24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 1999 PAZAR 4 HABERLER DUNYU)A BUGUN ALİ SIRMEN Uçurtma Sevgili, Damın ardından deniz görünüyordu, Marma- ra'nın, o canım, eşsiz sularının keyifle kulaçlandı- ğı günlerini anımsatan, ama benim artık aldatıcı ol- duğunu bildiğim bir lacivertlik içinde... Samatya'dan bakıyorum, uzakta Adalar, güneş daha batmamış olmalı ki, yaz günleri öğleden son- ra başlayan poyraz da henüz dinmemişti. Dalıp gıtmışim, uzaklarda kalmış bir zamanda, çocukla delikanlı arası, bir yeniyetme, asılmış kü- reklere. Dalyan koyundan çıkıp Fenerbahçe bur- nunu dönmeye çalışıyor. Yazın ilerlemiş günlerin- den birı olmalı ki, yeniyetmenin su toplamıyor avuçları, her yaz başında yaşanan o dönem geç- mış, nasırlar çoktan oluşmuş. Başka bir yerlerde, başka bir zaman diliminde biradam, günbatımına doğru yüzüyor... Sonra aklıma, ûmonya meydanındaki kahvede, önünde yeşıl zeytin ve anasonsuz düz rakısı du- ran dostu Yani'ye "Binbir yıldızın sırtına, Ada- lar'ın içinde bir Burgaz adası vardır; bir sandal vardır, tam Kaleyeros'la Leandros'un gözük- tüğü nişanda; işte o benim; ben sandallar için- de bir sandal, denizler içinde bir deniz, insan- lar içinde bir insan" diyerek adres veren o rnavi gözlü adam geliyor... • • • Bugüne döner dönmez, gözüme gökyüzünde slow motion adımlarla dörtnala giden, kırmızı ye- leli doru kısrak takılıyor. Bakıyorum, ardından onu başkaları izliyor. kızarmaya başlamış gökyüzünde kızıl yeleli ateşten atlar koşuyor. - Hangı cin oğlanlar salmışlar bu atlan gökyü- züne? diye soruyorum. Can dostum. bir suratıma bakıyor, bir de önüm- dekı buğulanmış rakı kadehine, sorgulayan ba- kışlarla. Parmağımla gösterdiğim yere dönüyor: - Haaa, diyor, uçurtmalar... Ikimiz de içimizde kalan çocukluğumuzu coş- turarak, gönüllerimizi takıyoruz uçurtmalann kuy- ruklarına.... Gökyüzünde kızıl yeleli ateşten atlar... Uçurtma, binlerce yıl ve mil öteden, Çin'den ge- liyor ve hâlâ aynı özgürlük duygusunu uyandınyor. Bir Çin atasözü, özgürlüğün simgesi uçurtmayı aynı zamanda garip bir eşitliğe oturtmuş ve de- miş ki "Rüzgâr esmediğinde, Imparator'un uçurtması da uçmaz". ••• Çocukluğumda kartal suretinde, hazır yapılmış uçurtmalar yoktu. Onlan sen kendin yapmak zo- rundaydın Sevgili. Hüner isteyen bir işti haaa! Çı- taları, birbiri üstüne koyup çentikledığin kıyılann- dan ince iple, dengeli bıçimde bağladıktan sonra, kaplama kâğıtlarıyla kaplayacaksın, kuyruğu, yi- ne dengeyi sağlayacak biçimde, ekleyeceksin. Bi- rine lyice kaldırıp tutturduğun uçurtmayı, ipin ucundan çekip, koşarak havalandırmaya çalışa- caksın... Eğer imalat hatan yoksa, rüzgâr varsa, uçurtman hava/anmışsa, işte o zaman eşsiz bir keyfi yakalayacaksın. Sevgili, "Ben çok şükürherkesinkigibi çok uzun süren çocukluğumda hep, başkalannın uçurtma- lannın iplerini şöyle bir an tutmak mutluluğunu ta- şıdım " dersem yalan olmaz da, "Hiç uçurtmam ol- madı" desem doğruyu söylememiş olurum. Bir yaz günü, Eskışertir'de Ertuğrtd'un yardımıy- la yapmıştım onu. Daha doğrusu o yapmıştı da, ben de bir iki yerine dokunmuştum. Sonra DDY Yeni Lojmanları karşısındaki arsada, hayatımın tek uçurtmasını, havalandınrken, elektrik tellerine ta- kıvermıştım... Senın uçurtman olmadıysa Sevgili, aldırma! Bu mevsimdekaldırbaşınıgökyüzünebak! Bir uçurt- ma görürsen, takıl kuyruğunagönlünce! Mülkiyet özel, ama özgürlük ortaktır nasılsa. TİHV 'İşkenceci polisler açığa alınsın' NECATİAYGIN İZ.MİR - Baki Erdo- ğan'a ışkence yapan po- lıslerle ılgilı Aydın Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiğı mahkûmiyet ka- ran. insan haklan savu- nuculan ve hukukçular tarafmdan olumlu karşı- landı. Türkiye İnsan Haklan Vakfı (TtH V) Iz- mır Temsilcısı Prof. Dr. Veli Lök. "Bu karar İz- mir Tabip Odası \e Tür- kiye İnsan Haklan Vak- fi'nın hazırlamış olduğu alternatif raporlann etki- sini gösteren ve Türki- ı ye'de mahkemelerin, bu tür raporiar sunulduğu takdirde işkencecileri ce- zalandırdıklanna ilişkin çokönemli bir getişmedir. A>nı zamanda işkence- nin önlenmesinde çok et- kin bir hukuksal olaydır" dedı. Hukukçular ise işken- ceci polıslerin. görevle- rinı sürdürmelerinın ya- sal olmadığını, açığa alınmalan gerektiğini belirterek bu konuda tçışlen Bakanlığfnabaş- vuracaklannı söylediler. Bakı Erdoğan'a işken- ce vaparak ölümüne yo! açtıklan gerekçesiyle Aydın Emniyet Müdür- lüğü'ndekı 5 pohsin 5'er yıl 6'şaray hapisle ceza- landınlmalan işkencenin önlenmesiyle ılgili ola- rak çalışanîara umut ver- dı. TİHV Izmir Temsilci- sı Prof. Dr. Veli Lök, bu davada hazırladıkian al- ternatif raporlann mah- keme tarafmdan benim- sendiğini vurgulayarak şunlan söyledi: "Bu karar tzmir Tabip Odası ve Türkiye İnsan Haklan Vakfı'nın hazır- lamış olduğu alternatif raporiarın etkisini gös- termiştir. Aynca Türld- ye'de mahkemelerimizin 3'lü raporiar sunulduğu takdirde işkencecileri ce- zaiandırdıklanna ilişkin çokönemli bir gelişmedir. Aynı zamanda işkence- nin önlenmesinde çok et- kin bir hukuksal olaydır. İşkencenin önlenmesi he- kimlerin hazırladıkian raporlara dayalı olarak hukukçularia işbirüği ha- linde ne kadar başanlı of- duğunu gösteriyor. İzmir Tabip Odası ve Türkiye İnsan Haklan Vakfi'nın şimdhe dek hazırladığı 80 raporun bir kısmı mahkemelerde kabul edilmiş, bir kısmının ise halen davalan devam et- mektedir. Onlann da bir- çoğunun işkencecilerin cezalandırümasıyla so- nuçlanacağuıa ve işken- cenin önlenmesinde önemii bir araç oJacağı- na inanıyorunL." Insanlık suçu olan iş- kencenin ortadan kaldı- nlmasını amaçladıklan- nı belirten Prof. Dr. Lök, " Esas temennimizinsan- lan cezalandırmak degiL insan sağlığını bozan iş- kencenin üJkemizde orta- dan kalkmasKİır" dedi. Emekli Binbaşı Nihat Ali Özcan, tezinde, darbenin dağılan örgütleri PKK etrafında toplamaya yaradığını söyledi 'PKK'yi 12 EyM güçlendirdf• Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk Ilkeleri ve Inkılap Tarihi Enstitüsü'nde doktora çahşmasmı yapan emekli Binbaşı Nihat Ali Özcan şu değerlendirmeleri yapıyor: Anarşi ve terörün baş aktörlerinden birisi olan PKK, 12 Eylül müdahalesinden en az etkilenen örgüt oldu. Yeniden dönüp geldiğinde diğer gruplan kolayhkla kendisine bağlayarak gelişmesini hızlandırdı. Bu anlamda, örgütü tasfiye edemeyen 12 Eylül, onun gelişmesine yardımcı oldu. CELAL VTUVIAZ İZMİR- PKK'yi konu alan ve Türki- ye'de bilimsel anlamda ilk kez hazırlanan 'PKK - Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemf ko- nulu doktora çalışmasında. devletin PKK'yle ilgili ilk bilgilere, polisin Elâ- zığ'da 1983 yıhnda gözaltına aldığı mer- kez komite üyesi Şahin Döamez'in itiraf- lanylaulaştığınayerveriliyor. PKK'- nin elebaşılanndan Cemil Bayıkbu ola- yı. "İlk doğnı bilgileri devlete Şahin ve- riyor. İlk kez Şahin"in ihanetiyle deviet hareket hakkmda doğru bilgiler edini- yor" sözlenyle doğruluyor. Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk Il- keleri ve Inkılap Tarihi Enstitüsü'nde doktora çahşmasını yapan emekli Binba- şı NDıatAliOzcan. tezin sonuç bölümün- de. kuruluş kongresi Lice'nin Ziyaret Köyü'nde 26-27 Kasım 1978'de Seyfet- tin Zuğurhı'ya ait evde yapılan PKK'nm, özellikle '12 Evlül müdahale- siyle' güçlendiğini vurgulayarak "Anar- şi veterörün baş aktörlerinden birisi olan PKK, 12 Eylül müdahalesinden en az et- kilenen örgüt oldu. Yeniden dönüp gekü- ğinde diğer gruplan kolav tıkla kendisine bağlayarak gelişmesini hızlandırdı. Bu ' anlamda,örgütii tasfiye edemeyen 12 Ey- tüL,onungelişmesine >ardıma oldu. Çün- kü, PKK'nin uzun süre uğraşıp saf dışı bırakamadıgı rakip örgütleri tasfiye et- mişti" değerlendirmesini yapıyor. PKK'nin elebaşısı Abdullah Öca- lan'ın ilk yeraltına çekilişinin, 1977'de Ankara'da Mimar ve Mühendisler Oda- sı'nda yapılan bir toplantıyla gerçekleş- tiğine değinilen çalışmada, örgüt amacı- njn ilk kez bu toplantı sonrasında ilan edildiği belirtiliyor. Sıkıyönetim askeri mahkemelerince. bölücü örgüt PKK'ye ait yüzlerce belge ve konuya ilişkin ya- zılrruş iç-dış kaynaklı çok sayıdaki kitap, gazete ve belgenin incelenmesiyle oluş- turulan 400 sayfaya yakın çalışmada y- er verilen çarpıcı ayrtntılardan bazılan şöyle: # Kadastro Lisesi'ni 1968 yılında bi- tiren Ocalan.geldiği Di\ arbakır "da. lice- Iflerin 'Sur Palas' oteline yerleşti. Diyar- bakır'dakı memuriyeti bir yil süren Oca- lan, 'bir gün başlaülacak genel isyana' yatınlmak üzere verilen rüşvetleri de çe- kinmeden kabul ediyordu. # Abdullah Öcalan, hayranı olduğu Hikmet Krnkımh'dan 'halk savaşının planlannı', Giap'tan 'halk sa\aşının as- keri sanatı'nı ve Mahir Çayan'dan da 'şiddetin gerekliüği'ni özümseyip kişili- ğinde birleştıriyordu. Istanbuî'dan An- kara'ya geldiği 1971 yılında şiddetolay- lan nedeniyle yoğun tutuklamalar yapı- lıyordu. SBF'deki ögrencilerin liderliği, kendi deyişıvle 'üçüncü sııuf miBtan' olan Öcalan'a kalmıştı. # 'Üçüncü sınıf militan' Öcalan, ka- nştığı bildiri dagıtma olayından sonra 7 Nisan 1972'de tutuklanarak Mamak As- keri Cezaevi'ne konuldu. Yaklaşık 7 ay içeride kaldı. Öcalan'ın kendi anlatımı- na göre askeri cezaevinde TlP'lileri, PDA'cılan ve THKP-C'lileri gördü. ta- nıştı. tartıştı, ancak 'Marksist hareket içindefi-aksiyontercihi yapmadj'. Daha sonra Dil Tarih Coğrafya Fakültesı'nde çıkan olaylarda polis 162 kişiyi gözaltı- na aldı. aralannda Öcalan da vardı. Yedi gün gözaltında kaldı. serbest bırakıldı. # Öcalan'a göre kansı Kesire muhte- melen "ajandı' Yıllarca evü kaldığı Ke- sire için, 'son derece eğmlıniş ve çekici, büyük ihtimalle sübjektif olarak da, ob- jektif olarak da kanıdayamadığı MİT ajanı' endişesini hep taşıdıgını söylemiş- tir. Ancak bunlara karşın Ocalan. kendi- sini feda ederek grubunu kurtarmak için Kesire ile evlendi. Kesire, kocası Öca- lan'ı terk ettiği tanhe kadar onu sürekli tahakkümü altına aldı. aşağıladı ve oto- ritesini sarstı. Ancak Öcalan buna hiçbir zaman itiraz edemedi. Almanya Türkiye Araştırmalar Merkezi yöneticisi Akkaya'mn gençlik saptaması 6 Siyasete katdımda çaba yok' İstanbul Haber Servisi - Türkiye Araşurmalar Mer- kezi (TAM) yönetıcilerin- den Çiğdem Akkaya. Al- manya'daki Türk gençleri arasında siyasete katılun yönünde bir istek olduğunu, ancak gençlerin bu yönde fazla bir çaba göstermedik- lerini söyledi. Merkezi Essen'de bulu- nan TAM'nin yöneticilerin- den Akkaya, Almanya'da yaşayan 2., 3. ve 4. kuşak Türklerin, Türk toplumu- nun Almanya'daki enteg- rasyonuna örnek olarak gösterilebileceğini vurgula- dı. Kuzey Ren VVestfalya eyaletinin Almanya'da en çok Türkün yaşadığı eyalet olduğunu ve bu eyalette yaptıklan araştırmantn bu ülkedeki Türk toplumu hak- kında önemli ipuçlan ver- diğini belirten Akkaya, "1961'debaşlayan göçün 38. yıhnda>ız. Sorunlar \ar. A- ma sorunlara karşın dönü- şümler de var" dedi. Al- manya'da her kesimden Türk,ün yaşadığmı ifade e- den Akkaya,"18-30yaş ara- sındakiler genç olarak ta- nımlanırsa. Almanya'daki Türk gençlerinin üçte biri- nin Alman>a'da doğduklan. >üzde 65'inin ev1i olduğu ve yüzde44'ünün çahşoğı orta- ya çıtayor" dıye konuştu. Akkaya, Almanya'da çalı- şan Türk gençlerinin yüzde 42'smin işçi. bunlann da yüzde 24'ünün kalifiye işçi olduğunu söyledi. Gençlerin yüzde 59'un- un Alman toplumuyla daha fazla iletışim kurmak istedi- ğini vurgulayan Akkaya, her dört gençten birinin ge- lecekte işini yitirme kaygı- sı yaşadığına işaret etti. Ak- kaya, "Geri dönmeyi iste- yenlerin oranı >üzde29. Ke- sinlikk istemeyenleruı oranı yüzde 60.5. Yeni kuşaklar, Türkiye'ye değişik bir acı- dan bakıyoriar. Türkiye'ye bağhhk yüzde 35.1, Alman- ya'ya bağuük yüzAe 34.4 olurken, her iki ülkeye bir- den bağhhk yüzde 26.5 dü- zeyinde" dedi. ^ ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN FALANYOKYAM KAPMACA&M &EPme oettiuri Türk Tabipleri Birliği (TTB) 48. Büyük Kongresi Ankara'da başladı 'Emekli aylığı işsizJiksigortası gibi' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Tabipleri Birliği 48. kongresinin açılış konuşmasını yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr Füsun Sayek. sıyasi partilerin sağhkla ügili programlannm hepsının birbırine benzediğini, hükümet programının sağhkla ilgili bölümJerinde doktorlara ve meslek odalarma hiç yer verihnedigini vurguladı. Sayek. "Siyasilerin her adımını iziediğnnizi; baskın yasalara. baskın kanuiara karşı tetikte olduğumuzu beürtmeuŞim. İşsizlik oranlaruun >ıizde 10'lan aşağı, emekli maaşlannın yauuz işsizlik sigortası olabueceği bir ortamda hükümet LMF 9e emekhlik va^ı pazarhğı yapı>or. Oysaki hepüniz, ne sorunun ne de çözümün bu ounadığını bühvruz" diye konuştu. TTB'nin Türkiye sağlık ortamı ve doktorlann özlük haklan konusundaki tüm görüşlenni her yere iletecekJerini belirten Sayek, yayınlar, birim toplantılan, sokak eylemleri gibi etkinliklerle daha onarlu bir hekimlik için mücadele edeceklerini, amaçlanna ulaşmak için gerekirse iş bırakma eylemine gideceklerini söyledi. TTB olarak Sosyal Sigortalar Kurumu'nun (SSK) çökertilmesıne karşı çıkacaklannı, bu konuda somut eylemlililderini sürdüreceklerini belirten Sayek, gerçekleştirilmeye çalışılan MAI'nin ülkedeki emeğin sömürulmesi, yoksulluğun artması \r e uluslararası şirketlerin vartıklannın sağJamlaşması anlamma geldiğini vurguladı. Sayek, TTB'nin bagımsız Türkiye önünde engel olan tahkim düzenlemesini de reddedeceğini söyledi. Cörüşme isteği Danıştuy'dan Öcalanhn avukatkmna ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - fmrah Adası'nda yargılanması süren Abdullah Öcalan'ın avukatlan, müvekkillennin kendileri ve yakınlanyla görüştürülmesini de içeren tmralı Kapalı Ceza ve Tutukevi lç Yönetmelığı'nin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştay'a dava açtılar. Daruştay 10. Dairesi, avukatlann başvuru diiekçesini usule uygun olmadığı gerekçesiyle reddetti. Öcalan'ın avukatlan Ercan Kanar, Niyaa Bulgan, Fatma Karakaş ve Derya Bayır, müvekkilleri adına Adalet Bakanlığı'na açtıklan davada, lmralı Adası'nda tutuklu bulunan Öcalan'ın kendilen ve yakınlanyla görüştürülmesini içeren yönetmeliğın usul ve yasalara aykın olduğunu ileri sürdüler. Başvuruyu inceleyen Danıştay 10. Dairesi, karannda. 2577 sayılı ldari YargılamaUsulü Kanunu'nun3. •,-.^|i maddesinın birinci fikrasıhda, idari davalann ilgili mahkeme başkanlıklanna yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı , ammsatıldı. Aynı maddenin ikinci fikrasma göre, dilekçelerde taraflann ve vekillerin veya temsilcilerinin ad ve soyadlan, unvan ve adresleri, davanın konusu ve sebepleri ile dayandığı delillerin ve davaya konu olan işlemin yazılı bildirim tarihınin gösterilmesinin zorunlu olduğu kaydedilen kararda. 3. fikrasında da. dava konusu karann ve belgelerin asıllan veya örneklerinin dava dilekçesine ekleneceği ve dilekçelerle bunlara ekli evrakın örnekJennm davalı taraf sayısından bir fazla olacağı hükmü anımsatıldı. Kararda, "Açıklanan nedenlerle, 2577 sayüı yasanın 15/1-d maddesi uyannca. bu karann teoliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde 3. maddeye uygun şekilde düzenlenmiş imzalı ikişer örnek diiekce ve ekleriyle ashna uygunluğu onanmış vekâletname eklenmek suretry le yeniden harç yaûnlmaksı/ın dava açılmakta serbest olunmak üzere dilekçenin reddine. anılan yasanın 15/5. maddesi hükmüne göre dilekçenin reddi üzerine yeniden verilen dilekçede aynı yaniışhklar yapddığ] takdirde davamn reddedileceğinin ilgiliye duyuruhnasma oybirüğivle karar verfldi" denildi. Öcalan'ın avukatlan. bu karann tebliğinden itibaren 30 gün içinde Danıştay'a yeni başvuruda , '" bulunabilecekler. DSP'li Caffar Yakın'ın tanımlamasına FPIiler itiraz etti 'Kara kaplı ldtap9 tarbşması Dezenformasyona panzehir ANK.4RA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda Dıyanet Iş- leri Başkanlığı bütçesi üzennde söz alan DSP'li Gaffar YakuTın. Kuran'ın cum- hunyetle ilk kez Türkçeye çevrildığinı belirterek "Kuran böylece kara kitap olmaktan kurtuklu'' sözleri. FP'lilerle kısa tartışma yaşanmasına neden oldu. FP'li Lütfü Doğan, Islam literatüründe "kara Idtap" diye bir deyim olmadığı- nı belirtmesi üzerine açıklama yapan Yakın, bunun bir halk deyimi olduğunu ve hakaret amacı taşımadığııu bildırdi. TBMM Genel Kurulu'nda dün yapı- lan 4 otunımda sırasıyla Köy Hizmet- leri, Vakıflar Genel Müdürlüğü. Dıya- net Işleri Başkanlığı. Deviet Istatistik Enstitüsü Başkanlığı. Adalet Bakanlığı. Yargıtay Başkanlığı. ÇevTe Bakanlığı, Mılli Savunma, Orman. Dışişleri ve Sa- nayi ve Ticaret Bakanlığı bütçelen gö- rüşülerek kabul edildi. Diyanet Işleri Başkanlığı bütçesi üzerinde söz alan DSP'li Yakın, din ve mezhep savaşlan nedeniyle geçmişte insanlığa yakışmayan olaylar yaşandı- ğını belirterek insanlığın baskılardan laiklik sayesinde kurtulduğunu söyledi. Türk halkınm ilk kez cumhuriyet döne- minde Türkçeye çevrilen Kuranıkerimi anlayabildiğini anımsatan Yakın, "Mus- tafa Kemal ve Meclis'in isteğivle ilk kez Diyanet İşleri Başkanı'na protokolde yer ve kırmıa plaka verildi" dedi. FPTi Lütfü Doğan ise Yakın'ın "kara kaph kitap" sözlerinı eleştırerek "İslam Hte- ratüründe böyle bir tanım yoktur. Ku- ranıkerim'den söz edUirken dikkatli olunması gerekir'' dedi. Sataşma oldu- ğu gerekçesiyle söz alan Yakın ise söz- lerinın yanlış aktanldığmı belirterek "Halk arasında bilinen bir tanımı kul- lanmadım. Yoksa Kuranıkerim'e haka- ret gibi bir kastım voktu" dedi Bütçe göriişmelennin ikinci oturu- munda Adalet Bakanlığı, Yargıtay ve Çevre Bakanlığı bütçeleri görüşüldü. Görüşmelerde MHP'li Mehmet Pak \e FP'li Şeref Malkoc, 12 Eylül darbe- sini yapanlara ve dönemin yöneticileri ile o donemde çıkan yasa ve yasa gü- cündeki kararnamelere anayasal güven- ce sağlayan anayasanın geçici 15. mad- desinin değiştirilmesi istemini dile ge- tirdiler. Malkoç. Türk Ceza Yasası'nın değiştirilmesini de isteyerek "Düşünce özgürlüğünü engelkyen 312. madde gi- bi maddeteri o)ma>an bir yasa tasansı gelirse destekleriz" dedi. Bakanhğının bütçesi üzerindeki eleş- tirileri yanıtlayan Adalet Bakanı Hik- met Sami Türk ise yargınm hızlandınl- ması, geçici 15. maddenin, 12 Eylül dö- neminde çıkanlan yasa ve yasa gücün- de karamamelerin anayasaya aykınlı- ğının ileri sürülemeyeceğini öngören geçici 3. maddesinin değiştirilmesinin Meclis"ten çıkacak uzlaşmayla müm- kün olabıleceğini vurguladı. Bakanlık Bütçesi üzerinde kişisel söz alan FP'li Ali Oğuz ise konuşmasına müdahale etrikleri gerekçesiyle bazı D- SP millervekillerine "Sabahtan beri si- zi dinhvTjruz, dinlemevi öğrenüT diye bağırdı. Türkiye'de şiır okuduğu için ki- şilerin hapse atıldığını, siyasi partilerin kapatıldığını savunan Oğıiz, yargının si- yasallaştığuıı ileri sürdü. Oldukça ger- gin olduğu gözlenen Oğuz'un, herkesin din ve vicdan özgürlüğünü kullanma hakkına sahip olduğunu belirtirken -Hak üstündür, hiçbir şey onun üstün- de olamaz" demesı dikkat çekti. Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu da bakanhğının bütçesi üzerindeki eleştirileri yanıtlarken terö- rün tümüyle yok edibnesi için dış des- teğin tümüyle kesihnesi gerektiğini ifa- de etti. Çakmakoğlu. Kosova sorununa da değinerek "Mejdana gelen sistema- tik vahşetin bir daha vaşanmamasuu. Kosova'da NATO öncülüğünde güven- liğJn sağlan nıasını vetüm mültecilerin en kısa zamanda e\'lerine dönmesini arzu ediyoruz" dedı. DSP Manısa Milletve- kih Hasan Güla> ise herkesin Türk Si- lahlı Kuvetleri'ni siyasetin içıne çek- mek ıstediğini ileri siirerek bu "ahşkan- hktan" vazgeçilmesini istedi. »YAZ'99 rPOLlTİHfl Soykırım toscvo'dan ItatJye-î» Almrancre A<f« 8e vhı? teru D.3«gc buçrâK BaSnsıkz ve Kotora • Tehükedeki Türkiye • Basmda anlit«kel için • Dsraokratıkleşmede ilk hedeSsr • Yüce Divan'a dcğru • KartKiaruzıo Ua yakasnKiakl Abhazya • Israiî l^ı Mı SOBÎS: FIBs«nDeted I • AvmpaYa btr başkan ; Eoraarıo Prodi I» MüsKman köktenci , kr <dcmlanr> hösıanı »f • Ftanse Devrtnu 210 yaşmda: . Devrimsiz bir devrnn mi° . • atorluğım 700, fihaâa _ n h ideotojisi Alexcaıdre Adler NuıDolay François Fuıet Baton Haciyu Samuel Huntington Turhan Ilgaz Mehmet Ali Kılıçbay Bemard Lewis YalçınOnay Erol Özkoray Şimon Peres Romano Prodi Bülent Tanör Mesut Tufan Wolinski 3.SAYISIÇIKTI!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle