20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 MART 1999 PAZAR HABERLER italya Ağca'nın iadesine yeşüişık YASEMÎNTAŞKIN ROMA-Italya Cumhurbaşkanı Oscar Luigi Scalfaro. dün Verbania'da gazetecilerin sorulannı yanıtlarken "Izun yiflardır hapiste yatan Mehmet Ali Ağca'nın geldiği yere dönebileceğini, bunun zor bir ola> ounayacağına inandığuu" söyledı. Scalfaro, Ağca'nın cezasını Türkıye de çekmesinin geçmişte de gündeme geldiğım belirterek ülkesine dönmesı kaydıyla affedılebileceğini kaydetti. Italyan Haber Ajansı Adnkronos da Papa Jean Paul'ün öncekı gün Scalfaro'ya bir mektup yazarak Ağca'nın hapisten çıkanlması konusunda olumlu görüş belirttigini duyurdu. Ajansın haberine göre Ağca'nın Türkiye'ye gönderilmesı şartıyla af edilmesı konusunda Vatıkan tarafından bir açıklamanın da onümüzdekı günlerde yapılması beklenıyor. Bu arada Vatikan tarafından affedilmesıne yeşil ışık yakılan Ağca'nın önümüzdekı haftalarda Türkiye'nın Roma Büyükelçisi Necati Utkan'a bir mektup göndereceği bıldırildı. Ağca'nın avukab, Türkiye'nin yeni Roma Büyükelçisi Utkan'la bir görüşme yaptı. Avukat Marina Magistrdli görüşmede Ağca'nın ıadesi konusunun ele alındığım ve Büyükelçi Utkan'ın olaya rasyonel v e sağduyulu yaklaştığını vurguladı. Ağca'yı şubat ayı sonunda hapiste zıyaret eden kardeşi Adnan Ağca da, ağabeyinin kendisıne "Çıkmama bir adım kaktı. Papa'ya yazdığım mektuptan sonra oiumlu gelişmeler oldu" dediğmi belirttL Adnan Ağca, son gelişmelerden sonra ağabeyinin moralinin oldukça yüksek olduğunu da söyledı. The Cuardian 'Yunanistan Euro dışında kalabüir 9 Haber Merkezi - tngiliz The Guardian gazetesi. Yunanistan'ın 2001 yılmın Ocak ayında tek "Avnıpa Para Birimi"ne geçışin hazırlıkları içinde olduğunu. ancak Abdullah Ocalan olayında oynadığı roî nedenıyle bunun gerçekleşmeyebileceğini bildirdi. Gazetenin yorumunda "Yunanistan'ın yeni Avnıpa oluşumuna doğru adım attığını zannedenler, bunu bir kez daha düşünmeliler. Çünkü Yunanistan. Avrupa'ya doğru yeni bir adım daha atarken. Maastricht hcdeflerini ihlal ettiği icin. bu yeni oluşumun dışında kalan tek ülke olabilir" denildi. Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, Türkiye'nin Yunanistan'a yönelik suçlamalannın, "manbksız ve temebiz sayıklamalar" olduğunu söyledı. Ta Nea gazetesine bir demeç veren Simitis, Ankara'nın Atina ile teronzm arasında bağlantı kurma çabasının, değişmeyen taktiğr çerçevesinde, iç sorunlannı ihraç etme arzusundan kaynakJandığını ileri sûrdü. Soğukkanlı davranmanuı Türkiye'ye taviz vermek anlamma gelmediğini kaydeden Simitis, Atina'nm dınamik bir polıtika izleyerek uluslararası platformdaki yerini güçlendirdığinı, Türkiye'nin öfkesinin ise AB'ye üye olamamasından kaynaklandığını ifade ettı. Ocalan'uı yargılanması sırasmda da Yunanistan'ın hedefalınmasını bekledıklerini kaydeden Simitis, "Ocalan'ın yargılanması bir mizansendir. Ankara bunu kulianarak Yunanistan'ın Türkiye'ye yönelik terör ey lemİerini örgütlediğini - iddia edecektir. Bunun büyük bir yalan olduğu biliniyor Biz yolumuzda büyük bir serinkanlılıkla yürüyeceğiz*' dedi. Avrupalı, büyük parçalanmışlık içinde bulunan Müslümanlan tanımlamakta güçlük çekiyor Türbanfaya kapdar kapahOZANYAVMAN İZMİR - Merkezi Almanya'nın Essen kentinde bulunan "Türkiye Araş&rmalan Merkea"ne "Avnıpa Birligi" tarafından yaptınlan, "Muslüman Sesler, tçünizdeki Yabanalar" konulu araştırmanın sonuçia- n, Islamın Avrupa'da bir fobi olarak algı- landığuıı ortaya çıkardı. "Türidye Araştırmaian Merkezi''nin Avrupa Birliği'yle ilişkiler uzmanı Sedef Koray, araştırmanın Avrupa'nın 8 değışık ülkesinden veriler içerdığint belirterek Av- rupalılann, "tslamAvTupadaetkinohıyor mu? Sosyal ve ekonomik yaşama kaoJryor tnu" gibi sorulara yanıt aradıklannı kaydet- ti. Koray, Avrupa'nın göçlerle değişik kül- türleri tanıdıfını ve beraberinde fenomen- ler de yaşadığını \-urgulayarak şunlan söy- ledi: "Özeflüde Almanya'da yoğun olarak yaşanan göç, farklı uluslardan insanlan bir araya getirdL Almaııya'da yaşayan 7 mtt- yon yabancuıın 2 mihon 107 bini Türk va- tandaşı. İran, Fas. Pakistan. Tunus ve Bos- naular da ekiendigınde bugün AJmama'da 2.5miryonMuslümanyasıvor. Hıristhanlık ve Musevüigin ardından fslamiyet getiyor. Ancak Almanlar Islamiyete temkiıüi yak- laşıyorlar. 2 bin 300 ayn dernek çansı alün- da toplanan Müslümanlann parcalanmış- hğırun: bu denli büyük bir karmaşa yaşa- yan tophıluğun doğruluk payının ne oiabi- leceğini soruyorlar." Koray, bugüne değin Islami demeklerin arka bahçelerinde bulunan camilenn. günü- müzde alanlarda görüldügünü de kaydede- rek "Almanlar arka bahçelerde bulunan camileri bflmiyorlardL Şu an Almanya'da 32 cami bulunuyor. MüslümanJar kendile- rinideşifreetmeyebaşladılar. Budurumso- nucu Almanya'da rahatsızhk oluştu. Tür- ban olayı da Almanya'da endişe yaratan bir konumda. lmaj açısından sakıncah görü- len türbanlı kadınlar iş bulmakta zorlukçe- Idyoriar** dedı. "Türldye Araşormalan MerkezTnin ge- nel dırektörü Prof. Dr. FarukŞen de Avru- pa sınırlan içinde 371 miryon insanın ya- şadığını. bu saymın 13 milyonunu Müslü- manlann olusturdugunu kaydederek "Av- nıpa Biriiği bu gerçek karsKinda. endüstri toplumunun gereklerine uygun. Avrupa ts- lamını oluşturuyor" dedi. Avrupa'nm Islam ıle 1961 yılında Al- manya'ya Türk göçmenlerinın gelmesıyle tanıştığını belirten Şen şöyle devam etti: "AvTupahlar.özeffikk Almanlar bu durunıa şüpheyle yaklaşıyorlar ve tanımlama açı- sından güçlûkler çckiyorlar. Beraber yaşa- dıklan topluluğun ne olduğunu bilmek isti- vorlar. AJmanya'da Milli Görüşçüler, Türk Islam Biriiği, Kaplancılar, Fethullahçılarve Alevi dernekleri bulunuyor. Hepsi de lsla- mı temsil ettiğûıi söylüyor. Almanlar da ıs- rarla bu konuda muhatap aradıklannı be- lirtiyoriar"' diye konuştu. Muslüman gruplann çocuklannın eği- timlerinin de Almanya'da sorun olduğuna dikkat çeken Şen, "OzeUikle Fazilet Parti- si'nin güdümündeki Müli Görüş Teşkilatı, egitimi teketine almak istiyor. VfüsJüman- lann, Hıristivan veMusevilerle aynıimtiyaz- lara sahip olmasını talep ediyorlar. Oysa İs- lamiyet çoksesli yapısıyla kendisini tanım- layamadığı icin Almanya'da resmi din ola- rak kabui edilmiyor" dedı. Şen. Alman anayasasında başka bir ül- kenın bütünlügüne karşı olan hareketlere kanşılması yönünde madde olmamasına rağmen, geçen yıl Almanya'da 26 bin üye- si bulunan Millı Görüş Teşkılatı'nı. Türki- ye Cumhuriyeti'ni hedef alan tutumu yüzünden uyardığmı da sözlerıne ekledi. Kemalettin Cöktastan'tan suclama 'Eyüp Aşık'ın aklanması anlaşmalı' AHMETŞEFİK TRABZON - Fazilet Partisi Trabzon Milletve- kih Kemalettin Göktaş, eski bakan Eyüp Aşık'ın Alaattin Çakia ile yaptı- ğı telefon görüşmesi do- layısıyla Istanbul DGM'- de yargılandığı davadan aklanmasının "anlaşma- h* olarak gerçekleştiğinı ima etti. Göktaş, dava sü- rerken dönemin başbaka- nı MesutYılmaz. Aşık ve bir DGM hâkiminın özel bir toplantı yaptıklannı iddia etti. lddialan redde- den Aşık. "Bu adam çü- dırmış. AJklı baştnda de- ğü" diye tepki gösterdi. FP'li Göktaş, partisi- nın Trabzon'daki seçim kampanyasının acıiışı dolayısıylal9Mayıs S- por Salonu'nda yaptığı konuşmada, Eyüp Aşık'ı "y«lancı pehlhan" ol- makla suçladı. Göktaş şu iddialarda bulundu: "Mafyaya bulaşrruş. Abi - kardeş gibi görüşüyorlar. İstanbul DGIM'den bera- at karan alarak geldi. İs- tanbul DGM'de bir savcı var. Karan temyiz etti. Şimdi temyiz Ankara'da. O DG.M'de bulunan bir hâkim Ri/ede Mesut Yü- maz'la Dedeman Ote- H'nde, Çay-Kurda ko- nuştular. Acabane konuş- tular. İ'stelik yargı süreci başlamannştL" Göktaş, Mesut Yıl- maz'ın başbakanlığının son dönemlennde, ekim ayında Rize'ye yaptığı gezi sırasında Dedeman Oteli ve Çay-Kur'da Eyüp Aşık'la beraber bir DGM yargıcı ile görüş- melerde bulunduğunu, bu görüşmenin de DGM'nin beraat karann- da etkili olduğunu üstü kapah biçimde iddia etti. Sözü edilen hâkimin, Ri- zeli olan DGM yargıcı Engin Baltacı olduğu sa- nılıyor. lddialar konusunda Cumhuriyet'in sorulan- nı yanıtlayan Eyüp Aşık, Savcı Engin Baltacı'yı es>kıden beri tanıdığını, ancak bu savcının davay- la hiçbir ilgisinin bulun- madığını söyledı. DGM'den hiçbir hâkimi tanımadıgını, iddia edi- len görüşmenin gerçek- leşmediğini söyleyen Aşık, Göktaş'a ağır it- hamlarda bulunarak şöy- le dedı: " Bu adam çıldırmış ol- malı. Geri zekâlı. aptaL Bir insan bir insana kur- şun atsa bu kadar olmaz. Olur mu böyle bir şey. Ben kimseyi tanımam. Kimseve böyle bir şe> tek- lif edilebilir mi? Hele DGM hâkimlerine, savcı- larma. Bu adamın kalbi kararmış. Sahtekâr adam. Bütün bunlan çok bilinçti söylüyorum. Eğer sıkıyorsa hakaret davası açsın da mahkemede gö- rüşeüm. Sadece beni değü DGM hâkimlerini. sav cı- laruu da suçluyor. Bunun hesabını mahkemelerde vıermelidir." Inönüy matematik sergisiniaçtı BiKm adamı Erdal tnönü, İTİ Taşkışla Mimarlık Fakültesi'nin arka bahçesinde bulunan Deneme Bilim Merkezi"nde düzenlenen ''Matematik Ovunlar" sergisbıin açılışını yaptı. Avnıpa'nın en büyük bilim merkezi La Cite'nin ödül de kazanmış olan bu sergisi "Matematigin Kesfi Haftası" kapsamında Sabancı İ'nh'erstesi tarafından özellikle gençlerin matemariğe karşı duyduklan önyargıyı ilgi ve sevgiye dönüştürmek amacıyla İstanbul'a getirildi. Erdal Inönü. serginin açıhşında yaptığı konuşmada •'' okuduğu ünlü bir matematikçinin "Matematik bütfin bilimlerin hem kraliçesi. hem hizmetçisi, hem kızıdır 7 " sözlerine hak verdiğini ve yeni ögrendiğini anlatarak "İnsan her gün yeni bir şey öğreniyor. Yeter Id yaşamaya devam etsin" dedi. İnönü, cumlıuriyeti kuran asker ve siyasetçilerin matematik bildiğini, Mustafa Kemal Atatiirk'ün saglam bir matematik bilgisiy k olaylann neden ve sonuçlannı çözen bir hesap adamı olduğunu söyledi. Babası ısmet İnönü'nün de matematik bUdiğini ve bir trigonometri problemini çözmeye yardun ettiğini anlatti. tnönü kendisinin de siyasi yaşamı sırasında matematikten yararlandığını belirterek şunlan söyledi: "Siyasette sürekli mücadele vardır. Herkes kendi tarafinı ön piana çıkarmak için her tiirlü mantıgın dışına çıkar. Ben böyle insanian dinierken rahatsız oluyordum. Hemen bir probtem anımsayıp kendi kendime hesap yapıyordum, onu çözüyordum." Sergiyi Sabancı İ'niversitesi Rektörii Tosun Terzioğlu ile birtikte gezen İnönü, düğiim çözme denemesinde başansız oldu. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER) Polat, Mülkiyeliler Vakfı'nın düzenlediği 'Cumartesi Buluşmalan'nda konferans verdi 'Şeffaf yönetimi STK'ler sag}ayacak' İstanbul Haber Servisi - CHP İstanbul büyük- şehır beledıye başkan adayı Adnan Polat, sivil top- lum kuruluşlannın mutlaka yönetımde yeralacak- lannı belirterek ancak bu şekılde yönetımde ger- çek bir şeffaflığın ve halkın denetiminin sağlana- cağını söyledi. İstanbul Mülkiyeliler Vakfı'nın düzenlediği "Cumartesi Buhısnıalarrnda "BilgiÇagında Kent Yönetimi" konulu bir konferans veren Adnan Po- lat günümüzde sermayenin sınır ta- nımadıgını ve bunun sonucu olarak da bazı şehirlerin ülkelerin önüne geçtığini savundu. Polat, tstan- bul'un, Balkanlar'ı, Karadeniz'i, Kafkaslar'ı ve Ortadoğu'yu etkisi altma alabilmesi için fmans, kültür, sanat, spor merkezi olması gerekti- ğini söyledı. lstanbul'un çevresini etkisi altına alabilmesi için aynca ulaşım, altyapı, yeşil alan. tarihi kimlik konulannda belli bir stan- dardı yakalaması gerektiğini vurgu- layan Polat "Sabah Uğur Mumcu Mahallesi'ne gittirn. Mahalleye, adından ötürü dört buçuk yıkiır su verilmiyor''dedi. fstanbul'un sorunlannın, tstan- bullulann sahip çıkmasıyla çözülebıleceğıni ve bunun için de halkın örgütlenmesı gerektiğini sa- vunan Polat, srvıl toplum kuruluşlannı destekle- yeceklerini söyledı. Projelerin ortaya konulmasın- da ve denetiminde sivıl toplum kuruluşlannın gö- rev alacağını, bu uygulama ıle saydamlığın da sağ- lanacağını vurgulayan Polat "Sivil toplum kunı- luşlan mutlaka yönetim içinde olmair dedı. Kent evinin, kent konağının mahalle belediye- Adnan Polat, İstanbuTun sorunlannın İstanbullulann sahip çıkmasıyla çö- zûmlenebileceğini söyledL (Fotoğraf: MEHMET DEMlRKAYA) len olacağmı. sosval ilişkilenn merkezileştırilme- sini sağlayacağını anlatan Polat, çeşıtlı kurslann düzenlenmesı. okul sonrası eğitim. özürlüler için egitim, kimsesızler için yurtlann oluşturulması gi- bi çalışmalann buralardaörgütleneceğını söyledi. Son 5 yıl içinde ulaşımla ılgılı sorunlann bırkaç kat daha arttığını, Bedrettin Dalan ve Nurettüı Sö- zen dönemlennde birkaç otopark yapıldığını sa- vunan Polat, özel sektörü otopark ışı ıçine soka- caklannı belirtti. Tarihi bölgelerde- ki trafik sıkışıklığını ortadan kal- dırmak için bu bölgelerin büyük bölümlerini trafiğe kapatarak yaya- laştıracaklannı anlatan Polat toplu taşıma sistemlerineağırlıkverecek- lerini söyledi. Gayrimenkul yatınm ortaklığı projesiyle konut sorununu aşmayı ve planlı kentleşmeyi sağla- mayı düşündüklerini vurgulayan Polat, Istanbul'da bazı sorunlan aş- mak için politik gelecek beklentisi içinde olmamak gerektiğini anlattı. Trafik sorununun çözümü ile ilgili bir soru üzerine Adnan Polat asıl projeyi uygulamaya koyana kadar tek-çıft plaka uygulamasına gidile- bıleceğini söyledi. NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR Halkın toplu olarak bulundu- ğu yerlerde bomba patlatmanın, sokakta yürüyen kadını, okula giden çocuğu. yurttaşı, ekmek parası için oradan oraya koştu- ran taksi şoförünü havaya uçur- manın solculukla bir ilişkisi oldu- ğu ıddıa edilebilir mi? Eğer bu eylemlerı yapanlar, bunu her- hangi bir sosyalist teoriye da- yandınyortarsa, hem kendilerinı kandınyorlar, hem de eşitlik ve özgürlük ütopyasının üzerine kara bir leke sürmüş oluyortar. Uruguay'ın efsanevi gerilla hareketi Tupamaro'ların liderle- rinden Mauricio Rosencof la yaptığımız bir söyleşı sırasında, halkın toplu olarak bulunduğu yerlere kesinlikle bomba atma- dıklannı, bu nedenle şehir için- de hiçbir şekilde bomba taşı- madıklannı söylemişti. Halkı öz- gürleştirmek adına ortaya çıkan insanlann, halkın canını alan ey- lemlere başvurmasını anlamak mümkün değil. Denebilir ki, Türkiye'de de- mokrasi yok, özgürce kendimi- Kör Şiddetin Solla ilişkisi zi ifade edemiyoruz, bu ülkenin yöneten sınıfları her türlü talebi şiddetle bastınyorlar, bu neden- le çaremiz kalmıyor. Bu düşün- celer, dünyanın birçok yerinde soldan gelen şiddet eytemlerinin gerekçesi olarak kullanıldı. An- cak, bu gerekçeden yola çıkan bir çok sol örgüt, çıkış gerekçe- lerini de unutarak, örgüt içi şid- detten sol içi şıddete, yurttaşa karşı şiddete kadar uzanan bir dizi eyleme başvurdu. Türkiye'de özgürlükler için yürutülen mücadelenin birçok kez şiddetle bastınldığı bir ger- çek. Insanların zaman zaman çaresizliklerini öfkeye ve isyana dönüştürdükleri de bir gerçek. Baskıcı yönetimlere direnenle- rin öfke ve isyan duygulannı da anlamak mümkün. Özellikle 12 Eylül döneminde ve son yıllar- da Güneydoğu'da açıklaması güç, dayanması zor zulümler yaşandı. 12 Eylül cezaevlerin- deki zulüm, birçok gencin int- kam duygulanyla bilenmesine yol açtı. Ancak hiçbir gerekçe, oraya buraya bomba koymayı haklı ve mazur gösteremez. Hiçbir ge- rekçe, sıradan insanian bir ide- oloji adına yaşamından etme- nin gerekçesi olamaz. Bireysel şiddet yoluna girildiginde, dü- zenin kendisini savunmak için daha fazla şiddete başvurma- sının da gerekçesi hazırlanmış olur. Öldürme üzerinden özgür- fük siyaseti yapmanın, günü- müz dünyasında artık iyice an- lamsız hale geldiğini kabul et- mek gerekiyor. Halkı korkutarak ve tedirgin ederek, hangi eşitlik ve özgürlük idealine yelken açı- labilir? Kalabalık yerlere bomba atıl- dığı zaman, hep şiiphe duya- nm. Acaba bunu, devlet içinde- ki bazı güçler mi, yoksa kendi- sini solcu sayan güçler mi yap- tı diye. Çünkü, geçmişte bunun örnekleriniçokyaşadık. 12 Mart 1971 askeri darbesi hazırlanır- ken Marmara gemisine sabotaj yapılmış, Atatürk Kültür Merke- zi yakılmıştı. Bu eylemleri solcu- lann yaptığı açıklanmış ve bazı solcular tutuklanmıştı. Sonra- dan anlaşıldı ki, bu sabotajlar devlet içinde darbe yapmak is- teyen bazı karanlık güçlerin işiy- di. Sirkeci Gan'nda ve Yeşilköy Havaalanı'nda 197O'-lerdebom - balar patlatılmış ve insanlar ya- şamlarını yitirmişlerdi. Bu ey- lemlerin devlet içindeki bazı güçler tarafından panik yarat- mak amacıyla yapıldığı ortaya çıktı. Hiçbirinin faili de bugüne kadar bulunamadı. Bazı solcu gruplann, halkı he- def alan kör şiddetınin, demok- rasi düşmanı, sol düşmanı, öz- gürlük düşmanı güçlerin işine yaradığını biliyoruz. Bu neden- le acaba bunu kim yaptı diye şüpheye düşüyoruz. Devlet içindeki karanlık güçlerin yapa- cağı türden eylemleri yapanlar acaba, hiç işin bu yönünü düşü- nüyortar mı? Solculuğun temel hedefi; hal- kın ekonomik, siyasi, toplumsal hak ve özgüriüklenni savunmak. Insanca yaşanacak bir dünya yaratmak için mücadele etmek. Bu amaçlan için birçok sosyalis- tin nice acılara katlandığını bili- yoruz. Özgürlüğün, kolay kaza- nılmadığı gerçek. Ancak, hiçbir özgürlük kavgası, halkı hedef alarak, onu korkutarak, onun ca- nına kastedecek çılgın eylemle- re gınşerek kazanılamaz. Bütün bu sözlerimin, bazılan üzerinde fazla bir etkisi olma- yacağını ve bu yazdıklanmı du- dak bükerek karşılayacaklannı da biliyorum. Çünkü, bu ülkede ne yazık ki siyaset şiddet üze- rinden yapılıyor. Herkes, herke- se ne kadar askeri var diye ba- kıyor. Bu bakış açısını aşabildi- ğimiz zaman, sanınm yeni bir yere geleceğiz. 21 Mart a kadar acık îzmir Kitap •* Fuan'na 'i ziyaretçi akınıtZMtR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Tüm Fuar- cılıkYapımAŞ(TÜY,'y) ) 4. îzmir Kitap Fuan açıi- dı. Vali Kemal Nehrozoğ- hı düzenlenen törende. kitap fuarlannın büyük il- gi gördüğünü, okuma alışkanlığının her geçen gün arttığını söyledi. Ki- tap fuarlanna ziyaretçi akmı olduğunu belirten Nehrozoğlu. "Izmir'de böyle fuarlara her zaman kapınuz açık" dedi. 4. Îzmir Kitap Fu- an'nda. gazetemizin 75. yayın yılı kutlamalan kapsamında düzenlenen "Şeriatçı Örgütlenme ve Faili Meçhul Cinavetler Süreci-Nur Kamplan, Komando Kamplan'' ko- nulu panele katılan gaze- temizin Genel Yayın Ko- ordinatörü HikmetÇetin- kaya, yıllar önce yazılan- lann ancak Susurluk ola- yından sonra gündeme gelebildiğini söyledi. Türkiye'nin zorbirsüreç- ten geçtığini belirten Çe- tinkaya. "Umutlanmızı hiç azattmadan çogalaca- ğK" dedi. Gazetemizin Yazıişleri Sorumlu Mü- dürü Fikret fltdz de Tür- kiye'de 13 bin 665 faili meçhul cinayet dosyası bulunduğuna dikkat çek- ti. Çetinkaya, konuşma- smda ülkücü örgütlenme- nin 12 Mart süreciyle be- raber ivme kazandığını. Türkiye'nin ülkücü kamplar ile faili meçhul cinayetlerle tanıştığını söyledi. Çetinkaya, ilk ül- kücü komando kampırun Gümüldür'de kuruldugu- nu anımsatarak şu görüş- lereyer verdi: "Yaşlan 16-20 arasın- da degiscn gençler Inıra- larda silahlı egitim aldılar. O zamanlar adları bilin- miyordu. Aradan geçen zaman onlan Türkiye'ye, Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı. Oral Çelik. Meh- met Ali Ağca olarak ta- nıttL Ay™vBhk'ta Sancak adıyla bilinen tesislerin de ülkücü komando kampı okhığuortayaçıktLŞu an- ki Başbakan Bülent Ece- v it'in Kla/jg. Malarya, Is- parta mitinglerine Ayva- îık Sancak komando kampından otobüslerle militanlann suikast ama- cıyla geldiği de zamanla ortaya çıkü. Biz bu bilgi- leri o yıflarda Cumhuri- yet gazetesinde yazdık. Ancak hiçbir cumhuriyet savcısı, "bunlan yazıyor- sunuz bunlar nedir" diye sormadı. O yıllarda dile getirdiklerimiz. 1996 yı- lında Susurluk'ta mevda- na gelen kazanın ardın- dan gazeteierin manşetks rinde yer aldı. Ben bu ko- nuda kamuoyunu yakla- şık 25 yildır inandıraraa- dım. Ancak 28 Şubat sü- recinden sonra inananla- nn sayısı artü. Bu kamp- larda eğitim görenkr bu- gün40yaşcivannda.Ara- lanndan vaJL, politikacı hatta bakan olanlar çık- tLr Çetinkaya, 1999'un Türkiye fotoğrafını de- ğerlendirirken 196O'lı ve 70'li yıllardaki ilişkiler yumağınının gözden ka- çınlmaması gerektiğine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'de faili meç- hul cinayetler yumagını Uğur Mumcu bundan 20 yıl önce dile getirdL Tür- Idye Cumhuriyeti'nde ba- kanuk yapan Mehmet Ağar. Mumcu cinajetinin aydınlatılmasıylailgiliola- rak "tuğlayı çekersek al- tında hepimiz kalınz' de- mişti. Ben Lğur'u kimle- rin öldürdüğünü biliyo- rum. Sayın Cumhurbaş- kanı Süleyman Demirel ounak üzere devlet yetki- lileri L'ğur'u kiminöldür- düğünü bilmiyorlar mı? Türkiye zor bir süreçten geçiyor. Ama her karanh- ğın ardından aydınlık ge- lir. L'murJanmızı hiçazalt- madan çoğalacağız." Faili meçhuller Ilkiz de konuşmasında dünya ülkeleri arasındaki faili meçhul cineyetler hakkında bilgi verdi. Il- kiz, Türkiye'nin ağır in- san haklan ihlallen yaşa- dığını belirterek şunlan söyledi: * 1996 yılıverilerine gö- re Türkiye'de 13 bin 665 faili meçhul cinayet dos- vası bulunuyor ve bu dos- yalar yargıda 3294 gün- dür bekliyor. Türkiye Bp- yük Millet Meclisi bünye- sinde Faili Meçhul Cina- yetler Komisyonu kurul- du. Ancak bu komisyo- nun hiçbir etkisi olmadı. Hazırianan raporiar Mecüs gündemine dahi gelmedi. Oysa komisy-o- nun hazııiadığı raporda çok önemli bilgiler yer ah- yordu. Biz Cumhuriyet gazetesi olarak bu rapor- da yer alan seriatçı terör örgütlerini kamuoyıına duyurduk. Gazetemiz hakkında, yasadışı silahlı bir örgütü kamuoyuna duyurmaktan ötürü ka- patnıa karan verildi. Sa- vunnıanıı/da bunun bir gerçek olduğu ve halkı bil- gilendirmek için bu yayı- nı yaptığımızı söyledik vc gazetemiz kapadlmadı." DYP cençlik Kurultayı Çiller: AîrfM Ocalan için dayatma peşinde ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - DYP Genel Başkanı TansuÇiller, Av- rupa İnsan Haklan Mah- kemesi'nin (AİHM) Ab- dullah Ocalan'ın yargı sü- recıne ilışkin tavnnı eleşti- rirken yasalann kişiye özel değiştirilemeyeceğini ö- calan'ın bugünkü düzen- lemeye göre ceza alacağı- nı söyledi. DYP'nın-gençlikileit- tifak kurultayı' dün Selim Sırn Tarcan Spor Saio- nu'nda yapıldı. Çiller, "Ye- ni binyüın başbakanı" anonsu ve alkışlar eşliğin- de salona girdi. tstiklal Marşı'nın okunması sıra- sında katılımcılann partı işaretini yapmalan dikkat çekti. Ulusun artık hakkın kendisıne verilmesini iste- diğini anlatan Çiller şöyle konuştu: "Hak benim olacak, hak gençliğin olacak diyoruz. Bu davanın ö'zü ikinci de- mokrasidir. Bizeaçılan ka- pıdan Atatürk ün açtığı. sonra Menderes'in açtığı o kapıdan kırat' şimdi girip ikincidemokrasiyi ilan edi- yoruz. Artık gençük y anm değil tam demokrasi, öz- gürlük, sözü dinlensin isti- yor. Onun için çare topye- kûn bir harekâttır. Bütün kanunlann üzerinden geç- mek ve bütün hakkı mille- te vermek. Devletin milleti değil, miUetin devieti yap- mak." Çiller, gençlere seslenir- ken seçtiklerinin iktidarol- maması ve Meclis aritme- tığinin başka bir iradeye teslim edilmesi durumun- da hızmetin kartele, teke- le, kumarhanelere gidece- ğıni söyledi. Vaat yağmunı "Sizin Türkiyenizde vergi mev^uatı değişmiş. oranlan inmişolacak. Hak lobilerin değil, KOBİ'lerin olacak. Genç müteşebbis- lerin önü açılmış olacak. Hepinirin sağhk sigortası olacak" dıyen Çiller. genç- lenn güçlü bir Türkiye ıs- tedığini vurguladı. AtHM'nin bugün bir "da- yatma'" içinde olduğunu savlayan Çiller şunlan söyledi: "Bizinı Dışişkrimize "Apo'yu neden gözlerıni bağlayıp da getırdiniz. nı- ye insan haklannı ihlal edı- yorsunuz' diyor. Bizim DH şişlerimizcevabında'Ken- ya yetkılılen Apo'yu göz- lennı bağlayıp bıze teslim ettıler' diyor. Açıkça itiraf ediyorlar. Bizedüşen sanki bir özel uçağı göndermek olmuşçasına. Bugün kişiye özel kanun değiştirilmez. O cani, bugünkü kanunlaıia yargılamr. Bugünkü ka- nunlarla cezasını alır."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle