Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 HAZİRAN 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Evpim
Kamuoyunda "Adnan
Hocacılar" olarak
bilinen grup,
valilerden aldığı izinle
"Evrim Aldatmacası"
kitabını sokaklarda
bedava
dağıtıyor. Milti
^Eğitim
Bakanlığı'nın
karşı çıktığı bu
kitap Istanbul
Kayışdağı'ndaki Celal
Yardımcı llköğretim
Okulu'nda karşımıza
çıkıyor. Fen Bilgisi
öğretmeni Idris
Mutlu'nun bu zırva
kitabı öğrencilerine
önermediği
antaşılıyor. Ancak,
öğrenci velileri
çocuklarının bu kitabı
okumak için aradığını
söylüyor. Bu kez
ortaya bir başka
öğretmenin adı
çıkıyor. Dışandan
Türkçe dersine giren
Idris Tuna. Okul
Müdürü Serdar Avşar,
konuyu araştırmaya
devam ettiğini ve
mutlaka bir sonuca
ulaşılacağını bildiriyor.
Ya kamuoyuna
yansımayan
okullardaki "Evrim
Aldatmacası"nda
sonuca nasıl
ulaşılacak?
Ö M Ü R İ L İ K
Telefonda
yemek tarifi:
Kulaktan doima!
Ömür E. Kurum
Elektronik posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Ücret sistemi
adaletsizmiş...
"N'olacak vani...
Adalet sistemi de ücretsiz!"
A
raştıımacı yazar Faik Bulut'un "tarikat ser-
mayesi"ni konu alan kitabı "Yeşil Serma-
ye Nereye" 28 Şubat Kararları sonrasında-
1 kı gelışmeleri de içenr biçimde Su Yayın-
ları'ndan çıktı. Faik Bulut, kitabının genişletilmiş dör-
düncü baskısında 28 Şubat Kararlan'nın "yeşil ser-
maye"yi nasıl etkıledıği sorusuna şu yanıtı veriyor:
"Yeşil sermaye çıplak değıldir; vakıf, dersane,
okul, tarikat, cemaat, yurtıçi ve yurtdışı kaynaklar-
la adeta delınmez bir zırha bürünmüştür. Kökü, de-
rinlerdedir; yurtdışına kadar uzanmaktadır. Bu ba-
kımdan, yeşil sermayenin sonbahannı ilan etmek için
vakit erkendir; ama 'Islamcı sermaye dört mevsimi
birarada yaşamaktadır' teşhisi konulabilir."
Islamı kullanarak trilyonlarla oynayan bu şirketler
ne kadar Islami'dir? Sorunun yanıtı:
"Gerçekte akabe, biat, hicret, hakk, enes, furkan,
nur, server, ihlas, sayda, tesettür, tekbir ve benzeri
isimleri koymak, şirket amblemlerinde Islamı ru-
Yeşil Sermaye
muzları kullanmak, Islama uygun kıyafetler giymek,
üretimi arttırmak gayesiyle çalışanlara ilahi dinlet-
mek, dini münasebetlerin ticari amaçlara hizmet et-
mesini sağlamak ve Müslümanlar arasında gelişti-
rilen 'bismillah', 'inşallah', 'maşallah', 'sevap', 'gü-
nah', 'ahirete hazırlık', 'manevi hamle' türünden söy-
lemleri sıkça tekrarlamak gibi davranış biçimlerini say-
mazsak, bu şirketlere Islami denebilecek herhangi
bir taraf yoktur."
O zaman bu şirketler Islam'ı neden kullanıyor:
"Siyasal düzlemde 'Islam' kazanılan ekonomik
güce paralel biçimde iktidar veya muhalefet olma-
yayönelik 'araç' olarak kullanılmakta; bu manevi 'araç'
kısa ve uzun erimli 'siyasi' amaca hizmet eder du-
ruma getirilmektedir. Ekonomik düzelme 'Islam' ser-
best piyasada avantaj sağlayacak bir silah işlevi
görmek üzere metalaştırılmıştır. Rekabetin savun-
ma ve saldırı silahı haline getirilmiştir."
Boşuna, paranın dini imanı yoktur, dememişler!
Bu şirketlerdeki paranın miktarı nedir ve nerelere
harcanıyor:
"Islamcı sermaye, Türkiye'nin ihracat rakamlarıy-
la boy ölçüşecek rakamlara ulaşmıştır. Yılda 15 mil-
yar dolar gelir sağlayan şeriatçı sermaye; bunun 5-
6 milyar dolannı kentierdeki varoşlara dağıtıyor. 4 mil-
yon aileyi 1O'ar milyon hrayla kendine bağlayabili-
yor. 3-4 milyar dolannı kamuoyu oluşturma yönün-
deki faaliyetlere (örgütlenme, seçim, 20 televizyon
kanalı, 19 gazete, 110 dergi vasıtasıyla basın-yayın
organlarına) harcıyor. 5 milyar dolarını ise, yurtiçi ve
yurtdışındaki eğitim-burs harcamalan biçiminde sar-
fediyor."
Ve kökü derinlerde "delinmez bir zırh" gibi "mal"ı
götürmeye devam ediyorlar.
SESSÎZ SEDASIZ (tt^,
y/Â/
Z4MAMPA
NURİKVRTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Futbolculann gözlennın transFERİ parlıyor.
Mervecik'e ABD'den destek isteniyor
TBMM'ye türbanı sokmakla görevli
ABD vatandaşı Merve Kavakçı için
memleketindekı destek çalışmaları
resmi düzeyde sürüyor.
Amerikan Islam llişkileri Konseyi
(CAIR), Amerikan Müslüman
Konseyi (AMC), Müslüman Halk
Işleri Konseyi (MPAC), Kuzey
Amerika Müslüman Kadınlar
Konseyi (NACMVV) ve Amerikan-
Arap Ayrımcılık Karşı Komitesi
(ADC) gibi Islamcı gruplann
Washıngton'da yaptığı toplantıya
ABD Hükümeti'ni temsilen
Uluslararası Din Hürriyeti Bürosu,
Türkıye Masası, Demokrasi ve
Insan Haklan Bürosu yetkilılerınin
katıldığı belirtiliyor. CAIR yöneticısi
Nihad Awad, ABD yetkililerinin
katıldığı toplantıdan sonra yaptığı
açıklamada şöyle diyor:
"Türkiye'deki din ve insan
haklarının durumunu izlemeyi
sürdüreceğiz ve Amerikan resmi
makamlarının somut etkinlikler
göstermesinı bekliyoruz."
"Mervecik "e destek sağlaması
istenen Uluslararası Din Hürriyeti
Bürosu'nun başında büyükelçi
olarak görev yapan Robert
Seiple'ın bir dönem World Vision
yardım örgütünün başkanlığını
yapmış olması ilişkileri ilginç
boyutlara taşıyor. Protestan
Kılisesi'nin desteği ile dünya
çapında faaliyet gösteren Wor1d
Vision örgütü, CIA'in örtülü bürosu
olarak tanımlanıyor.
Kartal-Cevizli'deku-
ruhı Akpolimer işçi-
lerinden 15'inin sendikalaştıkları gerekçesiyle işten atıldıkları be-
lirtildi. Petrol-tş Sendikasf ndan verilen bilgiye göre, Akpolimer iş-
yerinde çalışan toplam 52 işçiden 31 'i geçen günkrde Petrol-lş'e
üye oldu. Ancak, sendikalaşmaya tepki gösteren işveren, 6 sendi-
kalı işçiyi baskı uygulayarak sendikadan isrifa ettirdi: avrıca sen-
dikasız işçilere zam yaptı %e Bölge Çahşma Müdürlüğü'ne \etki iti-
razında bulundu. tşçilerin buna tepki olarak fazla mesai yapma-
ması üzerine ise 15 işçi>i tazminatsı/ işten attı.
15 kişi gözaltına alındı
Polis'ten 2.5 trilyonluk
uyuşturucu operasyonu
İstanbul Haber Servisi - Is-
tanbul 'da gerçekleştirilen operas-
yonlarda, toplam değeri 2 tnlyon
555 milyar lirayı bulan 58 kilo
990 gram eroin, 35 kilo 500 gram
esrar ve 100 gram kokain ele ge-
çırildı. 15 kişinın gözaltına alın-
dığı operasyon sırasında bir kışı-
nin aşın heyecandan ölmüş olarak
bulunduğu belirtildı.
îstanbul Emniyet Müdürü Ha-
san Özdemir. düzenlediği basın
toplantısında İstanbul Narkotik
Şube Müdürlüğü ekıplerinın son
düzenledikleri uyuşturucu operas-
yonlanna ilışkin bilgi verdi. Öz-
demir. yurtdışına uyuşturucu gön-
dermek amacıyla oluşturulan or-
ganizasyonlar ile okullan ve genç-
leri hedef alan sokak satıcılanna
yönelık çalışmalann sürdüğünü
söyledi.
tstanbul Narkotik Şube Müdür-
lüğü'nden yapılan açıklamaya gö-
re, bir ıstıhbaratın değerlendirilme-
si sonucu, Afganistan'dan getin-
len yüklü miktarda eroinin. Irak
üzerinden Türkıye'ye sokulduğu
tespit edildi. Bunun üzerine 14
Haziran günü Maltepe FCüçükya-
h'da gerçekleştirilen seri operas-
yonlarla 57 kilogram eroin ele ge-
çirildi. Olayla ilgilen görülen 5
kişi, 4 adet tabancayla yakalandı.
Operasyonlar sırasında. Hollan-
da'yagötürülmek istenen uyuştu-
rucunun nakliye organizasyonunu,
1993 yılında 63 kilogram eroinle
yakalanan ve 12 yıl hapıs cezası-
na çarptınldıktan sonra ınfazını
tamamlayarak cezaevınden çıkan
AhmetOzdemir'ın yüruttüğube-
lirlendı. Bunun üzenne Özdemır'in
Küçükyalı'daki evine giden poliş-
lere, kapı geç açıldı. Daireye gi-
ren polis, Ahmet Özdemir'i bula-
madı. Yapılan araştırmada, Özde-
mır'in polisin kapıya vurması üze-
rine yan dairenın balkonuna geç-
tığı ve burada kalp damarlannın
sıkışması sonucu heyecandan öl-
düğübelırtildi. Bağcılar'dabireve
düzenlenen operasyonda da 35 ki-
logram esrar ele geçırildı. Olayla
ilgilı bir kişi gözaltına alındı.
Sokak satıcılanna yönelik Be-
yoğlu"nda düzenlenen 2 ayn ope-
rasyonda, 1 kilo 140 gram veBağ-
cılar'da 850 gram eroin ile Fatih'te
500 gram esrar ve 100 gram ko-
kain maddesı ele geçırildı. Bu olay-
larla ilgili toplam 9 kişi daha, 1 adet
tabancayla birlikte gözaltına alın-
dı.
K a l
P V a k f l v e K c m e r G o l f
untry Club'ın birlikte düzenledi-
ği "Ikinci İstanbul Lezzet Festivali" birbirinden değişik ve lez-
zetli yemekleri buluşturdu. Toprakbank sponsorluğunda önce-
ki akşam gerçekleştirilen festivale 54 firma katıldı.Istanbul'un
bazı otelleri ve restoranlarının şefleri bir araya gelerek hünerle-
rini sergilerken yerli ve vabancı içecek fîrmaları da en kaliteli
ürünlerini lezzet meraklılarının beğenisine sundu. Avrıca, festi-
valde tstanbul Gelişim Orkestrası konuklara bir konser verdi.
Festivale Sakıp Sabancı, Güler Sabancı, Levent Kırca-Oya Ba-
şar, Sevinç Erbulak'ın da aralarında bulunduğu kalabalık bir
davetli topluluğu katıldı. (Fotoğraf: SAADET USLU)
HAYVANLAR İSMAİL GÜLCEÇ
KtM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicak@turk.net
ÇtZGtLtK KÂMtL MASARACI
BULUT BEBEK NVRAYÇÎFTÇI
TARİHTE BLGÜN MÜMTAZ ARIKAN 18 Haziran
MENDES-FRANCE BASBAKAN
19S4- "T£ 8UGÜU, PIEBRE M£*t>£S-&ZANCE
FBAUSA 8AŞ8AKAMIOCDU- 1932'oe i
Pen MlLLBTVeKiU SEÇIieREK POUTrM&l Gf*eV
FRAHC£,[T.C>ÜAJm SAyAÇI SH&SfUM AlMANLAe TBgfl-
FINDAN K(/2£y AftÖKA'DA YAKALAHM<$',PAHA SONBA
HAPtCTEH KAÇABAK GEN€&U. P£ QVJO£ KUVVETLBKJ-
LMlÇT7. SAVAŞTAN SONBA, D€ GAUUE ZAMANN-
PA BAKANLIK PA VAPtotÇTl- MEKIPİS-F4SANGE 'IN BAÇ-
BAKAMLIĞI S1RASINPA FRANSA'PA ÖNeMLİ P€-
GIÇHeLİKL£/Ç OLACAKnK: FRANSIZ A£K£
L£GİNİN VIETM4MPAM ÇE/Cil-MESl KASABI
AVKUPA SAVLMMA giEJ-lğt 'K1E KA/SÇI ÇltüLA-
CAKT/f?. ANCAK, AAEUOES-FeANCE, 2SO
GÛN İKTlDAROA KALABİLECJEK.T/R..
Menks-franA
?% 'Cr^ct,ChurckiHHt.
ANKARA... ANKA...
MUŞERREF HEKİMOĞLU
Çaldırmıyorlar!
Yıllarca önce, Sovyet ozan Yevtuçenko geldi
Ankara'ya. Onuruna verilen öğle yemeğinde yan ya-
na oturduk Devlet Konukevi'nde. Akşam üstü de
'KinderGarden'aö\\ filmini ızledim Sovyet Elçiljğı'nde.
Kimi sahneleri acıyla anımsarım her zaman. Ikinci
Dünya Savaşı'nda yaşanan bir olay bu; Mosko-
va'dan Sibirya'ya giden bir çocuğun öyküsü. Bel-
ki de Yevtuçenko'nun öyküsü. Bir subayın oğlu,
yedi yaşında, keman çalıyor, kucağında kemanıy-
la gidiyor Sibirya'ya-
O yolculuk süredursun, subay babasını tutsak alı-
yor Âlmanlar. Bir Sovyet subayı ile Nazi subayı ara-
sında ilginç bir konuşma başlıyor karargâhta. Oğul-
ları nedeniyle. Sovyet tutsağın cebinden çıkan res-
me bakarken dalıyor, gülümsüyor Nazi subayı.
- Benim de bir oğlum var, diyor, o da keman ça-
lıyor. Belki de aynı yaştalar ve aynı melodiyi çalı-
yorlar.
Daha önce de yazdım galiba, filmin sonunda gör-
kemli bir barış sahnesi var. Savaş geride kalıyor, ba-
nş şarkısı söylüyor insanlar, keman çalıyor yüzler-
ce çocuk; Avrupalı, Asyalı, Amerikalı çocuklar, be-
yazlar, karalar, çekik gözlü sarılar, hep birlikte aynı
melodiyi çalıyor.
Yevtuçenko şimdi nerede, ne yapıyor acaba?
Küçük kemancılar da çoktan büyüdü, ama aynı
melodiyi çalamıyor.
Çünkü çaldırmıyorlar!
Savaş bitmiyor, kan ve gözyaşı dinmiyor dünya-
mızda. Bombalar patlıyor, kentler yıkılıyor, savaşın
acımasızlığını yansıtan olaylar yaşanıyor birçok ül-
kede. Akıl almaz biçimde gelişiyor savaş teknolo-
jisi. Ama neye yarar! Daha çok yıkmak, yoketmek,
daha çok öldürmek yarışı var ülkeler arasında. Bir
silah gösterisi sergilenir gibi acımasız deneyler ya-
pılıyor, yeni pazarlar oluşuyor, kimi kazanıyor, kimi
de her şeyini yitiriyor. Açıklamam gerekir, ekranda
baştan sona izledim, izliyorum Kosova'da yaşa-
nan olayları, yorum yaparken zorlanıyorum doğru-
su. Antik hantanın yeniden çizileceğini söylüyor bir
arkadaşım, belki de hakkı var, ama kanlı bir harita.
Başta Belgrad, Tıto doneminde gittiğim kentleri, kı-
yıları hayal de edemıyorum şimdı. Taş taş üstünde
kalmadı. Evler yıkıldı, ocaklar söndü, dağlan aşa-
rak savaş ateşinden kaçtı insanlar. Bir ölüm yolcu-
luğu yaptı, kaç kişinin yaşamı dalgalandı yollarda.
Kimi direndi, kimi carnnı, soluğunu yitirdi. Geride ka-
lanlar da banş umudunu yitirdi bence. Geleceğe gü-
venle bakamıyor insan. Silahlanma yarışı nasıl so-
na erebilir, erebilir mi, kestiremiyor. Kalıcı banşın ger-
çekleşebileceğine inanamıyor. Kavramlar değişi-
yor durmadan.
Bakın NATO'ya, nereden nereye geldi, Kosova'ya
giren birliklerin başında Ruslar gelıyor şimdi. Soru-
lara, yorumlara açık bir geliş, ama olay bitmedi he-
nüz. Bölgemizde daha neler yaşanacak kimbilir!
Düşünürken ürperiyorum, dahası utanıyorum, boy-
num bükük bakıyorum çocuklara. Teknolojik geliş-
melere karşın insan sevgisini geliştirememenin ezik-
liğini duyuyorum. İnsan olarak, yazar olarak, daha-
sı 1920'lerde doğan biri olarak, "yurtta banş, dün-
yada banş" sözleri doğrultusunda yetişen bir ku-
şağın bireyi olarak barışa katkıda bulunamamanın
utancıyla kızarıyoryüreğim.
Biz geldik, gidiyoruz; güzel günler de gördük,
umudun yeşermesini de yaşadık, ama çocuklar?..
Onlara ne veriyor, nasıl bir yaşam hazırlıyoruz, na-
sıl bir gelecek?.. Kimi açmadan kapıyor gözlerini,
kimi açlıktan, kimi ilaçsızlıktan ölüyor, yardım eli
uzanamıyor. Kimi soykırımıyla diri diri mezara gö-
mülüyor, kimi de din kıyımıyla. Toprak yeni kıyım-
lara gebe kalıyor, bir savaş sona ererken başka sa-
vaşlara tırmanıyor insanlar.
Sözün kısası, aynı melodiyi çalamıyor çocukla-
rımız!
Banş özlemi dinmiyor, buruk bir acıya dönüşü-
yor her gün, her yerde. Güçbirliği de güçsüzlüğe!
NATO'nun Avrupalı üyeleri 1950'lerde nerde,
2000'lerde nerde. Dahası, NATO'nun gücü kanrt-
lanırken güçsüzlüğü de sergilenmiyor mu acaba! Gü-
ney kanadındaki çatlaklar derinleşmiyor mu gide-
rek? Ege'nin banş gölüne dönüşmesine yönelik
çabalarda ilerleme değil geriieme var! Okyanusun
ötesinden uyanlar da kuşkuyu dağıtamıyor doğru-
su. Çünkü önünü de ardını da şaşırıyor insan! Yö-
nünü, yöntemini bulamıyor, dahası vaıiığını hisse-
dememenin hüznüne kapılıyor giderek, yalnızlığı
derinleşıyor, yaşama sevınci de soluyor.
Karamsarlığı içime sindiremiyorum, ama bugün
iyimser bir yazı beceremedim. Belki de havadan ötü-
rü! Haziranı ortaladık, ama baharı yaşayamıyoruz
başkentimizde. Güneş açarken yağmur boşanıyor.
Kan ve gözyaşı, kir ve pas akar, dünyamız annır gibi
umutlanıyoruz ama gökyüzü yeniden kararıyor.
Çocuklanmız da aynı melodiyi çalamıyor bu karan-
lıkta.
BULMACA SEDAT YAŞAYA1V
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4
1/Bırhalkınbü-
tün dünyaya ya-
yılması. 2/"Şe- 2
rif—": Bestecı-
miz... Bir giye-
ceğın göğüsle
omuz arasında
kalan bölümüne 5
eklenen parça. g
3/ Bir soru sö-
zü...Tütünyap- 7
rağı dizisı. 4/ _
Çarşılarda aynı "
ışı yapan esna- g
fın bulunduğu
bölüm... Olumsuzlukbe-
lirten bir önek. 5/ Duy- -)
gu ve düşüncelen behr-
tecek bıçunde yüzde be-
lirenkımıldanışlar...Es- 3
kı dilde kapı. 6/ Yapma. 4
ehne... Karakter. 7/ Na-
zi partısının hücum kıta-
sıru sımgeleyen harfler...
Ikı büyüklük, iki nıce-
lik arasındaki bağmtı. 8/ 8
Almangümüşü... Pey- g
gamberlen Hudu dınle-
medıklen için Tann tarafından yok edılen kavım. 9/ Ba-
kır, nıkel ve çinkodan oluşan gümüş görünüşünde bir
alaşım.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Canh bir varlığın etkın gücü. 2/ Bir anlatımda veril-
mek istenen öz... Bağişlama. 3/ Aldatma işi, hile... Bir
ılimiz. 4/ Zurnamn dudaklara gelen kamış bölümü... "—
gelicek cümle eksikler bıter" (Yunus Emre). 5/ Ekın de-
metlerini yükseğe atmaya yarar yaba... Trabzon'un bir il-
çesı. 6/Geminin rüzgâralan yanı... Bir tür deniz taşıma-
cılığı... 7/ Motorlu taşıtlarda dıreksiyon ile tekerlek
arasındaki bağlantıyı sağlayan mil... Hava basıncı birimı.
8/ Kastamonu'nun bir ilçesi... Bir haber ajansının sım-
gesi. 9/ Aydın ılinde ünlü bir antık kent.