesi başta olmak üzere bütün
projelerde hata olmasına yol açabiliyor.
3- Belediye inşaata bu şekilde ruhsat veriyor.
4- Yapımcıfirma, inşaatın kaç katlı
olacağma zemin yapısını dikkate
almadan karar vermiş oluyor.
5- Belediye, inşaatı, "projeye uygunluk"
bakımından denetlemiyor.
6- Böylelikle proje doğru olsa bile,
yapılan inşaat sağlam olmuyor.
//a .azırlanan göstermelik projelerden,
yasal izinlerden denetime kadar geçen süreçte,
belediyelerin denetimler konusundaki
vurdumduymazlığı ve yasal boşluktan müteahhitlerin
nasıl yaralandığı ortaya çıkıyor.
ni zemini incelemeden hazırladıklannı
belirten TtM-SE Başkanı Sami San,
"Zemin etiidü bilimsel olarak vapılma-
lı ve proje de ona göre hazuianmalı. An-
cak bu incelemeye ilişkin raporu beledi-
yeler istemiyor" dedi.
Doğru proje önemli
San. söz konusu raporun hazırlanma-
masının. inşaatın yüksekliğinin gelişı-
güzel belirlenmesi ve uygun temel sis-
teminin seçilmemesi anlamına geldiği-
ni kaydederek, "Doğru projenin uygu-
bnması durumunda sağlam yapı elde edi-
lir. Oysa belediye projeye uygunluğu
kontrol etmh/or. Sadece planın ölçii-
lerine uyulup uyulmadığına bakılıyor"
diye konuştu. L'zman kişilerin denetimin-
de olmalı.
İnşaat yapırru için yapılması gereken-
ler:
-Öncefikle inşaatın yapdacağıyerin ze-
miniincetenmeü vesonuçlar"zeminetüd
raporu"nda bir araya getirilmeti. İnşa-
atta kullanılması gereken temel sistemi,
taşıyıcılannın nasıl yerleştirilmesi gerek-
tiği bu rapora göre belirlenecek.
- Zemin etüt raporuna göre. mimar, mi-
mari projeyi hazırlıyor.
- Söz konusu rapora göre, projeler-
den en önenıBsi olan statik betonarme pro-
jesiyle taşmcılann konumlan belirlen-
meli. Bu proje inşaat mühendisinc hazır-
latılmalı.
- lSKl'ye sunulmak üzere kanal pro-
jesi hazırlanmalı.
- Elektrik mühendisine elektrik tesi-
satıyla ilgili plan hazırlatılmaİL
- Tesisat projesi makıne mühendisi-
ne hazırlatılmalı.
- Projeter hazuianuıca beledryeye su-
nuluyor.
- Belediye, projelen onaylayarak in-
şaat ruhsatını veriyor. Firma onay aldı-
ğı projeler için harçlan ödeyerek işe baş-
layabiliyor.
- Beiediyenin bundan sonraki beton dö-
kümünden,tesisann yapunınakadar her
aşamada binayı denetlemesi gerekryor.
- Uygulamada, belediyenin denetle-
memesi nedeniyle. sorumluluk, proje-
leri geliştiren, buna uyulup uyulmadı-
ğını yakından izleyebilen teknik ele-
manlarda kalıyor.
Ancak söz konusu teknik elemanlar,
işverenleri konumundaki yapı sahibi-
nin hatalı da olsa kararlanna direnemi-
yor ve ve göstermelik bir denetim söz
konusu oluyor.
Kaynaklann kullanımında kamu kontrolü gerektiği belirtiliyor
Ekonommin uflaıkamnhk
• Uzmanlar, girdi maliyetlerinin
artacağını, kamu kaynaklannın daha
verimsiz alanlara kayacağını belirtirken,
yurtdışından gelen kaynaklann dikkatli
kullanılması gerektiğini dile getiriyorlar.
Ekonomi Servisi - Başta Kocaeli olmak üzere Türki-
ye'nin sanayi devlerinin faaliyet gösterdığı Marmara Böl-
gesi'nde yaşanan depremın malıyetınin önümüzdekı dö-
nemlerde hesaba katıldığındaçok ağırolacağı belirtiliyor.
İnşaat sektöriinün hareketlenmesinin beklendiği bölgede
Vergi gelirleri düşecek
Afet illeri verginin yüzde 57'sini ödüyor
ANKARA (ANKA) - Depre-
min, vergi gelirierinin de azal-
masma yol açacağı tahmin cdilı-
yor. Türkiye'de toplanan vergi-
nin yüzde 60'a yakınını, nüfiıs
yoğunluğu ve sanayileşme düze-
yine baglı olarak başta tstanbu] ve
Kocaeli oJmak üzere depremze-
de iller ödüyor.
Yılın ilk yansında depremze-
de altı ilin vergi gelirlerindeki pa-
yı yüzde 56.5 düzeyinde gerçek-
leşti. Ocak-haziran döneminde 5
katrilyon 920.5 trilyon lira olan
toplam vergi gelirinin 3 katrilyon
342.6 trilyon liralık bölümü bu il-
lerden toplandı.
tstanbul, tek başına toplam ver-
ginin yüzde 40.5'ini ödedi. Bu
ilde altı ayda 2 katrilyon 398.9
trilyon liralık vergi tahsilatı ger-
çekleştirildi.
Kocaeli ise 864.9 trilyon lira ile
toplam verginin yüzde 14.6'sını
öderken. tahsilatın takakkuka ora-
nı en yüksek ü olma özeliiğini
sürdürdü. Anılan dönemde Ko-
caeli"nde tahsil edilen verginin
tahakkuka oranı yüzde 94.5'e ulaş-
tı. Kocaeli, en çok vergi ödeyen
iller sıralamasında İstanbul ve An-
kara'nın ardından üçüncü oldu.
Eskışehir, Bolu, Sakarya ve
Yalova da toplam 78.8 trilyon lira
ile vergi pastasma yüzde 1.3
oranında katkıda bulundu.
malheti çok yüksek olacaktır. Sanayi tesislerinin gördüğü
zararyanında işçinin istihdam olanaklannın da kısıtlanma-
sı ekonomideki dengeleri oiumsuz etküeyecek" dedi.
Manisalı. Türk sanayiinin hammadde kaynaklannın yüz-
de 30-35 'ini yurtdışından kullandığını, kara ve denız ula-
şımmın 3-5 ay aksayacak olması nedeniyle kaynak mali-
yetinin de artacağıru ileri sürdü.
Deprem nedeniyle kamu kaynaklannın verimli alanlar-
dan verimsiz alanlara kaydınlacagının bir gerçek olduğu-
nu kaydeden lstanbul Ünıversitesi tktisat Fakültesi Öğre-
tim Üyesi tzzettin Önder de sorunun uluslararası boyuta
çekilerek ilgili örgütlerden kaynak aktanlması için girişim-
lerin yapılması gerektiğini ve bu kay-
naldann kamu eliyle kullandınlırken
çok dikkatli davranılması gerektiğinin
altını çizdi.
Marmara Üruversıtesi fktisat Fakül-
tesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hayri Ko-
zanoğlu da kamunun konrrolü kendi
elıne alması gerektiğini kaydederek
"Hasann onanlması özelin kâr ede-
rim' arzusunadegiL "toplumsal çıkarak*
endekslenerekyapılması gerekir" dedi.
Dünyada deprem. savaş gibi fela-
ketlerin ardından ekonomilerde bir can-
lanma yaşandığmı hatırlatan Kozanoğ-
lu. "Uiuslararası kuruluşlar ve ülkele-
rin gönderdiği \-ardimlann doğru koor-
dine edilmesi durumunda yaralar da-
ha çabuk sanlabiür. Ancak devletin dep-
rem yardımlannı bölgeyeulaşnrma ko-
nusunda gösterdiği perfbrmansa bakıl-
dığında bu pek mümkün göriinmüyor"
dedi.
yurtdışından yapılacak yardımlann doğru kullanılması du-
rumunda yaralann daha çabuk sanlabilecegi ileri süriilür-
ken, yardımlann bölgeye ulaşmasını koordine edemeyen
hükümetin bakış açısı uzmanlan karamsarlığa itiyor.
Kara ve deniz ııbşımı aksayacak
lstanbul Üniversıtesı Iktisat Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Erol Manisalı, statik bir analiz yapıldığında ba-
sında ortaya atılan 20-25 mılyar dolarlık rakamın dogru ola-
bileceğini ancak önümüzdeki dönemi de kapsayan bir ana-
lizde bu rakamın çok daha yukanlara tırmanacağmı söylü-
yor. Manisalı, "İnşaat sektöründe konut kaybını yenileme
Ahyapıyı kamu ele almah
Üretim bılgisinin sanayinin kalbı Ko-
caeli "nde çok yüksek olmasının bir
avantaj olarak sayılabileceğini dile ge-
tiren Kozanoğlu, mşaatlann ve altyapı yatınmlannın ka-
mu eliyle yapılması gerektiğini savundu. Büyük inşaat fir-
malannın rezil durumda olduklannın depremle birlikte or-
taya çıktığmı söyleyen Kozanoğlu, "Bu bölgede inşaatla-
n olan büyük inşaat fırmalannın diğer yerlerde \ aptırdığı
konut ve otellere el konularak yaralaruıın sanlması gerek-
tiğuıf dile getırdi.
Bu arada Dış Ticaret Müsteşar Vekili Kürşat Tüzmen,
dün yaptığı açıklamada Marmara Bölgesi'nde meydana ge-
len deprem nedeniyle bölgede günlük 200 milyon dolar-
lık bir üretim kaybı olduğunu. tesislerin kısa sürede üreti-
me geçmesi halinde bu kaybın aşılabileceğini söyledi.
Hasarın maliyeti 39 katrilyon lira olmuş, imarı 2 yıl sürmüştü
Kobe depremine benziyor
KOBE(AA) -Türkiye'nin sanayi
merkezlerini vuran depremin
ekonomik boyutlan henüz
belirsizliğinı korurken. yakın tarihte
büyüklük açısından en yakın felaket
olan Japonya'daki Kobe depremiyle
benzerlikler kuruluyor.
Reuters Ajansf nın haberine göre 17
Ocak 1995 tanhinde meydana gelen
7.2 şiddetindekı depremde yerle bir
olan Japonya'nın Kobe kentınde,
bugün deprem kurbanlan adına bir
parkta dikilen anıt dışında, depremi
hatırlatan neredeyse hiçbir şey
kalmadı. Kobe belediye yetkilileri,
6425 kişinın hayatını kaybettıği
depremde, bütün altyapısı yerle bir
olan. 250 bin binası yıkılan kentin
yaralannı sarmasının, yaklaşık 90
milyar dolar (39.6 katrilyon lira) ve
iki yıla mal olduğunu bildiriyorlar.
Söz konusu büyüklükte bir
depremin yol açtığı yıkımın iman
İçin iki yılın oldukça kısa bir süre
olduğunun altını çizen Japonlar,
bunun felaketin dûnyanın ıkinci
büyük ekonomisinde meydana
gelmesinden kaynaklandığını
anımsatıyorlar.
Türk ekonomisinin Japon
ekonomisiyle karşılaştınldığında
çok küçük kaldığını ifade eden
Kobeliler ise Izmit'in yaralannı
sarmasının kendi kentlerine göre
daha uzun zaman alacağını
düşünüyorlar.
Maddi yaralar
sanlmaya başlanıyor
Deprem bölgesininyeniden kalkınması
için hükümet bir dizi karar aldı
Ekonomi Servisi - Deprem sonrasında
yüreklerin sarsıntısı sürerken. bölgenin
yeniden kalkınması için harekete geçildi.
Kurtarma çalışmalannın "koordinesiz"
devam ettiği ve yardımlann "ağır aksak"
ulaştığı deprem bölgesinde, maddi yara-
lan sarmak için hükümet bir dizi karar al-
dı.
Doğal afet yaşanan illerin bütçeden al-
dıklan paylar 2-3 kat arttınlırken. afetze-
de çiftçilere toplam 30 trilyon lira tutann-
da bir yıl vadeli faizsiz kredi açılması ka-
rarlaştınldı.
Bakanlar Kurulu'nun
Resmi Gazete'de yayım-
lanan kararına göre,
1999 yılında kuraklık,
don, dolu, sel, taşkın,
haşare. yangın ve ben-
zeri afetler nedeniyle
ekiliş ve ürünleri en az
yüzde 40 zarar gören
çiftçiler faizsiz tohum-
luk kredisinden yarar-
lanacak.
Bu amaçla Destek-
leme ve Fiyat Istikrar
Fonu harcama kalemi-
ne aktanlacak 30 triryon
lira tutanndaki kaynak
Ziraat Bankası aracılı-
ğıyla 1 Eylül'denitiba-
ren çiftçilere kullandı-
nlacak. Çiftçiler tohumluk borçlannı
bankaya 30 Eylül 2000'e kadar geri öde-
yecekler.
Vergi borçlan için envanter
Bu arada yoğun su baskını, deprem, he-
yelan ve kaya düşmesi afetine maruz ka-
lan Adana, Bartın, Giresun. Hakkâri, Ka-
rabük, Kınkkale. Sakarya ve Zonguldak il
özel idarelerinin bütçe yasası uyannca al-
dıklan paylar 1 Temmuz 1999'dan geçerli
•Doğal afet yaşanan
illerin bütçeden aldıklan
paylar 2-3 kat arttınldı.
# Afetzede çiftçilere
toplam 30 trilyon lira
tutannda bir yıl vadeli
faizsiz kredi açılıyor.
• Depremden etkilenen
mal varhğı ile doğrudan
ilgisi bulunanlann vergi
borçlannın silinmesi
gündeme geliyor.
• Depremle ilgili
harcamalara dönük
ödenek talepleri hemen
karşılanıyor.
olmak üzere üç kat arttınldı. Ağn, Arda-
han, Bolu. Hatay, Kastamonu, Sinop, Mar-
din, Ordu. Rize ve Trabzon il özel idarele-
rinin payının da 2 kat artınlması kararlaş-
tınldı.
Maliye Bakanlığı, deprem bölgesindeki
vergi borçlulan için envanter çalışması baş-
lattı. Bu ay içinde verilecek vergi beyan-
nameleri ve bunlara ilişkin vergi ödeme-
lerini erteleyen Maliye Bakanlığı, bölge-
deki geçmişe dönük vergi borçlan için de
tespitlere girişti. Bu tespitler sonunda da-
ha çok arazi vergilerin-
de söz konusu olan ve
depremden etkilenen mal
varhğı ile doğrudan il-
gisi bulunanlann vergi
borçlannın silinmesi
gündeme gelecek.
Bu çerçevede, yıkılan
binalara ilişkin bir vergi
borcu bulunuyorsa, bun-
lann silinmesi yoluna gi-
dilebilecek.
Başta gelir ve kurum-
lar olmak üzere diğer
vergilerle ilgili silinme
işlemi için ise kanuni dü-
zenleme gerekiyor.
Ödenekler
karşılanacak
Yetkililer, Afet Işleri,
Karayollan ve Köy Hizmetieri Genel Mü-
dürlükleri ile Sağlık Bakanhğı'nın dep-
remle ilgili harcamalanna dönük ödenek ta-
leplerinin hemen karşılandığını belirttiler.
Boyutlan çok büyük olan depremle ilgi-
li kurtarma ve enkaz kaldırma çalışmala-
nnın hemen ardından bölgenin imanna dö-
nük hazırlıklara geçileceğini hatırlatan Ma-
liye yetkilileri, her kuruluşun kendi görev
alanlanyla ilgili işlerin dökümü ile ihtiyaç
olan ödeneği belirleyeceğini bildirdi.
İŞÇİNİN EYRENtNDEN
ŞÜKRAN SONER
Yaşama Sarılmak
Ölü veyaralı sayısı büyüdükçe, yeni sallantılarya-
şandıkça, depremin bilincine varmak, depremden
korkmak değil, yaşama sanlmak... Riskleri düşün-
meye başlayınca insan çıkış yolu bulamıyor. Olüm
korkusu hiç de ayıp birduygu değil. Ama durup du-
rurken kafayı üşütmek de var. Hastanelerde deprem
yaralılanna yer kalmamışken stresle bağlantılı bir di-
zi hastalıkla doktorlann başına bela olmanın zama-
nı hiç değil.
Kaç gecedir parklarda en ilkel koşullarda sabah-
layan, gündüz evlerine giremeyen insanlanmızın hal-
lerini, çaresizliklerini gözlemliyorum. En çok tuvalet
için, arada banyo, kimi yaşamsal günlük gereksinim-
leriçin, korkarak girip çıkflan evler, çoğu binalar ara-
sında bulunabilmiş, bir-iki gün içinde nerede ise çöp-
lüğe çevrilmiş sözde yeşil alanlarda, binalar arasın-
da saatlerce yamuk yumuk oturuş pozisyonlannda
pineklemek, uyuklamaya çalışmak, dayanılır gibi de-
ğil.
Işlerine gitmek zorunda olanlann uykusuzluktan sık
sık başlan masaya doğru düşüyor. Üretim verimi hak
getire. Her tıkırtıda korkudan zıplayanlar bu strese
ne kadar zaman dayanabilirier? Çevremdeki kadın-
lar zamansız kanamalardan yakınıyorlar. Korkma-
mış gibi görünmek zorunluluğunu hisseden erkek-
lenmizin hali daha bir acıklı.
Ne yapmalı, yaşama nasıl sanlmalı?
Önceki gün Türk-lş'in eski genel başkanı Şevket
Yılmaz'ın Bursa'daki cenaze törenine katılmak üze-
re sendikacı dostlarla Yenikapı'dan feribota bındik.
İki gün gecıkmeli de olsa depremzedelere yardım se-
ferberliğine katılanlarla doluydu. Köpeklen, cihazla-
n ile yabancı yardım ekipleri, "Deprem riski altında
olmayan bütün ülkelerde varda bizdeniyeyok?" sor-
gulamasını getiriyor.
Yolculann çoğunun yüzJerinden yorgunluk ve üzün-
tü akıyor, ama bir dinginlik de var. Evlerinin tamamen
yıkıldığını, kayınbiraderinin ailesinin tümünü kaybet-
tiğini belirten bir yolcu, acılannı beyninin bir köşe-
sinde gömmüş. Evlerden gelen çığlık, yardım ses-
lerini duymak gerektiğini söylüyor. "Yaşıyoriar, ses-
lerini duyuyoruz, ama kurtaramıyoruz. Gündüz ge-
ce enkaz kaldınp sağ olanlara ulaşmaya çalışıyoruz.
Oralarda yapacak çok iş var. Herkes oralara gelme-
li" diyor.
Şevket Yılmaz'ın cenazesinde de deprem bölge-
sinden gelen ve bir işe yaramış, bir şeyler yapmış in-
sanlann yorgun yüzlerinde işe yaramanın, yaşama
sanlmış, olumlu bir şeyler yapmış olmanın farkı his-
sediliyordu. Bölgede üyeleri olan sendikalar örgüt-
lenmeye çalışıyortar. Öncelikle ölülerini, yaralılannı öğ-
renmeye, yardım ulaştırmaya çabalıyorlar.
En fazla kayıp Harb-lş ile Petrol-lş'te gözüküyor.
Harb-lş'in genel başkanı Izzet Çetin bile Yalova'da-
ki eğitim tesislennde depreme yakalanmış. Binalar
çökmüş, ama eğitim tesislennde ölen yok. En çok
ölüm, sayısı henüz hiç bilinmemekle birlikte, Gölcük'te-
ki kooperatif evlerinde. Gölcük tersanesinde çalı-
şan işçilerin yüzde otuzuna yakınının yıllık izinde ol-
masını, "Belki tatile gitmişlerdir" diye bir şans ola-
rak görmek istiyorlar.
Istanbul'da meslek örgütleri kendi alanlanna yö-
nelik acil ihzmetler için gönüllü çalışmalan yoğunlaş-
tınyorlar. Gazeteye gelirken, yotumuzun üstündeki Türk
Tabtpleri Birtiği'ne doğru koşturan Atilla Ongan ın
yüzünde acı değil, bir işe yaramanın dinginliği, he-
yecanı var. Deprem bölgesindeki en acil tuvalet, ilaç,
özellikle çocuklarayönelik bulaşıcı hastalıklar için gö-
nüllü ekiplerin sayısını arttırmanın sevinci vetelaşı için-
de hızlı hızlı anlatıp gitti.
Acıyı, deprem kayıplannı, yeni riskleri bunalım ola-
rak yaşamak, kendi kendine oynatmak yerine yaşa-
ma sanlmak gibi birseçeneğimiz de var. Yaşama sa-
nlmak, galiba çalışmak, hem de olaya yönelik işe ya-
ramak, düşünemeyecek, korkamayacak kadar yo-
rulmak, sorumluluk duymaktan geçiyor.
Yaşama sanlmakta elbette ve her şeyden önce akıl-
cı, sorgulamak da var. "Ne kadar çok daha canlı in-
san kurtanlabilir? ", "Yaralılariçin, yaşayanlariçin ya-
şanabilir ortamlaryaratılabilir" sorulanna yanıt arar-
ken, üzerimize düşenleri yapmaya çalışırken. bir yan-
dan da yapılabilecekken yapılmayanlan, yanlış ya-
pılanlan, insanlık suçuna girenleri sorgulamak gere-
kiyor.
Elbette en çok da deprem kuşağında sanayileş-
me, kentleşme alanında, dûnyanın sonuçlan en ağır,
en büyük deprem faciasını sorgularken, dostumuz
Erol Toy'un dün anımsattığı gibi, "Bir Erzincan'da
39 bin kişi ölmüştü. Çok geniş bir alanda çok daha
ağır bir yapılanmada sağlam kalan yapı oranı, tek-
nolojik aşamamızı gösteriyor" gibi bir olumlu sonuç
da çıkarrnalıyız.
Tabii gelişmiş teknolojiye, yükselen maliyetlere
karşın, bir milat gibi yükselen değerierin geçerli ol-
duğu daha sonraki yıllarda yapılmış binalarda, en pa-
halı, en lüks tatil köylerinde yıkımın olmasına yanıt
aramalıyız. Hertürdeğeryargısının çöktüğü, herşe-
yin para ile ölçüldüğü yıllarda yapılan binalarda özel-
likle, inşaat sektöründe ileriemiş teknolojiyle, dep-
rem bölgesine dayanıklı yapılar yapılmasının tartışıl-
mazlığına karşın, yolsuzluk, vurgun, soygun gibi ne-
denlerle yıkımın yaşandığı çıplak gerçeğini görme-
liyiz.
İnsan olduğunu unutmamak, insan olarak yaşa-
mak ile yükselen değerlerde kirlenip bunalım batağına
sürüktenmek arasında bir ince çizgi yaşama sanlmak..
Turizm afetten
olvıııLSIIZ etkflendi
Ekonomi Servisi - Mar-
mara Bölgesi'ndeki dep-
rem felaketinin yaralan
sanlmaya başlanırken,
birçok sektör de bu du-
rumdan etkilenerek 'dep-
remzede' oldu. Ağustos
aymda canlanma belirti-
leri gösteren turizm sek-
törü yaz sezonunda mey-
dana gelen afetten büyük
zarar gördü.
Turizm Yatırımcıları
Derneği(TYD) Başkanı
Tavit Köletavitoğlu, iler-
de talep gelirse yeniden
Yalova'ya turizm yatınm-
lan yapabileceklerini be-
lirterek. "Rezervasyon-
bnn durumu ise önümüz-
deki haftalarda belli olur.
Fakat, tatil için gelmekis-
teyenturistlerdepremoto-
yını yaşamış ve yas tutan
ûlkelerden çok, diğer ül-
keleri tercih ederler" de-
di. Basırun rurizmi oium-
suz etkileyecek yayınlar-
dan kaçınması gerektiği-
ni vurgulayan Türkiye
Otelciler Birliği (TÜ-
ROB) Yönetim Kurulu
üyesi Dr. Ali Erdim de,
"Muhakkak > urtdışın-
dan ülkemize turistolarak
gelmek isteyenler de te-
dirgin olmuşlardır"" diye
konuştu.
Turizm sektöriinün 6
ay kadar deprem şokunu
atlatamayacağını ifade
eden Türkiye Seyahat
Acentalan Birliği (TÜR-
SAB) acenta yetkilisi Şey-
da Hamacı. "Rezervas-
yonlarda iptaller artıyor.
Yerli ve yabancı turistler
tatilvöreJerini terkedi\or-
lar. Istanbul'daki turist-
ler de ülkelerine dönme-
ye başladılar" dıyerek
görüşlerini belirtti.