Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 HAZİRAN 1999 PERŞEMBE • • • • CUMHURİYET SAYFA
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
• Bxştarafı 1. Sayfada
PKK'nn ıki numaralı adamı Şemdin Sakık'ın
söyediğhe göre, bir kez olsun Şam'daki lüks
yaşamtısından çıkıp ölüme gönderdiği insanlarla
dağlarda savaşmıyor. Korku. Apo'yu sırtını örgüte
çevimneye zorluyor.
PKK şefi kimi ülkelerle bağlantılı açıklamalannı
sürdürûrse Almanya'dan Ingiltere'ye kadar pek çok
ülke -bu gidişle- Apo'ya yakıştrdıklan hainliğe bir de
yalancı srfatını ekleyecek!
Oysa t>j ülkelerle PKK ilişkilerine değınen bilgilerin
çoğu doğru olabilir.
Yeni baştan terör örgütünün başına geçe-
meyecegini bilen, üstelik artık kafesten çıkamaya-
cağının bnlincinde olan Öcalan, bu ülkelerle geçmişte-
ki ilişkilennı anlatırken nıçin yalan söylesin?
Kanrtlayıcı bir ömek verelim: Öcalan, ülke adlan
vererek açıklamalar yaparken, Almanya
Başbâkanı'nın (o arada Helmut Kohl'ün) özel tem-
silcisi ile görüşmediğini söyledikten sonra şöyle de-
di:
"Ama daha önce Alman Anayasayı Koruma
örgütü (gizli servisi) ve birkaç milletvekiliyle Suriye'de
görüştütv."
Cumhurbaşkanı Demirel'in, 1996 yılı sonlannda
Bonn'u resmen zıyaretinde ikı ülke arasında çetin
görüşmeler geçti. Bir numaralı konu olarak PKK'nin
Almanya'daki varlığı ele alındı.
Demirel, Kohl'e "partisinden bazı milletvekilleri ile
yetkililerin Şam'da Apo'yu ziyaret ettiklerini" söyle-
di.
Kohl yalanladı ve "Bunlann hiçbiri beni ve partimi
temsil edemez" diye karşılık verdi.
Oysa; Almanya, PKK ile pazarlığa oturdu. "Al-
manya içinde terörist eytemleryapmamalan karşılığı"
PKK'nin varlığına göz yumma güvencesini terörist
başına bildirdi.
Türkiye'nin o sıradaki yorumu: Almanya "kendi
toplumunu terör hareketlerinden uzak tutmak" için
PKK ile uzlaştı.
PKK'nin gelişme ve gereksinimlerini karşılamakta
Almanya'nın önemli bir yuva ve zemin olması,
Türkiye'de çoluk çocuk ayırt etmeden insanlan
katletmesi, Alman yöneticilerinin umurunda bile
değildi.
Daha gerilere gidelim: Cumhurbaşkanı Demirel Ar-
jantin'de toplanan uluslararas) çevre konferansında,
"PKK'yi himaye etmeye devam ederlerse bu örgütün
bir gün başlanna büyük bela olacağım" Başbakan
Kohl'e duyurdu.
Gerçekler, işte
Almanya bir ara PKK kuruluşlanna sert önlemler
aldı: Fakat, Suriye'deki görüşmelerde "örgüt
üyelerinin tutuklanmaması" kararlaştırıldı, siyasal
ilişkilerin güçlenmesinde uzlaşıldı. "Alman demokra-
sisine saygılı olmak koşuluyla PKK'yi 'idare edecek'
kararlar" alındı.
Devlet arşivinde yabancı devletlerin ikiyüzlülüğünü
kanrttayan daha kimbılir ne belgeler vardır.
Türkiye'yi arkadan hançerleyen Batılı dostlann,
doğruları yalanlama cüretinde bulunmaları başlı
başına bir rezalet.
Ocalan'ın açıklamalannda yakın tarihin iki ayıbını
doğrulayan ifadeler var.
19934e Cumhurbaşkanı Özal, Talabani ve "bazı
gazeteciler aracılığıyla Öcalan'la müzakerelere"
girişti.
Türkiye Cumhurbaşkam'nın ilk koşulunu Imrah'da
açıklayan öcalan, "özal'ın istemi üzerine tek taraflı
ateşkes ilan ettik" dedi ve ekledi: "Haberi aldıktan
sonra Talabani'ye 'On yıldan beri ilk defa rahat
uyudum' demiş".
Eşkıya ile "banşa giden yolu" açma çabasına giren
Özal öldü. Bu, birinci day: Daha sonra arabuluculann
açıklamalanyla doğrulandı.
Ikinci olay: Başbakan Erbakan'ın öcalan'a iki mek-
tup göndermesi.
Bu ikı ınsandan biri Türkiye Cumhuriyeti Cumhur-
başkanı.
Öteki, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı.
Devletin en üst düzeyindeki bu iki insan; binlerce
insanın katili PKK'nin başı ile pazarlığa girişiyor.
Neredeyse masaya oturacak. Ne hazin!
Asnn davasında asnn katili:
Yakın tarihe hizmetler yapıyor.
Birdal cezaevinegiriyor
ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)-tnsan Haklan Der-
neği Genel Başkanı Akm
Birdal, Ankara ve Mersin
Devlet Güvenlik Mahkeme-
leri'nce hakkında verilen
toplam 2 yıllık hapis cezası
nedeniyle bugûn cezaevine
giriyor. Birdal, uğradığı si-
lahlı suikast sonucu aldığı
yaralar tam olarak iyileşme-
mesine karşın 10 ay 3 gün
hapis yatacak.
Ankara 1 No'lu DGM,
"tnsan Haklan Günü" kap-
samında düzenlenen miting-
deki konuşması nedeniyle
Akın Birdal'ı, TCY'nin
"halkı, sınıf, ırk ve böJge
farklılığı gözeterek kin ve
düşmanlığa açıkça tahrik et-
mek" eylemini dûzenleyen
312/2. maddesi uyannca 1
yıl hapis, 420 bin lira ağır
para cezasına çarptırmıştı.
Mahkeme aynı davada. 3 sa-
mğı TCY'nin 312/2-3. mad-
desi uyannca 2'şer yıl hapis.
840'ar bin lira ağır para ce-
zasına, 1 sanığı da 3713 sa-
yılı Terörle Mücadele Yasa-
sı'nın 8/1. maddesi gereğin-
ce 1 yıl hapis, 600 milyon li-
ra ağır para cezasına mah-
kûm etmişti. Yargıtay, Birdal
hakkında verilen karan bo-
zarken diğer sanıklar hak-
kındaki karan onamıştı.
Mahkeme ikinci yargılama
sonunda da mahkemenin es-
ki üyesi hâkim Mehmet Ma-
raş'ın muhalefetine karşın
Birdal hakkında verdiği ha-
pis cezası karannda diren-
mişti.
Birdal, 1 Eylül 1995'te
Mersin'de düzenlenen açık
hava mitinginde yaptığı ko-
nuşma nedeni ile de Adana
DGM tarafından TCY'nin
312'2. maddesi uyannca 1
yıl hapis cezasına çartınl-
mıştı. İki mahkeme Icaran-
nın temyiz süreci de Akın
Birdal aieyhine oldu.
İHD, bugün saat 13.00'te
Yüksel Caddesi İnsan Hak-
lan Anıtı önünde yapacağı
basın açıklamasıyla Akın
Birdal'ı uğurlayacak.
HABERLERİN DEVAMI
Cenelkurmay'dan değerlendirme
'Adacıklar Osmanlı mirası'
19
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Genelkunnay Başkanlığı, Türki-
ye kıyılanndaki "formasyon" diye
tanımlanan 152 adacık ve kayalık
üzerinde hak iddia eden Yunanis-
tan'a gereklı yanıtın 3 Haziran Av-
rapa Birliği Köln Doruğu'ndan
sonra verilmesi için hazırlığını ta-
mamlıyor.Yüksek düzeyde bir ko-
mutan. bu "formasyonlar'' hakkın-
da şu değerletıdinneyı yaptı:
"Bugûn Ege'de toplam 3 bin 49
ada, adacık ve kayalık bulunuyor.
Osmanlı tmparatoriuğu'ndan son-
ra Ege Deıûzi'ndeki adalaruı sahip-
liği anlaşmalarda belirienmiştir.
Anlaşma metinterde adlan geçme-
yen bu adacıklann sahipliği Os-
manlı tmparatoriuğu'nun varisi
olan Türkiye Cumhuriveti'nindir.
Formasyon olarak tanımlanan bu
tür adacık ve kayahklardan kıyıla-
nmızda buhınan 152 adanın aidiye-
ti ise Türkhe'nindir. Buna Kardak
da, şimdi Atina'nın srvillere bayrak
diktirme girişiminde bulunduğu
Angathonisi adacığı da dahüdir."
Komutan, hukuksal bu değerlen-
dirmeden sonra şu siyasal yorumu
ekledi: "Yiınanlar, tam PKK terör
örgütünün yargdanmasma başlan-
dığıgün,aynca Avrupa Birliği 3 Ha-
ziran Köln Doruğu'nun arifesinde
bu adacığa bayrak dikme girişiıniy-
le, Türkiye'den sert tepld bekİemiş-
lerdir. Bu tepkiyi de başta AB doru-
ğu olmak üzere ulusiararası arena-
da kuUanmayı bedeflemişlerdir. Ge-
nelkurmay ve Türk hükümeti ola-
rak Atina'nın oyununa gebneyece-
ğiz. Ancak gerekli yanıtın AB doru-
ğundan sonra verileceginden de
kimsenin kuşkusu olmasın."
Milli Savunma Bakanı Sabahat-
tin Çakmakoğhı da Yunanistan'ın
Ege Denizi'nde "meseleler icat et-
tiğuıi" ve bunlan dış politikasının
temeli haline getirerek tırmandır-
dığını kaydetti. Çakmakoğlu,
"Gerginlik politikasını sürdüren
Yunanistan'ı akhselime davet edi-
yorum"dedı.
Bunalımda yeni bir gelişme ol-
madığını kaydeden Çakmakoğlu,
sorunlann iki ülke arasında görüş-
meler yoluyla çözümlenmesi, buna
ait dayanaklann da sağlam olması
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev. Ersumer'i kabul etti
6
Boru hattı projesini hızlandırmakyız'
ÇAMYUVA (AA) - Azerbaycan
Cumhurbaşkanı Haydar AMyev,
Bakû-Ceyhan Petrol boru hattı ile
ilgilı çalışmaJann yavaşladığından
yakınırken "Bakû-Ceyhan boru
hattı projesi çahşmalan niye gecüd-
yor? Bu işleri hızlaodırnıak lazım "
dedi.
Aliyev, Antalya'nın Çamyuma
tatil beldesindeki Sımena Tatil Kö-
yü'nde. Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanı Cumhur Ersümer'i kabul
etti. Aliyev. kabulde yaptığı konuş-
mada, geçen nisan ayında Azer-
baycan Petrol Şirketi ile Türkiye
Enerji Bakanlığı arasında bir pro-
tokol imzalandığını hatırlattı.
Konuyu, Cumhurbaşkanı Süky-
man Demirel ile de telefonla gö-
rüştüğunü anlatan Aliyev şöyle ko-
nuştu: "Bakû-Ceyhan boru hatö
projesi çalışmalan niye gecikiyor?
Bu işleri hıziandırmak lazım. Bi-
zim yetkililere sordum. 'Türkiye
Cumhunyeti içerisinde anlaşma
yok' dediter. Türkiye'de ayn ayn
bakanlıklar. farklı farklı şeyler söy-
lüyor' dediler. Dışişleri Bakanlığı,
Hazme, Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanhğı ayn şeyier söviüyurmuş.
Cumhurbaşkanı Demirel, "Hükü-
met kurulduktan sonra bu işler ye-
rine oturacak' demiştL"
Aliyev'in bu sözleri üzerine,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı
Ersümer, "İşferi htzkndıracağK, o
sorunbuıaşıyonızr
'cevabını verdi.
Ersümer, "Şusıralarda Azerbay-
can petroUerini işktecek konsorsi-
yunıun operasyon şirketi AIOC
yetkilifcri ile görüşmelerimizi sür-
dürüyoruz. Fıkir buüğine varaca-
ğmuzı sanıyorum" dedi.
Türkiye'nin bu şirkete ticari tek-
liflerini sunduğunu, mutabakat
sağlanmasına çalışıldığını kayde-
den Ersümer, "Temmuz ayı başın-
da işi bitirmeyi hedeflıyoruz" diye
konuştu.
Aliyev, görüşmenin son bölü-
münde,
tt
Hep bana sorariardı; Ba-
kû-Ceyhan ne oldu? Şimdi ben si-
zesonıyorum; Bakû-Ceyhan neoi-
du"dedi.
Ersümer de bu sözlere karşılık,
u
lnşailah kimse bundan sonra bir-
birine sormayacak. El bnUğryle bir
tireceğiz.Hükümetçahşmalanmız
başladı" diye konustu.
Ersümer, Aliyev'in kabulünden
sonra gazetecilerin sorulannı ya-
nıtladı.
"Azerbaycan Cumhurbaşkanı
Aliyev'i Türkiye'de ve saghldı gör-
mekten sevinç duyduğumuzu söy-
ledim. Bu bir geçmiş oisun ve neza-
ketziyaretiydi''diyen Ersümer, ka-
bulde müşterek projeleri görüşme
imkânı da bulduğunu söyledi. Er-
sümer şöyle devam etti:
"Sayın Cumhurbaşkanı AKye\,
Türkiye veAzerbay can arasında en
önemh' projekrden biri olan Bakû-
Ceyhan projesinin gerçekleştirD-
mesi için dilek, temenni ve direktif-
lerini dile getirdi. Türkiye, proje ile
Ugili tkari teklifini sundu. Bu tica-
ri tekfif üzerinde değerlendirmeler
devam ediyor. Hedefımiz temmuz
ayı başında bu işi bitirmek. 4 ayn
anlaşmayı da yani ev sahibi ülke,
geçiş ülkesi,yapım v« garanti anlaş-
malannı bir arada imzalama im-
kânına kavusacağımızı sanıyo-
rum."
Ersümer, "Hfikümetin güveno-
yu almasmdan sonra TBMM'de,
adınıbelki de' Bakû-Ceyhan kanu-
nu' koyabüeceğimiz bir yasayı hız-
b bir şekilde geçirmeye çatıytpaği7-
Ondan sonra da konsorsiyumun
ohışması ve fînansın saglanması ile
ilguJ çahşmalanmız sürecek" dedi.
gerektiğini vurguladı. Çakmakoğ-
lu, "Ege Denizi'ndeki adalar, işin
esasma baknğuuzda mirascısı oklu-
ğumuzOsmanlıde>1etinden bizein-
tikal etmiş kara parçalandu-. Biz-
den a>TÜmış ülkelerle \ e>a herhan-
gi bir savaş sonrası yapılan anlaşma-
larda altı çizilerek benrtUmemişse
ona uyulacakbr. Betirtihnemîş obn-
lann aynlan ülkeye değil kalan ül-
keyeaitolması, hukukun temel Uke-
sidir'' dedi.
Yunanistan'ın amacının bunalı-
mı tırmandırmak olduğunu vurgu-
layan Çakmakoğlu. "Türkiye'yi
mecbur ettikleri takdirde, daha ön-
ce benzeri Kardak kayahklan kri-
zinde olanlar tekrarianabitir" uya-
nsında bulundu.
Türkiye
AB'den
adun
bekliyor
Meclis, enerjide yolsuzlıık iddîasım tartrştı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Enerji ihalelerindeki yolsuzluk ve
"medyabaskısı'' iddiası, TBMM Ge-
nel Kurulu'nda tartışıldı. MHP Grup
Başkanvekili tsmail Köse'nin, TB-
MM Genel Kurulu'nda, halkın yol-
suzluklardan bıktığı için partisini
Meclis'e taşıdığını söylemesi diğer
partilerin tepkisine neden oldu.
FP Konya Milletvekili Veysel Can-
dan, genel kurulda yaptığı gündem
dışı konuşmada, enerji ihalelerinde
usulsüzlükler yaşandığını, bazı med-
ya kuruluşlannın baskı yaparak iha-
leleri aldıklannı söyledi. Candan, es-
ki Başbakanlık Müsteşan ve ANAP
Ankara Milletvekili Birkan Erdal'ın
bir tnedya kuruluşunda çahşırken Da-
nıştay hâkimlerine baskı yaptığını ile-
ri sürdü. Candan, bu olaylar karşısın-
da MHP'yi de "dikkatli olması'' için
uyardı.
Bunun üzerine sataşma olduğu ge-
rekçesiyle söz alan Erdal, kimseye
baskı yapmadığını, Danıştay'da gö-
revli birhâkimden nezaketle randevu
istediğini ileri sürdü. MHP Grup Baş-
kanvekili Köse de sataşma olduğu ge-
rekçesiyle söz alarak partisinin tüm
üyelerinin "alnuun ak, vüzünün açık"
olduğunu söyledi. Köse, en dürüst
parti diye nitelendirdiği MHP'nin ol-
duğu yerde hırsızlık, yolsuzluk ve
usulsüzlük olmayacağı görüşünü sa-
vundu.
DSP Istanbul Milletvekili ve eski
Enerji Bakanı Ziya Aktaş da söz ala-
rak Candan'ın dile getirdiği olayın
56. hükümetten önce yaşandığını be-'
lirtti. Aktaş, Köse'nin sözlerine gön-
derme yaparak "En az onlar kadar
bu ülkede temiz, dürüst ve halkın so-
runlan ile ilgilenen bir başka parti de
DSP'dir" dedi.
Siyasi partilerin yolsuzluk ve usul-
süzlük konusunda birbirini suçlayan
açıklamalannın ardından TBMM
Başkanı Yıkürun Akbuhrt, bütün mil-
letvekillerinin "temiz" olduğunu sa-
N'unarak "Bu Meclis, yolsuzluk ve
usulsüzlük iddialannı ortadan kaldı-
racakör" dedi.
DYP Grup Başkanvekili Turhan
Güven de bir siyasi partinin sadece
kendisinin saf ve temiz olduğunu id-
dia etmesinin başka partileri rahatsız
edeceğini belirtti.
Demirel, Kent Dükü'nü kabul etti
Yaünm Konseyi Başkaıu, Kraüçe Elizabeth'in kuzeni, Kent Dükii Prens MichaePL Dohnabahçe Sarayı
Hazine-i Hassa binasmda kabni etti. tngfltere'nin Türidye'nin buyük bir ticaret ortağı olduğunu beürten
Demirel. "İngiltere'nin Türkiye'ye olan ilgisi devam etmektedü-" dedi Demirel, > aklaşık 35 dakika süren
görüşmenin ardından yaprığı açıklanntda,bu ziyaretin bir iyi niyetz^aretioJduğmta beürttL (Fotoğraf: AA)
Ruhi Su etkinlikleri yarm başhyor PKK Başkanlık Konseyi
Haber Merkezi - Ruhi Su Kültür ve Sanat
Vakfi tarafindan düzenlenen etkinlikler ge-
rek yurtiçinde gerekse yurtdışında geniş bir
alana yayılarak sürüyor. Yurtiçinde yapılma-
sı tasarlanan etkinliklerden ilki yann saat
20.00'de Harbiye'deki Kenterler Tiyatro-
su'nda gerçekleşiyor.
Bir dinleti biçiminde gerçekleşecek olan
bu etkinlikte Cem Karaca, Uğur Dikmen,
Ruhi Su Dostlar Korosu, Perihan Solak ve
Karabey Aydoğan'dan oluşan geniş bir sanat-
çı topluluğu yer alacak. Sunuculuğunu Nev-
zat ŞenoFun yapacağı bu dınletide, Ruhi Su
geleneğini devam ettiren ve vakıfçatısı altın-
da çalışmalannı sürdüren 'Ruhi Su Dostlar
Korom'nun önemli bir çıkış yapması bekle-
niyor.
Şefliğini Öcal Ocalan'ın yaptığı 'Ruhi Su
Dostlar Korosu'nun önümüzdeki günİCTde
de Gebze ve Değirmendere'de dinletiler ve-
receği belirtiliyor. Koronun ADD Pendik Şu-
besi'nin hazırladığı bir diğer dinletiyi de iz-
lencesine aldığı belirtiliyor.
Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfi yaranna Al-
manya'da da bir dinleti düzenleniyor. 12 Ha-
ziran 1999 günü Stuttgart'ta yapılacak bu
dinletiye, Ruhi Su Dostlar Korosu'nun Al-
manya'da bulunan eski koristleri düzenliyor.
Mehmet Çapan, Sabri L'ysal ve opera sanat-
çısı Perihan Solak'ın solist olarak katılacağı
ve Ruhi Su'dan parçalann seslendirileceği
bu dinletiyi Ruhi Su Kültür ve Sanat Vakfi
Başkanı ve Ruhi Su'nun eşı SıdıkaSu'nun bir
konuşmayla açması dünülüyor.
Ruhi Su'yu türkülerle yaşatmayı amaçla-
yan bu etkinliklerin, bu yılın sonbahar sezo-
nunda da daha yaygın bir biçimde süreceğine
işaret ediliyor.
'Ocalan'ın savunmasına katıhyoruz'
ENVERSEVİŞ
DtYARBAKIR - PKK lideri Abdullah
Ocalan'ın yakalanarak Türkiye'ye getiril-
mesinin ardından örgütün elli kişilik merkez
komitesi tarafından oluşturulan PKK Baş-
kanlık Konseyi, Ocalan'ın yargılanması sü-
reciyle ilgili açıklamada bulundu.
Konsey tarafından yapılan açıklamada,
PKK"nin bütün gücüyle Ocalan'ın yanında
olduğu belirtılerek "Parti genel başkanımız
Öcalan tarafından İmralı Adası'ndaki man-
kemede dile getirüen tüm savunmalara ka-
ühyoruz ve Ocalan'ın tüm söylemlerini des-
tektiyoruz" denildi.
Ocalan'ın yaptığı savunmada Türk dev-
letine, Kürt sorununun çözümü konusunda
öneri sunulduğuna dikkat çekilen PKK Baş-
kanlık Konseyi açıklamasmda şöyle denil-
di: "Ocalan'ın yaptığı savunmanın karşısın-
da sorunun gerçek muhataplan hâlâ ortaya
çıkmanuşür. Banş gelmezse sayaş kaçınıl-
mazdır. Başkanumz Abdullah Öcalan sevi-
yefi, kapsamh ve olumlu bir savunma yap-
maktadır. Büyük savaşçüar büyük banş yap-
masını da bilirler; tek yol banştır. Başkanı-
nuz banş ve kardeşlikten söz ederken karş»-
smaçıkarülanlar, kandan sözedhor. Öcalan
bütün olumsuziuklara rağmen bihükyak-
laşunlar gösteriyor. Mahkeme adil değil, psi-
kolojik baskı vardır. Özür dilemek büyük-
lüktür; Öcalan bu temekie özür dTHyor."
• Baştarafi 1. Sayfada
için karşüıklı ekonomik CH
karlar vebanş konusundaki
büyük sorumluluklanmız
nedeniyle siyasi diyaloğun
yaşamsai bir önemi vardır"
dedi.
Dışişleri Bakanı tsmail
Cem ise dün düzenlediği ba-
sın toplantısıda, AB ile iliş-
kiler konusundaki bir soru-
ya, "Türkiye'nintutumubir
yd önceneyse şimdi de odur"
yanıtını verdi.
Türkiye, 1997 yılınm ara-
lık ayında Lüksemburg'da
yapılan AB zirvesinde açık-
lanan genişleme programın-
dan dışlanması üzerine AB
ile siyasi ilişkileri kestiğini
açıklamıştı. AB zirvelerine
katılmayan Türkiye, AB'nin
Lüksemburg'da yaptığı ha-
tayı gidermesi gerektiği gö-
rüşünde. Dışişleri Bakanlı-
ğı'ndan üst düzey bir yetki-
li Cumhuriyet'e yaptığı de-
ğerlendirmede, AB'nin
ulusiararası anlaşmalardan
kaynaklanan sorumlulukla-
nnı yerine getirmediğini be-
lirterek, Köln zirvesınden
gelecek mesaja göre hareket
edileceğini açıkladı. Aynı
yetkili. "Türkiye'nin pozis-
yonu nettir. tlişldlerin gehşti-
rilmesi için AB'den somut
bir adun gelmeüdir" dedi.
AB'den Türkiye'nin
adaylığına ilişkin olumlu
mesajlara karşın Öcalan da-
vasuun ıdamla sonuçlanma-
sı ve karann uygulanması
durumunda, ilişkilenn bozu-
lacağına ilişkin olumsuz me-
sajlar da geliyor.
AB Dönem Başkanı Al-
manya'nın Türkiye'deki dip-
lomatik temsilcisi Vergau,
Öcalan davası ile ilgili şu gö-
rüşleri dile getirdi:
"Sürmekte olan bir dava
konusunda yorum yapma-
nın doğru olmadığını düşü-
nüyorum. Ancak Federal Al-
manya Cumhuriveti. ölüm
cezasına karşıdır ve ölüm ce-
zalannın uygulanmasuu her
zaman şiddetk eleştirmiştir.
(İki Alman yurttaşmın
ABD'de idam edilmekri ör-
neğindeolduğu gibi). Bize ge-
len bilgüere göre, su ana ka-
dar, yargılama Türk yasala-
ruun öngördüğü prosedüre
uygun olarak vapümaktadır.
DGM'lerin yapısmı değiştir-
mek yapıcı bir fUdr. Bikliği-
miz gibi. Avrupa tnsan Hak-
lan Mahkemesi askeri yar-
gtçlann bulunduğu mahke-
melerle ilgili kaygüannı art-
ürdı. Bu nedenle, Avrupa
Konseyi üyesi olan Türki-
ye'nin bu konuda hareketet-
mesi uygun bir gehşme ola-
rak görülüyor."
AB'li diplomatik kaynak-
lar, Türkiye ile AB arasında
yaşanması olası bir idam bu-
nalımına yönelik olarak,
yargının Öcalan'a ölüm ce-
zası vermesi, ancak TB-
MM'nin onaylamaması for-
mülünü öneriyorlar. Alman-
ya Içişieri Bakanı'nın Oca-
lan'ın idam edilmesi duru-
munda Türkiye ile ilişkile-
rin bozulacağına yönelik
açıklamalannı anımsatan
kaynaklar, Ankara'nın bu
görüşleri dikkate alnıası ge-
rektiğini savundular.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafi 1. Sayfada
kiye'nin tarihsel haklılığı bakımından önem taşıyor
hem de önümüzdeki döneme bakışta ciddi ipuçlan
veriyor.
Bu bağlamda yazının başlığını yineleyeyim:
Türkiye, Avrupa'yı adil yargılamalı!..
"Bilinen gerçekleri" Ocalan'ın ifadeleriyle bir kez
daha dile getirmekte yarar var.
öcalan, "Yunanistan" diyor, devam ediyor
- Eğitim kamplanmız vardı. Silahlann taşınması
konusunda önemli destekler sağladılar. Ticari olarak
da katkılan oldu. Yunan Pariamentosu'nun milletve-
killeri sık sık ziyaretimize gelirdi.
Öcalan, "Kıbns Rum Kesimi" diyor, devam ediyor
- Büromuz vardı. Zaman zaman kullandığımız bir
geçiş noktasıydı.
Öcalan, "Almanya" diyor, devam ediyor:
- Anayasayı Koruma örgütü'nden bazı milletvekil-
leri geldi. Almanya'da terör eylemi yapmamamız ko-
nusunda bizi uyardılar. Biz de Almanya'da tutukla-
malar olmamasını istedik. Daha üst düzeyde de gö-
rüşmeler olacaktı. Teknik nedenlerle gerçekleştire-
medik.
Öcalan, "Hollanda" diyor, devam ediyor
- Bazj evler tuttuk. Buralarda eğitim çalışmalan
yaptık. Çalışmalanmızdan Hollanda hükümetinin ha-
beri vardı.
öcalan, "Iran" diyor, devam ediyor:
- Bir hastanemiz var. Uzun zamandır kullanıyoruz.
Ancak buradan silah geçirirken çoğunu alıyortar...
öcalan, "Ubya" diyor, devam ediyor:
- Büromuz var. Başlangıçta iyi destek verdiler. Son-
radan ilişkilerimiz azaldı.
örnekler uzayıp gidiyor...
Durum böyle olunca, Avrupa, Apo'yu beğenme-
di! Başta Yunan ve Italyan basını olmak üzere, ço-
ğunun başlığını bu köşenin diline çevirirsek şöyley-
di:
"Bu bizim Apo değil!"
"AlçakApo, sattın bizi!"
"Apo'nun kullanım tarihi dolmuştur, yenisini bu-
lalım..."
Linçle değil bilinçle...
Yukarıdaki gerçeklerin ardından Avrupa'ya nasıl
yaklaşacağız?
-L/nç"le değil, "bilinçle"...
AB bugün kendi içinde bütün görünüyor. Devran
dönse, "her Avrupa ülkesi istediği yere girebilir"
dense...
Almanya soluğu Paris önlerinde alır...
Italya soluğu Macar ovasında alır...
ingiltere, hangisini hangisine kırdınp, tepeye otu-
rayım hesabı yapar...
Yukandaki değeriendirmelerimiz, bu ülkelere kar-
şı önyargıyı içermiyor. Çok değil, yüzyılın ortasına
bakan bunu anlar.
Avrupa ülkeleri içlerindeki duygulara karşın bugün
ortak hareket etmenin zeminini anyor. Sınırtan orta-
dan kaldınyor, paralannı birleştiriyor. Ortak çıkarian
bunu gerektiriyor...
Türkiye'nin de "Vayy bu ülkeler bize karşı, biz de
sizin..." diye değil de "Oyunu gördük, yemezler. Hay-
di bunu bir kenara bırakın, tşbihiğine varmısınız" de-
mesi gerekiyor.
Yeri geldikçe söylüyoruz; ulusiararası ilişkilerde
duygular değil, bulgular vardır. Bir ömek verip geçe-
lim; 8G"li yıllarda en kötü sınır komşulanmız başında
Bulgaristan geliyordu, şimdi ilişkimizin en iyi olduğu
üike!
Pazartesi günü, davayı degerlendirirken, Türki-
ye'nin Batı'nın oyununu bozabileceğini, o zaman
Öcalan davasında Abdullah ocalan'ın aynntı kalabi-
leceğini vurgulamıştık. Davanın seyrine ilişkin kesin
yorum yapmak için erken, ama gidiş bu yolun açık
olduğunu gösteriyor.
Avrupa basını öcalan için "kurtuluş savaşç/s/"ta-
nımı yapmaya hazırdı... Ocalan'ın verdiği ifadeler
doğrultusunda açığa çıkanlar, görünümün yüzyılın
başındaki Kurtuluş Savaşımıza benzediğini gösteri-
yordu.
O gün Anadotu, yedi düvele karşı savaşıyordu...
Bugün Öcalan, o yedi düvelin piyonu olmuş,
Anadolu'ya karşı savaşıyor..du.
Gorülmekte olan davanın özeti bu...
Gazeteci sayısı artıyor
MUDANYA - lmrah'ya
alınmayan Italyan gazeteci-
lerin bir kısmı başında çıkan
haberlerin aksine ilçeyi terk
etmezken Ocalan'ın ülkele-
rine ilişkin açıklamalannı
merakla beklediklerini söy-
lediler. Ocalan'ın avukatlan
ve ailesini Gemlik'e götüren
minibüsün lastiğinin patla-
ması dışında dün herhangi
bir sorun yaşanmadı.
Ocalan'ın avukatlan ve
ailesinin içinde bulunduğu
minibüs sabah saat 05.00'te
Bursa'dan yola çıktı. Ancak
Gemlik'e varmadan minibü-
sün lastiği patladı. Lastik de-
ğiştirilmesi için minibüste-
kiler aşagı indirilirkençevre-
de güvenlik güçleri etten du-
var oluşturdu. Ancak lastik
degiştirmede basansız olu-
nunca bu kez yoldan geçen
bir otobüs durduruldu ve
grubun Gemlik'e gidişi bu
şekilde sağlanabildi.
Mudanya'da sabah saatle-
rinde başlayan yağmurun
mağdurlan gazeteciler oldu.
Mudanya'daki iskelede ge-
lişmeleri izleyen gazetecile-
rin büyük bölümü ıslandı.
Mudanya Basın Merke-
zi'nin tavanı da yağmurdan
payını aldı. Yeni yapılan bi-
nanın tavanının bazı bölüm-
leri aktı. Duruşmayı izleyen
NURUM CİHAN;
Böyle ansızın bırakıp gitmek var mıydı?
Güzel insan
Nurcihan Aksoy'u
1 Haziran 1999'da kaybettik.
Ailesinin ve 68'lilerin başı sağolsun
NİGAR SANCAK
gazetecilerin sayısmda ise
artış olduğu görüldü. Başba-
kanlık Basın Yaym Enfor-
masyon Müdürlüğü'nün ve-
rilerine göre Mudanya Basın
Merkezi'ne akredite olan ga-
zeteci sayısı 1. 011 'e ulaştı.
Bunlann 734'ünü Türk ga-
zeteciler, 125'ini Türki-
ye'deki yabancı gazeteciler,
152'sini de yurtdışından ge-
len gazeteciler oluşturdu.
Ocalan'ın açıklamalan
yabancı gazeteciler arasında
şaşkınlık yarattı. Italyan II
Messagaro gazetesi muhabi-
ri Marco Guidi, Öcalan"ın
anlatımlannın bütün gazete-
ciler gibi kendisini de şaşırt-
tığını söyledi.
Guidi, Ocalan'ın anlatım-
lannı. "15 yıl boyunca savaş-
o,şimdi poİitika yapmaya ça-
hştyor. Gazeteci olarak bu
durumun iyi yada kötü oklu-
ğunu söyleme şansınuz yok"
diye değerlendirdi.
Guidi, şunlan söyledi:
"ttalya'yla ilgili olarak
söyledigi tek şey. ülkeden
uzaklaşnnhnasınuı ulusiara-
rası hukuka aykın olduğu.
Ben buna kaülıyorum. Oca-
lan'ın ülkemize yapüğı siya-
si sığmma başvurusu henuz
sonuçlanmamıştı. Suriye ve
Yunanistan'da eğitim kamp-
lanvar. Italva'daisevalnızca
ERNK'nin faaliyetİeri var.
Onlar da politik! Zaten ör-
gütü anlatmaya başından
başladL"
Rusya Radyo Televizyo-
nu muhabiri Roman Baba-
yan, Ocalan'ın çok zor bir
dummda olduğunu belirte-
rek "Türkiye'deki Kürtlerin
lideri. Ölürse çahşmalann
duracağınısanmıjvrum, ter-
sine şiddettenebilir. Terörist
olduğu doğru ama politik ta-
rafi da var. Bu göz ardı edfli-
yor" dedi.