19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA CUMHURİYET 10 MART1999 ÇARŞAMB> 10 DIŞ HABERLER Kenya'da kabile çaüşması • NAİROBt(AA)- Kenya'nın kuzeybatısında iki kabile arasında çıkan çatışmada 4'ü çocuk 30 kışinin öidüğü bildirildi. Ken>a polisi tarafından yapılan açıklamada, Pokot kabilesi ûyelerinin Turkana köyüne sığır çalmak için dâzenlediîderi saldın üzerine çıkan çatışmada saldırganlardan 14 kişinin, öldüğü Turkana köyünden de 4'ü çocuk 16 kişinin öldüğünü açıkladı. Öte yandan, Kenya'daki gazetelerde çıkan haberlerde, Turkana köyüne saldın düzenleyen yaklaşık bin kişilik Poko kabiiesi ûyelerinin 2 bin sığır çaldıklan öne sürüldü. Lockeröie'de çözüm yakın • KAHİRE (AA) - Libya lideri Muammer Kaddafi, Lockerbie sorununun çözümü için, esasta anlaşma sağlandığını bildirdi. Mısır haber ajansı MENA'ya göre. Kahire'yi ziyaret eden Kaddafi, bazı gazetecilerle yaptığı sohbet sırasında, Lockerbie sorununa bulunacak kapsamlı çö'zümün esası konusunda taraflann anlaştıklannı, halledilmesi gereken bazı ufak tefek aynntılann kaldığını kaydetti. Ajans, Kaddafi'nın, anlaşmanın esasıyla ilgili aynntılı bilgi vermediğini belirtti. James Bond'a Kraüyet Nişanı • LONDRA (AA) - tngılız ajanı 007 James Bond fîlmkrinin unutulmaz aktörü Roger Moore'a yaptığı hayır işlerinden dolayı, Ingiltere Kraliçesi II. Elizabeth tarafından onur nişanı verildiği bildirildi. "Sövalyelik Nişanı"ndan sonra, Ingiliz Kraliyeti'nce verilen en önemli onur nişanını alan 71 yaşındaki Moore'un. UNlCEF'te yaptığı çalışmalardan dolayı buna layık görüldügü açıklandı. 1979'dan sonra ilk kez üst düzey bir lider bir Batı ülkesine ziyaret düzenliyor İraıı Avrupa'ya açıhyorYASEMÎJVTAŞKIN ROMA-Ayetullah Humeyni'nin Iran'da 1979 'da gerçekleştirdiği Islam devrimin- den 20 yıl sonra Jran Islam Cumhuriye- ti Avrupa'ya ilk kezCumhurbaşkanı Mu- hammed Hatemi ile dün ayak bastı. Italya, Fransa ile birlikte Irania bazı pet- rol kuyulannın kullanımı için imzaladı- ğı 1 milyar dolarlık petrol anlaşmasından sonra İran'a Avmpa'nın kapılannı açtı. Dün Italya Cumhurbakanı Oscar Lu- igi Scalfaro ile görüşen îran Cumhurbaş- kam Hatemi, bugün Başbakan Massimo D'Alema. yann ise Vatikan 'da Papa D. Je- an Paul ile görüşecek. Hatemi, Avru- pa'ya yapacağı bu ilk ziyaretle elde et- meye çalışacağı uluslararası konsensusu, içerde kendi muhaliflerine karşı kullan- maya çalışacak. Hatemi 'ye Italya zıyare- tınde eşlik eden Dışişleri Bakanı Kemal HarrazTnın ziyaret öncesi "Amerikaiı şirketkrin de tran'daki petrol projeleri- ne kaülmasma bir engel görmedikieri*' şek- Jindeki açıklaması, Hatemi yönetıminin uluslararası anlamda siyasi açılma istek- lerinin kuvvetli işaretleri olarak görülü- yor. Uluslararası terorizmi destekJemek, kitle imha silahlan ile donanmak, Arap- Israil banş sürecini engellemekle suçla- Mtıhammed Hatemi • îtalya, Fransa ile birlikte tran'la imzaladığı 1 milyardolarlık petrol anlaşmasmdan sonra, insan hakla- n konusunu da fazla gündeme ge- tirmeden iran'a Avmpa'nın kapı- lannı açtı. Îran Cumhurbaşkanı Hatemi'nin dün başlayan Italya zi- yarcti, Tahran yönetiminin Batı'ya açılma çabalarınm bir göstergesi olarak değerlendiriliyor. nan Iran, I995'ten itibaren ABD'nın ambargosu altmda. Ancak, Îran Körfe- zi'ndeki bazı petrol kuyulannın kullanı- mı için Italyan ENF (AGIP) grubu ile Fransız ELF grubunun yaptığı 1 milyar dolarlık petrol anlaşmasmdan sonra ABD şirketleri de yaptınmlann kalkmasını is- tiyor. tran, Roma ziyaretini aynca Uluslara- rası Para Fonu ve Dünya Ticaret Organi- zasyonu'na yakınlaşmak için bir adım olarak görüyor. Tahran, Hatemi'nin 12 Ni- san'da Paris ve Bonn'a yapacağı ziyaret- lere de bu perspektiften bakıyor. Rejim karşıtianndan gösteri Çok sayıda uluslararası gözlemci ve Iran basını, yerel seçimlerde oylann yak- laşık yüzde 60'ını elde eden Hatemi'nin Roma ziyaretinin Batı ile yakmlaşmada bir atlama taşı olduğunu belirtiyor. Rejim karşıtı "fran Ulusal Direniş, Ko- mitesi'' ise Roma'da bir gösteri düzenle- yerek Hatemi'nin ziyaretini protesto eder- ken, 3 bin 208 mahkûmun öldürüldüğü 1988 yılında Hatemi'nin Sansür ve Pro- paganda Bakanı olduğuna dikkat çekiyor. Son iki yıl içinde 310 kişinin asıldığı, 9 kişinin taşlandığını, rejim karşıtı 8 yaza- nn öldürüldüğünü hatırlatan komite, ay- nca Kuzey Irak ve Türkiye'de yine 28 re- jim aleyhtannın öldürüldüğünü belirtiyor. İnsan haklan gfindemde değil Fransa, Hatemi'nin 12 Nisan'da Pa- ris'e yapacağı ziyarete, geçen kasım ayın- da Iran gizli servisi tarafından ortadan kal- dınlan 2 politikacı, 3 yazar ve 4 editörle ilgili tahkikatın sonuçlandınlması veto- sunu koyarken İtarya 1 milyar dolarlık pet- rol anlaşması karşısmda, İran'dan insan haklan konusundaki taleplerinden vazge- çiyor. Hatemi 'nin bu ziyaretinde Fiat'ın kör- fez ülkelerine ve Orta Asya ülkelerinin bir kısmına yönelik olarak tran'da bir montaj zinciri kurması ele alınacak. Fi- at, tran'da Şah zamanındaki anlaşmala- nnı tekrar kazanmak isterken. Iran'da ulusal mobil telefon ağını işleten Italyan telekomünikasyon şirketi STET de ulus- lararası şebekeyi (GSM) işletmek için bir anlaşma imzalayacak. GİZLİ ARŞtVLERE GÖRE STAIİN, SOFYA'YA ŞU TALİMATIVERDİ 'Türklerigöçezorlayın' • Rusya arşivlerindeki, 'çok gizli' mühürlü 337 adet belge ve tutanak, derlenerek kitap haline getirildi. Belgelerde, Bulgaristan'daki Türkler de yer alıyor. SOFVA (AA) - Merkezi Mosko- va'da bulunan Slav Bilim-Araştır- ma Enstitüsü, "Rus Arşrvlerinde Doğu Avrupa " adı altında 1000 sayfalık bir kitap yayımladı. "Çok gizli" mühürlü toplam 337 adet belge ve tutanağı içeren kitap, 1949 ile 1953 yıllan arasında Do- ğu Avrupa'da yaşanan birçok ola- yın gerçek nedenlerini ortaya çıka- nyor. Kitapta Bulganstan'da yaşa- yan Türklerin durumlarıyla ilgili son derece ilginç tutanaklar da yer alıyor. 29 Temmuz 1949 tarihınde Bulgaristan Başbakan yardımcıla- n AntooYugo* ve Vılko Çervenkov, dönemin Rusya Devlet Başkanı Stalin ile Kremlin'de birgörüşme yapıyor. Işte bu görüşmenin tuta- naklanndan Bulgaristan'da yaşa- yan Türkler ile ilgili önemli notlar Çervenkov: Bir süredir Türkler kıpırdanmaya başladılar. Türki- ye'ye göç etmek istiyorlar. Dışar- dan da destek alıyorlar. Ancak bu insanlann büyük bir bölümü iyi tü- tün üreticileri. Eğer gitmelerine izin verirsek tütün üretimimiz yok olur. Stalin: Türkiye onlan kabul ede- cek mi? Yfogov: Şüpheliyiz... Etmeyebi- lirde... Stalin: Peki Türkiye sınınnızı ra- hatsız ediyor mu? Herhangi bir ha- reketlilik var mı? Yiıgov: Hayır ama, basında Bul- garistan aleyhine lcampanyalar sür- dürüyorlar. Stalin: Bunu özellikle Amerika isriyordur. Onun yüzünden yapı- yorlardır. Çervenkov: Gerçekten zor du- rumdayız... Lütfen bize yardım edin... Stalin: Yardım ederim, ama eli- nizi çabuk tutmalısınız. Tütün o kadar önemli değil. Siz onlan gö- çe zorlayın. Vugov: Bunu sonbahara kadar yapabiliriz. Moskova'da yapılan bu göriiş- meden yaklaşık 1 ay son- ra, 18 Ağustos 1949^a- rihinde Bulgaristan Ko- münist Partisi Merkez Komitesı Bulgaristan'da yaşayan Türklerin Türki- ye'ye göçünü serbest bı- rakarak teşvik edilmesi- ni içeren bir karar aldı. 'Slav ruhu yok' Stalin, Yogov ve Çer- venkov görüşmesinde, Yugoslavya'nın durumu hakkında da ilginç ko- nuşmalar geçiyor. Gö- rüşmede, Yugoslavya yö- netımini "aşağılık" ola- rak niteleyen Stalin, şun- lan söylüyor: "Bu pislikJer bagını- sızlık istivor. Bakalım ba- ğımsızlık onlan nereje kadargötürecek.3yıl ön- ce onlara karşılıksız ola- rak 50bintonekmek ver- dik.Şimdiise(Bız) kul- lanıyorlar) diyeRusya'ya iftirada bulunu\orlar. Bunlar ahlaksız insan- lar. Bunlarda zerre ka- dar Slav ruhu vok." Tiirkiyeden NATO'ya mesaj 6 Müttefikler gölge etmesîn yeter' BRtrKSEL(AA)-NA- TO Askeri Komite toplan- tıları Brüksel'de devam ederken "TürkGeuelkur- ma> Başkam'nın, \unanis- tan'ın. terör örgütüne ve başına verdiği desteği gün- demegetireceğine" yönelik Atina ve Brüksel kaynak- h haberlerçeşitli spekülas- yonlara yol açıyor. Üst dûzey basın men- suplannın ısrarlı sorulan karşısında üst düzey aske- ri yetkililer sessiz kalıyor. Ancak Türkiye'nin NA- TO' lumüüerıkJere M* ö 7 H- likle "bir tanesine" terör konusunda ana mesajının "gölge etme" olduğu. bu "mesaj ve uyanlann" "uzun süredir'' yansıtıldı- ğı üzennde duruluyor. Türk Genelkurmay Baş- kanı'nın, Yunanistan'a yö- nelik bireleştiri veya uya- nyı "isim vermeden", an- cak "etkfli şekflde" yapaca- ğına inandıgını belirten bir subay. "Atina'da konunun bir haftadır konuşulması- nın; Vunanlılann askeri ol- mavan çe>Tcterde >apök- lan değeriendirmeİerin *« yansıraklan endiseierin W- le bazı şeylere işaret ettiği- ni" savundu. Terorizm tehdidi NATO subaylan, "tero- rizmin tanımının si>asiler tarafından yapddığım. terö- re destek wreo politikacı- lar olduğunu, her ülke ve hükümetin farkJı bir siya- siyaktaşım sergflediğini, bu nedenle terorizm konusu- nun ulusal sorun olarakal- gdanmasının tercih edfle- bidiğinr anlattılar. Bu gö- rüşler hakkında fikir bil- diren Türk kaynaklar, Do- gu Bloku'nun yıkılmasın- dan sonra NATO'nun be- lirlediği yenı tehditlerara- sında "terorizmin" bulun- duguna dikkat çekiyor. Yunanistan 'Talep gelmedi' - AÎİNA{AA)-Yu- nanistan Hükümet Sözcüsü Dinatri Rep- pas, ABD'nin Ati- na'dan PKK'yı terör örgütü ilan etmesini talep etmediğini söy- ledi. Reppas. düzen- ledigi basın toplantı- sında, Atina'nın her türlü terör eylemini kınadjğım iddıa ettı. Eski Yunanistan Baş- bakanı Konstantin Miçotakis'i PKJC'nın terörörgütü ilan edil- mesi gerektiği açık- lamasına. sorular üzerinedeğinen Rep- pas, PKK'nm terör örgütû olup olmadı- ğmın ısrarla sorulma- sı üzerine şöyle ko- nuştu: "Bazı PKK üyelerinin şiddet ey- iemierinde dna\etiş- le>ip işiemediklerini bürnivorum. Ancak böylcola>lannyaşan- mjşotanasıolasdıkda- hamdedir." BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Siyasal Olanı Tamam, Ya Ekonomik Totaliterlik?.. Siyasal anlamdaki totaliterlik insanlığın, düşünürierin karşı çıktıklan bir olgudur. Karşı çıkanlar demokrasiyi, bireysel özgüriüğü, bağımsızltğı öne çıkanrlar. Batı'da Hrtter'den Stalin'e, Doğu'da ise bugün de yaşayan "hanedan " devletlerine, tek partili yönetimlere, din esas- lı devletlere, askeri yönetimlere kadar yayg/n ömekleri var. Buraya kadar her şey açık ve anlaşılıyor. Devletlerin, toplumlann yönetiminde demokrasiye, bireysel özgür- lüklere, haklara, ulusal bağımsızlığayervermeyenlerto- taliter ya da yan-totaliter sryasal yönetimler olarak ad- landınlıyor ve bunlara karşı çıkılıyor. Ancak bu kavram- lan siyasal sözcüğünün sınırlan tçine hapsedince çok önemli bir şey, işin öbür ayağı eksik kalıyor. Ekonomik özgürlükler, ekonomik haklar, ekonomik demokrasi, ekonomide ulusal bağımsızlık gibi. Eğer anılan formal siyasal haklar ve özgürlükler, - Toplumda ve dünyada "ekonomik totaliterliği" ön- leyemiyorsa, - Bu siyasal anlamdaki haklar ve özgürlükler, "eko- nomik haklan, özgürfükleri, bağımsızlığı" sağlayamı- yorsa ne olacak? Gerisi bizi ilgilendirmez deyip arkamı- zı mı döneceğiz? Siyasal totalrteriiğe karşı çıkanların, aynı oranda "giz- li ekonomik totalitertiğe" de karşı çıkmalan gerekmez mi? Bu sorunun yanıtı kuşkusuz "evef"tir. Ama nasıl bir evet? Siyasal. hukuksal olarak bilinen yerfeşmiş tanım- lar, kalıplar vardır, orada kolayca ayıklayabilir, uygula- malara bakıp artılan, eksileri kolayca yerteştirebiliriz. Ulusal düzeyde veya uluslararası ilişkilerde bunun öl- çüleri rahatlıkla konabilir. Bir ülkede şunlar şunlar var- sa demokrasi, özgürfükler, haklar işliyor dfyebiltriz... Ya ekonomik totaliterlik?.. Ekonomik alanda durum farklıdır. Demokrasinin bu- lunduğu bir ülkede pekâlâ ekonomik anlamda totaliter- lik bulunabilir, daha doğrusu, genellikle böyledir. Hele uluslararası alanda iş daha da berbattır. Dünyada güç- lüler ile güçsüzler arasındaki ilişkı düzeni, katıksız bir "to- taliter" özellik gösterir. Siyasal cephede olduğu gibi, "ortak kavramlar, politikalar" yoktur. Uluslararası ilişki- lerde "orman kanunu" geçerlidir. Güçlü olanın, kaba kuvvetin koyduğu kurallar işler. Siyasal olarak Hitler'i, Stalin'i devirenler, burada ekonomik olarak onlann "yön- temlerini" uygulamaya başlariar. Avrupa (Batı) ve Amerika kişi başına yıllık gelir olarak 25 bin dolarla 40 bin dolar arasında seyrettiklerinden, içeride, ulusal düzeyde, fazla gürüftü patırtı çıkmadan işi götürebilirier. Geniş kitlelere "ekonomikrefah" sağ- layabilmişlerdir. Biraz itiş-kakış olur, kavga fazla büyü- meden tatlıya bağlanır. Bugün Isveç'te, Kanada'da, Fransa'da, Almanya'da da "ulusal düzeyde" bir ekonomik totaliterlik vardır. Ta- bii Amerika'da da. Ancak bunlar gelişmışlerin dışında kalan "azgelişmişlere" baktıkça, onlardan 40 kat, 50 kat iyi durumda olduklannı görürier. Aynca, dünya üzerin- de, kendilerinin "hükümran" olduklannı bilirier. Dünya- yı yönettiklerinin farkındadırlar. Ve bu üstünlüklerini, bu "totaliter yapılanmayı" savunurtar. Ulusal düzeyde de ekonomik bakımdan totaliter bir yapı olmasına rağmen, dışanya karşı kurulmuş olan bu çıkar ortakJığı, içeride çatışmayı töfpüler, nafiftetfr, hat- ta ortadan kaldınr. İçeride kendine göre, bir "ekonomik hanedaniık", şeyhlik, tek parti yönetimi vardır. Geniş kitleler "sonuçlara" bakarlar ve bundan mutlu oldukla- nnı görürter. Demokrasi, bireysel haklar ve özgürlükler "görece kavramlar" olarak algılanır, kesinlikle evrensel ve mutlak kavramlar olarak değil. Olayın dünya boyutu Ekonomik olarak gelişmiş ve üstün durumdaki ülke- lenn dünya üzerindeki hükümran (ve totaliter) konumu- na baktığımız zaman ise bu iyıce sıntmaya başlar. Biryanda, demokrasinin, bireysel hak ve özgürlükle- rin savunucusu görünen ülkeler, öte yanda en katı "eko- nomik diktatörierdir". Dünya ticaretinin nasıl yapılaca- ğını, sermayelerinin uluslararası güvencelerinin nasıl sağlanacağını, dünya para sisteminin nasıl işleyeceği- ni onlar belirler. Bu bir ekonomik diktatörlük değil de ne- dir? Daha ileri gidelim: Hangi filmlerin seyredileceğini, insanlann neyiyeceğini, nasıl giyineceğini, neleregülüp nelere ağlayacağını yine onlar belirler. Bir tarafta gizli, örtülü bir totaliterlik, öte yanda demokrasi, haklar, öz- gürlükler. Aynı tarafın birlikte ürettiği ürünler. Bir somut ömeği de "küreselleşme" kavramı. Küre- selleşmeyi sahiplenen çevrelerkimler? Liberaller, özgür- lükçü, demokrat olduğunu söyleyenler? Ve bu küresel- leşme sonuçta, "güçlü dünyanın" ekonomik (ve kültü- rel) diktatörlüğüne katkıda bulunuyor, güçlülerin önünü tamamen açıyor. Kime karşı! Dünyanın yüzde seksenini oluşturan güç- süzlere karşı. Bir kara mizah konusu olacak kadar şa- şırtıcı. Egebank'ta, küçük birikir geoan p açtırmonın tam zama Egebonk'ta hesabı bulunan kişiler, maaşı Egebonk'a yatanlar, 50 milyon TL'den başlayan bakiyelerde bile tek teî talimatıyla "Otomatik Repo" avantajından yararlanabilirler. Cenel MUdürlük: Büyükdere Cod. No 106 Esentepe 80280 İstanbul - Tel: (2İ2) 33« 40 00 FakSr(
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle