Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 21 MART 1999 PAZAR
10 PAZAR YAZILARI
Elia Kazan'ın Oscar ÖdülüOscar ödüllerinin dağıtılacaği Amerika'nın
büyük günü yaklaştıkça basında dev sayfa
ılanlar ve destek'köstek yazılarla yapılan
Akademi ödülü savaşı had safhayı buluyor.
Yoksul bir Italyanm nasıl olup da
Hollyvvood'un devleri arasına girdiğine
dair tatlı şaşkınhk üzerimizden atılmadan bu
Italyan'ın güzel ve cesur fılmi: Hayat
Güzeldir'i (Life is Beautiful) aniden Yahudi
düşmanı ilan edildi. Kimilerine göre bu
'Avrupalı yönetmen'in zaten aradan çıkması
gerekiyordu! Oscar Ödülü gerilimine bu yıl
yeni bir 'drama' daha eklendi. Aylardır New
York Times gazetesinin sanat sayfalannda
Amerika'nın en büyük yönetmenlerinden Etia
Kazan'a verilmesi düşünülen Oscar Onur
Ödülü üzerine makaleler yayımlanıyor,
haftalık dergilerde Elia Kazan'ın yaşamı ve
geçmışı didik didik ediliyor.
Unlü Ellis Adası'ndan Amerika'ya ayak basan
göçmenler arasında dünya çapında başan
kazananlar listesinde Elia Kazan, Türkiye'den
gelen tek kişi olarak gösteriliyor. Marlon
NEW YORK
Brando'nun akıllara durgunluk vererek
parladığı 'Rıhnmlar Üzerinde' (On the
VVaterfront). Arzu Tramvayı (A Streetcar
Named Desire). Çok Yaşa Zapata' (Viva
Zapata!) gibi 1950 ve 60'lann unutulmaz
fllmlerini çeken, aynı zamanda Broadway'deki
başanlı tiyatro oyunlanyla da
ünlenen usta yönetmen Elia
Kazan'ın sanat yeteneği
konusunda hiç kimsenin
kuşkusu yok. Kazan'ı yerden
yere vuran yazılar bile onun
sinema-tiyatro dehasını överek
başlıyor. Fakat söz konusu
Amerika tarihinin karanlık ^ _ _ _ _ _
dönemlerinden McCartny ^^^™"~~~
yıllanna gelince Elia Kazan'a karşı yükselen
hırçın ve sert seslerin aradan geçen yıllara
rağmen yumusamadığı anlaşılıyor. 10 Nisan
1952'de sanat kariyerinin tepesindeki büyük
yönetmen Elia Kazan'ın 8 eski arkadaşının
komünist parti üyesi olduğunu 'Anti-
Amerikan Faatiyetier Komisyonu'na
bildirmesi bugü hâlâ bazı yazar, oyuncu ve
entelektüeller tarafindan affedilmemiş
görülüyor. O yıllarda komünizmi desteklediği
için adlan 'kara Kste'ye alınan Amerikalılann
hapse atlması, işsiz kalması ve yaşamlannın
her anlamda altüst edilmesi bizim
kültürümüze çok uzak olaylar
değil. 'Soğuk Savaş' yıllannın
sancılı etkileri birçok kuşakta
unutulmaz izler, hatta
onanlamaz yaralar bıraktı.
BUKET Şimdi asıl önemli soru şudur;
UZUNER artık 89 yaşma gelmiş olan bu
sanatçıyı Oscar Onur
^ _ Ödülü'yleonurlandırmanın
™^"""^^~~" vakti gelmiş midir, yoksa bir
sanatçının politik tavn onun sanat dehasını ve
ürünlerini tamamen göz ardı ettirecek kadar
etkıler mi? lşte Amerikalılar şimdi bu
'öJümsüz soru'nun yanıtını bulmak
sınavındalar. 21 Martgecesi 71'incisi
yapılacak olan Oscar Odülleri töreninde,
Akademi Ödül Kurulu üyeleri bu önemli
ödülü Kazan'a verdiklerinde salonda bulunan
sanatçı, yazar ve oyuncular yerlerinden
kalkmadan sessizce kalarak bu durumu
protesto edecekJer. Protesto ve biçimiyle ilgili
çağnlar ve karikatürler çarşaf çarşaf yayılıyor
Amerikan basmında. Hatta The Nation'ın
yayımcısı, yazar Victor Navaskv'y
e
göre, "Bu
ödülle birlikte Hollywood ahlaki bir sorun
yasayacak, 'değer yargılan'nı
değerlendirecek". Nanssky, Newsweek'te tam
sayfa çıkan yazısında öfkesini stilize ederek,
Elia Kazan'a bir şıklık yapılarak Oscar
heykelinin altına 'kara liste'ye ahndıktan sonra
bir daha bellerini doğrultamayan sanatçılann
adlannın da yazılmasını öneriyor. Roberto
Benigni'nın, Steven Spidberg ve Âşık
Shakespeare karşısındakı şansını hemen
hemen tamamen yok eden kampanyalar kadar,
usta yönetmen Elia Kazan'ın geçmişiyle ilgili
kampanyalann ne kadar etkili olduğunu çok
yakında göreceğiz. Belki de yılın en etkili
fılmini asıl o geceki ödül töreninde izleme
şansımız olacak!
Ajan olmak
kolaymı...Tam 7.5 yıl kesintisiz
yurtdışında kaldıktan sonra
memlekete geri dönerken pek
çok açıdan zorlanmıştım.
Şarkılardan şakalara.
fıyatlardan sözcüklere kadar
her konuda bir yığın değişiklik
vardı. Üç aylık askerlikten
sonra Güneş gazetesinde
işe başladım.
Ben Rusya'yı ve Rusçayı iyi
bılmenin avantajlanndan
yararlanmayı düşlerken,
başkalan benim bu "ügüıç"
bilgilerimden kuşkulanmakta
gecıkmedi. Şu sırada Rusya'da
öğrenım gören çok sayıda genç
gibi rahat olmam mümkün
değildı o zamanlarda. 1982-
1987 arasındaki Leningrad
değildi. Benden kuşkulananlar
ikiye aynlıyordu: Benim KGB
ajanı olduğumu düşünenler ve
MİT ajanı
MOSKOVAolduğumu
sananlar. Bir
keresinde biri
bunu yan şaka
sormuştu. Ben
"her ikisinden
de yükJüce
maas
aldığımr söylemiştim. Gülerek
daha da büyüyen kuşkusunu
gizlemeye çalışmıştı.
Rusya'da da bazı kuşkucu
ınsanlar yok degıldi. Kendi
dıllerini iyi konuşmam ve
görünüş olarak "tipik bir
Türk"ten ziyade
"Dostoyevskinin tiplerinden
birine benzemem", onlann
huzurunu belli belirsiz
kaçınyordu. Daha öğrencilik
yıllanmda bir Sovyet kentinden
ötekine kaçak (vizesiz)
gittiğimi öğrendiklerinde sessiz
tahminlerinin daha da
güçlendiğini hissediyordum.
Benımle ilgili tahminler ikiye
aynlıyordu: Ya MİT ajanıydım,
ya da KGB. Bir "süper zekâ"
bunlara CIA ve MOSSADı da
eklemeyi becermişti.
Yıllar sonra bir gün
Türkiye'den gelen bir gazetede
MtT'in ilanla Rusça bilen bir
eleman aradığını okuduğumda
epeyce gülmüştüm. Yapılması
gereken işin ve verilecek
maaşın ne olduğunu merak
etmiştim. Ama tutup da telefon
etmemiştim. Geçenlerde de
burada KGB'nin devamı
haberalma örgütünden
yabancılara yönelik bir işbirliği
çağnsı yapıldı. Bir kez daha
güldüm. Ben böyle gûlerken
galiba bir fırsat daha kaçıyordu.
Onceki hafta Moskova'da
Rusça öğrenen gençlerle
tanıştığımda bir kez daha -bu
kez içimden- güldüm. Eskiden
Rus dili bir tek Ankara'da Dil
Tarih'te okunurdu: Öğrenciler
ise her zaman "ktışku verici
tipler''di. Bugün Türkiye'de
birkaç yükseköğrenim
kurumunda Rusya ve Rusça
bölümleri bulunuyor;
Rusya'nın
önemini gören
yığınla öğrenci
var; Rusça gibi
çetrefilli bir dili
kendi başma
öğrenmeye
çalışanlara bile
rastladım.
Artık kimse KGB veya MİT
ajanı olabıleceklen
gerekçesiyle onlardan
kuşkulanmıyor.
Bana öyle geliyor ki, artık
birilerinin şu ya da bu
haberalma örgütüne mensup
olması da eskisi kadar ilgi
çekmiyor. Bu "ajankk işi" en
çok, heyecanlı Amerikan
filmlerinde yürek hoplatiyor.
O tür filmleri seyrederken
zaman zaman çevremdekilere
belli etmeden gülümsüyorum:
Bende bu tip. bu dil, bu yetenek
varken; nasıl oldu da hiçbir
haberalma örgütüne kapağı
atamadım; bu ne
beceriksizlik!.. Acaba Türk ve
Rus gazetelerine bir ilan mı
versem, "Ajan olmak
istiyornnı'' diye. Hatta aynı
ilanı Amerikan ve fsrail
gazetelerine postalamakta da
yarar var galiba...
HAKAN
AKSAY
Başkan hn
,. *; banyo
günü...
Washington'daki
dev Abraham
lincoin amû flk
günkü gibi
tertemiz oldu! İki
görevli, ABD'nin
16. Başkanı
Uncoln'ın anıtrnı
basınçlı sularla
teraizlediler.
SaarJer süren
çalışma sonunda
amt ilk yapüdığı
gûnkü
görûnümüne
kavuştu. 1865
yıîında bir
suikasta kurban
giden Lineoln'ın
heykeli yılda iki
kez terrudenivor.
(Fotograf:
REUTERS)
Bir efsane gelip geçti Stockholm'den
Nelson Mandela, lsveç
Parlamentosu'nda konuşuyordu. Söze,
"Ben özgüriüğe kavuştuktan sonra ilk
kez bir partamentoda konuştum. 9 yıl
önceydi ve o parlameııto buydu" diye
başladı. Hollanda ve dört tskandinav
ülkesıni kapsayan veda ve teşekkür
gezisini burada bitiriyordu.
Televizyonda onu izlerken beynimde şu
dizelercanlandı:
"Dünyamn öbür ucundaki dostian
düsünüvorum. öbür ucundaki ırmaklan
Bir kc sessizce ölüyor, sessizce ölüyor
Vletnam'da
Uyamyonım ağbiyarak, bir gfin raırtlaka
yeneceğizr
Sevgili AtaoJ Behnunogiu "Bir Gün
Mutiaka" adlı unutulmaz dizelerinde
böyle yazıyordu; bense, ülke adının hiç
fark etmediğini, ha Vietnam, ha Giiney
Afrika diye düşünüyordum. Çünkü
Mandela konuşmasında, çok uzak
ülkedeki insanlann, çok uzak bir
ülkedeki özgürlük savaşçılannı
yürekten duymalanndan söz ediyordu.
Belki OtofPataıe'nin adını anmayı
unuttu ama, Güney Afrika'nın özgürlük
uğraşını Batı'nın gündemine ilk olarak
yerleştiren o idi. Biz unutmadık.
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
lsveç Parlamentosu'nda Nelson
Mandela, yaşayan bir tarihti. Yaşlanmış,
ama eskimemiş bir liderdi. Onurlu bir
yaşamı, unutulmaz ömeklerle süslemiş
bir insandı. Onu izlerken aklıma Nâzun
Hikmetde geidi. Aşkla mücadeleyi bir
arada götürmüş olması. Mandela,
üçüncü evlihğinı yapmıştı; yanında,
Mozambik'ın kurtuluş kahramanı
Samora Machei'den dul kalan eşi Graca
Mancel-Mandeia vardı. Bağımsız
Mozambik'in ilk devlet başkanı,
Frefcno'nun lideri Samora Machel'le
1975'te evlenmişti ve eşinin 1986'da
Güney Afrika sınınna yakın bir yerde
bugün bile gizemi çözülemeyen bir
uçak kazasında ölmesınden sonra dul
kalmıştı. Sonra, '9O'lı yıllann
ortalannda Nelson Mandela'yla birlikte
görülmeye başlamıştı. Mandela'nın
başlık parası olarak 60 inek verdiği
nvayet ediliyor... lsveç'te şu an bundan
topu topu 5-6 yıl önce akla bile
gelmeyecek olan skandallar
yaşanmakta. Bakanlann kredi kartı
istisman. belediye başkanlannın resmi
diye tanıtmaya çalıştıklan özel
yemeklerde ahbaplannı devlet parasıyla
zil-zurna sarhoş etmeleri ve polis
teşkilannın giderek daha çok eleştiriye
hedef olması günlük olaylar arasında.
Pölisin gizli-kapaklı şiddet kuilanması
ve keyfî davranması, son 3 yılda 5
binden fazla suç duyurusuna yol açtı.
Ancak, bu başvurulann adli makamlara
ulaşması için gerekli tahkikatı yine
polis yaptığı için ancak 100 kadar olay
yargı önüne çıkabildi. Demokrasinin
d'sine toz kondurmayan lsveç, halen bu
duruma göz yummakta. Olof Palme'nin
dayanışma ilkesi epeydir rafa atılmış
olduğu için, her türlü nostaljik
takılmaya karşın Mandela, lsveç için,
hemen her uçtuğunda düsen Jas tipi
uçağı satabildiği dev bir pazann
temsilcisı olarak kabul edildi, görüldü.
Başbakan Göran Persson, konuk devlet
başkamnı ayakta alkışlarken havaya
bakıyordu...
Bıüutlann üstünde
melekleriyle
Bendeki eski baskılı olanlar
da dahil tüm kitaplannı
dönüp dönüp okuduğum
iNuruBah Ataç'm Uçak
Yolculuğu adlı bir yazısı
olduğunu inanın
bilmiyordum. Üstadın, Yapı
Kredi Yayınlan'ndan çıkan
son kitabında rastlayıp
okuyunca ne kadar şaşırdım
anlatamam. Şaşkınlığımın
nedeni şu: Üslubunu pektoir
sevdiğim bu büyük
eieştirmenimizin, yıllar önce
yaptığı bir uçak yolculuğuna
ilişkin ızlenımlenni anlattığı
bu yazısında her şey var da,
asıl olması gereken şey, yani
uçak korkusu yok. Ataç için
uçak yolculuğu,
"Biniyorsunuz,
otunıyorsunuz, kalkıyor"
biçiminde özetlenebilecek
kadar basit ve keyifli bir
yolculuk. Açıkçası her
şeyine özendiğim üstadın bu
özelliğine de sahip olmayı
çok isterdim. Hele Ataç'm,
"Uçak madem vükselmiş
gidiyor, siz de anhyorsunuz
ki düşmesi için bir neden
yok" cümleleriyle ıfade
ettiği rahatlığını çok ama
çok kıskandım. Benim için
bu tür bir yolculukta asla
vazgeçilmez olan şey esaslı
bir korku duygusudur. Bu
korkuyu duymadan uçağa
adımımı bile atmam.
Bakın ben uçakta ne
hallerde oluyorum. Bir kere
kesinlikle pencere kenannda
oturmuyorum.
Uçak
havalandıktan
sonra ilk yedi
dakikada adeta
nefes
almıyorum. Bu
sürenın
sonunda
LONDRA
kemerler açılıp da hostesler
yürümeye başladıklannda,
bu kez hepsinin yüzüne tek
tek bakıyor, eğer ömeğin
hızlı hızlı yürüyorlarsa ve o
sırada gülmeyi de ihmal
etmişlerse, bunu iki dakika
sonra düşeceğimize
yoruyorum. Bir de yıllar
önce Londra'da alıp
okuduğum Dünyanın En
Kötü Tahminleri adlı
kitapta, uçaklar hakkında
fikri sorulan yüksek
düzeyde bir din adamının
(Kardinal) verdiği "Uçmak
AOah'a ve onun melekterine
mahsustur" yanıtına
gülmemeye çalışiyorum.
Ancak ben tüm bunlara
karşın sakin bir korkağımdır.
Hiç kimseyi rahatsız etmem.
Koltuğuma büzülüp efendi
efendi korkumu çeker,
yemek ve içki servisi
başladığmda da her şeyin
yolunda olduğuna bile
ınanabilirim
Fakat ne acıdır, hiçbir uçak
yolculugunda. şöyle ağız
tadıyla, içime sindire
sindire, doyasıya bir
korkamamışımdır.
Çünkü yanıma her zaman
benden daha korkak bin
oturmuştur ve ben onu
rahatlatmak için kendi
korkumdan fedakârlık
etmişimdir. Sadece iki kez.
ben ve yanımdaki diğer
korkak için çok keyifli
geçen bir uçdk yolculuğu
yaptığımı da bilmenizi
isterim. Her iki
yolculuğumda da kaptan
pılot aynı kişiydi.
Londra'dan Kıbns'a tatile
gıdiyordum. Yanımdaki
korkakla ve kendi korkumla
baş başa "Yahu artık insek"
diye kıvranırken on bin
metre yükseklikteyken
kaptanın sesi duyuldu:
"Değerli yolculanmız, şimdi
Macaristan üzerindeyiz.
Asağıda Tuna Nehri
görülüyor. Bu manzarayı
kaçırmayuı." Böyle bir
konuşma normalde benim
için düşmekte olan uçağın
kaptanınca yolculan
oyalama amacıyla yapılır.
Yolcular uçağın sağ tarafına
doğru hamle ettiğinde,
olanlan kokpitten
görüyorcasına pilotumuz bu
kez de aynen şu cümleleri
sarf ettı: "Aman hepiniz
oraya \ığılmayın, uçağın
dengesini bozacaksınız."
KKTC'ye ininceye değin,
KTHY'nin 39 yıllık pilotu
Işıksal Ergene, kimi zaman
şaka yaptı, kimi zaman
geçtiğimiz yerler hakkında
bilgi verdi. Geçen yılki
tatilımin sonunda Londra'ya
dönerken hoş bir tesadüf
yine Ergene kaptanla yaptım
yolculuğumu. iki yıl Önce
neyse yine aynıydı.
Uçağımız Ankara'da bir süre
bekleyince, kimse sormadığı
halde, sabırla
gecikmenin
nedenini
anlattı bir
güzel.
Şakalar yaptı
yine.
Havadayken
^•^~"-^~— yolculann
arasında dolaştı, önceden
tanıdığı ve sanınm uçak
korkusu olduğunu bildiği
yolculann yanına gitti.
İnanılmaz biradam. lşte bu
ikincı yolculuğumda hostes
Afrye Hakansoy
Hanımefendi'nin de . , \l
t1
,,\)
yardımLykı gıdip Işıksal -* ^c l
[
Ergene ve yardımcı pilot ',
Yalçın Toros'la tanıştım.
Yalçın kaptan da 25 yıllık -
pilot. Kokpitte neler
anlattılar, inanamazsınız.
Ergene kaptan ordudayken,
başından geçen uçuş
maceralanndan söz etti.
Yalçın kaptanla da ortak bir
gazeteci tanıdığımızı
konuştuk.
Her iki usta pilot az kalsın
benı uçak korkusundan da
edeceklerdi. Allah'tan izin
vermedim.
Yoksa uçaktan dünyanın en
cesur adamı olarak inmem
işten bile değildi.
Kokpitte duyduklanm
sayesinde şu Kardinal
efendinin sözlerine
havadayken bile gülebilme
cesaretine kavuştum ki
bakın bu hiç de fena olmadı.
Adam yukanda belirttiğim
sözleri, ilk uçuş
denemesinin yapılacağı
meydanda ve denemeden
birkaç dakika önce
sarfetmişti.
Uçağı keşfeden VVright
kardeşlerin de babasıydı.
MUSTAFA
ERDEMOL
VEFAT
Ahmet Bey'in sevgili eşi,
Gülseren, Gültekin, Melih'in
annesi, Nuray'ın kayınvalidesi,
Zeynep ve Ayşegül'ün anneannesi,
Bulut'un babaannesi, Mamak
annesi
İHD kurucusu îsmet Hanım
İSMET
PEKDEMtR
vefat etti. Sevenlerin başı sağolsun.
Cenazesi 21 Mart Pazar günü
(bugün) öğle namazından sonra
Ankara Maltepe Camii'nden
kaldınlacaktır.
AİLESİ
Anacığım sen de
öldün işte
Sen de öldün, biz
kaldık
Son sözün "Hayat bu
kadarmış" oldu
Hayat bu kadar mı
.,.= - -, ; anne?
Dokuz yılda doğurduğun
Melih, biricik oğlun
Gültekin, Kızın - Arkadaşın
Gülseren
ANKARA 13. İCRA CEZA HÂKtMLİĞt'NDEN
Dosya No: 98/2110 Sanık: Arslan Şahin: Dikmen Cad. 296/15 Dikmen- Ankara Müşteki Koçbank AŞ
vekili tarafindan sanık Arslan Şahin aleyhine açılan mal beyanında bulunmamak suçundan dolayı yapı-
lan yargılama sonucunda verilen ara karan gereğince; Müşteki vekili Mal beyanında bulunmamaktan
karar verilmesini talep ve dava etmiş olup sanığın tebligata yarar açık adresinin bulunamadığından yar-
gılamanın bırakıldığı 28.5.1999 günü sat 10.30'daki duruşmada bizzat hazır bulunması veya kendisini bir
vekille temsil ettirmesi aksi takdirde davanın yokluğunda görülüp bifirileceğine karar verileceği hususu
dava dilekçesi ve davetiye yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur.
Basın: 11977
OĞUZELt SULH HUKUK
MAHKEMESt'NDEN BİLDtRtLMİŞTtR
1998/111 Esas 1999 12 Karar
Davacı Cahıt Daşdemır vekili Av. Huseyuı Öksuzler'ın davalılar
Fatma Öztürk ve müşterekleri aleyhine açmış oluduğu ortaklığın gi-
denlmesı davasının mahkememizde yapılan açık yargılamalan so-
nunda: Mahkememizde açılan davanın kabulüne karar venlerek
Oğuzeli ilçesi Gürsu köyünde kain 2333, 2487, 2540, 2247, 4172,
2508, 2550,3086,3087 Nolu parsellerin toplamı 59810 m2 yüzöl-
çümündeki taşınmazlann açık arttırma suretiyle ortaklığın satış yo-
luyla giderilmesine karar verildiğinden; Davalılardan Halit oğlu
Mehmet çınar ile Reşit kızı Fatma Öztürk'ün mahkememızce tebli-
gat yapilmadığı gibi; zabıta aracıhğıyla da adres araştınlmasına gı-
dildıgi ancak bu şahıslann adreslennin bilınmediği ve meçhul oldu-
ğu anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun ilgili maddeleri
gereğince adresleri bilinmiyen ve meçhul olan Halrt oğlu Mehmet
Çınar ile Reşit kızı Fatma Öztürk'ün ilan tanhinden ıtibaren 7 gün
sonra mahkememızin 28.1.1999 tarih ve 1998/111 esas, 1999/12-/
Karar sayılı karann tebliğ edilmış sayılacağı ve bu tanhten itibaren
de temyız süresınin başlayacağı ilanen duyurulur. Basın: 7300
EYÜP ASLİYE 2. HUKUK
MAHKEMESİ HÂKtMLİĞİ'NDEN
Dosya No: 1998/629
Davacı Aişe Taş vekili Av. Mehmet Bayezit, Av. Saygı Dur-
maz tarafindan davalı Yüksel Uyanık aleyhine açılan tapu ip-
tal ve tescil davasının duruşmasında verilen karar uyannca:
Cengiz Topel Cad. Sabuncular Sk. A Blok D: 19 Alibey-
köy/îstanbul adresindekı davalı Yüksel Uyanık adına dava di-
lekçesinin tebliğ edilemedıği, adres araştırmasmdan da adı ge-
çenin elverişli adresinin bulunmadığı anlaşılmakla, 7201 sayı-
lı Tebligat Kanunu'nun 28/29. maddeleri hükümlenne binaen
dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmıştır.
Davalının 13.05.1999 günü saat 10.00'da mahkememizde
hazır olması, belli edilen gün ve saatte kendiniz veya kendıni-
zi bir vekil ile temsil ettirmeniz, gelmediğiniz veya mazeret
bildirmediğiniz ve delillerinizi ibraz etmediğıniz takdirde
HUMK'nin 213/375 maddeleri gereğince yargılamanın yoklu-
ğunuzda yapılacağı ve hüküm kurulacağı ve dava dilekçesinin
tebliği yerine geçerli olmak üzere ilan olunur.
Bu ilan yayımlandığı tarihten 15 gün sonra yapılmış sayıla-
caktır. 9.3.1999
Basın: 12061
GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTTIRMA İLANI
ANTALYA6.tCRA
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Dosya No: 1998/1636
Satılmasına karar verilen gayrimenkulün cinsi, kıymeti, adedi. evsafi:
Antalya Merkez Muratpasa Mah. tapusunun kütük 37, sahife 3643, ada 1392 parsel
21 'de tapuya kayıtlı 485 rn2 sahalı taşınmazın 5 nolu bağımsız bölüm dairenin 2/32 arsa
paylı Sedir Mah. Vatan Bulvan 26 nolu Yörüko|lu Apt. asansörii mevcut 2. kat 5 kapı nc-
İu dairenin kuzey, batı ve doğu cephelidir. Antre. salon ve 3 odalı mutfak ve wc'den iba-
ret iki balkonu mevcut zeminleri karo mozayik, diğer ıslak zeminleri kalebodur, odalar ve
salon zeminlen marley, wc ve banyo duvardan duvara ve tavana kadar fayansla kaplı ban-
yoda gömme küvet ve klozet mevcut kapı ve pencereleri ahşap doğrama 120 m2 sahalı da-
ıredir.
tmar durumu: lmar planı içerisindedir.
Kıymeti: 7.000.000.000.- TL.
Saöş şardan:
1- Satış, 04/05/1999 günü saat 10.00'dan 10.15'e kadar Antalya 6. lcra Müdürlüğü'nde
açık arttrrma suretiyle yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin edilen kıymetın yüzde 75'ini ve
rüçhanlı alacaklılar varsa alacaklan mecmuunu ve satış masraflannı geçmek şartı ile iha-
le olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa, en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartıy-
la 14/05/1999 Cuma günü 10.00-10.15 arası ikinci arttırmaya çıkanlacaktır. Bu arttırma-
da da bu miktar elde edilememişse gayrimenkul en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak
üzere arttırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok arttırana ihale edilecektir. Şu ka-
dar ki arttırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin >-üzde 40'ını bulması ve satış is-
teyenin alacağına rüçhanı olan alacaklann toplamından fazia olması ve bundan başka pa-
raya çevirme ve paylaşörma masraflannı geçmesi lazundır. Böyle fazla bedelle alıcı çık-
mazsa satış talebi düşecektir. 2- Arttırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetin
yüzde 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar mılli bir bankanın temınat mektu-
bunu vermeleri lazundır. Satış, peşin para iledir, alıcı istediğmde 20 günü geçmemek üze-
re mehil verilebilir. Tellaliye resmi, ihale pulu, tapu harç ve masraflan alıcıya aıttir. Bink-
miş vergiler satış bedelinden ödenir. 3- lpotek sâhibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu
gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialannı dayana-
ğı belgeleri ile on beş gün içinde dairemıze bildırmeleri lazımdır. Aksı takdirde haklan ta-
pu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4- thaleye katılıp daha
sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve ke-
fılleri, teklif ettikJeri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve
aynca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. thale farkı ve temerrüt faizi ay-
nca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle temi-
nat bedelinden alınacaktır. 5- Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesın görebılmesi için
dairede açık olup masrafi verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6- Sa-
tışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmış sayılacaklan, baş-
kaca bilgi almak isteyenlerin 1998/1636 sayılı dosya numarasıyla müdürlügümüze baş-
vurmalan ilan olunur. 05//03/1999 (•) tlgililer tabirine irtifak hakkı sahiplen de dahildir.
Basın: 11632