Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 MART 1999 PAZAR
HABERLER
DUNY4DA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Yemekli Vagon ...
Sevgıli,
Tuhaf bir adamdı; somurtuk suratına, iri iri açtı-
ğı patlak gözlerine karşın olaylara ve özellikle de
kendisine gülerek bakmayı yeğlerdi. Sakın, çev-
resıyle ve kendisiyle çok banşık olduğundan san-
ma! Kim bir ömür boyu, hem çevresiyle hem ken-
disivle banşıktır ki, budalalardan başka?
ınsanlar", derdi, "önce ateşi buldular, sonra
tekerleği..." Sözün burasında itiraz ettiğimi hatır-
lıyooım bir keresinde. "Nereden biliyorsun", de-
dim, "ateşin tekerlekten önce bulunduğunu?"
Güldü, "Tekerleği bilmeden uygarlıkyaratan top-
lumlar olduğunu bilmiyor muyuz, hepsinde de
ateş vardı." Haklıydı. Taşı gediğine koymuştu.
Ama yine de öyküsü kesildiği için canı sıkılmış-
tı. "Neyse", dedi, "Evet, önce ateşi buldular, son-
ra tekerleği, sonra da, ama çok sonra, buharma-
kinesini; ve bütün bunları bir tek amaca yönelik
olarak yaptı." Sık sık anlattığı bu öykünün bura-
sında durur ve etkisini arttırmak için bekler, son-
ra da eklerdi: - Evet, yeryüzünün en mükemmel
buluşu olan vagon restaurant için.
Tabii herkese tuhaf gelirdi bu saptama. Ama o
aldırmaz, açıklamasını sürdürürdü. "Öyle ya, bir
yandan işin görülüyor, gideceğin yere gidiyorsun.
Biryandan da, dünyanın manzarası en değişken
lokantasında oturuyor, yemeğini yiyor, içkini içi-
yorsun; sıkıntı keyfe dönüşüyor, bir taşla kaç
kuş..."
Abartılı bir mizah, ama düşününce hiç de yan-
!ış değil.
Ben de bayılınm vagon restaurantlara. Hele he-
le belirli güzergâhlarda. Frankfurt ve civannda yol-
culuk ederken nehirlerin. şirin küçük kasabaların,
şatolann birbirlerini izledikleri güzergâh üstünde
vagon restauranta girdın mi, dünyanın en büyük
keyiflerinden bırini yaşarsın.
Türkiye'de 1950'den bu yana demiryollan sü-
rekli baltalandığı için, bizim trenlerde yemekli va-
gonlan da Avrupa'nın, Amerika'nın çok gerisinde
kalmışlardır.
Ne yemekler ahım şahımdır, ne içkiler. Çeşit az,
biralar sıcak, çaylar soğuk olur genelde.
Ama garip bir ülkedir Türkiye. Kimı zaman ola-
naksızlıklar, insan öğesf tarafından aşılır, eksikler
gedikler onun tarafından kapatılır.
Geçen yıllarda. Eskişehir ve Afyon'a yaptığım
yolculuklarda bunu görmüştüm.
Bir Eskişehir yolculuğunda ise yemekli vagon-
da otururken Tan Oral, Pire Nuri'yi anlattı.
Pire Nuri, devamlı müşterileri tanır, onlaria soh-
bet eder, ameliyat geçirmiş olan hanımefendinin
sağlığını, üniversitedeki oğlanın ders durumunu,
işadamlannın yeni gırişimlerini yakından izlermiş.
"Ama", dıyordu Tan, "asılönemlisi, herzaman
birşıklıkyapardı. Masalara çiçekkoyar, pencere-
lerin üstüne, hiçbir şey bulamasa krepon kâğıdın-
dan bir şeyler takar, yemekli vagonun havasını
değiştirir, bambaşka bir atmosfer yaratırdı. Hete
bir keresinde, o kuru buzları küçük soğutma ko-
valarına yerleştihp masaların ayak ucuna koydu,
içlerine de ispırto katınca etrafı hoş birsis kapla-
dı. Insanlar masa hizasına kadarsis içinde oturu-
yorlar, Pire, o sislerin arasında yalnız belden yu-
kansı var, tepsilerie gidip geliyordu"
Pire Nuri'yi görmeyi çok isterdim. Ama mümkün
degildi, çünkü onun hakkında birbirini izleyen öv-
gü mektupları üzerine onu yataklı vagon servisi-
ne terfi ettirmişlerdi.
Evet Sevgili, yemekli vagonun insanlığın en bü-
yük buluşlanndan biri olduğunu söyleyen arkada-
şım haksız degildi. Ama en büyük buluştan da bü-
yük olan, Pire Nuri örneginde de gördüğümüz gi-
bi, insanın kendisi değil mi?
Esenyurt'a iki vakıftan kredi
Riskli konutlan
taşıma projesi
İstanbul Haber Servisi
- Esenyurt'ta rısk alanı
içinde yer alan 463 ko-
nut, Aktarma Konut Pro-
jesi'yle kurtarılıyor.
Esenyurt Belediye Baş-
kanı Ciirbüz Çapan.
Amerika'daki iki vakıftan
sağladığı 700 milyon do-
larlık kredinin 13 milyon
dolannı kapsayacak pro-
jenin 2000 yılında bitiri-
leceğini bildirdi.
Esenyurt'ta sanayi böl-
gesinde yapılan toplam
463 konutta yaşayan in-
sanlann genetik yapılan-
nın tehlikede ol-
duğunu belirten
Çapan. "Koca-
efi'nde zaman za-
man fîziki yapısı
bozuk doğumlar
meydanageldiği-
ni duymuşsunuz-
dur. Burada he-
nüz olmadı ama
sanayi gelişivor.
eğer önlemini al-
mazsakaynı şey-
kr yaşanabilir" dedı.
Bu amaçla 463 konutu
aktarmayı planladıklan-
nı ifade eden Çapan, pro-
jelerinin hazır olduğunu.
aradıklan krediyi de üç
gün önce Amerika'daki i-
ki vakıftan sağladıklannj
bildirdi. Esenkent'in ya-
nında yer alacak projenin
temelinin yazın atılacağı-
nı, 2000 yazında da ta-
mamlanacağını ifade e-
den Çapan şöyle devam
etti: "Söz konusu jerler-
de oturan konut sahiple-
ri, yeni evlerine girdikten
sonra kira öder gibi tak-
sit ödeyerek ev sahibi ola-
caklar. Ödemeler. her av
Çapan: Proje
en kısa sürede
bitirilecek.
130 dolar olmak üzere 11
yıl olarak öngörülüyor.
Aynca şu anda konutlan-
nın olduğu yerler kendile-
rinden ahnmayacak. Ta-
puları yine onlarda ola-
cak ancak söz konusu
yerier konut alanı olarak
kullamlamayacak. tster-
lerse sanay i tesislerine ki-
raja verebüirler."
Amerika'dan sağladık-
lan 700 milyon dolarlık
kredinin 13 milyon dolar-
lık bölümüyle gerçekleş-
tirecekleri Aktarma Ko-
nut Projesi'nin ilketabın-
da, 100 konut
yapmayı düşün-
düklerini söyle-
yen Çapan, "463
konut dışuıda
kalan 537 konu-
tu ise aynı koşul-
larlaöğretmenle-
revereceğiz. Baş-
bakan 20 yılda
herkesi ev sahibi
yapacaklarını
söyledi. Bunlar
muğlak sözler, bizim pro-
jemiz ise gerçek" diye ko-
nuştu.
Çapan, kredinin geri
kalan kısmını da Esen-
yurt'u kültür kenti yapa-
cak yeni projelerde kulla-
nacaklannı belirrti.
Ciddi sosyal dönüşüm
projelenyle gecekondu-
nun öniine geçilebilece-
ğini ifade eden Çapan,
"Bu tür projelerie hem
insanlann mülkJerini
elinden almadan ev sahi-
bi yapabilirsiniz. Hem de
gecekondu yıkımlannda
yaşanan o acı manzarala-
rı ortadan kakiırırsınız"
diye konuştu.
12 Mart öncesi Hava Kuvvetleri tarafından hazırlanan devlet yönetimi taslağı-3
Her kademede parasız eğitim12 Mart'tan önce Hava Kuvvetleri ta-
rafından hazırlanan "Devrim Anayasa-
sı" belgesinin üçüncü bölûmü aşağıda-
dır.
SIKIYÖNETtM:
Madde 40 - Sıkıyönetim ilanı, kanu-
nun öngördüğü hallerde Bakanlar Kuru-
lu'nun yetkisindedir.
Ancak, bir aydan fazla devam ettiril-
mesi, uzatılması ve kaldınlması hakkın-
da Devrim Konseyi karar verir. Sıkıyö-
netim ya da savaş halinde hangi hüküm-
lerin uygulanacağı, hizmet ve işlemlerin
nasıl yürütülecegi, hürriyetlerin nasıl ka-
yıtlanacağı veya durdurulacağı kanunla
gösterilir.
Üçüncü Bölüm
YARGI
KURULLŞ, YETKİ VE GOREV-
LER;
Madde 41 - Mahkemelerin kuruluşu.
yetki ve görevleri. bağımsızlığın kapsam
ve nıteliğı. hâkimlerin nitelikleri, sorum-
luluk ve teminatlan kanunla gösterilir.
Hâkimler, yaıgı yetkisinin kullanılma-
smda bağımsızdırlar.
Duruşmalar, gizliliği hakkında karar
aJınmadıkça herkese açıktır. Bütûn mah-
kemelerin her türlü kararlan gerekçeli
olarak yazılır.
SAVCILIK:
Madde42-Savcılann görev, nitelik ve
sorumluluklan, mesleğe alınışlan ve öz-
lük ışlen kanunla düzenlenir.
İDARİ YARGI:
Madde 43 - Danıştay, idari uyuşmaz-
lıklan ve davalan görmek ve çözümle-
mek, Bakanlar Kurulu'nca gönderilen
tüzük tasanlannı incelemek ve kanunla
gösterilen diğer işleri yapmak üzere;
devrim ilkelerine göre kanunla kurulur.
Danıştay, idari işlem ve tasarruflan
maksat yönünden denetleyemez.
Danıştay üyelerinin seçimi, nitelikle-
ri. sorumluluklan ve özlük işleri Danış-
tay'ın devrim ilkelerine göre kuruluşu
kanunla düzenlenir.
YÜCE DtVAN:
Madde 44 - Devrim Konseyi, Devrim
Meclisi, Bakanlar Kurulu, Danıştay, Yar-
gıtay, Askeri Yargıtay ve Sayıştay üyele-
rini; hizmetleri ile ilgili suçlanndan do-
layı yargılamak üzere Yüce Divan kuru-
lur.
Yüce Divan'ın kuruluşu, yargılama
usulü, üyelerinin seçimi ve özlük hakla-
n kanunla düzenlenir.
DİĞER YARGI ORGANLARI:
Madde 45 - Yargıtay ve Askeri Yargı-
tay, kanunla belırlenen hallerde ilk dere-
ce ve genel olarak kendi aralannda üst
derece mahkeme olarak devrim ilkeleri
Devrim Anayasası,zamanın Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Muhsin Batur'a yakın su-
baylar tarafından ha/ıriandı. Vrkadaşımı/ Deniz TeztePin 1985 Nisan ay ında çektiği
bu fotoğrafta Muhsin Bahır İstanbul Sıkıyönetim Sa>cılığrnda ifade vçrirkengörülüyor.
ve bağımsızlık esasina göre kurulur.
Üyelerinin seçimi, özlük işleri diğer
hâkimler gibidir.
MAHKEME KARARLARI:
Madde 46 - Cumhuriyetin tüm kuru-
luşlan, mahkeme kararlanna uyar. Hiç-
bir makam, kişi ya da organ, mahkeme
kararlannı değiştiremez ve yerine geti-
rilmesini geciktiremez.
ÜÇÜNCL KISIM
TEMEL ÖDEVLER VE HAKLAR
tLKELER:
Madde 47 - Herkese imkân ve firsat
eşitliği sağlanarak; ekonominin toplum-
sal bütünlük, dengelilik ve eşitlik çerçe-
vesi içinde geiiştirilmesi, devletin göre-
vi olup; kişı bu amaca ulaşmada ödevli-
dir.
Kişinin ekonomik haklan. bu ödev so-
nucu ulusal gelire katkıda bulunduğu
yerde başlar ve o oranda gelişir.
Sömürünün her çeşidi yasaktır.
Sosyal güvenlik asıl olup, devletin ko-
yacağı esaslara göre, çalışanlar için ça-
lışma koşullanna; hastalık, küçüklük ve
kocamışlık nedeni ile çalışamayanlar
için de kanun hükümlerine göre düzen-
lenir.
Devlet, herkesin beden ve ruh sağlığı
içinde yaşayabilmesini ve tıbbi bakım
görmesini gerçekleştirmekle görevlidir.
Sermaye, ulusal ekonominin hizme-
tinde olup; kullanılması, kamu yaran ve
halkın ekonomik haklanna aykın ola-
maz.
Devlet, ülke çapında bir yerleşme ve
sosyal mesken politikası uygulamak ve
bunun için gerekli tedbirleri almaklayü-
kümlüdür.
Birinci Bölüm
SOSYAL VE EKONOMÎK HAK-
L.4R VE ÖDEVLER
AİLE VE ÇOCUĞUN KORUNMA-
SI:
Madde 48- Aile, Türk toplumunun te-
melidir. Ailenin ve çocuğun korunması
ve devrimci ilkelerle geiiştirilmesi dev-
letin başlıca görevidir. Yöntemi kanun-
la düzenlenir.
MÜLKİYET VE MİRAS:
Madde 49 - Herkes, mülkiyet ve miras
haklanna sahiptir.
Mülkiyet ve miras haklannın kullanıl-
ması, toplum yarannın gerektirdiği du-
rumlarda; devletçe ve kanunla düzenle-
nir.
TOPRAK VE TARIM DEVRtMt:
Madde 50 - Devlet. toprak ve tanm
devrimini bir bütün halinde ele alır ve
gerçekleştirir. Toprağın verimli olarak
işletilmesıni sağlamak ve topraksız ya
da yetertoprağı olmayan çiftçiye toprak
tahsis etmek amacıyla gereken tedbirle-
ri alır.
Devlet, üretimı arttırmak için, her
alanda kooperatifçıliğı geliştirirvegöze-
tir.
EKONOMİNİN DÜZENLEIVMESİ:
Madde 51 -Tüm ekonomik olanaklar,
toplumsal yapıyı güçlendirecek, halkı
harcadığı emek ve ulusal ekonomiye kat-
kısı oranmda yararlandıracak şekilde dü-
zenlenir.
Temel sanayi, ulaştırma. enerji ve do-
ğal kaynaklar ve ormanlar devletin mül-
kiyetindedir. Bunlar ancak devletin eliy-
le işletilebilir. Devlet, bunlann toplum
yaranna ve etkin olarak işletilmesi için
gereken tedbirlen alır.
Diğer ekonomik kuruluşlann da sa-
hipleriyle, fikir ve beden işçilerinin yö-
netiminde toplumsal yapıyı güçlendire-
cek ve adil bir gelir dağılımını gerçek-
leştirecek biçimde çalışması esastır.
Yöntemi kanunla düzenlenir.
Dış ticaret, bankacılık ve sigortacılık
devletleştirilır. Devlet, iç ticaret alanın-
da da toplum yarannın gerektirdiği ted-
birlen alır.
KALKINMAN1N PLANLANMASI,
PLAN:
Madde 52 - Ekonominin tümünü kap-
sayan ve bağlayan plan esastır. Ancak,
her ekonomik kuruluş. ana kalkınma pla-
nı çerçevesi içinde. kuruluşun ihtiyaç ve
verimlilik dengesıni gözeterek planını
kendisi yapar.
Devlet Planlanıa Teşkilatı, ana planın
devrim ilkelerine göre yaprlması ve
ekonomik kuruluşlann planlannın ana
plana uygunluğunun kontrolü, uygula-
masının denetim ve gözetimi ile görev-
lidir.
ÇALIŞMAHAYATI:
Madde 53 - Çalışma, sağlık durumu
uygun bütün vatandaşlar için bir hak, bir
ödev ve bir şereftir.
Çalışma koşullan ve olanaklan ile ça-
lışanlann sendika ve sosyal güvenlik
haklan kanunla düzenlenir.
tş hayatının düzenlenmesinde, genel
plan hedefleri içinde, kalkınmayı çabuk-
laştıncı ve kalkınmaya katkıda bulunu-
cu tedbirler alınır.
Emeğin, ulusal gelire katkı oranında
ve ekonominin oluşumuna etkisi ölçü-
sünde değeri vardır. Emek ısraf edile-
mez.
Jkınci Bölüm •:«•••>.•
MtLLİ EĞtTİM a.-;.--
tLKELER:
Madde 54- Herkes, öğrenim ve eğitim
hakkına sahiptir. fIköğretim. bütün Türk
vatandaşlan için zorunludur.
Eğitim ve öğretım her kademede pa-
rasızdır. Devlet, eğitim ve ögretimde hal-
kın her kesimini devrim ilkelerini ve in-
sanca yaşamanın önemini anlayacak bir
düzeye getirmeyı ve yurt kalkmmasına
yararlı kişiler yetiştirmeyi hedef alır.
Öğretim. milli ekonominin eleman ih-
tiyacına ve çeşitli kesimlerin istihdam
kapasitesine göre devletçe planlanır.
DİN İŞLERİ:
Madde 55 - Özel din eğitimi yapıla-
maz. Din eğitiminin nitelik ve kapsamı
dev letçe düzenlenir.
Din eğitiminin nitelik ve kapsamı,
devrımın ilke veamaçlanna ve laiklik ii-
kesi ile kişinin vicdan özgürlüğüne ay-
kın olamaz.
Üçüncü Bölüm . \ *;•
MAL^YE VE PLANL.4MA
MALİYE:
Madde 56 - Devletin ve kamu ekono-
mik kuruluşlan dışındakı kamu tüzelki-
şilerinin harcamalan yıllık bütçelerle ya-
pılır. Genel ve katma bütçelerin nasıl ya-
pılacağı. kanunla gösterilir. Bütçe ka-
nunlanna. bütçe ile ilgili hükümlerdışın-
da hiçbir hüküm konulamaz.
Bütçeler. yatınmlan gerçekleştirecek
veplan hedeflerine ulaşmayı sağlayacak
nitelikte düzenlenir.
DENETlM:
Madde 57 - Devletin ve kamu tüzelki-
şilennin harcamalannı ve mallannı Dev-
rim Konseyi adına Sayıştay denetler.
•••"Sayıştay'ın kuruîuş ve işleyişi, dene-
tim usulleri ve mensuplannın nitelikleri
ile özlük işleri kanunla düzenlenir.
SÜRECEK
Uğur Mumcu'nun kaleminden 12 Mart-3
Çağdaş Ittilıatçı arayışıUğur Mumcu'nun emekli General
Celil Gürkan-ın 12 Mart'a Beş Kala'
adlı kitabına yazdığı sunuş yazısının
üçüncü bölümünü yayımhyoruz.
27 Mayıs, kendine özgü koşullan
içinde, Cumhunyet dönemi içinde ye-
ni ve çağdaş bir 'Ittihatcr arayışıdır. 27
Mayıs asker ve sivil öncülerinde, Jako-
ben ya da lttihatçı diyeceğimiz tavnn iz-
lerine rastlanır.
27 Mayıs ihtilali de kendi içinde bir
yol aynmı ıle karşılaşır. Bu yol ayn-
mında 'özgürlükçü kanat' ağır basar.
1961 Anayasası böylece yürürlüğe ko-
nur. Toplum yaşamında yeni bir devır
açılır.
Bu yol aynmında yenik düşen kanat,
sonradan kendi arasında yeni çalkantı-
lara sürüklenir. 'Tûrk-lslam Sentezi'
formülünde kendini bulan antı-laık gö-
rüş, liderini de, 27 Mayıs'ın ihtilalden
sonra yenık düşen kanadından seçer.
Jakoben ve Jironden aynmı burada
da -hiç şüphesiz başka görünümler ile-
yaşanır.
Emekli Tümgeneral CeülGürkan'ın
anılan, 27 Mayıs 1960-12 Mart 1971
çalkantısı içinde çözüm arayan ve çö-
zümü, Atatürk devrimleri anlamında
'devrimciük' ve çağdaş Batı toplumla-
nnda görülen 'demokratlık'çizgisinde
bulan bir özîemi yansıtıyor. General
Gürkan'ın. Kurtuluş Savaşı \e Atatürk
ilkelerine olan bağlılığı 'ilerici ve dev-
rimci' kışiliğini yansıtıyor.
Celil Gürkan, tam bir 'Kemalist su-
bay'dır. Atatürk'ün 'tam bağımsızlık'
ilkesi ile yoğrulan laik düşünceyı vaz-
geçilmez bir inanç sayan, Atatürk dev-
rimlerini. ulusal yapı içinde çağdaşlaş-
ma olarak yorumiayan General Gürkan,
12 Mart 1971'den sonra emekliye sev-
kediliyor, 1973 yılında da elleri ve ayak-
lanna zincir bağlanıp, gözlerine siyah
bağ bağlanarak IstanbuL'Ziverbey'deki
Zihni Paşa Köşkü'nde sorgulanıyor, da-
ha sonra da serbest bırakılıyor.
General Gürkan'ın yaşadığı olaylar,
yine birJakoben-Jironden çatışmasınm
1971 dönemine denk düşen yansıması
değil midir?
Kaynağını tarihin derinliklerinde bu-
lan bu iki görüş, her ihtilalin içinde ve
sonunda tanh ile randevusunu gerçek-
leştinr.
Bu randevuda şanlar ve şöhretler ol-
duğu gibi zincirlere ve kelepçelere de
rastlanır. Celil Gürkan bu şanları ve
şöhretleri zincirler ve kelepçelerle bir-
lıkte yaşamıştır.
Cumhunyet gazetesinde General
Gürkan'ın anılannın bir bölümünü ya-
yımladık. Bu. General Gürkan ile bir
söyleşi niteliğindeydi. Bu yayına baş-
larken, bu anılarda adı geçen herkesin
-doğrulayıcı, yalanlayıcı ve düzeltici-
açıklamalannı da beklediğimizi belirt-
tik. Gazeteye gelen açıklamâları da
Gürkan kitabına aldı.
Bununla bir amaç güttük; amaç, ta-
nhimizin karanlıkta kalan bu dönemi-
ne ışık tutmaktı. Son oruz beş yılda üç
askeri ihtilal yaşamıştık. Bu üç ihtilal-
den de gereken dersleri çıkarmak hepi-
miz için gerekliydi. Askeri ihtilallerin
birdaha olmamasmı ıstiyorsak. bu olay-
Ian çok yakından tanımamız gerekiyor-
du.
General Gürkan, anılan ile bu göre-
vi yaptı. Gazeteye açıklama gönderen
eski ihtilalciler de bu göreve unutulmaz
katkılarda bulundular.
Gerek Gürkan'ın anılannda, gerek
Cumhuriyetgazetesinde bu anılan doğ-
rulayan açıklamalarda açık sözlü öze-
leştiri çabalanna tanık olundu.
Dünya, 70'li yıllardan 80'lı yıllara
doğru gelirken birçok ülkede 'ekonomi-
lerin militarizasyonu' süreci yürürlüğe
kondu. Siyasal liberalızmden yoksun
sistemler üzerine oturtulan totaliter re-
jim özlemleri dünyada yeni bir model
oiuşturdu. 70'li yıllardan 80'Ii yıllara
doğru gelinirken bu sancı yaşandı.
Ekonomılen militarize eden bu yeni
modelin siyasal dildeki eski adı 'Bona-
partizm'dir. Bonapartızm. dev letı, 'st-
nıflar ûstü' bir varlık gibi benımsetme-
ye çalışan, ancak özünde toplumun ay-
ncalıklı kesimlenne dayanan birdikta-
törlük biçimıdir. Jakobenizmden bazı
yöntemleri 'kopyaçeken' Bonapartizm.
ekonomileri militanze eden ve böylece
az gelişmış ülkeleri çokuluslu kapita-
lizm ile bütünleştirmeyi amaçlamakta-
dır.
Anılannda görüleceği gibi General
Gürkan, dünya genelinde yaygınlaşan
bu modele karşı, ideolojik kaynağını
Kurtuluş Savaşı 'nda bulan 'devrimci,
halkçt ulusçu. devletçi, laik' görüşü sa-
vunan ve '1961 Anayasası'ndakiözgür-
lükleri genişkrmeyc çalışan' bir akımın
son öncülerinden bınydı.
General Gürkan'ın anılannı okurken,
askeri müdahalelerin nasıl geliştiğini,
ne gibi çalkantılarla karşılaştığını: iha-
netlerı. döneklikleri. kararsızlıklan -
sankı sizler yaşarcasına- öğreneceksi-
niz. Ister ilencı ve devrimci yanlan ile
'Jakoben'kavramını seçelim, ısterGür-
kan ve arkadaşlanna 'son İttihatçılar"
diyelim, bu umutsuz çırpmışlar 9 Mart
1971 günü büyük bir yenilgi ile sonuç-
lanmıştır. Bu yenilgi. beraberinde bir-
çok yararlı ders de getirmiştir.
Derslerden biri şudur: Sivil demok-
rası yaşadıkça askeri müdahale ortamı
olmaz. Kendiliklerinden cunta kuranlar
olsa bile bu cuntalar başanya ulaşamaz-
lar. Önemli olan, sivil demokrasinin bü-
tün koşullan ile işlemesi ve işletilmesi-
dir. Bunun sorumluluğu askerlerden
çok sivillere düşer. Demokrasiyi yaşat-
mayan sivillerin, olağanüstü dönemler-
de askeri yönetimden yakmmalannın
da bir yaran olmaz.
Ikınci ders, hukuk devletinin, niçin
yaşamsal bir değere sahip olduğunu
gösteriyor. İstanbul'un orta yerinde bir
koru ıçindeki köşkte ınsanlar, elleri ve
ayaklan zincirlenerek en acımasız iş-
kencelerden geçiriliyorlar, bu işkence-
lerde devrin genelkurmay başkanı ve
kuvvet komutanlan ile ilgili suçlayıcı
ıfadeler ahnıyor ve bu işkenceleri ya-
panlar ve yaptıranlar daha sonra ödül-
İendıriliyorlar.
Alınacak üçüncü ders, bir yenilgiden
sonra. bu ihtilal toplantılanna katılan-
jann, anılan yayımlanınca nasıl 'bazan
yapraklan' gibi tir tir titrediklerine ta-
nık olunarak yaşanıyor.
Bütün buolaylan, serüvenleri,yenil-
gileri ve yanılgılan gördükten sonra.
ileri kesım için tek çıkar yolun, örnek-
leri Batı ülkelerinde görülen çoğulcu
demokrasi olduğu iyice anlaşılıyor.
Türkiye, her on yılda yaşadığı bir as-
keri müdahaleden sonra, kısıtlı da olsa,
bir demokrasi ortamına kavuşuyor. Si-
lahlı kuvvetler, yasanan bunca çalkan-
tılara karşın, sağlam geleneklerini ko-
ruyarak siyasetten çekilip 'asügörevf ne
dönüyor.
Her üç askeri ihtilalden sonra ordu-
nun kışlasına çekilmesi, bizlere bir baş-
ka ders daha veriyor: Siviller olarak,
demokrasıyı yaşatmak, demokrasiyi
yaşatırken. kişiler. kurumlar ve partiler
arasında hoşgörü köprüleri kurmak, dü-
şünce aynmlannı koruyarak teröre ve
terorizme ortak biçimde karşı çıkmak...
Emekli General Celil Gürkan, eliniz-
de tuttuğunuz bu kitap ile hem yakın ta-
rihe ışık tutuyor, hem de genç kuşakla-
ra. ahnması gereken derslerin kapılan-
nı aralıyor.
Umarız, bu derslerden yararlananlar,
kendilerinı, geleceğin yanılgılarından,
çalkantılarından, serüvenlerinden ve
tuzakianndan korumasını bilirler...
CumortesiAnneleıi eyleme ara venü
Cumartesi Anneleri'nin 200. buluşma-
sında kayıp yakınlan. Calatasaray Li-
sesi önündeki sessiz oturma eylemüıe
kısa bir ara verme karan aldı. Cumar-
tesi Anneleri son 30 haftadır gü\enlik
giiçleri tarafından engellendiklerini be-
lirterek, "Elbetteki miicadele her yer-
de ve her şeküde sürecek. sürüyor. Biz
Cumartesi Anneleri sessiz çığiığımızı
sürdürdükçe kayıplann sayısı azaklı.
Ancak kayıplar sona ermedi" dediler.
Tidanlan sulamak izne tabi" diyerek
"ilginç" bir açıklama yapan güvenBk
giiçleri, Hasan Ocak'ın annesi Emine
Ocak, Fehmi Tosun'un eşi Hanım To-
sun ve Nimet Tannkulu'nun da arala-
nnda bulunduğu 10 kişivi gözaJtına al-
dı. (Fotoğraf: ALPER TLRGIT)
Dezenformasyona panzehir
Türkiye-îsr
Dış politi
DUTİHfl
il: Stratejik elcsen
[ada yeni koz
'Syaseön!
ı Tfgtjye'cte demotacrtflrİBgm
Zl.yuzyıldaTÜStAO
• Tüıktye ekonomlk çüanazcia
• Euro ve uiustaaıası pata
•Koıova:
UmutBUzluklan doğan güç
•Veneztteüa:
Danofaatii deTTİm
• Bflyûk adamlara ne oldu?
• Ahlak, eükvestyaset
• Devietto çûküşü
koç3miısc2 mtâıı?
AlainChenal
Bülent Tanör
Domirüque Lecourt
Erkut Yücaoğlu
Erol Özkoray
Hugo Chavez
İbrahim Rugova
Jacques de Larosiere
Jacques Julliaıd
Joschka Fischer
Korhan Gümüş
Makyavel
Nurten özkoray
Patrick Wajsman
PaulRicoeur
Turhanllgaz
Wolinski
2. SAYISI ÇIKTI!