Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 HAZİRAN 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Ölümünün 36. yıhnda ünlü ozanm eşyalarmın sergilendiği anı odası bugün açılıyor
NâgmHîkmetMüzesi'neilkadun
• Salonda ağırlıklı olarak 30'lu yıllarda
Piraye Hanım ve oğlu Memet Fuat'la
birlikte kullandığı ve Piraye Hanım'ın
titizlikle sakladığı eşyası yer alıyor.
• Anı odası, Samiye Yaltınm ve kızı Ayşe
Yaltınm, Vera, Galina, tlhan Selçuk ile
İsmail Hakkı Balamir'in ve Nâzım'ın
Moskova'daki dostlannın yaptığı
bağışlarla oluşturuldu.
Nâzun'ın elişleri
MEMET FLAT
Nâzun, Piraye'ye yazdığı bır şiinnde şöyle der
Ne güzel şey hatırlamak seni.
Sana tahtadan bir şeyler oymahyım yine:
bir çekmece
bir yüzük,
ve ûç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.
Uzakta kaldığı sevdiklenne, onlan düşünerek el ışleri
yapmak. salt şıırsel bir söz değıl, gerçek bir olaydı Nâzım
için.
Piraye"ye gönderdiği kendi elinden çıkma armağanlar
pek çoktu.
Ben onun dokuduğu kumaştan annemin diktiği beyaz
bir pantolonu birkaç
yaz giymiştim.
Suzan için ceviz
ağacından oyduğu
pudralığın ıse, üstü-
ne bir atlı deseni çiz-
digi aynasını da
kendı dökmüştü.
Cezaevlerinde
•f, bir yolunu bulup
ışliklere sokulur,
ustalarla dostluk
kurar. önce onlara çırakolup ışı kavrar. geleneklerinı, ola-
naklannı öğrenır, sonra yenilikler düşünmeye. öneriler
getirmeye başlardı.
Oymalannda çeşıth ağaçlar kullanıyor, ama sanınm en
çok cevız ağacını seviyordu.
Bır gün bakıyordunuz, kıl testere kullanarak bir tepsi
yapmış, bır gün bakıyordunuz bır yontucu gibi keskilerle
çalışarak bır kuru ya da bır yüzük oymuş.
Bır atnpulün içinı çıkanp çevresini boncukla kaplıyor,
düz yerde dikine durabihnesi için gene boncuktan yuvar-
hft bir taban ışlıyor. üstüne de cevizden bır kapak kondu-
nıyordu.
Boncukla yaptığı saatlikler bayağı usta işiydi.
Kültür Senisi - Nâzım Hikmet
Kültür ve Sanat Vakfı Anı Salonu.
bugün açılıyor. Ölümünün 36. yı-
hnda şairin anısına açılan salonda,
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat
VakfVna çeşitli dönemlerde ba-
ğışlanan Nâzım Hikmet eşyalan
sergilenecek. Nâzım Hikmet Vak-
fı, Nâzım Hikmet'in 100. doğum
yılı olan 2002'nin 'Uluslararası
Nâznn HUanetYıh' olması için bir
dizi çalışmabaşlattı. Uluslararası
Nâzım Hikmet Yılı için UNES-
CO'ya ilk başvuru 1992 yıhnda
yapılmıştı.
Bugün aynca Nâzım Hikmet
Kültür ve Sanat Vakfı Sergi Salo-
nu 'nda Mustafa Asher, Aydm Ayan,
Sadık Ahmok. Femıh Başağa. tb-
rahim Çiftçioğlu. Devrim Erbil,
Mengü ErteL VeyselGünay. Ergin
tnan Güberen Kayah. Hayati Mis-
man. Mustafa PilevnclL Gürol Sö-
zen. FahriSümer. SüleymanSaim
Tekcan ve Hanefı Yeter'in yapıt-
lanndan oluşan özgünbaskı sergi-
si açılacak.
Ankara Nâzım Kültürevı'nde
ise 'Nâzıın Arannzda' başlıkh et-
kınliklergerçekleştirilecek. Etkin-
likler kapsamında Nâzım Kültüre-
vı bünyesinde çalışmalannı yürü-
ten fotoğraf sanatçılannın 'Baş-
larken..' başlıkh fotoğraf sergısı
bugün açılacak. Aynca hafta bo-
yunca Emin İgüs'ün 'Gelenekten
Ezgüer' başlıkh söyleşi ve dinle-
tısi, Emin Karaca'nın katılacağı
imza günü ve söyleşi. 'Aydın ve
Sorumluluk' başlıkh panel ve şi-
ir dmletıleri izlenebilecek
Çeşitli kişüerin bağışlan
Anı odasında Nâzım Hıkmet'in
hapıshane yillannda yaptığı masa-
sı, kız kardeşi Samiye Hanım'a
hediye ettiği dikiş kutusu, Nâzım
Hıkmet'in kendi kütüphanesinde
yer alankitaplar yer alıyor Nâzım
Hikmet'in yatak başı. yemek ma-
sası ve evinde kullandığı perdeler
ıse Memet Fuat'm tarifleri üzeri-
ne ashna uygun yapılarak sergile-
necek.
Anı odası. Memet Fuat, Sami-
ye Yaltinm ve kızı Ayşe Yaltmm,
Vera, Galina, tlhan Selçuk ve bir
dönem Nâzım Hıkmet'in avukat-
lığuu yapaa İsmail Hakkı Bala-
mir'in ve Nâzım'ın Moskova'da-
ki dostlannın yaptığı bağışlarla
oluşturuldu.
Nâzım'ın banyo izniyle çıkıp Piraye'nin kaldığı otele geldiği bir gün Bursa'da çekflmiş fotoğraf.
Anı Odası'nda aynca Rusya'dan
gelen ve Samiye HanınrTın hedı-
ye ettiği biblolar, tavla, Nâzım Hik-
met'in Cihangir'deki evde oturur-
ken taksıtk satın aldıklan pembe
yemek takımından geriye kalan
çorba kasesi yer alıyor.
Abklin Dino,Avni Arbaş, Sadet-
tin MoreL, A. tzaksan. Jak İhmal-
yan ve Celfle Hanım'ın yaptığı Nâ-
zım portreleri \e Nâzım'a hediye
ettikleri diğer resimler de anı oda-
sında görülebilecek.
Nâzım Hikmet'in el yazısı not-
lan, mektuplan ve şiirleri ise pa-
nolar üzennde sergilenecek.
Rus bir ressamın yaptığı, Volga
Nehri kıyısında bir kulübenin tas-
viredildiği resım de anı odasında
yer alacak. Bu resimde yer alan
kulübe ise Nâzım Hikmet'in Rus-
ya'da kaldığı dönemde şiirlerini
yazdığı kulübe. Vera, Türkiye'ye
gelirken daha önce Nâzım Hik-
met'e bu resmini satmayan ressa-
mı bulup bu tabloyu ondan alarak
Nâzım Hikmet Vakfı'na bağışla-
mıştı.
Nâzım Hikmet'in açhk grevi
> apüğı sırada, kendısine açhk gre-
vını bırakması istemiyle gönderi-
len çağn da anı odasında yer alan
ilginç parçalar arasında. Bu çağ-
nda Halidc Edip Adrvar, Sait Fa-
ik, Sabahattin Eyuboğlu, Oktay
Rifat, Cahit Sıtkı Tarancı gıbı bır-
çok değerlı ismin ımzası bulunu-
yor
Önce Pabto Neruda'nın Nâzım
adına aldığı ve daha sonra 1951 yı-
hnda Nâzım Hikmet'e venlen Ba-
nş Ödülü, ödül törenınde çekilen
resımler. albümler ve Nâzım Hik-
met'in kendı resim çahşmalan da
anı odasında sergilenecek.
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat
Vakfı Genel Sekreteri KıymetCoş-
kun. Nâzım Anı Salonu'nun, kur-
mayı düşledikleri Nâzım Hikmet
Müzesi'nin bir parçası olduğunu
söylüyor.
Nâzım Hıkmet'in kendi el yazı-
sı çahşmalan, mektuplan, kendi-
sine gelen ve farklı dillerde yazı-
lan mektuplan ise önümüzdeki yıl-
lardaaçılmasıplanlananbilgimer-
kezınde araştırmacılara sunulacak.
Ancak Kıymet Coşkun. bu çalış-
malann ağır ilerlediğini ve maddi
desteğe gereksinim duyduklannı
vurgulayarak "Bu malzemeier d-
den geçirilerek onanlmalı ve bügi
merkezi kurularak kuşaktan ku-
şağa aktarümalT dedi.
YAPINT KREDİ
KÜLTÜR SANAT
YAYINCILIK YAP! KREDİ
ARTS FESTIVAL
YAPI KREDİ
S A N A T
FESTİVALİ
1999
Buenos Aires
Tango
Anibal Pannunzio Dans Topluluğu
Arjantinli Anibal Pannunzio Topiuluğu,
dünyaca ünlü
Buenos Aires Tango adlı
gösterilerinde dans ve tangonun
en güze! örneklerini sunuyorlar.
Arjantin tangosu ve halk
danslarının sergilendiği gösteri Arrabal,
La Ciudad, Patio Gaucho ve En El 40
adlı bölümlerden oluşuyor.
Cemil Topuzlu (Harbiye) Açıkhava Tıyatrosu, Saat: 21.15
Bilet Fiyatları: 8.000.000 TL, 6.000.000 TL, 4.000.000 TL.
Bilet Satış Noktaları
• Yapı Kredi Yayınları Galatasaray Kitabevi (0212) 252 67 45
• Atatürk Kültür Merkezi (0212) 252 79 36 - 252 79 37
• Akmerkez Vakkorama (0212) 282 09 65
• Suadiye Vakkorama (0216) 350 87 42
(Biletlerinizi, gösteri günü Saat: 17.00'den itibaren Cemil Topuzlu (Harbiye)
Açıkhava Tiyatrosu gişelerinden de temin edebilirsiniz.)
Telefonla Rezervasyon
(0212) 249 18 29
Internetten Bilet Satışı
http://www.superonline.com/ykykultur
MATH1LDE MONMER'IStN GÖSTERİSİSAHNELENİYOR
'Dans, ütopyanın
bedene uyaıianmasıdır'
YAPI^KREDi
Kültür Servia - Mont-
pellier Ulusal Koreog-
rafi Merkezi"nin yönet-
menliğını yapan Mat-
hilde Monnier'nın üç
bölümden oluşan aşa-
mah gösterisinin ılk bo-
lümü olan "O Yerier-
den", Montpellier ve Pa-
ris'ten sonra 11 Ulusla-
rarası lstanbul Tiyatro
Festivah'nde sergileni-
yor Buradan Avıgnon
Festivali'ne gidecek olan
yapıt Adelaide, Weimar.
Hannover 2000 gibi sa-
nat merkezlerini de ziyaret edecek.
"O Yerlerden", güncel olayların sahne-
ye yansıması olarak nitelendiriliyor. Otıs-
tiklerin dünyasma eğilen çahşmalara ve
gösterilere imza atan Mathilde Monnier,
bugün radıkal sağ görüşleri eleştnmek için
yenı düşünce yöntemlerinin peşinde. "O
Yerterden"le ilgıli olarak şöyle diyor ko-
reograf: "tnsanın getiştirmeye çahştığı dü-
şünceiere,onlan kahplara sokmayacak bir
isim kov ması kadar zor bir şey yoktur. Di-
ğer sanat dallannda bir ad bulmak gibi bir
zonınluluk her zaman olma> abilrvor, ama
dans söz konusu olduğunda bu bir gerek-
Iflik haline gelryor." O Yerlerden' in bana gö-
re etkile>icibir yankısı \ar. Burada'yer' söz-
cüğüönemli;ti>^ıtrodada
yer teması çok onemlı- BBHjB tSTiJMlttL
dir. Geçen yıllarda farklı | g ü | TtVKTİB HSTİVAÜ
sahne kullanımlannı be-
nimsedikten sonra büyük
salonlarda sahnelenebile-
cek ve böylece daha kala-
balık bir izJcyici kitlesine ulaşabilecek bir
gösteri hazırtamak istedirn. Bu anlavış, dü-
şüncelerimi sahnede rahatça ifade etmemi
sağuyor."
Dansı ütopyanın bedene uyarlanması
olarak yorumlayan Monnier. "Aşmsağgö-
rüşlere karşı sa>'aşabilmek için uygun araç-
lar bulmalıyız"' diyor.
"O Yerlerden"de izleyiciler aslında üç
perdelik bir oyunun ilk bölümünü görecek-
ler lkinci ve üçüncü perdeler 1999 sonba-
hannda sahnelenecek. Başka bır deyişle,
bu aşamalı bır gösteri. Sanatçıyı bu gös-
tenya hazırlamaya iten soru şu olmuş. "Bu-
gün 'topluluk" kavramına nasıl yaklaşıyor-
sunuz? Düşünce topluluklanna nasıl yak-
laşıyorsunuz?" Süreklı olarak sorgulayan.
araştıran bir sanatçı Mathilde Monnier
"Sanatçılarurun özverili çahşmalan benim
için çok önemlivdi. Tek başına sahnede \ar
olabilen, doğaçlama yapabüen, ama bu sı-
rada daha önceki gösterilerime oranla da-
'O Yerlerden' bugün ve yann AKM Büyük Salon'da.
ha yoğun, daha karmaşık ve daha belirgin
bir koreografısi olan bu oyunun iç dinamik-
leri ile uyumlu olabilen, çok başanh yo-
rumculara ihtiyacım vardı. Bu nedenle yo-
nımculanm benim için çok önemliT
Mathilde Monnier "O Yerierden"i ha-
zırlarken bırçok metinden yararlanmış.
Bunlann arasında Beckett'm metinlerini ve
ressam Dubuffet'nin >aşamının son gün-
lerinde 'yer'le ılgili söyledıklenni sayıyor.
"Bireyin toplumdaki yerini düşündüğfi-
müzde bireyin işgal ettiği bu yerin her ge-
çen gün biraz daha genişlediğini görebili-
riz. Topluluğu n yeri ise artık yenibir ütop-
ya olarak karşımıza çıkıyor. Dans, bu ütop-
yanın bedene uvarianmasıdır; kimi zaman
bir bedenden ötekine,kimi
zamanda farkh figüıierden
ild ya da üç bedene bula-
şan bir ütopyanın sahne-
de var ohnasıdır." Politik
görüşlerinı dansla dile ge-
tıren Mathilde Monnier'ye
göre. toplumun bugün olağan karşılama-
ya başladığı radıkal düşüncelerle mücade-
le edebilmek için başka düşünce araçlan,
somut araçlarbulunmahdır. Radıkal sağ dü-
şünceler toplum ıçm tehlikelidir ve bu dü-
şüncelenn aynı zamanda insanlan aldatan
bir yönü vardır.
"O Yerlerden"de Alman ekspresyonız-
minin özgün dans estetiğinin ve bu akımın
bihnçli ya da bilınçsız olarak totaliter ide-
olojilerle kurduğu yakın ılişkilerin yansı-
masını görmek mümkün. Hem karanhk
hem de aydınlık bir yapıt bu. Monnier'nin
bütün çahşmalannda her şey karardı de-
diğiniz an. ta köşelerde bir yerde bir kıvıl-
cım parlamaya başlar. Aynı kıvılcımı bu-
rada da görmek mümkün. Bu çalışmada da-
ha önce de "Prometheus'un Ozgürlüğü"
ile festnalın konuğu olan ünlü kompozi-
tör Heiner Göebbds' ın tahta ile metali kar-
şı karşıya getiren muhteşem bestesınin
payını unutmamak gerekir.
ODAK NOKTASI
AHMETCEMAL
Okuyan Gençliğe
Açık Mektup (II)
Sevgili okuyan gençler,
Geçen haftaki mektubumda neden sizden ön-
ceki kuşaklardan artık bir şey beklemediğimi ve yal-
nızca sizlere umut bağladığımı açıklamaya çalış-
tım. Bu açıklama aynı zamanda hep daha çok
okumanız, daha çok bilgi edinmeniz ve tartışma-
nız için üzerinize düşmemin de gerekçesi niteîtğin-
deydi.
Bugün sizlere neden yalnız olduğunuzu, daha
doğrusu genelde büyükleriniz tarafından birkaç
kuşaktır ne türden bir yalnıztığa itildiğinizi anlatma-
ya çalışacağım. Bu, aslında çoğunuzca zaten al-
gılanan bir yalnızlık ve ondan kurtulmak için kimi
girişimlerde de bulunmaktasınız. Gelgelelım bu gi-
rışımlerin çoğunun sonuçsuz kaldığını sizler de
görmektesiniz. Kanımca sonuç alamamanız, bu yal-
nızlığın yeterince çözümlenememesinden kaynak-
lanan bir durum - nedenleri iyi bılinmeyen yalnız-
lıklara çare bulmak, olanaksızdır veyanlış çareler,
ancak yeni bunalımların kapısını açabilir.
Sizler, Batı'daki gençlerin artık geniş ölçüde aş-
tıklan, henüz bütünüyle aşmış olmasalar bile, yi-
ne de sizinkinden çok farklı olan bir yalnızlığı ya-
şamaktasınız. Bu fark, onlannkinin artık çok geniş
ölçüde kendilerince seçilmiş bir yalnızlık niteliğini
taşımasından kaynaklanıyor - yani bireyin bir ka-
der diye algılamak yerine, sorumluluğunu tek ba-
şına taşıdığı bir yalnızlık. Belki de, insanın kendi iç
çelişkilerinden kaynaklanma bir yalnızlık veözgür-
Iük bilinciyle yetıştınlmiş bireyin kendi özgür se-
çimlerinin sonuçlarıyla hesaplaşması, dışardan
benımsetilmış olanlarla hesaplaşmak zorunda kal-
masından her zaman daha yapıcıdır.
Oysa sizler, yani bu ülkenin okuyan gençleri,
birkaç kuşaktır böyle bir özgürlük bilincinden bi-
linçli olarak uzak yetiştirilmektesiniz. Sizin en bü-
yük yalnızlığınız, özgür seçimleriniz sonucu tek
başınıza kalmayı yeğlemiş olmaktan kaynaklanmı-
yor. Asıl yalnızlığınız, hep kalıplan öğrenmenin gö-
rev diye belletilmesinin, gerçek anlamda bir ahla-
ka giden yolun ancak insanın kendi ahlakını önce
kendi iç dünyasında yaşamasından, yaşadıklan-
nın ahlakını da savunmayı öğrenmesinden geçe-
bileceği gerçeğine karşın, hep çogunlukla hangi
erdemleri savunduğu belirsiz ve düzmece ahlak ku-
rallarıyla yaşamak zorunluluğunun yol açtığı bir
yalnızlık - ya da gönüllü olduğu hiç de söylene-
meyecek bir iç sürgün.
Maddeye bağlı degerlerin ve tekdüze yaşamla-
rın egemen kılınmak istendiği günümüz dünya-
sında Batı gençliğinin de yaşadığı yalnızlıklar var.
Ama o gençlik, yalnızlıklarını daha antikçağın tra-
gedyalanyla birlikte yaşamın ve dünyanın acıma-
sızlığına, bu dünyayı yönetenlerin keyfiliklerine bo-
yun eğmemeyi öngörmüş bir düşünce mirasının
ve en geç Rönesans'tan bu yana da trajıkliği ile
kendi iç dünyasında hesaplaşma geleneginin ze-
mininde yaşıyor. Bu ülkenin okuyan ve düşünen
gençtiği ise bir ümmet toplumunun yıkıntılan üs-
tünde yükselen cumhuriyetin, yani akıl toplumu-
nun genç üyeleri olarak, kaç kuşaktır aklın, aklının
gösterdiği yolları özgürce seçememenin bunalım-
lanyla, akıl-dışılığı haklı olarak yadsımanın kendi-
sini sürüklediği bir tür toplum-dışılıkla boğuşmak
zorunda.
Peki, cumhuriyetimiz kurulalı beri bu, hep böy-
le miydi? Hayır.
Anımsayacaksınız, ilk mektubumda şöyle de-
mıştim: "Fikrihür, vicdanıhürkuşaklaryetiştirme-
yigenç cumhunyetimizin neredeyse variıkkoşu-
lu sayan o ışık-adam'ın, Mustafa Kemal'/n ar-
dından sanki gün geldi, birileri çıkıp: 'Yo, artık bu
kadan da fazla!' dediler, 'Neymiş, düşünen ve
tartışan gençlik? Gençlik dediğin, yalnızca söz din-
ler, o kadari" Evet, demek ki bırzamanlar hemea-
her şey, sizin için daha farklıydı. Bir zamanlar köy
enstitülerinde okuyan gençlerin Faust'u seyret-
meleri için devlet tarafından Ankara'ya getirilme-
leri ile günümüzde, yine ülkemizdeki bir Faust
temsili hakkında "ahlaka aykınlık" nedeniyle ay-
nı devletin savcılarınca soruşturma açılması ara-
sındaki fark gibi!
Mustafa Kemal'in cumhuriyetindeki genç ku-
şaklar, sizin bugünkü yalnızlığınızı hiç yaşamadı-
lar. Çünkü onlara kendilerini -isterlerse- yaşamla-
rının sonuna kadar hiç bırakmayacak bir dostun
varlığı, aklın varlığı ve gücü, hep anımsatıldı. Ve an-
cak bilgiyle sürekli beslenen, sürekli tartışma ze-
mininde kalmasına olanak tanınan bir aklın güçlü
olabileceği gerçeğinin bilinciyle, akıllannı besleye-
bılmeleri için elden gelen yapıldı. Bütün bir dünya
edebiyatının ve düşünce mirasının eserierı, Dev-
let eliyle o gençlerin her an ulaşabilecekleri kitap-
lıklara aktanldı. Köy çocuklanyla Homeros'lar, Yu-
nus Emre'ler, Shakespeare'ler ve Goethe'ler tar-
tışıldı. O ışıklı günlerin hiçbir ögretmeni, kalkıp öğ-
rencilerine: "Siz yalnızca derslehnize çalışın, baş-
ka şeyierie ilgilenmeyin!" demedi; bunun tersini söy-
ledı. O öğrencilerden dünyaya ve yaşama hep Ho-
meros'un, Yunus Emre'nin, Shakespeare'in, Go-
ethe'nin ve daha nicelerinin uçsuz bucaksız ufuk-
lanndan bakmaları ders diye öğretildi.
Böylesine bilgelikterle örülü bir dokuda, sizinki-
si gibi yalnızlıklara elbette yer yoktu.
Bir dahaki mektupta buluşmak üzere...
e-posta: ahmetcemaKg superonline.com
BUGUN
• BORUSAN KÜLTÜR MERKEZİ'nde Seten
Gülün'ün katılacağı 'Cazda Modal Armoni ve
Kontrpuan' başhklı söyleşi saat 18.30'da
başlayacak. (292 06 55)
• M t l l İ REASÜRANS AUDITORIUM'da saat
19.00,'da şef Rengim Gökmen yönetımindekı MüTi
Reasürans Oda Orkfstrası. Patrik Jablonski'nin
(piyano) eşliğinde MozarL Grieg, Nieben. Sibefius
ve Weber'uı yapıtlanndan oluşan bir konser
sunacak. (231 47 30-31)
• ADAM KİTABEVt'nde 18.30-20.30 saatleri
arasında Aynntı Yaymlan tarafından düzenlenen,
Nurçay Türkoghı'nun katılacağı 'Medya ve Etik'
başlıkh söyleşi yer alıyor. (518 76 19)
• JAZZ CAFE'de Gürol Agırbaş (bas), Ozan
Doğulu (davul), Birol Agırbaş (perküsyon) ve Vural
Şerifoğlu'nun (vokal) sunacaklan 'Gürol Ağırbaş-
Bas Şarkılan' başhklı dinleti saat 22.30'da
başlayacak. (245 05 16)
• İFSAK'ta Ersin Alok'un seçiciliğinde
gerçekleşecek 'Su' konulu 'Ayın Saydam Yanşması'
yer alıyor. (292 42 01)