Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonetmenı: Orhan Erinç
0 Genel Yayın Koordinatörü Hikmet
Çerinkaya 0 Yazıişlen Müdürü. Ibrahim
Yıldız '• Sorumlu Müdür: Fikret tlkiz
9 Haber Merkezı Mudürü. Hakan
Kara • Görsel Yönetmen Fikret Eser
Istihbarat: Cengiz Yüdınm # Ekonomı. Özlem
Yüzak • Küllür: Handan Şenköken • Spor:
Abdülkadir Yücelman 0 Makalelen Sami
Karaören • Düzeltme: Abdullah Yaacı #
Fotograf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bilgı-Belge:
Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mehmet Faraç
Yayın Kurulu llhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç, Okte)
Kurtbökf, Hikmet Çetinkaym,
Şükran Soner, tbrahim Yıkİız,
Orhan Bunah, Mustafa Balbav.
Hakan Kara.
Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No: 125, Kat:4, Bakanlıklar-Ankarâ Tel- 4195020 (7
hat), Faks:4195027«lzmırTemsücısı:SerdarKızık,
H.ZiyaBlv. 1352 S 23Tel:4411220, Faks-4419117
• Adana Tenasılcısi. Çetin Yiğenoğlu. Inönii Cd. 119
S.Noıl Kat:l,Tel.363 12 11, Faks: 363 12 15
Muessese Mudunı l stün Akmen 0
Koorduıalör Ahmet Korulsııı 0Muha-
sebe Bük-Bl VeiKr • 1dan: Hüseyin
Gârer» B.lgı-lşlem NaU tnal • Rıigı-
^ajarSıstem Mürihtf ÇUer#Sati4
FızüetKuz»
MEDYA C: • Yönetim Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gfilbin
Erduran 9 Koordınatör Reha
IfRnun # Genel MüdürYardırocLSi.
SevdaÇoban Tel. 514 07 53 -
51395 80-5l3846O61,Faks;5138463
\ıyımlayan *e Basan: Yenı Gun Haber ^fansı. Basm \e \ aymcıhk \ Ş
Türkocağı Cad 39 4: Cağaloğlu 34334 tstanou! PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul
Tel (O212)512O5O5(2Ohal)
Faks 10 212(513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 16HAZIRAN1999 Imsak:3.22 Güneş: 5.24 Öğle: 13.12 Ikindi: 17.10 Akşam: 20.45 Yatsı: 22.38
Korttan sahaya
• Spor Servisi - Ünlü Rus
raket Anna Kournikova,
Grand Slam'ın 3. ayagı
\Vimbledon Tenis
Turnuvası öncesi formda
olduğunu bir kez daha
gösterdi. lngiltere'nin
Eastbourne Kenti'ndeki
520 bin dolar ödüllü WTA
(Bayan Tenisçiler Bırliği)
turnuvasının ilk turunda
ünlü rakibi ABD'li Chanda
Rubin'i 2-1'lik sonuçla
yenip tur atlayan
Kournikova. daha sonra
hayranlannın isteği
üzerine futbol oynadı.
Tenisteki yeteneğıni
futbolda da gösteren
Kournikova, Wimbledon'a
1 hafta kala tsviçreli
Martina Hingis ve Alman
Steffi Graf la birlikte
favori isimler arasında
gösteriliyor.
Zamansn meyve
_._ _ior
• ÎSTANBUL(ANKA)-
Meyvenin yemeklerle
birlikte yenilmesi
durumunda meyve şekeri
früktozun kendisini glikoz
şekerine çevirdiği ve kilo
alımına yol açtığı bildirildi.
Türk Kalp Vakfi Diyetisyeni
Dr. Sumru Özbay,
meyvelerin vücudun
vitamin ve mineral
kaynaklan olduğunu belirtti.
Meyvelerin içinde früktoz
isimli şeker bulunduğunu
kaydeden Özbay, früktozun
glikoz şekerinin bir altyapısı
olduğuna dikkat çekti.
Özbay. meyvelerin ögün
yemekleri ile birlikte
yenilmesi halinde meyve
şekeri früktozun glikoza
dönüştügünü belirterek,
meyvelerin yemekten iki
saat sonra yenilmesi
uyansmda bulundu.
Ertasybeyni
mahvediyop
• WASHINGTON (AA) *
Extasy ilacının, uzun
vadede beyinde telafısi
mümkün ohnayan ağır
tahribata yol açtığı bildirildi.
ABD'deki Ulusal tlaç
Araştırmalan Enstitüsü'nün
müdürü Dr. Alan Leshner,
açıklamasında, Extasy'yi
sadece üç-dört defa
kullananlann dahi, 7 yıl
sonra bile görülebilecek
şekilde ağır öğrenme
zorluğu ve hafıza kaybı ile
karşılaştıklannı söyledi.
Leshner, sadece kısa bir
süre içın mutluluk ve güç
hissi veren Extasy'nin, fazla
dozda alındığı takdirde
hemen ölüme yol
açabildiğini, hatta hassas
bünyelerde az bir dozun bile
öldürücü olabildiğini
belirtti.
Tansiyon ilacı
• WASHINGTON (AA) -
Tansiyonu düşürmek için
kullanılan bir ilacın, yeni
kan damarlan oluşumunu
sağladığı belirlendi. ABD'de
yayımlanan Circulation adlı
tıp dergisinde çıkan
makaleye göre, Quinapnlat
verilen deneklerde, 40 gün
sonunda milimetrekarede
ortalama 214 kılcal damar
ortaya çıktığı, aynı süre
içinde ilaç \erilmeyen
deneklerde ise bu rakamın
140'ta kaldığı kaydedildi.
Boston'daki Tufts
Üniversitesi'nden Profesör
Jeffrey tsner
başkanlığındaki grup
tarafından yapılan
araştırma. Quinaprilat'ın
ânjin hastalannın ya da kalp
krızi geçirme riski taşıyan
kışilerin tedavisinde
kullanılabileceğini
düşündürüyor.
Bakanm, '20 yılda 10 nükleer santral kuracağız' yaklaşımı uzmanlan güldürdü, çevrecileri ürküttü
Gaydah'nm nüldeer gaflaruıa tepldÜMİTOTAN
İZMİR-Türkiye Atom Enerjisi Ku-
nımu'ndan da sorumlu tkari iBmfcr' me-
zunu Devlet Bakanı Edip Safder Gay-
dah'nın nükleer santrallara ilişkin açıİc-
lamalan konunun uzmanlaruu güldürür-
ken çevrecileri de ürküttü. Gaydah'nın
2020 yılına kadar 10 nükleer santral
kurulması zorunluluğu bulunduğunu
belirtip iki yılda bir nükleer santral ya-
pılması önerisine karşıhk Prof. Dr. Tot-
ga Varman. "Manavdan Dryarbakır
karpuzu mu alıyorsun?" diye sordu.
Prof. Dr. lnci Gökmen, bakanı. nük-
leer santrailar konusundakı bilımsel
araştırmalan okumaya çağınrken çev-
reciler, "Bakan herhalde bakkal dük-
kânı açacak" y aklaşımı getırdiler. Gre-
enpeace de, Gaydah'nın açıklamalan-
nı 'traji- komik' olarak nitelendirdi.
Edip Safder Gaydalf nın nükleer sant-
rallara ilişkin görüşlen büyük tepki top-
ladı. Gaydalı, Nokta dergisinin 13 Ha-
ziran sayısmda nükleer santralın tehli-
kelerine karşıhk. 'bir tebüke söz konu-
suysa zaten komşulanmızdan ötürü
Türkiye bir tehHkenin içinde' yaklaşı-
mı geririyor. nükleer santralların korku-
lacak birşev olmadığını da. "Banülke-
ferinde bana gösterBenresünlerdebiryer-
de nükleer santral varken. yanmdaid
gölde balık tutan insanlar gördüm. Yi-
ne nükleer santralın yanında bağda şa-
rap tesisleri var. Nükleer aük söz konu-
su oisa kimse kendi toplumunu sırfener-
ji uğruna öMürmek istemez'' tümcele-
nyle anlatıyordu. Altematif enerji kay-
naklanyla ilgılı soruyuda. "Güneşener-
jisi Türkiye'de elektrik enerjisini sağla-
yacak düzeyde değiL Türkiye enindeso-
nunda nükleerenerjiye geçmek mecbu-
•Devlet Bakanı Gaydah'nın nükleer santrallara ilişkin
bilimsellikten uzak açıklamalan büyük tepki gördü.
Greenpeace, bakanm sözlerini, "eşi görülmemiş trajikomik
açıklamalar" olarak değerlendirirken, bilim adamlan
bakanı bilimsel araştırmalan okumaya çağırdı.
Prof. Dr. Tolga Yarman, bakanın ba-
sına yansıyan nükleer santrallarla ilgi-
li açıklamalanndan 'hicap1
duyduğunu
belirtip. *Se\^Başbakanımıandikka-
tini, sıyan bu kadar bozuk. >alnızca ku-
laktan dolma, uluorta sö>lenti\e da>alı
girdileıie konuşma vetkisini benimse-
vebilen da>Tanışlann me> dana getirebi-
leceği milü \<e vahim tehlikelere çekme
sorumluiugunu taşr\onım" dedi. Yar-
man, Bakan Gaydah'ya eleştirilerinı
şöyle sürdürdü:
" Dün>anın bicbir yerinde teknikola-
rak bu kadar kof bir dağarcıkla siyasi
riyetiııdedirr>
diye yanıtlıyordu. Baka-
nm, nükleer santrallann yapımıyla ilgi-
li verdiği bilgiler ise sıradan insanı bi-
le şaşırtacak düzeydeydı: "2020 yılına
kadar 10 tane nükleer santral Türki-
ye'de kurulmak mecburiyetindedir_ Bu
hesap da gösteriyor ki her iki yılda bir
nükleer santral mutlaka kurmalıyTz."
Oysa. güneşi bizden çok daha az gö-
ren Almanya bize nükleer santral sat-
maya kalkarken yatırımlarını güneş
enerjisine kaydınyordu. Baö'nın ileri tek-
nolojileriyle yapılan nükleer santrailar
8 yıldan önce bitirilememişti.
detneçverflmez. 2020yıtoıakadar10nük-
leersantral kurmaya mecburolduğumu-
zu sana kim söylüyor? İki yılda bir nük-
leersantral kurmamız gerektiği gibi bir
kkliayı Oerije sürüyorsun. Bunlann her-
birinin Keban barajı çapuıda olduğunu,
değerinin 3-5 milyar dolara geleceğini
kaNrayabiliyor musun? Bir nükleer sant-
ralın en erken 8 yılda bitirikbileceğini
biliyor musun?"
ÖDTÜ'den Prof. Dr. lnci Gökmen,
'çevre ülkelerde nasüsa santralvar' yak-
laşımının tehlikesıne dikkat çekerek "O
ülkelere bakıp santral kurmaya kalka-
cağımıza. o santrallann da kapanmasn
naönayakolmalıyiz. Nükleersantralla-
nn yanında plaj var diyorlar. Oysa o
plajlarda yaşayan insanlârda kanserva-
kalannın arrağına dair bilimsel rapor-
lar \ar. Fransa'da nükleer santral çev-
resüıde potasy um iyodür dağıüku. Çün-
kütiroidkanserineönlem ahyorlar. Biz-
de güneş de rüzgâr da var. Bizden daha
az güneş gören ve rüzgâr alan Avrupa
ülkeleri 2000'liyıDannenerji yabrunla-
nnı bu yöne kaydınyoriar" dedi.
Sihfke'dekı Arkadaş Çevre Gnıbu
da. nüldeer teknolojiyle uzaktan yakın-
dan ilgisi olmayanlann yıllar boyu hal-
kı aldatmayı sürdürdüğü vurgulandı.
Greenpeace Akdeniz Ofısi'nden Mel-
da Keskin ise tepkisini şöyle aktardı:
"Bu traji-komik iddialan bir yetkiü-
nin ağzından duymak üzüntü verkl Ba-
kanın, nükleer sanayünin düştüğü çık-
mazdan, 20 yıldır arbk tek bir reaktör
siparişi veriunediğuıden. reaktörterini
kapatma karan alan ülkelerden haber-
siz olduğu anlaşılıyor. 250 bin yüa va-
ran ölümcül etkOeri olan radyoaktif abk-
lann önemsiz olduğunu ancak nükleer
santral saticılan sövlevebilir."
tstanbul'da
yalnızca
belli
noktalardan
denize
girilebiliyor,
havuzların
çoğu sağlık
koşullarına
uygun değil
Denizdebitti, havuzda
SAADETUSLU
Istanbul'da denizlerin
kirlenmesiyle birlikte
ekonomik koşullan uy-
gun olanlann tercih et-
tiği havuzlar sınıfta kal-
dı. îstanbul Büyükşehir
Belediyesi Sağlık Daire
Başkanlığı'mn yaptığı
incelemelerde, havuzla-
nn büyük çoğunluğu-
nun sağlık koşullanna
uygun olmadığı ortaya
çıktı. tstanbul'da deni-
ze girilebilecek yerler
ise Adalar ve Büyük-
çekmece'den itibaren Si-
livri sahili olarak tespit
edildi.
Evsel atıklar ve kana-
lizasyonlann yanı sıra
uluslararası geçiş olma-
İstanbul'da sıcaklar erken bastınnca, yurttaşlar soluğu yine kryılarda aldı. KirHn'ğe
ve girilmez uy anlanna karşıa, yurttaşlar serinlemek için hemen hemen kentin her
yerinden denize girmekten kaçınmadılar. (Fotograf: MEHMET DEMİRKAYA)
sı nedeniyle kimyasal kirlilik de ya-
şayan denizler, yüzme açısından sa-
kıncalı görülürken birçok otelin ha-
vuzlanna rağbet artıyor. Istanbul Bü-
yükşehir Belediyesi Sağlık Müdürü
Dr. Ömer Faruk Aydın, havuzlarda-
ki sorunun kalifiye eleman sıkıntısı
ve sirkülasyon sorunundan yaşan-
dığını söyledi. Aydın. -KirnTiktama-
men kullanun hatasuıdan kaynak-
lanıyor. Bizim inceleme yapüğnnız
sırada uygun olan havuz bir gün son-
ra uygun olmayabilir. Çünkü sirkü-
lasyon olmaması. suyun zamanında
boşaltümaması, kişilerin kurallara
uymadan ha>ııza girmesi gibi neden-
lerle ha\ıız kirtenebilir" diye konuş-
ru.
'Bunlara dikkat edin!'
Ne kadar denetim yapılırsa yapıl-
sın, havuzlan kullananlann dikkat
ermemesi halinde sorunun yaşana-
cağını vurgulayan Dr. Aydın, insan-
lara havuz kültürünün öğretilmesi
gerektiğini söyledi. Aydın, kişilerin
dikkat etmesi gereken bazı noktala-
n şöyle sıraladı:
• Havnzdan yararlanan Idşi say>
sıönemlL45 metre kareye bir Idşidüş-
melL
• Su devridaimi kişi başına 30 lit-
re olmalı.
• Havuz yetkiliferine klor mikta-
n sorulmalı. Normal düzey 0.5
gram/litre'dir. Klonın fazla olması
durumunda gözterde yanma yaşa-
nır.
• Havuza girerken suyun kirlen-
memesi için duş alınmalı. Zaten ha-
vuzlann yanında sıcak su duşlan zo-
runludur. Çıktıktan sonra da kişi ken-
di sağlığı için duş almalı.
• Havuza girerken saça bone ta-
kılsa iyi olur.
• Ha\nzun yanında mümkün ol-
duğunda yiyecek içecek maddeleri
bulundurulmamalı.
• Büyük havuzunun 27, çocuk ha-
vuzunun 32 derece obnası uygundur.
Yaptıklan kontrollerde sağlık ko-
şullanna uygun olmayan havuzlan ka-
pattıklannı söyleyen Ömer Faruk
Aydın, sorunlann giderilmesinden
sonra yeniden açıldığını belirtti. Ay-
dın, ilk etapta kontrol ettikleri 19 ha-
vuzdan yalmzca 5 'inin uygun oldu-
ğunu söyledi.
Denizlerde durum
Dr. Aydm, denizlerin geçen yılla-
ra göre daha temiz olduğunu belirt-
ti. ISKİ'nin antmalannın biyolojik
temizliğin sağlanmasında çok fayda-
lı olduğunu belirten Aydın, büyük so-
run olan kimyasal kirlilik için ise
Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin or-
tak çözüm bulması gerektiğinin al-
tını çizdi. Istanbul'da, Adalar ve Bü-
yükçekmece'den itibaren Silivri sa-
hilinde denize girilebileceğini belir-
ten Ömer Faruk Aydın şöyle devam
etti: "Normalde denizler evsel ank-
lan yok eder. Ama Istanbul gibi bir
metropolde bu mümkün olamıyor.
Burada deniztüketid kültürünü ohış-
rurmahy ız. İnsanlar denizi rükeriyor,
kirletip gidiyor. Bunun yanlış oldu-
ğu anlanlmah. Çevreci örgütlerin ça-
bası çok önemlL Çevre için baskı ya-
panlar artnkça bilinç de artacaktır.''
İstanbul Lisesi etkinlikleri
'Düyun-u Umuıniye
biııası korunmah
9
e-posta : tan (a prizma. net. tr
İstanbul Haber Servisi -
Osmanlı Devleti'nin Genel
Borçlar tdaresi (Düyun-u
L'mumiye) olarak hizmet ve-
ren bugünİcü İstanbul binası-
nın tarihi ve mimari açıdan
çok önemli bir yapı olduğu
anımsatılarak genç kuşakla-
nn bu tür yapılann siyasal
anlamını iyi bilmeleri, mi-
mari açıdan da bilinçli ve
saygılı birduyarlılıklakoru-
malan gerektiği vurgulandı.
115. yaşını kutlayan İstan-
bul Lisesi'nin 8. Kültür Et-
kinlikleri Haftası kapsamın-
da düzenlenen "İstanbul Li-
sesi Bmasmın(Düyun-u Umu-
nüye) Mimarive TarihiOzel-
Bkİerir
konulu panelde konu-
şan İTÜ Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Afife Batur, Düyun-u
Umumiye'nin, 19. yüzyılın
ikinci yansında Osmanlı Im-
paratorluğu'nun dış borçla-
nnı ödemesini sisteme bağ-
lamak amacıyla kurulan eko-
nomik ve siyasal bir örgütlen-
me olduğunu söyledi. Batur
"1855'teahnanükdışkredi-
nin geriödenmesi için 1881 \k
Düyun-u l mumiye kuruldu
veOsmanh'nın gelir kaynak-
lannı denetiemeye. aln ana
gelir kaynağun gidip yerinde
almaya başladL Osmanlı ma-
Byesinin yerine geçerek ala-
cağma karşıhk vergiyi kendi-
si almaya başladı" dedi.
Batur, yapının miman
Aleksandr Valory'nin Pera
Palas Oteli de dkhil olmak
üzere pek çok önemli esere
imza attığını ve tüm çalış-
malannı Istanbul'da yaptığı-
nı kaydetti. Mimar-yazar
Cengiz Bektaş da, "Böyleya-
püan say gıy la konımak çok
önemlL O günün Düyun-u
l'mumiye'si bugün belki de
L\IFdir.Sizkendi ülkenizesa-
hip çıkmazsanız,yann başka-
sı gdir oturur" diye konuş-
tu.
SoKAK ÇOCUKLARIİÇİN YURTTAŞLARA ÇAĞR1
'Onları topluma kazandırahm
9
AVTOJT KÜÇÜKKAYA
Onlar sokağı "mesken"
tuttular. Sevgisizlık, ihmal.
ekonomik sorunlar, parça-
lanmış aileler, kırsal ke-
simlerden kentlere göç, ai-
le içi cinsel tacizler, teca-
NÜzlerve şiddet gözlerimi-
zin önünde onlara bir ad
taktı: "Sokak çocuklan.-
Bilinen tek şey sokaklann
"çatKi"nın olmadığı.
istanbul'daki sokak ço-
cuklannın sayısı bilinme-
mekle birlikte bu sayının 7
bin ile 10 bin arasında olduğu tahmin
ediliyor. Sokak çocuklannı topluma
yeniden kazandırmak ve geleceklerini
güvence altına almak amacıyla geçti-
ğimiz yıl tstanbul Valiliği, Kadıköy
Belediyesi, Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurum Genel Müdürlüğü.
Sokak Çocuklan Gönüllüleri Derne-
İstanbul'da yaklaşık 10 bin sokak çocuğu yaşıyor.
ği. Çocuklan lstısmardan Koruma \e
Rehabilitasyon Demeği, Çağdaş Ya-
şamı Destekleme Derneği ve İstanbul
Barosu Çocuk Haklan Komisyonu'nun
bir araya gelerek Sokak Çocuklan Re-
habilitasyon Derneğı'ni kurdular. Ka-
dıköy Yeldeğirmeni'ndekı derneğin
başkanı ve Kadıköy Belediyesi Sağlık
tşleri Müdürü Dr. Fatih Togay, şu an-
da 50 sokak çocuğunu bann-
dırdıklannı belirterek "Onla-
ra iş ve meslek edinebiuneieri
içinörnegmtşatüJytteri kurmak
gibi olanaklar yaratmak isti-
yoruz" dedi.
"Çocuklar bizim yannlan-
mız" sloganıyla "Sokak ço-
cuklannı topluma yeniden ka-
zandırmak için el eleverip hep
birlikte çalışalım" dıyen To-
gay, derneğin hedefinin, so-
kak çocuklan sorununa duyar-
h ve bu konuda çalışma yap-
mak isteyen bütün gönüllüle-
ri aynı çatı altında toplamak olduğunu
da vurguladı. Evet, onlar bizim çocuk-
lanmız... Biraz sevgi, biraz zaman ve
biraz maddi destekle "gülmeyi unutan
bir> ÜZEgülmeyi sevmeyi unutan birkal-
be sevmeyi yannJanndan umuduohna-
yan minkik kalplere yannlanna umut-
la bakmayi" sağlamak da hıç kuşku
yok yine bizlerin elinde.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
'Umutsuzluğun' ve 'Çıkmaz'ın Çocuklan
r"Terör, 'küçükburjuva'run büyüklükhevesi'dir.
l I Bakunin'i bile dehşete düşüren, Sergey Ne-
çayef, alt tarafı bir küçük burjuva aydını, Dosto-
yevskiy>,'Ec/nn//er'de, onu ve 'hareketini' ne de
acımasız irdelemiştir! (Bkz. 'Hangi Edebiyat', s.
69/99). 68 Hareketi'nde, başlangıç, yine küçük
burjuva aydınındadır; ama arkası, sanayileşmesi
geri bıraktınlmış azgelişmiş ülkede, bir türlü işçi-
leşemeyen -yani 'lümpen' kalan-, göç kırsalıyla
gelir
'Şiddethareketleh'nöe, küçük burjuva için, Ma-
righella; kırsal lümpen için, Che ve Ghiap önem-
lidir; ilki şehir 'geriltası'rv, ikinciler kırsal 'gerilla'y\
işlemiş ve önermiştir; öncekiler, nerede denedi-
lerse, orada yenildiler; ikinciler, ancak saldırgan
emperyalizme karşı 'mazlum' bir kurtuluş sava-
şını, 'demokratik' ya da 'sosyalist' bir 'deyrim'le
birteştirebildilerse, kazandılar. Ama bilanço, ne-
resinden bakılsa, oJumsuzdur; çünkü, eğer amaç
sosyalizm ise, o 'işçisınıfı'nm işiydi; ilginçolan odur
ki, 68 hareketlerinde, o yoktu..
Üniversite kampüsünde, ya da gecekondu va-
roşlannda, kalaşnikovla devrim şiiri yazmaya kal-
kışmış olanların, özeleştirisi, o yüzden, hem ibret
vericidir, hem de öğretici...)
Debray'den üç önemli ders!..
S
kağrışım/2-"...CheGuevara, Bolivya'da^a-
' yatına mal olan gerilla deneyinde, halkın des-
ini sağlayamaz. Harekâta karışmış, bu yüz-
den, epeyce de hapis yatmış olan Regis Deb-
ray, Türkçeye de çevrilmiş 'Che'nin Gerillası' ad-
lı ilginç eserinde, hiç unutmadığım şu sözleriyaz-
mıştır "...özet olarak, gerilla, halkın içinde var
olan dayanışma potansiyelinin, yüzde birini
bile seferber etme ve ondan yararlanma ola-
nağını bulamamtştr." Dilimıze çevnlmemiş iki cilt-
lik o önemli 'Silahlann Eleştirisi' adlı yapıtında ise,
Latin Amerika'daki kır ve şehir gerillası olaylan-
nı, birer birer ele alıp eleştirir; başansızlık neden-
lerini, diyalektik olarak sergiler.
Regis Debray'y' anışım boşuna mı? Geçenler-
de Che'nin ölüm yıldönümü için yazdığı bir yazı-
da, hâlâ sürüp giden 'şiddet hareketlerini' ele
alıp, geçmiş olaylardan üç önemli ders çıkarmış-
tı:
"a. Hem siyasal hem silahsal taktik olarak ta-
sartanan gerilla yuvası taktiği (bizde yaygın deyi-
miyle loko'culuk) umulan sonuçları vermemiştir.
Tarihin yavaşlığı, toplumlann çekim gücü (pesan-
teur), kestirmeden başkaldırmaatılımını kınyor'...
b. Buna karşıhk, Che'nin Cezayir'de 1965'de
açıkladığı 'Üçüncü Dünya'nın birleştirilmesi', üç
krt'anın dayanışması, yöresel çatışmalannyaygın-
laştmlması stratejisi, hissedilirşekilde gerçekleş-
mektedir.
c. Che, 'Şimdi bizi ilgilendiren insandır' demiş-
ti. O üretim rakamlannın yükselişini, kendi başı-
na bir amaç saymayan, ilk endüstri bakanı ol-
muştu. Insancılığı gittikçe yaygınlaşıyor. Son yı-
lın en egemen olayı, öncülük hareketlerinin, -halk
ve işçi sınıfı adına ortalığı karıştıranlann eleştin-
sidir."
Debray'nin ulaştığı bu sonuçlan bilmek, birba-
kıma, Avrupa'da 1960 sonrası şiddet hareketle-
rine bizzat kanşmış olanlann bile, neden dolayı şim-
di bu hareketleri sürdürenleri kınadıklannı, anla-
mamıza yardımcı olur belki.
Çünkü kınıyorlar, hem de fena halde!..
'Kitle hareketleriyte, siyasal
mücadele...'
"...Fransa'da Liberationd/yeö/rgazefeç/Aa^ 'aşı-
rı solcular';n gazetesi denebilecekbir yayın orga-
nı, yönetıcisı, eski proleter devhmcilerden Ser-
ge July! Schlayer olayından sonra, -düşünebi-
lirmisiniz- bu gazeteyi 'şiddet' yanlısı olan birka-
labalık basıyor, saatlerce işgal altında tutuyor.
Duvarlanna, 'July, senin de sıran gelecek!' diye
yazıyortar. Olaydan sonra, July'n/n dediklerinden
bir bölüm, beni çarptı; kimbilir belki, konuştu-
ğum bazı 'hızlı' gençlerde, onun rastladığına ben-
zer bir katılığa, bir dar kafalılığa, bir anlayış nok-
sanına rastladığımdan!.. July şöyle demiş:
"...onlarla tartışmalanmda en çok dikkati-
me çarpan, goşizmlerinin o gerici yanı ki, aşı-
rılığında, tiksindiğim ne varsa, hepsini içeri-
yor. Küçümseyici olmak istemiyorum, onlan
yadsımak niyetinde de değilim. Çünkü var ol-
dukları meydanda;fakatdüşünceleri, diyelim
ki, yoksuldur, fosilleşmiştir, hareket halinde de-
ğildir..."
Bir başkası, 1960 yıllarının ünlü 'kızıl Rudy'si,
Juh/'den daha kesin konuşuyor. Ne konuşması,
yargılayıp sonuçlara varıyor. Son tedhiş hareket-
lerine ilişkin düşüncelerinden bazılan şunlar:
"...terorizm büyük bir cinayettir. Sosyalist
ahlâka aykındır. Tophjmda, evet sosyalizme kar-
şı koyan güçler vardır; bunlara karşı kitle ha-
reketterini yaygırriaştrarak siyasal araçlaria mü-
cadele vermek gerekir. imkânsıza sürüklene-
rek değil! Zira bu, devrimci geleneğin yadsın-
masıdır. Aynı zamanda da karşı/devrimci bir
tepkidir. Biz kapitalist rejimin despotluğunun
yerine terorizmi, ya da başka bir despotluk bi-
çimini geçirmek istemiyoruz. Kişilerin öldürül-
mesinin hiçbir anlamı yoktur. Bireysel terorizm
biçim mücadelesi açısından hiçbir anlam ta-
şımaz, onun yadsınmasıdır..."
Rudy Dutschke terorizme yatan çocuklan bir
de tanımlamış ki. doğrusu çok etkileyici. '...onlar
savaş kuşağının, kanşık zamanlann, umut-
suzluğun ve çıkmazın çocuklarıdır. Ne bir ge-
lenekleri vardır, ne geçmişle bir bağlan!'..."
Endüstri toplumu 'tıkanınca'...
"...Sanınm burada, kapitalist endüstri toplumla-
nnın, yeni kuşaklara, yeniyaşama sevinci ve mut-
luluk veremeyip, tıkanması olayına vanlıyor. Artık
bilmeyen kaldı mı, Amerika dahil, Sistem'in bü-
tün gelişmiş ülkelerinde, büyük bir aydın işsizliği
ortalığı kasıp kavurmaktadır, bir.' Yetişmekte olan-
lar, anababalannın yaşantılanna bakıp, hiç de
özenecek bir taraf bulamamaktadır, ikl'.. Yılllar-
ca eğitim ve öğretim gördükten sonra, acımasız
bir endüstri toplumunun herhangi bir çarkı hali-
ne gelmek, onlan kesin bir umutsuzluğa itmek-
tedir, üç! Yığınsal devrimci örgütlerin, onlann ön-
cülük ettiği modellerin, benzer bir yaşama biçi-
mini öngörmesi, umutsuzluklannı başkaldırıya
çevirmektedir, dört'
İyiama, terorizm'te biryere varmakolası mıdır?..'
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.eida.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm