24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 HAZİRAN 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 18 Nisan seçimlerinin ardından siyasi nedenlerle görevlerine son verilen işçilerin sayısı 4 bini aştı Belediyelerde işçikıyımı• Sendikalar. işten çıkarmalann 'siyasi aynmcıhk' nedeniyle gerçekleştiğini belirtirken uzman hukukçular, siyasi aynmcıhğın "insan haklan ihlali"' olduğunu, bu nedenle işten çıkarmalann Avrupa Insan Haklan Mahkemesi'ne götürülebileceğini söylediler. ALİER 18 Nısan'da seçılen yenı belediye baş- kanlanrun işten attığı ışçi sayısı 4 bini aş- tı. Sendikalar, işten çıkarmalann "siyasi aynmcıhk" nedeniyle gerçekleştiğıni be- lirtirken uzman hukukçular, siyasi aynm- cılıgın "insan haklan ihlan"" olduğunu, bu amaçla gerçekleştinlen işten çıkarma- lann Avrupa Insan Haklan Mahkeme- si'ne (AİHM) götürülebileceğini söyledi- ler. 18 Nisan seçimlerinden sonra beledi- ye başkanlığı koltuğuna oturan baa baş- kanlann başlattığı kitlesel işten çıkarma- lar sürüyor. Belediyelerde örgütlu, DlSK'e bağh Genel-lş, Türk-lş'e bağlı Belediye- Iş ve Hak-İş'e bağlı Hızmet-lş sendika- lannın belırleyebildiği kadanyla işten çı- kanlanlann sayısı 4 bini aştı. Belediye- îş Sendikasfnın verdıği bilgilere göre 18 Nisan'dan bugüne dek 2 bin 495, Genel- tş Sendikası'nın saptamalanna gÖTe ise 1480 belediye çalışanı işten aüldı. Hizmet- Iş Sendikası da yüzlerce üyesinin işten atıl- dığını bildirdi. işten çıkanlan işçilerin bü- yük bölümünün "geçki işçi" statüsünde ol- masınm, işten çıkanlmalanru yasal açı- dan kolaylaştırdığı belirtüdi. Genel-lş Sendikası Örgütlenme Daire- si Başkanı Aşur Kurgen, bu statüde ça- lışmalanna karşın işten çıkanlanlar ara- sında 5 ile 10 yıllık işçılenn bulunduğu- na dikkat çekti. Belediye başkanlanrun çalışanlara yö- nelik "siyasi aynmcıuk*' kaynaklı baskı- sı, işten çıkarmalann yanı sıra çahşanla- n "befenmedikkri" sendikadan istifaya zorlamak, aynca ağır, uzak ya da işlevsız görevlere atamak şeklinde de gerçekleşi- yor. Genel-lş Sendikası Yönetim Kurulu üyesi Aşur Kurgen, özellikle MHP'li baş- kanlann kazandığı belediyelerde çok sa- yıda üyelerinin baskı sonucu istifa etmek zorunda kaldığını söyledi. lş ve Avrupa hukuku uzmanlan, siya- si amaçlı işten çıkarmalann insan hakla- n ihlali olduğunu belirterek çalışanlann bu açıdan da hukuk mücadelesi vermesi gerektiğini vurguladılar. Uzman hukukçular, AİHM'nin siyasi aynmcılığı mahkûm eden "Young" dava- sının mahkeme için bu tür davalarda iç- tihat nıteliği taşıdıjının alnnı çizdi. Ulus- lararası Çalışma Orgütû'nün (ILO) 111, 122 ve 158 sayılı sözleşmeleri, işçi çıkar- mada ve işçi almada siyasi aynmcılık ya- pılmasmı yasaklıyor. Türkiye'nin de im- zaladığı 111 sayılı sözleşme, siyasi aynm- cılığı "Avrupa İnsan Haklan Sözleşme- si'nin ihlali" olarak değerlendiriyor. İTÜ tşletme Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Öner Eyrenct Alman iş huku- kunun, siyasi iktidarlara yalnızca müste- şar gibi "karar verici" konumdaki kişile- rin değiştirilmesine olanak tanıdığını, bu kararlan uygulayıcı durumdakı alt kadro- lara yönelik uygulamalan *siyasi aynm- cıhk" olarak değerlendirdiğini söyledi. B e l e d i y e - l s S e n d i k a s ı ' n d a n t e p k i 14 ydlık çahşamtı maaşı 240 mih oıı lira tstanbul Haber Servisi - Belediye-lş Sen- dikası. özelleştirme çerçevesinde işten atı- lacak binlerce belediye çalışanırun doğa- cak tepkısıne karşı. "iriyarT iki medya ku- ruluşunun hükümetin özelleştirme polıtı- kalan içın kampanya başlattıgını ıddia et- ti. Medya kuruluşlannın "çöpçü milyarla- n süpürûyor" haberlennın yalan olduğu- nu belırten Beledîve-lş sendikası yetkilile- n. "14 yıllık bir belediye çahşanının maaşı 240 milyon lira crvanndadır. Temizlik işçi- lerine 'çöpçü' >^kışürmasında bulunularak çahşmalan gözden düşürühnek istenmek- tedir" dedı. Belediye-lş Sendikası yetkıhlen dün sen- dıkanın Aksaray'dakı genel merkez binası önünde birbasın açıklaması yaptı. Beledi- ye çalışanlannın da katıldığı basın açıkla- masında Belediye-lş Sendikası Örgütlen- me Sekreteri \ihat Vurdakul, yaklaşan top- lu ış sözleşmesi sürecine işçilerin ekono- mık-demokratik taleplerinde daralma ve aşınmalar yaratılarak. sıfır zamlı sözleş- meler dayatılmak ıstenerek gırildiğini sa- vundu. YurdakuTun açıklamasında özetle şu görüşlere yer verildı: "4 kişilik bir ailenin ayhk zonınlu geçin- me giderierinin 310 milyon lira ohnası ge- rektiği düşünüldüğünde, temizlik ve bele- diye işçikrinin aldığı 210-240-280 milyon liranın döktükleri terin bedelini dahi kar- şılayamadığı görülecektir. Peki gerçek bu ol- masına karşın neden bu yönlü bir kampan- ya yüriitülmektedir?" Basın açıklamasına katılan belediye ça- lışanlan, yanlannda getirdikleri maaş bord- rolannı gazetecılere göstererek, iddia edil- dıği gıbi milyarlar kazanmadıklannı söy- lediler. Vergı iadesiyle bırlikte geçen ay 260 milyon lira aldığını belirten bir bele- diye işçisı şunlan söyledi: "14 yıkhr bete- divede temizlik araanda şoför olarak çalı- şıyorum. Aldığım para işte burada beüi. Ancak bilivoruz ki bu büyük medŞa kuru- luşlannda, asgari ücret üzerinden gazeteci caİışünbyor. vergi kaçınlıyor. Bizinı aldığı- mız paradan daha az bir maaşla gazeteci- leri çanşmaya zorlayanlar sırça köşklerde yaşıyor. Onlar bu kadar düşük maaşla ga- zeteci çahşünnaktan utanmalan gerekirken, temizlik işçilerinin maaşlanna göz diktiler. Bu haberieri yapüranlar. az maaşa tahm et- tirilen emekçi basın mensuplan değfl,trans- fer ücreti olarak trihonlar alıp, dövizle ma- aş alanlardır. Onlar mudu azınlıkür ama medya ne yaak ki onlann kontroMnde." Belediye-lş Sendikası yetkilileri yapüklan açıklamada yaklaşan toplu iş sözleşmesi sürecine işçilerin taleplerinde daralma ve aşınmalar yaratılarak, sıfır zamlı sözleşmeler dayatıİmak ıstenerek guildiğini savundular. (MEHMET DEMİRKAYA) ILO'da çocuk îşgücü tartışıhyor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Uluslararası Çalış- ma Örgütü'nün (ILO) dü- zenlediği Uluslararası Çalış- ma Konferansı'nda Türki- ye'yi de yakından ilgilendi- ren "çocuk işgücünün kötü kullanımı ve anneliğin korunması programı" en önemlı gündem maddelerini oluşturu- yor. ILO'ya üye 174 ülkenin katılımıy- la salı günü Cenevre"de başlayan kon- ferans, 17 Haziran Perşembe gününe kadar devam edecek. Konferansta baş- kanhk görevini yürüten Gana Çalış- ma Bakanı Mohammad Mumuni, kon- feransa katılan delegelerden, çocuk- lann kötü koşullarda çalışmalannı en- • Çocukiarın beden ve ruh sağlığmı bozacak etkinlikleri engelleyecek yeni bir uluslararası anlaşma ortaya koymak amacıyla gerçekleştinlen konferansta, "anneligin korunması" konusu da ele alınıyor. gelleyecek ortak bir anlaşma ve öne- ri zemini yaratılması için çalışmala- nnı istedi. Çocuklann kötü koşullar- da çalışmalannı, çocuk köleliğini, ço- cuklann beden ve ruh sağlığmı boza- cak etkinlikleri engelleyecek yeni bir uluslararası anlaşma ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilen konferans- ta. aynı zamanda "annetiğin korunma- sı" konusu da tartışıhyor. Konferan- sın özel oturumlannda. Arap ülkele- rindeki işçiler ile dünyadaki göçmen işçilerin durumlan tartışıla- cak Tüm dünyada 5-14 yaş arası 250 milyon çocuğun çalışhğını bildiren ILO, bu çocuklann 120 milyonunun tam gün çalıştığını ve yüzde 68'inin tehlikeli işlerde görev aldığını kayde- diyor. Çocuklann köle gibi kullanıl- masını, satılmasmı, yasadışı işlere ve fahişeliğe itilmesini, pomografık ürün- ler ile çocuk sağlığına ve ahlakına za- rar verecek işlerde kullanılmasını, "çocuklann en kötü biçimde kullann- ması" olarak niteleyen ILO. küçük yaştakilerin cinsel yönden sömürülme- sinin sürekli artarâk bir sektör haline geldiğini belirtiyor. Basın sektörü Sonay: Vahşi kapitalizm dayatılıyor tZMÎR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Türkiye "deki düşün- ce ve ifade özgürlüğünü kısıt- layan antidemokratik yasalann yeniden düzenlenmesı ve en- gellerin kaldınlması içın yeni hükümete çağnda bulunan Tür- kıye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı ZiyaSo- nay, medvadaki tekelleşmeye de dikkat çekerek "Düşünce veifcde özgürlüğünün önünde- ki en bü\iik engel,basın emek- çilerine vahşi kapitalizmin ko- şuDannı da> atan. med> ada kö- leci birdüzen kuran, deviet iha- lelerine göz diken, enerji sant- ralltnnın peşinde koşan med- ya patronlandır" dedi. TGS"nin Izmir'de yapılan genel yönetim ve başkanlar kurulu toplantılannda basın çaltşanlannın sorunlan, ışçi hak ve özgürlüklerine ilişkin yen hükümete ıletilecek öne- rile- paketi açıklandı. Sonay, "Stajyer gazeteci adıla kadrosuz çahşarma,ya- ni laçak işçüik; bordro ücretiy- le jerçek ücretin farkulaştml- maı, yani vergi kaçakçılığı; mıhabir. kameraman ve foto muıabirierinin 212 sayılı Ba- sınlş Yasası \erine 1475 sayıh İş asası kapsamında çalışö- nlnası, yani yasalann ihlali; senlika üyesi olmak isteyen- lcrn işten aölması ya da sen- dikdan istifa>a zorlanması. yaâ anayasal bir hakkın gas- p ı -asadışı uygulamalardan baılandır" dive konuştu. tstanbul Lisesi 8. Kültür Etkinlikleri kapsamında lise gençliğmin sorunlan tarüşıldı. (Fotoğraf: YUSUF ZÎYA AY) Liselüereğitim sisteminisorgukuh tstanbul Haber Servisi-Lise öğrencile- ri, eğitim sistemınden rahatsız olduklan- nı vurguladılar. Öğrenciler, "'Sorunlann Atatürkçü düşünce anlayışından uzaklaşı- larak dinsel eğitime yönelinmesinden kay- naklandığını" vurgulayarak. her siyasi ık- tidann eğitim aracılığıyla kendi doğrula- nnı kabul ettirmesine tepki gösterdiler. tstanbul Lısesı 8. Kültür Etkinlikleri kapsamında. ortaöğretim gençliğinin so- runlannın öğrencilertarafindan tartışıldı- ğı bir forum düzenlendi. Öğrencilerin kendilenni etkileyen eğitim sistemini sor- gulayarak, kendi aralannda tartıştıgı fo- rumda. gençliğin eğitim sistemine duyar- lı olduğu ortaya çıktı. Forumda söz alan Kabataş Erkek Lisesi öğrencisi Hasan Gündoğan. zorunlu din eğitiminin eğitim sisteminde "kanayanbiryara" olduğunu belirterek, Atatürkçü düşünce dışına çı- kılarak dinsel eğitime yönelinmesinin so- runlann kaynağı olduğunu söyledi. Gün- doğan. ulusal eğitimin Arap- Islam kül- türü empeıyalizminin etkisine girdiğini söyledi. Kabataş Erkek Lisesi öğrencisi Ege- men Yıldız da yıllardır uygulanan "Kü- çükAjnerikayaratma" politikalan ve ku- ran kurslanyla. imam-hatip liselerinın yaygınlaştınlmasıyla çağdaş eğitimden vazgeçildiğini belirterek, Doğu ve Gü- neydoğu Anadolu'da eğitimin tarikat ve aşiretlere terk edıldiğini söyledi. Çağaloğlu Anadolu Lisesi öğrencisi Selin Dingiloğhı dinsel eğitimin getirdiği dogmatik düşüncenin eğitim sistemine egemen olduğunu belirtti. Italyan Lisesi öğrencisi Erçin Baran da eğitim politikasının. hükümet politika- sından bağımsız olmasını istedi. Pangaltı Ermeni Lisesi öğrencisi Şila Susik>-an ise gelışmiş kentlerdeki okullar- la Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölge- lerindekı okullar arasında eğitim kalitesi ve olanaklan açısından büyük bir fark ol- duğunu söyledi. KAYNAK TEKNİĞİ SANAYİİ VE TICARET A.Ş. YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN SicilNo: 108903/55361 Sayın Hissedartanmıza, Şirketin temsıl ve ılzam yetkisi hususunda aşağıda arz edilen Tadil Metninı müzakere ve karara bağlamak üzere Şirket Hissedarlar Genel Kurulu Olağânustû toplantı yapacaktır Toplantı istanbul Levent, Büyükdere Caddesi No: 193, 80640 adresindeki Eczacıbaşı Holding A.Ş.'nin toplantı salonunda 29 Haziran 1999 günu saat 15.30' da yapılacak olup hissedartannmzın asaleten veya yetki verdikleri kişıler vasıtası ile toplantıda hazır bulunmalan rica olunur. Yönetim Kurulu GÜNDEM: 1 - Açılış, Başkanlık Dıvanı seçımi ve Divan'a Olağanüstü Genel Kurul Toplantı Tutanağını imza yetkısinin verilmesı. 2 - Ana Sözleşmenin 10. Maddesinin değiştirilmesi konusunun müzakeresı ve karara bağlanması. . * 3 - Kapanış. Vekaletname Örneği: VEKALETNAME Hissedan bulunduğumuz Kaynak Tekniği Sanayii ve Ticaret Anonim Şırketi'nin 29 Haziran 1999 tarihinde Büyükdere Caddesi No: 193 Levent / İstanbul adresinde saat 15.30' da yapılacak olan Olağanüstü Genel Kurul toplantısında bizi temsil etmeye ve gündemdekı maddelerin karara bağlanması için oy kullanmaya Sn 'ı vekil tayin ettik. VEKALETİ VEREN VEKALET VERENİN Sermaye Miktarı Hisse Adedi Oy Miktarı Adresi (Tarih+lmza/Kaşe) TADİL KONUSU OLAN ANA SÖZLEŞMENİN 10.MADDESİNİN ESKİ VE YENİ ŞEKLİ: ESKİ ŞEKİL: ŞİRKETİ İLZAM VE TEMSİL ' Madde 10: Şirketin idaresi ve dışarıya karşı temsili idare Meclısı ne aıttir. Şirket tarafından verilecek bütün belgelerin ve aktolunacak mukavelelerın muteber olabilmesı için bunlann Şirketin Resmi ünvanı altına konmuş ve şırketi ilzama selahiyetli biri A Grubu diğeri B Grubu hıssedarlann aday gösterdiklen üyeler arasından ıkı kışınin ımzasını taşıması lazımdır. YENİ ŞEKİL: ŞİRKETİ İLZAM VE TEMSİL . Madde 10: Şirketin idaresi ve dışanya karşı temsili idare Meclisı' ne aittir. Şirket' in mevzuu ve maksadına giren her hususta, şirket kaşesi üzerıne atılmış bıri A Grubu diğeri B Grubu hissedartann aday gösterdiğı üyeler arasından bırıncı derecede yetkiye sahip ikı İdare Meclisi üyesinin imzası Şirket'i temsıl ve ilzama yetkilıdir. idare Meclist, bunun dışında, şirketi temsıl ve ilzam yetkilenni tespıt ve temsil yetkilenni tayın edebılir. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Yoksa Kandıpılmış mıydık?.. Geçen cumartesi günü Antalya'daydım. Ankara, Antatya ve Simav'ı kapsayan bir "turne"ye çıkmış- tım. LaikCumhuriyetimizin ve Mustafa Kemal'in me- şalesini veaydınlığını, dilimin döndüğünceanlatmak için... Cumartesi günü, üniversitemizin rektörü Sayın Kemal Alemdaroğlu'nun, "mutat fırça toplantıla- nndan" biri vardı. Istanbul'da olmadığım için katı- lamadım. Istanbul'da olsaydım da katılmazdım. Zi- ra bu toplantının, "Bülent Berkarda Show"a dönü- şeceği belliydi. Ve kişisel olarak gerçekten sevgi ve saygı duyduğum Bülent Berkarda'ya yapılan böy- le bir gösteride, elbette "figüran" olmazdım. Üniversıtemizden "yaş haddi" nedeniyle, her yıl en az 10-15 hocamız emekli oluyor. Onlann hiçbi- rine layıkgörülmeyen böyle birtörenin, Bülent Ber- karda Hoca için yapılması, bence büyük bir haksız- lık. Hatta bu haksızlığa, Berkarda Hoca da layık de- ğil- Sayınrektörümüz;Cumhuriyetten okuduğum ka- danyla, bizim faküttenin dekanı Sayın Münir Kut- luate'ya da serzenişte bulunmuş ve toplantıya ka- tılmadığıiçin eleştirmiş. "Gereğiniyapacağını" açık- lamış. Ben Münir'in avukatı değilim, "kalemi" de var, "dili" de var. Ama "gereğinin" ne olduğunu merak ettim doğrusu. Sanınm yakında hep birtikte öğreni- riz. Sayın Alemdaroğlu, bizleri çok zora sokuyor. Bir yandan tüm gücümüzle desteklemek istiyoruz; ken- dimizi, desteklemeye zorunlu görüyoruz; öte yan- dan, Türkiye'de hiçbir rektörün uygulamaya cesa- ret edemediği "antidemokratikyetkilenni" kullanmak istemesi karşısında şaşkına dönüyoruz. Bizler, (ken- dileri dahil) hep biriikte, 2547 Sayılı YÖK Yasası'nın getirdiği bu 'antidemokratikyetkHers" karşı değil miy- dik? Şimdi, "Yasalyetkim var" diye, bunlan kullan- mak neıştir?.. Aslında bambaşka bir şeyler yazmak niyetiyle masaya oturdum, bakın laf nerelere geldi... • • • Tekrar başa dönelim. Geçen cumartesi günü An- talya'daydım. Akşam Antalya'ya yerleşmiş bulunan değerliarkadaşımAliSanlı ilebirlikte, "7Mehmet- /er"de enfes bir akşam yemeği yedik. Biraz geçmiş- ten ve çoğunlukla gelecekten söz ettik. Tabii Türki- ye'nin geleceğinden... Ali Sanlı, avukattır. 1980 öncesinde, bir dönem CHP Burdur Milletvekilliği yapmıştı. Daha sonra bır ara, Antalya Barosu'nun başkanlığını götürdü. Defalar- ca "Siyaseti bıraktım" dediğini bilirim ama bıraka- maz. Malum, kanına mikrop girmiş bır kere. lleri bir saatte; Antalya Büyükşehir Belediye Baş- kanı Sayın Bekir Kumbul da masamıza katıldı. Ha- ni 19 Nisan akşamı, seçimi kazandığına sevineme- yen ve televizyonlarda izlediğimız kadanyla, bu za- feri kazandıran partililerie birlikte, gözyaşlannı tuta- mayan başkan. Hep birlikte CHP'nin ve Türkiye'nin geleceğini tartıştık. Son seçim yenilgisine karşın inatla yineli- yorum ki; CHP'nin ve Türkiye'nin geleceğini, birbi- rinden ayıramazsınız. Zira CHP'nin "ilkeleh", Türki- ye Cumhuriyeti'nin "kunıtuş felsefesi"ö\r. Asla te- menni etmediğimin altını bir kez daha çizerek, yi- neliyorum ki; CHP'siz birTBMM'nin ne derece "ek- sik" olacağı ve ne gibi zortuklaria karşılaşacağını, ya- kında hep birlikte göreceğiz. Ali Sanlı'nın da, Bekir Kumbul'un da, hem CHP'nin geleceğine tam bir inançlan hem de CHP'nin gele- ceği ile ilgili çok güzel düşünceleri vardı. Umanm bun- lan yaşama geçirecek olanaklan buluriar. ••• Gecenin çok ilerteyen saatlerinde, Ali Sanlı ile bir- likte, geçmişte yaptıklanmızı ve kimini yıllardır gö- remediğimiz, kimini genç yaştatoprağa verdiğimiz dostlanmızı andık. Hatta bir ara, "Acaba o günler- de kandınlmış mıydık" sorusunu da sorduk. "Biri- teri", yıllardanberi, "nasılkandınldıkiannı"an\at)pdu- ruyor. Kendileri adına günah çıkarsalar, diyecek bir şeyim olmayacak. Fakat kendi yaşantılanyla birlik- te, geçmiş bir dönemi de haksız bir biçimde "kara- lıyorlar". Bizler ki, o dönemin en yakından "tanığı'ya. ve ucundan kıyısından da olsa, içinde de yer almı- şız; bu karalamalara nasıl katlanabiliriz. "Yurtseveriik", "emeğin hakkını alması", "sömü- rüsûz bir dünya", "tam bağımsız ve gerçekten de- mokratikTürkiye", "yetimhakkı". "sosyaldevlet"gi- bi kavramlar; "dürüstlük", "özveri", "bireyciliğin reddi" vb. gibi, "insanı insan yapan" özellikler, ya- lan mıydı? Eğer insan, yaşamını bu "değerier" üze- rine kumnazsa, insan olabilir mi? Gögsünü kurşunlara açan, darağaçlanna gülerek giden, toplumun çıkannı kendi çıkariannın önünde gören gençler; aldatılmış mıydılar, kandınlmış mıy- dılar?.. Elbette "Hayır", bin kez hayır... Eğer bugün merkez sağ ve sağ partiter, sosyal ada- letten dem vuruyorlarsa; eğer, "tespih tutan parmak- la tetik çeken parmak birmi" sorusunu soranlar, bu- gün laikliğin-bayrağını dalgalandınyorlarsa... Bizler kandınlmamıştık... Haklrydık... Yollannı ayırarak, mutluluk ve hazzı başka yerler- de boşuna arayanlar, ne derse desin ve kendileri- ne nasıl mutluluk şatolan kurmaya çabalartarsa ça- balasınlar; Afyon-Antalya arasındaki bir benzin is- tasyonunda, koltuğunun altında Aziz Nesin'in bir kitabını gördüğüm genç garsonun, bana anlattıkla- nnı dinlerken duyduğum mutluluk, heyecan ve haz- zın; yanına bile yaklaşamazlar. Dolunayın şavkı Antalya sahilinden Akdeniz'i ay- dınlatıri<en, sevgili Ali Sanlı ile bunlan anımsadık. Bir ara sesim titredi galiba. Zaten böyle şeyleri konu- şurken, gözüme hep sigara dumanı kaçar... KESK Genel Sekreteri Sevil EroPa tstanbul Haber Servisi - Kamu Emekçileri Sendika- lan Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Sıyami Er- dem, Genel Sektereter Sevil Erol'unçalıştığı Siyami Er- sek Hastanesi'nden Heybe- liada Göğüs Hastalıklan Has- tanesi'ne "sürgün" edildi- ğini belirtti. Erol'un sendi- kal çalısînalan nedeniyle sür- güne gönderildiğıni savunan Erdem, siirgün işleminin İs- tanbul Sağlık ll Müdürlüğü Personel Şube Müdürü Ah- metÇeiktarafından gerçek- leştirildiğini iddia etti. Siyami Erdem dün yaptı- ğı yazıh açıklamada, 500 bin üyesi bulunan KESK'in ge- nel sekreterinin sürgün edil- mesinin sendikal çalışmala- nn önlenmesine yönelik bir surgün hareket olduğunu vurgula- dı. Sevil Erol'un fiziki ko- şullan itibanyla işe gidiş ge- lişinin güçleşeceği, sendikal faaliyetlerine ara vermek zo- runda kalacağı için uzakta bir yere sürgün edıldiğini söyleyen Erdem, Erol'un 1996 yılında da aynı hasata- neden Silivri Devlet Haste- nesi'ne sürgün edilmek isten- diğini anımsattı. Erdem şöy- le devam etti: "Sevil Erol'un sürgünü- nü şktdetle kmıyoruz, Bugfi- ne kadar yüzlerce kamu emekçisi sürgün edilmiştir. Ancak bilinmelidir ki tüm bu baskı \e saldınlar, hakb ve meşru temelde vüriittüğü- müz sendikal haklar ve de- mokrasi mücadelemizi en- geUemeyecektir.''
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle