25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 HAZİRAN 1999 PAZAR 10 PAZÂRYAZJLARL Ikinci el giysi, kullanılmış estetik'Eskhe rağbet olsaydı birpazanna nur yagardı" \ecızesı, sadece yeniye duyulan layranlıgın ifadesi degil bana sorarsanız. Bu cümle, her yeninin iyi olduğuna nandınlmışlann, kendini beğenmişlik iuygulanyla takındıklan üstten bakma avnnın da ifadesi olabilir pekâlâ. Her ılanda başgösteren gelişmeler göz önüne ılınırsa cümlede saklı olan bu kendini »eğenmişlik yıllarca degışmeyecekmiş gibi diişünüyor ınsan. Ama eskinin itibarlı olmadıgını beynımize kazıyan vecizedeki ınanç, yavaş yavaş sarsılmaya başhyor. Örneğin Ingiltere'de artık bitpazarlanna kelimenın tam anlamıyla "nur" yağıyor. Ikinci el eşya satan pazarlar dolup taşıyor çünkü. Bu ılgı, Ingiltere gibi büyük tüketım toplumunda, bir tür lepki olarak da kabul edilebilir herhalde. "Yok canım o kadar da değü" derseniz "buna da şükür" anlamını içeren yetinmeci bir bakış açısmın, ikinci el eşya kullanımını gerekli kılmış olabilecegini söylerim bakarsınız. Belki her ikisı de dogrudur. Hangı nedenle olursa olsun bu pazarlara gösterilen ilgi, ikinci el eşya kullananJann, farkında bile olmadan bir ortaklaşmacıhk yaşamalanna yol açıyor. Daha da ileri gidip şunu bile iddia edebılirim: Ekonomik gücü, ancak ikinci el eşya kullanmaya elverişli emekçi ile bohem takılan küçük burjuva aynı pazarlarda buluşabiliyor. Londralara gelip de böyle bir pazara gitmişsiniz örnegin. bırde bakmışsımz, tngilizlerin Irlanda asıllı ünlü pop şarkıcısı Bob GeJdoff'la yan yana alışveriş yapıyorsunuz. Acaba üretime degil de lükse tepki olabilir mi? Söz konusu pazarlann müşterileri arasında ekonornik durumu iyi olanlann da bulundugu düşünülürse bu soruya evet demek mürnkün. Kullanılmış da olsa saglam kalmış ya da yenılenmiş, üstelik estetıği de bozulmamış birçok gereci alabilme olanağı varken lüks magazalara gitmek anlamsızlaşıyor. Her gün yeni tarzlann üretildigi moda dünyasında henûz piyasada tanıtılmamış bir model, kendi ianıtımını geniş bir kitle üzerinde sürdürebilme fırsatını bu pazarlarda bulabiliyor. Cretimin korkunç hızına ragmen bilinçli tüketim gerekliligı insanlan bu •• pazarlara yöneltiyor. Piyasaya ilk çıktıgında pahalı buldugunuz herhangi bir kullanım aracına çok kısa bir süre sonra kavuşabileceginiz yegâne yerler bu pazariar. Eğer arkadaşınızın gömlegini kullanma gibi bir zevkinız varsa tanışmadıgınız bir "pazardaşınızm" gömlegini de rahatlıkla giyebilirsiniz. Çok ucuz bir fiyata üstelik. Dahası bu pazariar, söz konusu kullanım araçlannı kitleselleştirme ışlevı de görüyorlar. Insanlann tüketime yönelik yanlannı magaza tuzaklanna kapılmadan tatmin ediyor oluşlan da unutulmamah. Gereksınirnlerin çogaldıgı, buna karşın beğenilerin iletişimin ulaştıgı korkunç güçle karşı konulamaz etki alanına alındığı günümüzde ikinci el pazarlan sıze başka bir keyif ya$atıyor. Begenilerimizi yönlendiren diger canavann, yani reklamın oklannı tersine çevirme keyfi bu. Bunu yaparken ikinci el pazarlannm gizlıden gizliye reklamcılara nanik yaptıgını bile hissedebilirsiniz. Ikinci el alışkanlığı yaygınlaştıkça kendi kurumlannı da beraberinde getirecekti kuşkusuz öyle de oldu. Dev magazalann tersine çevrilen reklam oklan bu kez bu pazarlan yakaJadı ne yazık ki. Cîty Limit ve Time Out gibi çok okunan dergılerde bu pazarlann reklamlannı LONDRA MUSTAFA ERDEMOL görebilmek mürnkün. Ama yine de sistem içerisinde, kısmen "reklamlardan anndınlmtş bölge" olma özelliğini yitirmiyorlar. Ne kadar yıllık geçmişi var bu pazarlann? Londra'da yirmi yıl öncesine kadar en azından bu kadar yaygın degilmiş. Büyük yerleşim birimlennın dışında kalan bölgelerde özellikle kıliselerin ve yardım kurumiannın "dayanışma" amaçlı satışlan kente de sıçramış. Kent yoksulu için tüm gereksinimlerini karşılayabildiği yerler oluşu, bu pazarlann genellikle yoksul semtlerde kurulmasıyla sonuçlanmış. Birkaç yıldan beridir en lüks semtlerde de kurulduklan görülüyor. tkinci el pazarlannı başlangıçtaki amacından farklı kullanan bir kesim var. Onlar için bu pazarlar seçtikleri yaşam biçimlerine uygun alternatif mekânlar olmuş durumda. Kılıgı kıyafetı, aksesuvarlan için oluşturulmuş alışveriş merkezleri, aynı zamanda topîandıklan yerler de oluyor. Büyük kent yaşamı ıcinde kendisine alternatif yaşam alanlan açmak isteyenler için ikinci el pazarlan tabii ki alternatif. Öyle ki çok ünlü modacılar bile bu pazarlann müdavimlerinden. Oxfam ve benzeri yardım amaçlı büyük kuruluşlann, kullanılmayan gereçleri sahıplerinden toplayıp ihtiyaç duyanlara çok çok ucuza sunması, paylaşımın boyutlannın pazann dar çerçevesiyle sınırlı olmadıgını göstenyor. Oxfam ikinci el pazarlannın en örgütlü olanı. Çılgınca süren rüketimin önüne geçemese de hiç degilse işe yaramaz denilen çok şeyi yeniden üretiyor. Yani Londra'ya gelirseniz, bu pazarlan mutlaka ziyaret edin. Birçok gereci ucuza alabıleceksiniz. Ikinci el pazarlanndan en tanınmışı olmasına ragmen gökyüzüne fırlayan fiyatlan yüzünden artık bu özelliğini çoktan yitirmiş olan Camden Market'e ise hiç ugramayın. Kanada'nın efsanesi Görmezyan Kardeşler Kanada'ya gelen göçmenlerin içinde 45 yılda süper zengin olanlann sayısı çok azdır. ama bu mutlu azınlıgın en başında yer alan Görmezyan Kardeşler, çok yaygın ünlenyle yaşayan efsaneye dönüştüler. Muse\r i kökenli olan kardeşler, Türkçe dahil 5 yabancı dili kusursuz konuşan kültürbirikimiyle, tüm ış dünyasını etkıleyen kimlikleriyle de ünlendiler. Aile geçmişleri Azerbaycan'a uzanan Görmezyan Kardeşler Kanada'nın en keskın zekâlı yerel işadamlanna taş çıkartacak girginlıkleriyle de dillere destan oldu. "İş büenlerin köşe dönenlerin" agızlannı açık bırakan biririmlikleri. Kanada sosyetesinin burnu hep havalardaki Anglo-Sakson kesimini bile hayranlıga bogdu. tlk kez Azerbaycan'dan 1940'Iarda Iran'a göç eden Görmezyan ailesi. tüm sülaleyi Tahran'a taşımıştı. O sıralarda orta halli tüccar düzeyindeki Görmezyanlar, Şah'ın astığı astık kestigi kestik buyruklanyla inim inim inleyen depremli tran'dan Kanada">a yerleşmeye karar verip 1956 yılında Montreal'e ayak bastılar. Rifat, İskender, Nadir ve Bahman adlanndaki kardeşler ılk kez halıcılığı denediler Montreal'de. Ellerini nereye dokunsalar, her şey paraya dönüşmeye başlamıştı. Baba Yakub'un yıllanmış deneyimlerinı titızlikle izJeyen kardeşler, banka hesaplannın sıfırlannı 6'ya çıkannakta hiç güçlük çekmeyeceklerdi. Evler, toprak parçalan, aparfmanlar alıp satmaya başlayan Görmezyanlar, artık TORONTO ENGİN AŞKIN dolar denizinde yüzmeye başlamışlardı. 1967"de Kanada'nın petrol bölgesine el attılar. Edmonton kentinde ve dolaylannda emlakçiligin yani sıra. halıcılık, müteahhıtlik, danışmanlık ve onun ardından da finansman yatınmcıhğına girişen Görmezyan Kardeşler'i tüm Kanada gıptayla se>Tedıyordu. 1970'lerde "meganın megası" deyişine layık ve dünyada benzeri bulunmayan dev bir kapalıçarşının yapımına girişriler. 6 futbol sahası büyüklüğünde olan Edmonton Çarşısı gerçekte bir mini kente dönüşmüştü. Kanada'da "Dünyanın 8. Harikası" adıyla anılan çarşıda "yok" kesinlikle yoktu. 800 magaza ve dükkânı. lOlokantası, 19 sıneması olan kapalıçarşıda, 2 hektarlık yapay dalgalı dev bir havuz, golf alanlan, dev bir otel. buz kayagı salonu, akvaryumlar da yer alıyordu. Dahası vardı bu çarşının! Çınar agaçlanyla dolu dev parkın hemen yarundaki yapay denizde Kristof Kotomb'un gemisinin tıpfltıp benzeri bir gemi, Karayipler'e'yola'çıkar gibi kaptanını bekliyordu. Hayvanat bahçesi de vardı çarşıda. Bir başka bölümde, iri bir havuzda cambaz yunus balıklannın gösterileri, çocuklan kıvanca boğuyordu. Çarşının belki de en ilginç bölümü, küçük bir denizaltıyla geziye çıkılan yapay denizdi. Bin yuvarlan biçimi mıni trenler, serüven tutkunu gençleri. inişli çıkışlı heyecan turianna çıkanyordu çarşıda. Görmezyanlar'm imzasını taşıyan bu mega yapıya bakanlar, şöyle demekten kendilerini alamıyor. "BunJann adı Görmezyan, ya bir de Görüryan olsalardı? Üf_Üf." AÇIKHAVA TELEVÎZYONU Foça,Didim,Kuşadası,Karşıyaka,Narlıdere ve Bodrum dan sonra bu yaz da, T.C.ÇEŞME BELEDİYE BAŞKANLIĞI işbirliği ile sadece ÇEŞME'deyiz... Katılmak isteyen kurum ve kuruluşlar, 10 Temmuz 1999 tarihine kadar başvurabilirler. 0232-445 66 36 0232- 425 93 70 0542- 523 64 47 Ekin Film Prodüksiyon-1374 Sokak No:6 Hiiton Otelî yani Çankaya/İzmir TURKKALPVAKFI 19 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat Faks: (0 212) 212 68 35 ffnn C Japonlar en sonunda roboda insaıun karşılıklı UUna dansettiğinidegörduJer.JaponyaBiBmveTek- notoji Kurumu tarafindan üretilen robot, insan gibi öğrenme yeteneğiııe sahip. 1 metre 85 santimetre boyundaki robot, kafasrodaki dört karnera aracıhğryla hareketleri gözlemlevip kopyalıyor ve ayıusını yapabinyor. Robot, Kyoto'da hal- ka dans gösterisi yapü. (REUTERS) Koyu gölgeler şehrindeBodrum'da yakıcı güneşin altında gittikçe koyulaşan gölgeme bakıyorum. Birkaç gün önce, burada, bu parlak ve yorgun sehirde bir falcıya gitmiştım: "Ne yazdmışsa senin için kara kapfa kitabııı savfalanna. nasıl çizümişse senin abn yann. işte onunia birükte oiacaksın ömür boyu" dedi fisıldar gibi. Eliyle usul usul kanştınrken örtünün üzerine rasgele serptigi renkli taşlan - yakut, akik, zümrüt, elmas taklidiydi ve hepsi de ve çok güzeldi - bana hiç bakmıyordu. Bana degil. benim geçmişıme ve gelecegime bakıyonnuş; geçmişimde gizliymiş gelecegimin sırlan dedigine göre. Neysem ve nereye gitmek isriyorsam, hepsi de aymymış. Ne yapsam çıkamazmışım, çıkmayı denesem de derince çizılıniş alın yazısı çizgısınin duvarian izin vermezmiş buna. Can sıkıntısıyla baktım kınşık yüzüne falcının. Ne tatsızşeyler söylüyordu bu kadınbana. Tele\izyon kanallannda, başında takkesiyle konuşan bir adamın ^ ^ ™ ^ — bizim için kurmak ıstedıgi, geçmişin derinliklerinden çıkartılmış karanlık gibi konuşuyordu bu aptal falcı. Sonra çadırdan çıkmış, dönme dolaplann. haJkacılann, kahkaha aynalannnı önünden geçmiştim. Meydanda kurulmuş Tunaparkın kapısının önünde irili ufaklı gençler, çocuklar birikmiş, yansı balık yansı insan olan ve çok güzel oldugu söylenen genç kızın çadınna dogru ürkek bakışlar atarak konuşuyorlardı. Birisi bunun bir yalandan ibaret oldugunu, kızın balık gibi bir elbise giymiş, zavalh bir kızdan başka bir şey olmadıgını, sahtekâr babasının zoruyla saatlerce orada öylece oturdugunu ve hiç konuşmadıgım, çok güzel gözleri olan bu balık kızın çok yakın bir zamanda nişanJısı tarafindan kaçınlacagını duyduğunu inandıncı bir tonla anlatıyor; bir diğeri ise balık kızın babasının böyle bir sahtekâr olsa çoktan - - darna tıkılacagını, deniz kızlannın var oldugunu ve bir kitapta, -ama bu kitap çok dogru bir kıtaptı- okudugunu söylüyordu. Ben balık kıza inanıyordum. Onun nişanJısı tarafindan yakında kaçınlacak olması da hoşuma gitmişti, buna da inandım. O sırada Akyarlar dolmuşundan inen Zuhal'i gördüm. Babası tarafindan sevdiğine verilmeyen balüc kızın hikâyesıni ona anlatınca, en güzel gülüşüyle gülerek baktı bana: "Ne tuhaf adamsın, nasıl da inandın böyte bir masala, nasıl da saf bir adaman, bir kere o bir kız değil kırkında bir kadın. üstelik güzel de değil, kirpikleri takma" dedi. Hayallenmı tuzla buz ettıgı için içten içe kızarak kolundan tuttum; "Hadi gjdeüm buradan" dedim. Sonra denız kıyısındaki kahveye oturdugumuzda falcının BODRUM GÜRAY ÖZ söylediklenni anlattım. Güzel yüzüne dökülen kara saçlan rüzgârda savruldu bana dogru; ritreşen uzun kirpiklerini kırpıştırarak kaygıyla baktı; "Beni korkutma" dedi. "Gördün mü nasıl da güçlii ve pervasızlar, karanhk bir hayalin peşindeier. Ama ben arük şu Kosova'dan sonra karanhk hayallerin daha güçlü oldugunu düşünme>e başladun. Biz hep bizi kurtaracak kahramaniann sırüna yıkAoruz her şevt Ha)aJlerimizin, düşlerimizin peşinde kunıyoruz bütün zamanunızı. Kurduklanmızı başka törifi kuramadtğımız için, başka rürlû kurmak efimizden gehnediği için, hjkâyelerimiz hep birbirine benzediği için-." "Sus arük" dedi. Sustum. Deniz öyle durgun, hışırda>ıp duruyordu. Kahvenin kınk dökük masalannda, kınk dökük ınsanlar çaylannı içiyor, suskun, görmez gözlerle denıze bakıyorlardı. Küçük zararsız dalgalann sesı vardı yalnızca. "Dink dedim, biz hikâyeyi başka türiu kurabiliriz: başka ~m "^mmm ~m ~ tûrlü;ahn yansty tntş gibi sunulmuş, karanlık çizginin smırian djşında." "Hani onlar çok güçlü demiştin'' diye umutsuzca başını salladı Zuhal Gözlerini kapatan saçlannı savurdu geriye dogru. "Zamanımıza uygun olmanın, zamanımıza cesaretle kanimanın tekyolu bu" dıye mınldandım. "Özgür ofabilniek için özgürlüğü panltılı bir sahtekârükla boğmaya çafaşanlaria hesaplaşmak gerekmez mi?" Ögleden sonrasının yakıcı güneşi bezginligini armrmıştı kahvede oturan ınsanlann. Ilgın ağaçlannın arasında dolaşan birkaç çift denize ginmeye hazırlanıyorlardı. Kıyıda çıplak ayaklannı suya sokan çocuklann ince çıglıklanndan başka insan sesi yoktu. Dalgalann sesine kanşan sesleri çocuklann, havada yankılar yapıyordu "Yaşadığuiuz hikâye baştan kurulmadı. Onu biz kurduk. Kaçyddır nke aymaztakla Umik ilmik örüyoruz karanbğL Bak bu sehirde gölgeler ne kadar koyu.' Karanhkta ise hiç ama hiç gölge olma>acak. Sahte zonınlulukbnn içinden cüalmaz. deryasmda yüzüp duruyoruz. Bütün çaba boğulmamak." "Bırak bunlan"dedi Zuhal, "yazkk sinemada güzel bir film var." "Sevg^lisiııi hay^onı kurtarmak için onu terk etmeye razı olan adamm hikâyesi mi?" dedim. "Evet, evet diye elimi ruttu. tşte o film. Gördün mü sen o fflmi?" "Bütün fumler aym, bütün hikâyeler birbirinin tekran." "Ukala. çokbümiş, saf, aptal sevgilim benim"' dedi Zuhal," o zaman Yahşi'\e inefim bu akşam, sen >ine biralannı devir ve unut şu can sıkıa düııyayı, beni de_" Otele döndüm; yalnızca ama yalnızca ruhumu kurtarmak için oturdum bu yazıyı yazdım. İLAN T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLTYE HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN DosyaNo: 1998/274 Karar No: 1999/405 Davacı Sadiye Mehmedoviç vekili Av. Bahattın Doğaaay tarafindan davalı Elvedm Mehmedoviç aleyhme açılan boşanma dava- sı sonunda; Mahkememizden verilen 4.5.1999 tarihlı karar uyannca tstanbul, Küçükcekmece, Tevfıkbey Mh., cilt: 018/14, sayfa: 2, kütülc 1057'de nüfusa kayıtlı bulunan davacı Nuh ve Şakure'den olma, 1975 dog.lu Sadiye Mehmedoviç ile Sabit ve Abide'den olma 17.02.1975 doğ.lu Elvedin Mehmedoviç'in boşanmalanna karar venlmış olup davalı tüm aramalara ragmen tebliğe yarar adresı temin edilemediginden işbu karann kendisi- ne ilanen tebligıne karar venlmekle, karann gazetede ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde temyiz edılrhedigi takdirde kesinleş- miş sayılacağı hususu ilanen tebliö olunur. Basın: 29655 İLAN T.C FATÎH ÜÇÜNCÜ ASLtYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN 1999/47 Davacı Ali Dinç tarafindan davalı Elvan Dinç aleyhıne açılan boşanma davasında: Demirciler Mah. Çayboyu Cad. No: 13 Gerede/Bolu'da mukim olan davafı Elvan Dinç'e tebligat yapılamadığı, zabıta manfe- tiyle adresınin tahkiki mürnkün olmadıgın- dân adına ilanen tebligat yapılmasına karar verilrhiş olup duruşmanın bırakıldıgı 17.09.1999 günü saat 10.30'da ibraz etmek istediginiz vesikalarla birlikte mahkemeye gelmeniz veya vekil göndermeniz aksı tak- dirde gıyap karan tebliğ edilmeyerek duruş- maya gıyapta devam edileceği HUMK.nin 509 ve 510. maddeleri geregince davetiye yerine kaim olmak uzere ilan olunur. 10.06.1999 Basın: 29698 Rahmi Kumaş CHP'NİN SOYAĞACI Biliniyor ki, ÇHP geçici bir oluşum değildir. Öyle olunca 80. kuruluş yıldönümünde CHP'ye bir ka>Tiakça gerekiyordu. Eski görkemlı siyasal yaşamına kavuşacak CHP'yi Öğrenmek isteyerdere işte yaymevımizin bir armağanı. Hem de deneyimli bir parlamenterin kaleminden.... - -••»-'•... Çağ Pazarlama A.Ş. TürKocağı Cad. No:39/41 (34334)Cağaioğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96 Cumhuriyet k i t a p I a r ı Üstün Akmen BİR GÜNLÜK DOST 150 sayfa, I.hamur Melisa Erdönmez, bu kitap için: "Içi boşatılmamış dostluklann, içtenliğin ve alçakgönüllülüğün de bir el kitabı niteliğinde" diyor. 'Cumhurtyrt Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad No:39/41 k kitap İuılubü (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tei: (212)514 01 96 İSTANBUL10.İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDjEN GAYRtMENKUL SATIŞ DÜZELTME İLANI Dosy'aNo: 1998/480 23.03.1999 tanhli gazetenizde (12032) no'lu basın ile yayımlanan ve dosyamızdan 1. satış günü05.07.1999 sa- at: 11.00- 11.15, 2. satış günü 15.07.1999 saat 11.00- 11.15, satışına karar verilen, tapunun Beşiktaş, Cihannu- ma Mah. Akdoğan Sok.ta kain, 51 pafta, 279 ada, 102 parsel sayıh 3. bodrum kat 587/1000 arsa paylı 1 no'lu meskenın 1/2 hissesi intifa hakkı ile yükümlü olarak, ta- mamının, 4.000.000.000 TL. muhammen defer üzerin- den satış ilanı düzeltilerek ilan olonur. 21.06.1999 Basın: 29628 TAClHAN ÖZKAN (YONGACI) Üe ALPER YONGACI Evlendiler. Bahçelievler Piramit Kültiir Merkezi 26.6.1999. Romanlarınız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel: 554 08 04
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle