Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 MART 1999 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
Ataol Behramoğlu, şiirin hayatın içinde nefes alıp vermesi gerektiğini vurguluyor
Ortülmek îstenenî şiirle açmak...TURGAYFÎŞEKÇt
Toplumsal sorunlar öniinde olduğu
kadar kişisel yaşantılar karşısında da
duyarlı bir şair olan Ataol Behramoğ-
Iu'nun son kitabı 'Aşk îki Kişiliktir'
Adam Yayınlan'ndan çıktı. Uzun bir
aradan sonra okurlannın karşısına çı-
kan Behramoğlu, aşkı ve şiiri insanın
kendi bireysel sınırlanrun üstüne yük-
selmesi ve dışına taşması olarak ta-
nımlıyor. Şaırle kitabı ve şiir üzerine
söyleştik:
- Uzun bir aradan sonra veni bir şi-
ir ldtabımz yavımlandı. Bir şairin ha-
yatında bunun anlamı nedir?
Bir önceki kıtabım, 'SevgiHınan' sa-
nıyorum beş yıl önce yayımlanmiştı.
Uzun sayılabilecek bir aradan sonra
yeni bir şiir kitabı yayımlayabildiğım
için mutluyum. Baa şiirler üzerinde ça-
lışmayı sûrdürüyordum. Kitabın oluş-
ması için onlann tamamlaması gere-
kiyordu. Benim için her şiir kitabım.
hayatımın benzersız bir dönemidir. Ye-
ni biçim arayışlan, yeni teknikler ve ya-
şantı birikimleri... Heryeni kitap bun-
lann toplamıdır. Belki çelişkili görü-
necek ama kitap yayımlandıktan son-
ra hepsi geride kalmıştırartık... Siz de
kitabınızın okurlanndan birisinizdir...
Orada kalbiniz çarpmaktadır. ama ye-
ni arayışlara, yeni bir kitaba doğru yo-
la koyulmuşsunuzdur bile...
Daha derinden sevmek...
- Kitabınızın adı: Aşk Îki Kişiliktir.
Aynı adlı şiirde de 'ölümdür yaşanan
tek başına' diyorsunuz. Konuşmamızı
buradansürdürürsek,yalnıziıkbunca
yoksun bir duygu mu sizce? Buna kar-
şın aşkın insanı çogalttıgını söyleyebi-
>Ben insanlarla birlikte olmayı seve-
rim. Aşk ise elbette. olağanüstüdür.
- Aşk Îki Kişiliktir' sözü akla Eric
Fromm'un, iki Idşilik aşkı 'bencil aşk'
olarak tanımlayışını geti-
riyor. Aşkın bencil olama-
yacağı, aşk halinin, insa-
nın dünyavı daha derinden
algılavabilmesi ve sevebil-
mesinin bir yolu oldugu bi-
çimindeki düşüncekr üstü-
ne neler sövlemek istersi-
niz?
Fromm bunu iki kişinin
birbirine kapanıp dûnyay-
la ilişkîler^ni kesme,leriJdur,,. f
rumu için soylemiş ölma-
lı... Bu ilk gençlikte olur ve
de çok güzeldir... Sonraki
aşklar elbette dünyayı da-
ha derinden algılayıp sev-
meyi sağladığı ölçüde an-
lamlıdır... Yoksa gerçek-
ten de bencillik olur. Son-
raki yıllarda aşkın böyle-
sini düşünmek bile can sı-
kıcı... (Gerçi bunun edebi-
yattaki örnekleri de az de-
ğil, ama bana çok anlam-
lı görünmüyor.)
- Şüre dönersek, 1980'e
dek ortalama iki yılda bir
yeni şiir kitabım/ yayım-
lanıyordu. 80'den bu yana
bu süre uzadı. Şiir yazma-
nızı etkileyen unsuriarda
ne gibi değişmeler oldu, bu
sürecin toplumsal ve birey-
sel boyutian üstüne açılda-
malar yapabilir misiniz?
Hayatım tıkandığında,
kesintiye uğradığmda, şı-
irim de tıkanıp kesintiye
uğruyor. Benim için sanı-
yorum ki bu böyle. Sonra
yine bir yolunu bulup ye-
ni bir yataktan akmaya baş-
lıyor... Cezaevi, sürgün,
kişisel yaşamda büyük kı-
nlmalar... Bunlar şiiri bir
süre durdurabiliyor... Şiir
benim için sadece zihinsel
bir olgu değil... Daha ön-
celerde de söylediğim gi-
bi yaşayan, organik birsüreç... Bu ne-
denle hayatımdakı gelgıtlerle çok ba-
ğıntılı... Yine de her süreçte bıçimsel
denemeler yapmayı, içimden gelenle-
n kendiliğinden akışlanyla yazıya dö-
küp üzerlerinde düşûnüp çalışmayı sür-
dürürüm... Fakat şiirlerin gerçekten
oluşması için yaşamda da bir şeylerin
oluşması, bir anlama kavuşması gere-
kiyor... Bunlar belki kesinkes mutlak
doğrular değil. ama sanıyorum ki önem-
li ölçüde böyle... Şiiryazmamı etkile-
yen unsurlar ise temelde belki hep ay-
nı şeyler... Bir özgürlük ve aşkmlık ge-
reksinimi, hayat ve toplumsal ilişkiler-
ce üzerleri sürekli olarak örtülme ça-
basındaki şeylerin (aşkın. çocukluğun,
özgürlüğün, adalet duygusunun) üzer-
lerini sürekli olarak açma çabası...
- Aşk İki Kişiliktir'deki şiirlerinizi
okuduğumuzda temel izleklerinizin
sürdüğünü görüyoruz. Kitabın ilk bö-
lümünü oluşturan 'Attila Jozserin Şeh-
rinde Bir Köprüden Tuna'ya Bakmak',
günümüz dünyasının değerler yitimi-
nin bir betimlenişi gibi. Bu şiiri size
esinleyen Attila Jozseri, onun vaşadı-
gı I92()"li,30"lu\ıllandüşünürsck,odö-
nemle günümüzün dünvası arasında
ne gibi bağlar kurulabilir? Dünya bu
sürede tiimü>le değişti mi. yoksa in-
sanlık kültürü denebilecek bir ana çiz-
gide mi ilerüyor?
'Militan' dergisinin bir sayısını At-
tila Jozsef eayırmıştık... Macarşairi At-
tila Jozsef yüzyılımızın çok karanlık bir
benim için,
insanın kendi
bireysel
sınırlannın
üstüne
yükselmesi,
dışına
taşmasıdır...
Şiirde öyledir...
Hayatta
olmayanı şiirde
bulmaktan çok,
hayatta olup da
üstü ortülmek
isteneni şiirle
açmayı
önemserim...'
döneminde yaşadı... Toplumsal bo-
ğuntular ve kişisel acılarla örselenen
yaşamı trajik biçimde sona erdi... At-
tila Jozsef yaşamı ve şıiriyle 20. yüz-
yılın ölümsüz imgelerindendir. Buda-
peşte'ye. gerçekten de onun şehrinde
bir köprüden Tuna'ya bakmak için, sa-
dece buamaçlagittim... Şıirbudışve
ıç yolculuğun öyküsüdür; bir anlam-
da da yüzyılımızla hesaplaşmadır...
Katılık. anlayışsızlık, sevgisizlik, ya-
lan. toplumsal baskılar, (Attiia Joz-
sef 'in 'mutlu olma hakkı'nı yok eden
bütün bu kötülükler) her zaman vardı
ve sanıyorum ki hep olacak... Ama iyi-
liğin güçleri de sınırlann ve zamanla-
nn ötesinde birbirlerini her zaman ara-
yıp bulacaktır...
Taıihe tanık
fotoğraflarKûMir SerVisl - Getüş Açı FMftgraf SaMö Def^ri'nin
Kış'Bahar '99 sayısı çıktı. Dergı 6. sayısında yine
fotoğraf dünyasından haberler, yerli ve yabancı fotoğraf
ustalannm yapıtlanndan ömekler sunuyor okurlanna. Bu
sayının dosyasını Şahin Kaygun'a aynlmış. Kısa süren
yaşamında sanatçı kışiliği, eleştirel tavn ve fotoğrafa
getirdiği çağdaş yaklaşımlarla Türk fotoğraf sanatına
damgasını vuran Kaygun'un fotoğraf ve sinema serüveni,
dostlannın onun hakkındakı düşünceleri eşliğinde
inceleniyor. Sanatçımn yaşam övküsünü anlatan giriş
yazısını Merih AkoğuTun 'Şahin Kaygun'da Belgeci
Fotograf Anlayışı' başlıklı yazı izliyor. Kaygun'un yakın
arkadaşlan Samih Fırat Zeynep Avcı ve Necati Abacı'nın
yazılannın ardından dosya, Kaygun'un sınemacı yönünü
inceleyen bir yazıyla son buluyor.
Bütün bu yazılara sanatçımn çeşitli dönemlerine ait
fotoğraflan eşlik ediyor. Dergınin 'Ustalar' bölümünde
Polonya asıllı Amerikalı fotoğrafçı Bruce
Davidson'ın fotoğraf serüveni inceleniyor.
Sokak çetelennden Harlem sokaklanna, New York
Metrosu"ndan Central Park'a kadar çeşitli temalara sahıp
fotoğraf senleriyle tanınan Davidson'ı konu alan bölümü,
Associated Press'ı ele alan 'Fotoğraf Kurumlan" bölümü
izliyor. 150 yıllık kurumun tarihı, arşıvlerden seçilen
fotoğraflar eşliğinde sanatseverlere aktanlıyor. 'Semt'
başlıklı bölümde ise Galata semti inceleniyor.
'Merdivenler Kenti Galata' başlıklı yazıda Galata'run
Cenevizlılerden bugüne kadar geçirdiği değişiklikler,
hayali bir semt sakininin ağzından aktanlıyor. Geniş
Açı'run yazar kadrosuna geçen sayıda katılan Şebnem
Isjgüzel'in 'Fotoğrafin Dışından' \ e Orhan Cem Çetin'in
'Mayın Tarlası' köşelerinden okurlara seslendikleri gibi.
bu sayıdan itibaren Nazif Topçuoğlu da 'Optik Zamanlar'
isimli köşesiyle fotoğraf meraklılanyla buluşacak. Dergi
ile ilgili aynntılı bilgi ve abonelik için 263 15 40 ya da
286 13 84 numaralı telefonlar aranabilir ve
genisaci@geocities.com adresinden dergiye ulaşılabilir.
Memphis, Tennessee, 1937, James Keen, Associated Press arşivinüen.
- Aşk teması, sizin de pek çok başka
şairin de en çok işledikleri konu. Şiirle
aşk arasında nasıl bir ilişki var sizce?
Bu ilişki için aynı zamanda şiirle haya-
tın ilişkisi ya da hayatta bulunamaya-
nın şiirde aranması denebUir mi?
Aşk. benim için, insanın kendi birey-
sel sınırlannın üstüne yükselmesi, dı-
şına taşmasıdır... Şiir de öyledir... Ha-
yatta olmayanı şiirde bulmaktan çok,
hayatta olup da üstü ortülmek istene-
ni şiirle açmayı önemserim...
- Son yıllarda bir müzisyen arkada-
şınızla birlikte ülkenin çeşitli yerlerin-
de çok sayıda şiir etkinliğine katüdmız.
Bu deneyimlerin sonucunda şiirin in-
sanlan nasıl etldlediğini, onlar için ne
anlama geldigtni söyleyebilir misiniz?
Insanlann şüre derin bir gereksini-
mı var. Çünkü aşka, özgürlüğe gerek-
sinimleri var. Bunlar birbinnden ayn-
lamayacak değerlerdir. İnsanlarla göz
göze, diz dize, bu duygulan paylaş-
mak olağanüstü bir yaşantıdır. Sözü-
nü ettiğiniz yolculuklar bana bunlan ya-
şatıyor. Her insanın yüreğinde dile ge-
lememiş, anlatımını bulamamış nice
duygular, sezgilervar... Şiirbuduygu-
lann, sezgilerin anlatımı olabildiği öl-
çüde gerçek var oluşuna kavuşur...
'Her şiir benzersiz otmalıdır*
-Günümüz şiirinin giderekduygu ve
düşünceden uzaklaştığı, yalnızca bir
dil ürünü durumuna geldiği görülü-
yor. Siz bu süreci nasıl değertendiriyor-
sunuz? Duvgu ve düşünce banndır-
mayan bir şiir olabilir mi?
Şiir elbette dil ürünüdür. Şiirde dil
araç değil. şiirin kendisidir. Yahya Ke-
mal buna 'düşüncenin, duygunun li-
san haline gelmesi' diyor... Ama o 'li-
san' mekanik dil kurgulan değil, ha-
yatın nabzıdır. Bugün genel olarak gö-
rülen ise yabancılaşmanın; hayattan, in-
sanî olandan kopuşun görünümlerin-
den biridır...
- Bir başka eğüim de bir-
çok şairin sanki ortak bir
şüryazıyorduygusu uyan-
dırmasıdır. Benzersiz ol-
mayan bir sanat yapıtı ola-
bilir mi?
Kimi kez de aynı şair
sanki tek bir şiiri yazıyor...
Bir şiirini model olarak
alıp onu çoğaltıyor... Ba-
na göre her şairin benzer-
siz olması gerektiği gibi
tek tek her şiir de benzer-
siz olmalıdır... Çünkü her
yaşam ve her yaşantı par-
çası bir tektir, eşsizdir...
Benzeşimler, modele gö-
re üretmeleT, az önce sözü-
nü ettiğimiz, şiiri zihinsel-
dilsel kurgulara indirge-
menin sonucu olsa gerek...
- Kendi kuşağınızın en
çokokunan şairi oMuğunu-
zu söyleyebiiiriz. Şürinizin
insanlarla böylesi yaygın
bir ilişki kurabilmişoluşu-
nu nasıl açıkhyorsunuz?
Şiirieriniz, günümüz in-
sanlarının dünyalannda
nasıl bir karşılık buluyor?
tnsanlann duygulannı,
düşüncelerini, sezgilerini
önemsiyorum... Herkestek
ve benzersizdir, ama in-
sanlık bütündür... Bazı şi-
irlerimi okurlanm bana ye-
niden, bazen de yeni açı-
lardan kavratıyor... 'Yaşa-
dıklanmdan Ogrendiğim
BirŞey Vir',yazıldığı 70'li
yıllarda ve sonraki zaman-
larda öteki şiirlerimden bi-
ri gibiydi... Okurun ilgisi
bana da o şiiritn için yeni,
daha derinliğine bir bakış
açısı kazandırdı... 'Günü-
müz insanı'bizden başka-
sı değil... Şiir, yaşanmak-
ta olan hayatın içinde ne-
fes alıp vermelidir...
Arkadaşlan, kariyer ödülüyle onurlandınlacak olan Elia Kazan'ı koruyacaklanna söz verdiler
(71• Oscar Odülleri için heyecanlı beldeyişKümır Servisi - Bu gece, pazartesi gününün ilk
saatlerinde Oscar heykelcikleri sahiplerini bulu-
yor. Herkes büyük bir heyecanla Oscar'ın, Nor-
mandiya çıkartmasını anlatan Er Ryan'ı Kurtar-
mak ile Steven Spielberg'e mi, 13 dalda aday gös-
terilen Âşık Shakespeare ile John Madden'a mı,
savaşı anlatan bir başka film Ince Kırmızı Hat ile
TerrenceMalick'e mi, Truman Show ile Peter We-
ir"e mi, yoksa soykınmı konu alan Hayat Güzel-
dir'le Roberto Benigni'ye mi gideceğini merak
ediyor. Filmdeki rolüyle geçen haftalarda yine
Amerika'da iki ödül alan Benigni. en iyi oyuncu
dalında da Oscar'ın en güçlü adaylanndan bin.
Şanslan birbirlerine çok yakın görünen adaylar
arasında, bugüne dek eşine az rastlanmış bir sa-
vaş sürüyor 71. Oscar odülleri için... Akademi
üyelerinin seçimlerini etkilememek adına med-
yada gereken önlemler günler öncesinden ahn-
mış olsa da filmlerin yapımcılan ve dağıtımcı şir-
ketler arasındaki tartışmalar sürüyor. Ancak yine
de adaylar arasındaki savaş, bu yıl kariyer ödülüy-
le onurlandınlacak ünlü yönetmen Elia Kazan
üzerine yürütülen tartışmalara gölge düşürebil-
mış değil.
Hıç kımsenin. Kazan'ın sanatçı kimliğine yö-
nelik bir eleştirisi yok; ama bir kesimin. yönetme-
nin yıllar öncesinde kalan büyük hatasını unutma-
sı güç görünüyor. Kazan. 1952 yılında Washing-
ton'da, komünist partı üyesi arkadaşlannın ısim-
lerini ele vermişti. Akademi, Kazan'a bu ödülü sun-
mayı kararlaştınrken geçmışteki olaylann unutul-
muş olacağını umuyordu belki; ama hiçbir şey
unutulmamıştı...
'Kırmızı, beyaz, lacivert giyelim'
Bu gece ödül töreninde Kazan. Oscar heykel-
cığini almak için sahneye çıktığında, salonda bu-
lunan konuklann büyük bölümü ayağa kalkmaya-
cak ve yönefmenı alkışlamayacak; bir kısmı ise ıs-
lık çalarak protesto edecekler ona verilen ödülü.
1952 yılında kara listeye alman isimlerden, se-
• Bu gece sahiplerini bulacak
Oscar Odülleri töreninde kariyer
ödülü alacak olan Elia Kazan'ı
protesto edecek kişilerin tepkisi
merakla bekleniyor. Öte yandan
Kazan'ı destekleyen bir grup da
cesaret vermek için yönetmenin
yanında yer alacaklarını duyurdular.
Film şirketleri arasındaki gerginlik
ve Spielberg'e Ingilizlerden gelen
tepkiler de Oscar öncesinde
tartışılan konular arasında yer alıyor.
naryo yazan Abraham Polonsky şöyle söylüyor:
"Umanm onu sahnede vururlar!"
Herkes büyük merakla Oscar törenıni bekleye-
dursun, öfkeli kalabalığa karşı Kazan'ı destekle-
>en 'Ad Hoc Committee for Naming Facts' üyesi
bir grup da son günlerde sesini duyurmaya başla-
dı. Gazetelerde yayımladıklan ilanlarla Kazan'a
cesaret \ ermeye çalışı>or. Akademi üyelerini Ame-
rikan bayragının kırmızı. beyaz ve lacivert renk-
lerinde giysilerle Oscar törenıne katılmaya çağı-
nyorlar. Kazan'ı destekleyenler arasında ünlü
oyuncıı CharltonHeston. yönetmenin sanatçı kim-
liğinin politık kimliğinden aynlması gerektiğini sa-
vunan Arthur Miller, Kennedy'ye hayranlığıyla ta-
nınan Arthur SchJesinger ve Spielberg gibi isim-
ler v ar. Törende Kazan'a Oscar heykelciğini sun-
ması istenen yönetmen Martin Scorsese'nin ne
yapacağı ise henüz belli değil.
71. Oscar ödüllerine damgasını vuran bir diğer
tartışma da Dreamworks ve Miramax şirketleri
arasında sürüyor. Er Ryan'ı Kurtarmak'ın çekim-
leri tamamlandığında, yönetmeni Spielberg ve ya-
pım şirketi Dreamvvorks, filmin Oscar'ı alacağı-
na kesin gözüyle bakıyorlardı. Ancak Âşık Sha-
kespeare ve Hayat Güzeldir'in gördüğü ilgi kar-
şısında paniğe kapıhp tam 30 milyon dolar harca-
yarak gazete ve dergileri ilanlarla doldurdular. Ar-
dından da Miramax yetkililerini, Er Ryan'ı Kur-
tarmak hakkmda ileri geri konuşmakla suçlama-
>a başladılar.
Öte yandan 2. Dünya Savaşı'na katılan tngilizler
de bir açıklama yaparak filmde Normandiya
Çıkartması'nda İngilizlerin payını görmezden
geldiği için Spielberg'in Er Ryan'ı Kurtarmak
filminin adaylıktan çekilmesini istediler.
Küçük bütçeli filmlerin yapımcılan ise büyük
şirketleri film maliyetinden fazla reklam masrafi
yaptıklan gerekçesiyle eleştiriyorlar.
Kısacası, ödül alacak isimler bir yana, Oscar'ın
71. yılı. Kazan üzerine gelişen tartışmalar ve film
şirketleri arasında oluşan gerginlikle anımsanacak.
Y A P 0 R L A R ?
Cannes 'a gidecek
fılmler açıklandı
• Elizabeth
Taylor. çocukiuk
yıllannda
babasından dayak
yediğini açıkladı.
Yine de babasına
büyük saygı
duyduğunu ve onu
suçlamadığını
belirten Taylor,
babasının, 9
yaşındaki kızının
kendisinden daha
çokpara
kazanmasmı bir
gurur meselesi
yaptığı için alkol aldığı
zamanlarda şiddet
eğilimi gösterdiğini,
ancak kendisine bılinçli
olarak zarar vermek
istediğine inanmadığını
belirtti.
• J0e Dante. Küçük
Askerler filmiyle
yaşadığı başansızlığm
ardından yeni filminin
çalışmalanna başladı.
'The Sixth Day" isimli
filmde yıllar sonra
ev ine geri dönen bir
adamın öyküsü
anlatılıyor.
• Tom cruise.
başrolünü eşi Nicole
Kidman'la paylaştığı ve
Stanley Kubrick'in
ölmeden önce çektiği
son film olan 'Eyes
Wide Shut'la ilgili
söylentılere son noktayı
koydu. Cruise, sansüre
uğramasını önlemek için
filmden bazı sahnelerin
kesileceği
yolundaki
haberlerin doğru
olmadığını
açıkladı. Tom
Cruise aynca,
Görevimiz
Tehlike filminin
ikinci
bölümünün
çekimlerine
Sydney'de başladı.
Cruise'un bu bölümdekı
rol arkadaşı Thandie
Nevvton.
• Cannes Film
Festıvah'ne katılacak
filmler açıklandı... Jüri
başkanlığını David
Cronenberg'in yapacağı
festivale Todo Sobre Mi
Madre (Pedro
Almodovar), bir Proust
uyarlaması olan Le
Temps Retrouve (Raoul
Ruiz), Paola X (Carax),
Sekizbuçuk Kadın
(Peter Greenavvay),
Sibirya Berberi (Nikita
Michalkov), True Crime
(Clint Eastvvood),
Mektup (Manoel de
Oliveira) ve Kikujiro No
Natsu (Takeshi Kitano)
isimli filmler katılacak.
filminin The Prayer
isimli şarkısını Cehne
Dion'la birlikte .,
seslendirecek.
• Oscar ödül : .
törenlerinde ünlü
yıldızlann giydiği
elbiseler New York'taki
Christie's müzayede
salonunda yapılan açık
artırmayla satıldı.
Elizabeth Taylor'ın 1969
yılındaki törende. en iyi
film seçilen Geceyansı
Kovboyu'nu sunarken
giydiği kolsuz mavi
elbise, yaklaşık 60
milyar 500 milyon Türk
Lirası'na Toymaker
Mattel Anonim
Ortaklığı tarafindan
satın alındı. Madonna,
Kate VVinsiet. Lauren
Bacall, Cher. Nicole
Kıdman. Julia Roberts
ve Susan Sarandon gibi
yıldızlann giysilerinin
de aralannda bulundugu
toplam 56 elbisenın
satıldığı açık artırmanın
geliri AIDS
araştırmalan için
kullanılacak.
• Pupİ Avatİ yeni
filminin çekimlerine
kısa bir süre sonra
başlıyor. 'l Cavalien
che Fecero L'Impresa'
isimli film. Haçh
Seferleri ve dın adına
yapılan savaşlan konu
alıyor.
• Peter
Bogdanovich
sinemaya dönüyor...
1993 yılmdan bu yana
setlerden uzak kalan
Bogdanovich, yeni filmi
'Wait for Me'nin
hazırlıklanna
başladığını açıkladı.
Boşandığı altı eski
eşiyle görüşmek
zorunda kalan bir
adamın öyküsünü
anlatan filmde başrolleri
Michael Caine, Isabella
Rossellini, Gena
Rovvlands, Peter Falk,
Ben Gazzara ve Jerry
Lewis paylaşıyorlar.
• AndreaBocelli
bu gece
gerçekleştirilecek Oscar
törenlerinde şarkı
söyleyecek. Bocelli,
Quest for Camelot
• Cüney Amerika
topraklannda iki yeni
film çekiliyor. Yaz
aylannda çekilecek
filmlerden birinin
başrolünde Ornella Muti
var. Coloan'ın
romanından sinemaya
uyarlanan ve
yönetmenliğini Miguel
Littin'ın yaptığı 'Tierra
de Fuego' isimli fılm,
1860 yılında bir
mühendısin Kraliçe
Sybiba adına verdiği
toprak mücadelesini
anlatıyor. Güney
Amerika'da çevrilecek
diğer film ise 'II
Pianista del Silenzio'
ismini taşıyor. Silvio
Caıozzi'nin Şili'de
yöneteceği filmde,
1920'li yıllarda
Santıago'daki eski bir
barda çalan piyanistin
öyküsü anlatılıyor.
• John
Frankenheimer
yeni filminin
hazırlıklanna başladı.
Gerilim türündeki
'Reindeer Games" isimli
filmin başrolünü Ben
Affleck üstleniyor. Film
2000 yılında gösterime
gırecek.
• Michael Douglas
yeni fılmınde başrollen
Frances McDormand ve
Robert Dovvney Jr ile
paylaşıyor. Michael
Chabon'un best seller
romanından sinemaya
uyarlanan ve
yönetmenliğini Curtıs
Hanson'm yaptığı
'\Vonder Boys' isimli
fümde, ilk kitabıyla
büyük beğeni toplayan,
çok şişman bir yazann
övküsü anlatılıvor.