Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10AĞUSTOS1999SAU
14
*• ••
JvLJİjJ. LJ-K kultur@cumhuriyet.com.tr
SAHNEDEN Ü ÜAYŞEGÜL YÜKSEL
Metin AncPla ldm baş edehîlir?Çocuklanm evlenip gidince. evde
bir çalışma odasına sahip olma heve-
sine kapıldım. Nasıl becereceğim bil-
miyorum. "Bdkigekliklerindekahrlar'"
düşüncesiyle yataklannı kaldınp ata-
mıyorum. (Hemen konuya gireyim.
Metin And Hoca ne zaman akademik
olmayan bir konuyu dert etsem daki-
kalarca takılır bana. 17-18 yıl önce oğ-
lum müsamerede giyecek diye "fes"
bulmak için Çıknkçılar'da süründüğü-
mü anlatişımı hiç unutmaz. Ne zaman
sudan bir konuyu dert ettiğimi fark et-
se, en "ciddi" çocuk gülüşüyle, "Bu-
günlerde fes piyasası ne durumda" di-
yerek taşı gediğine oturtur.)
Kala kala bir duvarhk kitaphk yeri
kalıyor odada. Yazı masasını nereye
koyacağım? Yine yemek masasına ta-
lim...
Metin And'ın evi geliyor gözümün
önüne. O bir süredır "şahane" bekâr-
lığını yaşıyor. Kavaklıdere'deki evinin
dev salonundaki kitaphklardan, koca-
man yazı masasından taşan kâğıt. ki-
tap, dosya yığınlan. video bantlan,
plaklar, milimetrelere soluk aldırma-
yacak bir sıklıkla kaplamış her bir mo-
bilya parçasını. Aynı anda birkaç araş-
tırma birden yapıyor. Her bilim adamı
-evli- erkeğin düşlerini süsleyecek bir
özgürlük... Yalnız Türkiye"dekı değil,
yurtdışındakı araştırmacılara da parrnak
ısırtan "üreticilik" ışte böyle bir or-
tamda gerçekleşiyor.
Aynca bu salonda, onun meslektaşı
olmaya özenen bizler, öğrencileri, dost-
lan, yerh ve yabancı nice bilim adam-
lan, sanatçılar. "tadınadoyumolmaz"
("doyumsuz" değil) saatler geçırmi-
şizdir. Yalnız üretmeyi değil. yaşama-
yı, dostluğu. en önemlisi de "gülme"yi,
eğlenmeyi bilen bu "çoközeJ" insanın
evinin uçsuz bucaksızlaştınlmış salo-
nunda hem keyif çatılır. hem çalışılır
ve durmadan zenginleşılir...
Bibüyografyası yenilenmeli
Kendi evime döneyım. "Bari kitap-
lan düzene sokayım da aradığımı bu-
labüeyim" dedim. Raflarda salkım sal-
kım Metin And kıtaplan... Yıllar için-
de hepsini iyice hırpalamışım. Kültür
ve sanat üstüne yazılmış olup da kay-
nakçasında Metin And'ın yapıtlan bu-
lunmayan bilimsel çalışma var mı?
Prof. Dr. Mahmut Şakiroğlu'nun ha-
zırladıgı "Prof. Dr. Metin And Bibfiyog-
rafyası" (Ankara.Turhan Kitabevi,
1993) onun 44 kitabını ve 1182 maka-
lesini belgelemış. Aradan geçen 7 yıl
içinde bu sayılar geçerliliğini çoktan yi-
tirdi. Şakiroğlu'nun ellerinden, 2000 yı-
lına yetışecek bir "ikinci basta" öper.
tlk Metin And kıtabına sahip oluşu-
mu anımsıyorum. Sander Kitabevi'nin
orta tezgâhına yerleştirilmiş yeni ya-
yınlar arasında gördüğûmde, nasıl da
kapmıştım "GetenekseJTürkTiyatro-
su"nu. Mayıs 1969 diye tarih düşmü-
şüm başlık sayfasına. Metin And'ın
12. kitabtnın ilk baskısı. (Daha önce-
kı kitaplann bir bölümünü zaman için-
de uzun uğraşlardan sonra özgün kop-
• Metin And'ın kitap ve makale boyutundaki çalışmalan baş döndürücü bir çeşitlilik
gösterir. Tiyatrodan baleye, mitolojiden köylü danslanna, Şamanlıktan Şikago
kentindeki günlük yaşama, dünya gösterim sanatlanndan devlet tiyatrolanmıza dek
uzanan bir dolu alanda özgün yapıtlara imza atmıştır.
ye ya da fotokopi olarak edinebilmişim.
Bir bölümünü ise görmek bile nasip ol-
madı.) "Geleneksel Türk Tiyatrosu"
artık kapağı kopmuş, sayfalan yerin-
den oynamış, yüzlerce satınnın altı çi-
zilmiş, sayfa aralanna kâğıtlar sıkıştı-
nlmış, onlarca kez ödünç verilip nasıl-
sa geri alınabilmış, birlikte yaşlandı-
ğımız. yazanna 1970 Türk Dil Kuru-
mu Bilim Ödülü'nü kazandırmış. 30 yıl-
lıkbirdost...
Daha sonraki kitaplannın çoğunu
edinmeye çalışmışım. Yabancı dılde
olanlan, "Nasüsakendime yeniden ah-
nm" düşüncesiyle yurtdışındaki top-
lantılarda dağıtmış, sonra da yerine ye-
nilerini koyamayıp açıkta kalmışım.
Şakiroğlu Kaynakçası'nda 8. sırada
yer alan "A History ofTheatre and Po-
pular Entertainment in Turkev " baş-
lıklı kitabı Bilgi Kitabevi 'ni gide gele
tarayıp tam 4 kez satın aldığımı anım-
sıyorum. Elimdeki son kopye, ancak bir
dosya içinde korunabilir durumda.
'Osmanlı Tiyatrosu'
Metin And. kimi kıtaplannı zaman
içinde beğenmez olur ve onlann okun-
masını ya da başvuru kaynagı olarak
gösterilmesini istemez. Bu kitaplarda-
ki eksikler tamamlanarak ya da yanlış-
lar düzeltilerek mutlaka doğru dile ge-
tirilmiş biçimleriyle başka bir çahş-
mada yer almıştır. Bir başka deyişle, her-
kesın yazdığı iki satıra dünyanın en
büyük "hikmeti" imiş gibi kibirle sıkj
sıkıya sanldığı bir kültür ortamında, Me-
tin And kitaplannın bir bölümünü ye-
niden elden geçirilmesi gerekli yazılar
olarak görür. En doğruyu, en kusursu-
zu yakalama yolunda aynı işe yeniden
sanlmaya her zaman hazırdır. Bu ne-
denle aralannda sevgili başvuru kita-
bım "Geteneksel Türk Tîyatrosu
w
nun
da bulunduğu bir dolu önemli yapıtı-
nın daha sonraki basımlannda kitap
piyasaya ilk kez çıkıyormuşçasına yo-
ğun bir emek harcandığı görülür.
Elimde yepyeni bir kitabı var. 1999
Şubatı'nda Dost Yaymevi'nden ikinci
baskısı çıkan "Osmanlı Tiyatrosu."
And, Önsöz'de Osmanlı Devleti'nin
700. kuruluş yıldönümü nedeniyle
1999"da yayımlanacak olan üç kitabın-
dan söz ediyor. "Osmanlı Tiyatro-
su"nun 2. baskısı da 4. kitap oluyor. Bir
de geçen yıl yayımlanan inanılmaz gü-
zellikteki Osmanlı minyatürleri kitabı-
nı analım. Metin And'la kim baş ede-
bilir?
Ermeni asıllı sanatçı GüOü Agopve
modern Türk tiyatrosuna adım atışınm
başlangıcı sayılan Osmanlı Tiyatrosu
topluluğu... Bu miladi And 1868 ola-
rak belirliyor (Güllü Agop' un Osman-
lı Tiyatrosu altında sunduğu ilk Türk-
çe yapımın tarihi). Kitap topluluğun se-
rüveni doğrultusunda tiyatro tarihimi-
zin derinliklerine kapı açıyor. KJII kırk
yarar araştırmacı titizliğinin gölgele-
mediği renkli bir serüven... Bir roman
okurcasına dalıp gidiyorsunuz. Güllü
Agop'un öncülüğünde gelişen Türk
oyun yazarlığı, Türk sahne sanatçılığı,
yasalar ve tiyatro sanatı, Güllü Agop'un
tiyatrosuna emek vermiş sahne sanat-
çılan, Güllü Agop'un çağdaş Türk ve
Ermeni sanatçılar, nice dramatik yaşa-
möyküleri ve kimilerine "aykın'' ge-
lebilecek saptamalar... And'ın beyin-
de görsel imgeler oluşturan bir anlatı-
mı var. Osmanlı Devleti'nin belirli bir
dönemini tiyatro özelinde, birinci el-
den tanık olunmuşçasına dile getiren,
ama hep zoru göğüsleyen bir anlatım...
Yeni baskıdaki ekler
Yenibaskıda, 1976'daçıkan ilk (AÜ,
DTCF Yayınlan) basımda yer alma-
yan aynntılı bir önsöz, kırk sayfa kap-
layan nefis fotoğraflar ve tiyatro el
ilanlan var. (And, tüm yapıtlannda ol-
duğu gibi inanılmaz bir belge koleksi-
yoncusu olarak bir kez daha çıkıyor
karşımıza.) Birde Ermeniler ve Erme-
ni sorununa ilişkin. 11 sayfa uzunlu-
ğunda Metin And'ın bu sorunu çözme-
de yurtdışı bilimsel ilişkilerinde orta-
ya koyduğu, olumlu olarak sonuçlan-
dınlrnış çabalan belgeleyen, çok önem-
li bir ek. Yazar şöyle noktalıyorbu bağ-
lamdaki sözlerini: "Bütün bu söyle-
'Yaşamöyküsü' dosyasında tanımlanması güç bir türün bütün aynntılan irdeleniyor
Kitap-hk'ta OğuzAtayfotobiyografisiKültür Servisi -Yapı
Kredi Yayınlarfnın üç
aylık edebiyat dergisi
Kitap-lık'ın yaz
sayısının dosya
konusu
"Özyaşamöyküsü /
Beni Yazmak™".
Bahar savısında yer
alan •Yaşamöyküsü'
türünü sürdüren bu
dosya, denemeler ve
özyaşamöyküsü
parçacıklanyla
tanımlanması güç bir
türün bütün
aynntilannı irdeliyor.
Tahsin Yiicel, Mehmet
H. Doğan, Oğuz
Demiralp, Zeynep
Avcı, Philippe Lejeune,
Mehmet Ergüven,
Demir Özlü, Femando
Pessoa. Nursel Duruel
ve Uğur Kökten'in
denemelerinden
oluşan dosyanın bir de
özel bölümü var:
"OğuzAtay
Fotobiyografisi." Bir
yazann yaşamını
fotoğraflaruıdan ve kullandığı
nesnelerden yola çıkarak kurmayı
amaçlayan bölümün metin kurgusu
Ömer Madra'ya aıt.
Bu özel dosyada Oğuz Atay'ın •
hiç yayımlanmamış fotoğraflan.
kitaplanm yazdığı daktilosu;
özel yazışmalan: annesi Muazzez
Hanım. babası Cemil Be\, kardeşi
Okşan ve kızı Özge'nin fotoğraflan;
lstanbul Teknik
Üni\ersıtesi Inşaat Fakültesi'nden
aldığı diploması yer alıyor.
Aynca gençlik yıllannda Guzel
Sanatlar Akademisi Resim
Bölümü'ne girmek istemesine
karşın babasının isteği
üzerine mühendis olmaya yönelmiş
• Ömer Madra'nın
kurgusunu
yaptığı 'Oğuz
Atay
Fotobiyografisi 'nde
yazann hiç
yayımlanmamış
fotoğraflan,
kitaplanm yazdığı
daktilosu;
özel yazışmalan,
annesi Muazzez
Hanım, babası
Cemil Bey, kardeşi
Okşan ve kızı
Özge'nin
fotoğraflan,
lstanbul Teknik
Üniversitesi înşaat
Fakültesi'nden
aldığı diploması yer
alıyor.
Atay'ın Yıldız'daki evinin balkonundan
yaptığı resimler de sunuluyor dosyada.
Yaz sayısının ana söyleşi konuğu ise
Juan Goytisolo. Neyyire Gül Işık'ın
Madrid'de gerçekleştirdiği söyleşıde de
otobiyografi konusuna değiniliyor.
t
lnsan kendi yaşamıyla yüzleşîF
Yazar, yapıtlannın otobiyografik yanını
değerlendirirken "Yaşam edebiyata
girdiği anda kendi de edebiyata
dönüşür. artık edebiyat olarak
değerlendirilmelidir. Yapıtlarundaki
otobiyografik öğelere gelince, onlann
çoğunun yazar için kaçımlmaz
okluğunu düşünüyorum. Ancak
otobiyografi yazmak çok ayrı şey: tnsan
kendi yaşamıyla jüzleşiyor, düşgücünü
başıboş koşuşuna bırakarruyor. kendini
elden geküğince olavlara ve kendi
geçmişini eleştiri gözüyle evirip
çevirmeye anırlıyor. tmgeleme yer veren
bir yazın metnl özyaşamsal oğelerini
kurgusal yapıta dönüştürmektedir"
diyor. Kitap-lık'ın yaz sayısında 'genç
sürprizler'i de buluşturuyor.
Anton Çehov'un 23 yaşında yazdığı bir
öykü ile Bflge Karasu'nun 25 yaşında
kaleme aldığı bir lîbretto ilk kez gün
ışığına çıkıyor. Enis Barur, F. Scott ve
Zetda Fitzgerald denemelerde 'otel'
temasını ele alıyorlar. Mehmet
Taner'in Na'ili'nin gazellerini ve
şarkılannı yeniden söylediği dergide
Ali Cengizkan, Murathan Mungan,
Birhan Keskin, Aytuğu Lslutekin. John
Berryman, Ernest
Dowson \ e Adrew
Marvveü'ın şiirleri,
Semra Aktunç, Murat
Yalçın ve Kurt
VonnegutJr'ın
öykülen. Hüseyin
Ferhad'ın
anlatısı. Nermî Uygur
ve Pierre Pascal'ın
denemeleri yer alıyor.
Cenk Koyuncu'nun
mimar, fotoğrafçı ve
çevirmen olarak
tanınan, yıllar önce
babası Oktay Rifat ile
çağdaş Fransız
şiirinden örneklerin
yer aldığı
Gece Yazı adlı bir
çeviri kitabı bulunan
Samih Rifat ile yaptığı
söyleşi yer alıyor
dergide. 'Çevinnenlik
babadan oğula geçer
mi?' başlıkh söyleşide
baba-oğulun ilişkisine
tanık olup Samih
Rifat'ı tanıma
olanağına kavuşuyor
okur.
Herman Mdvilk'in Istanbul'da tuttuğu
günlükler, 1856-57 yıllanmn
lstanbulu'nu onun gözünden
görmemizi sağlıyor.
Babü Kulesi'nde Tamer'in anılan
Kitap odaklı yazılann yer aldığı ve
kitabevlerine ücretsiz olarak dağıtılan
Babil Kulesi'nde bu sayıdan
başlayarak Ülkü Tamer'in
'Nerede O Dergiler,
O YayınevlerL..' başlıklı anılan yer
alacak. Bu bölümde aynca Sekjuk
Altun, Hulki Aktunç, Selahattin
Özpalabıyıklar, Savaş Küıç, Yurdanur
Salman, Göneli Gün, Alev Adil, İsmail
Ertürk, Mehmet H. Doğan gibi
yazarlann yazılan okunabilir.
diklerimden şu çıkıyor. Terorizme kar-
şı ne yapılabilir? Bunun yanıûnı bttmi-
yorum. Ama en azuıdan bireysel çaba-
larla soykırun sa\ı üzerine gjdilebilir."
(s. 297)
Metin And Hoca'nın kitap ve maka-
le boyutundaki çalışmalan baş döndü-
rücü bir çeşitlilik gösterir. Tiyatrodan
baleye, mitolojiden köylü danslanna,
Şamanlıktan Şikago kentindeki günlük
yaşama, dünya gösterim sanatlanndan
devlet tiyatrolanmızın sonınlanna, Is-
lamda öykücülükten Türk minyatür sa-
naüna, gözbağcılıktan tarikatlara, Uzak-
doğu sanatlanndan Türk halkbilimi-
ne, 17. yüzyıl Türk çarşı ressamlann-
dan Mozart'a, iskambil kâğıtlan kolek-
siyonculuğundan 16. yüzyıldaki serpuş-
lar, sorguçlar ve yeniçeri nişanlanna dek
uzanan bir dolu alanda özgün yapıtla-
ra imza atmıştır. îşin ilginç yanı, ilgi-
lendiği ve kaynaklanna ulaşabildiği
konulann sonu gelmemektedir, gel-
meyeceğe benzemektedir. Bu yüzden
de yurtiçinde ve yurtdışında önemli
kuruluşlardan aldığı (çok yer kaplaya-
cağı için burada sıralamadığım) ödül-
ler sürüp gitmektedir.
'Bir Rönesans insanı*
Metin And, bu çalışmalanyla yal-
nızca Anadolu topraklannda bugüne
dek yetişmiş (tartışmasız) en büyük ti-
yatro bilgini değil, aynı zamanda bir ant-
ropolog, bir halkbilimci, bir tarihçi, bir
estetikçi, bir sanat tarihçisi, bir belge
koleksiyoncusu. bir gezgin, el ve göz
becerilerini "hobi" düzeyinde ustalığa
ulaştırmış bir gözbağcı, bir fotoğrafçı,
belgesellerçeken birvideo ustasıdır. Yıl-
lar önce. yapımcılığını Zeynep Ata-
kan'ın yaptığı "Sahneden" (TRT1)
programmda lstanbul'daki eski, kimi
yok olmuş tiyatro binalannı anlatırken
sergilediği belgesel görselliğin göz ka-
maştıncılığma kaçımız tanık oldu, ka-
çımızbu şöleni anımsıyor? Metin And,
Türk kültürünün önde gelen elçilerin-
den biri. Yurtdışında ulaşabildiği pek
çok alanda... Prof TalatSaHHalman'ın
deyişiyle, "değişikbilim ve sananan ken-
dinde birieştiren.çeşitli alanlarda üsrün
başanlar kazanan üstatlara** verilen
u
Rönesans tnsanı" niteliği taşıyor. Yi-
ne Halman'ın deyişiyle, "ülkemizde
birkaç alanın donığuna çıkanlar ve
uluslararası bflim âleminde ün kazanan-
lar arasında Metin And gibilcr a/dır."
(Prof. Dr. Metin And Biblıyografyası,
s.5)
Yine de Ankara'daki kitapçılara göz
attığımda, Metin And'ın hiç olmazsa
10 kitabınm yan yana dizildiği bir ra-
fa rastlayamıyorum. 1960'Iardan bu
yana tiyatro ve sanatseverlere Türk ti-
yatrosunun kökenlerinin gizlerini aç-
mış birkaç kuşağa birden Türk tiyat-
rosunun varlığını, gelişimini ve yaşa-
dığı tıkanıklıklan, bilimsel tutarlılık-
tan sapmadan. ama "aylan" görünen
bakış açılanndan da ödün vermeden ser-
gilemiş, Türk tiyatrosunun dünya tiyat-
rosu (Doğu ve Batı) içindeki izlerini sü-
rerek, hem yurtiçinde hem de yurtdı-
^__ı_^_ şında sarsılmaz bir otorite
konumuna yükselmiş bir
bilim adamının, önemli bir
bölümü ortalarda görün-
meyen yapıtlan sanki artık
çoğunlukla fotokopilerde
yaşıyor.
Benim en sevdiklerim
arasında yer alan, sözgeli-
mi "DünyadaveBizdeGöi-
ge Oyunu", "Oyun ve Bü-
ğü", "Cumhuriyet Döne-
mi Türk Tiyatrosu" gibi
yapıtlan ya çürümekte ol-
duklan depolardan çıkar-
tılmalı, ya da -tükendiyse-
yeni baskılan yapılmalı...
Artık kendisi bir
araşürma konusu
Özelliklel950nive60'lı
yıllann Türk tiyatrosuna
tanıklık eden eleştiri yazı-
lan toplanmalı, başta yurt-
dışında yayımlanan "Cul-
ture, Performance and
Communication in Tur-
key" (Tokyo: ILCAA,
1987), olmak üzere, baskı-
sının yeniden yapılması zor
yapıtlan korunmaya alın-
malı. Baskıda bir dolu yan-
lışın kurbanı olan "Drama
at the Crossroads: Turkish
Performing Arts Link Past
and Present, East and
West" başhkh renkli fo-
toğraflarla bezenmiş yapı-
tı yanlışlardan anndınla-
rak yeniden Türkiye ve
dünya kamuoyuna sunul-
malı.
Bir yaşama neredeyse
onbilim adamının üretken-
liğini sığdırmış bir insanın
tek başına bunca malze-
menin üstesinden gelmesi
söz konusu değil. Artık
Metin And'ın kendisi bir
araştırma konusu. And'ın
ürettikleriyle baş edebil-
mek için kurumlaşmış ça-
balar gerekli.
Bugüne dek Metin
And'ın ürettikleri tüketil-
di. Onun adına üretici ol-
ma sırası şimdi genç bi-
limcilerde, üniversitelerde
ve yayıncılarda...
YAZIODASI
SELİM İLERİ
Yıllar Sonra Jules Verne
Jules Verne'den bir roman okumuş olmalısınız.
Bizim kuşak onun eserleriyle yetişti. Çok Jules Ver-
ne okudum.
An o Çin Diyannda! Onunla birlikte Çin'e gitmiş-
tim, esrarengiz sokaklarda dolaşmış, tapınaklaragi-
rip çıkmış, serüvenlere atılmıştım. Seksen Günde
Devriâlem'e ne dersiniz? Romanın sonunda tam
umutsuzluğa kapılmtşken, küçük bir tarih degişimi
her şeyi mutlu sona kavuşturur.
AklımdaDentzter/Vfrnda YirmiBin Fersah. Biryaz-
dı, sıcak bir yaz ve ilkgençliğimdeydi, başımı kal-
dırmadan okuyordum romanı. Aya Seyahat'\ de öy-
le...
Şimdi adlannı anımsayamadığım öteki Jules Ver-
ne'ler, yaz günleri, güz günleri. Okul başladı mı, Ju-
les Veme'ler artık öyle sereserpe okunamaz. Çalı-
şılacak -ve ne kadar gereksiz- dersler var. Ister is-
temez gizlice okuyacaksınız Jules Verne'lerinizi,
ders kitabınm arasında, çaktırmadan.
Oysa Jules Veme'ler coğrafya kitabına da, tarih
kitabına da fark atar. Ucundan ucundan edebiyat
zevki aşılar.
Bizim kuşak dedim, ama Jules Verne kimbilir kaç
kuşağa ses yönettti! Ne kadar ansam. anmaya do-
yamayacağım o essiz hikâyesinde, "Okumak"ta, Zi-
ya Osman Saba uzun uzadıya söz açar Jules Ver-
ne'den:
Tıpkı benim okumalanm gibi, yazdır... "Bu tatil-
ler, 'Gizli Ada'/an, kutuplara gitmeye uğraşan sabit
fikirii seyyahlan, fırtınalı denizlerde dumanlannı sa-
vuran dört direkligemileri, göklereyükselen balon-
lan, deniz diplerine inen Nautiluslan, iki sene sü-
ren -ne mucize!- mektep tatilleriyle Jules Verne
(~r
Benim okuduklanm, Ferit Namık Hansoy tercü-
meleridir. Ziya Osman'ınkiler ise, Ahmet Ihsan'ın
çevirisinden. Bunlar "eski kitaplar da satan kitap-
çılarda bulunan, üzerteri tuğralı, çiçekli, sûslü cilt-
li kitaplar"ö\r.
Ziya Osman, eski basım Jules Verne'lerini baba-
sıyla birlikte seçer. Ihtiyar kitapçı kitaplann okun-
masından mutluluk duymaktadır. Ne güzel, ne içli
satırlardır: Nefes Almak şairi okul günlerine geri dö-
ner, öğretmenlerinin okunmasına izin verdiği bir Ju-
les Verne romanının ilk sayfasını açar, Arap harfle-
ri, mor mürekkep, işlek yazı; oğretmen Ali 11 Şu-
bat 1339'da "Okunabilir" yazmıştır...
Bir iki yıl geçti sanınm, Jules Veme'nin bugüne
kadar bilinmeyen bir romanı ortaya çıktı, Yırrninci
Yüzyılda Pan's, kitap önce Fransa'da, sonra başka
ülkelerde ortalığı birbirine kattı. Bizde pek üzerin-
de durulmadı.
Kaf Yayınlan'nın armağanı 2890 Yılında da, Pa-
ris bilimkurgusu gibi Jules Verne'nin yaklaşan ye-
ni yüzyılı 1888'den, geçen yüzyıldan kurcaladığı
nefis bir uzun öykü. Aykut Derman'ın akıcı Türk-
çe'siyle. Bu öykü 1889 yılında Amerika'da bir der-
gide yayımlanmış. Sonra unutulmuş. Günümüzde
şaşırtıcı anlam odaklanyla dirilmiş.
Dünya, Amerika'da bir gazete patronunun eline
geçmiştir. Patronun kansı Paris'te, giysi alışverişin-
de. Ne var ki, Fransa eski gücünü çoktan yitirmiş,
tıpkı Ingiltere gibi. Fransa, işte ancak Paris'le, mo-
dayla ayakta durmaya çalışıyor.
2890 yılının gazeteciliğine gelince, o da büsbü-
tün trajikomik görünüm sunuyor. Bizim anlı sanlı,
hediyeli bulmacalı magazinli gazetelerimizle ne öl-
çüde benzeştiğini, öyküyü okuyup artık siz saptar-
sınız.
Yalnız bir aynntıya işaret edeceğim:
Yirmi birinci yüzyılın mutsuz dünyasında, Earth-
Herald gazetesinin okurlan, bütün o mutsuz kala-
balık, bitip tükenmez bir "beyaz dizi" roman ihtiya-
cıyla yanıp tutuşuyor. Gazetede birçok aşk roma-
nı yazan, aşksız insanlann aşk özlemini gidermeye
çalışmakta... (Demek 2890'da işsiz kalmayacağım!)
Bir solukta okudum 2890 Yılında'yı.
Şimdi Yırminci Yüzyılda Paris'i bekliyorum. Ay-
kut Deıman çeviriyi bitirmek üzereymiş.
Jules Verne'i çok özlemişim.
Takvimde tz Bırakan:
"Jules Verne, sonuçta tüm yapıtlannın çizgisini
bütünüyle sürdüren bu öyküsünde, içinde yaşadı-
ğı zamanın yol aldığı geleceğe karşı duyduğu ka-
ramsariığı çağdaşlanndan çok daha ağırlıklı olarak
gözlerimizin önüne sermektedir." Daniel Compere,
2890 Yılında'ya önsözden.
Kelebekler Özgürdüp' bmip'de
• Kühür Servisi - Hadi Çaman - Yeditepe
Oyunculan, yıllar önce 15 gün oynamak üzere
gittikleri, ancak yoğun ilgi üzerine 40 gün kalarak
kapalı gişe oynadıklan Kelebekler Özgürdür ile
yeniden Izmir'e konuk olacak. lzmirli sanatseverler
oyunu 11-20 Ağustos tarihleri arasında Karşıyaka
Açık Hava Tiyatrosu'nda izleyebilecekler.
Geçtiğimiz ay Anadolu tumesi çerçevesinde 12 ayn
kentte 30 bin izleyiciye ulaşan oyunda Hadi Çaman,
Tolga Çevik, Füsun Erbulak. Birol Ergeler ve Sevinç
Erbulak rol alıyor.
ADT'de yeni sezon hazırlığı
• ADANA (A A) - Adana Devlet Tiyatrosu (ADT)
Ekim ayı içinde 2. Tiyatro Şenliği ile perde açacak.
ADT Müdürü Mustafa Kurt yaptığı açıklamada yeni
sezonda yerli ve yabancı eserlerden oluşan nitelikli
bir repertuar için çalışmalara Ağustos ayının ikinci
yansmda başlayacaklannı bildirdi. Ekim ayında Hacı
Ömer Sabancı Vakfi'nın (VAKSA) katkılanyla
gerçekleşecek olan 2. Adana Ulusal Tiyatro
Şenliği'nde 5 devlet tiyatrosu ile 5 özel tiyatro, 10
yapıtla toplam 30 temsil verecek.
Oslo'da müzik festivafleri
• Kültür Servisi -Oslo'da müzik festivalleri birbirini
izliyor. 9 Ağustos'ta başlayacak ve haftasonuna kadar
devam edecek olan Caz Festivali'ne bir çok ûnlü
sanatçı katılacak. 13 Ağustosta başlayacak olan Oda
Müziği Festivali 21 Ağustos'ta sona erecek. Onlü
kemancı Arve Tellefsen'in yöneteceği konserlerin
repertuannda Bach, Bethoven ve Brahms'ın
besteleri yer alıyor.
BUGUN
• RUMELİHİSARIKONSERLERİ kapsamında
MFÖ sahneye çıkıyor.
• AÇIKHAVA TtYATROSU'nda saat 21 OO'de
Leman Sam'ın konseri gerçekleşecek.
• TOHUM KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat
20.00'de şiir akşamı düzenleniyor.
• BEYOĞLU StVEMASI YAZ ŞENLtĞl
çerçevesinde Shine adlı film izlenebilir.