20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet fmtiyaz Sahibi: Berin Nadi Oenel Yayın Yönetmenı Orhan Erinç 0 Genel Yaym Koordinaıörü Hikmet ÇetinkavaO Yazıişlen Müdürü Ibrahinı Yıldız • Sommlu Müdür. Fikret tlkiz 0 Haber Merkezi Mudürü Hakan Kara • Görsel Yönetmen- Fikret Eser tstıhbarat. Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı Özlem V'üzak0 Kultur Handan îjenköken 0 Spor Abdülkadir Yücelman 0 MakaJeJer Sami Karaören 0 Düzeltme Abdullab Yazıcı 0 Fotofraf. Erdoğan Köseoğlu 0 Bilgi-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberleri: Mehmet Faraç Yayın Kuralu tlban Selçuk (Başkan). Orhan Erinç, Okfay Kurtböke. Hikmet Çetinka>a, Şükran Soner, Ergun Balcı. fbrahim Y ıldız, Orhan Bursah, Mustsfa Balba\. Hakan Kara. Ankara Temsilcisı. Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No: 125, Kat-4, Bakanlıklar-Ankara Te): 4195020 (7 hat). Faks: 4195027 0 Lzmır Temsılcısı: Serdar Kıak, H.ZıyaBlv. 1352S.2'3Tel 4411220, Fakv4419117 0AdanaTemsilcisı: Çetin Yiğenoglu, inönüCd. 119 S. Noi Kat.l, Tel 363 12 11, Faks 363 12 15 Mûessese Mudüru tstûn AknKn • Koordırator Ahım* Konıiun # Muha- sebe BSItnt Yener • Idare HÜM>1B Gürer • Rtlgı-tslmı Nail tnal • Bılgı sajarSıstem Mör&vrt Çfler#SaHş FnaletKııza MEDYA C: • Yooetım Kuı Başkanı - Genel Müdür Gül Erduran # Koordınator Rı Ijıbnan • Genei MudurYaıdum SevdaÇobao Tel 514 01 5 51395 80-513S46CWl.Faks 513S >ayımla>an \e Basan: >em Gun Haber Aıansı, Basın ve Yaymcılüt A.$. TurktKJğı Cad '1 41 Ca|aioğiu 34334 lsl ~PK 346 Sırkecı tstanbu) Tel <O'212l 512 05 05 120 hat) Faks-(0,212) 513 85 95İ46S^;crrs^bü)Tei7o-2i2,5i2o5Qsi2Oha,)Faks(o,212)5i38595 IUMARII999 Imsak: 4.52 üuneş:6.IV Uğle: 12.22 IKındı: İ3.J4 Akşam: 18. II Yatsı: 19J2 Time dergisinin kapak yaptığı haberde, menopozun kadın için artık bitiş değil, başlangıç olduğu belirtiliyor W 21. yüzyıhn Hdeıi kachn olacak' yöntemlepi seminepi • İstanbul Haber Servisi - Organon tlaçian AŞ tarafindan gerçekleştiriien "Basın Egıtim Seminerleri " çerçevesinde düzenlenen "IVF (Tüp Bebek) Yöntetnleri" konulu toplantı. Four Seasons Hotel'de dün yapıldı. Toplantıda konuşan Ankara Dr. Zekai Tahir Burak, Kadın Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Oya Gökmen. "Tüp bebek merkezleri Sağlık Bakanlığı'nabağlı Üremeye Yardımci Merkezler BiJimseî Kurulu tarafindan kontrol edilmektedir. Ancak buna rağmen tüp bebek sayısmda birtakım abartılar yapılmaktadır" dedi. Dakikada 250 bebek • ANKARA (AA)- Dünyaya, dakikada 250 bebek 'merhaba' derken, busayı biryılda88 milyona ulasıyor. Türkiye Genel Hizmetler Sendikasfnın hazırladığı aylık bültende yer alan bir araştırma sonucuna göre, Almanya'nın 'Dünya Nüfusu Araştırma Enstitüsü' yerkürenin nüfusunun 5.9 milyara ulastığmı açıkladı. Dünyaya. birgûnde 236 bin. bir ayda 7 milyon, bir yılda ise 88 milyon bebek 'merhaba'derken. 1999 yılının 2. yansında nüfusun 6 milyan aşması bekleniyor. Anî kalp krizlepine önlem • CHICAGO(AA)- ABD ve Kanada'da 85 tıp merkezinde 2.200 hasta üzerinde denemesi yapılan yeni bir cihazla. ani kalp krizlerinin yüzde 50 önlendiği bildirildi. ABD'nin New Orleans kentinde sürmekte olan Amerikan Kardiyoloji Koleji toplantıJannda, bilim adamlan İmplantable Cardioverter Defibrillator' (ICD) adı verilen yanm sigara paketi büyükJüğündeki cihazın gögsün içine yerleşnrildigini belirttiJer. Göğsün içine küçük bir ameliyatla yerleştirilen cihazın. kalbin ritimlerini takip ettiği ve anormallik tespit ettiği an, kalbe elektrik şoku göndererek kalp atışlannı normale çevirdiği kaydedıldı. mre çalışamaz durumda • CHICAGO(AA)- Amerikan Uzay ve Havacıhk Daıresi (NASA), 4 Mart'ta uzaya fırlatılan Wire teleskop aracının, meydana gelen ariza yüzünden, bilimseJ araşrırmasını yapamayacak duruma geldiğini bildirdi. NASA bilim adamlan, aracın sogutucu sistemini devreye sokan donmuş hidrojenin tamammın uzaya salıveritmiş oldugunu, aracın bilimsel araştırma aksamını soğutmaya yarayan altematifin böylece ortadan kalktığını belirttiler. TDİden indîPim • İstanbul Haber Servisi - Türkiye Denizcilik Işletmeleri Genel Müdürlüğü'nden yapılan açıklamada. deniz sevgisini pekiştirmek ve hafta sonunu farklı bir mekânda geçirmek isteyenler için cuma gününden itibaren Istanbul-lzmir-tstanbul hattındaki feribot seferlerinde indirim yapılacağı bildirildi. Tan yupda döndü • İstanbul Haber Servisi - Uluslararası Berlin Turizm Fuan'nın açılışına katılan Turizm Bakanı Ahmet Tan dün yurda döndü. Tan, Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, "Berlin Turizm Fuan'mn, dünyanın en büyük fuan olduğunu söyledi. • Yazar Angier'e göre, bazılan tarafindan kadinın zayıf tarafı olarak görülen âdet döneminden önce bazı kadınlar daha üretken oluyorlar ve kendilerini daha iyi hissediyorlar. Natalie Angier, kadınlann bu dönemde zekâlannın daha açık oldugunu söylüyor. Dış Haberler Servisi - Feminist hare- ketin son 30 yılda kaydettiği ilerleme- ler, kadınlara biyolojik özellikleri yü- zûnden ikinci sınıfinsan gözüyle bakıl- masına engel olamadı. Ancak son araştırmalar, kadını "âdet dönemi ve menopoz dahil kadınhk özeUikkriyle" kabul etme eğilıminin giderek güçlen- mesini sağladı. ABD'de yayımlanan haftalık haber dergisi Time'ın, "Kadın Vücudu Hak- kmdakJGerçekler'baş lığıyla kapak yaptığı haberde, son yıllarda bu konuda yazılan kı- taplardan da örnekler veriliyor. NatalieAngi- er' in 'Kadın: Mahrem Coğrafya1 . Dianne Ha- les'ın' Kadın Gibi". He- knRscherınÜkCins' adlı kitapları bunlara birkaç örnek. Bazı feministler ka- dın ve erkek arasında- ki farklılıklann gene- tik yapıdan degil basta yeriştirme biçimi olmak üzere sosyaJ et- kenlerden kaynaklandığını savunsa da her iki cins arasında ciddı biyolojik farklılıklar mevcut. Söz gelimi, renk körlüğüne. kadınlarda erkeklerden da- ha az rastlanıyor. Kadınlann beyni da- ha kûçüktür, ancak beyin hücreleri da- ha fazladır. Evet erkekler kadmlardan yüzde 10 daha uzun, yüzde 20 daha ağır ve fîziksel açıdan yüzde 30 daha güçlüdür. Ancak kadınlar hastalıklara karşı daha dayanıkhdırlar. Spor karşı- laşmalannda kadın ile erkek arasında- ki fark ıse giderek kapanıyor. Bugünün kadını. birkaç yılöncesine göre berhan- gi bir erkekten daha hızlı koşabiliyor, yüzebiliyor. 1964 yılından bu yana kadınların maraton koşma süresi yüzde 32 kısaJdı. Erkeklerde ise bu oran sadece yüzde 4.2 oldu. Son yapılan araştırmalarkadın ve er- kek vücudu arasındaki farklann daha önce bilinenden daha karmaşık oldugu- nu gösteriyor. Östrojen ve testosteron hormonlan her iki cinste farklı oranlar- da mevcut. 'Kadın: Mahrem Coğraf- ya' kitabının yazan Na- talie Angier. östrojen hor- monu az olan erkeklerin "daha fazlaerkek" olma- dıklannı belirterek, bili- madamlannın testoste- ron hormonuyla saldır- ganlık arasında açık bir ilişki saptamadıklannı ile- ri sürüyor. Kadın ve erkeklerin bir- birlerine üstün taraflan var. Rahminde yeni bir canlıyı büyütüp dünyaya getirme özelliğine sahip olan kadın, daha payla- şımcı. Angier'e göre, bazılan tarafin- dan kadının zayıf tarafı olarak görülen âdet döneminden önce, bazı kadınlar daha üretken oluyorlar ve kendilerini da- ha iyi hıssediyorlar. Natalie Angier, ka- dınlann bu dönemde zekâlannın daha açık oldugunu söylüyor. Helen Fischer 'IlkCins' adlı kitabm- da, antropologlann, -Kadınlann psiki- lojikaçıdan 21.yûzyıhn üderi olmayaha- zıriandıklan" yönündeki tahminlerine yer veriyor. Time dergisinin 10 sayfa ayırdığı ha- berde, menopozun kadın için artık bir bitiş değil, bir başlangıç olduğu da be- lirtiliyor. ABD'li kadınlann son yüzyılı Pantolon giydi diye alay ettiler "^ P a n t o ' o n : Kadınlara oy hakkı tanınması için savaşım veren Amelia Jenks. ilk kez pantolon giydi. Pantolonun üstüne diz üstü bir etek giyen Jenks, sokaga çıktıgında alaya alındı. Kadın dergisi The Ladies Journal, kadınlara, halter kaldırarak kuvvetlerini arttırmalannı öneriyordu. Everest Dagı'na tırmandı. « 0 H Gloria Steınem, 'ErkekJerâdet görebilselerdi' adlı makaleyi yazdı. Steinem, makalede, erkekler âdet görebilseydıler 'uzunluğu ve çokluğuyla' böbürleneceklerini ilen sürdü. kontrol klıniği, toplumsal felaket ilan edildi ve sahibi Margaret Sanger hapse atıldı. Doğum kontrol haplannın yan etkilerinin karnuoyuna açıklanrnasını talep eden kadınlar Senato'yu bastı. Aynı yıl Los Angeles'taki Feminist Sağlık Merkezi'ndeCarol Downer ve yardımcılan, kadınlara kendi kendilerinejinekolojik muayene yapabilmelerini öğrettı. Böylece kadınlar, eskiden 'aşagısı' olarak bilinen o gizemli bölgede ne olup bittigini öğrenmeye başladılar. "I97S 'Bedenlenmiz. Kendımiz' adlı kıtap best- seller oldu. ,ıı gu Japonyalı I * 7 5 Junko Tabei, 1980 K a d ı n 'a r -u z u n topuklular yerine düz spor ayakkabılan tercih etmeye başladılar. 1984 1982 Jane Fonda'nın aerobik kasetı salgın haline geldi. ABD kadın basketbol takımı ilk kez olimpiyat şampiyonu oldu. Madonna, milyonlarca ABD'li kadına vücut geliştirmeye yönelmeleri konusunda örnek oldu. İlk kez iki cinsiyet arasında farklılıklar olduğunun farkına varan ABD hükümeti, Kadın Sağlığı Araştırmalan Bürosu'nu kurdu. Tombul TV yıldızı Camryn Manheim, En iyi yardımcı kadın oyuncu dalında Emmy ödülü kazandı. Manheim, bunu tombul kadınlann zaferi olarak ilan etti. Kadının sağlık sorunları farklı Tıptaki gelişmeler, cinsiyetteki farklılıklann önemli oldugunu gösteriyor. Erkek ve kadın vücudunda farklı sağlık sorunları ortaya ç/kıyor. Herikidnsin ilaçlara verdiğitepkiler ve tedaviler değişik oluyor. KALP Kadıniar ilk kalp knzinı erkeklerden on yıl daha geç geçınyoriar. Bu yüzden kalp krızı kadında daha çok ölümle sonuçlanıyor. Kalp krizı geçıren kadmlardan yüzde 42'si yaşamırıı yitirirken, erkeklerde bu oran sadece yuzde 24. Östrojen hormonu, damarların esnemesıne yardım ettiği gıbi karacığenn damar sertleşmesini önteyen HDL adlı iyi huylu kofestrolü üretmesini sağlıyof. Bu yüzden menopoz sonrası kalp rahatsızlıklarmda artış gdzlenıyor. ÜREME ORGANURI Erken teşhıs, rahim ve yumurtalık kansen olaylanmn son beş yıl içınde onemli oranda azalmasına yol açtı. Doğum kontrol haplan ve hormon tedavisinın yanı sıra sağtıklı beslenmenın rahim kansen nskıni azalttığı kaydedılıyor. DİZDEKİ RİSK Sporia uğraşan kadınlann sayıstnın artmasıyla sakatlanmaların erkeklerden farklı okiuğu göriildü. Kadınlarda dızbağı zedelenmeleri daha çok yaşanıyor ve lyıleşmelen daha uzun sürüyor. BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ Kadmdakı bağışıklık sıstemı erkektekinden daha mükemmel ve daha hızlı çalışıyor. Ancak çok hızlı çalışan bağışıklık sisteminın sağlıklı hücreleri de hedef alması, kadınlarda derı veremı ve ciltte sertleşme gıbi sorunlann daha çok yaşanmasına yol açıyor. DÜŞÜNCE ve RUH HALİ Kadınlar depresyona erkeklerden daha fazla yatkın. Bunda hormonlann olduğu kadar stres ve toplumsal yaşamtn da etkısı var. Kadınlarda, ruh hajinı lyıleştıren serotonin hormonu daha az salgılanıyor. Serotonın hormonunda 6stro|en yüzünden yaşanan değışıklığe kadınlar daha fazla duyarlılık gösteriyor. GÖĞÜS KANSERİ Son araştırmalar erken teşhıs üzerinde yoğunlaşıyor. Goğüs kansennde genlenn ne ölçüde rolü olduğu hâlâ tartışılsa da BRCA1 ya da BRC 2 genlerine sahıp kadınlann 70 yaşında bu kanser türune yakalanma oİBSılığı yüzde 56 kadar yüksek. SİNDİRİM SİSTEMİ Kadınlann yıyeceklen sındırmesı erkeklerden daha çok vakrt akjığı gtbı kadının tükünjğünde farklı kımyasa) madöeler bu/unuyor. Kadınlarda kabızlık ve dığer bağırsak rahatsızlıklarına daha fazla rastlanıyor ACIYI HİSSETME Kadınlann erkeklerden daha çok ve daha uzun sürelı acı çektığı ortaya çıktı. Bu da her ıkı cinsın acıya farklı tepki gösterdiğinı ortaya koydu. KEMİK ERİMESf Kadınlar ılen yaşlarda kemiktefde önemli bir değişim yaşarlar. Özellikle menopoz sonrası kemıkler daha da zayrflar. Östro/enin azalmasj kemik kaybına yol açar KANSER ÇEŞİTLERİ ABD'de 1999 yılında akcığer ve nefes borusu kanserınden 68 bin kadın, 90 bın 900 erkek öldu. Göğus kansen 43 bın 300 kadının olümüne yol açarken, prostat kansennden ölen erkeklenn sayısı 37 bın. Bağırsak kansennden 28 bın 800 kadın, 27 bın 800 erkek öldü. Pankreas kansen ıse 14 bın 700 kadının, 13 bın 900 erkeğın ölumüne yol açtı. Rahim kanserinden ölen kadınlann sayısı ise 14 bin 500. # • Çevre koruma bölgelerinin sayısı çıkıyor e-posta: tan (« prizma. net tr tZMİR(Cumhuriyet Ege Bürosu) - Türkiye'de bulu- nan 12 özel çevre koruma bölgesinin yanı sıra ekolo- jik dengenin hassas şekilde sürdüğü 4 alanın daha bu statüye alınması için çalış- ma başlatıldı. Alman bilgiye göre, Çev- re Bakanlığı'na bağlı Özel Çevre Koruma Kurumu (ÖÇKK): Kelebekler Vadi- si, Kızılırmak Deltası. Tuz Gölü ve Uzungöl Yayla- sı'nın özel çevre koruma bölgesi ilan edilmesi için Başbakanlığa başvurdu. Basbakanlığın ilgili kuruluş- lardan görüş alarak Bakan- lar Kurulu'ndan karar çı- kanlması halinde bu dört bölgenin de özel çevre ko- ruma bölgesi ilan edilece- ği belirtildi. Türkiye'de 12 özel çevre koruma bölgesi bulunuyor. Özel çevre koruma bölge- leri olan Gökova, Köyce- ğiz-Dalyan. Fethiye, Patara, Kekova. Göksu Deltası, Gölbaşı, Datça-Bozburan. Belek, Ihlara Vadisi, Foça ve Pamukkale'de toplam 4.188 kilometrekarelik alan ÖÇKK tarafindan korunu- yor. Köyceğiz-Dalyan, Muğla'nın güneydoğusun- daki göl ve kanallan, flora ve fauna zenginlikleri nede- niyle özel çevTe koruma böl- gesi (ÖÇKB) ilan edıldi. Fethiye-Göcek'te. eşsiz doğal güzelliklerin bulun- duğu 613 kılometrekarelik alan da ÖÇKB statüsünde. Gökova ÖÇKB, doğal güzellikleri, koylan ve ta- rihi zenginlikleri ile 521 kilometrekarelik alanı kap- Iıyor. SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN Yok mu Bir 'Kabadayı'? Allah da biliyor Ergun (Prof. Dr. Türkcan) o\ma- sa, ben 'Kadro' koleksiyonunu asla edinemezdim: güreliğim malûm! Ankara yıllanmda, zaman zaman, o Ingiliz centilmeni havasıyla, odamın kapısında beJi- rir; şaşılacak istihza yeteneği, bıyıkartı şakalan, dikka- ti çeken uyanlanyla; non/conformiste, bir 'atmofser' yaratırdı. Hâlâ öylediıi Istanbul'a her düşüşünde, elin- de ya bir kitap, ya bilimsel bir teblığ kopyasıyla uğru- yor hiç değilse bir saat kadar, 'gülüşâhenk', dünya- ya yeniden düzen veriyoruz. Yanılmıyorsam, önce ilk iki cildi, -asla kendi başıma edinemeyeceğimi aklı kes- tiğinden sanınm- sonra da uçuncüsünü getirmişti. Minnetim sonsuzdur. O tarihte, (1978) Doç. Dr. Cem Alper, Ankara Ikti- sadi ve Ticari BilimlerAkademisi adına, 'Kadro Der- gisi'nin tıpkı/basımını yaymlıyor. Neresinden bakılsa. takdire şayân, bir teşebbüs! 'Eski' Kadro'yu ara ki bulasın! Hiç olmazsa bu sâyede, yeni nesiller, 'Cum- huriyet Tarihi'nin bu ilginç 'ulusal solcu' fıkir hareke- tini, dergısınden izleyebilecekler! Tıpkı/baam, her yıl birer cilt olmak üzere, 1980'de tamamlanmıştı. Cem Alpar, III. cild'in önsözünde demişti ki: "...amacımız Kadro'nun tıpkı/basımını, 'Aydınlık', 'Ülkü' 'Küçük Mecmua' ve 'Yön'ün izlemesi. Bu dergilerin günü- müzde yeniden basılması, yakın tarihin ekonomik ve sosyal olaylannı ve tartrşmalannı yeniden de- ğertendirmek için bir fırsat ve hizmet olmaz mı?" Hem de nasıl olur? Gel gör ki. -dığerlerinden geçtim,- acaba şimdi sokağa çıksak; gireceğımiz hangi kitap- çıda, 'Kadro'nun tıpkı/basımını bulabiliriz? Bildiğim kadanyfa, öteki temennilerden sadece bir tanesi, -o da yan yarıya.- gerçekleşebilmiştir: yine Cem Alpar ve Zerrin Bayraktar'ın çabalanyla 'Ulkü Dergisi'nden yapılmış 'seçmefer', yaklaşık beş yüz say- falık bir kitap halinde, Ankara Iktısadi ve Ticari llimler Akademisi tarafindan, yayınlanmıştj. (1982) O çaba da, boşa grtmedi: 'teA-par&'yönetiminjn 'resm/'göruşude, o çerçeve içine 'sokuşturulmuş' ilginç öneriler ve tes- bitler de, bu sayede, el aftında bulunabiliyor. Ipe sa- pa gebnez çeviriler, neye yarayacağı belirsiz alaf- ranga şıklıklar' için, onca para döken 'sponsorlar- dan'; yok mu Türkiye irrtelligentsia'sına, 'hayati' kat- kısı olacak bu bpkı/basımlan, üstlenebilecek bir bir 'kabadayı'? Bilhassa 'Yön Dergisi'nin, -hiç olmazsa- beş yıllık yayın serüvenindekj 'köşe taşlan' yazılann -yeniden ya- yınlanması; -hem Sosyalist, hem Kemalist, hemTürk- çü kesimden- 'Ulusal Solcular'ın. fevkalâde muteces- sis ve faal olduklan bugünlerde yayınlanması, ne bü- yük bir hizmet olurdu! Demofrrasi'. milir değil küresel' olursa... Qüpheniz mi var? O halde, Doğan'ın (Avcıoğlu) *p 'Demokrasi' ve 'Millf Demokrasi' üzerine, daha o tarihte yazdıklanna bir göz atınız; sonra geliniz, tekrar konuşalım: kımler Atatürkçülük' adına saçmalıyor- muş; kimier, olaylann mahiyetine ve gelişmesine doğ- ru teşhisi koymuş? "...'Milfî demokrasi', 'burjuva demokrasisi'nden farklıdır. Zira bu tip demokraside, millî burjuvazi- nin egemenliği kesindir, 'Millî demokrasi', 'sosya- list demokrasi' de değildir. Zira bu tip demokrasi- de, işçi sınıfı egemen durumdadır. (Buraya dikkat!) Diktatöriûk ve despotizm metoaiannı reddeden 'n*l- fi Demokrasi', toplumun anti/emperyalist ve an- ti/feodal bütün güçlerini temsil eden karma bir tiptir..." "...Halkın ve halk örgütlerinin, hükümet polrtika- lannın tesbitine ve sosyal dönüşümlerin gerçek- leştjrilmesine aktrf şekilde katlmasını sağlayarak, emekçilerin gittikce güçtenmesineyol açar. (...) 'Mil- lî Demokrasi'de emekçiler iktidan millî burjuvazi ile paylaşmakla beraber, kuvvet ilişkileri emekçi- ler yaranna değişir. Bunun içindir ki, bu tip bir dev- let, kapitalist olmayan gelişmeyi yürütecek gûç- tedir..." (Yön, sayı: 197, 6 Ocak 1967. s. 16). Bugün vardığımız aşamada, bırakın 'iktidann' 'mil- !i burjuvazi' ve 'emekçiler' tarafindan paylaşılmasını; 'emekçiler', çoktan 'devre/dışı', nerdeyse parya'üan sayılıyor; 'ecnebi'yie canciğer kuzu sarması, 'görgü- söz' bir Komprador' Burjuvazi: Anadolu'da oluşmuş, yan ümmetçi, yan ulusal Burjuvazi'yı. tekmetokat, 'ik- tidar' çevresinden uzaklaştınyor. Her iki veçhe' de. bugün geçerli! / yi de, 'Milfî Demokrasi' çerçevesı ıçinde, 'sosyalist- ler' ne yapacaktı? Eğer öy\e yapsaydı, sonuç yine bu sonuç mu olurdu? "...'Millî Demokrasi'de sosyalistJerin demokra- tik mücadelesinin iki veçhesi olacaktır milfî ve sı- nrff vehçe! Bunlardan ilki Milfî egemenliği kuvvet- tendirmek, ekonomik bağımsızlığa ulaşmak, ge- niş bir milfî rönesansı gerçekleştirmek, her türlü gericilik şeklini ve feodal eşıtstzfiği kaldırmak için mücadeJedir..." "...ikincisi kapitalizmi teşhir etmek ve kapitalist gelişme yolunun bütün sakıncalannı ortaya koy- mak, burjuvazinin milfî amaçlarla çatışan çıkarla- nnı gözler önüne sermek, işçilerin ve işçi/köylü it- tifakının toplumdaki rolünü güçlendirmek ve yer- li/yabancı tekellerin gücünü kırmak yoiunda gös- terilecek çabalardan ibarettir..." "... (buraya dikkat!) ilk planda önemli mesele, te- kelci ve kökü dışarda burjuvazinin tecritedilerek, bütün milliyetçi güçlerin bağımsız, millî birekono- mi kurulmasıyokjnda biraraya getirilmesidir. Unut- mamak gerekir ki, emperyalist üikeler ve onlara bağlı olan yerli burjuvazi, milliyetçi güçleri bölme- ye, parçalamaya ve anti/emperyalist güçlerin en aktif unsurlannı tecrit etmeye çalısacaklardır..." "... (buraya dikkat!) bu tehlike, anti/emperyalist güç- lerin en bilinçli unsuriannın mevcut ilişkilerini iyi ölçebilmesi, en uygun sloganlannı ortaya atabil- mesi sayesinde önlenebilir. Nihayet unutmamak gerekir ki, burjuvazinin saflannda bir farklılaşma yaratarak, tekelci ve kökü dışarda burjuvazinin tecritedilmesive geniş millryetçiler koalisyonunun teşkili, ancak mücadele içinde, soğukkanlı ve sa- bııiı bir çalışmayla gerçekteştirilebilir...'' (Yön, sa- yı 111,11 Mayıs1965. s. 9). Hep yaşadık ve gördük, 'sosyalistleri' yaşatmadı- lar; 'Solcu Kemalistler' susturuldu; Türkçüler', 'So- ğuk Savaş' bezirgânı bir eylemciliğe saptınldı; 'Sis- tem'in baskısıyla, Ankara, 'itaatliberalliği'ni seçti, yâ- ni 'kapitalistyolu'; 'çıkmaz' olanı; oysa Doğan daha o yıllarda, diyordu ki: "...kapitalist yol, yirminci yüzyılda, azgelişmiş üikeler için tıkalıdır. (...) Türkiye'de ve kapitalist gefişmeye ayak uyduramayan bütün ülkelerde ile- rici (burjuva) sınıfı yoktur. Kapitalizm bu ülketere Batı'danrthalyoluyİa gelmiştir. Bunun içindir ki, bu ülkelerde kapitalist sınıf, Batı Kapitalizmi'nin biraft maddesidir ve daha çok mal mübadelesinde ara- cıJık yapmaya yönelmiştir. Bu sınıf, gücünü toprak mülkiyetinden alan Ortaçağ kalıntısı sınrflara kar- şı mücadeleye girişecek, ilerleme yolunu açacak güce sahipdeğikJir..." (Yön, sayı, 87,27 Kasım 1964). Ne yapıyor? 'Batıalafrangalığına' basbayağı 'ena- yibirPazar" olabilmesi için, ülkesinde 'Sistem'e mah- sus 'değerier dûzenini', o toprağın kuşkusuz gelişti- rilmesi ve çağdaşlaştınlması gereken, binlerce yıllık 'de- ğerier düzeninin' üstüne çıkanyor: çünkü, 'lisansla ürettiği', ya da satacağı 'mal', 'Sistem'in 'degerferdü- zenine' uygundur; bizimkine değil. O halde, Yön'de Doğan'ın (Avcıoğlu) sosyalistler'e önerdiği iki yolun, ıkisı de geçerli! http:// www. prizma.net tr/AILHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle