17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 MAYIS 1999 CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 Bursa Söylevi Bursa'nın Yenişehir ilçesindeki anıtta Atatürk'ün heykeli ve heykelin altındaki plakette de Atatürk'ün Bursa Söylevi yer alıyordu. Anavatan Partisi'nden Yenişehir Belediye Başkanı seçilen Mehmet Kaya'nın göreve başlar başlamaz ilk icraatı anrta el atmak oldu ve Atatürk'ün Bursa Söylevi'nin bulunduğu plaketi kaldırdı. Anıtta neden böyte bir değişiklik yaptığını soranlara da şu yanrtı verdi: "Beş yıl sonra siz gelir değiştirirsiniz." Maltepe'de Istanbul Maltepe'de Karayollan 1. Bölge Müdürlüğü'nün yanındaki arsada Bahriye Üçok Kreşi vardı. Kreşi kaldınp yerine Maltepe Belediyesi'ne Park ve Bahçeler Müdüıiüğü'nü getirdiler. Şimdilerde yeni bir faaliyet gözleniyormuş arsada. Sorular yanıtsız kalıyormuş. ^Çevrede j ) duyulan, belediye bir şirkete vermiş, özel hastane yapılacakmış... Ne yapacaklarsa yapsınlar ama nrye gizli-saklı yapıyorlar! Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronik posta: [email protected] - Ekonominin yansı yeraltındaymış... "Yeraltı ekonomisinden sonımlu bakanlık kurulmalı!" ayıs ayının yirmi sekizinci günü Türk Be- yi. bütün ordugâhta davullar çaldırıp em- rini bildirdi; buna göreTürk birliklerine ku- manda eden bütün paşaları, bütün suba- şılan ve diğer bütün kumandanlar, hangi derece ve seviyede olurlarsa olsunlar, bütün bugün kendi yer- lerinde bulunmak mecburiyetinde idiler, aksi takdir- de kafaları kesilecektı. Bundan anlaşılıyordu ki, ya- rın Türk Beyi, bu elemii şehre karşı umumi taarruza geçecekti. Her iki taraf da kendi Allahına dua edip zafere erişmeyi diliyordu. Bizim Allahımız, Efendimiz, gök- te validesi ile birlikte, yarın neticelenecek olan bu şiddetli ve çetin muharebede kimin galip geleceği- ni kararlaştırdı; merhum Türk Murad'ın oğlu Meh- met Bey'in eline düşmesini arzu etti. Bu bin dört yüz elli üç senesinin yirmi dokuz Ma- yıs günü, gün doğmadan evvel saat üçte merhum Türk Murad'ın oğlu Mehmet Bey, umumi taarruza Fethin guncesi geçmek için Konstantiniyye şehrinin surlarına biz- zat geldi ve neticede de Konstantiniyye'yi aldı. Şehirde bütün bütün kadınlar diz çökmüşlerdi; erkekler de aynı vaziyette idiler. Herkes acı acı ağ- lıyordu. Bir çeyrek saat içinde otuz binden fazla Türk surlardan içeri girdi. O kadar bağırışıyorlardı ki insan kendini cehennemde zannediyordu. Haşmet- li imparator bütün şehrin çanlarını şiddetle çaldırt- tı. Surların muhtelif noktalarından da herkes bağırı- yordu: Şefaat! Ebedi Allahımız... Bütün rahibelerdonanmayagötürülüp hepsinin ırz- larına geçıldi. Sonra da bütün bu kadınlar esir ola- rak meydanlarda satıldı. Diğer bütün kızlar da ırzla- nna geçilip, mezatlarda satıldı. Fakat bazıları, Türk- lerin eline düşmektense, kendilerini kuyulara atıp bo- ğulmayı tercih ettiler, evli kadınlar da böyle yaptılar. Yollarda sanki yağmur yağmış gibi, dereler kadar kan akıyordu. Gerek Hıristiyan gerekse Türk ölüleri Ça- nakkale denizine atıldı. Bunlar kanallardaki kavun- Iargibi suyun üzerindeyüzüyorlardı. İmparator hak- kında hiçbir haber alınamadı; hayatta mı, ölü mü ol- duğu bilinemedi. Fakat bazılarının söylediğine gö- re ölüsü cesetler arasında görülmüştü. Velhasıl mu- harebe şafak vaktinden öğleden sonra saat üçe ka- dar devam etti. Karada katliam yapıldı. O saate ka- dar ölen öldü, kalan kaldı. Sonra kalanların hepsi de esir edildi. Altmış bin kişi esir edilmişti. Şunu belirtmek isterim ki, ben Marco oğlu Nico- la Barbaro bu kitabı kendi elimle yazdım. Türk Be- yi'nin Konstantiniyye'de yapmış olduğu bütün mu- harebeleri şehir alındığı güne kadar, günü gününe kaydettim. Çünkü ben, şehir alındığı zaman orada, Konstantiniyye'de bulunuyordum. (Osmanlı'da henüz günce tutulmuyordu) SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİ KURTCEBE Yüksek Yerilim Hattı Erdinç UTKU Şu sıralar mahsül iyi degil. tnsanlar kelek çıkıyor! Marmara Tıp'tan sevkedilen hasta Marmara Üniversitesi Tıp Fakülte- si Dekanı Prof. Dr. Nurdan Tözün, yatak olmadığı gerekçesiyle başka bir hastaneye gönderilen 87 yaşın- daki Ayşe Volgayla ilgili görüşlerini açıkladı: "Hasta, acil polikliniğimizemüraca-. at etmiş ve herkesin ilk muayenesi- { nin yapıldığı acil odasında inceleme- f si yapılmış, ilk etapta bir sindirim sis-' temi kanamasından kuşkulanılmış- tır. İlk işlem, bir nazogastrik sonda' takılarak aktif kanama olup olmadı- ğının kontrol edilmesidir. Bu işlemin kanamayı arttırıcı bir tehlikesi yoktur. Aksineyapılmamasıtıbbi hatadır. Ka- namasının yoğun olduğunun anlaşıl- ması üzerine nöbetçi ekip tarafından sıvı ve kan transfüzyonu planlanmış ve tüm kitaplarda yazdığı şekilde yo- ğun bakımda izleme olanakları araş- tınlmıştır. Yoğun bakımda yer buluna- mayan hasta sonra diğer kuruluşlar- la görüşülerek Kartal Devlet Hastane- si'nde yer bulunarak sevkedilmiştir. Hiçbir zaman ortada bırakılmamıştır. Salimen bir başka hastaneye ulaştı- nlan hastanın birkaç gün sonra vefat ettiği anlaşılmıştır. Öykü ve bulgular- dan anlaşıldığına göre hastada özo- fagus varis kanaması mevcuttur ve ile- ri yaşlarda ölüm oranı yüksektir." PALAS PANDIRAS Gelecek yıl, çelik yelek liselerde zorvnlu kıyafet olsun! IMüfrtBozacı Oktar Babuna baslatmıstı tlikBankası'na 140 bin örneklstanbul Haber Servisi - Lö- lemi hastası olan Dr. Oktar Ba- rana'mn önderiiğinde başlatılan Jlusal 1lik Bankası kampanya- l'Her ğüri ye¥ıi bir ldt'ılımia de- 'am ediyor. Kampanya çerçeve- inde son iki ayda 140 bin kan ırnegi alınırken 1lik Bankası'nın .urulması için bu rakamın 1 mil- ona çıkanlması gerektiği be- ırtildi. Ulusal tlik Bankası için dün Is- ınbul'da ilk olarak Fatih Oniver- itesi'nde 700 öğrenci ve öğre- m görerevlisı kan verdi. Kan ve- en öğrenci ve öğretmenler bü- în lösemi hastalannın yararla- acağı böyle bir kampanyaya erkesin duyarlı olmasını istedi- :r. Etkinlikte "Türkiye'de lö- emi hastalığı ve ilik bankası" onulu bir konferans veren Prof. )r. Cevat Babuna ise ülkemiz- e böyle bir bankanın gereklili- inedikkat çekti. Uluslararası Züccaciye ve He- iyelik Eşya Fuan Züchex'in im bilet gelirleri de îlik Banka- ı'na bırakılacak. Prof. Cevat abuna. açılışını yaptığı fuann yetkililerine teşekkür ederek sağ- İığın en önemli şey olduğunu vurguladı. Lösemi hastalıgının ne zaman geleceğinin belli olma- dıgihi sSyletyeH Babuna, "Mül' sahibi olmak yararlı olmuyor. Parayla kemik iliği alamıyor- sunuz. Bu kampanyaya Oktar vesile oldu ama tüm ulus için yararlı olacak" diye konuştu. 27-30 Mayıs tarihleri arasında TÜYAP-Tepebaşı'nda devam edecek fuan 5 bin kişinin ziya- ret etmesi bekleniyor. Fuarda ay- nca tlik. Bankası'na bağış yapıl- ması için banka da kuruluyor. MersirTde kongre Türk Hematoloji Derneği ta- rafından dûzenlenen 3. Ulusal Kemik İliği ve Kök Hücre Transplantasyonu Kongresi 3-5 Haziran tarihlerinde Mersin'de yapılıyor. Bu konuda uluslarara- sı araştırmalar yapan katıhmci- lann da yer alacağı kongre, hem- şirelere bir de kurs verilecek. Kongrede, Türkiye'de kemik ili- ği transplantasyonunun ne aşa- mada olduğu tartışılacak. Katolik ve Ortodoks Ermeniler buluştu Katolik ve Ortodoks Ermeniler arasındaki yüzlerce yıllık soğukluğu giderme yolunda çok önemli bir adım atıldı. ürkiye Ermenileri Patriği Mesrob Mutafyan, ünvadaki Ermeni Katolik cemaatinin ruhani lideri übnan Katolik Patriği 18. Jean Pierre'i, Kumkapı'daki Meryem \na Patriklik Kilisesrnde özel törenle kabul etti. Kiliseye gelişinde Patrik Mutafyan tarafından îarşılanan Patrik Pierre'e ayin için patrikliğin özel kâftanı giydirilerek altın haç sunuldu. Türkiye •rmenileri Patriği Mesrob lutafyan, Patrik Pierre'in ziyaretinin, Katolik inyasının dini lideri Papa II. Jean Paul'ün temmuz avının ilk haftasında tasarlanan, Ermenistan'a ziyaretinden hemen önce gerçekleştiğini belirterek "Sizi burada kabul etmekten çok memnunuz. Hıristiyanlığın 2000. yılında mezhep ayrılıkJarı olmayacak, bir anlaşma zemini sağlanacak" dedi. Konuk Patrik Pierre de, ayine katılan Ermeni cemaatine dostluk duygularını ilettiğini belirterek "Bu kardeşçe karşılama ve söylediğiniz kardeşçe sözler için çok teşekkür ederim. Söylediğiniz birieştirici sözleri, aynı fikirleri paylaşıyorum. Bu kapıdan içeriye girerken hissettiklerimi söylemek çok zor" diye konuştu. (Fotoğraf: ÜGUR GÜN YÜZ) HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ KÎM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK [email protected] ÇÎZGÎLİK KÂMİL MASARACI tÜfftÜff BULUT BEBEK MRAYçtFTçt izi nasıl kurtaracaklannı mı TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 28 Mayıs P/YASADA ET SfKINriSIL t3S4-'re Bu&ÜfJ itcrrSAr DOKTOKU f'EKİpUM £IZGi*l'tN ET S(- KfMTTSt KONULU YAZie/ CvMHUI&rer GAZErESt'NDE WYTM- LAMUtŞTI. O SIG4LA/Z GcHSÛLEN PAGL/Ğ/H £*( ÖA/£A*c/ Al£- UtNİU MEeALA/SDAtd AZALMA OLDUĞUNU ANİA7MM EG6İN, t9SS- S4- JtUf AYLARIUMK.I ŞİOOETT.İ SOĞUGUÜ _ . çxxsa AÇtLMffm. BU PUGUM HAYVAHCtUĞA KESİM HAyt/ANLA&tNtN YÜZÜNDEM tCOYUN ETİtVİN tCİLOSU ÛÇ Ct/eAO4Aj 8EŞ C/GA>A ÇftCMfŞ, BU 8UYÜ4C 2/4M HALK'M ACtM GÛGİJAJÛ £7"/cı'L£MtÇTt. O <SÜMLE&DE TZJ& <ı'YE 'DE SUİ-U/ıJAA/ /r^LYAN 6AUKÇtLf*~ UZA/TA*// Prof. l/MBeero 0'ANCOMA, £T EKSrKU'St fÇ/N ) ANKARA...ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Onurlu Bir Görev Telefonda Suna Kan, sesi parlıyor; Samsun'da başlayan festival konserlerinin coşkusunu anlatı- yor bir solukta. Katılmaktan büyük mutluluk du- yuyor. Daha önce de yazdım, Iş Bankası'nın Cum- huriyet Konserleri, "80 Yıl Sonra Mustafa Kemal" sözleriyle gerçekleşiyor. Halk büyük ilgi gösteri- yor Bilkent Orkestrası'na; tek çalgıcıları, şarkıcı- ları sevgiyle selamlıyor. Amasya'da yedi bin kişi izliyor konseri. Kimt ilk kez yaşıyor bir müzik ola- yını, ilkkezkemandinliyorbelki. Erkin'i, Vivaldi'yi duymamış da olabilir, ama coşkuyla alkışlıyor, çoksesli müziğin gizemini yakalıyor belki de. Telefonu kapıyor, siyasal orkestraları düşünüyo- rum; ilgi toplamıyor, coşku değil tepki duyuruyor, dinleyici de bulamıyor artık. Çokseslilik olsa da uyum sağlanamıyor, birliktelik oluşamıyor, dahası mü- zik üretemiyor, öz şarkılannı da yitiriyorlar! Kimi sah- neden çekiliyor, kimi küçülüyor. Büyüyenler de var, ama müzik üretecek mi aca- ba, dahası ne tür müzik?.. Peki CHP orkestrası?.. Parlamento dışında na- sıl yapıtlar seslendirecek acaba? Öz şarkısına ye- ni yorumlar, yeni boyutlar, yeni sesler katacak mı? Bence katacak. Kurultaydayaşanan çirkinlikle- ri gözümden silemiyorum, ama olaya umutla ba- kıyorum ben. Deniz Baykal için üzücü bir son da olsa CHP için iyi bir ders, bir uyan bu kurultay. Yan- lışların attını çizdi, doğrulan getirdi gündeme. Bel- ki soruları da yanıtladı bence. Barajı niçin aşama- dı CHP'liler, yıtik oylar nereden kaynaklanıyor, CHPTı seçmen kimi cezalandınyor? Barajı aşama- dı, ama oy oranıyla hayli ilginç bir tablo sergıliyor CHP'liler. Yerel yönetimde dördüncü sırada yer alı- yor, yüzde 15'e yaklaşıyor oylar, büyük kentlerde yüzde 15'e, il genel meclisi seçimlerinde yüzde 12. 8'e ulaşıyor. Milletvekili seçimlerinde de yüz- de 8.5'la barajın altında kalıyor. Başka bir deyiş- le seçimlerde uygulanan yöntemi, listelerdeyapı- lan değişiklikleri onaylamıyor CHP'liler, oylarıyla kanıtlıyor tepkisini. CHP'li seçmenin özelliği var; belli gelenek ve göreneklerle bilinçlenen bir seç- men. Katılmadığı politikayı desteklemiyor, uyan- dan geri kalmıyor! Bu uyarıya duyarsız kalanlar olabilir, ama azın- lıkta onlar. Yeni döneme güzel birliktelikle başlı- yor CHP'liler. Başkanlık seçimini yitırenler umut- la selamlıyor Attan Oymen'i. Güllerle karşılıyor, ba- şarı diliyor. Çokseslilik içinde birlikteliği kanıtlamak görevinı de hep birlikte başaracaklar hiç kuşku- suz. Başarmak zorundalar. • • • Altan Öymen'e kolay gelsin diyorum. Yakından tanıdığım için güçlükleri kolay aşacağına ınanıyo- rum. Bireysel değil ortak çalışmaya önem verir, dı- yalogdan hoşlanır. Duygusal değil akılcı yapısı var. Yolunu, yöntemini iyi saptar, doğrultusunu hiç şa- şırmaz. Beş yıl birlikte çalıştık ANKA'da. Haber- ciliği öğretti bana. Ortak çabayla oluşan ürünle- rin güzelliğıni duyurdu. Sevgiyle, coşkuyla çalışa- rak güzel birliktelik yaşandı ajansta. Ortak çabay- la oluştu haberler. CHP adaylığı gündeme geldi sonra. Hasan Işık müjdeledi bana, rahmetli Or- han Anman da aday, ama Altan Öymen'i istiyor Ecevrt. Olur dedirtinceye kadar hayli uğraşıyor, ama seçimi doğru. 1950 yıtında tanıyor Altan Öymen'i. Uzun yılları birlikte yaşıyorlar. 2000'lerin eşiğinde de eski partisini, yeni genel başkanı olarak selam- lıyor. Altan Öymen de kaç kez belirtti, siyasal yaşam- da doruğa ulaşıyor bu görevde. Üstlenmekten mutluluk, onur duyuyor. Güç bir görev, ama onur- la taşıyacağına inanıyorum. Başarılannı kutlama- yı umut ediyorum. • • • Yazımı, 27 Mayısçı dostlarımı selamlayarak so- na erdiriyorum. Her 27 Mayıs sabahı saygıyla, te- şekkürle kutlarım onları. Genç kuşaklar bılmiyor ya da yeteri kadar tanıcnıyor, yaşlı kuşaklar da gerçeğıni yeteri kadar yansıtmıyor, amatarihimiz- de önemli bir olay. Demokratik yaşamda da önem- li gelişmelere yol açan bir devrim 27 Mayıs. Bir- çok sorun o devrimle geldi gündeme. Yozlaştır- ma çabalanna, onarımlara karşın 1961 Anayasa- sı özünü koruyor hâlâ. Anayasa Mahkemesi gö- revini yapıyor; Planlama Müsteşarlığı, simgesel deolsaçalışıyor. 1961 Anayasası yaşama geçsey- di, o anayasa doğrultusunda oluşan kurumlar ça- lışabilseydi bugün başka bir düzeyde olurdu her şey. Çokseslilik gerçekleşir, darboğazlardatıkan- mazdı demokrasimiz. Üzgünüm, ilk kurucu meclis üyelerinin çağrısı- na katılamadım dün akşam. Boğaz'da Baltalima- nı'nda buluşan eski dostlardan yoksun kaldtm, anı- larda kavuştum onlara. Düşler kurduğumuz yılla- ra döndüm yeniden. Gecem aydınlanıverdi. O yılları çok özlüyor, tüm dostları saygıyla se- lamlıyorum. BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Balkanlar'da yaşayan Müslü- man bir halk. 2/ Akdenız bölge- sinde bir akar- 3 su...Sertbiriçki. A 3/"CemalReşit —•': Besteci- 5 miz... Pasifik Okyanusu'nda birada-de%1et.4/ Âdem ıle Hav- va'nın üçüncü oğlu... Domates. baharatgibişey- lerle hazırlanan ve kimi yemeklenn üzerinedökü- len terbıye. 5/ Şarapla- nn incelenmesini konu edinen bılım. 6/ Arjan- 3 tin'ınkurakbölgelennde 4 yaşayan kemirgen bir hayvan... Bir aygıtın ge- reken işı yapabilmesı du- ° rumu. 7/ Rütbesız as- ker... Bir tür ince meşın. 8 8/Trabzon'unAkçaabat g üçesindebirgöl...lkıtar- la arasındaki sınır. 9/ Bir soru ekı... Iri taneli bezetve. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Yazı yazmak. resim yap- mak için özel olarak hazırlanan deri. 2/ lspanyollann se- vinç ünlemi... "Geyik dağdan dağa atlarken güzel' — da- lında diş diş çatlarken güzel'" (C. S. Tarancı). 3/ Alman- gümüşü de denilen alaşım... Bir nota. 4/ Ltanç du\Tna... Katma. ekleme. 5/ XIX. \ür> r ılın ıkınci yansında lstan- bul tiyatrolarında ortaya çıkan eglendırici şarkı..."— Gü- ler": Fotoğraf sanatçımız. 6/ Bir tür dokuma tezgâhına \ e bu tezgâhta dokunan karmaşık desenli kumaşlara venlen ad. 7/ Osmanlılarda yeni evlenen erkeklerden alınan ver- gi. 8/ Bir tür denız taşımacılığı... Düşüncesızce her işe atılan. 9/ Güney Amerika'da yaşayan büyük su yılanı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle