Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 MART 1999 PAZAR
HABERLER
italya
Ağca'nın
iadesine
yeşüişık
YASEMÎNTAŞKIN
ROMA-Italya
Cumhurbaşkanı Oscar
Luigi Scalfaro. dün
Verbania'da gazetecilerin
sorulannı yanıtlarken
"Izun yiflardır hapiste
yatan Mehmet Ali Ağca'nın
geldiği yere dönebileceğini,
bunun zor bir ola>
ounayacağına inandığuu"
söyledı.
Scalfaro, Ağca'nın cezasını
Türkıye de çekmesinin
geçmişte de gündeme
geldiğım belirterek ülkesine
dönmesı kaydıyla
affedılebileceğini kaydetti.
Italyan Haber Ajansı
Adnkronos da Papa Jean
Paul'ün öncekı gün
Scalfaro'ya bir mektup
yazarak Ağca'nın hapisten
çıkanlması konusunda
olumlu görüş belirttigini
duyurdu. Ajansın haberine
göre Ağca'nın Türkiye'ye
gönderilmesı şartıyla af
edilmesı konusunda Vatıkan
tarafından bir açıklamanın
da onümüzdekı günlerde
yapılması beklenıyor.
Bu arada Vatikan tarafından
affedilmesıne yeşil ışık
yakılan Ağca'nın
önümüzdekı haftalarda
Türkiye'nın Roma
Büyükelçisi Necati Utkan'a
bir mektup göndereceği
bıldırildı. Ağca'nın avukab,
Türkiye'nin yeni Roma
Büyükelçisi Utkan'la bir
görüşme yaptı. Avukat
Marina Magistrdli
görüşmede Ağca'nın ıadesi
konusunun ele alındığım ve
Büyükelçi Utkan'ın olaya
rasyonel v e sağduyulu
yaklaştığını vurguladı.
Ağca'yı şubat ayı sonunda
hapiste zıyaret eden kardeşi
Adnan Ağca da, ağabeyinin
kendisıne "Çıkmama bir
adım kaktı. Papa'ya
yazdığım mektuptan sonra
oiumlu gelişmeler oldu"
dediğmi belirttL Adnan
Ağca, son gelişmelerden
sonra ağabeyinin moralinin
oldukça yüksek olduğunu
da söyledı.
The Cuardian
'Yunanistan
Euro dışında
kalabüir
9
Haber Merkezi - tngiliz The
Guardian gazetesi.
Yunanistan'ın 2001 yılmın
Ocak ayında tek "Avnıpa
Para Birimi"ne geçışin
hazırlıkları içinde
olduğunu. ancak Abdullah
Ocalan olayında oynadığı
roî nedenıyle bunun
gerçekleşmeyebileceğini
bildirdi. Gazetenin
yorumunda "Yunanistan'ın
yeni Avnıpa oluşumuna
doğru adım attığını
zannedenler, bunu bir kez
daha düşünmeliler. Çünkü
Yunanistan. Avrupa'ya
doğru yeni bir adım daha
atarken. Maastricht
hcdeflerini ihlal ettiği icin.
bu yeni oluşumun dışında
kalan tek ülke olabilir"
denildi. Yunanistan
Başbakanı Kostas Simitis,
Türkiye'nin Yunanistan'a
yönelik suçlamalannın,
"manbksız ve temebiz
sayıklamalar" olduğunu
söyledı. Ta Nea gazetesine
bir demeç veren Simitis,
Ankara'nın Atina ile
teronzm arasında bağlantı
kurma çabasının,
değişmeyen taktiğr
çerçevesinde, iç sorunlannı
ihraç etme arzusundan
kaynakJandığını ileri sûrdü.
Soğukkanlı davranmanuı
Türkiye'ye taviz vermek
anlamma gelmediğini
kaydeden Simitis, Atina'nm
dınamik bir polıtika
izleyerek uluslararası
platformdaki yerini
güçlendirdığinı,
Türkiye'nin öfkesinin ise
AB'ye üye olamamasından
kaynaklandığını ifade ettı.
Ocalan'uı yargılanması
sırasmda da Yunanistan'ın
hedefalınmasını
bekledıklerini kaydeden
Simitis, "Ocalan'ın
yargılanması bir
mizansendir. Ankara bunu
kulianarak Yunanistan'ın
Türkiye'ye yönelik terör
ey lemİerini örgütlediğini -
iddia edecektir. Bunun
büyük bir yalan olduğu
biliniyor Biz yolumuzda
büyük bir serinkanlılıkla
yürüyeceğiz*' dedi.
Avrupalı, büyük parçalanmışlık içinde bulunan Müslümanlan tanımlamakta güçlük çekiyor
Türbanfaya kapdar kapahOZANYAVMAN
İZMİR - Merkezi Almanya'nın Essen
kentinde bulunan "Türkiye Araş&rmalan
Merkea"ne "Avnıpa Birligi" tarafından
yaptınlan, "Muslüman Sesler, tçünizdeki
Yabanalar" konulu araştırmanın sonuçia-
n, Islamın Avrupa'da bir fobi olarak algı-
landığuıı ortaya çıkardı.
"Türidye Araştırmaian Merkezi''nin
Avrupa Birliği'yle ilişkiler uzmanı Sedef
Koray, araştırmanın Avrupa'nın 8 değışık
ülkesinden veriler içerdığint belirterek Av-
rupalılann, "tslamAvTupadaetkinohıyor
mu? Sosyal ve ekonomik yaşama kaoJryor
tnu" gibi sorulara yanıt aradıklannı kaydet-
ti.
Koray, Avrupa'nın göçlerle değişik kül-
türleri tanıdıfını ve beraberinde fenomen-
ler de yaşadığını \-urgulayarak şunlan söy-
ledi: "Özeflüde Almanya'da yoğun olarak
yaşanan göç, farklı uluslardan insanlan bir
araya getirdL Almaııya'da yaşayan 7 mtt-
yon yabancuıın 2 mihon 107 bini Türk va-
tandaşı. İran, Fas. Pakistan. Tunus ve Bos-
naular da ekiendigınde bugün AJmama'da
2.5miryonMuslümanyasıvor. Hıristhanlık
ve Musevüigin ardından fslamiyet getiyor.
Ancak Almanlar Islamiyete temkiıüi yak-
laşıyorlar. 2 bin 300 ayn dernek çansı alün-
da toplanan Müslümanlann parcalanmış-
hğırun: bu denli büyük bir karmaşa yaşa-
yan tophıluğun doğruluk payının ne oiabi-
leceğini soruyorlar."
Koray, bugüne değin Islami demeklerin
arka bahçelerinde bulunan camilenn. günü-
müzde alanlarda görüldügünü de kaydede-
rek "Almanlar arka bahçelerde bulunan
camileri bflmiyorlardL Şu an Almanya'da
32 cami bulunuyor. MüslümanJar kendile-
rinideşifreetmeyebaşladılar. Budurumso-
nucu Almanya'da rahatsızhk oluştu. Tür-
ban olayı da Almanya'da endişe yaratan bir
konumda. lmaj açısından sakıncah görü-
len türbanlı kadınlar iş bulmakta zorlukçe-
Idyoriar** dedı.
"Türldye Araşormalan MerkezTnin ge-
nel dırektörü Prof. Dr. FarukŞen de Avru-
pa sınırlan içinde 371 miryon insanın ya-
şadığını. bu saymın 13 milyonunu Müslü-
manlann olusturdugunu kaydederek "Av-
nıpa Biriiği bu gerçek karsKinda. endüstri
toplumunun gereklerine uygun. Avrupa ts-
lamını oluşturuyor" dedi.
Avrupa'nm Islam ıle 1961 yılında Al-
manya'ya Türk göçmenlerinın gelmesıyle
tanıştığını belirten Şen şöyle devam etti:
"AvTupahlar.özeffikk Almanlar bu durunıa
şüpheyle yaklaşıyorlar ve tanımlama açı-
sından güçlûkler çckiyorlar. Beraber yaşa-
dıklan topluluğun ne olduğunu bilmek isti-
vorlar. AJmanya'da Milli Görüşçüler, Türk
Islam Biriiği, Kaplancılar, Fethullahçılarve
Alevi dernekleri bulunuyor. Hepsi de lsla-
mı temsil ettiğûıi söylüyor. Almanlar da ıs-
rarla bu konuda muhatap aradıklannı be-
lirtiyoriar"' diye konuştu.
Muslüman gruplann çocuklannın eği-
timlerinin de Almanya'da sorun olduğuna
dikkat çeken Şen, "OzeUikle Fazilet Parti-
si'nin güdümündeki Müli Görüş Teşkilatı,
egitimi teketine almak istiyor. VfüsJüman-
lann, Hıristivan veMusevilerle aynıimtiyaz-
lara sahip olmasını talep ediyorlar. Oysa İs-
lamiyet çoksesli yapısıyla kendisini tanım-
layamadığı icin Almanya'da resmi din ola-
rak kabui edilmiyor" dedı.
Şen. Alman anayasasında başka bir ül-
kenın bütünlügüne karşı olan hareketlere
kanşılması yönünde madde olmamasına
rağmen, geçen yıl Almanya'da 26 bin üye-
si bulunan Millı Görüş Teşkılatı'nı. Türki-
ye Cumhuriyeti'ni hedef alan tutumu
yüzünden uyardığmı da sözlerıne ekledi.
Kemalettin Cöktastan'tan suclama
'Eyüp Aşık'ın
aklanması
anlaşmalı'
AHMETŞEFİK
TRABZON - Fazilet
Partisi Trabzon Milletve-
kih Kemalettin Göktaş,
eski bakan Eyüp Aşık'ın
Alaattin Çakia ile yaptı-
ğı telefon görüşmesi do-
layısıyla Istanbul DGM'-
de yargılandığı davadan
aklanmasının "anlaşma-
h* olarak gerçekleştiğinı
ima etti. Göktaş, dava sü-
rerken dönemin başbaka-
nı MesutYılmaz. Aşık ve
bir DGM hâkiminın özel
bir toplantı yaptıklannı
iddia etti. lddialan redde-
den Aşık. "Bu adam çü-
dırmış. AJklı baştnda de-
ğü" diye tepki gösterdi.
FP'li Göktaş, partisi-
nın Trabzon'daki seçim
kampanyasının acıiışı
dolayısıylal9Mayıs S-
por Salonu'nda yaptığı
konuşmada, Eyüp Aşık'ı
"y«lancı pehlhan" ol-
makla suçladı. Göktaş şu
iddialarda bulundu:
"Mafyaya bulaşrruş. Abi -
kardeş gibi görüşüyorlar.
İstanbul DGIM'den bera-
at karan alarak geldi. İs-
tanbul DGM'de bir savcı
var. Karan temyiz etti.
Şimdi temyiz Ankara'da.
O DG.M'de bulunan bir
hâkim Ri/ede Mesut Yü-
maz'la Dedeman Ote-
H'nde, Çay-Kurda ko-
nuştular. Acabane konuş-
tular. İ'stelik yargı süreci
başlamannştL"
Göktaş, Mesut Yıl-
maz'ın başbakanlığının
son dönemlennde, ekim
ayında Rize'ye yaptığı
gezi sırasında Dedeman
Oteli ve Çay-Kur'da
Eyüp Aşık'la beraber bir
DGM yargıcı ile görüş-
melerde bulunduğunu,
bu görüşmenin de
DGM'nin beraat karann-
da etkili olduğunu üstü
kapah biçimde iddia etti.
Sözü edilen hâkimin, Ri-
zeli olan DGM yargıcı
Engin Baltacı olduğu sa-
nılıyor.
lddialar konusunda
Cumhuriyet'in sorulan-
nı yanıtlayan Eyüp Aşık,
Savcı Engin Baltacı'yı
es>kıden beri tanıdığını,
ancak bu savcının davay-
la hiçbir ilgisinin bulun-
madığını söyledı.
DGM'den hiçbir hâkimi
tanımadıgını, iddia edi-
len görüşmenin gerçek-
leşmediğini söyleyen
Aşık, Göktaş'a ağır it-
hamlarda bulunarak şöy-
le dedı:
" Bu adam çıldırmış ol-
malı. Geri zekâlı. aptaL
Bir insan bir insana kur-
şun atsa bu kadar olmaz.
Olur mu böyle bir şey.
Ben kimseyi tanımam.
Kimseve böyle bir şe> tek-
lif edilebilir mi? Hele
DGM hâkimlerine, savcı-
larma. Bu adamın kalbi
kararmış. Sahtekâr
adam. Bütün bunlan çok
bilinçti söylüyorum. Eğer
sıkıyorsa hakaret davası
açsın da mahkemede gö-
rüşeüm. Sadece beni değü
DGM hâkimlerini. sav cı-
laruu da suçluyor. Bunun
hesabını mahkemelerde
vıermelidir."
Inönüy matematik sergisiniaçtı
BiKm adamı Erdal tnönü, İTİ Taşkışla Mimarlık
Fakültesi'nin arka bahçesinde bulunan Deneme
Bilim Merkezi"nde düzenlenen ''Matematik
Ovunlar" sergisbıin açılışını yaptı. Avnıpa'nın en
büyük bilim merkezi La Cite'nin ödül de kazanmış
olan bu sergisi "Matematigin Kesfi Haftası"
kapsamında Sabancı İ'nh'erstesi tarafından özellikle
gençlerin matemariğe karşı duyduklan önyargıyı ilgi
ve sevgiye dönüştürmek amacıyla İstanbul'a getirildi.
Erdal Inönü. serginin açıhşında yaptığı konuşmada
•'' okuduğu ünlü bir matematikçinin "Matematik
bütfin bilimlerin hem kraliçesi. hem hizmetçisi, hem
kızıdır
7
" sözlerine hak verdiğini ve yeni ögrendiğini
anlatarak "İnsan her gün yeni bir şey öğreniyor.
Yeter Id yaşamaya devam etsin" dedi. İnönü,
cumlıuriyeti kuran asker ve siyasetçilerin matematik
bildiğini, Mustafa Kemal Atatiirk'ün saglam bir
matematik bilgisiy k olaylann neden ve sonuçlannı
çözen bir hesap adamı olduğunu söyledi. Babası
ısmet İnönü'nün de matematik bUdiğini ve bir
trigonometri problemini çözmeye yardun ettiğini
anlatti. tnönü kendisinin de siyasi yaşamı sırasında
matematikten yararlandığını belirterek şunlan
söyledi: "Siyasette sürekli mücadele vardır. Herkes
kendi tarafinı ön piana çıkarmak için her tiirlü
mantıgın dışına çıkar. Ben böyle insanian dinierken
rahatsız oluyordum. Hemen bir probtem anımsayıp
kendi kendime hesap yapıyordum, onu
çözüyordum." Sergiyi Sabancı İ'niversitesi Rektörii
Tosun Terzioğlu ile birtikte gezen İnönü, düğiim
çözme denemesinde başansız oldu.
(Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
Polat, Mülkiyeliler Vakfı'nın düzenlediği 'Cumartesi Buluşmalan'nda konferans verdi
'Şeffaf yönetimi STK'ler sag}ayacak'
İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul büyük-
şehır beledıye başkan adayı Adnan Polat, sivil top-
lum kuruluşlannın mutlaka yönetımde yeralacak-
lannı belirterek ancak bu şekılde yönetımde ger-
çek bir şeffaflığın ve halkın denetiminin sağlana-
cağını söyledi.
İstanbul Mülkiyeliler Vakfı'nın düzenlediği
"Cumartesi Buhısnıalarrnda "BilgiÇagında Kent
Yönetimi" konulu bir konferans veren Adnan Po-
lat günümüzde sermayenin sınır ta-
nımadıgını ve bunun sonucu olarak
da bazı şehirlerin ülkelerin önüne
geçtığini savundu. Polat, tstan-
bul'un, Balkanlar'ı, Karadeniz'i,
Kafkaslar'ı ve Ortadoğu'yu etkisi
altma alabilmesi için fmans, kültür,
sanat, spor merkezi olması gerekti-
ğini söyledı. lstanbul'un çevresini
etkisi altına alabilmesi için aynca
ulaşım, altyapı, yeşil alan. tarihi
kimlik konulannda belli bir stan-
dardı yakalaması gerektiğini vurgu-
layan Polat "Sabah Uğur Mumcu
Mahallesi'ne gittirn. Mahalleye,
adından ötürü dört buçuk yıkiır su
verilmiyor''dedi.
fstanbul'un sorunlannın, tstan-
bullulann sahip çıkmasıyla çözülebıleceğıni ve
bunun için de halkın örgütlenmesı gerektiğini sa-
vunan Polat, srvıl toplum kuruluşlannı destekle-
yeceklerini söyledı. Projelerin ortaya konulmasın-
da ve denetiminde sivıl toplum kuruluşlannın gö-
rev alacağını, bu uygulama ıle saydamlığın da sağ-
lanacağını vurgulayan Polat "Sivil toplum kunı-
luşlan mutlaka yönetim içinde olmair dedı.
Kent evinin, kent konağının mahalle belediye-
Adnan Polat, İstanbuTun sorunlannın İstanbullulann sahip çıkmasıyla çö-
zûmlenebileceğini söyledL (Fotoğraf: MEHMET DEMlRKAYA)
len olacağmı. sosval ilişkilenn merkezileştırilme-
sini sağlayacağını anlatan Polat, çeşıtlı kurslann
düzenlenmesı. okul sonrası eğitim. özürlüler için
egitim, kimsesızler için yurtlann oluşturulması gi-
bi çalışmalann buralardaörgütleneceğını söyledi.
Son 5 yıl içinde ulaşımla ılgılı sorunlann bırkaç
kat daha arttığını, Bedrettin Dalan ve Nurettüı Sö-
zen dönemlennde birkaç otopark yapıldığını sa-
vunan Polat, özel sektörü otopark ışı ıçine soka-
caklannı belirtti. Tarihi bölgelerde-
ki trafik sıkışıklığını ortadan kal-
dırmak için bu bölgelerin büyük
bölümlerini trafiğe kapatarak yaya-
laştıracaklannı anlatan Polat toplu
taşıma sistemlerineağırlıkverecek-
lerini söyledi. Gayrimenkul yatınm
ortaklığı projesiyle konut sorununu
aşmayı ve planlı kentleşmeyi sağla-
mayı düşündüklerini vurgulayan
Polat, Istanbul'da bazı sorunlan aş-
mak için politik gelecek beklentisi
içinde olmamak gerektiğini anlattı.
Trafik sorununun çözümü ile ilgili
bir soru üzerine Adnan Polat asıl
projeyi uygulamaya koyana kadar
tek-çıft plaka uygulamasına gidile-
bıleceğini söyledi.
NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR
Halkın toplu olarak bulundu-
ğu yerlerde bomba patlatmanın,
sokakta yürüyen kadını, okula
giden çocuğu. yurttaşı, ekmek
parası için oradan oraya koştu-
ran taksi şoförünü havaya uçur-
manın solculukla bir ilişkisi oldu-
ğu ıddıa edilebilir mi? Eğer bu
eylemlerı yapanlar, bunu her-
hangi bir sosyalist teoriye da-
yandınyortarsa, hem kendilerinı
kandınyorlar, hem de eşitlik ve
özgürlük ütopyasının üzerine
kara bir leke sürmüş oluyortar.
Uruguay'ın efsanevi gerilla
hareketi Tupamaro'ların liderle-
rinden Mauricio Rosencof la
yaptığımız bir söyleşı sırasında,
halkın toplu olarak bulunduğu
yerlere kesinlikle bomba atma-
dıklannı, bu nedenle şehir için-
de hiçbir şekilde bomba taşı-
madıklannı söylemişti. Halkı öz-
gürleştirmek adına ortaya çıkan
insanlann, halkın canını alan ey-
lemlere başvurmasını anlamak
mümkün değil.
Denebilir ki, Türkiye'de de-
mokrasi yok, özgürce kendimi-
Kör Şiddetin Solla ilişkisi
zi ifade edemiyoruz, bu ülkenin
yöneten sınıfları her türlü talebi
şiddetle bastınyorlar, bu neden-
le çaremiz kalmıyor. Bu düşün-
celer, dünyanın birçok yerinde
soldan gelen şiddet eytemlerinin
gerekçesi olarak kullanıldı. An-
cak, bu gerekçeden yola çıkan
bir çok sol örgüt, çıkış gerekçe-
lerini de unutarak, örgüt içi şid-
detten sol içi şıddete, yurttaşa
karşı şiddete kadar uzanan bir
dizi eyleme başvurdu.
Türkiye'de özgürlükler için
yürutülen mücadelenin birçok
kez şiddetle bastınldığı bir ger-
çek. Insanların zaman zaman
çaresizliklerini öfkeye ve isyana
dönüştürdükleri de bir gerçek.
Baskıcı yönetimlere direnenle-
rin öfke ve isyan duygulannı da
anlamak mümkün. Özellikle 12
Eylül döneminde ve son yıllar-
da Güneydoğu'da açıklaması
güç, dayanması zor zulümler
yaşandı. 12 Eylül cezaevlerin-
deki zulüm, birçok gencin int-
kam duygulanyla bilenmesine
yol açtı.
Ancak hiçbir gerekçe, oraya
buraya bomba koymayı haklı ve
mazur gösteremez. Hiçbir ge-
rekçe, sıradan insanian bir ide-
oloji adına yaşamından etme-
nin gerekçesi olamaz. Bireysel
şiddet yoluna girildiginde, dü-
zenin kendisini savunmak için
daha fazla şiddete başvurma-
sının da gerekçesi hazırlanmış
olur. Öldürme üzerinden özgür-
fük siyaseti yapmanın, günü-
müz dünyasında artık iyice an-
lamsız hale geldiğini kabul et-
mek gerekiyor. Halkı korkutarak
ve tedirgin ederek, hangi eşitlik
ve özgürlük idealine yelken açı-
labilir?
Kalabalık yerlere bomba atıl-
dığı zaman, hep şiiphe duya-
nm. Acaba bunu, devlet içinde-
ki bazı güçler mi, yoksa kendi-
sini solcu sayan güçler mi yap-
tı diye. Çünkü, geçmişte bunun
örnekleriniçokyaşadık. 12 Mart
1971 askeri darbesi hazırlanır-
ken Marmara gemisine sabotaj
yapılmış, Atatürk Kültür Merke-
zi yakılmıştı. Bu eylemleri solcu-
lann yaptığı açıklanmış ve bazı
solcular tutuklanmıştı. Sonra-
dan anlaşıldı ki, bu sabotajlar
devlet içinde darbe yapmak is-
teyen bazı karanlık güçlerin işiy-
di. Sirkeci Gan'nda ve Yeşilköy
Havaalanı'nda 197O'-lerdebom -
balar patlatılmış ve insanlar ya-
şamlarını yitirmişlerdi. Bu ey-
lemlerin devlet içindeki bazı
güçler tarafından panik yarat-
mak amacıyla yapıldığı ortaya
çıktı. Hiçbirinin faili de bugüne
kadar bulunamadı.
Bazı solcu gruplann, halkı he-
def alan kör şiddetınin, demok-
rasi düşmanı, sol düşmanı, öz-
gürlük düşmanı güçlerin işine
yaradığını biliyoruz. Bu neden-
le acaba bunu kim yaptı diye
şüpheye düşüyoruz. Devlet
içindeki karanlık güçlerin yapa-
cağı türden eylemleri yapanlar
acaba, hiç işin bu yönünü düşü-
nüyortar mı?
Solculuğun temel hedefi; hal-
kın ekonomik, siyasi, toplumsal
hak ve özgüriüklenni savunmak.
Insanca yaşanacak bir dünya
yaratmak için mücadele etmek.
Bu amaçlan için birçok sosyalis-
tin nice acılara katlandığını bili-
yoruz. Özgürlüğün, kolay kaza-
nılmadığı gerçek. Ancak, hiçbir
özgürlük kavgası, halkı hedef
alarak, onu korkutarak, onun ca-
nına kastedecek çılgın eylemle-
re gınşerek kazanılamaz.
Bütün bu sözlerimin, bazılan
üzerinde fazla bir etkisi olma-
yacağını ve bu yazdıklanmı du-
dak bükerek karşılayacaklannı
da biliyorum. Çünkü, bu ülkede
ne yazık ki siyaset şiddet üze-
rinden yapılıyor. Herkes, herke-
se ne kadar askeri var diye ba-
kıyor. Bu bakış açısını aşabildi-
ğimiz zaman, sanınm yeni bir
yere geleceğiz.
21 Mart a kadar acık
îzmir Kitap •*
Fuan'na 'i
ziyaretçi akınıtZMtR (Cumhuriyet
Ege Bürosu) - Tüm Fuar-
cılıkYapımAŞ(TÜY,'y)
)
4. îzmir Kitap Fuan açıi-
dı. Vali Kemal Nehrozoğ-
hı düzenlenen törende.
kitap fuarlannın büyük il-
gi gördüğünü, okuma
alışkanlığının her geçen
gün arttığını söyledi. Ki-
tap fuarlanna ziyaretçi
akmı olduğunu belirten
Nehrozoğlu. "Izmir'de
böyle fuarlara her zaman
kapınuz açık" dedi.
4. Îzmir Kitap Fu-
an'nda. gazetemizin 75.
yayın yılı kutlamalan
kapsamında düzenlenen
"Şeriatçı Örgütlenme ve
Faili Meçhul Cinavetler
Süreci-Nur Kamplan,
Komando Kamplan'' ko-
nulu panele katılan gaze-
temizin Genel Yayın Ko-
ordinatörü HikmetÇetin-
kaya, yıllar önce yazılan-
lann ancak Susurluk ola-
yından sonra gündeme
gelebildiğini söyledi.
Türkiye'nin zorbirsüreç-
ten geçtığini belirten Çe-
tinkaya. "Umutlanmızı
hiç azattmadan çogalaca-
ğK" dedi. Gazetemizin
Yazıişleri Sorumlu Mü-
dürü Fikret fltdz de Tür-
kiye'de 13 bin 665 faili
meçhul cinayet dosyası
bulunduğuna dikkat çek-
ti. Çetinkaya, konuşma-
smda ülkücü örgütlenme-
nin 12 Mart süreciyle be-
raber ivme kazandığını.
Türkiye'nin ülkücü
kamplar ile faili meçhul
cinayetlerle tanıştığını
söyledi. Çetinkaya, ilk ül-
kücü komando kampırun
Gümüldür'de kuruldugu-
nu anımsatarak şu görüş-
lereyer verdi:
"Yaşlan 16-20 arasın-
da degiscn gençler Inıra-
larda silahlı egitim aldılar.
O zamanlar adları bilin-
miyordu. Aradan geçen
zaman onlan Türkiye'ye,
Abdullah Çatlı, Haluk
Kırcı. Oral Çelik. Meh-
met Ali Ağca olarak ta-
nıttL Ay™vBhk'ta Sancak
adıyla bilinen tesislerin de
ülkücü komando kampı
okhığuortayaçıktLŞu an-
ki Başbakan Bülent Ece-
v it'in Kla/jg. Malarya, Is-
parta mitinglerine Ayva-
îık Sancak komando
kampından otobüslerle
militanlann suikast ama-
cıyla geldiği de zamanla
ortaya çıkü. Biz bu bilgi-
leri o yıflarda Cumhuri-
yet gazetesinde yazdık.
Ancak hiçbir cumhuriyet
savcısı, "bunlan yazıyor-
sunuz bunlar nedir" diye
sormadı. O yıllarda dile
getirdiklerimiz. 1996 yı-
lında Susurluk'ta mevda-
na gelen kazanın ardın-
dan gazeteierin manşetks
rinde yer aldı. Ben bu ko-
nuda kamuoyunu yakla-
şık 25 yildır inandıraraa-
dım. Ancak 28 Şubat sü-
recinden sonra inananla-
nn sayısı artü. Bu kamp-
larda eğitim görenkr bu-
gün40yaşcivannda.Ara-
lanndan vaJL, politikacı
hatta bakan olanlar çık-
tLr
Çetinkaya, 1999'un
Türkiye fotoğrafını de-
ğerlendirirken 196O'lı ve
70'li yıllardaki ilişkiler
yumağınının gözden ka-
çınlmaması gerektiğine
dikkat çekerek sözlerini
şöyle sürdürdü:
"Türkiye'de faili meç-
hul cinayetler yumagını
Uğur Mumcu bundan 20
yıl önce dile getirdL Tür-
Idye Cumhuriyeti'nde ba-
kanuk yapan Mehmet
Ağar. Mumcu cinajetinin
aydınlatılmasıylailgiliola-
rak "tuğlayı çekersek al-
tında hepimiz kalınz' de-
mişti. Ben Lğur'u kimle-
rin öldürdüğünü biliyo-
rum. Sayın Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel
ounak üzere devlet yetki-
lileri L'ğur'u kiminöldür-
düğünü bilmiyorlar mı?
Türkiye zor bir süreçten
geçiyor. Ama her karanh-
ğın ardından aydınlık ge-
lir. L'murJanmızı hiçazalt-
madan çoğalacağız."
Faili meçhuller
Ilkiz de konuşmasında
dünya ülkeleri arasındaki
faili meçhul cineyetler
hakkında bilgi verdi. Il-
kiz, Türkiye'nin ağır in-
san haklan ihlallen yaşa-
dığını belirterek şunlan
söyledi:
* 1996 yılıverilerine gö-
re Türkiye'de 13 bin 665
faili meçhul cinayet dos-
vası bulunuyor ve bu dos-
yalar yargıda 3294 gün-
dür bekliyor. Türkiye Bp-
yük Millet Meclisi bünye-
sinde Faili Meçhul Cina-
yetler Komisyonu kurul-
du. Ancak bu komisyo-
nun hiçbir etkisi olmadı.
Hazırianan raporiar
Mecüs gündemine dahi
gelmedi. Oysa komisy-o-
nun hazııiadığı raporda
çok önemli bilgiler yer ah-
yordu. Biz Cumhuriyet
gazetesi olarak bu rapor-
da yer alan seriatçı terör
örgütlerini kamuoyıına
duyurduk. Gazetemiz
hakkında, yasadışı silahlı
bir örgütü kamuoyuna
duyurmaktan ötürü ka-
patnıa karan verildi. Sa-
vunnıanıı/da bunun bir
gerçek olduğu ve halkı bil-
gilendirmek için bu yayı-
nı yaptığımızı söyledik vc
gazetemiz kapadlmadı."
DYP cençlik Kurultayı
Çiller: AîrfM Ocalan
için dayatma peşinde
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DYP Genel
Başkanı TansuÇiller, Av-
rupa İnsan Haklan Mah-
kemesi'nin (AİHM) Ab-
dullah Ocalan'ın yargı sü-
recıne ilışkin tavnnı eleşti-
rirken yasalann kişiye özel
değiştirilemeyeceğini ö-
calan'ın bugünkü düzen-
lemeye göre ceza alacağı-
nı söyledi.
DYP'nın-gençlikileit-
tifak kurultayı' dün Selim
Sırn Tarcan Spor Saio-
nu'nda yapıldı. Çiller, "Ye-
ni binyüın başbakanı"
anonsu ve alkışlar eşliğin-
de salona girdi. tstiklal
Marşı'nın okunması sıra-
sında katılımcılann partı
işaretini yapmalan dikkat
çekti. Ulusun artık hakkın
kendisıne verilmesini iste-
diğini anlatan Çiller şöyle
konuştu:
"Hak benim olacak, hak
gençliğin olacak diyoruz.
Bu davanın ö'zü ikinci de-
mokrasidir. Bizeaçılan ka-
pıdan Atatürk ün açtığı.
sonra Menderes'in açtığı o
kapıdan kırat' şimdi girip
ikincidemokrasiyi ilan edi-
yoruz. Artık gençük y anm
değil tam demokrasi, öz-
gürlük, sözü dinlensin isti-
yor. Onun için çare topye-
kûn bir harekâttır. Bütün
kanunlann üzerinden geç-
mek ve bütün hakkı mille-
te vermek. Devletin milleti
değil, miUetin devieti yap-
mak."
Çiller, gençlere seslenir-
ken seçtiklerinin iktidarol-
maması ve Meclis aritme-
tığinin başka bir iradeye
teslim edilmesi durumun-
da hızmetin kartele, teke-
le, kumarhanelere gidece-
ğıni söyledi.
Vaat yağmunı
"Sizin Türkiyenizde
vergi mev^uatı değişmiş.
oranlan inmişolacak. Hak
lobilerin değil, KOBİ'lerin
olacak. Genç müteşebbis-
lerin önü açılmış olacak.
Hepinirin sağhk sigortası
olacak" dıyen Çiller. genç-
lenn güçlü bir Türkiye ıs-
tedığini vurguladı.
AtHM'nin bugün bir "da-
yatma'" içinde olduğunu
savlayan Çiller şunlan
söyledi:
"Bizinı Dışişkrimize
"Apo'yu neden gözlerıni
bağlayıp da getırdiniz. nı-
ye insan haklannı ihlal edı-
yorsunuz' diyor. Bizim DH
şişlerimizcevabında'Ken-
ya yetkılılen Apo'yu göz-
lennı bağlayıp bıze teslim
ettıler' diyor. Açıkça itiraf
ediyorlar. Bizedüşen sanki
bir özel uçağı göndermek
olmuşçasına. Bugün kişiye
özel kanun değiştirilmez. O
cani, bugünkü kanunlaıia
yargılamr. Bugünkü ka-
nunlarla cezasını alır."