Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 23 HAZİRAN 1999 ÇARŞAMBA
DIZIYAZI
Mumcu hakhçıktı
Uğur
Mumcu
oylemişti
umcul992yıh
boyunca Kûrt
sorununu pek çok
kez ele almıştı.
Yukanda andığımız
kıtapta. PKK ıle Ermeniler başta olmak
üzere bırçok örgütün ilişkilerini
irdeliyordu.
Özgür Gündem'de Yaşar Kaya, 10 Eylûl
1992 günlü yazısında. çok düşündürûcü
şeyler yazıyordu:
"...Geçen hafta gazetede değerti
arkadaşım Hasan Bikürici Ue
konuşurken 'Uğur Mumcu'ya gereklı
cevabı vermek lazım artık. Devlet
görevlısi olarak konuşuyor' dedim. O da
'Çok iyi hazırlanmak lazım' dedi Ben
evde otunıp 15-20 sayfaya >akın 'Uğuı
Mumcu Dosyası' diye bir uzun yan
yazmışken. M. Can Yüce Ok bombayı
patlath. Biz, Uğur Mumcu'nun bu
dosyasından bazen kısa. bazen uzun
sayfalar alarak Mumcu'yu kamuoyuna
gerçeği ile tarutacağız. 'Kürt Masası
Şefi' geçinen Mumcu'nun çok yakm
tarihlerde yazdığı yaalar. hem
kendisine. hem de okurlara tanıldık
yapacak. Bu son aylarda yazdıklan çok
önemli. Belki ruhsal ve bedensel sağhğı
da bozuktur. onu bilemiyorum. (_)
Kiirtkr hakkında yazdığı >azılar
bitimsel. tarihi. sosyotojLk. politik
olmaktan uzak işporta martavallandır.
(_) Mumcu'nun üzerine aldığı görev şu:
"Kürtler hep dış güçlerle işbırhğı
yaparak devlete ve cumhuriyete ihanct
ettiler Bütün Kürt başkaldınlannda
yabancı parmağı \ar. Öyleyse Kürtler
hain". Geçenkrde Nejat EczacıbaşTnın
İstanbul'da düzenledigi 'Güneydoğu
sorunu' Ue ilgili sempozyuma Uğur
Mumcu, Büyükelçi İsmail Eren, Prof.
Cahit Tanyoİ. HEP Genel Başkanı
Feridun Yazar konuşmacı olarak
kadldılar. (..„) Lğur Mumcu. Şeyh Saıt
tsyanı'run tngüizlerle bağlanülı
olduğunu' söylerken dettl olarak şunu
gösterdi. 'O zaman fstanbul zabıtasında
çaiışan ve çok güzel İngilız taklidi
yapan Nızamettın Bey, Seyit
Abdülkadir'le görüştü. Seyit
Abdülkadır de Ingilizlerden yardım
talebinde bulundu.'
Bunu bir polis provokasyonu olarak
değerlendirmek gerekirken. delil diye
buna sanlmak. zevalulıktan medet
ummakür. Kürtler. Şeyh Abdülkadir,
hangi Ingilizden. hangi silahı. hangi
parayı aldı? Mumcu bunlan
sorduğumda. ça> içilen sakirtdan kaçn.
Kürtler cumhuriyetin kurulmasında
temel taşı oldular. 1925"lerden sonra
31 Mayıs 1999'dan bu yana Imrah'daki, sıradan bir cinayet davası değildir. Meslektaşlannın ve sağduyulu aydtnlann, 24 Ocak 1993'te
öldürülmesinden bu yana ölümü sorgulanamayan Mumcu'nun haklı çıktığım söyiemeleri de boşuna değildir.
Kürtier inkâr edildi. Bu konuda
Mumcu'nun Kürtler için istediği bir şey
var mı? Herkes maskesini çıkarsın.
yüzterindeki maskeleri biz yırtacagız.
Biz yırtmasak bile Kürt halkuun
dinamigi yırtacak. ™"
Mumcu, Yaşar Kaya'nm bu yazısı
ûzerine Özgür Gündem'e bir mektup
gönderir, mektubu Kaya'nın sütununda
yargüanmış ve aklanmıştır. Bunlar
bfliniyor. Ancak Cantürk'ün zenginlik
kavnağı nedir? Bu bilinmiyor. Bu
mü>ariar kendisine Diyarbakır'ın Uce
flçesindeki yoksul anasuıdan babasuıdan
mı kalmışbr? Herkes gibi ben de merak
ediyorum. Ve iş ortağı Idmyevi madde
pazariamaası yakuı dostu Kaya'ya
soruyorum: Nereden geliyor bu
bilinen uyuşturucu madde kaçakçuığı
davasında Amerikan yargıçlara verdiği
ifadede Cantürk'ün. San A\ni'nin
ortağı olduğunu söyiemekte, ifadesinin
bif başka yerinde de Yunan gizii
isghbarat örgütüne bilgi verdiğini
anlatmaktadır.
Ozgür Gündem gazetesi ortağı Behçet
Cantürk adı. Torino Ceza Yargıclığı"nın
31 Mayıs 1999'dan bu yana Imrah'daki, sıradan bir cinayet davası değildir.
Meslektaşlannın ve sağduyulu aydınlann, 24 Ocak 1993'te öldürülmesinden bu yana
ölümü sorgulanamayan Mumcu'nun haklı çıktığım söylemeleri de boşuna değildir.
Onun geride bıraktığı belge ve bilgiîer, yürüttüğü mantık göz Önüne ahnarak, yanıtı
bulunamayan sorulanna terörist başınm Imralı'da verebileceği yanıtlar olduğu
unutulmamahdır. Silah kaçakçılığı ile terör arasındaki bağ unutulmamaiıdır.
14 Eylûl 1992'de yayımlanır.
Yaşar Kaya Cumhuriyet'e ve Mumcu'ya
sataşmayı sürdürür. Mumcu'nun 13
Ocak 1993 günlü "Uyuşturucu* başlıklı
yazısı ilginçtir. Birtakım uyuşturucu
çeteleri ile ilgili bilgiîer vermektedır.
"Ozgür Gündem gazetesi imtivaz sahibi,
kimyevi madde pazarlamacısu işadamı
ve Kürt milüyçtçisi Yaşar Kaya. yine
sapla samanı kanşürrvor. (...) Evet,
Behçet Cantürk, Özgür Gündem
gazetesini çıkaran 'Ulkem Basın ve
Yaym san. Tic. LTD. Şirken'
ortaklanndandır. Cantürk, bu suçjardan
degirmenin suyu? Kaya. Paul Waridel
adlı isviçreli kaçakçının adını hiç
duymuş mudur?... Yargrç Falcone adını?
(_) Ancak bu VVaridel'i, ortağı Cantürk
çok iyi tanır.
VVaridel, Türk mafyası ile tşbirfiği yapan
bir İsviçreli kaçakçıdır. Yargıç Falcone
de İtalya'da bu Türk ve İtalyan mafyası
soruşturmasım yüriitürken öldürülen
İtalyan yargıcın adıdır. Paul VVaridel,
'San Avni' diye bilinen Avni
Karadurmuş'un (Musullu) ortağıdır.
VVaridel, 14 Haziran 1985 günü
tsviçre'de 'Pizza Connection' diye
3 Aralık 1986 gün ve 3/85 sayıh son
soruşturma açma karannın 57.
sırasuıda geçiyor.
Cantürk'ün para kaynağmın
uyuşturucu madde kaçakçuiğından
gelmedigi mahkeme karan ile kamtlandı
diyeüm. Nedir öyleyse bu paralann
kaynagı?
Türkleri Kürtlere. Kürtleri de Türklere
karşı kışkırrıp yapoklan uyuşturucu ve
silah kaçakçılığından yine vurgunlar
vurmaya haarlananlar var. Bunlann bir
kısmı Kısmetim-1 vc Lucky-S
gemileriyle yakalandılar.
Ötekflerkim?''
Mumcu, kuşkusuz "öteküer"in kim
olduğunu araştırmaktadlr. Sorunun
muhatabı Yaşar Kaya, Özgür
Gündem'de bu sorulann yanıtmı
vermeden, Mumcu öldürüldüğunde
bilgisıne başvurulmadan yurtdışına
kaçar. 31 Mayıs 1999'dan bu yana
Imralı'daki, sıradan bir cinayet davası
değildir. Meslektaşlannın ve sağduyulu
aydınlann, 24 Ocak 1993'te
öldürülmesinden bu yana ölümü
sorgulanamayan Mumcu'nun haklı
çıktığım söylemeleri de boşuna değildir.
Onun geride bıraktığı belge ve bilgıler,
yürüttüğü mantık göz önüne alınarak,
yanıtı bulunamayan sorulanna terörist
başının lmralı'da verebileceği yanıtlar
olduğu unutulmamalıdır. Silah
kaçakçılığı ile terör arasındaki bağ
unutulmamalıdır.
Uğur Mumcu Kürt Dosyası'nı
tamamlayamadan öldürülmüştür, bu
dosya. belkı Mumcu'nun katili ya da
katilleri bulununca tamamlanacaktır. Bu
dosyanın kimi eksik taşlan Imralı
duruşmasıyla yerine konacaktır. Adalet
ve demokrası ugruna öldürülenlerin
hepsı adına bunu beklemek hakkımız
olmah.
* Uğur Mumcu Gazetecilik Araştırma
Y'akfı Yaym Yönetmeni
BİTTİ
YaşarKaya 'nın UğurMumcu Dosyası
TB JM" utluluktur, söylemek gerek. Geçen
. / • /M hafta gazetede değerii arkadaşun
/ ^y M Hasan Bikürici ile konuşurken,
JL r j K . "Ifur Mumcu'ya gerekricevabı
vennek lazım artık. De\ let görevlisi olarak
konuşuyor71
dedim. O da, "Çok iyi haTirianmak
laam" dedı. Ben evde otunıp 15-20 sayfaya
yakın "Uğur Mumcu Dosyası" diye uzun bir yazı
>azmışken, M. Can Yüce ilk bombayı patlattı,
kısa ve öz. Bu mutluluktur, söylemek gerek.
Yalnız değıliz; aynı gün, aynı saatte birçoğumuz
en azından aynı şeylen düşünüyoruz.
Biz Uğur Mumcu'nun bu dosyasından bazen
kısa, bazen uzun sayfalar alarak Mumcu'yu
kamuoyuna gerçeği ile tanıtmaya çalışacağız.
"Kürt masası şefi" geçınen Mumcu'nun çok
yakın tarihlerde yazdığı yazılar, hem kendi&irje
hem de okurlara tanıklık yapacak. Bu son aylarda
yazdüdan çok önemh. Belki ruhsal ve bedensel
sağlığı da bozuktur, onu bilemiyorum.
Köşesınde, "Kürdistan Tarihinde Dersim" adlı
eseri ıle ünlenen Veteriner M. Nuri Dersmi ile
Ağn başkaldınsının lideri General thsan Nuri
Paşa'yı birbirine kanştıracak kadar sağlığı
bozuknuştur. Kürtler hakkında yazdığı yazılar,
bilımsel, tarihi, sosyolojik, politik olmaktan uzak
işporta martavallandır. Korkusundan Kürtler jçin
bir şey yazamadığı dönemlerde Kürt dergi ve
broşürlennden alınhlar yaparak bunlan çok
önemli bilgilermış gibı okiıyucu önüne sürdü.
Ama şımdi bu çürük yumurta kokan martavallan
kimse okumuyor, ıçeriği yok,
Mumcu'nun üzerine aldığı görev şu: "Knrtte;
hep dış güçlerle işbirliği yaparak devlete ve
cumhuriyete ihanet cttiler. Bütün Kürt
başkaldınlannda yabana parmağı var. Öyleyse
Kürtier hain.r
Geçenlerde Nejat Eczaabaşı'nın tstanbul'da
düzenlediğı "Güneydoğu sorunu" ile ilgili
sempozyuma Uğur Mumcu, Büyükelçi İsmail
Eren, Prof Cahit TanyoL HEP Genel Başkanı
Feridun Yazar konuşmacı olarak katıldılar. Ben
de davetli idim. Inönü özel bir uçakla Ankara'ya
dönmek zorunda kalmıştı. İstanbul Valisi
Kozakçıoğlu ve Yalçın Doğan'ın açış
konuşmalanndan sonra panelistler Kürt sorunu
hakkında görüşlerini dile getirdiler. Uğur
Mumcu, kısaca "Şeyh Sait tsyanı'nın fngilizlerle
bağlantılı olduğunu" söylerken delil olarak şunu
gösterdr "O zaman İstanbul zabıtasında çahfan
ve çok güzel tngiliz taklidi yapan Nizamettin Bey,
Seyit Abdülkadir'le görüştü. Seyit Abdülkadir de
tngnizkr'den yardım talebinde bulundu."
Bunu bir polıs prmokasyonu olarak
değerlendirmek gerekirken delil diye buna
sanlmak. zavallıhklardan medet ummaktır.
Kürtler; Seyit Abdülkadir, hangi Ingilizden hangi
silahı, hangi parayı aldı? Mumcu, bunlan
sorduğumda çay içilen salondan kaçü. Kürtler.
cumhuriyetiıı kurulmasmda temel taşı oldular.
1925'lerden soara Kürtler inkâr edildi. Bu
konuda Mumcu'nun Kürtler için istediği bir şey
var mı? Herkes maskesini çıkarsın, yoksa
yüzlenndekı maskeleri biz yırtacağız. Biz
yırtamasak bıle Kürt halkının dinamıği yırtacak.
Herkesin notu, karnesi belb ohnuştur. Kürt
düşmanlıgı vapmamak bile bir namus ölçüsüdür.
"OMya" lafl bizim hiç hoşumuza gitmez.
Dosyayı daha çok güvenlikçiler, yaramaz-
sabıkah vatandaşlar için tutar. Ama biz ne
yapalım ki, Saym Mumcu, Kürtler açısmdan
sabıkah ve dosyası çok kabank. Ikimizin çok
ortak yanı var. O da, ikimizin sakıncalı piyade
olması. Ben 1938'de çavnşa çıkanlan Mehmed
Kemal'ler kuşağından sonra Türkiye'nın
unuttuğu bir olayda, 1966'da ilk çavuş
grubundaki tek Kürt'üm. O. sakıncalı piyadeyi
kitaplaştırdı, para kazandığı da muhakkak, ama
kitabm içi boş. Bir gün ömrûmüz elverirse biz de
anlatacağız, o çok ayn bir olay. Onu anlatacak
değiliz. Ama biz çavuşluğu bitirip Istanbul'a
dönünce, şimdiki Başbakan Süleyman Denıirel'in
6 aylık baş müşaviri hemşerimız \asıtası ile
hiçbir yerde ış bulamazken, Mumcu gelip
Cumhuriyet'in köşesine oturdu. Sebebi hikmeti,
Tann'dan sual olunmaz, rahmeth pederinin Vehbi
Koç'Ia olan yakınlığı mıydı, yoksa Kemalist
cuntacılarm bir genç kadrosu oluşundan mıydı, o
pek bilinmiyor değil, biliniyor.
Sonra polisiye. mafya hıkâyelerine merak sardı.
Yaptıgı araştırmalar ve yazdığı kitaplardakı
bilcümle âli malumat, devlet belgeli ve devlet
destekliydi. Biz hepsini birer birerortaya döküp
şerh etsek Kürt halkının kasaplan, 33 kişiyi
sorgusuz sualsiz kurşuna dizen General Mustafa
Muğlah ve Umumi Müfettiş Abidin Ozmen gibi
çok kalm dosyalar ortaya çıkacağı için, biz de
buna "Uğur Mumcu Dosyaa" demeyi uygun
bulduk.
1970'li yıllann Ankara Hukuk Fakültesi'nin
devrimci geçinen asistanı Uğur, nasü oldu da
bugünlere geldi, bu çok hayret verici bir grafîktir.
Biz Uğur Mumcu'nun 20 yıllık yazarlık
hayatımn Kürtlere ihşkın yanhş görüşlerinin
altını çizersek herhalde bırkaç yüz sayfalık bir
kitap hazırlamarmz gerekir. Bu, ileride muhakkak
yapılacaktır ve yapılmalıdır.
Biz bugünlerde güncel konulan ve Uğur'un
yazdıklannı ele alarak gerilere doğru gitmeye
çahşalım. Bu, Kûrt ve Türk halkı için de
aydınlancı ve ibret verici olacaktn. Uğur Mumcu
da çok değişti, dünya da. Biz onu verebılırsek ne
mutlu bize.
1 - Uğur Mumcu, son zamanlarda devlet görevlisi
fonksiyonunu icra etmeye çalışıyor. Elbette ki,
adını koymak şarö ile bu da bir iştir, görevdir. O
zaman biz de kınamayız. Ama yazar ve aydın
kimliği arkasına sığınıp bunu yapma hakkı
yoktur. Bu onun saldrrganlık konumunu
meşrulaştırmıyor, daha da kötüye götürüyor.
2- Kürt halkının demokrası ve ınsan haklan
mücadelesi, artık Türkiye'de 1988'h yıllardan
beri demokrat obnamn kriteri haline gelmiştir.
Kürt haîkrm savunmadan demokrat ve ilerici
olmak mümkün değildir. Özcesi, demokrasiyi
savunanlar Kürt halkını savunmak zorundalar.
Demokrasinın önündeki en büyük engeL Kürt
sorunudur, o çözülmeden Türkiye demokrat
olamaz.
3- Bu arada maztum Kürt halkının dostlan ve
düşmanlan kimlerdir? Onlan da teşhir etmek
zamanı gelmiştir. Bu kadar kan deryasından
sonrafaâlâkem küm etmek olanak dışıdır. Kim.
nerede duruyor? Herkes konumunu
beliriemelidir.
4- Uğur Mumcu, çok sık bir şekilde
Cumhuriyet'teki köşesinde Kürtlerle ilgili çok
geç kalrruş. çok bayat şeyler yazarak
malumatfuruşluk yapmakta ve kendisini hitap
ettiği kitleye yutturmaktadır. Çünkü onun hitap
ettiği kitle; Kürtlerle ilgili ve Türkiye gerçeği ile
ilgili bir şey okumadığı için, onu konunun bilgini
zannediyorlar. O da kendisini bilgin zannediyor.
Uğur Mumcu, bu konuda ne yazık ki, çok yaya.
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGtN YILDIZOĞLU
Tony Blair'in Balayı Bitti!
Ingiliz Işçi Partisi'nin oylan, Avrupa Parlamen-
tosu seçimlerinde %21.5 oranında geriledi. Bla-
ir'in yenilmezlik imajı delindi.
1950'lerden beri oyunun %60'ını Işçi Partisi'ne
vererek partinin çekirdeğini oluşturan emekçi ke-
simler içinde, parti %22'den fazla bir oy kaybet-
ti. Bu durum genel seçimlerde tekrarlanırsa, Işçi
Partisiyalnızca261 iskemie elde edebilecek. Mu-
hafazakâriar 352 iskemleyle iktidar olacak.
Işçi sınıfının tepkisinin yarattığı basıncı, Blair'in
en yakjn bağtaşıklanndan biri olan Sendikalar Kon-
federasyonu Genel Sekreteri John Monks'un de-
ğişen tavnnda görmek mümkün. Dün sendikal ha-
reketi Blair yörüngesine sokmakta kilit rol oyna-
yan Monks, bugün, "Yenı, yeni derken, YeniSağı
temsil eder oldular", "Tony Blair'den önce Işçi
Partisi'ne oy vermiş olanlar bugün, parti yöneti-
minden adeta, insan içine çıkanlmaktan utanılan
bunak akrabalar muamelesi görüyohar" diyerek
hoşnutsuzluğunu dilegetirdi. Parti kadroları, karn-
panya sırasında, en geleneksel işçi mahallelerin-
de çok kötü karşılandıklannı aktanyorlar.
Seçim sonuçları, bir süredir partinin "yenilikçi"
kanadınca görmezden gelinen gerçekleri tüm çıp-
laklığıyla ortaya koydu. Birincisi, bir işçi partisi,
orta sınıflann desteğini korumak için işçi tabanını
ihmal ederse, iktidarda kalma şansını da kaybe-
der. Bu yüzden, önce işçi sınıfının çıkariarını sa-
vunmak, omurgayı sağlamlaştırdıktan sonra dı-
ğer sınıf ve tabakalan buna bağlamak gerekir. Ikin-
cisi, partinin ideolojisini ortadan kaldırır, yerine ye-
ni bir şey koymaz ve partiyi bir hükümet aygrtına
çevirirseniz, kadrolar çalışma heyecanını, parti de
bütünlüğünü kaybeder. Seçimlerde parti için ça-
lışacak kimse bulamazsınız. Uçüncüsü, emekçi halk
koyun değildir! Gözlerinin içine bakarak sürekli
yalan söyler ya da onlara önem vermediğınizi bel-
li ederseniz, onlar da partılerini tanıyamaz hale
gelir, sandık başına gitmezler.
Şimdi, Blair'in durumu kavramaya, hiç mazeret
bulmadan pratik çözümler aramaya başladığı söy-
lenryor. Ancak Blair'in bulduğu çözümler umut ve-
rici değil. İlk olarak tüm bakanlara, artık "demeç-
lerinizde, salt 'hükümet' demeyi btrakm, bununbir
'Işçi Partisi hükümeti' olduğunu vurgulayın; par-
tinin kazanımlannı halka anlatın. Kadrolara, hare-
kete geçirici hedefler sunun" diyor. Muhafazakâr
Parti'nin polrtikalarını savunmaya alışmış parti yö-
netimi ise kadrolara sunacak amaç bulmakta zor-
lanıyor.
Cumartesi günü Financial Times'ın ön sayfa-
sına 'Antı Kapıtalist Muhasara' başlığı attıran ey-
leme katılanlann ise bir amaç ve harekete geçe-
cek enerjı bulmaktan yana bir sıkıntıları yoktu.
10.000 kişiye yakın bir katılımla gerçekleştiği bil-
dirilen bir anti-kapitalist protesto gösterisi. Lond-
ra'nın mali merkezini cuma günü felç etti. Yoksul
ülkelerin borçlannın silinmesini de isteyen protes-
tocular, kimi banka ve borsa şirketlerine girdiler,
kendilerini içeri zincirlediler, bu arada camlar-ka-
pılarkınldı. İlginçtir, borsa şırketlenndeçatışılan ki-
mi genç "işlemcilerin" de bankaları bırakıp gös-
teriye katıldığı gözlendi. Kalkanlı ve coplu polis-
lerle, lastik borular, tuğlalar, sopalar kullanarak bü-
yük bir savaş veren kalabalık, günün ilerleyen sa-
atlerinde geceyi Londra'nın bazı bölgelerinde ha-
zırlanan parti ve şenliklere katılarak geçirdi. Cu-
ma günü Londra'da bir karnaval vardı.
Ertesi gün dünyanın başka kentlerınde de tek-
rarlanan bu protestoların çok ilginç özellikleri var.
Birincisi, bu eylemin merkezi bir örgütleyicisi yok-
tu. Protesto grupları aylardır bu eylem gününe, In-
ternet aracılığıyla hazırlanıyorlardı. Her grup ne-
reye gideceğini biliyor, ama diğerlerinin ne yapa-
cağını bilmiyordu. Bu, güvenlikgüçlerinin elinden,
önceden taktik bir hazırlık yapma olanağını aldı.
Protestoya katrianlara, polise düştüklerinde söy-
leyecekleri sözleri ve arayacaklan avukatların te-
lefon numaralannı gösteren kâğıtlar da dağıtılıyor-
du.
Diğertaraftan, protestolara, anarşist gruplar, ki-
mi sosyalistler (Sosyalist Işçi Partisi, eylemin bi-
çimi ve katılan gruplardan dolayı) katılmadı. Çev-
reciler, ırkçılığa karşı mücadele edenler, hayvan hak-
lan gruplan, yerel konularda etkinlik gösteren si-
vil inisiyatifler, kadın grupları vb. hemen tüm mu-
halefet gruplan katıldı. Gösterinın açıkça anti-ka-
pitalist içerikle yapılmasının ise çok önemli bir ne-
deni var. Birçok muhalefet gruplan, yıllardır özgün
konulannda, kendi dar alanlannda mücadele et-
menin bir sonuç almadığı (post-modern siyasetin
sonunun artık geldiğini göstermiyor mu?), soru-
nun sistemden kaynaklandığı sonucuna vardılar.
Gruplann. artık güçlerini doğrudan sistemi hedef
alacak bir şekilde birieştırmeyı amaçladıklan, bu
amaçla da "Internet"ten büyük ölçüde faydalan-
dıklan görülüyor.
Eylem büyük bir heyecan yarattı. Bunu, eylemin
şiddetli çatışmalara yol açmış olmasına karşın,
sosyal demokrat basında dahi "olsun, hedefi doğ-
ru ya" ifadeleriyle desteklenmesi de gösteriyor.
Financial Times'ın haberi bile, yazarının hayran-
lığını açığa vuran ıfadelerle doluydu. Direnişin,
umudun yeşerdiği anlardan biriydi eylemler. Bir-
çok gözlemci, bu bir başlangıç diyordu.
Bu heyecana, umuda katılmamak mümkün de-
ğil doğrusu. Ama bu anti kapitalist hareketin bu
haliyle taşıdığı büyük bir zaafı da görmezden ge-
lemeyiz. Kapitalizmi durdurma, değiştirme yete-
neğine, gücüne sahip yegâne sınıf olan işçi sınıfı
gösterilere, örgütlü olarak değil, dağınık bir şekil-
de, tek tek bireyler olarak katıldı. Bunda, sosyal
demokratların, özellikle de "yeni so/"un yarattığı
kafa kanşıklığının rolü büyüktür. Ama Işçi Partisi
içinde başlayan kıpırdanmalara bakarak bu alan-
da da umutlu olmak mümkün. Her şeye rağmen
tarihin yeniden filiz verdiğini gönnek güzel!
KALBİNİZ SİZİN
İÇİN ÇALIŞIYOR,
YASİZ?...
TÜRKKALPVAKFI
19 Mayıs Cd. No: 8 Şişli/İSTANBUL
Tel: (0 212) 212 07 07 (pbx) 10 Hat
Faks:(0212)212 6835