17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2SMAYIS1999SALI • CUMHURİYET SAYFA HABERLER ' Sendikalar ve Türkiye-AB îlişkileri' konferansında konuşan Dışişleri Bakanı îsmail Cem 'Işçilerin bütünleşmesi yavaş'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dı- şişleri Bakanı İsmail Cem, AvTupa Bırli- gi 'nın(AB) bir "bütüıueşmeolayT oldu- ğunu \urgulay arak "Sermaye sınıfinın bü- tünkşmesi, işçi sınıfmın bütünleşmesin- den daha hizlı gerçekkşmiştir" dedi. Türk-Iş Genel Sekreteri Şemsi Denizer. Türkne'nin küreselleşme sürecının bir unsuru olan bölgesel yapılanmalar için- de ABnineşithakvesorumluluklarasa- hip bir üyesı olmak istediğıni söyledi "Seodikalar ve Türkiye-AB İÜşküeri" konulu konferans, dün Dedeman Ote- li "nde Avrupa Sendikalar Konfederasyo- nu (ETUC) Türk-İş, DİSK. Hak-Iş ve KESKtemsilcilerinin katılımıyla gerçek- ieştirildi. Dışişleri Bakanı tsmaıl Cem, AB'nin konuşulmayan, ancak önemlı özelliğinin emek boyutu olduğunu vurguladı. AB'nin bütûnleşme olay ı olduğunu belirten Cem, • Dışişleri Bakanı fsmail Cem, AB'nin konuşulmayan, ancak önemli özelliğinin emek boyutu olduğunu vurguladı. AB'nin bütûnleşme olayı olduğunu belirten Cem, "Sermaye sınıfinın bütünleşmesi işçi sınıfinın bütünleşmesinden daha hızlı gerçekleşmiştir. Işçiler kendi aralannda bu ölçüde bütünleşmeyi hızlandırmadıklannda daha önemli meseleler ortaya çıkacaktır" dedi. "Sermaye sımfının bütünleşmesi işçi sını- finın bütünleşmesinden daha hızlı gerçek- leşmiştir. İşçiler kendi aralannda bu ölçü- de bütünleşmeyi hızlandırmadıklarında daha önemli meseleler ortaya çıkacaktır" dedi. Sendikalann dayanışmasını arttıra- cak yöntemlere gereksinim olduğunu söyleyen Cem, sermayenin çokuluslu ni- teliğinın işçi sendikalannın geleneksel güç araçlannı etkisizleştirdiğini belirtti. AB'nin serbest dolaşım ve mali katkı konusunda yükümlülükİerini yerine getir- mekten kaçındığını anlatan Denizer. "Bu konuda da günah keçisi olarak Yunanis- tan kullanılmaktadır. Yunanistan, bazı ko- nularda A>rupalı bazı ülkelerin taşeron- luğunu yaparak Ege'de gerginlik yarattı- ğuıda. Avrupa Birligi'nin askeri ve siyasi desteğini alabileceğini ummaktadır. Tür- kiye ile Avrupa Birliği arasında oluşturu- lan Gümrük Birliği ağuiıklı AB lehine iş- lemiştir. AB ise Türkiye'nin tam üyeliği sonınunu hemen hemen tamamiyle gün- dem dışına çıkarmıştır" diye konuştu. Hak-lş Genel Başkanı SaHm Uslu, Türki- ye'nin AB'den beklediği tek şeyin AB'nin Türkiye'ye açık bir takvim ve perspektif vermesi olduğunu söyledi. AB'nin izle- diği belirsizlık politikasuım iki tarafa da yaran olmadığının yaşanan süreçte gö- riildügünü kaydeden Uslu, "Türkiye'nin duygusal çizgryi aşarak Avrupa Birliği Uiş- kilerinde üyelik durumu da dahil gerçek- çi, karşdıklı dengelere dayalı ve daha üst bir strateji belirlemesi gerekmektedir" de- di. DİSK Genel Başkanvekili AulaÖngeL süreçteki temel kaygılannın örgütsel ba- ğımsızlığa zarar gelmemesi olduğunu kaydetti. KESK Genel Başkanı Siyami Erdem. gümrük birliğinden önce yürürlüğe gir- mesi gereken emeğin serbest dolaşım hakkının sağlanamadığını ve Türkiye emekçilerinin serbest dolaşım hakkını en- gellediğini söyledi. Erdem, AB ile olan ilişkilerde sosyal boyutun, ekonomik bo- yutun gerisinde kaldığını belirtti. ETUC Genel Sekreteri Emilio Gabag- lio, AB-Türkiye ilişkilerinin oknası gere- ken düzeyde olmadıgını söyledi. Türki- ye'nin AB'ye üyeliği için yeterli olduğu- nu düşündüJderini belirten Gabaglio, ''Gümrük birliği tek başına nihai hedef değiL sadece bir adımdır. Ekonomik açı- dan bakarsak GB Türkiye ekonomisine dinamizm kazandırmıştır. Fakat iki taraf için de bedeü oünuştur" dedi. Gabaglio. sosyal haklann da insan haklannın için- de yer aldığına dıkkat çekerek şunlan söy- ledi : "Yanlış anlamalan. algdanıalan or- tadan kakünnaya çalışmabyız. 12 Eylül sonrası kısıtiamalar ve OHAL'in kaldınl- ması gerekrvor. Etnikgnıptann ve aanlık- lann durumu ele alınmalıdır. Bu demok- rasinin gereğidir. ETUC oiarak AB'nin kapah bir kulüp olduğuna inanmıyoruz. Avrupa 'daki entegrasyon süreci istikrar tahsisetmekiçin değil,yeni bir savaşın çık- maması için tesis edilmiş bir gelişmedir." Birlesik Metal-İs sempozyumu 'Çalışanlann kazanımlanna saldınlıyor' tstanbul Haber Servisi - Çalışanlann yüzlerce yıllık kazanımlannın çok yönlü saldınlarlageri alınmayaça- lışıldığı belırtildi. Mühen- dis, teknisyen gibi teknik elemanlann işçi sınıfinın bir parçası oldugu vurgulanarak üretim içinde nıcel ve nitel olarak önemli bir konuma yükselen teknik elemanlann sendikalaşmak ihtiyacında olduğu kaydedıldı. DISK'e bağh Bırleşik Metal-lş Sendikasfnca 22- 23 Mayıs 1999 tarihlerinde düzenlenen "Teknik Ele- manlar ve Sendikalar Sem- pozyumu" sonuç bıldırgesı açıklandı. Sempozyumda ortaya konan görüşlerin yer aldığı bildirgede, işçi sınıfi- nın ve tüm calışanlann yüz- lerce yıllık mücadele ile el- de ettikleri kazanımların ulusal ve uluslararası serma- yenin çok yönlü saldınları ile geri alınmaya çalışıldığı savunuldu. Ekonomik ve siyasi krizm faturasının hiçbir sorumlu- luğu bulunmayan emekçile- re ödettirilmek istendiği ifa- de edilen açıkiamada."Bu fatura. IMF \e Düma Ban- kası gibi kuruluşlann dayat- ögı ve uluslararası tekellerin çıkarlanna hizmet eden eko- nomik politikalardır. Bu fa- tura özelleştirme adı alünda kamu mülkivetinin bazı Türk-İs gruplara peşkeş çekilmesi, çalışanlann işlerinden aşla- nndan olmasıdır. Bu fatura, işverlerinde uygulanmaya başlanan esnek üretim ve da- ha ağır çauşma koşullannuı dayablmasıdır. Bu fatura. ta- şeronlaştırma başta olmak üzere standart dışı çalışma biçünleri ile tüm sendikal ka- zanımlann ve örgütlenme^ nin ortadan kaldınlmak is- tenmesidir. Bu fatura. teknik elemanlann sendikal örgüt- lülükten ve iş güvencesinden yoksun olarak gün 24 saat, hafta 7 gün oiarak çalişma- ya zorlanmasıdır" denildı. Mühendisi, teknisyeni, tek- nıkeri, şefleri, ustabaşılan ve büro çalışanlanyla tüm çalı- şanlann işçi sımfının aynl- maz bir parçası olduğu kay- dedilen bildirgede, teknik elemanlann sendikalaşma ihtiyacında olduğu ıfade edildi. Bildirgede, " Bu bü- tiinleşme düma emekçileri- nin uluslararası sermayeye karşı yürüttüğü mücadeleye ülkemizden de bir katkı ol- ma özelliği taşımaktadır. Bu büfünleşme, ülkemizde ya- pay aynmlarla parça parça ve ayn ayn duran demokra- si ve emekten yana güçlerin yeniden derlenmesi-topar- lanması yolunda umut veri- ci bir soluk ve olumlu bir ör- nek olmaktadır" görüşü savunuldu. Ozelleştirmeye 'hayır' çağnsı MERİHAK İZMİR - Ozelleştirmeye karşı çıkmanın sosyal dev- leti korumanın asgari koşu- lu olduğu bildirildi. Türk-lş, dünyada özelleştırmenin tar- tışıldığı bir dönemde Türki- ye'de yaşama geçirilmesi için çalışmalar yapıldığını anımsatarak üretenleri, ozel- leştirmeye karşı çıkmaya ça- ğınyor. Türk-lş tarafından yapı- lan bir araştırmada. KlT'le- rin ekonomik yeri irdelendi. Ekonomideki kara delikler olarak adlandınlan KİT'le- rın milli gelire yüzde 12.8 katkı sağladığı araştırmada vurgulanırken bu oranın 1991 'de yüzde 7.6'ya gerile- diği ve ardından da I995'te yüzde 10.9'a yükseldiğine dıkkat çekıldi. Araştırmada. "Milli geti- rin yüzde 10-12'si arasında- ki bir göreli önem. dünvanın birçok ülkesindegörülebilen hatta aşılabilen bir orandır. Şaşırtıcı olan bütün köstek- lemelere karşın KİT'lerin aynı zamanda sınai katma değer içindeki payının da 1991'den sonra sürekli art- ması ve 1985'in yüzde 26.6'ük oranını dahi aşarak 1995'te yüzde 29'a çıkmas»- dır" denıldi. Araştırmada, dünyada özelleştirme yaklaşımının değiştine dıkkat çekilirken şu görüşlere yer verildi: "KİT'leri en fazla tasfive etmiş. sosyal devieti en fazla geriletmiş. devletin piyasala- n düzenleme araçlannı en fazla elinden çıkarmış bulu- nan ülkeler bugün krize kar- şı en donanımsız konumda olanlanoiuşturuyor. Krizbu ülkeferin toplumlannı daha da acımasızca vunıyor. Dün- yada küreselleşme veözelkş- tirme dalgalan hızını kesmiş ve tamşmaiı hale geimişken Türldye'yi yönetme iddi- asında otanlar özeUeştirme- yi hızlandırmaklaövünüyor- lar. Daha kapsamlı ve hızlı programlar yapmak peşin- de koşuyorlar. KİT'ler büt- çe>i beslerken bütçe harca- malannın yüzde43'ünün fa- izcilere aktanlması sorun olarak gösterilmiyor. KİT'ler bütçe vergi gelirteri- nin yüzde 4O'ını sağlarken faizcilerin vergilerin yüzde 73'üne el koyması yadirgan- mıyor. Sosyal devleti koru- manın ve geliştirmenin an- cak ve ancak devletin üret- ken yönünün korunmasıvia, KİT'lere ve kamu kuruluşla- nna sahip çıküması ve geüş- tirilmesivle sağlanabileceği dikkatlerden kaçıyor. Gûçlü ve bağımsız Türkiye'nin, cumhuriyerin ekonomik, sosyal ve demokratik kaza- nımlannın KİT'lerin kamu- sal hizmet arzının geliştirü- mesiyle pekiştirilebilecegi gerçeği çarpıtılıvor. Işte bü- tün bu nedenlerle gün, her rürlü ozelleştirmeye karşı çıkma günüdür." Bayi mi market mi belli değil Yurttaş haklı olarak inceliyor. Doğranmış domates konservelerinin tarihi geçmiş mi? Tabaklar tdevizyonlarda söylendiği gibi ltâhan mı? Deterjaniann gramajı eksik mi diye. Medva, "Tabak-çanak- deterjan" pazarlamacıbğma soyunduğundan bu yana "zücaciyeci" zannedip "ucuz tabak ahnm" diye y önekliğiniz tezgâhlar arük "gazete bayii" çıkıyor. Kadıköy'deki bir gazete bayii de, "gerçekçi" dav ranıp alışüagekiigi gibi raflannın önüne renkli dergileri ve bol fotoğraflı gazeteleri değil, "bardaklan ve saJçalan" dizmiş. Amaç vurttaşa haber ulaşürmak değil, hizmet etmek. (Fotoğraf: İPEK YEZDANİ) kinıiti ınulfa&t da/ta ııuırifvllif KF3125 Bugün sadece Türkiye''de değil, bütün dünyada milyonlarca mutfakta, Kumtel tercih ediliyor. KB6000 1X401 LX7020 Çünkü Kumtel pişirici grubu ürünleri, mutfağında yeteneklerine güvenilir bir yardımcı arayan bütün ev hanımlarının gözdesi. Beklentilerinizden ödün verrneden. kaliteli ve ekonomik bir çözümle mutfağınızı yenilemek için, Kumtel i tercih edin. KUMTEL DA&TiaiAI<ISI«NtUL!AV1IUPATMÇ*9|(1212)BANÇBfVlS</UWsaçCVGCItE<U/»SSee2I7-BASCUkfI/SOnuin> 57). 659 2303 • KYOCaJ'AUBfYODA 243 557» • E5ENUR; GÛOTtt 7K ÖS 5028 • GUNGÛRENIAJUU&U» DC 553 3062 • MERTER > ĞZAK LTD ŞTİ 539 7269 • 5Ûl£YMA«YE JKARACA ZOCCACtYtSU 9961 • StŞHANE ! KAFTtl PAZAJtLVHA 251 5937 »ZEYT1N0URNU /AKOYT1C LTD 664 7457 • ÎANADO4.U YAKASD 10216) F1KJHTÖ* ' Ö2XA 338 7978» KÜÇUKYAU/ TÛMTFt PAZMUAAtA 489 0BO9 • UAOtPt t HEDCF 7K. *42 2763 nM&A. '02241 TAŞÇLJD. fTt 225 3279 MIIŞIKHCIJUJMBBrMBUlilAVBUMrAIÜÜ» IO2I2) V&LlMlUIUKO&Oll 634 2016 .BAMİKÛY/ DzMBirn*UÇrye572«18 .(AGU«VA«/MMH«J224 5208. ÇAHLZA/H*SHMJITD 7K İS3T • StHlf I SAtOIAtOOlOZtK Xt • SODMBHmOKts\ M25- =ATlH'a2HH«/cr«7534«61'G«105MAW»S»/*nS(XaBtT«K 615 52K • GUTfS* *pfiMM 7WM/TYf 254 4576 • UBmıll FUMCAMLTV 6413165 . JMNCVIEF ı /ID£M fVQf«Çl£«652 r u • 2frT«U»«J(SISOra«T»llt547 7517 .«OlfTHBtI»>r510 1 0 « . TFMff n)B0rifll 5108877. JİHADOÜJ Y«ASI) 10216) ATAttMT/ JBUW£HZÖCCACftf 443 2575» 8£YX0Z GEÜStMVC 323 7909•BOSTANCI DOüAN YIĞ/TIER 361 1679* 35ZTEPÎ / «UCUR ÇEYB 355 '922 • ÇEMNKÛY/MOOONUOGlU416 7636 • #t£M TK. 3803890 • KARTAL irrAMUlHMJİHt 7160 • M2MK7 MOESESEU» 3S3 4222 •PAŞMAHCE/OH44JVO1Î11/7K 413 -354 • rtlt*. I MCm> HAU 390 8433 'İUCmtmiı KO MW»»MMf7pU>; 4'9 2730 • JMHAMY!, KTAHKA HAU 335 2441 •/iniw CUBmW 3C5 4«47 M u n a t »2661 O«Art«UİJ«<Oli 2446363 • C£»3IW1İU riC >« Î3SB • B * M « ^ ' G & f ^ V E ^ A ' • ı'«•,: B«rT»l : ; î 7 S I W ^ r t $BVTÛ!»:T>C7'U753-K4fU!Bint 212 3337««5*:«1224ı HfltTllOiUMM 221 41K •SMI XEK ja 3678309»OKimTK 255286B»««3«*5V€l*fte«12f2542253*GHHftwG62]/Otflf TJC 5T2261 ÇMMJCKMi.»286;-A/BL4A7X213 5819-BIGA/H0U>W(Mfl*2*K3166860 -3162«C7HI1«:C284, 7AXXMTK 22535GB*IIŞWÇAMJG1 MOStttl ' 1 4 » 9 8 a İ SlrtC 2124640'HOOCR.UTK 214 3336IOX«1; |C2€; GÛUEk7C 4266266 • GB2: ftFHOHAU642 2Sc TOİSM&C2â2;£^£ZC BUCMİTK 7266213ÇOKÜCR tijAAnJC 551 139«»T)C 6511328 Y*1OVA(02261 SBWİXaDA318S160ZOIIfiU*UC [ M t » « Y > 6 2 3 2 9 C r ( a ı l » l M f £ 7 i 7 C 5 s 4 5 i a v ı l f « » C 5T2261 ÇMMJCKMi.»286;-A/BLA7X213 5819BIGA/H0U>W(Mfl*2*K3166860 3162«C7HI1«:C284, 7AXXMTK 22535GBIIŞWÇAMJG1 MOStttl 14»98amtMBİHam U642 2iSc TOİSM&C2â2 ;£^£Z'CV BUCMİTK 7266213• ÇOKJJ/YÜCR tijAAnJC 551 1139• «J»T)C 6511328 Y*1OVA.(02261 SBWİXaDA318S160ZOIIfiUU*UC [037; ÇAYCJMA -l3C"G0«;F»£Y VMHTTİNCTpİlf.' 2 >tXK • f&ŞBJBt IIOÇLM «CWW63S4OOS'MH«(f7-re«4?.'a3654. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Altan Oymen CHP'nin 22 Mayıs Kuruttayı, Altan Öymen'in ge- nel başkanlığa seçilmesiyle noktalandı. Kendisini iç- tenlikle kutluyor ve başanlar diliyorum. Bu kurultayın duyurusunun yapıldığı andan itiba- ren değişik isimler ortaya atıldı. Bunlar arasında Er- tuğrul Günay, Hasan Fehmi Güneş, Murat Kara- yalçın ve Altan Öymen benı en çok mutlu eden isimlerdi. Daha sonra Hurşit Güneş'in aday olması- nı da memnuniyetle karşıîamıştım. Çünkü genç ve yıpranmamış bir isim, partiye yeni bir ivme kazandı- rabilirdi. Kıran kırana bir seçim mücadelesinden sonra, Al- tan Öymen'in "kılpayı"ve "burun farkıyla" ipi göğüs- lemesi, bende buruk bir sevinç yarattı. Sayın Hasan Fehmi Güneş, ya da yukanda saydığım isimlerden bir başkası da ipi göğüsleyebilseydi aynı buruk sevinci duyacaktım. Kazananın niteliklerini bildiğim için se- vinç duyarken, kaybedenlerin niteliklerini düşündü- ğüm zaman üzülüyorum. Umut edelim ki bu seçim CHP'de yeni parçalanmalara neden olmasın ve se- çim sonuçlannı herkes içine sindirebilsin. Altan Öymen, siyasal yaşamımızın bilinen isimle- rinden biridir ve gerek siyasal geçmişinde ve gerek- se gazetecilik geçmişinde en ufak bir pürüz, en ufak bir leke yoktur. Oysaki siyasal geçmişinde bakanlık düzeyine dek yükselmiş ve bu konumunu asla abart- madan ve başka şeytere "malzeme" yapmadan es- ki yaşamına dönebilmiş ve partisinin bir "neferi" ola- rak çalışmalannı sürdürmüştür. 1998 yazında, Anadolu'nun CHP'lı beiedıyelerinin hüküm sürdüğu pek çok yerieşim biriminde ben ken- di "inançlanmın" neferi olarak dolaşırken, Sayın Öy- men'in de benimkilerle bütünleşen düşüncelerinin ve inançlannın neferi olarak dolaştığına şahit olmuş- tum. Siz seçim sonuçlanna bakarak aldanmayın. Eğer bir zamanlar "Bana sağcılar suç işliyor dedir- temezsıniz" diyen Sayın Cumhurbaşkanımız, bugün Atatürk Cumhuriyeti'ne ve laikliğe böylesine sahip çı- kıyorsa, bunda; üzerine düşen görevı "kannca kara- nnca" yerine getirmeye çalışan yüzlerce aydının pa- yı vardır ve şimdiki CHP Genel Başkanı Altan Öymen, bunlann en önde gelenlennden biridir. Şimdi adını vermek istemedığım Karadeniz kıyısı- nın bir sahil kasabasında, üç kuruşluk şarkıcılara biz- den daha çok ıtibar edılmesi üzerine (her zamanki gi- bi) aynlmaya kalktığımda, "Boşver hocam, bizim iş- levimiz farklı, sen görevinı yap" diyerek beni caydı- ran da kendisi idi. Bilmiyorum kendisi hatıriar mı? Kendisini ilk defa 1980 öncesinde bir "Taksim top- lantıstnda" tanımıştım. Nurettin Sözen hoca ve bir- kaç ari<adaşının öncülüğunde başlayan Taksim top- lantlan, genellikle o dönemdeki Intercontinental (şim- diki The Marmara) ve Sheraton (şimdiki Ceylan) otel- lerinin salonlarında yapılırdı. Ancak o akşamkı top- lantı, sanıyorum Divan Oteli'nde idi. Toplantıya Turizm ve Tanıtma Bakanı olarak konuş- macı srfatıyla katılan Altan Öymen, o çok karanlık günlerde içimize biraz güven sağlamış, umut ver- mişti. Her gün 15-20 insanın vurulduğu günlerdi o günler. 12 Eylül'den sonra, "bıçakgibi" kesilen terör ve anarşi tüm acımasızlığıyla hüküm sürüyordu. Kor- kuyorduk, ama "korkmuyorduk." Yani kendimizi ev- lerimize hapsetmiyor ve tüm "ürküntümüze" rağmen normal yaşamımızı sürdürmeye çabalıyorduk. (Fakat her şeye rağmen toplumumuzda o ürküntüyü ege- men kıldılar ve 12 Eylül'ü "kurtuluş" gibi yutturabil- diler). Taksim toplantılan, bir ara tavsamasına rağmen, özellikle 12 Eylül sonrasının karanlık günlerinde, içi- mize umut saçan kişileri konuk etti. Bunlardan biri, şimdiki Cumhurbaşkanımız Sayın Demirel idi. Ken- disi de "yasakh" olmasına karşın, gelecekle ilgili ola- rak umut verici şeylec dile getirebiliyordu. Bu gece de Taksim toplantısının konuğu olacak ve bu toplan- tı, NTV'den naklen yayımlanacak. Altan Öymen'den söz ederken bakın laf nerelere geldi. Tekrar Altan Öymen'e dönersek, CHP Kurul- tayı'nın iyi bir seçim yaptığını düşünüyorum. Hasan Fehmi taraftartannın seçim sonrası saldırganlıklannı üzüntü ile izledim. Sayın Güneş'in de aynı üzüntüyü paylaştığına eminim. Fakat böylesine az oy farkıyla yitjrilen bir seçim, insanlan ister istemez sinirli yapı- yor. Neyse ki fazla büyümeden ve bizleri daha faida üzmeden olaylann önü alındı. Altan Öymen'in "emanetçi" olarak görülmesi ve değeriendirilmesinin de çok haksız bir yaklaşım ol- duğunu düşünüyorum. Bu nasıl bir emanetçiliktir ki, Baykal'ın aday olması beklenirken adaylığını açıkça ilan etmişti. Ben pek meşru görmüyorum, ama ra- kiplerini zayrflatmak için bu türden "yakıştırmalar" ve hatta "iftiralara" kolay başvuruluyor. Ve bu yakıştır- mayı yapanlar, iftirayı atanlar bile, daha sonra aynı şe- yi başkalanndan duyduklan zaman, hemen inanryor- lar. Ancak bu tür davranışlar CHP'ye yakışmıyor... Deniz Baykal CHP'nin üyesidir ve yann, durumu uygun gördüğü takdirde yeniden genel başkanlığa a- day olabılir. Ancak eminim ki, bu makamı ancak Al- tan Öymen'le kıran kırana bir mücadele sonrasında elde edebilir. (Belki de edemez). Umuyorum ki, kurultay sırasında ve sonrasında çı- kan ve önümüzdeki günlerde de çıkacak olan olay- lar ciddi kırgınlık ve kopmalara sebep olmasın. Tür- kiye'nin CHP'ye ihtiyacı var... M. Hanifi Tiryakı MHP'Ii mflletvekiline 6 ihale' soruşturması AKEVBODUR tSKENDERUN-lSDE- MlR'de yönetim, eski ge- nel müdür MHP Gazian- tep Milletvekili M. Hanifi Tiryaki'nin. görevini kö- tüye kullanarak kardeşine 'iki ihale vermesi' iddiala- nnı soruşturuyor. 1982 Anayasası, ihale- ye fesat kanştıran kişilerin milletvekili seçilmesine engel oluştururken, soruş- rurmanın seçim öncesi ta- mamlanmaması, Tirya- ki'nin parlamenter olarak TBMM'ye gitmesine ola- nak sağladı. Tiryaki hakkında, İS- DEMlR AŞ Genel Mü- dürü olduğu sırada görevi- ni kötüye kullanarak kar- deşine ve yakınlanna 'iha- le ayncahğı yaptığı' savıy- la soruşturma açıldı. tSDEMİR'in yeni Ge- nel Müdürü A. Nedb Ebe- gil ve Hukuk Müşaviri K. Cemal Tekeli. eski yöneti- cilerin, yakınlannın kur- duklan şirketlere ihaleler vermesi savlannın, Işlet- me Teftiş Kurulu Başkan- lığı müfettişlerince incele- meye alındığını ve soruş- turmanın devam ettiğini söylediler. Hanifi Tiryaki'nin, ku- rumun 'Tedarik tkmal Müdüriügü 1998yılı umu- mi nakliye nizmetteri iha- lesi'ni, kardeşi M. Faruk Tiryaki'nin de ortak oldu- ğu KÖDEN adlı firmaya vermesini sağladığı ıdıala- nnın yoğunlaşması ve bu konudaki haberlerin gaze- temizde yer almasından sonra İSDEMIR Yönetim Kurulu toplanarak söz ko- nusu ihaleyi iptal etmişti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle