Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN 1999 CUMA
HABERLER
Dünyamn birçok ülkesinde ortadan kaldınlan hastalık, Türkiye'de seyrek de olsa görülüyor
'Kuduz hemen tedavi edflmelT
Uzmanlar her hangi bir ısınlmadurumunda, ısıran hay-
vaıun kesinükJe izienmesini ve hemen aşuamaya başlan-
masım önernoriar. Evde besienen hayvanlann da mut-
laka veteriner kontroiünde tutulması sahk veriliyor.
Istanbul Haber Senisi - Çağlar-
dan beri bilımin çare bulamadığı
kuduz, tedavi edilmezse ölümle so-
nuçlanıyor. Ingiltere, Avustralya,
Kıbns, Norveç gibi ülkelerin tama-
men ortadan kaldırdığı kuduz,
özellikle Hindistan ve Bangla-
deş'te görülüyor. Türkiye'de ise
yılda 1-2 olaya rastlanıyor.
Pasteur Merieux Connaught ta-
rafından düzenlenen toplantıda
'Türkiye'de kuduz tedavisi' tartı-
şıldı. Cerrahpaşa Tıp Fakûltesı En-
feksiyon Anabilım dalı öğretım
üyesı Doç. Dr. Fehmi Tabak, kudu-
zun yüzde 90-95 orarunda köpek-
lerden bulaştığını söyledi. Hastalı-
ğın, az da olsa kurt, çakal, tilki, ke-
dı, yarasa ve farelerden de bulaştı-
ğını belirten Tabak, "Bulasma en
çok hayvanın ısırması ve açık vara-
ya tükürüğün bulaşması ile gerçek-
leşryor" dedı.
Yılda 40-50 binölüm
Kuduzu tamamen ortadan kaldı-
ranlann, bunu vahşi hayvanlar üze-
rinde yapaklan aşılamalarla başar-
dıklannı kaydeden Doç. Tabak,
şöyle devam ettı:
"Kuduz nedeniyledünyada yılda
40-50 bin kişi ölüvor. Bunlann ço-
ğu ise Hindistan, Endonezya ve
Bangladeş'te görülüyor. ABD'de en
son 2 \aka görüldü. Türkiye'de de
son yıllarda 1-2 vaka görülüyor. Cl-
kemizdeki şüpheli ısırık sayısı ise
100 bin civarında. Kuduzu ortaya
çıkaran bir testyok. Bu nedenle bir
hayvanın ısırması durumunda iz-
Jeme şart Özellikle ısıran hayvan-
da ciddi değişiklikkr ounuşsa (ör-
neğin sakin bir hayvan saldırgan-
laşrmşsa) mutlaka aşüamaya bas-
lanmali. Hayvanın kuduz olmadığı
anlaşüırsa aşılama bıraküabüir."
Yapdması gerekenier
Fehmı Tabak, ısınlan kışide en
belirgin kuduz belirtisinin sudan
korkma olduğunu, klmik tablo
oluşması halinde ise ölümün kesin
olduğunu söyledi. Tedavide aşıla-
manın yanında serumun da kulla-
nıldığını söyleyen Tabak. ısınlma
halinde uyulması gereken bazı
noktalan şöyle sıraladr
**- Isınlan yeri sabunlu suyla iyi-
ce yıkayın ve antiseptik uygulayın,
- Yaraya dikış atmayın,
- Yarahnın tetanos aşısı olup ol-
madığmı kontrol edin,yoksa aşılaıt-
mabdır,
- Kuduz dısındakı enfeksıyonla-
n engellemek içın gerekirse antibi-
yotikuygula>ın.
- Isıran hayvanı bildirip izien-
mesini sağlayın.'"
Pfizer, Trovan'ı piyasadan çekti
tstanbul Haber Servisi - Pfizer ilaç firması üret-
tiği Trovan adh antibiyotik ilacını Türkiye'de piya-
sadan gen çekiyor.
Finna tarafindan yapılan açıklamada, tûm dûn-
yada 2.5 miiyon kez reçetelendirilen Provan'ın dün-
ya genelinde nadir ve ciddi karaciğer sorunlanna
yol açtığı belirtildi. Açıklamada, Sağlık Bakanlığı
ile yapılan değerlendirmeler sonucu ilacın Türki-
ye'deki satışınm durdurulması ve piyasadan geri
çekilerekkamuoyunun uyanlması karannın almdı-
ğı kaydedildi. Türkiye'de bugüne kadar bildirilen
birolayın bulunmadığına dikkat çekilen açıklama-
da, olası risklen ortadan kaldırmak için karann Pfi-
zer tarafindan derhal uygulamaya konulduğu vur-
gulandı.
Firma aynca, Türkiye dahil tûm ülkelerde dok-
torlan yazılı oiarak uyararak bazı belırtiler göriil-
mesi halinde tedavinin derhal kesilmesi uyansın-
da bulundu. Aynca, prospektûste gerekli uyanlara
yer verilmesi ıçin caJışmalara başlandı. ABD'de bu
çalışmalar gerçekleştirilirken Avrupa'da ilacm li-
sans ıznı 1 yıl süreyle askaya alındı.
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ'NDEN
Unıversıtemız Ataturk llkelerı ve Inkılap Tanhı Enstitusu ile Sosyal Bılımler Enstıtusü'nde değışık Anabt-
Iım/Anasanat Dallan üsansustu programlarına, 1999-2000öğretım Yılı Güz yanyılı ıçın aşağıda belırtıJen kofi-
ten|anlara gore oğrencı alınacaktır
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTUSU
EDEBİYATFAKÜLTESİ
Antropolop
Arkeotoıı
Sanat Tanhı
Alman Dılı ve Edebıyatı
Alman Dıibılımı
Alman Edebıyatı
Fransız Dılı ve Edebıyatı
Amenkan Kultürü ve Edebıyatı
Ingılız Dıl Bılımı
Ingilız Dılı ve Edebryatı
Ingto Dıli ve Edebıyatı
Ingılız Kuttur Araştırmalan
Ingılızce Mutercım Tercumanlık
Felsefe
Kütuphanecılık *
Sosyoloji
Psıkotoji'
Deneysei Psikoloji • ' "
Gelışım Psıkoloji
Sosyal Psıkolojı
Klinık Psıkoloji
Endûstn Psıkoloıısı
Tanh
Tûrk Dilı ve Edebıyatı
Tfirfc DıJı * *-
Eskı Turk Edebıyatı '
Yenı Türtt Edebıyatı
Türk Halltbılifni
EĞİTİM FAKÛLTESI
Eğıtm Bılımlerı'
EğıtımYonetımıTeftişı,
Plan veEko.
Okul Yönetıcılıği ve
Eğt Denetıcılığı
Eğıtımde Ölçme ve Değerlen
Eğıtım Prog ve Öğretım
Psıkoloıık Danışma ve Rehber.
llköğretımde Sosyal Bılgıler
Yabancı Oıller Eğıtımı
Fransız Dılı Eğıtımı
Alman Dılı Eğıtımı
Ingılız Dıir Eğıtımı
K O N T
T.C. UYRUKLU
Y.Lisans Doktora
IsiL
10
10
10
9
9
5
10
5
10
10
5
10
10
10
- 5-
â -
5
5
5
10'
to
1Ö '
to
10 •
»
15
-
5
15
10
10
8
6
10
Tezsa
3
5
5
6
6
5
3
5
5
5
-
5
2
5
5
-
5
'- . 5
5
".'. *',"'•.;"• s
' . • - " " " ' ' • ' • ^ 5
8
10
3
5
5
5
5
10
İKTİSADİ VE İ0ARİBİÜMLER FAKULTES)
Iktısaf
Iştetme'
Tunzm Işletmecılığı
Kamu Yonetımı
Sıyasetve Sosyal Bılımter
Yonetım Bılımlerı
Malıye
Uluslararası ilıskıler "*
Hıdropolıtık **
Sosyal Htzmet *
GÜZELSANATLAR FAKÛLTESI
Resım
Heykel
Grafik
Seramık ve Cam
Iç Mman ve Çevre Tasanmı
Iç Mımartık
Çevre Tasanmı
DEVLET KONSERVATUVARI
Pıyano
Yaylı Çalgılar
Keman
Vıyola
Vıyolonsel
Kontrabas
Bale
Koreoloıı
Nefeslı ve Vurma Çalgılar
Flüt
Klannet
Komo
Trombon
Etnomüzıkolojt ve Folklor
Opera
30
10
10
20
15
20
15
15
15
15
15 10
-
8
5 5
5
-
-
5
T.C. UYRUKLU
YJJsans San. Yeteriik
15
10
20
10
5
5
3
1
1
2
2
3
2
1
1
1
7
1
6
10
10
5
2
2
2
• f
2
-
-
-
-
E N J A N L A R
YABANCI UYRUKLU
Y.Lisans
Terii Tezsu
1
2
2
1
1
1
1
1
2
2
1
3
2
1
-
-
-
-
-
2
j
c
2
2
2
-
-
1
-
-
3
2
1
2
5
-
-
-
-
2
2
-
-
_
-
-
-
-
-
-
-
" ' " . • »
j
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
-
Doktora
:
-
1
•
1
1
1
1
1
1
1
-
2
1
1
-
-
-
-
2
\ i
\
-
1
-
-
-
2
1
2
3
-
-
-
-
-
-
-
-
YABANCI UYRUKLU
Y.Lisans
2
S
2
3
1
-
1
1
1
t
-
1
1
t
1
-
-
* Bu Anabılım Dallanna yalnızca yabancı dili ingilızce olanlar başvurabilir.
San. Yeteriik
1
5
1
2
1
1
-
-
-
• 1
1
-
-
-
•
-
-
" Bu Anabılım Dalına yalnızca yabancı dilı Ingılızce ve Fransızca olanlar başvurabilir.
*** Bu Anabılım Dalında eğrtim Ingifecedir
ATATURK İLKELERİ VE INKILAP TARİHİ ENSTtTÜSÜ K O N T E N J A N L A R
T.Ç. UYRUKLU YABANCI UYRUKLU
Y.Lisans . Doktora Y.üsans Doktora
Tezli Tezli
10 8 2 1
Başvuru koşullan ve giriş sınavlan/mülakatiar
1) Adaylann a) 1 adet fotoğraf, b) Dıploma veya mezuniyet belgesının onaylı sureti. c) Mezunıyet
derecesını gostenr onaylı not dökümü (Transknpt) d) LES Sonuç Belgesı ile Sosyal Bilimler Enstitusu
ve Ataturk llkelen ve Inkılap Tanhı Enstıtusü'ne (Beytepe Kampusû'nde) şahsen başvurmalan gerekir,
bir başkası vasrtasıyla, faks vb yollaria başvuru kabul edılmez.
2) Yuksek Üsans ve Doktora/Sanatta Yeteriik programı adaylarnın LES'dan başvurduğu Anabı-
Iım/Anasanat Dalının puan tunınde 45 puan almalan gerekir. GRE1100 ve GMAT 550 puan alanlar LES
yenne sayılabılecektır.
3) Başvuru ve Sınavlar/Mülakatlar Başvunılar Sınav/Mülakat Tarihlen
Sosyal Bilimler Enstitusu ve 21Haaran-2Temmuz1999 7-9 Temmuz 1999
Atatûrk llkelen ve Inkılap Tanhi
Enstitusu
Bu smavlar/mulakatlar, ılgılı Anabılım/Anasanat Dailannda yapılacak ve sınavların/mülakatlann gün,
yer ve saatlen enstrtüterimiz ve Anabılım/Anasanat Dallan ılan panosunda ilan edilecektir
4) Yabancı Dıl sınavında başanlı sayılmak ıçın tam notun Yüksek Usans adaylannda en az 60/100,
Doktora/Sanatta Yeteriik adaylannda en az 70/100 olması gerekir Bılım/Sanatta başanlı sayılmak ıçın
genel başarı notunun tam notun Yuksek üsans adaylannda en az 60/100, Doktora/Sanatta yeterlilık
adaylannda en az 70/100 olması gerekir Gınş sınavlanm kazanan adaylann lıstelen enstıtülenmizde 1-
lan edilecektir
5) Ingılızce Fransızca ve Almanca dillennden bınnde yapılmış uluslararası standartta bir yabancı dil
sınavında TOEFL-500 (Bir Yabancı Dil ve Edebiyat/Kültürü alanında öğretım yapan birimtef içın 550),
IELTS-5 5 ıBır Yabancı Dıl ve Edebıyatı/Kultüru alanında öğretım yapan bınmler ıçın 6). CF€-C ve KPDS-
60 (Işletme Anabılım Dalında Yüksek Lisans ıçin 75, Doktora içın 85) veya yukan puan/'not alar ve sı-
nav sonuç belgesı beş yıldan eski olmayan adaylar Yabancı Dil Gırış Sınavlanndan muaf tutu-
lur.
Basın: 28348
İstenmeyen davranışların tedavisi geciktirilirse kroniklesiyor
En sık görülen takıııtı: Kir
tstanbul Haber Servisi - Bakırköy
Ruh ve Sinir HastalıkJan Hastanesi
Psikıyatn Kliniği Şefi Doç. Dr. Oğuz
Karamustafalıoğlu. istenmeyen ve hoş
olmayan düsünceler ile kişinın yapma-
ya engel olamadıgı davramşlan kapsa-
yan "obsesif-kompulsif bozuklukla-
nn" (OKB), tedavisi gecıktirilırse kro-
nikleseceğıni belirtti Doç. Karamus-
tafalıoğlu, en sık görülen takıntılann
kir. mikrop ve bulaşıcı hastalık oldu-
ğunu, bunu, düzen ve simetriyle ilgili
Durgun gölet sulan hastalıksaçıyor
smdeid durgun göletierin hastalık kay nağı oiduğu beörtilerekyurttaşlar uya-
nWı. Siverek Saglık Grup Başkanı Dr. Şevhmos KekHk, gölet sulannın mut-
laka kavnatıhp kiorlandJktan sonra tükedlmesi gerektiğini sö>1edl Doktor
Şeyhmus Keklik, ana ve babalan da. çocukiannı gölet sulanndan uzak tut-
raalan konusunda uyardı. (Fotoğraf: AA)
aşın endişe duyumunun takıp ettiğını
kaydetti.
Doç. Dr. Karamustafalıoğlu, Pfizer
firmasının "Geleneksel Yledya BUgi
Pay laşım Günleri" kapsamında dûzen-
lediği toplantıda yaptığı konuşmada,
genellikle çocukluk yaşla-
nndan itibaren ortaya çıkan
OKB'nm tedavi edilmeme-
si halinde yaşam boyu hem
hastaya hem de çevresine
büyük zarar verdiğini, bu
tüT bozukluklann yoğun sı-
kıntı ve huzursuzlukta daha
belirgin oiarak ortaya çıktı-
ğııu söyledi.
Her40erişkindenve200
çocuktan birinin hayatlan-
nın bir döneminde
OKB'den şikâyetçi olduğu-
na dikkatçeken Karamusta-
fahoğlu, bu rahatsızlığm er-
kek çocoklarda daha erken,
kız çocuklarda ise ergenlık-
te başladığını söyledi.
OKB'li hastalann akıl has-
tası olmadıklannı anlatan
Doç. Dr. Karamustafalıoğ-
lu, bu hastalann tedavisin-
de ilaç kullanımınm ve ba-
zı durumlarda ise hastane-
ye yatışınm gerekli olduğu-
nu belirtti.
Dünyada 350 miiyon. Türkiye'de ise 4-5 miiyon kisi HBV taşıyıcısı
'Hepatit B aşısı önemsenmiyor'
tstanbulHaber Servisi-Dünyada 350
miiyon, Türkiye'de ise 4-5 miiyon kışı
hepatit B virüsö (HBV) taşıyıcısı. tstan-
bul Tıp Fakültesi Enfeksıyon Anabilim
Dalı öğreum üyesı Prof. Dr. YdmazÇa-
kaloğlu. ülkemizde rutın aşı tedavısıne
girmesine karşm hâlâ hepatit B aşısının
yeterince yapılamadığını söyledi.
Pasteur Merieux Connaught'nın Ka-
bataş Kültür Merkezı'nde düzenlediğı
"Hepatit B ve Ülkemiz Gerçekleri" ko-
nulu toplantıda konuşan Prof. Çakaloğ-
lu, sorunun dünyada çok yaygın olduğu-
na dikkat çekti. T
oplumda her yıl üç kişiden birisinin
HBV ile tanıştığını belırten Çakaloğlu,
bunlann büyük çofunluğunun lyıleştı-
ğinı söyledi. Çakaloğlu. virüsün bulaş-
ma yollannı.
u
Kan ve kan ürünlerinin
verilmesi, enjeksiyonlar, enfekte kişinin
kanıile bulaşmışiğnebatmasıgibikaza-
lar. cerrahi girişimler ve diş tedavileıi,
anneden bebeğe geçmesi. cinsel ilişkT
oiarak sıraladı.
Ülkemızdekı bulaşma yollannın da-
ha çok toplu yaşanılan yerlerde olduğu-
na da dikkat çeken Prof. Çakaloğlu şöy-
le devam ettı:
"ÜlkemizdeHBV enfeksh'onubebek-
lerde ve ilk çocukluk yıUannda seyrek
iken ilkokul ve ortaokul çağlannda be-
lirgin bir arnş göstermektedir. Doğu ve
günevdoğu vöresinde ise baö\a göre da-
ha fa/Ja vaka görülüyor. Bunda, gerek
hıjyen koşullannui körü olmasL gerekse
fada çocuk veçocuklararasındaki \akin
temas etkill"
Yılmaz Çakaloğlu. Türkiye'de kara-
ciğer sırozu olan hastalann yüzde
50'sınden, karaciğer kanseri olan hasta-
lann ise yüzde 40'ından HBVnin so-
rumlu olduğunu da ifade etti H-
BV'nın en yaygın virüs_olduğunu da
vurgulayan Çakaloğlu, "Omeğin AIDS
ile enfekte kişüerin sa>ısı 195 milyoıı, H-
BV'ülerin sayısı2 mü>ar" dıye konuştu.
Kimler aşılanmah?
Hepatit B bulaşan birisinin yüzde
25'ınin sanlık olduğunu da belirten
Prof. Çakaloğlu, aşılanması gerekenle-
ri ise şöyle sıraladı •
"Dünya SağhkOrgütü'nün verüerine
göre,taşryKühkoranı yüzde2'vi geçenül-
kelerde uyulması gereken kuraDar var.
Tüm yeni doğan bebekler. tüm çocuklar.
ilkokul ve ortaokul çağındakiler ve fae-
kim. hemşire gibi risk gruoundakuer
mutlaka aşılanmah. Asılama 3 doz ol-
mah ve 5 yuda bir tekrarlanmah."
BIRBAKIMA
SERVER TAISİLLt
Felseleyle Uyanmak...
Fransızlar, Itselerine pek önem verirter. Üniver-
site ya da yüksek okullarcfa belli bir uzmanhk
kültürünü hakkıyla edinebilmesi, gencin, daha
önce lise aşamasında oturmuş bir temel kültü-
rü kazanmaşına bağlıdır, diye düşünürler. Da-
ha ileriye giderler, gençlerin, liseden çıkarken,
yalnız temel kültürle donanmasını yeterli bul-
maz; bellı bir sentez (bıreşim) yeteneğine ula-
şıp ulaşmadığını da yoklarlar. Bunun için de, li-
seyi bitirme, ayrı bir "bakaJorya"denilen sınav-
dan geçmeyi gerektirır. Tarih, coğrafya, edebi-
yat gibi temel kültür konularını ıçine alan bu sı-
nav, gelenek haline gelmiştir, "felsefe" ile baş-
lar.
Kültürün kraliçesi o değil mi? Başı da o çe-
ker!
1950'den önce bizde de bu tür bir sınav var-
dı. O tarihten başlayarak, önce liseler çökerti-
lirken, onlan da fırlatıp attık; şu son yıllar ise, kül-
tür "fesflere indirgenmiştir. Üniversiteye girer-
ken, yetişkinliğin ölçütü diye "tesf"lerden geçi-
riliyor gençler. Onlara hazırlanırken, taze beyin-
lerin, aileleriyle beraber yaşadıkları bir psikolo-
jik dram vardır ki, neredeyse tatmayan yoktur.
Bu sürecin, gençlerimıze kürtürdiye neyi kazan-
dırdığı, daha doğrusu kaybettirdiği apayn bir
bahistir.
Eğitimimizin yaralarından biri de budur.
•
Hafta başında Fransa'da gençler, felsefe ba-
kaloryasından geçtiler. Gazetelere göre, 500 bi-
ni aşkın genç, bu sınava tâbi tutulmuş.
Sorulan soruları merak ediyorsunuz değil mi?
Buyurunuz bir döküm: Genel sınıflarla tekno-
loji dallarında okuyanlara farklı, ama düzeyin-
den fedakârtık edilmeyen sorular sorulmuş. Ge-
nel sınıflarda bir gruba -seçımlik- şu üç konu ve-
rilmiş: 1) Felsefe, bilimler üstüne b*Fr düşünce-
den vazgeçebilir mi? 2) Bir sanat eserinin gü-
zel oluşu konusunda başkasını inandırmak
mümkün müdür? 3) Aristoteles'ten, seçme ve
dileme farklılığını işleyen bir metin.
Bir başka gruba yöneltilen, -yine seçimlik- şu
üç konu: 1) Irısan, kendisine yalan söyleyebilir
mi? 2) Bir etkinlik, hangi koşullarda bir çalışma
-ya da emek- tir? 3) Njetzsche'den, bağımsız-
lık ve elindelik kavramlannı işleyen bir metin.
Bir başka gruba da şunlar yönettilmiş: 1) Bir
olayın tarihsel oluşu neye bağlıdır? 2) Insanın
özgüriüğü, çalışma zorunluluğu ile sınırlanmış
mıdır? 3) Bergson'dan, deney ve gözlemin ro-
lü üstüne bir metin.
Teknoloji sınıflarında ise, bir gruba, seçimlik
şu üç konu: 1) Bilgi olmadan hünerolur mu? 2)
Yalnız hukuku uygulamakla adalet sağlanabilir
mi? 3) Rousseau'dan verilen bir metinde, özel-
likle şu cümlenın açıklaması: "Gerçekten özgür
insan, sadece yapabileceğini ister ve hoşuna
gideniyapar." Uygulamalı sanayi sanatlannda
okuyanlar için de şu üç konu: 1) Güzellik yargı-
lanabilir mi, yoksa sadece algılanabilir mi? 2)
Hukuk, bize yâpılması doğru olan şeyi mi gös-
terir? 3) Bergson'dan bir metin ve özellikle de
şu soruya yanıt: "Değişken, ya da heran deği-
şebilirolanı tanımaktan vazgeçmeli mi?'
işte Fransa'da lise bitirme sınavlarındaki fel-
sefe sorulan!
Ciddi bir temel kültür ve ona bağlı oiarak ka-
zanılmış bir "sentez" (bıreşim) yeteneği kazan-
madan üstesinden gelınebilecek sorular değil-
dir bunlar. Sırtınızı döneceğiniz sorular hiç de-
ğil! Çünkü öyle yaparsanız, çağımızın daha da
çetin sorulan karşısında apışır kalırsınız..
Bir an önce uyanmaktan başka çare yok!
Eğitim düzenimiz adına kahırlanmamanız el-
de değil; ama 12 Haziran günlü Milliyefte, "Har-
ran'da Felsefe Günleri" adıyla verilen şu haber
pek önemlidir: "Vaz sıcağının kavurduğu Har-
ran Ovası, Türkiye'nin dört biryanından gelen
genç felsefecilehn edebiyat ve resim üzerine
hararetli tartışmalanyla renklendi. Tarihi me-
kânda havaya giren gençler, gelecek için ışık
saçtı. Harran Kaymakamı Ibrahim Akşit'/'n ev-
sahipliği yaptığı 'Harran I. Felsefe Günleri'n/n
son bölümû, dünyamn ilküniversitesi olan Har-
ran Ûniversitesi'nin tarihikalıntılannda gerçek-
leşti. öğrencileriçin hazırianan otantikalan fel-
sefenin tartışılmasında ve konulann aktanlma-
sında görkemli bir mekân oldu."
Harran'da, bir uyanışın -hem de pek anlam-
lı- ilk işareti verilmiştir kanımca; eğer katılıyor-
sanız görüşüme, 12 Haziran 1999'u da, bir ta-
rihsel olayı belirttiği için bir köşeye yazınız lüt-
fen!
IRMIK / AYDIN ENGİN aenginC" doruk.net.tr.
Başlıktaki cümleyi ezberle-
dik. Heıtıalde sayı doğrudur.
Medya bu cümleyi "Bu 30 bin
kişinin katili Abdullah Öca-
tan'dır" anlamında kullanıyor.
Öcalan tek başına silahını çe-
kip, tak, tak, tak, 30 bin kişiyi
öldürmüş olamayacağına gö-
re, söyleneni, "30 bin kişinin
ölümüneyolaçan silahlı çatış-
malann baş sorumlusu Öca-
lan'dır" diye anlamak gereki-
yor.
Tartışmayı hiç ınceltmeye-
lim. 30 bin kişinin öümüne yol
açan savaşın sorumlularının
kim ya da kimler olduğunu,
böyle bir savaşa neyin, neden
yol açtığını hiç olmazsa bu gün
tartışmayalım.
Ama soralım: Kimdir bu 30
bin ölü?
Yanıt ürkütücüdür: 30 bin ki-
şi Türktür ya da Kürttür. Ama
bu ülkenin çocuğu, bu devle-
tinyurttaşrdır.
ölüm haberleri geldiğinde
hepsinin anası, ancak bir
ananın yüreğınden kopabıle-
cek bir çığlıkla sarsıldı, bağrı-
nı yırttı ve ağıt yaktı.
ölüm haberleri geldiğinde
30 Bin Kişinin Katili!
hepsinin yavuklusunun ve
eşinin ve kız kardeşlerinin ve
babalarının ve ağabeylerinin
ve kardeşlerinin ve sevdikleri-
nın yanaklarından asağı iri, sı-
cak damlalar süzüldü.
Ölüm acısı düştüğü yeri
yaktı.
• • •
Ölen "öldürülmüş" ise, ka-
vurucu ölüm acısı ile kör inti-
kam duygusu ikiz kardeş olur.
Birınden ötekıne farkına bile
varmadan geçilir.
30 bin evde, ölüm acısıyla
kavrulan yürekler, ardından in-
tikam ateşiyle tutuştu, kin to-
humları yeşerdi.
Intikam ilkel bir duygudur a-
ma insana özgüdür; vardır ve
güçlüdür.
Deyinız ki bu.30 bin ölümün
baş sorumlusu öcalan'dır. Pe-
ki "30 bin ölümün tek sorum-
lusu öcalan'dır" diyebiliyor
musunuz ?
Yirmi yıldan uzun sürmüş,
hattasürmekte olan bir savaş-
ta, terörü siyasal mücadele
yöntemi oiarak seçen birörgü-
tün başı elbette sorumludur.
Şimdi cam kafestedir ve yar-
gılanmaktadır.
Deyiniz ki yargılama sonuç-
landı ve soğuk hukuk mantığı
ile "Şu, şu, şu suçlann işlen-
diğikanıtlanmış ve sanıkça ka-
bul edilmiştir. Yasanın bu suç-
lara ilişkin maddesi uyarın-
ca..." dendi ve Imralı mahke-
mesinden ölüm cezası çıktı.
(Yukandaki paragrafın, sür-
mekte olan bir dava sırasında
yazılmasının, bir hukuk suçu,
daha da önemlisi biryurttaşlık
ayıbt olduğunu bilenlerdenim.
Ama sizce bu yasa maddesi,
Imralı mahkemesi başladığın-
dan, Mudanya kıyısında para-
lel mahkemeler kurulduğun-
dan bu yana hâlâ yürürtükte
mi?)
Böylesi bircezanın infazı, bu
ülkede iktidann en üst organı-
nın, Türkiye Büyük Millet Mec-
lisi'nin karanna bağlıdır
İşte soru da bu: Türkiye Bü-
yük Millet Meclisi, neyi amaç-
layarak, neye karar verecek?
Savaşta yitirdiğimiz 30 bin
yurttaşımızdan, PKK kurşun-
lan ile can vermiş olanların
analannın, babalannın, bacıla-
rının, yavuklulannın, eşlerinin,
evlatlannın haklı acılarına eşlik
eden intikam duygulannı ya-
tıştırmak üzere mi? Başka
analann yüreklerindeki ıntikam
duygulannı daha da körükle-
mek pahasına mı?
Yoksa bu ülkenin; yitirdiği-
miz 30 bin yurttaşımızdan
PKK kurşunları ile can vermiş
olanların analan, babalan, ba-
cılan, yavukluları, eşleri, evlat-
lan da dahil, bütün ülkenin, ek-
mek kadar, su kadar gereksi-
nimi olan banşı; acılarla örül-
müş, acılarla pekişmiş, acılar-
la zorunluk kazanmış toplum-
sal banşı kazanmak için mi?
"Haik böyle istiyor" den-
mekte.
Mümkün.
Kışkırtılmış kitlelerin kör bir
linç tutkusuna kapıldığına ta-
rih birçok kez tanıklık etti. Si-
yaset bazen, "Haik için, haik
adına, halka rağmen" karar-
lar verebilme yetisi demektir.
Kurtuluş Savaşı'nda da; Ke-
malist öncülerin, yepyeni bir
toplum yaratmak için giriştik-
leri ekonomik, kültürel devrim
günlennde de siyasetin en te-
pelerinde "bu çataf'a gelindi
vehiçduraksanmadan, "Evet,
haik için; evet, haik adına; ve
evet halka rağmen" dendi ve
yüründü.
Acılı yürekleri kızıştırmanın,
düşmanlıkları daha da kabart-
manın çok kolay, bütün ülke-
yi kucaklayacak ve bütün ül-
kenin yavaş yavaş kucaklaşa-
bilecegi bir barışı üretmenin
çok zor oiduğu günler yaşı-
yoruz.
Ama en soylu anlamıyla si-
yaset de buM
zor"un üstesin-
den gelebilmektir.
Sophokles'in acılar yuma-
ğında kıvranan tragedya kah-
ramanının ağzından haykırsak
mı:
- Ey akıl, başını alıp gitme!
Ey hoşgörü, ey sağduyu terk
etmeyin benü.. Sizehiç bu ka-
dar muhtaç olmamıştım...