Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 TEMMUZ 1999 CUMARTESİ
4 HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALt StRMEN
22 Temmuz'un Anlamı
22 Temmuz'un gelişi, geçen yıldan bettiydi.
Asya'da patlak verip Rusya'ya sıçrayan 1998
krizi bütün dünyayı etkilerken Türkiye'yi de et-
kileyecekti. Bunu çok kişi görüyordu. Ancak
Güneş Taner gibi bir "ekonomi dehası!" olmak
gerekirdi, "Bizebirşeyolmaz, Rusya'dan kaçan
para da bize gelir" diyebilmek için.
Daha o zamandan harekete geçmek, önem-
li kararları almak gerekiyordu.
Türkiye 1998'i, hükümet bunalımlan ve erken
seçim kampanyası ile yitirdi.
Oysa durum vahimdi. Seçimlerden önce ko-
nuştuğum önemli bir işadamına, 1999'u nasıl at-
latabileceğimizi sorduğumda, yanıtı çok ilginç-
ti:
- Ondan önce, 1999'a nasıl varacağımızı dü-
şünüyorum ben.
1999'da, yaz aylannın kurtarıcısı turizmde de
ekonomik krizden ayn nedenlerie büyük bir bu-
nalım yaşanınca, durum daha da tahammül
edilmez hale geldi.
••• .. - •.
Herkes mırıldanırken homurdanmaya, homur-
danırken feryada başladı.
Piyasada yaprak kıpırdamıyor, beş yıldızlı otel-
ler yan fiyatına alıcı bulamıyordu.
22 Temmuz karartarı böyle bir ortamda alın-
dı.
Ancak, bu karariann öncesinde olanlara da
bakarsak, tablo tamamlanır.
Türkiye IMF ile görüşme masasına oturmuş-
tu ve IMF'nin, ülkemizi küreselleşmeye uydur-
mak için öne sürdüğü koşullar vardı: Sosyal gü-
venlik reformu yapılacak, enerji ihalelerinde Da-
nıştay'ın yerine uluslararası tahkim kabul edile-
cek, tarımda sübvansiyon kaldınlacak, işçi ve
memura zam düşük tutulacaktı.
57. hükümet bütün bunları kabul etti. Tahkim
konusunda gerekli anayasa değişikliği için kol-
lar sıvandı. Kara deiik olarak adlandınlan sos-
yal güvenlik sisteminde refonm adı altında dü-
zenlemeler yapıldı.
Kara deliği politikacı yaratmıştı. SSK fonlart-
nın hortumlanmasından uğranılan kayıp, 25 mil-
yar dolardı. Üstelik, Türkiye'deki nüfus yapısı,
Avrupa'daki gibi değildi. Kayıt dışı ekonominin
SSK'ye maliyeti müthişti; özel sektör de, dev-
let de SSK prim borçlannı ödemiyordu.
Ama bütün bunlar bırakıldı, sanki sorun yaş-
mış gibi, hem emeklilik yaşı arttırıldı hem de
emeklinin eline geçecek para düşürüldü. İşçi ve
memura enflasyonun altında zam yapıldı.
Hükümet güç dönemde özveri istedi emek-
çisinden, köylüsünden, memurundan.
•••
Sonra yüzünü iş âlemine döndürdü 57. hükü-
met; vergi yasasının "mali milaf'i ve "Nereden
buldun?"u üç yıl ertelendi. Kimi vergiler düşü-
rüldü, faize beyanname kaldırıldı. Bütçeden ve
Kaynak Destekleme Fonu'ndan 210 trilyonluk
kaynak aktarıldı. Eylül ayına kadardışardan 500
milyon dolarlık kaynak sağlanacağı açıklandı.
Ihracat talepleri için Merkez Bankası'ndan 500
milyon dolarlık olanak sağlanması karartaştınl-
dı. Borçları ertelenenfirmalaratanınan ek kredi
imkânı yüzde 20'den yüzde 50'ye çıkanldı. Va-
desinde tahsil edilemeyen krediler için takiba-
ta geçme süresi 60 gün oldu. Kredi yenilenme-
sinde vade üç yıldan beş yıla çıkarıldı. Döviz
kredilerinde vade 12 aydan 18 aya çıktı. Tüke-
tici kredileri düşürüldü.
Kimileri bunlann zorunlu olduğunu söylüyor,
kimileri eleştiriyor. Övgü ya da sövgüyü bir ya-
na bırakarak, şu yukandaki tabloya baktığımız
zaman, 57. hükümetin krizden çıkmak için
emekçinin, memurun, köylünün sırtına bir sürü
yük yüklerken, kredileri ve vergi indirimleriyle
sermayeye, "mali milat"\ ve "Nereden bul-
dun?"u ertelemesiyle kayıt dışına teslim oldu-
ğunu söylemek çok mu insafsızlık olur?
Şu tabloya bakıp da 22 Temmuz'un anlamını
başka türlü değerlendirmek mümkün mü?
TÜBİTAK
Bilim ödülleri
sahiplerini buldu
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Ulusal kal-
kınma hedefleri doğrul-
tusunda TÜBİTAK tara-
fından verilen bilim, hiz-
met ve teşvik ödüllerini
kazanan bilim adamlan
'açıklandı.
' TÜBtTAK Başkanı
Prof. Dr. Namık Kemal
Pak, Türk toplumunun
bilim dünyasında adını
duyurabilmesinin cum-
huriyet Türkiyesi'nde
gerçekleştiğine dikkat
çekti.
Türkiye'de bilim adına
tüm temellerin ancak
1930'lu yıllara indiğine
işaret eden Pak, bilimin
kitlelerce tanınıp benim-
senmesinde ise aynı de-
recede başanlı olunama-
dığını vurguladı. Pak,
Türk bilim adamlannın
son yıllarda artan bir iv-
meyle Türk insanının ze-
kâsını ve yaratıcı yetene-
ğini uluslararası plat-
formda sergilemesinin
önemine işaret etti.
Pak: bilim, hizmet ve
teşvik ödüllerinin Türki-
ye'nin uluslararası bilim
camiasında yer edinme-
si, hak ettiği düzeye ulaş-
ması için yaşamlannı bi-
lim hizmetinde geçiren
tüm bilim insanlanna ka-
munun bir şükran ifadesi
niteliği taşıdığını kaydet-
ti.
Ödüüer
Bilim ödülünü Prof.
Dr. Rahmi Giiven, Prof.
Dr. Yücel Yılmaz, Prof.
Dr. ismailÇakmak, Prof.
Dr. Haldun Özaktaş,
Prof. Dr. Gönül Hiçsön-
mez. Prof. Dr. Ismai]
Hakkı Uhıs aldı. Hizmet
ödülüne Prof. Dr. Asu-
man Baytop ile Prof. Dr.
Fikret Yücel değer görül-
dü. Teşvik ödüllerini de
Doç. Dr. Engin Akkaya,
Yardımcı Doç. Dr. Le-
vent Demirel. Doç.Dr.
Ayhan Elmalı. Doç. Dr.
Erhan İltan, Doç.Dr. Ay-
şen Önen, Doç. Dr. Ay-
han Aytür, Doç. Dr. Fa-
toş Germirü Babuna,
Doç. Dr. Serdar Beji,
Doç. Dr. Zerefşan Kay-
maz, Doç. Dr. Mustafa
Verşan Kök, Doç. Dr.
Mehmet Akpolat, Prof.
Dr. BirayCaner, Doç. Dr.
Santı Sadi Kurdak pay-
laştılar.
Türk-lş Başkanı Bayram Meral, sosyal güvenlik düzenlemesinin İ
siyasi, sosyal ve ekonomikyönlerini Cumhuriyet
y
e anlattı * -..
'Amaç ulus devletiyok ettnek'BANUSALMAN
ANKARA - Türk-lş Başkanı Bayram
Meral, Emek Platformu'nun hazırlan-
dığı büyük eylem öncesi sosyal güven-
lik düzenlemesinin siyasi, sosyal ve eko-
nomik yönlerini Cumhuriyet'e değer-
lendirdi. Meral, çalışanlann alınteriyle
oluşturdugu sosyal güvenlik kurumlan-
nın, "ağzını açmış kurt"a benzettiği özel
sigorta kuruluşlanna bırakılmak istendi-
ğine dikkat çekerken, hükümetin,
IMF'nin istemi dogrultusunda uygula-
maya koydugu politikalann "ulus dev-
leti" yok etmeye yönelik olduğunu vur-
guladı.
Meral, siyasal görüş farklılıklanna
karşın tüm çalışanlann tasanya karşı bir-
leşmesini, "Burada emek var, sermaye
var. Sağcmın da, sotcunun da hakkı eliJn-
den ahnryor" diye değerlendirdi.
Bayram Meral, sorulara şu yanıtlan
verdi:
- Sosyal güvenlik yasa tasansı temdde
ne getiriyor?
Ortaya konulmak istenen iki önemli
şey var Çalışanlann bir bölümünün
emeklilik hakkı ortadan kaldınlıyor.
Ikincisi, Sosyal Sigortalar Kurumu
(SSK) işlemez bir hale getiriliyor, özel
sigorta şirketlerinin yönetimine veril-
mek isteniyor. Çalışanlanmızın büyük
bölümü özel sektörde. Hatta devlete ait
işletmelerde 3-4 ay, en uzunu 6 ay olan
kısa süreli işçiler çalışmakta. Bu insan-
lann emekli olma hakkı ortadan kalkı-
yor. Emekli olamayacağını bilen bir in-
san, durduğu yerde boşa prim ödemek
istemez. O zaman ne yapacak, işveren-
le oturup anlaşacak. "Bu, SSK'ye kesti-
ğin primi yabrma, beni kaçak işçi göster,
bu primi bana ver" diyecektir. Bu, işve-
renin de işine gelecek. Kas yapayım der-
ken göz çıkarma hikâyesi. Daha fazla in-
sanın kayıtdışı kalmasına neden olacak.
Böyle olunca, SSK'nin gelirleri daha da
azalacak. Şu anda zaten işverenler prim-
lerini yatırmıyor. O zaman, gün gele-
cek, SSK, hastasımn, emeklisinin ihti-
yaçlannı karşılayamayacak. Emeklisi-
ne ücret ödeyemez hale gelecek. O za-
man ikinci bir çare aranacak. Ikinci ça-
re de, ağzını açmış kurt gibi bekleyen
özel sigorta şirketleri. Özel sigorta şir-
ketleri bugün sosyal kurumlann etrafın-
da dönüyor. Yann bunlar hizmet üret-
mezler. Işcinin ahnteriyle, birikimleriy-
le bu hale gelmiş bu müesseseleryok pa-
hasına birilerine gidecek. tşveren, işçi-
sini kendi eliyle götürecek özel sigorta
şirketine, "SSK'den emekli olanuyorsun,
bu kadar primiboşuna ödeme" diyecek.
Bir süre sonra özel sigorta şirketleri,
SSK'ye destek olacağı öne sürülen özel
sigorta şirketleri o kadar yaygınlaştınla-
cak ki... Bu arada zaten kötü yönettikle-
ri SSK'yi öyle kötü yönetecekler ki, in-
sanlar kaçacak. Şili emeklilik sistemi
böyle getirilecek. Özü bu bunun.
KİT'lerln hepsl satılacak'
- Sosyal güvenlik, tahkim, özeDeştir-
me, tarnnsal desteklemelerle Ugfli düzen-
lemelerbir pakctolarak uygulamaya ko-
nulmaya çalışılryor. Genel olarak bu po-
Htikalan nasıl değeriendiriyorsunuz?
IMF 5 konuda dayatıyor. Bunlann
hepsi sosyal devleti, ulus devleti yok et-
meye yönelik. Ulusötesi sermaye ulus
devleti zayıflatmak istiyor. Bunu nasıl
yapacaklar? Vatandaşa devletin verdiği
hizmetleri yok ederek. Ulus devleti güç-
lü kılan. vatandaşına hizmet götürmesi-
dir. Özelleştirmeyle. kalan KlT'lerin
hepsini satacaklar. Hepsini satsalar, iç ve
dış borcu karşılamıyor. Ondan sonra ne-
yi satacaklar. Özelleştirme, tahkim,
emekline-memuruna para verme. Tan-
ma destek verme. Ulus devlet zayıfla-
yınca vatandaşın desteği de ortadan kal-
kacak. O zaman ABD desteği olmadan
yaşayamayan bir sürü küçük devletler
kunılur. IMF, karşısında güçlü devlet is-
temiyor. Hükümete diyorum ki; herkes-
ten kazancı oranında vergi alsınlar, tala-
nın-yağmanm önüne geçsinleT, etrafla-
nndaki vurgunculan uzaklaştırsınlar,
gelir dağılımı adaletını sağlasınlar, ta-
nm-hayvancılığı desteklesinler, vatan-
daşı köyünde banndırsınlar. Kısa bir sü-
rede olmasa da ülkede bazı sıkıntılar aza
iner. Hani özelleştirenler "ben yanrun
yapacağım, isrihdam yaratacağun" di-
yorlardı; bir çivi çakılıyor mu Türki-
ye'de? Ondan sonra terör tırmanıyor. Bu
ülkenin gerçekleri yaünlır masaya, üze-
rinde tartışıhr. Sıkıntının üzerine yürü-
nür. Ama hangi hükümet gelirse gelsin,
belli sermaye çevreleri etrafını sanyor,
ondan sonra çıkamıyorlar.
Hükümet Işverene uydu'
- Sosyal güvenlik tasansını irdeleye-
cek olursak, işverenin çauşanı bildhim
zorunlutuğuyla kayıtdışırun kayda alına-
cağı savunuluyor. Bu düzenlemeyle ama-
ca ulaşılabiür mi?
Bakan bunu belki iyi niyetle söylüyor,
ama olayın çok uzağında. İşçi, işe girdi-
ği zaman işveren bildirimde bulunacak.
Bir an için bulunmadığmı düşünelim.
Müfettiş geldiğinde, o işçiye "sen neza-
man işe girdin" diye sorduğu zaman,
"ben 2 ay önce işe girdun" dediğinde
kendisini kapmın dışında bulur. Işveren,
"şu tarihte girdim diyeceksüT der. O da
o tarihte girdim diyecek. Onun için bu
gibi durumlarda insanlara bir güvence
B a y r a m M e r a l ' d e n s a t ı r b a ş l a r ı
• Özel sigorta şirketleri ağzını açmış
kurt gibi
• Tasan kayıt dışılığı getiriyor
• Hükümet 53 milyonu karşısına aldı
• Sermayeye karşı emek birieştt
• Sermaye doymak bilmiyor
• Amaç, ulus devletin yok edilmesi
• Işçinin alınteri birilerine bırakılıyor
# Ecevrt işçilere en büyük yanlıst
yapıyor
# ANAP bu zihniyetle barajı bile
geçemez
# Milletvekillerine sesleniyorum:
Bugün kaçırdığın yasa yann
önümüze gelecek. Ne diyeceksin
halkına?
Arkadaşumz Banu Salman'ın sonılannı yanıtiavan Meral, "Yüda 4 a> çahşan bir işçinin fiilen 69 yıl çauşması laam Id 8
bin 300 gün prim ödesin. Diğer taraftan 6 ay çahşan bir işçinin de 46 yıl fiilen çahşması lazım" dedi. ( HASAN AYDFN)
getirin dedik. Maalesef işveren buna
karşı çıkö. Hükümet de işverene ayak
uydurdu.
- işsizUk sigortası düzenlemesi ne ön-
görüyor?
Hiç tatmin edici bir tarafı yok. Işçi-
lerden yüzde 2 tasarnıf teşvik fonu ke-
siliyor. İşveren de yüzde 3, işçi adına
yatınyor. Toplu iş sözleşmelerinde yüz-
de 12 zam almışız, işveren "yüzde 15
zam verdun, yüzde 3 de sizüı aduuza Ta-
sarruf Teşvik Fonu'na yattnyorum" di-
yor. Bu fon 54. hükümet zamanında kal-
dınldı. Biz, Saym Cumhurbaşkanımıza
müracaat ettik. Işçiden kesilen para iş-
verenin değil işçi adına veriliyor. Bu
yüzde 3'ün işçi ücretlerine dahil edil-
mesi gerekir. tkincisi, birikimlerin ne
olacağı belirsiz. Saym Cumhurbaşkanı
Bir süre sonra özel
sigorta şirketleri,
SSK'ye destek
olacağı öne sürülen
özel sigorta şirketleri
o kadar
yaygınlaştınlacak ki...
Bu arada zaten kötü
yönettikleri SSK'yi
öyle kötü
yönetecekler ki,
insanlar kaçacak. Şili
emeklilik sistemi
böyle getirilecek. Özü
bu bunun.
talebfmizi haklı buldu, yasayı geri çevir-
di. Bugün getirilmek istenen aynısı. iş-
çinin parasıyla işsizlik sigortası kurulu-
yor. Orada işçinin değil, memurun da
payı var. Ve birikimlerin de üzerine ya-
tırrnak isteniyor. 3 katrilyon lira paranın
da üzerine yatılacak. Emek Platfor-
mu'nda başkan arkadaşlarla da konuş-
tuk. Benim kazanılrruş hakkımla, yani
benim yağımla beni kavurmaya çalışı-
yor. İş güvence yasası olmayan ülkeler-
de işsizlik sigortası, işçi çıkışlannı biraz
daha kolaylaştınr. Her şeyden önce iş
güvencesi, işsizlik sigortası bir paket ha-
linde çıkmalı. Bu tasanyla birlikte bu i-
ki tasanyı da getirin, bir paket halinde
çıksın dedik. İşveren kesiminin ağırhğı
karşısında siyasiler bunu göğüslesin.
- Emekli ayhklanmn hesaplanması ve
aröşları konusunda da veni bir sistem
getirihyor. Bu sistemi nasıl değeriendiri-
yorsunuz?
SSK'nin, yeni düzenlemenin altın-
dan kalkması mümkün değildir. Çok
karmaşık bir sistem getiriliyor. Genel
kanı, emekli aylıklannda ciddi bir düş-
menin olacağı dogrultusunda. Bugünkü
teknik altyapıyla öngörülen sistemin ge-
rekleri yerine getirilemez. Prim oranla-
nnı da ikiye katlıyorlar. Şu anda 150
milyon lira olan prime esas kazanç üst
sının, temmuzda 180 milyon lira ola-
cak. Bu, bırden 360 milyon liraya çıka-
nlıyor. Asgari ücretle gösterilenler dı-
şında çalışanlann büyük bir bölümü için
ödenecek prim tutan ıki katına çıkıyor.
Her yıl bu miktann enflasyon oranında
arttınlması öngörülüyor. 2002 yılına ge-
Iindiğinde ise enflasyon artışının üstü-
ne bir de yüzde 33 arttınm ekleniyor.
Yine 2005 'te. bu kez de enflasyonun üs-
tüne yüzde 25 artış öngörülüyor. İşveren
bugünkü primieri ödemiyor veya ödeye-
miyor. Primleri yükseltmekle sanılıyor
ki, prim tahsil edeceğiz. Bunlan hükü-
mete götürdük. Işverenlerle konuştuk,
bizım haklılığımızı kabul etti, ama siya-
siler başka yerlere taahhütte bulunduğu
için bu hâlâ tartışma konusu.
•Mezarda emeklHlk'
- 8 bin 300 gün prim ödeme koşulu
Türkiye'ye uygun mu?
Yılda 4 ay çahşan bir işçinin fiilen 69
yıl çahşması lazım ki 8 bin 300 gün prim
ödesin. Diğer taraftan 6 ay çahşan bir iş-
çinin de 46 yıl fiilen çahşması lazım. Sa-
yın Bakan der ki: 3 bin 600 gün prim gün
sayısını muhafaza ettım. Sayın Bakan'a
nasıl bilgi veriliyorsa. 3 bin 600 gün pn-
mi doldurursa, yaşı 40 ise 20 sene bek-
ler, isterse çalışır, 63 yaşında emekli olur
diyor. Olabilecek iş değil. 61 yaşında ba-
yanlar, 63 yaşında erkekler emekli ola-
biliyorlar. Yani kabristan, mezarda
emeklilik. Bunun başka bir izahı yok.
Avrupa ile Türkiye farkı
- Türkiye'nin sosyal güvenlik sistemi-
ni ve getirilen yasa tasansını Avrupa ül-
keleriyie karşılaşünr mısınız?
Avrupa'da fert başına düşen mılli ge-
lirle Türkiye'yi mukayese edemezsiniz.
Bizde 3 bin 500 dolar, orada 20 bin do-
lar. Onun ötesinde iş güvencesi, işsizlik
sigortası var. Bunlann bittiği yerde dev-
letin yardımı, katkısı var. Vatandaşını
sokakta bırakmıyor. Bizde bunlar yok.
işçi herhangi bir suç işlememişse, mü-
esseseye zarar vermemişse, işyeri değiş-
tirmemişse, o işyerinde emekli olunca-
ya kadar çahşıyor. Bizde olduğu gibi
toplusözleşmeyaptın, "işçilerinzamdan
yararlanmaması için çılâşmı ver, asgari
ücretle yeni işçi al" gibi bir mantık Av-
rupa'da var rru? Getirsinler Avrupa'daki
şartlan, güvenceleri, fert başına düşen
milli geliri, oturup tartışalım. Soruyo-
rum: Bir bayanı Türkiye'de 58 yaşına
kadar çalıştıran özel sektör, hatta kamu
kuruluşu var mı? Ama IMF böyle iste-
di, yapıyorum. Işin acı tarafı bu. Binler-
ce insan mağdur edilecek, binleıce insa-
nın sosyal haklan elinden alınacak. Bu
yasa tasansı çıkarsa sırf IMF'nin isteği
yerine getirilecek. O da, para alınacak
mı. almmayacak mı belli değil. Alınacak
ne olacak? 3-5 vurguncu, ağzrnı açmış
bekleyen, bir türlü doymak bilmeyen
sözde sermaye sahipleri yine kapacak.
Alıp da ne olacak? Köylüye, esnafa, iş-
çiye memura mı yansıyacak? Yok. Böy-
le birkaç tanesine batık kredi olarak ve-
recekler.
- Sosval güvenUk kurumlaruun islevi
nedir?'
Sosyal devlet olmanın, vatandaşına
hizmet üretmenin yolu bu müesseseler-
dir. Az olsun, çok olsun. Hiç olmazsa ya-
nn emekli olursam eve bir ekmek alıp
götürebilirim düşüncesi var. Bunlar or-
tadan kaldınlınca ne olacak toplumun
hali? Avnıpa'da emekli olanlar Türki-
ye'ye dinlenmeye geliyor. Türkiye'de
emekli olanlar ekmek kuyruğuna girer,
bir yerde bekçilikyapar. SSK'demuaye-
ne, tedavi oluyor. yeri geliyor ilacını alı-
yorsun. Orada bir ümit kaynağı. Bunla-
n kaldırdın,'özel sigorta şirketlerine dev-
rettin. Soruyor; burası eskiden mı ağn-
yordu, yeni mi? Maazallah, eskiden ağ-
nyor dedin, bütün tedavi parasını kendi
cebinden vermen lazım. Hiç olmazsa
IMF 5 konuda
dayatıyor. Buniann
hepsi sosyal devleti,
ulus devleti yok
etmeye yönelik.
Ulusötesi sermaye
ulus devleti
zayıflatmak istiyor.
Bunu nasıl
yapacaklar? Devletin
verdiği hizmetleri yok
ederek. Ulus devleti
güçlü kılan,
vatandaşına hizmet
götürmesidir.
şimdi bu müesseselere gidiyor şifa bu-
luyorlar. Vatandaşın yapacağı bir şey
var: Hastalandın, git kendini Kızılır-
mak'a at. Özel polikliniklere kim bula-
cak 2 milyar lira para? Şimdi hizmetler
yeterli değildir, ama bilinçli bir şekilde
iyi çalıştırmıyorlar, işlemez hale getiri-
yorlar ki, vatandaş "AUah kahretsin bu
müesseseleıi aman bunlan özel şahısla-
ra doredin, bize daha iyi hizmet getir-
sin'' desin.
Şu anda bunun zemini hazırlanıyor.
Bu yasa da bunu perçinledi. Bir özel si-
gorta şirkeri yetkilisi konuşuyor: 65 yaş
olmalı, hastaneler özel sigorta şirketle-
rine devredilmeli, bu Amerika'da böyle
ohnuştur... Bu nedir? Yağma var, taîan
var, gel sen de buradan payını al. Bugün
tüm dünyada devletin ana görevi vergi-
dir. Bizim siyasilerimiz de vergi veril-
memesinin, vergi kaçırmanın yollannı
açıyor. Vergi yükünü de bordro mah-
kûmlannınsırtınayüklüyor. 12 tane ver-
gi. Bunlann hepsi faizlere verilen para-
yı karşılamıyor. Bütçenin yüzde 43'üne
yakını faizlere gidiyor, bunlara bir şey
yok. Ama Sosyal Sigortalar Kurumu'na
1.2 katrilyon lira para aktanhyor, yer ye-
rinden oynuyor, devletin battığı söyleni-
yor. Yahu bütçenin yansı birilerine gidi-
yor, parmak sayısı kadar adam bunlar,
batmıyor devlet de, 30 milyon insana
hizmet üreten bir müesseseye yaptığın
yardımlan konuşuyorsun. O müessese-
nin biriken paralan da şu anda Ziraat
Bankası'nda faizsız duruyor. Hangi mü-
essese dayanır? Yine de iyi dayanıyor.
•SSK imkânları kullanıldı'
- Sosyal güvenlik hizmeti kâr amaçlı
\erilebüir mi?
O zaman sosyal devlet niye diyorsu-
nuz? Avrupa ülkelerinde devletin bu
müesseselere katkısı vardır. Hatta Al-
manya'da yüzde 30. Türkiye'de katkısı-
nı bırak, tam tersi, SSK'nin imkânlan-
nı yıllardır devlet kullandı ve SSK'yi bu
hale getirdi. SSK'nin kaynaklannı büt-
çe açıklannda kullandı. Ama yine de
ayakta, yine de hizmet üretiyor.
- Hükümetin tavnnı nasıl değerlendi-
riyorsunuz?
Biz işverenle oturduk, 2000 yılından
itibaren işe başlayacak olan kadınlarda
50, erkeklerde 55 olması, prim ödeme
gün sayısının 5 bin 360 olmasında an-
laştık. 2005 yılından sonra da kadmlar-
da 53. erkeklerde 58 yaşı kabul ettik.
10-15 yıldır hizmet veren kadınlann 43,
erkeklerin 48 yaşında emekli olmasını
öngören, diğerlerine de kademeli geçiş-
te de anlaşrık. Prime esas kazanç üst sı-
nınnı asgari ücretin 3 katı olarak öngör-
dük. Emekli aylığında eski düzene dö-
nülmesi gereğinde birleştik. Zorunlu ta-
sarruftan işsizlik sigortası istemediği-
mizi açıkladık. Devlet yüzde 10 katkı
versin dedik. Ama işverenle yapüğımız
bu uzlaşmaya karşın hükümet belli çev-
relere taahhütte bulunmuş. Getirilmek
istenen yasa tasansı SSK'nin, Emekli
Sandığı'nın, Bağ-Kur'un çalışanıyla ve
bakmakla yükümlü olduğu 53 milyon
kitleyi kapsıyor.
- Geçiş dönemi > umuşaülarak sendi-
kalı işçilerin tepkisinin azattüması pla-
• nıodan söz ediUyor. Türk-tş'in buna tav-
n nasıl olur?
Ortada henüz bir şey yok. Öyle bir ni-
yet de yok. Bakanz, tartışır. konuşuruz.
Bir şey yok ki üzerinde oturup tartışa-
sın. Ayın 24'ünde hükümeti bir kez da-
ha uyaracağız. Ondan sonra üretimden
gelen gücümüzü kullanacağız. Bunun
başka çaresi yok.
- Sosyal güvenlikk ilgili komisyon gö-
rüşmelerinin başına kapatilmasını nasıl
degerlendirK orsunuz?
Eskiden demirperde ülkelerinde olu-
yormuş. Bu şudur: Biz bir şey yapıyo-
ruz, ama yaptığımız doğru değil; basın-
dan, halkımızdan utanıyoruz. Belki, bu-
na parmak kaldıranlar. ellerini açmış-
lardır; "Ya ResuDaUahım, bu kadar fa-
kir fukaranın hakkını ortadan kaldınyo-
ruz, bizi bağtşla" demışlerdir. Geçmişte
hangi millervekili ne konuşuyor, izler-
dik. Şimdi basını bile almıyorlar.
Sen halkını mı, IMF'yi-Dünya Banka-
sı'nı mı dinliyorsun? Dinleme demiyo-
ruz. Otur göriiş. Fakat Türkiye'deki ça-
lışma koşullan neyi gerektiriyorsa onu
yap. Sen çalışanın yüzde 70'inin elinden
emeklilik hakkını alırsan, maazallah ya-
nn bir de kıyak emeklilik çıkanrsın...
Komisyon başkanına, pannak kaldıran
milletvekillerine sesleniyorum; yasaya
hüküm koysunlar, şu anda Meclis'teki
milletvekillerinden erkekler 60 yaşına,
bayanlar 58 yaşına gelmeden emekli ola-
mazlar desınler. Sen ne biçim milletve-
kilisin. Seni kucaklayan halk varsa, o
halka benim de ihtiyacım yok. Bu kadar
vurdumduymaz bir toplum olmaz. Ben-
zine bir ayda en az yüzde 30 zam yapıl-
dı. Bu, bize toplusözleşmeyle verilen
zamlann geri ahnması. Memura verilen
zam, eksi yüzde 10'la geri alındı.
'Haklar eiden alınıyor'
- Yasa tasansuıa karşu sağ-sol görüş
avTilığ] olmaksızın tüm çahşanlar bir
araya geldi. Bunu nasıl değerlendiriyor-
sunuz?
Vatandaş daha iyi anladı siyasileri.
Geçmişte büyük yanlışlar yapan parti-
lere vatandaş iyi birders verdi. Bu siya-
si partiler vatandaşın hakkına hukuku-
na el uzatmaya başladılar. Sağcının da
solcunun da hakkı elinden alınıyor. Bu-
rada emek var. sermaye var. Işi o ölçü-
lerde almak lazım. Yoksa tahkim yasa-
sına evet diyen bir insanın, ülkenin bü-
tün nimetlerini belli bir çevrenin hima-
yesine sokmaya çahşan bir zihniyetin
milliyetçi midir, devrimci midir tartış-
ması olmaz.
- MHP'nin de, DSP'nin de seçimlerde
vaatleri vardı. Bu tasan partikrin taban-
lannda sıkmb yaratnor mu?
Sayın Ecevit'in geçmişten verdiği bir
güven var: emeğe karşı yanlış yapmaya-
cağı, yapamayacağı düşünülmüştür.
Maalesef en büyük haksızhğı Sayın
Ecevit yapıyor. Elbette MHP'nin taba-
nında da rahatsızlık var. Ama ANAFın
tabanında rahatsızlık olmuş, olmamış
pek aldınş ettikleri yok. ANAP, bu zih-
niyetle devam ederse barajı bile geçe-
mez.