Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 1999 PAZAR
10 PAZÂRYAZJLARL
Ikinci el giysi, kullanılmış estetik'Eskhe rağbet olsaydı birpazanna nur
yagardı" \ecızesı, sadece yeniye duyulan
layranlıgın ifadesi degil bana sorarsanız.
Bu cümle, her yeninin iyi olduğuna
nandınlmışlann, kendini beğenmişlik
iuygulanyla takındıklan üstten bakma
avnnın da ifadesi olabilir pekâlâ. Her
ılanda başgösteren gelişmeler göz önüne
ılınırsa cümlede saklı olan bu kendini
»eğenmişlik yıllarca degışmeyecekmiş
gibi diişünüyor ınsan. Ama eskinin itibarlı
olmadıgını beynımize kazıyan vecizedeki
ınanç, yavaş yavaş sarsılmaya başhyor.
Örneğin Ingiltere'de artık bitpazarlanna
kelimenın tam anlamıyla "nur" yağıyor.
Ikinci el eşya satan pazarlar dolup taşıyor
çünkü.
Bu ılgı, Ingiltere gibi büyük tüketım
toplumunda, bir tür lepki olarak da kabul
edilebilir herhalde. "Yok canım o kadar da
değü" derseniz "buna da şükür" anlamını
içeren yetinmeci bir bakış açısmın, ikinci
el eşya kullanımını gerekli kılmış
olabilecegini söylerim bakarsınız. Belki
her ikisı de dogrudur. Hangı nedenle
olursa olsun bu pazarlara gösterilen ilgi,
ikinci el eşya kullananJann, farkında bile
olmadan bir ortaklaşmacıhk yaşamalanna
yol açıyor. Daha da ileri gidip şunu bile
iddia edebılirim: Ekonomik gücü, ancak
ikinci el eşya kullanmaya elverişli emekçi
ile bohem takılan küçük burjuva aynı
pazarlarda buluşabiliyor. Londralara gelip
de böyle bir pazara gitmişsiniz örnegin.
bırde bakmışsımz, tngilizlerin Irlanda
asıllı ünlü pop şarkıcısı Bob GeJdoff'la
yan yana alışveriş yapıyorsunuz.
Acaba üretime degil de lükse tepki olabilir
mi? Söz konusu pazarlann müşterileri
arasında ekonornik durumu iyi olanlann
da bulundugu düşünülürse bu soruya evet
demek mürnkün. Kullanılmış da olsa
saglam kalmış ya da yenılenmiş, üstelik
estetıği de bozulmamış birçok gereci
alabilme olanağı varken lüks magazalara
gitmek anlamsızlaşıyor. Her gün yeni
tarzlann üretildigi moda
dünyasında henûz piyasada
tanıtılmamış bir model, kendi
ianıtımını geniş bir kitle
üzerinde sürdürebilme
fırsatını bu pazarlarda
bulabiliyor. Cretimin korkunç
hızına ragmen bilinçli tüketim
gerekliligı insanlan bu ••
pazarlara yöneltiyor.
Piyasaya ilk çıktıgında pahalı buldugunuz
herhangi bir kullanım aracına çok kısa bir
süre sonra kavuşabileceginiz yegâne yerler
bu pazariar. Eğer arkadaşınızın gömlegini
kullanma gibi bir zevkinız varsa
tanışmadıgınız bir "pazardaşınızm"
gömlegini de rahatlıkla giyebilirsiniz. Çok
ucuz bir fiyata üstelik. Dahası bu pazariar,
söz konusu kullanım araçlannı
kitleselleştirme ışlevı de görüyorlar.
Insanlann tüketime yönelik yanlannı
magaza tuzaklanna kapılmadan tatmin
ediyor oluşlan da unutulmamah.
Gereksınirnlerin çogaldıgı, buna karşın
beğenilerin iletişimin ulaştıgı korkunç
güçle karşı konulamaz etki alanına
alındığı günümüzde ikinci el pazarlan sıze
başka bir keyif ya$atıyor. Begenilerimizi
yönlendiren diger canavann, yani
reklamın oklannı tersine çevirme keyfi bu.
Bunu yaparken ikinci el pazarlannm
gizlıden gizliye reklamcılara nanik
yaptıgını bile hissedebilirsiniz.
Ikinci el alışkanlığı yaygınlaştıkça kendi
kurumlannı da beraberinde
getirecekti kuşkusuz öyle
de oldu. Dev magazalann
tersine çevrilen reklam
oklan bu kez bu pazarlan
yakaJadı ne yazık ki. Cîty
Limit ve Time Out gibi çok
okunan dergılerde bu
pazarlann reklamlannı
LONDRA
MUSTAFA
ERDEMOL
görebilmek mürnkün. Ama yine de sistem
içerisinde, kısmen "reklamlardan
anndınlmtş bölge" olma özelliğini
yitirmiyorlar.
Ne kadar yıllık geçmişi var bu pazarlann?
Londra'da yirmi yıl öncesine kadar en
azından bu kadar yaygın degilmiş. Büyük
yerleşim birimlennın dışında kalan
bölgelerde özellikle kıliselerin ve yardım
kurumiannın "dayanışma" amaçlı satışlan
kente de sıçramış.
Kent yoksulu için tüm gereksinimlerini
karşılayabildiği yerler oluşu, bu pazarlann
genellikle yoksul semtlerde kurulmasıyla
sonuçlanmış. Birkaç yıldan beridir en lüks
semtlerde de kurulduklan görülüyor.
tkinci el pazarlannı başlangıçtaki
amacından farklı kullanan bir kesim var.
Onlar için bu pazarlar seçtikleri yaşam
biçimlerine uygun alternatif mekânlar
olmuş durumda. Kılıgı kıyafetı,
aksesuvarlan için oluşturulmuş alışveriş
merkezleri, aynı zamanda topîandıklan
yerler de oluyor.
Büyük kent yaşamı ıcinde kendisine
alternatif yaşam alanlan açmak isteyenler
için ikinci el pazarlan tabii ki alternatif.
Öyle ki çok ünlü modacılar bile bu
pazarlann müdavimlerinden.
Oxfam ve benzeri yardım amaçlı büyük
kuruluşlann, kullanılmayan gereçleri
sahıplerinden toplayıp ihtiyaç duyanlara
çok çok ucuza sunması, paylaşımın
boyutlannın pazann dar çerçevesiyle
sınırlı olmadıgını göstenyor. Oxfam ikinci
el pazarlannın en örgütlü olanı. Çılgınca
süren rüketimin önüne geçemese de hiç
degilse işe yaramaz denilen çok şeyi
yeniden üretiyor.
Yani Londra'ya gelirseniz, bu pazarlan
mutlaka ziyaret edin.
Birçok gereci ucuza alabıleceksiniz. Ikinci
el pazarlanndan en tanınmışı olmasına
ragmen gökyüzüne fırlayan fiyatlan
yüzünden artık bu özelliğini çoktan
yitirmiş olan Camden Market'e ise hiç
ugramayın.
Kanada'nın efsanesi
Görmezyan Kardeşler
Kanada'ya gelen göçmenlerin
içinde 45 yılda süper zengin
olanlann sayısı çok azdır. ama
bu mutlu azınlıgın en başında
yer alan Görmezyan
Kardeşler, çok yaygın
ünlenyle yaşayan efsaneye
dönüştüler. Muse\r
i kökenli
olan kardeşler, Türkçe dahil 5
yabancı dili kusursuz konuşan
kültürbirikimiyle, tüm ış
dünyasını etkıleyen
kimlikleriyle de ünlendiler.
Aile geçmişleri Azerbaycan'a
uzanan Görmezyan Kardeşler
Kanada'nın en keskın zekâlı
yerel işadamlanna taş
çıkartacak girginlıkleriyle de
dillere destan oldu. "İş
büenlerin köşe dönenlerin"
agızlannı açık bırakan
biririmlikleri. Kanada
sosyetesinin burnu hep
havalardaki Anglo-Sakson
kesimini bile hayranlıga
bogdu. tlk kez
Azerbaycan'dan 1940'Iarda
Iran'a göç eden Görmezyan
ailesi. tüm sülaleyi Tahran'a
taşımıştı.
O sıralarda orta halli tüccar
düzeyindeki Görmezyanlar,
Şah'ın astığı astık kestigi
kestik buyruklanyla inim inim
inleyen depremli tran'dan
Kanada">a yerleşmeye karar
verip 1956 yılında Montreal'e
ayak bastılar.
Rifat, İskender, Nadir ve
Bahman adlanndaki kardeşler
ılk kez halıcılığı denediler
Montreal'de. Ellerini nereye
dokunsalar, her şey paraya
dönüşmeye başlamıştı. Baba
Yakub'un yıllanmış
deneyimlerinı titızlikle izJeyen
kardeşler, banka hesaplannın
sıfırlannı 6'ya çıkannakta hiç
güçlük çekmeyeceklerdi.
Evler, toprak parçalan,
aparfmanlar alıp satmaya
başlayan Görmezyanlar, artık
TORONTO
ENGİN
AŞKIN
dolar denizinde yüzmeye
başlamışlardı. 1967"de
Kanada'nın petrol bölgesine el
attılar. Edmonton kentinde ve
dolaylannda emlakçiligin yani
sıra. halıcılık, müteahhıtlik,
danışmanlık ve onun ardından
da finansman yatınmcıhğına
girişen Görmezyan
Kardeşler'i tüm Kanada
gıptayla se>Tedıyordu.
1970'lerde "meganın megası"
deyişine layık ve dünyada
benzeri bulunmayan dev bir
kapalıçarşının yapımına
girişriler. 6 futbol sahası
büyüklüğünde olan Edmonton
Çarşısı gerçekte bir mini kente
dönüşmüştü.
Kanada'da "Dünyanın 8.
Harikası" adıyla anılan
çarşıda "yok" kesinlikle
yoktu. 800 magaza ve
dükkânı. lOlokantası, 19
sıneması olan kapalıçarşıda, 2
hektarlık yapay dalgalı dev bir
havuz, golf alanlan, dev bir
otel. buz kayagı salonu,
akvaryumlar da yer alıyordu.
Dahası vardı bu çarşının!
Çınar agaçlanyla dolu dev
parkın hemen yarundaki yapay
denizde Kristof Kotomb'un
gemisinin tıpfltıp benzeri bir
gemi, Karayipler'e'yola'çıkar
gibi kaptanını bekliyordu.
Hayvanat bahçesi de
vardı çarşıda.
Bir başka bölümde, iri bir
havuzda cambaz yunus
balıklannın gösterileri,
çocuklan kıvanca boğuyordu.
Çarşının belki de en ilginç
bölümü, küçük bir denizaltıyla
geziye çıkılan yapay denizdi.
Bin yuvarlan biçimi mıni
trenler, serüven tutkunu
gençleri. inişli çıkışlı
heyecan turianna
çıkanyordu çarşıda.
Görmezyanlar'm imzasını
taşıyan bu mega yapıya
bakanlar, şöyle demekten
kendilerini alamıyor.
"BunJann adı Görmezyan, ya
bir de Görüryan olsalardı?
Üf_Üf."
AÇIKHAVA TELEVÎZYONU
Foça,Didim,Kuşadası,Karşıyaka,Narlıdere ve
Bodrum dan sonra bu yaz da,
T.C.ÇEŞME BELEDİYE BAŞKANLIĞI
işbirliği ile sadece
ÇEŞME'deyiz...
Katılmak isteyen kurum ve kuruluşlar, 10 Temmuz
1999 tarihine kadar başvurabilirler.
0232-445 66 36
0232- 425 93 70
0542- 523 64 47
Ekin Film Prodüksiyon-1374 Sokak No:6 Hiiton Otelî yani Çankaya/İzmir
TURKKALPVAKFI
19 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks: (0 212) 212 68 35
ffnn C Japonlar en sonunda roboda insaıun karşılıklı
UUna dansettiğinidegörduJer.JaponyaBiBmveTek-
notoji Kurumu tarafindan üretilen robot, insan gibi öğrenme yeteneğiııe sahip.
1 metre 85 santimetre boyundaki robot, kafasrodaki dört karnera aracıhğryla
hareketleri gözlemlevip kopyalıyor ve ayıusını yapabinyor. Robot, Kyoto'da hal-
ka dans gösterisi yapü. (REUTERS)
Koyu gölgeler
şehrindeBodrum'da yakıcı güneşin altında
gittikçe koyulaşan gölgeme
bakıyorum. Birkaç gün önce,
burada, bu parlak ve yorgun
sehirde bir falcıya gitmiştım: "Ne
yazdmışsa senin için kara kapfa
kitabııı savfalanna. nasıl çizümişse
senin abn yann. işte onunia
birükte oiacaksın ömür boyu"
dedi fisıldar gibi. Eliyle usul usul
kanştınrken örtünün üzerine
rasgele serptigi renkli taşlan -
yakut, akik, zümrüt, elmas
taklidiydi ve hepsi de ve çok
güzeldi - bana hiç bakmıyordu.
Bana degil. benim geçmişıme ve
gelecegime bakıyonnuş;
geçmişimde gizliymiş
gelecegimin sırlan dedigine göre.
Neysem ve nereye gitmek
isriyorsam, hepsi de aymymış. Ne
yapsam çıkamazmışım, çıkmayı
denesem de derince çizılıniş alın
yazısı çizgısınin duvarian izin
vermezmiş buna. Can sıkıntısıyla
baktım kınşık
yüzüne falcının. Ne
tatsızşeyler
söylüyordu bu
kadınbana.
Tele\izyon
kanallannda,
başında takkesiyle
konuşan bir adamın ^ ^ ™ ^ —
bizim için kurmak ıstedıgi,
geçmişin derinliklerinden
çıkartılmış karanlık gibi
konuşuyordu bu aptal falcı. Sonra
çadırdan çıkmış, dönme
dolaplann. haJkacılann, kahkaha
aynalannnı önünden geçmiştim.
Meydanda kurulmuş Tunaparkın
kapısının önünde irili ufaklı
gençler, çocuklar birikmiş, yansı
balık yansı insan olan ve çok
güzel oldugu söylenen genç kızın
çadınna dogru ürkek bakışlar
atarak konuşuyorlardı. Birisi
bunun bir yalandan ibaret
oldugunu, kızın balık gibi bir
elbise giymiş, zavalh bir kızdan
başka bir şey olmadıgını, sahtekâr
babasının zoruyla saatlerce orada
öylece oturdugunu ve hiç
konuşmadıgım, çok güzel gözleri
olan bu balık kızın çok yakın bir
zamanda nişanJısı tarafindan
kaçınlacagını duyduğunu
inandıncı bir tonla anlatıyor; bir
diğeri ise balık kızın babasının
böyle bir sahtekâr olsa çoktan - -
darna tıkılacagını, deniz kızlannın
var oldugunu ve bir kitapta, -ama
bu kitap çok dogru bir kıtaptı-
okudugunu söylüyordu. Ben balık
kıza inanıyordum. Onun nişanJısı
tarafindan yakında kaçınlacak
olması da hoşuma gitmişti, buna
da inandım. O sırada Akyarlar
dolmuşundan inen Zuhal'i
gördüm. Babası tarafindan
sevdiğine verilmeyen balüc kızın
hikâyesıni ona anlatınca, en güzel
gülüşüyle gülerek baktı bana: "Ne
tuhaf adamsın, nasıl da inandın
böyte bir masala, nasıl da saf bir
adaman, bir kere o bir kız değil
kırkında bir kadın. üstelik güzel
de değil, kirpikleri takma" dedi.
Hayallenmı tuzla buz ettıgı için
içten içe kızarak kolundan tuttum;
"Hadi gjdeüm buradan" dedim.
Sonra denız kıyısındaki kahveye
oturdugumuzda falcının
BODRUM
GÜRAY
ÖZ
söylediklenni anlattım. Güzel
yüzüne dökülen kara saçlan
rüzgârda savruldu bana dogru;
ritreşen uzun kirpiklerini
kırpıştırarak kaygıyla baktı; "Beni
korkutma" dedi. "Gördün mü
nasıl da güçlii ve pervasızlar,
karanhk bir hayalin peşindeier.
Ama ben arük şu Kosova'dan
sonra karanhk hayallerin daha
güçlü oldugunu düşünme>e
başladun. Biz hep bizi kurtaracak
kahramaniann sırüna yıkAoruz
her şevt Ha)aJlerimizin,
düşlerimizin peşinde kunıyoruz
bütün zamanunızı.
Kurduklanmızı başka törifi
kuramadtğımız için, başka rürlû
kurmak efimizden gehnediği için,
hjkâyelerimiz hep birbirine
benzediği için-." "Sus arük" dedi.
Sustum. Deniz öyle durgun,
hışırda>ıp duruyordu. Kahvenin
kınk dökük masalannda, kınk
dökük ınsanlar çaylannı içiyor,
suskun, görmez
gözlerle denıze
bakıyorlardı. Küçük
zararsız dalgalann
sesı vardı yalnızca.
"Dink dedim, biz
hikâyeyi başka türiu
kurabiliriz: başka
~m
"^mmm
~m
~ tûrlü;ahn
yansty tntş gibi sunulmuş, karanlık
çizginin smırian djşında." "Hani
onlar çok güçlü demiştin'' diye
umutsuzca başını salladı Zuhal
Gözlerini kapatan saçlannı
savurdu geriye dogru.
"Zamanımıza uygun olmanın,
zamanımıza cesaretle kanimanın
tekyolu bu" dıye mınldandım.
"Özgür ofabilniek için özgürlüğü
panltılı bir sahtekârükla boğmaya
çafaşanlaria hesaplaşmak
gerekmez mi?" Ögleden
sonrasının yakıcı güneşi
bezginligini armrmıştı kahvede
oturan ınsanlann. Ilgın
ağaçlannın arasında dolaşan
birkaç çift denize ginmeye
hazırlanıyorlardı. Kıyıda çıplak
ayaklannı suya sokan çocuklann
ince çıglıklanndan başka insan
sesi yoktu. Dalgalann sesine
kanşan sesleri çocuklann, havada
yankılar yapıyordu "Yaşadığuiuz
hikâye baştan kurulmadı. Onu biz
kurduk. Kaçyddır nke
aymaztakla Umik ilmik örüyoruz
karanbğL Bak bu sehirde gölgeler
ne kadar koyu.' Karanhkta ise hiç
ama hiç gölge olma>acak. Sahte
zonınlulukbnn içinden cüalmaz.
deryasmda yüzüp duruyoruz.
Bütün çaba boğulmamak."
"Bırak bunlan"dedi Zuhal,
"yazkk sinemada güzel bir film
var." "Sevg^lisiııi hay^onı
kurtarmak için onu terk etmeye
razı olan adamm hikâyesi mi?"
dedim. "Evet, evet diye elimi ruttu.
tşte o film. Gördün mü sen o
fflmi?" "Bütün fumler aym, bütün
hikâyeler birbirinin tekran."
"Ukala. çokbümiş, saf, aptal
sevgilim benim"' dedi Zuhal," o
zaman Yahşi'\e inefim bu akşam,
sen >ine biralannı devir ve unut şu
can sıkıa düııyayı, beni de_"
Otele döndüm; yalnızca ama
yalnızca ruhumu kurtarmak için
oturdum bu yazıyı yazdım.
İLAN
T.C.
KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLTYE
HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
DosyaNo: 1998/274
Karar No: 1999/405
Davacı Sadiye Mehmedoviç vekili Av.
Bahattın Doğaaay tarafindan davalı Elvedm
Mehmedoviç aleyhme açılan boşanma dava-
sı sonunda;
Mahkememizden verilen 4.5.1999 tarihlı
karar uyannca tstanbul, Küçükcekmece,
Tevfıkbey Mh., cilt: 018/14, sayfa: 2, kütülc
1057'de nüfusa kayıtlı bulunan davacı Nuh
ve Şakure'den olma, 1975 dog.lu Sadiye
Mehmedoviç ile Sabit ve Abide'den olma
17.02.1975 doğ.lu Elvedin Mehmedoviç'in
boşanmalanna karar venlmış olup davalı
tüm aramalara ragmen tebliğe yarar adresı
temin edilemediginden işbu karann kendisi-
ne ilanen tebligıne karar venlmekle, karann
gazetede ilan tarihinden itibaren 15 gün
içinde temyiz edılrhedigi takdirde kesinleş-
miş sayılacağı hususu ilanen tebliö olunur.
Basın: 29655
İLAN
T.C
FATÎH ÜÇÜNCÜ ASLtYE
HUKUK
HÂKİMLİĞt'NDEN
1999/47
Davacı Ali Dinç tarafindan davalı Elvan
Dinç aleyhıne açılan boşanma davasında:
Demirciler Mah. Çayboyu Cad. No: 13
Gerede/Bolu'da mukim olan davafı Elvan
Dinç'e tebligat yapılamadığı, zabıta manfe-
tiyle adresınin tahkiki mürnkün olmadıgın-
dân adına ilanen tebligat yapılmasına karar
verilrhiş olup duruşmanın bırakıldıgı
17.09.1999 günü saat 10.30'da ibraz etmek
istediginiz vesikalarla birlikte mahkemeye
gelmeniz veya vekil göndermeniz aksı tak-
dirde gıyap karan tebliğ edilmeyerek duruş-
maya gıyapta devam edileceği HUMK.nin
509 ve 510. maddeleri geregince davetiye
yerine kaim olmak uzere ilan olunur.
10.06.1999
Basın: 29698
Rahmi Kumaş
CHP'NİN SOYAĞACI
Biliniyor ki, ÇHP geçici bir oluşum değildir. Öyle
olunca 80. kuruluş yıldönümünde CHP'ye bir ka>Tiakça
gerekiyordu. Eski görkemlı siyasal yaşamına kavuşacak
CHP'yi Öğrenmek isteyerdere işte yaymevımizin bir
armağanı. Hem de deneyimli bir parlamenterin
kaleminden.... - -••»-'•...
Çağ Pazarlama A.Ş. TürKocağı Cad. No:39/41
(34334)Cağaioğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Cumhuriyet
k i t a p I a r ı
Üstün Akmen
BİR GÜNLÜK DOST
150 sayfa, I.hamur
Melisa Erdönmez, bu kitap için: "Içi
boşatılmamış dostluklann, içtenliğin ve
alçakgönüllülüğün de bir el kitabı
niteliğinde" diyor.
'Cumhurtyrt Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad No:39/41
k
kitap İuılubü (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tei: (212)514 01 96
İSTANBUL10.İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDjEN
GAYRtMENKUL SATIŞ DÜZELTME
İLANI
Dosy'aNo: 1998/480
23.03.1999 tanhli gazetenizde (12032) no'lu basın ile
yayımlanan ve dosyamızdan 1. satış günü05.07.1999 sa-
at: 11.00- 11.15, 2. satış günü 15.07.1999 saat 11.00-
11.15, satışına karar verilen, tapunun Beşiktaş, Cihannu-
ma Mah. Akdoğan Sok.ta kain, 51 pafta, 279 ada, 102
parsel sayıh 3. bodrum kat 587/1000 arsa paylı 1 no'lu
meskenın 1/2 hissesi intifa hakkı ile yükümlü olarak, ta-
mamının, 4.000.000.000 TL. muhammen defer üzerin-
den satış ilanı düzeltilerek ilan olonur. 21.06.1999
Basın: 29628
TAClHAN ÖZKAN (YONGACI)
Üe
ALPER YONGACI
Evlendiler.
Bahçelievler Piramit Kültiir Merkezi 26.6.1999.
Romanlarınız ve ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel: 554 08 04