23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 MART 1999 PAZAR HABERLER DUNY4DA BUGÜN ALİ SİRMEN Yemekli Vagon ... Sevgıli, Tuhaf bir adamdı; somurtuk suratına, iri iri açtı- ğı patlak gözlerine karşın olaylara ve özellikle de kendisine gülerek bakmayı yeğlerdi. Sakın, çev- resıyle ve kendisiyle çok banşık olduğundan san- ma! Kim bir ömür boyu, hem çevresiyle hem ken- disivle banşıktır ki, budalalardan başka? ınsanlar", derdi, "önce ateşi buldular, sonra tekerleği..." Sözün burasında itiraz ettiğimi hatır- lıyooım bir keresinde. "Nereden biliyorsun", de- dim, "ateşin tekerlekten önce bulunduğunu?" Güldü, "Tekerleği bilmeden uygarlıkyaratan top- lumlar olduğunu bilmiyor muyuz, hepsinde de ateş vardı." Haklıydı. Taşı gediğine koymuştu. Ama yine de öyküsü kesildiği için canı sıkılmış- tı. "Neyse", dedi, "Evet, önce ateşi buldular, son- ra tekerleği, sonra da, ama çok sonra, buharma- kinesini; ve bütün bunları bir tek amaca yönelik olarak yaptı." Sık sık anlattığı bu öykünün bura- sında durur ve etkisini arttırmak için bekler, son- ra da eklerdi: - Evet, yeryüzünün en mükemmel buluşu olan vagon restaurant için. Tabii herkese tuhaf gelirdi bu saptama. Ama o aldırmaz, açıklamasını sürdürürdü. "Öyle ya, bir yandan işin görülüyor, gideceğin yere gidiyorsun. Biryandan da, dünyanın manzarası en değişken lokantasında oturuyor, yemeğini yiyor, içkini içi- yorsun; sıkıntı keyfe dönüşüyor, bir taşla kaç kuş..." Abartılı bir mizah, ama düşününce hiç de yan- !ış değil. Ben de bayılınm vagon restaurantlara. Hele he- le belirli güzergâhlarda. Frankfurt ve civannda yol- culuk ederken nehirlerin. şirin küçük kasabaların, şatolann birbirlerini izledikleri güzergâh üstünde vagon restauranta girdın mi, dünyanın en büyük keyiflerinden bırini yaşarsın. Türkiye'de 1950'den bu yana demiryollan sü- rekli baltalandığı için, bizim trenlerde yemekli va- gonlan da Avrupa'nın, Amerika'nın çok gerisinde kalmışlardır. Ne yemekler ahım şahımdır, ne içkiler. Çeşit az, biralar sıcak, çaylar soğuk olur genelde. Ama garip bir ülkedir Türkiye. Kimı zaman ola- naksızlıklar, insan öğesf tarafından aşılır, eksikler gedikler onun tarafından kapatılır. Geçen yıllarda. Eskişehir ve Afyon'a yaptığım yolculuklarda bunu görmüştüm. Bir Eskişehir yolculuğunda ise yemekli vagon- da otururken Tan Oral, Pire Nuri'yi anlattı. Pire Nuri, devamlı müşterileri tanır, onlaria soh- bet eder, ameliyat geçirmiş olan hanımefendinin sağlığını, üniversitedeki oğlanın ders durumunu, işadamlannın yeni gırişimlerini yakından izlermiş. "Ama", dıyordu Tan, "asılönemlisi, herzaman birşıklıkyapardı. Masalara çiçekkoyar, pencere- lerin üstüne, hiçbir şey bulamasa krepon kâğıdın- dan bir şeyler takar, yemekli vagonun havasını değiştirir, bambaşka bir atmosfer yaratırdı. Hete bir keresinde, o kuru buzları küçük soğutma ko- valarına yerleştihp masaların ayak ucuna koydu, içlerine de ispırto katınca etrafı hoş birsis kapla- dı. Insanlar masa hizasına kadarsis içinde oturu- yorlar, Pire, o sislerin arasında yalnız belden yu- kansı var, tepsilerie gidip geliyordu" Pire Nuri'yi görmeyi çok isterdim. Ama mümkün degildi, çünkü onun hakkında birbirini izleyen öv- gü mektupları üzerine onu yataklı vagon servisi- ne terfi ettirmişlerdi. Evet Sevgili, yemekli vagonun insanlığın en bü- yük buluşlanndan biri olduğunu söyleyen arkada- şım haksız degildi. Ama en büyük buluştan da bü- yük olan, Pire Nuri örneginde de gördüğümüz gi- bi, insanın kendisi değil mi? Esenyurt'a iki vakıftan kredi Riskli konutlan taşıma projesi İstanbul Haber Servisi - Esenyurt'ta rısk alanı içinde yer alan 463 ko- nut, Aktarma Konut Pro- jesi'yle kurtarılıyor. Esenyurt Belediye Baş- kanı Ciirbüz Çapan. Amerika'daki iki vakıftan sağladığı 700 milyon do- larlık kredinin 13 milyon dolannı kapsayacak pro- jenin 2000 yılında bitiri- leceğini bildirdi. Esenyurt'ta sanayi böl- gesinde yapılan toplam 463 konutta yaşayan in- sanlann genetik yapılan- nın tehlikede ol- duğunu belirten Çapan. "Koca- efi'nde zaman za- man fîziki yapısı bozuk doğumlar meydanageldiği- ni duymuşsunuz- dur. Burada he- nüz olmadı ama sanayi gelişivor. eğer önlemini al- mazsakaynı şey- kr yaşanabilir" dedı. Bu amaçla 463 konutu aktarmayı planladıklan- nı ifade eden Çapan, pro- jelerinin hazır olduğunu. aradıklan krediyi de üç gün önce Amerika'daki i- ki vakıftan sağladıklannj bildirdi. Esenkent'in ya- nında yer alacak projenin temelinin yazın atılacağı- nı, 2000 yazında da ta- mamlanacağını ifade e- den Çapan şöyle devam etti: "Söz konusu jerler- de oturan konut sahiple- ri, yeni evlerine girdikten sonra kira öder gibi tak- sit ödeyerek ev sahibi ola- caklar. Ödemeler. her av Çapan: Proje en kısa sürede bitirilecek. 130 dolar olmak üzere 11 yıl olarak öngörülüyor. Aynca şu anda konutlan- nın olduğu yerler kendile- rinden ahnmayacak. Ta- puları yine onlarda ola- cak ancak söz konusu yerier konut alanı olarak kullamlamayacak. tster- lerse sanay i tesislerine ki- raja verebüirler." Amerika'dan sağladık- lan 700 milyon dolarlık kredinin 13 milyon dolar- lık bölümüyle gerçekleş- tirecekleri Aktarma Ko- nut Projesi'nin ilketabın- da, 100 konut yapmayı düşün- düklerini söyle- yen Çapan, "463 konut dışuıda kalan 537 konu- tu ise aynı koşul- larlaöğretmenle- revereceğiz. Baş- bakan 20 yılda herkesi ev sahibi yapacaklarını söyledi. Bunlar muğlak sözler, bizim pro- jemiz ise gerçek" diye ko- nuştu. Çapan, kredinin geri kalan kısmını da Esen- yurt'u kültür kenti yapa- cak yeni projelerde kulla- nacaklannı belirrti. Ciddi sosyal dönüşüm projelenyle gecekondu- nun öniine geçilebilece- ğini ifade eden Çapan, "Bu tür projelerie hem insanlann mülkJerini elinden almadan ev sahi- bi yapabilirsiniz. Hem de gecekondu yıkımlannda yaşanan o acı manzarala- rı ortadan kakiırırsınız" diye konuştu. 12 Mart öncesi Hava Kuvvetleri tarafından hazırlanan devlet yönetimi taslağı-3 Her kademede parasız eğitim12 Mart'tan önce Hava Kuvvetleri ta- rafından hazırlanan "Devrim Anayasa- sı" belgesinin üçüncü bölûmü aşağıda- dır. SIKIYÖNETtM: Madde 40 - Sıkıyönetim ilanı, kanu- nun öngördüğü hallerde Bakanlar Kuru- lu'nun yetkisindedir. Ancak, bir aydan fazla devam ettiril- mesi, uzatılması ve kaldınlması hakkın- da Devrim Konseyi karar verir. Sıkıyö- netim ya da savaş halinde hangi hüküm- lerin uygulanacağı, hizmet ve işlemlerin nasıl yürütülecegi, hürriyetlerin nasıl ka- yıtlanacağı veya durdurulacağı kanunla gösterilir. Üçüncü Bölüm YARGI KURULLŞ, YETKİ VE GOREV- LER; Madde 41 - Mahkemelerin kuruluşu. yetki ve görevleri. bağımsızlığın kapsam ve nıteliğı. hâkimlerin nitelikleri, sorum- luluk ve teminatlan kanunla gösterilir. Hâkimler, yaıgı yetkisinin kullanılma- smda bağımsızdırlar. Duruşmalar, gizliliği hakkında karar aJınmadıkça herkese açıktır. Bütûn mah- kemelerin her türlü kararlan gerekçeli olarak yazılır. SAVCILIK: Madde42-Savcılann görev, nitelik ve sorumluluklan, mesleğe alınışlan ve öz- lük ışlen kanunla düzenlenir. İDARİ YARGI: Madde 43 - Danıştay, idari uyuşmaz- lıklan ve davalan görmek ve çözümle- mek, Bakanlar Kurulu'nca gönderilen tüzük tasanlannı incelemek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmak üzere; devrim ilkelerine göre kanunla kurulur. Danıştay, idari işlem ve tasarruflan maksat yönünden denetleyemez. Danıştay üyelerinin seçimi, nitelikle- ri. sorumluluklan ve özlük işleri Danış- tay'ın devrim ilkelerine göre kuruluşu kanunla düzenlenir. YÜCE DtVAN: Madde 44 - Devrim Konseyi, Devrim Meclisi, Bakanlar Kurulu, Danıştay, Yar- gıtay, Askeri Yargıtay ve Sayıştay üyele- rini; hizmetleri ile ilgili suçlanndan do- layı yargılamak üzere Yüce Divan kuru- lur. Yüce Divan'ın kuruluşu, yargılama usulü, üyelerinin seçimi ve özlük hakla- n kanunla düzenlenir. DİĞER YARGI ORGANLARI: Madde 45 - Yargıtay ve Askeri Yargı- tay, kanunla belırlenen hallerde ilk dere- ce ve genel olarak kendi aralannda üst derece mahkeme olarak devrim ilkeleri Devrim Anayasası,zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Muhsin Batur'a yakın su- baylar tarafından ha/ıriandı. Vrkadaşımı/ Deniz TeztePin 1985 Nisan ay ında çektiği bu fotoğrafta Muhsin Bahır İstanbul Sıkıyönetim Sa>cılığrnda ifade vçrirkengörülüyor. ve bağımsızlık esasina göre kurulur. Üyelerinin seçimi, özlük işleri diğer hâkimler gibidir. MAHKEME KARARLARI: Madde 46 - Cumhuriyetin tüm kuru- luşlan, mahkeme kararlanna uyar. Hiç- bir makam, kişi ya da organ, mahkeme kararlannı değiştiremez ve yerine geti- rilmesini geciktiremez. ÜÇÜNCL KISIM TEMEL ÖDEVLER VE HAKLAR tLKELER: Madde 47 - Herkese imkân ve firsat eşitliği sağlanarak; ekonominin toplum- sal bütünlük, dengelilik ve eşitlik çerçe- vesi içinde geiiştirilmesi, devletin göre- vi olup; kişı bu amaca ulaşmada ödevli- dir. Kişinin ekonomik haklan. bu ödev so- nucu ulusal gelire katkıda bulunduğu yerde başlar ve o oranda gelişir. Sömürünün her çeşidi yasaktır. Sosyal güvenlik asıl olup, devletin ko- yacağı esaslara göre, çalışanlar için ça- lışma koşullanna; hastalık, küçüklük ve kocamışlık nedeni ile çalışamayanlar için de kanun hükümlerine göre düzen- lenir. Devlet, herkesin beden ve ruh sağlığı içinde yaşayabilmesini ve tıbbi bakım görmesini gerçekleştirmekle görevlidir. Sermaye, ulusal ekonominin hizme- tinde olup; kullanılması, kamu yaran ve halkın ekonomik haklanna aykın ola- maz. Devlet, ülke çapında bir yerleşme ve sosyal mesken politikası uygulamak ve bunun için gerekli tedbirleri almaklayü- kümlüdür. Birinci Bölüm SOSYAL VE EKONOMÎK HAK- L.4R VE ÖDEVLER AİLE VE ÇOCUĞUN KORUNMA- SI: Madde 48- Aile, Türk toplumunun te- melidir. Ailenin ve çocuğun korunması ve devrimci ilkelerle geiiştirilmesi dev- letin başlıca görevidir. Yöntemi kanun- la düzenlenir. MÜLKİYET VE MİRAS: Madde 49 - Herkes, mülkiyet ve miras haklanna sahiptir. Mülkiyet ve miras haklannın kullanıl- ması, toplum yarannın gerektirdiği du- rumlarda; devletçe ve kanunla düzenle- nir. TOPRAK VE TARIM DEVRtMt: Madde 50 - Devlet. toprak ve tanm devrimini bir bütün halinde ele alır ve gerçekleştirir. Toprağın verimli olarak işletilmesıni sağlamak ve topraksız ya da yetertoprağı olmayan çiftçiye toprak tahsis etmek amacıyla gereken tedbirle- ri alır. Devlet, üretimı arttırmak için, her alanda kooperatifçıliğı geliştirirvegöze- tir. EKONOMİNİN DÜZENLEIVMESİ: Madde 51 -Tüm ekonomik olanaklar, toplumsal yapıyı güçlendirecek, halkı harcadığı emek ve ulusal ekonomiye kat- kısı oranmda yararlandıracak şekilde dü- zenlenir. Temel sanayi, ulaştırma. enerji ve do- ğal kaynaklar ve ormanlar devletin mül- kiyetindedir. Bunlar ancak devletin eliy- le işletilebilir. Devlet, bunlann toplum yaranna ve etkin olarak işletilmesi için gereken tedbirlen alır. Diğer ekonomik kuruluşlann da sa- hipleriyle, fikir ve beden işçilerinin yö- netiminde toplumsal yapıyı güçlendire- cek ve adil bir gelir dağılımını gerçek- leştirecek biçimde çalışması esastır. Yöntemi kanunla düzenlenir. Dış ticaret, bankacılık ve sigortacılık devletleştirilır. Devlet, iç ticaret alanın- da da toplum yarannın gerektirdiği ted- birlen alır. KALKINMAN1N PLANLANMASI, PLAN: Madde 52 - Ekonominin tümünü kap- sayan ve bağlayan plan esastır. Ancak, her ekonomik kuruluş. ana kalkınma pla- nı çerçevesi içinde. kuruluşun ihtiyaç ve verimlilik dengesıni gözeterek planını kendisi yapar. Devlet Planlanıa Teşkilatı, ana planın devrim ilkelerine göre yaprlması ve ekonomik kuruluşlann planlannın ana plana uygunluğunun kontrolü, uygula- masının denetim ve gözetimi ile görev- lidir. ÇALIŞMAHAYATI: Madde 53 - Çalışma, sağlık durumu uygun bütün vatandaşlar için bir hak, bir ödev ve bir şereftir. Çalışma koşullan ve olanaklan ile ça- lışanlann sendika ve sosyal güvenlik haklan kanunla düzenlenir. tş hayatının düzenlenmesinde, genel plan hedefleri içinde, kalkınmayı çabuk- laştıncı ve kalkınmaya katkıda bulunu- cu tedbirler alınır. Emeğin, ulusal gelire katkı oranında ve ekonominin oluşumuna etkisi ölçü- sünde değeri vardır. Emek ısraf edile- mez. Jkınci Bölüm •:«•••>.• MtLLİ EĞtTİM a.-;.-- tLKELER: Madde 54- Herkes, öğrenim ve eğitim hakkına sahiptir. fIköğretim. bütün Türk vatandaşlan için zorunludur. Eğitim ve öğretım her kademede pa- rasızdır. Devlet, eğitim ve ögretimde hal- kın her kesimini devrim ilkelerini ve in- sanca yaşamanın önemini anlayacak bir düzeye getirmeyı ve yurt kalkmmasına yararlı kişiler yetiştirmeyi hedef alır. Öğretim. milli ekonominin eleman ih- tiyacına ve çeşitli kesimlerin istihdam kapasitesine göre devletçe planlanır. DİN İŞLERİ: Madde 55 - Özel din eğitimi yapıla- maz. Din eğitiminin nitelik ve kapsamı dev letçe düzenlenir. Din eğitiminin nitelik ve kapsamı, devrımın ilke veamaçlanna ve laiklik ii- kesi ile kişinin vicdan özgürlüğüne ay- kın olamaz. Üçüncü Bölüm . \ *;• MAL^YE VE PLANL.4MA MALİYE: Madde 56 - Devletin ve kamu ekono- mik kuruluşlan dışındakı kamu tüzelki- şilerinin harcamalan yıllık bütçelerle ya- pılır. Genel ve katma bütçelerin nasıl ya- pılacağı. kanunla gösterilir. Bütçe ka- nunlanna. bütçe ile ilgili hükümlerdışın- da hiçbir hüküm konulamaz. Bütçeler. yatınmlan gerçekleştirecek veplan hedeflerine ulaşmayı sağlayacak nitelikte düzenlenir. DENETlM: Madde 57 - Devletin ve kamu tüzelki- şilennin harcamalannı ve mallannı Dev- rim Konseyi adına Sayıştay denetler. •••"Sayıştay'ın kuruîuş ve işleyişi, dene- tim usulleri ve mensuplannın nitelikleri ile özlük işleri kanunla düzenlenir. SÜRECEK Uğur Mumcu'nun kaleminden 12 Mart-3 Çağdaş Ittilıatçı arayışıUğur Mumcu'nun emekli General Celil Gürkan-ın 12 Mart'a Beş Kala' adlı kitabına yazdığı sunuş yazısının üçüncü bölümünü yayımhyoruz. 27 Mayıs, kendine özgü koşullan içinde, Cumhunyet dönemi içinde ye- ni ve çağdaş bir 'Ittihatcr arayışıdır. 27 Mayıs asker ve sivil öncülerinde, Jako- ben ya da lttihatçı diyeceğimiz tavnn iz- lerine rastlanır. 27 Mayıs ihtilali de kendi içinde bir yol aynmı ıle karşılaşır. Bu yol ayn- mında 'özgürlükçü kanat' ağır basar. 1961 Anayasası böylece yürürlüğe ko- nur. Toplum yaşamında yeni bir devır açılır. Bu yol aynmında yenik düşen kanat, sonradan kendi arasında yeni çalkantı- lara sürüklenir. 'Tûrk-lslam Sentezi' formülünde kendini bulan antı-laık gö- rüş, liderini de, 27 Mayıs'ın ihtilalden sonra yenık düşen kanadından seçer. Jakoben ve Jironden aynmı burada da -hiç şüphesiz başka görünümler ile- yaşanır. Emekli Tümgeneral CeülGürkan'ın anılan, 27 Mayıs 1960-12 Mart 1971 çalkantısı içinde çözüm arayan ve çö- zümü, Atatürk devrimleri anlamında 'devrimciük' ve çağdaş Batı toplumla- nnda görülen 'demokratlık'çizgisinde bulan bir özîemi yansıtıyor. General Gürkan'ın. Kurtuluş Savaşı \e Atatürk ilkelerine olan bağlılığı 'ilerici ve dev- rimci' kışiliğini yansıtıyor. Celil Gürkan, tam bir 'Kemalist su- bay'dır. Atatürk'ün 'tam bağımsızlık' ilkesi ile yoğrulan laik düşünceyı vaz- geçilmez bir inanç sayan, Atatürk dev- rimlerini. ulusal yapı içinde çağdaşlaş- ma olarak yorumiayan General Gürkan, 12 Mart 1971'den sonra emekliye sev- kediliyor, 1973 yılında da elleri ve ayak- lanna zincir bağlanıp, gözlerine siyah bağ bağlanarak IstanbuL'Ziverbey'deki Zihni Paşa Köşkü'nde sorgulanıyor, da- ha sonra da serbest bırakılıyor. General Gürkan'ın yaşadığı olaylar, yine birJakoben-Jironden çatışmasınm 1971 dönemine denk düşen yansıması değil midir? Kaynağını tarihin derinliklerinde bu- lan bu iki görüş, her ihtilalin içinde ve sonunda tanh ile randevusunu gerçek- leştinr. Bu randevuda şanlar ve şöhretler ol- duğu gibi zincirlere ve kelepçelere de rastlanır. Celil Gürkan bu şanları ve şöhretleri zincirler ve kelepçelerle bir- lıkte yaşamıştır. Cumhunyet gazetesinde General Gürkan'ın anılannın bir bölümünü ya- yımladık. Bu. General Gürkan ile bir söyleşi niteliğindeydi. Bu yayına baş- larken, bu anılarda adı geçen herkesin -doğrulayıcı, yalanlayıcı ve düzeltici- açıklamalannı da beklediğimizi belirt- tik. Gazeteye gelen açıklamâları da Gürkan kitabına aldı. Bununla bir amaç güttük; amaç, ta- nhimizin karanlıkta kalan bu dönemi- ne ışık tutmaktı. Son oruz beş yılda üç askeri ihtilal yaşamıştık. Bu üç ihtilal- den de gereken dersleri çıkarmak hepi- miz için gerekliydi. Askeri ihtilallerin birdaha olmamasmı ıstiyorsak. bu olay- Ian çok yakından tanımamız gerekiyor- du. General Gürkan, anılan ile bu göre- vi yaptı. Gazeteye açıklama gönderen eski ihtilalciler de bu göreve unutulmaz katkılarda bulundular. Gerek Gürkan'ın anılannda, gerek Cumhuriyetgazetesinde bu anılan doğ- rulayan açıklamalarda açık sözlü öze- leştiri çabalanna tanık olundu. Dünya, 70'li yıllardan 80'lı yıllara doğru gelirken birçok ülkede 'ekonomi- lerin militarizasyonu' süreci yürürlüğe kondu. Siyasal liberalızmden yoksun sistemler üzerine oturtulan totaliter re- jim özlemleri dünyada yeni bir model oiuşturdu. 70'li yıllardan 80'Ii yıllara doğru gelinirken bu sancı yaşandı. Ekonomılen militarize eden bu yeni modelin siyasal dildeki eski adı 'Bona- partizm'dir. Bonapartızm. dev letı, 'st- nıflar ûstü' bir varlık gibi benımsetme- ye çalışan, ancak özünde toplumun ay- ncalıklı kesimlenne dayanan birdikta- törlük biçimıdir. Jakobenizmden bazı yöntemleri 'kopyaçeken' Bonapartizm. ekonomileri militanze eden ve böylece az gelişmış ülkeleri çokuluslu kapita- lizm ile bütünleştirmeyi amaçlamakta- dır. Anılannda görüleceği gibi General Gürkan, dünya genelinde yaygınlaşan bu modele karşı, ideolojik kaynağını Kurtuluş Savaşı 'nda bulan 'devrimci, halkçt ulusçu. devletçi, laik' görüşü sa- vunan ve '1961 Anayasası'ndakiözgür- lükleri genişkrmeyc çalışan' bir akımın son öncülerinden bınydı. General Gürkan'ın anılannı okurken, askeri müdahalelerin nasıl geliştiğini, ne gibi çalkantılarla karşılaştığını: iha- netlerı. döneklikleri. kararsızlıklan - sankı sizler yaşarcasına- öğreneceksi- niz. Ister ilencı ve devrimci yanlan ile 'Jakoben'kavramını seçelim, ısterGür- kan ve arkadaşlanna 'son İttihatçılar" diyelim, bu umutsuz çırpmışlar 9 Mart 1971 günü büyük bir yenilgi ile sonuç- lanmıştır. Bu yenilgi. beraberinde bir- çok yararlı ders de getirmiştir. Derslerden biri şudur: Sivil demok- rası yaşadıkça askeri müdahale ortamı olmaz. Kendiliklerinden cunta kuranlar olsa bile bu cuntalar başanya ulaşamaz- lar. Önemli olan, sivil demokrasinin bü- tün koşullan ile işlemesi ve işletilmesi- dir. Bunun sorumluluğu askerlerden çok sivillere düşer. Demokrasiyi yaşat- mayan sivillerin, olağanüstü dönemler- de askeri yönetimden yakmmalannın da bir yaran olmaz. Ikınci ders, hukuk devletinin, niçin yaşamsal bir değere sahip olduğunu gösteriyor. İstanbul'un orta yerinde bir koru ıçindeki köşkte ınsanlar, elleri ve ayaklan zincirlenerek en acımasız iş- kencelerden geçiriliyorlar, bu işkence- lerde devrin genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlan ile ilgili suçlayıcı ıfadeler ahnıyor ve bu işkenceleri ya- panlar ve yaptıranlar daha sonra ödül- İendıriliyorlar. Alınacak üçüncü ders, bir yenilgiden sonra. bu ihtilal toplantılanna katılan- jann, anılan yayımlanınca nasıl 'bazan yapraklan' gibi tir tir titrediklerine ta- nık olunarak yaşanıyor. Bütün buolaylan, serüvenleri,yenil- gileri ve yanılgılan gördükten sonra. ileri kesım için tek çıkar yolun, örnek- leri Batı ülkelerinde görülen çoğulcu demokrasi olduğu iyice anlaşılıyor. Türkiye, her on yılda yaşadığı bir as- keri müdahaleden sonra, kısıtlı da olsa, bir demokrasi ortamına kavuşuyor. Si- lahlı kuvvetler, yasanan bunca çalkan- tılara karşın, sağlam geleneklerini ko- ruyarak siyasetten çekilip 'asügörevf ne dönüyor. Her üç askeri ihtilalden sonra ordu- nun kışlasına çekilmesi, bizlere bir baş- ka ders daha veriyor: Siviller olarak, demokrasıyı yaşatmak, demokrasiyi yaşatırken. kişiler. kurumlar ve partiler arasında hoşgörü köprüleri kurmak, dü- şünce aynmlannı koruyarak teröre ve terorizme ortak biçimde karşı çıkmak... Emekli General Celil Gürkan, eliniz- de tuttuğunuz bu kitap ile hem yakın ta- rihe ışık tutuyor, hem de genç kuşakla- ra. ahnması gereken derslerin kapılan- nı aralıyor. Umarız, bu derslerden yararlananlar, kendilerinı, geleceğin yanılgılarından, çalkantılarından, serüvenlerinden ve tuzakianndan korumasını bilirler... CumortesiAnneleıi eyleme ara venü Cumartesi Anneleri'nin 200. buluşma- sında kayıp yakınlan. Calatasaray Li- sesi önündeki sessiz oturma eylemüıe kısa bir ara verme karan aldı. Cumar- tesi Anneleri son 30 haftadır gü\enlik giiçleri tarafından engellendiklerini be- lirterek, "Elbetteki miicadele her yer- de ve her şeküde sürecek. sürüyor. Biz Cumartesi Anneleri sessiz çığiığımızı sürdürdükçe kayıplann sayısı azaklı. Ancak kayıplar sona ermedi" dediler. Tidanlan sulamak izne tabi" diyerek "ilginç" bir açıklama yapan güvenBk giiçleri, Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak, Fehmi Tosun'un eşi Hanım To- sun ve Nimet Tannkulu'nun da arala- nnda bulunduğu 10 kişivi gözaJtına al- dı. (Fotoğraf: ALPER TLRGIT) Dezenformasyona panzehir Türkiye-îsr Dış politi DUTİHfl il: Stratejik elcsen [ada yeni koz 'Syaseön! ı Tfgtjye'cte demotacrtflrİBgm Zl.yuzyıldaTÜStAO • Tüıktye ekonomlk çüanazcia • Euro ve uiustaaıası pata •Koıova: UmutBUzluklan doğan güç •Veneztteüa: Danofaatii deTTİm • Bflyûk adamlara ne oldu? • Ahlak, eükvestyaset • Devietto çûküşü koç3miısc2 mtâıı? AlainChenal Bülent Tanör Domirüque Lecourt Erkut Yücaoğlu Erol Özkoray Hugo Chavez İbrahim Rugova Jacques de Larosiere Jacques Julliaıd Joschka Fischer Korhan Gümüş Makyavel Nurten özkoray Patrick Wajsman PaulRicoeur Turhanllgaz Wolinski 2. SAYISI ÇIKTI!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle