Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 28 MAY1S 1999 CUMA
DIZIYAZI
•***
6
Çok ralıatız, çünkü
burada şeyh yok'
.öln kentinin çok tanınan
yörelerinden biri olan
Nippes'te oturan
yabancılann yüzde 55'i
Türkiye kökenli.
Yunanlılann oranı yüzde 5.5.
Nippes nüfiısu içinde, 0-14
yaş arasındaki çocuklann
oranı Almanlarda
yüzde 11, yabancılarda bu
oran yüzde 18.6. 65
yaşından fazla olan nüfüsun
yüzde 19.8'i Alman, bu
dilimde ise yabancılann
oranı yüzde 2.9'da kalıyor.
Resmi verilere göre
Köln'deki 29 cami ve
medresenin 6'sı Nippes'te
bulunuyor.
Köln'ün merkezi sayılan Nippes,
Türkiye kökenlilerin yoğunlukta
olduğu bir yerleşim merkezi. Köln
Ford fabrikalannın ve işçi yurtlannın
bu yöreye yakınlığı bu yoğunluğu
etkileyen önemli bir etken.
Burada, her gûn kurulan Nippes
meyve ve sebze pazannın hem
alıcısının hem de satıcısının büyük
çoğunluğunun Türkiyeli oluşu yöreye
başka bir renk katıyor. 10 yıldır
Nippes'te oturan sosyal bilimci Uğur
Pekin Nippes'i şöyle yorumluyor:
"Burasu kentin yaşanabilecek en güzel
yörelerinden biridir. Köln'ün her gün
kurulan tek pazan Nippes pazandır.
Bir özeUiğiyte de gfinün her saatinde ne
ararsan bulunur. ucuzdur. Çok
kalabahk olur. Evden kapıya çıkınca
birçok tanıdıkla karşılaşma olanağj
vardır. Bunu Almanlar da söyler.
Cumartesi günleri Tiirk çorbacısında
Alman arkadaşlarla buluşur. sohbet
ederiz. Hafta sonlan kfiltürel faaliyetler
eksik olmaz. O nedenle Nippes'te
oturma tercih edüir." Mardinlı Süryani
'" Marauge Çelik de Nippes'te oruruyor.
Nippes'in evieri, sokâklan yûz yıl
öncenin izlerini taşıyor. Evlerin, tarihi
yapılann eski gûzelliği, mimarisi
bozulmadan restore edilmiş, kimileri
de korunarak öyle kalmış.
Marauge Çelik, iki araba yan yana
geçemeyecek tek yönlü ve dar sokakta,
bir evin ikinci katmda oruruyor. Evin
duvan Süryani inancına ve
geleneklerine göre süslenmiş. Duvarda
iki asker fotoğrafı asılı. Bunlann kim
olduğunu sorunca Marauge Çelik
"Oğullanm" diyor, ama sözünü
bitirmıyor ve yıllarca içinde taşıdığı
burukluğu açığa vuruyor: "Ben dört yıl
askerük yaptun. Gayrimüslim olduğum
için siiah vermediler, ama çocuklaruna
veriyorlar" dıyor.
Marauge Çelik. 1924'te. Mardin'in 25
hanelik bir Süryani köyü olan Dersaüp
köyünde doğuyor. Köyde, onun
döneminde okul yokmuş, sonra da
olmamış. Bu yüzden okula gidememiş.
Üç kiliseleri. bir papazlan varmış. Bir
evin bir oğlu olan Marauge Çelik
Almanya'ya 1980'degıtmış. "Benim
yedi çocuktan altısı Almanya'daydL fşçi
aiksi olarak eşimle buraya geldim. iltica
ettik" diyor.
şeyh iki halkı birtolrine
nasıl dtişürüyor?
Marauge ve eşi Türkiye geleneklerini.
köy konukseverliğini hiç
yitırmemişler. Çay. ayran, meyve biri
gelip biri gidiyor. Ardından Mardin
yemekleri. Ama taze soğaru Nippes
Pazan'ndan. Dışanda hava güzel,
güneş pınl pınl... Ortalık sessiz, evin
Süryanilerin cenazesinden bir görûntü.
yaşlı kiracılan öğlen uykusunda. Biz,
Marauge Çelık'le Mardin de yaşadığı
acı tatlı günleri konuşuyoruz. Yeterlı
Türkçesi olmadığı için sorulanmı
yanıtlarken zorluk çekiyor, ama
söyledikleri de yeterli ve ilginç.
- Köyünüzü, kentinizi bırakıp niye
AlmanyaYa geldiniz? Doğup
büyfidüğünüz yerier size dar mı geMi?
- 1960'lara kadar çevremizdeki Sünni -
Kürt köyleri halkıyla aramızda hiçbır
sorun olmadı. tyi geçindik, dosttuk.
Sonra bozuldu. Yakın bir Sünni
köyüne Şeyh Halil geldı. Gelmez
olaydı. bizı birbirimize düşürdü.
"Süryanilerin yemeklerini yemek
Şeyhten çalgılı
düğün yasağı
Marauge Çelik'le, Süryanilerde evlilik yasamı
üzerine konuşuyoruz, 50 yılı aşkın birlikte
olduklan eşinin yüzüne bakıyor. îkisi de yaşlı,
rahatsızlıklan var, ama yine de eski günleri
haürlıyorlar. Birbirlerine tutkunlar. Evlenirken,
düğün yaptımz mı diye sorumu, Marauge şöyle
yamthyor
- Yapök! Ama şeyh geldıkten sonra çalgı yasak
oldu.
-Şeyh Hıristiyan köyfine ne kanşryor?
- O şeyhtir!.. O ne derse o olur.
- Hiç karşı çıkmadııuz mı?
- Aaaa... kolaysa sen git karşı çık!
- Karp çricsaydmız ne ohırda?
- Bizi çiğnerdi.
- Köyünüzü özfemiyor rousunuz?
- Çok seviyordum!.. Ama böyle olunca ne
istiyorum ne de seviyorum. Malım mülküm
olmaymca, tarlam benim olmayınca nasıl
seveceğim?
- Anıbnnız nrada kaklt, atfa>nmn meran oraHa
degOmi?
EUerini kaldınp masaya vurup bir ah çekerek
bunık bir sesle şöyle dedi:
- Onlar orada kalsın!.. Allah rahmet etsin yeter
onlara.
kaçınrlardı. Bir daha onlan
göremezdik.
"Eskiden seyhe
çalısıyorlardı. simdf
karakola çalışıyorlart"
- Hükümet yetldMlerine haber vermez
miydiniz?
- Bize yapılan baskıyı devlete
bıldırirdik. Ama bizi ciddiye
almazlardı. Şeyh Halil'in önünde
milletvekilleri secde ederdi. Derdimizi
dost Kürtlere anlatırdık. Onlar da
şeyhten korktuklan için bir şey
diyemezlerdı. Bu durumda kaçmak
haramdır, topraklanna ayak basmak
haramdır" diyordu. Bizim köylerde
köpekler vardı. Bunlann bile bastığı
yerlere basmanın haram olduğunu
söylüyordu. Çevrede yaşayan halklar
arasına durmadan düşmanlık
aşılıyordu. Korkudan köyümüzden
dışan çıkamıyorduk. Bir gün Şeyh
Halil'in kardeşi bizim köye gelerek
eşeklerimizi ve insanlanmızı istedi.
Evinin gübresini tarlaya dökmek için
Şeyh Halil'in emrettiğini, gübreye
Müslüman elinm sürülmesinin doğru
olmadığını söylediğini bıze aktardı.
Emrini yerine getirdik! Köyümüzün
yakınında bir çeşme vardı.
Kadınlanmız, kızlanmız su taşırlardı.
Şeyhin adamlan pusu kurarak
beğendıklen kadınlan. kızlan
zorunda kaldık. Yoksa hiçbir
sıkıntımız yoktu.
- Cinayetle sonuçlanan ofaylar
yaşadınız mı?
- Evet, benim hanımın amcasınm
oğlunu bağ beklerken öldürdüler.
Kimse yakalanmadı. Allah'a çok şükür
biz kaçtık da kurtulduk.
- Şimdi köyünüzün dunımu nasıL kaç
evkaldı? '
- tki ev kaldı. Onlar o zaman Şeyh
Halil'e çalışıyorlardı, şimdi ölmesinler
diye karakola çalışıyorlar,
yiyeceklerini veriyorlar. Süryani olan
köy muhtan koruculan da besliyor.
- Dd eve bir muhtar öyle mi?
- Evet, köyü bekliyor.
- Muhtar köyde nasıl yaşıyor? Cetiri
var mı, zengin mi?
- Nereden geliri olacak, biz bakıyoruz.
Bir defa muhtar buraya gelmişti, ben
1000 mark verdim. Muhtann oğlu kızı
burada, onlar da para yolluyorlar. Yani
köyü terk edenlerin hepsi köye baksm
diye muhtara para yolluyorlar. O da
köye gelenlere yemek veriyor, onlarla
iyı geçinmeye çalışıyor.
- Köyünüzü terk edenler hangi ulkelere
göçtüler?
- Almanya, Hollanda, tsveç, Fransa
gibi ulkelere gittiler.
- Herhalde eviniz. canlı mabnız,
taıialannız vardı. Ne oldu, onlan
satonız mı yoksa öyle kaldı mı?
- Öyle kaldı. Kimse ekip biçmiyor.
MardinB Süryani
Marauge Çelik de
Nippes'te otunıyor.
Nippes'in evieri,
sokaklan yüz yıl
öncenin i/Jerini taşıyor.
Evlerin, tarihi
yapılann eski gûzelliği,
mimarisi bozulmadan
restore edilmiş.
kimileri de korunarak
öytekahnış.
Marauge Çelik, iki
araba yan yana
geçemeyecek tek yönlü
ve dar sokakta, bir evin
ikinci katmda
otunıyor. Evin duvan
Süryani inancına ve
geleneklerine göre
süslenmiş.
Bizim 200 dönüm toprağımız vardı,
tarlalar aros yatıyor. Burada
başımızdan geçen bir olayı anlahnak
istiyorum: Bizim köyden fakir Süryani
komşulardan biri paraya sıkışınca
tarlalanmızdan birini Sünni köyünden
birine çok az bir paraya satmış. Biz
bunu duyunca ona para yollayarak
gidip parayı verip tarlayı geri almasını
ıstedık, kendisine de aynca para
yollayacağımızı belirttik. O parayı
alınca şeyhin imam olan yeğeninin
yanına "şeriata" gidiyor. Tarlayı gen
almak istedığinı söyleyince imam
"Şeriat yasalanna göre devlet
Müslümandır. Bu topraklar da
Müslümanlara aittir" diye fetva
çıkanyor. Bunun üzerine tarla onlarda
kaldı, yolladığımız paralar da yendi
gitti.
Evdeki eşyalanmızı satsaydık bizim
için bir servet olurdu. Onlann ne
olduğunu bilmiyoruz. Almanya'ya
üstümüzdeki elbiselerimizin dışında
bir şey getirmedik. Şeyh tarafindan
köyümüz lanetlendiği için şimdiye
kadar boş evlerimize yerleşen kimse
olmadı.
"Hırlstiyanhktan başka
dln kabul etmem"
- Müslümanlarla aynı topraklarda
uzun yıilar birlikte yaşadınız.
Müslüman ohnayı hiç düşünmediniz
mi?
- Yok, Allah göstermesin! Ben
Hıristiyanlıktan başka din kabul
etmem. Kalktım kendımı Hınstiyan
olarak gördüm. Boyle doğdum böyle
büyüdüm,-0 şeyhi gördükten sonra
ben bir daha Hıristiyan oldum.
Ama buradaki Müslümanlarla iyi
geçiniyoruz. Çünkü şeyh yok.
Çocuklanmın düğünlerine geldiler, biz
onlann düğünlerine gitrık.
Ba>Tamlarda bırbınmize gıder geliriz.
- Köln'de Süryani kiliscsi var mı?
- Var, evimizin yakınında. Bir Katolık
kilisesini alıp tamir ettik. Pazar günleri
gidiyorum. Kilisenın bir salonunu
kahve gibi kullanıyoruz.
- Almanya'yı seviyor musunuz?
- Ne yapalım. burası benim için daha
rahat. Kimse bana 'Neden
Hıristiyansın' diye sormuyor. Eşitlik
var. Türkiye böyle olsaydı hiç gelir
miydim. Yerimiz hoştu. Köyümden
çıkalıdan beri hiç gitmedim. Şimdi
istersem Türkıye'ye giderim, ama
kıymetim yok!.. Hakaret ederler.
- Burada hangi dili konuşuyorsunuz?
- Süryanice konuşuyorum. Almanca
bilmıyorum.
- Alman komşulannızla ilişldleriniz
nasıl?
- Ne onlar benimle konuşuyor ne de
ben onlarla konuşuyorum. Çünkü onlar
Süryanice, ben Almanca bilmiyorum.
Marauge Çelik'in Almanya'nın çeşitli
kentlerinde yaşayan çocuİdan Alman
vatandaşı olmuş, ama bir kendisi
olmamış. Nedenini sorduğumda.
mallannın Türkiye'de kaldığını
söyleyerek "Tartalanmın tapusunu şu
karşı dolabm gözünde sakhyorum"
dıyor
Sürecek
NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@turk.net
Mahkûmiyetim nedeniyle çok sa-
yıda mektup, telefon ve e-mail me-
sajları aldım. Gazetecilik adayı öğ-
rencilerden başlayarak çeşitli parti-
lerin ve sivil toplum kuruluşlannın
temsilcileri destek ziyaretine geldi-
ler. Gazeteci meslektaşlanm, mesle-
ğin şanına yakışır dayanışmada bu-
lundular. Bulunmayadevamediyor-
lar.
Ceza nedeniyle bir burukluk ya-
şarken bu mesajlar ve yazılar nede-
niyle umutsuzluğum umuda dönüş-
meye başladı.
Beklentim bu dayanışmanın sür-
mesi; çünkü belki de bu havanın et-
kisiyle "düşünce özgüriüğü" önün-
deki engellerin en azından bir kısmı
kaldınlabilir. Bana gösterilen deste-
ğeteşekkürediyorum. Bunun basın
ve düşünce özgüriüğünün önünün
açılması için bir fırsat olmasını dili-
yorum.
Gönderilen destek mesajları ve
mektuplardan bugün birini sizlerle
paylaşmak istiyorum. Emekli Cum-
huriyet Savcısı Rahmi Özel, mektu-
bunda soruna yargı kurumlan açı-
Bir Hukuk Adamının Mektubu...
sından bakıyor. Özel'in mektubunu
özetle yayımlıyorum: "21 Mayıs
1999 tarihli 'Gazetecilere Sitem'
başlıklı yazınızı dikkatle okudum.
Ben deyalnızca medyaya değil, bü-
tün yasa uygulayıcılanna sitem edi-
yonım.
Yasa uygulayıcıları, genellikle
1980 yılmdan sonra Türk-lslam
Sentezi doğrultusunda şartlandı.
Yasa uygulayıcılan derken bütün yü-
rütme ve yargı erkindeki yetkilileri
kastediyorum. Bütün suçu yasama
organına yüklemek doğru değil. Bir
düşünürün dediği gibi kötü yasa, iyi
yasa yoktur; iyi uygulayıcı, kötü uy-
gulayıcı vardır. İyi uygulayıcı, kötü
yasayı iyi hale; kötü uygulayıcı iyiya-
sayı kötü hale getirebilir.
Türkiye'de geneldurum, yasa uy-
gulayıcılannın olaylara Türk-lslam
Sentezi'nden etkilenerek, çağdaş
ve evrensel hukuki değerleri gör-
mezlikten gelerek, katı, şekilci ve
papağan kuşuyöntemiyle kalıpçı bir
gözle eylemleri değeriendirmeleri.
Sizin bütün suçunuz bence araştı-
rıcı ve sorgulayıcı olmanız. Yazar
olun, bürokrat olun, rahat koşullar
içinde yaşamak istiyorsanız güçlü-
ye boyun eğecek, güçsüzü ezecek-
siniz. Türkiye'de yaşamın temelya-
sası bu! Ben 38 yıl savcılık görevim-
de güçlüye boyun eğmediğimden
sicilimle uygun olmayacak şekilde
defalarca sürgün edildim. Türki-
ye'de doğru yolu seçmek, yaşamda
patika yolda yürümeyi kabul etmek
demek.
Dosyanızın içeriğini bilmediğim-
den mahkeme kararının yasalara
uygunluğunu tartışmak durumunda
değilim. Ancak mahkeme kararının,
'lleride sanığın suç işlemeyecegi ko-
nusunda bir kanaat oluşmadığın-
dan' cezanın ertelenmesine gerek
görmediğibölümünün hukuka aç/k-
ça aykın olduğunu söylemek için
dosyayı incelemeye gerek yok. Sı-
radan, mantıklı düşünen bir insan
olmak yeter.
Hukuk, geniş anlamda mantıklı
düşünmek demektir. Size atılan suç-
lama, gerçek demokrasilerde olma-
ması gereken fıkirsuçudur. Toplum-
sal ve siyasal değişimlere göre, bu-
gün suç olan fikiheryann suç olma-
yabilir.
Erteleme sınınnı aşmayan her fı-
kir suçu cezasının ertelenmesi, ev-
rensel hukukun doğal sonucu. Ma-
halleyi bezdiren, birçok kez hırsızlık
eylemi yapanlar gibi ertelenmeme
işlemine tabi olmanız, sizi aşmakta,
Türkiye'deki adalet sorununun ma-
saya yatınlmasını gerektirecek top-
lumsal bir vakıa halini almaktadır.
Adalet, çetelere, hazineyi soyan-
lara yetehnce etkili olamıyor. Yazar-
lara, çizerlere ise etkili. Çünkü yazar
kaçamaz; yazısı dosya içinden kay-
bolsa dahi yeniden temini kolay...
Sayın Çalışlar, siz suçlusunuz. Ka-
rar gecesi TV kanallannt gezindim.
Etrafınızda 'Milletsizinlegururduyu-
yor1
diye bağıran ya da 'Tekbir' diye
seslenen, vatanı kurtaran aslanlar
yoktu.
38 yıl Ankara'da, Izmir'de, Ana-
dolu'nun birçok kentinde savcılık
yaptım. Türkiye'de Batılı anlamda
adalet işleyişine tanık olma-
dım...Eğerhâkimlik ve savctlığı ben
anayasanın, yasaların ve vicdanı-
mın, genel hukuk nosyonu ve kültü-
rümün gereğine göre yapacağım
derseniz, başınız derde girebilir.
Sürgün edilebilir, disiplin soruştur-
malanna uğrayabilirsiniz.
Adalet sağlam işlese Türkiye'de
sorunlar azalır. Sağlam işlemediği
için sorunlar çoğalıyor. Allah kolay-
lık versin."
Bir hukuk adamının 40 yıllık mes-
lek deneyiminin sonunda yaptığı
tespitler. Benden aktarması...
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLÎ
Mustala Ekmekçi'ye
Mektup
Sevgili Ekmekçi,
21 Mayıs 1997, senin aramızdan aynldığın tarih-
ti. Takvime bakıyorum, tam iki yıl geçmiş aradan
Dostlannın ve okurlannın gönüllerinde yerin eski sı-
caklığını sürdürüyor. Hemen söylemeliyim: Yerin de
doldurulmuş değildir. Kolay mı halk için gazeteciM
yapmak? Şimdi gazetesi^radyosu, televizyonu ik
"medya" dedikleri şey, ayn bir âlem. Anlaşılır gib
değil! Bu konuda -hatırtayacaksın- dilimizde cidd
araştırmalar yapılmıştır. Ama içlerinde, en sorgula-
yıcı olanı, senin çok sevdiğin Varlık Özmenek'in
Tez Yayınlan'nda- birfcaç ay önce yayımlanmtş Med-
ya Terörizm'i galiba. Bu baştan aşağıya sorumluM
timsali kalem, 36 yıllık bir meslek yaşamının sonun-
da bir sav atıyor ortaya: "Karan, bu kitabı okuduk
tan sonra okuyucular verecek. Ve vermelidiher de..
Onlar ki, Medya Terörizm'in hem hedefi, hem ko-
nusu, hem sanrğı, hemyargtcıdırtar... Kürsüyü kur
sunlar. Bu kitap, Iddianame 'nin önsesi olabilir..." di
yor.
Bu eser üzerinde ayn bir yazıda duracağım, dur
malıyım da. Bugünkü yazının konusu, sana bir mek
tup kaleme almak. Ölümünün ilk yılında böyle yap
mıştım ve her yıl sürdüreceğimi de vaat etmiştim.
Bu yılki de işte bu satıriar...
•
Tadı tuzu kalmamış bir dünyadan yazıyorum. Nâ
zım Hikmet, hatıriayacaksın, YirmindÂsra Da/rad
lı anlamlı bir şiirinin bir yerinde. "ve son gülecekle
ri güzel gülecek olan Yirminci asır" der, iyimser di
zelerle bitirir şiirini. Bir yüzyılın üstelik son yılında
dünyaya ve Türkiye bakıyorum da, tahmininde ya
nıldığını görüyorum büyük şairin.
Milliyetçi, cemaatçı, etnik ya da dinsel rekabetle
rin zaten bölüp parçaladıklan dünyamız, yeni bi
yüzyıla savaşsız girecek gibi değil. farihin cilvesim
bak: Yüzyılın başındaki Birinci Dünya Savaşı, Bal
kanlar'da bir krvılcımla başlamıştı; yüzyıl biterken dı
orası tutuşmuş halde.
Mide bulandıncı bir rastlantı!
Dünya böyle de, Türkiye'nin tadı tuzu yerinde mi'
Senin de üstünde durduğun bir konuydu: 12 Ey
lül'ün, yani düpedüz faşıst bir rejimin önayak oldu
ğu ve ona uşaklık edenlerin de kaleme aldıklaı
"1982 Anayasası" ile yeni bir yüzyıla girmek, yüz
kızartıcı olur; çağımıza yakışır yeni bir anayasanı
yolu açılmalıdır, diyorduk. Söz konusu metin, üste
lik yığınla gericilik örneği kanunlara dayanak oldu
Terörle Mücadele Kanunu onlardan biridir. Amac
da, "terörlemücadele" değil, fikirtartışmasınıboğ
maktır.
Şimdi, Sevgili Ekmekçi, sana vereceğim listey
bak: En son Oral Çalışlar, Kemal Burkay ve Ab
dullah Öcalan'la -yıilar önce- yaptığı bir röportaj
dan ötürü bir yıl hapse mahkûm edildi. Adamın yap
tığı, sadece gazetecilik, yani halkı bilgilendirmek. A
ma malûm kanundan ötürü "cezayı mucip" bu!
Öyle olunca, özgür gazetecilik istenmiyor, deme
yanlış olur mu?
Aynı kanundan dolayı, Muzaffer llhan Erdos
da, birkaç yıl önce çıkardığı Üç Sivas adlı krtabıylf
üstelik yazdıklan imlâ kurallan dışında okunara^
hapse mahkûm oldu.
Akın Birdal da davalı.
Ve Türkiye'nin bir şöhreti de, "dünyanın en fazl
gazeteci hapseden ülkesi" olması.
Kime onur verir ki bu?
Ben sana iç açıcı şeyleryazmak isterdim ülkemi
üstüne. Ama aranıyorum da bir ömek bulamıyc
rum. İç karartıcı şeyler hepsı de, umut kıncı. Sonur
da, karamsar olup çıktım sevgili Ekmekçi.
Nasıl olmam?
Sen dahayaşarken, kaygılanırdururdun "CHPb
ellerde değil" diye. İşte o eller sayesinde, 18 Nisa
seçimlerinde koskoca parti barajı aşamadı ve paı
lamento dışında kaldı. Düşünebiliyor musun? G€
çen cumartesi bir olağanüstü kongrede yeni bir g«
nel başkan seçildi partıye. Altan Öymen, dürüst k
şi. Ama herkes gibi o da, hem de ertesi sabah göı
dü ki, parti aslında bir mafyanın elinde. Nasıl kurtî
nlacak CHP bu ellerden?
Attan Öymen'i de, herkesi de düşündüren bu şirr
di!
Asıl haberimi sona sakladım sevgili Ekmekçi: 1
Nisan seçimlerinde birinci parti, Bülent Ecevit'in [
SP'si oldu. Karaoğlan eski Karaoğlan değil, ama b
liyorsun bir aydın kişiliğı vardır Ecevit'in. Haberin d(
vamını dinle: DSP'yi hemen izleyen, öyle olduÇ
için de kendisiyle koalisyon zorunlufuğuna yol açe
parti hangisi biliyor musun?
MHR sevgili Ekmekçi, MHP!
Düşünebiliyor musun Türkiye'nin gelip durduC
noktayı?
Türk-lş'in mücadelc
anlayışına eleştîri
Istanbul Haber Servisi -
Hava-Iş Sendıkası Merkez
Yönetim Kurulu. üyesi ol-
duğu Türk-Iş yönetıminı
temel sorunlan çözmek
için mücadele yenne "hü-
kümet koridorlannı aşın-
dırmakia" suçladı.
Hava-Iş Genel Merkez
Yönetim Kurulu'nca yapı-
lan açıklamada. Türk-Iş
yönetimimn mücadele an-
layışı eleştirild^. Açıkla-
mada, Hava-Iş Sendika-
sı'nın, öncekı gün ımzala-
nan toplu iş sözleşmesini,
kendi üyesinin gücü ve ira-
desiyle ücret. sosyal hak-
lar, çalışma koşullan bü-
tünlüğünde ve işkolunun
özelliklerini temel alan bir
anlayışla masa başında so-
nuçlandırdığı voırguiandı.
Türk-lş yönetiminin mü-
cadele anlayışına gönder-
me yapılan açıklamada,
"İşçi sınınnın önüne set çe-
ken, ortak birlikte müca-
dele>ireddederektemel so-
runlan çözmek için müca-
dele yerine bakanlık kori-
dorlannı aşuidırmanın ÇH
kar \ol olmadığı bu dönem
net şekilde ortaja çıknuş-
dr" denıldı.
Hava-lş açıklamasında,
17 dönem toplu ış sözleş-
mesinin detaylan da açı]
landı. Buna göre, ücretle
de sağlanan "ilk 6 ay iç
mevcut ücrete yüzde30a
0 28 milyon Hra seyyaneı
ücret artışının yani sıra ı
kazanımlar elde edildi:
- Mevcut vardiya prir
lenne birinci altı ay yüzı
40. sonraki altı aylıîc dilir
ler için enflasyon oranını
zam.
- Aylık sosyal yardın
birinci alu ay 10 milyo
sonraki 6 aylık diliml
için enflasyon oranını
zam.
- Evlenme ve emzirr
yardımı birinci yıl 15'
milyon, ikinci yıl 20'ş
milyon, ölüm yardımı 1
rinci yıl 30 milyon, ikır
yıl için 50 milyon olar
belirlendi.
- Birinci yılını doldur
tüm üyeler için yıllık C
retli iznin 30 gün olm;
kararlaştınldı.
- Erkek kabin memuri
nnın askerlik süresince C
retsiz izinli sayılması
askerlik dönüşü, istekl
halinde meslek ve eğit
durumlanna göre belir
necek konumîa yer pen
neli olarak istihdaml.
sağlandı.