18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 TEMMUZ 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER ÇEKÜLün ceviz ppojesi tuttu • İstanbul Haber Servisi - ÇEKÜL Vakfı8-12 Temmuz tarihlerinde Van"ın Bahçesaray ilçesindeydi. Amaç, 1998 yıhnın Eylül ayında başlayan "Bahçesaray Cevizlerini Yaşatalım, Çoğaltalım Projesi"ndeki gelişmeleri yerinde görmekti. Ekim ayında dikilen fidanlann boy atması ve ceviz vermeye başlaması. Vanlı işadamı Zekai Erez'inde destegiyle ÇEKÜL'ün 2000 yeni fidan göndermesini sağladı. Ceviz projesi daha da genişleyerek verimden düşmüş ağaçlann tomruk olarak değerlendirüdiği bir ceviz ahşap işleri atölyesinin kurulmasını sağladı ve gençlere bir sanat kazandırmanın kapılannı da açtı. Bu arada geçen dönem dikilen aşılı fıdanlar da boy atmış, "iki kanşlık boylanna bakmadan" birer ikişer ceviz vermişlerdi. Ezberciiik sona erecek! • ANKARA (AA) - Milli Eğitim Bakanlıgı 8 yıllık zorunlu temel eğitim uygulaması kapsammda, ilköğretim okullannda daha çağdaş eğitim ortamı yaratmak ve eğitimde kaliteyi yükseltmek için ezberciliğe son vermeye ve pratiğe yönelik bir model olan "aktif öğretim yöntemi"ni uygulayacak. Bu amaçla, ilköğretim müfettişlerine Süleyman Demirel Üniversitesi Eğitim Fakültesi'nde "Aktif Öğretme ve Ögrenme Yönterhleri ıle Öğretim Materyalleri Kullânma Egitimi" verilmeye başlandı. 30 Temmuz'da tamamlanacak olan bu ilk kursun ardından. 2-13 Ağustos tarihleri arasında ikinci kurs düzenlenecek. Bu kurslar sonucunda. Türkiye genelindeki 3 bin ilköğretim müfettişi "aktif öğrenme ve öğretme'" ıle "ders materyallerinin ,,,,n kullanılması" konulannda "formatör" (lider eğitici) olarak yetiştirilecek. Formatör müfettişler, 1999-2000 öğretim yılı boyunca, bütün sınıf öğretmenlerini bilgilendirecekler. 30 milyar talüilisi • BtGA(AA)- Milli Piyango'nun 19 Temmuz özel çekilişinde biletine 30 milyar lira isabet eden kişi, Bigalı işadamı çıktı. Milli Piyango milyarderi olan işadamı Ali Bülbül. gezici bayi Ekrem Yalçın'dan 5 tam bilet aldığını belirterek "O gün üzerimde para taşımadığımdan, biletin parasını dahi daha sonra vermiştim" dedi. Bülbül. bugüne kadar Biga ilçesinde çeşitli hayır kurumlanna yardımda bulunduğunu belirterek, alacağı 30 milyar liranın bir kjsmını da hayır işlerinde kullanacağını söyledi. 29Mayıs Hastanesi açıldı • Istanbul Haber Servisi -Türkiye Diyanet Vakfi (TDV) Ankara'daki "Out Patient Klinik"ten sonra, Istanbul Vatan Caddesi'nde 10 bin 100 metrekarelik alan üzerine 134 yataklı olan 29 Mayıs Hastanesi'ni açtı. Yetkililer, hastanede emekli sandığı ile olan sözleşmesi gereği karnelerini ibraz eden emeklilere ücretsiz, özel sigorta sahipleri ve banka mensuplan, SSK ve Bağ- Kur ile sözleşmeli olanlara da ek bir ücret almaksızm hizmet vereceğini bildirdi. 'Bonpet' tanıtıldı • İstanbul Haber Servisi - Otomatik yangın söndüriicüsü "bonpet", Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanhğı ltfaiyesi ve Sıbertek AŞ tarafından gerçekleştirilen tatbikatla basına tanıtıldı. Itfaiye Daire Başkanı Sabri Yalın, lstanbul Eğitim Merkezi'nde dün düzenlenen tatbikatta yaptığı konuşmada, yangınla mücadelenin pahalı bir iş olduğunu belirterek Türkiye'nin bu alanda çaba gösterdiğini, ancak bunun yeterli olmadığını kaydetti. Prof. Dr. Muzaffer Ataç, evrenin öz maddesini ararken uzayın haritasını hazırlıyor Uzay bibmmde Türk a<lı Prof. Dr. MuzafTer Ataç. YUSUFZtYAAY California Üniversitesi öğretim üye- si Türk bilim adamı Prof. Dr. Muzaffer Ataç. ABD'deki FERMILAB'da büyük patlamayla (Big Bang) oluşan evTenin öz maddesini araştınyor. Ataç, aynı za- manda uzayın haritasını da hazırlıyor. Türkiye'nin düşük maaş ve merİcezi- yetçi YOK düzeniyle kaybettiği Türk bi- lim adamlan. gelişmiş Batı ülkelerinde el üstünde tutuluyor. Yüksek enerji fı- zikçisi Prof.Dr Muzaffer Ataç da bu bi- lim adamlanndan bırisi. Kanser tanısı- nı sağlayacak fıberoptik cihazın paten- tine de sahip olan Prof. Ataç, soğuk sa- vaş döneminde eski ABD Başkanı Ro- nald Reagan'm Amerikan Ulusal Hava- cılık ve Uzay Dairesi'nin (NASA) Sov- yet uzun menzilli füzelerine karşı uzay- dan savunma sistemi olan Star War pro- jesinde de çalışmış bir bilim adamı. Be- yin göçünün Türkiye'ye kaybettirdiği yüksek enerji ve parçacık fıziği uzma- nı bilim adamı 66 yaşındaki Prof. Ataç, ABD'de stratejık araştırmalann yapıl- dığı FERMILAB'da çalışıyor. Ataç, ay- nı zamanda Los Angeles Califomia Üni- versitesi'nde (UCLA) lisansüstü öğren- cilerine ders veriyor. Prof.Ataç, halen NASA'nın başka bir projesinde yürüt- tüğü çalışmalanyla atomun proton par- SAVAŞKÜRKLÜ KKTCnin suyu Anamurve Manavgat'tan karsılanacak ADANA - Su zengini ülkeler arasında yer alması gerek- tiği halde elindeki potansiyeli iyi kullanamayan Türki- ye'nin bu kaynaklan iyi değerlendiremediği için yılda ki- şı başına ancak 1750 metreküp su düştüğü. oysa bu raka- mın 10 bin metreküpün üzennde olması gerektiği belirtıl- dı. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Şube Başkanı Se- datTürkmen, yıllık ortalaması 186 milyar metreküp olan akarsu potansiyelinin yaklaşık 110 milyar metreküpünün kullanılmaya çok elverişli olduğunu belirterek "Her şey, de olduğu gibi su konusunda da yeterli çahşmayı yapıp eB- mizdeki potansiyeli kuUanamıyonız" dedi. KKTCnin su ıhtiyacının ise Anamur ve Manavgat'tan karşılanacağı vur- gulandı. Nürasumuzun 65 milyona yaklaştığı günümüz- de kişi başına 1750 metreküp su düşmesinin, su zengini sayılması gereken ülkeler arasında yer almamızı da engel- lediğini yineleyen Türkmen, Türkiye'nin teknik yönden kullanmaya erverişli 110 milyar metreküp su kaynağı ol- masına karşm bunun ancak 40 milyannın kullanıldığına dikkat çekti. Türkmen, "Aradald 70 miKon metreküp fark eJbette ihtiyaç faztası degil. Henfiz kullanıma yönlendire- mediğiıniz kısmı" dedi. Türkmen, KKTCnin su ihtiyacmın Anamur ve Manav- gat'tan karşılanmasıyla ilgili sorumuza ise şu yanıtı ver- di: "Bu. Kıbns Işleri Koordinasvonundan Sonımlu Dev- let Bakanlıgı taranndan yürürüiüyor. Su sıkınösı çeken KKTC için iyi bir çözüm yolu. Bunun için geiiştirilen pro- jeler de hayfi uygun. Hakn Anamur Soğuksu'dan baJon- larla taşınan suya Manavgat Dragon ça> ından götürüiecek suyu da ekkrsek adada sorun kalnıa/ denebilir. Aslında bi- am kaynaklannıızdan birçok ülkenin dahasu ihtiyaa kar- şılanabilir." Gazetemize'20. Yii^ılmBıısvıRımımıı'ödiilii Nokta dergisi tarafından bu >il 15'incisi düzenlenen "DoruktaJdler'98" ödül töreni Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin katüımıyla Maslak Princess Otel'de gerçekleştirildL Törende Cumhurbaşkanı Demirere "füm dünya genelinde. yaşayan devlet adamlamun da duayeni olması nedeniyle" "20. Yüzyıhn Devlet Adamı" ödülü verilirken Cumhuriyet gazetesi de "20. Yüzyılin Basın Kurumu" ödülüne layık görüldü. "tlk nüshasuun yayımJandığı 1924 yılından bu yana yaşıt olduğu cumhuriyete, cumhum et devrimkrine her koşulda sahip çıkan, ulusal bağımsızlığîmızı en güç şartlar altında bile savunan. demokrasimizin laik karakterinden asla taviz vermeyen potitikası nedeniyle verilen ödülü Cumhurrvet Gazetesi Genel Yayuı Yönetmeni Orhan Erinç, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin elinden aldı. Demirel, aynca 20. yüzyıhn üniversitesi seçilen İstanbul Üniversitesi adına Rektör KemaJ Alemdaroğlu'na, 20. yüzyıhn kurumu seçilen Genelkurmay Başkanhğı adına Genel Plan ve Prensipler Başkanı Korgeneral Batmaz Dandin'e ödüllerini verdi "Doruktakiler'98'' ödüllerini kazananlar ise şöyle: Demokrarik kitle örgütleri dahnda Lğur Mumcu Vakfi adına Güldal Mumcu. bankacıhk dahnda Altan Koçer. basın dahnda Yavuz Donat, bilim dahnda Dr. Ali Zırh, bürokrasi dahnda TRT Genel Müdürü Yücel Yener, çevre dahnda ANAP İstanbul Milletvekili Ediz Hun, iş dünyasında Ayhan Şahenk, mizah dahnda Mehmet Çağçağ, müzik dahnda Mehveş Emeç, plastik sanatlar dahnda Bedri Baykam, poUtika dahnda Başbakan Yarduncısı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer. televizyon dahnda Uğur Dündar, tiyatro dahnda Tılbe Saran, yerel yönetimler dahnda Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk ve yönetici dahnda Metin Çağlar. (Fotoğraflar: HATlCE TUNCER) Türkiye'nin ilk erkek hemşiresi SAADET ^HHjjEj usi1 'B Ş ^ ^ ^ B Ülkemiz- 1 ~~ * ^ 3 dehâlâkadın jflHH||PP% ' ^*' / Murat Bektaş. mesleği ola- rak görülen hemşirelik ilk erkek mensubuna Kodlama ha- tası sonucu Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşi- relik Yüksekokulu'nu kazanan Murat Bektaş, "Ama mesleğimi şimdi çok seviyorum" diyor. Bektaş ve onun gibi hemşirelik eğitimi alanlar yasalarda erkek hemşirelik kadrosu olmadığı için ancak sağlık memuru olarak çalı- şabilecekler. Erkekler hemşire ola- rak 11 "inci yüzyıldan itibaren gö- rev yaparken, 19'uncu yüzyılda bu meslek kadın egemenliği altı- na girdi. Birçok ülkede yavaş ya- \>aş erkekler de hemşirelik mesle- ğine adım atarken Türkiye'de de böyle bir gereksinime dikkat çe- kiliyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Hem- şirelik Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Güberen Kocaman, Türkiye'de sağlık meslek liselerinde ve sağ- lık yüksekokullannda verilen sağ- lık memurluğu eğitiminin hemşi- relikle aynı olduğuna dikkat çeki- yor. Kocaman, "Bu düzenlemeye göre ülkemizde de erkek hemşire- lere gereksinim duyulduğu, ancak erkeklere hemşire unvanı verme konusunda kültürel bir engel otdu- ğu anlaşılmaktadır" dıyor. Türkiye'de ştı anda Dokuz Ey- lül, Marmara ve istanbul Üniver- sitesi'ne bağlı okullann erkek öğ- renci kabul etmeye başladıklannı da belirten Kocaman, halen ken- di üniversitelerinde 7 erkek öğ- rencinin eğitimine devam ettiğini söylüyor. Meclis gündeminde bek- leyen 'hemşirelik yasa taslağfnın bir an önce kabul edilmesini iste- yen Prof. Kocaman şunlan söylü- yor: "Dünyada sağlık memurluğu yok. Türkiye'de de kadmlann ça- hşraadığı dönemde hemşirelerin yerini almakiçin icatedihniş. Mes- İekte cinsiyet aynmı ounamah. Er- kek hemşire oranı ABD'de yuzde 8, Kanada'da yfizde 9.5, ingUte- re'deyüzde 10 ve artrjrmaya devam ediyorlar." İlkolmak Türkiye'nin ilk erkek hemşire unvanına sahip olan Murat Bektaş ise bu bölümü yanlış kodlama so- nucu kazandığını söylüyor. Içine girdikçe mesleğini sevmeye baş- ladığını belirten Bektaş şöyle de- vam ediyor: "Sınıfımdaki arkadaşlarun çok destek oidular. İnsanlarerkek hem- şire görüneeönce şaşınyor. Ama is- tedikleri iyi bir bakun olduğu için sizi yadırğamıyoriar. Mesela eğiti- mimiz sırasında ev lere ziyarete gi- diyonız. Hiç tepki çekmedik. 4 yü- dır hiç değişmeyen soru ise 'Sizin isminiz ne olacak?' Bana Murat Hemşire denmesinden rahatsız ohnuyorum. Hem hemşirelik mes- lek adı olarak düşünüldüğünde cinsiyet gözetmiyor." Ekim ayındaki memuriyet sına- vında alan yazamayacaklan için iş- başı yapamayacaklanna da dikkat çeken Murat Bektaş, 'erkek hem- şire' kavramının yasalarla kabul edilmesini istiyor. çacıklannı hızlandınp, evrenin temel maddesini araştınyor. Ataç, çalışması- nı şöyle anlatıyor: "Uzayda ışık venneyen kütleter var. Uzay; benüzinsanhgın bilmediği bflşler- le dolu. FERMlL.\Bda büinmeyen ci- simleri araştınyorum. Uzaydan gelen gama ısınlannın yönünü sapta>arakuza- yın haritasını çiziyoruz. l za\da birçok şe> oluyor. Birçok ışın var. Dümanın içinde bulunduğu Samanyolu Galaksi- si'nin dışından gelen ışuılan sapdyoruz. NASA projesi içinde. uzaya gÖDderüecek vegalaksimiz dışından gelen ışınlan sap- tayacak bir uydunun vapımı için caüşV yoruz. NASA, bu knnudaki biMnıden ya- rarlanmak istedi. Sürekli ge- nişledigi saptanan evrenin ne- rede basla>ıp nerede bittiğini yani büvüklüğünü saptama- yaçahşıjoruz. EvTenin 5 mü- yar >ıl önce büyük padama (Big Bang) ile oluştuğu bilini- yor. Bu oluşum hâlâ devam ediyor. Dümanın içinde bu- lunduğu Samanyolu Galak- sisi halen tamamlanmış de- ğfl. FERMILAB'da dünya- nın en yüksek atom parçacı- ğı hızlandıncısı buiunuyor. Atomun proton denilen par- çacıklannı hızlandınp çok yüksek bir enerji açığa çıka- nyoruz. Bu enerji, evrenin oluşumunu sağla\an Big Bang'a benziyor. Y'eraltuıda4 mil çapındaki birtünekk pro- tonu hızlandınp ışıkhızma çı- kanyoruz. Ortaya çıkan çok yüksek enerjiyle evrenin öz maddesini araşnnyoruz." UFO diye bir şey yok Ülkesi Türkiye için çok şey yapmak istediğini söyleyen Ataç, Boğazıçi ve İstanbul üniversiteîerine sintilatörba- ğışladığını belirtiyor. Ataç, UFO diye bir şey olmadığı- nı, bunun bilimsel kanıtuıın bulunmadığını söyledi. UFO gördüğünü söyleyenlerin, çok kısa süreli ışık parlamalann- dan söz ettiklerini anımsatan Ataç, bunun aslında işlevi tü- kenmiş uydu ve roket parça- lannın atmosfere girerek yan- masıyla oluşan kısa süreli ışık parlamalan olduğunu vurgu- ladı. Ayhğı 8 bin dolar Ataç, Türkiye'de bilim adamlannın devlet üniversi- telerinde aylık 1000 dolar ma- aş almasına karşın ABD'de bir profesörün ayda 8 bin do- lar (3.5 tniryar Era) aldığını be- lirterek, Türkiye'de bilimsel araştırmalann yeterli düzey- de olmamasına bilim adam- larının gelir düzeyinin de olumsuz etkide bulunduğu- nu kaydettL Kanser nedeniyle kızını kaybeden Prof.Ataç, kendi- sini bu alanda da insanlığın hizmetine adamış. Ataç, Ca- lifornia Irvıne Üniversite- si'nden başka bir Türk bilim adamı olan Prof.Dr. Orhan Naknğlu ile kansertanısı için fiberoptik cihaz geliştirmiş. Amenka'da 30-50 yaş arası kadınların yüzde 10'unun kanser riski taşıdığını vurgu- layan Prof.MuzaflFer Ataç, bi- yopsi yerine geçecek tanı ci- hazının patentini almış, an- cak fareler üzennde denenen cihazın tıpta kullanımı için 3-5 yıl sürecek hukuksal pro- sedürün yerine getirilmesi ge- rekıyor. Ataç'ın patentini al- dığı "StereoTechnkBiopsy'' adlı cihaz, bir iğnenin içine yerleştirilen 3 milimetre ka- lınlığındaki fiberoptik par- çayla çalışıyor. Cihaz, vücut- ta kanserli olduğu düşünülen bölgenin tanısını sağlayacak. Böylece parça alınmasıyla yapılan biyopsinin yerine ge- çecek. Kanserli olduğu sap- tanan bölgeye radyoaktif bir sıvının venlmesi ile kanm en çok yoğunlaşuğı kanserli böl- geyi bu fiberoptik cihaz be- lirleyecek. Ataç Idmdir? Prof. Dr. Muzaffer Ataç, 1957'de Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'nden fızik yük- sek mühendisi olarak mezun oldu. Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nde (MTA) hava- dan uçakla uranyum araştır- ması çalışmalanna katılan Ataç. hocası Prof.Dr. Besim Tanyel tarafından Bağdat'a atom çekirdeği konusunda araştırma yapmak üzere gön- derildi. Daha sonra da yine Tanyel taranndan NATO bur- suyla ABD'ye gönderildi. MTA'da jeoloji haritalan çi- zen Ayfer Ataç'la evlenen Mu- zaffer Ataç, ABD'de master ve doktora yaptı. Daha son- ra ABD'nin önemli parçacık hızlandırma araştırmalannın yapıldığı FERMILAB'da bi- limsel araştırmalara başlayan Ataç, halen bu laboratuvarda ve California Üniversitesi 'nde görev yapıyor. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Yarın, 24 Temmuz.. Sosyal Güvenlik Reformu adı verilen tasarı, özüne dokunulmadan geçtiği Sağlık ve Sosyal Iş- ler Komisyonu'ndan sonra bugün Bütçe ve Plan Komisyonu'nda ele ahnıyor. Hükümetle işçi ve memur sendikalan arasında bu tasan nedeniyle başgösteren gerginliğin yu- muşatılıpyumuşatılmayacağı, özelliklebu komis- yondaki görüşmelerde belirginleşecek. Koalisyo- nu oluşturan üç partinin, şayet görüşmeler süre- since taraflar arasında kimi konularda anlaşma- ya vanlacak olursa, tasanyı genel kurula o şekli ile indirmelerini, genel kuruldaki görüşmeler sıra- sında muhalefet partilerinın vereceği değişiklik önergelerine karşı birliktelik oluşturmalannı dogal karşılamak gerekir. Bu nedenle de, bir süreden beri Ankara'da, is- tanbul, Izmir ve Adana gibi sanayi yoğunluklu kent- lerde tasanya karşı yapılan gösterilerin bugün başkentin KızılayAlanı'ndaon beşsiviltoplum ku- ruluşunun yapmaya hazırlandığı büyük direniş toplantısı, özellikle sendikalar açısından yaşam- sal önem kazanıyor. Yarının, Türk işçi sınrfının yaşamında tarihsel bir özelliği var. Çalışanlann grevli toplusözleşme hakkına ka- vuşmalannı sağlayan 243 ve 275 sayılı yasalar. 24 Temmuz 1963tarihindeTBMM'de kabul edildiği zaman Çalışma Bakanı Bülent Ecevit'ti. Döne- min başbakanı Ismet Inönü, 1950 öncesinde ça- lışanlara grev hakkı vaat ederek iktidara gelen Demokrat Parti'nin, daha sonra bu vaatlere arka- sını dönmesini anımsatarak 24 Temmuz yasala- rını kamuoyuna şu sözlerle tanrtmıştı: "Biz yapamayacağımız şeyleri vaat etmeyiz. Vaat ettiklerimizi de yapanz." Yannki mitinge ev sahipliği yapacak olan Türk- Iş Genel Başkanı Bayram Meral. Kızılay'daki toplantının 'gök kubbeyi hükümetin başına yık- mak' için bir adım olduğunu söylüyor ve "Türk- Iş 24 Temmuz'u İşçi Bayramı olarak ilan etmişti. Bazılan da o günü Ecevit Bayramı olarak kutlu- yorlardı" diyor. Türk-lş'in, 1963'te 'işçibayramı' olarak ilan et- tiği 24 Temmuz, zaman geçtikçe bu nıteliğini yi- tirdi ve yerini, kimi zaman karşıt gösterilerle kana bulanan 1 Mayıs'lara bıraktı. 24Temmuz'un özel- likle çalışma yaşamına getirdiği yenilikler ve ça- lışanlara saöladığı haklar da, dönemin işçi lider- leri Ismail înan'lar, Seyfi Demirsoy lar, Halil Tunç'lar, Abdullah Baştürk'ler, Osman Soğuk- pınar'lar, kahpe bir kurşun ile 1980 yıhnın 22 Tem- muzu'nda yaşama veda eden Kemal Türkler'ler, Rıza Kuas'lar, Kemal Nebioğlu'lar ve daha ni- ce inançlı emekçiyle biriikte 'hak sendikacılığı' da tarihe kanştı. Vizyona 'ücret sendikacılığı' gel- di. Emekçiler, yönetime katılma gibi kendi sınıfla- n için asıl önemli olgular yerine, gelecek zamda ücretlerine ne kadar artış yapılacağının kaygısı içi- ne düşünce, patronlar o kaygıdan yararlanmak için taşeronluk sistemini getirip işyerlerinin baş köşe- sine oturttular. Ondan sonraki evre de, 'sendikayı boş ver, top- lusözleşme de neymiş. Sen alacağın paraya bak' oldu. O dönem, kayrt dışı ekonomiyi de elbette bir- iikte getirecekti. Sendikalanmızın, konfederasyonlanmızın lider- leri bu dönemleri hep görkemli tribünlerinden pa- şa paşa izlediler. Rıdvan Budak, dün gazetemizde 'bu acıma- sız ve vicdansız anlayışa karşı' yerinde, ama sa- nınm geç kalmış bir mücadele için dikkatleri çek- meye çalışıyordu. Düşününüz ki, TBMM'de 1965 yılında Adalet Par- tisinden üç, Cumhuriyet Halk Partisi'nden beş milletvekili vardı ve Türkiye İşçi Partisi emekçile- rin oylan ile bir grup kuracak sayıda parlamento- ya girmişti. Yine düşününüz ki, yinmi birinci dönemde par- lamentodaki tek işçi kökenli milletvekili Rıdvan Bu- dak'tır. Eski DİSK Genel Başkanı, bugün Bütçe ve Plan Komisyonu'nda ele ahnacak olan Sosyal Güvenlik Tasansı için politik açıdan çok önemli uya- nlar yapıyor. Bu konudadahaönceki iki hüküme- tin DSP'li Çalışma Bakanlan Nami Çağan ile Ha- kan Tartan'ın yaptığı düzenleme çalışmalannın Yaşar Okuyan'ın bakanlığındaki çok kısa dö- nemde değiştirildiğini söylüyor. Benzer birsavı o dönemlerin SSK Genel Müdürü Kılıçdaroğlu da yapmış ve yalanlanmamıştı. Budak, özellikle memur ve işçilerin seçmen ağırlığını taşıdıklan illerden seçildikleri için çoğu DSP'li milletvekilinin tasandan duyduğu rahat- sızlığın sözcülüğünü de yapıyor. Başbakan Ecevit'in, bu rahatsızlığın farkında olduğu için önceki gün 'uzlaşı arıyoruz' biçimin- de özetlenebilecek olan demecinde emeklilik ya- şı ve kayıt dışı ekonomiye karşı mücadele konu- lannda geri adım atmayacaklan, ama onun dışın- da bazı konularda uzlaşmaya vanlabileceği umu- duna yönelik sözlerini taraflar soğukkanlılıkla de- ğeriendirmelidir. Başta sendikalar olmak üzere, tüm sivil toplum örgütlerinin güçlenmesi, öncelikle bu kurumlar- dasorumlulukyüklenenlerin, yüklendikleri görev- lerin bilindnde olmalan ile mümkündür. Düşününüz ki, bugünkü gelişmeleri değerlendiren bizim çok önemli meslek örgütümüz Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, önceki günkü açıklamasında gazetecilerin çalışmalannı ve haklarını düzenleyen 212 sayılı yasanın adeta dondurulmuş olmasından hükümet- leri suçluyor ve bu suçlamasını da her yasada son madde olarak yer alan "..bu kanunu Bakanlar Kurulu yürûtör" hükmüne dayandırmaya kal- kışıyor. Monteskiyo'nün, "Her toplum layık olduğu yönetimle idare edilir" sözleri, sendikalanndan kendi gönülleri ile ayrıldığını bildiren ve işyerlerin- deki ücret artışlannın tembel çalışmayan ile çalışan gazeteciyi belirleyerek yapıldığını apaçık yazabilen meslektaşlanmız için söylenmiş olmasın. Hem de yüz yıl öncesinden.. Faks: 0212 677 07 62 E-Maihorhan.birgita do.net.tr. ÇYDD BEŞtKTAŞ ŞUBESÎ EĞtTÎM GÖNÜLLÜLERİAR4SINA StZ DE KATILIN!.. öğrenciler, öğretmenter, serbest meslek sahipleri, memurtar, ev hanımları, sız, hepimiz hafta sonları birkaç saatinizi ayırarak yetkın, özerk, sorumlu, bilimsel düşünen bir neslin yetişmesıne destek vermek istemez misiniz? iletişim için Tel: 0.212 288 42 16 - 0.212 275 50 23
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle