Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
29 MAYIS 1999 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DIZI
Uaraç çatKimm:
• •••••
lohı
• BREMEN (AA) -
"Yardıın" adı altında haraç
oplayan teröristler
Vvrupa'da kan dökülmesine
/o\ açıyor. Hollanda'dan
onra Almanya'da da haraç
ılmak isteyen PKK üyesinın
>ldüğü bildirildi.
Umanya'nın Bremen
Lentinde "Ata" kod adh
'KK'li ile aralarmda
labasının da bulunduğu 10
aşılik bir grup "Caner's
>üpermarket" adlı işyerine
;elerek işyeri sahibi Fevzi
Utyıldız'dan yüklü miktarda
ıara istedı. Akyıldız,
szgâhın altındaki silahını
ıkararak ateş ettı. Olayda
Ata" kod adh PKK'li
ılürken adı açıklanmayan
«bası ve örgüt
nensuplanndan 1 kişi agır
aralandı.
telilere karne
lyarısı
lANKARA(ANKA)-
j'zmanlar, anne babalara,
Çocuklannız karnelerini
lmadan dummlannı
grenin" çağnsmda
ulunuyor. Psikolog Alanur
)zalp, karneye "kınk not"
elmesinin kesinleşmesi
urumunda çocuklar ile bu
urumun konuşulması
erektiğinı vurguladı. Karne
öneminde ister istemez
zücü sonuçlann
aşanacağını söyleyen
>zalp, çocuğun bu süreçte
emeden içmeden de •
esilebileceğinı, psıkolojik
ıhatsızlık yaşayabileceğini
elirterek, ruhsal sorunlann
aşanması halınde,
Psikoloğa görürün"
yansında bulundu.
lYDDtreni
OlaçdcD :.:,.:..,
I lstanoulHaberServisi-
uruluşunun 10.
ıldönûmünü kutlayan
ağdaş Yaşamı Destekleme
erneği (ÇYDD), Ardahan
aliliği'nin başlattığı
\rdahan Kalkınma
-ojeleri"ne destek vermek
: kırsal alanda eğitim,
rvre ve sağlık sonmlannrn
izümüne katkı sağlamak
nacıyla yurdu
müryoluyla bir uçtan dığer
;a dolaşıyor. Edime'den
ışlayanve 150 ÇYDD
/esinin katıldığı gezi
rdahan'm Posof ilçesinde
«na erecek. ÇYDD üyeleri,
iime'den trenle gelen dığer
/elerle dûn Haydarpaşa
an'nda buluştu.ÇYDD'mn
). yıl kapsamında
tşlatılan projede. 69
asyonda mola verilecek.
iircistan'ı da gezecek olan
YDD'liler, 2 Hazıran
ırşamba gûnü yine trenle
tanbul'a hareket edecek.
panlar topraja
epiim
ANKARA (Cumhuriyet
ırosu) - Pakıstan'da kaza
;iren Islamabad
.yûkelçisi Bozkurt
an'ın yaşamını yitiren eşı
nay AÎan ve kızı Irem
an'ın cenaze namazlan
•catepe Çamisi'nde
ındı. Törene Devlet
kanı Şükrü Sına Gürel,
şişleri Bakanı tsmail Cem,
Lİtür Bakanı Istemıhan
lay, Kara Kuvvetleri
rmay Başkanı Orgeneral
jdet Timur, Dışişleri
kanlığı Müsteşan
rkmaz Haktamr,
cistan'ın Ankara
yûkelçisi Navroz
ndapur, Dışişleri
kanlığı çalışanlan, trem
in"ınişveokul
adaşlan ile aile dostlan
ıldı. Şenay ve lrem
ın'ın naaşlan, cuma
nazından sonra kılınan
laze namazırun ardından
rşıyaka Mezarlığı'nda
rağa verildi.
ikçek'ten engel
ANKARA (ANKA)-
kara Büyükşehır Belediye
jkanı Melih Gökçek'in,
:etlerin incelenmesi için
ırlanan lnceleme-
ıştırma Komisyonu'nun
lanmasını önlemek
îcıyla belediye meclisinı
I ettıği iddıasında
unuldu. ÇHP'li Ankara
yükşehır Belediye
clısi üyesı avukat Muhsin
n, Gökçek'in
asyonlann
lınmaması ıçin meclisi
lettığiru öne sürdü.
Türkiye'de rüyalanmkaldı!'
Y,eşillikler içinde ağaçlarla
çevrili nahiye için Mirza,
"Mardin'e benzeyen yanlan var"
diyor. O, 1942'de Mardin'in îdil
kazasına bağlı 120 hanelik bir
nahiye olan Basıbirin'de doğuyor.
O dönemde nahiyede 25 kilise,
iki büyük manastır bulunuyor.
Nahiye Süryani, bağlı 24 köy ise
Kürt köyü. Mirza' nın babası
değirmenci, annesi ev kadını. Hiç
okula gitmemişler. Her Süryani
gibi onlann da Arapça, Kürtçe ve
Süryanice konuştuklannı
belirtiyor Mirza. îlkokulu bitiren
Mirza, manastıra devam ediyor.
Almanya'nın Köln kentine 45 kilomet-
re uzaklıkta şirin yerleşim merkezlerin-
den biri olan Gummersbach kasabasının
Wipperfürth nahiyesinde oturan Mirza
Atug'un, araşünp yazmak için çıküğım yol-
culukta bir gece konuğu oldum. Wipper-
fürth 22 bin nûfuslu. Burada yaşayan Tür-
kiye kökenlilerin sayısı yaklaşık 250 Bu
güzel kentte, kûçûk işletmelerin dışında Si-
emens Lamba Fabrikası, Cam Fabrikası ve
hidrolojik civata üzerine üretım yapan ün-
lü Voss Fabrikası da bulunuyor. Mirza bu
fabrikada 27 yıl çalışmış. eşi Mecide 11
yıldır çalışıyor. Mirza'nın evinin önünden
Wupper adıyla anılan çay geçiyor. E v ken-
tin dışına düşüyor. Tek başına, güzel köy
evlerine benzeyen bir ev Mirza'nın mekâ-
nı. Evin bir bölûmü dışa açık kültür evi ha-
line getirilmiş.
Her ay kültürel etkinlikler yaptıklannı,
çeşitli ülkelerin yazarlan için okuma ak-
şamlan düzenlediklerinı söylüyor Mirza.
Yeşillikler içinde ağaçlarla çevrili nahiye
için Mirza,
u
Mardin'e benzeyen yanlan
var" diyor. O, 1942'de Mardin'in ldil ka-
zasına bağlı 120 hanelik bir nahiye olan
Basıbirin'de doğuyor. O dönemde nahi-
yede 25 kilise. iki büyük manastır bulu-
nuyor. Nahiye Süryani, bağlı 24 köy ise
Kürt köyü. Mirza'nın babası değirmenci,
annesi ev kadını. Hiç okula gitmemişler.
Her Süryani gibi onlann da Arapça, Kürt-
çe ve Süryanice konuştuklannı belirtiyor
Mirza. Îlkokulu bitiren Mirza. manastıra
devam ediyor. "Manastır demek bir hal-
kın kamu kuruluşu demektir. Manasürda
10 yı) okuyan ya papaz ya da başpiskopos
çıkıyor. Ben üç yıl devam ettim, afle sorun-
lan nedeniyle aynlmak zonında kaldım.
Beş yıl çobanlık yaptim. Tam 20 yaşımda
nahiyeyi terk ettim. Çünkü Hıristiyan. Müs-
lüman ka> gası başladı. Kendilerinin Sün-
ni olduklannı söy leyenler 13 yaşındaki kız
kardeşimi kaçırdılar, evimizi yakrjlar. köy-
lerdengefenler babamıdöverekkomaya sok-
tular. 15 gün komada kaldı. Sünni köyün-
de de bir evimiz vanh, o da yaküdı" diyor.
Adları Süryant deflll 'gâvur'i
Mirza'yla hep eski günlen konuşuyoruz.
Durmadan yaşantısını, çektiği sıkıntılan
anJatıyor. Neden insanlann birbırini yedi-
ğini anlayamadığmı söyleyerek üzülüyor.
"Her şeyden önce insan sevilmeH" diyen
Mirza'ya, öyleyse neden Hınstıyan, Müs-
lüman kavgasının başladığını soruyorum:
- Bize ga>Tİmüslim demezlerdi, gâvur
derlerdi. Sünnilere selam verirdik, almaz-
lardı. "Gâvursunuz, selamınız abıunaz"
diye karşılık verirlerdi, farkında olmadan
bize selam verdikleri zaman da, "Selamı-
mızı geri ver gâvur" devip hakaret eder-
lerdi.
- Aranızda fiiç kız alıp vermeler olur
muydu?
- Katiyen yoktu. Onlarbizden kız kaçır-
dıklannda cennete gideceklerini söyler-
lerdi. Bir süre sonra kaçan kıza Döne adı
verilerek 'Müslimin' der, horlarlardı. Bir
Hıristiyan için en ağır işkencelerden biri,
Müslüman olan kızın her gün Hıristiyan
Süryani Şair Mirza (üstte soida)
"Türkiye bizi, biz Türkiye'yi
kaybettik" diyerek Türkjye'ye özkmini
dile getiriy or. Süryani cemaati toplu
halde bir tören sonrasında (solda).
olan anne, baba ve akrabalannın karşısı-
na çıkıp aptes almak zonında olmasıydı.
Amaçdönmeyezorlamaktı. tnsanınisyan
edesi geliyordu ama kime isyan edecek-
tik. Çünkü korkuyorduk. Beni en çok et-
kıleyen şu oldu: Kihseleri hayvan ahın
yapular, fazla etkilenmedim. Ama 1950'ler-
de nahiyemdeki Meryem Ana Kılisesi ca-
miye çevrildı. Bu benı çok üzdü. Çünkü
bir halka karşı hakarettir. Şimdi kalkıp
Türkiye'de bir camıyi kilise yapsalar di-
namit atanm, kabul etmem dinsiz olduğum
halde.
- Herhalde bu olaylar Almanya'ya ge-
lişini etkiledi? Ne zaman geldin?
- Evet, bu baskıya karşı mücadele etmem
mümkün değildi. Çünkü ne devlet vardı
ne de hükümet. Mahrumiyet bölgesinde ya-
şıyorduk. Yedi yıl lstanbul'da kaldım. Türk-
çem yeterlı olmadığı için uzun bir süre ışe
giremedim. Koşullar beni Almanya'ya
gelmeye zorladı. Iş ve Işçi Bulma Kuru-
muaracılığıylaişçiolarak 1969'dabulun-
duğum bu şehre geldım.
- Türkiye'den aynlırken nasıl bir duygu
içindeydin?
Kültür sırtta taşınmaz
- Ben kaçıyordum! Korkudan kaçıyor-
dum. Türkiye'den kurtuldum diye çıkı-
yordum. Ama orada rüyalanm kaldı. Hâ-
İâ Süryanice rüya görüyorum. O kültür
mozaiği içinde dostlanm vardı, onlan yi-
tirdim. Arapçayı. Türkçeyı kaybetüm. Kül-
tür sırtta taşınmaz! O dağlar. o çiçekler Al-
manya'ya taşmırmı?Taşıyamam. Manas-
tın buraya nasıl taşınm!.. Yuvarlak dün-
yayı çeviremezsin. Timurienk'in yıktığı-
nı tamir ettik ama o tamir edilen Süryani-
lerin kültürünü buraya getiremezsin ki.
Ben bu nedenle Türkiye'de Süryanıydım
ama burada o güzel duygulan yitirdim.
- Neden yitirdin?
- Çocuğumun üçü başka bir halktan
olanla yaşıyor. Birden eridik. Kann üze-
rine yaz geldi. Türkiye bizi, biz Türki-
ye'yi kaybettik. Ama burada ilişkımiz
Müslümanlarla, Türklerle. Süryaniler Tür-
kiye"de bir mozaık taşıydı. Bu bir güzel-
lıkti. Ama Türkiye bizi kazanamadı.
Mirza yazdığı bir şiiri okumaya başla-
dı: ,r »ıv». ,- .>• ı'. ,. a *•<.,.,. :
Dünya
Ben seçmedim doğacağım yeri
Şu koooskoca yeryüzünde
doğduğum e>
küçük kapılı ve camsız
ne badana görmüştü ne de tamir
Merhaba dedim ışığına
yahnayak, baldırıçıplak oynadım anaç
toprağmda
Ama doğmayagörsün insan bir kere
nasıl da tutuluyor
memleket dediği coğraryaya
doğmakia kalmadnn
-herkes gibi-
büy üdüm. sevdalandım, üşüdiim kışlar
boyu
açhğı tamdım, haşin olmayı öğrendim
Ve bir akşamüstü güneş batmaya
yönelirken
bağiann güzclliğini sarmalayıp bir
selama
bırakıp çocukluğumu, gençliğimi
avrüdun kendimden
'Bv&nı degözümüz var'Havada hiç bulut yok, güneşli.
Ağaçlar canlı canlı, yerier çimen.
Wupper Çayı'nm yatağında taşlar yok;
çağıltısız, sessiz sessiz akıyor, kuşlar
ötüyor! Mirza, teybin düğmesini
çeviriyor, Kürtçe bir türkü yaiıyor
ağaçlann yaprağını, kanşıyor kuşlann
sesine!.. Mirza, "Bu Kürtlerin yanık
türküleridir. Biz ezildiğimiz için
türkülerimizin çoğunda vardını
isterler" diyor ve rürkünün bir
dörtlüğünü Türkçeye çevıriyor:
Bizim de gözümüz var
Bizim de kulağımız var
Sizbı Deyiniz varsa bizim de var Ne
istiyorsaoız biz de onu istiyornz!..
Mirza sövleşımizı şöyle bağlıyon
"Yasaklaıia büyüdük. Süryanice
konuşmak evde ve okulda yasakü.
Türkçenin dışında konuşmak yasakn.
Ama konuşmadan yaşamak ohır mu?
Annem babam tek keiinıe Tûrkçe
bümiyorduL Yaşamım boyunca
Türkiye teloizyonlanndan ve
radyoiaruıdan Kürtçe ve Süryanice bir
müzik çalınmadL Devlet
tekvizyonunda kendi düimizde bir
bavramunız bile kutiannıadı.
.\lmanya'y^ geldiğim y ıllardaydı,
Alman radyosunda Süryanice bir
müzik dinledim. Duy gulandım,
oturdum hungfir hüngür ağUdun!-"
aynldım Basıbirin'den
ayrümalar birbirini izledi
körti talih beni
az gilüm, uz gittim
vardım bir yeriere adına Ahnanya derler
iş buldum çauştmı ydlar boyu
Kıyısında VVupper'in evim oldu
Milliyetler mozaiginden gelen ben
Sarmatayıp rüm insanlan
bir büyük sevdada
Senin vatandaşbğma vurgunum
evreni yansılay an yıldızcık
güzelim dünyamız
- Almanya'da aradığını buldun mu?
- Bir nefes aldım, rahatladun. Kaybet-
tiklerimi anyorum; Kürt'ü anyorum. Arap'ı
anyonım, Türk'ü anyorum. Burada hor-
lanmıyorum. lşçı olarak geldim. Sendı-
kalara girdım. polıtıkaya atıldım, uzun yıl-
lar Sosyal Demokrat Parti'de (SPD) çalış-
tım, yazarlar arasma katıldım. Şimdi, yö-
remizdeki Işçi Yazarlar Birliği"nın şube baş-
kanıyım. Almanya bana hiçbir kısıtlama
getirmedi. Ben Almanya'da yabancı ola-
rak yaşamadım, Mirza olarak yaşadım.
Kimse bana gâvur demedi. Gâvur keli-
mesi burada anlamını yitirdi.
- Almanya'yı yurt tuttun öyle mi?
- Evet, buraya kök saldık. Gelinim Al-
man, torunum Alman mı, Süryani mi?
Oniversite öğrencisi olan kızun bir Al-
manla evlenecek. Oğlumun biri Almanla
yaşıvor. Türkiye"de evimiz vardı, yıkıldı.
Tarlalanmız sahipsiz kaldı. Moskova'da
Nâzun Hikmet'in mezannı gördüm de
Türkiye'de babamın mezannı göremedim.
Gitmek için kendıme güvenemiyorum.
Eşı Mecide evlenince 1968'de Alman-
ya'ya gelmış. Köyüne hiç gitmemış. "Bir
defa doğduğum Kelboran köyünü görmek
isterdim, özledim. Kürtler arasında büyü-
düm. O nedenle hep Kürtçe konuşurduk.
Türkçeyi okulda öğrendim. Bizim köyde
hem kilise vardı hem de cami vardı. Müs-
lümanlar camiye, biz kiliseye giderdik. Kö-
yümüzün yansı Süryani,yansı Sünni Kürt-
tü" diyor. Süryaniceyi çocuklanna neden
öğretemedığıni şöyle dıle getiriyor' "Ben
Süryaniceyi çat pat biliyordum. Eşim as-
kere gkMnce kayım-aBdemden öğrendim.Bu-
rada hep Almanlarlattişkimizoldu. Çocuk-
lar çocuk yu>l
asına gittikkri için Abnanca
öğrendiler."
Sürecek
VAN VE ŞIRNAKTAKİ OLAYLARDA 10 YARALI
Mayın paüamasından 39
kamyona saldırıda 2 kişi öldü
Yurt Habeıieri Senisi - Van'ın Başkale
ilçesinde yola döşenen mayının
patlaması sonucu 1 kişi öldü, 1 kişi de
yaralandı. Ölenin sürücü Nedhn Atabey
olduğu öğrenildi Atabey'in ağrr
yaralanan kardeşi Hamza Atabey de
Van Devlet Hastanesi'nde tedavi altına
alındı. Şıraak'ın Kumçatı Köyü
yakınlanndan Çudi Dağı'na de\Tİyeye
• çıkan 10'u korucu 11 kişinın bindiğı
traktör de mayına çarptı.
Patlamada Şeref Yıldırun ve Ahmet
Demir olay yerinde ölürken Mehmet
Demir, Emin Demir, Omer Benzer,
Adile Cengiz, Abdullah Cengjz, Reşit
Yılmaz, Sabri Yılmaz, Ramazan Yapar
ve Nurettin Yıkünm ağır yaralandı.
Yaralılar Şırnak'ta tedavi altına
alınırken bölgeye takviye güvenlik
güçleri gönderildi.
Ote yandan Van'ın Çatak ilçesinde de
bir kamyonete düzenlenen silahlı
saldında 2 kişi öldü. llçe merkezinden
Korulu Köyü'ne giden Azmi Hasar
yönetimindeki plakası belirlenemeyen
kamyonete otomatik silahlarla saldın
düzenlendi. Olayda araç sürücüsü
Azmı Hasar ile Emin Yurdagül öldü.
Güvenlik güçleri, olayın eski bir
husumet nedeniyle meydana geldiğini
açıkladı.
Yetkililer, olaydan sonra gözaltına
alman iki kışinin sorgusunun
sürdüğünü belırttiler.
KARTAL EMUDEKİ SİLAHLI SALDIRI
Ağır yaralanan Şebnem Serttaş
yaşam mücadelesine yenildi
Istanbul Haber Senisi - Kartal Endüstn
Meslek Lisesi'nde okuldan atılan eski
öğrenci MuratKurt'un silahlı saldınsı
sonucu ağır yaralanarak kaldınldığı
hastanede 15 gündür yaşam mücadelesi
veren Şebnem Serttaş dün sabah öldü.
Serttaş. aılesı ve arkadaşlan tarafindan
son yolculuğuna uğurlandı. Özel Umut
Hastanesi Başhekimi Operatör Dr.
Şerafettin SKTİtaş, 15 gündür koma
halınde olan Serttaş'ın son iki gündür
süreklı olarak ağırlaştığını belirtti.
Serttaş'ın öncekı gün uygulanan tedaviye
hiç yanıt vermediğini belirten Dr.
Sivritaş, "Beyin arnkdirektifvermediği
için organlan direncini yitirdi ve maalesef
genç kızımız hayatma son noktayı koydu"
dedı. Sivntaş, Serttaş ailesınin, kızlannın
organlannı bağışladığını ancak bu
durumda organlann alınmasının söz
konusu olmadığını söyledi. Dr. Sivntaş,
Şebnem Serttaş'ın hastane masraflannm
SSK, Mılli Eğitim Müdürlüğü, Sağlık
Müdürlüğü ve Umut Hastanesı'nce
karşılandığını da kaydetti. Serttaş,
Yenimahalle Çamii'nde kılınan ikindi
namazının ardından toprağa verildi.
Kartal EMUde 13 Mayıs'ta meydana
gelen olayda, okulun eski öğrencisı
Murat Kurt (18). din kültürü ve ahlak
bilgisi öğretmeni Hüseyin Ağuman ve
Serttaş'ı kurşunlamıştı. Olayda, öğretmen
Ağırman hayatıru kaybetmiş, Serttaş ise
ağır yaralı olarak hastaneye kaldınlmıştı.
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Orhan Veli Mucizesi
13 Nisan 1914'te doğduğuna göre, yaşıyor olsa
Orhan Veli bu yıl 85 yaşında olacaktı. 1950'de öl-
düğünde 36 yaşındaydı. Ülkemizde (belkj başka yer-
lerde de) genç şair yaşı sayılan otuzlu yaşlarda bir
ülke şiirinin en derin yataklanndan birini açmak. en
sağlam temellerinden birini oluşturmak, ancak "mu-
cize" sözüyle nitelenebilir.
85. dogum yılıyla ilgili olarak TV2'de bir program
yapıldı. Başkaca bir etkinlik anımsamıyorum. Bu gi-
bi yıldönümleri, etkinlikler düzenlenmesi için elve-
rişli durumlardır. llkokullardan üniversıtelere kadar,
eğitim kurumlannda bu yıldönümü nedeniyle Or-
han Veli şiiri konusunda eğiticı çalışmalar yapılabi-
lir, toplantılar düzenlenebilir. Yazar örgütlen, sunu-
lacak bildırilerin kıtaplaşacağı toplantılar düzenle-
yebilir. Gazetelerde, dergılerde, Orhan Veli şiiriyle
ilgili, ciddi, emek ürünü özel sayılar ve sayfalar ya-
pılabiiir...
Orhan Veli şiirini yeterince tanıyor muyuz? Ben-
ce, ne yazık ki hayır... Bu şiirlerden kımileri ezbere
bilinse, kimileri neredeyse "darb-ı mesel" gibi ye-
ri geldikçe kullanılıyor olsa da, bu şıir (ve şairi), ye-
terince bile degil, belki hiç tanınmıyor... Çünkü, il-
gi değer bir iki monografi, ya da dergı sayfalannda
kalmış, çoğu da anı nıteliğinde yazılar, değıniler dı-
şında, bu "mucize" şaire ilişkin, derinliğine, kap-
samlı bir inceleme anımsamıyorum...
1936-38 yıllannda Variık dergısinde, demek ki
şair 22-24 yaşlanndayken, kımilen Mehmet Ali Sel
takma adıyla yayımlanan koşuklu ve uyaklı şiirler
hangi kaynaklardan beslenıyor? "Oarisfys "gtbi eş-
siz güzellikte bir şiir öyle bir yaşta nasıl yazılabilır?
Genç Orhan Veli'nin hece şiirimızle ve Fransız şi-
iriyle ilişkileri nelerdir? Ronsard, Baudelaire vb. te-
malan nasıl oluyor da böylesine Türkçe tatlarla şi-
ir kalıplanna dökülebiliyor? Orhan Veli sadece bu
ilk şiirieriyle bile kalsa, Necip Fazıl ya da Dıra-
nas'tan daha az önemli olmayan bir şairimiz ola-
rak çağdaş şiirimizde yer almaya hak kazanırdı...
Ne yazık ki bu ilk şiirler yeterince bilınmiyor...
Sözünü ettiğım bu ölçülü uyaklı şiirtenyle henüz
ergen denecek bir yaşta Türkçe'nin yumuşaklığı-
na, o yaşlarda edinilmesi güç bir entelektüei derin-
lik ve duygu yoğunluğuna ulaşmayı başaran şair,
aynı dönemde yine Variık dergisi ve başka dergi-
lerde yayımlanan, kimileri sağlığında basılmayıp
ölümünden sonra "Bütün Şiirleri" içinde yer alan
koşuksuz ve uyaksız şiirierie, şiirin ve dilin bambaş-
kasulannaaçılmaktadır... Bunlardan ilkini, "Pazar
Akşamlan"n\ okurken, Türkçe'nin içe işleyen saf-
lığı, konuşma dilimizın her türlü "retorık"\en arın-
mış yumuşaklığıyla şu anda da ürperiyorum:
"Şimdi kılıksızım, fakat
Borçlanmı ödedikten sonra
Ihtimal birkat da yeni esvabım olacak
Ve ihtimal sen
Gene beni sevmeyeceksin...
Bununla beraber, pazar akşamlan
Sizin mahalleden geçerken ^~
Süslenmiş olarak
Zannediyormusun ki ben de sana
Şimdiki kadar kıymet vereceğim..."
Bir dilin sözcükler, sadece sözcükler demek ol-
madığını nasıl anlatmalı? Halk insanlannın konuş-
malanna, deyimlere, cümle yapılanna, tonlamala-
ra kulak kabarttığımızda, ancak o zaman bir dilin
ne olduğunu sezinlemeye başlayabiliriz... Orhan
Veli bunu çok genç bir yaşta sezinlemiş ve çağdaş
şiirimizin en temelınde yer alan o ölümsüz şiirleri
böylece oluşturmuş... Yahya Kemal'in bir sözünü
daha önce başka yazılanmda da yinelemiştim: "Bu
dilağzımda annemin sütüdür..." Orhan Veli'nin şi-
irleri o tür şiirierdendir...
Puşkin mucizesini anlıyorum... Hakkında o ka-
dar çok araştırma, inceleme var ki anlamamak
mümkün değil... Nâzım mucizesini de, birçoğu
son derece öznel anı vb. nıteliğinde de olsa, hak-
kında yazılanlarla bir yere kadar anlayabiliyoruz...
Fakat "Veli'nin oğlu"nun öylesine kısa bir sürede
yaratabildiği dil ve şiir mucizesi, henüz gizemini
koruyor... Onu dünya şairierinden en çok (iki yüzün-
cü doğum yılında Rusya'da ve başka ülkelerde
anılmakta olan) Puşkin'e benzetiyorum... Yaklaşık
olarak aynı yaşlarda, çok genç bir yaşta yaşamdan
aynlmış, buna karşılık anadillennın belkemığını oluş-
turan şiirler yazabılmiş iki "mucize" şair...
Orhan Veli ve şiiri. Türkçe yaşadığı sürece, hep
genç ve ölümsüz kalacak...
24 Mayıs'ta başlamıştı
TSK'nin Efes-99
tatbikab sürüyor
tZMTR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin 24
Mayıs'ta başlayan planlı
tatbikatlanndan "Efes-
99" 11 Haziran'a kadar
sürecek. Kara, denız.
hava kuvvetlen ve
Jandarma Genel
Komutanlığı
birliklerinin katılımıyla
Doğanbey-Seferihisar
bölgesinde
gerçekleştirilen tatbikata
ilişkin Basın Bilgi
Merkezi'nde brifıng
veren Hv. Kont. Albay
Şemsettin Cevheroğhı,
tatbikatla ulaşılması
planlanan hedefleri
şöyle açıkladı:
"Süahlı kuvvetlerin
uyguladığı çeşitü alarm
şeldllerinin ilan ve
uygulama usullerini
denemek, müşterek
harekâbn komuta
kontrol usullerini
denemek ve geüştirmek,
çeşitli sınıf ve silahlann
bir arada, müştereken
kuUamlma usuRakrik ve
tekniklerini geliştinnek,
müşterek harekâtta
görev alacak birtik ve
karargâhlann
eğjtimlerini
geBştirmektir."
Tatbikatın
Cumhurbaşkanı
Süley man DemireL
Başbakan Bülent Ecevit,
Genekurmay Başkanı
Orgeneral Hüseyin
Krvnkoğlu. Mılİı
Savunma Bakanı
Etikmet Sami Türk,
Kara Kuvvetleri
Komutanı Orgeneral
Atilla Ateş, Deniz
Kuvvetleri Komutanı
Oramira! SaBm
Dervişoğhı. Hava
Kuv\'etleri Komutanı
Orgeneral Ilhan Kıbç,
NATO Güneydoğu
Avrupa Müttefik Kara
Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Edip Başer ve
diğer Türk ve yabancı
general. amiral ve
subaylarca da izleneceği
bildirildi Cevheroğlu.
"Tatbikatta 180 sorti
uçak. 20 heukopter. 55
muhtdif gemu 80 bot, 21
tank,19ZMA/ZPT,1310
muhtelif araç ve 8 bin
343 çeşitli riirdeki silah
kuUamlacakar" dedı