17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 25 MAY1S 1999 SALI 14 KULTUR PORTAL DİKMEN GÜRÜN 'Herakles Üçlemesr iistüne...Theodoros Terzopoulos. Tıyatro Festi- vali ızleyıcısının yakından tanıdığı bır yö- netmen. "Bakhalâr", "Prometheus", "Qu- artet","Medea" geçen yıIlardaTerzopo- ulos'un ılgı çeken yorumlan. Terzopoulos. tiyatro eğitımıni Yunanıs- tan'da aldıktan sonra uzun yıllar Berlıner Ensemble'da Rout Berghaus, Benno Bes- son ve Heiner Müller'ın asıstanı olarak çalışmış. Üçu de çalışmalannda Terzopo- ulos'aesın kaynağı olan ısimler. "Heiner Mülkr'in benim yaşamımda biryazar, fel- sefeci, sryaset bilimci ve bir dost olarak ay- nbiryerivardır"dı\or Terzopoulos "He- rakles'' ü^tünde çalışmaya da Müller'in önensi iistüne başlamış. "Mülter'iönem- li kıian onun ğiiçlii kalcmi \e giiçlii kişili- ği değiL \apıtlanmn \erlesik n'vatro anla- yışınısorgulamasıdır. Busorgulamayıllar sonra da sürecek." 1994'te Tıyatro Olimpıyatlan'nın ku- ruculan arasında yer alan Theodoros Ter- zopoulos. Tiyatro Olımpiyatlan Komıte- si'nın başkanı. Dığerüyeler Heiner Mül- ler(Almanya). RobertWilsoıı(Amenka), Yuri Lyubimov (Rusva), NııriaEspert(ls- panya). Tony Harrison(lngiltere). Antıı- nes Filho(Brezılya). Jurgen Flimm (AI- manya). Georges LavaudantjFransa) ve TadashiSuzuki(Japonya). llkı Delphı'de yapılan Tıyatro Olimpiyatlan'nın ıkınci- si Japonya'da. Shızuoka'da kurulmuş olan Kültür Merkezı'nde gerçekleştırilıyor. Iki ay sürecek olan 2. Tiyatro Olımpiyatlan 'nın te- ması "Umırt Yaratmak". Yeni bır binyılın eşiğinde yeni umutlara yer var mı acaba? Odeon Tiyatrosu, Robert VV'ilson. Gerhard Boh- ner, Cesc Geiabert, Macunaima (Truvalı Kadınlar), Taganka gibi sanatçılar ve tıyatrolar ikı ay süren bu etkinlığın konuklanndan sadece birkaçı. 11. Ulusla- rarası lstanbul Tiyatro Festiyali ve Attıs Tiyatrosu or- tak yapımı olan "Herakles Lçlemesı" Tıy atro Olim- piyatlan'nın konuklan arasında yeralıyor. "Herak- les ÜçfcmesTyle Uluslararası tstanbul Tiyatro Festi- H.tttSUMMSİ İSTAJKM. TİYATB8 FISTtKMİ J. -M. • Uluslararası lstanbul Tiyatro Festivali ve Attis Tiyatrosu ortak yapımı olan "Herakles Üçlemesi" Tiyatro Olimpiyatlan'nın konuklan arasında yer alıyor. "Herakles Üçlemesi" ile Uluslararası lstanbul Tiyatro Festivali ilk kez bir ortak yapıma imza attı. Üçleme, 25, 26, 27 Mayıs tarihlerinde Istanbul'da oynadıktan sonra 4, 5, 6 Haziran'da Japonya'da Tiyatro Olimpiyatlan'na katılacak. Theodoros Terzopoulos, Tıyatro Olimpiyatian Komitesinin Başkaıu. vali ılk kez bir ortak yapıma ımzaatıyor Üçleme. Tı- yatro Festivali kapsamında açılışını yapacak ve ar- dından Shızuoka'ya gıderek 4-5-6 Haziran tarihle- rinde orada oynayacak. "'Herakles 2 ve 13" Yunan grubun yorumlayacağı Muller metnlen (bu oynn geçen yıl Attis Tiyatrosu'nda prova aşamasındaoyun olarak sahnelenmiş). AylaAl- gan. Cem Bender, Yetkin Diltincinler, Murat Ergun, Devrirn Nas ve Celal Perk'ten oluşan Türk grubun oynayacağı "tniş" Euripkks'ın "Herakles" ve Sofok- tes'ın "Trakhis kadınlarTndan bölumler içeriyor. Üçlemenın son gününde ıse Türk ve Yunan sanatçı- lar "Herakles'in inişTnde bir araya geliyoriar... Theodoros Terzopoulos bu çalışmasıyla ılgili ola- rak önemlı ıpuçlan \eriyor: "Herakles metinlerini elime aldığımda ne kadar zor bir işin içinc girdiğimi daha i>i anladım. Son derecede felsefî bir metinler yumağıyla karşı karşıyaydım. Metinlerin içine gjr- dikçedahaderinleresürüklendinı. DramaturgHans Thies Lehmann'la yapuğımızçalışmalarsonucunda Herakks'in Hydra olduğu sonucuna vardık. Herak- les Hydra'yı gördüğü anda donmuştur. Onu kuşat- •mış olan kollarla savaşırken tıpkı bir kabuki ovun- cusu gibi aynanın gerisini görmeye çalışır. Hvdra. He- rakles'i bir ahtapot gibi sarmışbr. Hjdra'nın kolla- n Herakles'in eUerini temsil eder. Herakles, H\dra ile çaöşır, ama her kestiği kafanın yerini daha güçlüsü, daha büyiiğü alır. Herak- les, Hydra'nın havat damandır. Herakles bir makinedir. Hydra'yı üreten bir mald- ne. bir ihtiras makinesi. Hydra bu mald- nenin ürettiği sistemdir. Herakles, Hydra'dır. Bir savaş makinesi \e bir savaş üriinü. Herakles-Hydra-makine-üriin öz- deşleştirmeleri ashnda insanhğın evrensel imgesidir... Hydra'nuı surat bir iktidar nutldnesinin şektini alır, bir faşizm mald- nesinin. Burada. makine ve Herakles ör- tüşmesi önemli bir saptamadır." Müller "Prometbeus'un Ozgüriüğü", "Medea MateriaT, "Argonodarla Kır Manzarası" gibi oyunlannda olduğu gi- bi burada da bır kez daha Yunan mitolo- jisinden esinlenmiş ve Terzopoulos'un ta- nımıyla 'şevtani' bir metin oluşturmuş- tur. "Mermerden adam_ Demirden adam_ Heiner Müller günümüzün üsrün insan yarabsını bu kadar göz önüne çıkararak onunla bir yandan alay eder, öte yandan da her zaman vurguladığı hususun altmı bir kez daha çizer; yaşanmakta olan sos- yalizmin koşuilanıun. kapitalizmin kosul- lanndan farkı yokrur. Her iki sistemin de merkezinde asia insanoglu olmamışar. He- iner Müller, bugün Yugoslavya'da yaşa- nanlan yıllar önce görmüş ve bu kaosun isaretierini vermiştir." Türk oyuncularla yaptığı yoğun çalışmada Terzo- poulos'un temel hareket noktasını ınsan bedenı ve bellek arasındaki ilişki oluşturmuş: "Bflgbnizin veener- jimizin kaynagı içsekür, belleğe dayabdır. Beynimize adeta çrvflenmiş olan imgeler ve bize ait olmayan ya- şamlar bütünüdür. Bedenin içinegömülmüş olan bil- giyi dışa vurmak, bedeni açmak, bedeni özgürkstir- mek." Yönetmen; Euripıdes, Sofokles ve Hemer Mül- ler metinlenni buluştururken sözünü ettigı bedensel enerjıyı, belleğın zengınliklerinı ve bedende saklı duran ımgelen uyandırarak şıırsel ve yeryerde satink bir bütüne ulaşmış. D ü ş m a n k i t n ? O n u n k ö k l e r i y o k s a k e n d i i ç i m i z d e m i ? Sözün beden aracıhğıyla aktardması ÖZLEM HEMİŞÖZTÜRK İnsan önce doğaya korku dolu bir hayranlık duydu, sonra onu anlamaya çalıştı. Doğada kendi- sini tehdıt eden tehlikelen alt et- meye başladı. Gittikçe kendini doğayla kıyaslayabılır duruma geldı. Doğanın nasıl olup da do- ğurduğu belli olmayan, "zararlı" yaratıklarını tüm ınsanlık ıçın yok ederken yavaş yavaş insan doğa- sına çöreklenen "var ohnak için yok etme". "başkasının olanı al- ma", "sahip olma" tutkulan> la "trajik" hatalara sürüklenmeye, kendını yok etmeve dogru yol al- dı. Herakles. ınsanın doğayla so- nu gelmez savaşımını, doğada var olma çabasını simgeler. Zens'un sayısız aşklanndan bırinden ol- ma oğludur. Daha doğmadan Ze- us'un kansı Hera'nın kıskançlı- ğından doğan öfkesini üstüne çe- ker. Hera. Mania'yı ona musallat ederek çocuklannı öldürmesine neden olur. Bu suçu tannlar tara- fından "on iki iş" ile cezalandın- hr. Zeus'un oglu, insanoğlunu aşan keskin bır güce sahıptir. Efsane- vi gücünü artık başkalannın em- rine sunacaktır. Ona hep doğanın içınde gızlenen, dogaüstü, ınsana zarar veren yaratıklan yok etme işleri verilir. Bir çılekeş gibi ve- rilen emirlere boyun eğer, görevi- ni yenne getirir Ne var ki öldür- düğü u düşman"lardan binsı He- rakles'in sonunu hazırlar. Düş- man, ölmeden önce Herakles'in kansı Deianeira'ya bıraşk iksiriy- mişçesine zehir venr. Herakles bir başka kıskanç kadının -kansı- nın- elıyle ölmüş olur. Herakles sınırsız gücüyle, gü- cün her şey demek olduğu Ro- ma'da Herkül'dü Roma'yı dev- leştiren anlayışın simgesiydı. Rö- nesans'ta insanın doğa karşısında eğilmezlığiyle etkiledi insanlan. Sophokles Herakles'in hüzün ve- ren son anlanna saygılı bir sada- katle eğilir, Euripides onu tann- lan sorgulamak için seçer. Günü- müzde Herakles bir arketip olarak bize neler söylüyor. Sinema en- düstrisine Rambo, Terminatör gi- bi "kahramanlar"a "esuı" kayna- gı olan Herakles'e çağdaş sanat na- sıl bir anlam yüklüyor. Sistemler insanı birmakinenin kusursuzluğunu taşıdığı sürece kabul eden, kusurluyu derhal sis- temin dışına atan kontrol meka- nizmasıyla, fabrikalan andınr. Tüm sistemler, yalnızca kendi pro- totiplerini çoğaltmak isterken in- san olandan gittikçe uzaklaşır. MüDer, Herakles 2 ya da Hydra metninde Herakles'ı anlatırken sözcüklerin ritmi bir savaş maki- nesıni vurgular; kurbanıyla aynı kimliği taşımaya başlayan bir sa- vaş makinesini. Heiner Müller ya- şadığımız çağı, tüm karanlıkla- nyla anlatır, belki de insanlann ca- balayarak yeniden üretebilmesi erzopoulos, Müller'in politik, ideolojik sorulannı ve Herakles mitine varoluşçu yaklaşımını sahneye taşımayı hedefliyor. Kendi kültürüne ait tragedya geleneğini anlatımına katarken Müller'in metnini, Sophokles ve Euripides ile besleyerek ortaya yeni bir metin çıkanyor. için umudu önce yok etmek ge- rekiyordur. Yönetmen TheodorosTerzopo- ulos, Müller'in politik, ideolojik sorulannı ve Herakles mitine va- roluşçu yaklaşımını sahneye taşı- mayı hedefliyor. Kendi kültürüne ait tragedya geleneğini anlatımı- na katan Terzopoulos. Müller'in metnini. Sophokles ve Euripides ile besleyerek ortaya yeni bir me- tin çıkanyor. Oyunculann mizah yüklü alaycı bır dil kullanmasını isteyen yönetmenin tutumu Mül- ler'in "Bir gödemci ölünıe, dışa- ndan, tektek betimlenmiş ev rele- rine bakarsa, ölüm ona komik ge- Br. Her hareket, her yaşayan. her kmıddayankomikiçerir. Komiksa- decebdirginliktir" sözlerini anınv satıyor. Sahnedekı süreci ritüel olarak nitelendiren Terzopoulos çalışmalannda hareketı belirgin- leştiriyor. İnsanlann iletişim kurmasın- daki en büyük engel olan dil so- rununu aşabilme özelliğini. sa- nat, bu çalışmayla bir kez daha ispatlayacağa benziyor. Sözün be- den aracıhğıyla aktanlmasını is- teyen Terzopoulos 'un oyuncudan beklediğı disıplin ve teknik, ken- di deyimiyle "Akdenızli oyuncu- yu" zorluyor. Ancak özde saklı olan arketiplen yüzeye çıkarabil- mek de onun yeteneğı. 11. Uluslararası Tıyatro Festi- vali ve ATTIS Tiyatrosu'nun or- tak yapımı olan Herakles Üçfe- mesi "diplomatik kaygılardan uzak" içten bir yapım. Sanatın politik yaşamı etkileme gücü gü- nümüzde her zamankinden çok tartışmaya açık. tnsanlann radıkal görüşlere ya da apolitik tavırlara yönlendiğı günümüzde, politika- lan oluşturan görüşlere keskin eleştirisini yönlendiren projenin, duşmanlık ve savaş dürtüsüne kar- şı banş umutlannı besleyen bir yönü var. 90'ın üzerinde filmin gösterileceği 2. Kadın Filmleri Festivali gelirinin bir bölümü Kosovalı kadmlara aktanlacak Festivalin kadın yönetmeni Türkan ŞorayANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Uçan Süpürge Kadın lletışım Merkezı tarafin- dan düzenlenen "2. Kadın Filmleri Festi- vaö" 30 Mayıs'ta yapılacak açılış töreni ile başlıyor. 31 Mayıs-6 Haziran tarihle- ri arasında 90'ın üzerinde filmi Ankara- lı sanatseverlenn beğenisine sunacak fes- tival boyunca çeşitli söyleşi, panel ve ser- giler gerçekleştirilecek. Uçan Süpürge KuruluşuTemsilcısi Ha- KmeGüııer. dün düzenlediğı basm toplan- tısında film festivali hakkmda bilgi ver- di. Güner, her fılm sonrasında kadın yö- netmenlerle söyleşileryapılacağını ve fes- tival kapsamında sokak şenlikleri düzen- leyeceklerinı bildirdi. Toplantıya katılan Yenımahalle Beledi- ye Başkanı TuncayAkmdaroğlu, kadın ve kadın sorunlannın gündemde yer alma- sına karşın. somut öneriler getirilmeme- sinın sıkıntısının yaşandığını belırttı. Son dönemde köktendınci akımlann kadını toplumdan dışlamak ıstediklenne işaret eden Alemdaroğiu, kadın \e sorunlanna sahip çıkma anlayışında olduklannı bil- dirdi. Şoray için be^esel film Uçan Süpürge'nin Kültür Bakanlığı, TRT, Avrupa Topluluğu, Sheraton Hote- li. ASE. Sabah Gazetesi, Yenimahalle Belediyesi ve kültür merkezlerinin kat- kısıyla düzenlediğı Kadın Filmleri Fes- tıvali'nin bu yılki kadın yönetmeni Tür- kan Şoray. Festival süresınce Türkan Şo- ray'ın yönettiği ve oynadığı filmlerizle- yicılerle buluşacak. Aynca Şoray içiat An- kara Üniversıtesı İletişim Fakültesi Öğ- retim Üyesı Nilgün Abisel ve ekıbi kısa 31 bırbelgesel film hazırladı. Fılm. festiva- lin 30 Mayıs günü saat 20.30'da Devlet Opera ve Balesi'nde yapılacak açılış tö- renınde gösterilecek. Tören aynı zaman- da TRT 2 'den canlı olarak yayımlanacak. Festivalin yurtiçinden konuk edeceği sa- natçı ve yönetmenler şöyle: Alin Taşçı- yan, Annie Pertan, Aüf Ydmaz, Atilla Dorsay; Canan Evcimen-İçöz, Cem Al- tuısaray, Deniz Türkali, Fatmagül Berk- tay, Fetay Soykan, Hale So> gazi. Handan lpekçi. LeylaOzalp, Mine Vargı, Necip Sa- ncıoğiu. Niikhet Duru, Rutka> Aziz, Se- da Güler-Kaya. Sevin Okya>; Tevfık Isma- ilov, Tiına Erdem, Zeki Demirkubuz,Zey- Mayıs- 6 Haziran tarihleri arasında 90'ın üzerinde filmi Ankaralı sanatseverlenn beğenisine sunacak olan festival boyunca çeşitli söyleşi panel ve sergiler gerçekleşecek. nep Oral, Zuhal Çetin. Fesrivale bu yıl Almanya'dan kadın yö- netmen Jeannine Meerapfel. Azerbay- can'dan GülbenizAzimzade. tngiltere'den MinldeSpiro, Lübnan'dan Dima El-Harr. Kanada'dan Eylem Kaflan ve JanineMarc- hesault ve lsrail'den Keren Yedeya katıla- cak. Festival kapsamında 31 Mayıs-6 Hazi- ran tanhlen arasında 32 uzun, 42 kısa, 13 belgeselfilm.6 Türkan Şoray filmi veTürk sinema tanhinden 6 film gösterilecek. AI- manya, Ingiltere, Çek, Polonya, Iskoçya ve Fransız sinemasını başkente taşıyacak festival programında yer alan fılmlerden bazılan şöyle. "Malou, La Amiga/Arka- daş, Die Veriiebten/Hatııianası Günler, Desembarcos (Jeannine Meerapfel), Tan- go Lesson/Tango Dersi (Sally Potter), Traps/Tuzaklar (Vera Chytilova), Was- hington Square/Kadın$ı Duygular (Agni- eszka HoOand),Stella DoesTricks/Stefla'nm Numaralan (Cok> Giedroye). Aunrumm Moon/Sonbahar Ayı (Clara Law)." Festı\ al nedeniyle 28 Mayıs Cuma gü- nü Çağdaş Sanatlar Merkezı'nde " Kadın Ressamlar" ve "SevgUi Kadın DosHarya da Scvgili Düşmanlar? KarşılaştınJaıı Ka- dın" başlıklı sergiler açılacak. "Onlar Stan Tarbşıyor", "Biz Bir Film Yaptik" ve "Biz Bize" panelleri ile konuk yönet- menlerin katılacağı söyleşiler gerçekleş- tirilecek. Festivalin uzun filmleri Kavaklıdere Sineması'nda; kısa ve belgesel filmler de ücretsiz olarak Alman ve Fransız kültür merkezleri, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezı ve Yenimahalle Beledi- yesi Tiyatro salonlannda izlenebilecek. Festivalde bılet satışından elde edilecek gelirin bır bölümü Kosovalı kadmlara ak- tanlacak. Ilk kez bu yıl düzenlenen Ulu- sal Kısa Film ve Belgesel Film Senaryo Yanşması 'na 108 eser katıldı. Yapılan de- ğerlendirme sonucunda Kısa Film Senar- yosu dalmda birinciliğe değer eser bulu- namadı. Ash Alparuı "CamdanCama"sı ikınci seçilırken, üçüncülük ödülü Güler Yıkhnmın "Kacak Görfişmek" ve "13. Küometre" adlı eserleri arasında paylaş- tınldı. Kapanış 6 Haziran'da Belgesel Film Senaryosu dalında da bi- rinciliğe değer eser bulunamadı. tkinci- lik ödülünü BerrakTaranç'ın "Tangolar veYalnız Kadın-Nevesser Kökdeş" ve Me- lek Özman ın Yaşar Nezihe-Bir Kadının Hayat Hakla Arayışı" adlı eserleri aldı. Ûçüncülüğü de Deniz Dalkılıç'ın "Nö- bet24 Saat" ile Hatice Gûrter'ın "Varlar Ama" adlı eserleri paylaştı. Bu dalda Se- çıci Kurul Özel Ödülü Belma Özgün'ün "Kömür Çiçekkri" adlı yapıtına venldı. Festival 6 Haziran pazargünü saat 19.30'da Batıkent Vedat Dalokay Parkı 'nda düzen- lenecek "Grup Termostat"ın konsen ile sona erecek. Yanşma ödülleri de bu tören- de sahıplenni bulacak. YAZI ODASI SELtM İLERİ Atila Alpöge'den Mektup Çürük Elma! Çok sevdiğim bir oyun. Hayır, sah- nede izlemedim. llkgençliğimdeydi, Memet Fuat'ın De Yayınevi yayınlan arasında çıkmıştı. Türk tiyat- rosunun en güzel verimlerınden. Ne acı ki, yıllar- dır, çok uzun yıllardır sahne ışığına yeniden kavu- şamaz. Çürük Elma'nın yazarı değerli Atila Alpöge'den bir mektup aldım. Yazı Odası'nın okurlanyla pay- laşmak istiyorum: "Sayın lleri, Postanın yurtdışına ulaşması biraz zaman aldı- ğı için Cumhuriyet'te 7 Mayıs'ta yayımlanan 'Han- gi Pazar Günü?' başlıklı yazınızı ancak bugün gö- rebildim. Büyük bir mutluluk duygusuyla okudum yazdıklarınızı. Beni eski günlere götürdüğü için değil. (Biraz aşağıda da söyleyeceğim gibi, şim- dilerde o günleh didik didik etmekle uğraşıyonım zaten.) Ahmet Kutsi TecerV ve onun bu oyunu- nu keyifie andığı için. Yazınızda bazı sorular daso- ruyorsunuz. Bu oyunun ve kitabın ortaya çıkma- sını az buçuk izlemiş biri olarak sorulannıza ışık tut- mak ve bazı ek bilgiler vermek amacıyla rahatsız ediyorum sizi. Aslında Bir Pazar Günü ilk kez 1956 'da oynan- mışto. TeknikÛniversite Tiyatrosu'nda. Ergun Kök- nar sahneye koymuştu. Ben de oynayanlardan bi- riydim. Ergun ve ben, Galatasaray LJsesi'nde ho- camız olmuş olan Ahmet Kutsi Tecer ile yakın iliş- ki içindeydik. Kutsi Hoca o sıralarda ortaoyunu- na eğilmişti. lstanbul dergisinde bir dizi halinde bu konudakiincelemeyazılan çıkmıştı. Bizimle zaman zaman ortaoyununu bir kaynak olarak değerien- dirmenin ve günümüze getirmenin sorunsalını tar- tışırdı. Bir Pazar Günü bu düşünce oluşumunu ey- leme döken bir laboratuvar çalışmasının sonucu- dur. Bizlero sıralarda Teknik Ûniversite Tıyatrosu'nu kurmuştuk. Kutsi Hoca oyunu bu topluluk için yazdı. Teknik Üniversite'deki gösterim, Tecer'in tarihi daha da eski olan tek perdelik bir oyunu ile başlıyordu: Yazılan Bozulmaz. Bu oyun, Devlet Konservatuvan Deneme Sahnesi'nin ilk oyunu ol- muştu. Bizden sonra bir daha da oynanmadı. 1957'de, bızler, ufak bir grup Teknik Ûniversite Tiyatrosu'ndan aynldık ve Genç Oyuncular top- luluğunu kurduk. Bizim için yepyeni bir serüven olan bu başlangıç, ortaoyunu, Karagöz ve seyir- lik oyunlan gibi toprağımızın ürünleri olan tiyatro tühenne yeniden ve yakından eğilmemizi de be- raberinde getirdi. Bu nedenle Bir Pazar Günü'nü yeniden oyun listemize aldık. Aynca, elimizdeki dar olanaklara bakmadan bunu bastırdık. Sizin yazı- nızda üzerinde durduğunuz kitap, işte bu amatör çabanın ürünüdür. Yıl 1959. Fark ettik ki, bu yıl Şinasi'nin (Türk ti- yatrosunun ilk oyunu olarak kabul edilen) Şair Ev- lenmesi'n/n yazılmasının 100. yılı. Dedik ki, bunu kutlamak gerekir. Bu amaçla bir kutlama progra- mı hazırladık. O dönemde, Erdek Şenliği'ni düzen- lemekteydik. Bu şenlik (2. Erdek Şenliği'dir) bu ko- nuya odaklandı. Bu nedenle Posta Idaresi'niıkna ettik ve onlann Türk tıyatro yazahığının 100. yılı ne- deniyle özel birpul bastırmalannı sağladık. Düzen- lemekte olduğumuz Erdek Şenliği'ni de bu tema- nın çevresinde kurduk. Gene bu amaçla özel bir gösterim hazırladık: Yü- züncü Yıl Gösterisi. Bu çalışmalar içinde tiyatro ya- zahığımızın (en azından düşünsel açıdan vardığı çizgiyi vurgulamak amacıyla) Bir Pazar Günü'nü repertuvanmıza aldık. Nıtekim, bu girişimi Çürük Elma, Vatandaş Oyunu gibibasılmış ürünlerie Bü- yücü Oyunu gibi basılmamış yapıtlar izledi. Bir Pazar Günü ve Yüzüncü Yıl Gösterisi'nin bi- rinci bölümü Genç Oyuncular topluluğu tarafın- dan ilk kez 1 Nisan 1959'da Pangaltı LJsesı'nden Yetişenler Derneği'nin salonunda sahnelendi. Ar- kadaşımız Arif Erkin'/n tutmuş olduğu notlardan görüyoruz kı, bu gösterimde 175 seyirci varmış ve 5 lira ödeyerek gelmışler bu gösterime. Diyeceksiniz ki, kimler oynamış bu gösterimde? Oldukça ilginç birliste çıkıyor ortaya. Gene Ergun Köknar'ın sahneye koyduğu bu oyunda şu arka- daşlargörevalmıslardı: Genco Erkal, Çiğdem Se- lışık, Ergun Köknar, Çetin Ipekkaya, Oya (Kay- nar) Başak. Arif Erkin, Ayla Alpöge Odekan, Aram Gümüşyan, Esen (Kolgu) Philcox, Aytaç (Aydoğan) Edvvars ve ben. Aynı gece, Yüzüncü Yıl Gösterisi'nin ilkperde- sini de oynamıştık. Bu oyunda yukanda adlannı yerdiğim arkadaşlanmın yanında Minu Inkaya, Üstün Kırdar, Birkan Özdemir ve Oğuz Alpö- ge de görev almıştı. Yazınızda müzik konusuna da değiniyorsunuz, 'Oyun başlamadan önce acaba hangi pazar mü- ziği çalınıyordu?' diye soruyorsunuz. Bunu sevgi- li dostum Ergun Köknar ile konuştum. Der ki, o sırada lstanbul Radyosu'ndan aynlmış olan Sa- bit Karamani Amerikan Haberler Bürosu 'nda ça- lışmaya başlamıştı. Ona gittik ve onun yardımıyla radyonun müziklerini banda çektik. Izin verirseniz, son birkonuya değineyim. Genç Oyuncular topluluğunun yukanda değindiğim se- rüveni oldukça ilginç bir olgu Türk tiyatrosu bakı- mından. Bunu bildiğimiz için, yıllar önce bu olu- şumu kâğıda dökmeye karar verdik. Arkadaşlanm büyük bir çaba göstererek bin sayfaya yaklaşan beigeleri bir araya getirdiler ve kendi aralannda yü- rüttükleri otuz saati geçen sohbetleri banda aldı- lar. Sorun şurada ki, bütün bu verileri bana verip 'Haydi otur, bunlan yaz' dediler. Benim şimdikisı- kıntım da burada işte. Umuyorum ki, yazım işi önümüzdeki 6 ay için- de bitecek ve 2000yılına varmadan bütün bunlaı bir kitaba dönüşecek. Bu bilgilen sizin kişisel keyfiniz için yolluyorum. Bana ve -eminim- arkadaşlanma verdiğiniz key- fin karşılığı olarak. Keyifli yazılannızın sürüp gitme- si dileğiyle sevgi ve saygılanmı sunanm." 'Silahm Şakası Yok' I Kültür Servisi - Toplumumuzdaki bireysel silahlanmaya dıkkat çekmek ve bu konuda toplumu uyarmak amacıyla çeşitli etkinlikler gerçekleştiren Umut Vakfı, -Silahın Şakası Yok' başlıklı bir karikatür sergisı düzenliyor. 1997yılında düzenlenen 'Silahın Şakası Yok' Karikatür Yanşması'na katılan yapıtlardan oluşan sergı, 21 Mayıs-6 Haziran tarihleri arasında Kütahya Esbank Sanat Galerisi'nde görülebilecek. Bireysel silahlanmanın da ınsanlığa, topluma en az uluslararası savaşlar kadar zarar verdiğini anlatmak için kurulan Umut Vakfı, bu konuda bilinç yaratmak, silah taşımanm öncelikle kışiye ve yakınlanna zarar verdiğini örnekleriyle göstermek içm bir kampanya yürütüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle