Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 MART 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
17
Dicle'nin
kurulları
Diyarbakır'daki Dicle
Üniversitesi'nde kılık-
kıyafet yönetmeliği
öyle "güzel"
uygulanıyormuş ki,
Eğitim Fakültesi'nde
türbanlı öğrencilerin
ifadesini almak
üzere altı
kişiden oluşan
iki soruşturma L
kurulu bile kurulmuş.
Fakat, soruşturma
kurullanndaki altı
kişiden beşinin kansı
ya türbanlı ya da
karaçarşaflıymış...
Türbanlı öğrenci
sayısının giderek
arttğı Dicle
Üniversitesi'nin
değerli rektörü ve
soruşturma kurullan
kuran Eğitim
Fakültesi'nin kıymetli
dekanı, YÖK
Başkam'ndan
"üstiin başan" plaketi
hak etti artık!
Kadı kızı
8 Mart Dünya
Kadınlar Günü
için ANAP
Maltepe örgütünün
hazırlattığı kutlama
afişleri biraz aceleye
gelmiş olmalı...
Görenlerin anlattığına
göre Maltepe'deki
afişlerde "En kıymetli
varlıklanmız
kadılanmız"
yazıyormuş. Eh, o
kadar kusur zaten
kadı kızında da olur!
Teh 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97Elektronft posta: sofn@postaxumhwiyBLeom.tr
- Mesut Yılmaz kimseyle
kavga etmeyecekmiş...
"Bumuna vediği vumruktan
ders almısa benzivor!"
Ş
u sıralar televizyonda bazı arkadaşlarımız
gazetecilik ilkeleri üzerineant içmeye baş-
ladılar. Bu çok hoşumuza gidiyor. Biz de ye-
1 min edip, ant içmek istiyoruz. Bir tür mil-
letvekili yemini gibi birşey. Insan kendini millet önün-
de kürsüye çıkmış gibi hissediyor.
Çeşitli yayın gruplarında çalışmış arkadaşlar ka-
fa kafaya verdik. Kendi tecrübelerimiz ışığında, ger-
çekçilik ilkesini de esas alarak tutabileceğimiz bir
"yemin metni taslağı" hazırladık. Bunu geliştirelim.
Mesleğe yeni girenlere bu yemini ettirelim. Basın bay-
ramında toplanıp törenle yemini tekrarlayalım. Bi-
zim taslağımız şöyle:
Medya Andı
Gerçeğin yalnız gerçeğin peşinde koşacağıma, ama
gerçeğin bulunduğum binanın bakış açısına göre de-
ğiştiğini asla unutmayacağıma, objektif habercilik ya-
pacağıma, ama her objektif haberin altında subjek-
tif bir niyet yattığını bileceğime, bağlı bulunduğum
Ben de isterem
yayın grubunun o sırada desteklediği siyasi lideri öne
çıkaracağıma, yayın grubumun desteklemediği si-
yasi liderleri iç sayfalara atacağıma, rakip grubun des-
teklediği lider ve önem verdiği konulara asla yüz ver-
meyeceğime, yayın grubumun ihale, teşvik ve kre-
di konulannı yakından takip edeceğime, o sırada bu-
lunduğum grubun çıkarlannı zedeleyecek ekonomik
haberleri çöpe atacağıma, grubumun desteklediği
takımın haberlerini milli maç heyecanıyla vereceği-
me, her gün birinci sayfaya bir kadın resmı bulmak
için çaba harcayacağıma, bankacılık faaliyetinin ba-
sın faaliyetinin doğal bir uzantısı haline geldiğini
kavrayacağıma, genel yayın yönetmeninin sevme-
diği sevimsiz konuları hemen öğrenip asla önerme-
yeceğime, tiraj düşünce suçu promosyon servisine
atacağıma; tiraj yükselince "iki manşet attık gaze-
teyi zıplattık" havalan basacağıma, hatır haberleri-
ni küçümsemeden gerekli büyüklükte kullanacağı-
ma, patron hapisten çıktığı zaman sürmanşetten
vereceğime, basının ikbalinin enerji, inşaat ve ileti-
şim sektöründe yattığına inanacağıma, basın mes-
lek ilkelerini yağmur yağmadığı sürece karada, ha-
vada, denizde üstün tutacağıma ant içerim.
Not: Ant içmek rakı içmeye benzemez.
Ek Not 1: Yukarıdaki yazı "Not" dahil, Yeniyüzyıl
gazetesinin birinci sayfasında önceki gün yayımla-
nan yazıdır; tek değişiklik "Biz de istiyoruz" başlı-
ğının "Ben de isterem" yapılmasıdır.
Ek Not 2: Yeniyüzyıl'ın Dinç Bilgin adına kurucu
genel yayın yönetmeni ve Korkmaz Yiğit adına es-
ki sahibi Okay Gönensin yarın çıkacak bir gazete-
de artık köşe pardon köşe yazarıdır.
Ek Not 3: Yarın çıkacak gazetenin yazaıiarı ara-
sında Pringles gibi dünyaca ünlü isimler de vardır.
SESSİZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE Faziletli hanımlar Arapça ant içmeli!
Fazilet Partisi. Meclis'e türbanlı mil-
letvekili sokmaya hazırlanıyor.
Istanbul'daki adaylar arasında dör-
düncü sırada bulunan türbanlı Mer-
ve Kavakçı'nın seçilme şansı olduğu
söyleniyor.
Fazilet, Meclis'e türbanlı birini so-
kar mı, sokar...
Çünkü Faziletliler'e göre, Meclis Iç-
tüzüğü'nün 56. maddesinde "bayan-
lar tayyör giyerler" diyor; "bayanlar
türban takamaz" demiyor.
Içtüzükte milletvekili seçilenlerin
nasıl yemin edecekleri de yazıyor ama
"Türkçe ant içilir" yazmıyor...
Anımsarsanız, Leyla Zana sembol
eşarbını takıp Kürtçe yemin etmişti!
Fazilet'in hanımlanna yalnız
türban değil Arapça yemin de
pek yakışacaktır! Tabii ki bey-
— lerine de...
Hele beyler bir de kafalanna sa-
rık ya da fes geçirdiler mi, Türkiye
gerçek demokrasiye kavuşacaktır...
KALa üç müfettişle soruşturma
Istanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer
Balıbey, Kadıköy Anadolu Lisesi'nde
yönetim boşluğundan kaynaklandı-
ğı iddia edilen konularla ilgili olarak
soruşturma başlatıldığını açıkladı.
Balıbey, gerek Milli Eğitim'e veri-
len dilekçelerdeki iddialann gerekse
basına yansıyan haberlerin açıklığa
kavuşturulması için üç müfettişin gö-
revlendirildiğini bildirdi.
Umarız, soruşturma kısa sürede
sonuçlanır ve bir zamanların Kadı-
köy Maarif Koleji, eski güzel günle-
rine döner!
OKUR MEKTUPLARI
İletişim: Zeynep E§iyok Faks: 0.212. 513 85 95
Türkocağı Cad. 39/41 Cağaloğlu 34334 tstanbul
Toplu Taşımacılığa Katkı Payı...
Bizler, 1992 yılından sonra ts-
tanbul Valiliği tarafindan çeşitli ta-
rihlerde açılan ihalelerle, çeşitli
hatlardan ticari minibüs satın alan
1979 minibüsçü esjjafiyız. Istan-
bul Büyükşehir Belediyesi söz
konusu ihalelere itiraz etti ve vi-
layet ile mahkemelik oldu. Bu ne-
denle de şimdiye kadar bize ruh-
sat vermedi. Ancak şimdi mahke-
meyi kaybeden Büyûkşehir Bele-
diyesi. bize ruhsat verebilmek için
her minibüsçü esnafından 3 mil-
yar 500 milyon lira para istiyor.
19 Şubat'ta tstanbul Minibüs-
çüler Esnaf Odası'yla tETT Ge-
nel Müdürlüğü arasında bir pro-
tokol yapılmış. Bu protokole gö-
re, 3 milyar 250 milyonu Toplu Ta-
şımacılığa Katkı Payı, 250 milyo-
nu da ruhsat parası olmak üzere
her minibüsçünün 3 milyar 500
milyon lira ödemesi kararlaştınl-
mış. Bu paranın 1 milyar 500 mil-
yan 28 Şubat'a kadar. kalanının
da 3 taksitle (Mart'tan başlamak
üzere) ödenmesi kararlaştınlmış.
Ancak bu konuda bize, ne tstan-
bul Minibüsçüler Esnaf Oda-
sı'ndan ne de tETTden bir tebli-
gat yapılmadı. Kulaktan dolma
duyduğumuz bilgileri araştırdığı-
mızda konunun doğru oldugunu
öğrendik.
Büyûkşehir Belediyesi adına
minibüs ruhsatını tETT veriyor.
Buradan görüştügümüz Özel Ula-
şım Şube Müdürü İsmail Yolcu,
"Söz konusu peşinat 28 Şubat'a
kadar ödenmezse gecikme ceza-
sı uygulanacak. Kalan para
Mart ayında başlamak üzere üç
taksitte alınacak. Bu parayı öde-
meyenler ruhsatlarını alamaz-
lar" dedı.
Bu para kesin olarak bizden
haksız yere talep ediliyor. Ruhsat
parasını kabul ediyoruz. tki kurum
arasındaki sürtüşmenin cezasını,
biz gecikmeli olarak cezasıylabir-
likte ödeyeceğiz. Ancak 3 milyar
250 milyon lira Toplu Taşımacı-
lığa Katkı Payı adı altında talep
edilen parayı anlamakta güçlü çe-
kiyoruz. Minibüsçülerden haksız
yere alınacak birkaç trilyonu "se-
çim parası olarak mı kullana-
caklar?" diye şüphe ediyoruz.
tstanbul Minibüsçüler Esnaf
Odasf nın bu konuda biz esnafla-
ra bir açıklama yapmamasını ve
derdimizle ilgilenmesmesini de
manidarbuluyoruz. Bu sorunumu-
zu çözemediğimiz takdırde tstan-
bul Büyükşehir Belediyesi'ni ve
tETT'yi mahkemeye vereceğiz.
Nurettin Cök-Mahmut
Ertürk
Medeniyet Karşıyaka'yı vurdu
Sevimli Karşıyaka'nın se-
vimli ınsanlanna sevimsiz bir
hizmet sevimli olarak sunul-
makta. Karşıyaka Spor Kulü-
bü (KSK) arsasına 33 katlı
Karşıyaka Plaza yapılması îz-
mir Büyükşehir Belediye Mec-
lisi'nce oybirliğiyle onaylan-
mış. Ürkmeyin hemen 33 kat
fılan diye, her şey kalıbına uy-
durulur. 33 kere geçirirler bu
sayıyı Karşıyakalımn önün-
den de kimsenin ruhu duymaz.
Şimdilerde görgüsüzlerin,
bilgisizlerin. fakat ne yazık ki
iktidarda olanlann medeniyet
anlayışlan on kattan yukansı
için geçerii. Yükselen yapdar-
da hep onlann imzası var, Kar-
şıyaka Plaza da, bu zihniyet-
le. oybirliğiyle gûle oynaya
Belediye Meclisi'nce onayla-
mış.
Dile kolay, 33 katlı bir tica-
ri merkez bu onaylanan. Bu
vahşi yapı o güzelim Karşıya-
ka Spor Kulübü'nün tam orta
yerine dikilecek. Çarşısı, dük-
kânlan olacak. Kamu yaran-
na olup olmadığmın, Karşıya-
ka Spor Kulübü yöneticileri-
nin istekleri yanında ne öne-
mi yar ki.
Üstelik Karşıyaka Spor Ku-
lübü bu arsa üzerinde kiracı.
yani devletin arsasında kirada
oturuyor. Peki nasıl alımyor
bu karar; işte onu anlamak
mümkün değil. tmar planın-
da, bu arsa spor tesisi olarak
görünûyor. Olsun!.. Binanın
arkasınabirde stadyum sıkış-
tırınz, olur biter. Ama kent
ölür. nefes alamaz, trafik akı-
şı aksar. bu proje için, yollar,
otoparklar yetersiz.
Olsun, denizi doldurur, yo-
lu genişletiriz. Bu kararla her-
kes evini, bahçesini yıkıp kat
istemez mi? Olsun, bunlann
ne önemi var, Karşıyaka Spor
Kulübü'ne gelecek olan para-
lardan önemli mi? Öyle ya.
futbolculann transfer ücretle-
ri filan, bir sürü masraf var
karşılanacak. Yetmiyor, daha
fazlası lazım!
Çala oynaya, ne istesek ya-
panz. Kordon'a perde gibi du-
var da çekeriz, göğe de yükse-
liriz. istediğimiz yeri imara da
açarız, yeraltına da gireriz, is-
tersek Izmir'i yıkanz da yıka-
nz! Kent plancılığk belediye
işleri gün benim, gün senin
meselesi otmamalı. Bu işlenden
anlamadıklan, ortaya koyduk-
lan eserlerden beili.
Bu yanhşhklann geri dönü-
şü yok. Yapıldıktan sonraki
mahkeme karan kenti eski ba-
lİnegetirmeye yetmiyor!.. Her
şey bu kadar kolay olmamah.
Bunlara dur demeli, ses çıkar-
malıyız. Sonraki ahlann vah-
ların faydası yok.
Gerekeni yapahm, oylan-
mızı çok düşünerek kullanalım.
Bu çılgın gidişe bir son vere-
lim, vermenin yollannı araya-
lım. Lütfen bir şeyler yapa-
hm!
Ufuk Hamuroğlu / lzmir
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇ AK behicaka turk.net
ÇİZGİLİK KÂMİL MASARACI
H A R B İ SEMtH POROY
TARİHTE BUGÜN MVMTAZ ARIKAN 10 Mart
AYAS PASA -AYASMSA
10M/KT İSM 'OA, AYAS PAŞA, KANUNÎ
SULTAM SÜLEYMAN TARAFtNDAN SAD-
AA2AM OLA/iAK ATANPI. SUPEKUH'DA
YBTİŞTİRİL£N AYAS PAfA, YAVUZ. SUİJAH
SELİM ZAMANIMDA,ÖMC£ ÇAL0//BA/V S4-
VAŞl'A/A,SOAJKA DA MISlR SEf=EGiNE
KATILMIfrt. MeMLÜlC HÛKUUIOARI 7Z>-
MAKJBAYU BİZzAr YAKADyAGAK SÜ-
VÜK SEĞBAJİ TJDPLAYAN
SULTAkJ SÛLEYMAM'tN TA+trA Ç Ş
DAN SONRA ANADOLU SEYLCKSEYr
OLMUŞ, ROPOS'UN FETHİNPE, MO-
UAÇ SAVAÇI'NPA, VİYANA KUŞAr-
MASI'NOA BULUNlAUfTU.
ÜNLÜ SADKAZAM MAKBUL IB&-
UİM PAfA, 0*Ptp4t//A/ eM&YLS
İOAM BDİUMCe, AYAS PAŞA
BU GÖB£VE ATBMMIÇTİ. ÜÇ
YIL SOMKA VEgAOAKI ÖLEKJE
OeĞİN SAOBAZAAA tiALACAK-
Ttfi.
AYAS PAŞA, EYÜPSUU7*N'M 60-
MÛLECEK, DAHA SON&A BUKA-
YA Mr'AAAg S/M4AS TA8AFIU-
OAN eie rûeee YAPILACA/C-
TTK. (KeSİMOe GÖeÜLÜYO/İ).
İLEfUCİ y/LLAH, İSmHSUL'DA
7AKSİM İLE FfN&KLl AKAS/N-
PA KAUUJ SEMTB, SA&ZA2A-
MIAİ AfJISI iÇftJ"AYASPAŞA*ADI
VERİLECZEKTTK..
ANKARA GAYRİMENKUL SATIŞ İCRA MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
KIYMET TAKDİR RAPORUNUN İLANEN TEBLİĞİ
1998/213 I.Ş.
Ankara 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 27.12. 1994 tarih ve 1993/26 esas 1994'1410 karar sayılı ilamı ile satılmak suretiyle hissedarlar
arasındaki ortakhğın giderilmesine karar verilen Ankara Mamak ilçesi, Ekin Mahallesi'nde kâin 37813 ada 8 numaralı parseli teşkil eden
794 m2 miktanndaki arsa vasıflı taşınmazın satışına ilişkin olarak yapılan takip nedeniyle, tasınmazın müdürlüğümüzce satışa esas kıymet
takdiri yapılmış olup, bilirkişilerce düzenlenen 13.1.1999 tarihli raporla taşınmaza 19.850.000.000 TL kıymet takdir edilmiş olup, taşınmaz
hissedarlarından KEMAL ALTINOK - ÜZEYtR ALTINOK ve ISMAlL KANDEMİR'in adresleri tesbit edilemediğinden adlanna kıymet
takdirinin ilanen tebligine karar verilmiştir.
Karar gereğince yukanda isimleri yazılı hissedarlann işbu ilanın yayımından itibaren 7 günlük yasal süreye ilaveten 15 gün ki toplam 22
gün içinde varsa ıtirazlannı ilgili mercie yapmalan, olmadığı takdirde kıymet takdirinin kesinleşmiş sayılacağı, kıymet takdirinin tebliği ye-
rine kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 8.2.1999 Basın: 9341
PANO
DENİZ KAVUKÇUOĞLU
Hepbert Ne Demek Istedi?
Herbert'i anımsadınız mı? Geçen çarşamba
size ondan söz etmiştim. Telefondaki "ağız dala-
şımız"dan alıntılar yapmış, yazımı, "... söyledik-
lerimi anladı mı, bilmiyorum. Beni bir daha arar
mı? Bunu da bilmiyorum..." diyerek bitirmiştim.
Doğrusu, bu kadar çabuk ses vereceğini hiç um-
muyordum! Pazargünü Istanbul'a geldi.
Tur operatörleri, "ölû mevsim"lerde Istanbul'a
akıl almaz düşük fiyatlarla turist getiriyorlar. Tari-
hi yarımadanın otelleri şu sıralar, çoğu geldikleri
ülkelerdesosyalyardımlageçinen.cebidelikya-
bancılarla dolup taşıyor. Herbert de bir gazetede
"Düsseldorf-lstanbulgidiş-dönüş, dörtgece ko-
naklama toplam 199 mark" ilanını görünce, 900
mark ödeyip tarifeli bir uçakla geleceğine, bu
"ucuz fur"dan yararlanıp soluğu Yeşilköy'de al-
mış. Biz gitsek, aynı paraya belki iki gece kala-
bileceğimiz bu dört yıldızlı otelde, yabancılar na-
sıl bu kadar ucuza kalabiliyor, merak ediyorum,
neyse...
Onu Yenikapı'daki otelin girişinde beni bekler-
ken buldum. Barda kahvelerimizi içerken "Her-
halde buraya boşuna gelmedin..." deyince, ağ-
zından baklayı çıkardı. Haftalık bir dergiye hazır-
ladığı "Türkiye 'de Seçim Hazırlıklan" yazısı için du-
var afişlerine bir göz atıp malzeme toplayacak-
mış. "Peki, afişlerinasıl anlayacaksın" soruma, "Sen
varsınya!.. "yanıtını alınca, sanki başımdan aşa-
ğıya kaynar sular döküldü. Çünkü onunla buna
benzer bir olayı yıllar önce yaşamıştım. Her anım-
sadığımda tüylerim diken diken oiurdu... Bir gün
koltuğunun altında bir tomar Türk gazetesiyle çı-
kıp gelmiş, "Bunlan bana üstünkörü de olsa, çe-
viriver!" diye tutturmuştu. Renkli gazetelerdeki
kimi yazılan ister üstünkörü, ister sözcük sözcük
çevirin, bir yabancı için bazen hiçbir şey ifade et-
meyebiliyordu. özellikle, iki yazıyı çevirirken anam-
dan emdiğim süt burnumdan gelmişti.
llki, "Ümraniye'de Çöp Patladı-27ölü" başlık-
lı bir haberdi. Herbert, "çöppatlamasını" bir "ger-
çek" olarak algılayıp kendi mantığında bir çözü-
me vardıramadığından, çeviri ne kadar özenli
olursa olsun, anlaması mümkün değildi. Dolaylı
ya da dolaysız böyle bir "o/ay"a hiç tanık olma-
mıştı. Diğeri ise Mehmet Artan'ın bir meslektaşı
için yazdığı "Onursuz Bir Mega Alçak" başhğını
taşryan bir köşe yazısıydı. Bu başlık neredeyse
bir saatimi almıştı. Durup durup "Alçak sözcüğü
zaten onursuzluğu da içerdiğine göre bu vurgu-
lama sence özel bir anlam mı ifade ediyor" gibi-
sinden sorular soruyor, anlayabileceği bir yanıt ala-
mayınca, bir dizi "etimolojik seçenek"e başvur-
duktan sonra dönüp yine aynı noktaya geliyor-
du. Onu, o zaman ne yapıp edip "Türk Basının-
da Sunular-Bir Rastlantısal Örnekleme" konulu
araştırmasından vazgeçirmeyi başarmıştım. Al-
man kamuoyu, onca derdimiz varken, bu yönü-
müzü öğrenmese de oiurdu!..
Fakat itiraf etmeliyim ki, iki gün önce Yenika-
pı-Eminönü arasında yürüdüğümüz yollann du-
varlanndaki "seçim afişleh"ri\ çevirirken yaşadı-
ğım çaresizlik, daha öncekihe kat kat raiimet
okutmuştu!.. Bu afişleri daha önce de görmüş,
okumuş, fakat üzerime almadığımdan, "taşıyama-
yacağım" bir rahatsızlık duymamıştım. Ama tek
tek okuyup, üstelik anlamlarını da açıklayarak
başka bir dile çevirirken neredeyse boğulacak gi-
bi oluyordum. Bana her afiş, Nâzım Hikmet'in,
"Eğer duvardaki afış yalan söylüyorsa..." dizesi-
ni anımsatıyordu. Evet, bu afişleryalan söylüyor-
du! Bunlar sanki sanal bir ülkenin, sanal insanla-
rı için hazırlanmıştı. Bu afişlerde insanlara. "ken-
dilerinin dışında", başka bir dünya sunuluyordu.
Insanlar bunlann karşısında kendi gerçeklilikle-
rinden kuşku duyabilirlerdi. Teslimiyetin kaynağı
da, insanın kendisinden kuşku duyması değil
miydi? Dikkatle baktığınızda, afişlerdeki yüzle-
rin, seslendikleri insanlarda bu duyguyu uyandır-
mayı hedeflediklerini görüyordunuz... Insanlan,
"cennet vaatleriyle" kandırıp teslim almak, "yö-
netilmeye koşullandırmak" istiyorlardı.
Aklımdan geçenleri Herbert'e sezdirmemeye ça-
lışıyordum. Tansu Çiller'in "Bir celsede mahke-
me!" afişinin karşısında durduğumuz sırada, elin-
deki not defterini cebine koyup "Yeter" dedi, "ben
bu işten vazgeçiyorum..." Şaşırmıştım. Nedenini
sorunca, "Bunlardan yazı çıkmaz!" diye yanıtla-
dı. Üstelemedim. Birlikte köprüden yürüyüp Ka-
raköy'e geçtik, oradan da tünelle Beyoğlu'na çık-
tık. Çinekop yerken de sormadım. Herbert bu
sabah ülkesine döndü. Giderken, bana verdiği not-
lanna hiç bakmadan çöpe attım. Ama, şimdi ken-
di kendime sormadan edemiyorum: Bunlardan
yazı çıkmaz!" derken acaba ne demek istemişti?
Faks:0216-418 8410
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
1 2 3 4 5 6 7 8
1 2 3 4 5 6 7
SOLDAN SAĞA:
1/ Divan edebi-
yatmda.birkasi- '
deye sıkıştınlmış 2
gazel bölümüne
verilen ad. 2/ 3
Mantık... Hasta- A
!ık,dert.3/Çürü-
me, mayalanma 5
yadahastalıkla- _
ra yol açan tek °
hücreii canlı. 4/ 7
" — ü şeb Mec-
nunmisaligeze- 8
rim her yeri" g
(Gevheri)... tliş-
kin. değgin. 5/ Ad kavmi
hükümdan Şeddad tara- 1
findan cennete benzetile-
rek yaptırılan efsanevi 2
bahçe... Bulgaristan'ın 3
para birimi. 6/ Birinden 4
birinin olacağı sanılan iki c
iş için kullanılan bir bağ-
laç...lritanelıbezelye. 7/ 6
Erzincan'ınKemaliyeil- 7
çesinin eski adı... Neodim Q
elementinin simgesi. 8/ q
Cinsel güçsüzlük. 9/ Bir y
anda oluveren, apansız.. Kişinin dış dünyayla ilişkiyi red-
dederek kendi iç dünyasına kapanması.
YUKARIDAN AŞAĞrYA: 1/ Birden çok anlamı olan bir
sözcüğün yakın anlamımn değil de uzak anlamının kulla-
nılması sanatı. 2/ Bilinç... Beraberinde yağmur getirmeyen
güçlü fırtına. 3/ Kocaeli ılinde bir ılçe... Küçük erkek kar-
deş. 4/ Gözleri görmeyen... Animist dinlerdeki doğaüstü güç.
5/ İnsanın düşünme v« akıl yürütme yeteneklennin tümü...
Japon lirik dramı. 6/ Kuran'ı güzel, yüksek sesle ve usulün-
ce okuma. 7/ Şalvann üstüne giyilen ve önde uzun iki par-
çası olan gıysi... Boru sesi. 8/ Bir tür taze ve tuzsuz beyaz
peynir... Bir ilimiz. 9/"— Hayworth": ABD'li sinema oyun-
cusu... Alanya yakmlannda bir çay.
N
E
K
R
O
P
O
L
•
1
M
R
A
H
O
R
|
S
G
|
A
F
|
L
A
R
T
B
U
K
A
L
E
M
U
N
O
T
|
D
A
N
A
|
A
L
A
P
A
N
•K
T
M
U
R
A
N
U
S
•M
E
1TT
|
G
A
Y
A
K
E
T
T
Y
O
L
O
J
T