Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 1999 PAZAR
4 HABERLER
DUNYU)A BUGUN
ALİ SIRMEN
Uçurtma
Sevgili,
Damın ardından deniz görünüyordu, Marma-
ra'nın, o canım, eşsiz sularının keyifle kulaçlandı-
ğı günlerini anımsatan, ama benim artık aldatıcı ol-
duğunu bildiğim bir lacivertlik içinde...
Samatya'dan bakıyorum, uzakta Adalar, güneş
daha batmamış olmalı ki, yaz günleri öğleden son-
ra başlayan poyraz da henüz dinmemişti.
Dalıp gıtmışim, uzaklarda kalmış bir zamanda,
çocukla delikanlı arası, bir yeniyetme, asılmış kü-
reklere. Dalyan koyundan çıkıp Fenerbahçe bur-
nunu dönmeye çalışıyor. Yazın ilerlemiş günlerin-
den birı olmalı ki, yeniyetmenin su toplamıyor
avuçları, her yaz başında yaşanan o dönem geç-
mış, nasırlar çoktan oluşmuş.
Başka bir yerlerde, başka bir zaman diliminde
biradam, günbatımına doğru yüzüyor...
Sonra aklıma, ûmonya meydanındaki kahvede,
önünde yeşıl zeytin ve anasonsuz düz rakısı du-
ran dostu Yani'ye "Binbir yıldızın sırtına, Ada-
lar'ın içinde bir Burgaz adası vardır; bir sandal
vardır, tam Kaleyeros'la Leandros'un gözük-
tüğü nişanda; işte o benim; ben sandallar için-
de bir sandal, denizler içinde bir deniz, insan-
lar içinde bir insan" diyerek adres veren o rnavi
gözlü adam geliyor...
• • •
Bugüne döner dönmez, gözüme gökyüzünde
slow motion adımlarla dörtnala giden, kırmızı ye-
leli doru kısrak takılıyor. Bakıyorum, ardından onu
başkaları izliyor. kızarmaya başlamış gökyüzünde
kızıl yeleli ateşten atlar koşuyor.
- Hangı cin oğlanlar salmışlar bu atlan gökyü-
züne? diye soruyorum.
Can dostum. bir suratıma bakıyor, bir de önüm-
dekı buğulanmış rakı kadehine, sorgulayan ba-
kışlarla.
Parmağımla gösterdiğim yere dönüyor:
- Haaa, diyor, uçurtmalar...
Ikimiz de içimizde kalan çocukluğumuzu coş-
turarak, gönüllerimizi takıyoruz uçurtmalann kuy-
ruklarına....
Gökyüzünde kızıl yeleli ateşten atlar...
Uçurtma, binlerce yıl ve mil öteden, Çin'den ge-
liyor ve hâlâ aynı özgürlük duygusunu uyandınyor.
Bir Çin atasözü, özgürlüğün simgesi uçurtmayı
aynı zamanda garip bir eşitliğe oturtmuş ve de-
miş ki "Rüzgâr esmediğinde, Imparator'un
uçurtması da uçmaz".
•••
Çocukluğumda kartal suretinde, hazır yapılmış
uçurtmalar yoktu. Onlan sen kendin yapmak zo-
rundaydın Sevgili. Hüner isteyen bir işti haaa! Çı-
taları, birbiri üstüne koyup çentikledığin kıyılann-
dan ince iple, dengeli bıçimde bağladıktan sonra,
kaplama kâğıtlarıyla kaplayacaksın, kuyruğu, yi-
ne dengeyi sağlayacak biçimde, ekleyeceksin. Bi-
rine lyice kaldırıp tutturduğun uçurtmayı, ipin
ucundan çekip, koşarak havalandırmaya çalışa-
caksın... Eğer imalat hatan yoksa, rüzgâr varsa,
uçurtman hava/anmışsa, işte o zaman eşsiz bir
keyfi yakalayacaksın.
Sevgili, "Ben çok şükürherkesinkigibi çok uzun
süren çocukluğumda hep, başkalannın uçurtma-
lannın iplerini şöyle bir an tutmak mutluluğunu ta-
şıdım " dersem yalan olmaz da, "Hiç uçurtmam ol-
madı" desem doğruyu söylememiş olurum.
Bir yaz günü, Eskışertir'de Ertuğrtd'un yardımıy-
la yapmıştım onu. Daha doğrusu o yapmıştı da,
ben de bir iki yerine dokunmuştum. Sonra DDY
Yeni Lojmanları karşısındaki arsada, hayatımın tek
uçurtmasını, havalandınrken, elektrik tellerine ta-
kıvermıştım...
Senın uçurtman olmadıysa Sevgili, aldırma! Bu
mevsimdekaldırbaşınıgökyüzünebak! Bir uçurt-
ma görürsen, takıl kuyruğunagönlünce! Mülkiyet
özel, ama özgürlük ortaktır nasılsa.
TİHV
'İşkenceci polisler
açığa alınsın'
NECATİAYGIN
İZ.MİR - Baki Erdo-
ğan'a ışkence yapan po-
lıslerle ılgilı Aydın Ağır
Ceza Mahkemesi'nin
verdiğı mahkûmiyet ka-
ran. insan haklan savu-
nuculan ve hukukçular
tarafmdan olumlu karşı-
landı. Türkiye İnsan
Haklan Vakfı (TtH V) Iz-
mır Temsilcısı Prof. Dr.
Veli Lök. "Bu karar İz-
mir Tabip Odası \e Tür-
kiye İnsan Haklan Vak-
fi'nın hazırlamış olduğu
alternatif raporlann etki-
sini gösteren ve Türki-
ı ye'de mahkemelerin, bu
tür raporiar sunulduğu
takdirde işkencecileri ce-
zalandırdıklanna ilişkin
çokönemli bir getişmedir.
A>nı zamanda işkence-
nin önlenmesinde çok et-
kin bir hukuksal olaydır"
dedı.
Hukukçular ise işken-
ceci polıslerin. görevle-
rinı sürdürmelerinın ya-
sal olmadığını, açığa
alınmalan gerektiğini
belirterek bu konuda
tçışlen Bakanlığfnabaş-
vuracaklannı söylediler.
Bakı Erdoğan'a işken-
ce vaparak ölümüne yo!
açtıklan gerekçesiyle
Aydın Emniyet Müdür-
lüğü'ndekı 5 pohsin 5'er
yıl 6'şaray hapisle ceza-
landınlmalan işkencenin
önlenmesiyle ılgili ola-
rak çalışanîara umut ver-
dı.
TİHV Izmir Temsilci-
sı Prof. Dr. Veli Lök, bu
davada hazırladıkian al-
ternatif raporlann mah-
keme tarafmdan benim-
sendiğini vurgulayarak
şunlan söyledi:
"Bu karar tzmir Tabip
Odası ve Türkiye İnsan
Haklan Vakfı'nın hazır-
lamış olduğu alternatif
raporiarın etkisini gös-
termiştir. Aynca Türld-
ye'de mahkemelerimizin
3'lü raporiar sunulduğu
takdirde işkencecileri ce-
zaiandırdıklanna ilişkin
çokönemli bir gelişmedir.
Aynı zamanda işkence-
nin önlenmesinde çok et-
kin bir hukuksal olaydır.
İşkencenin önlenmesi he-
kimlerin hazırladıkian
raporlara dayalı olarak
hukukçularia işbirüği ha-
linde ne kadar başanlı of-
duğunu gösteriyor. İzmir
Tabip Odası ve Türkiye
İnsan Haklan Vakfi'nın
şimdhe dek hazırladığı
80 raporun bir kısmı
mahkemelerde kabul
edilmiş, bir kısmının ise
halen davalan devam et-
mektedir. Onlann da bir-
çoğunun işkencecilerin
cezalandırümasıyla so-
nuçlanacağuıa ve işken-
cenin önlenmesinde
önemii bir araç oJacağı-
na inanıyorunL."
Insanlık suçu olan iş-
kencenin ortadan kaldı-
nlmasını amaçladıklan-
nı belirten Prof. Dr. Lök,
" Esas temennimizinsan-
lan cezalandırmak degiL
insan sağlığını bozan iş-
kencenin üJkemizde orta-
dan kalkmasKİır" dedi.
Emekli Binbaşı Nihat Ali Özcan, tezinde, darbenin dağılan örgütleri PKK etrafında toplamaya yaradığını söyledi
'PKK'yi 12 EyM güçlendirdf• Dokuz Eylül Üniversitesi
Atatürk Ilkeleri ve Inkılap
Tarihi Enstitüsü'nde doktora
çahşmasmı yapan emekli
Binbaşı Nihat Ali
Özcan şu değerlendirmeleri
yapıyor: Anarşi ve
terörün baş aktörlerinden
birisi olan PKK, 12 Eylül
müdahalesinden en az
etkilenen örgüt oldu.
Yeniden dönüp geldiğinde
diğer gruplan kolayhkla
kendisine bağlayarak
gelişmesini hızlandırdı.
Bu anlamda, örgütü tasfiye
edemeyen 12 Eylül, onun
gelişmesine yardımcı oldu.
CELAL VTUVIAZ
İZMİR- PKK'yi konu alan ve Türki-
ye'de bilimsel anlamda ilk kez hazırlanan
'PKK - Tarihi, İdeolojisi ve Yöntemf ko-
nulu doktora çalışmasında. devletin
PKK'yle ilgili ilk bilgilere, polisin Elâ-
zığ'da 1983 yıhnda gözaltına aldığı mer-
kez komite üyesi Şahin Döamez'in itiraf-
lanylaulaştığınayerveriliyor. PKK'-
nin elebaşılanndan Cemil Bayıkbu ola-
yı. "İlk doğnı bilgileri devlete Şahin ve-
riyor. İlk kez Şahin"in ihanetiyle deviet
hareket hakkmda doğru bilgiler edini-
yor" sözlenyle doğruluyor.
Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk Il-
keleri ve Inkılap Tarihi Enstitüsü'nde
doktora çahşmasını yapan emekli Binba-
şı NDıatAliOzcan. tezin sonuç bölümün-
de. kuruluş kongresi Lice'nin Ziyaret
Köyü'nde 26-27 Kasım 1978'de Seyfet-
tin Zuğurhı'ya ait evde yapılan
PKK'nm, özellikle '12 Evlül müdahale-
siyle' güçlendiğini vurgulayarak "Anar-
şi veterörün baş aktörlerinden birisi olan
PKK, 12 Eylül müdahalesinden en az et-
kilenen örgüt oldu. Yeniden dönüp gekü-
ğinde diğer gruplan kolav tıkla kendisine
bağlayarak gelişmesini hızlandırdı. Bu
' anlamda,örgütii tasfiye edemeyen 12 Ey-
tüL,onungelişmesine >ardıma oldu. Çün-
kü, PKK'nin uzun süre uğraşıp saf dışı
bırakamadıgı rakip örgütleri tasfiye et-
mişti" değerlendirmesini yapıyor.
PKK'nin elebaşısı Abdullah Öca-
lan'ın ilk yeraltına çekilişinin, 1977'de
Ankara'da Mimar ve Mühendisler Oda-
sı'nda yapılan bir toplantıyla gerçekleş-
tiğine değinilen çalışmada, örgüt amacı-
njn ilk kez bu toplantı sonrasında ilan
edildiği belirtiliyor. Sıkıyönetim askeri
mahkemelerince. bölücü örgüt PKK'ye
ait yüzlerce belge ve konuya ilişkin ya-
zılrruş iç-dış kaynaklı çok sayıdaki kitap,
gazete ve belgenin incelenmesiyle oluş-
turulan 400 sayfaya yakın çalışmada y-
er verilen çarpıcı ayrtntılardan bazılan
şöyle:
# Kadastro Lisesi'ni 1968 yılında bi-
tiren Ocalan.geldiği Di\ arbakır "da. lice-
Iflerin 'Sur Palas' oteline yerleşti. Diyar-
bakır'dakı memuriyeti bir yil süren Oca-
lan, 'bir gün başlaülacak genel isyana'
yatınlmak üzere verilen rüşvetleri de çe-
kinmeden kabul ediyordu.
# Abdullah Öcalan, hayranı olduğu
Hikmet Krnkımh'dan 'halk savaşının
planlannı', Giap'tan 'halk sa\aşının as-
keri sanatı'nı ve Mahir Çayan'dan da
'şiddetin gerekliüği'ni özümseyip kişili-
ğinde birleştıriyordu. Istanbuî'dan An-
kara'ya geldiği 1971 yılında şiddetolay-
lan nedeniyle yoğun tutuklamalar yapı-
lıyordu. SBF'deki ögrencilerin liderliği,
kendi deyişıvle 'üçüncü sııuf miBtan'
olan Öcalan'a kalmıştı.
# 'Üçüncü sınıf militan' Öcalan, ka-
nştığı bildiri dagıtma olayından sonra 7
Nisan 1972'de tutuklanarak Mamak As-
keri Cezaevi'ne konuldu. Yaklaşık 7 ay
içeride kaldı. Öcalan'ın kendi anlatımı-
na göre askeri cezaevinde TlP'lileri,
PDA'cılan ve THKP-C'lileri gördü. ta-
nıştı. tartıştı, ancak 'Marksist hareket
içindefi-aksiyontercihi yapmadj'. Daha
sonra Dil Tarih Coğrafya Fakültesı'nde
çıkan olaylarda polis 162 kişiyi gözaltı-
na aldı. aralannda Öcalan da vardı. Yedi
gün gözaltında kaldı. serbest bırakıldı.
# Öcalan'a göre kansı Kesire muhte-
melen "ajandı' Yıllarca evü kaldığı Ke-
sire için, 'son derece eğmlıniş ve çekici,
büyük ihtimalle sübjektif olarak da, ob-
jektif olarak da kanıdayamadığı MİT
ajanı' endişesini hep taşıdıgını söylemiş-
tir. Ancak bunlara karşın Ocalan. kendi-
sini feda ederek grubunu kurtarmak için
Kesire ile evlendi. Kesire, kocası Öca-
lan'ı terk ettiği tanhe kadar onu sürekli
tahakkümü altına aldı. aşağıladı ve oto-
ritesini sarstı. Ancak Öcalan buna hiçbir
zaman itiraz edemedi.
Almanya Türkiye Araştırmalar Merkezi yöneticisi Akkaya'mn gençlik saptaması
6
Siyasete katdımda çaba yok'
İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Araşurmalar Mer-
kezi (TAM) yönetıcilerin-
den Çiğdem Akkaya. Al-
manya'daki Türk gençleri
arasında siyasete katılun
yönünde bir istek olduğunu,
ancak gençlerin bu yönde
fazla bir çaba göstermedik-
lerini söyledi.
Merkezi Essen'de bulu-
nan TAM'nin yöneticilerin-
den Akkaya, Almanya'da
yaşayan 2., 3. ve 4. kuşak
Türklerin, Türk toplumu-
nun Almanya'daki enteg-
rasyonuna örnek olarak
gösterilebileceğini vurgula-
dı. Kuzey Ren VVestfalya
eyaletinin Almanya'da en
çok Türkün yaşadığı eyalet
olduğunu ve bu eyalette
yaptıklan araştırmantn bu
ülkedeki Türk toplumu hak-
kında önemli ipuçlan ver-
diğini belirten Akkaya,
"1961'debaşlayan göçün 38.
yıhnda>ız. Sorunlar \ar. A-
ma sorunlara karşın dönü-
şümler de var" dedi. Al-
manya'da her kesimden
Türk,ün yaşadığmı ifade e-
den Akkaya,"18-30yaş ara-
sındakiler genç olarak ta-
nımlanırsa. Almanya'daki
Türk gençlerinin üçte biri-
nin Alman>a'da doğduklan.
>üzde 65'inin ev1i olduğu ve
yüzde44'ünün çahşoğı orta-
ya çıtayor" dıye konuştu.
Akkaya, Almanya'da çalı-
şan Türk gençlerinin yüzde
42'smin işçi. bunlann da
yüzde 24'ünün kalifiye işçi
olduğunu söyledi.
Gençlerin yüzde 59'un-
un Alman toplumuyla daha
fazla iletışim kurmak istedi-
ğini vurgulayan Akkaya,
her dört gençten birinin ge-
lecekte işini yitirme kaygı-
sı yaşadığına işaret etti. Ak-
kaya, "Geri dönmeyi iste-
yenlerin oranı >üzde29. Ke-
sinlikk istemeyenleruı oranı
yüzde 60.5. Yeni kuşaklar,
Türkiye'ye değişik bir acı-
dan bakıyoriar. Türkiye'ye
bağhhk yüzde 35.1, Alman-
ya'ya bağuük yüzAe 34.4
olurken, her iki ülkeye bir-
den bağhhk yüzde 26.5 dü-
zeyinde" dedi. ^
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
FALANYOKYAM
KAPMACA&M
&EPme
oettiuri
Türk Tabipleri Birliği (TTB) 48. Büyük Kongresi Ankara'da başladı
'Emekli aylığı işsizJiksigortası gibi'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk
Tabipleri Birliği 48. kongresinin açılış
konuşmasını yapan TTB Merkez Konseyi
Başkanı Dr Füsun Sayek. sıyasi partilerin
sağhkla ügili programlannm hepsının
birbırine benzediğini, hükümet
programının sağhkla ilgili bölümJerinde
doktorlara ve meslek odalarma hiç yer
verihnedigini vurguladı. Sayek.
"Siyasilerin her adımını iziediğnnizi;
baskın yasalara. baskın kanuiara karşı
tetikte olduğumuzu beürtmeuŞim. İşsizlik
oranlaruun >ıizde 10'lan aşağı, emekli
maaşlannın yauuz işsizlik sigortası
olabueceği bir ortamda hükümet LMF 9e
emekhlik va^ı pazarhğı yapı>or. Oysaki
hepüniz, ne sorunun ne de çözümün bu
ounadığını bühvruz" diye konuştu.
TTB'nin Türkiye sağlık ortamı ve
doktorlann özlük haklan konusundaki
tüm görüşlenni her yere iletecekJerini
belirten Sayek, yayınlar, birim toplantılan,
sokak eylemleri gibi etkinliklerle daha
onarlu bir hekimlik için mücadele
edeceklerini, amaçlanna ulaşmak için
gerekirse iş bırakma eylemine
gideceklerini söyledi. TTB olarak Sosyal
Sigortalar Kurumu'nun (SSK)
çökertilmesıne karşı çıkacaklannı, bu
konuda somut eylemlililderini
sürdüreceklerini belirten Sayek,
gerçekleştirilmeye çalışılan MAI'nin
ülkedeki emeğin sömürulmesi,
yoksulluğun artması \r
e uluslararası
şirketlerin vartıklannın sağJamlaşması
anlamma geldiğini vurguladı. Sayek,
TTB'nin bagımsız Türkiye önünde engel
olan tahkim düzenlemesini de
reddedeceğini söyledi.
Cörüşme isteği
Danıştuy'dan
Öcalanhn
avukatkmna ret
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - fmrah
Adası'nda yargılanması süren Abdullah
Öcalan'ın avukatlan, müvekkillennin
kendileri ve yakınlanyla
görüştürülmesini de içeren tmralı Kapalı
Ceza ve Tutukevi lç Yönetmelığı'nin
iptali ve yürütmenin durdurulması
istemiyle Danıştay'a dava açtılar.
Daruştay 10. Dairesi, avukatlann
başvuru diiekçesini usule uygun
olmadığı gerekçesiyle reddetti.
Öcalan'ın avukatlan Ercan Kanar,
Niyaa Bulgan, Fatma Karakaş ve Derya
Bayır, müvekkilleri adına Adalet
Bakanlığı'na açtıklan davada, lmralı
Adası'nda tutuklu bulunan Öcalan'ın
kendilen ve yakınlanyla
görüştürülmesini içeren yönetmeliğın
usul ve yasalara aykın olduğunu ileri
sürdüler. Başvuruyu inceleyen Danıştay
10. Dairesi, karannda. 2577 sayılı ldari
YargılamaUsulü Kanunu'nun3. •,-.^|i
maddesinın birinci fikrasıhda, idari
davalann ilgili mahkeme başkanlıklanna
yazılmış imzalı dilekçelerle açılacağı ,
ammsatıldı. Aynı maddenin ikinci
fikrasma göre, dilekçelerde taraflann ve
vekillerin veya temsilcilerinin ad ve
soyadlan, unvan ve adresleri, davanın
konusu ve sebepleri ile dayandığı
delillerin ve davaya konu olan işlemin
yazılı bildirim tarihınin gösterilmesinin
zorunlu olduğu kaydedilen kararda. 3.
fikrasında da. dava konusu karann ve
belgelerin asıllan veya örneklerinin dava
dilekçesine ekleneceği ve dilekçelerle
bunlara ekli evrakın örnekJennm davalı
taraf sayısından bir fazla olacağı hükmü
anımsatıldı. Kararda, "Açıklanan
nedenlerle, 2577 sayüı yasanın 15/1-d
maddesi uyannca. bu karann teoliğ
tarihinden itibaren 30 gün içinde 3.
maddeye uygun şekilde düzenlenmiş
imzalı ikişer örnek diiekce ve ekleriyle
ashna uygunluğu onanmış vekâletname
eklenmek suretry le yeniden harç
yaûnlmaksı/ın dava açılmakta serbest
olunmak üzere dilekçenin reddine.
anılan yasanın 15/5. maddesi hükmüne
göre dilekçenin reddi üzerine yeniden
verilen dilekçede aynı yaniışhklar
yapddığ] takdirde davamn
reddedileceğinin ilgiliye duyuruhnasma
oybirüğivle karar verfldi" denildi.
Öcalan'ın avukatlan. bu karann
tebliğinden itibaren 30 gün içinde
Danıştay'a yeni başvuruda , '"
bulunabilecekler.
DSP'li Caffar Yakın'ın tanımlamasına FPIiler itiraz etti
'Kara kaplı ldtap9
tarbşması
Dezenformasyona panzehir
ANK.4RA (Cumhuriyet Bürosu) -
TBMM Genel Kurulu'nda Dıyanet Iş-
leri Başkanlığı bütçesi üzennde söz alan
DSP'li Gaffar YakuTın. Kuran'ın cum-
hunyetle ilk kez Türkçeye çevrildığinı
belirterek "Kuran böylece kara kitap
olmaktan kurtuklu'' sözleri. FP'lilerle
kısa tartışma yaşanmasına neden oldu.
FP'li Lütfü Doğan, Islam literatüründe
"kara Idtap" diye bir deyim olmadığı-
nı belirtmesi üzerine açıklama yapan
Yakın, bunun bir halk deyimi olduğunu
ve hakaret amacı taşımadığııu bildırdi.
TBMM Genel Kurulu'nda dün yapı-
lan 4 otunımda sırasıyla Köy Hizmet-
leri, Vakıflar Genel Müdürlüğü. Dıya-
net Işleri Başkanlığı. Deviet Istatistik
Enstitüsü Başkanlığı. Adalet Bakanlığı.
Yargıtay Başkanlığı. ÇevTe Bakanlığı,
Mılli Savunma, Orman. Dışişleri ve Sa-
nayi ve Ticaret Bakanlığı bütçelen gö-
rüşülerek kabul edildi.
Diyanet Işleri Başkanlığı bütçesi
üzerinde söz alan DSP'li Yakın, din ve
mezhep savaşlan nedeniyle geçmişte
insanlığa yakışmayan olaylar yaşandı-
ğını belirterek insanlığın baskılardan
laiklik sayesinde kurtulduğunu söyledi.
Türk halkınm ilk kez cumhuriyet döne-
minde Türkçeye çevrilen Kuranıkerimi
anlayabildiğini anımsatan Yakın, "Mus-
tafa Kemal ve Meclis'in isteğivle ilk kez
Diyanet İşleri Başkanı'na protokolde
yer ve kırmıa plaka verildi" dedi. FPTi
Lütfü Doğan ise Yakın'ın "kara kaph
kitap" sözlerinı eleştırerek "İslam Hte-
ratüründe böyle bir tanım yoktur. Ku-
ranıkerim'den söz edUirken dikkatli
olunması gerekir'' dedi. Sataşma oldu-
ğu gerekçesiyle söz alan Yakın ise söz-
lerinın yanlış aktanldığmı belirterek
"Halk arasında bilinen bir tanımı kul-
lanmadım. Yoksa Kuranıkerim'e haka-
ret gibi bir kastım voktu" dedi
Bütçe göriişmelennin ikinci oturu-
munda Adalet Bakanlığı, Yargıtay ve
Çevre Bakanlığı bütçeleri görüşüldü.
Görüşmelerde MHP'li Mehmet Pak
\e FP'li Şeref Malkoc, 12 Eylül darbe-
sini yapanlara ve dönemin yöneticileri
ile o donemde çıkan yasa ve yasa gü-
cündeki kararnamelere anayasal güven-
ce sağlayan anayasanın geçici 15. mad-
desinin değiştirilmesi istemini dile ge-
tirdiler. Malkoç. Türk Ceza Yasası'nın
değiştirilmesini de isteyerek "Düşünce
özgürlüğünü engelkyen 312. madde gi-
bi maddeteri o)ma>an bir yasa tasansı
gelirse destekleriz" dedi.
Bakanhğının bütçesi üzerindeki eleş-
tirileri yanıtlayan Adalet Bakanı Hik-
met Sami Türk ise yargınm hızlandınl-
ması, geçici 15. maddenin, 12 Eylül dö-
neminde çıkanlan yasa ve yasa gücün-
de karamamelerin anayasaya aykınlı-
ğının ileri sürülemeyeceğini öngören
geçici 3. maddesinin değiştirilmesinin
Meclis"ten çıkacak uzlaşmayla müm-
kün olabıleceğini vurguladı.
Bakanlık Bütçesi üzerinde kişisel söz
alan FP'li Ali Oğuz ise konuşmasına
müdahale etrikleri gerekçesiyle bazı D-
SP millervekillerine "Sabahtan beri si-
zi dinhvTjruz, dinlemevi öğrenüT diye
bağırdı. Türkiye'de şiır okuduğu için ki-
şilerin hapse atıldığını, siyasi partilerin
kapatıldığını savunan Oğıiz, yargının si-
yasallaştığuıı ileri sürdü. Oldukça ger-
gin olduğu gözlenen Oğuz'un, herkesin
din ve vicdan özgürlüğünü kullanma
hakkına sahip olduğunu belirtirken
-Hak üstündür, hiçbir şey onun üstün-
de olamaz" demesı dikkat çekti.
Milli Savunma Bakanı Sabahattin
Çakmakoğlu da bakanhğının bütçesi
üzerindeki eleştirileri yanıtlarken terö-
rün tümüyle yok edibnesi için dış des-
teğin tümüyle kesihnesi gerektiğini ifa-
de etti. Çakmakoğlu. Kosova sorununa
da değinerek "Mejdana gelen sistema-
tik vahşetin bir daha vaşanmamasuu.
Kosova'da NATO öncülüğünde güven-
liğJn sağlan nıasını vetüm mültecilerin en
kısa zamanda e\'lerine dönmesini arzu
ediyoruz" dedı. DSP Manısa Milletve-
kih Hasan Güla> ise herkesin Türk Si-
lahlı Kuvetleri'ni siyasetin içıne çek-
mek ıstediğini ileri siirerek bu "ahşkan-
hktan" vazgeçilmesini istedi.
»YAZ'99
rPOLlTİHfl
Soykırım
toscvo'dan ItatJye-î»
Almrancre A<f« 8e vhı? teru
D.3«gc buçrâK BaSnsıkz ve Kotora
• Tehükedeki Türkiye
• Basmda anlit«kel için
• Dsraokratıkleşmede ilk
hedeSsr
• Yüce Divan'a dcğru
• KartKiaruzıo Ua yakasnKiakl
Abhazya
• Israiî l^ı Mı SOBÎS:
FIBs«nDeted
I • AvmpaYa btr başkan
; Eoraarıo Prodi
I» MüsKman köktenci
, kr <dcmlanr> hösıanı
»f • Ftanse Devrtnu 210 yaşmda:
. Devrimsiz bir devrnn mi°
. • atorluğım 700, fihaâa
_ n h ideotojisi
Alexcaıdre Adler
NuıDolay
François Fuıet
Baton Haciyu
Samuel Huntington
Turhan Ilgaz
Mehmet Ali Kılıçbay
Bemard Lewis
YalçınOnay
Erol Özkoray
Şimon Peres
Romano Prodi
Bülent Tanör
Mesut Tufan
Wolinski
3.SAYISIÇIKTI!