Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
fmtiyaz Sahibi: Berin Nadi
Oenel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç
0 Genel Yaym Koordinaıörü Hikmet
ÇetinkavaO Yazıişlen Müdürü Ibrahinı
Yıldız • Sommlu Müdür. Fikret tlkiz
0 Haber Merkezi Mudürü Hakan
Kara • Görsel Yönetmen- Fikret Eser
tstıhbarat. Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı Özlem
V'üzak0 Kultur Handan îjenköken 0 Spor
Abdülkadir Yücelman 0 MakaJeJer Sami
Karaören 0 Düzeltme Abdullab Yazıcı 0
Fotofraf. Erdoğan Köseoğlu 0 Bilgi-Belge
Edibe Buğra 0 Yurt Haberleri: Mehmet Faraç
Yayın Kuralu tlban Selçuk
(Başkan). Orhan Erinç, Okfay
Kurtböke. Hikmet Çetinka>a,
Şükran Soner, Ergun Balcı.
fbrahim Y ıldız, Orhan Bursah,
Mustsfa Balba\. Hakan Kara.
Ankara Temsilcisı. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan
No: 125, Kat-4, Bakanlıklar-Ankara Te): 4195020 (7
hat). Faks: 4195027 0 Lzmır Temsılcısı: Serdar Kıak,
H.ZıyaBlv. 1352S.2'3Tel 4411220, Fakv4419117
0AdanaTemsilcisı: Çetin Yiğenoglu, inönüCd. 119
S. Noi Kat.l, Tel 363 12 11, Faks 363 12 15
Mûessese Mudüru tstûn AknKn •
Koordırator Ahım* Konıiun # Muha-
sebe BSItnt Yener • Idare HÜM>1B
Gürer • Rtlgı-tslmı Nail tnal • Bılgı
sajarSıstem Mör&vrt Çfler#SaHş
FnaletKııza
MEDYA C: • Yooetım Kuı
Başkanı - Genel Müdür Gül
Erduran # Koordınator Rı
Ijıbnan • Genei MudurYaıdum
SevdaÇobao Tel 514 01 5
51395 80-513S46CWl.Faks 513S
>ayımla>an \e Basan: >em Gun Haber Aıansı, Basın ve Yaymcılüt A.$.
TurktKJğı Cad '1 41 Ca|aioğiu 34334 lsl ~PK 346 Sırkecı tstanbu) Tel <O'212l 512 05 05 120 hat) Faks-(0,212) 513 85 95İ46S^;crrs^bü)Tei7o-2i2,5i2o5Qsi2Oha,)Faks(o,212)5i38595 IUMARII999 Imsak: 4.52 üuneş:6.IV Uğle: 12.22 IKındı: İ3.J4 Akşam: 18. II Yatsı: 19J2
Time dergisinin kapak yaptığı haberde, menopozun kadın için artık bitiş değil, başlangıç olduğu belirtiliyor
W
21. yüzyıhn Hdeıi kachn olacak'
yöntemlepi
seminepi
• İstanbul Haber Servisi -
Organon tlaçian AŞ
tarafindan gerçekleştiriien
"Basın Egıtim
Seminerleri " çerçevesinde
düzenlenen "IVF (Tüp
Bebek) Yöntetnleri"
konulu toplantı. Four
Seasons Hotel'de dün
yapıldı. Toplantıda
konuşan Ankara Dr. Zekai
Tahir Burak, Kadın
Hastanesi Başhekimi Doç.
Dr. Oya Gökmen. "Tüp
bebek merkezleri Sağlık
Bakanlığı'nabağlı
Üremeye Yardımci
Merkezler BiJimseî
Kurulu tarafindan kontrol
edilmektedir. Ancak buna
rağmen tüp bebek
sayısmda birtakım
abartılar yapılmaktadır"
dedi.
Dakikada
250 bebek
• ANKARA (AA)-
Dünyaya, dakikada 250
bebek 'merhaba' derken,
busayı biryılda88
milyona ulasıyor. Türkiye
Genel Hizmetler
Sendikasfnın hazırladığı
aylık bültende yer alan bir
araştırma sonucuna göre,
Almanya'nın 'Dünya
Nüfusu Araştırma
Enstitüsü' yerkürenin
nüfusunun 5.9 milyara
ulastığmı açıkladı.
Dünyaya. birgûnde 236
bin. bir ayda 7 milyon, bir
yılda ise 88 milyon bebek
'merhaba'derken. 1999
yılının 2. yansında
nüfusun 6 milyan aşması
bekleniyor.
Anî kalp
krizlepine önlem
• CHICAGO(AA)-
ABD ve Kanada'da 85 tıp
merkezinde 2.200 hasta
üzerinde denemesi yapılan
yeni bir cihazla. ani kalp
krizlerinin yüzde 50
önlendiği bildirildi.
ABD'nin New Orleans
kentinde sürmekte olan
Amerikan Kardiyoloji
Koleji toplantıJannda,
bilim adamlan
İmplantable Cardioverter
Defibrillator' (ICD) adı
verilen yanm sigara paketi
büyükJüğündeki cihazın
gögsün içine
yerleşnrildigini belirttiJer.
Göğsün içine küçük bir
ameliyatla yerleştirilen
cihazın. kalbin ritimlerini
takip ettiği ve
anormallik tespit ettiği an,
kalbe elektrik şoku
göndererek kalp atışlannı
normale çevirdiği
kaydedıldı.
mre çalışamaz
durumda
• CHICAGO(AA)-
Amerikan Uzay ve
Havacıhk Daıresi
(NASA), 4 Mart'ta uzaya
fırlatılan Wire teleskop
aracının, meydana gelen
ariza yüzünden, bilimseJ
araşrırmasını
yapamayacak duruma
geldiğini bildirdi. NASA
bilim adamlan, aracın
sogutucu
sistemini devreye sokan
donmuş hidrojenin
tamammın uzaya
salıveritmiş oldugunu,
aracın bilimsel araştırma
aksamını soğutmaya
yarayan altematifin
böylece ortadan kalktığını
belirttiler.
TDİden indîPim
• İstanbul Haber Servisi -
Türkiye Denizcilik
Işletmeleri Genel
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamada. deniz
sevgisini pekiştirmek ve
hafta sonunu farklı bir
mekânda geçirmek
isteyenler için cuma
gününden itibaren
Istanbul-lzmir-tstanbul
hattındaki feribot
seferlerinde indirim
yapılacağı bildirildi.
Tan yupda döndü
• İstanbul Haber Servisi -
Uluslararası Berlin Turizm
Fuan'nın açılışına katılan
Turizm Bakanı Ahmet Tan
dün yurda döndü. Tan,
Atatürk Havalimanı'nda
yaptığı açıklamada,
"Berlin Turizm Fuan'mn,
dünyanın en büyük fuan
olduğunu söyledi.
• Yazar Angier'e göre, bazılan tarafindan kadinın zayıf
tarafı olarak görülen âdet döneminden önce bazı
kadınlar daha üretken oluyorlar ve kendilerini daha iyi
hissediyorlar. Natalie Angier, kadınlann bu dönemde
zekâlannın daha açık oldugunu söylüyor.
Dış Haberler Servisi - Feminist hare-
ketin son 30 yılda kaydettiği ilerleme-
ler, kadınlara biyolojik özellikleri yü-
zûnden ikinci sınıfinsan gözüyle bakıl-
masına engel olamadı. Ancak son
araştırmalar, kadını "âdet dönemi ve
menopoz dahil kadınhk özeUikkriyle"
kabul etme eğilıminin giderek güçlen-
mesini sağladı.
ABD'de yayımlanan haftalık haber
dergisi Time'ın, "Kadın Vücudu Hak-
kmdakJGerçekler'baş
lığıyla kapak yaptığı
haberde, son yıllarda
bu konuda yazılan kı-
taplardan da örnekler
veriliyor. NatalieAngi-
er' in 'Kadın: Mahrem
Coğrafya1
. Dianne Ha-
les'ın' Kadın Gibi". He-
knRscherınÜkCins'
adlı kitapları bunlara
birkaç örnek.
Bazı feministler ka-
dın ve erkek arasında-
ki farklılıklann gene-
tik yapıdan degil basta
yeriştirme biçimi olmak üzere sosyaJ et-
kenlerden kaynaklandığını savunsa da
her iki cins arasında ciddı biyolojik
farklılıklar mevcut. Söz gelimi, renk
körlüğüne. kadınlarda erkeklerden da-
ha az rastlanıyor. Kadınlann beyni da-
ha kûçüktür, ancak beyin hücreleri da-
ha fazladır. Evet erkekler kadmlardan
yüzde 10 daha uzun, yüzde 20 daha
ağır ve fîziksel açıdan yüzde 30 daha
güçlüdür. Ancak kadınlar hastalıklara
karşı daha dayanıkhdırlar. Spor karşı-
laşmalannda kadın ile erkek arasında-
ki fark ıse giderek kapanıyor. Bugünün
kadını. birkaç yılöncesine göre berhan-
gi bir erkekten daha hızlı koşabiliyor,
yüzebiliyor.
1964 yılından bu yana kadınların
maraton koşma süresi yüzde 32 kısaJdı.
Erkeklerde ise bu oran sadece yüzde
4.2 oldu.
Son yapılan araştırmalarkadın ve er-
kek vücudu arasındaki farklann daha
önce bilinenden daha karmaşık oldugu-
nu gösteriyor. Östrojen ve testosteron
hormonlan her iki cinste farklı oranlar-
da mevcut. 'Kadın: Mahrem Coğraf-
ya' kitabının yazan Na-
talie Angier. östrojen hor-
monu az olan erkeklerin
"daha fazlaerkek" olma-
dıklannı belirterek, bili-
madamlannın testoste-
ron hormonuyla saldır-
ganlık arasında açık bir
ilişki saptamadıklannı ile-
ri sürüyor.
Kadın ve erkeklerin bir-
birlerine üstün taraflan
var. Rahminde yeni bir
canlıyı büyütüp dünyaya
getirme özelliğine sahip
olan kadın, daha payla-
şımcı. Angier'e göre, bazılan tarafin-
dan kadının zayıf tarafı olarak görülen
âdet döneminden önce, bazı kadınlar
daha üretken oluyorlar ve kendilerini da-
ha iyi hıssediyorlar. Natalie Angier, ka-
dınlann bu dönemde zekâlannın daha
açık oldugunu söylüyor.
Helen Fischer 'IlkCins' adlı kitabm-
da, antropologlann, -Kadınlann psiki-
lojikaçıdan 21.yûzyıhn üderi olmayaha-
zıriandıklan" yönündeki tahminlerine
yer veriyor.
Time dergisinin 10 sayfa ayırdığı ha-
berde, menopozun kadın için artık bir
bitiş değil, bir başlangıç olduğu da be-
lirtiliyor.
ABD'li kadınlann son yüzyılı
Pantolon giydi
diye alay ettiler
"^ P a n t o
' o n :
Kadınlara oy
hakkı tanınması için
savaşım veren Amelia
Jenks. ilk kez pantolon
giydi. Pantolonun üstüne
diz üstü bir etek giyen
Jenks, sokaga çıktıgında
alaya alındı.
Kadın dergisi
The Ladies
Journal, kadınlara, halter
kaldırarak kuvvetlerini
arttırmalannı öneriyordu.
Everest Dagı'na tırmandı.
« 0 H Gloria Steınem,
'ErkekJerâdet
görebilselerdi' adlı
makaleyi yazdı. Steinem,
makalede, erkekler âdet
görebilseydıler 'uzunluğu
ve çokluğuyla'
böbürleneceklerini ilen
sürdü.
kontrol klıniği,
toplumsal felaket ilan
edildi ve sahibi Margaret
Sanger hapse atıldı.
Doğum kontrol
haplannın yan
etkilerinin karnuoyuna
açıklanrnasını talep eden
kadınlar Senato'yu bastı.
Aynı yıl Los Angeles'taki
Feminist Sağlık
Merkezi'ndeCarol
Downer ve yardımcılan,
kadınlara kendi
kendilerinejinekolojik
muayene yapabilmelerini
öğrettı. Böylece kadınlar,
eskiden 'aşagısı' olarak
bilinen o gizemli bölgede
ne olup bittigini
öğrenmeye başladılar.
"I97S 'Bedenlenmiz.
Kendımiz' adlı
kıtap best- seller oldu.
,ıı gu Japonyalı
I *
7 5
Junko Tabei,
1980 K a d ı n
'a r
-u z u n
topuklular
yerine düz spor
ayakkabılan tercih
etmeye başladılar.
1984
1982 Jane Fonda'nın
aerobik kasetı
salgın haline geldi.
ABD kadın
basketbol
takımı ilk kez olimpiyat
şampiyonu oldu.
Madonna,
milyonlarca
ABD'li kadına vücut
geliştirmeye yönelmeleri
konusunda örnek oldu.
İlk kez iki cinsiyet
arasında farklılıklar
olduğunun farkına varan
ABD hükümeti, Kadın
Sağlığı Araştırmalan
Bürosu'nu kurdu.
Tombul TV
yıldızı Camryn
Manheim, En iyi
yardımcı kadın oyuncu
dalında Emmy ödülü
kazandı. Manheim, bunu
tombul kadınlann zaferi
olarak ilan etti.
Kadının sağlık sorunları farklı
Tıptaki gelişmeler, cinsiyetteki farklılıklann
önemli oldugunu gösteriyor. Erkek ve kadın
vücudunda farklı sağlık sorunları ortaya
ç/kıyor. Herikidnsin ilaçlara verdiğitepkiler
ve tedaviler değişik oluyor.
KALP
Kadıniar ilk kalp knzinı erkeklerden on yıl daha
geç geçınyoriar. Bu yüzden kalp krızı kadında
daha çok ölümle sonuçlanıyor. Kalp krizı geçıren
kadmlardan yüzde 42'si yaşamırıı yitirirken,
erkeklerde bu oran sadece yuzde 24. Östrojen
hormonu, damarların esnemesıne yardım ettiği
gıbi karacığenn damar sertleşmesini önteyen
HDL adlı iyi huylu kofestrolü üretmesini sağlıyof.
Bu yüzden menopoz sonrası kalp
rahatsızlıklarmda artış gdzlenıyor.
ÜREME ORGANURI
Erken teşhıs, rahim ve yumurtalık kansen olaylanmn son
beş yıl içınde onemli oranda azalmasına yol açtı. Doğum
kontrol haplan ve hormon tedavisinın yanı sıra sağtıklı
beslenmenın rahim kansen nskıni azalttığı kaydedılıyor.
DİZDEKİ RİSK
Sporia uğraşan kadınlann sayıstnın artmasıyla
sakatlanmaların erkeklerden farklı okiuğu
göriildü. Kadınlarda dızbağı zedelenmeleri
daha çok yaşanıyor ve lyıleşmelen daha
uzun sürüyor.
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ
Kadmdakı bağışıklık sıstemı erkektekinden daha
mükemmel ve daha hızlı çalışıyor. Ancak çok hızlı
çalışan bağışıklık sisteminın sağlıklı hücreleri de
hedef alması, kadınlarda derı veremı ve ciltte
sertleşme gıbi sorunlann daha çok
yaşanmasına yol açıyor.
DÜŞÜNCE ve RUH HALİ
Kadınlar depresyona erkeklerden daha fazla yatkın.
Bunda hormonlann olduğu kadar stres ve toplumsal
yaşamtn da etkısı var. Kadınlarda, ruh hajinı lyıleştıren
serotonin hormonu daha az salgılanıyor. Serotonın
hormonunda 6stro|en yüzünden yaşanan değışıklığe
kadınlar daha fazla duyarlılık gösteriyor.
GÖĞÜS KANSERİ
Son araştırmalar erken teşhıs üzerinde yoğunlaşıyor.
Goğüs kansennde genlenn ne ölçüde rolü olduğu
hâlâ tartışılsa da BRCA1 ya da BRC 2 genlerine sahıp
kadınlann 70 yaşında bu kanser türune yakalanma
oİBSılığı yüzde 56 kadar yüksek.
SİNDİRİM SİSTEMİ
Kadınlann yıyeceklen sındırmesı erkeklerden daha
çok vakrt akjığı gtbı kadının tükünjğünde farklı kımyasa)
madöeler bu/unuyor. Kadınlarda kabızlık ve dığer
bağırsak rahatsızlıklarına daha fazla rastlanıyor
ACIYI HİSSETME
Kadınlann erkeklerden daha çok ve daha uzun sürelı
acı çektığı ortaya çıktı. Bu da her ıkı cinsın acıya farklı
tepki gösterdiğinı ortaya koydu.
KEMİK ERİMESf
Kadınlar ılen yaşlarda kemiktefde önemli bir değişim
yaşarlar. Özellikle menopoz sonrası kemıkler daha da
zayrflar. Östro/enin azalmasj kemik kaybına yol açar
KANSER ÇEŞİTLERİ
ABD'de 1999 yılında akcığer ve nefes borusu
kanserınden 68 bin kadın, 90 bın 900 erkek öldu.
Göğus kansen 43 bın 300 kadının olümüne yol
açarken, prostat kansennden ölen erkeklenn sayısı
37 bın. Bağırsak kansennden 28 bın 800 kadın, 27
bın 800 erkek öldü. Pankreas kansen ıse 14 bın 700
kadının, 13 bın 900 erkeğın ölumüne yol açtı. Rahim
kanserinden ölen kadınlann sayısı ise 14 bin 500.
# •
Çevre koruma
bölgelerinin sayısı
çıkıyor
e-posta: tan (« prizma. net tr
tZMİR(Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Türkiye'de bulu-
nan 12 özel çevre koruma
bölgesinin yanı sıra ekolo-
jik dengenin hassas şekilde
sürdüğü 4 alanın daha bu
statüye alınması için çalış-
ma başlatıldı.
Alman bilgiye göre, Çev-
re Bakanlığı'na bağlı Özel
Çevre Koruma Kurumu
(ÖÇKK): Kelebekler Vadi-
si, Kızılırmak Deltası. Tuz
Gölü ve Uzungöl Yayla-
sı'nın özel çevre koruma
bölgesi ilan edilmesi için
Başbakanlığa başvurdu.
Basbakanlığın ilgili kuruluş-
lardan görüş alarak Bakan-
lar Kurulu'ndan karar çı-
kanlması halinde bu dört
bölgenin de özel çevre ko-
ruma bölgesi ilan edilece-
ği belirtildi.
Türkiye'de 12 özel çevre
koruma bölgesi bulunuyor.
Özel çevre koruma bölge-
leri olan Gökova, Köyce-
ğiz-Dalyan. Fethiye, Patara,
Kekova. Göksu Deltası,
Gölbaşı, Datça-Bozburan.
Belek, Ihlara Vadisi, Foça ve
Pamukkale'de toplam 4.188
kilometrekarelik alan
ÖÇKK tarafindan korunu-
yor. Köyceğiz-Dalyan,
Muğla'nın güneydoğusun-
daki göl ve kanallan, flora
ve fauna zenginlikleri nede-
niyle özel çevTe koruma böl-
gesi (ÖÇKB) ilan edıldi.
Fethiye-Göcek'te. eşsiz
doğal güzelliklerin bulun-
duğu 613 kılometrekarelik
alan da ÖÇKB statüsünde.
Gökova ÖÇKB, doğal
güzellikleri, koylan ve ta-
rihi zenginlikleri ile 521
kilometrekarelik alanı kap-
Iıyor.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
Yok mu Bir 'Kabadayı'?
Allah da biliyor Ergun (Prof. Dr. Türkcan) o\ma-
sa, ben 'Kadro' koleksiyonunu asla edinemezdim:
güreliğim malûm! Ankara yıllanmda, zaman zaman,
o Ingiliz centilmeni havasıyla, odamın kapısında beJi-
rir; şaşılacak istihza yeteneği, bıyıkartı şakalan, dikka-
ti çeken uyanlanyla; non/conformiste, bir 'atmofser'
yaratırdı. Hâlâ öylediıi Istanbul'a her düşüşünde, elin-
de ya bir kitap, ya bilimsel bir teblığ kopyasıyla uğru-
yor hiç değilse bir saat kadar, 'gülüşâhenk', dünya-
ya yeniden düzen veriyoruz. Yanılmıyorsam, önce ilk
iki cildi, -asla kendi başıma edinemeyeceğimi aklı kes-
tiğinden sanınm- sonra da uçuncüsünü getirmişti.
Minnetim sonsuzdur.
O tarihte, (1978) Doç. Dr. Cem Alper, Ankara Ikti-
sadi ve Ticari BilimlerAkademisi adına, 'Kadro Der-
gisi'nin tıpkı/basımını yaymlıyor. Neresinden bakılsa.
takdire şayân, bir teşebbüs! 'Eski' Kadro'yu ara ki
bulasın! Hiç olmazsa bu sâyede, yeni nesiller, 'Cum-
huriyet Tarihi'nin bu ilginç 'ulusal solcu' fıkir hareke-
tini, dergısınden izleyebilecekler! Tıpkı/baam, her yıl
birer cilt olmak üzere, 1980'de tamamlanmıştı. Cem
Alpar, III. cild'in önsözünde demişti ki: "...amacımız
Kadro'nun tıpkı/basımını, 'Aydınlık', 'Ülkü' 'Küçük
Mecmua' ve 'Yön'ün izlemesi. Bu dergilerin günü-
müzde yeniden basılması, yakın tarihin ekonomik
ve sosyal olaylannı ve tartrşmalannı yeniden de-
ğertendirmek için bir fırsat ve hizmet olmaz mı?"
Hem de nasıl olur? Gel gör ki. -dığerlerinden geçtim,-
acaba şimdi sokağa çıksak; gireceğımiz hangi kitap-
çıda, 'Kadro'nun tıpkı/basımını bulabiliriz?
Bildiğim kadanyfa, öteki temennilerden sadece bir
tanesi, -o da yan yarıya.- gerçekleşebilmiştir: yine
Cem Alpar ve Zerrin Bayraktar'ın çabalanyla 'Ulkü
Dergisi'nden yapılmış 'seçmefer', yaklaşık beş yüz say-
falık bir kitap halinde, Ankara Iktısadi ve Ticari llimler
Akademisi tarafindan, yayınlanmıştj. (1982) O çaba da,
boşa grtmedi: 'teA-par&'yönetiminjn 'resm/'göruşude,
o çerçeve içine 'sokuşturulmuş' ilginç öneriler ve tes-
bitler de, bu sayede, el aftında bulunabiliyor. Ipe sa-
pa gebnez çeviriler, neye yarayacağı belirsiz alaf-
ranga şıklıklar' için, onca para döken 'sponsorlar-
dan'; yok mu Türkiye irrtelligentsia'sına, 'hayati' kat-
kısı olacak bu bpkı/basımlan, üstlenebilecek bir
bir 'kabadayı'?
Bilhassa 'Yön Dergisi'nin, -hiç olmazsa- beş yıllık
yayın serüvenindekj 'köşe taşlan' yazılann -yeniden ya-
yınlanması; -hem Sosyalist, hem Kemalist, hemTürk-
çü kesimden- 'Ulusal Solcular'ın. fevkalâde muteces-
sis ve faal olduklan bugünlerde yayınlanması, ne bü-
yük bir hizmet olurdu!
Demofrrasi'. milir değil küresel' olursa...
Qüpheniz mi var? O halde, Doğan'ın (Avcıoğlu)
*p 'Demokrasi' ve 'Millf Demokrasi' üzerine, daha o
tarihte yazdıklanna bir göz atınız; sonra geliniz, tekrar
konuşalım: kımler Atatürkçülük' adına saçmalıyor-
muş; kimier, olaylann mahiyetine ve gelişmesine doğ-
ru teşhisi koymuş?
"...'Milfî demokrasi', 'burjuva demokrasisi'nden
farklıdır. Zira bu tip demokraside, millî burjuvazi-
nin egemenliği kesindir, 'Millî demokrasi', 'sosya-
list demokrasi' de değildir. Zira bu tip demokrasi-
de, işçi sınıfı egemen durumdadır. (Buraya dikkat!)
Diktatöriûk ve despotizm metoaiannı reddeden 'n*l-
fi Demokrasi', toplumun anti/emperyalist ve an-
ti/feodal bütün güçlerini temsil eden karma bir
tiptir..."
"...Halkın ve halk örgütlerinin, hükümet polrtika-
lannın tesbitine ve sosyal dönüşümlerin gerçek-
leştjrilmesine aktrf şekilde katlmasını sağlayarak,
emekçilerin gittikce güçtenmesineyol açar. (...) 'Mil-
lî Demokrasi'de emekçiler iktidan millî burjuvazi
ile paylaşmakla beraber, kuvvet ilişkileri emekçi-
ler yaranna değişir. Bunun içindir ki, bu tip bir dev-
let, kapitalist olmayan gelişmeyi yürütecek gûç-
tedir..." (Yön, sayı: 197, 6 Ocak 1967. s. 16).
Bugün vardığımız aşamada, bırakın 'iktidann' 'mil-
!i burjuvazi' ve 'emekçiler' tarafindan paylaşılmasını;
'emekçiler', çoktan 'devre/dışı', nerdeyse parya'üan
sayılıyor; 'ecnebi'yie canciğer kuzu sarması, 'görgü-
söz' bir Komprador' Burjuvazi: Anadolu'da oluşmuş,
yan ümmetçi, yan ulusal Burjuvazi'yı. tekmetokat, 'ik-
tidar' çevresinden uzaklaştınyor.
Her iki veçhe' de. bugün geçerli!
/
yi de, 'Milfî Demokrasi' çerçevesı ıçinde, 'sosyalist-
ler' ne yapacaktı? Eğer öy\e yapsaydı, sonuç yine
bu sonuç mu olurdu?
"...'Millî Demokrasi'de sosyalistJerin demokra-
tik mücadelesinin iki veçhesi olacaktır milfî ve sı-
nrff vehçe! Bunlardan ilki Milfî egemenliği kuvvet-
tendirmek, ekonomik bağımsızlığa ulaşmak, ge-
niş bir milfî rönesansı gerçekleştirmek, her türlü
gericilik şeklini ve feodal eşıtstzfiği kaldırmak için
mücadeJedir..."
"...ikincisi kapitalizmi teşhir etmek ve kapitalist
gelişme yolunun bütün sakıncalannı ortaya koy-
mak, burjuvazinin milfî amaçlarla çatışan çıkarla-
nnı gözler önüne sermek, işçilerin ve işçi/köylü it-
tifakının toplumdaki rolünü güçlendirmek ve yer-
li/yabancı tekellerin gücünü kırmak yoiunda gös-
terilecek çabalardan ibarettir..."
"... (buraya dikkat!) ilk planda önemli mesele, te-
kelci ve kökü dışarda burjuvazinin tecritedilerek,
bütün milliyetçi güçlerin bağımsız, millî birekono-
mi kurulmasıyokjnda biraraya getirilmesidir. Unut-
mamak gerekir ki, emperyalist üikeler ve onlara
bağlı olan yerli burjuvazi, milliyetçi güçleri bölme-
ye, parçalamaya ve anti/emperyalist güçlerin en
aktif unsurlannı tecrit etmeye çalısacaklardır..."
"... (buraya dikkat!) bu tehlike, anti/emperyalist güç-
lerin en bilinçli unsuriannın mevcut ilişkilerini iyi
ölçebilmesi, en uygun sloganlannı ortaya atabil-
mesi sayesinde önlenebilir. Nihayet unutmamak
gerekir ki, burjuvazinin saflannda bir farklılaşma
yaratarak, tekelci ve kökü dışarda burjuvazinin
tecritedilmesive geniş millryetçiler koalisyonunun
teşkili, ancak mücadele içinde, soğukkanlı ve sa-
bııiı bir çalışmayla gerçekteştirilebilir...'' (Yön, sa-
yı 111,11 Mayıs1965. s. 9).
Hep yaşadık ve gördük, 'sosyalistleri' yaşatmadı-
lar; 'Solcu Kemalistler' susturuldu; Türkçüler', 'So-
ğuk Savaş' bezirgânı bir eylemciliğe saptınldı; 'Sis-
tem'in baskısıyla, Ankara, 'itaatliberalliği'ni seçti, yâ-
ni 'kapitalistyolu'; 'çıkmaz' olanı; oysa Doğan daha
o yıllarda, diyordu ki:
"...kapitalist yol, yirminci yüzyılda, azgelişmiş
üikeler için tıkalıdır. (...) Türkiye'de ve kapitalist
gefişmeye ayak uyduramayan bütün ülkelerde ile-
rici (burjuva) sınıfı yoktur. Kapitalizm bu ülketere
Batı'danrthalyoluyİa gelmiştir. Bunun içindir ki, bu
ülkelerde kapitalist sınıf, Batı Kapitalizmi'nin biraft
maddesidir ve daha çok mal mübadelesinde ara-
cıJık yapmaya yönelmiştir. Bu sınıf, gücünü toprak
mülkiyetinden alan Ortaçağ kalıntısı sınrflara kar-
şı mücadeleye girişecek, ilerleme yolunu açacak
güce sahipdeğikJir..." (Yön, sayı, 87,27 Kasım 1964).
Ne yapıyor? 'Batıalafrangalığına' basbayağı 'ena-
yibirPazar" olabilmesi için, ülkesinde 'Sistem'e mah-
sus 'değerier dûzenini', o toprağın kuşkusuz gelişti-
rilmesi ve çağdaşlaştınlması gereken, binlerce yıllık 'de-
ğerier düzeninin' üstüne çıkanyor: çünkü, 'lisansla
ürettiği', ya da satacağı 'mal', 'Sistem'in 'degerferdü-
zenine' uygundur; bizimkine değil. O halde, Yön'de
Doğan'ın (Avcıoğlu) sosyalistler'e önerdiği iki yolun,
ıkisı de geçerli!
http:// www. prizma.net tr/AILHAN
http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm