23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA CUMHURİYET 18MAYIS1999SALI HABERLER RTUK uzman yardımcısı alacak • ANKARA (AA) - Radyo veTelevızyonÜst Kurulu'na(RTÜK) almacak 35 uzman yardımcısı için ilk sınav, 17 Temmuz'da ÖSYM tarafından >apılacak. RTÜK.'ün dünkü Resmi Gazete'de ya>ımlanan ilanına göre, üniversitelerin elektrik. bılgisayar, elektronik \e haberleşme miihendisliğı ıle siyasal bilgiler. hukuk. ıktisat, işletme, maliye, uluslararası ilişkiler. kamu yönetımi. ıletişim, basın ve halkla ilişkiler, psikoloji. sosyoloji, ılahiyat, tarih, Türk dili ve edebiyatı bölümlerinden mezun olanlar uzman yardımcıliğı sınav ına başv urabılecekler. Kınık havaalam İANTALYA(AA)- Antalya'nın Kaş ilçesı Kınık bölgesinde temeli 8 yıl önce atılan havaalam inşaatına, ÇevTe Bakanhğı'nın olumlu görüş biidirmemesi nedeniyle başlanamıyor. Kaş Kaymakamı Dr. Mehmet Gödekmerdan, 14 bin 500 dönüm arazide yapılması planlanan inşaata çevrecı kuruluşlann itirazları nedeniyle devam edilemediğini belirterek, "Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, bu bölgenın 6. derece tanm arazisi olduğu belirlendi. 6. derece tanm arazisi demek, çorak alan demektir. Burada kuş cenneti yok. Ancak, bu bölge Özel Çev re Koruma alanı içinde bulunuyor" dedi. TB(E sınavı eıtelendi • DİVARBAKIR(AA)- Diyarbakır Tekel Tütün İşletme Müdiirlüğü'ne, 22'si eski hükümlü, 17'sı özürlü toplam 39 daımı işçi alımı sınavı, ikinci bir emre kadar durduruldu. Edinilen bilgiye göre, Tekel Tütün tşletme Fabrikası Müdiirlüğü'ne, özürlü ve eski hükümlu alımı ile ilgili sınav, Tekel Genel Müdürlüğü'nce gönderilen faks yazısı üzerine ikinci bir emre kadar durdurulurken, sınavın ertelenmesiyle ilgili gerekçe açıklanmadı. Yurtta yağış • KAYSERİ(AA)- Kayseri'de önceki gün öğle saatlerinde başlayan ve bu sabaha kadar aralıklarla devam eden şiddetlı yağışlar sonucu 200'ü aşkın evi su bastığı bildirildi. Kayseri Büyükşehir Belediyesi hfaiye Müdürü Mahmut Gençoğlu. yağışlar nedeniyle. îtfaiye Müdürlüğü bünyesinde çalışan 91 personel, Kaysu ve Melikgazi. Kocasinan Belediyeleri işbirliği ile su basan e\ lerde bu sabah erken saatlere kadar su tahliyesi yaptıklannı kaydetti. liselende kıyafet yolsuzluğu • ZONGULDAK(AA)- Zonguldak'ta, bazı okullann 19 Mayıs kıyafetlerini faturasız aldıklan iddiası üzerine valilik tarafindan soruşturma başlatıldı. Soruşturmanın sürdürüldüğünü belirten- Vali Ismet Metin, "Soruşturma sonucuna göre işlem yapılacak. Somut bir bilgiye ve belgeye dayalı usulsüzlük varsa, yasal geregi yenne getirilecektir" dedi. Gençler ABD'yi tercih ediyor • ANKARA(ANKA)- Konrad Adenauer Vakff nın "Türk Gençliği 98" başhklı araştırmasınm sonucuna göre gençler ABD'de yaşamayı tercih edivorlar. Ankette, gençlere önce başka bir ülkede yaşayıp yaşamak istemedikleri soruldu. 2 bin 216 gençten yüzde 4O'ı bu soruya evet yanıtı verirken, yüzde 55'i dehayır karşılığını verdi. Gençlenn çoğunluğu Türkiye'de yaşamak istediğıni belirttiğı araştırmada. bir başka ülkede yaşamak isteyenlere ise hangi ülkeyi tercıh ettıkleri soruldu. Ankette bu sorunun yöneltildiğı 893 gençten 234'ü ABD'de yaşamak istediklerini belırttiler. Halk arasında kireçlenme olarak bilinen osteoartrit, en sık rastlanan romatizmal hastalık Ekleıııleriıı isyaııı: KireçlenmeVURALAHI Tıbbın-teknolojinin hızlı gelişimi, ekonomik sorunlann çözümlenmesine bağlı olarak yaşam koşullannın, beslenme ve bannma sorunlannm iyileşmesi gibi birçok nedenler ortalama yaşın giderek yükselmesini sağlarken, bazı organ hastahklannın da ortaya çıkmasında etken nedenler oluyor. Yüzden fazla semptomun ortak adı olan romatizmal hastalıklar, pek çok ölümlere neden olmazlarsa da, yol açtıklan tahribat, işgücü kayıplan ve tedavi harcamalan açısından günümüzün en önemli sorunlanndan birini oluşturur. Işte bunlardan en önemlisi olan eklem aşınması, halk arasında kireçlenme olarak bilinmektedir. Bu romatizmal hastalığın ciddiye alınmasına işaret eden Marmara Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon • Yüzden fazla sendromun ortak adı olan romatizmal hastalıklar, pek çok ölümlere neden olmazlarsa da, yol açtıklan tahribat, işgücü kayıplan ve tedavi harcamalan açısından günümüzün en önemli sorunlanndan birini oluşturur. îşte bunlardan en önemlisi olan eklem aşınması, halk arasında kireçlenme olarak bilinmektedir. Başkanı Prof. Dr. Önder Kayhan, yaşlanan toplumlarda özürlülüğe yol açan osteoartrit hakkında şu açıklamalan yaptı: "En sık rastlanan romatizmal hastalıktır. Esas hastakk eklem kıkırdağının harabiyeti ve buna bağlı bir seri eklem, kemik hasarlan ile sürer. Eklem kireclenmesi en çok vaşlı nüfiısu rutuyor. Orta \eya ağır derecede turulmalardan söz edilebilir. 60 yaş üstii herkeste görülmekte olup, üçte birinin yakınması daha fazla olmaktadır. Travma veya iltihabi hastahk sonucu her eklemde oluşabileceği gibi klasik olarak tuttuğu eklemler et-parmak eklemleri, omurga ve kalça-diz gibi ağırlık taşryan eklemler olmaktadır. Nedenleri ise tam olarak bilinmiyor. Yaş, aşırı kilo, eklemlerde küçük veya büyük travmalara yol açan işler ve bazı spor dailan, doğumsal nedenler en sık suçlananı oluyor" thmai edilen gerçek Hastahk, hekimin muayenesi ve hastanın öyküsü ile tanı kolayca konulabiliyor. MR, CT, ultrason gibi görüntüleme teknikleri gerekmiyor. Kan ve idrar tetkiklerinde özel bir hastahk saptanmamasına karşıhk, osteoartrit üzerine yapılan araştırmalar ısrarla kıkırdağın sağlamhğını bozan ana faktörün ne olduğu, bunun nasıl durdurulabileceği veya önlenebileceğini anlamaya yönelik oiuyor. Kayhan. "Kıkırdağın fizyolojisi \e hücre üıceienmesi uzun yıllar ihmal ediüniş olması bir kayıpür" dıyor ve tedav i seçeneklerini şöyle sıralıyor: "Ağn ve hareket kısıtlüığı ile mücadele tedavinin ana noktasıdır. Bu amaçla en sık kullanılan ilaçlar, streoid olmay an anti- romatizmal ilaçlardır. Fizik tedavi yöntemleri hastanın ağnsının giderilmesûıde, yerel dolaşunın hızlandınlmasında, kıkırdağın ısıülarak yarar eWe cdilmesine yöneliktir. Bilimsel egzersizierle eklemin hareket açıkhğmın korunnıasu yıpranmalann önlenmesi, gövdenin ve eklemlerin durgun ve dinamik sağlanması ile olasKhr." Diğer tedavi seçenekleri Kaphca tedavileri, ağnlan uzun süre azaltabiliyor. Ne var ki bu, bir grup hasta için geçerlidir. Eklem içi enjeksiyonlar bilinçli ve yetkili kişiler tarafından ve aşınya kaçmadan yapıhrsa yararlı olabiliyor... Bu konuda çok yanlış uygulamalann varhğına değinen Prof. Dr. Önder K.ayhan, akupunktur ve diğer seçeneklerin hiçbir kanıtlanmış yaran olmadığını \-urgulayarak "Aşın kilo gibi belüii bir neden varsa bununla mücadele edilmeli. Dizlik, korse, bandaj, baston gibi yardımcı gereçler doğru kullamldığında yardımcı olabilir. Diz operasyonlarında da basan oranlan iyi seçiliniş olgularda giderek artmaktadır" diye konuştu. Virüsler Gelecek bin yılın tehlikesi • ABD Hastahk Kontrol Merkezi virüs hastalıkları uzmanı Dr. Brian Mahy, "Tehlikenin çok yakın ve çok ciddi olduğuna" dikkat çekti. Virüs hastahklannın yaygınlaşmasına, giderek artan hava sıcaklığının yanı sıra büyük kentlerdeki nüfus yoğunluğunun artması ve insanlann antibiyotiklere bağımlı hale gelmesi sebep gösteriliyor. NEWYORK(AA)-Ge- lecek bin yılda insanlıgı tehdit edecek en büyük teh- likenin virüsler olduğu bil- dirildi. ABD Hastahk Kontrol Merkezi virüs hastalıklan uzmanı Dr. Brian Mahy,' "Tehükenin çok yakın ve çok ciddi olduğuna" dikkat çektı. Virüs hastahklannın yaygınlaşmasına, giderek artan hava sıcaklığının ya- nı sıra büyük kentlerdeki nüfus yoğunluğunun art- ması ve insanlann antibiyo- tiklere bağımlı hale gelme- si sebep gösteriliyor. Virüs- ler ılık iklimlerde daha çok ürüyor ve kalabalık yerler- de çok kolay yayılabıliyor. Uzmanlann verdiklen bilgiye göre içinde bulun- duğumuz yüzyılda sıtma, veba, san humma. menen- jit ve kolera salgınlan gö- rüldü. Bunlara ek olarak AİDS, Ebola, Hantavirus ve çayır kurdu hastahğı (Lyme disease) gibi virütik hastalıklar ortaya çıktı. Sa- dece. virütik bir hastahk olan tspanyol nezlesinin 25 milyon kişinin ölümüne yol açtığı henüz hafızalar- dan silinmedi. Aynı hasta- lıktan, 1. ve 2. dünya savaş- lan ile Kore ve Vietnam sa- vaşında ölenden daha fazla Amerikalının hayatmı kay- bettiği belirtiliyor. Bu virü- sün gelecek binyılda da şe- kıl değiştirerek ortaya çık- masından korkuluyor. Öte yandan, artık antibi- yotikler sayesindeyenildiği sanılan verem ve belsoğuk- luğu gibi hastahk mikropla- rının da, antibiyotiğe di- rençli yeni türler geliştire- rek yeniden ortaya çıktıkla- nnın gözlemlendiği belirti- liyor. Marmara Üniversitesi Hemşiretik Yüksekokulu öğretim görevtisi (soldan sağa) Doç. Dr. Necmrve Şabuncu, İstanbul Üniversitesi Bakırköy Sağhk Yüksekokulu araştırma görevtisi, uzman hemşire Fatma Akça ve İstanbul Tıp Fakültesi Cerrahi Kliniği hemşiresi, Florance Nightingale yükseküsans öğrencisi Arzu Aydoğdu, Türkiye'deki yaklaşık 65 bin hemşireden sadece 3'ü. w Erkek hemşire gereldi' 12-18 Mayıs Hemşirelik Haftası 'nda hemşireler hangi renk giyeceklerinin tartışılmasından öte, sorumluluklannın belirlenmesini, meslek tanımının yapılmasını istiyorlar. SAADET USLU Tıp camiasının sessiz çahşanlan hemşireler, bu yıl da haftalanna sorunlar yumağıyla giriyorlar. Hemşireler artık erkeklerin de mesleğe katılmala- nnı istiyorlar. Marmara Üniversitesi Hemşirelik Yüksekoku- lu öğretim görevlisi Doç. Dr. Necmiye Sabuncu. İs- tanbul Üniversitesi Bakırköy Sağhk Yüksekoku- lu araştırma görevlisi, uzman hemşire Fatma Ak- ça ve İstanbul Tıp Fakültesi Cerrahi Kliniği hem- şiresi, Florance Nightingale yükseküsans öğren- cisi Arzu Aydoğdu, Türkiye'deki yaklaşık 65 bin hemşireden sadece 3'ü. Mesleklerinin değişik ka- demelerinde bulunan Sabuncu, Akça ve Aydoğdu, yaşadıklan sorunlan ve isteklerini anlattılar. - Hemşirelik eğhimini degerlendirir misiniz? Sabuncu: Hemşirelik eğitimi 1912'de 6 aylık kurslarla başlamış, 1955 yıhnda ise 4 yıla çıkanl- mış. Şu anda sağhk yüksekokullannın 52'sinde hemşirelik programı, 7 tane hemşirelik yükseko- kulu var. Yıllardır altyapısı yetersiz meslek lisele- ri açıldı. Okullarda kaliteli eğitim elemanı yeter- siz. Uygulama alanı yetersiz. Burada atlamamak gereken bir şey de hemşireliğin üniversal düzeye çıkanlmasında Prof. Dr. Perihan Veboğlu ve arka- daşlannın rolüdür. - Peki egitim nasıl olmah? Sabuncu: Eğitim. sağhk meslek liselerinde de- ğil. yüksek eğitim kurumlannda olmah. Hemşire- yi hemşire eğitmeli. Bir grup akademisyenin 1997'de 46 okulda yaptığı araştırmanm sonuçlan çarpıcı. Bunlann yüzde 15'inde hiç kadrolu öğre- tim elemanı yok. Sadece 7 tanesinin yöneticisi hemşire. Veteriner,jeolog. maliyeci, kimyageryö- neticilerbile var. Okullara kadro ve altyapı sağlan- malı. Bunlar fakülteleşmeli. Akça: Artık eğitimde branşlaşma olmah. Has- tanede nerede açık varsa oraya gönderiliyonız. Bö- lümlerde en az bir yıl uyum zorluğu oluyor. Ama branş eğitimi alsak ve ona göre istihdam edilsek daha verimh oluruz. Aydoğdu: Eğitim daha çok olmah. tşlevi arttı- nlmah. - Değisen yaşam beklentisi ve nüfus artışı. eğiti- me bakışı değiştirdi mi? Sabuncu. Tabiı ki hızlı nüfus artışı, bebek ölüm hızı, yaşh nüfusun artması insan gücünün buna göre düzenlenmesini zorunlu kılıyor. Gelişmekte olan ülkelerde böyle. Şu anda halk sağhğı hemşi- reliği var. Evde bakım, işçı gibi alt dallan var. Akça: Bu, yanm dönemlik bir lisans programı ve yeterli değil. Anne, çocuğuna nasıl bakacağını bilmiyor. Bunu öğretebilmeliyiz ya da okulda ço- cuğun bütün sağhk bilincini geliştirmek, yanm dönemlik dersle olacak iş değil. Eğitim, sağhk meslek liselerinde değil, yüksek eğitim kurumlannda olmah. Hemşireyi hemşire eğitmeli. Bir grup akademisyenin 1997'de 46 okulda yaptığı araştırmanın sonuçlan çarpıcı. Bunlann yüzde 15'inde hiç kadrolu öğretim elemanı yok. Sadece 7 tanesinin yöneticisi hemşire. Veteriner, jeolog, maliyeci, kimyager yöneticiler bile var. Okullara kadro ve altyapı sağlanmah. Bunlar fakülteleşmeli. - Hekimlerin bakışı nasıl? Akça: En basit olarak, hekıme çay, kahve ikra- mını hemşire kendine görev edinmiş. Ekip anlayı- şı yerleşmiş değil. Hekimlik hep kendini ön plana çıkardı. Geri kalanlar onun için var, görüşü hâkim. Ama hepimiz hastalar için vanz. Biz bütün günü- müzü, hatta gecemizi hastayla geçiriyoruz, ama hekim, hemşirenin görüşünü alma gereği duymu- yor. Hatta yok sayıyor. Sabuncu: Hekimler hemşireyi basamak olarak kullanmışlar. Hemşire de bunu kabullenip geri çe- kilmiş. Aydoğdu: Şu anda yüksekokul mezunu hemşi- reyi kabul etmekte zorlanıyorlar. - Bir de kavuşamadığuıız yeni yasanız var» Sabuncu: Meclis'te bekleyen bir teklif var. An- cak hemşirelere çok fazla bir şey getirmeyecek. Akça: Mevcut yasada hemşirenin rol tanımı ya- pılmamış. Çalışma saatleri. yapılacak işler belli de- ğil. 1954 yıhnda kabul edilen yasada "Hemşireyal- ruzca hekimin söylediği aşıyı yapar. Hekim izin ve- rirse pansuman yapar" deniyor. Aydoğdu: Hekim bizi bu kapasiteyle gördüğü için bunu hazırlamış. - Son yıllarda tartışılan erkek hemşire' konusu- na nasıl bakıyorsunuz? Sabuncu: Olmah. Çünkü artık hemşirelik bir kadın mesleği olmaktan çıkmalı. Erkeğın yaptınm gücü fazla. Ozellikle ortopedi ve acil cerrahide er- kek hemşireye ihriyaç var. Dünyada var. biz zaten geri kaldık. Aydoğdu: Florance Nightingale'de bir tane er- kek öğrenci var. Yasal olarak erkek hemşirelik ol- madığı için mezun olunca sağhk memuru statüsü verilecek. Örneğin, geçmişte olaylar olduğu için Çapa'nın acilinde hiç hemşire yok. Akça: Erkek, görevi olmayan şeyi yapmıyorum diyebilir. Hekimlerin yüzde 80'i erkek. - Bütün kamu kurumlannda olduğu gibi, hem- şireükte de tarbşüan kılık-kıyafet konusu var_ Aydoğdu: Biz nasıl mini etek ya da pantolon giymiyorsak onlar da prosedüre uymalı. Erkek- kadın ayırt etmeden hastaya bakma felsefesine ay- kın. Ama bir de forma pembe mi olsun beyaz mı tartışması var. Buna kafa yoracaklanna bir günde kaç hastaya bakıhyor, hemşire bunu kaldırabilir mi diye sorsunlar. Sabuncu: Türban laıklik ilkesine aykın, görünü- şe aykın, forma adabına aykın. Üstelik işlevsel değil. Akça: Türbanhlar kadın-doğumu tercih ediyor. Kadırilar, kadın hastaya bakacaksa erkek hastalar için de erkek hemşireye ihtiyaç var demektir. Omurilik felci Türkiye'de tedavi için uygun merkez yok İstanbul Haber Servisi - Türkiye'de her yıl binlerce kişinin ölümüne neden olan trafık kazalan, omurilik felçlerinin de en önemli nedeni olarak belirtiliyor. Bir kere zedelendikten sonra bir daha eski haline getirilemeyen omurilik hastalanmn uygun müdahaielerinin yapılabileceği bir merkez ise henüz ülkemizde yok. Toplumda yeterince bilinmeyen omurilik felçli hastalann çoğu 20-30 yaşlannda. Beyinle kol ve bacaklar arasmdaki bağlantıyı sağlayan en önemli organ olan omurilik, bir kez zedelendikten sonra eski haline dönemiyor. Yeni hastalann ortaya çıkmasını önlemek amacıyla kurulan Omurilik Felçlilen Derneği Baikanı Doç. Dr. Şafak Tahir , Karamehmetoğlu, ba'relç türünün omuriliğin zedelenmesiyle ortaya çıktığını söyledi. Omuriliğin tedavisi için henüz bir yöntem bulunamadığına dikkat çeken Karamehmetoğlu, nedenleri ve yapılması gerekenleri ise şöyle anlattı: "Hastabğın en önemli nedeni trafik kazalan. Bunu, yüksekten düşmekr, denize balıklama atlamalar. ateşli sBahlarla oluşan /edelenmeler izliyor. Bunlar uygun onlemler alındığmda engellenebilecek ka/alar. Onıurlannda kınk oiuşmuş kişilerin taşınması da çok önemli. Bu konuda bilgisi ohnayan, eğitim atanamış kişilerin kaza geçirmiş birine biüncsizce müdahale etmesi daha ciddi sonuçlar doğurabiiir. Bu nedenle hemen bir uzman çağnlmau." Türkiye'de omurilik felçlilerini tedavi edebilecek uygun bir tedavi rnerkezinin de ohııadığını ifade eden Doç. Karamehmetoğlu, bir an önce bu merkezlerin oluşturulmasmı istedi. Karamehmetoğlu, hastalann çoğunun aktif yaşam içindeki 20-30 yaşlan arasmdaki kişiler olduğunu vurgulayarak, sorunlannı şöyle anlattı: "Feiç geçirenler geneuUde tekerlekh" sandaryeye bağımh kabyortar. tşlerini kayfoettikkri için topluma yeniden dönmede zortuk çekiyorlar. Tekerlekti sandalyeye bağımlı olanlann topluma yeniden kazandırumalan için sokak, bina ulaşım gibi düzenlemelerin yapılması gerekivor. Bu kişilere, yeni yaşamlanna uygun meslekler öğrerilmelL" I ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar(a turk.net 1982 yılıydı, Bülent Ecevit'le Ankara Merkez Komutanlığı Tutukevi'nde birlik- teydik. Alparslan Türkeş ve MHP yöne- ticıleri de aynı tutukevindeydi. Rahşan Ecevit, görüş günleri eşi Bülent Ecevit'i ziyarete gelirdi. Hatta, görüş günleri olma- dığında da, havalandırmada tel örgülerin arkasından eşine seslenir, onun istekleri- ni yerine getirmeye çalışırdı. Ecevit çrftini, cezaevi günlerinde daha yakından tanımak olanağı buldum. Bü- lent Bey, Rahşan Hanım'dan büyük bir sevgi ve saygıyla söz ediyordu. Siyasi ka- rarlarında da Rahşan Hanım'ın özel bir yeri olduğunu hissettiriyordu. Ecevit çifti, 12 Eylül döneminde çok sıkıntılı günler yaşadı. O sıkıntılann ve aralarındaki daya- nışmanın bir kjsmına cezaevi döneminde yakından tanık oldum. Ecevit çifti zor dönemleri aştı. Sabıria, Türkiye'nin en çok oy alan partisini birlik- te yarattılar. Son seçimlerde DSP'nin MHP ile ittifak noktasına gelmesi Ecevit- Rahşan Ecevit'e Sevgilerle ler açısından yeni bir dönemeçti. Böyle bir koalisyonu içlerine zor sindirecekleri se- çimden hemen sonra anlaşıldı. Bülent Ecevit ağırdan alıyordu. önce Kıbns'a git- ti. Ardından 'e/egeçirilen' protokol tasla- ğı krizi ortaya çıktı. DSP'de bir şeyler olu- yordu. Ne olduğu, geçen hafta sonu anlaşıldı. DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in açıklamalan DSP yönetiminde- ki endişeleri su yüzüne çıkardı. Rahşan Ecevit özetle şunlan söyledi: "Çocukları, gençleri silahlandırdılar. 'Ya bizden ola- caksın, ya canından' dediler. Sayısız can aldılar, çetelerle kucaklaştılar. Bunlann acısını unutmak kolay mı? Kaba kuvvet- le siyaset yapmaya kalkanlar demokratik anlamda parti sayılmaz. Buna bir de din istisman katılırsa milli biriik, laiklik ve de- mokrasi zedelenir. Umanm değişmişler- dir." DSP-MHP koalisyon görüşmelerini bü- yük bir endişeyle izleyenler, seçim sonra- sı ortaya çıkan tablodan paniğe kapılan- lar, Rahşan Ecevit'in 'feryadını' bir yürek ferahlığıyla karşıladılar. Ülkenin en büyük partisinin ikinci ismi, MHP ile ilgili çizilen pembe tablolara güvenmediğini ortaya koyan birçıkışyapmıştı. "Değ/ş(ıter"sap- tamalanna da kuşkuyla bakıyordu. Bayan Ecevit'e ilktepki Cumhurbaşka- nı'ndan geldi. Bu tepkinin özü, son dö- nemde çok dile getirilen "Kan davası güt- memeliyiz", "Armudunsapı, üzümünçö- pü dememeliyiz" şeklindeydi. Türkiye gi- bi iç gerilimin güçlü olduğu ülkelerde uz- laşmacı bir siyasi çizgi izlemek, iç gerili- mi arttırmamak ve kamplaşmayı kışkırt- mamak gerekiyordu. Bu çok doğru sap- tamalar yalnızca MHP için düşünülüyor- du. Çeşitli cinayet davalarının sanıklan- nın MHP milletvekili olarak parlamento- ya girmesini ve bakan adayı haline gelme- sini endişeyle karşıladıklannı dile getiren- lere 'yarayı kaşımamalan' tavsiye ediliyor- du. Uzlaşma, evet. Ancak bu uzlaşma yal- nızca MHP'nin geçmişini unutarak mı sağlanacak? Aynca MHP'nin devamlılık gösteren si- yasi çizgisi ne ölçüde değişti? Asker ce- nazelerindeki manzara bir değişikliğe mi karşılık geliyor? "Ya Allah Bismillah Alla- huekber" diye bağıran MHP'liler bir deği- şimi mi simgeliyorlar? Pişmanlık Yasası'nı bile kabul etmeye- cek kadar, uzlaşma dışı bir dayatmayı DSP mi sergiliyor? Susurluk'un önde gelen isimlerinin ya- kın arkadaşlan DSP içinden mi, yoksa MHP içinden mi çıkıyor? "Susurluk Ova- sı, ülkücü yuvası" diye bağıran militanlar hangi partinin taraftarian? Rahşan Ecevit, toplumun önemli bir ke- siminin duyarlılığını yüksek sesle dile ge- tirdi. Onun, bir kadın açıksözlülüğüyledillen- dirdiği görüşler milyonların endişelerini gözlerönüne serdi. Rahşan Ecevit'in söy- lediklerini okuduğumda, ülkenin gelece- ğiyle ilgili umudum canlandı. Geleceğe olan güvenim arttı. Rahşan Ecevit'le 12 Eylül'ün kara gün- lerinde ortak duygular yaşadık, birlikte kaygı ve sevinçler paylaştık. Rahşan Ece- vit'in son çıkışı, yine bazı endişeleri pay- laştığımızı ortaya koydu. Türkiye'nin barışa, uzlaşmaya çok ihti- yaç duyduğu bir dönemden geçiyoruz. Rahşan Ecevit'in çıkışı, doğru temelde bir uzlaşmaya yardımcı olacak. Kendisine sevgilerimi, saygılarımı yolluyorum. Dostlukla...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle