Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 1999 SALI
DIZIYAZI
İU Hukuk
Fakültesi
119 yaşında
• İstanbul Haber Servisi -
tsıanbul Ünıversitesı Hukuk
Fakültesi'nın 119'uncu
kuruluş yıldönümü
kutlamyor. 17Haziran 1999
tarıhınde saal 13.00'te
başlayacak yıldönümü
etkınlıklennın açılış
töreninde tstanbul
Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Kemal Alemdaroğlu.
Hukuk Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Aysel Çelikel,
Yargıtav Başkanı Mehmet
Uygun ve fakültenın eski
mezunlanndan Gaziantep
Büyükşehir Belediye
Başkanı Celal Doğan
konuşmacı olarak katılırken.
törende 50 yıhnı doldurmuş
öğretım üyelerine plaket,
başanlı olanlara da ödül
verilecek. tstanbul
L niversıtesı Merkez
Bması'nda düzenlenecek
törenin ardından havuzlu
bahçede düzenlenen
koktev lde müzık dınletısi de
sunulacak
Kaybedilen
işgünlepi
• ANKARA (AA) - Türkiye
Işveren Sendıkalan
Konfederasvonu (TİSK)
tarafmdan yapılan
araştırmaya göre, Türk
ınsanı üç gün çalışıp 1 gün
dinleniyor. TlSK"ten yapılan
yazılı açıklamava göre.
Türkiye. ulusal bayram ve
genel tatıl günlerinin
uzunluğu bakımından
••çoğunluğu gelişmiş 36 ülke
arasında 2 sırada yer alıyor.
Açıklamada. Türkıye'de
resmi \e dinı bayramlarda
tatıl sürelerinin
uzatılmasının önemlı ış günü
kaybına neden olduğu
belirtıldi.
TÜMÖD olağan
kurultayı
• Haber Merkezi - Gazi
Cnıversıtesi Tıp Fakültesi
Öğretım Üyesı Prof. Dr.
Tahir Hatiboğlu. yenıden
Tüm Ögretirn Üyeleri
Derneği (TÜMOD) Genel
Başkanlığı'na getirildi.
TÜMÖD'den yapılan yazılı
açıklamada, derneğin 6.
olağan kurultayında genel
başkan yardımcılığına Prof.
Dr. A.tılla Bozkurt ve Prof.
Dr. Kaptan Kaptangil,
savmanlığa Öğr. Gör. Suay
Karaman. üyelıklere de Prof.
Dr. Ayhan Özkul ve Prof. Dr.
llhan Tomanbay getirildiler.
İnsan hakları
semineri
• MERSLN (Cumhuriyet) -
Içişleri Bakanlığı Eğitim
Daıresi Başkanhgi'nca
düzenlenen ınsan haklan
konulu semınerde "'Dünyada
\e Türkiye"de İnsan Haklan
\ e Ihlaller" konusundakı
çalışmasını sunan Ankara
Üniversitesi Hukuk Fakültesi
. öğretim görevlisı Prof. Dr.
Anıl Çeçen, insan haklan
sorununun devlet dışı
kuruluşlar tarafmdan ele
alınmasının yanlış oldugunu
savundu. Bazı devlet
düşmanlannın insan haklan
derneklen kısvesi altında
ortaya çıktıklannı öne süren
.Çeçen, "'Gelişmişülkeler
ekonomık çıkarlan içın
faşist diktatörleri
destekliyorlar" dedı
Emekli ödemeleri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sosval Sigortalar
Kurumu Genel Müdürlüğü
(SSK). -emekli. dulve
vetirrT aylıklannın ödeme
pjogrammı açıkladı.
Odemeler 18-23 Haziran
tarihlennden başlayarak,
tahsis numaralannın son
rakamlanna göre yapılacak.
SSK'den yapılan açıklamaya
göre. tahsis numaralannın
son rakamlan 9, 7 ve 5
olanlar 18 Haziran Cuma
gününden. 3 ve 1 olanlar 21
Haziran Pazartesı gününden,
8. 6 \e 4 olanlar 22 Haziran
Salı gününden, 2 ve 0
olanlar 23 Haziran
Çarşamba gününden
başlayarak aylıklannı
alabılecekier.
Akîfe dava
• ANKARA (AA) - Ankara
Cumhurivet Başsavcılığı.
yayımladığı bir kaberde,
cezae\ ınde bulunan eski
Istanbul Büyükşehır
Belediye Başkanı Recep
Tay\ıp Erdoğan hakkındaki
mahkûmıyet karannı onayan
Yargıtay 8. Daıresi Başkanı
ve 3 üyesine hakaret ettikleri
gerekçesıyle, Akit gazetesi
yazan Ali Ihsan
Karahasanoğlu ve gazetenın
sommlu Yazıışlerı Müdürü
Murat Balıbey hakkmda 3'er
yıla kadar hapis istemıyle
dava açtı.
Tele-kulak
her yer de
ENİS COŞKUN
reknolojinin gelişmesi durdurula-
bilir mi? Kuşkusuz hayır. Nite-
kim her geçen gün yeni ürünler
ortaya çıkmaktadır. Peki o za-
man şu soruyu soralım: Insanlık
bu teknolojınin sağladığı olanaklann vahşı sal-
dınlanna esir mi olacak? Demokratik ülkeler-
de bu soruya verilen yanıt; şairin bir başka
bağlamda söylediği gibi. "MeseJeesir diişmek-
te değiL, teslim otmamakta_"dır. Böylece, ge-
lişen gizli dınleme teknolojisi ve uygulamala-
n karşısında, ona koşut olarak büyük bir dire-
niş başlamıştır. Insanlıkayaklanıyor... Hemen
dünyamn tüm ülkeljrinde ve de uluslararası ku-
ruluşlarda gizli dinlemeye karşı yoğun ve her
geçen gün artan bir ağırlıkta gelişiyor bu ayak-
lanma...
Raporlar verilmekte, yasa çahşmalan ya-
pılmakta, yazılaryazılmaktadır. Mahkemeler-
de yargıçlar kararlar almaktadırlar. tnsanlık
karşı karşıya geldiğı bu saldınlar karşısında mah-
keme kürsülerinin siyanetine sığınmıştır. Or-
taçağın şövalyelerinın yerini günümüzde yar-
gıçlaralmıştır. Direnmenin lokomotifliğini on-
lar üstlenmjşlerdir. Insanhğın temel hak ve öz-
gürlükleri. kişilik haklan, özel yaşamlannın say-
gı görmesinde yargıçlann katkılan büyüktür.
Ustelik Ankara"da ortaya çıkanlan son telefon
skandalı (04 Haziran 1999, Hürriyet gazetesi),
Yüksek Yargıtay'm üç değerli üyesi, Yargıç
Yusuf Kenan Doğan, Muhirtin Mıçak ve Ah-
met Köksal' ın da telefonlan hukuka aykın ola-
rak dınleme kapsamına almmıştır.
Başından beri iki tez çarpışmaktadır: Birin-
cisı, teknolojinin ürünlerinden yararlanma,
ıkincisi ise, hukukun üstünlüğûnü egemen kıl-
ma. temel hak ve özgürlükleri koruma; haber-
leşme gizliliğini güvenceye alma, özel yaşa-
ma saygıyı sağlama, kişilik haklannın saldın-
lardan uzak tutulmasıdır. Bu çatışmada bir uz-
laşmayı elde etmek için, uluslararası belgeler-
de. anayasalar ve yasalarda dûzenlemeler ya-
pılmıştır. Konu Birleşmiş Milletler bünyesin-
de ele alınmış. çeşitlı konferanslarda tartışıl-
mış. raporlar düzenlenmiştir. Avrupa Konse-
yi 'nde ve Adalet Bakanlan düzeyinde işlenmiş.
ahnması gerekli önlemler görüşülüp saptanmış-
tır. Çeşitli uygulamalar nedeniyle konu, İnsan
Haklan Avrupa Mahkemesine de yansımış ve
zenginbiryargıdağarcığı (jurisprudence)doğ-
masına olanak saglamıştır.
Böylece bugün gelinen aşamada, hukuka
aykın gizli dinlemeyi mahkûm eden, vahşi
dinlemeye karşı önlemler ve yaptınmlar içe-
ren bir gizli dirüeme hukuku oluşmuş bulun-
maktadır. Bu hukuka uygun olarak, devletier,
giıli'dintemenrn harngi hallerde ve nasıl yapı-
lırsa hukuka uygun sayılacağinı gösteren ku-
rallan içeren düzenlemeleri, usul yasalanna
koymuşlardır. Ceza yasalannda, hukuka aykı-
n olarak yapılacak gizli dinlemelere karşı ce-
zai yaptınmlar, medeni yasalarda ıhlallerin do-
ğuracaği manevi zararlara karşı medeni yap-
tınmlar, tazminatlar. öngörmüşlerdir.
Teknolojinin dev adımlarla ilerleyişinin ya-
rattığı dengesizliği ortadan kaldırmaya yöne-
lık bu girişimler, sevınçle karşılanacak bir ge-
lişmedir; insanı teknolojiye teslim olmaktan,
tüm değerlerini yitirmekten kurtaracak, gele-
ceğe daha bir umutla ve güvenle bakmasını sağ-
layacak adımlardır, bunlar. Bu atılan adımlar
insanlığa umut vermektedır. tnsanlık, şimdi
daha bir gönül rahatlığıyla. Onvefl'in mesajı-
nı almış olarak, gelecek insanı köleleştiren bir
kaos olmayacaktır diyebilmektedir. Ve buyön-
de adımlar atılmaktadır.
Karşılaştırmalı hukukta
Fransa örneği...
Fransa. Yargıtay'm gizli dinlemeye yönelik
aynntılı içtihatlanna karşın, tnsan Haklan Av-
rupa Mahkemesi'nin, hakkında verdiği karar-
lar doğrultusunda Ceza Yargılama Usul Yasa-
sı'ndakapsamlıbirdeğişiklikyapmıştır. 1991
yılında gerçekleştirilen ve takip eden yıllarda
geliştirilen bu değişikliğe göre; gizli dinleme-
ye ancak, asliye ve ağır ceza mahkemelerinin
görev alanlanna giren. 2 yıl veya daha fazla
hapis cezasını gerekriren suçlarda izin verilmek-
tedir. Dinlemede izlenecek usul ise, yasanın
100'ncü maddesine getirilen 7 bentte aynntı-
lı olarak gösterilmiştir. En başta dinleme, bir
yargıç karanna dayanacaktır. Ama uygulama-
sı, karan veren yargıcın denetim ve gözetimi
altında yapılacaktır. Karar yazılı olacaktır. Ki-
şinin kimlerle yapacağı konuşmalann dinlene-
ceği de belirtilecektir. Dinleme karan 4 ay için
verilecektir. Başlangıçtaki gereksinme koşul-
lannın devam etmesi halinde uzatılabilecektir.
Karann uygulamasında adli polis yetkilisi an-
cak devlet memurlanndan yardım alabilecek,
Hukukun çabası: Kurunun
yaş yanmasın
Avrupa Konseyi'ne
verilen rapotiarda
neler denüiyordu
30 Eylül 1970 tarihinde, Avrupa
Konseyi tarafmdan düzenlenen
bir kollokyumda konu enine
boyuna tartışıldı. 3 Ekim günü
sona eren bu kollokyuma sunulan
tebliğler, tnsan Haklan
Mahkemesi'nin kararianna
düşünsel temel oluşturmuştur.
Juvigny raponındald görüşler:
(Özet) Kışinin özel ve aıle
yaşamına, konutuna ve
naberleşmesine saygı, İnsan
Haklan Evrensel Bildirgesi'nde,
Bildirgenın ilanından yaklaşık
olarak yırmi yü sonra, Birleşmiş
Milletler tarafmdan kabul edılmiş.
Medeni ve Siyasal Haklar
Antlaşmasrnda, İnsan Haklan
Avrupa Sözleşmesi'nde ve Baü
Avrupa dışmda dünyanın öteki
bolgelerindeki bölgesel İnsan
Haklan Sözleşmelerinde hemen
hemen birbirine benzer terimlerle
yer almıştır.
Şimdiki durumda,
bağımsızlıklannı yeni elde etmiş
bazı devletier, Özel yaşama
saygıya sınırb bir önem
vermektedirler. (...) Ve, yüzyıllar
önce özel yaşamm tanınmasına
karşı çıkan eücenler, yeni biçimler
altında büyûk bir önem
kazanmaktadır.
BilimseL endüstriyel ve ekonomik
alanda gelişmiş devletlerde de
birçok bûrokrat ve teknokrat
totaliter ya da pederşahi devlet
ka\Tamının bireyin özel
yaşamına. aileye, mektupİaşrnaya
ve daha genel olarak
haberleşmelere saygıyı dışanda
bıraktığını ya da en azından geniş
devlet denetimlerine izin
verdığini düşünmektedirler.
Ama Batı demokrasilerinde,
"getenekler*' hukuk üzerinde ve
özellikle uygulamalarda
ağırlıklannı göstermektedirler. Bu
demokrasilerde hukuk egemenliği
yavaş yavaş yerleşse bile, az ya da
çok yasanın kıyısmda yerleşmiş
belirli bir polis iktidan anlayışı
gücünü sürdürmektedir.
Dün olduğu gibi bugün de, özel
yaşam ile devlet arasmda bir sınır
çizilmeli, ister devletten. ister
kişilerden gelebilecek her türlü
saldınya karşı koruyucu
güvenceler yerleştirilmelidir.
Çeşitli çağdaş kayıt tekniklcrinın
belirgin özelliği, gizlüiktir.
Kamu yönetimleri tarafmdan bu
olanaklann kulianılması çok
sayıda hukuki sorun
yaratmaktadır. Tehlike bu
yöntemlerin devlet tarafmdan
kullanılmasmda ortaya çıkar ve
her demokratik toplumun
işleyişinı etkileyecek biçimde
baskı ve şantaj silahı olarak
kullamlır.
Ancak tehlike yalnızca devletten
gelmemektedir. Bu dinleme ve
kayıt organlannın
popülerleştirilmesi, özel casusluk
olaylanna yol açabilecektir.
Kamu dûzeni gerekleri ne olursa
olsun, yönetimler, gerçek bir
beyaza imza yetkisini
kullanamazlar. Mahkemeler,
anayasa ve hukukun genel
ilkelerine dayanarak, bu yolla
hazırlanmış dava dosyalannı
kabul etmemelidirler.
Daniel Becour'un raporu: (Özet)
Tarih boyunca özel yaşamın
korunması, toplumlarla bireyler
arasında ve her bireyle iktidarlar
arasındaki ilişkilerde bir denge
sağlamak amacıyla oluşturulan
kurumlar arasında yer alır. Eğer
özel yaşamı koruyan engellerin
gerçekten aşılması olanaksız ise,
bu koruma gereksinmesının
sebebi nedir? 01gu şu ki, modem
tekniklerin bu engelleri aşabildigi
noktaya ulaştık ve meşru merak
ile ticarileşmiş tecessüs ya da
ihtıyari soruşturma arasındaki
sınır yetersiz ve kötü tanımlanmış
olarak ortaya çıkmaktadır.
Bundan dolayı da doğal bir
korunmayı saglayacak önlemlere
gerek duyulmaktadır.
Modern tekniklerin
kullanılmasının ticarileşmesi
gittikçe daha az vakit alıyor ve
dolayısıyla daha çabuk
yaygınlaşıyor. Film çekmenin
normal bir insan tarafmdan sık sık
yapılan bir işlem halme gelmesi
50 yıl, ama ses kayıtlannın aynı
yönde gelişmesi 20 yıl sürdü.
Görüntünün ve sesin kaydının
yaygınlaşması için 20 yıldan da
az bir zaman yeterü olacaktır.
Istihbarat kuruluşlan gittikçe
daha modern bılgi edinme
tekniklerini geliştirmekte yan§
içindedirleT. Bu teknikler giderek
polis arasmda da yaygmlaşmıştır.
Günün dünyasına ayak
uyduramamış yargılama usulleri,
artan bk hızla, doğruluklanm
kontrol edemedikleri polis
bulgulan ile sınırlanmaktadırlar.
sivil kişi ve şirketlerden yararlanamayacaktır.
Her dinleme bir rutanaga bağlanacak; dinleme-
nin yapıldığı tarih. başlama ve bitiş saatleri tu-
tanağa işlenecektir. Konuşma bantlan, bu tu-
tanakla birlikte mühürlenerek saklanacaktır.
Bant çözümlen, tutanağa bağlanarak dosyaya
konulacaktır. Dava zamanaşımı içinde kulla-
nılmayan bantlar imha edilecektir.Bu işlem de
bir tutanakla saptanacaktır. Avukatlann ev ve
işyerleri baro başkanına önceden bilgi verilme-
den, yargıç karanyla bile dinlenemeyecektir.
Buna rağmen bir gizli dinleme yapılmış, ko-
nuşmalar çözümlenmişse davada delil olarak
kul1anı 1amayacaktır.
Avrupa Adalet Bakanlan
Konferansı'nda alınan karar
26-28 Mayıs 1970 tarihinde Avrupa Adalet
Bakanlan, 6'ncı konferanslannı yapmışlardır.
Bu konferansa. konferans sonunda alınan ka-
rara. Türkiye Cumhuriyet'nin Adalet Bakanı
da katılmıştır. Konferans sonunda alınan ka-
rarlar arasında gizli dinlemeye ilişkin şu dü-
şünceler dile getirilmiştir: "Dmi ve teknolojik
gelişmenin sonucu olan ö\1e yeni cihazlar ya-
pdmışör ki, bunlann kulianılması özel havata
saygı hakkını. şimdiye kadarrasrJanma>anbir
derecedetehcütetmektedir. Buyenidurumu kar-
şıiamak ve ister devletten, ister Idşilerden gel-
siıu özel hayata scmalan önlemek üzere, me-
deni hukuk veceza hukuku sahasında yeni ka-
nunlara ihtiyaç vardır. Bu problem bütün Av-
rupa devterJerinde kendini gösterdiği için mil-
letler arası bir işbiriiğine de gidilmelidir.
İnsan Haklan Avrupa
Mahkemesl ne dlyor?
Mahkemenin ilk karan 5029/71 sayılı, Al-
manya'ya karşı bir savcı ve üç avukat tarafin-
dan yapılan başvuru ile ilgilidir.
Bukaranndamahkeme, Almanya'da gizli din-
lemeyle ilgili yasal düzenleme bulunduğunu
göz önüne alarak şu karan venmiştir:
".„ Her halde gizli telefon dinlemeferi de-
mokratik bir toplumda özel yaşamın ihlalidir.
Ancak yasa> la öngörülmüş olmak ve ulusal gü-
venMk için gizli dinlemeler kabul edilebilir. De-
mokratik toplumun savunulması kişi özel ya-
şamnla çebşmez.
„. Yasal düzenleme olması koşulu>1a: günü-
müzde casusluk ve terorizm tarafmdan tehdit
edilen demokratik toplumlar, bu tehditleri et-
kiü bicunde bertaraf etmekiçin topraklan üze-
rindeki yasadışı unsurlan takip etmek hakkı-
na sahiptirler. Kabul edilmelidir ki. olagandışı
bir durum halinde demokratik toplumda ulu-
sal güvenHk ve kamu düzenini koUamakve suç-
lan önlemekamaayla telefonlar dinlenebflir. Şu
kadar ki, bu yasadışı saldınlar gerçek ohnah-
dır. Demokrasiyi korumak amacı altında onu
yıkmaya varacak hukuk dışı uygulamalann
kabul edikmey eceği devurgulanmalıdır, kötû-
ye kullanıma olanak verilmemelidir."
Mahkeme, ikinci karannı, Büyük Britanya
Krallığı'na karşı açılmış bir dava nedeniyle
vermiştir. Bu karannda Mahkeme, "_Telefon
dinkmelerinin kamunun bilgisi dışında yürü-
tülmesini dûzeoleyen yasanın hukuka aykın
sayılacağuu; o nedenle de, ne kadar haklı ohır-
sa olsun dinlemenin boyutlannı ve biçimini ye-
terti biraçıkhkla tanımlamasırunzorunluğunaJ'
işaret etmiştır. Mahkeme\e göre bu zorunlu-
ğun amacı; "kişinin keyfi uygulamalara karşı
asgari bir güvenceye kavTişrurulmasıdır" ve
her devletin, demokratik bir toplumda huku-
kun insanlara tanımakla yükümlü olduğu as-
gari korumayı yerine getırmesi gerekir.
Mahkeme ilginç bir saptama daha yapmış
ve bir kişinin dinlenmesi sırasında onun görüş-
tüğü üçüncü kişilerin telefon numaralannın, ü-
gililerinin bilgisi dışında polise verilmiş ol-
masının, sözleşme^in 8 nci maddesine aykın
düşeceğini söylemiştir. Mahkeme, Fransa'ya
karşı aldığı Huvingve Kruslin davalannda da
yasalarda açık düzenleme olmamasının, ldşj öz-
gürlükleri açısından taşıdığı tehdidi tekrarla-
yarak, Yargıtay içtihatlanyla bile konulacak
kurallann yeterli olmayacağını, mutlak olarak
yasal düzenleme yapılması gerektiğini karara
bağlamıştır. Mahkeme 15 Haziran 1992tarih-
li, Tsviçre'ye karşı Bay Lödi tarafmdan açılan
bir başka davada da, demokratik bir toplumda
olması gerekli yasal düzenlemenin bulunup
bulunmadığını aradığını. karanmn gerekçesin-
de yinelemiştir.
SÜRECEK
SIFIRNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oralcalislarfaturk.net
Ohh! Nihayet hepimizi rahatlatacak bir
sonuca ulaştık. "Kürt sorunu yok" diyen-
leri bile geride bırakacak, daha önemli ve
ileri bir adım attık. Artık Kürtler yok. Ne-
reden çıkardın bunu demeyin, dayanak-
larım çok kuvvetli. Abdulhaluk Mehmet
Çay'ı tanır mısınız? Ben de cumartesi ge-
cesine kadar tanımıyordum.
Abdulhaluk Bey profesör. Bir tarih araş-
tırmacısı. Hacettepe Üniversitesi Atatürk
Inkılaplan Kürsüsü'nde öğretim üyesı iken
MHP listesinden milletvekili adayı oldu. Ço-
rum'dan milletvekili seçıldi. Ecevit hükü-
metinde de Devlet Bakanı.
Abdulhaluk Mehmet Bey, uzun çalış-
malannın sonunda ortaya çıkardığı gerçe-
ği açıkladı: Kürtler artık yok. Hulki Cevi-
zoğlu'nun programında bunu bütün ay-
rıntılarıyla kanıtladı. Karşısındaki Abdül
Melik Fırat boşuna dil döküyordu: "Efen-
dim nasıl Kürt olmaz. Ben Kürdüm. Be-
nim dedem Şeyh Said, Kürt isyanı çıkar-
dığı gerekçesıyle asıldı. Nasıl böyle bir
şeyi iddia edebilirsiniz? Milyonlarca in-
san Kürtçe konuşuyor, binlerce yıldır bu
topraklarda yaşıyor. Siz bu kadar büyük
bir kitleyi nasıl yok sayarsınız?"
Abdulhaluk Mehmet Bey kararlıydı ve
taviz vermeye niyeti yoktu. O çok sayıda
kitabı taramış ve Kürtlerin olmadığını sap-
tamıştı. Ortaya koyduğu alıntılaria Melik Fı-
rat'ın sözlerini boşa çıkarıyordu. Araya
Hulki Cevizoğlu girdi. Abdulhaluk Bey'in
Kürtlerin nüfusu üzerine söyledigi sözleri
hatırlattı. Abdulhaluk Bey, Kürtlerin iddia
edildiği gibi 20 milyon olmadığını, 9 mil-
yon olduğu söyleyince, Cevizoğlu, "Ab-
dulhaluk Bey hani yok diyordunuz, şimdi
de 9 milyon oldugunu söylüyorsunuz" di-
yerek Sayın Bakammızı oyuna getirmeye
çalıştıysa da Bakanımız yolundan dön-
medi ve "bilimser olarak Kürtlerin olma-
dığını bir kez daha kanıtladı.
Meğerse Kürtler Yokmuş
Ben Abdulhaluk Bey'den daha ileri şey-
ler de bekledim. ömeğin şu ünlü "kart, kurt"
teorisini Melik Fırat'a anlatıp ikna edebi-
lirdi. Biliyorsunuz, yıllarca bilim insanları-
mız, Kürtlerin bir Türk boyu olduğunu on-
lara anlatabilmek için didinip durdular.
Kürtlerin, dağa çıkmış bir Türk boyu oldu-
ğunu "bilimsel vehlere" göre anlatmaya
çalıştılar. Kürtler, dağa çıkmış Türklerdi.
Dağlarda çok kar olduğu için, dağdaki
Türkler, yürürken bastıklan yerferde "kart,
kurt" diye sesler çıkanyorlardı. Işte bu ne-
denle dağdaki Türklere Kürt dendi. Abdul-
haluk Bey'den bu gerçeği de dile getımne-
sini özellikle bekledim. Keşke anlatsaydı.
Abdulhaluk Bey, konuşmasında bir ger-
çeğin dahaaltını çizdi. Kendisi Ismail Be-
şikçi ile aynı ilçedenmiş. Abdulhaluk Bey;
"Hemşehrim Ismail Beşikçi de bu konu-
da araştırma yaptı. Ama onun yazdıklan
yanlıştı. Şimdi ben onun dediklerinin ter-
sini kanıtlıyorum" dedi ve kanıtladı da.
Zaten kanıtlamasına gerek bile yoktu. Ger-
çek ortada, bağımsız Türk mahkemeleri
Beşikçi'yi bu tezleri nedeniyle yaşam bo-
yu cezaevinden çıkamayacak şekilde ce-
zaya çarptırdılar. Onun tezleri doğru olsa
hapse girmezdi.
İki bilim adamı. Ikisi de Çorum'un Iski-
lip kazasından. Birisi ömür boyu hapis, di-
ğer MHP'den Devlet Bakanı, biz şimdi ki-
me inanalım? Beşikçi'ye mi, Çaya mı? Ger-
çekler ortada, tabii ki Abdulhaluk Bey hak-
lı. ismail Beşikçi de hapishanede çektik-
lerinden sonra titreyip kendine dönse iyi
olur. Abdulhaluk Bey, 1968'lilerden, yani
68 kuşağından. O zaman ne yapıyordu,
doğrusu çok merak edjyorum.
Sanınm, "özgür ve demokratik üniver-
site" için eylem yapan eylemcilerin ya-
nında değildi. Onlann karşısındaydı. Baş-
ka türlü düşünmek bile ayıp. O "vatanını
hepimizden çoksevdiği" için mutlaka öğ-
renci eylemlerine karşı çıkmış, gögsünü ko-
münizme karşı siper etmiştir.
Abdulhaluk Bey'i Ceviz Kabuğu'nda
dinleyen Kürtlerin de artık titreyip kendi-
lerine dönmeleri gerekir. Melik Fırat boşu-
na çırpınıyor. Boşuna "Milyonlarca insa-
nı yok sayamazsınız" diyor. Gerçekler ka-
nıtlandı. Bu gerçeği kanıtlayan hem pro-
fesör, hem bakan, daha kime gidip sora-
cağız?
Bence bu programdan sonra artık Kürt
sorunu da kalmadı, Öcalan davasının
önemi de. Olmayan konunun, olmayan
toplumun tartışması mı olur?
Eline, diline, biliminesağlık Abdulhaluk
Bey. Allah sizi başımızdan eksik etmesin.
Allah, Devlet'e, Devlet Bakanı'na zeval
vermesin. Allah Kürtleri imana getirsin.
Olmayan bir şeyi iddia edip durmasınlar.
Aminü!