24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet fmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yaym Yönetmeni Orhan Erinç # Genel Yayın Koordınatorü Hikmet Çetinkaya 0 Yazuşlen Müdüıu: tbrahira Yıldız '• Sorumlu Müdür- Fikret tlkiz # Haber Merkezı Müduru Hakan Kara • Görsel Yönctmen: Fikret Eser lstıhbaraf Cengiz Yıldınm • Ekonomı Özlem Yüzak • Kultur Handan Şenköken • Spor Abdülkadir Vücelman • Makaleler Sami Karaören • Düzeltme Abdullah Yazıcı • Fotoğraf. Erdogan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • Yurt Haberleri. Mehmet Faraç Yayın Kurulu İlhan Selçuk (Başkan). Oıinn Erinç, Oktay Kıırtböke Hikmet Çetinkıya, Şükran Soner, tbrahjm Yıldız, Orhan Bursah, Mustafa Balba), Hakan Kan. Ankara Temsılcısı: Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125. Kat:4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 hat), Faks- 4195027 • Izmır Temsılcısı. Serdar Kızık, H.ZıyaBlv 1352 S.2'3 Tel-4411220, Faks 4419117 • Adana Temsılcısı: Çetin Yiğenoğlu, InönuCd 119 S.No:l Kat:l,TeI:363 12 11, Faks: 363 12 15 Müessese Mıidûü Oıtflıı Akroen • Koordmatör AhmetKonıhan•Muha- sebe Böknt Yencr • ldare Hibeytn Gfinr • Bügı-lşlem Nal Lu) • Bılgı- sayarSıstem Mirövet ÇBer• Sanş FuletKııa MEDYA C: • Yönetım Kurulu Başkanı - Genel Müdür Gilbin Erdaran • Koordınatör Reka lfıtman # Genel MudürYardımcısı: SevdaÇobaB Tel 514 07 53 - 5l39580-51384«WI,fi*s:5138463 Ya\ımlı>an ve Basan- V enı Gun Haber Ajansı, Basm ve Yaymcıhk A S Turkocağı Cad 39 41 Cagaloglu 34334 Islanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul Tel (0 212)512 05 05 (20 hat) Faks (0'212)513 85 95 www.cumhunyet.com.tr 27TEMMUZ 1999 Imsak:3.58 Güneş: 5.48 Öğle: 13.18 tkindi: 17.12 Akşam: 20.34 Yatsı: 22.16 Kapanış konseri • Haber Merkezi - New York'taki Woodstock Müzik Festivali pazar gûnü düzenienen kapanış konseriyle tamamlandı. Basgitarist Flea. konser sırasında büyük ilgi gördü. Tüpkiye'nin ev kongre • ANKARA(AA)- Türkiye, 2005 Dünya Ortopedi ve Travmatoloji (SICOT) Kongresi'ne ev sahipliği yapacak. 2005 SICOT Kongresi'nin Türkiye'de yapılması karan, "Türkıye'de can güvenliği olmadığı" iddiasına rağmen yüzde 67 oy çokluğuyla alındı. Türk Ortopedi ve Travmatoloji Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Rıdvan Ege, "KLongre dolayısıyla gelişmekte olan ülke' diye anılan Türkiye'ye 6 bin dünya ortopedistı ve refakatçisi, Türk ortopedistlennin konuğu olarak gelecek" dedi. Güneş tutulması için uyarı • ANKARA(ANKA)- Türk Oftalmolojı Demeği, 11 Ağustos'ta gerçekleşecek olacak güneş tutulması ıçin özellikle katarakt ameliyatı olanlar ıle gençler ve çocuklan uyanyor. Türk Oftalmoloji Derneğı'nden yapılan yazılı açıklamada, katarakt amaliyatı olanlar ile çocuk ve gençlerin özellikle tehlike altında olduklannı bıldirdi. Demek, isli cam, güneş gözlügü, bilgisayar disketi, kompakt müzik disketi, renklı film, röntgen fîlrru, teleskop ve dürbünün güneş tutulması sırasında kesinhkle kullanılmaması gerektiğini belirtti. Dünyanın en pahalı tablosu • YVASHINGTON (AA) - Hollandalı ünlü ressam Vincent Van Gogh'un yaptığı ve tarihte satılan en pahalı tablo unvanını taşıyan bir portrenin, Japon sahibinin vasiyetı uyannca ölümünün ardından kendisiyle birlikte yakıldığı bildirildi. ABD'de yayımlanan Phıledelphıa Inquirer gazetesınin haberine göre "DoktorGachet'nin portresi" adlı resmi 1990 yılında tarihin en yüksek tablo bedeli olan 82.5 milyon dolara (36 trilyon TL) satın alan Ryoei Saito, o yıl ülkesine portre için 24 milyon dolar vergi ödeyince kızgınlıktan "küplere bindi." Saito, öldükten sonra mirasçılannın tablo için veraset vergisi ödememesi amacıyla, "resmin ölümünden sonra kendisiyle birlikte yakılmasınf vasiyetetti. Karasu Nehri'nde kirRlik • ERZURUM(AA)- Erzurum ÇevTe ll Müdürü Haluk Nakipoğlu, Karasu Nehri'nde kırlilığın her geçen gün arttığını belırterek, nehrin kirlılikten kurtanlması için belediyeler birliği kurulması gerektiğini söyledi. Kanalızasyon atıklannın boşaltıldığı nehre, katı atıklann da atılmaya başlandığını belirten Nakipoğlu, "Karasu'nun sınırlan içinden geçtıği belde, ilçe ve il belediyeleri bir araya gelmelı ve Karasu Belediyeler Birliği'nı oluşturarak, nehrin kurtanlması için çalışmahdırlar" dedi. Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yalçınbayır'ın değişiklik taslağı 'yasal yağmayı' da durduracak Teşvik Yasası da yargdanacak• Eğer Ertuğrul Yalçınbayır'ın anayasa değişikliği teklifi TBMM'den de onay alırsa, 1980'lerden bu yana ülkeyi ayncahklı imar izinleriyle tahrip eden Turizmi Teşvik Yasası da geçici 15. maddenin korumasından çıkacak ve anayasaya aykırıhk iddiasıyla yargılanması sağlanabilecek. OKTAY EKİNCİ Anayasa Komisyonu Başkanı Ertuğrul Yalçınbayırtarafından 'değisiklik yaptlma- a' istemiyle gündeme getirilen 'Anayasa- nın geçici 15. maddesi', sadece siyasal alan- dakı demokratik hak ve özgürlüklerin de- ğil, 'kent ve çevre hakkı' üzerinde de 12 Eylül hukukunun yurt ve toplum çıkarlan- nı gözardı eden baskısına 'korunuı güven- cesi' sağlıyor. Çünkü, aynı geçici madde uyannca 'Ana- yasa'ya aykınbğı iddia edüemeyen' 12 Ey- lül dönemi yasalan arasında, 12 Mart 1982 tarihli 'Turizmi Teşvik Yasası' da var. Anayasanın halkoyuyla kabul edildiği 6 Kasun 1982'den 8 ay kadar önce ve parla- mentonun da bulunmadığı 'anayasasız' bir dönemde devreye sokulan bu yasa ıle baş- ta ParkOtel, Gökkafes, Conrad, Swiss Otel gıbi tstanbul'dakı bırçok tartışmalı bınaya 'ayncahkh imar haklan' sağlandı. Benzer şekılde Ege v e Akdeniz kıyılann- da, Uhıdağ, Erciyes, Kapadokya gibi böl- gelerde orman, doğa ve kıyı yağmasının doruktakı örneklennı yaratan 'ttırizm mer- kezi' ılanlan ve bu merkezlerde gerçekleş- tırilen sayısız çevre düşmanı tesıs de aynı yasaya dayanılarak devletten 'arazi tahsi- si' adlı ve 'özel imarb ruhsata' bağlandı... Bu nedenle söz konusu yağma yasasının 'sürekli geçeıü' olmasını da sağlayan geçi- ci 15. madde, aynı yasaya sanlınarak yur- dun en güzel kentsel ve doğal alanlanna 'ka- hcı çirkinlikkri' armağan etmesınin de ana- yasal dayanağını oluşturuyor. Denebilir ki Turizmi Teşvik Yasası ile bunu da konıyan geçici 15. madde, 1980 sonrası 'işbitirici imar yağmacıhğımn' merkezi hükümetler des- teğı ve hatta 'himayesiyle' ülkeye egemen oluşunun 'hukuksal şemsiyesini' oluşturu- yorlar... lmar ve çevre hukukundakı'kentve top- Dolmabahçe Sarayı'nın hem süuetini hem de 'altyapısını' Idrieten Svviss Otel de anayasanın geçici 15. madde- siyle korunan Turizmi Teşvik Yasası'na dayandınlarak tarihi bahçeye inşa edildi. lum çıkan' ılkesınin çiğnenmesıne ve özel- likle de anayasadaki 'kamu yaranna arazi kullanımı' hedeflerinin devre dışına çıkar- tılmasına olanak veren Turizmi Teşvik Ya- sası, 1984'ten bu yana hemen tüm siyasal iktidarlar tarafından 'sürekli kuUanılan' bir yasa oldu. Bu yasaya göre Bakanlar Kurulu'nca herhangi bir imar ya da şehircilik kuralına bakılmaksızm 'turizm merkezi' iian edilen yerlerde yapılaşmaya yönelik 'pian karar- lannı' belirleme yetkisi de dogrudan Turizm Bakanhğı'na bağlandıgından, kentsel ve çevresel imar dengelerini 'aşmak' isteyen yatınmcılar belediyelerden yüz bulama- dıklan durumlarda 'hükümetierte' anlaştı- lar. Böylece sıyasiler, yasama ve yürütmenin yanı sırabirde 'rantadönukünarerld'sa- hibı olarak, politik güçlerinı yağmayla da bütünleştirmenin yasal dayanağını elde et- tıler. Yine 1984'ten bu yana, Turizmi Teşvik Yasası'nda hiç değilse 'ayncafakh imar yağ- ması olanagını ortadan kaldıracak bir de- ğişikligin' bıle hemen hıçbir ıktıdar ve mu- halefet partisi tarafından TBMM'ye teklif edılememış olması da bu yasadaki ranta dönük yetkılenn hemen tüm siyasi kesim- lerce 'benimsendiğini' gösteriyor. Çünkü Anayasa'nın geçici 15. maddesı bu tür 12 Eylül yasalannm sadece iptalini önlüyor; maddelennde değışıklik yapılmasına ise herhangi bir yasaklama getirmiyor. Yağma yasası yargılanacak lşte böylesi bir 'siyasal sürekMk' içinde ve yurdun birçok yöresinde de 'kabcı tah- ribânar' yaratarak geçici 15. madde koru- ması altında yürürlükte kalan Tunzmi Teş- vik Yasası, Anayasa Komisyonu Başka- nı'nın son girişimiyle belki de 'en çokse- vileceği' bir döneme giriyor. Eğer Ertuğrul Yalçınbayır'ın yasa tekli- fi TBMM'de de onaylanırsa ve geçici 15. maddenin bu tür 'anayasaya aykın' yasala- n koruma işlevi ortadan kaldınlırsa, hiç kuşkusuz ilk yargılanan yasalardan biri de Turizmi Teşvik Yasası olacak. Çünkü kente ve çevre haklanna duyarlı kuruluşlann açtıklan ve dilekçeleriyle ha- zır beklediklen davalann da " anayasal en- gefi" böylece ortadan kalkacak, ülkenin hü- kümete bağlı ayncalıklı imar izinleriyle yağmalanmasına olanak veren bir 'yasanm' hukuk dev letınde olup olamayacağı da yük- sek yargı tarafından karara bağlanacaİc... Turizm Bakanbğı'nda 'kulis' gûnleri Bütün bu nedenlerle özellikle şu günler- de yeni bir 'turizm merkezieri Kstesi' yayrnı- lanırsa fazla şaşırmamak gerekir. Ertuğrul Yalçınbayır'ın anayasa değişik- liği teklifi hazırlıklannı sadece hukukçular ve çevreciler değıl, yatınmcılar da 'yakııı- dan' izliyordur. Geçici 15. maddenin sağladığı olanak sona ermeden, uzun biryağma listesinin de son olarak Ecevithükümetı tarafından Turizm Teşvik Yasası kapsamında yayımlanması için gerekli 'kulisler' çoktan başlamış olabilir... Bu nedenle şimdi dikkatleri hem Anayasa Komisyonu'nda, hem de 'Turizm Bakan- hğı'nda yoğunlaştırmak gerekiyor. Birin- cisini destekleyerek, ikincisini ise 'denet- leyerek'- Kaplanlara koruma Bangkok'un doğusundaki Sriracha'daki ha>>anat bahçesinde Vang adındaki kaplanın bir yavrusu oldu. So>u tükenmekte olan ha>"vanlan koruma programı çerçevesindedünyava gelen Jason'un dahaöncebirer- kek kardeşi dünyaya gelmiş ancak \a>ru yaşatılama- mısO. Sadece kaplanlann bulunduğu hayTanat bah- çesinde 180'den fazla kaplan yaşjyor. (REUTERS) Türkiye ziyaretine bu yıl 33 ülkeden 66 öğrenci katıldı Dünyagençleri Kapadokya'da SELAHATTtN ŞAHİN NEVŞEHİR- Dünya genelinde 87 ayn ülkede faaliyet gösteren "Ba- ğunsEOğrenciOrganizasvonu" ola- rak da bılınen "AIESEC'e üye üni- versıte öğrencileri Kapadokya böl- gesinin tarihi ve tunstik merkezle- rini ziyaret etti. Türkiye genelinde AIESEG'e üye öğrencilerin oluşturduğu 8 şube bu- lunuyor. Ankara Şube Başkanı Al- pin Yıkfanm, 21 yildan bu yana. her yönü ile uluslararası ölçekte dünya- nın en büyük bağımsız organizas- yonu olan AIESEC kanalıyla, ulus- lararası öğrenci değışim program- lannın uygulandığını, ünıversıte öğ- rencilerine yabancı ülkelerde staj olanağı sağlandığım bildirdi. 2 ay ile 1 yıl 6 ay süreleri arasında değı- şen staj çalışmalannda, ünıversite gençliğinin liderlik girişimlerine destek olunduğunu ve böylece ül- ke ve toplumsal gelışmeye katkı sağlandığım anlatan Yıldınm, bu stajdan her yıl 300 üniversite öğren- cısının yararlandığını söyledi. Bu yılki Türkiye ziyaretine 33 Üniversite öğrencileri, Göreme'de açık hava müzesindeki kaya kflisek- ri ve manastuiaruu ziyaret ettiler. ülkeden 60 öğrencinin katıldığinı belirten Yıldınm, gönüllü üniversi- te öğrencilerinden oluşan organi- zasyonda gençlerin yaş ortalaması- nın 18-23 arasında değiştiğini söy- ledi. AIESEC organizasyonu ile bu yıl ülkemize gelen yabancı öğrencile- re Türkiye'nin çeşitli tarihi ve turis- tik merkezlerinin gezdirilerek ül- kemiz hakkında bilgi sahibi obna- lannın amaçlandığım belirten Yıl- dınm, dünyanın en geniş üniversi- te öğrenci organizasyonuna Türki- ye'den 300 öğrencinin üye olduğu- nu söyledi. Eurogold'un umudu tahkim yasasında • Balıkesir Ören'de bir araya gelen Türk ve Alman bilim adamlan, Bergama'da altın çıkarmak isteyen Eurogold şirketinin, tahkim yasası üzerine kurulu umutlar beslediği uyansında bulundular. BALIKESİR (ANKA) - Siyanürle altın çıkarma ile gündeme gelen Euro- gold şirketinin de bu eyle- mini gerçekleştirebilmek amacıyla tahkim yasasını beklediği bildirildi. ören'de bir araya gelen Türk ve Al- man bilim adamlan, Euro- gold şirketinin, tahkim ya- sası üzerine kurulu umutlar beslediği uyansında bulun- dular. Aralannda eski Bergama Beledıye Başkanı SefaTaş- kın ile Güre Beledıye Baş- kanı Kamfl Saka'nm da bu- lunduğu bilim adamlan, Ören'de "Siyanürle Altın Üretimi-ljluslararası Tah- kim" konusunu tartıştılar. Toplantı sonrasında Alman Prof. Dr. Paul Müller ıle Prof. Dr. İsmail Duman'ın ortak imza ile duyurdukla- n "Konventus '99 Türki- ye" deklarasyonunda, hü- kümetten Bergama konu- sundaki yüksek yargı ka- rarlannı hemen uygulama- sı istendi. 'Raportartışılsın'' Amacı "çevre ve ahlak açısından dahatemizve da- ha demokratik bir dünya için çağn" olarak özetlenen deklarasyonda çeşitli sapta- malara da yer verildi. Bu- nagöre, 1997 yılındadüzen- ienen sempozyumda bilim- sel verilerin son durumuna göre Bergama yöresinde yapılması planlanan altın işletmesınin kabul edileme- yeceğimn açıklandığı anım- satıldı. Deklarasyonda, bir- çok tartışma ve rapora kar- şın Bergama Deklarasyo- nu'ndan bu yana bilimsel te- mel prensipler açısından "hiçbir değisiklik'' ortaya çıkmadığı vurgulandı. Söz konusu firma tarafından GolderAssociated'e hazır- latılan raporun da eksik ve tek yanh bir literatür araş- nrması olarak nhelenen dek- larasyonda, "Bu rapor mümkün olan en lasa za- mandagendtarbşmayaaçd- maİKİır" denildi. 'Yargı karan uygulansın' Damştay'm Bergama ile ilgüi hukukı karanmn ardnı- dan hukuki temel prensip- lerde de bir değisiklik olma- dığı ifade edilen deklaras- yonda, "Eurogold şirketi, ticari çıkarlannı kabulettir- me yönünde Türkiye'nin MAI (Çok Taraflı Yatmm Anlaşmalan) süredne kaüi- ması otasıhğı ve uluslarara- s tahkim yasası üzerine ku- rulu umutlar beslemekte- dir" iddiasına yer verildi. Damştay söz konusu kara- nnda siyanürle altın arama- da kamu yaran bulunma- dığmahükmetmişti. Dekla- rasyonda, "Türldye Cum- huriyeri hükümetL, yüksek yargı karariannı derhal uy- gulamahdır" çağnsına da yer verildi. Deklarasyonda, ABD'nin Montana eyaletinde gele- cekte siyanürle altın üreti- minin yasaklandığı, Çek Cumhunyeti hükümetinin ise altın çıkarma ruhsatla- nnı ıptal ettiği anımsatıldı. DHKD tanıtım için gezi düzenliyor KüreDağlan ' milliparkoluyor Istanbul Haber Servisi- Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD), Dünya Koruma Vakfı'ıun (WWF) "SıcakNoktalar KampanyasT çerçevesinde Türkiye'nin en sıcak noktası olarak seçtığı Küre Dağlan'nın tanınmı amacıyla 10-13 Ağustos tarihlerinde bir gezi düzenliyor. Orman Bakanlığı, WWF, DHKD yetkilileri ve yerel yöneticilerin katılacağı gezide bölgenin ilginç doğal ve kültürel zenginlikleri tanıtılacak. Gezmin sonunda Orman Bakanı Nami Çagan, Küre Dağlan'm milli park ilan edecek. Bununla Türkiye, WWF'nin yürüttüğü "SıcakNoktalar Kampanyası'' çerçevesinde dünyaya bir armağan vermiş olacak. Kûre Dağlan'na düzenlenecek gezüun önemlı bir özelliği de 11 Ağustos'ta gerçekleşecek 20. yüzyılm son güneş tutulmasının en iyı Kastamonu'dan izlenebilecek olması. WWF, Avrupa kıtasındaki önemlı ormanlann korunmasına yönelik yaptığı bir çalışma ile Akdeniz havzasında yer alan ülkelerde acil koruma gerektiren ve bölgenin ekolojik çeşitliliğini en iyi temsil eden 300 adet önemli orman alanı belirlemiş ve koruma çahşmalannı bu alanlann içinden seçılen "10 sıcak nokta" üzerinde yoğunlaştırmıştı. Küre Dağlandabu 10 sıcak nokta arasında yer almıştı. IŞILÖZGENTÜRK "Gerçekten tannlara layık bu heykeOeri ben diktirdim. Zeus-oromosdesin, ApoDon, mitbras-Hdice Hermes'in,Artagnes-Herak- les-Ares*in heykellerini \atanunın sembolü olarakher şeyi besleyen Kommagene'nin bir suretini diktirdim. Aynı taştan >ontulmuş olarak ve onlaıia büükte tahta orurur şekil- de, kendi şahsunm bir suretini de her şeyi du- yan tannlann yanına diktirdim." Bu yazıt 2000 yılında Kommagene Kra- lı 1. Antiochos tarafından güneşin "Ben gö- neşim" diye doğduğu, ayın her gece börtü- böceği, kurdu-kuzuyu ve ona dalıp giden in- sanoğlunu binlerce kez baştan çıkardığı Nemrut Dağı'nın, doğu ve batı teraslanna yazılmıştır. Böyledir, Nemrut'ta ay ve güneş zaman- lannda tann ve kral heykellerinin yanı ba- şında duran insanoğlu kendini sonsuz bir boşlukta yitip gitmiş gibi hisseder. Ve için- den mınldanır: "Evet, gerçekten burası tan- nlann yeri." Şimdi de öyle. Nemrut'ta dev tann hey- kellerinin arasında hayran ve biraz da ser- semlemiş durumda dolaşan, bu arada An- talya Senfoni Orkestrasf nın çaldığı VTval- di'nin Dört Mevsim Senfonisi'ne kulak ve- ren herkes kendini fazlasıyla sıradan ve ölümlü hissediyor. En çok da yanı baslannda duran Nemrut'a bu vesileyle ilk kez çıkan ve tannlann, yüz- yıllann tahribatma dayanan heykellerini ilk kez gören Adıyamanlılar, Tutlular, Besnili- ler... Nemruttannlan vebiz sıradan ölümlüler Bir yandan güneşin batışını kaçırmamaya çalışıyorlar. biryandan henüz dört aylık ço- cukları kucaklannda tannlann yanı başında Kommagene Kralı An- tiochos ve sülalesine inat kasım kasım kası- larak fotoğraf çektiri- yorlar. Bu arada orkestra şe- fi Gürer Aykal bir an, tepedeki birilerine işa- ret ediyor: "Amandikkat-" Ama ışaret edilen, durumun farkında de- ğil; düdüğünü öttürüp duruyor. Çünkü hey- kellerden birinin üstü- ne bir genç adam çık- mış, fütursuzca oturu- yor. Bekçinin görevi ne? Basıyor düdüğü ve ilk kez bir bekçi düdüğü bir senfoni orkest- rası eşliğinde çalıyor. Ömür boyu Nemrut'a turist taşıyan mini- büs şoförü Mustafa Çoban ise hayatından çok memnun. Şu vurgunu olduğu heykelle- rin ihtişamını sonunda cümle âlem herkes anladı işte. Paşası burda, valisi burda, jan- darma komutanı burda, cümle televizyon meşhurlan burda. lşte sonunda Türkler de heykellerin kıy- metini anladı! Bu da oldu! Ve Mustafa Ço- ban on yıldır geceleri alçıyı kıvamma geti- rip döktüğü Nemrut heykellerinin hepsını sat- tı! Bir kısmını da o gün minibüsüyle Nem- rut'a getirdiği Nuray Hanım'a hediye etti. Nuray Hanım da bu güzel hediyeleri yü- zünde ışıltılı bir gü- lümseme herkese da- ğıtıyor. Öyle, Nuray Hanım yaşamındaki bütün güzel şeyleri paylaşmayı seviyor. MüfitBey,kansıve kara gözlü iki oğlu An- talya'dan geldiler. Ora- dan bir tiyatro getir- diler. Antalya Büyük Şe- hir Beledıye Tiyatro- su'nu. Nemrut'tan ini- lip Tut'a gelindiğinde, geceleyin kavak ağaç- lanmn uzun gölgeler oluşturduğu meydan- da 'Aşk Grevi' adlı oyunu oynayacaklar. Evinde konuk kaldı- ğımız Tutlu Ayşe Hanım da hayatında ilk kez kadınlann aşk grevi yaptığını görecek ve şaşıp kalacak. Ama henüz Nemrut'tan inmedik. Az önce güneş battı ve senfoni or- kestrasmın elemanlan kemanlanm toplayıp aşağı inmeye hazırlanıyorlar. Bu arada çok yakınlardan bir ses duyulu- yor, "YahubirÇiguli çalsalardıya,şöyleha- vanuzı bulurduk". Orkestra elemanlan şaş- km, bilseler belki de bir Giguli çalarlar; bu işler hiç belli olmaz. Şimdi çoluk çocuk, paşası, valisi, orkest- ra şefi, koruyucusu, kemancısı, yerli yaban- cı basm mensubu, televizyoncu hep birlik- te Nemrut tannlannı muhteşem dünyalann- da bırakmış aşağı iniyoruz. Biz ölümlüler, sıradan insanlar inerken zorlamyoruz. Çünkü çok karanlık, rüzgârçok sert esiyor ve ayaklanmızm altındaki kü- çük çakıllar hiç dumıadan kayıyor. Çıkar- ken kolay gelen yol, dönüşte inamlmaz zor- luklarla dolu. Anlaşılan tannlar çok konuk sevmiyorlar, yoksa krallıklannı bu zorlu dağm tepesine değil, şöyle geniş, herkesin rahatça ulasabi- leceği bir ovaya kurarlardı. Sonunda dağdan inip önce Kâhta'da so- luklanıyoruz, ardından da bölgenin en serin yeri Tut'a geri dönüyoruz. Bu ara ölümlülerden birinin, bir Tutlu şa- ırin, Ramazan AHş'in bu olay nedeniyle yaz- dığı şiirler elime geçiyor ve çok sevdiğim bir dörtlüğu hemen günün mana ve ehem- miyetine denk düştüğü için buraya alıyo- nım. Ne ballı ne sağda yağlı Üç beş kara zeytin Bir dilim kadar Özgürlük istiyorum. Tannlarbu kulunuzu duyun ve bizlere bir avuç özgürlük bağışlayın. [email protected]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle