17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 MAYIS 1999 CUMA HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Delege Sultası Musa'nın kavmine vaat ettiği topraklar üzerin- de kurulmuş olan Israıl devleti o topraklara kök sal- maktaki azmıyle herkese parmak ısırttı, tıpkı Filis- tinlilerin yitik topraklarda yeni bir ülke edinme sa- vaşım ve savaşları gibi... Artık, her iki taraf da, bu azimli mücadeleyi bir uzlaşma çabasına çevirmiş durumdalar ve öyle görünüyor ki. böyle giderse, bunca acı, gözyaşı ve kandan sonra, bir kez daha dünyaya örnek ola- caklar. Filistinliler de. Israil de, kendi devasa iç sorun- larına karşın uzlaşma yolunda yürüyoriar. Israil'deki son seçimler, bu devletin içindeki bü- yük tehlikeyi, laik olmaya çalışan yapıya yönelti- len tehditleri bir kez daha gözler önüne sermekle birlikte, ülkede uzlaşma ve barıştan yana olanla- rın zaferi de oldu aynı zamanda. Işçi Partisi lideri Ehud Barak'ın oylann % 56'sı- nı alması, barış yolunu açmıştır. Barak'ın zaferinin hemen ertesinde, seçimden yenilgiyle çıkan, ükud lideri Netanyahu'nun par- tidekı görevinden ıstifa etmesi ise, dünyanın her ülkesinde normal karşılanırken, yalnızca Türki- ye'de gıpta ve hayranlıkla ızlenmiştir. Istifa tüm dünyada doğal karşılanmıştır, çünkü bu tür davranış, demokrasinin teamüllerinden bi- ri haline gelmiştir. Aynı tavır, Türkiye'de hayranlık- la izlenmiştir, çünkü biz hâlâ lider sultası rejimini aşıp. demokrasiye yönelebilmiş değiliz. Sistemimizin en büyük ayıplarından ve aksak- lıklarından birı olan lider sultasından çok söz edil- di, çok yakınıldı. Onun için bunun ne olduğunun üzerınde uzun uzun duracak değilim. Ancak bir noktayı belirtmek istiyorum. Lider sultası piramidin doruğudur. Nasıl ki, ptramit- lerin tepeleri kendiliğinden havada durmayıp, alttaki bir kitlenin üzerine oturuyorsa, lider sul- tası da öyledir. Ama, limanlarda önünden geçti- ğimiz dalgakıranlar gibi. biz bu olgunun yalnızca su üstünde kalan kısmını görüyoruz. Tepkisel toplumlarda genellikle olduğu gibi, in- sanlar nedenlerı. görünenin ardındaki gerçekleri aramaktan çok, gördüklerine tepki eğiliminde ol- duklarından, lider sultasının altındaki gerçeği ara- mıyorlar. Oysa arasalar görecekler ki. lider sultası, baş- ka bir sultanın, delege sultasının üstünde dur- maktadır. Tek partiye özgü bir durum değil bu, hemen he- men biri hariç, siyasal kuruluşların hepsinde var. Mesut Bey'in uğradığı yenilgiden kılı kıpırdama- ması, Tansu Hanım'ın lime lime ettiği DYP'nin ba- şındaki yerinde, hem de ağır toplann, kendisini oraya getirenlerin istememelerine karşın lök gibi oturması, hep altlanndaki bu delege yapısından kaynaklanıyor. Aslında sistem basit, liderler, kendilerini se- çecek delgeleri seçtiriyorlar, il başkanlannı seçtirip atıyorlar, sonra onlar da, liderleri se- çiyorlar. Yarın kurultayınıyapacakolan, uzun yıllar aday- larını ön seçimle atadığını iftiharla iddia eden, CHP'deki delege sultası, ayak oyunları, naylon delege dalavereleri de, uzun zamandır bilinen bir gerçek. Bu tabandan kopuk, potansiyel seçmenin ter- cihlerine kulakları tıkalı delegelerin seçtiği kişiler ile gerçek tabanı oluşturacak olan potansiyel seç- menin tercihleri birbirlerine uymadığı için de. boz- guna varan seçim sonuçları çıkıyor ortaya. Evet lider sultasını aşmak için, parti içinde ken- dilerinden başka kimseye hayat hakkı tanımayan delege sultasını da aşıp, parti içi işleyişi demok- ratikleştirmek gerek. Yarın CHP'liler bu yolda ilk adımı atacak kapıyı aralarlarsa, hem demokrasi benzeri rejimimizin, hem de partilerinin toparlanmasına büyük katkı- da bulunurlar. Yazanmız Oral Çalışlar'a verilen hapis cezasına her kesimden kınama ve tepki sürüyor 'Ulkede ifade tutsak ediliyor'tstanbul Haber Senisi - Gazetemiz yazan O- ral Çahşlar''ın "Ocalan ve Burkay'la Kürt So- runu" adlı kitabında "bölücülük" yaptıgı gerek- çesiyle Istanbul 1 No'lu DGM tarafindan 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasına çarptınlmasma top- lumun her kesiminden gelen tepkiler sürüyor. DİSK Genel Sekreteri Murat Tokmak, ifade öz- gürlügü olmadan demokrasinin kurumlaşama- yacağını belirtti. tşadatnı tshak Alaton, TÜSİAD'ın bir sivil toplum örgütü olarak tavır almasını istedi. Av- rupa Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun, konuyu Avrupa Parlamentosu'na ta- şıyacagını bildirdi. Murat Tokmak yaptıgı yazılı açıklamada. demok- rasiyi savunan herkesin, dü- şünce özgürlüğünü savun- mak ve korumak için müca- dele etmek zorunda olduğu- nu \-urguladi. "tfade özgür- lüğii olmadan demokrasi kurumlaşamaz" görüşünü savunan Tokmak, Türki- ye'nin gelişiminin önünde- kien büyük engelin, "12Ey- 101 hukuku olduğu" fikri- nın, bugün her kesim tara- findan dile getirildiğini, bu- nun en son örneğinin Ana- yasa Mahkemesi "nin kuruluş yıldönümünde ya- şandığım kaydetti. Anayasa Mahkemesi Başka- nı Ahmet Necdet Sezer'in, anayasanın evrensel temel hak ve özgürlükler açısından yetersız ve kısıtlayıcı olduğunu belirttiğini anımsatan Tok- mak şöyle devam etti: "Likemizdeviuanhr düşünceözgürlügıi konu- su taruşılmaktadır. Düşünce özgürlüğünün so- mut kullanımı,ancakveancak ifade ile m ümkün- dür. Ancak Türkiye'de düşünce özgür, ifade rut- sak kıunmıştır. Yani demokrasinin temeli olan görüş açıklama sınırlandınlmıştır.'' Murat Tok- mak, Oral Çalışlar'ın nesnel biryaklaşımla, top- Yazanmız Oral Çalışlar'a \erilen hapis cezasına tepki büyüyor. luma karşı sorumluluğünu yerine getiren bir ga- zeteci olduğunu belirterek mahkeminin verdiği karann. gazetecilerin cezalandınlması anlamına geldiğini savundu. 'Herkes şikâyetçi' Demokrasinin; bilginin, görüşlerin, serbestçe ortaya konulabildiği ve uygarca tartışılabildiği bir ortamda yaşayabileceğine dikkat çeken Tok- mak, " Demokrasiyi savunan herkes, düşünce öz- gürlüğünü savunmak ve korumak için mücade- k etmek zorundadır" dedi. • DÎSK Genel Sekreteri Tokmak, demokrasiyi savunan herkesin düşünce özgürlüğünü savunmak ve korumak için mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Avrupa Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun, konuyu Avrupa Parlamentosu'na taşıyacağını söylerken işadamı Alaton, TÜSlAD'ın tavır almasını istedi. DİSK Genel Sekreteri Tokmak, siyasi parti li- derlerinin, milletvekillerinin. Anayasa Mahke- mesi Başkanı'nın bile şikâyetçi olduğu yasaklar ve kısıtlamalar bütünü olan anayasayı değişrir- mek için zaman yitirmeye hakkı oimadığını ifa- de ederek Türkiye'nin yasaklayıcı ve kısıtlayıcı yasalarla daha fazla yol alamayacağını kaydetti. 'TÜSİAD taw alsııT İşadamı tshak Alaton da, yazanmız Oral Ça- lışlar"a gönderdiği mesajda. düşünceyi cezalan- dıran zihniyete karşı çıktığını belirtti. Ala- ton."Oral Çalışlar'ın mahkûmiyetini kınıyorum. ülkemin adaletini gölgeleyenleri kınryorum. TÜ- SİAD'ın bir sivil toplum örgütü olarak resmen tavır almasını öneriyonınT dedi. A\Tupa Parlamentosu üyesi Ozan Ceyhun da Çalışlar'ın hapis cezasına çarptınlmasının Tür- kiye için utanç verici olduğunu kaydederek u Ça- hşlar'a verilen bu cezayıfikir özgürlüğüne ve hür gazeteciük ilkelerine karşı verilmiş haksız bir ce- za olarak gördüğümden, seçimler sonrası Avru- pa Parlamentosu'nun ilk oturumunda ele alın- ması için gerekli girişünleri gerçekleştireceğim konusunda şimdkten söz veriyonım" dedi. Sertel Gazeteciük Vakfı Başkaru Doç. Dr. Yıldız Ser- tel de yaptıgı açıklamada, Çalışlar'ın gazeteciük göre- vini yerine getirmesi nede- niyle suçlanmasını anlaya- madıklarını belirtti. Sertel açıklamasında, "Batı'da in- san haklan imajımızı düzelt- mek için > asalan degiştirme- nin gündeme geldiği bir sıra- da. dünyanın götü Öcalan duruşmasına çevrilmişken bir gazetecinin onunla yaptı- gı konuşmadan ötürü yargı- lanmasını ve suçlanmasını kim anlayabilir? Bu gibi du- nımlara imkân veren yasa- lar, kesinlikle çağdaş demokrasi anla\ışı> la bağ- daşmayan yasalardır" dedi. Tibuk: Uzfintü verici bir olay Çalışlar'a verilen cezay la ilgili olarak bir açık- lama yapan Liberal Demokrat Parti Genel Baş- karu Besim Tibuk da demokrasinin hürriyetler rejimı olduğunu kaydederek "Bütün dünyada demokrasi rüzgânnın şiddetle estiği bir ortam- da bizim demokratik normlardan hızla uzaklaş- mamız ü/üntü verici'" dedi. FP Pendik İlçe Baş- kanı Dr. Salih Kenan Şahin de Çalışlar'a gönder- diği mesajda üzüntülerini iletti. RSF aylık raporu Basın ihlali devam ediyortstanbul Haber Servisi - Sınır Tanımayan Gaze- teciler (RSF) örgütü, 16 Nisan-18 Mayıs 1999 ta- rihleri arasında basına yönelik ihlallerinin devam et- tiğini bildirdi. RSF'nin hazırladığı aylık "Oılal ra- ponında",birröportajından dolayı Istanbul 1 No'lu DGM tarafindan "bölücülük propagandası yaptıgı gerekçesiyle'' 13 ay hapis cezasına çarpünlan gaze- temiz yazan Oral Çalışlar'ın sadece "gazetecilik meslegini yaptrçp'' vurgulanarak Çalışlar'ın mah- kûm edilmesi protesto edildi. RSF'nin hazırladığı raporda, Çalışlar'ın 18 Ma- yıs 1999 tarihinde, "bölücülük propagandası yap- öğT gerekçesiyle fstanbul 1 No'lu DGM tarafin- dan TMY'nin 8. maddesi uyannca 13 ay hapis ve para cezasına çarptınldığı anunsatıldı. Raporda, basına yönelik diğer geüşmeler şöyle sıralandı: # Yargıtay. Özgür Bakış gazetesi yazan Haluk Gerger hakkında verilen 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ce- zasını onadı. Hakkında yakalama emri çıkanlan Gerger, şu an Almanya'da bulunuyor. # 18 Nısan 1999'dan bu yana yayımlanan Öz- gür Bakış gazetesinin Olağanüstü Hal Bölgesi'ne girişi valilik karan ile yasaklandı. 9 Aylık Odak dergisinin, okur köşesinde yayım- lanan bir yazı nedeniyle "bölücülük propagandası yapöğı'" gerekçesiyle yayını durduruldu. # Bu süre arasında RTÜK, 18 radyo ve televiz- yon kuruluşuna yönelik 24 kapanıa cezası verdi. # Fatih 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 4 Mayıs gü- nü Uğur Dündar tarafindan Kadal D için hazırla- nan Arena programınm yayımlanmasıyla ilgili ih- tiyati tedbir karan aldı. Prof. Dr. Unat 'Türk kadmı geldiği noktayı cumhuriyete ve Atatürk'e borçlu' İstanbul Haber Senisi- Prof. Dr. Nermin Abadan Unat Türk kadınının gel- diği noktayı cumhuriyete ve Atatürk devrimlerine borçlu olduğunu söyledi. İstanbul Üniversitesi Kadın Sorunları Araştır- mave Uygulama Merke- zi'nin evsahipliğinde dü- zenlenen uluslararası "Kadın ve Din" semine- rinde konuşan Prof. Dr. U- nat. ülkemizde kadın ha- reketinin geçmişinin 19. yüzyıla kadar uzandığını fakat bu konuvu o günün şartlannda ilk önce erkek- lerin tartışmaya başladık- lannı \urguladi. Tanzımattan cumhuri- yete dek pek çok erkek ya- zar v e aydının. kadın soru- nu üzerine tartıştığına \e yazılar yazdığına dikkat çeken Lnat. üzennde du- rulan konular arasında ço- keşlılık. erkeklerin boşan- ma konusundaki tek yan- lı ayrıcahğı gibi sorunlar bulunduğunu ifade etti. Kadınlann. kendileriy- le ıIgıIi bu tartışmalara da- ha sonra katıldıklarını vurgulayan Unat "Bun- lardan biri Fatma Ali- ye'dir. Kadınlar zamanla dergiler çıkarmışlar. Os- manlı kadınının toplumsal yaşamdaki rolünü tartıs- mışlardır. O günün ()s- manlısında hem erkek hem de kadın feministle- rin olduğu söylcnebilir. Özellikle hukuk alanmda çağdaş düzenlemelerin ya- pılması arzulanmtştır. ts- lam hukuku kadın >« er- kek arasında eşitsizliğe da- yanır" dedi. Unat. Kurtuluş Sava- şı'na gönüllü olarak katı- lan kadınlann çokluğuna işaret ederek Halkte Edip Adrvar"ın. işgali reddeden konuşmalar yaptığını, o- nun konuştuğu mitinglere kadınlann da katıldığını, kadınlann Kurtuluş Sava- şı'nı desteklediklerini ifa- de etti. Unat. "Atatürk çağdaş bir toplum düzeni yarat- mak istiyordu. Bunun da kadınlann katılımı ve ya- şama ortak olmalanyla gerçekleşebileceğini bili- >ordu. Bu nedenle eğitime ve hukuka büyük önem vermiştir" dıye konuştu. De\ let Bakanlığı Kadı- nın Statüsü \e Sorunları Genel Müdürlüğü'nden Selmin Mete de kamu ku- ruluşlan. üniversiteler ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği yaparak ülkemiz- de kadının sorunlarını çözmeve yönelik çalışma- lar yürüttüklenni söyledi. Hükümetin özellikle kadı- nın eğıtimine ve kadınlar arasında okur yazarlık oranının arttınlmasına bü- yük önem \erdiğini belir- ten Mete. bu çerçevede 8 yıllık kesintisiz temel eği- tim yasasının yaşama ge- çirilmesinin çok önemli olduğunu \oırguladı. Avrupa Birliği Dönem Başkanı Almanya, Türkiye'nin birliğe karşı tutumundan rahatsız ^Ankara'yı savunmakta zorlanıyoruz' Şehü aileleriiçin kermes Emniyet Teşkilah Mensuplan Hanımlan Yardunlaşma Derneği tarafindan şehit polis çocuklan ve vazife malulkri \ aranna kermes düzenlendi. Topkapı Eresin Otel'de düzenlenen kermesio Ja konuşan tstanbul \alisi Erol Çakır, devletin hizmete yetişemediği alanlarda sivil kuruşlann başarılı çataşmalar yaptığını söyledi. İstanbul Emniyet Vlüdürü Hasan Özdemir de. kermesin şehit ailelerine destek olmak anıacn la dü/cnlendiğini belirterek emniyet teşkilaü olarak. şehit yakınlannın v anında yer aknklannı hissettirnıck istediklerini söyiedL Genel başkanlığını Emniyet Genel Mfidürfi Necati Bilican'ın eşi Nazan BİIican'ın yaptıgı derneğin, "Türkij'em '99" etkinlikleri adı ahında dü/enlediği kermes ve toplanölann, 26 flde haziran a\i sonuna kadar süreceği bildirildi. A.URUMA ALINACAK İMAM-HATİPLERE YÜKSEKÖĞRETİM KOŞULU Diyanet'ten yeni kadro düzenlenıesi .\NKARA (A.\) - Diyanet Işleri Baş- kanlığı. kuruma yeni alınacak imam-ha- tıplere dini yükseköğrenim görme ko- şulu getiren yönetmeük taslağı hazırla- dı. Diyanet lşlen Başkanlığı'nın hazırla- dığı "Sınav, Atama, Nakil ve Görevde Yükselme Yönetmeligi'' taslağı. Başba- kanlık Devlet Personel Başkanlığı'na gönderildi. Taslağa göre. kuruma yeni alınacak devlet memuru ve din adamla- n ÖSYM tarafindan yapılacak sınavı ka- zananlararasmdan sözlü sınavla belirle- necek. Sınav, ihtiyaca göre yılda en çok 2. boş kadro adedınin 2 bin veya daha fazla olması haünde yılda 4 kez yapıla- • Diyanet İşleri Başkanlığı'na yeni alınacak devlet memuru ve din adamlan ÖSYM tarafindan yapılacak sınavı kazananlar arasından sözlü sınavla belirlenecek. bilecek. tmam-hatip olabilmek için dini yükseköğrenim görme koşulu getirili- yor. Ancak başvuranlar arasında yeterli sayıda yükseköğretim mezunu bulunma- dığı takdirde imam-hatıp lisesi mezunu olmak yeterli sayılacak. Diyanet İşleri Başkanı olarak atana- cak kişinin 4 yıllık dini yükseköğretim yapmış olması, sahasında hizmetleriyle tanınması, 40 yaşını tamamlaması, baş- kanlık teşkilatında müftülük veya üstü sayılan görevlerde toplam 10 yıl görev yapmış olması gerekiyor. Başkanhk va- izlen için de 4 yıllık dini yükseköğretim şartı getinürken Diyanet İşleri Başkan- lığı'nda 5 yıl görev yapmış olma koşu- lu öngörülüyor. Taslakta, din hizmetleri uzmanı ola- bilmek için de yükseköğretim şartı ara- nırken kadın olmak ve yükseköğretim- den sonra Kuran kursu öğreticiliği veya üstü sayılan görevde fıilen 3 yıl çahşmak gerekiyor. Kadınlann her türlü dini ko- nuda aydınlatılabilmesini sağlamak amacıyla geçen yıl başlatılan din hiz- metleri uzmanlannın kadınlardan atan- ması uygulaması çerçevesinde şu anda 40 kadar kadın din hizmetleri uzmanı görev yapıyor. Diyanet İşleri Başkanlı- ğı, hazırladığı taslakla torpille terfinin de önüne geçecek. Müdiir, müdür yardım- cısı ve şef olabilmek için açılan sınava katılma zorunluluğu getirilen taslakta, aynca sınavı kazananlann sözlü sınavda başanlı olmalan. şef olacaklann son 3 yıl başkanlıkta büro hizmetinde çalışmış ol- ması gerekiyor. Taslağa göre, il müftüsü olarak atana- caklar. 4 yıllık yükseköğrenim yapmış ve 5 yıl çalışmış olacak. B a h c e l i e v l e r k a t l i a m ı d a v a s ı Sanık Osmanağaoğlu suçlamalan kabul etmedi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Işçi Partisi'ne üye 7 ünıversi- te öğrencisini 8 Ekim 1978'de Bahce- lievler semtinde öldürmek suçundan i- dam cezası istemiyleyargılanan sanık- lardan İ nal Osmanağaoğlu. suçlama- lan reddederek terörü hiçbir zaman onaylamadığını ileri sürdü. Abdullah Çath'nın da aralannda bu- lunduğu 5 sanığın, Bahcelievler katli- amı da\asında yargılanmalanna devam edildi. Ankara3. AğırCeza Mahkeme- si'nde görülen davanın dünkü oturu- muna. tutuklu sanıklar Bünyamin Ada- nah. bir süre önce Kuşadası'nda yaka- lanan Osmanağaoğlu, avukatlan ve müdahil a\oıkatlan katıldı. Mahkeme Başkanı Mehmet Koçak tarafindan kimük tespiti yapılan Osmanağaoğlu. serbest çalıştığını, sabıkasının bulun- madığını, Kuşadası'nda oturduğunu ve 4 çocuğu olduğunu bildirdi. Koçak'm. "1978 yılında Bahçetievler'de 7 kişiyi öldürdüğünüzgerekçesiyte hakkınızda idam istemiyle dava açdmış, ne diyor- sunuz?" sözleri üzerine Osmanağaoğ- lu, mahkemenin kendisini ne ile ara- dığını bilmediğıni iddia etti. Türkiye - de o dönemde yaşanan terör olaylannı hiçbir şekilde onaylamadığı- nı ifade eden Osmanağaoğlu, 7 TİP'li öğrencınin öldürülmesi olayı ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını ileri sürdü. Os- manağaoğlu. olayla ilgili olarak BBP Genel Başkanı Muhsin YazKioğlu ile de kesinlikle görüşmediğini iddia etti. Koçak, davanın firarda bulunan di- ğer sanıkları Mahmut Korkmaz ile Kadri Kürşat Po>Taz"ın yakalanmala- n için yazılan yazılara yanıtlann ge- ciktirilme nedeninin sorulmasına ve MİT raporunun beklenmesine karar verildiğinı bildirerek duruşmayı 16 Ha- ziran 1999 tarihine erteledi. İHD B a s k a n ı ' n a s u i k a s t d a v a s ı A fan Birdal davasında Avcı 'nın tanıkhğına ret ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DGM. IHD Genel Başkanı Akın Bir- dal'a yönelik suikast dav asında eski Is- tihbarat Daire Başkanvekıli Hanefi Av- cı'nın tanık olarak dinlenmesi istemini reddetti. Suikast davası ile ilgili duruşmaya. Ankara 1 No'lu DGM'de dün devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanıklardan TlT'in kurucusu olduğu ileri sürülen Cengiz Ersever ile çek-senet mafyası li- deri Semih Tufan Gülaltay katılmaz- ken diğer tutuklu sanıklar DemirDemi- rok, Ahmet Fulin, Hasan Hasanoğlu. Kerem Deretarla ile eski MİT elemanı Cemal Kulaksızoğlu hazır bulundu. Sa- nıklar hakkında "Cürüm işlemek için silahlı çete oluşturmak. siyasi amaçla adam öldürmeye tam kalkışmak" suç- lanndan 24 yıla kadar ağır hapis ceza- sı isteniyor. Duruşma sırasında. diğer sanıklarla arasının açık olduğu ileri sürülen Ku- laksızoğlu ayn bir bölüme oturtuldu. Mahkeme Başkanı M. Orhan Karade- niz. duruşma başlarken Emniyet Genel Müdürlüğü'nden mahkemeye gelen yazıyı okudu. Yazıda. Fulin. Ersever ve Gülaltay" ın, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldınm ile telefon görüşmelerinin kaydına rastlanmadığı bildirildi. Eski tstihbarat Daire Başkanvekili Hanefi Avcı, 25 Mayıs 1998 günü Ankara 2 No'lu DGM'de yargılandığı ve sonra beraat ettiği bir davada. Fulin, Ersever ve Gülaltay'ın Mahmut Yıldınm ile sık sık telefonla görüştüklerini belırtip. ge- rekli belgelerin emniyet kayıtlannda bulunduğunu bildinnişti. Mahkeme Başkanı. Avcı için tanık- lık istemini reddederek, beraatla so- nuçlanan dava dosyasının delil olarak bu dava dosyası içinde yer almasına karar verdi. SERKAN DEMtRTAŞ ANKARA -Avrupa Birliği (AB->d6- nem başkanlığını yürüten Almanya'nın,' 3-4 Haziran günlerinde yapılacak zirve öncesinde Türkiye'nin poiıtikalanndan duyduğu rahatsızlığı ıleteceği öğrenil- di. Almanya Dışişleri Bakanlığı'ndan Siyasi işler Direktörü Gunter Ple- uger'in gelecek hafta Ankara'ya ger- çekleştireceği bir günlük ziyaret sıra- sında Bonn yönetiminin bir mesajını getireceği kaydedildi. Almanya. AB'nin 3-4 Haziran"da ya- pılacak Köln Zirvesi öncesinde Türki- ye ile yeni bir diyalog arayışına girdi. Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fisc- her'in Dışişleri Bakanı tsmail Cem'e ilettığı mesajın ardmdan. bakanlığın Si- yasi İşler Direktörü Pleuger'i Anka- ra'ya göndereceği kaydedildi. Alman- ya'nın Türkiye Büyükelçisi Hans Joac- him Vergau da dün Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi LTuç Ozülker ile bir araya gelerek Türkiye- AB ilişkilerini ele aldı. Cumhuriyet'in Batılı diplomatik kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Köm zirvesi gündeminde büyük olası- lıkla "genişleme" konusu ele alınmaya- cak. Kaynaklar. bu durumda Türkiye ile birlikte diğer adaylann da Köln'e davet edilmediklerini bildirdiler. Köln'de ele alınacak iki konu. Kosova bunalımı ve AB'nin Gündem 2000 planı. Ancak kaynaklar, zirve öncesinde yapılan ça- lışmalarda üyelerden bir istem gelmesi üzerine genişleme sürecinin ele alına- bileceğini kaydettiler. Almanya rahatsız Diplomatik çevreler, Türkiye'de son seçimlerin ardından siyasi partilerden Türkiye-AB ilişkileri konusunda net yaklaşımlar gelmediğıni, güçlü milli- yetçi akımlar nedeniyle bu ilişkilerin daha da geriye gitmesi tehükesi olduğu- nu vurguladılar. Almanya'nın Türki- ye'yi AB toplantılannda savunmayı sürdürdüğünü ancak Ankara'nın "pa- sif" tutumundan dolayı bunu yapmak- ta zorlandığını kaydeden kaynaklar, "Türkiye'nin pasifliğinden dolayı bir- çok Avrupalı "Türkiye artık istemiyor' düşüncesüıe girdi. Ve bunu savunmak artık çok zor olmaya başladı. Gerçekten çok güç bir dunımdayız" açıklamasını yaptılar. Türkiye ile Almanya arasında yapılan temaslarda Ankara'dan sürekli olarak AB ile ilişkilerin geüştırilmesine yöne- lik "siyasi bir tufum'" göstermesini is- tediklerini belirten kaynaklar, Türki- ye'de hükümetin kurulmasının hemen ardından Köln zirvesinin yapılacağına dikkat çektiler. Kaynaklar. Ankara'dan bir yaklaşım beklediklenni belirtirken aslında Almanya Dışişleri Bakanı Fısc- her'in Türkiye'ye bizzat gelerek mesaj vermek istediğini, ancak hem Türki- ye'de hükümet belirsizliğinin sürmesi hem de Kosova bunalımı nedeniyle za- man bulamadığını kaydediyorlar. Fischer'in zirve sonrasında Anka- ra'ya gelebileceği. bu ziyaretin gerçek- leşmemesi durumunda da lstanbul'da 12 Temmuz'da yapılacak PİK Komitesi toplantısına katılmaküzere gelebileceği öğrenıldi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle