24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 1999 CUMARTESİ 4 HABERLER DUNYADA BUGUN ALt StRMEN 22 Temmuz'un Anlamı 22 Temmuz'un gelişi, geçen yıldan bettiydi. Asya'da patlak verip Rusya'ya sıçrayan 1998 krizi bütün dünyayı etkilerken Türkiye'yi de et- kileyecekti. Bunu çok kişi görüyordu. Ancak Güneş Taner gibi bir "ekonomi dehası!" olmak gerekirdi, "Bizebirşeyolmaz, Rusya'dan kaçan para da bize gelir" diyebilmek için. Daha o zamandan harekete geçmek, önem- li kararları almak gerekiyordu. Türkiye 1998'i, hükümet bunalımlan ve erken seçim kampanyası ile yitirdi. Oysa durum vahimdi. Seçimlerden önce ko- nuştuğum önemli bir işadamına, 1999'u nasıl at- latabileceğimizi sorduğumda, yanıtı çok ilginç- ti: - Ondan önce, 1999'a nasıl varacağımızı dü- şünüyorum ben. 1999'da, yaz aylannın kurtarıcısı turizmde de ekonomik krizden ayn nedenlerie büyük bir bu- nalım yaşanınca, durum daha da tahammül edilmez hale geldi. ••• .. - •. Herkes mırıldanırken homurdanmaya, homur- danırken feryada başladı. Piyasada yaprak kıpırdamıyor, beş yıldızlı otel- ler yan fiyatına alıcı bulamıyordu. 22 Temmuz karartarı böyle bir ortamda alın- dı. Ancak, bu karariann öncesinde olanlara da bakarsak, tablo tamamlanır. Türkiye IMF ile görüşme masasına oturmuş- tu ve IMF'nin, ülkemizi küreselleşmeye uydur- mak için öne sürdüğü koşullar vardı: Sosyal gü- venlik reformu yapılacak, enerji ihalelerinde Da- nıştay'ın yerine uluslararası tahkim kabul edile- cek, tarımda sübvansiyon kaldınlacak, işçi ve memura zam düşük tutulacaktı. 57. hükümet bütün bunları kabul etti. Tahkim konusunda gerekli anayasa değişikliği için kol- lar sıvandı. Kara deiik olarak adlandınlan sos- yal güvenlik sisteminde refonm adı altında dü- zenlemeler yapıldı. Kara deliği politikacı yaratmıştı. SSK fonlart- nın hortumlanmasından uğranılan kayıp, 25 mil- yar dolardı. Üstelik, Türkiye'deki nüfus yapısı, Avrupa'daki gibi değildi. Kayıt dışı ekonominin SSK'ye maliyeti müthişti; özel sektör de, dev- let de SSK prim borçlannı ödemiyordu. Ama bütün bunlar bırakıldı, sanki sorun yaş- mış gibi, hem emeklilik yaşı arttırıldı hem de emeklinin eline geçecek para düşürüldü. İşçi ve memura enflasyonun altında zam yapıldı. Hükümet güç dönemde özveri istedi emek- çisinden, köylüsünden, memurundan. ••• Sonra yüzünü iş âlemine döndürdü 57. hükü- met; vergi yasasının "mali milaf'i ve "Nereden buldun?"u üç yıl ertelendi. Kimi vergiler düşü- rüldü, faize beyanname kaldırıldı. Bütçeden ve Kaynak Destekleme Fonu'ndan 210 trilyonluk kaynak aktarıldı. Eylül ayına kadardışardan 500 milyon dolarlık kaynak sağlanacağı açıklandı. Ihracat talepleri için Merkez Bankası'ndan 500 milyon dolarlık olanak sağlanması karartaştınl- dı. Borçları ertelenenfirmalaratanınan ek kredi imkânı yüzde 20'den yüzde 50'ye çıkanldı. Va- desinde tahsil edilemeyen krediler için takiba- ta geçme süresi 60 gün oldu. Kredi yenilenme- sinde vade üç yıldan beş yıla çıkarıldı. Döviz kredilerinde vade 12 aydan 18 aya çıktı. Tüke- tici kredileri düşürüldü. Kimileri bunlann zorunlu olduğunu söylüyor, kimileri eleştiriyor. Övgü ya da sövgüyü bir ya- na bırakarak, şu yukandaki tabloya baktığımız zaman, 57. hükümetin krizden çıkmak için emekçinin, memurun, köylünün sırtına bir sürü yük yüklerken, kredileri ve vergi indirimleriyle sermayeye, "mali milat"\ ve "Nereden bul- dun?"u ertelemesiyle kayıt dışına teslim oldu- ğunu söylemek çok mu insafsızlık olur? Şu tabloya bakıp da 22 Temmuz'un anlamını başka türlü değerlendirmek mümkün mü? TÜBİTAK Bilim ödülleri sahiplerini buldu ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Ulusal kal- kınma hedefleri doğrul- tusunda TÜBİTAK tara- fından verilen bilim, hiz- met ve teşvik ödüllerini kazanan bilim adamlan 'açıklandı. ' TÜBtTAK Başkanı Prof. Dr. Namık Kemal Pak, Türk toplumunun bilim dünyasında adını duyurabilmesinin cum- huriyet Türkiyesi'nde gerçekleştiğine dikkat çekti. Türkiye'de bilim adına tüm temellerin ancak 1930'lu yıllara indiğine işaret eden Pak, bilimin kitlelerce tanınıp benim- senmesinde ise aynı de- recede başanlı olunama- dığını vurguladı. Pak, Türk bilim adamlannın son yıllarda artan bir iv- meyle Türk insanının ze- kâsını ve yaratıcı yetene- ğini uluslararası plat- formda sergilemesinin önemine işaret etti. Pak: bilim, hizmet ve teşvik ödüllerinin Türki- ye'nin uluslararası bilim camiasında yer edinme- si, hak ettiği düzeye ulaş- ması için yaşamlannı bi- lim hizmetinde geçiren tüm bilim insanlanna ka- munun bir şükran ifadesi niteliği taşıdığını kaydet- ti. Ödüüer Bilim ödülünü Prof. Dr. Rahmi Giiven, Prof. Dr. Yücel Yılmaz, Prof. Dr. ismailÇakmak, Prof. Dr. Haldun Özaktaş, Prof. Dr. Gönül Hiçsön- mez. Prof. Dr. Ismai] Hakkı Uhıs aldı. Hizmet ödülüne Prof. Dr. Asu- man Baytop ile Prof. Dr. Fikret Yücel değer görül- dü. Teşvik ödüllerini de Doç. Dr. Engin Akkaya, Yardımcı Doç. Dr. Le- vent Demirel. Doç.Dr. Ayhan Elmalı. Doç. Dr. Erhan İltan, Doç.Dr. Ay- şen Önen, Doç. Dr. Ay- han Aytür, Doç. Dr. Fa- toş Germirü Babuna, Doç. Dr. Serdar Beji, Doç. Dr. Zerefşan Kay- maz, Doç. Dr. Mustafa Verşan Kök, Doç. Dr. Mehmet Akpolat, Prof. Dr. BirayCaner, Doç. Dr. Santı Sadi Kurdak pay- laştılar. Türk-lş Başkanı Bayram Meral, sosyal güvenlik düzenlemesinin İ siyasi, sosyal ve ekonomikyönlerini Cumhuriyet y e anlattı * -.. 'Amaç ulus devletiyok ettnek'BANUSALMAN ANKARA - Türk-lş Başkanı Bayram Meral, Emek Platformu'nun hazırlan- dığı büyük eylem öncesi sosyal güven- lik düzenlemesinin siyasi, sosyal ve eko- nomik yönlerini Cumhuriyet'e değer- lendirdi. Meral, çalışanlann alınteriyle oluşturdugu sosyal güvenlik kurumlan- nın, "ağzını açmış kurt"a benzettiği özel sigorta kuruluşlanna bırakılmak istendi- ğine dikkat çekerken, hükümetin, IMF'nin istemi dogrultusunda uygula- maya koydugu politikalann "ulus dev- leti" yok etmeye yönelik olduğunu vur- guladı. Meral, siyasal görüş farklılıklanna karşın tüm çalışanlann tasanya karşı bir- leşmesini, "Burada emek var, sermaye var. Sağcmın da, sotcunun da hakkı eliJn- den ahnryor" diye değerlendirdi. Bayram Meral, sorulara şu yanıtlan verdi: - Sosyal güvenlik yasa tasansı temdde ne getiriyor? Ortaya konulmak istenen iki önemli şey var Çalışanlann bir bölümünün emeklilik hakkı ortadan kaldınlıyor. Ikincisi, Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) işlemez bir hale getiriliyor, özel sigorta şirketlerinin yönetimine veril- mek isteniyor. Çalışanlanmızın büyük bölümü özel sektörde. Hatta devlete ait işletmelerde 3-4 ay, en uzunu 6 ay olan kısa süreli işçiler çalışmakta. Bu insan- lann emekli olma hakkı ortadan kalkı- yor. Emekli olamayacağını bilen bir in- san, durduğu yerde boşa prim ödemek istemez. O zaman ne yapacak, işveren- le oturup anlaşacak. "Bu, SSK'ye kesti- ğin primi yabrma, beni kaçak işçi göster, bu primi bana ver" diyecektir. Bu, işve- renin de işine gelecek. Kas yapayım der- ken göz çıkarma hikâyesi. Daha fazla in- sanın kayıtdışı kalmasına neden olacak. Böyle olunca, SSK'nin gelirleri daha da azalacak. Şu anda zaten işverenler prim- lerini yatırmıyor. O zaman, gün gele- cek, SSK, hastasımn, emeklisinin ihti- yaçlannı karşılayamayacak. Emeklisi- ne ücret ödeyemez hale gelecek. O za- man ikinci bir çare aranacak. Ikinci ça- re de, ağzını açmış kurt gibi bekleyen özel sigorta şirketleri. Özel sigorta şir- ketleri bugün sosyal kurumlann etrafın- da dönüyor. Yann bunlar hizmet üret- mezler. Işcinin ahnteriyle, birikimleriy- le bu hale gelmiş bu müesseseleryok pa- hasına birilerine gidecek. tşveren, işçi- sini kendi eliyle götürecek özel sigorta şirketine, "SSK'den emekli olanuyorsun, bu kadar primiboşuna ödeme" diyecek. Bir süre sonra özel sigorta şirketleri, SSK'ye destek olacağı öne sürülen özel sigorta şirketleri o kadar yaygınlaştınla- cak ki... Bu arada zaten kötü yönettikle- ri SSK'yi öyle kötü yönetecekler ki, in- sanlar kaçacak. Şili emeklilik sistemi böyle getirilecek. Özü bu bunun. KİT'lerln hepsl satılacak' - Sosyal güvenlik, tahkim, özeDeştir- me, tarnnsal desteklemelerle Ugfli düzen- lemelerbir pakctolarak uygulamaya ko- nulmaya çalışılryor. Genel olarak bu po- Htikalan nasıl değeriendiriyorsunuz? IMF 5 konuda dayatıyor. Bunlann hepsi sosyal devleti, ulus devleti yok et- meye yönelik. Ulusötesi sermaye ulus devleti zayıflatmak istiyor. Bunu nasıl yapacaklar? Vatandaşa devletin verdiği hizmetleri yok ederek. Ulus devleti güç- lü kılan. vatandaşına hizmet götürmesi- dir. Özelleştirmeyle. kalan KlT'lerin hepsini satacaklar. Hepsini satsalar, iç ve dış borcu karşılamıyor. Ondan sonra ne- yi satacaklar. Özelleştirme, tahkim, emekline-memuruna para verme. Tan- ma destek verme. Ulus devlet zayıfla- yınca vatandaşın desteği de ortadan kal- kacak. O zaman ABD desteği olmadan yaşayamayan bir sürü küçük devletler kunılur. IMF, karşısında güçlü devlet is- temiyor. Hükümete diyorum ki; herkes- ten kazancı oranında vergi alsınlar, tala- nın-yağmanm önüne geçsinleT, etrafla- nndaki vurgunculan uzaklaştırsınlar, gelir dağılımı adaletını sağlasınlar, ta- nm-hayvancılığı desteklesinler, vatan- daşı köyünde banndırsınlar. Kısa bir sü- rede olmasa da ülkede bazı sıkıntılar aza iner. Hani özelleştirenler "ben yanrun yapacağım, isrihdam yaratacağun" di- yorlardı; bir çivi çakılıyor mu Türki- ye'de? Ondan sonra terör tırmanıyor. Bu ülkenin gerçekleri yaünlır masaya, üze- rinde tartışıhr. Sıkıntının üzerine yürü- nür. Ama hangi hükümet gelirse gelsin, belli sermaye çevreleri etrafını sanyor, ondan sonra çıkamıyorlar. Hükümet Işverene uydu' - Sosyal güvenlik tasansını irdeleye- cek olursak, işverenin çauşanı bildhim zorunlutuğuyla kayıtdışırun kayda alına- cağı savunuluyor. Bu düzenlemeyle ama- ca ulaşılabiür mi? Bakan bunu belki iyi niyetle söylüyor, ama olayın çok uzağında. İşçi, işe girdi- ği zaman işveren bildirimde bulunacak. Bir an için bulunmadığmı düşünelim. Müfettiş geldiğinde, o işçiye "sen neza- man işe girdin" diye sorduğu zaman, "ben 2 ay önce işe girdun" dediğinde kendisini kapmın dışında bulur. Işveren, "şu tarihte girdim diyeceksüT der. O da o tarihte girdim diyecek. Onun için bu gibi durumlarda insanlara bir güvence B a y r a m M e r a l ' d e n s a t ı r b a ş l a r ı • Özel sigorta şirketleri ağzını açmış kurt gibi • Tasan kayıt dışılığı getiriyor • Hükümet 53 milyonu karşısına aldı • Sermayeye karşı emek birieştt • Sermaye doymak bilmiyor • Amaç, ulus devletin yok edilmesi • Işçinin alınteri birilerine bırakılıyor # Ecevrt işçilere en büyük yanlıst yapıyor # ANAP bu zihniyetle barajı bile geçemez # Milletvekillerine sesleniyorum: Bugün kaçırdığın yasa yann önümüze gelecek. Ne diyeceksin halkına? Arkadaşumz Banu Salman'ın sonılannı yanıtiavan Meral, "Yüda 4 a> çahşan bir işçinin fiilen 69 yıl çauşması laam Id 8 bin 300 gün prim ödesin. Diğer taraftan 6 ay çahşan bir işçinin de 46 yıl fiilen çahşması lazım" dedi. ( HASAN AYDFN) getirin dedik. Maalesef işveren buna karşı çıkö. Hükümet de işverene ayak uydurdu. - işsizUk sigortası düzenlemesi ne ön- görüyor? Hiç tatmin edici bir tarafı yok. Işçi- lerden yüzde 2 tasarnıf teşvik fonu ke- siliyor. İşveren de yüzde 3, işçi adına yatınyor. Toplu iş sözleşmelerinde yüz- de 12 zam almışız, işveren "yüzde 15 zam verdun, yüzde 3 de sizüı aduuza Ta- sarruf Teşvik Fonu'na yattnyorum" di- yor. Bu fon 54. hükümet zamanında kal- dınldı. Biz, Saym Cumhurbaşkanımıza müracaat ettik. Işçiden kesilen para iş- verenin değil işçi adına veriliyor. Bu yüzde 3'ün işçi ücretlerine dahil edil- mesi gerekir. tkincisi, birikimlerin ne olacağı belirsiz. Saym Cumhurbaşkanı Bir süre sonra özel sigorta şirketleri, SSK'ye destek olacağı öne sürülen özel sigorta şirketleri o kadar yaygınlaştınlacak ki... Bu arada zaten kötü yönettikleri SSK'yi öyle kötü yönetecekler ki, insanlar kaçacak. Şili emeklilik sistemi böyle getirilecek. Özü bu bunun. talebfmizi haklı buldu, yasayı geri çevir- di. Bugün getirilmek istenen aynısı. iş- çinin parasıyla işsizlik sigortası kurulu- yor. Orada işçinin değil, memurun da payı var. Ve birikimlerin de üzerine ya- tırrnak isteniyor. 3 katrilyon lira paranın da üzerine yatılacak. Emek Platfor- mu'nda başkan arkadaşlarla da konuş- tuk. Benim kazanılrruş hakkımla, yani benim yağımla beni kavurmaya çalışı- yor. İş güvence yasası olmayan ülkeler- de işsizlik sigortası, işçi çıkışlannı biraz daha kolaylaştınr. Her şeyden önce iş güvencesi, işsizlik sigortası bir paket ha- linde çıkmalı. Bu tasanyla birlikte bu i- ki tasanyı da getirin, bir paket halinde çıksın dedik. İşveren kesiminin ağırhğı karşısında siyasiler bunu göğüslesin. - Emekli ayhklanmn hesaplanması ve aröşları konusunda da veni bir sistem getirihyor. Bu sistemi nasıl değeriendiri- yorsunuz? SSK'nin, yeni düzenlemenin altın- dan kalkması mümkün değildir. Çok karmaşık bir sistem getiriliyor. Genel kanı, emekli aylıklannda ciddi bir düş- menin olacağı dogrultusunda. Bugünkü teknik altyapıyla öngörülen sistemin ge- rekleri yerine getirilemez. Prim oranla- nnı da ikiye katlıyorlar. Şu anda 150 milyon lira olan prime esas kazanç üst sının, temmuzda 180 milyon lira ola- cak. Bu, bırden 360 milyon liraya çıka- nlıyor. Asgari ücretle gösterilenler dı- şında çalışanlann büyük bir bölümü için ödenecek prim tutan ıki katına çıkıyor. Her yıl bu miktann enflasyon oranında arttınlması öngörülüyor. 2002 yılına ge- Iindiğinde ise enflasyon artışının üstü- ne bir de yüzde 33 arttınm ekleniyor. Yine 2005 'te. bu kez de enflasyonun üs- tüne yüzde 25 artış öngörülüyor. İşveren bugünkü primieri ödemiyor veya ödeye- miyor. Primleri yükseltmekle sanılıyor ki, prim tahsil edeceğiz. Bunlan hükü- mete götürdük. Işverenlerle konuştuk, bizım haklılığımızı kabul etti, ama siya- siler başka yerlere taahhütte bulunduğu için bu hâlâ tartışma konusu. •Mezarda emeklHlk' - 8 bin 300 gün prim ödeme koşulu Türkiye'ye uygun mu? Yılda 4 ay çahşan bir işçinin fiilen 69 yıl çahşması lazım ki 8 bin 300 gün prim ödesin. Diğer taraftan 6 ay çahşan bir iş- çinin de 46 yıl fiilen çahşması lazım. Sa- yın Bakan der ki: 3 bin 600 gün prim gün sayısını muhafaza ettım. Sayın Bakan'a nasıl bilgi veriliyorsa. 3 bin 600 gün pn- mi doldurursa, yaşı 40 ise 20 sene bek- ler, isterse çalışır, 63 yaşında emekli olur diyor. Olabilecek iş değil. 61 yaşında ba- yanlar, 63 yaşında erkekler emekli ola- biliyorlar. Yani kabristan, mezarda emeklilik. Bunun başka bir izahı yok. Avrupa ile Türkiye farkı - Türkiye'nin sosyal güvenlik sistemi- ni ve getirilen yasa tasansını Avrupa ül- keleriyie karşılaşünr mısınız? Avrupa'da fert başına düşen mılli ge- lirle Türkiye'yi mukayese edemezsiniz. Bizde 3 bin 500 dolar, orada 20 bin do- lar. Onun ötesinde iş güvencesi, işsizlik sigortası var. Bunlann bittiği yerde dev- letin yardımı, katkısı var. Vatandaşını sokakta bırakmıyor. Bizde bunlar yok. işçi herhangi bir suç işlememişse, mü- esseseye zarar vermemişse, işyeri değiş- tirmemişse, o işyerinde emekli olunca- ya kadar çahşıyor. Bizde olduğu gibi toplusözleşmeyaptın, "işçilerinzamdan yararlanmaması için çılâşmı ver, asgari ücretle yeni işçi al" gibi bir mantık Av- rupa'da var rru? Getirsinler Avrupa'daki şartlan, güvenceleri, fert başına düşen milli geliri, oturup tartışalım. Soruyo- rum: Bir bayanı Türkiye'de 58 yaşına kadar çalıştıran özel sektör, hatta kamu kuruluşu var mı? Ama IMF böyle iste- di, yapıyorum. Işin acı tarafı bu. Binler- ce insan mağdur edilecek, binleıce insa- nın sosyal haklan elinden alınacak. Bu yasa tasansı çıkarsa sırf IMF'nin isteği yerine getirilecek. O da, para alınacak mı. almmayacak mı belli değil. Alınacak ne olacak? 3-5 vurguncu, ağzrnı açmış bekleyen, bir türlü doymak bilmeyen sözde sermaye sahipleri yine kapacak. Alıp da ne olacak? Köylüye, esnafa, iş- çiye memura mı yansıyacak? Yok. Böy- le birkaç tanesine batık kredi olarak ve- recekler. - Sosval güvenUk kurumlaruun islevi nedir?' Sosyal devlet olmanın, vatandaşına hizmet üretmenin yolu bu müesseseler- dir. Az olsun, çok olsun. Hiç olmazsa ya- nn emekli olursam eve bir ekmek alıp götürebilirim düşüncesi var. Bunlar or- tadan kaldınlınca ne olacak toplumun hali? Avnıpa'da emekli olanlar Türki- ye'ye dinlenmeye geliyor. Türkiye'de emekli olanlar ekmek kuyruğuna girer, bir yerde bekçilikyapar. SSK'demuaye- ne, tedavi oluyor. yeri geliyor ilacını alı- yorsun. Orada bir ümit kaynağı. Bunla- n kaldırdın,'özel sigorta şirketlerine dev- rettin. Soruyor; burası eskiden mı ağn- yordu, yeni mi? Maazallah, eskiden ağ- nyor dedin, bütün tedavi parasını kendi cebinden vermen lazım. Hiç olmazsa IMF 5 konuda dayatıyor. Buniann hepsi sosyal devleti, ulus devleti yok etmeye yönelik. Ulusötesi sermaye ulus devleti zayıflatmak istiyor. Bunu nasıl yapacaklar? Devletin verdiği hizmetleri yok ederek. Ulus devleti güçlü kılan, vatandaşına hizmet götürmesidir. şimdi bu müesseselere gidiyor şifa bu- luyorlar. Vatandaşın yapacağı bir şey var: Hastalandın, git kendini Kızılır- mak'a at. Özel polikliniklere kim bula- cak 2 milyar lira para? Şimdi hizmetler yeterli değildir, ama bilinçli bir şekilde iyi çalıştırmıyorlar, işlemez hale getiri- yorlar ki, vatandaş "AUah kahretsin bu müesseseleıi aman bunlan özel şahısla- ra doredin, bize daha iyi hizmet getir- sin'' desin. Şu anda bunun zemini hazırlanıyor. Bu yasa da bunu perçinledi. Bir özel si- gorta şirkeri yetkilisi konuşuyor: 65 yaş olmalı, hastaneler özel sigorta şirketle- rine devredilmeli, bu Amerika'da böyle ohnuştur... Bu nedir? Yağma var, taîan var, gel sen de buradan payını al. Bugün tüm dünyada devletin ana görevi vergi- dir. Bizim siyasilerimiz de vergi veril- memesinin, vergi kaçırmanın yollannı açıyor. Vergi yükünü de bordro mah- kûmlannınsırtınayüklüyor. 12 tane ver- gi. Bunlann hepsi faizlere verilen para- yı karşılamıyor. Bütçenin yüzde 43'üne yakını faizlere gidiyor, bunlara bir şey yok. Ama Sosyal Sigortalar Kurumu'na 1.2 katrilyon lira para aktanhyor, yer ye- rinden oynuyor, devletin battığı söyleni- yor. Yahu bütçenin yansı birilerine gidi- yor, parmak sayısı kadar adam bunlar, batmıyor devlet de, 30 milyon insana hizmet üreten bir müesseseye yaptığın yardımlan konuşuyorsun. O müessese- nin biriken paralan da şu anda Ziraat Bankası'nda faizsız duruyor. Hangi mü- essese dayanır? Yine de iyi dayanıyor. •SSK imkânları kullanıldı' - Sosyal güvenlik hizmeti kâr amaçlı \erilebüir mi? O zaman sosyal devlet niye diyorsu- nuz? Avrupa ülkelerinde devletin bu müesseselere katkısı vardır. Hatta Al- manya'da yüzde 30. Türkiye'de katkısı- nı bırak, tam tersi, SSK'nin imkânlan- nı yıllardır devlet kullandı ve SSK'yi bu hale getirdi. SSK'nin kaynaklannı büt- çe açıklannda kullandı. Ama yine de ayakta, yine de hizmet üretiyor. - Hükümetin tavnnı nasıl değerlendi- riyorsunuz? Biz işverenle oturduk, 2000 yılından itibaren işe başlayacak olan kadınlarda 50, erkeklerde 55 olması, prim ödeme gün sayısının 5 bin 360 olmasında an- laştık. 2005 yılından sonra da kadmlar- da 53. erkeklerde 58 yaşı kabul ettik. 10-15 yıldır hizmet veren kadınlann 43, erkeklerin 48 yaşında emekli olmasını öngören, diğerlerine de kademeli geçiş- te de anlaşrık. Prime esas kazanç üst sı- nınnı asgari ücretin 3 katı olarak öngör- dük. Emekli aylığında eski düzene dö- nülmesi gereğinde birleştik. Zorunlu ta- sarruftan işsizlik sigortası istemediği- mizi açıkladık. Devlet yüzde 10 katkı versin dedik. Ama işverenle yapüğımız bu uzlaşmaya karşın hükümet belli çev- relere taahhütte bulunmuş. Getirilmek istenen yasa tasansı SSK'nin, Emekli Sandığı'nın, Bağ-Kur'un çalışanıyla ve bakmakla yükümlü olduğu 53 milyon kitleyi kapsıyor. - Geçiş dönemi > umuşaülarak sendi- kalı işçilerin tepkisinin azattüması pla- • nıodan söz ediUyor. Türk-tş'in buna tav- n nasıl olur? Ortada henüz bir şey yok. Öyle bir ni- yet de yok. Bakanz, tartışır. konuşuruz. Bir şey yok ki üzerinde oturup tartışa- sın. Ayın 24'ünde hükümeti bir kez da- ha uyaracağız. Ondan sonra üretimden gelen gücümüzü kullanacağız. Bunun başka çaresi yok. - Sosyal güvenlikk ilgili komisyon gö- rüşmelerinin başına kapatilmasını nasıl degerlendirK orsunuz? Eskiden demirperde ülkelerinde olu- yormuş. Bu şudur: Biz bir şey yapıyo- ruz, ama yaptığımız doğru değil; basın- dan, halkımızdan utanıyoruz. Belki, bu- na parmak kaldıranlar. ellerini açmış- lardır; "Ya ResuDaUahım, bu kadar fa- kir fukaranın hakkını ortadan kaldınyo- ruz, bizi bağtşla" demışlerdir. Geçmişte hangi millervekili ne konuşuyor, izler- dik. Şimdi basını bile almıyorlar. Sen halkını mı, IMF'yi-Dünya Banka- sı'nı mı dinliyorsun? Dinleme demiyo- ruz. Otur göriiş. Fakat Türkiye'deki ça- lışma koşullan neyi gerektiriyorsa onu yap. Sen çalışanın yüzde 70'inin elinden emeklilik hakkını alırsan, maazallah ya- nn bir de kıyak emeklilik çıkanrsın... Komisyon başkanına, pannak kaldıran milletvekillerine sesleniyorum; yasaya hüküm koysunlar, şu anda Meclis'teki milletvekillerinden erkekler 60 yaşına, bayanlar 58 yaşına gelmeden emekli ola- mazlar desınler. Sen ne biçim milletve- kilisin. Seni kucaklayan halk varsa, o halka benim de ihtiyacım yok. Bu kadar vurdumduymaz bir toplum olmaz. Ben- zine bir ayda en az yüzde 30 zam yapıl- dı. Bu, bize toplusözleşmeyle verilen zamlann geri ahnması. Memura verilen zam, eksi yüzde 10'la geri alındı. 'Haklar eiden alınıyor' - Yasa tasansuıa karşu sağ-sol görüş avTilığ] olmaksızın tüm çahşanlar bir araya geldi. Bunu nasıl değerlendiriyor- sunuz? Vatandaş daha iyi anladı siyasileri. Geçmişte büyük yanlışlar yapan parti- lere vatandaş iyi birders verdi. Bu siya- si partiler vatandaşın hakkına hukuku- na el uzatmaya başladılar. Sağcının da solcunun da hakkı elinden alınıyor. Bu- rada emek var. sermaye var. Işi o ölçü- lerde almak lazım. Yoksa tahkim yasa- sına evet diyen bir insanın, ülkenin bü- tün nimetlerini belli bir çevrenin hima- yesine sokmaya çahşan bir zihniyetin milliyetçi midir, devrimci midir tartış- ması olmaz. - MHP'nin de, DSP'nin de seçimlerde vaatleri vardı. Bu tasan partikrin taban- lannda sıkmb yaratnor mu? Sayın Ecevit'in geçmişten verdiği bir güven var: emeğe karşı yanlış yapmaya- cağı, yapamayacağı düşünülmüştür. Maalesef en büyük haksızhğı Sayın Ecevit yapıyor. Elbette MHP'nin taba- nında da rahatsızlık var. Ama ANAFın tabanında rahatsızlık olmuş, olmamış pek aldınş ettikleri yok. ANAP, bu zih- niyetle devam ederse barajı bile geçe- mez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle