Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
fmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yaym Yönetmeni Orhan Erinç
# Genel Yayın Koordınatorü Hikmet
Çetinkaya 0 Yazuşlen Müdüıu: tbrahira
Yıldız '• Sorumlu Müdür- Fikret tlkiz
# Haber Merkezı Müduru Hakan
Kara • Görsel Yönctmen: Fikret Eser
lstıhbaraf Cengiz Yıldınm • Ekonomı Özlem
Yüzak • Kultur Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Vücelman • Makaleler Sami
Karaören • Düzeltme Abdullah Yazıcı •
Fotoğraf. Erdogan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberleri. Mehmet Faraç
Yayın Kurulu İlhan Selçuk
(Başkan). Oıinn Erinç, Oktay
Kıırtböke Hikmet Çetinkıya,
Şükran Soner, tbrahjm Yıldız,
Orhan Bursah, Mustafa Balba),
Hakan Kan.
Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No: 125. Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7
hat), Faks- 4195027 • Izmır Temsılcısı. Serdar Kızık,
H.ZıyaBlv 1352 S.2'3 Tel-4411220, Faks 4419117
• Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, InönuCd 119
S.No:l Kat:l,TeI:363 12 11, Faks: 363 12 15
Müessese Mıidûü Oıtflıı Akroen •
Koordmatör AhmetKonıhan•Muha-
sebe Böknt Yencr • ldare Hibeytn
Gfinr • Bügı-lşlem Nal Lu) • Bılgı-
sayarSıstem Mirövet ÇBer• Sanş
FuletKııa
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gilbin
Erdaran • Koordınatör Reka
lfıtman # Genel MudürYardımcısı:
SevdaÇobaB Tel 514 07 53 -
5l39580-51384«WI,fi*s:5138463
Ya\ımlı>an ve Basan- V enı Gun Haber Ajansı, Basm ve Yaymcıhk A S
Turkocağı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Islanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul
Tel (0 212)512 05 05 (20 hat)
Faks (0'212)513 85 95 www.cumhunyet.com.tr 27TEMMUZ 1999 Imsak:3.58 Güneş: 5.48 Öğle: 13.18 tkindi: 17.12 Akşam: 20.34 Yatsı: 22.16
Kapanış
konseri
• Haber Merkezi - New
York'taki Woodstock
Müzik Festivali pazar gûnü
düzenienen kapanış
konseriyle tamamlandı.
Basgitarist Flea. konser
sırasında büyük ilgi gördü.
Tüpkiye'nin ev
kongre
• ANKARA(AA)-
Türkiye, 2005 Dünya
Ortopedi ve Travmatoloji
(SICOT) Kongresi'ne ev
sahipliği yapacak. 2005
SICOT Kongresi'nin
Türkiye'de yapılması
karan, "Türkıye'de can
güvenliği olmadığı"
iddiasına rağmen yüzde 67
oy çokluğuyla alındı. Türk
Ortopedi ve Travmatoloji
Derneği Genel Başkanı
Prof. Dr. Rıdvan Ege,
"KLongre dolayısıyla
gelişmekte olan ülke' diye
anılan Türkiye'ye 6 bin
dünya ortopedistı ve
refakatçisi, Türk
ortopedistlennin konuğu
olarak gelecek" dedi.
Güneş tutulması
için uyarı
• ANKARA(ANKA)-
Türk Oftalmolojı Demeği,
11 Ağustos'ta
gerçekleşecek olacak
güneş tutulması ıçin
özellikle katarakt ameliyatı
olanlar ıle gençler ve
çocuklan uyanyor. Türk
Oftalmoloji Derneğı'nden
yapılan yazılı açıklamada,
katarakt amaliyatı olanlar
ile çocuk ve gençlerin
özellikle tehlike altında
olduklannı bıldirdi.
Demek, isli cam, güneş
gözlügü, bilgisayar disketi,
kompakt müzik disketi,
renklı film, röntgen fîlrru,
teleskop ve dürbünün
güneş tutulması sırasında
kesinhkle kullanılmaması
gerektiğini belirtti.
Dünyanın en
pahalı tablosu
• YVASHINGTON (AA) -
Hollandalı ünlü ressam
Vincent Van Gogh'un
yaptığı ve tarihte satılan en
pahalı tablo unvanını
taşıyan bir portrenin,
Japon sahibinin vasiyetı
uyannca ölümünün
ardından kendisiyle
birlikte yakıldığı bildirildi.
ABD'de yayımlanan
Phıledelphıa Inquirer
gazetesınin haberine göre
"DoktorGachet'nin
portresi" adlı resmi 1990
yılında tarihin en yüksek
tablo bedeli olan 82.5
milyon dolara (36 trilyon
TL) satın alan Ryoei Saito,
o yıl ülkesine portre için
24 milyon dolar vergi
ödeyince kızgınlıktan
"küplere bindi." Saito,
öldükten sonra
mirasçılannın tablo için
veraset vergisi ödememesi
amacıyla, "resmin
ölümünden sonra
kendisiyle birlikte
yakılmasınf vasiyetetti.
Karasu
Nehri'nde kirRlik
• ERZURUM(AA)-
Erzurum ÇevTe ll Müdürü
Haluk Nakipoğlu, Karasu
Nehri'nde kırlilığın her
geçen gün arttığını
belırterek, nehrin
kirlılikten kurtanlması için
belediyeler birliği
kurulması gerektiğini
söyledi. Kanalızasyon
atıklannın boşaltıldığı
nehre, katı atıklann da
atılmaya başlandığını
belirten Nakipoğlu,
"Karasu'nun sınırlan
içinden geçtıği belde, ilçe
ve il belediyeleri bir araya
gelmelı ve Karasu
Belediyeler Birliği'nı
oluşturarak, nehrin
kurtanlması için
çalışmahdırlar" dedi.
Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yalçınbayır'ın
değişiklik taslağı 'yasal yağmayı' da durduracak
Teşvik Yasası da yargdanacak• Eğer Ertuğrul Yalçınbayır'ın
anayasa değişikliği teklifi
TBMM'den de onay alırsa,
1980'lerden bu yana ülkeyi
ayncahklı imar izinleriyle tahrip
eden Turizmi Teşvik Yasası da
geçici 15. maddenin
korumasından çıkacak ve
anayasaya aykırıhk iddiasıyla
yargılanması sağlanabilecek.
OKTAY EKİNCİ
Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul
Yalçınbayırtarafından 'değisiklik yaptlma-
a' istemiyle gündeme getirilen 'Anayasa-
nın geçici 15. maddesi', sadece siyasal alan-
dakı demokratik hak ve özgürlüklerin de-
ğil, 'kent ve çevre hakkı' üzerinde de 12
Eylül hukukunun yurt ve toplum çıkarlan-
nı gözardı eden baskısına 'korunuı güven-
cesi' sağlıyor.
Çünkü, aynı geçici madde uyannca 'Ana-
yasa'ya aykınbğı iddia edüemeyen' 12 Ey-
lül dönemi yasalan arasında, 12 Mart 1982
tarihli 'Turizmi Teşvik Yasası' da var.
Anayasanın halkoyuyla kabul edildiği 6
Kasun 1982'den 8 ay kadar önce ve parla-
mentonun da bulunmadığı 'anayasasız' bir
dönemde devreye sokulan bu yasa ıle baş-
ta ParkOtel, Gökkafes, Conrad, Swiss Otel
gıbi tstanbul'dakı bırçok tartışmalı bınaya
'ayncahkh imar haklan' sağlandı.
Benzer şekılde Ege v e Akdeniz kıyılann-
da, Uhıdağ, Erciyes, Kapadokya gibi böl-
gelerde orman, doğa ve kıyı yağmasının
doruktakı örneklennı yaratan 'ttırizm mer-
kezi' ılanlan ve bu merkezlerde gerçekleş-
tırilen sayısız çevre düşmanı tesıs de aynı
yasaya dayanılarak devletten 'arazi tahsi-
si' adlı ve 'özel imarb ruhsata' bağlandı...
Bu nedenle söz konusu yağma yasasının
'sürekli geçeıü' olmasını da sağlayan geçi-
ci 15. madde, aynı yasaya sanlınarak yur-
dun en güzel kentsel ve doğal alanlanna 'ka-
hcı çirkinlikkri' armağan etmesınin de ana-
yasal dayanağını oluşturuyor. Denebilir ki
Turizmi Teşvik Yasası ile bunu da konıyan
geçici 15. madde, 1980 sonrası 'işbitirici imar
yağmacıhğımn' merkezi hükümetler des-
teğı ve hatta 'himayesiyle' ülkeye egemen
oluşunun 'hukuksal şemsiyesini' oluşturu-
yorlar...
lmar ve çevre hukukundakı'kentve top-
Dolmabahçe Sarayı'nın hem süuetini hem de 'altyapısını' Idrieten Svviss Otel de anayasanın geçici 15. madde-
siyle korunan Turizmi Teşvik Yasası'na dayandınlarak tarihi bahçeye inşa edildi.
lum çıkan' ılkesınin çiğnenmesıne ve özel-
likle de anayasadaki 'kamu yaranna arazi
kullanımı' hedeflerinin devre dışına çıkar-
tılmasına olanak veren Turizmi Teşvik Ya-
sası, 1984'ten bu yana hemen tüm siyasal
iktidarlar tarafından 'sürekli kuUanılan' bir
yasa oldu.
Bu yasaya göre Bakanlar Kurulu'nca
herhangi bir imar ya da şehircilik kuralına
bakılmaksızm 'turizm merkezi' iian edilen
yerlerde yapılaşmaya yönelik 'pian karar-
lannı' belirleme yetkisi de dogrudan Turizm
Bakanhğı'na bağlandıgından, kentsel ve
çevresel imar dengelerini 'aşmak' isteyen
yatınmcılar belediyelerden yüz bulama-
dıklan durumlarda 'hükümetierte' anlaştı-
lar.
Böylece sıyasiler, yasama ve yürütmenin
yanı sırabirde 'rantadönukünarerld'sa-
hibı olarak, politik güçlerinı yağmayla da
bütünleştirmenin yasal dayanağını elde et-
tıler.
Yine 1984'ten bu yana, Turizmi Teşvik
Yasası'nda hiç değilse 'ayncafakh imar yağ-
ması olanagını ortadan kaldıracak bir de-
ğişikligin' bıle hemen hıçbir ıktıdar ve mu-
halefet partisi tarafından TBMM'ye teklif
edılememış olması da bu yasadaki ranta
dönük yetkılenn hemen tüm siyasi kesim-
lerce 'benimsendiğini' gösteriyor. Çünkü
Anayasa'nın geçici 15. maddesı bu tür 12
Eylül yasalannm sadece iptalini önlüyor;
maddelennde değışıklik yapılmasına ise
herhangi bir yasaklama getirmiyor.
Yağma yasası yargılanacak
lşte böylesi bir 'siyasal sürekMk' içinde
ve yurdun birçok yöresinde de 'kabcı tah-
ribânar' yaratarak geçici 15. madde koru-
ması altında yürürlükte kalan Tunzmi Teş-
vik Yasası, Anayasa Komisyonu Başka-
nı'nın son girişimiyle belki de 'en çokse-
vileceği' bir döneme giriyor.
Eğer Ertuğrul Yalçınbayır'ın yasa tekli-
fi TBMM'de de onaylanırsa ve geçici 15.
maddenin bu tür 'anayasaya aykın' yasala-
n koruma işlevi ortadan kaldınlırsa, hiç
kuşkusuz ilk yargılanan yasalardan biri de
Turizmi Teşvik Yasası olacak.
Çünkü kente ve çevre haklanna duyarlı
kuruluşlann açtıklan ve dilekçeleriyle ha-
zır beklediklen davalann da " anayasal en-
gefi" böylece ortadan kalkacak, ülkenin hü-
kümete bağlı ayncalıklı imar izinleriyle
yağmalanmasına olanak veren bir 'yasanm'
hukuk dev letınde olup olamayacağı da yük-
sek yargı tarafından karara bağlanacaİc...
Turizm Bakanbğı'nda
'kulis' gûnleri
Bütün bu nedenlerle özellikle şu günler-
de yeni bir 'turizm merkezieri Kstesi' yayrnı-
lanırsa fazla şaşırmamak gerekir.
Ertuğrul Yalçınbayır'ın anayasa değişik-
liği teklifi hazırlıklannı sadece hukukçular
ve çevreciler değıl, yatınmcılar da 'yakııı-
dan' izliyordur.
Geçici 15. maddenin sağladığı olanak
sona ermeden, uzun biryağma listesinin de
son olarak Ecevithükümetı tarafından Turizm
Teşvik Yasası kapsamında yayımlanması
için gerekli 'kulisler' çoktan başlamış
olabilir...
Bu nedenle şimdi dikkatleri hem Anayasa
Komisyonu'nda, hem de 'Turizm Bakan-
hğı'nda yoğunlaştırmak gerekiyor. Birin-
cisini destekleyerek, ikincisini ise 'denet-
leyerek'-
Kaplanlara koruma
Bangkok'un doğusundaki Sriracha'daki ha>>anat
bahçesinde Vang adındaki kaplanın bir yavrusu oldu.
So>u tükenmekte olan ha>"vanlan koruma programı
çerçevesindedünyava gelen Jason'un dahaöncebirer-
kek kardeşi dünyaya gelmiş ancak \a>ru yaşatılama-
mısO. Sadece kaplanlann bulunduğu hayTanat bah-
çesinde 180'den fazla kaplan yaşjyor. (REUTERS)
Türkiye ziyaretine bu yıl 33 ülkeden 66 öğrenci katıldı
Dünyagençleri Kapadokya'da
SELAHATTtN ŞAHİN
NEVŞEHİR- Dünya genelinde 87
ayn ülkede faaliyet gösteren "Ba-
ğunsEOğrenciOrganizasvonu" ola-
rak da bılınen "AIESEC'e üye üni-
versıte öğrencileri Kapadokya böl-
gesinin tarihi ve tunstik merkezle-
rini ziyaret etti.
Türkiye genelinde AIESEG'e üye
öğrencilerin oluşturduğu 8 şube bu-
lunuyor. Ankara Şube Başkanı Al-
pin Yıkfanm, 21 yildan bu yana. her
yönü ile uluslararası ölçekte dünya-
nın en büyük bağımsız organizas-
yonu olan AIESEC kanalıyla, ulus-
lararası öğrenci değışim program-
lannın uygulandığını, ünıversıte öğ-
rencilerine yabancı ülkelerde staj
olanağı sağlandığım bildirdi. 2 ay
ile 1 yıl 6 ay süreleri arasında değı-
şen staj çalışmalannda, ünıversite
gençliğinin liderlik girişimlerine
destek olunduğunu ve böylece ül-
ke ve toplumsal gelışmeye katkı
sağlandığım anlatan Yıldınm, bu
stajdan her yıl 300 üniversite öğren-
cısının yararlandığını söyledi.
Bu yılki Türkiye ziyaretine 33
Üniversite öğrencileri, Göreme'de açık hava müzesindeki kaya kflisek-
ri ve manastuiaruu ziyaret ettiler.
ülkeden 60 öğrencinin katıldığinı
belirten Yıldınm, gönüllü üniversi-
te öğrencilerinden oluşan organi-
zasyonda gençlerin yaş ortalaması-
nın 18-23 arasında değiştiğini söy-
ledi.
AIESEC organizasyonu ile bu yıl
ülkemize gelen yabancı öğrencile-
re Türkiye'nin çeşitli tarihi ve turis-
tik merkezlerinin gezdirilerek ül-
kemiz hakkında bilgi sahibi obna-
lannın amaçlandığım belirten Yıl-
dınm, dünyanın en geniş üniversi-
te öğrenci organizasyonuna Türki-
ye'den 300 öğrencinin üye olduğu-
nu söyledi.
Eurogold'un
umudu tahkim
yasasında
• Balıkesir Ören'de bir araya gelen Türk ve
Alman bilim adamlan, Bergama'da altın
çıkarmak isteyen Eurogold şirketinin,
tahkim yasası üzerine kurulu umutlar
beslediği uyansında bulundular.
BALIKESİR (ANKA)
- Siyanürle altın çıkarma
ile gündeme gelen Euro-
gold şirketinin de bu eyle-
mini gerçekleştirebilmek
amacıyla tahkim yasasını
beklediği bildirildi. ören'de
bir araya gelen Türk ve Al-
man bilim adamlan, Euro-
gold şirketinin, tahkim ya-
sası üzerine kurulu umutlar
beslediği uyansında bulun-
dular.
Aralannda eski Bergama
Beledıye Başkanı SefaTaş-
kın ile Güre Beledıye Baş-
kanı Kamfl Saka'nm da bu-
lunduğu bilim adamlan,
Ören'de "Siyanürle Altın
Üretimi-ljluslararası Tah-
kim" konusunu tartıştılar.
Toplantı sonrasında Alman
Prof. Dr. Paul Müller ıle
Prof. Dr. İsmail Duman'ın
ortak imza ile duyurdukla-
n "Konventus '99 Türki-
ye" deklarasyonunda, hü-
kümetten Bergama konu-
sundaki yüksek yargı ka-
rarlannı hemen uygulama-
sı istendi.
'Raportartışılsın''
Amacı "çevre ve ahlak
açısından dahatemizve da-
ha demokratik bir dünya
için çağn" olarak özetlenen
deklarasyonda çeşitli sapta-
malara da yer verildi. Bu-
nagöre, 1997 yılındadüzen-
ienen sempozyumda bilim-
sel verilerin son durumuna
göre Bergama yöresinde
yapılması planlanan altın
işletmesınin kabul edileme-
yeceğimn açıklandığı anım-
satıldı. Deklarasyonda, bir-
çok tartışma ve rapora kar-
şın Bergama Deklarasyo-
nu'ndan bu yana bilimsel te-
mel prensipler açısından
"hiçbir değisiklik'' ortaya
çıkmadığı vurgulandı. Söz
konusu firma tarafından
GolderAssociated'e hazır-
latılan raporun da eksik ve
tek yanh bir literatür araş-
nrması olarak nhelenen dek-
larasyonda, "Bu rapor
mümkün olan en lasa za-
mandagendtarbşmayaaçd-
maİKİır" denildi.
'Yargı karan
uygulansın'
Damştay'm Bergama ile
ilgüi hukukı karanmn ardnı-
dan hukuki temel prensip-
lerde de bir değisiklik olma-
dığı ifade edilen deklaras-
yonda, "Eurogold şirketi,
ticari çıkarlannı kabulettir-
me yönünde Türkiye'nin
MAI (Çok Taraflı Yatmm
Anlaşmalan) süredne kaüi-
ması otasıhğı ve uluslarara-
s tahkim yasası üzerine ku-
rulu umutlar beslemekte-
dir" iddiasına yer verildi.
Damştay söz konusu kara-
nnda siyanürle altın arama-
da kamu yaran bulunma-
dığmahükmetmişti. Dekla-
rasyonda, "Türldye Cum-
huriyeri hükümetL, yüksek
yargı karariannı derhal uy-
gulamahdır" çağnsına da
yer verildi.
Deklarasyonda, ABD'nin
Montana eyaletinde gele-
cekte siyanürle altın üreti-
minin yasaklandığı, Çek
Cumhunyeti hükümetinin
ise altın çıkarma ruhsatla-
nnı ıptal ettiği anımsatıldı.
DHKD tanıtım için gezi düzenliyor
KüreDağlan '
milliparkoluyor
Istanbul Haber Servisi-
Doğal Hayatı Koruma
Derneği (DHKD), Dünya
Koruma Vakfı'ıun (WWF)
"SıcakNoktalar
KampanyasT çerçevesinde
Türkiye'nin en sıcak
noktası olarak seçtığı Küre
Dağlan'nın tanınmı
amacıyla 10-13 Ağustos
tarihlerinde bir gezi
düzenliyor.
Orman Bakanlığı, WWF,
DHKD yetkilileri ve yerel
yöneticilerin katılacağı
gezide bölgenin ilginç
doğal ve kültürel
zenginlikleri tanıtılacak.
Gezmin sonunda Orman
Bakanı Nami Çagan, Küre
Dağlan'm milli park ilan
edecek. Bununla Türkiye,
WWF'nin yürüttüğü
"SıcakNoktalar
Kampanyası'' çerçevesinde
dünyaya bir armağan
vermiş olacak. Kûre
Dağlan'na düzenlenecek
gezüun önemlı bir özelliği
de 11 Ağustos'ta
gerçekleşecek 20. yüzyılm
son güneş tutulmasının en
iyı Kastamonu'dan
izlenebilecek olması.
WWF, Avrupa kıtasındaki
önemlı ormanlann
korunmasına yönelik
yaptığı bir çalışma ile
Akdeniz havzasında yer
alan ülkelerde acil
koruma gerektiren ve
bölgenin ekolojik
çeşitliliğini en iyi temsil
eden 300 adet önemli
orman alanı
belirlemiş ve koruma
çahşmalannı bu alanlann
içinden seçılen "10 sıcak
nokta" üzerinde
yoğunlaştırmıştı. Küre
Dağlandabu 10 sıcak
nokta arasında yer almıştı.
IŞILÖZGENTÜRK
"Gerçekten tannlara layık bu heykeOeri
ben diktirdim. Zeus-oromosdesin, ApoDon,
mitbras-Hdice Hermes'in,Artagnes-Herak-
les-Ares*in heykellerini \atanunın sembolü
olarakher şeyi besleyen Kommagene'nin bir
suretini diktirdim. Aynı taştan >ontulmuş
olarak ve onlaıia büükte tahta orurur şekil-
de, kendi şahsunm bir suretini de her şeyi du-
yan tannlann yanına diktirdim."
Bu yazıt 2000 yılında Kommagene Kra-
lı 1. Antiochos tarafından güneşin "Ben gö-
neşim" diye doğduğu, ayın her gece börtü-
böceği, kurdu-kuzuyu ve ona dalıp giden in-
sanoğlunu binlerce kez baştan çıkardığı
Nemrut Dağı'nın, doğu ve batı teraslanna
yazılmıştır.
Böyledir, Nemrut'ta ay ve güneş zaman-
lannda tann ve kral heykellerinin yanı ba-
şında duran insanoğlu kendini sonsuz bir
boşlukta yitip gitmiş gibi hisseder. Ve için-
den mınldanır: "Evet, gerçekten burası tan-
nlann yeri."
Şimdi de öyle. Nemrut'ta dev tann hey-
kellerinin arasında hayran ve biraz da ser-
semlemiş durumda dolaşan, bu arada An-
talya Senfoni Orkestrasf nın çaldığı VTval-
di'nin Dört Mevsim Senfonisi'ne kulak ve-
ren herkes kendini fazlasıyla sıradan ve
ölümlü hissediyor.
En çok da yanı baslannda duran Nemrut'a
bu vesileyle ilk kez çıkan ve tannlann, yüz-
yıllann tahribatma dayanan heykellerini ilk
kez gören Adıyamanlılar, Tutlular, Besnili-
ler...
Nemruttannlan vebiz sıradan ölümlüler
Bir yandan güneşin
batışını kaçırmamaya
çalışıyorlar. biryandan
henüz dört aylık ço-
cukları kucaklannda
tannlann yanı başında
Kommagene Kralı An-
tiochos ve sülalesine
inat kasım kasım kası-
larak fotoğraf çektiri-
yorlar.
Bu arada orkestra şe-
fi Gürer Aykal bir an,
tepedeki birilerine işa-
ret ediyor:
"Amandikkat-"
Ama ışaret edilen,
durumun farkında de-
ğil; düdüğünü öttürüp
duruyor. Çünkü hey-
kellerden birinin üstü-
ne bir genç adam çık-
mış, fütursuzca oturu-
yor. Bekçinin görevi
ne? Basıyor düdüğü ve
ilk kez bir bekçi düdüğü bir senfoni orkest-
rası eşliğinde çalıyor.
Ömür boyu Nemrut'a turist taşıyan mini-
büs şoförü Mustafa Çoban ise hayatından
çok memnun. Şu vurgunu olduğu heykelle-
rin ihtişamını sonunda cümle âlem herkes
anladı işte. Paşası burda, valisi burda, jan-
darma komutanı burda, cümle televizyon
meşhurlan burda.
lşte sonunda Türkler de heykellerin kıy-
metini anladı! Bu da oldu! Ve Mustafa Ço-
ban on yıldır geceleri alçıyı kıvamma geti-
rip döktüğü Nemrut heykellerinin hepsını sat-
tı! Bir kısmını da o gün minibüsüyle Nem-
rut'a getirdiği Nuray
Hanım'a hediye etti.
Nuray Hanım da bu
güzel hediyeleri yü-
zünde ışıltılı bir gü-
lümseme herkese da-
ğıtıyor. Öyle, Nuray
Hanım yaşamındaki
bütün güzel şeyleri
paylaşmayı seviyor.
MüfitBey,kansıve
kara gözlü iki oğlu An-
talya'dan geldiler. Ora-
dan bir tiyatro getir-
diler.
Antalya Büyük Şe-
hir Beledıye Tiyatro-
su'nu. Nemrut'tan ini-
lip Tut'a gelindiğinde,
geceleyin kavak ağaç-
lanmn uzun gölgeler
oluşturduğu meydan-
da 'Aşk Grevi' adlı
oyunu oynayacaklar.
Evinde konuk kaldı-
ğımız Tutlu Ayşe Hanım da hayatında ilk
kez kadınlann aşk grevi yaptığını görecek
ve şaşıp kalacak. Ama henüz Nemrut'tan
inmedik. Az önce güneş battı ve senfoni or-
kestrasmın elemanlan kemanlanm toplayıp
aşağı inmeye hazırlanıyorlar.
Bu arada çok yakınlardan bir ses duyulu-
yor, "YahubirÇiguli çalsalardıya,şöyleha-
vanuzı bulurduk". Orkestra elemanlan şaş-
km, bilseler belki de bir Giguli çalarlar; bu
işler hiç belli olmaz.
Şimdi çoluk çocuk, paşası, valisi, orkest-
ra şefi, koruyucusu, kemancısı, yerli yaban-
cı basm mensubu, televizyoncu hep birlik-
te Nemrut tannlannı muhteşem dünyalann-
da bırakmış aşağı iniyoruz.
Biz ölümlüler, sıradan insanlar inerken
zorlamyoruz. Çünkü çok karanlık, rüzgârçok
sert esiyor ve ayaklanmızm altındaki kü-
çük çakıllar hiç dumıadan kayıyor. Çıkar-
ken kolay gelen yol, dönüşte inamlmaz zor-
luklarla dolu.
Anlaşılan tannlar çok konuk sevmiyorlar,
yoksa krallıklannı bu zorlu dağm tepesine
değil, şöyle geniş, herkesin rahatça ulasabi-
leceği bir ovaya kurarlardı.
Sonunda dağdan inip önce Kâhta'da so-
luklanıyoruz, ardından da bölgenin en serin
yeri Tut'a geri dönüyoruz.
Bu ara ölümlülerden birinin, bir Tutlu şa-
ırin, Ramazan AHş'in bu olay nedeniyle yaz-
dığı şiirler elime geçiyor ve çok sevdiğim
bir dörtlüğu hemen günün mana ve ehem-
miyetine denk düştüğü için buraya alıyo-
nım.
Ne ballı ne sağda yağlı
Üç beş kara zeytin
Bir dilim kadar
Özgürlük istiyorum.
Tannlarbu kulunuzu duyun ve bizlere bir
avuç özgürlük bağışlayın.
isoz50@hotmail.com