Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 25 MAY1S 1999 SALI
14 KULTUR
PORTAL DİKMEN GÜRÜN
'Herakles Üçlemesr iistüne...Theodoros Terzopoulos. Tıyatro Festi-
vali ızleyıcısının yakından tanıdığı bır yö-
netmen. "Bakhalâr", "Prometheus", "Qu-
artet","Medea" geçen yıIlardaTerzopo-
ulos'un ılgı çeken yorumlan.
Terzopoulos. tiyatro eğitımıni Yunanıs-
tan'da aldıktan sonra uzun yıllar Berlıner
Ensemble'da Rout Berghaus, Benno Bes-
son ve Heiner Müller'ın asıstanı olarak
çalışmış. Üçu de çalışmalannda Terzopo-
ulos'aesın kaynağı olan ısimler. "Heiner
Mülkr'in benim yaşamımda biryazar, fel-
sefeci, sryaset bilimci ve bir dost olarak ay-
nbiryerivardır"dı\or Terzopoulos "He-
rakles'' ü^tünde çalışmaya da Müller'in
önensi iistüne başlamış. "Mülter'iönem-
li kıian onun ğiiçlii kalcmi \e giiçlii kişili-
ği değiL \apıtlanmn \erlesik n'vatro anla-
yışınısorgulamasıdır. Busorgulamayıllar
sonra da sürecek."
1994'te Tıyatro Olimpıyatlan'nın ku-
ruculan arasında yer alan Theodoros Ter-
zopoulos. Tiyatro Olımpiyatlan Komıte-
si'nın başkanı. Dığerüyeler Heiner Mül-
ler(Almanya). RobertWilsoıı(Amenka),
Yuri Lyubimov (Rusva), NııriaEspert(ls-
panya). Tony Harrison(lngiltere). Antıı-
nes Filho(Brezılya). Jurgen Flimm (AI-
manya). Georges LavaudantjFransa) ve
TadashiSuzuki(Japonya). llkı Delphı'de
yapılan Tıyatro Olimpiyatlan'nın ıkınci-
si Japonya'da. Shızuoka'da kurulmuş olan Kültür
Merkezı'nde gerçekleştırilıyor.
Iki ay sürecek olan 2. Tiyatro Olımpiyatlan 'nın te-
ması "Umırt Yaratmak". Yeni bır binyılın eşiğinde
yeni umutlara yer var mı acaba?
Odeon Tiyatrosu, Robert VV'ilson. Gerhard Boh-
ner, Cesc Geiabert, Macunaima (Truvalı Kadınlar),
Taganka gibi sanatçılar ve tıyatrolar ikı ay süren bu
etkinlığın konuklanndan sadece birkaçı. 11. Ulusla-
rarası lstanbul Tiyatro Festiyali ve Attıs Tiyatrosu or-
tak yapımı olan "Herakles Lçlemesı" Tıy atro Olim-
piyatlan'nın konuklan arasında yeralıyor. "Herak-
les ÜçfcmesTyle Uluslararası tstanbul Tiyatro Festi-
H.tttSUMMSİ
İSTAJKM.
TİYATB8 FISTtKMİ
J. -M. • Uluslararası
lstanbul Tiyatro Festivali
ve Attis Tiyatrosu ortak
yapımı olan "Herakles
Üçlemesi" Tiyatro
Olimpiyatlan'nın
konuklan arasında yer
alıyor. "Herakles
Üçlemesi" ile
Uluslararası lstanbul
Tiyatro Festivali ilk kez
bir ortak yapıma imza
attı. Üçleme, 25, 26, 27
Mayıs tarihlerinde
Istanbul'da oynadıktan
sonra 4, 5, 6 Haziran'da
Japonya'da Tiyatro
Olimpiyatlan'na
katılacak. Theodoros Terzopoulos, Tıyatro Olimpiyatian Komitesinin Başkaıu.
vali ılk kez bir ortak yapıma ımzaatıyor Üçleme. Tı-
yatro Festivali kapsamında açılışını yapacak ve ar-
dından Shızuoka'ya gıderek 4-5-6 Haziran tarihle-
rinde orada oynayacak.
"'Herakles 2 ve 13" Yunan grubun yorumlayacağı
Muller metnlen (bu oynn geçen yıl Attis Tiyatrosu'nda
prova aşamasındaoyun olarak sahnelenmiş). AylaAl-
gan. Cem Bender, Yetkin Diltincinler, Murat Ergun,
Devrirn Nas ve Celal Perk'ten oluşan Türk grubun
oynayacağı "tniş" Euripkks'ın "Herakles" ve Sofok-
tes'ın "Trakhis kadınlarTndan bölumler içeriyor.
Üçlemenın son gününde ıse Türk ve Yunan sanatçı-
lar "Herakles'in inişTnde bir araya geliyoriar...
Theodoros Terzopoulos bu çalışmasıyla ılgili ola-
rak önemlı ıpuçlan \eriyor: "Herakles metinlerini
elime aldığımda ne kadar zor bir işin içinc girdiğimi
daha i>i anladım. Son derecede felsefî bir metinler
yumağıyla karşı karşıyaydım. Metinlerin içine gjr-
dikçedahaderinleresürüklendinı. DramaturgHans
Thies Lehmann'la yapuğımızçalışmalarsonucunda
Herakks'in Hydra olduğu sonucuna vardık. Herak-
les Hydra'yı gördüğü anda donmuştur. Onu kuşat-
•mış olan kollarla savaşırken tıpkı bir kabuki ovun-
cusu gibi aynanın gerisini görmeye çalışır. Hvdra. He-
rakles'i bir ahtapot gibi sarmışbr. Hjdra'nın kolla-
n Herakles'in eUerini temsil eder. Herakles, H\dra
ile çaöşır, ama her kestiği kafanın yerini
daha güçlüsü, daha büyiiğü alır. Herak-
les, Hydra'nın havat damandır. Herakles
bir makinedir. Hydra'yı üreten bir mald-
ne. bir ihtiras makinesi. Hydra bu mald-
nenin ürettiği sistemdir. Herakles,
Hydra'dır. Bir savaş makinesi \e bir savaş
üriinü. Herakles-Hydra-makine-üriin öz-
deşleştirmeleri ashnda insanhğın evrensel
imgesidir... Hydra'nuı surat bir iktidar
nutldnesinin şektini alır, bir faşizm mald-
nesinin. Burada. makine ve Herakles ör-
tüşmesi önemli bir saptamadır."
Müller "Prometbeus'un Ozgüriüğü",
"Medea MateriaT, "Argonodarla Kır
Manzarası" gibi oyunlannda olduğu gi-
bi burada da bır kez daha Yunan mitolo-
jisinden esinlenmiş ve Terzopoulos'un ta-
nımıyla 'şevtani' bir metin oluşturmuş-
tur. "Mermerden adam_ Demirden adam_
Heiner Müller günümüzün üsrün insan
yarabsını bu kadar göz önüne çıkararak
onunla bir yandan alay eder, öte yandan
da her zaman vurguladığı hususun altmı
bir kez daha çizer; yaşanmakta olan sos-
yalizmin koşuilanıun. kapitalizmin kosul-
lanndan farkı yokrur. Her iki sistemin de
merkezinde asia insanoglu olmamışar. He-
iner Müller, bugün Yugoslavya'da yaşa-
nanlan yıllar önce görmüş ve bu kaosun
isaretierini vermiştir."
Türk oyuncularla yaptığı yoğun çalışmada Terzo-
poulos'un temel hareket noktasını ınsan bedenı ve
bellek arasındaki ilişki oluşturmuş: "Bflgbnizin veener-
jimizin kaynagı içsekür, belleğe dayabdır. Beynimize
adeta çrvflenmiş olan imgeler ve bize ait olmayan ya-
şamlar bütünüdür. Bedenin içinegömülmüş olan bil-
giyi dışa vurmak, bedeni açmak, bedeni özgürkstir-
mek." Yönetmen; Euripıdes, Sofokles ve Hemer Mül-
ler metinlenni buluştururken sözünü ettigı bedensel
enerjıyı, belleğın zengınliklerinı ve bedende saklı
duran ımgelen uyandırarak şıırsel ve yeryerde satink
bir bütüne ulaşmış.
D ü ş m a n k i t n ? O n u n k ö k l e r i y o k s a k e n d i i ç i m i z d e m i ?
Sözün beden aracıhğıyla aktardması
ÖZLEM HEMİŞÖZTÜRK
İnsan önce doğaya korku dolu
bir hayranlık duydu, sonra onu
anlamaya çalıştı. Doğada kendi-
sini tehdıt eden tehlikelen alt et-
meye başladı. Gittikçe kendini
doğayla kıyaslayabılır duruma
geldı. Doğanın nasıl olup da do-
ğurduğu belli olmayan, "zararlı"
yaratıklarını tüm ınsanlık ıçın yok
ederken yavaş yavaş insan doğa-
sına çöreklenen "var ohnak için
yok etme". "başkasının olanı al-
ma", "sahip olma" tutkulan> la
"trajik" hatalara sürüklenmeye,
kendını yok etmeve dogru yol al-
dı.
Herakles. ınsanın doğayla so-
nu gelmez savaşımını, doğada var
olma çabasını simgeler. Zens'un
sayısız aşklanndan bırinden ol-
ma oğludur. Daha doğmadan Ze-
us'un kansı Hera'nın kıskançlı-
ğından doğan öfkesini üstüne çe-
ker. Hera. Mania'yı ona musallat
ederek çocuklannı öldürmesine
neden olur. Bu suçu tannlar tara-
fından "on iki iş" ile cezalandın-
hr.
Zeus'un oglu, insanoğlunu aşan
keskin bır güce sahıptir. Efsane-
vi gücünü artık başkalannın em-
rine sunacaktır. Ona hep doğanın
içınde gızlenen, dogaüstü, ınsana
zarar veren yaratıklan yok etme
işleri verilir. Bir çılekeş gibi ve-
rilen emirlere boyun eğer, görevi-
ni yenne getirir Ne var ki öldür-
düğü
u
düşman"lardan binsı He-
rakles'in sonunu hazırlar. Düş-
man, ölmeden önce Herakles'in
kansı Deianeira'ya bıraşk iksiriy-
mişçesine zehir venr. Herakles
bir başka kıskanç kadının -kansı-
nın- elıyle ölmüş olur.
Herakles sınırsız gücüyle, gü-
cün her şey demek olduğu Ro-
ma'da Herkül'dü Roma'yı dev-
leştiren anlayışın simgesiydı. Rö-
nesans'ta insanın doğa karşısında
eğilmezlığiyle etkiledi insanlan.
Sophokles Herakles'in hüzün ve-
ren son anlanna saygılı bir sada-
katle eğilir, Euripides onu tann-
lan sorgulamak için seçer. Günü-
müzde Herakles bir arketip olarak
bize neler söylüyor. Sinema en-
düstrisine Rambo, Terminatör gi-
bi "kahramanlar"a "esuı" kayna-
gı olan Herakles'e çağdaş sanat na-
sıl bir anlam yüklüyor.
Sistemler insanı birmakinenin
kusursuzluğunu taşıdığı sürece
kabul eden, kusurluyu derhal sis-
temin dışına atan kontrol meka-
nizmasıyla, fabrikalan andınr.
Tüm sistemler, yalnızca kendi pro-
totiplerini çoğaltmak isterken in-
san olandan gittikçe uzaklaşır.
MüDer, Herakles 2 ya da Hydra
metninde Herakles'ı anlatırken
sözcüklerin ritmi bir savaş maki-
nesıni vurgular; kurbanıyla aynı
kimliği taşımaya başlayan bir sa-
vaş makinesini. Heiner Müller ya-
şadığımız çağı, tüm karanlıkla-
nyla anlatır, belki de insanlann ca-
balayarak yeniden üretebilmesi
erzopoulos,
Müller'in politik,
ideolojik
sorulannı ve Herakles
mitine varoluşçu
yaklaşımını sahneye
taşımayı hedefliyor.
Kendi kültürüne ait
tragedya geleneğini
anlatımına katarken
Müller'in metnini,
Sophokles ve
Euripides ile besleyerek
ortaya yeni bir metin
çıkanyor.
için umudu önce yok etmek ge-
rekiyordur.
Yönetmen TheodorosTerzopo-
ulos, Müller'in politik, ideolojik
sorulannı ve Herakles mitine va-
roluşçu yaklaşımını sahneye taşı-
mayı hedefliyor. Kendi kültürüne
ait tragedya geleneğini anlatımı-
na katan Terzopoulos. Müller'in
metnini. Sophokles ve Euripides
ile besleyerek ortaya yeni bir me-
tin çıkanyor. Oyunculann mizah
yüklü alaycı bır dil kullanmasını
isteyen yönetmenin tutumu Mül-
ler'in "Bir gödemci ölünıe, dışa-
ndan, tektek betimlenmiş ev rele-
rine bakarsa, ölüm ona komik ge-
Br. Her hareket, her yaşayan. her
kmıddayankomikiçerir. Komiksa-
decebdirginliktir" sözlerini anınv
satıyor. Sahnedekı süreci ritüel
olarak nitelendiren Terzopoulos
çalışmalannda hareketı belirgin-
leştiriyor.
İnsanlann iletişim kurmasın-
daki en büyük engel olan dil so-
rununu aşabilme özelliğini. sa-
nat, bu çalışmayla bir kez daha
ispatlayacağa benziyor. Sözün be-
den aracıhğıyla aktanlmasını is-
teyen Terzopoulos 'un oyuncudan
beklediğı disıplin ve teknik, ken-
di deyimiyle "Akdenızli oyuncu-
yu" zorluyor. Ancak özde saklı
olan arketiplen yüzeye çıkarabil-
mek de onun yeteneğı.
11. Uluslararası Tıyatro Festi-
vali ve ATTIS Tiyatrosu'nun or-
tak yapımı olan Herakles Üçfe-
mesi "diplomatik kaygılardan
uzak" içten bir yapım. Sanatın
politik yaşamı etkileme gücü gü-
nümüzde her zamankinden çok
tartışmaya açık. tnsanlann radıkal
görüşlere ya da apolitik tavırlara
yönlendiğı günümüzde, politika-
lan oluşturan görüşlere keskin
eleştirisini yönlendiren projenin,
duşmanlık ve savaş dürtüsüne kar-
şı banş umutlannı besleyen bir
yönü var.
90'ın üzerinde filmin gösterileceği 2. Kadın Filmleri Festivali gelirinin bir bölümü Kosovalı kadmlara aktanlacak
Festivalin kadın yönetmeni Türkan ŞorayANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Uçan
Süpürge Kadın lletışım Merkezı tarafin-
dan düzenlenen "2. Kadın Filmleri Festi-
vaö" 30 Mayıs'ta yapılacak açılış töreni
ile başlıyor. 31 Mayıs-6 Haziran tarihle-
ri arasında 90'ın üzerinde filmi Ankara-
lı sanatseverlenn beğenisine sunacak fes-
tival boyunca çeşitli söyleşi, panel ve ser-
giler gerçekleştirilecek.
Uçan Süpürge KuruluşuTemsilcısi Ha-
KmeGüııer. dün düzenlediğı basm toplan-
tısında film festivali hakkmda bilgi ver-
di. Güner, her fılm sonrasında kadın yö-
netmenlerle söyleşileryapılacağını ve fes-
tival kapsamında sokak şenlikleri düzen-
leyeceklerinı bildirdi.
Toplantıya katılan Yenımahalle Beledi-
ye Başkanı TuncayAkmdaroğlu, kadın ve
kadın sorunlannın gündemde yer alma-
sına karşın. somut öneriler getirilmeme-
sinın sıkıntısının yaşandığını belırttı. Son
dönemde köktendınci akımlann kadını
toplumdan dışlamak ıstediklenne işaret
eden Alemdaroğiu, kadın \e sorunlanna
sahip çıkma anlayışında olduklannı bil-
dirdi.
Şoray için be^esel film
Uçan Süpürge'nin Kültür Bakanlığı,
TRT, Avrupa Topluluğu, Sheraton Hote-
li. ASE. Sabah Gazetesi, Yenimahalle
Belediyesi ve kültür merkezlerinin kat-
kısıyla düzenlediğı Kadın Filmleri Fes-
tıvali'nin bu yılki kadın yönetmeni Tür-
kan Şoray. Festival süresınce Türkan Şo-
ray'ın yönettiği ve oynadığı filmlerizle-
yicılerle buluşacak. Aynca Şoray içiat An-
kara Üniversıtesı İletişim Fakültesi Öğ-
retim Üyesı Nilgün Abisel ve ekıbi kısa
31
bırbelgesel film hazırladı. Fılm. festiva-
lin 30 Mayıs günü saat 20.30'da Devlet
Opera ve Balesi'nde yapılacak açılış tö-
renınde gösterilecek. Tören aynı zaman-
da TRT 2 'den canlı olarak yayımlanacak.
Festivalin yurtiçinden konuk edeceği sa-
natçı ve yönetmenler şöyle: Alin Taşçı-
yan, Annie Pertan, Aüf Ydmaz, Atilla
Dorsay; Canan Evcimen-İçöz, Cem Al-
tuısaray, Deniz Türkali, Fatmagül Berk-
tay, Fetay Soykan, Hale So> gazi. Handan
lpekçi. LeylaOzalp, Mine Vargı, Necip Sa-
ncıoğiu. Niikhet Duru, Rutka> Aziz, Se-
da Güler-Kaya. Sevin Okya>; Tevfık Isma-
ilov, Tiına Erdem, Zeki Demirkubuz,Zey-
Mayıs-
6 Haziran
tarihleri
arasında 90'ın
üzerinde filmi
Ankaralı
sanatseverlenn
beğenisine
sunacak olan
festival
boyunca
çeşitli söyleşi
panel ve
sergiler
gerçekleşecek.
nep Oral, Zuhal Çetin.
Fesrivale bu yıl Almanya'dan kadın yö-
netmen Jeannine Meerapfel. Azerbay-
can'dan GülbenizAzimzade. tngiltere'den
MinldeSpiro, Lübnan'dan Dima El-Harr.
Kanada'dan Eylem Kaflan ve JanineMarc-
hesault ve lsrail'den Keren Yedeya katıla-
cak.
Festival kapsamında 31 Mayıs-6 Hazi-
ran tanhlen arasında 32 uzun, 42 kısa, 13
belgeselfilm.6 Türkan Şoray filmi veTürk
sinema tanhinden 6 film gösterilecek. AI-
manya, Ingiltere, Çek, Polonya, Iskoçya
ve Fransız sinemasını başkente taşıyacak
festival programında yer alan fılmlerden
bazılan şöyle. "Malou, La Amiga/Arka-
daş, Die Veriiebten/Hatııianası Günler,
Desembarcos (Jeannine Meerapfel), Tan-
go Lesson/Tango Dersi (Sally Potter),
Traps/Tuzaklar (Vera Chytilova), Was-
hington Square/Kadın$ı Duygular (Agni-
eszka HoOand),Stella DoesTricks/Stefla'nm
Numaralan (Cok> Giedroye). Aunrumm
Moon/Sonbahar Ayı (Clara Law)."
Festı\ al nedeniyle 28 Mayıs Cuma gü-
nü Çağdaş Sanatlar Merkezı'nde " Kadın
Ressamlar" ve "SevgUi Kadın DosHarya
da Scvgili Düşmanlar? KarşılaştınJaıı Ka-
dın" başlıklı sergiler açılacak. "Onlar
Stan Tarbşıyor", "Biz Bir Film Yaptik"
ve "Biz Bize" panelleri ile konuk yönet-
menlerin katılacağı söyleşiler gerçekleş-
tirilecek.
Festivalin uzun filmleri Kavaklıdere
Sineması'nda; kısa ve belgesel filmler de
ücretsiz olarak Alman ve Fransız kültür
merkezleri, Çankaya Belediyesi Çağdaş
Sanatlar Merkezı ve Yenimahalle Beledi-
yesi Tiyatro salonlannda izlenebilecek.
Festivalde bılet satışından elde edilecek
gelirin bır bölümü Kosovalı kadmlara ak-
tanlacak. Ilk kez bu yıl düzenlenen Ulu-
sal Kısa Film ve Belgesel Film Senaryo
Yanşması 'na 108 eser katıldı. Yapılan de-
ğerlendirme sonucunda Kısa Film Senar-
yosu dalmda birinciliğe değer eser bulu-
namadı. Ash Alparuı "CamdanCama"sı
ikınci seçilırken, üçüncülük ödülü Güler
Yıkhnmın "Kacak Görfişmek" ve "13.
Küometre" adlı eserleri arasında paylaş-
tınldı.
Kapanış 6 Haziran'da
Belgesel Film Senaryosu dalında da bi-
rinciliğe değer eser bulunamadı. tkinci-
lik ödülünü BerrakTaranç'ın "Tangolar
veYalnız Kadın-Nevesser Kökdeş" ve Me-
lek Özman ın Yaşar Nezihe-Bir Kadının
Hayat Hakla Arayışı" adlı eserleri aldı.
Ûçüncülüğü de Deniz Dalkılıç'ın "Nö-
bet24 Saat" ile Hatice Gûrter'ın "Varlar
Ama" adlı eserleri paylaştı. Bu dalda Se-
çıci Kurul Özel Ödülü Belma Özgün'ün
"Kömür Çiçekkri" adlı yapıtına venldı.
Festival 6 Haziran pazargünü saat 19.30'da
Batıkent Vedat Dalokay Parkı 'nda düzen-
lenecek "Grup Termostat"ın konsen ile
sona erecek. Yanşma ödülleri de bu tören-
de sahıplenni bulacak.
YAZI ODASI
SELtM İLERİ
Atila Alpöge'den Mektup
Çürük Elma! Çok sevdiğim bir oyun. Hayır, sah-
nede izlemedim. llkgençliğimdeydi, Memet Fuat'ın
De Yayınevi yayınlan arasında çıkmıştı. Türk tiyat-
rosunun en güzel verimlerınden. Ne acı ki, yıllar-
dır, çok uzun yıllardır sahne ışığına yeniden kavu-
şamaz.
Çürük Elma'nın yazarı değerli Atila Alpöge'den
bir mektup aldım. Yazı Odası'nın okurlanyla pay-
laşmak istiyorum:
"Sayın lleri,
Postanın yurtdışına ulaşması biraz zaman aldı-
ğı için Cumhuriyet'te 7 Mayıs'ta yayımlanan 'Han-
gi Pazar Günü?' başlıklı yazınızı ancak bugün gö-
rebildim. Büyük bir mutluluk duygusuyla okudum
yazdıklarınızı. Beni eski günlere götürdüğü için
değil. (Biraz aşağıda da söyleyeceğim gibi, şim-
dilerde o günleh didik didik etmekle uğraşıyonım
zaten.) Ahmet Kutsi TecerV ve onun bu oyunu-
nu keyifie andığı için. Yazınızda bazı sorular daso-
ruyorsunuz. Bu oyunun ve kitabın ortaya çıkma-
sını az buçuk izlemiş biri olarak sorulannıza ışık tut-
mak ve bazı ek bilgiler vermek amacıyla rahatsız
ediyorum sizi.
Aslında Bir Pazar Günü ilk kez 1956 'da oynan-
mışto. TeknikÛniversite Tiyatrosu'nda. Ergun Kök-
nar sahneye koymuştu. Ben de oynayanlardan bi-
riydim. Ergun ve ben, Galatasaray LJsesi'nde ho-
camız olmuş olan Ahmet Kutsi Tecer ile yakın iliş-
ki içindeydik. Kutsi Hoca o sıralarda ortaoyunu-
na eğilmişti. lstanbul dergisinde bir dizi halinde bu
konudakiincelemeyazılan çıkmıştı. Bizimle zaman
zaman ortaoyununu bir kaynak olarak değerien-
dirmenin ve günümüze getirmenin sorunsalını tar-
tışırdı. Bir Pazar Günü bu düşünce oluşumunu ey-
leme döken bir laboratuvar çalışmasının sonucu-
dur.
Bizlero sıralarda Teknik Ûniversite Tıyatrosu'nu
kurmuştuk. Kutsi Hoca oyunu bu topluluk için
yazdı. Teknik Üniversite'deki gösterim, Tecer'in
tarihi daha da eski olan tek perdelik bir oyunu ile
başlıyordu: Yazılan Bozulmaz. Bu oyun, Devlet
Konservatuvan Deneme Sahnesi'nin ilk oyunu ol-
muştu. Bizden sonra bir daha da oynanmadı.
1957'de, bızler, ufak bir grup Teknik Ûniversite
Tiyatrosu'ndan aynldık ve Genç Oyuncular top-
luluğunu kurduk. Bizim için yepyeni bir serüven
olan bu başlangıç, ortaoyunu, Karagöz ve seyir-
lik oyunlan gibi toprağımızın ürünleri olan tiyatro
tühenne yeniden ve yakından eğilmemizi de be-
raberinde getirdi. Bu nedenle Bir Pazar Günü'nü
yeniden oyun listemize aldık. Aynca, elimizdeki dar
olanaklara bakmadan bunu bastırdık. Sizin yazı-
nızda üzerinde durduğunuz kitap, işte bu amatör
çabanın ürünüdür.
Yıl 1959. Fark ettik ki, bu yıl Şinasi'nin (Türk ti-
yatrosunun ilk oyunu olarak kabul edilen) Şair Ev-
lenmesi'n/n yazılmasının 100. yılı. Dedik ki, bunu
kutlamak gerekir. Bu amaçla bir kutlama progra-
mı hazırladık. O dönemde, Erdek Şenliği'ni düzen-
lemekteydik. Bu şenlik (2. Erdek Şenliği'dir) bu ko-
nuya odaklandı. Bu nedenle Posta Idaresi'niıkna
ettik ve onlann Türk tıyatro yazahığının 100. yılı ne-
deniyle özel birpul bastırmalannı sağladık. Düzen-
lemekte olduğumuz Erdek Şenliği'ni de bu tema-
nın çevresinde kurduk.
Gene bu amaçla özel bir gösterim hazırladık: Yü-
züncü Yıl Gösterisi. Bu çalışmalar içinde tiyatro ya-
zahığımızın (en azından düşünsel açıdan vardığı
çizgiyi vurgulamak amacıyla) Bir Pazar Günü'nü
repertuvanmıza aldık. Nıtekim, bu girişimi Çürük
Elma, Vatandaş Oyunu gibibasılmış ürünlerie Bü-
yücü Oyunu gibi basılmamış yapıtlar izledi.
Bir Pazar Günü ve Yüzüncü Yıl Gösterisi'nin bi-
rinci bölümü Genç Oyuncular topluluğu tarafın-
dan ilk kez 1 Nisan 1959'da Pangaltı LJsesı'nden
Yetişenler Derneği'nin salonunda sahnelendi. Ar-
kadaşımız Arif Erkin'/n tutmuş olduğu notlardan
görüyoruz kı, bu gösterimde 175 seyirci varmış ve
5 lira ödeyerek gelmışler bu gösterime.
Diyeceksiniz ki, kimler oynamış bu gösterimde?
Oldukça ilginç birliste çıkıyor ortaya. Gene Ergun
Köknar'ın sahneye koyduğu bu oyunda şu arka-
daşlargörevalmıslardı: Genco Erkal, Çiğdem Se-
lışık, Ergun Köknar, Çetin Ipekkaya, Oya (Kay-
nar) Başak. Arif Erkin, Ayla Alpöge Odekan,
Aram Gümüşyan, Esen (Kolgu) Philcox, Aytaç
(Aydoğan) Edvvars ve ben.
Aynı gece, Yüzüncü Yıl Gösterisi'nin ilkperde-
sini de oynamıştık. Bu oyunda yukanda adlannı
yerdiğim arkadaşlanmın yanında Minu Inkaya,
Üstün Kırdar, Birkan Özdemir ve Oğuz Alpö-
ge de görev almıştı.
Yazınızda müzik konusuna da değiniyorsunuz,
'Oyun başlamadan önce acaba hangi pazar mü-
ziği çalınıyordu?' diye soruyorsunuz. Bunu sevgi-
li dostum Ergun Köknar ile konuştum. Der ki, o
sırada lstanbul Radyosu'ndan aynlmış olan Sa-
bit Karamani Amerikan Haberler Bürosu 'nda ça-
lışmaya başlamıştı. Ona gittik ve onun yardımıyla
radyonun müziklerini banda çektik.
Izin verirseniz, son birkonuya değineyim. Genç
Oyuncular topluluğunun yukanda değindiğim se-
rüveni oldukça ilginç bir olgu Türk tiyatrosu bakı-
mından. Bunu bildiğimiz için, yıllar önce bu olu-
şumu kâğıda dökmeye karar verdik. Arkadaşlanm
büyük bir çaba göstererek bin sayfaya yaklaşan
beigeleri bir araya getirdiler ve kendi aralannda yü-
rüttükleri otuz saati geçen sohbetleri banda aldı-
lar. Sorun şurada ki, bütün bu verileri bana verip
'Haydi otur, bunlan yaz' dediler. Benim şimdikisı-
kıntım da burada işte.
Umuyorum ki, yazım işi önümüzdeki 6 ay için-
de bitecek ve 2000yılına varmadan bütün bunlaı
bir kitaba dönüşecek.
Bu bilgilen sizin kişisel keyfiniz için yolluyorum.
Bana ve -eminim- arkadaşlanma verdiğiniz key-
fin karşılığı olarak. Keyifli yazılannızın sürüp gitme-
si dileğiyle sevgi ve saygılanmı sunanm."
'Silahm Şakası Yok'
I Kültür Servisi - Toplumumuzdaki bireysel
silahlanmaya dıkkat çekmek ve bu konuda toplumu
uyarmak amacıyla çeşitli etkinlikler gerçekleştiren
Umut Vakfı, -Silahın Şakası Yok' başlıklı bir
karikatür sergisı düzenliyor. 1997yılında
düzenlenen 'Silahın Şakası Yok' Karikatür
Yanşması'na katılan yapıtlardan oluşan sergı, 21
Mayıs-6 Haziran tarihleri arasında Kütahya Esbank
Sanat Galerisi'nde görülebilecek. Bireysel
silahlanmanın da ınsanlığa, topluma en az
uluslararası savaşlar kadar zarar verdiğini anlatmak
için kurulan Umut Vakfı, bu konuda bilinç
yaratmak, silah taşımanm öncelikle kışiye ve
yakınlanna zarar verdiğini örnekleriyle göstermek
içm bir kampanya yürütüyor.