24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 1999 CUMARTESİ HABERLER Banker * Bako'nun sorgulaması • tstanbul Haber Senisi - Banka dolandıncılığından hakkında kesinleşmiş 18 yıl ağır hapıs cezası bulunduğu halde 3 yıl önce cezaevinden yanlışlıkla tahliye edilen ve 3 gün önce yakalanan "Banker Bako" olarak tanınan Baki Cengiz Aygün'ün sorgusu sürüyor. İstanbul Mali Şube Müdürlüğû'nde gözaltında tutulan "Banker Bako"nun kendılennı dolandırdığını belirten çok sayvda kişinin emniyete başvurduğu bildirildi. Sorgusunda kamuoyunca tanınan çok sayıda kişinin kendisine yardım ettiğini belirten Aygün'ün, sorgusunun tamamlanmasmın ardından Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne verilecegi öğrenildi. İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nın da Aygün hakkında soruşturma başlattığı öğrenildi. Aziziye İlkögretim Okulu kapatridı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu, 8 yıllık kesintisiz temel eğitim kapsamında inşaatına başlanan 343 okulun en geç 1999 yılı sonuna kadar tamamlanacağını kaydetti. Bostancıoğlu, kılık kıyafet yönetmeliğini uygulamayan Ankara'daki Özel Aziziye ilkögretim Okulu'nun da kapatıldığını bildirdi Ahmet Kaya'ya soruşturma • İstanbul Haber Senisi - İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Ahmet Kaya hakkında Bağcılar Cumhuriyet Başsavcılığı'na ihbarda bulundu. DGM Cumhuriyet Savcısı MuzafFer Yalçın tarafindan gönderilen ihbarda, Kaya'nın, Almanya'nın Münih kentınde verdiği bir konser sırasında yaptığı konuşmada, "Arabamı şerefsizlerin memleketinde bıraktım" şeklinde ifade kullandığının Hürriyet gazetesinin 20 Temmuz 1999 tarihli sayısında yer aldığı belirtiliyor. ihbarda, Kaya hakkında, TCY'nin 159'uncu maddesi gereğince, "Türklüğün manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif" suçundan, 6 yıla kadar hapis cezası istemiyle kamu davası açılması isteniyor. İHD'nin işkence' raporu • İstanbul Haber Servisi - Insan Haklan Derneği (İHD) haziran ayında sadece Istanbul'da 36 kişinin işkence ve kötü muamele gördüğünü öne sürdü. İHD'nin "Aylık thlal Raponı"nda, 47'si çocuk, 221 "i kadın, toplam 1037 kişinin gözaltına alındığı; 5 basın mensubunun saldınya uğradığı, 2 gazete ve derginin basıldığı, 7 basın mensubunun da gözaltına alındığı belirtilerek 27 gazete ve derginin toplatıldığı kaydedildi. Sansürün kaldınlışının 91. yıldönümünde 'sansürsüz habercilik' savaşımı devam ediyor 6 Basın özgiirlüğü yetersiz' ANKARA/İSTANBUL (Cumhuriyet) - Basında sansürün kaldınlışının 91. yıl- dönümünde, sansürü kaldırma mücade- lesinin hâlâ sürdüğü belirtilerek, düşün- ce, ifade ve basın özgürlüğü önündeki en- gellerin kaldmlması istendi. Türkiye Barolar Birliği Başkanvekili Burhan Karaçelik, basın özgürlüğünün demokratik rejimin sağlıklı gelişip yer- leşmesinin başlıca koşullanndan oldu- ğunu vurgulayarak. basının noksansız ve kusursuz bir özgürlük ortamında çalışma- sı gerektiğını söyledi. Karaçelik, "Türkiye Barolar Biriigj olarak basının bugünkü özgürlüğünü ye- terti görmüyoruz. basın özgürlüğünün daha ileri. daha demokratik düzevlere ulaşmasını bekliyor ve istiyoruz" dedi. Görsel ve yazılı basının zaman zaman gösterdiği sorumsuzluğu üzüntüyle kar- şıladıklannı kaydeden Karaçelik. "Açık- ça bilinmelidir ki basın, sorumiuluğunu unutmadığı ölçüde daha fazla özgüıiüğe hak kazanır ve kendisine özgürlük yolu- nu daha etkili olarak açar* dedi. Basının haberlen hıç yorum katmadan tarafsız olarak vermesinın gerekliliğine işaret eden Karaçelık, "Kişüere >önelti- len suçlamalar ne kadar vahün olursa ol- sun, basın yargısız infaz yolunu terdh et- memeBdir. Yargmm yerini almamah, et- kinliğini azaltacak, golge düşürecek nite- likte yaymlar yapmamalıdır. Halkın his- lerine değU, aklına hitap etmelidir" diye konuştu. Basının yaptığı yanlışlık ve sap- malann onu baskı altına almak, sustur- mak ve basın özgürlüğünü kısmak için vesile olmaması gerektiğını vurgulayan Karaçelik, "Bütün bu sapma ve yanhşhk- lann önlenmesi ve giderilmesi ve hatta gerektiğinde cezalandıniması basmın ken- di oluşturduğu kurul ve kuruluşlarca ya- pılmahdır" görüşünü dile getırdı. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ziya Sonay. anayasa ve ya- salarda basın, düşünce ve ifade özgürlü- ğünü kısıtlayan hükümlerin bulunması nedeniyle yüzlerce gazeteci, yazar ve ay- dının hapis ya da para cezasına mahkûm edildiklerini anımsatarak. radyo ve tele- vizyonlarda da ilkel bir yöntemle ekran karartma ve yayın durdurma cezasuıın sür- mesındenyakındı. "Tiimbunlanndışın- da bir de basın emekçileri patronlann uyguladığı sansürünalbnda görev yapma- va çahşmaktadır. Medya organlanna sa- hip olan sermaye gruplan kenditicariçı- kaıianna uygun biçimde yönlendirici yaym poütikalan iztemektedirler'' diyen Sonay, bu nedenle meslek ilkelerinin ayaklar altına alındığını, kamu görevinin bir kenara itıldiğinı ve kımi gerçeklerin halktan saklanmaya çalışıldığını vur- guladı. Sonay, hükümetten anayasa ve yasalardaki gerekli değişıklikleri bir an önce yaparak, düşünce, ifade ve basın özgürlüğü önündeki engelleri kaldır- masını istedi. Tutuklu gazeteci sayısı Etiyopyave Ruanda ile birlikte sınıfta kaldık ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), Türkiye'yi basın özgürlü- ğü açısından Etiyopya, Ruanda gibi üçüncü dünya ül- kelen ile aynı sınıfa koydu. Türkiye, dünyada en çok gazeteci hapseden beşinci ülke oldu. RSF'nin yayımladığı bültende, Çin ve Suriye 11 'er gazeteci ile en çok gazeteci hapseden ülkeler arasın- da ilk sırada yer aldılar. Türkiye 6 gazeteci ile Etiyop- ya ve Burma'nın ardından en çok gazeteci hapseden 5. ülke oldu. Avrupa ülkeleri arasında, gazeteci hap- seden Türkiye ve Yugoslavya olmak üzere yalnız iki ülke var. Çoğu üçüncü dünya ülkesi olan 19 ülkeden 64 hü- kümlü gazetecinin derhal ve koşulsuz salıverilmesini ısteyen RSF, 7 ülkeden 12 tutuklu gazeteci için de ye- niden ve adil yargılama istedi. RSF, Türkiye'den gazeteci ve yazarlar ismailBeşik- çi, DoğanGüzel, HasanÖzgün ve AytenÖztürk'ün ser- best bırakılmasını istedi. Sınır Tanımayan Gazeteci- ler Örgütü'nün *^enidenveadilyargıtoma''istediği ga- zeteciler de Atılım gazetesinden Asiye Z-eybekGüzel ve Selam gazetesinden Nureddin Şirin. RSF. Özgür Bakış Gazetesi Yazıışleri Müdürü Ha- san Deniz'in Ocalan davası ile ilgili yazılan nedeniy- le DGM'de hapis cezasına çarptınlmasını da kınadı. Yargılamanın sivil olmayan mahkemede yapılmasını eleştiren RSF, Deniz'in yazılannda şiddete çağnda bulunmadığını savunarak serbest bırakılmasını istedi. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Ülkede Gün- dem Gazetesi Yayın Yönetmeni AK Kemal Sel, muha- birler Eymal Kaplan ve Ayşe Oyman ıçın de adil yar- gılama istedi. Malatya Devlet Güvenlik Mahkemesı, gazetecileri yasadışı örgüt üyelerine yardım ve yatak- lık yapmaktan Türk Ceza Yasası'nm 169. maddesi uyannca 3'er yıl 9'ar ay hapis cezasına çarptırmıştı. Gazeteciler, tutuklu bulunduklan süre göz önüne alı- narak serbest bırakılmışlardı. CPJ Müdürü Ann Cooper ve Ortadoğu sorumhısu Jod Campagna, Pera Palas Otelfnde düzenledikleri toplanbda hûkümeti eteştirdL CPJ, gazetecikre acdan davanın iptaimi istedi CPJ, lıükümetleri suçladı İstanbul Haber Servisi - Ga- zetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Türkiye'de hükümetlerin basın özgürlüğü konusunda ver- diği sözleri yerine getirmediği- ni, gerekli yasal düzenlemeleri yapmadığını belirtti. CPJ yetkılılen, gazetecilerhak- kında açılan ceza davalannın ip- tal edilmesini, TGC'nin basın özgürlüğü ve basın suçlannın er- telenmesine ilişkin yasa değişik- liği önerisine de öncelikle yer verilmesini istedi. Merkezi New York'ta bulunan ve yurtdışında görev yapan Amerikalı gazeteci- lerin kurduguCPJ örgütünün mü- dürü AnnCooperve Ortadoğu so- rumlusu JoelCampagna, dûn Pe- ra Palas Oteli'nde düzenledikle- ri toplannda, Türkiye'de gazete- cilerin "suç" raporunu açıkladı. CPJ yetkililen. Batı'da. gazete- miz yazan Oral Çahşlar ve Sa- bah gazetesi yazarı Andrew Fîn- kd'in davalannın dıkkat çekicı bulunduğuna işaret ederek bu isımierin yargılanmamast gerektiğini söylediler. Ann Cooper, döneminBaşba- kanı Mesut Ydmaz ve Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit ile yap- tiklangörüşmelerde kendilerine basın özgürlüğünün önündeki engellerin öncelikh olarak ele alınacağı sözü verildığini, ancak ertelenen af yasa tasansından başka biçbir ilerieme görmedik- lerini belirtti. 'Basın Özgürlüğü' ödülünü alan Melih Aşık, gazeteciliğin zorlaştığını söyledi 'Ântika sansür yerine gizli sansür' AYŞEY1LDIRIM ı Melih Aşık, okura büyük görev düştüğünü belir- terek basının özgürlüğü, bağımsızhğı ve haysiye- ti için mücadele vermek zorunda olduğunu söy- lüyor. Aşık, "Promosyonla veya benzeri dış des- teklerle yürüyen basın bir noktada tıkanır" diyor. durumda olduguna bakmak la- zım. Eğer bir ülkenın gazeteleri yalnızca gazetecilik yaparak ayak- ta duramıyorsa o ülkede ne bası- nın bağımsızhğı söz konusu ola- bilır, dolayısıyla ne de özgürlü- ğü... Ayaklan yürümeyen bir ada- mın seyahat özgürlüğü olsa ne olur, olmasa ne olur... Türk bası- nı maalesef bu zor noktada bu- gün... Neden bu noktadayız, bu- raya nereden geldik, diye sorarsa- nız... Yakın geçmişte bir dönemeç olarak Turgut Özal'ın "Yakmda 15 gazetekatacak" kehanetı anım- sanabilir. Aslmda bir kehanet de- ğil, bilinçli bir planın dışavuru- muydu o sözler. Kâğıda ve basın girdılerine yapılan olağanüstü zamlar, gazeteleri o dönemde hay- li sertçe silkeledi. Yalnızca gaze- 'Basın Ozgürlüğü" ödülü alan Milliyet gazetesi yazarı Melih Aşık, 90 yıl öncesınin "antika san- sür" biçiminin yerini bugün "şz- G sansür-oto sansür n ün aldığını belirtiyor. Sansür biçimlerinin ve baskı odaklannın çizdıği sımrla- ra uymayan gazetecinin mesleği- ni icra etmesinın de zorlaştığını vurgulayan Aşık. "Basının özgür- lüğü. bağımsızhğı ve haysiyeti icin mücadde> r ermekzorunda\Tz' ? dı- yor. Aşık ile basın özgürlüğü üze- nne konuştuk. - Türkiye'debasın özgürlüğü ne durumda? -Türkiye'de basın özgürlügünün ne durumda olduğunu anlamak için bizatihi basının kendisınin ne tecilikle geçinen kimi gazeteler el değıştirdi. Lx)tarya ve promos- yonun vazgeçilmezliği arttı. Ilan bağımlılığı yoğunlaşn. Sendikasız- laştırma hızlandı. Gazetenin ba- ğımlılıklan arttıkça gazetecinin bağımlılığı da artar... Bağımlılaş- tınlmış basın, bağımsızhğı dert etmeyen gazeteci tıplen yetiştir- mekte zorlanmaz. Nitekim bu yol- da az zamanda hayli mesafe almış durumdayız. Bütün bu zorlukla- ra rağmen özüne uygun gazeteci- lik yapmak isteyenlerin sayısı da az değil. Koşullar tersini dayatsa da pek çok meslektaş kelle koltuk- ta mesleği gereğince yapmaya gayret ediyor. -91 yriöncekalktı&söyienen san- sür gerçekten kalkn mı? - Bu bıraz komık kaçıyor ta- bii... Sansürün kalkışının kutlan- dığı her 24 Temmuz günü gaze- tecıler sansürden ve baskıdan ya- kınıyor. Belki de çok garip değil. Meselaher yıl ülkenin kurtuluşu- nu ve bağımsızlığını kutluyoruz. ama öte yandan emekli yaştnı bi- le özgürce tayin edemıyoruz. IMF'nin güdümündeyiz bir gü- zel. Yani kutlamakla mevcut du- rum birbirini tutmayabiliyor ki- mi durumda! Kaldı ki 90 yıl ön- cesinin antika sansür biçimi artık kalkmış da sayılabılır. Onun ye- rini gizlı sansür ve oto sansür al- mış durumda. Sansürbiçımlennin ve baskı odaklannın çizdiği sınır- lara uymayan gazetecinin mesle- ğini icra etmesi zorlaşıyor. - Bütün gazeteciler için gecerli mibu? -Tabiı, gazete yönetinüerine ve gazetecilerin kişilığine göre de- ğişıyor durum. Eger kendinize belli biryer yapmışsanız özgürlük alanınız genışleyebıliyor... Çalış- tığınız gazetenin kendine çizdiği bağunsızlık ve cesaret sının da önemli... -Bu zor noktadançılaşyohı ne- dir? -Mücadele... Basının özgürlü- ğü, bağımsızhğı ve haysiyeti için mücadele vermek zorundayız. Bu arada gazete sahiplerinin de kimi konularda kendi düşünce ve yar- gılannı netleştirmesi gerekir. Pro- mosyonla veya benzeri dış des- teklerle yürüyen basın bir nokta- da tıkanır... Çünkü gazete, gaze- te olmaktan çıkar. Tabii bu kav- gada okura da büyük görev düşü- yor... Unutmamak lazım kı, son tahlilde her şeyi belirleyen okur ta- lebıdır. îyi gazeteyı ve gazetecıyi ödüllendırip mesleği sulandıran, gazeteyi cezalandıran birokur ya- pısı, basının yannına en büyük katkıyı yapacaktır. -Sonuc- - Sonuçta her şey birbirıne bağ- lı olarak bozulma sürecinde iler- liyor. Siyaseti ve ekonomisiyle dı- şa bağımlılığı artan, gıderek fakır- leşen bir ülkenin basını ters yön- de ilerleyemez. Basının özgürlü- ğü, ülkenin genel manzarasındabir düzelme olursa ıstenen düzeyle- re ılerler. Yoksa genel düşüşten paymı ahr. Nitekim alıyor. Avukat Fikret İlkiz 'Sansürün varlığı hâlâ sürüyor' HaberMerkezi-Sansürün kaldınlışının 91. yıldönümün- de Türkiye Gazeteciler Ce- miyetı'nm "Basm Özgürlüğü'' ödülünü alan gazetemizin so- rumlu müdürü Av. Fikret tl- kiz, "kıhğı değişik otsa bfle" sansürün hâlâ varlığını sür- dürdüğünü söyledi. Haber, bilgı ve düşünceleri "alma hakkT ile bunlan "3etme" hakkının düşünce ve ifade öz- güriüğünün temel özelliği ol- duğunu \iirgulayan tlkiz, bu- nun önündeki engellerin kalk- ması için yine gazetecılere görev ve sorumluluk düştüğü- nü belirtti. Ilkız, sorulanmı- zı yanıtladı. - Sİ2ee 'sansür', 24 Tem- muz tarihi ile birlikte nasd de- ğeriendirilmeU? -Türkiye'de 1800'lü yıl- larda padışah veya hükümet eleştinlırse gazete ve matba- alar kaparılabilırdı. Mahmut Nedim Pasa. 11 Mayıs 1876'da ılk Sansür Kararna- mesi'ni yayımladı. IL Abdül- hamh sıkıyönetım kararna- mesiyleher şey yasaklanmış- tır. Abdülha- mit, dırenme- ler karşısında Kanun-i Esa- si'yı yeniden yürürlüğe ko- yacağını ilan etmek zorun- da kalır. 24 Temmuz 1908 günlü gazete- lerde bu 'ha- vadis' yayım- lanır. 24 Tem- muz günü Ik- dam gazetesi sahıbi Ahmet CevdetveSa- bah gazetesi sahibi Mihran, kendi aralann- da anlaşarak gazete prova-, lannı görmek ıçın gelen san- sür memurla- nnı 'Gazeteler hürdür.sansür yasaknr" söz- leriylegeriçe- virirler. Böy- lece bugün, basın tarihin- de 'sansürün kaktınküğı' gün olarak anılmaya başlanmıştır. - Bugün sansür yoktur ve- ya özgürlükler kullanıunak- tadır diyebüiyor muyuz? - Ashnda 'sansür' o gün kalkmadığı gibi, 91 yıldan beri bugün de uygulanmak- tadır. Kılığı değişik olabilir, ama siyasal iktidann uygu- ladığı biçimlerje varhğını sür- dürmektedir. Öncelikle kitle iletişim araçlannda çalışanla- nn 'can güvenfiği'ne ilişkin ciddi sorunlar vardır. Yazılan haberlerden, eleştiri yazıla- nndan dolayı yargılanıp ceza- evine gırmek her an olasıdır. Gazetecilerin korunması ıstis- na, hak ve özgürlüklerinin 'kısıüanroası* kural haline gelmıştir. Abdilpekçi cina- yetinm üzerinden 21 yıl geç- tı. Çetin Emeç 9 yıl önce öl- dürüldü. Uğur Mumcu katli- amının üzerinden ise 6 yıl geçmiş bulunuyor. TGC, iki gün önce Cumhurbaşkanı'nı zıyaret ederek "faili meçhul" gazeteci cinayetlerinın aydın- latılması talebinde bulundu. 19 ayda bir, ortalama bir ga- zeteci öldürülüyor. 47 gaze- tea cınayennın "fiüDeri'' meç- hul. 3 Mayıs Dünya Basm • TGC tarafindan 'Basın Özgürlüğü' ödülüne layık görülen gazetemizin sorumlu müdürü Av. Fikret tlkiz, sansürün 91 yıldır sürdüğünü söyledi. Basında çalışanlann 'can güvenliği'ne ilişkin ciddi sorunlar olduğunu belirten İlkiz, gazetecilerin korunmasının istisna; hak ve özgürlüklerinin kısıtlanmasının kural haline geldiğini vurguladı. Özgürlüğü Günü'nde açıkla- nan rakamlara göre 1998 yı- lında 28 gazeteci öldürülmüş. 117 gazeteci hapiste. 501 ya- yın kapatılmış. 697 gazeteci dövülmüş. 487 gazeteci gö- zaltına alınmış. Gazetecileri hapishaneye gönderen ülke- lerin basında Çin ve Etiyop- ya geliyor. Suriye ve Birman- ya'dan sonra beşinci sırada Türkiye var. SınırTanımayan Gazeteciler Örgütü verileri bunlar. Basm Konseyi'nin saptamalanna göre 1998 yılında hapishanede bulunan gazeteci sayısı 12'dir. Bası- nın önündeki tüm yasal engel- lerin kaldınlacağını söyle- yenlerellerinden gelse görme- yi, duymayı, konuşmayı hat- ta düşünmeyi yasaklayacak ölçüde 'İedbirler" ve "müey- yTdeter" peşindedirler. Laık demokratik hukuk devletine düşman asıl suçlular bırakı- larak suçlu diye '"gazeteciler" hapishanelere göndenlebiür. - Böyle bir ortamda 'basm özgürlüğü' gazetecilerin öz- gürlüğü müdür? - Sansürü tüm gücüyle geri getirmek için uğraş ve- renlerin geç- miş tarihleri unutulmama- lıdır. iletişim özgürlüğünün; insan haklan- nın, demokra- sinin olmazsa olmaz koşulu oldugu söyle- nerek hükü- met program- lan yazılmış- tır. Bu prog- ramlara inan- mak saflık olur. Çünkü demokrasiyı yasambiçimı- ne dönüştür- mek için gay- reti bulunma- yanlann siya- sal iktidarda oldugu bilınen bir gerçektir. Ancak 'bası- nm hürohna- a'veya'basm özgürlüğü' gerçekte gaze- tecileriçin im- Oyaz değildir. Aslmda düşün- ce ve ifade özgürlüğü; temel insan hak ve özgürlüğüdür. Bu özgürlük, demokratik sü- recin basta gelen yaşamsal öğesidir. Düşünce ve ifade özgürlüğünün iki temel özel- liği vardır. Haber, bilgi ve dü- şünceleri 'ahna' hakkı ile el- de edilen haber, bilgi ve dü- şünceleri 'fletme' veya baş- kasına ulaştırma hakkı. Ha- berlerin toplanması ve halka yayıbnası ışinde görev yapan gazetecilerin etkili biçimde korunması zorunludur. "Ga- zetetderin korunmaa" kavra- mmın içinde yer alan asıl hak ve özgürlük ıse "iletişim hak ve özgürlüğü" veya "bilgi edinme hakla"dır. Gazeteci- lerde bu hakkı imtiyaz kabul etmemelidir. Gazeteciler bil- giye, habere ilk ulaşan vebu- nu insanlara hemen duyur- makla, haber olarak vermek- le görevli olan toplumun en dınamik çalışan kesımidır. Özgürlüğü savunmak, elde edilen bilgıyi yorumlayıp in- sanlaraulaşnrmak, Türkiye'de en zor işlerden birisi... Bu güçlüğü aşabilmek herkesın sorunudur. •• , «•v- 7-17TUUHZia İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı 6. Uluslararası istanbul Caz Festivali programında 10 Temmuz 1999 tarihinde yer alan Patti Smith konserinin gerçekleştirilmesindeki değerli katkıları için Gön'e teşekkür eder. FE5TİVAL SPONSOfnJ HfiVİIIIİİ ısTiuıuı 6.UIUSIARARASI CKZ FESTIVM.1 7-17THHHU199S Istan İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı 6. Uluslararası istanbul Caz Festivali programında 11 Temmuz 1999 tarihinde yer alan Suzanne Vega konserinin gerçekleştirilmesindeki değerli katkıları için Microsoft Türkiye 'ye teşekkür eder. Mî&osott PESTİVAİ. SPONSORU Cıimuriy»! m Hotel Turquoise % Side Turkey ••••• Nehir kaynaklarına jeep safariler, efsane Köprüçay'da rafting, Sorgun Ormanları'nda binicilik kurslan, trekking ve jogging için doğal parkurlar, belki de bir kısmını sizin keşfedeceğiniz dokunulmamış antik medeniyetler... Hepsinin ortasında Akdeniz'in tam kıyısındayız. Çocuklarınıza Aqua Park ve Mini-Club'ü unutmadık. Akdeniz lezzetleri ve düzeylı serviste hayli iddialıyız. Hotel Turçuoise, Avrupa'nın en büyük tur operatö'rü TUI'nin, tüm dünyadaki 10.000 anlaşmalı oteli arasında en iyi servıs veren 100 otel arasına girmiştir. İKİ KİŞİLİKODADA KİŞIBAŞIY/P 1 6 . O O O . O O O . - T L . î-'.^-î • 04 Yaşücretsiz, 7-12ya$%50indirimli Tel.: 0242 756 93 30 Faks: 0242 756 93 45
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle