Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 MART 1999 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 15
UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCl
Antalya Koruma Kurulu'nım ' 1. derece SİT' karanna yapılan itirazı yargı reddetti
Patara'da hukuk bayramı..."Patar Dağı'nın karşısmda adak ve
annağanlar yapbrdım, steüer diktim,
kutsal mekânlar inşa ettim" der Hitit
Kıalı IV. Tudhaliya Balbura'dan gelip
"Trimfli'' üzerinden Kibyra'ya varan yol,
Trimili'yi günümüz Dirmiriyle konum-
da ve adda özleştiren yoldur. Kesindir ki
yazıtlannda hep "bizTîrimliliyiz" djyen
Likyalılann anayurdu buralardır..."
Bu duygulu sesleniş, bir davaya "mü-
dahiT (kaahmcı) olmak ısteyen meslek
odalan ve gönüllü kunıluşlann mahke-
meye verdikleri dılekçedeki "giriş bölü-
mönS" oluşturuyor. "Patar Da^" tanı-
mından da fark edileceği gibi söz konu-
su dava Antalya'run Kaş ilçesıne bağlı
GekmişKöyü'ndeki "Patara" antikken-
tiyle ilgili.
Davaya katılmak isteyen Antalya Ba-
rosu'nun, Arkeoloji ve Arkeologlar Der-
neği 'nın. Antalya Tabip Odası'nın, Ata-
türkçii DüşunceDerneğiŞubesi'nin, An-
talya Çağdaş Eğitim ve Kültûr Vakfi'nın
ve Çağdaş Hukukçular Derneği'nin
16.05.1998 tarihli ortak dilekçelerine
böylesine "dııygu yüküyle" başlamala-
nnın nedeni ise Patara'nın " 1 . derece
SİT" olmasına itiraz eden bir arazi sahi-
binin, "Buraa 3. derecedir'' şeklindeki
dava açma gerekçesine. mahkemece gö-
revlendirilen "biürkişilerin'' de uygun
görüş vermiş olmalan...
Nitekim, aynı girişin devamında da
bilirkişılerin 3. derece yorumuna adeta
"infial" eden dava katılımcılan, dilekçe-
lerini şöyle sürdürüyonar: "Patara yaşam-
sal değerini aynca Trimüi anayurdunun
dûnyaya açıklığı Patara limaııı olmaözd-
Bginde taşır. Patara, Likya Biriiği ve Ro-
ma eyaletinin başkentidir. Patara halen
dûnyanın en güzel doğal alanlanndan bi-
• Yıllardır
yapılaşmaya
açılmak istenen
antik Patara kentinin
1. derece SlT
kararını 3. dereceye
çevirmek için açılan
davada, bilirkişilerin
bu isteğe uygun
görüş vermelerine
rağmen Antalya 2.
îdare Mahkemesi
'ret' kararını alarak,
Koruma Kurulu
karannı savıınan
sivil toplum
kuruluşlannın da
'haklı' olduklannı
belgeledi...
Prof. Dr. Fahri Işık. Patara 'da sadece kazdan yönetmekle yetinmiyor, imar baskısma karşı
da antik kenti savumna mücadelesi veriyor_
ridir: Patara 4000 ydhk geçmişiyle eşine
bir daha rastlaıunayacak değerde bir in-
sanlık mirasıdır._"
SİT karannın öyküsü
Patara ilk kez Anıtlar Yüksek Kuru-
lu'nca 1978*de arkeolojik SÎT ilan edil-
di. 1981 yılında da SlT alanının sınırla-
n belirlendi ve Prof. Dr. Fahri Işık baş-
kanhğındaki ekıp tarafından aynı dö-
nemlerde kazı çahşmalanna baslandı.
flerleyen yıJlar ise Patara'da tam bir "ge-
rilim" ve yasadışı imar saldınlanna kar-
şı antik kenti "savunma" dönemı olarak
yaşandı.
Akdeniz'in en uzun kumsalının bura-
da bulunmasL, SlT alanı ve çevresüıde-
ki arazılenn önemli oranda "özd mfiDd-
yette" olması, bölgede turizm amaçlı te-
sisler ve yazlık konutlaryapmak isteyen
yatınmcılarla muhtarlığın ve hatta An-
talya Valiliği'nin "ortak davranışlar"
içıne girmesi ve bu süreçte kaçak bına
yapma eğilimlerinin de "uygulamaya dö-
DİtşmesLT Patara'da kazı çalışmalannı yü-
rüten arkeologların bir yandan da "an-
tik kentikoruma" gibi aslında temel gö-
revleri olmayan zorlu bir serüvene gir-
melerine neden oldu. SlT alarundaki tar-
lalannı "değerlendinnek" isteyen köy-
lülerle arkeologlar arasmda çatışmalar
yaşanırken, kazı başkanı Prof. Fahri Işık
için de "vıpratma veyıldınna" kampan-
yalan başlatıldı.
Işte böylesi bir dönemde, Patara'da
yağmacılan daha da yüreklendiren en
etkili gelişmelerden bıri, Antalya Koru-
ma Kurulu'nun antik bölgedeki önemli
bir kesimi 1990 yılında "3. derece SfT"
kapsamına almasıydı.
Kazı çahşmalanyla ortaya çıkan bul-
gular, StT'in tümünün arkeolojik önem
Yortanlı Barajı, Bergama'daki antik Roma kentini 'bu yıl* yutacak...
Sırlarıyla sulara gömülüyoıFKûMrd mirasa karşt duyariı çevreJer son
yıliardaki herueıı tünı "'kartanna'* çabalannı
GAP barajlannın suları alünda kalacak tarih-
-,-iyertepTCİerikeriîjdeyoğanlaştinrken Ber-
^ama yakinlarmdakı Yortaıifl Baraji'nm yut-
mafc üzere oidugu arkeolojik dçğerîer arasm-
da antik çağa ait bir •'RomakentiniB*" de ses-
sizce bogulmayı bektediği ortaya çtkû.
Kamuoyu eğer Bergama MûzestMüdüriii-
ğû'nüa seslenişlerine kulak asıuazsa, mşaatı
hızla tamamlanmak üzere olan Yortanlı Ba-
rajı, Ege'ye *
t
hizBtetedeyte*'<lerken. bu ta-
rihsel böîgenin belfci de en öııernîi "sırtenaı'*
yine tarûıe gömecek.
Çünkö müzs tarafındaa sürdürülen kıtrîar-
nıa kaztiannda ortaya çikartılan antik kentin
bugö»edek<3$ine pekrastlaıunanıış "aateal"*
nıtelikü bir de "katsal çeşme»" var. Adı he-
nüz btliaemeycn bu Roma kentinin gösterrş-
li antik caddesinı. kilise ve hamam kalıntda-
nnı "seviaç ve hüznü'" birfikte yaşayarak inceleyen ar-
keologiar. ^Anadola'daki iç kayıp piskoposhtk merke-
ztodCTbH-hfc'karşı karşıya olabikcekierini dûşümyor-
£ar...
Yortantı Barajrfun sularaltmda kalaeak hav2ada4 yti-
4a "ınötCT^a ofemakkm la'' kurtarma kazılan yapaıa-
ya çalışan Bergama Mûze&i j'etkiliJeri, yakkşık 5 aydır
da uykusuz geceter yaştyoriar.
Müze MödiirJügû'ne geçen yıl atanan Istanbul Arke-
tanhna«yMnn<kkibirkampaH>-abaşlaölabö-
MS. 2000'de Yortanh Baraj gö!Ğ aHmda kalacakolan anösal çeşnıe.
oîojiMûzesiarkeoJoglanntian Aaajet'iaraŞjl.Ö. 2. yüz-
yda ait bır •'mmpncam*" (çeşme) tîe birlikîe essiz bir
RomakentifHn "yaagns»" şoyleözetliyon *"YakJaşA 1300
L
kez de suiara gömülecek™" Bergama'am
denen yöresûıde bulunmaş olmasıyla. aym yerde telknı
bagöndekîiilaftdt|ı "şjfaftık-a" arasmda tariasel bir ifiş-
kininde düşânalebif eceğîai belirttnAhmet Yaraş, "Hiç
lannı yarduna çagınyor... Yıllardır
Sunağı'mn BerMn'den gen ta$mma$t için çaba
gösterenîerin- Paşaılıeası 'ndaki bu mira.<ı Ber-
gama'ya taşmıa komısunda da aynı coşku>-u
duymalannı bekiiyor..
<jizeadi keafin Yortaniı Baı^ı altında kalına-
sraa "bfr yddan az"* bir zanıan var. Forum ak-
nındaki 8x 11 metrelik yarun daire şeklinde ya-
pıîmışaıjıtsal çejmenin 12iDetreküpiükde *"de-
pos»"bulUHuyor. Radikal*de(6.2. İ999) Pervfc
Kaplan'm yazdığına göre, altışar metre geniş-
üğiiKÎeki da anacaddenin yanı sıra îdlise, hamam
ve meydanlarryia Helkaistik ça|dan Bizans
dönemine kadar ya^ama kucak açmış bir keni.
Arkeologlar 28 mezarbulmuşlar ve hem dınsel
hem de sağlık merkezi oldugünu samyorlar.
Ahmet Yaraş da, Roma împaratoru Hadri-
aaas'un LÖ. 123 ve İ.Ö. 129 yıliarujdaki Ber-
gama'yı zıyarettnde iki ke2 bu kentte kakmş olabilece-
ğini anınjsatıyoî...
E^*et. TSrkiye» bir yaaılan 2000 yıUndaid "iaaaç tu-
rizaıine
r
' hazırlanırken, öbür yandan 2200 yılbk bir
"iaaaç merkezffii" de sular altısda yitirmek üzere.
GAPHaki kûltiHel nuraat kortarmak için **ne denS bû-
yâk özes gSstenaJerİHİ" îkide bir düe getires DSÎ Ge-
nel MSdûrföğü yetkılileri, acaba Bergama Müzesi'nin
çağrtîanna neden hâlâ bir yaaıi vertaiyorlar?..
taşıdığını ve Patara'nın "heryönüyle" in-
sanhğa kazandınlabilmesi için SlT ge-
nelındeki imar yasağının da sürmesi ge-
rektiğini göstermesine rağmen. "Konı-
ma abunndayapdbşma ian" anlamına ge-
len bu 3. derece SÎT karan imar beklen-
tılennin de önünü açıyordu. Böylece Pa-
tara'da. "yasal destekfi" yenı bir tahribat
dönemi başlamıştı...
Arkeologlarla yatmmcılar arasmdaki
gerilimi ve çatışmayı daha da yoğunlaş-
tıran bu tahribat döneminın "dnrdurul-
maa" yönündeki en etkili önlem de yi-
ne Antalya Koruma Kurulu'nun bu kez
30.9.1996'da aldığı ve koruma bölgesiıü
yeniden "1. derece StT" olarak belirle-
dıği "yanhştan dönme" karan oldu. tşte
bu son karara, bölgede arazisi olan Ah-
met Kocakava'nın idare mahkemesinde
açtığı ve SlT'in birinci derece değil, yi-
ne 3. derece olması gerektiğini ileri sür-
düâü da\a da Patara'nın yazgısının bu kez
"hukuk voiuyla" belirlenmesi sürecini
başlatö...
Ornek bir dava
Patara davasmın korumahukuku ve "bi-
limsel duyarhhk" ilişkisı açısuıda ılgınç
ve "örnek bir dava" olmasına neden olan
gelişme ise mahkemece belirlenen bilir-
kişilerin de arazi sahibinin itirazma ko-
şut olarak dava konusu alanın "3. dere-
ceSİT" olduğu yönünde rapor vermele-
riydi. 16.5.1998 tarihli bu rapor, "arke-
olojik buluntulannjetersizüğinden'' yo-
la çıkıyor ve 3. derece SİT'ın de "konı-
ma kurallannı içerdiğini'' anımsatarak,
arazimn 1. derece SlT'e uygun olmadı-
ğını savunuyordu.
Bu rapor üzerine davaya "davalı Köl-
tür Bakanhğı vanında" katılan Antal-
ya 'dakı gönüllü kuruluşlar, ba-
zı meslek odaları ve duyariı
gruplar, Patara'nın ve dava ko-
nusu arazının "Anadolu uygar-
hk tarihindeki önemini" (bilır-
kişi görüşüne de itiraz ederek)
aynntılı yazı ve belgelerle mah-
kemeye sundular. Antalya 2.
İdare Mahkemesi de tüm görüş-
leri değerlendirdikten sonra, ida-
ri yargılama geleneğinde çok
ender rastlanan bir karar verdi.
Bilirkişi raporunun "kabuledi-
lemez" olduğu kanaatine vara-
rak, 1. derece SİT karannın 3.
dereceye dönüştürülmesi iste-
miyle açılan davayı 24.12.1998
tarih ve 1998/1227 sayılı kara-
nyla "reddeöL."
Şimdi Patara'dave Antalya "da-
ki duyariı toplumsal çevreler
arasuıda, 1. derece SlT karan-
nı hukuken de "kesinlestinniş"
olan bu yargı karannın coşku-
su yaşanıyor. Mahkemeye ışık
tutan "müdahfl" (katılımcı) dı-
lekçesinde özetlenen şu vurgu-
lama ise antik kenûn "koruma
tarihine" olduğu kadar. arke-
oloji bilimine de bır "ders no-
tu"olarakgeçiyor: "Lnutulma-
malıdır ki 10 yühk kazı sürecin-
de Patara antik kentinin halen
yüzde 1 'i kazdabibniştir. Efes'in
İ10 yılhk, Bergama'nın 103 yıl-
hk kazı sürecinde benüz yüzde
50 oranda günyüzüne çıkahil-
dikleri ortadayken. Patara'da
bulunru olmadığı gerekçeshie
korumadanvazgeçmek, bffimi ve
larihi >ok sa>maknr_."
Kişilik'Yansımalar'ı
Ayşegül îzer Drahşan'ın yapıtlan Ankara
Siyah Beyaz Sanat Galerisi'nde sergileniyor
KnlnırStrvia-MimarSinan Üni-
versitesi Grafik Bölümü Başkan
Yardımcısı Ayşegül ÎzerDranşan' ın
'Yansunalar' başhklı sergisı 7 Ni-
san'a dek Ankara'daki Siyah Be-
yaz Sanat Galerisi'nde yer ahyor.
Sergi, sanatçımn yapıtlannın için-
de yer alan fotoğraflardaki kişilik
yansımalan ile izleyici kişilıklen-
nin birbiriyle etkileşimini de göz-
ler önüne seriyor.
1988 yılında yitirdığimiz D Gru-
bu kuruculanndan ZekiFaiktzer' in
torunu olanAyşegül IzerDrahşan'ın
yapıtlanndaeskil nesneler, tozlu ve
patıne yüzeylerle -an-m içinde ne-
reden geldiği ve nereye gideceği
belli olmayan- gizlenen fıgürler dik-
kat çekiyor. Yapıtlara kurgunun hâ-
kim olduğu sergide her şey izleye-
nin hayal gücüne buakılıyor.
Zeki Faik Izer'in Fransız eşi Mic-
beHne'in fotoğraflannuı da bulun-
duğu sergıde sanatçımn fotoğraf.
tipografı, serigrafi ve kolaj teknik-
lerini tuvale ve antik ahşaba aktar-
dığı 20 yapıt yer alıyor. Sanatçı,
çağdaş ikonlar yarattığı yapıtlanm,
•Bizans'ta kullanıJanikon geleneği-
nin 21. yüzyıla göndermesi' olarak
tanımlıyorl985-1987 yıllan ara-
smda Akademie der Bildende Küns-
te, Münih Baskı Eğitimı üzerine bır
araşarma gerçekleştiren Ayşegül
tzer Drahşan, aynı yıllarda Stra-
ubing Yaz Akademisi'nde Prof.
Sturm AtöKesi'nde heykel ve bas-
kı çalışmalan yapö.
Tiyatro Stüdyosu David Mamet'in oyununu sahneliyor
6
Bu dünya Türldye mi?
9
Sergi, 'Bizans'taki ikon gekneğinin 21. yvzyia göndermesi1
.
Kültûr Servisi- Tiyatro Stüdyo-
su, çağdaş Amerikan tiyatrosunun
önde gelen yazan David Mamet'in
Bağla Şu tsi (Speed The Plow) ad-
lı oyununu 7 Nisan'dan itibaren Ka-
dıköy Çağdaş Halk Eğitim Merke-
zi'nde sahnelemeye başlayacak.
Ahmet Levendoğlu'nun yönettıği
oyunda Deviet Tiyatrolan oyuncu-
lanndan Payidar Tüfekçioğlu ve
Mehmet Ali Kaptanlar'ın yanı sı-
ra Şehir Tiyatrolan'ndan Şebnem
Köstem rol alıyor. Pmar Kûr'ün
Türkçeleştirdiği oyun, Kültûr Ba-
kanhğı ve Efes Pilsen'in katkılany-
la izleyicilerle buluşacak.
Amerikan sinema endüstrisi ara-
cıhğıyla, para ve çıkara endeksli, de-
ğerlerini yitirmiş her türlü işin hız-
la bağlandığı bir dünyayı anlatan
o>un, "Bu dünya acaba Türkiye
mi" sorusunu gündeme getıriyor.
Amerikan sinema dünyasının ba-
samaklarmı hızla çıkmaya çalışan
ıki fıhn yapımcısı. Boby Gould ve
Chaıüe Fox oyunun kahramanlan.
Çıkar için yaİan dostlann bile bir-
birini ezip geçtiği, tümüyle paranın
egemen olduğu bu dünyada Gould
ve Fox büyük bir iş bağlamak üze-
reyken, Gould'un bürosuna geçici
sekreter olarak gelen Karen, ilke-
lerinden ödün vermez tavn ve gü-
zeli arayan kişiliğiyle, bir rastlan-
tı sonucu içine düştüğü bu dünya-
yı tersine çevirir. Her şeye rağmen
para ve çıkann yönlendirdiği bu
dünya, kendi kurallannı yaşamaya
devam eder.
Geçen yıllarda Broadway ve
Payidar Tdfekçioğhı, Şebnem Köstem ve Mehmet AH Kaptanlar.
LondraNational Theatre'da izleyi-
cilerle buluşan Bağla Şu Işi adlı
oyunun Broadway temsilinde Joe
Mantegna. Ron Sirver ve Madon-
na'dan oluşan bir oyuncu kadrosu
rol aldı.
Çok yönlü kişUiği ve üretkenh-
ğiyle tanman David Mamet, bir-
çok fihn senaryosu ve oyuna imza
attı. Sanatçınm yazdığı fıhn senar-
yolan arasında Ronin, Başkamn
Adamlan, Glenn Garry, Glenn Ro-
se yer ahyor. Aym zamanda oyun-
culuk ve öğretim üyeliği de yapan
yazar, yapıtlannda zayıflann ezilip
güçlülerin öne çıktığı günümüz
dünyasını tüm acunasızhğıyla ak-
tanyor.
Oyunun yönetmeni Ahmet Le-
vendoğlu, Mamet'in yazar kişiliği-
rü şöyle değerlendiriyor: "Ameri-
kan tiyatrosunun son 30 yıhna öz-
gün damgasuu basan, ülkenin ön-
de gelen oyun yazan David Ma-
met'in sahnelerdeki gecikmişliğini
gidenneyi amaçnyoruz. Değeri tar-
nşümaz bir sahne ustası olan Ma-
met, yazar, sanatçı olarak çok yön-
lühlğü, verimtiliği, dolu dolu sür-
dürdüğüyaşanuyla imrenilecek bir
örnek. Tiyatro oyunculuğu, üyatro
yönetmenliği. tiyatro sanat yönet-
menliği, oyunculuk eğitmenliği gi-
bi uğraşılannın bu dökümde yer
almariığını da söylersek,Mamet'in
ya$amının üretkenlik üzerine ör-
nek bir karne oluşturduğu ortaya
konmuş ohnf
ODAK NOKTASI
AHMET CEMAL
Demokrasi Kiiftürüne
Alışmak
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin olağanüstü top-
lantıya çağnlması ve burtdan daha da önemlisi, yıl-
lardır "demokrasi" adı altında bir lideıier oligarşisini
yaşamaya alıştınlmış olan ülkemizde, liderlere rağ-
men toplanabilmiş olması, son günlerde gündemin
ilk maddesiydi.
Bu toplantı bağlamında, her şey tartşılabilir. ör-
neğin Meclis Başkanı'nın böyle bir çağnyı yaparken
yürürlükteki kurallara tam uyup uymadığı tartışılabi-
fir. Bu toplantı için girişimde bulunaniann niyetleri tar-
tışılabilir. Toplantının gündem maddeleri tartışılabi-
lir. Bunlann hepsi de demokrasinin doğal akışına ke-
sinlikle ters düşmeyen tartışmalar niteliğindedir.
Buna karşılık "Meclis neden toplandı" diye sor-
mak, halkın iradesiyle seçilenlerden oluşan bir Mil-
let Meclisi'nin toplanmasını "sivil darbe" diye nite-
lendirmek, darbelerin acı sonuçlannın hâlâ yaşan-
dtgı bir ülkede, özgür seçimle işbaşına gelmiş bir Mec-
lis'in şu ya da bu nedenle- çalışmaya başlamasını,
Meclis kapatan, anayasalan yürürfükten kaldıran
darbelerie bir tutmak -işte bu asla yapılamaz, yapı-
lırsa eğer, yapanlann, ülkeyi tam demokrasiye gö-
türme vaatlerinde içten olduklan, asla söylenemez!
Bugün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin toplanma-
sını içlerine sindiremeyenlerin, bir zaman/ar darbe li-
derlerinin ayaklanna gitmeyi içlerine sindirmiş olma-
lan gibi birçelişki, demokrasi kültürünün hiçbiröğe-
siyle bağdaştınlamaz!
Eğer bu ülkede on yıllardır masalannın başında du-
zenledikleri aday listelerini Türk halkının önüne "cte-
mokratikseçim" diye koymaya alışmtş parti başkan-
lan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kendilerınden
icazet alınmadan toplanmasına karşı çıkıyorlarsa,
itirazlan doğrudan demokrasinin özüne yönelik de-
mektir.
Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş bütün ana-
yasalanna göre seçim karan alma yetkisi parti baş-
kanlanna değil, fakat Türkiye Büyük Millet Medi-
si'ne aittir.
Yine Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş geçmiş bü-
tün anayasalanna göre alınan bir Meclis karannı de-
ğiştirme yetkisi de parti başkanlanna değil, fakat
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne aittir.
Aksaklık, ülkemizde yıllar boyu süregelen liderlik
uygulamasının dayandığı anlayıştan kaynaklanmak-
tadır. Bu anlayışa göre bir partinin başına getirilen
kişi her şeyden önce -ve en azından kendisine gö-
re- oraya hayat boyu seçilmiş demektir. Yine bu
anlayışa göre bir parti içerisinde o partinin başkanı
her şey demektir. Her ne kadar parti liderferi med-
ya önüne çıktıklannda ve herhangi bir önemli sorun
varsa, "Bunu önce partimizin yetkili kunıllannda gö-
rüşeceğiz" diyerek halkın önünde bir demokrasi
imajı yaratırlarsa da, gerçek böyle değıldır ve sözü
edilen "yetkili kurullar"\r\ işlevi büyük çoğunlukla ne
yazık ki liderin söylediklerini onaylamadan öteye ge-
çemez.
Bu koşullarda o çok sözü edilen -ve yalnızca "sö-
. zû" editen- "partiler içi demokrasi" ilkesi de uygu-
lamada çoğu kez "lider diktatöriüğünün demokra-
si diye tanttılması" ilkesinden başka bir şey olma-
maktadır. Yine çok sözü edilen "çokseslilik" ilkesi-
ne gelince, aslında bu ilkenin anlamı da "liderin se-
sine başka seslerin de katılması" olmaktan öteye
geçmemektedir.
Böyle bir liderlik anlayışının ve uygulamasının ege-
men olduğu bir ortamda "Meclis neden toplandı"
diye sormak, ya da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin
toplanmasını bir darbeyle bir tutmak, karşımıza as-
lında çok doğal sonuçlar olarak çıkmaktadır.
Bu yazı yayımlandığında, olağanüstü toplantının
sonuçlan hemalde belirginlesmiş olacak. Alınacak ka-
rariar hukuka uygun ya da aykın olabilir, aykınlık için
yasal yollar var. Kararlar bazılannın hoşuna gidip ba-
zılannın gitmeyebilir, ama bunun da "demokrasi,
karşıtlıklaria bihikteyaşayabilmektir" diye bir adı var!
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin olağanüstü top-
lantrya çağnlmasını sağlayanlann içtenliklerine pek
inanmıyorum, aynca toplantının gerçekleşmesine
sayısal katkıda bulunan Fazilet Partisi'nin hiçbir il-
kesini ve hectefini benimsemiyorum. Ama bütün bun-
laryüzünden Meclis'in toplanmış olmasını ne garip-
siyorum, ne de tedirginlikle karşılıyorum.
Çünkü demokrasinin ilk koşulunun Türkiye Büyük
Millet Meclisi'ni "içimize sindirmek" olduğuna ina-
nıyonjm.
e-posta: ahmetcemal (gsuperonline.com.
1VH) 2. Bin'de Anadolu-Avpupa
Kühür Servisi - Goethe Enstitüsü tarafından
düzenlenen 'MÖ 2. Bin'de Anadolu-Avrupa lüşkileri'
başlıkh seminer arkeolojınin ünlü isimlerini bir araya
getiriyor. Bugün saat 10.00'da Prof. Dr. Wolfgang
Kullmann, saat 10.45'te ise Prof. Dr. Justus Cobet birer
konuşma yapacak. Saat 11.45-13.00'te Prof. Dr. Haral
Hauptmann'ın yöneceği 'Anadolu ve Avrupa' başhkh
bir oturum da yer alacak. Alman Kültûr Merkezi'nde
gerçekleştinlecek olan semınerde eşzamanlı çeviri de
yapılacak. (0212 249 20 09)
Tapfhçinin Mutfağı'nda
antik niimismatyc
• Kühür Servisi - Türkiye Ekonomik ve Toplumsal
Tarih Vakfi'nın düzenlediği 'Tarihçinin Mutfağı'
başlıkh toplantüann kapsammda bugün tstanbul
Üniversitesi Eskiçağ Tarihi Anabilim Dah Öğretim
Üyesi Doç. Dr.Oğuz Tekin'in söyleşisi yer alıyor.
Toplantı, saat 18. 30'da Eminönü'ndeki Tarih Vakfi
Bilgi Belge Merkezi'nde gerçekleşecek.
Çalışmalannı antik nümismatik üzerinde
yoğunlaştuan Tekin'in yapıtlan arasmda 'Antik
Anadolu Nümismatiği Bibliyografyasr, 'Eskiçağ'da
Istanbul' ve 'Sıvas Definesi' gibi kitaplar bulunan
yazar aynca C.Howgego'nun 'Ancient History From
Colins' adlı kitabını 'Sikkelerin Işığında Eskiçağ
Tarihi' adıyla Türkçeye çevirdi. (513 52 35)
BUGÜN
• CRR'de saat 19.30'da Moskova VTrtüöz Sohstleri
& Valentin Beriinsky nın, Boccherini'nin 'Yayhlar
Için Beşn", Rossini'nin 'SonatNo.l'. Schubert'in
'Yayhlar İçin Beşli, D 956, Do Majör' başhklı
yapıtlannı seslendireceği konser yer alıyor.
(232 98 30)
• BORUSAN KÜLTÛR MERKEZt'nde 18 30-
20.00 saatleri arasında John Cook'un katılacağı
'Geçmişten Gfinümüze Dans ve Müzik' baslıklı
söyleşi yer ahyor. (292 06 55)