23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Vayın Yönetmenı Orhan Erinç 0 Genel Vayın Koordınatorü Hikmet Çetinkaj a 0 Yazıışlen Müdûru. Ibrahim Yıldız 0 Sonımlu Müdur Fikret İlkiz 0 Haber Merkezı Müduru. Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen: Fikret Eser tstıhbaıat Cengiz v ıldırım 0 Ekonomı Özlem Yüzak 0 Kul'.ür Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sarai karaören 0 Düzeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf. Erdoğao Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yun Haberlen Mehmet Faraç Yayın Kurulu llhan Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Oktaj Kurtböke. Hiknret Çetinkaya. Şükran Son«r. İhrahim Yıldız, Orhan Bursah. Mustafa Balba), Hakan Kara. AnkaıaTemsılcısı. Mustafa Balbav Atatürk Bulvan No. 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankarâ Tel- 4195020 (7 hat), Faks 4195027 0 lzmir Temsücısı: Serdar Kızık, H.ZiyaBlv 1352 S.13Tel 4411220, Faks:4419117 0 Adana Temsücısı: Çetin Yiğenoğlu, lnönüCd. 119 S. No:l Kat:l.Tel:363 12 11. Faks. 363 12 15 Muessese Mudurir £ stün Akmen # Koordmator \kme( Konıban • Muha- sebe Bûlntt Yener • tdare Hfaeyin Gürer» Bdp-Utan \ail tnal • Bılgı- sayarSısıem Mfiröet Çüer*San$ FazilctKıızı MEDYA C: • Yönetun Kurulu Başkanı - Genel Mudûr Gülbin Erduran 9 Koordmator Reha Lşıtman • Genel MûdurYardımcısı Se>daÇoban Tel. 514 07 53 - 5139580-513846MI,Faks 5138463 ^a\ımlavan \e Basan: Yeni Gun Haber Aıansi. Bastn \c Ya>ıncüık A Ş TurWagıCad 59 41 Cağaloğlu 34334 Uıânbul PK 246 - Sırkecı 34435 Islanbul Tel-(0 2121 512 05 05 (20 hat) FaU (0 2121 513 85 «5 w\w\ cumhuriyet.com.tr 25MAY1S1999 İmsak: 3.38 Güneş: 5.32 Oğle: 13.08 tkindi: 17.04 Akşam: 20.30 Yatsı: 22.16 Gelinlik defilesi • İstanbul Haber Servisi- KÜSAV danışmanlığında Elıt Fuarcılık tarafından gerçekleştirilen Wedding'99 Ev \e Evlilık Hazirlıklan Fuan. dün Dolmabahçe Kültür Merkezı'nde düzenlenen bir defileyle sona erdi. Nilgül Bıkmaz'ın tül perdeler kullanarak tasarladığı, Esra Ceylan, Deniz Pulaş, Deniz Akkaya ve Nefise Karatay'ın suntiuğu defile beğeniyle izlendi. Öğrenciler kaçıyor • DİVRİĞİ (Cumhuriyet) - Dıvriği 'de geçen yıl hızmete giren ve 390 ögrencınin öğTenim gördüğü Meslek Yüksek Okulu sorunlan aşamayınca bu yıl öğrencüerin sayısı 150'ye düştü. Kredi ve Yurtlar Kurumu yun açmadığı için öğrencılenn özel yurtta kalmak zorunda olduğunu vurgulayatı müdür yardımcısı Ahmet Hakan Anzer. "Mevcut okul kampusunun çevre aydınlanması yapılmadı, ulaştırma sorunu çözülmedi. okulun bilgisayar sorunu çözüm bekliyor" dedi. Karadeniz'de turizm • TRABZON(AA)- Stresli ortamdan uzaklaşarak dinlenmek ısteyenler için ıdeal mekânlara \e doğal güzelliklere sahip olan Doğu Karadeniz'de 1999 turizm sezonu hazırlıklan tamamlandı. Trabzon Turizm 11 Vlüdürü Volkan Canalioğlu, 30 Mayıs'ta Zigana Tatıl Köyü'nde düzenlenecek törenle açılacak olan sezonun başanlı geçmesi için bütün tedbırlerin ahndıgmı söyledi. Canalioğlu. "Dağ ve yayla şenliklerini bu sezon en ıyi şekilde yaparak tanıtımı hızlandıracağız. Mev cut tesislere ek olarak Hıdımebi Yaylakent bu sezon açılıyor" dedi. Topluımın yüzde 4O'ı şişman • LONDRA (AA) - tngıliz Beslenme Birliği'nin kapsamlı bir araştırması. tıp dılinde "obesity" denilen aşın şişmanlığın İngiltere'de salgın hastahk boyutlanna ulaştığını ortaya koydu. Araştırmada. toplumun yüzde 40'ının aşın şişman olduğuna dıkkat çekildi. hükümete konuyla ilgıli acil bir çalışma başlatması ve önlem alması tavsiye edildi. Isı ye nem öldürüyor • İSTANBUL (ANKA) - Soğuk kış günleri ve gripal hastalıklar. yerini artan sıcaklıklara bağlı olarak ısı hastalıklanna bıraktı. Özellikle sıcak ve nemli havaya bağlı olarak ısı çarpmalan, ısı bitkinliği, ısı kramplan, ısı baygınlığı ile güneş yanığı meydana gelebıliyor. Ölümlere neden olabilen ısı ve nem bileşimi, en çok erkekleri ve kentlileri etkihyor. İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Mikdat ICadıoğlu, sıcak-nemli havanın, sıcak-kuru havadan daha fazla rahatsız edici olduğunu bildirdi. 'Ege'nin GAP'ı olarak adlandınlan baraj ve santral yapımmda çalışan 300 kişi işten çıkarıldı Akköprii Barajı ödenek beldiyor ÖZCAN ÖZGÜR MUĞLA - Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- reTin büyük önem verdiğı barajlardan biri olan Dalaman-Akköprii Barajı ve Hidroelektrik Sant- ralı inşaatı. ödenek yetersızliğınden durma nok- tasına geldi. Yüklenıci fırma 400 işçiden 300'ünü işten çıkardı. 2001 ytlında hizmete açılması planlanan santralın, ödenek çıkmaması halinde. gününde hızmete giremeyeceği belinildi. Ege Bölgesi'nin en büyük yatınm projelerin- den bıri olan ve "Ege'nin GAP'ı" olarak nite- lendinlen Akköprii Barajı ve Hidroelektrik Sant- ralı'nın planlandığı zamanda bitirilebilmesi için Mugla Valihği'nce bakanlıktan gereken öde- neklerin gecıktirilmeden gönderilmesi istendi. Mugla Valisi A. Cemil Serhadlı. konuya iliş- • 2001 yılında açılması planlanan Dalaman-Akköprii Barajı ve Hidroelektrik Santralı'nın, ödenek çıkmaması halinde, gününde hizmete giremeyeceği belirtildi. Santral inşaatının bir an önce bitmesini Bodrumlular da bekliyor. kin yaptığı açıklamada. "İnşaata yeniden hız verilmesi için bakanhk ilesürekli temas halinde- yiz. Projenin zamanında bitirilmemesi halinde sadece Muğla değiL iilke ekonomisi de olumsuz etkilenecek. Gerekli ödenek sağlanır ve tesisler zamanında hizmete girebilirse bölgede 142 bin dekar arazide hemen sulu tanma geçilebilecek. Aynca hidroelektrik sanrraldan ulusal enerjiye ydda 393 milyun kilovat'saat enerji katkısı sag- İanmış olacak. Inıanz. uyanlanmız dikkate aln nır" dedi. Dalaman-Akköprü Barajı ve Hidroelektrik Santralı inşaatının bir an önce bitmesini Bod- rumlular da bekliyor. Çünkü bir taraftan baraj inşaatı sürerken, bir taraftan da Bodrum Yan- madası'nun su sorununun çözümüne yönelik proje bu baraja göre hazırlanmış durumda. Su sorununu çözecek Barajda tutulacak su ile bölgede sulu tanma geçilirken, Dalaman'dan Bodrum'a döşenecek tesis ile yarımadanın içme suyu sorununun or- tadan kaldınlması planlanıyor. Tuğrul Acar dö- neminde hazırlanan projenin uygulanabilmesi için protokolün yeni Belediye Başkanı Emin Anter tarafından imzalanması gerekiyor. Bir süre önce sel felaketi nedeniyle meydana gelen tahribat sonucu bitiş tarihi 2000 yılından ileriye ertelenen proje uygulamasının son duru- mu hakkında DSİ yetkililerince verilen bilgiye göre, derivasyon tünelleri tamamen bitirildi. Dolu savak kazısı ve yerakı kazılannın da tamamı bitti. Bu kazılann içinde enerji ve enjeksiyon tünelleri de bulunuyor. Sel sulannın yıktığı ön batardomun yeniden inşa edilmesi için de su seviyesinin düşmesi bekleniyor. Kaya dolgu tipinde inşa edilen baraj, yüksekliği ile ülkemizin dörtbüyük barajı arasın- da yer alıyor. Adıyaman 'dan Avrupa 'ya lale satıyoruz *Mükemmel kadın' Playboy dergisi 90"lı yıllann başlannda savfalanna sık sık uk ettiği jessica Stockmann'm fotoğrafinın altına "Her şeye sahip mükemmel kadın" diye yazıyordu. Muhteşem yüz hatlan ve viicudu ile adından söz ettiren, 1992 yıhnda evlenerek gündemden çekilen Stockmann, Playboy'un temmuz sayısıyla modelliğe yeniden dönüyor. Çekitnler için iinlü fotoğrafçı Sante D'Orazio üe avlarca çalışan Stockmann, kameralardan daha fazla uzak duramadığını söylüyor. teRAHtMKÜÇÜK ADIYAMAN - Osmanlılann 17. yüzyıl başlannda Avrupa'dan getirdiği laleyi şimdilerde Avru- palı bizden alıyor. Adıyaman'da yetiştırilen ıki tür lale, başta Hol- landa olmak üzere birçok Avru- pa ülkesine ihraç ediliyor. "Adı- yaman Lalesi" olarak bilınen "Tritillaria persica" ile kırmızı renkli olan ve ",\ğlayan Gettn" adıyla bilinen "fritülaria impe- riallis'" adlı süs bitkilennı yetiş- tıren Abdurrahman Keleş, lale- leri özel alanlarda ürettiğini söy- ledi. Osmanlı Devleti'nin sadra- zamlanndan Nevşehirli Damat Ibrahim Paşanın girişimiyle İs- tanbul'a getirilen laleler o gü- nün en popüler çiçeğiydi. Zama- nın padişahı 3. Ahmet her yıl la- le mevsiminde şehzadeleri ve ha- remiyle birlikte damadının Be- şiktaş'taki yalısına giderdi. Lale günümüzde de ilgi görü- yor. Özel yetiştiricilik yapan Ab- durrahman Keleş, Adıyaman La- lesı ve Ağlayan Gelin'i başta Hollanda olmak üzere Avru- pa'nın bırçok ülkesine ihraç edi- yor. Ülkeye bu yolla katkıdabulun- manın kendisinı daha çok çalış- maya yönlendirdığini belirten Keleş şöyle konuştu: "Karakunım Dağlan'ndan İs- pama'>a kadar olan bölgede on yıllık bir çalışma yapan bilint adamlan. Adıyaman Lalesi'ni Gerger ilçesinde bulmuşlar. Ori- jinal kataloğada 'Adıyaman La- lesı' olarak geçmiş. Agla>an Ge- lin de bölgemizin üriinü. Burada yetişmeleri için uygun ortam <A- duğu gercek. Her ikisi de doga- da yetişiyor. Ancak baa kişikr soğanlannı sökerek satma yolu- na pdiyorlar. Bu. doğanın tahri- babndan başka bir şev değiLOy- sa proje dahilinde yetiştirilirse çcvre halkı için iyi bir gelir ka\- na^ olabilir." Fizîk tedavi Diyarbakır'daki merkezde spastik çocuklar için de bir ünite açıldı merkezi 15 fle hizmet veriyor DtYARBAKIR (AA) - Diyarba- kır Fizik Tedavi, Spastik Çocuk- lar Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü NurNecmioğhı, Ankara'nın doğusunda tek olan merkezlerinin, Doğu ve Güney- doğu Anadolu Bölgesi'ndeki 15 ile hizmet verdiğini söyledi. Bölgenin boyle bir sağlık mer- kezine şiddetle ihtıyacı olduğu için bu merkezin açıldığını belirten Nur Necmioğlu, bu merkezin ön- ce fızik tedavi ve rehabılitasyon merkezi olarak hizmet verdiğini, ancak daha sonra spastik çocuk- lar konusunda da birtakım talep- lerle karşılaşınca böyle bir ünite aç- tıklannı belirtti. Büyük talep Merkezin 700 metrekarelik bir alan üzerine kurulduğunu ve gün- lük olarak 60 hastayı tedavi ede- bilecek kapasiteye sahip olduğu- nu ifade eden Necmioğlu. şunlan söyledi: "Şu anda spastik özürlü çocuk- larla ilgili büyük bir taleple karşı karşıyayız. Doğu ve Güneydoğu • Diyarbakır Fizik Tedavi. Spastik Çocuklar Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Nur Necmioğlu, 700 metrekarelik bir alan üzerine kurulu olan merkezde, günde ortalama 60 hastayı tedavi edebileceklerini söyledi. Anadolu Bölgesi'ndekiyaklaşık 15 ilden hastalanmızvar. Halen mer- kezimizde teda\ i gören 60 spastik özürlü çocuğumuz var. Bunun ya- nında biyofizik rehabilitasvon te- da\isi gören hastalanmızın sayısı değişken oluyor. Çünkü bunlar- dan bazılannın tedavileri bir haf- ta. bir ay veya daha uzun süreli se- anslar şeklinde sürüyor. Her za- man bu durumda olan giinlük en az20 hastamız bulunmaktadır. Ye- ni açıldığı için. henüz kurumlaria olan anlaşmalanmızve bağlanölar için çahşmalanmız devam ediyor. Emekli Sandığı. bankalar ve bazı resmikurumlaria anlaşma yapük. SSK ile de anlaş.mamıztamamlan- mak üzere. Bu anlaşmalar tamam- landıktan sonra hem bi/im hem de hastalanmızın işi çok daha ko- lay laşacaktır. Emekliler ise sağlık karnelerini getirerek bize başvura- bilir ve tedavüerini yaptırabiKrter. Kendi ünkânlan ile gelen hasta- lardan ise Türk Tabipler Birliği'nin belirlediği tarifenin altında ücret alınmaktadır. Çünkü. bölgedeki vatandaşlann ekonomikdurumla- nnı da göz önünde bulundurmak zonındaytz." 'Tek merkez' Nur Necmioğlu, merkezlerinde felçli, travma sonucu rehabilitas- yona ihtiyaç duyan hastalarla, yaş- İılarda birtakım eklem ve romatiz- mal hastalıklann da tedavi edildi- ğini belinferek şu bilgileri verdi: "Merkezimiz, Ankara'nın do- ğusunda böyle bir hizmet veren tek merkezdir. Merkezimize gelen spastik özürlü çocuklarmbüyük bir kısmı memur, asker ve polis ço- cuklandır. Dovvn sendromuna yö- nelik cahşmalarunızda var. Bu tür hastalann da tedavisine başladık. Hizmet kapasitemizi artnrmak is- tiyoruz. fakat bolgeolarak diğer ka- mu kumluşlan gibi biz de u/man eleman sıkıntısı çekivoruz. Mer- kezünizde tümgün çalışacak ele- man sıkmtımız var. Bunun için ût- ğer bölgelerdeki uzmanelemanla- nn bu bölgeye gelmcsini istiy»ruz." 'Arük oğlum yfirfiyonJ Tedavi gören spastik hastalar- dan Mustafa Demir'in annesi Ha- nife Demir de, çocuğunun 8 aydan beri bu merkezde tedavi gördüğü- nübelirtti. Hanife Demir "Benoğ- lumu buraya getirmeden önce ya- tağında kıpırdanmordu. Tedaviye başlandığından beri çok olumlu gelişmeler oldu. .\rtıkoğlum yürü- yor, konuşuyor ve her geçen gün bi- raz daha yaşamayı sevhor. Benim durumumda olan annelerin ka- ramsaruğa kapılmalanna gerek yok. Çocuklaruu tedavi ettirebile- cekleri bir tedavi merkezi var" dedi. e-posta: tan @ prizma. net tr 1ŞILÖZGENTÜRK Bugün benim seçtığim haberlerle bir dünya tu- ru yapmaya ne dersiniz? Önce bay garsondan baş- layalım. Efendim. Japonya'da patronu tarafından azarlanan bir garson, lokanta sahibinden inanılmaz bir ıntıkam almış. Bay garson sabırla beklemiş ve lüks lokantada mum ışığında yapılan bir gala ge- cesinde muradına ermış. Ne mi yapmış. 12 fare- yı tahta bir kutuya koyup lokantaya gelmiş ve ko- nuklar mum ışıklan altında ilk içkilerini vaıdum- larken kutunun kapağını açmış ve fareleri lüks sa- lona salmış. Tabii müthiş birpanik olmuş. kadın- larçığlık atıp sandalyelerin üstüne fırlamışlar. Fa- releri tutmaya çalışan lokanta işçilen öyle sersem- lemişler ki, masalar devnlmiş, içki şişeleri kınl- mış. Yani iyi bir hasar olmuş. Bu dâhice planı hazırlayan bay garsona helal ol- sun! Bu arada Kanada'da işlemediği bir suçtan dolayı 23 yıl hapis yatan bir kişi, 7 milyon dolar, yaklaşık 2.8 tnlyon lira tazminat almaya hak ka- zanmış. Şu anda 46 yaşmda olan D»id MUgaard 1970 yılında bir seks cınayetiyle suçlanmış ve hapse atılmış. Hapishanede Davıd'in başına gel- meyen kalmamış, tecavüze uğramış. her şeyden bı- kıp intihar etmek ıstemış. Sonra teknoloji ımda- dına yetişmiş ve 1997'de olay yerinde bulunan spermlerle DNA testi yapılmış ve Davıd'in masum olduğu ortaya çıkmış. David şimdilerde dolarlannı nasıl harcayacagı- nı düşünüyor. Komşulan, onu hapishanede bir gün bile aramayan eski dostlan ve en az iki düzine ka- Garsonun intikamı!dm her gün Da- vid'in kapısını aşındınyorlarmış. Çünkü şimdi o, Kanada'nın en gözde bekân ol- muş. Dansı hapis- hanelerimizde yıl- larca yatınp bir gün, "kardeşim bu suçu sen işleme- mişsin kusura bak- ma"deyipsalıver- dığimiz, en güzel yıllannı hapiste geçiren cümle > urttaşlanmızın başına. Bu arada Amerika zorlu bir mücadeleye tanık olmuş. Efendim tam 13 ay önce Amerikan hasta- nelerinden birinde bir dogum olmuş ve Ryan Doty adı verilen bebek tek kapakçıklı bir kalple dünya- ya gelmiş Doktorlar zorlu bir mücadeleye girip 'Ryan'ıKurtarma' operasyonu başlatmışlar. O sı- rada yaşamını yitiren bir bebekten alınan kapak- çık Ryan'a takılmış ama bir faydası olmamış. Bu kez doktorlar domuz kalbinden alınan kapakçık- lan denemeye karar vermişler ama bu kapakçık- lar Ryan'a büyük gelmiş. Doktorlar tam bir çaresizlik içinde ne yapabüe- ceklerini düşünür- lerken, yaklaşık 10 yıldırineklerinbo- yun kısmındaki kapakçıklar üstüne çalışan Dr. Brovvn, Ryan'a inek ka- pakçıklanndanna- kil yapılmasını önermiş. Işte mü- cadele bu aşamada iyice kızışmış, çünkü daha önce insan bedeninde denenmeyen bu nakil yöntemi için Amerikan Gı- da ve llaç Dairesi (FDA) izin vermemiş. Ama za- man azalıyormuş, Ryan öldü ölecekmiş, sonunda FDA razı olmuş ve Dr. Brown nakil operasyonu- nu gerçekleştirmiş. Şimdi Ryan tıp tarihine geçen bir bebek olarak biberonunu emmekle meşgul. FDA ile yapılan kı- ran kırana mücadeleyi Dr. Brovvn, bebek Ryan ve bütün insanlık kazanmış. Doğrusu böyle kıran kı- rana bir mücadeleyi ülkemde yaşamak isterdim. Böyle giderse bunu asla göremeyeceğim. Yazık ba- na, hepimize. Geçen yazımda insanoğlu değişmiyor diye yaz- mıştim. Işte az sonra anlatacağım olay bunu tümüy- le kanıtlıyor. Şöyle, Amenka'da yaşayan Makah yerlileri yüzyıllarboyunca balina avlayıp etini çiğ çiğ yemeği bir gelenek haline getirmişler. Sonra dogal çevTeyi korumak için balina avı yasaklan- mış ve tam 70 yıl Makah yerlileri çiğ balina eti yi- yememişler. Bu yasak, geçenlerde kaldınlmış ve Makah yerlileri dogru denize koşup en kocama- nından bir balina avlamışlar ve çoluk çocuk çiğ çiğ yemişler. Hiç biri hastalanmamış. tlk kez balina eti yiyenler bile, bu tadı yıllardır bildiklerini söy- lemişler. îşte bir kanıt daha, Makah yerlilerinin agız ta- dındahiç bir değişiklik yok. Oysa 70 yıldır çiğ ba- lina eti yemiyorlardı. Ben. "ne zaman gen mühen- disleri bir devrim yapıp tüm genlerimizi ustaca de- ğiştirebilirier beUd ozaman gercek bir değişim baş- lar" diyorum. Sizi bilmem. Görüyorsunuz, dünya nelerle uğraşıyor. Bu ara- da Çin'de kendisine kötü davranıldığî için kom- şusu sekiz kişiyi öldüren bir çiftçi evinde sigara kalmayınca daha fazla dayanamamış ve sigara kar- şılığı polise teslim olmuş. Sigara içenlere özellikle duyuruyorum. Dünya turumuz çok renkli ama yerimiz doldu. Şu dünyanın işine bir kez daha şaşıp yazımı bitir- meliyim. isoz50(o hotmail.com Türkiye'de çalışan çocuk sayısı 3 milyon 800 bin DtYARBAKIR (ANKA) - Uluslararası Çalışma Ör- gütü (ILO) Türkiye Temsil- cisi"Gülay Aslantürk, Tür- kiye'de 3 milyon 800 bin çocuğun çalıştınldığmı bil- dirdi. Gülay Aslantürk, son nüfus sayımına göre 61 mil- yon 600 bin olan Türkiye nüfusunun yüzde 35.3'ünü 0-14 yaş çocuklann oluştur- duğunu belirtti. I milyon çocuğun iş yaşamında, 2 milyon 800 bin çocuğun ise ev işlerinde olmak üzere 3 milyon 800 bin çocuğun çalıştınldığmı kaydeden Aslantürk, çalışan çocukla- nn yüzde 12.8'inin iseoku- la devam etmediğini bildir- di. Geri kalmış ülkelerde sosyo-ekonomik ve altya- pı koşullannın yetersizligi nedeniyle çocuk işçiliğinin kısa sürede sona erdirilme- sinin güç olduğunu ifade eden Aslantürk, "Dünya- da çocuklar, zorla çalışü- nlıp. hak ihlah'ne uğrariar- ken, kendüerine köle mu- amelesi yapılıyor. fuhuş, uyuşturucu kaçakçılığı ve porno üretiminde kullanı- lıyorlar. Yine sağhk ve gü- venfiklerine zararveren ağır işlerde, kimvasallarla. teh- likeli araç ve makinelerle çalıştırüıyoriar. Bunlar ço- cuk işçiliği konusunda acil önlemler ahnması gerekti- ğini ortayn kovuyor" dedi. Geçişsüred Gülay Aslantürk, Türki- ye'de kırsal yerleşimden kentsel yerleşime, tanmsal ekonomiden sanayi ekono- misine geçiş süreci yaşan- dığına işaret ederken "Sos- yal destek ağmın yetersizii- ğj veya kentyaşamına uyum sağlayamama ile birleşti- ğinde çocuk işçiliği daha fazia gündeme gehnektedit Özeflikle ailenin gelir dfize- yini artnrmak amacryla so- kaklarda ve marjinal sektör- lerde çauşan çocuklann sa- yısı belirgin bir şekilde art- maktadır" dedi. Gülay Aslantürk, milyon- larca çocuğun fıziksel, zi- hinsel, eğitsel, sosyal ve duygusal gelişimlerine za- rar veren ve ulusal yasalar- la uluslararası standartlara uygun olmayan koşullarda çalıştığıru bildirdi. Araç telefonlan küçüldü ANKARA(AA)-Pryasa- ya yeni sürülen cep telefo- nu büyüklüğündeki mobil telefonlar, araç içerisinde bulunulmadığt zamanlar- da taşınabilmesi nedeniyle ilgi görüyor. Türkiye'de ilk kez 1986 yılında kullanılmaya baş- lanan mobil telefonlar, abo- nelik ücretinin GSM siste- mine göre yüzde 50 ora- nında ucuzluğu, kapsama alanının genişliği, karayol- lannın çoğunda, tüm iller- de ve büyük ilçelerde kesin- tisiz konuşma olanağı sağ- laması. kapalı alanlarda ve çukur bölgelerde diğer sis- temlere göre daha net gö- rüşmeye olanak tanıması dolayısıyla tercih ediliyor. 0.522 NMT mobil tele- fon sistemi, 180 bin santral kapasitesi ile 125 bin abo- neye hizmet veriyor. Şebe- kenin telesekreter hizme- tinden. pilot bölge olarak seçilen tstanbul ve Anka- ra'da toplam 20 bin abone yararlanıyor. Mobil telefor aboneleri, ayhk sabit ücreı olarak 1 milyon 500 bin li- ra ödüyorlar. Arayan abone numarası- mn görülebilmesi, kısa me- saj servisi, uluslararası ara- malarda 00 yerine artı (+" kullanılabilmesi, telefon ci hazının açılışta kendini sis- teme tanıtması ve bu arads da kendine gelen kısa me sajları alabilmesinin sağ lanması için yapılan çalış malar devam ediyor. Aboneler. abonelik ücret lerinin cep telefonu abone liğine göre yüzde 50 dan: ucuz olması nedeniyl mobil telefonu tercih ediyor lar. Butelefonlann fiyatlaı 180 ile 200 milyon lir arasında değişiyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle