28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
29 TEMMUZ 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA kultur@cumhuriyet.com.tr 15 52. Locarno Film Festivali'nde Zeki Demirkubuz'un filmi yanşmalı bölümde yer alıyor . Sayfa% Leopar'ın peşinde... GÖNÜL DÖNMEZ - COLIN Avmpa'nın haün sayıhr "sanat" film- leri festivallerinden Locarno Film Fes- tivali, Cannes'dan sonra Venedik'ten ön- ce gibi, film festivalleri tak\r iminin ga- rip bir köşesme, Isviçre gibi sineması he- men hemen hiç tanınmayan bir ülkeye yerleşmiş olmasından kesinlikle aşağı- lık duygusuna kapılmayarak 52. yaşgü- nünü her zamankı coşkuyla kutlamaya hazırlanıyor. Alp Dağlan'nın eteğinde, pınl pınl bir göl kenannda. ltalyan don- durmacılan, Türk kebapçılan, ederli lo- kantalan. şık mağazalan ile turistten de yeterince nasibini alan Locarno, 4 Ağustos'ta başlayıp 14 Ağus- tos'a dek sürecek zengin ve çeş- nili programını açıkladı bugün. Yanşmalı bölümde Zeki De- mirkubuz'un üçüncü uzun ko- nulu fılmi, "Üçüncü Sayfa"nın bulunması sevindirici bir olay. Türk filminin yanı sıra yanşa- cak fılmler arasında "El Medi- na" (Kent) filmi ile Mısırlı Yo- usri Nasraüah. "Simon Magus" ile Macar Ildiko Enyedi, "Vı jae-su ei nan" (Başkaldın) ile Güney Koreli Park Kwang-Su, "La Vıe ne Me Fait pas Peur" (Yaşam Beni Korkutmuyor) ile Fransız Noemie Lvovsky, "Do- fccorregos"(Ikı Akım) ile Bre- zilyalı Carlos Reichenbach, "GnseiükEinstein'r ile Almaa Rosa von Prunheim gibi tanın- mış yönetmenler yanında he- nüz uluslararası üne ulaşma- mışlar da dikkati çekiyor. Fransa'dan "1999 Madek- ine" (Laurent Bouhnik'in bu filminde ünlü Fransız oyuncu Anouk Aimee rol alıyor), ltal- ya'dan "Bad E abbracci" (Öpü- cükler ve Şaşkınlıklar), Japon- ya'dan "Buta no Mukui (Domu- zun Öcü), ABD'den "The Dre- amCateher" (Düş Yakalayıcı), Mısır'dan "Kayıp'VieteklerCen- neti", şimdilik hiç değilse adla- nyla ilgi çeken fılmler. Yanşan filmlerin denilebilir ki hemen hepsi daha önce (kendi ülkele- ri dışmda) hiç bir yerde izleyi- ci ile buluşmamış fılmler. siyesiz yola çıkmaz, ama sellerin gö- türdüğü gecelerde ancak lsviçrelilere özgü birbeceri ile fılmi sanıyesini bile kaçırmadan hemen (pek de yakın ol- mayan) kapalı bir salona aktanr görev- liler. Bu bölümün en beklenen olayı Alf- red Hitehcock un 1963'te Rod Tavlor, Tippi Hedren ve Jessica Tandy ile ger- çekleştirdiği "Kuşjar" yapıtının onanl- mış kopyasının Avrupa prömiyeri. "Cennet Sineması'' ile ünlü ltalyan Giu- seppe Tornatore'nin Tim Roth. Pruitt TavlorVmce, BUI Nunnve Clarence VVil- liamsilegerçekleştirdiği "1900Söylen- cesi" ya da "Okyanustaki Piyanistin Söy- feki Demirkubuz'un üçüncü uzun metrajlı filmi 'Üçüncü Sayfa' yanşmah bölümde yer alıyor. Yannın Leoparlan bölümünde de Esen Işık'ın 'Babamı Hırsızlar Çaldı' filmi îsviçre filmleri arasında gösterilecek. lencesi" filminin kesintisiz kopyasının dünya prömiyerleri de Piazza'nın 7 bin 500 iskemlesini -her ne kadar rahatsız olsalar da- dolduracağa benzer. Leopar Onur Ödülü SchmkTin Îsviçre Eleştirmenler Dernegi yalnız- ca belgesellerden oluşan bir Eleştirmen- ler Haftası programı sunuyor 1990'dan bu yana. Tüm yapıtlannda sansür kural- lanna meydan okuyan Zhang Yuan'ın Çin hükümeti tarafından onaylanan ilk filmi. öğrencilerine Çin'in görkemli anıtlannı, tarih. arkeoloji rherkezlerini gezdirerek Ingilizce öğreten garip bir öğ- retmenin öyküsü, "FengkuangYingyu" (Deli tngiliz) şimdilik umut verici. Yannın Leoparlan bölümü Portekiz ve Îsviçre'den genç yönetmenlere yer ver- miş. Esen Işık'ın "Babamı Hırsıztar Çal- dı" fılmi. îsviçre filmleri arasında gös- terilecek. Geçen yıl Joe Dante'ye verilen Leopar Onur Ödülü'nü bu yıl Alman Isviçre- si'nden DanielSchmidalacâk. 1991 'den bu yana bu ödülü alanlar Bernardo Ber- tolucci, Joe Dante, Manoel de Oliveira, Samuel Fuller, Jean-Luc Godard. Kira Muratova, Jacques Rivette, VVerner Schroeter. Daniel Schmid'in hemen tûm filmleri ölümcül çekilimler üzerinedir denilebilir. Kadın-erkek ilişkileri ço- ğunluk uçurumlara iter kişileri onun fılmlerinde. Bunun en başanlı örneği, geçen Cannes Film Festivali'nde izledi- ğimiz "Beresima" filmidir. 1998'de 40 ülkeden 1000 eleştirme- ni konuk eden Locarno. 170 bin izleyi- ci ile rekor kırmışh. Bu yıl da ilginç programı ile biz eleştirmenlerin tatil planlannı altüst ederken. filmi yanşan yönetmenlere de, Altın ve Gümüş Le- oparlann sahiplerini bulacağı 14 Ağus- tos akşamına dek heyecanlı dakikalar ya- şatacağa benziyor. Sınırsız sinema anlayışı Yanşan fılmler gibi jüri de sınırsız sinema anlayışı ile se- çilmiş gibi görünüyor ilk bakış- ta. Örneğin, ender olarak bir Iraklı (yönetmen Samir ki Irak'ta yaşadığını sanmıyorum) göze çarpıyor. Biri Çin'den, öbü- rü Hindistan'dan iki Asyalı ile küreyi dengede tutma amacı gü- dülrnüş, ama on üyeden bir ABD'li dışında altısı Avrupalı. Gerçi Berlin Film Festiva- li'nin Market bölümünü yöne- ten BeldProbstbiraz bizden sa- yılır. lstanbullubirYahudiaile- den gelip çok yıllar önce Îsviç- re'ye yerleşen Beki'nin hiç umıt- madığı biraz Osmanlı Türkçe- sini duymak her zaman zevk vericidir. Ama atalannın anısı için bize oy vereceğini sanmı- yorum! Zeki Demirkubuz'un "Üçüncü Sayfa"sını henüz gör- mediğim için fikir yürütmek güç, ama yanşan filmler listesi jüriye epey ter döktüreceğe ben- ziyor. Locarno Festivali 'nin en gör- kemli olayı Piazza Grande ak- şamlandır. 14x26 metreboyut- lanndaki beyaz perdenin önüne dizili 7 bin 500 iskemle dolun- ca çoğu meraklı ayakta izler fılmleri. Geçen yıl Roberto Beg- nini "Yaşam Güzekfir" fılmi ile Piazza'ya 10 bin kişi toplayarak rekorkırmışh. Yağmuru bol olan Locarno gecelerinde ahmakıs- latana hazırlıklı akılhlar şem- Edinburgh 'a yeni oyunlar, ünlü koreografve orkestra şefleri konuk oluyor Dünyanuı 'enyenUikçV'festivaliKültürServisi- Dünyanın ön- de gelen sanat festivallerinden Edinburgh Sanat Festivali 15 Ağustos'ta başlıyor. 4 Eylül'e dek sürecek olan festival yine opera. dans, tiyatro ve müzik- ten oluşan çok zengin bir prog- ram sunuyor sanatseverlere. Dünyanın en heyecan verici ve yenilikçi festivallerinden bi- ri olarak anılan Uluslararası Edinburgh Festivali, ünlükore- ograflardan Boris Charmatz, Meg Stuart ve Susan Mars- hall'ın çalışmaları. besteci He- iner Goebbds. başanlı yönet- menler Thomas Ostermeier ve Alize Zandwijk'le: David Gre- ig, Tom Murphy ve Marius von Mayenburg'un yeni qyunlan. festivalin yeni merkezi The Hub. Isveçli koreograf MatsEk. Do- ğu'dan ve Batfdan gelen opera- lar. Ensemble Modern. Myana Filarmoni Orkestrası ve Pitts- burgh Senfoni Orkestrası'yla sanat dolu günler vaat ediyor. Bu yıl Edinburgh'da sahnele- necek operalar arasında özel- likle üç yapıt dikkat çekiyor. Bunlardan ilki. DonizettL BelU- ni ve Verdi'vje olan bağlannı 20. yüzyıla taşıyarak ltalyan operası adına tannsal bir kim- lik kazanan Puccini'nin büyük yapıtı 'Turandot'. Bestecinin Doğu'yla olan etkileşimlerinı yansıtan Turandot. tümüyle As- yalı sanatçılar tarafından sergi- leniyor. Sevginin gücunü, in- sanhk üzerindeki etkisini anla- tan ve Japon koreograf Saburo Teshigavvara nın yönettiği ope- rada Tokyo Operası solistleri ve korosu rol alıyorlar. Asyah sanatçılarla opera Festivalde sahnelenecek ope- ralardan biri de Çinli besteci Qu Xiao-Song'un 'Life on a String' adlı yapıtı. Sanatçınm, kendi topraklannın müziği ve ef- sanelerini, çağdaş klasik müzik stilleriyle harmanlayarak oluş- turduğu operada kör bir müzis- yenin öyküsü anlatıhyor. Yö- netmenliğini Wantoch Rekows- ki'nin yaptığı ve Nieuw En- semble'ın seslendirdiği Life on a String'de başrolü, Batı'da eği- tim görmüş Çinli bas bariton Dong-Jian Gong üstleniyor. Edinburgh'da merakla bekle- nen bir başka gösteri de 'The Music of Guo \Venjing'. Müzi- ğinde Doğu ve Batı sentezini gerçekleştiren Asyalı çağdaş besteci Guo Wenjing'in Wolf Club Village operasından alı- Sir Simon Rattie Vlvana Filarmoni'vi, Cladio Abbado ise Gustav Mahler orkestrasını vönetecek. Yönetmen Thomas Ostermeier. Tokyo Operası solistleri ve korosu 'Turandot'u sahneieyecek. nan bu süiti soprano EUen Schu- ring ve tenor Nigel Robson ses- lendirecekler. Benjamin Britten'in en başa- nlı çalışmalanndan biri olarak kabul edilen ve İskoç Oda Or- kestrası'nın seslendirip başrolü- nü Lorraine Hunt'ın üstlendi- ği 'The Rape of Lucretia' ile Verdi'nin, Iskoç Operası tarafın- dan sergilenen dramatik yapıtı 'Macbeth' de festivalin izlen- meye değer orjeralanndan. Festivalin dans bölümünde de çok önemli koreograflann çalışmalanna yer veriliyor. Bu koreograflardan ilki, Avrupa'nm modern danstaki en yaratıcı isimlerinden biri sayılan ve son 30 yıla damgasını vuran Isveç- li sanatçı Mats Ek Klasik bale yorumlanyla bir ekol yaratan ve çalışmalanndaki teatrallikle dansa yeni bir izleyici kitlesi kazandıran Ek adına bir retros- pektif yer alıyor Edinburgh'da. tngiliz sanatseverler. ünlü kore- ografın imzasını taşıyan Gisel- le, She Was Black, Solo for Tvvo, A Sort Of ve Uyuyan Güzel'i iz- leme olanağı bulacaklar. Katalanlaria proje Festivalin dans bölümünde Ek'in yanı sıra ünlü koreograf- lardan Meg Stuart'ın hazırladı- ğı '.Appetite', Susan Marshall'ın 'The Most Dangerous Room in the House' adlı çalışması ve Bo- ris Charmatz imzalı gösteriler dikkat çekiyor. Çalışmalannda- ki fiziksel yogunluk ve duygu- sal açıklıkla tanınan genç Fran- sız sanatçı Charmatz. dört ayn gösteriyle katılıyor festivale. Yine önemli yapıtlann sergi- lendiği tiyatro bölümünde ise ilginç bir proje gerçekleştirili- yor bu yıl. tskoçva'nın politik ve kültürel kimliğine referans olarak gösterilen Katalan kültü- rünü göz önünde bulundurarak. yeni İskoç Parlamentosu'nun açılışının şerefme Edinburg Fes- tivali ve Grec Festivali karşılık- lı bir anlaşma yapmışlar. Kata- lanlar ünlü bir İskoç yazann oyununu, îskoçlar ise ünlü bir Katalan yazann oyununu sahne- liyorlar. Bu çerçevede İskoç oyun yazan David Greig'in 18. yüzyıl Paris'inde geçen 'The Speculator' ve Katalan yazar Lluisa Cunille'in bir ışadamı- nın seyahatini anlatan 'The Me- eting' adlı yapıtlan sergilene- cek. Oyunlar ve konserler Festival programmda yer alan önemli oyunlar arasında Pat- rickMasonın yönettigi ve Dub- lin'den gelen The Abbey Tiyat- rosu'nun oynadığı Tom Murphy imzalı 'TheVYake': Alize Zand- vvijk'in yönettigi ve ROTheat- re'ın sahnelediği MaksimGor- ki yapıtı 'The Lower Depths'; Manus von Mayenburg'un ya- zıp Thomas Ostermeier'in yö- netiminde Deutsches Schauspi- elhaus'un oynadığı 'Feuerge- sichf ve Hermann Broch'un, Krysrian Lupa'nın yönettigi Star> Tı> r atrosu tarafından sah- nelenen oyunu 'The Steepwal- kers* yer alıyor. Festivalin tiyatro bölümünde izleyicinin sabırsızlıkla bekle- diği oyun ise Marguerite Du- ras'ya ait. Ivo van Ho\e"un yö- nettigi ve Hollandalı grup Het ZıudetijkToneeTın oynadığı 'In- diaSong'.geçmişte. 1930'luyıl- larda Hindistan'da yaşanan tut- kulu bir aşkın öyküsünü anlatı- yor. Öykünün dört ayn ses ta- rafından anlatıldığı oyunda mü- zik çok önemli bir eleman. Sanatseverler, konserlerde de çok önemli müzik adamlannı izleme olanağı bulacaklar bu yıl. Sir Charles Mackerras'ın yönettigi İskoç Oda Orkestrası ilk konserinde HandeTın ora- toryolannı, ikinci. üçüncü ve dördüncü konserlerinde Schu- mannın yapıtlarım; Claudio Abbado yönetimindeki genç Gustav ManlerJugendorchester. Mahler'in 7 No'lu senfonisini; Mariss Jansons'un yönettigi Pittsburgh Senfoni Orkestrası Mahler'in 5 No'lu senfonisini; Heiner Goebbels yönetiminde- ki Ensemble Modern, Hanns Eisler'in yapıtlannı; Bernard Haitink'ın yönettigi BBC Sen- foni Orkestrası Mahler'in 3 No'lu senfonisini; Sir Simon Rattie yönetimindeki Viyana Filarmoni Orkestrası ise ilk kon- serinde Kurtag ve Mahler, ikin- ci konserinde ise Ravel ve Be- ethoven'ın yapıtlannı seslendi- recekler. 2. Çağdaş Sanat Sergisi îleti-şim Deniz Müzesi'nde• Çekirdek Sanat topluluğu'nun düzenlediği 'Ileti-şim' başlıklı sergi 2-15 Ağustos tarihleri arasında Deniz Müzesi Sanat Galerisi'nde görülebilir. Kültür Servisi - Genç sanatçılardan oluşan Çekirdek Sanat Topluluğu'nun her yıl 'Çağdaş Sanat Sergisi' adı alhnda Deniz Müzesi Sanat Galerisi'nde düzenlendiği serginin bu yıl ikincisi gerçekleştiriliyor. Konsepti 'Üeti-şim' olarak belirlenen ve Türkiye genelinde yaklaşık 100 kişinin başvurduğu sergide 60 sanatçının yapıtı yer alacak. 2 Ağustos'ta açılacak olan sergi 15 Ağustos'a dek görülebilecek. Daler-Rovvney, Kriweb Hosting Servis, Aidata ve Aktif Dağıtım'ın maddi desteğiyle gerçekleştirilecek olan sergide tstanbul, Antalya, Sıvas, Bursa, Ankara, Bolu, Balıkesir, Eskişehir, Kıbns, Diyarbakır ve tzmir'den sanatçılann yapıtlan yer alacak.Krivveb Hosting Servis ve Çekirdek Sanat Toplulugu ortaklığı ile 'w-vnv.cagdassanatmuzesi.com' adresinde Intemet üzerinden Türk sanatçılannın gerek yurtiçinde. gerek yurtdışmda tanıtımını yapmak ve görsel bir arşiv oluşturmaİc amacıyla sanal bir müze de kuruluyor. Bugüne dek 30'un üzerinde sanatçının katildığı bu çalışmada yer almak isteyenler, Çekirdek Sanat Topluluğu'yla temasa geçebilir. (Telefon: 0216 - 325 67 15) Yaş ortalaması 24 olan genç sanatçılardan oluşan Çekirdek Sanat topluluğu'nun 'www.cekirdeksanat.com' adresinde, Türkiye'den sanat haberlen, yeni yayınlar. en çok satanlar bölümlerinin yanı sıra 300'e yakın sanat müzesine ulaşmak mümkün. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Devlet Adamlığı... Bu yazının başlığı bir soru da olabilirdi: Kime "devlet adamı" denir? Devlet adamlığı, ülkemizde olduğu gibi, kıdem ve süreyi temel alan bir nitelikse eğer, o zaman si- yasi yaşamda belli bir süreyi dolduran, devlet ada- mı sayıhr. Bu kişilerarasından en yaşlı olanı da "si- yaset hayatının duayeni" unvanını alır. Bu ölçüler doğrultusunda devlet adamı olanla- nn artık başanlanna, daha doğrusu başansızlıkla- nna bakılmaz. Çünkü asıl önemli olan, onların kaç yıldır başımızdan, en azından gündemimizden ek- sik olmadıklandır. Doğal olarak -yani bu ölçütler çer- çevesinde doğal olarak demek istiyorum - bu ki- şilerin tutarlılıklarına, daha doğrusu tutarsızlıklan- na da bakılmaz. Bu noktalar göz önünde tutulduğunda ve dün- yadaki gerçek demokrasilerle bir karşılaştırma ya- pıldığında, Türkiye'de devlet adamlığının bir kez kavuşulduktan sonra bir daha yitirilmesine olanak bulunmayan, kaya gibi sağlam bir nitelik olduğu da kendiliğinden anlaşılır. Çünkü gerçek demok- rasilerde bir adamı, bırakın devlet adamlığından, ama bütünüyle siyasi yaşamından edecek nitelik- teki tutum ve davranışlar, ülkemizde o adamın ya- şamından tatlı bir serpinti gibi gelip geçer. Örneğin ülkemizin bir kentinde onlarca aydın bir otele kapatılıp yakılırken bu faciaya birinci dere- cede müdahale etmek durumunda olan bir dev- let adamı(!), "Halkı askeıie karşı karşıya getirme- yin!" direktifini veren bir başka devlet adamının(!) bu çok "isabetli" uyansını dinleyip, onlarca insa- nın diri diri yanması karşılığında "sükûneti" sağla- mışsa, üstelik bir de günlük yaşamında "çok na- zik ve kibarsa", siyasetten aynldıktan sonra bile dev- let adamı sayıhr ve ülkenin neresine gitse, bu ni- teliklerinden ötürü büyük saygı görür. Yeri gelmişken belirteyim, ülkemizde birsıyaset- çiyi "devletadamı" kılan özelliklerden biri de, onun "nazik ve kibar" olmasıdır. Gerçek demokrasilerin hiçbirinde geçerli olmayan bu ölçüt doğrultusun- da, diyelim o "devlet adamı" en akıl almaz tutar- sızlıkları bile sergilese, "ama çok nazik ve kibar- dır" diye aklanabilir. Siyasetyaşamımızda, oyaşamın "duayeni" un- vanını alacak kadar "yükselmiş" olanlara gelince, onların devlet adamlığı sanki daha da güçlü bir do- kunulmazlık zımıyla koruma altındadır. Bu kişiler, örneğin siyasi yaşamlanna "emeğin ve Atatürk il- kelerinin savunucusu" olarak başlamış olabilirler. Siyasi yaşamlannın bir dönemecinde, o ülkede bir din devleti kurmayı temel amaç edinmiş, bu ama- cını da hiçbir zaman gizlememiş bir parti liderine ve partisine iktidar kapılannı -koalisyon yoluyla- ilk kez kendileri açmış olabilirler. Yine bu "duayen "ler, kendilerini ülkede on yıllardır emeğin savunucusu diye tanrtmış olmalanna karşın, biraz da ilerlemiş yaşlarındayeniden kavuştukları biryüksek maka- mı ellerinden kaçırmama kaygısıyla, ani bir dönüş yapıp o ülkede yirmi yıldır süren yüksek enflasyo- na emek karşılığı verilen aylık ve ücretleri neden gösterebilirler. Aynca, emek sahiplerinin emeklilik yaşlannı büyük bir olasılıkla onlara artık hatim in- dirileceği bir çizgiye yükselterek devleti çökmek- ten kurtarmak gibi, yine emeğin ve gerçek de- mokrasilerin tarihinde eşi görülmemiş bir kurtan- cılığa da soyunmuş olabilirler. Bütün bunlar, ülkemizde belki -o da elbet çok geçicü- bir şaşkınlık ve öfke uyandırabilir, ama anı- lan kişilerin gündemimize ve tarihimize birer "dev- let adamı" olarak yerleşmelerini asla engellemez. Gerçek demokrasilerin tarihi boyunca gerçek anlamdaki devlet adamlan, ancak devletin ama- cı, kimler için var olduğu, bu var oluş bağlamın- daki işlevleri üzerinde düşünmeyi uğraşlarının özü saymış siyasetçiler arasından çıkmıştır ve çıkmak- tadır. Her parti ya da hükümet başkanı seçilene oto- matik olarak verilen bir "devlet adamı" unvanı Ba- tı dillerinin uygulamasına tümüyle yabancıdır. An- tikçağ Yunan dünyasından günümüze uzanan akış içensinde devtet adamlığı, ancak devlet üzerine doğ- ru düşünebilmiş ve bir siyasetçi olarak uygulama- lannı da böyle bir düşüncenin yörüngesine otur- tabilmiş kişilere tanınan bir nitelik olagelmiştir. Ülkesinin başkentinin göbeğinde iki yüz bin iş- çi toplanmışken "Işçiler nerede" diye sorabilen bir çalışma bakanıyla çalışabilen bir "duayen " dev- let adamı, gerçek demokrasilerde değil, ancak sa- nal demokrasilerde olabilir! e-posta: ahmetcemal:« superonline.com acem20(« hotmail.com Sinemacılar Kurt Cobain'in anısını yaşatacaklar • Kültür Servisi - Seattle'ın ünlü gruplanndan Nirvana'nın solisti Kurt Cobain'in intihannın üstünden beş yılı aşkın bir süre geçmişken. New Line Cinema yapım şirketi sanatçının anısını yaşatmak için bir proje hazırlıyor. Cobain, başrollerini Jared Leto'yla Jake Gyllenhaal'm paylaştıklan 'A Leonard Cohen Afterworld' adlı filmin bir parçası olacak. Filmde Las Vegas'dan Seattle'a yolculuk yapan 20 yaşında iki arkadaşı canlandıran Leto ve Gyllenhaal, Seattle'a geldiklerinde kendi kuşağınm kahramanı haline gelen Cobain'in ölümünün ardından ağlaşan kalabalığın içinde buluyorlar kendilerini. Film şirketi yetkilileri, bu sahnenin çekimine kalabalığı oluşturmak üzere dileyen herkesin katılabileceğini belirtiyorlar. Filmi, Spy grubunun üyelerinden müzisyen James Cox yönetiyor. Gelecek yıl gösterime ginnesi planlanan filmin senaryosunu, Con Air ve Harika Kızlar fılmlerinin senaryolannı da yazan Scott Rosenberg hazırlamış. BUGUN • AKSANAT'ta saat 12.30 ve 18.30'da lazer- diskten Beethoven'ın 4 ve 5 No'lu piyano konçertolan dinlenebilir. (252 35 00) • BORUSAN KÜLTÜR VE SANAT MERKEZİ'nde saat 10.00-12.30 arası Sonja Bohlander Tannsever'in '5-7 Yaş Çocuklar İçin Müziğin Rengi'. saat 14.00-16.00 arası Gazi Selçuk ve Şener Yüdız'ın '8-12 Yaş Çocuklar İçin Müziğin Rengi' başlıklı atölye çalışmalan, saat 12.30 ve 17.30'da videodan Otello operası izlenebilir. (292 06 55) CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDE BUGÜN • Cumhuriyet Kitap Kulübü Taksim Sergi Salonu'nda saat 15.00 ve 18.00'de videodan Çaykovski'nin 'Kuğu Gölü' balesi izlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle