Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAVFA CUMHURİYET 18MAYIS1999SALI
HABERLER
RTUK uzman
yardımcısı
alacak
• ANKARA (AA) - Radyo
veTelevızyonÜst
Kurulu'na(RTÜK)
almacak 35 uzman
yardımcısı için ilk sınav, 17
Temmuz'da ÖSYM
tarafından >apılacak.
RTÜK.'ün dünkü Resmi
Gazete'de ya>ımlanan
ilanına göre, üniversitelerin
elektrik. bılgisayar,
elektronik \e haberleşme
miihendisliğı ıle siyasal
bilgiler. hukuk. ıktisat,
işletme, maliye,
uluslararası ilişkiler. kamu
yönetımi. ıletişim, basın ve
halkla ilişkiler, psikoloji.
sosyoloji, ılahiyat, tarih,
Türk dili ve edebiyatı
bölümlerinden mezun
olanlar uzman yardımcıliğı
sınav ına başv urabılecekler.
Kınık havaalam
İANTALYA(AA)-
Antalya'nın Kaş ilçesı
Kınık bölgesinde temeli 8
yıl önce atılan havaalam
inşaatına, ÇevTe
Bakanhğı'nın olumlu
görüş biidirmemesi
nedeniyle başlanamıyor.
Kaş Kaymakamı Dr.
Mehmet Gödekmerdan, 14
bin 500 dönüm arazide
yapılması planlanan
inşaata çevrecı kuruluşlann
itirazları nedeniyle devam
edilemediğini belirterek,
"Köy Hizmetleri Genel
Müdürlüğü tarafından
yapılan araştırma ve
inceleme sonucunda, bu
bölgenın 6. derece tanm
arazisi olduğu belirlendi. 6.
derece tanm arazisi demek,
çorak alan demektir.
Burada kuş cenneti yok.
Ancak, bu bölge Özel
Çev re Koruma alanı içinde
bulunuyor" dedi.
TB(E sınavı
eıtelendi
• DİVARBAKIR(AA)-
Diyarbakır Tekel Tütün
İşletme Müdiirlüğü'ne,
22'si eski hükümlü, 17'sı
özürlü toplam 39 daımı işçi
alımı sınavı, ikinci bir emre
kadar durduruldu. Edinilen
bilgiye göre, Tekel Tütün
tşletme Fabrikası
Müdiirlüğü'ne, özürlü ve
eski hükümlu alımı ile
ilgili sınav, Tekel Genel
Müdürlüğü'nce gönderilen
faks yazısı üzerine ikinci
bir emre kadar
durdurulurken, sınavın
ertelenmesiyle ilgili
gerekçe açıklanmadı.
Yurtta yağış
• KAYSERİ(AA)-
Kayseri'de önceki gün öğle
saatlerinde başlayan ve bu
sabaha kadar aralıklarla
devam eden şiddetlı
yağışlar sonucu 200'ü
aşkın evi su bastığı
bildirildi. Kayseri
Büyükşehir Belediyesi
hfaiye Müdürü Mahmut
Gençoğlu. yağışlar
nedeniyle. îtfaiye
Müdürlüğü bünyesinde
çalışan 91 personel, Kaysu
ve Melikgazi. Kocasinan
Belediyeleri işbirliği ile su
basan e\ lerde bu sabah
erken saatlere kadar su
tahliyesi yaptıklannı
kaydetti.
liselende kıyafet
yolsuzluğu
• ZONGULDAK(AA)-
Zonguldak'ta, bazı
okullann 19 Mayıs
kıyafetlerini faturasız
aldıklan iddiası üzerine
valilik tarafindan
soruşturma başlatıldı.
Soruşturmanın
sürdürüldüğünü belirten-
Vali Ismet Metin,
"Soruşturma sonucuna
göre işlem yapılacak.
Somut bir bilgiye ve
belgeye dayalı usulsüzlük
varsa, yasal geregi yenne
getirilecektir" dedi.
Gençler ABD'yi
tercih ediyor
• ANKARA(ANKA)-
Konrad Adenauer
Vakff nın "Türk Gençliği
98" başhklı araştırmasınm
sonucuna göre gençler
ABD'de yaşamayı tercih
edivorlar. Ankette,
gençlere önce başka bir
ülkede yaşayıp yaşamak
istemedikleri soruldu. 2 bin
216 gençten yüzde 4O'ı bu
soruya evet yanıtı verirken,
yüzde 55'i dehayır
karşılığını verdi. Gençlenn
çoğunluğu Türkiye'de
yaşamak istediğıni
belirttiğı araştırmada. bir
başka ülkede yaşamak
isteyenlere ise hangi ülkeyi
tercıh ettıkleri soruldu.
Ankette bu sorunun
yöneltildiğı 893 gençten
234'ü ABD'de yaşamak
istediklerini belırttiler.
Halk arasında kireçlenme olarak bilinen osteoartrit, en sık rastlanan romatizmal hastalık
Ekleıııleriıı isyaııı: KireçlenmeVURALAHI
Tıbbın-teknolojinin hızlı gelişimi,
ekonomik sorunlann çözümlenmesine
bağlı olarak yaşam koşullannın, beslenme
ve bannma sorunlannm iyileşmesi gibi
birçok nedenler ortalama yaşın giderek
yükselmesini sağlarken, bazı organ
hastahklannın da ortaya çıkmasında etken
nedenler oluyor. Yüzden fazla semptomun
ortak adı olan romatizmal hastalıklar, pek
çok ölümlere neden olmazlarsa da, yol
açtıklan tahribat, işgücü kayıplan ve tedavi
harcamalan açısından günümüzün en
önemli sorunlanndan birini oluşturur. Işte
bunlardan en önemlisi olan eklem
aşınması, halk arasında kireçlenme olarak
bilinmektedir.
Bu romatizmal hastalığın ciddiye
alınmasına işaret eden Marmara Tıp
Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
• Yüzden fazla sendromun ortak adı olan romatizmal hastalıklar, pek çok ölümlere neden
olmazlarsa da, yol açtıklan tahribat, işgücü kayıplan ve tedavi harcamalan açısından
günümüzün en önemli sorunlanndan birini oluşturur. îşte bunlardan en önemlisi olan
eklem aşınması, halk arasında kireçlenme olarak bilinmektedir.
Başkanı Prof. Dr. Önder Kayhan, yaşlanan
toplumlarda özürlülüğe yol açan osteoartrit
hakkında şu açıklamalan yaptı: "En sık
rastlanan romatizmal hastalıktır. Esas
hastakk eklem kıkırdağının harabiyeti ve
buna bağlı bir seri eklem, kemik hasarlan
ile sürer. Eklem kireclenmesi en çok vaşlı
nüfiısu rutuyor. Orta \eya ağır derecede
turulmalardan söz edilebilir. 60 yaş üstii
herkeste görülmekte olup, üçte birinin
yakınması daha fazla olmaktadır. Travma
veya iltihabi hastahk sonucu her eklemde
oluşabileceği gibi klasik olarak tuttuğu
eklemler et-parmak eklemleri, omurga ve
kalça-diz gibi ağırlık taşryan eklemler
olmaktadır. Nedenleri ise tam olarak
bilinmiyor. Yaş, aşırı kilo, eklemlerde küçük
veya büyük travmalara yol açan işler ve bazı
spor dailan, doğumsal nedenler en sık
suçlananı oluyor"
thmai edilen gerçek
Hastahk, hekimin muayenesi ve hastanın
öyküsü ile tanı kolayca konulabiliyor. MR,
CT, ultrason gibi görüntüleme teknikleri
gerekmiyor. Kan ve idrar tetkiklerinde özel
bir hastahk saptanmamasına karşıhk,
osteoartrit üzerine yapılan araştırmalar
ısrarla kıkırdağın sağlamhğını bozan ana
faktörün ne olduğu, bunun nasıl
durdurulabileceği veya önlenebileceğini
anlamaya yönelik oiuyor.
Kayhan. "Kıkırdağın fizyolojisi \e hücre
üıceienmesi uzun yıllar ihmal ediüniş olması
bir kayıpür" dıyor ve tedav i seçeneklerini
şöyle sıralıyor:
"Ağn ve hareket kısıtlüığı ile mücadele
tedavinin ana noktasıdır. Bu amaçla en sık
kullanılan ilaçlar, streoid olmay an anti-
romatizmal ilaçlardır. Fizik tedavi
yöntemleri hastanın ağnsının
giderilmesûıde, yerel dolaşunın
hızlandınlmasında, kıkırdağın ısıülarak
yarar eWe cdilmesine yöneliktir. Bilimsel
egzersizierle eklemin hareket açıkhğmın
korunnıasu yıpranmalann önlenmesi,
gövdenin ve eklemlerin durgun ve dinamik
sağlanması ile olasKhr."
Diğer tedavi seçenekleri
Kaphca tedavileri, ağnlan uzun süre
azaltabiliyor. Ne var ki bu, bir grup hasta
için geçerlidir. Eklem içi enjeksiyonlar
bilinçli ve yetkili kişiler tarafından ve
aşınya kaçmadan yapıhrsa yararlı
olabiliyor... Bu konuda çok yanlış
uygulamalann varhğına değinen Prof. Dr.
Önder K.ayhan, akupunktur ve diğer
seçeneklerin hiçbir kanıtlanmış yaran
olmadığını \-urgulayarak "Aşın kilo gibi
belüii bir neden varsa bununla mücadele
edilmeli. Dizlik, korse, bandaj, baston gibi
yardımcı gereçler doğru kullamldığında
yardımcı olabilir. Diz operasyonlarında da
basan oranlan iyi seçiliniş olgularda
giderek artmaktadır" diye konuştu.
Virüsler
Gelecek
bin
yılın
tehlikesi
• ABD Hastahk
Kontrol Merkezi virüs
hastalıkları uzmanı Dr.
Brian Mahy,
"Tehlikenin çok yakın
ve çok ciddi olduğuna"
dikkat çekti. Virüs
hastahklannın
yaygınlaşmasına,
giderek artan hava
sıcaklığının yanı sıra
büyük kentlerdeki nüfus
yoğunluğunun artması
ve insanlann
antibiyotiklere bağımlı
hale gelmesi sebep
gösteriliyor.
NEWYORK(AA)-Ge-
lecek bin yılda insanlıgı
tehdit edecek en büyük teh-
likenin virüsler olduğu bil-
dirildi.
ABD Hastahk Kontrol
Merkezi virüs hastalıklan
uzmanı Dr. Brian Mahy,'
"Tehükenin çok yakın ve
çok ciddi olduğuna" dikkat
çektı. Virüs hastahklannın
yaygınlaşmasına, giderek
artan hava sıcaklığının ya-
nı sıra büyük kentlerdeki
nüfus yoğunluğunun art-
ması ve insanlann antibiyo-
tiklere bağımlı hale gelme-
si sebep gösteriliyor. Virüs-
ler ılık iklimlerde daha çok
ürüyor ve kalabalık yerler-
de çok kolay yayılabıliyor.
Uzmanlann verdiklen
bilgiye göre içinde bulun-
duğumuz yüzyılda sıtma,
veba, san humma. menen-
jit ve kolera salgınlan gö-
rüldü. Bunlara ek olarak
AİDS, Ebola, Hantavirus
ve çayır kurdu hastahğı
(Lyme disease) gibi virütik
hastalıklar ortaya çıktı. Sa-
dece. virütik bir hastahk
olan tspanyol nezlesinin 25
milyon kişinin ölümüne
yol açtığı henüz hafızalar-
dan silinmedi. Aynı hasta-
lıktan, 1. ve 2. dünya savaş-
lan ile Kore ve Vietnam sa-
vaşında ölenden daha fazla
Amerikalının hayatmı kay-
bettiği belirtiliyor. Bu virü-
sün gelecek binyılda da şe-
kıl değiştirerek ortaya çık-
masından korkuluyor.
Öte yandan, artık antibi-
yotikler sayesindeyenildiği
sanılan verem ve belsoğuk-
luğu gibi hastahk mikropla-
rının da, antibiyotiğe di-
rençli yeni türler geliştire-
rek yeniden ortaya çıktıkla-
nnın gözlemlendiği belirti-
liyor.
Marmara
Üniversitesi
Hemşiretik
Yüksekokulu
öğretim görevtisi
(soldan sağa) Doç.
Dr. Necmrve
Şabuncu, İstanbul
Üniversitesi
Bakırköy Sağhk
Yüksekokulu
araştırma
görevtisi, uzman
hemşire Fatma
Akça ve İstanbul
Tıp Fakültesi
Cerrahi Kliniği
hemşiresi,
Florance
Nightingale
yükseküsans
öğrencisi Arzu
Aydoğdu,
Türkiye'deki
yaklaşık 65 bin
hemşireden sadece
3'ü.
w
Erkek hemşire gereldi'
12-18 Mayıs Hemşirelik Haftası 'nda hemşireler hangi renk giyeceklerinin tartışılmasından
öte, sorumluluklannın belirlenmesini, meslek tanımının yapılmasını istiyorlar.
SAADET USLU
Tıp camiasının sessiz çahşanlan hemşireler, bu
yıl da haftalanna sorunlar yumağıyla giriyorlar.
Hemşireler artık erkeklerin de mesleğe katılmala-
nnı istiyorlar.
Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekoku-
lu öğretim görevlisi Doç. Dr. Necmiye Sabuncu. İs-
tanbul Üniversitesi Bakırköy Sağhk Yüksekoku-
lu araştırma görevlisi, uzman hemşire Fatma Ak-
ça ve İstanbul Tıp Fakültesi Cerrahi Kliniği hem-
şiresi, Florance Nightingale yükseküsans öğren-
cisi Arzu Aydoğdu, Türkiye'deki yaklaşık 65 bin
hemşireden sadece 3'ü. Mesleklerinin değişik ka-
demelerinde bulunan Sabuncu, Akça ve Aydoğdu,
yaşadıklan sorunlan ve isteklerini anlattılar.
- Hemşirelik eğhimini degerlendirir misiniz?
Sabuncu: Hemşirelik eğitimi 1912'de 6 aylık
kurslarla başlamış, 1955 yıhnda ise 4 yıla çıkanl-
mış. Şu anda sağhk yüksekokullannın 52'sinde
hemşirelik programı, 7 tane hemşirelik yükseko-
kulu var. Yıllardır altyapısı yetersiz meslek lisele-
ri açıldı. Okullarda kaliteli eğitim elemanı yeter-
siz. Uygulama alanı yetersiz. Burada atlamamak
gereken bir şey de hemşireliğin üniversal düzeye
çıkanlmasında Prof. Dr. Perihan Veboğlu ve arka-
daşlannın rolüdür.
- Peki egitim nasıl olmah?
Sabuncu: Eğitim. sağhk meslek liselerinde de-
ğil. yüksek eğitim kurumlannda olmah. Hemşire-
yi hemşire eğitmeli. Bir grup akademisyenin
1997'de 46 okulda yaptığı araştırmanm sonuçlan
çarpıcı. Bunlann yüzde 15'inde hiç kadrolu öğre-
tim elemanı yok. Sadece 7 tanesinin yöneticisi
hemşire. Veteriner,jeolog. maliyeci, kimyageryö-
neticilerbile var. Okullara kadro ve altyapı sağlan-
malı. Bunlar fakülteleşmeli.
Akça: Artık eğitimde branşlaşma olmah. Has-
tanede nerede açık varsa oraya gönderiliyonız. Bö-
lümlerde en az bir yıl uyum zorluğu oluyor. Ama
branş eğitimi alsak ve ona göre istihdam edilsek
daha verimh oluruz.
Aydoğdu: Eğitim daha çok olmah. tşlevi arttı-
nlmah.
- Değisen yaşam beklentisi ve nüfus artışı. eğiti-
me bakışı değiştirdi mi?
Sabuncu. Tabiı ki hızlı nüfus artışı, bebek ölüm
hızı, yaşh nüfusun artması insan gücünün buna
göre düzenlenmesini zorunlu kılıyor. Gelişmekte
olan ülkelerde böyle. Şu anda halk sağhğı hemşi-
reliği var. Evde bakım, işçı gibi alt dallan var.
Akça: Bu, yanm dönemlik bir lisans programı
ve yeterli değil. Anne, çocuğuna nasıl bakacağını
bilmiyor. Bunu öğretebilmeliyiz ya da okulda ço-
cuğun bütün sağhk bilincini geliştirmek, yanm
dönemlik dersle olacak iş değil.
Eğitim, sağhk meslek liselerinde değil,
yüksek eğitim kurumlannda olmah.
Hemşireyi hemşire eğitmeli. Bir grup
akademisyenin 1997'de 46 okulda yaptığı
araştırmanın sonuçlan çarpıcı. Bunlann
yüzde 15'inde hiç kadrolu öğretim
elemanı yok. Sadece 7 tanesinin yöneticisi
hemşire. Veteriner, jeolog, maliyeci,
kimyager yöneticiler bile var. Okullara
kadro ve altyapı sağlanmah. Bunlar
fakülteleşmeli.
- Hekimlerin bakışı nasıl?
Akça: En basit olarak, hekıme çay, kahve ikra-
mını hemşire kendine görev edinmiş. Ekip anlayı-
şı yerleşmiş değil. Hekimlik hep kendini ön plana
çıkardı. Geri kalanlar onun için var, görüşü hâkim.
Ama hepimiz hastalar için vanz. Biz bütün günü-
müzü, hatta gecemizi hastayla geçiriyoruz, ama
hekim, hemşirenin görüşünü alma gereği duymu-
yor. Hatta yok sayıyor.
Sabuncu: Hekimler hemşireyi basamak olarak
kullanmışlar. Hemşire de bunu kabullenip geri çe-
kilmiş.
Aydoğdu: Şu anda yüksekokul mezunu hemşi-
reyi kabul etmekte zorlanıyorlar.
- Bir de kavuşamadığuıız yeni yasanız var»
Sabuncu: Meclis'te bekleyen bir teklif var. An-
cak hemşirelere çok fazla bir şey getirmeyecek.
Akça: Mevcut yasada hemşirenin rol tanımı ya-
pılmamış. Çalışma saatleri. yapılacak işler belli de-
ğil. 1954 yıhnda kabul edilen yasada "Hemşireyal-
ruzca hekimin söylediği aşıyı yapar. Hekim izin ve-
rirse pansuman yapar" deniyor.
Aydoğdu: Hekim bizi bu kapasiteyle gördüğü
için bunu hazırlamış.
- Son yıllarda tartışılan erkek hemşire' konusu-
na nasıl bakıyorsunuz?
Sabuncu: Olmah. Çünkü artık hemşirelik bir
kadın mesleği olmaktan çıkmalı. Erkeğın yaptınm
gücü fazla. Ozellikle ortopedi ve acil cerrahide er-
kek hemşireye ihriyaç var. Dünyada var. biz zaten
geri kaldık.
Aydoğdu: Florance Nightingale'de bir tane er-
kek öğrenci var. Yasal olarak erkek hemşirelik ol-
madığı için mezun olunca sağhk memuru statüsü
verilecek. Örneğin, geçmişte olaylar olduğu için
Çapa'nın acilinde hiç hemşire yok.
Akça: Erkek, görevi olmayan şeyi yapmıyorum
diyebilir. Hekimlerin yüzde 80'i erkek.
- Bütün kamu kurumlannda olduğu gibi, hem-
şireükte de tarbşüan kılık-kıyafet konusu var_
Aydoğdu: Biz nasıl mini etek ya da pantolon
giymiyorsak onlar da prosedüre uymalı. Erkek-
kadın ayırt etmeden hastaya bakma felsefesine ay-
kın. Ama bir de forma pembe mi olsun beyaz mı
tartışması var. Buna kafa yoracaklanna bir günde
kaç hastaya bakıhyor, hemşire bunu kaldırabilir mi
diye sorsunlar.
Sabuncu: Türban laıklik ilkesine aykın, görünü-
şe aykın, forma adabına aykın. Üstelik işlevsel
değil.
Akça: Türbanhlar kadın-doğumu tercih ediyor.
Kadırilar, kadın hastaya bakacaksa erkek hastalar
için de erkek hemşireye ihtiyaç var demektir.
Omurilik felci
Türkiye'de
tedavi için
uygun
merkez yok
İstanbul Haber Servisi - Türkiye'de
her yıl binlerce kişinin ölümüne
neden olan trafık kazalan, omurilik
felçlerinin de en önemli nedeni
olarak belirtiliyor. Bir kere
zedelendikten sonra bir daha eski
haline getirilemeyen omurilik
hastalanmn uygun müdahaielerinin
yapılabileceği bir merkez ise henüz
ülkemizde yok.
Toplumda yeterince bilinmeyen
omurilik felçli hastalann çoğu 20-30
yaşlannda. Beyinle kol ve bacaklar
arasmdaki bağlantıyı sağlayan en
önemli organ olan omurilik, bir kez
zedelendikten sonra eski haline
dönemiyor. Yeni hastalann ortaya
çıkmasını önlemek amacıyla kurulan
Omurilik Felçlilen Derneği Baikanı
Doç. Dr. Şafak Tahir ,
Karamehmetoğlu, ba'relç türünün
omuriliğin zedelenmesiyle ortaya
çıktığını söyledi. Omuriliğin tedavisi
için henüz bir yöntem
bulunamadığına dikkat çeken
Karamehmetoğlu, nedenleri ve
yapılması gerekenleri ise şöyle
anlattı:
"Hastabğın en önemli nedeni trafik
kazalan. Bunu, yüksekten düşmekr,
denize balıklama atlamalar. ateşli
sBahlarla oluşan /edelenmeler izliyor.
Bunlar uygun onlemler alındığmda
engellenebilecek ka/alar.
Onıurlannda kınk oiuşmuş kişilerin
taşınması da çok önemli.
Bu konuda bilgisi ohnayan, eğitim
atanamış kişilerin kaza geçirmiş birine
biüncsizce müdahale etmesi daha
ciddi sonuçlar doğurabiiir.
Bu nedenle hemen bir uzman
çağnlmau."
Türkiye'de omurilik felçlilerini tedavi
edebilecek uygun bir tedavi
rnerkezinin de ohııadığını ifade eden
Doç. Karamehmetoğlu, bir an önce
bu merkezlerin oluşturulmasmı
istedi. Karamehmetoğlu, hastalann
çoğunun aktif yaşam içindeki 20-30
yaşlan arasmdaki kişiler olduğunu
vurgulayarak, sorunlannı şöyle
anlattı:
"Feiç geçirenler geneuUde tekerlekh"
sandaryeye bağımh kabyortar. tşlerini
kayfoettikkri için topluma yeniden
dönmede zortuk çekiyorlar. Tekerlekti
sandalyeye bağımlı olanlann topluma
yeniden kazandırumalan için sokak,
bina ulaşım gibi düzenlemelerin
yapılması gerekivor. Bu kişilere, yeni
yaşamlanna uygun meslekler
öğrerilmelL"
I ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar(a turk.net
1982 yılıydı, Bülent Ecevit'le Ankara
Merkez Komutanlığı Tutukevi'nde birlik-
teydik. Alparslan Türkeş ve MHP yöne-
ticıleri de aynı tutukevindeydi. Rahşan
Ecevit, görüş günleri eşi Bülent Ecevit'i
ziyarete gelirdi. Hatta, görüş günleri olma-
dığında da, havalandırmada tel örgülerin
arkasından eşine seslenir, onun istekleri-
ni yerine getirmeye çalışırdı.
Ecevit çrftini, cezaevi günlerinde daha
yakından tanımak olanağı buldum. Bü-
lent Bey, Rahşan Hanım'dan büyük bir
sevgi ve saygıyla söz ediyordu. Siyasi ka-
rarlarında da Rahşan Hanım'ın özel bir
yeri olduğunu hissettiriyordu. Ecevit çifti,
12 Eylül döneminde çok sıkıntılı günler
yaşadı. O sıkıntılann ve aralarındaki daya-
nışmanın bir kjsmına cezaevi döneminde
yakından tanık oldum.
Ecevit çifti zor dönemleri aştı. Sabıria,
Türkiye'nin en çok oy alan partisini birlik-
te yarattılar. Son seçimlerde DSP'nin
MHP ile ittifak noktasına gelmesi Ecevit-
Rahşan Ecevit'e Sevgilerle
ler açısından yeni bir dönemeçti. Böyle bir
koalisyonu içlerine zor sindirecekleri se-
çimden hemen sonra anlaşıldı. Bülent
Ecevit ağırdan alıyordu. önce Kıbns'a git-
ti. Ardından 'e/egeçirilen' protokol tasla-
ğı krizi ortaya çıktı. DSP'de bir şeyler olu-
yordu.
Ne olduğu, geçen hafta sonu anlaşıldı.
DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan
Ecevit'in açıklamalan DSP yönetiminde-
ki endişeleri su yüzüne çıkardı. Rahşan
Ecevit özetle şunlan söyledi: "Çocukları,
gençleri silahlandırdılar. 'Ya bizden ola-
caksın, ya canından' dediler. Sayısız can
aldılar, çetelerle kucaklaştılar. Bunlann
acısını unutmak kolay mı? Kaba kuvvet-
le siyaset yapmaya kalkanlar demokratik
anlamda parti sayılmaz. Buna bir de din
istisman katılırsa milli biriik, laiklik ve de-
mokrasi zedelenir. Umanm değişmişler-
dir."
DSP-MHP koalisyon görüşmelerini bü-
yük bir endişeyle izleyenler, seçim sonra-
sı ortaya çıkan tablodan paniğe kapılan-
lar, Rahşan Ecevit'in 'feryadını' bir yürek
ferahlığıyla karşıladılar. Ülkenin en büyük
partisinin ikinci ismi, MHP ile ilgili çizilen
pembe tablolara güvenmediğini ortaya
koyan birçıkışyapmıştı. "Değ/ş(ıter"sap-
tamalanna da kuşkuyla bakıyordu.
Bayan Ecevit'e ilktepki Cumhurbaşka-
nı'ndan geldi. Bu tepkinin özü, son dö-
nemde çok dile getirilen "Kan davası güt-
memeliyiz", "Armudunsapı, üzümünçö-
pü dememeliyiz" şeklindeydi. Türkiye gi-
bi iç gerilimin güçlü olduğu ülkelerde uz-
laşmacı bir siyasi çizgi izlemek, iç gerili-
mi arttırmamak ve kamplaşmayı kışkırt-
mamak gerekiyordu. Bu çok doğru sap-
tamalar yalnızca MHP için düşünülüyor-
du. Çeşitli cinayet davalarının sanıklan-
nın MHP milletvekili olarak parlamento-
ya girmesini ve bakan adayı haline gelme-
sini endişeyle karşıladıklannı dile getiren-
lere 'yarayı kaşımamalan' tavsiye ediliyor-
du.
Uzlaşma, evet. Ancak bu uzlaşma yal-
nızca MHP'nin geçmişini unutarak mı
sağlanacak?
Aynca MHP'nin devamlılık gösteren si-
yasi çizgisi ne ölçüde değişti? Asker ce-
nazelerindeki manzara bir değişikliğe mi
karşılık geliyor? "Ya Allah Bismillah Alla-
huekber" diye bağıran MHP'liler bir deği-
şimi mi simgeliyorlar?
Pişmanlık Yasası'nı bile kabul etmeye-
cek kadar, uzlaşma dışı bir dayatmayı
DSP mi sergiliyor?
Susurluk'un önde gelen isimlerinin ya-
kın arkadaşlan DSP içinden mi, yoksa
MHP içinden mi çıkıyor? "Susurluk Ova-
sı, ülkücü yuvası" diye bağıran militanlar
hangi partinin taraftarian?
Rahşan Ecevit, toplumun önemli bir ke-
siminin duyarlılığını yüksek sesle dile ge-
tirdi.
Onun, bir kadın açıksözlülüğüyledillen-
dirdiği görüşler milyonların endişelerini
gözlerönüne serdi. Rahşan Ecevit'in söy-
lediklerini okuduğumda, ülkenin gelece-
ğiyle ilgili umudum canlandı. Geleceğe
olan güvenim arttı.
Rahşan Ecevit'le 12 Eylül'ün kara gün-
lerinde ortak duygular yaşadık, birlikte
kaygı ve sevinçler paylaştık. Rahşan Ece-
vit'in son çıkışı, yine bazı endişeleri pay-
laştığımızı ortaya koydu.
Türkiye'nin barışa, uzlaşmaya çok ihti-
yaç duyduğu bir dönemden geçiyoruz.
Rahşan Ecevit'in çıkışı, doğru temelde bir
uzlaşmaya yardımcı olacak. Kendisine
sevgilerimi, saygılarımı yolluyorum.
Dostlukla...