Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 1999 CUMA
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ SİRMEN
Delege Sultası
Musa'nın kavmine vaat ettiği topraklar üzerin-
de kurulmuş olan Israıl devleti o topraklara kök sal-
maktaki azmıyle herkese parmak ısırttı, tıpkı Filis-
tinlilerin yitik topraklarda yeni bir ülke edinme sa-
vaşım ve savaşları gibi...
Artık, her iki taraf da, bu azimli mücadeleyi bir
uzlaşma çabasına çevirmiş durumdalar ve öyle
görünüyor ki. böyle giderse, bunca acı, gözyaşı ve
kandan sonra, bir kez daha dünyaya örnek ola-
caklar.
Filistinliler de. Israil de, kendi devasa iç sorun-
larına karşın uzlaşma yolunda yürüyoriar.
Israil'deki son seçimler, bu devletin içindeki bü-
yük tehlikeyi, laik olmaya çalışan yapıya yönelti-
len tehditleri bir kez daha gözler önüne sermekle
birlikte, ülkede uzlaşma ve barıştan yana olanla-
rın zaferi de oldu aynı zamanda.
Işçi Partisi lideri Ehud Barak'ın oylann % 56'sı-
nı alması, barış yolunu açmıştır.
Barak'ın zaferinin hemen ertesinde, seçimden
yenilgiyle çıkan, ükud lideri Netanyahu'nun par-
tidekı görevinden ıstifa etmesi ise, dünyanın her
ülkesinde normal karşılanırken, yalnızca Türki-
ye'de gıpta ve hayranlıkla ızlenmiştir.
Istifa tüm dünyada doğal karşılanmıştır, çünkü
bu tür davranış, demokrasinin teamüllerinden bi-
ri haline gelmiştir. Aynı tavır, Türkiye'de hayranlık-
la izlenmiştir, çünkü biz hâlâ lider sultası rejimini
aşıp. demokrasiye yönelebilmiş değiliz.
Sistemimizin en büyük ayıplarından ve aksak-
lıklarından birı olan lider sultasından çok söz edil-
di, çok yakınıldı. Onun için bunun ne olduğunun
üzerınde uzun uzun duracak değilim.
Ancak bir noktayı belirtmek istiyorum. Lider
sultası piramidin doruğudur. Nasıl ki, ptramit-
lerin tepeleri kendiliğinden havada durmayıp,
alttaki bir kitlenin üzerine oturuyorsa, lider sul-
tası da öyledir. Ama, limanlarda önünden geçti-
ğimiz dalgakıranlar gibi. biz bu olgunun yalnızca
su üstünde kalan kısmını görüyoruz.
Tepkisel toplumlarda genellikle olduğu gibi, in-
sanlar nedenlerı. görünenin ardındaki gerçekleri
aramaktan çok, gördüklerine tepki eğiliminde ol-
duklarından, lider sultasının altındaki gerçeği ara-
mıyorlar.
Oysa arasalar görecekler ki. lider sultası, baş-
ka bir sultanın, delege sultasının üstünde dur-
maktadır.
Tek partiye özgü bir durum değil bu, hemen he-
men biri hariç, siyasal kuruluşların hepsinde var.
Mesut Bey'in uğradığı yenilgiden kılı kıpırdama-
ması, Tansu Hanım'ın lime lime ettiği DYP'nin ba-
şındaki yerinde, hem de ağır toplann, kendisini
oraya getirenlerin istememelerine karşın lök gibi
oturması, hep altlanndaki bu delege yapısından
kaynaklanıyor.
Aslında sistem basit, liderler, kendilerini se-
çecek delgeleri seçtiriyorlar, il başkanlannı
seçtirip atıyorlar, sonra onlar da, liderleri se-
çiyorlar.
Yarın kurultayınıyapacakolan, uzun yıllar aday-
larını ön seçimle atadığını iftiharla iddia eden,
CHP'deki delege sultası, ayak oyunları, naylon
delege dalavereleri de, uzun zamandır bilinen bir
gerçek.
Bu tabandan kopuk, potansiyel seçmenin ter-
cihlerine kulakları tıkalı delegelerin seçtiği kişiler ile
gerçek tabanı oluşturacak olan potansiyel seç-
menin tercihleri birbirlerine uymadığı için de. boz-
guna varan seçim sonuçları çıkıyor ortaya.
Evet lider sultasını aşmak için, parti içinde ken-
dilerinden başka kimseye hayat hakkı tanımayan
delege sultasını da aşıp, parti içi işleyişi demok-
ratikleştirmek gerek.
Yarın CHP'liler bu yolda ilk adımı atacak kapıyı
aralarlarsa, hem demokrasi benzeri rejimimizin,
hem de partilerinin toparlanmasına büyük katkı-
da bulunurlar.
Yazanmız Oral Çalışlar'a verilen hapis cezasına her kesimden kınama ve tepki sürüyor
'Ulkede ifade tutsak ediliyor'tstanbul Haber Senisi - Gazetemiz yazan O-
ral Çahşlar''ın "Ocalan ve Burkay'la Kürt So-
runu" adlı kitabında "bölücülük" yaptıgı gerek-
çesiyle Istanbul 1 No'lu DGM tarafindan 1 yıl
1 ay 10 gün hapis cezasına çarptınlmasma top-
lumun her kesiminden gelen tepkiler sürüyor.
DİSK Genel Sekreteri Murat Tokmak, ifade öz-
gürlügü olmadan demokrasinin kurumlaşama-
yacağını belirtti.
tşadatnı tshak Alaton, TÜSİAD'ın bir sivil
toplum örgütü olarak tavır almasını istedi. Av-
rupa Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun, konuyu
Avrupa Parlamentosu'na ta-
şıyacagını bildirdi.
Murat Tokmak yaptıgı
yazılı açıklamada. demok-
rasiyi savunan herkesin, dü-
şünce özgürlüğünü savun-
mak ve korumak için müca-
dele etmek zorunda olduğu-
nu \-urguladi. "tfade özgür-
lüğii olmadan demokrasi
kurumlaşamaz" görüşünü
savunan Tokmak, Türki-
ye'nin gelişiminin önünde-
kien büyük engelin, "12Ey-
101 hukuku olduğu" fikri-
nın, bugün her kesim tara-
findan dile getirildiğini, bu-
nun en son örneğinin Ana-
yasa Mahkemesi "nin kuruluş yıldönümünde ya-
şandığım kaydetti. Anayasa Mahkemesi Başka-
nı Ahmet Necdet Sezer'in, anayasanın evrensel
temel hak ve özgürlükler açısından yetersız ve
kısıtlayıcı olduğunu belirttiğini anımsatan Tok-
mak şöyle devam etti:
"Likemizdeviuanhr düşünceözgürlügıi konu-
su taruşılmaktadır. Düşünce özgürlüğünün so-
mut kullanımı,ancakveancak ifade ile m ümkün-
dür. Ancak Türkiye'de düşünce özgür, ifade rut-
sak kıunmıştır. Yani demokrasinin temeli olan
görüş açıklama sınırlandınlmıştır.'' Murat Tok-
mak, Oral Çalışlar'ın nesnel biryaklaşımla, top-
Yazanmız Oral Çalışlar'a \erilen
hapis cezasına tepki büyüyor.
luma karşı sorumluluğünu yerine getiren bir ga-
zeteci olduğunu belirterek mahkeminin verdiği
karann. gazetecilerin cezalandınlması anlamına
geldiğini savundu.
'Herkes şikâyetçi'
Demokrasinin; bilginin, görüşlerin, serbestçe
ortaya konulabildiği ve uygarca tartışılabildiği
bir ortamda yaşayabileceğine dikkat çeken Tok-
mak, " Demokrasiyi savunan herkes, düşünce öz-
gürlüğünü savunmak ve korumak için mücade-
k etmek zorundadır" dedi.
• DÎSK Genel Sekreteri
Tokmak, demokrasiyi savunan
herkesin düşünce özgürlüğünü
savunmak ve korumak için
mücadele etmesi gerektiğini
söyledi. Avrupa Parlamentosu
üyesi Ozan Ceyhun, konuyu
Avrupa Parlamentosu'na
taşıyacağını söylerken işadamı
Alaton, TÜSlAD'ın tavır
almasını istedi.
DİSK Genel Sekreteri Tokmak, siyasi parti li-
derlerinin, milletvekillerinin. Anayasa Mahke-
mesi Başkanı'nın bile şikâyetçi olduğu yasaklar
ve kısıtlamalar bütünü olan anayasayı değişrir-
mek için zaman yitirmeye hakkı oimadığını ifa-
de ederek Türkiye'nin yasaklayıcı ve kısıtlayıcı
yasalarla daha fazla yol alamayacağını kaydetti.
'TÜSİAD taw alsııT
İşadamı tshak Alaton da, yazanmız Oral Ça-
lışlar"a gönderdiği mesajda. düşünceyi cezalan-
dıran zihniyete karşı çıktığını belirtti. Ala-
ton."Oral Çalışlar'ın mahkûmiyetini kınıyorum.
ülkemin adaletini gölgeleyenleri kınryorum. TÜ-
SİAD'ın bir sivil toplum örgütü olarak resmen
tavır almasını öneriyonınT dedi.
A\Tupa Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun da
Çalışlar'ın hapis cezasına çarptınlmasının Tür-
kiye için utanç verici olduğunu kaydederek u
Ça-
hşlar'a verilen bu cezayıfikir özgürlüğüne ve hür
gazeteciük ilkelerine karşı verilmiş haksız bir ce-
za olarak gördüğümden, seçimler sonrası Avru-
pa Parlamentosu'nun ilk oturumunda ele alın-
ması için gerekli girişünleri gerçekleştireceğim
konusunda şimdkten söz veriyonım" dedi.
Sertel Gazeteciük Vakfı
Başkaru Doç. Dr. Yıldız Ser-
tel de yaptıgı açıklamada,
Çalışlar'ın gazeteciük göre-
vini yerine getirmesi nede-
niyle suçlanmasını anlaya-
madıklarını belirtti. Sertel
açıklamasında, "Batı'da in-
san haklan imajımızı düzelt-
mek için > asalan degiştirme-
nin gündeme geldiği bir sıra-
da. dünyanın götü Öcalan
duruşmasına çevrilmişken
bir gazetecinin onunla yaptı-
gı konuşmadan ötürü yargı-
lanmasını ve suçlanmasını
kim anlayabilir? Bu gibi du-
nımlara imkân veren yasa-
lar, kesinlikle çağdaş demokrasi anla\ışı> la bağ-
daşmayan yasalardır" dedi.
Tibuk: Uzfintü verici bir olay
Çalışlar'a verilen cezay la ilgili olarak bir açık-
lama yapan Liberal Demokrat Parti Genel Baş-
karu Besim Tibuk da demokrasinin hürriyetler
rejimı olduğunu kaydederek "Bütün dünyada
demokrasi rüzgânnın şiddetle estiği bir ortam-
da bizim demokratik normlardan hızla uzaklaş-
mamız ü/üntü verici'" dedi. FP Pendik İlçe Baş-
kanı Dr. Salih Kenan Şahin de Çalışlar'a gönder-
diği mesajda üzüntülerini iletti.
RSF aylık raporu
Basın ihlali
devam ediyortstanbul Haber Servisi - Sınır Tanımayan Gaze-
teciler (RSF) örgütü, 16 Nisan-18 Mayıs 1999 ta-
rihleri arasında basına yönelik ihlallerinin devam et-
tiğini bildirdi. RSF'nin hazırladığı aylık "Oılal ra-
ponında",birröportajından dolayı Istanbul 1 No'lu
DGM tarafindan "bölücülük propagandası yaptıgı
gerekçesiyle'' 13 ay hapis cezasına çarpünlan gaze-
temiz yazan Oral Çalışlar'ın sadece "gazetecilik
meslegini yaptrçp'' vurgulanarak Çalışlar'ın mah-
kûm edilmesi protesto edildi.
RSF'nin hazırladığı raporda, Çalışlar'ın 18 Ma-
yıs 1999 tarihinde, "bölücülük propagandası yap-
öğT gerekçesiyle fstanbul 1 No'lu DGM tarafin-
dan TMY'nin 8. maddesi uyannca 13 ay hapis ve
para cezasına çarptınldığı anunsatıldı. Raporda,
basına yönelik diğer geüşmeler şöyle sıralandı:
# Yargıtay. Özgür Bakış gazetesi yazan Haluk
Gerger hakkında verilen 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ce-
zasını onadı. Hakkında yakalama emri çıkanlan
Gerger, şu an Almanya'da bulunuyor.
# 18 Nısan 1999'dan bu yana yayımlanan Öz-
gür Bakış gazetesinin Olağanüstü Hal Bölgesi'ne
girişi valilik karan ile yasaklandı.
9 Aylık Odak dergisinin, okur köşesinde yayım-
lanan bir yazı nedeniyle "bölücülük propagandası
yapöğı'" gerekçesiyle yayını durduruldu.
# Bu süre arasında RTÜK, 18 radyo ve televiz-
yon kuruluşuna yönelik 24 kapanıa cezası verdi.
# Fatih 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 4 Mayıs gü-
nü Uğur Dündar tarafindan Kadal D için hazırla-
nan Arena programınm yayımlanmasıyla ilgili ih-
tiyati tedbir karan aldı.
Prof. Dr. Unat
'Türk kadmı geldiği
noktayı cumhuriyete
ve Atatürk'e borçlu'
İstanbul Haber Senisi-
Prof. Dr. Nermin Abadan
Unat Türk kadınının gel-
diği noktayı cumhuriyete
ve Atatürk devrimlerine
borçlu olduğunu söyledi.
İstanbul Üniversitesi
Kadın Sorunları Araştır-
mave Uygulama Merke-
zi'nin evsahipliğinde dü-
zenlenen uluslararası
"Kadın ve Din" semine-
rinde konuşan Prof. Dr. U-
nat. ülkemizde kadın ha-
reketinin geçmişinin 19.
yüzyıla kadar uzandığını
fakat bu konuvu o günün
şartlannda ilk önce erkek-
lerin tartışmaya başladık-
lannı \urguladi.
Tanzımattan cumhuri-
yete dek pek çok erkek ya-
zar v e aydının. kadın soru-
nu üzerine tartıştığına \e
yazılar yazdığına dikkat
çeken Lnat. üzennde du-
rulan konular arasında ço-
keşlılık. erkeklerin boşan-
ma konusundaki tek yan-
lı ayrıcahğı gibi sorunlar
bulunduğunu ifade etti.
Kadınlann. kendileriy-
le ıIgıIi bu tartışmalara da-
ha sonra katıldıklarını
vurgulayan Unat "Bun-
lardan biri Fatma Ali-
ye'dir. Kadınlar zamanla
dergiler çıkarmışlar. Os-
manlı kadınının toplumsal
yaşamdaki rolünü tartıs-
mışlardır. O günün ()s-
manlısında hem erkek
hem de kadın feministle-
rin olduğu söylcnebilir.
Özellikle hukuk alanmda
çağdaş düzenlemelerin ya-
pılması arzulanmtştır. ts-
lam hukuku kadın >« er-
kek arasında eşitsizliğe da-
yanır" dedi.
Unat. Kurtuluş Sava-
şı'na gönüllü olarak katı-
lan kadınlann çokluğuna
işaret ederek Halkte Edip
Adrvar"ın. işgali reddeden
konuşmalar yaptığını, o-
nun konuştuğu mitinglere
kadınlann da katıldığını,
kadınlann Kurtuluş Sava-
şı'nı desteklediklerini ifa-
de etti.
Unat. "Atatürk çağdaş
bir toplum düzeni yarat-
mak istiyordu. Bunun da
kadınlann katılımı ve ya-
şama ortak olmalanyla
gerçekleşebileceğini bili-
>ordu. Bu nedenle eğitime
ve hukuka büyük önem
vermiştir" dıye konuştu.
De\ let Bakanlığı Kadı-
nın Statüsü \e Sorunları
Genel Müdürlüğü'nden
Selmin Mete de kamu ku-
ruluşlan. üniversiteler ve
sivil toplum örgütleriyle
işbirliği yaparak ülkemiz-
de kadının sorunlarını
çözmeve yönelik çalışma-
lar yürüttüklenni söyledi.
Hükümetin özellikle kadı-
nın eğıtimine ve kadınlar
arasında okur yazarlık
oranının arttınlmasına bü-
yük önem \erdiğini belir-
ten Mete. bu çerçevede 8
yıllık kesintisiz temel eği-
tim yasasının yaşama ge-
çirilmesinin çok önemli
olduğunu \oırguladı.
Avrupa Birliği Dönem Başkanı Almanya, Türkiye'nin birliğe karşı tutumundan rahatsız
^Ankara'yı savunmakta zorlanıyoruz'
Şehü aileleriiçin kermes
Emniyet Teşkilah Mensuplan Hanımlan
Yardunlaşma Derneği tarafindan şehit polis çocuklan
ve vazife malulkri \ aranna kermes düzenlendi.
Topkapı Eresin Otel'de düzenlenen kermesio
Ja konuşan tstanbul \alisi Erol Çakır, devletin
hizmete yetişemediği alanlarda sivil kuruşlann
başarılı çataşmalar yaptığını söyledi. İstanbul Emniyet
Vlüdürü Hasan Özdemir de. kermesin şehit ailelerine
destek olmak anıacn la dü/cnlendiğini belirterek
emniyet teşkilaü olarak. şehit yakınlannın v anında
yer aknklannı hissettirnıck istediklerini söyiedL
Genel başkanlığını Emniyet Genel Mfidürfi Necati
Bilican'ın eşi Nazan BİIican'ın yaptıgı derneğin,
"Türkij'em '99" etkinlikleri adı ahında dü/enlediği
kermes ve toplanölann, 26 flde haziran a\i sonuna
kadar süreceği bildirildi.
A.URUMA ALINACAK İMAM-HATİPLERE YÜKSEKÖĞRETİM KOŞULU
Diyanet'ten yeni kadro düzenlenıesi
.\NKARA (A.\) - Diyanet Işleri Baş-
kanlığı. kuruma yeni alınacak imam-ha-
tıplere dini yükseköğrenim görme ko-
şulu getiren yönetmeük taslağı hazırla-
dı.
Diyanet lşlen Başkanlığı'nın hazırla-
dığı "Sınav, Atama, Nakil ve Görevde
Yükselme Yönetmeligi'' taslağı. Başba-
kanlık Devlet Personel Başkanlığı'na
gönderildi. Taslağa göre. kuruma yeni
alınacak devlet memuru ve din adamla-
n ÖSYM tarafindan yapılacak sınavı ka-
zananlararasmdan sözlü sınavla belirle-
necek. Sınav, ihtiyaca göre yılda en çok
2. boş kadro adedınin 2 bin veya daha
fazla olması haünde yılda 4 kez yapıla-
• Diyanet İşleri Başkanlığı'na yeni alınacak devlet memuru
ve din adamlan ÖSYM tarafindan yapılacak sınavı kazananlar
arasından sözlü sınavla belirlenecek.
bilecek. tmam-hatip olabilmek için dini
yükseköğrenim görme koşulu getirili-
yor. Ancak başvuranlar arasında yeterli
sayıda yükseköğretim mezunu bulunma-
dığı takdirde imam-hatıp lisesi mezunu
olmak yeterli sayılacak.
Diyanet İşleri Başkanı olarak atana-
cak kişinin 4 yıllık dini yükseköğretim
yapmış olması, sahasında hizmetleriyle
tanınması, 40 yaşını tamamlaması, baş-
kanlık teşkilatında müftülük veya üstü
sayılan görevlerde toplam 10 yıl görev
yapmış olması gerekiyor. Başkanhk va-
izlen için de 4 yıllık dini yükseköğretim
şartı getinürken Diyanet İşleri Başkan-
lığı'nda 5 yıl görev yapmış olma koşu-
lu öngörülüyor.
Taslakta, din hizmetleri uzmanı ola-
bilmek için de yükseköğretim şartı ara-
nırken kadın olmak ve yükseköğretim-
den sonra Kuran kursu öğreticiliği veya
üstü sayılan görevde fıilen 3 yıl çahşmak
gerekiyor. Kadınlann her türlü dini ko-
nuda aydınlatılabilmesini sağlamak
amacıyla geçen yıl başlatılan din hiz-
metleri uzmanlannın kadınlardan atan-
ması uygulaması çerçevesinde şu anda
40 kadar kadın din hizmetleri uzmanı
görev yapıyor. Diyanet İşleri Başkanlı-
ğı, hazırladığı taslakla torpille terfinin de
önüne geçecek. Müdiir, müdür yardım-
cısı ve şef olabilmek için açılan sınava
katılma zorunluluğu getirilen taslakta,
aynca sınavı kazananlann sözlü sınavda
başanlı olmalan. şef olacaklann son 3 yıl
başkanlıkta büro hizmetinde çalışmış ol-
ması gerekiyor.
Taslağa göre, il müftüsü olarak atana-
caklar. 4 yıllık yükseköğrenim yapmış
ve 5 yıl çalışmış olacak.
B a h c e l i e v l e r k a t l i a m ı d a v a s ı
Sanık Osmanağaoğlu
suçlamalan kabul etmedi
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye Işçi Partisi'ne üye 7 ünıversi-
te öğrencisini 8 Ekim 1978'de Bahce-
lievler semtinde öldürmek suçundan i-
dam cezası istemiyleyargılanan sanık-
lardan İ nal Osmanağaoğlu. suçlama-
lan reddederek terörü hiçbir zaman
onaylamadığını ileri sürdü.
Abdullah Çath'nın da aralannda bu-
lunduğu 5 sanığın, Bahcelievler katli-
amı da\asında yargılanmalanna devam
edildi. Ankara3. AğırCeza Mahkeme-
si'nde görülen davanın dünkü oturu-
muna. tutuklu sanıklar Bünyamin Ada-
nah. bir süre önce Kuşadası'nda yaka-
lanan Osmanağaoğlu, avukatlan ve
müdahil a\oıkatlan katıldı. Mahkeme
Başkanı Mehmet Koçak tarafindan
kimük tespiti yapılan Osmanağaoğlu.
serbest çalıştığını, sabıkasının bulun-
madığını, Kuşadası'nda oturduğunu ve
4 çocuğu olduğunu bildirdi. Koçak'm.
"1978 yılında Bahçetievler'de 7 kişiyi
öldürdüğünüzgerekçesiyte hakkınızda
idam istemiyle dava açdmış, ne diyor-
sunuz?" sözleri üzerine Osmanağaoğ-
lu, mahkemenin kendisini ne ile ara-
dığını bilmediğıni iddia etti.
Türkiye
-
de o dönemde yaşanan terör
olaylannı hiçbir şekilde onaylamadığı-
nı ifade eden Osmanağaoğlu, 7 TİP'li
öğrencınin öldürülmesi olayı ile hiçbir
ilgisinin bulunmadığını ileri sürdü. Os-
manağaoğlu. olayla ilgili olarak BBP
Genel Başkanı Muhsin YazKioğlu ile
de kesinlikle görüşmediğini iddia etti.
Koçak, davanın firarda bulunan di-
ğer sanıkları Mahmut Korkmaz ile
Kadri Kürşat Po>Taz"ın yakalanmala-
n için yazılan yazılara yanıtlann ge-
ciktirilme nedeninin sorulmasına ve
MİT raporunun beklenmesine karar
verildiğinı bildirerek duruşmayı 16 Ha-
ziran 1999 tarihine erteledi.
İHD B a s k a n ı ' n a s u i k a s t d a v a s ı
A fan Birdal davasında
Avcı 'nın tanıkhğına ret
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DGM. IHD Genel Başkanı Akın Bir-
dal'a yönelik suikast dav asında eski Is-
tihbarat Daire Başkanvekıli Hanefi Av-
cı'nın tanık olarak dinlenmesi istemini
reddetti.
Suikast davası ile ilgili duruşmaya.
Ankara 1 No'lu DGM'de dün devam
edildi. Duruşmaya tutuklu sanıklardan
TlT'in kurucusu olduğu ileri sürülen
Cengiz Ersever ile çek-senet mafyası li-
deri Semih Tufan Gülaltay katılmaz-
ken diğer tutuklu sanıklar DemirDemi-
rok, Ahmet Fulin, Hasan Hasanoğlu.
Kerem Deretarla ile eski MİT elemanı
Cemal Kulaksızoğlu hazır bulundu. Sa-
nıklar hakkında "Cürüm işlemek için
silahlı çete oluşturmak. siyasi amaçla
adam öldürmeye tam kalkışmak" suç-
lanndan 24 yıla kadar ağır hapis ceza-
sı isteniyor.
Duruşma sırasında. diğer sanıklarla
arasının açık olduğu ileri sürülen Ku-
laksızoğlu ayn bir bölüme oturtuldu.
Mahkeme Başkanı M. Orhan Karade-
niz. duruşma başlarken Emniyet Genel
Müdürlüğü'nden mahkemeye gelen
yazıyı okudu. Yazıda. Fulin. Ersever ve
Gülaltay" ın, "Yeşil" kod adlı Mahmut
Yıldınm ile telefon görüşmelerinin
kaydına rastlanmadığı bildirildi. Eski
tstihbarat Daire Başkanvekili Hanefi
Avcı, 25 Mayıs 1998 günü Ankara 2
No'lu DGM'de yargılandığı ve sonra
beraat ettiği bir davada. Fulin, Ersever
ve Gülaltay'ın Mahmut Yıldınm ile sık
sık telefonla görüştüklerini belırtip. ge-
rekli belgelerin emniyet kayıtlannda
bulunduğunu bildinnişti.
Mahkeme Başkanı. Avcı için tanık-
lık istemini reddederek, beraatla so-
nuçlanan dava dosyasının delil olarak
bu dava dosyası içinde yer almasına
karar verdi.
SERKAN DEMtRTAŞ
ANKARA -Avrupa Birliği (AB->d6-
nem başkanlığını yürüten Almanya'nın,'
3-4 Haziran günlerinde yapılacak zirve
öncesinde Türkiye'nin poiıtikalanndan
duyduğu rahatsızlığı ıleteceği öğrenil-
di. Almanya Dışişleri Bakanlığı'ndan
Siyasi işler Direktörü Gunter Ple-
uger'in gelecek hafta Ankara'ya ger-
çekleştireceği bir günlük ziyaret sıra-
sında Bonn yönetiminin bir mesajını
getireceği kaydedildi.
Almanya. AB'nin 3-4 Haziran"da ya-
pılacak Köln Zirvesi öncesinde Türki-
ye ile yeni bir diyalog arayışına girdi.
Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fisc-
her'in Dışişleri Bakanı tsmail Cem'e
ilettığı mesajın ardmdan. bakanlığın Si-
yasi İşler Direktörü Pleuger'i Anka-
ra'ya göndereceği kaydedildi. Alman-
ya'nın Türkiye Büyükelçisi Hans Joac-
him Vergau da dün Dışişleri Bakanlığı
Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi LTuç
Ozülker ile bir araya gelerek Türkiye-
AB ilişkilerini ele aldı.
Cumhuriyet'in Batılı diplomatik
kaynaklardan edindiği bilgilere göre,
Köm zirvesi gündeminde büyük olası-
lıkla "genişleme" konusu ele alınmaya-
cak. Kaynaklar. bu durumda Türkiye ile
birlikte diğer adaylann da Köln'e davet
edilmediklerini bildirdiler. Köln'de ele
alınacak iki konu. Kosova bunalımı ve
AB'nin Gündem 2000 planı. Ancak
kaynaklar, zirve öncesinde yapılan ça-
lışmalarda üyelerden bir istem gelmesi
üzerine genişleme sürecinin ele alına-
bileceğini kaydettiler.
Almanya rahatsız
Diplomatik çevreler, Türkiye'de son
seçimlerin ardından siyasi partilerden
Türkiye-AB ilişkileri konusunda net
yaklaşımlar gelmediğıni, güçlü milli-
yetçi akımlar nedeniyle bu ilişkilerin
daha da geriye gitmesi tehükesi olduğu-
nu vurguladılar. Almanya'nın Türki-
ye'yi AB toplantılannda savunmayı
sürdürdüğünü ancak Ankara'nın "pa-
sif" tutumundan dolayı bunu yapmak-
ta zorlandığını kaydeden kaynaklar,
"Türkiye'nin pasifliğinden dolayı bir-
çok Avrupalı "Türkiye artık istemiyor'
düşüncesüıe girdi. Ve bunu savunmak
artık çok zor olmaya başladı. Gerçekten
çok güç bir dunımdayız" açıklamasını
yaptılar.
Türkiye ile Almanya arasında yapılan
temaslarda Ankara'dan sürekli olarak
AB ile ilişkilerin geüştırilmesine yöne-
lik "siyasi bir tufum'" göstermesini is-
tediklerini belirten kaynaklar, Türki-
ye'de hükümetin kurulmasının hemen
ardından Köln zirvesinin yapılacağına
dikkat çektiler. Kaynaklar. Ankara'dan
bir yaklaşım beklediklenni belirtirken
aslında Almanya Dışişleri Bakanı Fısc-
her'in Türkiye'ye bizzat gelerek mesaj
vermek istediğini, ancak hem Türki-
ye'de hükümet belirsizliğinin sürmesi
hem de Kosova bunalımı nedeniyle za-
man bulamadığını kaydediyorlar.
Fischer'in zirve sonrasında Anka-
ra'ya gelebileceği. bu ziyaretin gerçek-
leşmemesi durumunda da lstanbul'da
12 Temmuz'da yapılacak PİK Komitesi
toplantısına katılmaküzere gelebileceği
öğrenıldi.