20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 MART 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER Düzgören ve Akbal'a hapis cezası • ANKARA (AA)- Genelkurmay Askeri Mahkemesi, "Düşünceye Özgürlük" kitabını imzalayan gazetecı-yazar Koray Düzgören ile sanatçı Nilüfer Akbal'ı, -'Halkı askerlik hizmetinden soğutma yönünde yayın yapmak" suçunu işledikJeri gerekçesiyle, 2'şer ay hapis ve 1 milyon 520 bın lira ağır para cezasına çarptırdı. Fadıl Akgündüz'e sonuştupma izni • ANKARA (AA) - Adalet Bakanlığı, Ankara Cumhuriyet Bassavcılığı'na "10-20 milyar liraya milletvekili satın alabileceği"ne ilişkin sözleri nedeniyle Jet-Pa Holding sahibi Mehmet Fadıl Akgündüz hakkında, "TBMM'nin manevı şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif etmek" suçundan soruşturma yürütme ızni verdi. Adalet Bakanı Selçuk Öztek'in imzasını taşıyan soruşturma izni, dün Ankara Cumhuriyet BaşsavcılığYna ulaşırken başsavcılık, Akgündüz'ün ifadesinin alınması için tstanbul'a talımat yazdı. Kutan'dan FP adaylarına öğüt • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - FP Genel Başkanı Recai Kutan Ankara'da bir araya gelen partisinin milletvekili adaylanndan "seçime kilitlenmelerini" isteyerek "Bu seçim bizim için son derece avantajlı. Kırgınlıklar. eski yeni aynmı ortadan kalkmah" dedi. Kutan, Tûrkiye'nin FP'nin tek başına iktidara gelmesine ihtiyacı oldugunu savundu. Motorine yüzde 6.7 zam • ANKARA (AA)- Motorinin perakende satış fiyatma bugünden itibaren ortalama yüzde 6.7 zam ^apiWı. Petrol Ofisi AŞ'den yapılan açıklamaya göre, motorinin litre fiyatı, Ankara'dalöObinlOO . liradan 170 bin 800 liraya. .'lstanbul'da 160 bin 900 ; liradan 171 bin 600 liraya. ; Izmır'de 159 bin 600 liradan •170 bin 300 liraya • yükseltildi. 7 pofis memuru • ANTALYA(AA)- Antalya Emniyet Müdürii Natık Canca, Antalya'da, çocuğunu hastaneye yetiştirmek isterken ters yöne giren bir vatandaşı tartakladıklan gerekçesiyle 7 polis memurunun açığa alındığını ve haklannda soruşturma başlatıldığını bildirdi. Canca, "Kendini bilmeyen 5-6 memurumuzun, hoş obnayan yanlış davranış biçimi yüzünden, 3 yılın emeği bir anda yıkıldı. Buna kimsenin hakkı yok" dedi. Kayıp 1 trilyon davası • ANKARA (AA)- Kapatılan RP'nin Genel Başkanı Necmettin Erbakan, genel başkan eski yardımcılan Şevket Kazan ve Ahmet Tekdal'ın da aralannda bulunduğu 79 kişinin, 1997 yılı Hazine yardımını 71 il teşkilatına makbuz karşıhğı dağıtıhnış gibi göstererek "kamu kurumunu dolandırdıklan ve bu yolla Siyasi Partiler Yasası'na aykın davrandıklan" gerekçesiyle yargılanmalanna bugün devam edilecek. Özerdem asker kaçagı çıktı • GÖLBAŞI(AA)- Budapeşte'de kaldığı otelin lobisinde ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ı yumruklayan ve yargılaması sonucu delil yetersızliğinden beraat eden Veysel Özerdem, asker kaçagı olduğu gerekçesiyle Adıyaman'ın Gölbaşı ilçesinde gözaltına alındı. Özerdem'in llçe Jandarma Bölük Komutanlığı'nda gözaltında turulduğu, 9 yıldır asker kaçagı olduğu. Elazığ Askerlik Şubesi'ne çekilen faksın yanıtı geldiğinde, belirtilen birliğine mevcutlu olarak götürülüp teslim edileceği bildirildi. Konrad Adenauer Vakfı'nın araştırmasına göre gençliğin en önemli sorunlan belirlendi "Issizlik ve yetersiz eğitim'Istanbul Haber Servisi - Kon- rad Adenauer Vakfı tarafindan yaptınlan araştırmada gençler. yaşamı en anlamlı kılan değerin aileden sonra "eğhûn" oldugunu belirttiler. Araştırma sonucuna göre gençler, ülke sorunlannı bi- rinci olarak eğitimcilerin, ikinci olarak da gençlerin çözebilece- ğine inanıyor. Gençliğin en önemli sorunlan arasında ise bi- rinci sırayı yüzde 70"le "ijszfik", ikinci sırayı yüzde 64'le ''yeter- siz eğitim",üçüncü sırayı da yüz- de 60'la "yoksufluk" alıyor. Tür- kiye'deki gençlerin yüzde 72'si- nin ölüm cezasına karşı olduğu, Alman gençler arasında yapılan başka bir araştırmada ıse Alman gençlerinin yüzde 84'ünün ölüm cezasından yana olduğunun or- taya çıktığı bildirildi. Konrad Adenauer Vakfı tara- findan Istanbul Mülkıyeliler Vakfı Sosyal Araştırmalar Mer- kezi'ne yaptınlan "Türk Genç- Kği 98- Suskun KitJe Büyüteç Al- nnda" başlıklı araştırmanın so- nuçlan, dün The Marmara Ote- li'nde düzenlenen toplantıyla açıklandı. Toplantıya. Konrad Adenauer Vakfı Türkiye Temsil- cisi Dr. YVulf Schönbohm, Istan- bul Mülkiyeliler Vakfı Sosyal Araştırmalar Merkezi Genel Ko- \akfin araşürmasında, gençlerin yüzde 72'sinin ölüm cezasına karşı olduğu ortaya çıkta. ordinatörü Cenap Nuhrat ile Türk Demokrasi Vakfı Başkanı Bülent AkarcalTnın da aralann- da bulunduğu vakıf üyeleri katıl- dı. Türkiye'de 11 ilde 15-27 yaş arasında toplam 2 bin 223 gen- cin görüşünün alındığı araştır- manın sonuçlanna göre gençle- rin ortalama eğitim düzeyinin 9.8 yıl olduğu belirlendi. Araştır- maya göre görüşülen gençlerin yansı bilgisayan, yüzde 82'sı de înternet'i hiç kullanmamış. Gençlerin boş zamanlannı etkin bir şekilde doldurmadığının be- lirtildiği araştırmada, en çok ya- pılan boş zaman etkinliğinin ise "Idtap vedergi okumak" olduğu bildirildi. Araştırmada, gençle- rin yüzde 47'sinin spor yaptığı. yüzde 70'inin hiçbirkulübe, der- neğe ya da benzer bir kuruluşa üye olmadığı. yüzde 29'unun ise sevgilisi ya da kız/erkek arkada- şı olmadığı belirlendi. Gençler, en anlayışlı kişi ola- rak "anneterini", en anlayışsız kişi olarak ise "öğretmenlerini" görüyorlar. Gençlerin eğitimde- ki başlıca şikâyetleri "ezberin eğirimdeki ağu-ngT; gençlerin yansından fazlası ise "okuDarda gençlerin kişOiğinin geüşmesinin engeüendiğûıi*' düşünüyor. Gençler ıçın yaşamı anlamlı kılan değerler sıralamasında da birinci sırayı ailevi değerler, ikinci sırayı entelektüel değerler, üçüncü sırayı toplumsal değer- ler, dördüncü sırayı bireysel de- ğerler. beşinci sırayı dinsel de- ğerler, altıncı sırayı ise maddi de- ğerler alıyor. Araştırmaya göre gençlerin yüzde 70'i görücü usulü evliliğe karşı, yüzde 83 'ü aile planlama- sından yana, büyük birkısmı ise "Ailenin geçim sorumluluğunu kan-kocanın ortaklaşa üstlen- mesi" konusunda modern yak- laşımı benimsiyor. Gençlerin devletten beklenti- leri arasında en önemli grubu yüzde 39 ile "İş ve maddi des- tek". yüzde 27 ile "EğftmT, yüz- de 19 ile "Sosyal hizmet, insana saygı,flgi,yardun", yüzde 8 ile de "Demokrasi, özgürtük ve inanç özgüriüğü" alıyor. Araştırma sonucunda, gençle- rin yansından çoğunun Tûrki- ye'nin AB üyeliğinden yana ol- duğu, AB üyeliğinden yana olanlann dabeşte ikisinin Tûrki- ye'nin "Avrupa'ya bel bağla- maksızın kendi kendini geKştir- mesi"" gerektiğini düşündüğü or- taya çıktı. Araştırmada, gençlerin ya- şamlanndaki memnuniyetin "orta" düzeyde olduğu, çoğun- luğunun da "Gelir dağılımında- ki eşitsizUğin daha da derinleşe- ceği" yönünde kaygısı bulundu- ğu belirlendi. Gençlerin yakla- şık yansı, hiçbir partinin gençle- rin sorunlanyla ilgilenmediğini belirtirken yüzde 30'u da anket tarihinde bir seçim olsaydı oy kullanmayacaklannı ya da ge- çersiz oy kullanacaklannı söyle- di. Tekstil fabrikasmda, erkeklerle aynı işi yaptıklan halde daha az ücret almaktan yakınıyorlar 'Kadınlarevdede işyerindede sömüriiliiyor 9 tPEKYEZDANt New Yorklu kadın dokuma işçilerinin 1857'de "eşit işe eşit ücret" sloganıyla baş- lattığı kadın mücadelesini, 142 yıl sonra "hâlâ" sürdüren, biri sendikacı, dört kadın. Tekstil işçileri aynı fabrikada çalıştıklan erkek işçilerle "aynı işi yapıp" onlardan "daha az" maaş alıyorlar. Tekstil İşçileri Sendikası 2 No'lu Şube Sekreteri Mfimt- neHancan (42), tekstil işçileri Özen Demir (26), Ayşe Kalkan (23) ve Fatma Durdu (30) ile işten, emekten, çalışmaktan, erkek- lerden. kocalann kıskançlığından, kısaca "kadın dertterinden" konuştuk: - tşci kaduılann başlıca sorunlan neter- dir? Mümine - Işyerlennde de maalesef ai- lede olduğu gibi her zaman ikinci sınıf mu- amelesi görüyoruz. Her ne kadar kadın ça- lışma yaşamına eskısinden daha çok girse de. bizler evde. işyerinde, sokakta. her an- lamda sömürülüyoruz; cinsel tacize, hak- sız yere işten çıkanlmaya'maruz kalıyo- ruz. Fabrikalarda, doğum yapan kadınlar ilk önce işten çıkanlan kadınlardır. Çocu- ğu olan kadmlara "Çocuğun hasta olur, isj- ni itamal edersüı" gibi bahanelerle iş veril- miyor. Ben bu yüzden çok kapılardan dön- düm. - Ev işierini bölüşüyor musunuz? • Tekstil İşçileri Sendikası Şube Sekreteri Mümine Hancan, "Sokakta kadın haklannı savunup evde benim hakkıma tecavüz ediyorsa ben böyle kocanın 8 Mart'ı savunmasını istemiyorum" dedi. Fatma Durdu, Mümine Hancan ve Ozen Demir sorunlannı anlatular. Mümine - Ben günde 12 saat bile çalış- sam, eve geldiğim zaman yemek yapılma- mıştır, bulaşık. çamaşır duruyordur. Hatta çocuklann okul veliliği bile duruyordur. okuldakı bır toplantıya dahı adamlar git- mez. u Benim tşimvar" der. Nereye gidiyor- sun? "Kahveyegidiyoruın." Niye okul top- lantısına gitmıyorsun? Senin de çocuğun bu. Çocuklann bakımı, yemeği, ekmeğı. evin temizliği, ütüsü. herşeyı kadına bakı- yor. Akşam oldu mu erkek alıyor eline ku- mandayı, bir güzel uzatıyor ayaklannı, ya maç izliyor ya da kahveye gıdiyor. Ama ka- dının ne bir sosyal hayatı ne bir sinemaya gitme şansı var. En fazla. dedikodu yapmak için üst kattaki komşuya çıkabilirsin. Ayşe-Evlendikten sonra sosyal hayat bi- tiyor zaten. Ben nişanlıyım şu anda, ancak evlenmeye korkuyorum açıkçası. Buraya gelirken bile nişanlımdan izin almak duru- munda kaldım. Nişanlanmadan önce arka- daşlarla toplanıp sinemaya falan gidiyor- duk, şımdi o da yok. Mümine-Ben, mesela sendikada ilk ça- lışmaya başladığım zaman eşim bana çok destek verdi. Ancak iki ay sonra, eve geç gidiyormuşum, zaman ayırmıyormuşum diye eşimle düşman olduk. Çünkü önceden ben sekiz saat çalışıyordum, erkenden eve geliyordum. yemek yapıyordum, önüne ha- zır yemek koyuyordum. Kendisi "flerici, demokrat, solcu' oldugunu söyler. ama bu demokratlar arasında çoraplannı çıkanp kansına yıkatanlar bile gördüm ben ma- alesef. Mesela 8 Mart Kadınlar Günü'nde eşim dışan çıkıp afışleme yapardı, ama ak- şam eve gelince de çorabını bana yıkatır- dı. Eğer senin hakkını sokakta savunup ev- de benim hakkıma tecavüz ediyorsa, ben böyle kocanın 8 Mart'ı savunmasını iste- miyorum kardeşim. Işte bu yüzden bu işe bizim sahip çıkmamız lazım. 8 Mart Dün- ya Emekçi Kadınlar Günü, gerçekten içi doldurularak kadınlann sahip çıkması ge- reken bir gün. Çünkü bu mücadelenin baş- langıcında da kadınlar vardı. - Kadınlar kocalanyla eşit haklara sahip olmak için ne yapmalı peki? Özen - Bana göre, bir kadın çalışıp ger- çek anlamda ekonomik özgürlüğünü ka- zanmalı ki erkekle eşit olabilsin. Başka tür- lü neyin kavgasını yapacaksın yani? Otu- rup bir erkekle "Ben seninle eşitfan" de- mekle olmuyor. Erkek sana köle gözüyle bakıyor. Ayşe - Nişanlım ne çalışmamı ne de iş- yerinde mesaiye kalmamı istemiyor, bu yüzden çok kavga ediyoruz. Ama ben ev- lendikten sonra da çalışacağım. Çalışma- ya, kendi kazandığımı harcamaya alıştım artık, o sıkıntıya gelemem. Bu, kocamı sev- mediğim anlamma gelmez. Doc Dr. Ali Simsek ' 1950 öncesi eğitim sistemi sonraki dönemdenbaşarılı' tstanbul Haber Servisi - TÜSlAD'ın mesleki eğitimle ilgili raporunu hazırlayan Doç. Dr. Ali Şimsek. 16. Milli Eğitim Şûrası'na sunduklan ra- pordaki önerilerin, şûrada alman kararlarda yüzde 90 oranında etkili oldu- gunu söyledi. Şimşek. 1950'ye kadar yaşanan Kemalıst dönemde eği- tim konusunda yapılanla- nn, günümüzde dünyarun yeni uygulamaya başladı- ğı etkili yöntemler oldu- gunu söyledi. TÜSİAD'ın 16. Milli Eğitim Şûrası'na sundu- ğu "Türkiye'de Mesleki ve Teknik Eğjtimin Yeni- den Vapılandınlması" ad- lı raporun yazan Anado- lu Unıversitesi Iletişim Bilimleri Fakültesi Öğre- tim Üyesi Doç. Dr. Ali Şimşek, gazetecilerle söyleşi yaptı. Şimşek. TÛSlAD için hazırladık- lan raporun 16. Milli Eği- tim Şûrasf nda etkili ol- dugunu belirterek çok amaçlı liseler kurularak sayılan 70'e ulaşan fark- lı adlı lise türlerinin azal- tılması önerilerinin kabul edildiğini söyledi. Okullarda tam gün- tam yıl eğitim verilmesi. modüler kredili sisteme geçihnesi, ders kitapla- nnda cinsiyet aynmcılı- ğına dayalı içeriklerın kaldınlması, okullarla iş- letmeler arasında meslek lisesi mezunlannın istih- damı konusunda birimler kurulması gibi şûra karar- lannda hazırladıldan ra- porun da etkili oldugunu kaydetti. Türkiye'de 1950'ye ka- dar yaşanan Kemalist dö- nemde eğitim konusunda çok yoğun ve etkili çalış- malar yapıldığını vurgu- layan Şimşek, 1920'liyıl- larda genç cumhuriyetin, günümüzde Batılı ülkele- rin yeni uygulamaya baş- ladığı uzaktan eğitim ko- nusunda çalışmalar yap- masının, Kemalist dö- nemde eğitime verilen önemi gösterdiğini söyle- di. Köy Enstitüleri'nin nü- fusun mesleki eğitiminde ve göçün önlenmesinde çok önemli katkılan ol- dugunu anlatan Şimşek, eğitim alanında 1950 ön- cesi Kemalist dönemin, 1950 sonrası dönemden daha başanlı oldugunu söyledi. 1950 sonrasmda imam hatip lisesi sayısı- nın. "mesleki eğitim ve- ren okul sayısını arttırryo- ruz" denılerek arttınldı- ğını belirten Şimşek, an- cak bu okullann imam ve hatip olamayan kız öğ- rencıleri aldığını vurgu- ladı. Üniversiteye gireme- yen klasik lise mezunJan- nın büyük oranda işsizlik sorunu yaşadıklannı vur- gulayan Şimşek, meslek lisesi mezunlannın bü- yük çoğunluğunun ıse üniversitede farklı for- masyonlan tercih etmele- rinin, mesleki eğitımde kendileri için yapılan har- camanın boşa gitmesıne neden oldugunu söyledi. Üniversitelerarası Kurul'da lisansüstü eğitim konusu ele alındı Master sıııavlanmla değişiklik ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Baş- kanı Kemal Gürüz. lisansüstü eğiti- mi için üniversıteler tarafindan yapı- lan bilim sınavının kaldırılmasını önerdi. Üniversitelerarası Kunıl (ÜAK), Uludağ Üniversitesi Rektörii ve ÜAK Başkanı Prof. Dr. Ayhan Kızıl başkanlıgında toplandı. ÜAK üyele- rine bir açıklama yapan Prof. Dr. Gü- rüz, lisansüstü eğitimini kapsayan master ve doktora programlan için üniversiteler tarafindan yapılan bi- lim sınavının kaldınlmasını önerdi. YÖK"ün bu konuda hazırladığı Li- sansüstü Eğitimi Yönetmeliği'nde yapılması öngörülen değişiklik hak- kında bılgi veren Gürüz, master ve doktora için bundan sonra Lisansüs- tü Eğitim Sınavı'nın (LES) ağırlıklı olmasının planlandığını bildirdi. Gü- rüz, LES'ın yanı sıra, master ve dok- tora için ahnacak öğrencilerle görüş- me yapılıp yapılmayacağına ve not ortalamasına bakılıp bakılmayacağı- na üniversitelerin karar vermesinin önerildiğini kaydetti. Gürüz'ün öne- risi, toplantıda tartışıldıktan sonra karara bağlandı. ÜAK toplantısında S p o n s o r f i r m a l a r u y a r ı l d ı Reklam durdurma cezasıANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Reklam Kurulu, aralannda "Çarktfe- tek"in de bulunduğu 3 televizyon prog- ramındaki sponsor firma reklamlanna durdurma cezası verdi. Kurulun kara- rına uymayan fîrmalara 54 miryar lira para cezası verilebilecek. Reklam Kurulu, son toplantısında Kanal D'de yayımlanan "Çarkrfetek", HBB'de yayımianan "ÖnceSağnk" ve NTV'de yayımlanan "1STV Yol" adlı programlarda yer alan sponsor firma- lann program desteklemesini. 4077 sa- yılı Tüketicinin Korunması Hakkında Yasa'nm 16. maddesine aykın olarak yaptıklannı sa'ptadı. Bunun üzerine ku- nıl, programlan destekleyen sponsor firmalann reklamlanna, yasalara uy- gun düzenleme yapılıncaya kadar dur- durma cezası verilmesini kararlaştırdı. Reklam Kurulu Başkanı Mehmet Akif Ersin. bu programlarda "destek- laae'' ad» altında tamamıyîa sponsor firmalann reklamlanmn yapıldığmı kaydetti. Radyo ve Televizyonlann Ku- nıluş ve YayinJan Hakkında Yasa'nın 23. maddesi uyannca sponsor firmanın adının programınbaşında ya da sonun- da uygun bir biçimde gösterilebilece- ğini kaydeden Ersin, içerikte, fınna ürünJerinin tanıtımı, reklamı ya da sa- tın ahnmasını destekleyecek herhangi bsr unsur kullamlmasının kabul edile- meyeceğini bildirdi. Ersin şunlan söy- ledi: "Türkiye'de kurallar, sanki uyulma- mak için konuhnuş. Hukuk devietinde kurallar vasalarlabelirlcnir\c ilgili olan herkes, beğensin beğenmesin bu kural- lara uyar. Hukuka saygı bunu gerekti- rir. Şayet o hukuk kuralının haksızlığı- na vedeğ^mesi gerektiğine inanryorsa- nız bunun k,in gerekli her türhı çabayı harca>ahilirsinİ7. Ancak o kural deği- şene kadar ona uymak zorundasuıız. Sizin çıkaıiaruuza u\ nıuyor diye, o ku- rallan çiğneyemezsiniz." Kurul, geçen yıl haziran ve ağustos aylannda yaptığı toplantılarda ses sa- natçılan SibelCan'ın "Aman". Mah- sun KırmızıgüJ'ün "Taşraü". Aşkın Nur Yengi'ın "Yabani", Izd'in *Ema- net", Çeük' in "Aynlık Deme Bana" ve "Sevdan Gözümün Bebeği" ile Musta- fa Sandalın "Araba" adlı klibinde, sponsor firmalann yasaya aykın rek- lamına ilişkin durdurma cezası vermiş- ti. aynca, tıp fakültesi öğrencilerine ye- terlilik getirilmesine yönelik konu gündeme geldi. Üniversitelerarası Kurul, tıp fakül- telerinin 5. smıflanna merkezi bir ye- terlilik sınavı getirilmesini kararlaş- tırdı. Yılda 2 kez yapılacak sınavı ba- şaramayan öğrenciler, 6. sınıfa (aile hekimliği dönemi) devam edemeye- cek. Sınavın şekli ve zamanı bundan sonra yapılacak ÜAK toplantısında görüşülecek. ÜAK Başkanı Prof. Dr. Ayhan Kı- zıl, sınavın gelecek yıl uygulanması- nm ilke olarak benimsendiğini belir- terek "5. sınıflarda yapı- lacak >ctcrlilik sınavı, ül- ke genelinde yapılacak milli bir snıava da hazır- lık olacak" dedi Başansız olan öğren- cilerin yeniden sınava gi- rebileceğini kaydeden Kızıl, sınavla her fakül- tenin bilimsel açıdan de- ğerlendirilmiş olacağmı söyledi. Aynca tıp fakül- telerinin haritasınm or- taya çıkacağını anlatan Kızıl, öğrencilerin seçim yapmalannda kolaylık sağlanmış olunacağını kaydetti. Kızıl, toplantıda, mas- ter ve doktora için üni- versiteler tarafindan ya- pılan bilim sınavının kal- dınlması ve Lisansüstü Eğitim Smavı (LES) ile öğrenci alınmasının be- nimsendiğini bildirdi. Buna göre, master ve doktora yapmak isteyen öğrencilerin LES'ten en az 45 puan alması gere- kiyor. LES'in yanı sıra not ortalaması ya da gö- riişmeyle de öğrenci alı- nabilecek. Toplantıda aynca hukuk fakültele- rine de sınav konulması benimsendi. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Özalcılığa Tamam mı, Devam mı?Menderes'ten Özal'a, 22 yıl içinde Türk Lirası dolara karşı sadece 5 kat değer yitirmişti. Özal'ın ekonomiye damgasını vurduğu Ocak 1980'den Ocak 1999'a 19 yıl geçti. VeÖzalcı 19 yılda... Türk parasının dolara karşı değeri yaklaşık 7850 kat düştü. Yoksulluk sının altında yaşayanların oranı yüz- de 26'ya ulaştı. Türkiye dünyada gelir dağılımı en bozuk on ülke arasına girdi. Sadece sınıflar arasında değil, bölgeler arasın- da da dengeler daha da bozuldu. özelleştirme Güneydoğu'da işsizliği arttırdı. P- KK terörünün toplumsal bağlannı güçlendirdi. Ve çok partili yaşama geçildiğinden bu yana, ilk kez dinci ve ırkçı sağın oylannın "ılımlı sağ'm oy- lannı geçip geçemeyeceği tartışılıyor... Tamam mı, yoksa devam mı? ••• önümde, iktisatçı-bankacı Teoman Yazgan'ın çok ilginç bir raporu var. "Serbest piyasa ekonomisi" acaba niçin tcat edilmiştir? Normal olmayan fıyat artışlannı, reka- bet sayesinde önleyebilmek için. örneğin Almanya'da, bir renkli TV'nin 20 yıl ön- ceki fiyatı yaklaşık 3 bin DM iken, şimdi 800 DM dolayındadır. Aynı mal ya da hizmeti üretenlerin aralannda anlaşarak fiyat arttırmaları. gerek ABD'de gerekse Avrupa'da büyük suçtur. Oysa Türkiye'de... Otomotiv sanayiinden inşaat sektörüne kadar, başlıca firmalar aynı günlerde aynı oranda zam yapariar. Örneğin beş ünlü lastik üreticisi, her ayın ilk haftasında, aynı oranda fıyatlarını arttınr. Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyo- nu'na bağlı meslek odalan, her uygun gördüğün- de kendi tarifelerini kendisi belirler. Bütün üyeleri- ni de buna uymak zorunda bırakır... Hani, nerede "serbest rekabet?" ••• O zamanki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu, 1994 yılında 16 büyük çelik üreticisi firmaya tam 117 milyondolarceza verdi.. "Anlaşarak fiyatsap- tadıklan vepazaıianpaylaştıklan" için! Sayın Teoman Yazgan, raporunda şöyle diyor: "Avrupa ve Birleşik Amerika 'da aynı malı satan firmalar, anti-tekel yasalannın da zorlamasıyla, bir malı olabildiğince ucuz satmak, Türkiye'de ise 198O'lı yıllardan beri olabildiğince pahalı satmak savaşı içindediher. Bu uygulama, ister istemez Türkiye 'yi benzeri görülmeyen bir yapay ve zoria- ma enflasvon batağına doğru sürüklemektedir." Devfet Istatistik Enstitüsü verilen ortada. Inanılmaz ama gerçek!.. 19 yıllık Özalcı ekono- minin Türk halkına armağanı, yüzde 785 bin'lik bir enflasyon! Peki Özal bunu niçin yaptı? Halkın elindeki "fazla kaynağın" büyük serma- yenin elinde toplanması ve bunun da yatırıma dö- nüşmesi için. Ama fıyat artışlan başını alıp gider- ken, yatınmlar da beklenen düzeyde gerçekleşme- di. Çünkü zam yapmak yatınm yapmaktan daha kârlı oldu. Sanayiciler, daha az üretip daha çok zam yapa- rak, bir yıl öncekinden daha çok kazanmanın ta- dına vardılar... • • • ABD'de kendi adıyla anılan yasanın gerekçesi- ni savunan Senatör Sherman, daha 1890 yılında şöyle demişti: "Biz Amerikan toplumu olarak, bütün siyasal güçleri elinde toplamış birkrala, diktatöre nasıl ta- hammül edemiyorsak, bütün ekonomik güçleri elinde bulunduran, denetleyen bir ekonomik kra- la ya da krallara da aynı şekilde tahammül ede- meyiz. Ekonomik diktatörter olan tröst ve kartel- lerden mutlaka kurtulmak zorundayız." Gücün gücü dengelemediği yerde demokrasi olmaz! özal'ın -Teoman Yazgan'ın deyimiyle- "Ortakla- şa fiyat artışı yapılabilen tröst ekonomisi"n\n bu- gün ülkeyi getirdiği noktadaki gibi... biryozlaşma batağı olur. Ve seçimlere bir ay kalmışken bile... Önde gelen hiçbir parti, bu çarpıklığı gündeme getirmeye cesaret edemez! TÜRSAB'dan hazırlık Güneydoğu için turizm kampanyası Istanbul Haber Servisi - Türkiye Seyahat Acenta- lan Birliğî (TÜRSAB) Başkanı Talha Çamaş, "Güneydoğu'ya yeniden turizm" kampanyasının ikincisini Van'dan başla- tacaklannı belirterek amaçlannın, Güneydoğu Anadolu için oluşan olumsuz imajı değiştire- rek bölgenin esas özelliğı olan zengin tarihsel ve kültürel değerleri ile ta- nınmasım sağlamak oldu- ğunü kaydetti. TÜRSAB, "Güneydo- ğu'da yeniden turizm" kampanyasının ikincisini Van'dan başlatacak. Talha Çamaş, kampanyayla ilgi- li yaptığı yazılı açıklama- da, geçen yıl açılan ve il- ki Urfa. Mardin ve Diyar- bakır'da gerçekleştirilen kampanya ile bölgenin uluslararası pazara çıka- nlması için ilk girişimi baslattıklannı anımsara- tak "Bu kampanya ile amacumz, tarihsel ve kül- türel miras açısından dün- yanın en zengin bölgeterin- den biri olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni eski- den olduğu gibi yeniden bir turizm destinasyonu haline getirmektir" dedi. Çamaş, TÜRSAB ola- rak açtıkları kampanya çerçevesinde uygulamaya konulacak projelerin, dünya turizm pazanndaki yeni trendlere de uygun olacağı için ihtiyaç duyu- lacak finansmanın daha kolay temin edileceğini ifade ederek açıklamasın- da, hükümetin bölge için hazırladığı projeler kapsa- mında buraya yapılacak yatınmlara gerekli kaynak aktanldığında, bölgenin çok kısa sürede turizmde eskiden olduğu gibi yine en cazip bölge olacağma dikkat çekti. Çamaş şunla- n söyledi: "Amacımız, Güneydo- ğu Anadolu için oluşan olumsuzimajı değiştirerek bölgenin esas özelliği olan zengin tarihsel ve kültürel değerleri ile tanınmasını sağlamakür." Çamaş, hükümetin Gü- neydoğu Anadolu'nun ye- niden kalkındınlması kap- samında hazırladığı ön- lemleri değerlendirirken de. bölgenin en önemli ta- Ieplerinden biri olan yeni iş alanlannm açılması ve bu yolla bölgenin ekono- mik ve sosyal gelişmesi- nin sağlanması için turiz- min ideal alan oldugunu bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle