Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 TEMMUZ 1999 SALI • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI
TURKIYE
sanbul Y 29 Sinop
Edıme Y 32 Samsun
Kocaeli PB 29 Trabzon
Çanakkale PB 30 Giresun
izmir A 34 Ankara
Manisa A 38 Eskişehir
Aydın A 36 Konya
Denızli A 37 Sıvas
Zonguldak PB 32 Antalya
Yurdun kuzeybatı ke-
sımlen parçalı bulutlu,
Trakya sağanak yağış-
lı, ötekı yerier az bulut-
lu ve açık geçecek. Ha-
va stcaklığ yurdun ku-
zeybatı kesimlerinde
biraz azalacak, öteki
yerterde değişmeye-
cek. Rûzgâr kuzey ve
batı yönlerden hafrf ara
sıra orta kuvvette, ya-
ğış arnnda kuvvetii ola-
rakesecek.
DIS MERKEZLER
Osk>
Helsinki
Stockholm
Londra
Amsterdam
Brüksel
Paris
Bonn
b
B
B
B
B
B
B
B
ZS
24
24
28
27
27
31
27
Münih PB 26 Zürih
Beriin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Bekjrad
Sofya
Roma
Atina
B
B
Y
Pti
PB
Y
PB
Y
29
26
31
26
27
31
27
32
PB 25 Şam
Moskova
Aşkabat
Astana
Taşkent
Bakû
Bişkek
Tıflis
Kahire
Y
B
PB
PB
PB
PB
B
A
28
39
29
36
39
39
35
35
A 39
kÇok bulutlu ı Yağmuriu kOdkgûrultûlü
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Baştarafı 1. Sayfada
Kuşkulu.
Hükümet, kadınlarda 58, erkeklerde 60 emekli
yaşını işçilere kabul ettirebilmek için prim gün sa-
ytsını aşağıya çekmeye ve geçiş döneminde daha
yumuşak davranmaya hazır olduğunu söylüyor.
Ecevit, işçi sendikalannın bu iki "ödüne" kayıt-
sız kalmadığını, uzlaşmaya vanlacağını öne sürü-
yor.
Sendikalann işçi lehine olan her adımı olumlu
karşılamalan, işlevleri gereği.
Ama temelde emekli yaşında direniyortar.
Başbakan Ecevit, Afrika'daki birkaç ülke dışın-
da bütün dünyada emekli yaşının, saptadıklanna
benzer olduğunu söyleyegeliyor.
Ama Başbakan, ülkemiz koşullanna bağlı olarak
ortalama yaşam süresini dikkate almıyor.
Ecevit'ın aklı herfırsatta örnek gösterdıği Iskan-
dinav ülkelerine takılı. Belkı de bütün Avrupa ülke-
lerine. Zira oralarda ortalama yaşam süresi bizden
hayli yüksek.
Bizde kadında 69, erkekte 65. Iskandinav ülke-
lerinde erkekte, sanınz 75.
Bu küçük saptamadan sonra, emekli yaşında
işveren kuruluşlannın irdelemelerine birgöz atalım.
Ankara Sanayi Odası ile Ticaret Odası başkan-
lan, "60 yaşında işçi çalıştırmayız. Firmamda 60
yaşında kimse yok diyor.
Kısacası; işverenlere göre yaş 60, iş bitmiş!
Hükümet 60 yaşta direnirken; Cumhurbaşkanı-
mız ikide bir "Avrupa'da en genç ulus bizim ulus°
diye övünüyor.
Ecevit, bu övünüye bir başka öğeyle katılmak
üzere: "Mezarda emekliliğe evet diyen işçi, bizim
işçi" demeye hazırlanıyor.
Geçende yayımlanan bir karikatürgüldürüyor, a-
ma daha çok düşündürüyor.
"Mezarda emekliliğe hayır" diyen işçiler Başba-
kan'ın kapısına dayanmış, soruyoriar "60 yaşın-
dan sonra ne iş yapabiliriz ki?"
Rahat koltuğunda işçiyi dinleyen Ecevit'in söy-
leyemediği, ne ki karikatürde bir balon içinde du-
yurulan düşüncesi şöyle: "Başbakanlık, Cumhur-
başkanlığı".
Üçgenin kenarlan
Hükümet-işçi (memur)-işveren üçgenindeki ge-
lişmelerden sonra önümüze garipsenecek bir so-
nuç çıkıyor.
75'lik sosyal demokrat Başbakan 60 yaşta geri
adım atmayacağını söyler ve işçiye karşı vaziyet
alırken, işçınin direncini güçlendiren açıklamalariş-
verenden geliyor.
Bu irdelemeyle işçi ile işveren birbirini tamamlı-
yor. Kime karşı? "Kimse benden daha çok işçiyi
düşûndüğünü iddia edemez" diyen Ecevit'e kar-
şı!
Kendine uygun düşen eleştiri dışında hiçbir se-
se, söze dayanamayan Ecevit; şimdilerde son iş-
çi eylemlerine katılan, görüşlerini destekleyen es-
ki DİSK Başkanı Rıdvan Budak'a taktı.
Budak, DSP'Iİ olmasına karşın, "üstkattan" ha-
reketlerini engelleyecek "biruyan" almadığını söy-
lüyor. Hatta bir adım daha ileri gidiyor, "DSP'nin
yüzde 80'i benimle aynı görüşte" diyor.
Ama, Ecevit bir gün sonra Budak'ı onayiamadı-
ğını gösteriyor.
"DSP'de yüzde 80'in Budak'la aynı görûşte ol-
duğundan haberim yok" diye konuşuyor. TV'ler-
den yayımlanan bu söz, Budak'ın başına gelebi-
leceklerin ilk işareti!
İşçi konfederasyonlan Kızılay'daki görkemli mi-
tingden sonra Çankaya'ya çıktılar. Mitingden çok
önce görüşme dileğinde bulunmuşlan Cumhur-
başkanı mitingden bir gün sonra görüşme saati ve-
receğine, tablodaki yerini aynı gün almayı yeğle-
miş olacak ki, akşam üzeri, işçi ve memur konfe-
derasyonlanna nasihat sosu bol bir konuşma ya-
pıyorve diyor ki:
"Pahamentoda istekleriniz tümüyle olmasa da
sizi memnun edecek birtakım sonuçlara vanlaca-
ğını umuyonım."
Işçinin bildiğini işçiye; ne şiş yansın ne kebap
usulü bakınız, ne kadar güzel satıyor.
Ama ülkenin başına emekli yaşını 38-43'e indi-
rerek görkemli bir sorun, bir bela açtığına değin-
mryor bile.
Hatalannı anımsamaz. Üstelik kabul etmez "Ba-
ba".
Işini bilir!
Çahşma Bakanbgı da
SSK yüzsüzü
ANKARA (ANKA) - SSK
açıklannın kapatılamadığı
gerekçesiyle emeklilik yaşı-
nı yükselten yasa tasansını
hazırlayarak çalışan kesımin
tepkisini toplayan Yaşar
Okuyan' ın başında bulundu-
ğu Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanlığı'mn, çiçek,
benzin, yemek ve uçak para-
lannı bile SSK'ye ödettiği ve
borcunu yıllardır ödemediği
belirlendi.
Başbakanlık Yüksek De-
netleme Kurulu tarafından
hazırlanan SSK raporunda,
SSK'nin Hazine'den 927
milyar 503 milyon lira alaca-
ğının bulunduğu belirtildi.
SSK'nin resmi dairelerden
38 milyar 194 milyon lira
alacağı bulunduğu bildirilen
raporda, bu alacağın 12 mil-
yar 844 milyon lirasımn, ku-
rumun bağlı bulunduğu Ça-
lışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı'na ait olduğu bil-
dirildı.
SSK'nin aktüaryal denge-
sinin bozulduğu, alacaklan-
nı zamanında tahsil edeme-
diği gerekçesıyle emeklilik
yaşını, çahşanlann "mezar-
da emeklilik" olarak nitelen-
dirdiği 58-60'a yükseltilme-
si için yasa tasansı hazıria-
yan bakanlığın SSK'ye borç-
lannın da çiçek, yemek, uçak
bileti ve benzin gibi değişik
harcama kalemlerinden kay-
naklandığı ortaya çıktı.
TBMM Baskanlığı'na da
sunulan Yüksek Denetleme
Kurulu SSK raporunda, bor-
cun bakanlık adına verilen
yemek bedeli, uçak bileti ve
çiçek bedeli, bakanhğa ah-
nan büro malzemeleri ve kır-
tasiye bedeli, bakanlık per-
sonelinin yemek borçlan, ba-
kanlık otolannın benzin ve
tamır-bakım giderlerinden
kaynaklandığı bilgisi yer al-
dı.
SSK'nin batmasının so-
rumluluğunu çalışanlara çı-
karan Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanhğfnın 1996
yılı sonunda SSK'ye olan 6
milyar 871 milyon liralık
borcunu ödeyeTek, primin
borcunu zamanında ödeme-
yen işverene örnek olması
gerekirken ödemediği; aksi-
ne, bir yıl sonra bu borcun i-
ki kat artarak 12 milyar 844
milyon liraya yükseldiği
belirlendi.
Demirel, Türkiye'nin Ortadoğu'da ufak hesaplar peşinde koşmadığını söyledi
'Kıızey Irak salranç talıtasrtSKENDERİYE (Cumhnriyet)-Cumhurbaşka-
m Süleyman Demirel, Türkiye'nin Ortadoğu'dakı
sorunlarda hiçbir hesabı ya da kompleksinin bu-
lunmadığını belirterek "Biz ufak hesaplar peşinde
koşmuyoruz" dedi. Demirel, Kuzey Irak'ı satranç
tahtası olarak nıtelerken önüne gelenin oynadığı-
nı söyledi.
Demirel, Israil ve Filistin'in ardından Ortadoğu
ziyaretlerini Mısır'la sürdürdü. Uçakta gazetecile-
rin sorulannı yanıtlayan Demirel, Mısır ve Türki-
ye'nin, aralannda yalnız Akdeniz bulunan iki kom-
şu ülke olduğunu. iki ülkenin ekonomik ilişkileri-
ni geliştirmek için uğraştıklarını belirterek "Ku-
ramadik, ama 500-600 milyon doiar dvannda olan
ticaret hacmi, 1 milyar dolara yaklaşmıştır. Birçok
aianlarda iküi münasebetler çok düzgündûr" diye
konuştu. Demirel, Mısır'ın Arap Ligi'nde kilitbir
ülke olduğunu vurgulayarak Türkiye'nin ise Orta
Asya, Kafkasya ve Avrupa ile çok yakın ve derin
ilişkileri bulunduğuna işaret etti. Demirel. "Kısa
süre önce tsrail ve Filistin'e gttiniz, şfandi de Mı-
sır'a gidiyorsunuz. Gezinizi bu açıdan da degerten-
dirir misiniz? Ne götürüyorsumız" sorusunu şöy-
le yanıtladı: "Götürdüğüm opdmizm, yani bir
iyimserlik havasL Götürdüğûm, bu iyiınserlik ha-
vasuun kötümsertiğe dönmemesL Bence seneier-
dir bu iyimsernk havusı yoktu bötgede. Bölgede
herkes bir şe> ler yapılmasını istiyor. Ve bunu iste-
dikten sonra 'ama, velakin' gibi ksyıuar koyuyor.
Yani, bu kayınan koymadan iyi obun her şe>."
Cumhurbaşkanı, bir başka soru üzerine, Orta-
doğu'daki sorunlarda Türkiye'nin hiçbir hesabı ve
kompleksinin olmadığını vurgulayarak şu görüş-
leri dile getirdi: "Türldye'nin rahatnğı da burada.
Rahathğı dadürûsthığÜDden ileri geoyor.Bizne ts-
tiyoruz? Kz, ufak nesapUnn peşinde degiBz. Eger
Ortadoğu banş süreci başan ile sonuclaıursa. bu-
rada berkesin menfaat vantar. Türldye'nin de roeo-
faatı vanbr. 'Başan ile sonuçlanırsa bizim şu ka-
yıplanmız olur' gibi, 'nüfiız kaybımız olur' gibi bir
kaygımız yok. Ounayınca, biz >apıa bir rol oyna-
mada fevkalade rahat ve etkiniz. Bu. bizim kredi-
biKtemizi artünyoı:''
".\rabuluculuk yok mu" sözleriyle araya giril-
mesi üzenne de Demirel şunlan ekledi: "Hayır.
Arabuluculuk laflannı sevmem. Onlar klasik laf-
lar. Asunda yapKi rol o> namak, arabulucuk üstü
bir rol oynamaktır. Çünkü. bu sonınlar uluslara-
rası zeminlere intikal etmiş. Bugün uynadığımız
rol, uhısbu-arası zeminde bunlar yürürken iyimser
havayı ve jyimser ortamı mahafaza etmeye yardıın-
aounaktuf
Demirel, K.Irak'ta bir gelişme olup olmadığıntn
sorulması üzerine, eskisinden farklı bir durum ol-
madığını belirtti. "ABDDışişieri Bakanı Albnght.
Talabani ve Barzani ile görüştü. Bir şey mi var ora-
da" sorusuna Demırel'in yanıtı "Satranç tahtast-
dır ve beffi taşlar var. Bu ta$-
lan her zaman için şöyle ve-
ya böyle oynamak mümkün.
Ve zaman da ona müsah. Za-
man zaman taşlar böyle, za-
man zaman övİe oynanıyor"
oldu.
'Banşsûred
attmfirsat'
SIT cüanındokiyıkıma mahkeme engeti
SİT alam ofanası nedeniyie izinsiz tek bfr çivmin dahi
çakdnıamasi^rekeııSâleyinaniye'dekikaçakçokkatn
otopark inşaatmı yıkundan. mabkemenin yfirütmeyi
durdurma karan kurtanh. İmardan sorumhı Eminönü
Belediye Başkan Yardunası Coşkun Akso,
Sûlevmaniye-Hoca Gıyassedm Mahaflea Tava^
Mastak Sokak'taki otopark inşaatuun, hlçbfr tzin
ahnmadan tümüyle kaçak sürdürüldûğünü befirterek
"bşaatı 7 kez mühürfcdik, her defaanda muhürler
sökükrek iajatfa devmm edBdi Belediye eocümeniain
vcrdigi yılam kararmı yarm (bugûn) uygulanıak izere
toooi hsnrbidanmızı tgnw>nıtonnsftİL ancak mesai
bhimine 15 daldka kaia bize ulaşarüan tstanbul 2. tdare
Mahkemesi'nin 'yürütmeyi durdurma' karan üzerine
yıknnı şündüik durdunnak zorunda kakük"' dedi.
Mmar Sinan bköğretim Okuhı'mm arkasmdaki alana
yapdan Sıddık Erdoğan \e Osman Asilsoy "a ait mşaat
atam üzerindeki tarihi evterin de izinsiz ydakbğı ve
inşaat sahipJerinin bu suç nedeniyle de yargılandıklan
beiiroM.
Ankara'nın diplomasi çabası• Baştarafı 1. Sayfada - -
tran'ın iki komşu olduğuna işaret etti.
Demirel, "Probkmler ne olursa obun
hep banşçı yöntemle çözdük" karşılığı-
nı verdi.
Demirel, "Suriye gibi bir durum olur
mu" şeklinde yinelenen soruyu "Şim-
diük degU" diye yanıtladı. Ecevit Tah-
ran yönetimine uyanlanm dün de sür-
dürdü. Ecevit gazetecilerin sorulannı
yanıtlarken tran'ın, sının aştığı iddia
edilen iki Türk askerini henüz serbest
bırakmadığını söyledi.
Erlerin bir an önce bırakılması için
gerekli işlemlerin yürütüldüğünü kay-
deden Ecevit, "Dün(öncekigün)desöy-
lemiştim: eğer böyle bir sınır aşma ola-
yı obnuşsa herhalde kasıth değUdir, ka-
sıtb olması da söz konusu olamaz. İki
askerfaniz tran'ı istfla etmeye kalkışa-
cakdegıuerdir"dedı
Ecevit, olayın bir an önce olumlu bir
şekilde sonuçlanmasını beklediklerini
vurgulayarak şöyle devam etti:
"Bu arada bizim tran'dan baa ya-
lanmalanmız vur. PKK'nin Suriye'de-
ki varlığı büyük öiçüde azaldı; fakat Su-
riye'nin yerini şimdi Iran büyük öiçüde
almış gözüküyor. PKK'ye kucak acı-
yor. Bu komşuluk ve dostluk ihşkileriy-
le ba£daşmayacak bir da> ranışür. Bu
konuda Iran yönetimiyle anunızdaki
görüşmeler sürecektir.'"
Ecevit, Türkiye'nin hiçbir ülkenin
içişlerine kanşmadığını, kendi içişleri-
ne kanşılmasına da izin vermeyeceği-
nı belirterek "Kraz da kendi krişlerin-
de yaratbğı kargaşadan kaynaklanan
bazı gelişmeler var. Dikkatkr bu konu
üzerine çekilmek isteniyor. Son zaman-
larda PKK'ye, İran eskisinden çok da-
ha ileri öiçüde kucak aşmış görühıyor*
diye konuştu.
Sorunlann masada çözülmesi için
Dışişieri Bakanlığı'mn girişimleri de
sürüyor. Iran'ın. sınınndaki bir karargâ-
hın Türk savaş uçaklan tarafından bom-
balandığı iddiası üzerine kurulması ka-
rarlaştınlan heyet yann sınıra gidecek.
Dışişieri Bakanlığı Ortadoğu Dairesı
yetkilileri ile aralannda havacılann da
bulunduğu askeri yetkililerden oluşan
heyet, lranlı muhataplanyla görüşecek
ve incelemeler yapacak.
tran'ın Ankara Büyükelçisi Muham-
medHüseyinLavasanidün Dışişieri Ba-
kanlığı'na çağnldı. Lavasani ile Dışiş-
ieri Bakanlığı Müsteşar Vekili Faruk
Loğoghı görüştü. Büyükelçi, görüşme-
nin ardından gazetecilere yaptığı açık-
lamada. "tki Türk askerinin sabveribne-
si için yapabikceğimin en iyisini \apiyo-
rum. Nüfuzumu kuUamvorum" dedi.
Görevı sırasında iki ülke arasında. ikisi
Ankara da. ikisi Tahran'da olmak üzere
4 yüksek güvenlik komitesı toplantısı
yapıldığını anımsatan La\
r
asanı, iki ta-
rafin " herhangi bir şikâyetya da kkfiada
bulunmadan öoct" konuyu bu komıte-
lere getırmesı gerektiğini söyledi.
îran, Ecevit'i suçluyor
Tahran radyosu, Iran'ın PKK'ye des-
tek veTdiğini vurgulayan Ecevit'i *^o-
rumsuz ve gergüüik peşinde'' olmakJa
suçladı. Radyonun yorumunda, bu tıp
gerginliklerin genellikle Türk basınının
çıkardığı ileri sürülerek "Ama bu kez
gerginlik peşinde olan Türkiye Başba-
kam'nın kiendisidir. Türkiye'den bir tek-
nik beyetin Tahran'a gelmesi sırasında
diptomatik ohnayan bir tutum takın-
nuşür" denıldi. Yorumda, Türkiye'nin
bölgedejandarma rolü oynamak istedi-
ği iddia edildı. Ecevit, tran'ın resmi ya-
yın organında yapılan değerlendirmeye,
"Bu konuda polemiğe girmek istemiyo-
rum. tran ile dosttuk iüşkilerine ve işbir-
liğine çok büyük önem \erdigimizi. be-
nim şahsen öteden beri buna çok önem
verdiğimi söyledim. Umarun ilişkfleri-
miz daha sağlıkh bir yöne girer" y anınnı
verdi.
OSS'ye yerıî diizen
• Baştarafı 1. Sayfada
öngörmediklerini vurgulayan Gürüz,
"Ancak, sına\r
takviminin değiştirDme-
sini ve AOBP'nin sına\ sonucuyla bir-
Bkteaçıklanmasınıöngörenbirçahsma-
mız var. Hazuiüdan sürdürüjoruzr
de-
di. Gürüz, sistemin gelecek yıl rayına
oturacağmı, taban puanlann belirlen-
miş olacağım ve eleştirilerin de sona
ereceğini söyledi. Öğrencilerin daha
önce puanlannı bilmeden tercih yap-
mak zorunda olduğuna işaret eden Gü-
rüz, "Eleştirilerin hepsi laf" dedi. Gü-
rüz, smav sonuç belgelerinin çok daha
kısa bir sürede öğrencılere ulaştınhna-
sı için PTT ile görüşmeler yaptıklannı
dabildirdi.
ÖSYM Başkanı Dr. FethiToker, ağır-
lıklandınlmış ortaögretım başan puanı-
nın verimli mi. verimsiz mi olduğunun
puanlann hesaplanmasıyla ortaya çıka-
cağını kaydetti. AOBP'nin yerleştirme-
ÖSS puanına etkisini araştırmak üzere
çalışmalar yaptıklannı kaydeden Toker,
"OkuJlar. öğrencilerin dipkıma noüan-
nı göndermeye başladı. Biz bu ortaöğ-
retim başan puanlannı, öğrencilerin ög-
renim gördüğü okulun ÖSS ortalaması
ile ağıruklandıracağız'' dedi. Ağırlık-
landırma ışleminden sonra bu konuda
net konuşabileceğini vurgulayan Toker,
"Sonuçlan görmeden konuşmak erken.
Olumsuz bir tablo çıkarsa, ona göre dü-
zenleme yapdn-" dedi.
NHeBkBöğrenci
Üniversiteler, yeni sınav sistemiyle
gelecek öğrenci profılini beklemeye
başladı. Sınavın teke indirilmesi nede-
niyle öğrenci profilinde önemli bir de-
ğişme olmayacağını düşünen üniversi-
te rektörleri, herkesin en nitelikli öğ-
renciyi kapma yanşında olduğunu an-
latülar. ODTÜ Rektör Yardımcısı Prof.
Dr. Aybar Ertepınar. ezberci eğitim an-
layışı ile dershanelenn test tekniklen-
ne alışan öğrencilerin üniversıtede zor-
landıklanna dikkat çekti. ODTÜ'ye ge-
len öfrencilerin diğerlerine göre çok
daha başanlı olmasına karşın temel bi-
lim derslerinde ikinci dönem zorlandık-
lannı vurgulayan Ertepınar, "Şimdi ye-
ni snavla nasd öğrenci geleceğini btlmi-
yoruz" dedi. Ertepınar, öğrencileri ma-
tematiğe hazırlamak amacıyla hazırlık
sınıflanna konulan Calculus-Pre adh ön
matematik dersi programmm öğrenci
profüine göre devam edip etmemesi yö-
nünde karar vereceklerini söyledi.
Hukukun Egemenliği Derneği Genel
Başkanı Erdem Akyüz, gelecek yıl ya-
pılacak öğrenci seçme smavmın (ÖSS)
okullar kapanmadan yapılacağı, lise 3.
sınıfı "kaybolan bir eğitim yıh" haline
dönüştüreceği, ortaöğretim başan pu-
anlannı da okullann sınav ortalaması-
na göre ağırlıklandırdığı için iptaüni is-
tedi. Damştay'a dava açan Akyüz,
"YÖK üyeferi, biraz daha az tatil yap-
sınlar" dedi. Akyüz, dava gerekçeleri-
ni şöyle sıraladı:
- Okunmayan konular, smav sorusu
olmaktadır. Öğrenci, tam olarak ta-
mamlayamadığı bir öğretim dönemin-
den sorumlu tutulmaktadır. Lise 1 ve li-
se 2. sınıf bilgileri, üniversiteye seçil-
mek için yeterli değildir. Önceki yıllar-
da ÖYS, 26 Haziran'da yapılu-dı. Bu
nedenle YÖK üyeleri biraz daha az ta-
til yapsınlar da smavı dönem sonuna
yetiştirsinler.
- Hesap yöntemi, gerçekten bir uz-
manlık haline gelen puan ortalamalan,
okul ortalamalan, sapmalar, faıklar, öğ-
rencileri bilinçli seçim yapmaktan ah-
koymaktadır.
- Okul başan puanlan, bireysel başa-
nlann önüne geçmektedir. Okuduğu
okula göre öğrencinin başan puanı yük-
selmekte ya da düşmektedir. Okullar,
öğrenci kapma yanşına ginnektedir.
Haksız notlarla okulun başan or-
talaması yükseltilmeye çahşılmaktadır.
Demirel, Ras El Tin Sara-
yı'nda Mısır Devlet Başkanı
Hüsnü Mübarek tarafından
resmi törenle karşılandı. tki-
li görüşmenin ardından dü-
zenlenen ortak basın toplan-
tısında konuşan Demirel,
Ortadoğu banş sürecini "ka-
çınlmaması gereken altm bir
firsat" olarak değerlendirdi-
ğinı belirterek "Türldye ba-
şından bu yana, Ortadoğu
banş sürecinin en büyük des-
tekçisjdir" dedi. Demirel,
imzalanan anlaşma ve pro-
tokollerin her iki tarann, ikı-
li ilişkilerin daha da ilerle-
mesi için duyduklan arzuya
katkı sağlayacağını belirtti.
Mûbarek'e davet
Demirel, 10 gün önce ts-
rail, Filistin ve Urdün'e yap-
tığı ziyaretle ilgili değerlen-
dirmelerini Mübarek ile pay-
laşöğını belirtti. Demirel,
Mübarek'i Türkiye'ye davet
etti. Mübarek de,Demirerin
davetinden duyduğu mem-
nuniyeti dile getirerek bu yıl
sonunda ya da gelecek yılın
başında Türkiye'yi ziyaret
edeceğini bildirdı.
Mısırlı bir gazetecinin,
"tldniz de tsrail Başbakanı
Ehud Barak ve Filistin Devlet
Başkanı Yaser Arafat ile gö-
ruştünüz. tyimser misiniz,
kötümser misiniz'' sorusuna
Mübarek, "Kötümserügi
unutun. Barak ile Arafat ya-
nn (bugün) görüşecekİer.
Bekkyelim ve görüşmenin
sonuçlaruu görelim. Iyimse-
rim, kötümser degilim" ya-
nıtını venrken Demirel, "S«-
yın Mübarek'in görüşlerini
paylasryorunr dedi.
Demirel, Mübarek'in kit-
le imha silahlanyla ilgili gi-
rişimlerini nasıl değerlendir-
diğinin sorulması üzerine de
"İyi bir girişim" dedi. Mü-
barek, bir Türk gazetecinin,
"Kıbns'ta federasyon mu,
konfederasyon mu? Naal de-
ğerleodiriyorsunuz" sorusu-
na, "Tam fbtoğrannı çekmek
lazun. tki tarafarasmdaki bir
konu" yanıtını verdi.
Demirel döndü
Demirel, Ankara'ya dö-
nerken uçakta gazetecilerin
sorulannı yanıtladı. Ziyare-
tinı "kısa ama gayet faydah"
olarak değerlendıren Demi-
rel şunlan kaydetti: "Büiyor-
sunuz, 1954'te Nasır'm ida-
reye A koymaSl rannnınrian
bu yana epeyce soğuk dur-
duk. Şimdi bu münasebetler
çok iyi Sıcak tutmak lazun."
Enerji konusuna da deği-
nen Demirel, ülkenin 50 mil-
yar metreküp daha doğalga-
za gereksinimi olduğunu
vurgulayarak "Bizim bura-
dan enerji almaya başkma-
nuz lazım. Şimdi enerji iki
gnıpta olacak. Bir tanesi
eiektrik şeklinde olacak ki,
hatlar baglanacak. Buniann-
ki ve bizimki Suriye'ye bağ-
landığı zaman hatiar bağlan-
mış olacak" diye konuştu.
Demirel, "lsrail'le anlaşma-
lardan sonra Suriye'nin de
etkisiyle Arap dünyası 0e BSş-
Idler zedelenmişti. Bu gezi-
den sonra düzebne yoluna
girdi diyebüir miyiz" sorusu-
nu da şöyle yanıtladı: "Ha-
yır söyleyemeyiz. Ama du-
rumda bir hayli düzebne var.
Şimdi Arap dünyası diye bir
olay var. Arap dünyası olayı,
bugün olan bir olay değiL"
G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
Ortadoğu için birinci olasılığı yürekten dilediği-
mizi vurgularken, ikincısinin göz ardı edilmemesi
gerektiğini de aktarmış olalım. Zira, bölgede buz-
dolabına konmuş o kadar çok şey var ki, onlar
çoktan bozulmuş, başlangıçtaki özelliklerini yitir-
miştir!
Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Mısır'a
yaptığı bir günlük "çalışma ziyareti" buzlann çö-
zülmesi sürecjnde yapılabilecek,"fe/7J/zy//(" işlerini
de içeriyordu.
Böigeye kuşbakışı uzandığımızda iyimser olma-
yı sağlayacak kimi veriler de yok değil.
Israil'den başlarsak... Temmuz ortasındaki Ku-
düs-Gazze-Akabe gezisinde dikkatimizi çeken ko-
nulardan biri şuydu:
Bölgede ciddi bir "gerginlikyorguniuğu" var. Kı-
sa süreli geziler, kalıcı saptamalara izin vermez, a-
ma ilk izfenimimiz de bu olmuştu. Israil'de Neden
yahu.. affedersiniz Netanyahu döneminin estirdi-
ği havadan farklı bir iklim var. Barak, sekiz partiyi
43 günde bir araya getirdi, hükümeti kurdu. Yeni
hükümet için Israil'de genel kabul gören tanım şu:
Israil Ehad hükümeti...
Yani, "tek Israil"... " »'- '
Barak'ın daha başbakanlık komjğunun sıcaklı-
ğını hissetmeden ABD'ye uçup, CRnton'la ayak-
lan yere basan görüşmeler yapması banşa yöne-
lik iyimseriiği güçlendiriyor.
Filistin'in temel kaygısı şu:
Israil, Lübnan ve Suriye ile banş yapar da, biz ta-
ça çıkar mıyız?
Türkiye'nin buna verdiği karşılık şu:
Israil-Filistin banşı, Ortadoğu barışının çekirde-
ğidir!
Cekirdeksiz meyve olur mu? Bilmem... Gen mü-
hendisliği baş döndürücü hızla gelişiyor da!
Ağzımızdan yel alsın, diyelim; banş sürecinin be-
raberinde terörü getirmesinden endişe ediliyordu.
Böyte bir olumsuzluk yaşanmadı. Gazze'de soh-
bet ettiğimiz Filistinli gazeteciier, Arafat'ın arkasın-
daki halk desteğinin yüzde 80'in üzerinde olduğu-
nu söylediler.
Buğu Gölü!
Suriye'den değişik haberler geliyor... Türkiye'nin
yaktaşımı şu:
"Suriye düşmanımız değildir. Teröre verdiği des-
teği de kesti. Bu konuda bize verdiği sözleri tutu-
yor. Adana mutabakatı yürüyor."
Bu çerçeve Israil yönetimini de rahatlatmış gö-
rünüyor. Geçen hafta sonu Suriye Devlet Başkanı
Hafız Esad, Ispanya Başbakanı Jose Maria Az-
nar aracılığıyla Barak'a haber gönderdi:
"Görüşmelere başlamaya hazınm."
Barak da buna olumlu yanıt verdi, Bakanlar Ku-
rulu toplantısında durumu degerlendirdi:
"Suriye ile müzakereier Kuğu Gölü'nde tekne
gezintisine benzemeyecek!"
Buğu Gölü olmasın da!
Ürdün'de, "Kral öldü yaşasın kral" geçişi ta-
mamlandı. Akabe şehir merkezinde rastgele do-
laştığımız hediyelik eşya satıcıları, elimizi sıktıktan
sonra Kral Abdullah'ın rozetini vermeyi ihmal et-
medi. Nüfusunun neredeyse yüzde 6O'ı Filistinli
olan Ürdün'ün çiçeği burnunda yeni kralı Abdul-
lah, sanınz Israil-Filistin banşını isteyenlerin başın-
da geliyordur.
Bu dalgalı şeridin ait ucuna, Mısır'a gelirsek...
Arap dünyasının ağabeyjiğini kimseye kaptırma-
maktan yana olan Hüsnü Mübarek, Barak'la gö-
rüşmesinde iyimserdi. Arap dünyası nedense Mı-
sır'ın Israil' le kurduğu iyi ilişkilere ilişmiyor, Türki-
ye'nin attığı her adıma, önyargıyla bakıyor. Tabii bu
yaklaşımın Mısır açısından bir sakıncası yok!
Banş sürecine gidişte buzlar erirken, bir demeç
bile tüm adımlan "tuz-buz" edebilir. Banş, akıllı in-
sanlann işi. Duygular öne çıkınca akılda da buz-
lanma başJıyor.
Israil'in Suriye ile kuracağı ilişkiler, çekirdeğin et-
rafını örebilir. Belki Esad da oğlu Başar'ı iktidara
hazırlarken, bunun banş ortamında olmasını isti-
yordur!
Bölgedeki her ülkenin içten içe netleştirmeye
çalıştığı soru işe şu:
- Iran'da bundan sonra ne olur?
HîzbuOah9
ın kaset yöntemi
• Baştarafı 1. Sayfada
rasyonlarla birlikte bu mev-
zilerini tamamiyle yitirdi.
örgütün bilgisayar disketle-
rindeki militan listesi belir-
lenirken, çok sayıda kuryesi
yakalandı, haberleşme şifre-
leri çözüldü. Militan ve sem-
patizanlanna ulaşmakta bü-
yük bir sıkıntı çekmeye baş-
layan Hizbullah'm, dikkat
çekmemek için örgütlenme
ve propaganda faaliyetlerini
yandaşlanna gönderdiği ses
kasetleriyle sürdürmeye ça-
lıştığı belirlendi.
Diyarbakır Devlet Güven-
lik Mahkemelennde yargı-
lamalan süren Diyarbakır,
Batman ve Mardin llim
gruplannın duruşma tuta-
naklannda yer alan kaset çö-
zümlerinde, çatışmalar sıra-
sında öldürülerek Diyarba-
kır'm Silvan ilçesi Yolaç ve
Çınar ilçesi Bulutçeker köy-
lerindeki Hizbullah mezar-
uklarma gömülen militanla-
nn yaşamlan da aynnnlı ola-
rak anlatıhyor.
Kasetlerde "şehit" olarak
söz edilen militanlann ya-
şamlarının Hizbullah yan-
daşlan tarafından ömek
alınması ve bu uğurda müca-
dele edilmesi gerektiğine
yer veriliyor. Türkçe, Kürt-
çe ve Arapça doldurulan ses
kasetlerinin tran'da hazırla-
mp Türkiye'ye gönderildiğı-
nin belirlendiğini belırten
üst düzey bir güvenlik yetki-
lisi şu bilgileri verdi:
"Hizbullah son 3 yıl içinde
ağır darbeler >vdi. Eskisi gi-
bi cami ve mesdtlerde top-
lanü yapamıyorlar. Güney-
doğu'daki tabanım kaybet-
memeyeözen gösteren örgüt,
yandaslanyla sürekli ilişld
içinde ohnaya gayTCt gösteri-
yor.
Hizbuuah, tabamyia Oeti-
şjmi şimdi deteyp kasetleriy-
le sağlamaya çahşıyor. Bir za-
manlar PKK de teyp kaset-
leriyle propaganda yaparak
taraftar toplamaya çalışıyor-
du. Hizbullah militanlan ta-
rafindan bu kasetier çeşitti
yöntemlerle sempatizaıılara
ulaşonlıyor. Kasetlerde ör-
gütün son durumuyla ilgili
taraftarlanna bflgi veriliyor,
yeni eylem stratejileri duyu-
ruluyor. Orgütün yeni grfiş-
tirmeye çalıştirdıgı bu takti-
ğe karşı başlatılan operas-
yonlar devam ediyor."
Bu arada, Hizbullah'm
Türkiye 'deki tslami basm ve
yayın organlannı kendileri
aleyhinde yayın yapmama-
lan için uyardığı ileri sürül-
dü. Hizbullahçılann, tslami
basma,"Lehimizde yazıp çi-
zemeyeceğinize göre aleyhi-
mizde de yayın yapmanızı is-
temiyoruz" dediği iddia
edildı.